YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PLASMODIUM VIVAX YABANIL TİP LAKTAT DEHİDROGENAZ ENZİMİNİN SAFLAŞTIRMASININ OPTİMİZASYONU VE YABANIL TİP İLE MUTANT ENZİMLERİNİN KİNETİK ANALİZLERİNİN YAPILMASI Biyolog Özal MUTLU FBE Biyomühendislik Anabilim Dalında Hazırlanan YÜKSEK LİSANS TEZİ Tez Danışmanı : Doç. Dr. Dilek TURGUT-BALIK (YTÜ) İSTANBUL, 2009 İÇİNDEKİLER Sayfa SİMGE LİSTESİ……………………………………………………………………….……..v KISALTMA LİSTESİ…………………………………………………………………….….vi ŞEKİL LİSTESİ…………………………………………………………………………. ….ix ÇİZELGE LİSTESİ……………………………………………………………….………….xii ÖNSÖZ………………………………………………………..……………………………..xiv ÖZET…………………………………………………………….………………………...…xv ABSTRACT……………………………………………………………………………….....xvi 1. GİRİŞ…………………………………………………………………………….1 1.1 Sıtma…………………………………………………………………………......1 1.2 Sıtma Parazitleri ve Yaşam Döngüsü…………………………………………....5 1.2.1 Sivrisinekteki (Vektör) Yaşam Döngüsü………………………………………...5 1.2.2 Omurgalıdaki (Konak) Yaşam Döngüsü………………………………………...6 1.3 Sıtma Genom Projesi ve Sıtma Parazitlerinin Genetik Özellikleri……………....8 1.4 Sıtma Tedavisinde Kemoterapötik Hedefler ve Antimalaral ilaçlar……………11 1.5 Laktat Dehidrogenaz Enzimi (LDH)………………………………………...….16 1.6 Plasmodium Laktat Dehidrogenaz Enzimi ………………………………...........19 1.7 Plasmodium ve Diğer Apicomplexan LDH'ları ………………….……..…..…...22 2. MATERYAL VE YÖNTEM…………………………………………………...25 2.1 Materyal…………………………………………...............................................25 2.1.1 Kimyasal Maddeler, Enzimler ve Kitler…………………………………..…....25 2.1.2 Ekspresyon Vektörü…………………………………………….…………........26 2.1.3 Echerichia coli Soyu………………………………………………………....…26 2.1.4 Deneylerde Kullanılan Cihazlar………………………………………...…........26 2.1.5 Bakteriyolojik Gelişim İçin Besiyerleri ve Solüsyonlar…………....………..…..27 2.1.6 Stok Solüsyonlar ve Tamponlar...........................................................................27 ii 2.2 Yöntem……………………………………………………………………….....32 2.2.1 Plazmid DNA İzolasyonu.....................................................................................32 2.2.2 2.2.3 Proteinin C Terminaline Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile HisTag Eklenmesi...32 Etidyum Bromür İle Boyanan Agaroz Jel Elektroforezi …………………...….…33 2.2.4 Kristal Viyole ile Boyanan Agaroz Jel Elektroforezi..........................................33 2.2.5 DNA’nın Jelden Geri Kazanılması……………………………………………..33 2.2.6 Restriksiyon Endonükleaz Enzimleri ile DNA’nın Kesilmesi………………….34 2.2.7 PvLDH Geni İle İfade Vektörünün Birleştirilmesi……………………….…….34 2.2.8 Kalsiyum Klorür Etkileşimi ile Kompetant E. coli Hücrelerinin Hazırlanması...35 2.2.9 Transformasyon………………………………………………………………....35 2.2.10 Koloni PCR…………………………………………..…………………….........35 2.2.11 Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamid Jel Elektroforezi (SDS-PAGE)…….…...36 2.2.12 PvLDH Enziminin Saflaştırılması………..………...………………………..….37 2.2.12.1 Yöntem 1: QIAGEN Ni-NTA ile PvLDH Enziminin Saflaştırılması….……....37 2.2.12.2 Yöntem 2: QIAGEN Ni-NTA ile PvLDH Enziminin Saflaştırılması……….…38 2.2.13 Protein Saklama Koşullarının PvLDH Enzimi Üzerindeki Etkisi……………...39 2.2.14 Enzim Aktivitesinin Spektrofotometre İle Tayini……………….……...............39 2.2.15 Enzimlerin Molekül Ağırlıklarının ve Ekstinksiyon Katsayılarının Hesaplanması……………………………………………………………...…....40 2.2.16 Saflaştırılmış Mutant PvLDH Proteinlerinin Konsantrasyonlarının Hesaplanması ………………………………………………………………..…40 2.2.17 Kinetik Analiz…………………………………………………………..……....41 2.2.17.1 Enzim Kinetiği………………………………………………………………….41 2.2.17.2 Saflaştırılan Proteinin Kinetik Analizi………………………………………….43 3. BULGULAR VE TARTIŞMA……………………………………….………....44 3.1. PvLDH’ın Analizi……………………………………………………………….44 3.1.1 PvLDH Proteininin C Terminaline 6 Histidin Amino Asidinin İlave Edilmesi İçin PvLDH Geninin Yeniden Alt Klonlamasının Yapılması ve Proteinin İfade Edilmesi…………………………………………………………………...44 3.1.2 PvLDH Proteininin Saflaştırılması……………………………………………...46 iii 1.6.1.1 3.1.2.2 Yöntem 1 ………………………………………………………………….……..47 Yöntem 2………………………………………………………………………...53 3.1.3 Protein Saklama Koşullarının PvLDH Enzimi Üzerindeki Etkisi………………56 3.1.4 PvLDH’ın Kinetik Analizi……………………………………………………....58 3.1.4.1 PvLDH Proteininin Molekül Ağırlığı ve Extinction Coefficient Hesaplamasının Yapılması……………………………………………………....58 3.1.4.2 Kinetik Tampon Çözeltisinin Hazırlanması ve Ölçümlerin Yapılması………….58 3.1.4.3 Sonuçların Grafit ile Analizi ve Yorumlanması………………………………...59 3.1.5 PvLDH’ın Aktif Bölge Halkasının Analizi……………….………….……….....61 3.1.5.1 PvLDH Aktif Bölge Halkasındaki Aspartik Asit108A Aminoasidinin Delesyonunun (PvDLDH) Analizi.......................................................................62 3.1.5.1.1 PvDLDH Proteininin C Terminaline 6 Histidin Amino Asidinin İlave Edilmesi ve Proteinin İfade Edilmesi..................................................................62 3.1.5.1.2 PvDLDH Proteininin Saflaştırılması....................................................................63 3.1.5.1.3 PvDLDH Proteininin Kinetik Analizi..................................................................65 3.1.5.2 PvLDH Aktif Bölge Halkasındaki Aspartik Asit108A Lisin108B Amino Asitlerinin Delesyonunun (PvKLDH) Analizi.....................................................67 3.1.6 PvLDH Aktif Bölge Amino Terminal Ucunun Analizi…………………….…..71 3.1.6.1 PvLM3Tg1 Mutant LDH Enziminin Analizi……………………………….…..72 3.1.6.2 PvLM2Tg2 Mutant LDH Enziminin Analizi…………………………………....76 3.1.6.3 PvLM2Ea Mutant LDH Enziminin Analizi…………………………………..…80 3.1.6.4 PvLM3Et Mutant LDH Enziminin Analizi..........................................................84 4. SONUÇLAR……………………………………………………………………..89 KAYNAKLAR………………………………………………………………….……………95 ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………………..…..103 iv SİMGE LİSTESİ aa Aminoasit Å Angstrom bp Baz çifti Da Dalton ε Extinction Coefficient g Gram kDa Kilodalton kcat Kinetik -Katalizleme Km Kinetik- Michaelis-Menten l Litre µg Mikrogram µl Mikrolitre µM Mikromolar mA Miliamper ml Mililitre mM Milimolar M Molar MW Moleküler Ağırlık nm Nanometre nM Nanomolar OD Optik dansite u Ünite pmol Pikomol ºC Santigrat Vmax Maksimum hız v KISALTMALAR A Adenin AIDS Kazanılmış immün yetmezlik sendromu ATP Adenozin trifosfat A/Ala Alanin R/Arg Arjinin N/Asn Asparajin D/Asp Aspartik asit/ Aspartat DNA Deoksiribonükleikasit. DAB 3 3,3’- Diaminobenzidin dNTP Deoksiribonükleotidtrifosfat dH2O Distile su EtLDH Eimeria tenella laktat dehidrogenaz enzimi eH2O Elgastat H2O EDTA Ethilendiamintetra-asetik asit F/Phe Fenilalanin G/Gly Glisin E/Glu Glutamik asit/ Glutamat Q/Gln Glutamin GNDA Gossilik nitril-1,1’ diasetat G Guanin H/His Histidin IPTG Isopropil-B-D-thiogaltopiranosid I/Ile Isolösin CV Kristal viyole LDH Laktat dehidrogenaz K/Lys Lisin LMW Low Molecular Weight L/Leu Lösin mRNA Mesajcı RNA vi M/Met Metionin NAD+ Nikotiamid adenin dinükleotid NADH Nikotinamid adenin dinükleotid (indirgenmiş) PBS Phosphate buffered saline pLDH Plasmodial LDH. Pf Plasmodium falciparum Pk Plasmodium knowlesi Pm Plasmodium malariae Po Plasmodium ovale Pv Plasmodium vivax PfLDH Plasmodium falciparum laktat dehidrogenaz enzimi PkLDH Plasmodium knowlesi laktat dehidrogenaz enzimi PmLDH Plasmodium malariae laktat dehidrogenaz enzimi PoLDH Plasmodium ovale laktat dehidrogenaz enzimi PvLDH Plasmodium vivax laktat dehidrogenaz enzimi PCR Polimeraz Zincir Reaksiyonu P/Pro Prolin RNA Ribonükleikasit SAB Sample Amplification Buffer S/Ser Serin C/Cys Sistein C Sitozin SDS Sodyum dodesil sülfat TpLDH Theileriaparva laktat dehidrogenaz enzimi T Timin Tg1LDH Toxoplasma gondii’nin LDH1 izoformu Tg2LDH Toxoplasma gondii’nin LDH2 izoformu T/Thr Treonin W/Trp Triptofan TAE Tris-Asetat-EDTA TEMED NNN’N’-Tetramethilenethilendiamin vii Y/Tyr Tirozin V/Val Valin WT Yabanıl tip WHO Dünya Sağlık Örgütü viii ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1.1 Dünya genelinde sıtmanın dağılım haritası……………………………………….....2 . Şekil 1.2 Türkiye’de 1926–2007 yılları arası sıtma vakalarının şematik gösteri……………...3 Şekil 1.3 Plasmodium’un hayat devri……………………………………………………….....7 Şekil 1.4 LDH enzimi tarafından L-laktatın pürivata oksidasyonunu veya pürivatın laktata Redüksiyonu……………………………………………………………………….16 Şekil 1.5 PfLDH ve memeli LDH’ında substrat bağlanma bölgesi ve substrat spesifik halkaya bitişik yarığın varlığı ve yokluğunun gösterilmesi……………….20 Şekil 1.6 GNDA’nın PfLDH ve Memeli LDH’ında ki farklı davranışı………….…………...20 Şekil 2.1 Bir enzim tepkimesinde substrat (S) konsatrasyonu ile hız (v) arasındaki ilişkiyi gösteren doyma eğrisi……………………………………………………….……..41 Şekil 2.2 Enzimatik reaksiyon ile substratın (S) ürüne (Ü) dönüşmesinin gösterimi. E: enzim; k1, k2 ve k3 hız sabitleri………… ………………………………...…….42 Şekil 3.1 Pv7 ve Pv15 primerleri kullanılarak kristal boyalı agaroz jelde yürütülen PCR örnekleri…………………………………………………………………………....45 Şekil 3.2 Pv7 ve Pv15 primerleri kullanılarak EtBr boyalı agaroz jelde yürütülen PCR örneği…………………………………………………………………...……..45 Şekil 3.3 Koloni PCR sonrası DNA bantlarının jelde görüntülenmesi…………………...…..46 Şekil 3.4 Protokol 2’nin SDS-PAGE görüntüsü………………………………………….......49 Şekil 3.5 Protokol 2’nin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü………………….49 Şekil 3.6 Protokol 3’ün SDS-PAGE görüntüsü…………………………………………...….50 Şekil 3.7.Protokol 3’ün elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü………………..…50 Şekil 3.8 Protokol 4’ün SDS-PAGE görüntüsü…………………………………………...….51 Şekil 3.9 Protokol 4’ün elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü………………......51 Şekil 3.10 Protokol 5 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDS-PAGE görüntüsü…………………………………………...………………..52 Şekil 3.11. Protokol 5 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü…………………………...…..52 Şekil 3.12 PvLDH proteininin Yöntem 3 ile saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDS-PAGE görüntüsü……………………...…………………….54 ix Şekil 3.13 PvLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü……………………………......55 Şekil 3.14 Enzim aktivitesinin, kullanılan koruyucu madde ve saklama sıcaklığına göre değişimini gösteren grafik……………………………………………………........57 Şekil 3.15 PvLDH’ın Steady-State kinetik davranışı………………………………………....60 Şekil 3.16 Aktif bölge halkasından D amino asitinin uzaklaştırıldığının gösterildiği PvDLDH dizileme sonucu………………...……………………………………....63 Şekil 3.17 PvDLDH mutant LDH enzimine eklenen 6-HisTag’ın mutant gendeki yerinin gösterilmesi………………………………………………………………………..63 Şekil 3.18 PvDLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü…………………………………………………..………….…...64 Şekil 3.19 PvDLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. ……………………….…..….64 Şekil 3.20 PvDLDH’ın Steady-State kinetik davranışı ………………………..…………......66 Şekil 3.21 Aktif bölge halkasından D ve K amino asitlerinin uzaklaştırıldığının gösterildiği PvKLDH dizileme sonucu…………………………….………….......67 Şekil 3.22 PvKLDH mutant LDH enzimine eklenen 6-HisTag’ın mutant gendeki yerinin Gösterilmesi………………………………………………………………..….......68 Şekil 3.23 PvKLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinin SDS-PAGE Görüntüsü………………………………………………………..…....68 Şekil 3.24 PvKLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü………………………….….....68 Şekil 3.25 PvKLDH’ın Steady-State kinetik davranışı……………………………………….70 Şekil 3.26 Plasmodium vivax LDH’ ının Toxoplasma gondii LDH-1’e benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları...................................................72 Şekil 3.27 PvLM3Tg1 enzimine eklenen 6-HisTag’ın mutant gendeki yerinin gösterilmesi..73 Şekil 3.28 PvLM3Tg1 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDS-PAGE görüntüsü………………………………………………………...…..73 Şekil 3.29 PvLM3Tg1 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. ………………………...……73 x Şekil 3.30 PvLM3Tg1’ın Steady-State kinetik davranışı……………………...…………......75 Şekil 3.31 Plasmodium vivax LDH’ ının Toxoplasma gondii LDH-2’ye benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları...................................................76 Şekil 3.32 PvLM2Tg2 enzimine eklenen 6-HisTag’ın mutant gendeki yerinin gösterilmesi..77 Şekil 3.33 PvLM2Tg2 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDS-PAGE görüntüsü.. ..........................................................................................77 Şekil 3.34 PvLM2Tg2 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü..................................................77 Şekil 3.35 PvLM2Tg2’nin Steady-State kinetik davranışı......................................................79 Şekil 3.36 Plasmodium vivax LDH’ ının Eimeria acervulina LDH ’ına benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları..................................................80 Şekil 3.37 PvLM2Ea enzimine eklenen 6-HisTag’ın mutant gendeki yerinin gösterilmesi….81 Şekil 3.38 PvLM2Ea proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. …………………………………………………………..…....81 Şekil 3.39 PvLM2Ea proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü………………………………..81 Şekil 3.40 PvLM2Ea’nın Steady-State kinetik davranışı……………………….………..…...83 Şekil 3.41 Plasmodium vivax LDH’ ının Eimeria tenella LDH ’ına benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları................................................................84 Şekil 3.42 PvLM2Ea enzimine eklenen 6-HisTag’ın mutant gendeki yerinin gösterilmesi.…85 Şekil 3.43 PvLM3Et proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. ……………………………………………………………….....85 Şekil 3.44 PvLM3Et proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü……………………………....85 Şekil 3.45 PvLM3Et’nın Steady-State kinetik davranışı…………………………………......87 xi ÇİZELGE LİSTESİ Çizelge 1.1 P. yoelii yoelli, P. vivax, P. knowlesi ve P. falciparum’un bazı genomik özellikleri …………………………………………………………………….…..10 Çizelge 1.2 Sıtma tedavisinin amacı, hedefler ve kullanılan ilaçlar ………………………....12 Çizelge 1.3 Plasmodium’da temel kemoterapötik hedeflerin özeti ………………………….13 Çizelge 1.4 İnsan-m, P. falciparum, P. vivax, P. ovale, ve P. malariae LDH enziminin ilave 5 amino asitin gösterimi………………………………………...22 Çizelge 1.5 Plasmodium vivax ve diğer bazı Apicomplexan LDH’larının aktif bölgesindeki amino asit dizisi…………………….……………….…….....23 Çizelge 2.1 Yöntem 1’in uygulama koşulları………………………………………………...40 Çizelge 3.1 Optimizasyon çalışmalarında kullanılan çözeltiler ve içerikleri………………....47 Çizelge 3.2 PvLDH proteininin Ni-NTA agaroz ile saflaştırılması çalışmalarının optimizasyon denemeleri…………………………….……………………….....48 Çizelge 3.3 Optimizasyon çalışmalarında kullanılan çözeltiler ve içerikleri………………...54 Çizelge 3.4 PvLDH proteininin Ni-NTA agaroz ile saflaştırılmasında kullanılan kolon ve tampon miktarları………………………………………………………………..54 Çizelge 3.5 PvLDH’ın hücre lizatı, süzüntüler, yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti………………………………………………………..55 Çizelge 3.6 25 günlük saklama süresi sonunda alınan aktivite sonuçları……………..….…..57 Çizelge 3.7 PvLDH enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) ölçülmesi……...….59 Çizelge 3.8 PvLDH’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar……………...…….60 Çizelge 3.9 PvLDH’ın Steady State kinetik parametreleri…………………………...……...60 Çizelge 3.10 PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki ilave 5 amino asidin delesyonu…………..62 Çizelge 3.11 PvDLDH’ın hücre lizatı, süzüntüler, yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti…………………………….……....64 . Çizelge 3.12 PvDLDH enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) ölçülmesi….…..65 Çizelge 3.13 PvDLDH’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar………………...65 Çizelge 3.14 PvDLDH’ın Steady State kinetik parametreleri…………………………...…...66 Çizelge 3.15 PvKLDH’ın hücre lizatı, süzüntüler, yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti………………………….………...69 xii Çizelge 3.16 PvKLDH enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) ölçülmesi……...69 Çizelge 3.17 PvKLDH’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar……..……….....70 Çizelge 3.18 PvKLDH’ın Steady State kinetik parametreleri………………………….….....70 Çizelge 3.19 Plasmodium vivax ve diğer bazı Apicomplexan LDH’larının aktif bölgesindeki amino asit dizisi …………..………………………………....72 Çizelge 3.20 PvLM3Tg1’in hücre lizatı, süzüntüler yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti……………………..…………..…..74 Çizelge 3.21 PvLM3Tg1 enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) ölçülmesi…....74 Çizelge 3.22 PvLM3Tg1’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar……………....75 Çizelge 3.23 PvLM3Tg1’ın Steady State kinetik parametreleri…………………………...…75 Çizelge 3.24 PvLM2Tg2’nin hücre lizatı, süzüntüler, yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti. …………………………………...78 Çizelge 3.25 PvLM2Tg2 enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) ölçülmesi……78 Çizelge 3.26 PvLM2Tg2’nin Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar……………..79 Çizelge 3.27 PvLM2Tg2’nin Steady State kinetik parametreleri…….……………………….....…79 Çizelge 3.28 PvLM2Ea’ın hücre lizatı, süzüntüler, yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti……………………..……………...82 Çizelge 3.29 PvLM2Ea enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) ölçülmesi……..82 Çizelge 3.30 PvLM2Ea’nın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar………………83 Çizelge 3.31 PvLM2Ea’nın Steady State kinetik parametreleri………………………….…..83 Çizelge 3.32 PvLM3Et’nin hücre lizatı, süzüntüler, yıkamalar ve elde edilen elüsyonalardaki enzim aktivitesinin tespiti……………………...…………..….86 Çizelge 3.33 PvLM3Et ölçülmesi……...86 enziminin aktivitesinin 340 nm’de (Δ A340/dakika) Çizelge 3.34 PvLM3Et’nın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar…………….....87 Çizelge 3.35 PvLM3Et’nin Steady State kinetik parametreleri………………………….…...87 Çizelge 4.1 Plasmodium vivax’ın LDH Geninin Aktif Bölge halkasının kısaltılmasının toplu sonuçları……………………………………………………….………....91 Çizelge 4.2 Plasmodium vivax’ın LDH geninin aktif bölgesinin amino terminal uç bölgesi ve aktif bölge halkasındaki yönlendirilmiş mutagenez toplu sonuçları………93 xiii ÖNSÖZ Öncelikle bu tez çalışmasını yapmamda bana her türlü desteği veren, deneyim ve tecrübesiyle yol gösteren ve kendisinden çok şey öğrendiğim değerli hocam Doç. Dr. Dilek Turgut-Balık’a çok teşekkür ederim. Tez çalışmasının yürütülmesine maddi destek sağlayan TÜBİTAK, Yıldız Teknik Üniversitesi’ne ve Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü’ne ve bölümdeki hocalarıma teşekkür ederim. Lisansüstü çalışmamı yürütmemde sürekli destek olan Marmara Üniversitesi, Biyoloji Bölümü’ne ve bölümdeki hocalarıma teşekkür ederim. Çalışmamın yürütüldüğü laboratuarın altyapısının kurulması yönünde ek destek sağlayan Devlet Planlama Teşkilatına ve DPT Projesinin ilk yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Mustafa Akdeste’ye teşekkürü bir borç bilip yakın zamanda kaybettiğimiz hocamızı saygı ile anıyorum. Söz konusu DPT projesini devralan ve büyük bir özveri ile yürütmekte olan Kimya-Metalürji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabriye Pişkin’e de yine teşekkürü borç bilirim. Bristol Üniversitesi, İngiltere, Medikal Bilimler Okulu’ndan Prof. Dr. Leo Brady ve grubuna ve yine aynı grupta bulunan Dr. Richard Sessions, Dr. Debbie Shoemark ve Kathleen Moreton’a bilimsel destekleri için teşekkür ederim. Grup içi çalışmaları ile tez çalışmasının yürütülmesine katkıda bulunan Biyomühendislik Bölümü, Moleküler Genetik Laboratuarı grup arkadaşlarım Arş. Gör. Yunus Sarıçay, Mustafa Çiçek ve Aslıhan Huri Balcıoğlu’na ve Arş. Gör. Venhar Çelik’e teşekkür ederim. Dostluklarıyla her zaman yanımda olan Ayşe, Olga, Rabia, Serhat, İsa ve diğer yüksek lisans ve doktora öğrencisi arkadaşlarıma ve bütün Biyomühendislik Bölümü personeline teşekkür ederim. Tez çalışması süresince sabır ve desteklerini esirgemeyen aileme ve eşim Aycan Mutlu’ya çok teşekkür ederim Özal MUTLU xiv ÖZET Günümüzde kullanılan antimalaryal ilaçlara karşı olan direnç, sıtmanın kontrolünü aksatan bir temel halk sağlığı sorunudur. Bu durum yeni ilaçların geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu sebeple, bu tezde Plasmodium vivax’ın glikolotik enzimi olan laktat dehidrogenaz yeni antimalaryalların tasarımında hedef olarak belirlenmiştir. Tezin ilk bölümünde, Plasmodium vivax laktat dehidreogenaz enzimi C- terminalinde Histag’a sahip olarak klonlanmış ve saf ve aktif enzim yoğun optimizasyon çalışmaları sonucunda elde edilmiştir. Optimizasyon çalışmaları neticesinde, rekombinant Plasmodium vivax LDH enzimi kinetik çalışmalar için yeterli saflıkta ve miktarda saflaştırılmıştır. Tezin ikinci bölümünde, daha önceden yönlendirilmiş mutagenez çalışmaları sonucunda aktif bölge halkasından her seferinde bir amino asit çıkarılması ile elde edilmiş olan PvDLDH ve PvKLDH mutant Plasmodium vivax LDH enzimlerinin kinetik çalışmaları yapılmıştır. Aktif bölge halkasının kısaltılması sonucunda enzimlerin substratına olan afiniteleri ve benzer şekilde kcat değeri düşmüştür. Tezin son bölümü, önceden yönlendirilmiş mutagenez çalışmalarıyla Toxoplasma gondii I LDH, Toxoplasma gondii II LDH, Eimeria acervulina LDH, Eimeria tenella LDH enzimlerinin taklit edildiği mutant Plasmodium vivax LDHlarının saflaştırılmasını ve kinetik analizlerinin yapılmasını içermektedir. Temel fark mutant enzimlerin substratlarına olan affinitesinde gözlenmiştir. Elde edilen tüm veriler yabanıl tip Plasmodium vivax laktat dehidrogenaz enzimin kinetik sonuçlarıyla karşılaştırılmış ve yeni antimalaryalların geliştirilmesinde aktif bölge halkasının ve aktif bölge halkasının amino terminalinin önemi kanıtlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Sıtma, Laktat dehidrogenaz, Plasmodium vivax, Theileria parva, Toxoplasma gondii, Eimeria acervulina, Eimeria tenella, Yönlendirilmiş Mutagenez, Protein Saflaştırma, Aktif bölge Halkası xv ABSTRACT Resistance to currently available antimalarial drugs is a major public healt problem that hinders the control of malaria. This necessitates development of new drugs. To this end, in this thesis glycolytic enzyme lactate dehydrogenase of Plasmodium vivax has been targetted for the design of novel antimalarials. In the first part of the thesis, Plasmodium vivax lactate dehydrogenase was expressed with having a C-terminal His-tag and the pure and active enzyme has beeen obtained by applying intense optimization studies. As a result of optimization studies, recombinant Plasmodium vivax LDH has been purified in the sufficient purity and quantity for the kinetic analysis. In the second part of the thesis, kinetic studies have been done on the PvDLDH and PvKLDH mutant Plasmodium vivax LDH enzymes that were previously obtained by deleting one amino acids each time from the active site loop by the site directed mutagenesis. As a result of shortening of the active site loop caused a decrease in the affinity of the enzymes to their substrate and similarly a decrease in the kcat value. The last part of the thesis consisted of purification and kinetic analysis of the previously mutated Plasmodium vivax LDHs to mimick Toxoplasma gondii I LDH, Toxoplasma gondii II LDH, Eimeria acervulina LDH, Eimeria tenella LDH. Main difference was observed in the affinity of the mutant enzymes to their substrate. All of the results were compared with the kinetic results of wilde type Plasmodium vivax lactate dehydrogenase and proved the importance of the active site loop and amino terminal of the active site loop in the design of new antimalarials. Key Words: Malaria, Lactate Dehydrogenase, Plasmodium vivax, Theileria parva, Toxoplasma gondii, Eimeria acervulina, Eimeria tenella, Site Directed Mutagenesis, Protein Purification, Active Site Loop xvi 1. GİRİŞ 1.1 Sıtma Sıtma, dişi anofel cinsi sivrisineklerin kan emerken konak canlıya bulaştırdıkları Plasmodium parazitlerinin sebep olduğu bir tropikal parazit hastalığıdır (Kayser, 2005). Plasmodium’lar başta kuşlar olmak üzere kaplumbağa, kertenkele ve yılan gibi sürüngenleri ve primat, kemirgen gibi memelileri enfekte etmektedirler (Knell, 1991). Sıtma parazitleri hayat döngülerinin bir kısmını taşıyıcı olan dişi anofel cinsi sivrisinekte sürdürürken, diğer bölümünü de konak canlıda tamamlamaktadırlar. İnsanları enfekte eden beş Plasmodium türü bulunmaktadır. Bunlar; Plasmodium vivax (P. vivax), Plasmodium falciparum (P. falciparum), Plasmodium ovale (P. ovale), Plasmodium malariae (P. malariae) ve Plasmodium knowlesi (P. knowlesi)’dir. Yakın zamana kadar insan sağlığını tehdit eden dört Plasmodium türü bulunmaktayken Plasmodium knowlesi’nin de insanları enfekte ettiği kesinlik kazanarak, insanları enfekte eden beşinci Plasmodium türü olarak yerini almıştır (Cox-Singh vd., 2008). İnsan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden ve asıl sıtma ölümlerinin sebebi olan Plasmodium türü P. falciparum’dur ve bu yüzden falciparum sıtması malign yani kötü huylu sıtma olarak adlandırılmaktadır. P. falciparum’a bağışıklığı bulunmayan kişilerde hastalık çok çabuk ilerler ve öyle ki bazı durumlarda belirtilerin ortaya çıkışından 24 saat sonra hastalar hayatını kaybedebilir. Bu sıtma türünde nöbetler sürekli ateşli bir şekilde veya kötü nöbetler şeklinde görülmektedir. Ayrıca P. falciparum sıtması serebeller sendromu, anemi, beyin sıtması, hiperglisemi ve renal fonksiyon bozukluğu gibi hastalıklara neden olmaktadır. P. falciparum Afrika’da ve Güneydoğu Asya’nın büyük bir bölümünde yaygındır. P. vivax sıtması ise daha iyi seyirli ve nadir olarak yaşamı tehdit etmektedir. Bu nedenle de P. vivax’ın yapmış olduğu sıtma benign sıtma olarak da adlandırılmaktadır. Bağışık olmayan insanlarda P. vivax sıtmasının akut ölüm oranı çok düşük olmakla birlikte çocuklarda ölümcül olabilmektedir. P. vivax sıtması genel olarak anemi ve dalak büyümesine neden olmaktadır. P. vivax daha çok sıcak ve tropik bölgelerde enfeksiyona sebep olur ve Plasmodium türleri içerisinde tüm dünyada en geniş coğrafi yayılım gösteren türdür. Türkiye’de de yerli olarak görülen tür P. vivax’dır. P. ovale yalnızca Batı Afrika ve Pasifik yerlilerinde hastalık oluşturmakta ve bu tür ile enfekte kişilerde hastalık hafif seyretmektedir. Diğer ırklar bu türe doğal olarak bağışıklık kazanmıştırlar. P. malariae olgusuna ise pek rastlanılmamaktadır. P. malariae’nın 1 anofellerdeki evriminin uzun sürede gerçekleşmesi nedeni ile sporogoninin tamamlanamadan anofellerin yaşamlarını yitirmeleri bunun temel nedeni olarak gösterilmektedir (Unat vd.,1995; Akdur, 1997; Özcel, 1999). Plasmodium knowlesi Doğu ve Güney Asya boyunca çok geniş bir alanda dağılım gösteren ve insanları enfekte eden beşinci sıtma paraziti olarak kayda geçmiştir. Plasmodium knowlesi, doğal olarak eski dünya maymunlarını enfekte eden bir türdür. İnsanları doğal yollardan enfekte ettiğine dair bulgular çok az bulunmaktadır. 