T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013’ün ikinci çeyreğinde ABD, Japonya, İngiltere ve Almanya gibi önde gelen gelişmiş ülkelerin ilk çeyreğe kıyasla ikinci çeyrek büyümelerinde artış yaşanmış ve Avro Bölgesi resesyondan çıkmıştır. Buna karşın, gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansları söz konusu dönemde yavaşlamıştır. Özellikle Mayıs ayında FED tarafından 2013 yılı sonuna doğru tahvil alımının azaltılacağı yönünde sinyaller verilmesi ve akabinde yaşanan finansal çalkantılar gelişmekte olan ülkelerin yavaşlayan ekonomik performanslarını olumsuz yönde etkilemiştir. IMF’nin Ekim ayında “Dönüşümler ve Gerilimler” başlığıyla yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda küresel büyümenin düşük viteste seyrettiği, ekonomik faaliyetlerin belirleyicilerinin değiştiği ve aşağı yönlü risklerin devam ettiği ifade edilmektedir. Bu çerçevede IMF küresel büyüme tahminini, Temmuz ayındaki son tahminine göre aşağı yönde revize etmiş ve 2013 yılı için %3,2’den %2,9’a indirirken, 2014 yılı için %3,8’den %3,6’ya düşürmüştür. OECD, 3 Eylül 2013 tarihinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çeyreklik büyüme tahminlerine yer verilen ”Ekonomik Değerlendirmeler Ara Raporu”nu yayınlamıştır. Buna göre 2013 yılı üçüncü ve dördüncü çeyrek büyüme tahminleri sırasıyla ABD için yüzde 2,5 ve yüzde 2,7; Çin için yüzde 7,2 ve yüzde 8,1; Almanya için yüzde 2,3 ve yüzde 2,4 oranındadır. İtalya’nın ise söz konusu dönemlerde sırasıyla yüzde 0,4 ve yüzde 0,1 oranında daralacağı beklenmektedir. Geçtiğimiz günlerde ABD’de yaşanan borç tavanı krizi, resmi olarak borç tavanına ulaşmasına çok kısa bir zaman kala Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin borç tavanı limitinin yükseltilmesi ve hükümetin işler hale gelmesi için anlaşmasıyla aşılmıştır. ABD’nin borç tavanına ulaşmasına 24 saatten az bir zaman kala ülkenin not görünümünü negatife çeviren kredi T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 derecelendirme kuruluşu Fitch yaptığı açıklamada, ABD’nin küresel ekonomi için yarattığı risk nedeniyle böyle bir karar alındığını belirtmiştir. 5-6 Eylül 2013 tarihinde Rusya’nın St. Petersburg kentinde “küresel ekonomiyi güçlendirmek” amacıyla toplanan G-20 zirvesinin ana başlıkları “büyümenin artırılması, yatırımların finansmanı, çok taraflı ticaretin artırılması, uluslararası finansal düzenlemeler, sürdürülebilir enerji politikası, iklim değişikliği ve yolsuzlukla mücadelenin yoğunlaştırılması” olarak belirlenmiştir. G-20 zirvesinde uzlaşmaya varılan diğer önemli bir konu ise FED’in parasal desteğini sona erdirmesine karşı BRIC ülkeleri tarafından “dövize müdahale fonu” oluşturulması kararı olmuştur. 22-24 Ağustos tarihlerinde “gelişmiş ülkelerde sürdürülmekte olan para politikalarının küresel ekonomiye etkileri” gündemiyle Jackson Hole Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Başta FED’in yürüttüğü tahvil alım programı olmak üzere parasal genişleme politikalarının karşılaştığı engeller ile merkez bankalarının beklenti yönetme politikalarının finansal piyasalara etkileri tartışıldı. ABD’nin birinci çeyrekte yüzde 1,1 olan büyümesi ikinci çeyrekte yüzde 2,5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Büyüme performansında sağlanan bu ivmeye paralel olarak OECD’nin gelecek çeyreklere ilişkin güncel tahminleri de artan bir görünüm sergilemektedir. Avro Bölgesinde son altı çeyrek boyunca kesintisiz olarak devam eden daralma 2013 yılının ikinci çeyreğinde sona ermiştir. 2013 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0,2 oranından daralan Avro Bölgesi 2013 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında büyümüştür. Bölgedeki yüksek kamu borcu sorunu yaşayan ülkelerdeki siyasi belirsizlik bölge ekonomisine yönelik endişeleri artırmaktadır. 