İşte bugün, bütün müslümanlar böyle bir bayram KURBAN

advertisement
KURBAN BAYRAMI
‫بِس ِْم ه‬
‫الر ۪ح ِيم‬
َّ ‫الرحْ مٰ ِن‬
َّ ِ‫اّٰلل‬
َ ‫اِ َّٓنَّا ا َ ْع‬
‫ص ِل ل َِربِكَ َوا ْن َح َۜ ْر ا َِّن شَانِئَكَ ه َُو ْاْلَ ْبت َُر‬
َ َ‫ط ْينَاكَ ْالـك َْوث َ َۜ َر ف‬
Muhterem Müslümanlar!
Bugün, aziz vatanımızda iman dolu gönüllerle,
sağlık, sükûn ve huzur içinde dini bayramlarımızdan
ikincisi olan Kurban Bayramını idrak etmiş bulunuyoruz.
Yalnız bizler değil, İslam alemindeki milyonlarca
müslüman, ırk, dil ve renk farkı gözetmeden, bir tek
Allah'a inanmanın, Sevgili Peygamberimizin (S.A.V.)
gösterdiği hidayet yolunda bulunmanın sevinci içinde bu
büyük günü kutluyorlar. Bütün İslam ülkelerinden
Hicaz'a giden yüzbinlerce müslüman, ilahi vecdi ve
heyecan içinde Kıblegahımız olan Ka'bei Muazzama
etrafında tavaf ederek ve Cenabı Hakk'a hamdü senada
bulunarak hac farizasını yerine getirdiler. (1) Bu kutsal
münasebetle İslam alemindeki müslümanlar da
camilerde toplanıyorlar, Allah'a şükrederek dua ve
niyazda bulunuyorlar.
İslam'ın beş rüknünden biri olan Hac farizasını
yerine getirdikten, bu kutsal şerefe erdikten sonra kurban
keserek bayram yapan Hicaz'daki hacı kardeşlerimize,
bizler de keseceğimiz kurbanlarla, iştirak ediyoruz. Hep
beraber Allah'ın huzurunda divan durarak namaz kılmış
bulunuyoruz.
Bilindiği gibi bayram, sevinç ve neşe günü
demektir. Öteden beri her milletin birçok milli günleri,
tarihi hatıralarını canlandıran bayramları bulunmaktadır.
Aynı şekilde, bir dine bağlı kimselerin de dini günleri ve
dini bayramları vardır. Bayramlar, inananlar üzerinde
çok müspet tesirler yapar, dini şuur ve duygularını
kuvvetlendirir, insanlara yeni bir heyecan ve çalışma
şevki kazandırır. Peygamber Efendimiz Medine'ye şeref
verdikleri zaman, Medine halkının iki bayramı vardı.
Cahiliye devrinin bütün kötü adetleriyle birlikte,
Peygamberimiz (S.A.V.) bu bayramları da kaldırmış,
buna mukabil, müslümanların iki dini bayramları
olduğunu bildirmişlerdir.
Bayramların, bizlere yeni bir gayret, dini ve dünyevi
çalışmalarımıza yeni bir hız, kalplerimizdeki iman
nuruna yeni bir parlaklık kazandırması bakımından
önemi büyüktür. Kurban bayramındaki şu muhteşem
manzaraya bakınız:
Bir Allah'a inanan, aynı gayeye yönelen
Müminlerin, bir anda aynı yerde toplanmalarının manası
ne kadar yücedir. Bembeyaz örtüler içindeki yüzbinlerce
insanın Haremi Şerif'te hep beraber namaz kılmaları,
Kabe'de, Mina'da, hele Arafat'ta aynı günlerde ve aynı
kıyafette toplanarak, Yüce Rabbimize dua ve niyazda
bulunmaları (2) ne ilahi ve ibret dolu bir manzaradır.
İnsanlara kıyameti, dirilmeyi, Mahşer'de toplanmayı,
Mahkemei Kübra'yı ve Hesabı hatırlatan bu lahüti
manzara, ruhları arıtan ve imanı coşturan ilahi bir
tecellidir. Bu ibretli manzara insana; dünyadan böyla
beyaz, sade bir örtü ile ayrılacağını, mal, mevki ve her
şeyin burada kalacağını hatırlatıyor.