2001–2006 yılları arasında Malezya da yapılan araştırmada, Plasmodium knowles’nin çok geniş çapta insanları enfekte ettiği ve mikroskobik tanı aşamasında P. malariae ile karıştırıldığından dolayı bu güne kadar teşhisinin kesin bir biçimde yapılamadığı ortaya çıkmıştır. Yapılan klinik araştırmalar sonucu birçok insanın P. knowlesi sıtmasından dolayı hayatını kaybettiği kaydedilmiştir (Cox-Singh vd., 2008). Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı (3,3 milyar) sıtmanın bulaşma riskinin olduğu bölgelerde yaşarken, beşte biri (1,2 milyar) sıtma riskinin yüksek olduğu bölgelerde yaşamaktadır. Diğer 2,1 milyar insan ise düşük risk bölgelerinde bulunmaktadır. Sıtma, günümüzde dünya genelinde 1 milyona yakın kişinin ölümünden sorumlu olarak, solunum yolu enfeksiyonları (4.2 milyon), ishal enfeksiyonları (2.2 milyon), AIDS (2 milyon), ve tüberkoloz’dan (1.5 milyon) sonra en çok ölümlere neden olan enfeksiyon hastalığıdır (WHO, 2008a). Afrika ve az gelişmiş diğer bölgelere baktığımızda ise çoğunluğu Orta ve Güney Afrika, Asya, Okyanusya, Orta ve Güney Amerika ve Kafkasya’da olmak üzere 109 ülke’de endemiktir. Herhangi bir sıtma riskiyle karşı karşıya olan en kalabalık nüfus Güney-Doğu Asya ve Batı Pasifik bölgelerinde bulunurken Afrika ise yüksek sıtma riski altında en fazla insan nüfusunu barındıran bölgedir ve bu yüzden sıtma ölümlerinin yaklaşık %90’ bu kıtada meydana gelmektedir (WHO, 2008b). Şekil 1.1 Dünya genelinde sıtmanın dağılım haritası (WHO, 2008b) 2 Dünya sağlık örgütü 2008 yılı raporuna göre; 2006 yılında, dünya genelinde %91’i P. falciparum’dan dolayı meydana gelen toplam 247 milyon sıtma olgusu meydana gelmiştir. Vakaların büyük bir bölümü Afrika bölgesinde (%86) diğer kısmı ise Güney-Doğu Asya (%9) ve Doğu Akdeniz’de (%3)’dir (Şekil 1.1). 2006 yılında, dünya genelinde, %90’ı Afrika bölgesinde, %4’ü Güney-Asya ve Batı Akdeniz’de olmak üzere 881 000 kişinin sıtmadan hayatını kaybetmiştir. Ölüm riski diğer bölgelere göre Afrika’da belirgin bir şekilde daha yüksektir. Tahmini ölümlerin %85’i 5 yaş altı çocuklarda meydana gelirken, en fazla ölüm oranı ise Afrika’da (88%) ve Doğu Akdeniz’de (%76) görülmektedir (WHO, 2008b). Türkiye’de sıtmanın tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Anadolu’da sıtma, tarihler boyunca salgınlar yapmış ve sadece insanların ölümüne neden olmakla kalmamış birçok Ege ve Akdeniz medeniyetlerinin çökmesinde de büyük rol oynamıştır. Kurtuluş savaşı sırasında ve onu izleyen Cumhuriyetin ilk yıllarında sıtma toplumsal olarak büyük bir öneme sahip olmuş ve sıtma ile mücadeleye büyük önem verilmiştir. Bu önem sonucu ve yapılan çalışmalar sayesinde sıtma ülkemizde 1968 yılı itibariyle büyük oranda kontrol altına alınmıştır. Ancak 1971 yılından başlayarak 1977 yılına kadar sıtma vakaları keskin bir şekilde yükselmiştir (Şekil 1.2). 1970’ler öncesi P. falciparum en yaygın parazit iken kontrol çalışmaları sonrası diğer bir sıtma paraziti olan P. vivax sık görülmeye başlamıştır. P. vivax sıtması P. falciparum sıtması gibi öldürücü olmadığından sıtmadan dolayı ölümler bildirilmemektedir. Ancak P. vivax sıtması doğrudan ölümlere sebep olmazken, sıtmaya bağlı olarak düşük, erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek ve ölü doğum ile anne ölümlerine neden olmaktadır (Özcel, 1999). Şekil 1.2 Türkiye’de 1926–2007 yılları arası sıtma vakalarının şematik gösterimi [1] Ülkemizde sıtma en çok Güney-Doğu’da yaygındır. 2006 yılında, olguların %84’ü Diyarbakır 3 ve Şanlıurfa’da olmak üzere 7 ilde (Diyarbakır, Şanlıurfa, Siirt, Bitlis, Mardin, Hakkari ve Batman) bulaşma rapor edilmiştir. Bu bölgelerimizde P. vivax sıtması görüldüğünden dolayı ölüm vakası bildirilmemekle birlikte tahmini sıtma bulaşma olgularının 1500 olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca 2006 yılında Türkiye dışı kaynaklı (emporte) olduğu düşünülen 29 P. falciparum kaynaklı sıtma olgusu görülmüştür. Türkiye, Afrika ve Asya ülkeleriyle birlikte 2008 yılı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sıtma raporunda yer almıştır (WHO, 2008b). İstatistiklerden anlaşıldığı üzere, sıtma dünya üzerinde coğrafik olarak geniş bir dağılım gösterirken her yıl yaklaşık bir milyon insanın ölmesine ve yaklaşık 250 milyon insanın sıtmadan dolayı sağlığını yitirmesine neden olmaktadır (WHO, 2008b). Sıtmanın tüm dünyada kontrol dışına çıkmasının iki temel nedeni vardır. Bunlardan ilki; sıtma parazitlerinin tek konağı olan anofel cinsi sivrisineklerin bilinen insektisidlere karşı direnç kazanması, ikincisi ise bazı sıtma parazitlerinin mevcut antimalarial ilaçlara karşı direnç kazanmış olmasıdır. Antimalarial ilaçlara ve insektisidlere karşı olan direnç, halk sağlığı alt yapısının bozulması, populasyon hareketleri, politik kargaşalar ve çevresel değişimler sıtmanın yayılmasına katkıda bulunmaktadır. Yapılan son çalışmalar yeni kontrol metotları geliştirilip uygulanmadığı takdirde sıtma vakalarının önümüzdeki 20 yıl içinde iki katına çıkabileceğini göstermektedir (Vander-Jagt vd.,1981; Greenwood ve Mutabinga, 2002). Günümüzde sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlara karşı geniş çaplı bir ilaç direncinin gelişmesi yeni antimalaryal ilaçların keşfedilmesini gerekli hale getirmektedir (Olliaro ve Yuthavong, 1999, Chiyaka, 2009). Antimalaryal ilaç geliştirilmesinde ki ilk adım, parazitin yaşam döneminde hayati rolleri bulunan enzim hedeflerinin belirlenmesini içermektedir. Bu sebeple bir glikolitik enzim olan ve sıtma parazitleri için yaşamsal önemi olan laktat dehidrogenaz (LDH) enzimi ilaç hedefi olarak seçilmiştir (Turgut-Balik ve Holbrook, 2001). Bu tez çalışmasında Plasmodium vivax LDH enziminin aktif bölge halkasının ve aktif bölge amino terminal ucunun kinetik analizleri yapılarak yeni bir antimalaryal ilaç geliştirilmesi çalışmalarına katkı sunulmaya çalışılmıştır. 4 1.2 Sıtma Parazitleri ve Yaşam Döngüsü Sıtma parazitleri, Plasmodium cinsi, Plasmodiidae ailesi, Haemosporidia takımı ve Apicomplexa şubesi içinde yer alan ökaryotik organizmalardır. Sıtma parazitlerinin hücreleri işgal ettiği formları olan ookinet, sporozoit ve merozoitlerin uç kısmında yer alan, alyuvar ve karaciğer hücrelerinin özel antijenik bölgelerini tanıyarak onları istila etmeye yardımcı olan apikal kompleksin yer alması, bu parazitlerin Apicomplexan şubesi içerisinde yer almalarına neden olmuştur (Yotoko ve Elisei, 2006). Plasmodium cinsi içinde 200 tür tanımlanmıştır ve yeni türlerin keşfi devam etmektedir (Perkins ve Austin, 2009). Bu türlerden 5 tanesi olan P. vivax, P. falciparum, P. ovale, P. malariae ve P. knowlesi insanları enfenkte ederken diğer Plasmodium türleri kuşlar, kemirgenler, sürüngenler ve primatlar gibi birçok hayvanı enfekte etmektedirler. Sıtma parazitlerinin yaşam döngüleri, omurgasız anofel cinsi sivrisineklerdeki eşeyli üremenin görüldüğü ve sporozoitlerin oluşturulduğu ve omurgalı konak canlıda eşeysiz üremenin görüldüğü dönem olmak üzere iki dönemde gerçekleşmektedir (Şekil 1.3), (Kayser, 2005). 1.2.1 Sivrisinekteki (Vektör) Yaşam Döngüsü Sıtma parazitleri, sivrisinekte eşeyli üremenin (döllenme) ve sporogoninin görüldüğü iki evre geçirmektedirler. Döllenme: Sivrisinekler, sıtmalı konaktan kan emerek mikrogametosit (erkek eşey hücresi) ve makrogametosit’leri (dişi eşey hücresi) almaktadır. Sivrisineğin midesinde mikrogametositler 8 kamçılı bir yapı meydana getirerek mikrogametlere ve makrogametositler ise makrogametlere dönüşmektedir. Makrogamet ve mikrogametin döllenmesiyle zigot meydanda gelmekte ve zigotun meydana gelmesinden kısa bir süre sonra ise zigot hareketli ookinete dönüşmektedir. Ookinet mide duvarını delerek mide epitelyum hücreleri ve basal membranın arasındaki boşlukta ookist adı verilen yuvarlak şekilli bir duvar oluşturmaktadır (Kayser, 2005). 5 Sporogoni: Ookist hızla gelişip (40-60 um çapında) sivrisineğin vücut boşluğuna (hemosöl) doğru şişerek binlerce sporozoit meydana getirmektedir. Ookist patlayarak sporozoitler, sineğin vücut boşluğundan tükürük bezlerine hareket eder ve orada yerleşmektedirler. Sivrisinekteki bu yaşam döngüsü parazit türünden türüne ve ortamın sıcaklığını bağlı olarak 8–14 gün arası sürmektedir. Sivrisinek kan emerken tükürük bezindeki bu sporozoitler konak canlıya geçip konak canlıdaki yaşam döngüsünü başlatmaktadır (Kayser, 2005). 1.2.2 Omurgalılardaki (Konak) Yaşam Döngüsü Sıtma parazitlerinin omurgalı konak canlıdaki yaşam döngüsü, karaciğerdeki dönem (Hepatik ya da ekzoeritrositik şizogoni) ve alyuvardaki dönem (eritrositik şizogoni) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ekzoeritrositik (Hepatik) Şizogoni: Sıtma sporozoitlerini taşıyan anofel sivrisineği konak canlıdan kan emerken binlerce sporozoit, konağın dolaşım sistemine girmektedir. Enfeksiyonunun ortaya çıkması için çok az sayıda sporozoit yeterli olmaktadır (10 P.falciparum sporozoiti). Enfeksiyonun meydana geldiği ilk bir saat içinde sporozoitler kan yolu ile eşeysiz üremenin gerçekleşeceği karacağier hücrelerine (Hepatosit) girmektedirler. Sporozoitler burada çok çekirdekli bir yapı olan hepatik şizontu oluştururlar. Sitoplazmik bölünmeler sonucunda bir karaciğer hücresinde binlerce merozoit oluşmaktadır. Merozoitlerin oluşumu 6–15 gün içinde gerçekleşmektedir. Fakat P. vivax ve P. ovale gibi parazit türlerinde şizont oluşumu hemen gerçekleşmeyip sporozoitler uyku dönemi geçirmektedirler. Bu uyku dönemi aylar hatta yılları bulabilir. Merozoitler oluştuktan sonra karaciğer hücresi patlar ve merozoitler kan dolaşımına katılmaktadırlar. Merozoitlerin alyuvarlara girmesiyle birlikte eritsositik şizogoni dönemi başlamaktadır (Kayser, 2005). Eritrositik Şizgoni: Kan dolaşımına katılan merozoitler eşeysiz üremenin gerçekleşeceği alyuvarlara girmektedirler. Alyuvara giren sporozoit mikroskop altında yüzük şeklinde görülmektedir. Bu yapı gelişerek çok çekirdekli eritrositik şizontu meydana getirmektedir. Şizont eşeysiz olarak bölünerek çok sayıdaki merozoitleri oluşturmakta ve merozotilerin alyuvarı patlatarak kan dolaşımına katılmasıyla eritrositik şizogoni dönemi tamamlanmış olmaktadır (Kayser, 2005). 6 Şekil 1.3 Plasmodium’un hayat döngüsü (Knell, 1991). Merozoitlerin yeni bir alyuvara girmesiyle bu eşeysiz dönem tekrarlanmaktadır. Kısa bir zaman sonra bu döngüler belli aralıklarla olmaya başlamaktadır. P. vivax, P. falciparum ve P. ovale’de döngüler 48 saat, P. malaria’ da ise 72 saatlik döngüler halinde gerçekleşmekte ve her alyuvarların parçalandığı dönemde konak canlıda ateş nöbetleri (“malarial paroxysm”) meydana gelmektedir. Birkaç döngü sonrası bazı merozoitler eşey hücreleri olan mikrogametosit ve makrogametositlere dönüşmektedirler. Anofel sivrisinekleri, hücreleri kan emerek aldıkları zaman Plasmodium’ların hayat devri yeniden başlamış olmakta ve kan dolaşımında kalan gametosit hücreleri ise belirli bir zaman sonra ölmektedirler (Kayser, 2005). Temelde Plasmodium türlerinin hayat döngüleri yukarıda anlatıldığı gibi meydana gelse de, türler arasında döngü süresi, ookinit, sporozoit, merozoit ve gametlerin büyüklüğü ve hücre içindeki şekilleri bakımından farklılıklar görülmektedir (Özcel, 1999). 7 1.3 Sıtma Genom Projesi ve Sıtma Parazitlerinin Genetik Özellikleri Plasmodium’ların genetik özellikleri ve genomları hakkında bilgi sahibi olmamız, biyolojik yapılarının aydınlatılmasında, özellikle insanları enfekte eden parazit türlerine karşı yeni ilaçların ve aşıların geliştirilmesinde çok önemlidir. Ayrıca karşılaştırılmalı genom analizleri; Plasmodium cinsine özgü antimalariallerin ve aşıların geliştirilmesini, memeli Plasmodium genomlarının özellikleri (genom büyüklüğü, gen sayıları, gen uzunlukları, GC oranı vb.) ve Plasmodium’ların evrimsel kökeni hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır (Carlton vd., 2008). Yüz binlerce insanın sıtmadan dolayı ölmesine neden olan P. falciparum ve yine milyonlarcasının sağlığını olumsuz yönde etkileyen diğer Plasmodium türlerinin bugüne kadar bilinen antimalariallere karşı direnç geliştirmeleri ve şu ana kadar etkili bir ilacın ve aşının olmayışı, Plasmodium genom projesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır (Carlton, 2008). Fonksiyonel genom çalışmalarının artması, genoma dayalı ilaçların ve aşıların üretilmesine ve aynı zamanda var olan ilaç ve aşı klinik çalışmalarının hızının artmasına büyük katkı sağlamıştır. Fonksiyonel genomik yöntemler parazit bağışıklığında ve konak-parazit etkileşimlerinde rol oynayan genlerin keşfinde önemli rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalar bazı genlerin parazit yaşamı açısından kritik rollerinin olduğunu ortaya koyarken, genomik çalışmalar sayesinde antijenik özellikleri daha önceden bilinen parazit antijenlerine kıyasla daha gelişmiş olan yeni antijenler de ortaya çıkarılmaktadır (Winzeler, 2008). Bunların yanında genomik varyasyon çalışmaları, niçin bütün sıtma parazitlerine karşı etkili tek bir aşının geliştirilmesinin zor olduğunu da ortaya koymaktadır (Mu vd., 2007; Winzeler, 2008). Ayrıca genoma dayalı yöntemler, ilaç direncinin gelişmesinde genlerin nasıl değiştiğini bulacak potansiyele sahiptir. Geçmişte ilaç direncinden sorumlu olan genler uzun ve yorucu bir çalışma gerektiren haritalama ve farklı organizmalardaki ilaç direncinden sorumlu olan genlerle kıyaslanarak bulunurdu. Günümüzde ise genoma dayalı oligonükleotid çipleri ile ilaç direncinden sorumlu olan genlerin daha hızlı ve kesin bir şekilde taranıp aydınlatılmasının yolu açılmıştır (Winzeler, 2008). Genom şifresi üzerinde ilk çalışılan ve çözülen Plasmodium türü P. falciparum’dur. P. falciparum genom projesi 1996 yılında, Amerikan Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü (NIAID), the Wellcome Trust, the Burroughs Wellcome Fund ve Amerika Savunma Bakanlığı’nın bir araya gelmesiyle başlamıştır [2]. Ilk önce nükleer genomun 2. (Gardner vd., 1998) ve 3. (Bowman vd., 1999) kromozomlarının dizisi; daha sonrada sırasıyla , 1, 3-9 ve 13. (Hall vd., 2002), 2, 10, 11, ve 14. (Gardner vd., 2002) ve 12. kromozomun (Hyman vd., 8 2002) dizisi yayınlanmıştır. Bu projenin ardından, bir kemirgen paraziti olan P. yoelii yoelii (2002) ve ardından P. vivax (2008) ve P. knowlesi (2008) genom projelerinin tamamlanmasıyla beraber insanlar için önemli olan Plasmodium türlerinin genomları deşifre edilmiştir (Carlton vd., 2002; Carlton vd., 2008; Pain vd., 2008). Plasmodium’lar üç farklı genoma sahiptirler. Bunlar 14 kromozomlu nükleer genom, 35 kb’lik dairesel apikoplast genomu ve 6 kb’lik lineer mitokondriyal genomudur (Gardner vd., 2002; Carlton vd., 2002; Carlton vd., 2008; Pain vd., 2008). Memeli Plasmodium türlerinin (P. yoelii yoelli, P. vivax, P. knowlesi ve P. falciparum) nükleer genomları birçok açıdan benzerlik göstermektedir. Tahmini olarak 23–27 milyona yakın bazları, 23–27 Mb ‘lık genomları, 14 kromozomları ve yaklaşık olarak 5.500 genleri bulunmaktadır. Genlerin çoğunlu (%51) en az bir intron içermektedir. Memeli Plasmodium türleri arasında genlerin %77’si benzerdir, yani ortologdurlar. Plasmodium’lardaki ortolog genlerin neredeyse yarısı fonksiyonu bilinmeyen tahmini proteinleri kodlamaktadır (Carlton vd., 2008). Bu tür benzerliklerin yanında gen sayıları, G+C oranları, genom büyüklükleri, gen yoğunlukları ve RNA genlerinin sayıları gibi açılardan türden türe göre farklılık göstermektedir. Örneğin; P. vivax ve P. knowlesi’nin G+C içeriği P. falciparum’ a kıyasla daha fazladır. En çok gen içeren tür P. yoelii yoelli’dir (5.876 gen). Bunu yanında P. vivax kromozomları diğer türlerin kromozomlarından farklı olarak, kromozomların orta bölgelerinde yüksek G+C oranı ve telomerlere yakın bölgelerde düşük G+C oranları sebebiyle izokor (isochore) bir yapı göstermektedir. P. falciparum’un özellikle antijenik proteinleri (%60), P. vivax’a (%39) kıyasla yüksek oranda tandem tekrarları ve düşük kompleksli bölgeler (LCRs) içermektedir (Carlton vd., 2008). Çizelge1.1’de dizisi bilinen dört Plasmodium türünün nükleer genomunun karşılaştırması verilmiştir. Plasmodium’ların nükleer genomlarının haricinde apikoplast ve mitokondriyal genomları da bulunmaktadır. Apikoplast, fotosentetik fonksiyonunu kaybetmiş olan bir plastid organeli olup fonksiyonu belli değildir (Gardner vd., 2002). Apikoplast sirküler olan 35 kb büyüklüğünde bir genoma sahiptir (McFadden vd., 1996; Köhler vd., 1997). Bu genom 30 proteinin sentezlenmesinden sorumludur (Gardner vd., 2002). Plasmodium’un mitokondriyal genomu ise 6 kilobaz büyüklüğünde olup lineer yapıdadır (Vaidya vd., 1989; Lau, 2009). 9 Çizelge 1.1 P. yoelii yoelli, P. vivax, P. knowlesi ve P. falciparum’un bazı genomik özellikleri (Carlton vd., 2008) 10 1.4 Sıtma Tedavisinde Kemoterapötik Hedefler ve Antimalaryal İlaçlar Günümüzde sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlara karşı geniş çaplı bir ilaç direncinin gelişmesi yeni antimalarial ilaçların keşfedilmesini gerekli hale getirmektedir (Chiyaka, 2009). Bu durumun aşılması için bir yandan, yeni ilaçların keşfedilmesi doğrultusunda antimalarial ilaç araştırmaları var olan hedefler üzerine yoğunlaşması ve diğer yandan da yeni ilaç hedeflerinin bulunması için sıtma parazitlerinin temel metabolik ve biyokimyasal özelliklerinin araştırılması gerekmektedir. Yeni kemoterapötik hedeflerin ve yeni ilaçların bulunması, fonksiyonel genom çalışmaları ve yapıya dayalı ilaç tasarım çalışmalarının yardımıyla sürdürülmektedir. Karşılaştırmalı metabolik çalışmalar, konak organizma ve parazit arasındaki farklılıkların bulunmasını önemli hale getirmeye devam edecek olup, yeni tekniklerin yardımıyla geçmişte bulunanlara göre daha fazla etkili hedefin bulunmasını sağlayacaktır (Olliaro ve Yuthavong, 1999). Kemoterapötik hedef ve validasyon çalışmaları, hem hedef düzeyinde (in vitro hücre çalışmaları) hem de in vivo hayvan modellerinde etkili ve seçici potansiyeli olan bir hedefin bulunacağını amaçlamaktadır. Yeni ilaçların geliştirilmesine yardımcı olacak olan sıtma genom projesinin çok yakın bir zamanda yeni hedefleri göstermeye başlayacağı ümit edilmektedir. Antimalarial kemoterapi için seçilen uygun bir hedefin özelliklerini şu şekilde sıralanabilmektedir (Olliaro ve Yuthavong, 1999): • Parazitin hayat döngüsü için vazgeçilmez bir özelliğinin olması ve önemli bir ölçüde konaktaki herhangi bir benzer aşamadan farklı olması, • Hedefi aldatıcı alternatif bir yolun olmaması, • Parazite seçici olarak ulaşılabilir olması ve parazitte depolanabilmesi, • Direncin gelişmesinde düşük potansiyelin olması, • Sınırlandırıcı bir biyokimyasal aşamada rol oynaması, • Hedef üzerinde inhibitör çalışmalarının test edilebilmesini sağlaması, • Çoklu inhibitör çalışmaları için test sistemlerinin var olması, • Bilinen özgü inhibitörlerin olması, Sıtma parazitlerinin hayat döngülerinin karmaşıklığı uygun bir ilaç hedefinin bulunmasını zorlaştırmaktadır. Geleneksel olarak, kemoterapötik müdahaleler parazitin eşeysiz aşamalarını (merozoit, sporozoit gibi) hedeflemektedirler. Fakat bu durum planlı bir stratejiden daha çok, parazitlerin (P. falciparum) kan kültürlerinin yapılmasının uygunluğundan meydana 11 gelmektedir. Diğer yöntemler parazitlerin karaciğer formlarına karşı (8-aminoquinoline vb.) etkili olan ilaçları, gametosit oluşumunu ve gametosidal aktiviteye karşı olan ilaçları ve antimalarial ilaçlarla birleştirilen yardımcı tedavi yöntemlerini kapsamaktadır. Antimalarial kemoterapi için seçilen hedefler genel olarak üç kısıma ayrılır (Olliaro ve Yuthavong, 1999), (Çizelge 1.2): 1. Plasmodium sindirim kofulunda meydana gelen olaylar: hemoglobin sindirimi, heme detoksifikasyonu ve oksidatif stres gibi işlemler, 2. Makromoleküler ve metabolit sentezinde rol alan enzimler: nükleik asit ve fosfolipid metabolizması, glikolizis ve tübilin oluşumu, 3. Membran işlemlerinden ve sinyalinden sorumlu olanlar: sinyal iletimi, madde ve ilaç taşanımı olaylarında rol alan makromoleküller, Sıtma tedavisi; enfeksiyon tipi, enfeksiyonun şiddeti, konağın durumu (yaş, kilo, çevresel faktörler vb) ve konağın sağlık durumu (gebelik, kalp krizi vb.) gibi faktörlere bağlıdır. Sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlar sıtma parazitinin farklı evrelerini hedeflemektedirler (Çizelge 1.3). Çizelge 1.2 Sıtma tedavisinin amacı, hedefler ve kullanılan ilaçlar [2] Amaç Durum Terapi Semptomların önlenmesi Semptomlar Kan-şizonisidal parazitlerin kan ilaçlar formları tarfından meydana getirilmektedir Klorokin, kinin, primetamin/sulfadoksin, artemisinin Döngülerin durdurulması Döngüler P. vivax Doku-şizonisidal ve P. ovale’nin ilaçlar hipnozoitleri tarafından oluşturulmaktadır Primakin Yayılımın durdurulması Sıtmanın yayılımı Gametosidal gametositler ilaçlar tarafından olur. Primakin, klorokin 12 Ilaçlar Çizelge 1.3 Plasmodium’da temel kemoterapötik hedeflerin özeti (Olliaro ve Yuthavong, 1999) İnsanları enfekte eden türler olan Plasmodium falciparum ve Plasmodium vivax ilaçlara karşı direnç geliştirmişlerdir. P. falciparum neredeyse kullanılan bütün ilaçlara karşı direnç geliştirmişken, P. vivax bazı bölgelerde klorokin ve/veya primakine karşı direnç geliştirmiştir (Bloland, 2001). Bilinen antimalarial ilaçlara karşı geniş çaplı bir ilaç direncinin gelişmesi yeni ilaçların ve hedef mekanizmalarının bulunmasını ön görmektedir. Sıtmaya karşı kullanılan bazı ilaçlar ve etki mekanizmaları aşağıda özetlenmektedir. 13 • Klorokin (Chloroquine): Klorokin her tip sıtma tedavisinde en çok kullanılan, ucuz ve güvenli bir ilaçtır. Klorokinin hedefi parazitin sindirim kofuludur. Burada toksik hemi toksik olmayan hemozine dönüştüren parazitik heme polimerazı inhibe ederek toksik hemin parazit içinde birikmesini sağlamaktadır. Ayrıca nükleik asit biyosentezini de engellemektedir. P. vivax, P. ovale, P. malariae’nın eritrositik formlarına, P. falciparum’un duyarlı suşlarına ve P. vivax’ın gametositlerine karşı oldukça etkilidir. 24–48 saat içinde hızlıca akut sıtmaya karşı etki göstermektedir (Scholar ve Pratt, 2000). 