Ocak-1996 HOŞGÖRÜ FAZİLETTİR Diyanet ار ُُٓعوا اِ ٰلى َم ْغفِ َر ٍة ِم ْن َربِّ ُك ْم ِ َو َس ُۙ ْات َو ْاْلَر ُ ضهَا السَّمٰ َو ُض ُ َْو َجنَّ ٍة َعر ْ اُ ِع َّد ين َ ُۙ ت لِ ْل ُمتَّ ۪ق Aziz Müslümanlar! Yüce Dinimiz İslam, insani münasebetlerde daima iyiliği ve hoşgörülü olmayı tavsiye eder. Çünkü iyi niyet ve hoşgörü, insan ruhunu okşar, hırçınlığı ortadan kaldırır. Aynı zamanda kötülük ve nefret duygularının ortadan kalkmasına, sevgi ve merhamet bağlarının kuvvetlenmesine vesile olur. Birbirlerimizle olan münasebetlerimizde hoşgörüyü, düşünce ve davranışımızın temel unsuru olarak ele alırsak, hem daha medeni davranmış, hem de Cenabı Hakk'ın emrine uygun hareket etmiş oluruz. Zira Yüce Allah (c.c) öfkesini yenmeşini bilenlere, insana şefkatle davranıp, iyilikte bulunanlara mağfiretini vadetmektedir. Bu hususta Kuranı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: "Rabbinizin mağfiretine ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış, eni gökler ve yer kadar olan Cennete koşun. Onlar bollukta ve darlıkta (Allah için) sarfederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever". (1) Değerli Müslümanlar! Dinimize göre sevgi, şefkat, merhamet, hoşgörü ve fazilet gibi duyguları kalbinde taşıyan bir Mümin, kamil bir müslümandır. Kamil bir müslüman, imanı ve irfanı tam olandır. Böyle insanlar, bencil ve zalim olamazlar Kalplerinde kin, intikam ve fesatlık gibi insanı manen alçaltan duygulara yer vermezler. Kendi nefisleri için arzu ettiklerini diğer Müminler için de arzu ederler. Herkese karşı tevazu kanatlarını gererler. Sözlerinde ve davranışlarında ölçülü ve hoşgörülü olurlar. Bu vasıftaki müslümanlar sevgili Peygamberimizin; "En hayırlılarımı Ahlakça on güzel olanlarınızdır" (2) sözünü kendine rehber edinenlerdir. Sevgili Kardeşlerim Yaradılış icabı bir toplum içinde yaşamak mecburiyetindeyiz. Bulunduğumuz yerde bizden ayrı düşünenler, ayrı inanç taşıyanlar olabilir. Bu şekildeki insanlar toplum nizamlarına aykırı davranmadıkça, onları kınamaya, horlamaya, baskı altına almaya hakkımız yoktur. Dinimizde talim ve irşad bir görevdir. Ancak zorla ve tehditle kabul ettirmek uygun düşmez. Benim inandığım gibi inanmıyorsun, benim düşüncelerimi paylaşmıyorsun, benim görüşüme katılmıyorsun diye herhangi bir müslüman kardeşimizi rencide etmek İslami davranışa yakışmaz. Bezdirme ve ürkütme İslam'a hizmet degildir. Zira Kuranı Kerim' de: " Müminlere karşı şefkatli ol" (3) ilahi emri mevcuttur. İslam'ı tebliğ eden sevgili Peygamberimizin hayatı şefkat ve hoşgörü örnekleriyle doludur. Allah Rasulünün en azılı düşmanları bile onunla görüşüp tanıştıktan sonra, hayranlıklarını gizleyememişlerdir. Allah'ın elçisine karşı olan bu hayranlığın oluşmasında, hiç şüphe yoktur ki, o mübarek insanın ahlakı önemli rol oynar. Onun yüce ahlakında erişilmeyen sabır, engin hoşgörü, sınırsız insan sevgisi vardır. Öyleyse bizler de onun yaşayışını örnek alarak davranışlarımızı düzeltirsek, Allah'ın elçisinin şefaatine nail oluruz. Muhterem Müslümanlar! Birbirimizle olan ilişkilerimizde, hoşgörülü davranmak bize bir şey kaybettirmez. Fakat çok şey kazandırır. Çünkü iyilik ve hoşgörü, Mümin için acizlik değil fazilettir. Fazilet her zaman ve her yerde en güzel meziyettir. Fazileti kendisine rehber edinenler, Sıratı Müstakim'den ayrılmamış olurlar. Sıratı Müstakim ki, Allah'ın rızasına giden gerçek hak yoldur. Bu yol İslam'ın yoludur. Bu yolun sonunda Cenabı Hakk'ın va'dettigi ebedi saadet vardır. Bu yurt Cennet'tir. *** (1) Al-i İmran: 133-134. (2) Riyazü’s-Salihin, 2/51, Hadis No: 627. (3) Hicr: 88.