15 Şubat 2007 3 Yine Diyarbakır Yine Apartman Faciası • Projede bodrum+zemin+4 kat görünen Alkan 1 Apartmanının, bodrum+zemin+8 kat olarak inşa edilmesi faciaya davetiye çıkarttı Diyarbakır’da yıllar önce Hicret Apartmanı çökmüştü. 4 Şubat 2007’de de Alkan Apartmanı çöktü. Bundan birkaç önce de askeri bir lojman kazan dairesinde meydana gelen patlamayla enkaz yığınına dönmüştü. Bütün bu facialar yapı denetimi ve güvenliği tartışmalarını gündeme taşıdı. Alkan apartmanının çökme tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle üç ay önce boşaltılmıştı ama buna karşın çökmenin can kaybına yol açması yapı denetiminde yaşanan sıkıntıların dışında farklı ihmallerin de olabileceği yönündeki yorumların yapılmasına yol açtı. İMO Diyarbakır Şube Başkanı Tansel Önal’ın Evrensel gazetesine verdiği söyleşi ise yapı denetimiyle birlikte Diyarbakır’daki kaçak ve imara aykırı yapılaşmaya, sosyal ve ekonomik sorunlara dikkat çekiyor. • Zorunlu göç ‘apartmankondu’ları inşa ettirdi’ Alkan 1 apartmanının çökmesi ile birlikte yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz? Alkan 1 apartmanı, mühendislik hizmeti almamış bir bina. ‘93 yılında ruhsat almış ve o dönemin yapı tipolojisine uygun bir bina. 1990–2000 yılları arasında yaşanan yoğun göç baskısı ve belediyelerin görevlerini yerine getirmemesiyle, mühendislik hizmetinden mahrum birçok bina şu anda Diyarbakır’da mevcut. Yıllar içerisinde de hasarlar çıkıyor ortaya. ‘80’lerde de Şehitlik semtinde Hicret apartmanı yıkıldı. Aradan geçen onca yıla karşın hâlâ aynı sorun devam ediyor. ‘80 sonrası ‘99’a kadar olan dönemlerde mühendislik hizmeti hiçbir şekilde alınmamış. Yıkılan binaların tarihçesine bakarsanız bunu görebilirsiniz. Geçen yıl da bir bina yıkıldı. Diyarbakır’da kaçak yapılaşmanın durumu nedir? ‘90’larda yapılaşmanın en yoğun olduğu Bağlar ve bugünün yapılaşan bölgesi Kayapınar’da nasıl bir tablo var? Bugüne kadar ciddi bir bilimsel çalışma, mühendislik çalışması yapılmamış bu konuda. Yapı envanteri çalışması yapılması gerekiyor bir an önce. Sonuçta Diyarbakır, ‘90’lı yıllarda bir sosyal afet yaşadı. Bunu da bu kapsamda değerlendirerek Diyarbakır’da yeni bir yapılaşma ile bu işin siyasetinin yapılması gerekiyor. Bütün kentte yapı stokunun belirlenmesi gerekiyor. Bu denetimler sonucunda imara aykırı binaların yıkılması, güçlendirilmesi gereken binaların da güçlendirilmesi gerekiyor. Diyarbakır’daki kaçak yapıların bir kısmının hiç ruhsatı yok. Bir rakam isterseniz bir rakam vermek doğru değil. Ama ciddi bir rakam... ‘90’lı yıllarda yapılan tüm binalar ciddi risk taşıyorlar. Kaçak yapılaşmanın yaygın olduğu 10 yıllık bir dönemden bahsettiniz. Bu, neden engellenmedi ya da engellenemedi? O dönemki belediye yönetimlerinin, bu konudaki ihmali... Kaçak yapılaşma sadece Diyarbakır’ın sorunu değil. Oralarda gecekondu tarzı kaçak yapılaşma var; ancak burada ‘apartmankondu’ şeklinde kaçak yapılanmalar çok yaygın. Çarpık bir kentleşme var. Hiçbir kurala uyulmadan, hiçbir mühendislik hizmeti almadan, mimarlık anlayışına dayanmadan Diyarbakır’da o yıllarda sistemli ya da sistemsiz bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, kentte büyük bir yapılaşma meydana geldi. Bağlar gibi, Huzurevleri gibi ‘apartmankondu’ kentler oluştu. Bunu bir kişinin inisiyatifine, iyi ya da kötü niyete veya yetersizliklere bağlamak çok doğru değil. O dönem can güvenliği ile yapı güvenliği arasında tercih yapmak zorunda kaldı insanlar. Onun için belediyeler bu işi denetlemediler. Ve bu şekilde bir kent yapısı oluştu. Bu konuda belediyenin sorumlulukları nelerdir? Diyarbakır’daki yapılar, bundan önceki ve sonraki yapılar diye ayrılmalı. Bundan