Muhterem Müslümanlar!
İşte bugün, bütün müslümanlar böyle bir bayram
yapmaktayız. Kutsal kitabımız Kuranı Kerim'in emrine,
Hz. İbrahimin (A.S.) ve Sevgili Peygamberimizin
(S.A.V.) sünnetine uyarak, Allah rızası için kurban
kesmekteyiz. (3) Böylece yaptığımız ibadetler, topluca
kıldığımız bayram namazları bizleri, Allah'a kullukta ve
İslam kardeşliğinde birleştiriyor. Aramızdaki manevi
bağı, birlik ve beraberliği, sevgi ve saygıyı perçinliyor.
Başta ana babamızı, sonra akraba ve komşularımızı
ziyaret etmek, dini duygu ve neşelerine katılmak,
gerekirse onlara yardım elini uzatmak aile, akrabalık ve
komşuluk bağlarını kuvvetlendiriyor. Zenginlerimiz,
kestiği kurbanlarını, kurban kesmeyen din kardeşlerine
akraba ve komşularına dağıtarak ve onlara hediyeler
vererek, dinimizin her vesile ile emrettiği yardımlaşma
ve dayanışma emrini yerine getiriyorlar. Fakir ve yoksul
kardeşlerine yardım elini uzatıyorlar. Hayır derneklerini,
yurt hizmetinde bulunan milli cemiyetleri ve vakıfları
gözetiyorlar. Böylece fakirleri, yoksulları, yetim ve
kimsesiz çocukları bayramın sevincine katıyorlar.
İşte bütün dini günler, ibadet mevsimleri ve
bayramlar İslam kardeşliğinin yenilenmesine, birbirimizi
hatırlamamıza, daha çok hediyeleşmemize, yardımlaşma
ve dayanışmaya, dolayısıyla aramızdaki sevgi, birlik ve
beraberliğin artmasına çok güzel bir vesiledir.
O halde, samimi birer müslüman olarak, bu
bayramları, yüce dinimizin bildirdiği fayda ve
hikmetlere uygun olarak değerlendirmeliyiz. Dini örf,
adet ve ahlakımızı korumalı ve geliştirmeliyiz. Yüce
Rabbimiz'in ve Sevgili Peygamberimiz'in emir ve
öğütlerine uyarak, bayramlarda mali imkanlarımız
nispetinde fakir ve yoksul kardeşlerimize yardım etmeli,
yetimleri sevindirmeliyiz. Ana ve babamızı, hoca ve
büyüklerimizi, komşu ve akrabalarımızı ziyaret ederek
gönüllerini hoş etmeliyiz. Hastaları unutmamalıyız.
Onları da ziyaret etmeli, şifalar dilemeliyiz.
Müslümanların birbirine dargın durması doğru değildir.
Bayramlarda dargınlar mutlaka barışmalı ve
barıştırılmalıdır. Kestiğimiz kurbanların etini, yokluk
içinde kıvranan ve et yüzü görmeyen fakirlere ikram
etmeliyiz.
Büyük
şehirlerdeki
vatandaşlarımız,
gerekirse, kurbanlarını kendilerine vekaleten kesmek,
fakirlere ve yoksullara, usulünce dağıtmak üzere hayır
cemiyetlerine verebilirler.
Yurt dışında bulunan ve Almanya gibi, kurban
maksadıyla hayvan kesimine izin verilmeyen yabancı
ülkelerdeki işçilerimiz, kesmeleri dinen vacip olan
kurbanlarını, Türkiye'deki bir akrabasını vekil yaparak
kestirebilirler. Böylece hem dinen borçlu kalmazlar, hem
de yurdumuzdaki fakir ve muhtaç kardeşlerini hatırlayıp,
onları gözetmiş olurlar.
Bütün müslümanların, yurt dışındaki işçilerimizin
ve Kıbrıs'taki ırkdaşlarımızın kurban bayramları
mübarek olsun. Bu mutlu bayramın, asil milletimiz için
birlik ve beraberliğe, refah ve saadete, bütün
müslümanlar ve insanlık alemi için de, sulh ve sükûna,
hayır ve berekete vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz
ederim.
Ekim 1980
Download