1945 yılında sıtmaya karşı kullanılmaya başlanmasından 12 sene sonra 1957 de sıtma parazitleri klorokine karşı direnç geliştirmişlerdir (Wongsrichanalai vd., 2002). • Kinin (Quinine): Kinin, Güney Amerika’ya özgü kınakına ağacından elde edilen bir alkoloidtir. 17. yüzyıldan beri bilinmektedir. Kinin ilk olarak 1820 yılında kınakına ağacından elde edilmiş (Katzung, 1995) ve 1920’lere kadar sıtmaya karşı kullanılan tek ilaç olmuştur. Günümüzde de kimyasal sentezi zor olduğundan doğal yollardan elde edilmektedir. Kinin hem kan-şizontları üzerinde hem de P. vivax, P. ovale ve P. malariae gametositleri üzerinde etkili olmaktadır. Kinin, klorokin direnci ve çoklu direnç bulunan P. falciparum tedavisinde kullanılmaktadadır. Toksik hemi toksik olmayan hemozine dönüştüren parazitik heme polimerazı inhibe ederek toksik hemin parazit içinde birikmesini sağlamkatadır (Scholar ve Pratt, 2000). Sıtma parazitlerinin kinine karşı 1910’da direnç geliştirdiği bilinmektedir (Wongsrichanalai vd., 2002). • Primetamin/sülfadoksin (Pyrimethamine/sulphadoxine): Primetamin ve sülfadoksin komplikasyonsuz ve klorokin dirençli P. falciparum tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Primetamin DNA sentezini ve hücre çoğalması için vazgeçilmez olan pürin ve primidin biyosentezinde görevli olan dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe etmektedir. Karaciğer ve eritrosit şizont formları üzerinde etkilidir (Baker ve Muller, 1990). Sülfadoksin ise dihidropetorik asit sentezinde para-aminobenzoik asit alımını engellemektedir (Abadi, 1995). Ne yazık ki diğer antimalariallar gibi bu ilaçlara karşıda bir direnç söz konusudur. 1967 yılında sıtmaya karşı kullanılmaya başlanan ilaçlara karşı direnç yine aynı yıl meydana gelmiştir (Wongsrichanalai vd., 2002). • Meflokin (Mefloquine): Vietnam savaşı sırasında, Amerikan askerlerini çoklu ilaç direnci bulunan P. falciparum’a karşı korumak amacıyla geliştirilmiştir (Chatterjee, 2004). Meflokin kan şizontlarında yüksek derecede aktivite gösterirken P. vivax’ın karaciğer formlarına ve gametositlerde etkili değildir. Genellikle çoklu ilaç direnci bulunan P. falciparum’a karşı kullanılmaktadır. Ayrıca klorokin direnci bulunan P. berghei’ye karşıda 14 etkilidir. Meflokin parazitin sindirim kofulunda etki göstererek serbest heme ile toksik bir form oluşturur ve hücre zarına ve diğer hücre elemanları üzerinde etki göstermektedir (Scholar ve Pratt, 2000). Meflokin’e karşı ilaç direnci 1985 yılında gerçekleşmiştir (Wongsrichanalai vd., 2002). • Artemisin türevleri (Artemisinin): Artemisin 2000 yıldan beri Çin de tıpta kullanılan Artemisia annua bitkisinden elde edilen bir kimyasaldır (Katzung, 1995). Artemisia annua’nın antimalaryal etkisi M.S. 340 yılından beri Çin’de bilinmektedir. Atremisin ilk olarak 1971 yılında elde edilmiştir. Atremisnin, arteether, artesunate ve artemether gibi türevleri bulunmaktadır. Artemisin ve türevleri etkilerini, artemisinindeki peroksidaz köprülerinin parçalanmasıyla ortaya çıkan oldukça yüksek reaktif organik serbest radikaller oluşturarak göstermektedir. Artemisin selebral sıtma ve çoklu ilaç direnci bulunan P. falciparum tedavisinde kullanılmaktadır. En hızlı etki eden antimalarial ilaçtır. Tropozoitler üzerinde etki göstererek hastalığın ilerlemesini engellemektedir (Scholar ve Pratt, 2000). • Antibiyotikler: Tetrasiklinler birçok bakteriyel hastalıkta olduğu gibi sıtmaya karşıda etkili olmaktadırlar. Tetrasiklin 30S ribozoma etki ederek protein sentezini engellemektedir (Mascaretti, 2003). Tetrasiklin ilaç direnci geliştirmiş olan P. falciparum tedavisinde kullanılmaktadır. Yavaş etki gösterdiklerinden dolayı hızlı etki gösteren kinin gibi ilaçlarla birlikte verilmektedirler (Abadi, 1995). • Sıtma Aşısı: Sıtma genom projelerinden elde edilen verilerin ilaç çalışmaları için yardımcı olacağı kadar aynı zamanda sıtmaya karşı aşı geliştirilmesinde de ümit vaat etmektedir (Winzeler, 2008). Günümüzde sıtmaya karşı etkin bir aşının bulunmayışı genom tabanlı çalışmaları daha önemli hale getirmektedir. Sıtma aşısı üzerinde çalışan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sıtma Aşısı Girişimi (MVI), Wellcome Vakfı ve Bill & Melinda Gates Vakfı’nın ortak olarak yaptıkları açıklamada yüksek etkinlikte bir sıtma aşısının geliştirilmesi ve ruhsatlandırılmasının hızlandırılması için ortak faaliyet içerisinde olma çağrısı yapmışlardır (Winzeler, 2008). Sıtmaya karşı %80’den fazla koruyucu bir etkiye sahip ve dört yıldan daha uzun süre koruma sağlayacak bir sıtma aşısının 2025 yılına kadar geliştirilmesi ön görülmektedir. 35 ülkeden 100 örgütü temsilen 230’dan fazla uzman, iki yıldan uzun bir sürede yol haritasını geliştirmek ve yayınlamak için işbirliği yapmışlardır. Önde gelen sıtma toplumu temsilcileri, uzmanlar ve fon sağlayıcılar, bir sıtma aşısı geliştirme işinin karşılaşacağı sorunların üstesinden gelme yollarını belirlemişlerdir. Buna göre, sorunlar arasında, sıtma enfeksiyonu, hastalık ve 15 immünite mekanizmalarının tamamı ile anlaşılmasındaki eksiklikler gibi bilimsel bilinmeyenler, yetersiz kaynaklar, sınırlı özel sektör katılımı ve henüz belli olmayan, başarılı bir aşıyı edinme ve dağıtma mekanizmaları bulunmaktadır. Halen klinik çalışma aşamasında olan 30’dan fazla potansiyel aşı adayı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları sıtma parazitinin bütün evrelerini hedeflerken diğerleri parazitin karaciğer formu, eritrosit formu ve gametositleri hedefleyen aşı çalışmalarıdır (MVTR, 2006). 1.5 Laktat Dehidrogenaz Enzimi (LDH) Geleneksel kemoterapilere karşı sıtma parazitlerinin direnç geliştirmelerinin yaygınlaşması yeni antimalaryal ilaçların tasarlanmasını zorunlu kılmaktadır (Turgut, 1998). Antimalarial ilaç geliştirilmesindeki ilk adım parazitin yaşam döneminde hayati rolleri bulunan enzim hedeflerinin belirlenmesini içermektedir. Bunun yanında belirlenecek olan hedeflerin aynı zamanda konakçı olan insanınkinden farklı özelliklerinin bulunması gerekmektedir (Vander Jagt vd., 1981; Royer, vd., 1986). Bir glikolitik enzim olan laktat dehidrogenaz’ın (LDH) hedef enzim olarak seçilmesi yeni bir antimalarial ilacın geliştirilmesinde alternatif bir yoldur. LDH parazit için yaşamasal önemi olan bir enzimdir. Parazit, kırmızı kan hücrelerinin içinde LDH enzimini kullanarak glikozu laktata çevirip enerji elde ederek yaşamını sürdürmektedir (Turgut, 1998). Sıtma parazitinin yaşamı için bu metabolik yola ihtiyacının olduğu düşünülürse (Vander Jagt vd., 1981; Basco vd., 1995) parazit LDH’ını engelleyen fakat aynı zamanda insan LDH’ı ile etikleşmeyen bir ilaç yapılıması, toksik olmayan yeni bir antimalaryal elde edilmesi anlamını taşımaktadır (Turgut, 1998). Şekil 1.4 LDH enzimi tarafından L-laktatın pürivata oksidasyonunu veya pürivatın laktata redüksiyonu [3] 16 Laktat dehidrogenaz (LDH; EC 1.1.1.27; L-lactate: NAD+ oxidoreductase) enzimi glikolizis’in son ürünü olan pürivatın L-laktata oksidasyonunu ve tersinir olarak pürivatın laktata redüksiyonunu NAD+ (nikotinamid adenin dinükleotit) koenzimi aracılıyla katalizler (Holbrook vd., 1975), (Şekil 1.4). Laktat dehidrogenaz enzimi birçok organzimada bulunmakta ve oksijensiz solunumda önemli rol almaktadır. LDH enzimi üzerinde çok iyi çalışılan ve yapısı, katalitik mekanizması ve kinetiği iyi bilinen bir enzimdir. Birçok prokaryot ve ökaryot organizmanın L-LDH enzimlerinin birincil amino asit dizilisi belirlenmiştir. Bu diziler, enzimlerin yakın evrimsel ilişkilerini yüksek derecedeki homoloji ile göstermektedir (Turgut, 1998). Omurgalı LDH enzimi 140.000 dalton ağırlığında bir tetramer olup dört bağımsız katalitik altbirim içermektedir. Memeli ve kuşlarda üç farklı LDH izoenzimi bulunmaktadır; M (kas), H (kalp) ve X (testis ve spermetazoa) ve bunlar a, b, ve c adlı üç gen tarafından ifade edilmektedirler. Ayrıca H, M ve X altbirimleri dışında LDH enziminin, E ve F gibi diğer altbirimleri de vardır. E altbirimi kemikli balıkların sinir sistemlerinde, F altbirimi ise bazı balıkların karaciğerlerindeki LDH enzimlerinde bulunmaktadır. Bakterilerde, molekül ağırlığı 70,000 dalton olan dimer ve 140,000 dalton olan tetramer formlarından biri bulunmaktadır (Garvie, 1980) ve bir çoğu fruktoz-1,6-bifosfat (FBP) tarafından aktive edilmektedir (Fersht, 1985). Omurgalılar ve bitkilerin LDH’larında sadece laktatın L-izomeri üretilirken; omurgasızlar, basit yapılı funguslar ve prokaryotik organizmalarda D- veya L-laktatın (NAD+ spesifik dehidrogenaz) ikisinden biri veya her ikisi bulunmaktadır (Holbrook vd., 1975). Bazı prokaryotlarda ise D ve L-LDH aynı hücre içerisinde bulunabilir (Taguchi vd., 1991; Ficher vd., 1994). Her bir LDH altbiriminin aktif bölgesi, bir nükleotid bağlanma bölgesi ve katalitik bölge içermektedir. Nükleotid bağlanma bölgesi yapısı diğer bazı dehidrogenazların yapısıyla homologtur (Ohlson vd., 1974). Bu yapısal motif Rossmann katı olarak bilinmektedir (Rao vd., 1973). Katalitik bağlanma bölgesi, üç zinciri bulunan (βG, βH, β3J ve βK, βL, βM) iki tabakanın dışında paketlenmiş dört heliks (α2F, α1G, α2G, ve αH) içermektedir. LDH katalitik bağlanma bölgesi iki bölüm içermektedir; bir tanesi substrat bağlanma bölgesi, pirüvat veya laktat, diğer bağlanma bölgesi ise kofaktör içindir, NADH ya da NAD+. Substrat bağlanmasından ve katalizlenmesinden sorumlu olan amino asitler (Arg-171, Arg-109, Asp168, His-195, Thr-246) X-ışını ile yapısal olarak (Holbrook vd., 1975; Grau vd., 1981; 17 Wigley vd., 1992), kimyasal olarak (Bur vd., 1989; Deng vd., 1994), kinetik ve dengesel olarak (Clarke vd., 1986) analiz edilmişlerdir. Histidin-195’in enzimin katalitik işleminde ki vazgeçilmez rolü, domuz H4 LDH ile kimyasal modifikasyon çalışmaları ile ortaya konmuştur (Woenckhaus vd., 1969). Histidin-195 bir proton alıcısı/vericisi gibi davranmakta ve aynı zamanda aktif bölge içerisinde substratı yöneltmektdir. Histidin-195’in imidazol grubu protonlanmadıkça LDH’ın enzim-NADHoxamat ya da enzim-NADH-pirüvat kompleksini oluşturamadığı gösterilmiştir. Histidin asitbaz katalizi gibi davranmaktadır. Laktatın pirüvata dönüşümünde substrat hidroksil grubundan bir proton almakta ve pirüvatın laktata dönüşümünde ise karboksil oksijene bir proton vermektedir (Clarke vd., 1988). Kristal yapı 109. ve 171. pozisyonda yer alan iki arjinin amino asitlerinin aktif bölgede yer aldığını göstermiştir. Ajinin-109 keto-asidin karbonil bağını polarize etmesinde görev alıp karbona hidrat ve oksijene proton transferini sağlamaktadır (Clarke vd., 1986). Arjinin-171 substrat karboksili ile iki noktada etkileşim gerçekleştirerek substratın etkin oryantasyonunu gerçekleştirmektedir (Hart vd., 1987). Aspartin- 168 ise Histidin-195 ile etkileşerek onun protonlanmış formunu sabitlemektedir (Clarke vd., 1988; Deng vd., 1994). Diğer bir aktif bölge amino asidi olan Threonin-246 substrat seçiminden sorumludur. Histidin-195, aspartat-168, arjinin-109 ve arjinin-171’in bilinen tüm LDH dizilerinde tamamen korunmuş olması bu amino asitlerin enzimin fonksiyonunda hayati rolleri olduğunu göstermiştir. Bu aynı zamanda yönlendirilmiş mutagenez debeyleri ile de gösterilmiştir (Holbrook vd., 1973; Clarke vd., 1986, 1988; Cortes vd., 1992). Laktat dehidrogenazın koenzim bağlanma bölgesinde sekonder yapının temel elementleri, bir yüzeyinde toplanmış iki sarmal (αB ve αC) ve diğer yüzde toplanmış üç sarmala (αD/αE, α1F) sahip olan altı paralel zincirin geniş bir tabakasını içeren (βA, βB, βC, βD, βE ve βF ) biriminden oluşmaktadır (Turgut, 1998). Substrat, NADH’ın nikotinamid halkasının A yüzüne bağlanmaktadır. Substrat, arjinin-171’in NH1 , NH2 ve substrat karboksili arasında iki kola ayrılan iyon çifti tarafından aktif bölge içerisine alınmaktadır. Aynı zamanda substrat karboksili ve threonin-246 amino asidi arasında bir hidrojen bağı oluşmakta ve substrat bağlanması histidin-195 amino asidi ve substrat karboksili arasında bir hidrojen bağının oluşumu ile tamamlanmaktadır (Holbrook vd., 1975; Frest, 1985). 18 1.6 Plasmodium Laktat Dehidrogenaz Enzimi Sıtma parazitlerinin var olan kimyasal ilaçlara karşı direnç mekanizmaları geliştirmeleri ve henüz nitelikli bir sıtma aşısının bulunmayışı, yeni ilaç arama çalışmalarını önemli hale getirmektedir. Bu bağlamda aday sıtma ilaçları arasında, parazitlerin oksijensiz solunum zincirinde rol alan enzimleri hedef alan ilaçlar gündeme gelmiştir. Sıtma parazitinin glikolitik yolunda görev alan enzimlerden çoğu klonlanmış ve nükleotid dizileriortaya çıkarılmıştır. Bunlardan bazıları; fruktoz bifosfat aldolaz, glukoz-6-fosfat izomeraz, fosfogliserat kinaz (PGK), heksokinaz, laktat dehidrogenaz, trioz-fosfat izomeraz (TPI), gliseraldehit-3-fosfat dehidrogenaz ve enolaz (2-fosfo-D-gliserat hidrolaz)’dır (Gomez vd., 1997). Sıtma parazitleri eritrositik dönemde, sitrik asit döngüsüne sahip olmadıkları için glikoliz yoluyla ATP elde ederek yaşamlarını sürdürüp çoğalmaktadırlar. Glikoliz metabolik yolunda son ürün pürivik asit olup, laktat dehidrogenaz (LDH) enzimi ile laktik aside çevrilmektedir. LDH‘ın aktivitesinin engellenmesi durumunda parazitin yaşam şansının ortadan kalktığı yapılan deneysel çalışmalarda gösterilmiştir (Royer vd., 1986). Bu sonuç LDH’ın yeni antimalaryal ilaçların geliştirilmesinde hedef bir glikolitik enzim olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Bunların yanında LDH enzimi insanda da önemli bir glikolitik enzimdir. Bu yüzden LDH’ı hedefleyen antimalaryal ilaçların aynı zamanda insan LDH’ını herhangi bir etki göstermemesi gerekmektedir. Yapılan araştırmalar Plasmodium laktat dehidrogenaz enziminin (pLDH) elektroforetik, kinetik ve yapısal olarak insan LDH’ından farklı olduğunu göstermiştir. Laktat dehidrogenaz enzimi konakçı homologundan farkı gösterilen ilk sıtma paraziti enzimlerinden biridir (Gomez vd., 1997). Bu farklılıkları şu şekilde özetleyebiliriz: i) İnsan LDH’ından farklı olarak pLDH yüksek pirüvat konsantrasyonunda inhibe olmamaktadır (Vander-Jagt vd., 1981), ii) İnsan M4-LDH’ından farklı olarak, pLDH 3-asetilpiridin adenin dinükleotit (APAD+) adlı koenzimi 0,5 M laktat konsantrasyonunda daha hızlı kullanabilme yeteğine sahiptir (Makler ve Hinrichs, 1993), iii) pLDH’ın gossilik nitril diasetat ve türevleri tarafından inhibisyona insan LDH’ından daha duyarlı olduğu bildirilmiştir (Royer vd., 1986), iv) İnsan M4-LDH’ından farklı olarak pLDH, aktif bölge halkasında 5 ilave amino asit (aspartik asit, lisin, glutamik asit, triptofan, asparagin) içermektedir (Bzik vd., 1993; TurgutBalik ve Holbrook, 2001). 19 Plasmoidal laktat dehidrogenaz geni 316 aminoasitlik bir proteini kodlayan 951 baz çiftlik bir gendir [4]. PfLDH geni ilk olarak 1993 yılında, Honduras I olarak adlandırılan soydan izole edilmiş ve ardından (Bzik vd., 1993) K1 (Tayland) ve PF FCBR (Kolombiya) soylarından da klonlanmıştır. Analiz çalışmaları sonucunda izole edilen tüm bu soyların LDH geninin nükleotid dizilerinin birbirlerine benzediği gösterilmiştir. Fakat sadece üç soy için yapılan bu değerlendirmeler tüm soylar için genelleyici olamayabilir (Turgut-Balik ve Holbrook, 2001). P. falciparum LDH enzimini kodlayan genin klonlanmasından sonra Plasmodium vivax Belem soyu (Fransa) genomik DNA’sından laktat dehidrogenaz enzimini kodlayan gen izole edilmiş, klonlanmış ve nükleotit dizisi belirlenmiştir (Turgut-Balık vd., 2004). PfLDH, amino asit dizisi bilinen diğer türlerin LDH’ları ile karşılaştırıldığında ve Bacillus stearothermophylus LDH’ı ile %29, köpek balığı LDH’ı ile %29, insan M4-LDH’ı ile %31, domuz LDH’ı ile %33, insan H4-LDH’ı ile %29 oranında amino asit düzeyinde benzerlik görülmektedir (Turgut-Balik ve Holbrook, 2001). İnsan LDH’ıyla Plasmodiyal LDH karşılaştırıldığında pLDH’da dört pozisyonda amino asit eksikliği ve iki pozisyonda da amino asit fazlalığı görülmektedir. Glu48, Gly217, Gln224/Asn224 (insan-m/insan-h) ve Asp283/Asn283 (insan-m/insan-h) eksik olan amino asitlerdir. Ayrıca Alanin-73 ve serin-74 arasında ilave bir tirozin bulunmaktadır. Diğer LDH’larla karşılaştırıldığında gözlenen en önemli farklılık ise serin-108 ve arjinin-109 arasında 5 amino asit (D108A, K108B, E108C, W108D, N108E) ilavesinin bulunuşudur (Bzik vd., 1993; Turgut-Balik ve Holbrook, 2001). a) b) Şekil 1.6 PfLDH ve memeli LDH’ında substrat bağlanma bölgesi ve substrat spesifik halkaya bitişik yarığın varlığı ve yokluğunun gösterilmesi. a. PfLDH’ın 108. ve 109. rezidüleri arasındaki ilave 5 aminoasidin oluşturduğu yarık. b. Aynı pozisyonda ilave 5 aminoasidin oluşturduğu yarığın memeli LDH’ında yokluğunun gösterimi (Dunn vd., 1996; Chaikuad, vd., 2005) 20 X ışını kristalografisi çalışmaları ile bu 5 amino asit ilavesinin enzimin aktif bölge halkasına yakın yüzeyinde bir yarık oluşturduğu (Şekil 1.7), fakat insan LDH’da ise aynı bölgede hiçbir ilave amino asit olmadığı ve herhangi bir yarığın olmadığı görülmüştür (Dunn vd., 1996). İnsan LDH’ında bulunmayan fakat pLDH’ında bulunan bu yarık, inhibitörlerin bağlanması ve buna bağlı olarak enzim aktivitesinin engellenerek parazitin hayatının sona ermesine sebep olabileceğinden, yeni antimalarial ilaç tarsım çalışmalarında hedef olarak gösterilmektedir (Turgut, 1998). Şekil 1.7 a: GNDA’nın PfLDH’ın aktif bölge halkasındaki yarığa kabul edilmesi. b: Memeli LDH’ında sözkonusu yarığın bulunmaması sebebiyle GNDA’nın yapıya kabul edilmediğini gösteren modelleme çalışması (Zhu ve Keithly, 2002). Bu yapıya dayandırılarak yapılan moleküler modelleme çalışmaları gossipol türevi olan gossilik nitril-1,1´ diasetat’ın (GNDA) malarial LDH’ın belirlenen bu açıklığında barındırılabileceğini fakat memeli LDH’larında bu açıklık bulunmadığı için bu inhibitörün LDH’ın yapısına kabul edilmeyeceğini göstermiştir ( Şekil 1.8), (Sessions vd., 1997). P. falciparum ve P. vivax LDH genlerinin nükleotit dizileri karşılaştırıldığı zaman PfLDH ve PvLDH genlerinin nükleotit dizileri arasında %90 oranında benzerliğin olduğu görülmektedir. Bu benzerliğin sonucunda; PvLDH geninde de, PfLDH geninde olduğu gibi aktif bölgede ilave 5 amino asitin (D108A, K108B, E108C, W108D, N108E) bulunduğu tespit edilmiştir. PvLDH proteininin X-ışını kristallografisi ile yapı analizi ve bazı kinetik analizleri yapılmış ve bu yapı eşdeğeri olan P. falciparum’un proteininin yapısı ile karşılaştırılmış ve her iki enzimin de aktif bölgeleri ve kofaktör bağlanma ceplerinin son derece benzer olduğu ve PfLDH’da bulunan ilave 5 amino asitin, PvLDH’da da enzim yüzeyinde bir yarık oluşturduğu gözlenmiştir (Chaikuad vd., 2005). 21 Çizelge 1.4 İnsan-m, P. falciparum, P. vivax, P.ovale, ve P. malariae LDH enziminin 98-109 amino asit dizisi arasındaki aktif bölge ve ilave 5 amino asitin (D108A, K108B, E108C, W108D, N108E) gösterimi (Turgut-Balık vd., 2006) P. vivax’ın yanında, LDH enzimi incelenen P. falciparum, P. ovale, ve P. malariae gibi insanları enfekte eden diğer plasmodium LDH’larınında aktif bölge yakınlarındaki bu 5 amino asitlik yapıyı koruduğu görülmektedir (Çizelge 1.4), (Turgut-Balık vd., 2006). Bunların tersine insan LDH enziminin aynı bölgesinde her hangi bir ek amino asit bulunmamaktadır. Yüksek orandaki bu benzerlikler dolayısıyla genel olarak geliştirilecek olan bir inhibitör ile Plasmoidial enzimin engellenmesi mümkünken insan LDH enziminin bundan zarar görmeyecek oluşu yeni bir antimalarial ilaç için umut vaat edicidir. Plasmodial LDH’ların aktif bölgesindeki ilave 5 amino asidin enzim aktivitesi için ne kadar önemli olduğu yapılan yönlendirilmiş mutason-delasyon çalışmalarıyla da belirlenmiştir. Yalnızca D ve DK delasyonu enzim aktivitesinin kaybolmadığını göstermiştir. Fakat DKE, DKEW ve DKEWN delasyonları enzim aktivitesinin kaybolmasına neden olmaktadır. Bu sonuçlar bu bölgenin enzim için ne kadar vazgeçilmez olduğunu göstermektedir (Turgut-Balık vd., 2006). 1.7 Plasmodium ve Diğer Bazı Apicomplexan LDH’ları Plasmodium ve diğer Apicomplexan şubesine ait Toxoplasma gondii LDH1 ve LDH2, Eimeria tenella ve Eimeria acervulina gibi parazitlerin LDH enzimleri incelendiğinde aktif bölge yapılarının birbirlerine benzerliği dikkat çekmektedir. Plasmodium’lar ve diğer bazı Apicomplexan LDH enzimleri insan LDH’ından farklı olarak aktif bölge halkasındaki 108. ve 109 amino asitler arasında bir ilave 5 amino asit içermektedir (Turgut-Balik ve Holbrook, 2001; Winter vd., 2003; Turgut-Balık vd., 2004). Laktat dehidrogenaz enzimindeki bu 5 amino asit insersiyonun dizisi (Plasmodium’lar için D108A, K108B, E108C, W108D, N108E) ve aynı zamanda aktif bölgesinin amino termal uç bölgesindeki amino asit dizisi (Plasmodium malariae dışındaki bütün bilinen Plasmodium’lar için F100, T101, K102, A103, P105, G106, K107, 22 S108) Apicomplexan türleri arasında farklılık göstermektedir. Buna göre bu pentapeptid insersiyonunun dizisi Toxoplasma gondii LDH1 ve LDH2 enzimlerinde DSEWS ve DKEWS (Yang, 1997); Eimeria tenella LDH enziminde DQEWS (Schaap, 2004); Eimeria acervulina LDH’ında ise DKEWS şeklindedir (Çizelge 1.5). Çizelge 1.5 Plasmodium vivax ve diğer bazı Apicomplexan LDH’larının aktif bölgesindeki amino asit dizisi (104. amino asit tanımlanmamıştır.). (insan-m: İnsan LDH’ı kas formu; pvivax: Plasmodium vivax; toxgo1: Toxoplasma gondii LDH1; toxgo2: Toxoplasma gondii LDH2; etenella: Eimeria tenella; eacervulina: Eimeria acervulina; tparva: Theileria parva) 98 108 109 insan-m I T A G A R Q Q E G E S . . . . . R pvivax V T A G F T K A P G K S D K E W N R toxgo1 V T A G L T K V P G K P D S E W S R toxgo2 I T A G L T K V P G K S D K E W S R etenella I T A G I T K A A G K S D Q E W S R eacervulina I T A G I T K I P G K S D K E W S R X ışını kristalografisi çalışmaları ile üç boyutlu yapısı belirlenen Apicomplexan’ların tamamında bu 5 amino asit insersiyonu enzimin aktif bölge halkasına yakın yüzeyinde bir yarık oluşturmaktadır (Dunn vd., 1996; Winter vd., 2003; Schaap vd., 2004; Kavanagh vd., 2004; Chaikuad vd., 2005). Plasmodium vivax LDH’ının aktif bölge halkası amino terminal ucu amino asitlerinin yönlendirilmiş mutagenez ile, Toxoplasma gondii I ve II, Eimeria acervulina ve Eimeria tenella LDH’larına benzetilmesi amacıyla yapılmış olan bir çalışmada amino asit değişikliklerinin yapılması sonucunda, enzim aktivitesinin korunduğu görülmüştür. Enzim substratı ile olan bağlantısını kaybetmemiş ve dolayısıyla enzim aktivitesi korunmuştur. (Atmış, 2007). Plasmodial LDH ve diğer Apicomplexan LDH enzimleri, bilinen bütün LDH dizilerinde korunmuş olan His, 195, Asp168, Arg109 ve Arg117 katalitik aminoasitlerini içermektedir. Bu yüzden bu enzimlerin katalitik mekanizmalarının birbirlerine benzediği düşünülmektedir (Gomez, 1997). 23 Bütün bu bilgiler ışında Plazmodial laktat dehidrogenaz (pLDH) enzimi yeni antimalarial ilaçların geliştirilmesi için hedef enzim olarak seçilmiştir. Bu yüksek lisans çalışmasında önceden pLDH aktif bölgesindeki ilave 5 amino asidin delasyonu sonucunda elde edilen mutanat LDH’ların (PvDLDH ve PvKLDH) (Turgut-Balık vd., 2006) ve önceden Plasmodium vivax LDH aktif bölge amino terminal ucuna benzetilen Toxoplasma gondii I (PvLM3Tg1) ve II (PvLM2Tg2), Eimeria acervulina (PvLM2Ea) ve Eimeria tenella (PvLM3Et) mutanat LDH’larının (Atmış, 2007) kinetik analizleri yapılarak yeni bir antimalaryal ilaç geliştirilmesi çalışmalarına katkı sunulmaya çalışılmıştır. 24 2. MATERYAL VE YÖNTEM 2.1 Materyal 2.1.1 Kimyasal Maddeler, Enzimler ve Kitler Polimeraz zincir reaksiyonlarında kullanılan Pfu DNA Polimeraz enzimi ve tampon çözelti, Koloni- Polimeraz zincir reaksiyonunda kullanılan Taq DNA polimeraz enzimi, tampon çözelti ve MgCl2 çözeltisi Fermentas’tan (Lithuania); DNA’nın kesilmesi için kullanılan EcoRI ve Pstl restriksiyon enzimleri ve tampon çözeltileri, ligasyon için kullanılan T4 DNA Ligaz enzimi ve tampon çözeltisi Promega’dan (USA) temin edilmiştir. Plazmid DNA izolasyonunda kullanılan “QIAprep Spin Miniprep Kit”, PCR ürünlerinin jelde yürütüldükten sonra saflaştırılmasında kullanılan “QIAquick Gel Extraction Kit” QIAGEN (Almanya)’den, “Wizard SV Gel and PCR Clean-Up System” Promega (USA)’dan temin edilmiştir. Agaroz jel elektroforezi sırasında DNA bantlarının molekül ağırlıkları ve konsantrasyonunun tayininde kullanılan “100bp G2101 DNA ladder” Promega’dan (USA) ve “Mass Rular DNA Ladder, High Range” Fermentas’tan (Lithuania); “Lambda DNA Hind III Digest”, Amersham Pharmacia Biotech’den (USA); sodyum dodesil sülfat poliakrilamid jel elektroforezi sırasında protein bantlarının molekül ağırlıklarının belirlenmesinde kullanılan “Protein Molecular Weight Marker- SM0431” Fermentas’tan (Lithuania) temin edilmiştir. Ekspresyonu yapılan proteinin saflaştırılması için kullanılan Ni-NTA Agaroz, QIAGEN (Almanya)’den sağlanmıştır. Deneysel çalışmalarda kullanılan diğer bütün kimyasallar BDH, Sigma, Bio-Rad, Roche ve Merck’ten sağlanmıştır. Polimeraz zincir reaksiyonlarında ve DNA dizi analizinde kullanılan primerler Iontek (Türkiye) tarafından sentezlenmiştir. Gen klonlama sonrası DNA dizi analizi, Iontek firmasına yaptırılmıştır. 