önceki yapılar bir kez tespit edilmeli. Ki bunun ciddi bir maliyeti olacak. Ve sorunlu yapılara yönelik önlemler alınmalı. İkincisi, titiz bir denetim mekanizması geliştirerek, teknik altyapılarını güçlendirerek yapı kontrollerini sağlayacak ve ona göre yapılar inşa edilecek. İskan ruhsatı alınmadan hiçbir yapı yerleşime açılmamalı. Bu işin kuralı bu. Kanunları uygularsak sağlıklı bir kent, sağlıklı bir yapılaşma olacaktır. İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Alkan apartmanıyla ilgili yıkım kararı alınmasıyla başlayan sürecin içinde oldu. Şubemiz, ilk önce Kayapınar Belediyesi’nin başvurusu üzerine binanın yıkılma kararını veren raporu hazırladı. Daha sonra binanın çökmesinin nedenlerini kamuoyuyla paylaştı. Teknik Güç’e taşıdığımız bu iki çalışma Alkan Apartmanı ile ilgili ayrıntılı bilgiler içeriyor. Teknik Rapor Diyarbakır’da 4.2.2007 tarihinde yıkılan Alkan 1 Apartmanında şubemiz, Kayapınar Belediyesi’nin talebi üzerine 8.11.2006 tarihinde incelemede bulunmuş ve Teknik Rapor Kayapınar Belediyesi’ne 9.11.2007 tarihinde gönderilmiştir. Bina 1993 yılında ruhsatlandırılmıştır. Genel olarak 90’lı yıllarda Diyarbakır’da yapılan yapılar yoğun göç baskısı ve belediyelerin denetim eksikliği nedeniyle kalitesiz ve çarpık bir yapılaşma ortaya çıkmıştır. Göç nedeniyle kentin yapısı bozulmuş ve kent yapısında büyük tahribatlar oluşmuştur. Bu nedenle, nasıl ki depremlerden sonra depremin yaşandığı bölge afet alanı ilan ediliyorsa Diyarbakır’ın da sosyal afet alanı olarak ilan edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yapı stoku çıkartılarak yıkılması muhtemel yapılar belirlenmeli, güçlendirilmesi gereken yapılar güçlendirilmeli, ekonomik olarak güçlendirilmesi mümkün olmayan yapılar yıkılmalıdır. Bu çalışmalar yapılmadığı müddetçe bu tür sorunlar devam edecektir. Kayapınar İlk Kademe Belediye Başkanlığının 08.11.2006 tarih ve 1869 sayılı yazısına istinaden İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Kayapınar Belediyesi tarafından oluşturulan heyet tarafından 08.11.2006 tarihinde tehlike arz eden bina üzerinde yapılan gözlemsel incelemeler neticesinde aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. a) Söz konusu yapı, Diyarbakır Kayapınar Belediyesi sınırları içerisinde Huzurevleri Mahallesi Esen Sokak (Yolkent Yapı Koop. Arkası) Alkan-1 Apartmanıdır. b) Yapıda geçmiş yıllarda Zemin kattaki SZ11, SZ33, SZ43 kolonlarında hasarlar meydana gelmiş bina sakinleri tarafından SZ11, SZ33 Kolonlarında mantolama yapılmış, SZ43 kolonunda ise sıva yapılmış ve I profili ile desteklenerek güçlendirme adı altında çalışmalar yapılmıştır. Hiçbir Mühendislik hesabına dayanmayan bu önlemler hasarın devam etmesini önleyememiş, önlenmesi de beklenemez. c) B+Z+4 kat olarak projelendirilen yapının, uygulamada B+Z+8 kat olarak inşa edildiği ve 32 daireden oluştuğu tespit edilmiştir. d) Zemin ve 1. Kattaki SZ11, SZ18, SZ33, SZ36, SZ43, S117 kolonlarının, kolon sarılma bölgelerinde eksenel yük altında taşıma gücüne eriştiği ve bu nedenle basınç ezilmesinin meydana geldiği görülmüştür. e) Kolonların sarılma bölgelerinde enine donatılar (etriyeler) boyuna donatıların burkulmasını önlemek için tertiplenmediği görülmüştür. (Kolonların sarılma bölgelerinde enine donatılar 35–45 cm aralılarda kullanılmış.) f) Yapının bazı kirişlerinde kesme çatlaklıklarının meydana geldiği görülmüştür. g) 1. katta 4 No’lu Dairedeki S19 kolonunda uzun kenar doğrultusunda her iki yüzünde orta bölgesinde basınç ezilmesi olduğu, kolon boyuna donatılarında burkulma olduğu, kolonun hasar görmüş haliyle taşıma gücüne eriştiği yük, moment ve kesme kuvvetlerini karşılama fonksiyonunu büyük