25 2.1.2. Ekspresyon Vektörü pKK223–3: Pharmacia LKB Biotechnology AB, Uppsala, Sweden 2.1.3. Echerichia coli Soyu JM105 : { supE endA sbcB15 hsdr4 rpsL thi Δ (lac-proAB) F´ [traD36 proAB+ lacIq lacZ ΔM15] } 2.1.4 Deneylerde Kullanılan Cihazlar • Sonikatör- Blandelin • Soğutmalı Santrifüj- Sigma • Mikrosantrifüj- Sigma • Uv -Visible Spectrophotometre- Thermo • Otoklav- Systec • Çalkalamalı İnkübatör- GFL • Etüv- Binder • Vorteks- Heidolph • Hassas Terazi- Ohaus • Saf Su Cihazı- GFL • Jel Görüntüleme sistemi- Biorad • Termal Döndürücü- Eppendorf • Şarzlı Pipet Ünitesi- Hirschmann • pH Metre- Eutech • Su Banyosu- Kerman • Jel Kurutma Ünitesi- Biorad • Manyetik Karıştırıcı- Heidolph • Dikey Elektroforez Sistemi- Biorad • Yatay Elektroforez Sistemi- Biorad 26 2.1.5 Bakteriyolojik Gelişim İçin Besiyerleri ve Solüsyonlar Çift Kuvvetli Yeast-Tripton (2xYT) Buyyon Maya Ekstrakt 10 g/l Tripton 16 g/l NaCl 5 g/l Çift Kuvvetli Yeast-Tripton (2xYT) Agar Maya Ekstraktı 10 g/l Tripton 16 g/l NaCl 5 g/l Agar 15 g/l Amfisilin dH2O ile 100 mg/ml stok solüsyonu hazırlanır, 0,2 µm çaplı filtre ile sterilize edilir. -20 ˚C’de saklanır. Isopropyl-β-D-thiogaltopyranoside (IPTG) dH2O ile 20 mg/ml stok solüsyonu hazırlanır, 0,2 µm çaplı filtre ile sterilize edilir. -20 ˚C’de saklanır. 2.1.6 Stok Solüsyonlar ve Tamponlar 50x TAE Tampon Çözeltisi (Tris-Asetat-EDTA) Trizma Base 242 g/l Asetik Asit 57,1 ml/l 0,5 M EDTA (pH:8.0) 100 ml/l dH2O ile 1x TAE’ye seyreltilerek çalışma solüsyonu hazırlanır. 27 Agaroz Jel İçin Örnek Uygulama Tamponu (SAB, Sample Application Buffer) Sükroz 4 g/10 ml 2 M Tris HCI 0,5 ml/10 ml 0,5 M EDTA 2 ml/10 ml Bromfenol mavisi 4 mg/10 ml Kristal Viyole (CV) Solüsyonu dH2O ile 5 mg/ml stok solüsyonu hazırlanır. Karanlık bir ortamda muhafaza edilir. Kristal Viyole Jel İçin Örnek Uygulama Tamponu (CV-SAB) Gliserol 500 µl/ml 1xTAE 500 µl/ml Kristal viyole 10 µl/ml Karanlık bir ortamda muhafaza edilir. CaCl2 Solüsyonu 100 mM CaCl2.6H2O 21,9 g/l 5 mM MgCl2.6H2O 1,02 g/l 5 mM Tris HCl (pH:7.6) 5 ml/l (1 M pH:7.6 olan stok Tris HCl çözeltisinden) Solüsyon hazırlandıktan sonra 121°C’de 15 dakika süre ile otoklavda sterilize edilir Bis-Tris Solüsyonu 0,02 M Bis-Tris 4,184 g/l 0,05 M KCl 3,725 g/l pH:6.0 28 SDS-PAGE İçin Örnek Uygulama Tamponu (SDS-SAB) %10 SDS 1 g/10 ml 0,5 M Tris HCl (pH :6.8) 0,6 g/10 ml % 5 Gliserol 0,5 ml/10 ml % 25 2-Merkaptoetanol 0,25 ml/10 ml % 0,05 Bromfenol mavisi 0,005 g/10 ml 5x Tank Tamponu 0,025 M Trizma Base 15 g/l 0,192 M Glisin 72 g/l % 0,1 SDS 5 g/l dH2O ile 1x’e seyreltilerek çalışma solüsyonu hazırlanır ve 5 defa aynı tampon kullanılabilir. % 30 Akrilamid/Bis Çalışma Solüsyonu Akrilamid N, N'-Metilen-Bis-Akrilamid 29 gr/100 ml 1 gr/100 ml Protein Boyama Solüsyonu % 0,1 Coomassie Brillant Mavisi % 40 Metanol % 10 Glasiyal Asetik Asit Boya Uzaklaştırıcı (Destaining) Solüsyon % 5 Metanol % 7 Asetik Asit Boya uzaklaştırıcı solüsyon kullanıldıktan sonra aktif kömür tozu ilave edilerek Coomassie Brillant Mavisi çökeltilir. Solüsyon filtre kağıdından süzülerek tekrar kullanılabilir. 29 Transfer Tamponu 39 mM Glisin 2,93 g/l 48 mM Trizma Base 5,81 g/l 1,3 mM SDS 0,375 g/l % 20 Metanol 200 ml/l 0,5 M KH2PO4/Na2HPO4 (pH: 7.5) Tampon Çözeltisi 0,5 M Na2HPO4 (pH: 7.5) 0,5 M KH2PO4 ile pH ayarlanır. Hücre Lizisi ve Kolon Yıkama Tamponu % 10 0,5 M KH2PO4/Na2HPO4 (pH: 7.5) % 10 Gliserol 300 mM NaCl 20 mM İmidazol Bu tampon “Protein Saflaştırma Protokolü-3” için kullanılmaktadır. Protein Elüsyon Tamponu % 10 0,5 M KH2PO4/Na2HPO4 (pH: 7.5) % 10 Gliserol 300 mM NaCl 250 mM İmidazol Bu tampon “Protein Saflaştırma Protokolü-2” için kullanılmaktadır. 30 Kinetik Ölçüm İçin Pirüvat Çalışma Solüsyonu 2,916 M pirüvat eH2O’da (elgastat H2O) çözülür. 1/3 oranında dilüsyon serileri (972 µM, 324 µM, 108 µM, 36 µM, 12 µM, 4 µM) hazırlanır. Kinetik ölçüm için taze hazırlanmış pirüvat dilüsyon serisi kullanılır. Kinetik Ölçüm İçin Stok NADH Solüsyonu 200 mM NADH eH2O’da (elgastat H2O) çözülür. -80 ˚C’de saklanır. Kullanılmadan önce 1/10 oranında seyreltilerek 20 mM konsantrasyonda NADH solüsyonu hazırlanır. Kinetik Ölçüm Tamponu 50 mM Trizma Base 50 mM KCl pH: 7.5 Taze Millipore saf su ile hazırlanır. 31 2.2 Yöntem 2.2.1 Plazmid DNA İzolasyonu PvLDH genini ifade eden pKK223-3 plazmid DNA vektürünü içeren E. coli bakteri soyları – 80 ºC’ deki stok kültüründen 100 μg/ml amfisilin içeren çift kuvvetli (2x) YT agar besiyerine sürme ekim yapılır ve 37 ºC’de bir gece inkübe edilerek geliştirilir. Seçilen kolonilerden bir tanesi steril bir kürdan yardımıyla alınarak 100 μg/ml amfisilin içeren 5 ml 2x YT buyyona aktarılır, bir gece 37 ºC ve 120 rpm’de çalkalamalı etüvde inkübe edilir. Bir gecelik kültürden 1,4 ml alınarak 1,5ml’lik mikrosantrifüj tüpüne alınır ve plazmid DNAlar QIAprep®Miniprep, QIAGEN, kullanılarak izole edilir. 2.2.3 Proteinin C Terminaline Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile HisTag Eklenmesi Gen ürü proteinler Ni-NTA agaroz ile saflaştırılacağından dolayı LDH enzimini ifade eden genin 5’ ucuna komplementer olan GCCGACCCGGAATTCATGACGCCGAAACCCAAAATTGTGC komplementer olan ve 6 adet histidin amino asidine Pv7 3') sahip (5' ile, 3’ olan Pv15 TTTTCTGCAGTTAGTGATGGTGATGGTGATGAATGAGCGCCTTCATCC ucuna (5' 3') primerleri kullanılmıştır. PCR şartları aşağıdaki gibidir: 10x PfuTamponu 5 µl (enzim ile beraber verilmiştir.) dNTP’ler 5µl (stok; herbiri 10mM olan dNTP’lerden 10’ar µl ve 10 µl dH2O) 5’ Prirneri (Pv7) 2,5 µl (stok; 20 pmol/µl) a 3’ Primeri (Pv15) 2.5 µl (stok; 20 pmol/µl) Kalıp DNA 1 µl Pfiı DNA Polimeraz 1 µl (stok ; 2,5 u/µl) Steril dH2O 33 µl (son hacim 50 µl olacak şekilde) Amplifikasyon, 94oC’de 1.5 dakika, , 50oC’de 2 dakika, 72oC’de 2 dakika ve 30 döngü olarak gerçekleştirilmiştir. Amplifikasyon sonunda C- ucuna 6 HisTag Eklenmiş LDH enzimini ifade eden gen çoğaltılmıştır. 32 2.2.3 Etidyum Bromür İle Boyanan Agaroz Jel Elektroforezi % 1 agaroz içeren 1x TAE tampon çözeltisi kaynatılır. Oda sıcaklığında 55-65oC’ye kadar soğutulur. Bu arada jelin döküleceği jel tepsisi hazırlanır. Jeli tepsiye dökmeden önce etidyum bromür ilave edilir (30 ml % 1’lik agaroz jel için 1,5 μl etidyum bromür). Jel tepsiye dökülür, taraklar yerleştirilir ve katılaşması beklenir. Katılaştıktan sonra tarak çıkartılır. Konsantrasyon tayininde 7 μl Steril dH2O + 2 μl SAB +1 μl DNA örneği kullanılır. Elektroforez, 40-60 mA’de bromofenol mavisi yaklaşık olarak jelin 2/3’üne ulaşıncaya kadar sürdürülür. Jel ortamında DNA’lar moleküler ağırlıklarına bağlı olarak bir ayırıma tabi tutulurlar. Elektroforez sonrası DNA bantları 254-312 nm dalga boyunda UV (ultraviyole) transilluminatöründe görüntülenir ve konsantrasyon tayini gerçekleştirilir (Sambrook vd., 2001). 2.2.4 Kristal Viyole ile Boyanan Agaroz Jel Elektroforezi Kristal viyole ile boyanmış agaroz jel elektroforezi yapılarak LDH genleri PCR sonrası saflaştırılmış ve geri kazanılmıştır. Elektroforezi için % 1 agaroz içeren 1x TAE tampon çözeltisi mikrodalga fırında kaynatılır. Oda sıcaklığında 55-65 oC’ye kadar soğutulur. Aynı zamanda jelin döküleceği jel tepsisi hazırlanır. Jeli tepsiye dökmeden önce son konsantrasyon 2 μg/ml olacak şekilde kristal viyole (CV) ilave edilir. Jel tepsiye dökülüp taraklar uygun şekilde yerleştirilip jel kurumaya bırakılır. Jel kuruduktan sonra taraklar çıkarılır. Jel tepsisi 2 μg/ml kristal viyole içeren 1x TAE tampon çözeltisi bulunan elektroforez sistemine yerleştirilir. 50 µl DNA örneklerine 2 μl CV-SAB tamponu ilave edilerek kuyucuklara yerleştirilip 25-30 mA’ de elektroforez yapılır. Elektroforez, DNA bantları jelin 2/3’lük kısmına gelinceye kadar yürütülür. DNA bantları beyaz ışık kutusunda görüntülenir (TurgutBalik vd., 2005). 2.2.8 DNA’nın Jelden Geri Kazanılması Elektroforez sonrası DNA bantları dilimler halinde jelden kesilerek 1,5 ml’lik mikrosantrifüj tüpü içerisine bırakılır ve DNA, QIAquick jel ekstraksiyon kiti (QIAGEN) kullanılarak saflaştırılır. 33 2.2.6 Restriksiyon Endonükleaz Enzimleri ile DNA’nın Kesilmesi Jelden izole edilen DNA örnekleri ve pKK223-3 plazmid DNA vektörü EcoRI ve PstI restriksiyon endonükleaz enzimleri kullanılarak kesilmiş ve yapışkan uçlar elde edilmiştir. Reaksiyon şartları aşağıdaki gibidir: Mutant LDH’lar pKK223-3 vektörü DNA 30 μl 10x Tampon H (enzim ile beraber verilmiştir) 4 μl 4 μl EcoRI (stok 12 ünite/μl) 2 μl 2 μl PstI (stok 10 ünite/μl) 2 μl 2 μl Steril dH2O 2 μl 9 μl 40 μl 40 μl Toplam 30 μl Restriksiyon endonükleaz enzimleri ile DNA’nın kesilmesi işlemi 37oC’de 1,5 saatte gerçekleştirilir. Kesim sonrası örnekler kristal viyole ile boyanmış agaroz jelde koşturulur ve DNA örnekleri QIAquick jel ekstraksiyon kiti (QIAGEN) kullanılarak jelden geri kazanılır. 2.2.7 PvLDH Geni İle İfade Vektörünün Birleştirilmesi Jelden geri kazanılan mutant LDH DNA örnekleri ve ifade vektörü olan pKK223-3 DNA 1:1 oranında birleştirilir. Raksiyon şartları aşağıdaki gibidir: 1:1 oranı 10x Ligasyon Tamponu 1µl İnsert 100ng Vektör 100ng T4 DNA Ligaz (3 u/µl ) 1µl Steril dH20 Toplam Xµl 10µl Ligasyon, örneklerin 4oC’de bir gece bekletilmesiyle gerçekleştirilir. 34 2.2.8 Kalsiyum Klorür Etkileşimi ile Kompetant E. coli Hücrelerinin Hazırlanması E. coli hücrelerinin JM105 soyunun -80 oC’deki stok kültürden alınarak 2x YT agara ekim yapılır ve bir gece 37 oC’ de inkübe edilir. Gelişen bakteri hücrelerinden kürdan yardımıyla tek koloniye dokunularak 5 ml 2x YT buyyona bırakılır ve 37 oC, 120 rpm’de bir gece inkübasyona bırakılır. Bir gecelik kültürden 500 μl alınarak 50 ml 2x YT buyyona aktarılır ve 37 oC, 120 rpm’de OD6oo'deki hücre yoğunluğu 0,3–0,4 arasında bir değere ulaşıncaya kadar inkübe edilir. 50 ml’lik kültür 2 adet Oakridge tüpüne, her birine 25 ml olmak üzere eşit oranda bölünür. 25 ml’lik iki tüp 5000 rpm’de 5 dakkika +4 oC’de santrifüjlenerek hücrelerin çökmesi sağlanır. Üstte kalan sıvı faz dökülür (Süpernatant), altta kalan çökelti (pelet) üzerine 25 ml CaCl2 solüsyonu ilave edilir ve hücreler iyice çözülür. 30 dakika boyunca buzda bekletilir ve ardından 5000 rpm’de 5 dakkika +4 oC’de santrifüj edilir. Üstte kalan sıvı kısım dökülüp her bir tüpteki pelet 1ml CaCl2 solüsyonunda çözülür. Tüpler 2 saat buzda bekletilir. Bu aşamadan sonra hücreler ya hemen transformasyonda kullanılır ya da daha sonra kullanılmak üzere sıvı nitrojen içerisinde gliserol stoğu hazırlanarak -80°C'de saklanır (Sambrook, 2001). 2.2.9 Transformasyon Ligasyonu yapılmış örnek üzerine kompetenet E. coli hücrelerinden 200 μl ilave edilir ve karıştırılır. 30 dakika buzun içerisinde bekletilir ve bu aşamadan sonra 42 oC’deki su banyosunda 90 saniye boyunca sıcak şok uygulanır. Ardından örnek üzerine 100 µl/ml ampisilin içeren 2x YT buyyondan 300 μl ilave edilir. Ters-düz edilerek karıştırılır ve 37 oC de 30 dakika etüvde bekletilir. İnkübasyon sonrası 100 µl/ml ampisilin içeren 2 x YT agara ekim yapılır ve 37 oC’deki etüvde bir gece beklemeye alınır (Sambrook, 2001). 2.2.10 Koloni PCR Transformasyon sonrası agar üzerinde gelişen kolonilere kürdan yardımıyla dokunulur ve 50 µl steril dH20 bulunan mikrosantrifüj tüpüne alınır. Kürdan iyice karıştırılarak bakterilerin suya geçmesi sağlanır ve 20 µl alınarak 100 µl/ml ampisilin içeren 5 ml 2x YT buyyona aktarılır. Mikrosantrifüj tüpündeki geri kalan bakteri çözeltisi 10 dakika kaynatılıp sonrasında 13.000 rpm’de 15 dakika santrifüj edilir. Santrifüj sonrası üstte kalan süpernatantın 10 µl’si PCR’ da kalıp olarak kullanılır. Reaksiyon şartları aşağıdaki gibidir: 35 Taq tamponu 5 µl (enzim ile beraber verilmiştir) MgCl2 3 µl (stok; 25 mM) dNTP’ler 5 µl (stok; herbiri 10mM olan dNTP’lerden I0’ar µ1 ve 10 µ1 dH2O) Pv7 primeri 2.5 µl (stok; 20 pmol/µ1) Pv15 primeri 2,5 µl (stok; 20 pmol/µ1) KaIıp DNA 10 µl Taq DNA Polimeraz 0.5 µl (stok; 5 u/µ1) dH2O 21,5 µl (son hacim 50 µ1 olacak şekilde) Amplifikasyon, 94oC’de 1.5 dakika, , 50oC’de 2 dakika, 72oC’de 2 dakika ve 30 döngü olarak gerçekleştirilir. Koloni PCR’dan pozitif sonuç alındığı takdirde inkübasyona bırakılan kültürden plazmid izolasyonu yapılır ve stok kültür hazırlanır. 2.2.11 Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamid Jel Elektroforezi (SDS-PAGE) SDS-PAGE yapımında BIO-RAD Mini-PROTEAN® 3 CelI jel elektroforez sistemi kullanılmıştır. Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamid Jel Elektroforezi için kullanılan jel aşağıdaki gibi hazırlanmıştır (Laemmli, 1970): Ayırma jeli (% 12) dH2O 3,35 ml 1,5 M Tris HCI (pH:8.8) 2,5 ml % 10 SDS 100 µl % 30 Akrilamid/ Bis 4 ml % 10 Amonyum persülfat 75 µl TEMED 15 µl Yükleme jeli (% 4) dH2O 6,1 ml 0.5 M Tris HCI (pH:6.8) 2,5 ml %10 SDS 100 µl %30 Akrilamid/ Bis 1,3 ml 36 % 10 Amonyum persülfat 60 µl TEMED 12 µl Örnekler jele yüklenmeden önce eşit miktarda SDS-PAGE SAB boyası ilave edilerek 5 dakika kaynatılır. Elektroforez için lx Tank tamponu kullanılır. Bromfenol mavisi jelin sonuna gelinceye kadar 20 mA’da yürütülür. Elektroforez yapılmasından sonra protein boyama solüsyonu kullanılarak jel, 37°C’de 1 saat süreyle boyanır ve sonrasında protein bantları görünür hale gelinceye kadar boya uzaklaştırıcı (Destaining) solüsyon ile yıkanır. Jeller, fotoğrafları alındıktan sonra jel kurutma sistemi ile kurutularak saklanır (Laemmli, 1970). 2.2.12 PvLDH Enziminin Saflaştırılması 2.2.12.1 Yöntem 1: QIAGEN Ni-NTA ile PvLDH Enziminin Saflaştırılması Bu yöntem, bu çalışma gibi yine 104 T 215 nolu Tübitak projesi kapsamında yürütülmekte olan bir diğer doktora tez çalışması ile bu tez arasında proje gereği ortak olarak yürütülmüştür. PvLDH içeren E. coli hücreleri ekspresyon kültürü hazırlamak, E. coli bakteri soyları –80 ºC’ deki stok kültüründen 100 μg/ml ampisilin içeren çift kuvvetli (2x) YT agar besiyerine sürme ekim yapılır ve 37 ºC’de bir gece inkübe edilerek geliştirilir. Besi yerinde gelişen bakterilerden tek koloni alınarak 5ml 100 μg /ml ampisilin içeren 2 xYT buyyon içerisinde 37ºC’de çalkalamalı etüvde 120 rpm’de bir gece inkübasyona bırakılır. Bir gecelik kültürün 833 μl’si 1:60 oranında (30ml 2 xYT buyyon için 500 μl kültür) 100 μg/ml amfisilin içeren 6 adet 50 ml 2 x YT buyyon içerisine pipet yardımıyla bırakılır. Hücre yoğunluğu 37ºC’de ve 120 rpm çalkalamalı etüvde OD600: 0,6’ya ulaşıncaya kadar inkübe edilir. Hücre yoğunluğu 0,6’ya ulaşınca her bir 50 ml’lik besi yerine 1 mM IPTG ilave edilir ve çalkalamalı etüvde aynı şartlar altında bir gece inkübe edilir. İndüklemesi yapılan 50 ml bir gecelik kültürlerin her biri 2 adet Oakridge tüpüne 25 ml olacak şekilde ikiye bölünür ve 4000 g’de 15 dakika santrifüjlenir. Süpernatant dökülerek pelet, uygun lysis tamponun (50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 50 mM imidazol, 20 mM βmercaptoethanol; pH. 8.0) 2 ml’si içerisinde çözülür. İki tüpe ayrılan 50 ml’lik kültürlerden her biri tek tüpte birleştirilerek toplam 4 ml kültür çözeltisi elde eldir. 4 ml’lik çözeltiler buz içerisinde bekletilerek sonikasyon işlemi gerçekleştirilir. Sonikasyon işlemi amplitude: % 20’de 10 saniye aralıklarla 6x10 saniye olarak yapılır. Sonikasyon sonrası 14.000 g’de 20 dakika, +4 ºC’de santrifüj edilir ve süpernatantlar ayrı bir yerde biriktirilir. Saflaştırma işlemi için kolon olarak 20 ml’lik şırınga kullanılır. Şırınganın alt ucunun içerisine aynı çapta bir kat 37 süzgeç kağıdı yerleştirilerek, şırınganın uç kısmına yaklaşık 10cm uzunluğunda infüzyon setlerinde kullanılan hortum geçirilir. Hortum uç kısmı kapatıldıktan sonra şırınga dik pozisyonda düz bir yüzeye sabitlenir. Saflaştırma için resin olarak Ni-NTA Agaroz kullanılmıştır. 6 ml Ni-NTA agaroz ve 24 ml supernatant (1:4 oranında) karıştırılarak, karışım +4 ºC’de ara sıra yavaşça karıştırılıp 60 dakika bekletilir. Karışım sert bir yüzeye sabitlenen 20 ml’lik bir şırıngaya pipet yardımıyla yavaşça aktarılır. Ni-NTA Agaroz resininin çökmesi için 30 dakika beklenir. Daha sonra şırınga ucundaki hortumun ağzı açılır ve şırıngadan damla damla akan süzüntüden (Flow through, FT) 1.5 ml’lik santrifüj tüpüne SDS-PAGE analizi için örnek alınır. Kolonda sıvı kısım aktıktan sonra yıkama solüsyonlarıyla sırasıyla W1 (50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 70 mM İmidazol; pH. 8.0 ), W2 (50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 80 mM İmidazol; pH. 8.0) ve W3 (50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 90 mM İmidazol; pH. 8.0 ) ile her birinden 13.5 ml kullanılarak yıkanır ve her yıkama sırasında 1.5 ml’lik santrifüj tüpüne SDS-PAGE analizi için örnek alınır. Yıkama sonrasında kolon 9 defa 3.375 ml elüsyon tamponu (50 mM NaH2PO4, 700 mM NaCl, 200 mM İmidazol; pH. 8.0) ile yıkanır ve süzüntüler deney tüplerinde biriktirilir (Tablo 2.1). Her deney tüpünden SDS-PAGE analizi için 50 μl ayrılır. Saflaştırılan proteinler SDS analizi tamamlanıncaya kadar çok kısa süreli olarak +4 ºC’de, uzun süreli ise proteine 0.5 g/ml amonyum sülfat eklenerek çöktürme yapılır ve örnekler buzdolabında saklanır. Çizelge 2.1 Yöntem 1’in uygulama koşulları Column Ni-NTA Agaroz: Hücre Lizatı Karışımı Lysis 1. Yıkama W1 solüsyonu 2. Yıkama W2 solüsyonu 3. Yıkama W3 solüsyonu Elution 20 ml’lik şırınga 6 ml: 24 ml (1:4 oranı) 24 ml LT4 13,5 ml WT6 13,5 ml WT7 13,5 ml WT8 9x 3,375 ml ET2 2.2.12.2 Yöntem 2: QIAGEN Ni-NTA ile PvLDH Enziminin Saflaştırılması Mutant PvLDH genini içeren E.coli hücreleri 100 µg/ml ampisilin içeren 2xYT buyyon içerisinde 37 ˚C’de ve 180 rpm’de bir gece inkübe edilir. 100 μg/ml ampisilin içeren 500 ml 2xYT buyyon içerisine bir gecelik kültürden 2 ml inoküle edilir. OD600’deki hücre yoğunluğu 0,6’ya ulaşıncaya kadar inkübe edilir. Kültür belirtilen hücre yoğunluğuna ulaşınca final konsantrasyonu 1 mM olacak şekilde IPTG ilave edilir. IPTG ile indüklenmiş kültür 37 ˚C’de 38 ve 180 rpm’de bir gece inkübe edilir. Bir gecelik indüklenmiş kültür örnekleri 5000 rpm’de 15 dakika santrifüj edilir. Süpernatant dökülür. Pelet, 6 ml hücre lizisi ve kolon yıkama tamponunda çözülür. Hücreler, sonikatör (Bandelin Sonopuls, Almanya) ile güç % 60’da 30 saniye aralıklarla dokuz defa 10’ar saniye parçalanır. 14.000 rpm’de 1 saat 4 ˚C’de santrifüj edilir. Süpernatant (CL; cell lysate) alınır ve SDS-PAGE analizi için bir miktar ayrılır. Pistonu çıkarılmış 5 ml’lik bir şırıngaya cam yünü yerleştirilir ve uç kısmına bir tubing geçirilir. Bu şekilde hazırlanan kolon sert bir yüzeye sabitlenir. Kolona 4 ml Ni-NTA agaroz resin bırakılır. Kolon, 10 kat resin hacmi (40 ml) kadar hücre lizisi ve kolon yıkama tamponu ile dengelenir. Süpernatant kolona yüklenir. Kolondan akan süzüntü fraksiyonlarından (FT1, flow-through 1; FT2, flow-through 2; FT3, flow-through 3) SDS-PAGE analizi için örnek alınır. Kolon, 10 kat resin hacmi (40 ml) kadar hücre lizisi ve kolon yıkama tamponu ile yıkanır. Yıkama fraksiyonları (W1, wash 1; W2, wash 2; W3, wash 3) SDS-PAGE analizi için saklanır. Yıkama sonrası 11 defa 1’er ml protein elüsyon tamponu ile saf protein örneği kolondan toplanır (Shoemark, 2000). 2.2.13 Protein Saklama Koşullarının PvLDH Enzimi Üzerindeki Etkisi İlk önce, saf olarak elde edilen PvLDH’ın 340 nm’deki aktivitesi tanımlandığı şekilde ölçülüp absorbans değeri kaydedilmiştir. Saflaştırmayı takiben koruyucu madde olarak 4 ayrı tüpe alınan örneklerden ilkine saklama öncesinde 5 mM EDTA (ethylenediaminetetraacetic acid) + 10 mM DTT (dithiothreitol), ikincisine sadece 5 mM EDTA, üçüncüsüne sadece 10 mM DTT ilave edilmiş ve dördüncü tüpe hiçbir ilave yapılmaksızın örnekler hazırlanmıştır. Her bir örnek üçe bölünmüş ve her bir örnekten birer tüp +4 oC, -20 oC ve -80oC olmak üzere üç farklı sıcaklıkta saklanmışlardır. -80 oC’de saklanacak olan proteinler sıvı nitrojen ile muamele edildikten sonra dondurucuya transfer edilmiştir. 25 günlük bir saklamanın sonucunda enzim aktivitesi tekrar kontrol edilmiş ve sonuçlar sunulmuştur. 2.2.14 Enzim Aktivitesinin Spektrofotometre İle Tayini PvLDH enzimlerinin aktivitelerinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmıştır. Bütün reaksiyonlar 50 mM KCl içeren 20 mM BisTris solüsyonu, pH:6.0 ile 25°C’de gerçekleştirilmiştir. Reaksiyon için 500 mM pirüvat ve 50 mM NADH kullanılır. 1 ml’lik küvete pirüvat ve NADH solüsyonları bırakılır ve en son enzim ilavesi ile reaksiyon başlatılır. Aktivite, 10 mM ve 1 mM pirüvat konsantrasyonlarında 39 ölçülür (Turgut-Balik, 2001). LDH aktivite ölçümleri 3 defa tekrar edilmiştir. 2.2.15 Enzimlerin Molekül Ağırlıklarının ve Ekstinksiyon Katsayılarının Hesaplanması Saflaştırılan mutant ağırlıklarının ve proteinlerin ekstinksiyon konsantrasyonlarının katsayılarının (ε, hesaplanması Extinction için Coefficient) molekül bilinmesi gerekmektedir. Bunun için bu iki değerin hesaplaması yapılmıştır. Yabanıl PvLDH ve mutant PvLDH proteinlerinin molekül ağırlıklarının ve ekstinksiyon katsayılarının (Molar Absorpsiyon Katsayısı, Molar Absorption Coefficient) hesaplanması için web tabanlı “Peptide Property Calculator” isimli program kullanılmıştır. Hesaplama, programa veri olarak girilen aminoasit dizisine dayanılarak yapılmıştır. 2.2.16 Saflaştırılmış Mutant PvLDH Proteinlerinin Konsantrasyonlarının Hesaplanması Saflaştırılmış olan mutant proteinlerin konsantrasyon hesaplamalarında Beer-Lambert Kanunu kullanılmıştır. Buna gore ilk önce yabanıl PvLDH ve mutant enzimlerinin ekstinksiyon katsayısı (ε, Extinction Coefficient) yukarıda anlatıldığı gibi belirlenmiş ve deneysel aşamada 1 cm genişlinde kristal küvet ile A280’de spektroskobik ölçüm alınmıştır. Elde edilen veriler aşağıdaki fomül kullanılarak enzimin molar konsantrasyonu (mol/l) hesaplanmış ardından moleküler ağırlığı ile çarpılarak ml’de kaç mg enzim olduğu hesaplanmıştır. Beer-Lambert Kanunu; c (mol/l) = A/ (ε x ℓ) Formülde c protein konsantrasyonu, A, 280 nm’de ölçülen absorbans değerini, ε, enzimin ekstiksiyon katsayısını ve ℓ de küvetin enini temsil etmektedir. Kullanılan küvvet 1 cm eninde olduğu için formül kısaca aşağıdaki gibidir (Grimsley ve Pace, 2004) c (mol/l)=A/ε 40 2.2.17 Kinetik Analiz Bu bölümde ilk önce enzim kinetiği hakkında genel bir bilgi verilmiş ve ardından da saflaştırılan enzimlerin kinetiğinin ölçümünde kullanılan yöntem açıklanmıştır 2.2.17.1 Enzim Kinetiği Enzimler, canlı organizmalardaki kimyasal reaksiyonları hızlandıran ve hiç bir yan ürün olmasına izin vermeden % 100’lük bir ürün verimi sağlayan biyolojik katalizörlerdir (Keha ve Küfrevioğlu, 2004). Enzim kinetiği, enzimler tarafından katalizlenen reaksiyonların hızlarını incelemektedir. Kimyasal reaksiyonların kinetiğinden farklı olarak enzimatik reaksiyonlarda, enzimlerin substrata “doyma” durumu bulunmaktadır. Düşük substrat konsantrasyonlarında, reaksiyon hızı substrat konsantrasyonuyla orantılı olarak artmaktadır. Substrat konsantrasyonu daha da artırıldığı zaman, reaksiyon hızı artışında azalma olmakta ve substrat miktarının daha da artmasıyla hız sabitlenmektedir (Şekil 1.4). Bu durumda reaksiyona katılan bütün enzimler substratla doymuş haldedir. Bu anda enzim hızı maksimumdadır ve bu Vmax olarak ifade edilmektedir. Enzimin maksimum hızında (Vmax), tüm enzim aktif merkezleri substrat tarafından bağlı durumdadır ve ES kompleksinin miktarı toplam enzim (ET) miktarına eşit olmaktadır. Reaksiyon hızı (v) birim zamanda ürüne dönüştürülen substrat miktarını, KM ise Michaelis-Menten sabitini göstermekte olup, maksimum hızın yarısına erişildiği zamanki substrat konsantrasyonu olarak ifade edilmektedir (Keha ve Küfrevioğlu, 2004). Şekil 2.1 Bir enzim tepkimesinde substrat (S) konsatrasyonu ile hız (v) arasındaki ilişkiyi gösteren doyma eğrisi 41 Leonor Michaelis ve Maund Menten, enzimli reaksiyonların ilk basamağında bir ES oluşmasından ve enzimlerin doygunluk özelliğinden yola çıkarak yukarıdaki eğriyi verecek bir model geliştirmişlerdir. Bu model birçok enzimin kinetik özelliğini açıklamaktadır (Şekil 1.5). Şekil 2.2 Enzimatik reaksiyon ile substratın (S) ürüne (Ü) dönüşmesinin gösterimi. E: enzim; k1, k2 ve k3: hız sabitleri Şekil 1.5 daki denkleme göre E enzimi ve S substratı k1 hız sabiti ile ES enzim-substrat kompleksini oluşturmaktadır. Oluşan ES enzim-substrat kompleksi ya k2 sabiti ile E ve S’ye ayrışmakta ya da dönüşü olmayan bir yola giderek k3 hız sabiti ile ürünü oluşturmaktadır. Bu denklemden yola çıkılarak düşük substrat konsantrasyonlarında (KM>>[S]) belirli bir zamandaki katalitik enzim hızı, Michaelis- Menten eşitliği açıklanmaktadır. Vmax Vo = [S] KM Yüksek substrat konsantrasyonlarında ise KM ihmal edilir ve Vo=Vmax şeklinde ifade edilmektedir. Bu durumda bütün enzimler substratla doymuş halde olup artan substrat konsantrasyonu ile hız değişmeyen sabit bir maksimum hıza ulaşmaktadır. Eğer hızın Vmax /2 olduğu durumu ele alırsak Michaelis-Menten eşitliğinden [S]=KM sonucu çıkmaktadır. Buna göre, Maksimum hızın yarısında ortamda bulunan enzimlerinde yarısı substrada doymuş haldedir. KM en yüksek hız değerinin yarısına erişmek için gerekli olan substrat miktarını ifade etmektedir ve birimi mol/L’dir. KM, değeri bir enzime ve substrat özgü olup ve enzimin substrata olan ilgisini ifade etmektedir. Bu değer enzim konsantrasyonuna bağlı değildir. Substratın yapısına, pH, sıcaklık ve iyonik şidetle değişmektedir. Birden fazla substrata sahip enzimlerde, her substrat için ayrı 42 bir KM değeri bulunmaktadır. KM‘i düşük olan bir enzim, substrata yüksek ilgi göstermektedir. Kısaca yüksek KM zayıf bağlanmayı, düşük bir KM ise kuvvetli bağlanmayı ifade etmektedir. Enzimlerin Vmax değerleri de birbirinden farklılık göstermektedir. Aynı zamanda substratın yapısı, pH, sıcaklık ve iyonik şiddetle de değişmektedir. Vmax enzimin katalitik aktivitesinin bir ifadesidir. Çünkü Vmax = k3 [ET] ile verilen maksimum hıza, belirli konsantrasyonlardaki enzimin substratıyla doygunluk durumunda erişilmektedir. Bir diğer sabit sayı da kcat'dır, bu birim zamanda bir mol enzim tarafından ürüne dönüştürülen substratın mol cinsinden ifadesidir. Bu sabit sayı aynı zamanda “turnover sayısı” olarak ta ifade edilmekte olup k3 sabitine eşittir. Bir enzimin kcat değeri ne kadar yüksekse enzimin, katalitik mekanizmasının o kadar yüksek olduğu sonucu çıkmaktadır (Keha ve Küfrevioğlu, 2004). 2.2.17.2 Saflaştırılan Proteinin Kinetik Analizi Aktivitesi tespit edilen mutant PvLDH enzimlerin Steady-State kinetik ölçümleri 340 nm’de UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (ΔA340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmıştır. Bütün reaksiyonlar 50 mM Trizma Base ve 50 mM KCl içeren kinetik ölçüm tamponu, pH: 7.5 ile 25 ˚C’de gerçekleştirilmiştir. Reaksiyon için farklı pirüvat konsantrasyonları (20 µM, 60 µM, 180 µM, 340 µM, 1.6 mM, 4.8 mM, 14.48 mM, 20.4 mM, 29 mM) ve 200 µM NADH kullanılmıştır. 1 ml’lik küvete pirüvat ve NADH solüsyonları bırakılmış ve en son enzim ilavesi ile reaksiyon başlatılmıştır. Bütün kinetik ölçümler 3 defa tekrar edilmiştir. Elde edilen veriler kullanılarak Grafit 3.0 (Leatherbarrow, 1992) isimli program ile kcat, Km, ve Vmax değerleri elde edilmiştir. 43 3. BULGULAR VE TARTIŞMA Bu çalışmanın amacı, PvLDH enzimi üzerinde yapılan araştırmaların bir sonucu olarak, PvLDH aktivitesine engel olacak, sıtma parazitinin yaşamını sonlandıracak ve aynı zamanda insan LDH enzimini engellemeyecek bir inhibitör araştırılmalarına yardımcı olmak üzere PvLDH’ın bazı kinetik analizlerinin yapılmasıdır. Bu tez çalışmasında ilk olarak 104 T 215 nolu proje kapsamında önceden C-terminaline his tag eklenerek saflaştırılmış olan PvLDH proteinini (Aslan, 2006), bu tez çalışmasında ve yine aynı proje kapsamında daha saf ve daha bol olarak elde etmek için optimizasyon çalışmaları yapılmıştır. İkinci aşamada PvLDH’ın aktif bölge halkasında bulunan ve önceden yönlendirilmiş mutagenez ile her defasında bir amino asit çıkarma yolu ile kısaltılmış olan (Turgut-Balık vd., 2006) mutanat LDH’lardan aktif protein üreten PvDLDH ve PvKLDH mutant proteinlerinin C-terminaline his tag ekleme yolu ile proteinler saflaştırılmış ve kinetik analizleri yapılmıştır. Son aşamada ise önceden yönlendirilmiş mutagenez ile Toxoplasma gondii I (PvLM3Tg1) ve II LDH’ları (PvLM2Tg2), Eimeria acervulina LDH’ı (PvLM2Ea) ve Eimeria tenella LDH’ına (PvLM3Et) benzetilmiş olan (Atmış, 2007) Plasmodium vivax LDH’ının aktif bölgesinin amino terminal ucu mutanat LDH’larının yine C-terminaline his tag eklenmesi yolu ile proteinler saflaştırılmış ve kinetik analizleri yapılmıştır. Elde edilen bütün sonuçlar yabanıl tip PvLDH enziminin kinetik sonuçlarıyla kıyaslanarak aktif bölge halkasının (DKEWN) ve aktif bölge halkasının amino terminal ucunun (FTKA-PGKS) geliştirilecek olan pLDH inhibitörleri için önemi ortaya konulmuştur. 3.1. PvLDH’ın Analizi 3.1.1 PvLDH Proteininin C Terminaline 6 Histidin Amino Asidinin İlave Edilmesi İçin PvLDH Geninin Yeniden Alt Klonlamasının Yapılması ve Proteinin İfade Edilmesi Proteinin nikel kolonları kullanılarak saflaştırılması amacı ile PvLDH’ın C terminaline 6 histidin aminoasidi ilave edilmiştir. Bunun için Pv7 (5' GCC GAC CCG GAA TTC ATG ACG CCG AAA CCC AAA ATT GTG C 3') ve üzerinde 6 adet histidin taşıyan Pv15 (5' TTT TCT GCA GTT AGT GAT GGT GAT GGT GAT GAA TGA GCG CCT TCA TCC 3') primerleri kullanılarak PCR yapılmış ve bu reaksiyon sonrasında PvLDH geninin 3' ucuna 6 histidin amino asitini kodlayacak olan DNA dizisi ilave edilmiştir (Şekil 3.2). 6 histidin amino asitinin ilavesi, PvLDH geninin ekspresyonu sonrasında üretilecek olan PvLDH proteininin Ni-NTA Agaroz ile saflaştırılmasını mümkün kılmak için gerçekleştirilmiştir. İlave edilen bu histidin dizisi, nikel iyonları ile bir reaksiyon sonucu 44 sıkıca bağlanarak PvLDH proteininin kolona tutunmasını sağlayacak ve proteinin saflaştırılmasını kolaylaştırmış olacaktır. İlave edilmiş olan bu His Tag’ın protein ifadesini etkilemediği bilinmektedir (Berwal vd., 2008). PCR sonrası, kristal viyole boyalı agaroz jelde (Şekil 3.1), koşturulan örneklerden DNA saflaştırması yapılarak C terminalinde 6 histidin içeren mutant LDH genleri geri kazanılmıştır. Bunun yanında PCR örnekleri etidyum bromür (EtBr) boyalı agaroz jelde (Şekil 3.2), marker ile birlikte koşturularak hedef LDH geninin doğru büyüklükte amplifiye edildiği görülmüştür. Hem PvLDH geni hem de genin aktarılacağı pKK223-3 vektörü EcoRI ve PstI restriksiyon endonükleaz enzimleri (RE) ile kesilmiş, yapışkan uçlar oluşturularak ligasyona hazır duruma getirilmiştir. Şekil 3.1 Pv7 ve Pv15 primerleri kullanılarak kristal boyalı agaroz jelde yürütülen PCR örnekleri. 1, 2, 3 ve 4: PvLDH. Şekil 3.2 Pv7 ve Pv15 primerleri kullanılarak EtBr boyalı agaroz jelde yürütülen PCR örneği. 1: Marker; 2: His-Tag ekli PvLDH geni 45 PCR sonrası agaroz jelde koşturulan örneklerden DNA saflaştırması yapılarak C terminalinde 6 histidin içeren PvLDH geni geri kazanılmıştır. Hem PvLDH geni hem de genin aktarılacağı pKK223-3 vektörü EcoRI ve PstI restriksiyon endonükleaz enzimleri (RE) ile kesilmiş yapışkan uçlar oluşturularak ligasyona hazır duruma getirilmiştir. Ligasyon, 4 °C’de bir gecelik inkübasyon ile sağlanmıştır. Ligasyon sonrası elde edilen rekombinant DNA (pKK223-3 vektörü + PvLDH geni) ve pozitif kontrol için hiç bir gen içermeyen pKK223-3 vektörü E. coli JM105 hücrelerine aktarılmıştır. Transformasyon sonrasında seçilen bazı kolonilerin PvLDH genini taşıyıp taşımadıklarını belirlemek için koloni PCR yapılmıştır. Koloni PCR sonrası örnekler %1’lik agaroz jel’de yürütülmüş ve seçilen kolonilerin beklenen büyüklükteki bir DNA’yı taşıdığı göstermiştir (Şekil 3.3). Doğru genin klonlandığı dizi analizi ile de ispatlanmıştır. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 Şekil 3.3 Koloni PCR sonrası DNA bantlarının jelde görüntülenmesi. Hatlar: (1) Marker (100bp DNA ladder, Promega); (2, 4, 7, 10) Negatif koloni PCR bantları; (3, 5, 6, 8, 9, 11, 12, 13, 14) pozitif koloni PCR bantları 3.1.2 PvLDH Proteininin Saflaştırılması Çalışmanın bu bölümünde yapılmış olan çok yoğun optimizasyon çalışmaları sonucunda PvLDH ve mutant PvLDH proteinleri istenilen miktarda ve saflıkta üretilmiştir. Optimizasyon çalışmalarında iki farklı yöntem izlenmiş ve birinci yöntemin içinde çeşitli protokoller uygulanarak saflaştırma optimize edilmeye çalışılırken ikinci yöntem tek bir protokol üzerinden yürütülmüştür. İlk olarak kullanılan yöntem sonucunda yeterli saflıkta protein elde edilmesine rağmen ileri aşamadaki kinetik analizleri gerçekleştirebilecek miktarlarda elde 46 edilememişlerdir. Bu yüzden bu yöntem terk edilerek ikinci yöntem ile saflaştırma çalışmalarına devam edilmiştir. Bu yöntem ile yeterli saflıkta ve miktarda mutant proteinler elde edilerek kinetik analizler için kullanılmışlardır. Yöntem 1 yine 104 T 215 nolu proje kapsamında yürütülmekte olan bir diğer doktora tez çalışması ile bu tez arasında ortak olarak yürütülmüştür. 1.6.1.1 Yöntem 1 Saflaştırma optimizasyon çalışması ilk önce yabanıl PvLDH proteini üzerinden gidilerek yapılmaya çalışılmıştır. 5 ml buyyonda geliştirilen mutant PvLDH proteini içeren E.coli kültürü, 300 ml’lik 2xYT sıvı besi yerine aşılanarak, hücre yoğunluğu 37 ºC’de ve 120 rpm çalkalamalı etüvde OD600: 0,6’ya ulaşıncaya kadar inkübe edilmiştir. Bu aşamada 1mM IPTG indüklemesi yapılmış ve aynı şartlar altında bir gece çalkalamalı etüvde inkübe edilmiştir. İndüklemesi yapılan kültür Ni-NTA agaroz kullanılarak denatüre edici olmayan şartlar altında saflaştırılmıştır. Saflaştırmada 1:4 oranında Ni-NTA agaroz - hücre lizatı karışımı ve farklı içerikte ve miktarlarda lizis, yıkama ve elüsyon çözeltileri kullanılmıştır (Çizelge 3.1 ve Çizelge 3.2). Çizelge 3.1 Optimizasyon çalışmalarında kullanılan çözeltiler ve içerikleri Tamponlar NaH2PO4 NaCl İmidazol pH Lysis Tampon 1 (LT1): 50 mM NaH2PO4, 300 mM NaCl, 20 mM İmidazol; pH. 8.0 Lysis Tampon 2 (LT2): 50 mM NaH2PO4, 300 mM NaCl, 10 mM İmidazol; pH. 8.0 Lysis Tampon 3 (LT3): 50 mM NaH2PO4, 700 mM NaCl, 30 mM İmidazol; pH. 8.0 Lysis Tampon 4 (LT4): 50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 50 mM İmidazol, 20 mM βmercaptoethanol; pH. 8.0 Wash Tampon 1 (WT1): 50 mM NaH2PO4, 300 mM NaCl, 20 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 2 (WT2): 50 mM NaH2PO4, 300 mM NaCl, 15 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 3 (WT3): 50 mM NaH2PO4, 700 mM NaCl, 40 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 4 (WT4): 50 mM NaH2PO4, 700 mM NaCl, 45 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 5 (WT5): 50 mM NaH2PO4, 700 mM NaCl, 50 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 6 (WT6): 50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 70 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 7 (WT7): 50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 80 mM İmidazol; pH. 8.0 Wash Tampon 8 (WT8): 50 mM NaH2PO4, 1500 mM NaCl, 90 mM İmidazol; pH. 8.0 Elution Tampon 1 (ET1): 50 mM NaH2PO4, 300 mM NaCl, 250 mM İmidazol; pH. 8.0 Elution Tampon 2 (ET2): 50 mM NaH2PO4, 700 mM NaCl, 200 mM İmidazol; pH. 8.0 47 Çizelge 3.2 PvLDH proteininin Ni-NTA agaroz ile saflaştırılması çalışmalarının optimizasyon denemeleri. Protokol Kolon Lysis 1 5 ml’lik şırınga 10 ml’lik şırınga 10 ml’lik şırınga 10 ml’lik şırınga 20 ml’lik şırınga 2 3 4 5 4 ml LT1 1. Yıkama 4 ml WT1 2. Yıkama 4 ml WT1 3. Yıkama 4 ml WT1 4 ml LT2 4 ml WT2 4 ml WT2 4 ml WT2 4. Yıkama 2 ml WT1 --------- 4 ml LT1 4 ml WT1 4 ml WT1 --------- --------- 9x 0,5 ml ET1 4 ml LT3 2 ml WT3 2 ml WT4 2 ml WT5 --------- 9x 0,5 ml ET2 24 ml LT4 13.5 ml WT6 --------- 9x 0,3.375 ml ET2 13.5 WT7 ml 13.5 WT8 ml Elution 9x 0,5 ml ET1 9x 0,5 ml ET1 Protokol 1’de 5 ml’lik şırınga kolon olarak kullanılmıştır. Toplam 16 ml yıkama tamponu ile yıkanmış ve ardından elüsyon tambonu ile protein kolondan uzaklaştırılarak toplanmıştır. SDS-PAGE analizinde bakteriyel kökenli diğer enzimlerinde hedef enzimle birlikte saflaştırıldığı için LDH saf bir şekilde elde edilememiştir. Ayrıca bu protokolde kullanılan 5 ml’lik şırınganın dar olan çapının kolona bırakılan resinin (Ni-NTA Agaroz) yüksekliğini artırdığı için etkili bir yıkama yapılamadığından proteinin tam olarak saf olmadığı düşünülmüş ve daha sonraki denemelerde daha geniş çaptaki 10 ml’lik şırınga kolon olarak kullanılmıştır. Protokol 2’de ise lysis ve yıkama aşamalarında kullanılan tampondaki imidazol oranı düşürülerek daha az oranda bakteriyel kökenli proteinin, saf olarak elde etmek istediğimiz LDH ile karışması engellenmeye çalışılmıştır. Ancak bu protokolde de saf bantlar elde edilememiştir ve düşürülen imidazol oranının yabancı proteinlerin resine bağlanmasını engellemek için yeterli konsantrasyonda olmadığı anlaşılmıştır. Hücrelerin sonikasyonu sonrası elde edilen lizat, kolondan alınan ilk süzüntü, yıkama sırasında alınan süzüntüler ve elüsyon örnekleri SDS-PAGE jelde koşturularak elde edilen örneklerin saflığı ve miktarı kontrol edilmeye çalışılmıştır. Jelde görüldüğü gibi (Şeki 3.4) hücre lizatında bulunan 6HisTag ekli LDH enzimi, Ni-NTA agarozuna bağlandığı için alınan ilk kolon süzüntüsünde görülmemiştir. Fakat 3 yıkama sonrasında, elüsyon aşamasında LDH’ın yanında Ni’e affinitesi bulunan diğer yabancı proteinlerde elüsyonlarda gözlenmiştir. 48 Şekil 3.4 Protokol 2’nin SDS-PAGE görüntüsü.1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: Kolon süzüntüsü, 4: 1. Yıkama, 5: 2. yıkama, 6: 3. Yıkama, 7: Elüsyon 1, 8: Elüsyon 2, 9: Elüsyon 3, 10: Elüsyon 4. Sadece elüsyonların tamamı aynı jelde koşturularak hem yabancı proteinlerin hangi aşamadan itibaren saf proteinden uzaklaştırıldığı hem de saf proteinin her aşamadaki kayıp oranı takip edilmeye çalışılmıştır. Şekil 3.5’de görüldüğü gibi ilk elüsyonda kolondan ilk çalışılan protein ayrılmıştır. Ancak daha sonraki elüsyon aşamalarında bu protein ile birlikte yabancı proteinlerde kolondan ayrılmıştır. En sonda elde edilen elüsyonlarda yabancı protein çok fazla şekilde gözlenmemesine rağman, LDH miktarı belirgin bir şekilde düşmüştür. Bir sonraki protokolde yabancı proteinlerin elüsyon aşamasına gelmeden yıkama aşamalarında yıkanıp kolondan uzaklaştırılabilmesi için yıkama aşamasında kullanılan wash tamponun imidazol oranı 15 mM’dan tekrar 20 mM’a çıkarılmıştır. Şekil 3.5 Protokol 2’nin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Elüsyon1, 3: Elüsyon 2, 4: Elüsyon 3, 5: Elüsyon 4, 6: Elüsyon 5, 7: Elüsyon 6, 8: Elüsyon 7, 9: Elüsyon 8, 10: Elüsyon 9. Protokol 3’te imidazol oranı 20 mM’a tekrar yükseltilerek 10 ml’lik şırınga kolon olarak kullanılmıştır. SDS-PAGE jelinde görüldüğü gibi (Şekil 3.6) yıkama aşamasında Ni affinitesi 49 olan yabancı proteinlerin daha etkin bir şekilde uzaklaştırılmasına karşın yinede elüsyon bantlarında yabancı proteinler gözlemlenmiş ve LDH enziminin yeterince saf olarak elde edilemediği görülmüştür. Ancak bir önceki protokole göre yabancı proteinlerin elüsyon aşamasında azaltılmış olduğu görülmüştür. Şekil 3.6 Protokol 3’ün SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: Kolon süzüntüsü, 4: 1. Yıkama, 5: 2. yıkama, 6: Elüsyon 1, 7: Elüsyon 2, 8: Elüsyon 3, 9: Elüsyon 4, 10: Elüsyon 5. Şekil 3.7’de görüldüğü gibi ilk elüsyondan sonraki aşamada çalışılan protein kolondan ayrılmıştır. Protein saf olmamakla birlikte yabancı protein bantları bir önceki protokole göre elüsyon aşamasında daha az bulunmaktadır. Şekil 3.7.Protokol 3’ün elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Elüsyon 1, 3: Elüsyon 2, 4: Elüsyon 3, 5: Elüsyon 4, 6: Elüsyon 5, 7: Elüsyon 6, 8: Elüsyon 7, 9: Elüsyon 8, 10: Elüsyon 9. Bir sonraki protokolde (Protokol 4) lysis tampondaki imidazol oranı daha da artırılarak 30 mM’a çıkarılmıştır. Ayrıca yabancı proteinlerin resine bağlanmasını engellemek amacıyla yeterince iyonik kuvvet oluşturmak için NaCl oranı da artırılarak 700 mM’a çıkarılmıştır. 50 Yıkama aşamasında da aynı tuz konsantrasyonu kullanılmıştır. Buna ilave olarak sırasıyla 40, 45 ve 50 mM imidazol konsantrasyonuna sahip tamponlar kullanılarak bir gradient oluşturulmuştur. Elüsyon aşamasında ise diğer yabancı bantların saflaştırmak istenilen proteinle birlikte elüe edilmemesi için imidazol oranı 200 mM’a düşürülmüştür. Şekil 3.8 ve Şekil 3.9’da görüldüğü LDH proteini yüksek oranda saf olarak elde edilmiştir. Şekil 3.8’de protokolün tamamında (ilk süzüntü, yıkama ve elüsyon aşamaları) alınan örneklerle proteinin saflaştırma işlemi aşama aşama takip edilmiştir. 1. ve 2. yıkamalarda yabancı proteinler önceki protokollerle göre büyük oranda kolondan uzaklaştırılmıştır. Şekil 3.8. Protokol 4’ün SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: Kolon süzüntüsü, 4: 1. Yıkama, 5: 2. yıkama, 6: 3. Yıkama, 7: Elüsyon 1, 8: Elüsyon 2, 9: Elüsyon 3, 10: Elüsyon 4. Şekil 3.9. Protokol 4’ün elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Elüsyon 1, 3: Elüsyon 2, 4: Elüsyon 3, 5: Elüsyon 4, 6: Elüsyon 5, 7: Elüsyon 6, 8: Elüsyon 7, 9: Elüsyon 8, 10: Elüsyon 9. Protokol 5’de tuz oranı biraz daha yükseltilerek 1500 mM’a çıkarılmıştır. Bunun yanında daha fazla kültürle çalışılmış ve başlangıç kültürü 300 ml olarak ayarlanmıştır. 10 ml’lik şırınga yerine 20 ml’lik şırınga kolon haline getirilerek daha fazla yükleme yapılması sağlanmıştır. Kültür hacminin artırılmasıyla birlikte aynı zamanda lizis, yıkama ve elüsyon 51 tamponlarının da hacmi arttırılmıştır. Lysis tamponundaki imidazol oranı 50 mM’a yükseltilmiştir. Ayrıca yıkama tamponlarındaki imidazol oranı yine gradient oluşturacak şekilde 70, 80 ve 90 mM’a çıkarılmıştır. Elüsyon tamponundaki tuz oranı da artırılarak 700mM’a getirilmiş fakat imidazol oranı değiştirilmemiştir. Şekil 3.10 ve Şekil 3.11’de görüldüğü gibi protein diğer bakteriyel kökenli bantlardan uzaklaştırılarak saf olarak elde edilmiştir. Yıkama aşamasındaki protein kaybına bağlı olarak saf proteindeki konsantrasyon oranının biraz düştüğü görülmüştür. Bunun sebebi de üçlü yıkama aşamasında kullanılan imidazol miktarının yüksek olmasıdır. Şekil 3.10 Protokol 5 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: Kolumn süzüntüsü, 4: 1. Yıkama, 5: 2. yıkama, 6: 3. Yıkama, 7: Elüsyon 1, 8: Elüsyon 2, 9: Elüsyon 3, 10: Elüsyon 4. Şekil 3.11. Protokol 5 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Elüsyon 1, 3: Elüsyon 2, 4: Elüsyon 3, 5: Elüsyon 4, 6: Elüsyon 5, 7: Elüsyon 6, 8: Elüsyon 7, 9: Elüsyon 8, 10: Elüsyon 9. Saflaştırma sonrası yapılan SDS-PAGE jel analizlerinde proteinin iyi bir şekilde saflaştırıldığı (Şekil 3.10 ve Şekil 3.11) fakat miktarının saflaştırma sonrası düşük olduğu yapılan spektrofotometrik analizden anlaşılmıştır. Elüsyon örnekleri birleştirilerek amonyum sülfat çöktürmesi 1 gece 4 ºC olmak üzere gerçekleştirilmiştir. Çöktürme sonrası santrifüj 52 işleminden geçen protein Bis-Tris/KCI, pH 6.0 çözeltisinde çözülerek Bis-Tris/KCI, pH 6.0 tamponuna karşı diyaliz yapılmıştır. 1 gece diyaliz ardından bu yöntem ile elde edilen protein miktarı yaklaşık 0.09-0.9 mg/ml olmuştur. Protein miktarındaki kaybın yıkama basamaklarının fazla olmasından kaynaklandığı düşünülmüştür. Ayrıca bu protein ve mutant proteinlerden birisi (LM2Tg1) ile yapılan kinetik analizin tekrarı sonucunda enzim etkinliğinin düşük bulunması proteinin saflaştırma sırasında yapılmış olan birçok işlemden olumsuz etkilenmiş olabileceği fikrini oluşturmuş ve yeni protokol uygulanarak çalışılan mutant PvLDH proteinleri için sonuçlar tekrar edilmiştir. Amonyum sülfat çöktürmesinin de sebeplerden biri olabileceği düşünülmektedir. Elde edilen proteinin yeterince saf olmasına rağmen elde edilen enzim miktarının birçok mutant proteinin analizi için düşük olarak elde edilmesi ve proteini saflaştırmak için çok basamaklı bir işlem dizisinin uygulanması nedeni ile bu yöntemin yerine yeni bir saflaştırma yönteminin uygulanmasına karar verilmiştir. 3.1.2.2 Yöntem 2 Rekombinant olarak üretilen LDH enziminin Ni-NTA agaroz kullanılarak 2. yöntem ile saflaştırılmasında, 1. yöntemde kullanılan yıkama ve elüsyon çözeltileri yerine Çizelge 3.4’te verilen çözeltiler kullanılmış ve Çizelge 3.3’te verildiği gibi kullanılmıştır (Shoemark 2000). Yıkama ve lizis çözeltileri aynı olup bakteriyel proteinlerin yıkamada atılması için 20 mM imidazol ve 300 mM NaCl kullanılmıştır. Saf fakat aynı zamanda düşük miktarda proteinin elde edildiği protokol 5’e kıyasla LDH’ın yıkama aşamasında kaybedilmesini önlemek için imidazol miktarı düşük tutulmuştur. Elüsyon aşamasında ise yüksek oranda protein elde etmek amacıyla toplamda 250 mM imidazol kullanılmıştır. Önceki protokollerde kullanılan pH 8.0 yerine proteinin doğal şartlar altında bulunduğu pH 7.5 kullanılarak proteinin aktivitesin olumsuz olarak etkilenmemesi sağlanmıştır. Bu yöntemde 500 ml’lik E. coli kültürü kullanılmış elde edilen hücre lizatı diğer yöntemden farklı olarak 1:2 oranında NiNTA agaroz ile birleştirilmiştir. Bu da yüksek miktarda His-Tag ekli proteinin matrikse bağlanmasını sağlamıştır. Ni-NTA makriksi içindeki alkolün uzaklaştırılması için saflaştırma işleminden önce 40 ml yıkama çözeltisiyle yıkanmış ve ardından hücre lizatı eklenerek saflaştırma işlemi başlatılmıştır. Çizelge 3.3 Optimizasyon çalışmalarında kullanılan çözeltiler ve içerikleri. Yöntem Kolon Liziz Ön Yıkama Yıkama Elution 2 5 ml’lik şırınga 6 ml LT 40 ml WT 40 ml WT 11x 1 ml ET 53 Çizelge 3.4 PvLDH proteininin Ni-NTA agaroz ile saflaştırılmasında kullanılan kolon ve tampon miktarları Şekil 3.12 görüldüğü gibi hücre lizatında gözlenen LDH proteini kolon matriksine tutunmuştur. Fakat süzüntü sırasında (FT1, FT2 ve FT3) matrikse tutunamayan belli bir miktar LDH’da, bakteriyel kökenli proteinlerin yanında kolondan kaybedilmiştir. Yıkama sırasında kolona tutunamayan diğer proteinlerde atılmıştır. LDH kaybına rağmen elüsyonlarda yüksek miktarda LDH’ın olduğu jel sonuçlarında görülmektedir (Şekil 3.13). Şekil 3.12 PvLDH proteininin Yöntem 3 ile saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2). Şekil 3.13. PvLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). 54 Şekil 3.13’de elde edilen elüsyonların tamamının SDS-PAGE analizi görülmektedir. LDH proteinin yanında Ni affinitesi olan başka bir proteinde elüsyonlarda görülmektedir. Fakat 7. elüsyon sonrası bu yabancı proteinin kaybolduğu ve sadece saf PvLDH’ın elde edildiği görülmektedir. Yapılan spektrofotometrik ölçümler sonunda yeterli miktarda protein içeren ve spektrofotometre ile ölçümde tek pik veren elüsyonlardan elde edilen proteinler kinetik analizler için kullanılmıştır. Bunun yanı sıra saflaştırma sonrası yapılan enzim aktivesi ölçümünde diğer elüsyonlarda da yüksek miktarda aktif proteinin varlığı tespit edilmiştir. Bu metod ile elde edilen protein miktarı yaklaşık 6 mg/ml olmuştur. Enzim varlığı, SDS-PAGE jel görüntüleri yanında, 340 nm’de yapılan enzim aktivite ölçümlerinde de SDS-PAGE jel analizlerini doğrular paralellikte gösterilmiştir (Çizelge 3.5). Çizelge 3.5 PvLDH’ın Hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. FT2 ve FT3 süzüntüleri sırasında jelde gözlenen enzim kaybı, aktivite ölçümlerinde yüksek LDH aktivitesi ölçümü yapılarak doğrulanmıştır. 1. yıkamada yine jeli doğrular nitelikte yüksek enzim aktivitesi alınmış diğer yıkamalarda (W2 ve W3) enzim aktivitesi oldukça düşmüştür. Elüsyonların tamamında yüksek enzim aktivitesi alınmış fakat son elüsyonlardaki enzim miktarının düşük olması sebebiyle enzim aktivitesi de buna paralel olarak düşmüştür. Yöntem 2 ile yapılan LDH saflaştırma işleminde kinetik analizlerin gerçekleştirilebilmesi için yeterli saflıkta ve miktarda enzim elde edildiği için mutant LDH proteinleri bu yönteme göre saflaştırılmış ve kinetik analizlerde kullanılmıştır. 