ölçüde yitirdiği görülmüştür. h) Yapının taşıyıcı sistemini oluşturan kolon ve kirişlerdeki donatıların korozyona uğradığı görülmüştür. i) Yapının 1.katında 4 no’lu dairedeki S111-S112-S105S106 kolonlarının olduğu kısımdaki döşemede kullanılabilirlik sınır durumunun aştığı görülmüştür. j) Yapının taşıyıcı sistemini oluşturan beton malzemesinin uygulamada yapılan hatalar nedeniyle segregasyona uğradığı ve röplizlerin yer yer oluştuğu, ayrıca beton malzemesinin dışarıdan müdahaleyle (elle koparılabilirlik) parçalar halinde kopabildiği görülmüştür. k) Yapının taşıyıcı sistemini oluşturan beton ve donatı malzemelerinin kalite ve dayanımlarının belirlenmesi için ayrıntılı inceleme, ölçüm, test ve deneyleri kapsayacak bir çalışmanın yapılması gerekmektedir. Sonuç olarak; yapının mevcut haliyle tehlike arz ettiği, yapı ile ilgili yapılacak ayrıntılı incelemeler yapılmadan kullanıma açılmaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Alkan-1 Apartmanının Çökme Sebepleri ile İlgili Rapor Diyarbakır Kayapınar İlk Kademe Belediye sınırları içerisinde çöken Alkan-1 Apartmanı ile ilgili olarak 8.11.2006 tarihinde şubemiz tarafından oluşturulan heyet; yapının mevcut haliyle tehlike arz ettiği, yapı ile ilgili detaylı incelemeler yapılmadan kullanıma açılmaması gerektiğine dair teknik rapor hazırlayarak Kayapınar Belediyesine sunmuştur. Boşaltılan yapı 4.2.2007 tarihinde çökerek 5 kişinini ölümüne 1 kişinin de yaralanmasına neden olmuştur. Ölen kişiler yapı sakinleri olmayıp değişik nedenlerle çökme esnasında yapıda bulunanlardır. Tek teselli yapının boşaltılmış olması nedeni ile can kaybının daha fazla olmamasıdır. Çökme öncesi raporda da belirtildiği üzere beton kalitesinin çok düşük olması, donatı miktarı ve yetersizliği ve yerleşimindeki yanlışlıklar yapının çökme nedenlerini oluşturmaktadır. Bina hasar gördükten sonra alınan karot numunelerinden betonun ortalama küp basınç dayanımının 62 kgf/cm² (6,2 Mpa) olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca beton imalatı üzerinde yapılan incelemelerde; kolon ve kirişlere ait beton malzemelerinin uygulamada yapılan hatalar nedeniyle segregasyona uğraması ve soğuk derzlerin (röpriz) oluşması, beton malzemesinde dışarıdan müdahaleyle (elle koparılabilirlik) parçalar halinde kopabilmesi, hasarlı kolonlarda basınç ezilmesinin olması ve hasar görmüş haliyle taşıma gücüne erişmesi, kolonların sarılma bölgesinde enine donatıların 35-45 cm aralıklarla kullanılması, kolon-kiriş mesnetlerinde etriye sıkılaştırmasının yapılmaması ve kirişlerde eğilme ve kesme çatlaklarının olması, yapının bodrum kat tavan döşemesinin kirişsiz yapılması yapının hasar görmesine ve sonuçta da çökmesine neden olmuştur. Tüm bu yapısal kusurların ve yetersizliklerin yanı sıra yapının doğu cephesinde küçük bir dere yatağının olması ve buna bağlı olarak dere yatağından gelen su akıntısına karşı herhangi bir drenajın bulunmaması ve yüzeysel suların yapıya ait temele devamlı olarak sızmasına bağlı olarak temelde oturmaların olması yapıda geçmiş yıllarda da hasarlar meydana gelmesine, yapıda yıllar içerisinde hasarların artmasına neden olmuştur. Oluşan bu hasarlar bina sakinlerince; güçlendirme tekniğine uygun olmayan mantolama ve çelik profillerle giderilmeye çalışılmıştır. Yapının statik projesinin temel olarak uygulanmaması, ayrıca B+Z+4 kat olarak projelendirilen yapının B+Z+8 kat olarak inşa edilmesi de taşıyıcı sistemin yetersizliğine neden olmuştur. Sonuç olarak; yapının projesine uygun olarak yapılmaması, kullanılan betonun yeteri dayanımda olmaması, donatı yetersizliği ve işçilik hataları, temel ıslahının yapılmaması binanın çökmesine neden olmuştur.