55 3.1.3 Protein Saklama Koşullarının PvLDH Enzimi Üzerindeki Etkisi Çeşitli yöntemlerle saflaştırılan ve değişik süreçlerde kullanılan proteinlerin saklama koşulları, enzimin aktivitesi ve yapısının korunması açısından önem taşımaktadır. Bu yüzden kinetik çalışmalarımızda kullandığımız LDH enziminin saflaştırmadan sonra aktivite kaybını engellemek için uygun ve güvenilir yöntemlerle saklanması gerekmektedir. Bu doğrultuda yöntem 2 ile saflaştırdığımız PvLDH ve mutant PvLDH enzimlerinin saklama koşullarının optimize edilme çalışması yapılmıştır. İlk önce, saf olarak elde edilen PvLDH’ın 340 nm’deki aktivitesi ölçülmüş ve absorbans 1.327 olarak kaydedilmiştir. Koruyucu madde olarak 5 mM EDTA (ethylenediaminetetraacetic acid) ve 10 mM DTT (dithiothreitol) kullanılmıştır (Shoemark 2000). EDTA, Ca2+ ve Fe3+ gibi metal iyonlarına bağlanarak kompleks oluşturur. Bu sayede enzimdeki –SH gruplarının metaller tarafından oksidasyonu engellenerek enzimin stabilitesini sağlar (Janson ve Ryden, 1998). DTT ise proteinlerin sistein aminoasitleri arasında meydana gelen intermoleküler ve intramoleküler disülfid bağlanmalarını engelleyerek oksidasyonu engeller (Zahler ve Cleland, 1964, Janson ve Ryden, 1998). Protein +4 oC, -20 oC ve -80 oC olmak üzere üç sıcaklıkta saklanmışlardır. -80 oC’de saklanacak olan proteinler sıvı nitrojen ile muamele edildikten sonra dondurucuya transfer edilmiştir. Saflaştırılan PvLDH enzim solüsyonu 500 ml olarak 12 adet eppendorf tüpe ayrılıp, 3 adet tüpe 5 mM EDTA + 10 mM DTT, 3 tanesine sadece 5 mM EDTA ve diğer 3 tanesine sadece 10 mM DTT ve en son 3 adetine de EDTA ve DTT gibi koruyucu maddeler konulmamıştır. Proteinler filtre ile sterilize edilmiştir. Her bir EDTA+DTT, EDTA, DTT ve hiçbir koruyucu madde içermeyen tüpler +4 oC, -20 oC ve –80 oC’de 25 gün boyunca muhafaza edilmiş ve ardından yukarıda belirtilen koşullarda enzim aktivitesi ölçülerek ilk alınan absorbans (1.327) değeri ile kıyaslanmak koşuluyla saklama koşullarının enzim aktivitesi üzerindeki etkisi test edilerek en uygun saklama koşulları belirlenmiştir. Enzim aktivitesinden alınan sonuçlara göre, hem EDTA hem de DTT içeren enzimlerin aktivitesi sadece EDTA, sadece DTT ve hiçbir koruyucu içermeyen enzimlere kıyasla daha yüksek çıkmıştır (Çizelge 3.6 ve Şekil 3.14 ). 56 Çizelge 3.6 25 günlük saklama süresi sonunda alınan aktivite sonuçları Saklama Çözeltileri 5 mM EDTA + 10 mM DTT 5 mM EDTA 10 mM DTT ---Dondurma İşlemi Öncesi Aktivite +4oC 1.307 0.762 0.413 0.079 - 20oC 1.311 1.266 1.053 0.421 1.327 - 80oC 1.294 1.181 0.939 0.417 Şekil 3.14 Enzim aktivitesinin, kullanılan koruyucu madde ve saklama sıcaklığına göre değişimini gösteren grafik. En fazla fark ise +4 oC’de saklanan enzimlerde görülmektedir. -20 oC ve – 80 oC saklanan enzimlerde ise EDTA+DTT, sadece EDTA ve sadece DTT’ de saklanan enzim aktivitesi arasında çok fazla fark yoktur. Hiçbir koruyucu madde içermeyen enzim aktivitesindeki en büyük düşüş ise +4 oC’ de görülmektedir. –20oC ve -80oC’ deki enzim aktivitesi ise daha yüksektir. –20oC ve –80oC’ de her dört ortamda saklanan enzim aktivitesi birbirine yakındır. +4oC’ de ise enzim aktivitesi hiçbir koruyucu içermeyen örnekte neredeyse yoktur. Sonuç olarak, proteini daha uzun süre saklayabilmek için, proteinler EDTA+DTT’nin bulunduğu ortamda, –80oC’de, defalarca dondurup-çözmeden sakınmak için küçük miktralara bölünerek gerektiğinde kullanılmak üzere depolanmıştır. 57 3.1.4 PvLDH’ın Kinetik Analizi 3.1.4.1 PvLDH Proteininin Molekül Ağırlığı ve Extinction Coefficient Hesaplamasının Yapılması Bu hesaplamanın yapılabilmesi için öncelikle uygun program tespit edilmiştir. Bunun için yapılan tarama sonucunda http://www.basic.northwestern.edu/biotools/proteincalc.html adresinde serbest kullanımda olan “Peptide Property Calculator” isimli program kullanılmıştır. İşlem aşağıdaki şekilde yapılmıştır: PvLDH’ın 316 aminoasitlik dizisi veri olarak istenilen şekilde programa girilmiştir. Program tarafından proteinin Extinction Coefficient (Molar absorbtion coefficient) ve moleküler ağırlığı hesaplanmıştır. Aynı işlem bütün mutant proteinler için, üzerinde yapılması hedeflenen aminoasit değişiklikleri ve delesyonları yapıldıktan sonra program ile hesaplamalar yapılmıştır. PvLDH’ın molekül ağırlığı 34221 g/mol, Extinction Coefficient’i ise 16410 cm-1M-1 olarak hesaplanmıştır. Buna göre hesaplamalar aşağıdaki şekilde optimize edilmiştir: 280 nm’de 1 M PvLDH: 16410 cm-1M-1 34221g/lt PvLDH: 16410 cm-1M-1’dir. Enzim konsantrasyonu ve protein miktar tayinleri bu bilgiler kullanılarak hesaplanmıştır. Bu değerler her bir mutant protein için ayrı ayrı hesaplanarak kullanılmıştır. Tespit edilen stok enzim miktarı esas alınarak her bir analizde kullanılan enzim miktarı nM ve M olarak hesaplanmış ve bu değerler kcat değerinin hesaplanmasında kullanılmıştır. 3.1.4.2 Kinetik Tampon Çözeltisinin Hazırlanması ve Ölçümlerin Yapılması Kinetik ölçümlerin yapılması için 9 farklı pürivat konsantrasyonunda ölçüm gerçekleştirilmiştir. Her bir pürivat konsantrasyonunda 3 ölçüm yapılmıştır. Bunun için 50 ml lik enzim ve NADH karışımı Tris/KCl pH: 7.5 bufferi içerisinde hazırlanmıştır. Hazırlanan karışımdaki son NADH konsantrasyonu 200 μM olacak şekilde hesaplamalar yapılmıştır. Kullanılan enzim miktarı PvLDH ve mutant PvLDH proteinlerine göre değişkenlik göstermiş 58 olup kullanılan farklı enzim miktarları PvLDH ve her bir mutant protein için, protein konsantrasyonunun hesaplanmasında anlatıldığı gibi hesaplamalarda kullanılmıştır. Her bir farklı pürivat konsantrasyonunda ölçüm yapmak için enzim ve NADH içeren uygun miktarda tampon çözelti 1 ml lik küvete konmuş ve reaksiyon pürivat ilavesi ile başlatılmıştır. Çalışmalar PvLDH ve bütün mutant proteinler için 3 defa tekrar edilmiştir. PvLDH enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.7’da verilen değerler elde edilmiştir. Her bir pürivat konsantrasyonunda üç ölçüm yapılıp ortalaması alınmış ve bütün çalışma üç defa tekrar edilerek yine ortalamalar verilmiştir. Aynı işlem bütün PvLDH mutant proteinleri için gerçekleştirilmiştir. Çizelge 3.7 PvLDH enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,048 0,06 0,089 0,18 0,102 0,54 0,127 1,6 0,141 4,86 0,158 14,58 0,143 20,4 0,135 29 0,129 3.1.4.3 Sonuçların Grafit ile Analizi ve Yorumlanması Çizelge 3.7’de sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvLDH için elde edilen sonuçlar Şekil 3.15 ve Çizelge 3.8’de sunulmuştur. 59 Çizelge 3.8 PvLDH’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. PvLDH için Reduced Chi squared değeri 7.796e-005 olarak tespit edilmiştir. Değişken Vmax Km (mM) Değer 0.1413 0.0378 Standart hata 0.0038 0.0068 Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmış ve yorumlamalarda kullanılmıştır. Şekil 3.15 PvLDH’ın Steady-State kinetik davranışı Bütün bu analizlere göre PvLDH için elde edilen veriler Çizelge 3.9 da sunulmuştur. Çizelge 3.9 PvLDH’ın Steady State kinetik parametreleri PvLDH Km (mM) kcat (s-1) 0.0378 3.17 PvLDH kullanılarak elde edilen bu sonuçlar bütün mutant proteinler için elde edilen sonuçların karşılaştırmalı yorumunda kullanılacaktır. 60 Görüldüğü gibi PvLDH için tepsi edilen ve NADH’ın kofaktör olarak kullanıldığı Km pürivat değeri 0.0378 mM veya yaklaşık olarak 0.038mM (38 µM)’dır. Enzimin kcat (s-1) değeri ise 3.17’dir. Bu değer literatür bilgisi ile karşılaştırıldığı zaman Brown vd., 2004 PvLDH için Km pürivat değerini 17 µM olarak bulmuştur. İdeal olan bu değerlerin yabanıl tip enzim için elde edilip daha sonra elde edilen bütün verilerin diğer proteinlerin analizi ve sonuçlarının yorumunda kullanılmasıdır. PvLDH Km pürivat değeri Brown vd., 2004 tarafından 17 µM, Chaukiad, vd., 2005 tarafından 52 µM ve Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Genetik Laboratuarında yaptığımız çalışmalarda ise 38 µM olarak tespit edilmiştir. Aynı farklılık PfLDH’ın analizinde de görülmüştür. Farklı grupların elde etmiş olduğu PfLDH Km pürivat değeri, gruplara göre 30-55 µM arasında değişkenlik göstermiştir (Brown vd., 2004; Chaukiad vd., 2005; Shoemark, 2007). Enzimin kcat değerinin belirlenmesinde de benzer durum sözkonusudur (Brown vd., 2004 ve bu çalışma). Çalışmamızda konsantrasyon bağımlı bir değer olan kcat değerinin düşük bulunmuş olması protein miktarının daha düşük olarak elde edilmiş olmasından kaynaklanabilir ve bu durum farklı protokoller ile elde ettiğimiz protein miktarınındaki farklılıkları ve saflaştırmanın yapmış olduğumuz çok yoğun çalışmaların neden optimize edildiğini de açıklamaktadır Bu nedenle Çizelge 3.9’da sunulan veriler bütün mutant proteinler için elde edilen sonuçların yorumunda kullanılacaktır. Bu kullanımın doğruluğu ileride açıklanacak olan biri diğerinin devamı niteliğinde olan tutarlı mutagenez sonuçları ile özellikle görülecektir 3.1.5 PvLDH’ın Aktif Bölge Halkasının Analizi Bu tez çalışmasının genel amacı PvLDH’i engelleyecek ve insan LDH’ini engellenmeden bırakacak bir inhibitör bulunma çalışmalarına destek olacak şekilde P. vivax LDH’ının üretilerek analiz edilmesidir. Bu amaçla aktif bölge halkasında tespit edilmiş olunan ilave 5 aminoasidin (Aspartik asit, Lisin, Glutamik asit, Triptofan, Asparagin) (Çizelge 3.10), sıtmaya karşı etkin olacak yeni ilaç tasarım çalışmalarına sağlayacağı katkıyı test edebilmek için, bu dizinin proteine kazandırdığı kinetik özelliklerin araştırılması hedeflenmektedir. Yapılacak olan bu çalışmada mutant P. vivax LDH enzimleri kinetik analiz yöntemleri ile test edilerek, bu bölgenin P. vivax’a karşı geliştirilecek olan yeni bir antimalarial ilacın tasarımı çalışmalarına olabilecek katkılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın bu bölümünde, önceki çalışmalarda PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki ilave 5 aminoasidin delesyonu yapılarak elde edilen PvDLDH ve PvKLDH mutant LDH enzimleri (Turgut-Balık vd., 2006), bu çalışmada bu mutant proteinlerin C terminaline his tag eklenip yeniden klonlanması ile rekombinant olarak üretilerek kinetik analizleri gerçekleştirilmiştir. 61 PvWLDH, PvNLDH, ve PvELDH mutant enzimlerinin ise aktivitelerinin olmamasından dolayı enzim kinetik çalışmaları yapılmamıştır (Turgut-Balık vd., 2006). Çizelge 3.10 PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki ilave 5 amino asidin delesyonunun gösterilmesi (104. amino asit tanımlanmamıştır) PvLDH PvD PvK PvE PvW PvN 98 A A A A A A G G G G G G F F F F F F T T T T T T K K K K K K A A A A A A - P P P P P P G G G G G G 108 K S K S K S K S K S K S D - K K - E E E - W W W W - 109 N R N R N R N R N R - R 3.1.5.1 PvLDH Aktif Bölge Halkasındaki Aspartik Asit108A Aminoasidinin Delesyonunun (PvDLDH) Analizi 3.1.5.1.1 PvDLDH Proteininin C Terminaline 6 Histidin Amino Asidinin İlave Edilmesi ve Proteinin İfade Edilmesi PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit serin-108 ile arjinin-l09 arasında olup birinci aminoasid aspartik asittir (D108A). PvDLDH mutasyonu, P. vivax LDH’ının aktif bölge halkasındaki (DKEWN) asparik asit (D) aminoasidinin yönlendirilmiş mutasyon ile silinmesiyle elde edilmiş mutant LDH’tır. Proteinin nikel kolonları kullanılarak saflaştırılması amacı ile PvDLDH’ın C terminaline 6 histidin aminoasidi ilave edilmiştir. Bunun için Pv7 ve üzerinde 6 adet histidin taşıyan Pv15 primerleri kullanılarak PCR yapılmış ve bu reaksiyon sonrasında PvDLDH geninin 3' ucuna 6 histidin aminoasidini kodlayacak olan DNA dizisi ilave edilmiştir. 6 histidin aminoasidinin ilavesi, PvLDH geninin ekspresyonu sonrasında üretilecek olan PvLDH proteininin QIAGEN Ni-NTA Agaroz ile saflaştırılmasını mümkün kılmak için gerçekleştirilmiştir. PCR sonrası agaroz jelde koşturulan örneklerden DNA saflaştırması yapılarak C terminalinde 6 histidin içeren PvDLDH geni geri kazanılmıştır. Hem PvLDH geni hem de genin aktarılacağı pKK223-3 vektörü EcoRI ve PstI restriksiyon endonükleaz enzimleri (RE) ile kesilmiş yapışkan uçlar oluşturularak ligasyona hazır duruma getirilmiştir. Ligasyon, 4 °C’de bir gecelik inkübasyon ile sağlanmıştır. Ligasyon sonrası elde edilen rekombinant DNA (pKK223-3 vektörü + PvLDH geni) ve pozitif kontrol için hiç bir gen içermeyen pKK223-3 vektörü E. coli JM105 hücrelerine aktarılmıştır. Transformasyon sonrasında seçilen bazı kolonilerin PvDLDH genini taşıyıp 62 taşımadıklarını belirlemek için koloni PCR yapılmıştır. Koloni PCR sonrası örnekler %1’lik agaroz jel’de yürütülmüş ve klonlanan genin büyüklüğünde bir bant jelde görülmüştür. Doğru delesyonun yapıldığı (Şekil 3.16) ve proteinin C terminal ucuna 6 adet histidin’in ilave edildiği dizi analizi ile de ispatlanmıştır (Şekil 3.17). Şekil 3.16 Aktif bölge halkasından D amino asitinin uzaklaştırıldığının gösterildiği PvDLDH dizileme sonucu. Şekil 3.17 PvDLDH mutant LDH enziminin, Ni-NTA agroz ile saflaştırılabilmesi için eklenen ve 6 histidin kodalyan nükleik asitlerin mutant gendeki yerinin gösterilmesi 3.1.5.1.2 PvDLDH Proteininin Saflaştırılması PvDLDH proteini Yöntem 2’ye göre saflaştırılmış ve UV-Vis spektrofotometre ile A280 ve A260’ da ölçümler yapılmış olup, saf olan ve spektrofotometre ile ölçümlerde tek bir pikin görüldüğü elüsyonlar (Şekil 3.18 ve Şekil 3.19) enzim kinetiği deneylerinde kullanılmıştır. 63 Şekil 3.18 PvDLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2) Şekil 3.19 PvDLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). Çizelge 3.11’de yöntemin uygulanması sırasında alınmış olan örneklerin A340 nm’de kontrol amaçlı yapılan aktivite ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 3.11 PvDLDH’ın Hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. 64 3.1.5.1.3 PvDLDH Proteininin Kinetik Analizi PvDLDH enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.12’de verilen değerler elde edilmiştir. Çizelge 3.12 PvDLDH enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,028 0,06 0,058 0,18 0,110 0,54 0,130 1,6 0,154 4,86 0,165 14,58 0,156 20,4 0,149 29 0,142 Yukarıda sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvDLDH için elde edilen sonuçlar Şekil 3.20 ve Çizelge 3.13’te sunulmuştur. Çizelge 3.13 PvDLDH’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. Değişken Değer Standart hata Vmax 0.1554 0.0037 Km (mM) 0.0881 0.0137 65 Şekil 3.20 PvDLDH’ın Steady-State kinetik davranışı Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmıştır. Bütün bu analizlere göre PvDLDH için elde edilen veriler Çizelge3.14’te sunulmuştur. Çizelge 3.14 PvDLDH’ın Steady State kinetik parametreleri. Km (mM) kcat (s-1) PvLDH 0.0378 3.17 PvDLDH 0.0881 2.75 Çizelge 3.14’de görüldüğü gibi Km pürivat değeri 38 µM’dan D amino asitinin katalitik halkadan uzaklaştırılması ile beraber 88 µM’a yükselmiştir. Yine kcat değeri de 3.17 s-1’den 2.75 s-1’e düşmüştür. Beş amino asitin ilavesi ile oluşmuş olan ve enzim yüzeyinde bir yarık oluşturan aktif bölge halkası (Dunn vd.,1996) D amino asitinin proteinden uzaklaştırılması ile beraber Km değeri yaklaşık iki kat yükselmiştirki bu durum bağlanmanın zayıfladığını ve 66 bağlanma bölgesinin yabanıl tip enzimde (PvLDH) olduğu gibi iyi bağlanamadığını gösterir. Enzimin kataliz mekanizması olumsuz etkilenmiş ve katalitik halka olması gerektiği gibi kapanamadığı için Km değeri yükselmiş ve zayıf bir bağlanma gerçekleşmiştir. Katalitik halkanın iyi kapanmadığının bir diğer göstergesi de PvDLDH’ın kcat değerinin PvLDH’ın aynı değerine göre % 13 düşüş göstermesidir. Hem Km hem de kcat değerlerinin etkilenmiş olması hem bağlanma hem de katalizin ikisininde etkilendiğini göstermektedir. Aktif bölgedeki beş ilave amino asitin bir amino asit daha kısalması bu yorumların doğrulanmasında önemli bir kriterdir. 3.1.5.2 PvLDH Aktif Bölge Halkasındaki Aspartik Asit108A Lisin108B Amino Asitlerinin Delesyonunun (PvKLDH) Analizi PvK mutasyonu, P. vivax LDH’ının aktif bölge halkasındaki (DKEWN) asparik asit (D) ve lizin (K) aminoasidinin birlikte yönlendirilmiş mutasyon ile silinmesiyle elde edilmiş mutant LDH’tır (Turgut Balık vd., 2006). Bu bölümün amacı, iki amino asit kısalmasının proteinin aktivitesi üzerinde nasıl bir değişim meydana getireceğini araştırmaktır. PvKLDH mutant genine 6 histidin eklenmesi ve ardından JM105 E.coli soylarında ifade edilerek mutant ptoteinin saflaştırılmasında daha önce kullanılan deneysel yöntemlerin aynısı uygulanmıştır. Bütün preparatif amaçlı jel elektroforezi için kristal viyole ile boyanan agaroz jel kullanılmıştır. Doğru delesyonun yapıldığı (Şekil 3.21) ve 3’ ucuna 6 adet histidin’in ilave edildiği dizi analizi ile de ispatlanmıştır ve (Şekil 3.22). Sürekli tekrarlardan kaçınmak amacıyla deneysel işlemlere ayrıntılı olarak girilmemiş sadece sonuçlar verilmiştir Şekil 3.21 Aktif bölge halkasından D ve K amino asitlerinin uzaklaştırıldığının gösterildiği PvKLDH dizileme sonucu. 67 Şekil 3.22 PvKLDH mutant LDH enziminin, Ni-NTA agroz ile saflaştırılabilmesi için eklenen ve 6 histidin kodalyan nükleik asitlerin mutant gendeki yerinin gösterilmesi PvKLDH proteini saflaştırılmış ve spektrofotometre ile A280 ve A260’ da ölçümler yapılmış olup, saf olan (Şekil 3.23 Şekil 3.24) ve spektrofotometre ile ölçümlerde tek bir pikin görüldüğü elüsyonlar enzim kinetiği deneylerinde kullanılmıştır. Şekil 3.23 PvKLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2) Şekil 3.24 PvKLDH proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). 68 Çizelge 3.15’te saflaştırma işleminin uygulanması sırasında alınmış olan örneklerin A340 nm’de kontrol amaçlı yapılan aktivite ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 3.15 PvKLDH’ın hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. PvKLDH enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.16’da verilen değerler elde edilmiştir. Çizelge 3.16 PvKLDH enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,027 0,06 0,065 0,18 0,117 0,54 0,149 1,6 0,170 4,86 0,191 14,58 0,177 20,4 0,167 29 0,150 Çizelge 3.16’da sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvKLDH için elde edilen sonuçlar Şekil 3.25 ve Çizelge 3.17’de sunulmuştur. 69 Şekil 3.25 PvKLDH’ın Steady-State kinetik davranışı Çizelge 3.17 PvKLDH’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. Değişken Değer Standart hata Vmax 0.1741 0.0057 Km (mM) 0.0937 0.0193 Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmış ve yorumlamalarda kullanılmıştır. Bütün bu analizlere göre PvKLDH için elde edilen veriler Çizelge 3.18’de sunulmuştur. Çizelge 3.18 PvKLDH’ın Steady State kinetik parametreleri. PvLDH PvKLDH Km (mM) kcat (s-1) 0.0378 0.0937 3.17 1.823 Aktif bölge halkasından ilk iki amino asitin kısaltıldığı mutant protein olan PvKLDH mutagenezinin sonuçlarını gösteren Çizelge 3.18 incelendiği zaman PvKLDH’ın Km pürivat 70 değeri, PvLDH’ın aynı değerine göre iki kattan daha fazla yükselmiş ve ve yine kcat pürivat değeri çok çarpıcı bir şekilde % 42’lik bir düşüş göstererek 1.823 s-1 olmuştur. Bu durum tamamen PvDLDH’ın analizi sonucunda elde edilen sonuçları desteklemektedir. Kısalma ile beraber Km pürivat değerinin bir önceki mutanta proteine göre daha yüksek olması enzimin substratına daha zayıf bağlandığını ve daha düşük kcat ise enzimin bu kısalma ile beraber daha zayıf katalizlediğini göstermektedir. kcat’in düşük olması gittikçe proteinin azaldığını ve bunun doğal bir sonucu olarak NADH’ı NAD+’ya kataliz edemediğini gösterebilir. Bunun anlamı aktif bölgenin pürivata ulaşma kapasitesinin azaldığı ve ancak pürivata bağlanmasına rağmen turn over kapasitesinin düşük olduğu anlamında olabilir. Ancak enzimin hala daha aktif oluşu β saç tokasının iki amino asit kısaltılmasına rağmen substrat bağlanma kavitesinin tam olarak rahatsız edilmediğini gösterir. Yüksek Km ve düşük kcat değerlerinin açıklamasını bu şekilde yapmak mümkündür. Elde edilen bu veriler geriye kalan üç amino asitin çıkarılması ile proteinin inaktif hale gelmiş olmasını da açıklamaktadır. Bu çalışma ile insan LDH dizisi ile karşılaştırıldığı zaman PvLDH’da ilave olarak bulunan 5 amino asidin protein için ne kadar önem arzetmekte olduğu kinetik olarak da gösterilmiştir. Dolayısıyla bu çalışma ile 5 amino asidin oluşturduğu yarığa konacak bir enzim inhibitörünün bu bölgede yapacağı bir değişiklik sonucunda enzimin kolaylıkla inaktif hale gelebileceği yönünde ispat sunulmuştur. LDH aktivitesi engellenince ideal olarak kandaki parazitin yok olacağı bilinmektedir (Royer, 1986; Cameron, 2004). 3.1.6 PvLDH Aktif Bölge Amino Terminal Ucunun Analizi Plasmodium’larla aynı apikompleksan ailesi içinde yer alan Toxoplasma gondii I, II, Eimeria acervulina ve Eimeria tenella LDH’ları ile Plasmodium vivax LDH’ının aktif bölgelerinin amino terminal ucu karşılaştırıldığı zaman (Çizelge 3.19) bazı önemli amino asitlerin sadece Plasmodial LDH’a özgü olduğu bazı önemli amino asitlerin ise Apicomplexan’lar arasında korunduğu gözlemlenmiştir. Yapısal olarak önemli olan bu amino asitlerin rollerini daha iyi anlayabilmek ve yeni bir antimalarial tasarım çalışmasında kullanabilmek için yönlendirilmiş mutagenez çalışmaları yapılmış ve Plasmodium vivax LDH aktif bölge amino terminal ucu yapılan mutagenez çalışmaları ile Toxoplasma gondii I (PvLM3Tg1) ve II (PvLM2Tg2), Eimeria acervulina (PvLM2Ea) ve Eimeria tenella (PvLM3Et) LDH’larına benzetilmiştir (Atmış, 2007). Bu tez çalışmasında, aktif bölge halkasındaki 5 amino asit ilavesinden önceki bölgenin diğer Apicomplexan LDH’larına (Toxoplasma gondii 1 ve 2, Eimeria tenella, Eimeria acervulina,) 71 benzetilmiş olan mutant proteinler, saflaştırma amacı ile C terminallerine his tag eklenerek yeniden klonlanmış ve mutant proteinler saflaştırılarak kinetik analizleri yapılmış ve yabanıl tip PvLDH ile karşılaştırılarak bu bölgenin önemini vurgulamak amaçlanmıştır Çizelge 3. 19 Plasmodium vivax ve diğer bazı Apicomplexan LDH’larının aktif bölgesindeki amino asit dizisi (104. amino asit tanımlanmamıştır.) (pvivax: Plasmodium vivax; toxgo1: Toxoplasma gondii LDH1; toxgo2: Toxoplasma gondii LDH2; etenella: Eimeria tenella; eacervulina: Eimeria acervulina) pvivax V T A G F T K A P G K S D K E W N R toxgo1 V T A G L T K V P G K P D S E W S R toxgo2 I T A G L T K V P G K S D K E W S R etenella I T A G I T K A A G K S D Q E W S R eacervulina I T A G I T K I P G K S D K E W S R 3.1.6.1 PvLM3Tg1 Mutant LDH Enziminin Analizi Bu bölümde ilk önce, daha önce PvLDH’ ın aktif bölge halkasındaki 5 amino asit ilavesinden önceki bölgede F100, A103, S108 amino asitleri mutagenez çalışması yapılarak Toxoplasma gondii LDH-1’e benzetilmiş ve L100, V103, P108 mutasyonları yapılmış olan PvLM3Tg1 (Atmış 2007), bu çalışmada His-tag eklenerek yeniden klonlanıp ilgili protein üretilip kinetik olarak analiz edilmiştir. Bu mutant LDH enziminin kinetik analizinin yapılmasında PvLM3Tg1 mutant genine 6 histidin eklenmesi ve ardından JM105 E.coli soylarında ifade edilerek mutant proteinin NiNTA agaroz ile saflaştıırlmasında daha önce kullanılan deneysel yöntemlerin aynısı uygulanmıştır. Koloni PCR sonucunun pozitif görülmesinden sonra PvLM3Tg1 geninin JM105 bakteri hücresine aktarılan genin doğru mutasyonu taşıdığı (Şekil 3.26) ve 3’ ucuna 6 adet histidinin ilave edildiği dizi analizi ile de ispatlanmıştır ve (Şekil 3.27). Şekil 3.26 Plasmodium vivax LDH’ ının Toxoplasma gondii LDH-1’e benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları. 72 Şekil 3.27 PvLM3Tg1 enziminin, Ni-NTA agroz ile saflaştırılabilmesi için eklenen ve 6 histidin kodalyan nükleik asitlerin mutant gendeki yerinin gösterilmesi PvLM3Tg1 proteini saflaştırılmış ve spektrofotometre ile A280 ve A260’ da ölçümler yapılmış olup, saf olan (Şekil 3.28 ve Şekil 3.29) ve spektrofotometre ile ölçümlerde tek bir pikin görüldüğü elüsyonlar enzim kinetiği deneylerinde kullanılmıştır. Şekil 3.28 PvLM3Tg1 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2) Şekil 3.29 PvLM3Tg1 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). 73 Çizelge 3.20 saflaştırma işleminin uygulanması sırasında alınmış olan örneklerin A340 nm’de kontrol amaçlı yapılan aktivite ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 3.20 PvLM3Tg1’in hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. PvLM3Tg1 enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.21’de verilen değerler elde edilmiştir. Çizelge 3.21 PvLM3Tg1 enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,024 0,06 0,053 0,18 0,082 0,54 0,118 1,6 0,138 4,86 0,163 14,58 0,156 20,4 0,149 29 0,133 Çizelge 3.21’de sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvLM3Tg1 için elde edilen sonuçlar Şekil 3.30 ve Çizelge 3.22’de sunulmuştur. 74 Şekil 3.30 PvLM3Tg1’ın Steady-State kinetik davranışı Çizelge 3.22 PvLM3Tg1’ın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. Değişken Vmax Km (mM) Değer 0.1506 0.1294 Standart hata 0.0047 0.0249 Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmış ve yorumlamalarda kullanılmıştır. Bütün bu analizlere göre PvLM3Tg1 için elde edilen veriler Çizelge 3.23’de sunulmuştur. Çizelge 3.23 PvLM3Tg1’ın Steady State kinetik parametreleri. Km (mM) kcat (s-1) PvLDH 0.0378 3.17 PvLM3Tg1 1.294 3.06 75 PvLM3Tg1, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 amino asit ilavesinden önceki bölgede F100, A103, S108 amino asitleri sırasıyla L100, V103, P108 ile değiştirilerek Toxoplasma gondii LDH1’e benzetilmesiyle elde edilmiş olduğu mutanttır. Çizelge 3.23’de görüleceği gibi bu değişiklik yapılıp ilgili bölgeye benzetilmesi ile beraber PvLM3Tg1 Km pürivat değeri 38 µM’dan 129 µM artmıştır. kcat pürivat değeri ise değişmeden kalmıştır. Km pürivat değerindeki %242 oranındaki bu çarpıcı artış enzimin kataliz görevini yaptığı halde substratına olan ilgisini yüksek bir oranda kaybettiğini göstermektedir. Bu yönü ile önem arzeden bir mutasyondur. Yapılan üç amino asitten hangisi veya hangilerinin bu değişikliğe sebep olduğunun araştırılması bu bölge için önemli olabilecek bir rezidünün tespitini açığa çıkaracaktır. 3.1.6.2 PvLM2Tg2 Mutant LDH Enziminin Analizi İkinci kinetik analiz çalışması, PvLDH’ ın aktif bölge amino terminal ucunda bulunan F100 ve A103, mutagenez çalışması yapılarak Toxoplasma gondii LDH-2’ye benzetilmiş ve L100 ve V103 mutasyonları yapılmış olan PvLM2Tg2 mutant LDH’dır. Bu mutant LDH enziminin kinetik analizinin yapılmasında PvLM2Tg2 mutant genine 6 histidin eklenmesi ve ardından JM105 E.coli soylarında ifade edilerek mutant proteinin NiNTA agaroz ile saflaştıırlmasında daha önce kullanılan deneysel yöntemlerin aynısı uygulanmıştır. Koloni PCR sonucunun pozitif görülmesinden sonra PvLM2Tg2 geninin JM105 bakteri hücresine aktarılan genin doğru mutasyonu taşıdığı (Şekil 3.31) ve C terminal ucuna 6 adet histidin’in ilave edildiği DNA dizi analizi ile doğrulanmıştır (Şekil 3.32). Şekil 3.31 Plasmodium vivax LDH’ ının Toxoplasma gondii LDH-2’ye benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları. 76 Şekil 3.32 PvLM2Tg2 enziminin, Ni-NTA agroz ile saflaştırılabilmesi için eklenen ve 6 histidin kodalyan nükleik asitlerin mutant gendeki yerinin gösterilmesi PvLM2Tg2 proteini saflaştırılmış ve spektrofotometre ile A280 ve A260’ da ölçümler yapılmış olup, saf olan (Şekil 3.33 Şekil 3.34) ve spektrofotometre ile ölçümlerde tek bir pikin görüldüğü elüsyonlar enzim kinetiği deneylerinde kullanılmıştır. Şekil 3.33 PvLM2Tg2 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2) Şekil 3.34 PvLM2Tg2 proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). 77 Çizelge 3.24 saflaştırma işleminin uygulanması sırasında alınmış olan örneklerin A340 nm’de kontrol amaçlı yapılan aktivite ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 3.24 PvLM2Tg2’nin hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. PvLM2Tg2 enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.25’de verilen değerler elde edilmiştir. Çizelge 3.25 PvLM2Tg2 enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,038 0,06 0,075 0,18 0,110 0,54 0,135 1,6 0,167 4,86 0,175 14,58 0,167 20,4 0,164 29 0,160 Çizelge 3.25’de sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvLM2Tg2 için elde edilen sonuçlar Şekil 3.35 ve Çizelge 3.26’da sunulmuştur. 78 Şekil 3.35 PvLM2Tg2’nin Steady-State kinetik davranışı Çizelge 3.26 PvLM2Tg2’nin Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. Değişken Değer Standart hata Vmax 0.1671 0.0034 Km (mM) 0.0811 0.0108 Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmış ve yorumlamalarda kullanılmıştır. Bütün bu analizlere göre PvLM2Tg2 için elde edilen veriler Çizelge 3.27’de sunulmuştur. Çizelge 3.27 PvLM2Tg2’nin Steady State kinetik parametreleri. Km (mM) kcat (s-1) PvLDH 0.0378 3.17 PvLM2Tg2 0.811 2.98 79 PvLM2Tg2 mutasyonu ile PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit ilavesinden önceki bölgede F100 ve A103 aminoasitleri sırasıyla L100 ve V103 ile değiştirilerek Toxoplasma gondii LDH-2’ye benzetilmesiyle oluşturulmuş mutanttır. Çizelge 3.27’de görüleceği gibi PvLM2Tg2 proteininin Km pürivat değeri PvLDH’ın aynı değerine göre yaklaşık iki kat artmıştır. Ancak kcat pürivat değeri belirgin bir değişiklik göstermemiştir. 3.1.6.3 PvLM2Ea Mutant LDH Enziminin Analizi Üçüncü kinetik çalışması, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki ilave 5 amino asit ilavesinden önceki bölgede bulunan F100, A103 amino asitleri, mutagenez çalışması yapılarak I100, I103 amino asitlerine dönüştürülmüş ve PvLDH’ın sözkonusu bölgesi Eimeria acervulina LDH’ının aynı bölgesine benzetilmiş olan PvLM2Ea üzerinedir . PvLM2Ea mutant LDH enziminin kinetik analizinin yapılmasında mutant genine 6 histidin eklenmesi ve ardından JM105 E.coli soylarında ifade edilerek mutant proteinin Ni-NTA agaroz ile saflaştıırlmasında daha önce kullanılan deneysel yöntemlerin aynısı uygulanmıştır. Koloni PCR sonucunun pozitif görülmesinden sonra PvLM2Ea geninin JM105 bakteri hücresine aktarılan genin doğru mutasyonu taşıdığı (Şekil 3.36), ayrıca enzimin saflaştırılması için eklenen 6-Histidin’in doğru bir şekilde gene eklendiği DNA dizi analizi ile doğrulanmıştır (Şekil 3.37). Şekil 3.36 Plasmodium vivax LDH’ ının Eimeria acervulina LDH ’ına benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları. 80 Şekil 3.37 PvLM2Ea enziminin, Ni-NTA agroz ile saflaştırılabilmesi için eklenen ve 6 histidin kodalyan nükleik asitlerin mutant gendeki yerinin gösterilmesi PvLM2Ea proteini saflaştırılmış ve spektrofotometre ile A280 ve A260’ da ölçümler yapılmış olup, saf olan (Şekil 3.38 Şekil 3.39) ve spektrofotometre ile ölçümlerde tek bir pikin görüldüğü elüsyonlar enzim kinetiği deneylerinde kullanılmıştır. Şekil 3.38 PvLM2Ea proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2) Şekil 3.39 PvLM2Ea proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). 81 Çizelge 3.28’de saflaştırma işleminin uygulanması sırasında alınmış olan örneklerin A340 nm’de kontrol amaçlı yapılan aktivite ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 3.28 PvLM2Ea’ın hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. PvLM2Ea enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.29’de verilen değerler elde edilmiştir. Çizelge 3.29 PvLM2Ea enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,025 0,06 0,041 0,18 0,085 0,54 0,116 1,6 0,136 4,86 0,174 14,58 0,168 20,4 0,164 29 0,158 Çizelge 3.29’de sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvLM2Ea için elde edilen sonuçlar Şekil 3.40 ve Çizelge 3.30’da sunulmuştur. 82 Şekil 3.40 PvLM2Ea’nın Steady-State kinetik davranışı Çizelge 3.30 PvLM2Ea’nın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. Değişken Değer Standart hata Vmax 0.1653 0.0044 Km (mM) 0.1865 0.0302 Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmış ve yorumlamalarda kullanılmıştır. Bütün bu analizlere göre PvLM2Ea için elde edilen veriler Çizelge 3.31’de sunulmuştur. Çizelge 3.31 PvLM2Ea’nın Steady State kinetik parametreleri. Km (mM) kcat (s-1) PvLDH 0.0378 3.17 PvLM2Ea 1.865 4.064 83 PvLM2Ea, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit ilavesinden önceki bölgede F100, A103 aminoasitleri sırasıyla I100 ve I103 ile değiştirilerek Eimeria acervulina LDH’ına benzetilerek elde edilen mutanttır. Bu çalışmada önceki iki mutasyonun sonucuna benzer sonuçlar elde edilmiş ve Km pürivat değerinde PvLDH’a göre % 393 oranında bir artış göstermiştir. kcat pürivat değerinde yine belirgin bir farklılık gözlemlenmemiştir. Bu mutant protein de aktif bölgenin amino terminal ucunun pürivatın bağlanması açısından tanımlanmasının önemini göstermektedir. 3.1.6.4 PvLM3Et Mutant LDH Enziminin Analizi Son olarak kinetik çalışması yapılan mutant protein, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki ilave 5 amino asit ilavesinden önceki bölgede bulunan F100, P105 amino asitleri, mutagenez çalışması yapılarak I100, A105 amino asitlerine dönüştürülmüş ve PvLDH’ın sözkonusu bölgesi Eimeria tenella LDH’ının aynı bölgesine benzetilmiş olan PvLM3Et’dir PvLM3Et mutant LDH enziminin kinetik analizinin yapılmasında mutant gene 6 histidin eklenmesi ve ardından JM105 E.coli soylarında ifade edilerek mutant proteinin Ni-NTA agaroz ile saflaştıırlmasında daha önce kullanılan deneysel yöntemlerin aynısı uygulanmıştır. Koloni PCR sonucunun pozitif görülmesinden sonra PvLM3Et geninin JM105 bakteri hücresine aktarılan genin doğru mutasyonu taşıdığı (Şekil 3.41) 6 HisTaq eklenip eklenmediği DNA dizi analizi ile doğrulanmıştır (Şekil 3.42). Şekil 3.41 Plasmodium vivax LDH’ ının Eimeria tenella LDH ’ına benzetilmesi ile elde edilen mutant genin dizi analizi sonuçları. 84 Şekil 3.42 PvLM3Et enziminin, Ni-NTA agoz ile saflaştırılabilmesi için eklenen ve 6 histidin kodalyan nükleik asitlerin mutant gendeki yerinin gösterilmesi PvLM3Et proteini saflaştırılmış ve spektrofotometre ile A280 ve A260’ da ölçümler yapılmış olup, saf olan (Şekil 3.43 Şekil 3.44) ve spektrofotometre ile ölçümlerde tek bir pikin görüldüğü elüsyonlar enzim kinetiği deneylerinde kullanılmıştır. Şekil 3.43 PvLM3Et proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin SDSPAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: Hücre lizatı, 3: 1. Kolon süzüntüsü (FT1), 4: 2. Kolon süzüntüsü (FT2), 5: 3. Kolon süzüntüsü (FT3), 6: 1. yıkama (W1), 7: 2. Yıkama (W2), 8: 3 Yıkama (W3), 9: 1. Elüsyon (E1), 10: 2. Elüsyon (E2) Şekil 3.44 PvLM3Et proteininin saflaştırılması sonucu elde edilen saf proteinlerin elüsyonlarının tamamının SDS-PAGE görüntüsü. 1: Markır, 2: 3. Elüsyon (E3), 3: 4. Elüsyon (E4), 4: 5. Elüsyon (E5), 5: 6. Elüsyon (E6), 6: 7. Elüsyon (E7), 7: 8. Elüsyon (E8), 8: 9. Elüsyon (E9), 9: 10.Elüsyon (E10), 10: 11. Elüsyon (E11). 85 Çizelge 3.32’de saflaştırma işleminin uygulanması sırasında alınmış olan örneklerin A340 nm’de kontrol amaçlı yapılan aktivite ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 3.32 PvLM3Et’nin hücre lizatı, süzüntüler (FT1, FT2 ve FT3), yıkamalar (W1, W2 ve W3) ve elde edilen elüsyonalardaki (E1-E11) enzim aktivitesinin tespiti. PvLM3Et enziminin aktivitesinin ölçülmesi, UNICAM UV-Visible spektrofotometre kullanılarak NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranı takip edilerek yapılmış ve Çizelge 3.33’te verilen değerler elde edilmiştir. Çizelge 3.33 PvLM3Et enziminin aktivitesinin NADH’ın NAD+’a çevrilmesi ile 340 nm’deki (Δ A340/dakika) absorbans değişim oranının takip edilerek ölçülmesi. Pürivat (mM) Oran (Δ A340/dakika) 0,02 0,023 0,06 0,046 0,18 0,072 0,54 0,094 1,6 0,131 4,86 0,152 14,58 0,146 20,4 0,137 29 0,132 Çizelge 3.33’te sunulan veriler programa girilmiş ve kullanma klavuzuna göre enzim kinetiği hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. PvLM3Et için elde edilen sonuçlar Şekil 3.45 ve Çizelge 3.34’te sunulmuştur. 86 Şekil 3.45 PvLM3Et’nın Steady-State kinetik davranışı Çizelge 3.34 PvLM3Et’nın Grafit ile analizi sonucunda elde edilen sonuçlar. Değişken Değer Standart hata Vmax 0.1420 0.0049 Km (mM) 0.1665 0.0345 Analiz sonucunda tespit edilen Vmax değerinden ve başlangıçta hesaplanan enzim miktarından yola çıkılarak kcat, değeri hesaplanmış ve yorumlamalarda kullanılmıştır. Bütün bu analizlere göre PvLM3Et için elde edilen veriler Çizelge 3.35’te sunulmuştur. Çizelge 3.35 PvLM3Et’nin Steady State kinetik parametreleri. Km (mM) kcat (s-1) PvLDH 0.0378 3.17 PvLM3Et 1.665 3.815 87 PvLM3Et mutagenezi PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit ilavesinden önceki bölgede F100, P105 aminoasitleri sırasıyla I100 ve A105 ile değiştirilerek Eimeria tenella LDH’ına benzetilmiş halidir. Görüleceği gibi aynı bölgenin TgLDH’ına benzetilmesinde (PvLM2Tg2) olduğu gibi Km pürivat değerinde artış ile sonuçlanmıştır. Ancak artış daha fazla gerçekleşmiş olup, oran %340’dır. kcat pürivat değeri ise yine TgLDH’da olduğu gibi çok belirgin bir değişiklik göstermemiştir. Bu durum da hem TgLDH hem de Eimeria tenella LDH larının aktif bölge halkasının amino terminalindeki bu değişikliklerin enzimin substratı ile olan ilgisini değiştirmesi konusu ileri bir çalışma olarak gerçekleştirilebilir. . 88 4. SONUÇLAR Sıtma, dişi anofel cinsi sivrisineklerin kan emerken konukçu canlıya bulaştırdıkları Plasmodium parazitlerinin sebep olduğu bir tropikal parazit hastalığıdır (Kayser, 2005). Sıtma, günümüzde dünya genelinde 1 milyona yakın kişinin ölümünden sorumlu olarak, solunum yolu enfeksiyonları (4.2 milyon), ishal enfeksiyonları (2.2 milyon), AIDS (2 milyon) ve tüberkoloz’dan (1.5 milyon) sonra en çok ölümlere neden olan enfeksiyon hastalığıdır (WHO, 2008a). Çoğunluğu Orta ve Güney Afrika, Asya, Okyanusya, Orta ve Güney Amerika ve Kafkasya’da olmak üzere 109 ülke’de endemiktir. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı (3,3 milyar) sıtma hastalığının bulaşma riskinin olduğu bölgelerde yaşarken, beşte biri (1,2 milyar) sıtma riskinin yüksek olduğu bölgelerde yaşamaktadır. 2006 yılında, dünya genelinde 250 milyon kişi sıtmaya yakalanırken bunlardan yaklaşık 1 milyonunun hayatını kaybettiği rapor edilmiştir (WHO, 2008b). Günümüzde, sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlara karşı geniş çaplı bir ilaç direncinin gelişmesi yeni antimalarial ilaçların keşfedilmesini gerekli hale getirmektedir (Olliaro ve Yuthavong, 1999; Chiyaka, 2009). Antimalarial ilaç geliştirilmesinde ki ilk adım parazitin yaşam döneminde hayati rolleri bulunan enzim hedeflerinin belirlenmesini içermektedir (Turgut, 1998). Bir glikolitik enzim olan laktat dehidrogenaz’ın (LDH) hedef enzim olarak seçilmesi yeni bir antimalarial ilacın geliştirilmesinde alternatif bir yoldur. LDH parazit için yaşamasal önemi olan bir enzimdir. Parazit, kırmızı kan hücrelerinin içinde LDH enzimini kullanarak glikozu laktata çevirip enerji elde ederek yaşamını sürdürmektedir. Plasmodium LDH’ını engelleyen fakat insan LDH’ı ile etkileşmeyen bir enzim inhibitörünün bulunması parazitin yaşamını sonlandırabilecektir (Royer vd., 1986). Plasmodium’ların LDH enzimi insan LDH’ı ile karşılaştırıldığı zaman, Plasmodium’ların tamamının aktif bölge halkasında (serin-108 ve arjinin-109 arasında) aynı diziden oluşan bir pentapeptid insersiyonunun olduğu görülmektedir (D108AK108BE108CW108DN108E) (Turgut-Balik ve Holbrook, 2001). Bu 5 amino asit ilavesi enzimin aktif bölge halkasına yakın yüzeyinde bir yarık oluşturmakta fakat insan LDH’da ise aynı bölgede hiçbir ilave amino asit olmadığı için herhangi bir yarık bulunmamaktadır (Dunn vd., 1996). Aynı zamanda diğer Apicomplexan LDH’larda aynı bölgede 5 aminoasit insersiyonu bulunmaktadır. Bu yapıya dayandırılarak yapılan moleküler modelleme çalışmaları gossipol türevi olan gossilik nitril-1,1´ diasetat’ın (GNDA) malarial LDH’ın belirlenen bu açıklığında barındırılabileceğini fakat memeli LDH’larında bu açıklık bulunmadığı için bu inhibitörün LDH’ın yapısına kabul edilmeyeceğini göstermiştir (Sessions vd., 1997). 89 Plasmodial LDH’ların aktif bölgesindeki ilave 5 amino asidin enzim aktivitesi için ne kadar önemli olduğu yapılan yönlendirilmiş mutasyon çalışmalarıyla da belirlenmiştir. Yalnızca D108A ve D108AK108B delesyonu enzim aktivitesinin kaybolmadığını göstermiştir. Fakat ikiden daha fazla delesyon yapılması enzim aktivitesinin kaybolmasına neden olmuştur. Bu sonuçlar bu bölgenin enzim için ne kadar vazgeçilmez olduğunu kanıtlamaktadır (Turgut-Balık vd., 2006). Bu tez çalışmasında ilk olarak PvLDH proteininin C terminaline 6 adet histidin eklenerek, proteini daha saf ve daha bol olarak elde etmek için optimizasyon çalışmaları yapılmıştır. İkinci aşamada PvLDH’ın aktif bölge halkasında bulunan ve önceden yönlendirilmiş mutagenezle her defasında bir amino asit çıkarma yolu ile kısaltılmış olan (Turgut-Balık vd., 2006) mutanat LDH’lardan aktif protein üreten PvDLDH ve PvKLDH mutant proteinlerinin C-terminaline his tag ekleme yolu ile proteinler saflaştırılmış ve kinetik analizleri yapılmıştır. Son aşamada ise önceden yönlendirilmiş mutagenez ile Toxoplasma gondii I (PvLM3Tg1) ve II LDH’ları (PvLM2Tg2), Eimeria acervulina LDH’ı (PvLM2Ea) ve Eimeria tenella LDH’ına (PvLM3Et) benzetilmiş olan (Atmış, 2007) Plasmodium vivax LDH’ının aktif bölgesinin amino terminal ucu mutanat LDH’larının yine C-terminaline his tag eklenmesi yolu ile proteinler saflaştırılmış ve kinetik analizleri yapılmıştır. Elde edilen bütün sonuçlar yabanıl tip PvLDH enziminin kinetik sonuçlarıyla kıyaslanarak aktif bölge halkasının (DKEWN) ve aktif bölge halkasının amino terminal ucunun (FTKA-PGKS) geliştirilecek olan pLDH inhibitörleri için önemi ortaya konulmuştur. Bir enzimin aktif ve saf olarak elde edilmesi kinetik çalışmalarının merkezini oluşturmakta olup saf ve aktif protein olmaksızın bu ileri çalışmaların yapılması mümkün değildir. Ni-NTA agaroz ile saflaştırılması için LDH enziminin C- terminaline 6-HisTag eklenmesi, 6 histidin ifade eden Pv15 primeri ile gerçekleştirilmiştir. Yabanıl tip PvLDH ve diğer bütün mutant proteinler pKK223-3 vektörü ile birleştirilerek rekombinant olarak JM105 E.coli soylarında üretilmiştir. Doğru klonlamanın yapıldığı ve 3’ ucuna 6 adet histidinin ilave edildiği dizi analizi ile de ispatlanmıştır. 6-HisTag ekli enzimler, yapılmış olan çok yoğun çalışmalar ile aktif ve saf olarak elde edilmiştir. Saflaştırmalar sonrası alınan aktivite sonuçları aktif enzim varlığını desteklemiş ve UV-Visible spektrofotometre ile yapılan protein miktar tayinlerinde elde edilen protein miktarı yaklaşık 6 mg/ml olmuştur. Çeşitli yöntemlerle saflaştırılan ve değişik süreçlerde kullanılan proteinlerin saklama koşulları, enzimin aktivitesi ve yapısının korunması açısından önem taşımaktadır. Bu yüzden kinetik çalışmalarımızda kullandığımız LDH enziminin saflaştırmadan sonra aktivite kaybını 90 engellemek için uygun ve güvenilir yöntemlerle saklanması gerekmektedir. Enzimlerin saklanmasında koruyucu madde olarak 5 mM EDTA (ethylenediaminetetraacetic acid) ve 10 mM DTT (dithiothreitol) kullanılmıştır (Shoemark, 2000). Yapılan optimizasyon çalışmaları sonucunda rekombinant enzimlerimiz için en iyi saklama koşullarının 5 mM EDTA ve 10 mM DTT içeren çözeltide – 20 oC ve sıvı azot ile muameleden sonra - 80 oC’de olduğu bulunmuş ve uzun süreli saklamada- 80 oC tercih edilerek uygulanmıştır. Bu tez çalışmasının ilk bölümünde PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki ilave 5 aminoasidin delesyonu yapılarak elde edilen PvDLDH ve PvKLDH mutant LDH enzimleri C terminalinde 6 histidin taşıyacak şekilde rekombinant olarak üretilip kinetik analizleri gerçekleştirilmiştir. Çizelge 4.1’de görüldüğü gibi Km pürivat değeri 38 µM’dan D amino asitinin katalitik halkadan uzaklaştırılması ile beraber 88 µM’a yükselmiştir. Yine kcat değeri de 3.17 s-1’den 2.75 s-1’e düşmüştür. Beş amino asitin ilavesi ile oluşmuş olan ve enzim yüzeyinde bir yarık oluşturan aktif bölge halkası (Dunn vd., 1996) D amino asitinin proteinden uzaklaştırılması ile beraber Km değeri yaklaşık iki kat yükselmiştir ki bu durum bağlanmanın zayıfladığını ve bağlanma bölgesinin yabanıl tip enzimde (PvLDH) olduğu gibi iyi bağlanamadığını gösterir. Enzimin kataliz mekanizması olumsuz etkilenmiş ve katalitik halka olması gerektiği gibi kapanamadığı için Km değeri yükselmiş ve zayıf bir bağlanma gerçekleşmiştir. Katalitik halkanın iyi kapanmadığının bir diğer göstergesi de PvDLDH’ın kcat değerinin PvLDH’ın aynı değerine göre % 13 düşüş göstermesidir. Hem Km hem de kcat değerlerinin etkilenmiş olması hem bağlanma hem de katalizin ikisininde etkilendiğini göstermektedir. Aktif bölgedeki beş ilave amino asitin bir amino asit daha kısalması bu yorumların doğrulanmasında önemli bir kriter olmuştur. Çizelge 4.1 Plasmodium vivax’ın LDH Geninin Aktif Bölge halkasının kısaltılmasının toplu sonuçları PvLDH PvD PvK Km (mM) kcat (s-1) 0.0378 0.0881 0.0937 3.17 2.75 1.82 Aktif bölge halkasından ilk iki amino asitin kısaltıldığı mutant protein olan PvKLDH mutagenezinin sonuçlarını gösteren Çizelge 4.1 incelendiği zaman PvKLDH’ın Km pürivat değeri, PvLDH’ın aynı değerine göre iki kattan daha fazla yükselmiş ve ve yine kcat pürivat değeri çok çarpıcı bir şekilde % 42’lik bir düşüş göstererek 1.823 s-1 olmuştur. Bu durum tamamen PvDLDH’ın analizi sonucunda elde edilen sonuçları desteklemektedir. Kısalma ile 91 beraber Km pürivat değerinin bir önceki mutant proteine göre daha yüksek olması enzimin substratına daha zayıf bağlandığını ve daha düşük kcat ise enzimin bu kısalma ile beraber daha zayıf katalizlediğini göstermektedir. kcat ‚in düşük olması gittikçe proteinin azaldığını ve ve bunun doğal bir sonucu olarak NADH’ı NAD+’ya kataliz edemediğini gösterebilir. Bunun anlamı aktif bölgenin pürivata ulaşma kapasitesinin azaldığı ve ancak pürivata bağlanmasına rağmen turn over kapasitesinin düşük olduğu anlamında olabilir. Ancak enzimin hala daha aktif oluşu β saç tokasının iki amino asit kısaltılmasına rağmen substrat bağlanma kavitesinin tam olarak rahatsız edilmediğini gösterir. Yüksek Km ve düşük kcat değerlerinin açıklamasını bu şekilde yapmak mümkündür. İki kısalma biribiribiri ile kıyaslandığı zaman da PvKLDH’ın Km pürivat değeri PvDLDH’a göre % 6 artış göstermiş ve PvKLDH’ın kcat pürivat değeri PvDLDH’a göre % 34 düşüş göstermiştir (Çizelge 4.1). Bu sonuç kısalmayı son derece anlamlı hale getirmekte ve kademe kademe kısalma gerçekleştirildiği zaman ilave beş amino asitten üçünün bir arada uzaklaştırılmış olduğu değişiklikten itibaren proteinin inaktif hale geldiği görülmüştür. Sonuçlar bu halkanın mevcut uzunluğunun katalizleme için gerekli olduğunu göstermektedir. Kinetik çalışmaları X ışını kristalografisi çalışmaları ile birleştirildiği zaman (Dunn vd., 1996; Chakuiad vd., 2005) kavitenin oluşumunda ve katalitik arjinin 109 aminoasidinin pozisyonunda aynı zamanda W aminoasidinin önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden diğer LDH’lar için tipik halka uzunluğunu veren D’den N’ye kadar aminoasit uzunluğunun çıkarıldığı PvN mutantı inaktif protein vermiştir (Turgut-Balık vd., 2006). Yapı analizi ile beraber kinetik karakterizasyonun yapılması biribirini destekleyen çok önemli çalışmalar olmuş ve elde edilen sonuçlar PfLDH ile yapılan çalışmaları (Dunn, vd., 1996; Turgut-Balik vd., 2001) da desteklediği için bu bölgeyi hedefleyen ortak bir inhibitör tespit edip enzimi inhibe etme yolundaki çalışmaları da desteklenmiştir. Tez çalışmasının son bölümünde önceden yönlendirilmiş mutagenez ile Toxoplasma gondii I (PvLM3Tg1) ve II LDH’ları (PvLM2Tg2), Eimeria acervulina LDH’ı (PvLM2Ea) ve Eimeria tenella LDH’ına (PvLM3Et) benzetilmiş olan (Atmış, 2007) Plasmodium vivax LDH’ının aktif bölgesinin amino terminal ucu mutanat LDH’larının yine C-terminaline his tag eklenmesi yolu ile proteinler saflaştırılmış ve kinetik analizleri yapılmış ve yabanıl tip PvLDH enziminin kinetik sonuçlarıyla kıyaslanarak apikompleksanlar arasında bu bölgede sahip olunan az sayıdaki amino asit değişimlerinin önemleri tespit edilmiştir. Bu çalışmaların tamamında üretilen proteinler aktif protein ile sonuçlanmıştır. 92 Çizelge 4.2 Plasmodium vivax’ın LDH geninin aktif bölgesinin amino terminal uç bölgesi ve aktif bölge halkasındaki yönlendirilmiş mutagenez toplu sonuçları Km (mM) kcat (s-1) PvLDH 0.0378 3.17 PvLM3Tg1 0.1294 3.06 PvLM2Tg2 0.0811 2.98 PvLM3Et 0.1665 3.815 PvLM2Ea 0.1865 4.064 Bu bölümün ilk grup mutagenezi enzimin aktif bölgesinin penta peptid insersiyonuna dokunmaksızın sadece aktif bölgenin amino terminal ucunda bulunan amino asitlerin mutagenez yolu ile değiştirilerek diğer Apicomplexan’ların aynı bölgesine benzetilmesini ve analizini kapsamaktadır. PvLM3Tg1, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 amino asit ilavesinden önceki bölgede F100, A103, S108 amino asitleri sırasıyla L100, V103, P108 ile değiştirilerek Toxoplasma gondii LDH1’e benzetilmesiyle elde edilmiş olduğu mutanttır. Çizelge 4.2’de görüleceği gibi bu değişiklik yapılıp ilgili bölgeye benzetilmesi ile beraber PvLM3Tg1 Km pürivat değeri 38 µM’dan 129 µM artmıştır. kcat pürivat değeri ise değişmeden kalmıştır. Km pürivat değerindeki %242 oranındaki bu çarpıcı artış enzimin kataliz görevini yaptığı halde substratına olan ilgisini yüksek bir oranda kaybettiğini göstermektedir. Bu yönü ile önem arzeden bir mutasyondur. Yapılan üç amino asitten hangisi veya hangilerinin bu değişikliğe sebep olduğunun araştırılması bu bölge için önemli olabilecek bir rezidünün tespitini açığa çıkaracaktır. PvLM2Tg2 mutasyonu ile PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit ilavesinden önceki bölgede F100 ve A103 aminoasitleri sırasıyla L100 ve V103 ile değiştirilerek Toxoplasma gondii LDH-2’ye benzetilmesiyle oluşturulmuş mutanttır. Çizelge 4.2’de görüleceği gibi PvLM2Tg2 proteininin Km pürivat değeri PvLDH’ın aynı değerine göre yaklaşık iki kat artmıştır. Ancak kcat pürivat değeri belirgin bir değişiklik göstermemiştir. PvLM2Ea, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit ilavesinden önceki bölgede F100, A103 aminoasitleri sırasıyla I100 ve I103 ile değiştirilerek Eimeria acervulina LDH’ına benzetilerek elde edilen mutanttır. Bu çalışmada önceki iki mutasyonun sonucuna benzer 93 sonuçlar elde edilmiş ve Km pürivat değerinde PvLDH’a göre % 393 oranında bir artış göstermiştir. kcat pürivat değerinde yine belirgin bir farklılık gözlemlenmemiştir. Bu mutant protein de aktif bölgenin amino terminal ucunun pürivatın bağlanması açısından tanımlanmasının önemini göstermektedir. Bu grubun son mutasyonu olan PvLM3Et mutagenezi, PvLDH’ın aktif bölge halkasındaki 5 aminoasit ilavesinden önceki bölgede F100, P105 aminoasitleri sırasıyla I100 ve A105 ile değiştirilerek Eimeria tenella LDH’ına benzetilmiş halidir. Görüleceği gibi aynı bölgenin TgLDH’ına benzetilmesinde (PvLM2Tg2) olduğu gibi Km pürivat değerinde artış ile sonuçlanmıştır. Ancak artış daha fazla gerçekleşmiş olup, oran %340’dır. kcat pürivat değeri ise yine TgLDH’da olduğu gibi çok belirgin bir değişiklik göstermemiştir. Bu durum da hem TgLDH hem de Eimeria tenella LDH larının aktif bölge halkasının amino terminalindeki bu değişikliklerin enzimin substratı ile olan ilgisini değiştirmesi konusu ileri bir çalışma olarak gerçekleştirilebilir Bu grup mutagenez çalışmalarının sonucu olarak; Çizelge 4.2’de de görüleceği gibi PvLDH’a göre mutant enzimlerin Km pürivat değerlerinde önemli bir artış gözlemlenmiş ve bu bölgede yapılan değişikliklerin enzimin substratına olan ilgisini belirgin bir şekilde düşürmesine neden olmuştur. kcat pürivat değerinin bu grupta analizi yapılan bütün proteinlerde hemen hemen aynı kalması, enzimin kataliz görevini yürütmesine rağmen yapılan değişiklikler ile substratına ilgisini azalttığını gösterebilir. Bu bulgu yapılacak ileriki çalışmalar ile sözkonusu bölgede mutagenezler tek tek yapılarak test edilmelidir. Sonuç olarak, PvLDH enziminin aktif bölge halkasındaki birinci amino asidin silinmesi (D), enzimin substrata olan ilgisini azaltmış ve katalitik mekanizmasını olumsuz yönde etkilemiştir. Ilk iki amino asidin (D ve K) silinmesi ise bu olumsuz etkileri daha da artırmıştır. Bu sonuçlar 5 amino asitlik ilave bölgenin enzimin aktivitesi açısından önemli olduğunu ve burayı hedef alan bir inhibitörün enzimin çalışmasını engelleyebileceği sonucunu ortaya koymaktadır. Yine proteinin aktif bölgesinin amino terminalinde yapılan mutagenezler sonunda enzimin substratına olan ilgisini azalttığının gösterilmesi önemli bir bulgudur. Ayrıca bu bulgular, sıtma parazitlerinin LDH’ı üzerinde yapmış olduğumuz çalışmaların benzerinin, diğer Apicomplexan’lar için de uygulanabileceği görüşünü oluşturmuş ve yeni çalışmalara yol açmıştır. 94 KAYNAKLAR Abdi, Y.A., Gustafsson, L. L., Ericsson, O. ve Hellgren, U., (1995), Handbook of Drugs for Tropical Parasitic Infections, Taylor & Francis, U.K. Akdur, R., (1997), Sıtma Eğitim Notları, Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü, Ankara. Atmış, B., (2007), Plasmodium vivax’ın LDH Enziminin Aktif Bölge Halkasının Amino Terminal Ucunun Analizi, Yüksek lisans Tezi, Fırat Üniversitesi, Elazığ. Aslan, A., (2006), “Plasmodium vivax’ın Laktat Dehidrogenaz Enzimini Kodlayan Genin İfade Edilerek İlgili Proteinin Saflaştırılması ve Analizlerinin Yapılması”, Yüksek lisans Tezi, Fırat Üniversitesi, Elazığ. Baker, J.R. ve Muller, R., (1990), Advances in Parasitology, Academic Press Inc, England. Basco, L.K., Marquet, F., Makler, M.M. ve Le Bras, J., (1995), “Plasmodium falciparum and Plasmodium vivax: Lactate Dehydrogenase Activity and its Application for In Vitro Drug Susceptibility Assay”, Exp. Parasitology, 80: 260-71. Berwal, R., Gopalan, N., Chandel, K., Prasad, G.B.K.S. ve Prakash, S., (20089, “Plasmodium falciparum: Enhanced Soluble Expression, Purification and Biochemical Characterization of lactate Dehydrogenase”, Experimental Parasitology, 120(2): 135-141. Bloland P.B., (2001), Drug resistance in malaria, WHO. Borst, P., Overdlve, J.P., Weijers, P.J., Fase-Fowler, F. ve Berg, M.V.D., (1984), “DNA Circles with Cruciforms from Isospora (Toxoplasma) gondii”, Biochimica Biophysics Acta, 781: 100-111. Bowman, S, vd., (1999), “The Complete Nucleotide Sequence of Chromosome 3 of Plasmodium falciparum”, Nature, 400: 532-538. Brown, W.M., Yowell, C.A., Hoard, A., Vander Jagt, T.A., Hunsaker, L.A., Deck, L.M., Royer, R.E., Piper, R.C., Dame, J.B., Makler, M.T. ve Vander Jagt, D.L., (2004), “Comparative Structural Analysis and Kinetic Properties of Lactate Dehydrogenases from the Four Species of Human Malarial Parasites”, Biochemistry, 43: 6219- 6229. Bur, D., Clarke, T., Friesen J.D., Gold, M., Hart, K.W., Holbrook, J.J., Jones, J.B., Luyten, M.A. ve Wilks, H.M., (1989), “On the Effect on Spesificity of Thr246→Gly Mutation in LLactate Dehydrogenase of Bacillus stearothermophilus”, Biochemical and Biopyhsical Research Communications, 161 (1): 59-63. Bzik D.J., Fox, B.A. ve Gonyer, K., (1993), “Expression of Plasmodium falciparum Lactate Dehydrogenase in Escherichia coli”, Molecular and Biochemical Parasitology, 59:155-166. Chatterjee, T.K., (2004), Chemotherapy of Tropical Parasitic Infections, Prentice-Hall of India Pvt.Ltd, New Delhi. Cameron, A., Read, J., Tranter, R., Winter, W.J., Sessions, R.B., Brady, R.L., Vivas, L., 95 Easton, A., Kendrick, H., Croft, S.L., Barros, D., Lavandera, J.L., Martin, J.J., Risco, F., García-Ochoa, S., Gamo, F.J., Sanz, L., Leon, L., Ruiz, j.R., Gabarró, R., Mallo, A. ve Gómez de Las Heras, F., (2004), “Identification and Activity of a Series of Azole-based Compounds with Lactate dehydrogenase-directed Anti-malarial Activity”, The Journal of Biological Chemistry, 279(30): 31429- 31439. Carlton, J.M., Angiuoli, S.V., Suh, B.B., Kooij, T.W., Pertea, M., Silva, J.C., Ermolaeva, M.D., Allen, J.E., Selengut, J.D., Koo, H.L, Peterson, J.D., Pop, M., Kosack, D.S., Shumway, M.F., Bidwell, S.L., Shallom, S.J., Van, Aken, S.E., Riedmuller, S.B., Feldblyum, T.V., Cho, J.K., Quackenbush, J., Sedegah, M., Shoaibi, A., Cummings, L.M., Florens, L., Yates, J.R., Raine, J.D., Sinden, R.E., Harris, M.A., Cunningham, D.A., Preiser, P.R., Bergman, L.W., Vaidya, A.B., Van, Lin, L.H., Janse, C.J., Waters, A.P., Smith, H.O., White, O.R., Salzberg, S.L., Venter, J.C., Fraser, C.M., Hoffman, S.L., Gardner, M.J. ve Carucci, D.J., (2002), ”Genome Sequence and Comparative Analysis of the Model Rodent Malaria Parasite Plasmodium yoelii yoellii”, 419 (6906): 512-519. Carlton, J.M., Adams, J.H., Silva, J.C., Bidwell, S.L., Lorenzi, H., Caler, E., Crabtree, J., Angiuoli, S.V., Merino, E.F., Amedeo, P., Cheng, Q., Coulson, R.M.R., Crabb, B.S., del Portillo, H.A., Essien, K., Feldblyum, T.V., Fernandez-Becerra, C., Gilson, P.R., Gueye, A.H., Guo, X., Kang'a, S., Kooij, T.W.A., Korsinczky, M., Meyer, E.V.S., Nene, V., Paulsen, I., White, O., Ralph, S.A., Ren, Q.H., Sargeant, T.J., Salzberg, S.L., Stoeckert, C.J., Sullivan, S.A., Yamamoto, M.M., Hoffman, S.L., Wortman, J.R., Gardner, M.J., Galinski, M.R., Barnwell, J.W. ve Fraser-Liggett, C.M., (2008) “Comparative Genomics of the Neglected Human Malaria Parasite Plasmodium vivax”, Nature, 455 (7214): 757-763. Chaikuad, A., Fairweather, V., Conners, R., Josep- Horne, T., Turgut-Balik, D. ve Brady, R.L., (2005), “Structure of Lactate Dehydrogenase from Plasmodium vivax: Complexes with NADH and APADH”, Biochemistry. Chiyaka, C., Garira, W. ve Dube, S., (2009), “Effects of Treatment and Drug Resistance on the Transmission Dynamics of Malaria in Endemic Areas”, Theoretical Population Biology 75:14-29. Clarke, A.R., Wigley, D.B., Chia, W.N., Barstow, D., Atkinson, T. ve Holbrook, J.J., (1986), “Site-Directed Mutagenesis Reveals Role of Mobile Arginine Residue in Lactate Dehydrogenase Catalysis”, Nature, 324, No. 18/25, 699-702. Clarke, A.R., Wilks, H.M., Barstow, D.A., Atkinson, T., Chia, W.N. ve Holbrook, J.J., (1988), “An Investigation of the Contribution Made by the Carboxylate Group of an Active Site Histidine-Aspartate Couple to Binding and Catalysis in Lactate Dehydrogenase”, Biochemistry, 27: 1617-1622. Cox-Singh, J., Davis, T.M.E., Lee, Kim-Sung, Shamsul, S.S.G., Matusop, A., Ratnam, S., Rahman, H.A., Conway, D.J. ve Singh, B., (2008), “Plasmodium knowlesi Malaria in Humans is Widely Distributed and Potentially Life Threatening”, Clinical Infectious Diseases, 46: 165–171. Cortes, A., Emery, D.C., Halsall, D.J., Jackson, R.M., Clarke, A.R. ve Holbrook, J.J., (1992), “Charge Balance in the α-Hydroxyacid Dehydrogenase Vacuole: An Acid Test”, Protein Science, 1: 892-901. 96 Deng, H., Zheng, J., Clarke, A., Holbrook, J.J., Callender, R. ve Burgner II, J.W., (1994), “Source of Catalysis in the Lactate Dehydrogenase System. Ground-State Interactions in the Enzyme-Substrate Complex”, Biochemistry, 33: 2297-2305. Dore, E., Frontali, C., Forte, T. ve Fratarcangeli, S., (1983), “Further Studies and Electron Microscopic Characterization of Plasmodium berghei DNA”, Molecular and Biochemical Parasitology, 8: 339-352. Dunn, C.R., Banfield, M.J., Barker, J.J., Higham, C.W., Moreton, K.M., Turgut-Balik, D., Brady, R.L. ve Holbrook, J.J., (1996), “The Structure of Lactate Dehydrogenase from Plasmodium falciparum Reveals a New Target for Anti-malarial Design”, Nature Structural Biology, 3 (11): 912-915. Fersht, A., (1985), Structures and Mechanisms of Selected Enzymes, W.H. Freeman and Company, New York. Fischer, R.S., Martin, G.C., Rao, P. ve Jansen, R.A., (1994), “Neisseria gonorrhoeae Possesses Two Nicotinamide Adenine Dinucleotide-Independent Lactate Dehydrogenases”. FEMS Microbiol Lett., 1;115(1): 39–44. Gardner, M.J., Hall, N., Fung, E., White, O., Berriman, M., Hymani R.W., Carlton, J.M., Pain, A., Nelson, K.E., Bowman, S., Paulsen, I.T., James, K., Eisen, J.A., Rutherford, K., Salzberg, S.L., Craig, A., Kyes, S., Chan, M.S., Nene, V., Shallom, S.J., Suh, B., Peterson, J., Angiuoli, S., Pertea, M., Allen, J., Selengut, J., Haft, D., Mather, M.W., Vaidya, A.B., Martin, D.M.A., Fairlamb, A.H., Fraunholz, M.J., Roos, D.S., Holbrook, J.J., Liljas, A., Steindel, S.J. ve Rossmann, M.G., (1975), Lactate Dehydrogenase, The Enzymes 11, Academic Press, Newyork. Gardner, M.J., Tettelin, H., Carucci, D.J., Cummings, L.M., Aravind, L., Koonin, E.V., Shallom, S., Mason, T., Yu, K., Fujii, C., Pederson, J., Shen, K., Jing, J.P., Aston, C., Lai, Z.W., Schwartz, D.C., Pertea, M., Salzberg, S., Zhou, L.X., Sutton, G.G., Clayton, R., White, O., Smith, H.O., Fraser, C.M., Adams, M.D., Venter, J.C. ve Hoffman, S.L., (1998) “Chromosome 2 Sequence of the Human Malaria Parasite Plasmodium falciparum”. Science, 282 (5391): 1126-1132. Gardner, M.J., Hall, N., Fung, E., White, O., Berriman, M., Hyman, R.W., Carlton, J.M., Pain, A., Nelson, K.E., Bowman, S., Paulsen, I.T., James, K., Eisen, J.A., Rutherford. K., Salzberg. S.L., Craig, A., Kyes, S., Chan. M.S., Nene, V., Shallom, S.J., Suh, B., Peterson, J., Angiuoli, S., Pertea, M., Allen, J., Selengut, J., Haft, D., Mather, M.W., Vaidya, A.B., Martin, D.M.A., Fairlamb, A.H., Fraunholz, M.J., Roos, D.S., Ralph, S.A., McFadden, G.I., Cummings, L.M., Subramanian, G.M., Mungall, C., Venter, J.C., Carucci, D.J., Hoffman, S.L., Newbold, C., Davis, R.W., Fraser, C.M. ve Barrell, B., (2002), “Genome Sequence of the Human Halaria Parasite Plasmodiu falciparum”, Nature , 419(6906): 498-511. Garvie, E.I., (1980), “Bacterial lactate dehydrogenases”, Microbiol Rev., 44(1): 106–139. Gomez, M.S., Piper, R.C., Hunsaker, L.A., Royer, R.E., Deck, L.M., Makler, M.T. ve Vander Jagt, D.L., (1997), “Substrate and Cofactor Specificity and Selective İnhibition of Lactate dehydrogenase from The Malarial Parasite P. falciparum”, Molecular and Biochemical Parasitology, 90: 235-246. 97 Gomez, M.S., Piper, R.C., Hunsaker, L.A., Royer, R.E., Deck, L.M., Makler, M.T. ve Vander Jagt, D.L., (1997), “Substrate and Cofactor Specificity and Selective İnhibition of Lactate Dehydrogenase from The Malarial Parasite P. falciparum”, Molecular and Biochemical Parasitology, 90: 235-246. Grau, U.M., Trommer, W.E. ve Rossman, M.G., (1981), “Structure of the Active Ternary Complex of Pig Heart Lactate Dehydrogenase with S-lac-NAD at 2,7 Resolution”, Journal of Molecular Biology, 151: 289-307. Greenwood, B. ve Mutabinga, T., (2002) “Malaria in 2002”, Nature, 415: 670-672. Grimsley, G.R ve C. N. Pace, (2004), “Spectrophotometric Determination of Protein Concentration”, Current Protocols in Protein Science, Chapter 3, Unit 3.1. Hall, N., Pain, A., Berriman, M., Churcher, C., Harris, B., Harris, D., Mungall, K., Bowman, S., Atkin, R., Baker, S. ve vd., (2002), “Sequence of Plasmodium falciparum Chromosomes 1, 3-9 and 13”, Nature, 419: 527-531. Hart, K.W., Clarke, A.R., Wigley, D.B., Waldman, A.D.B., Chia, W.N., Barstow, D.A., Atkinson, T., Jones, J.B. ve Holbrook, J.J., (1987), “A Strong Carboxylate-Arginine İnteraction is Important in Substrate Orientation and Recognition in Lactate Dehydrogenase”, Biochimica et Biophysica Acta, 914: 294-298. Holbrook, J.J. ve Stinson, R.A., (1973), “The Use of Ternary Complexes to Study Ionizations and Isomerizations During Catalysis by Lactate Dehydrogenase”, Biochemical Journal, 131: 739-748. Holbrook, J.J., Liljas, A., Steindel, S.J. ve Rossman, M.G., (1975), Lactate Dehydrogenase, In: Boyer, D. P. (Ed.), The Enzymes, Vol. XI, Academic Press, New York, 292p. Hyman, R.W., Fung, E., Conway, A., Kurdi, O., Mao, J., Miranda, M., Nakao, B., Rowley, D., Tamaki, T., Wang, F. ve Davis, R.W., 2002, “Sequence of Plasmodium falciparum Chromosome 12”, Nature, 419: 534-537. Janson, J-C. ve Ryden, L., (1998), Protein Purifiactions: Principles, High-Resolution Methods, and Applications, Wiley-VCH, Canada. Katzung, B.G., (1995), Basic & Clinical Pharmacology, McGraw-Hill Professional, USA. Kavanagh, K.L., Elling, R.A. ve Wilson, D.K., (2004), “Structure of Toxoplasma gondii LDH1: Active-Site Differences from Human Lactate dehydrogenases and the Structural Basis For Efficient APAD+ Use”, Biochemistry US, 43 (4): 879-889. Kayser., F.H., (2005), Medical Microbiology, Thieme, Stuttgart-New York. Keha, E.E. ve Küfrevioğlu, İ., (2004), Biyokimya, Aktif Yayın Evi, İstanbul Kilejian, A., (1975), “Circular Mitochondrial DNA from the Avian Malarial Parasite Plasmodium lophurae”. Biochimica Biophysics Acta, 390: 276-284. Klenerman, P. ve Dickson, H., (1992), “Plasma Lactate Dehydrogenase Estimation in the Diagnosis of Malaria”, Annals of Tropical Medicine and Parasitology, 86:563-565. 98 Knell, A.J., (1991), Malaria, Oxford University Press, Oxford. Köhler, S., Delwiche, C.F., Denny, P.W., Tilney, L.G., Webster, P., Wilson, R.J.M., Palmer, J.D. ve Roos, D.S., (1997), “A Plastid of Probable Green Algal Origin in Apicomplexan Parasites”, Science, 275:1485-1488. Laemmli, U.K., (1970), “Cleavage of Structural Proteins During the Assembly of the Head of Bacteriophage T4”, Nature, 227, 5259: 680-685. Lau, A.O.T., (2009), “An overview of the Babesia, Plasmodium and Theileria genomes: a Comparative Perspective”, Molecular and Biochemical Parasitology. 164 (1): 1-8. Leatherbarrow, R.J., (19929, (Grafit, Version 3.0.): Staines, UK: Erithracus Software Ltd Makler, M.T. ve Hinrichs, D.J., (1993), “Measurement of the Lactate Dehydrogenase Activity of Plasmodium falciparum as an Assessment of Parasitemia”, Journal of Tropical Medicine and Hygiene, 48(2): 205–210. Mascaretti, O,A., (2003), Bacteria Versus Antibacterial Agents: An Integrated Approach, ASM Pres, USA. McFadden, G.I., Reith, M., Munholland. J. ve Lang-Unnasch, (1996), “N: Plastid in Human Parasites”, Nature, 381:482-483. Mu, J., Awadalla P., JunhuI D., Mcgee K.M., Keebler J., Seydel K., Mcvean G.A.T. ve Su Z., (2007), “Genome-Wide Variation and Identification of Vaccine Targets in the Plasmodium falciparum Genome”, Nature Genetics, 39: 126-130. Malaria Vaccine Technology Roadmap (MVTR), 2006, Global Strategy Aims For Effective Malaria Vaccine By 2025, Global Vaccine Research Forum, Bankok. Ohlson, I., Nordström, B. ve Brändén, C.I., (1974), “Structural and Functional Similarities within The Coenzyme Binding Domains of Dehydrogenases”, J. Mol. Biol., 89: 339-354. Olliaro, P.L. ve Yuthavong Y., (1999), “An Overview of Chemotherapeutic Targets for Antimalarial Drug Discovery”, Pharmacol. Ther., 81(2): 91–110. Özcel, M.A., (1999), Sıtma, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir. Pain, A., Bohme, U., Berry, A.E., Mungall, K., Finn, R.D., Jackson, A.P., Mourier, T., Mistry, J., Pasini, E.M., Aslett, M.A., Balasubrammaniam, S., Borgwardt, K., Brooks, K., Carret, C., Carver, T.J., Cherevach, I., Chillingworth, T., Clark, T.G., Galinski, M.R., Hall, N., Harper, D., Harris, D., Hauser, H., Ivens, A., Janssen, C.S., Keane, T., Larke, N., Lapp, S., Marti, M., Moule, S., Meyer, I.M., Ormond, D., Peters, N., Sanders, M., Sanders, S., Sargeant, T.J., Simmonds, M., Smith, F., Squares, R., Thurston, S., Tivey, A.R., Walker, D., White, B., Zuiderwijk, E., Churcher, C., Quail, M.A., Cowman, A.F., Turner, C.M.R., Rajandream, M.A., Kocken, C.H.M., Thomas, A.W., Newbold, C.I., Barrell, B.G. ve Berriman, M., (2008), “The Genome of the Simian and Human Malaria Parasite Plasmodium knowlesii”, Nature, 455 (7214): 799-U7. 99 Perkins, S.L. ve Austin, C., (2009), "Four New Species of Plasmodium from New Guinea Lizards: Integrating Morphology and Molecules". J. Parasitology 95(2): 424-433. Qiu vd., (2007), Biopyhsical Journal, 93: 1677- 1686. Ralph, S.A., McFadden, G.I., Cummings, L.M., Subramanian, G.M., Mungall, C., Venter, J.C., Carucci, D.J., Hoffman, S.L., Newbold, C., Davis, R. W., Fraser, C.M. ve Barrell, B., (2002), “Genome sequence of the human malaria parasite Plasmodium falciparum”, Nature, 419 (6906): 498-511. Rao, S.T. ve Rossmann, M.G., (1973), “Comparision of Super-Secondary Structures in Proteins”, J. Mol. Biol., 76: 241-256. Roth, E.F. JR, Calvin, M.C., Max-Audit, I., Rosa, J. ve Rosa, R., (1988), “The Enzymes of the Glycolytic Pathway in Erythrocytes Infected with Plasmodium falciparum Malaria Parasites”, Blood 72, 6:1922-1925. Royer, R.E., Deck, L.M., Campos, N.M., Hunsaker, L.A. ve Vander Jagt, D.L., (1986), “Biologically Active Derivatives of Gossypol: Synthesis and Antimalarial Activities of PeriAcylated Gossylic Nitriles”, Journal of Medicinal Chemistry, 29: 1799-1801. Sambrook, J. ve Russell, D.W., (2001), Molecular Cloning a Laboratory Manual I-II-III, Third Edit., CSHL Press, New York. Schaap, D., Arts, G., Kroze, J., Nıessen, R., Roosmalen-Vos, S.V., Spreeuwenberg, K., Kuiper, C.M., Beek-Verhoeven, N.V.D., Kok, J.J., Knegtel, R.M.A. ve Vermeulen, A.N., (2004), “An Eimeria Vaccine Candidate Appears to be Lactate Dehydrogenase; Characterization and Comparative Analysis”, Parasitology, 128: 603-616 Scholar, E.M. ve Pratt W.B., (2000), The Antimicrobial Drugs, Oxford Uni. Pres, US. Sessions, R.B., Dewar, V., Clarke, A.R. ve Holbrook J.J., (1997), “A Model Of Plasmodium falciparum Lactate Dehydrogenase and Its Implications for the Design of Improved Antimalarials and Enhanced Detection of Parasitaemia”, Protein Engineering, 10(4): 301-306. Shoemark, D.K., (2000), “The Kinetic Characterization of the Lactate Dehydrogenase Enzyme from Plasmodium Falciparum, Doctor of Philosophy Thesis, Department of Biochemistry University of Bristol, UK, 57 ve 196p. Shoemark, D.K., Cliff, M.J., Sessions, R.B.ve Clarke, A.R., (2007), “Enzymatic Properties of the Lactate Dehydrogenase Enzyme from Plasmodium falciparum”, The FEBS Journals, 274: 2738-2748. Taguchi, H. ve Ohta, T., (1991), “D-Lactate Dehydrogenase is a Member of the D-IsomerSpecific 2-Hydroxyacid Dehydrogenase Family. Cloning, Sequencing, and Expression In Escherichia coli of the D-Lactate Dehydrogenase Gene of Lactobacillus plantarum”, J. Biol. Chem., 5;266 (19) :12588-94. Turgut, D., (1998), Over-Production of the Active Lactate Dehydrogenase from Plasmodium falciparum Opens Route to Obtain New Antimalarials, Doctor of Philosophy Thesis, University of Bristol, UK. 100 Turgut-Balik, D. ve Holbrook, J. J., (2001a), “Determination of the DNA and Amino Acid Sequences of the Lactate Dehydrogenase Gene from Plasmodium falciparum Strains K1 and PF FCBR: A Route to the Design of New Antimalarials”, Turkish Journal of Biology, 25: 241-250. Turgut-Balik, D., Shoemark, D.K., Sessions, R.B., Moreton, K.M. ve Holbrook, J.J., (2001b), “Mutagenic Exploration of the Active Site of Lactate Dehydrogenase from Plasmodium falciparum”, Biotechnology Letters, 23, 923-927. Turgut-Balık, D., Akbulut, E., Shoemark, D., Celik, V., Sessions, R., Moreton, K. ve Brady R. L., (2004), “Molecular Cloning, Sequence Analysis and Expression of the Lactate Dehydrogenase Gene from Human Malaria Parasite Plasmodium vivax”, Biotechnology Letters, 26:1051-1055. Turgut-Balık, D., Çelik, V., Moreton, K. ve Brady, R.L., (2005), “Overcoming Cloning Problems by Staining Agarose Gels with Crystal Violet Instead of Ethidium Bromide in Lactate Dehydrogenase Gene from Plasmadium vivax and Plasmodium falciparum”, Acta Biologica Hungarica, 56 (3-4): 389-397. Turgut-Balık, D., Sadak, D. ve Çelik, V., (2006), “ Analaysis of Active Site Loop Amino Acids of Lactate Dehydrogenasae From Plasmodium vivax by Site-Directed Mutagenesis Studies”, Drug Dev. Res., 67:175-180. Unat, E.K., Yücel, A., Altaş, K. ve Samastı, M., (1995), Unat’ın Tıp Parazitolojisi - İnsanın Ökaryonlu Parazitleri ve Bunlarla Oluşan Hastalıkları, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları:15 , İstanbul. Vaidya, A.B., Akella, R. ve Suplick, K., (1989), “Sequences Similarity to Genes for Two Mitochondrial Proteins and Portions of Ribosomal RNA In Tandemly Arrayed 6 Kilobase Pair DNA of Malarial Parasite”, Molecular and Biochemical Parasitology, 35(2): 97-107. Vander-Jagt, D.L., Hunsaker, L.A. ve Heidrich, J.E., (1981), “Partial Purification and Characterization of Lactate Dehydrogenase from Plasmodium falciparum”, Molecular and Biochemical Parasitology, 4: 255-264. Waller, R.F. ve McFadden, G.I., (2005), “The Apicoplast: A Review of the Derived Plastid of Apicomplexan Parasites”, Current Issues in Molecular Biology , 7: 57-80. Wigley, D.B., Gamblin, S.J., Turkenburg, J.P., Dodson, E.J., Piontek, K., Muirhead ve H., Holbrook, J.J., (1992), “Structure of a Ternary Complex of an Allosteric Lactate Dehydrogenase from Bacillus stearothemophilus at 2,5 A° Resolution”, Journal of Molecular Biology, 223: 317-335. Winter, V.J., Cameron, A., Tranter,R., Sessions, R.B. ve Brady, R.L., (2003), “Crystal Structure of Plasmodium berghei Lactate Dehydrogenase İndicates The Unique Structural Differences of These Enzymes Are Shared Across The Plasmodium Genus”, Molecular and Biochemical Parasitology, 131(1): 1-10. Winzeler, E.A., (2008), “Malaria Research in the post-Genomic Era”, Nature 455: 751-756. 101 Woenckhaus, V.C., Berghauser, J. ve Pfleiderer, G., (1969), “Markierung Essentieller Aminosäurereste der Lactat-Dehydrogenase aus Schweineherz mit (Carbonyl-14C)3-(2Brom-acetyl)-pyridin”, Hoppe Seylers Z Physiol Chem., 350(4): 473–483. Wongsrichanalai, C., Pickard, A.L., Wernsdorfer, W.H. ve Meshnick, S.R., (2002), “Epidemiology of Drug-Resistant Malaria”, Lancet Infect Dis., 2: 209-18. World helath Organization (WHO)., (2008a), World Malaria Report 2008, WHO Pres, Switzerland. World helath Organization (WHO)., (2008b), The Global Burden of Disease: 2004Update , WHO Pres, Switzerland. Yotoko, K.S.C. ve Elisei, C., (2006), "Malaria Parasites (Apicomplexa, Haematozoea) and Their Relationships with Their Hosts: Is There an Evolutionary Cost for the Specialization?”, J. Zoo. Syst. Evol. Res., 44(4): 265. Yang, S. ve Parmley, S.F., (1997), “Toxoplasma Gondii Expresses Two Distinct Lactate Dehydrogenase Homologous Genes During Its Life Cycle In Intermediate Hosts”, Gene, 184: 1-12. Zahler, W.L. ve Cleland, W.W., (1964), “Dithiothreitol, a New Protective Reagent for SH Groups”, Biochemistry, 3: 480-482. Zarifah R., (2005), Portfolio of Candidate Malaria Vaccines Currently in Development, WHO Documents. Zhu, G. ve Keithly, J.S., (2002), “ -Proteobacterial Relationships of Apicomplexan Lactate and Malate Dehydrogenases”, J. Eukaryot. Microbiol., 49: 255-261. İNTERNET KAYNAKLARI [1] www.saglik.gov.tr [2] www.malariasite.com [3] www.wikipedia.com [4] www.ncbi.nlm.nih.gov 102 ÖZGEÇMİŞ Doğum tarihi 01.07.1982 Doğum yeri Tolbuhin/Bulgaristan Lise 1997-2001 Süleyman Nazif Lisesi/Avcılar Lisans 2002-2007 Abant İzzet Baysal Üni. Fen-Ed. Fakültesi Biyoloji (İng.) Bölümü Yüksek Lisans 2007-2009 Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyomühendislik Anabilim Dalı Çalıştığı kurumlar 2009- Devam ediyor Marmara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi 103