22 Eylül 2013 tarihinde Almanya’da gerçekleştirilecek olan genel seçimlerde Angela Merkel’in tekrar seçilmesi Almanya tarafından memnuniyetle karşılansa da Avro Bölgesi’ndeki en çok borçlu ülkeler Yunanistan, Portekiz ve İspanya'da Merkel'in kemer sıkma politikalarına devam edip etmeyeceği kaygılarını beraberinde getirmiştir. T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 Çin’de Eylül ayında imalat PMI endeksi 50,2 ile eşik düzeyin üzerindeki seyrini sürdürmüştür. Ayrıca, Ağustos ayı sanayi üretimi de yıllık bazda %10,4 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetmiş, perakende satışlar da bir önceki yılın aynı ayına göre %13,4 artarak 2013 yılının en güçlü yükselişini sergilemiştir. Söz konusu veriler, son dönemde yavaşlama eğilimi sergileyen dünyanın ikinci büyük ekonomisinin yılın ikinci yarısında daha ılımlı bir performans sergilediğine yönelik beklentilerin güçlenmesini sağlamıştır. 2. BELİRLİ ÜLKE VE BÖLGELER İTİBARIYLA GÖRÜNÜM 2.1. ABD Son üç çeyrek boyunca görülen kesintisiz büyüme, gerek üretim gerek de tüketim yönünde tesis edilen güven ortamı ve öncü göstergelerin gelecek dönemlerde büyümenin artacağına yönelik sinyaller vermesi, ABD ekonomisinin toparlanmaya devam ettiğini göstermektedir. 18-19 Eylül tarihinde yapılan FED toplantısında piyasaları şaşırtan bir kararla tahvil alım miktarında azaltıma gidilmediği açıklanmıştır. Toplantı sonrasında FED’in Eylül 2012'den beri uyguladığı aylık 85 milyar dolarlık tahvil alım programını sürdüreceği ve bu programla birlikte gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye'ye sermaye akımının devam edeceği belirtilmiştir. ABD’den gelen veriler ışığında piyasalarda tahvil alım miktarında azaltıma gidilmesinin 2014’ün ilk aylarını bulabileceği beklenmektedir. 2011 yılında ABD Hazinesi temerrüde düşmek üzereyken Cumhuriyetçilerin son anda ikna edilmesiyle aşılan borç tavanının yükseltilmesi sorunu Ekim ayında resmi olarak borç tavanına ulaşmasına çok kısa bir zaman kala limitin yükseltilmesiyle aşılmıştır. ABD ekonomisi 2013 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 oranında büyüme kaydederek, 2012 yılı dördüncü çeyrekten bu yana yakalanan yukarı yönlü ivmeyi sürdürmüştür. Bu artışta yüzde 1,8 oranında artan tüketim harcamalarının, yüzde 9,9 oranında artan yatırımların ve ilk çeyreğe kıyasla azalan ticaret açığının etkisi olmuştur. 2013 yılı ilk yarısında büyümede yakalanan bu ivme, diğer yarıda da tahminlerin yüzde 2’nin üzerine çıkmasına neden olmuştur. OECD, ABD’nin yılın kalan iki çeyreğinde sırasıyla yüzde T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 2,5 ve yüzde 2,7 ve 2013 yılında yüzde 1,9 oranında, IMF ise 2013 yılında yüzde 2,9 oranında büyümesini öngörmektedir. ISM (Institute for Supply Management) tarafından açıklanan Satın Alma Yöneticileri Endeksi (Purchasing Manager Index-PMI), PMI endeksi Eylül ayında 55,8 seviyesine yükselerek 2013 yılının en yüksek değerine ulaşmıştır. Bu gelişme, Mayıs ayından bu yana dört aydır üst üste ekonominin genişlediğine işaret etmektedir. Ağustos ayında işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 7,3 oranına düşmüştür. ABD'de işsizlik sigortası başvuruları, federal hükümetin kapanmasına bağlı olarak özel sektörde yaşanan işten çıkarmaların etkisi ile 19 Ekim'de sona eren haftada, beklentilerin altında bir azalma göstermiş ve 12 bin azalarak 340 bine gelmiştir. Ağustos ayında enflasyon bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 oranına yükselirken gıda ve enerji fiyatları hariç çekirdek enflasyon oranı ise Ağustos ayında yüzde 1,8 seviyesindedir. Yılın ikinci çeyreğinde ABD’nin toplam ihracatı 564 milyar dolar olurken toplam ithalatı 682 milyar dolara; dış ticaret açığı ise 118 milyar dolara yükselmiştir. Temmuz ayında ise ihracat 189 milyar dolar, ithalat 229 milyar dolar olmuştur. 2.2. AVRUPA BİRLİĞİ Avro Bölgesinde son altı çeyrek boyunca kesintisiz olarak devam eden daralma 2013 yılının ikinci çeyreğinde sona ermiştir. 2013 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0,2 oranından daralan Avro Bölgesi 2013 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında büyümüştür. Bu dönemde Portekiz yüzde 1,1 oranında; Almanya, Litvanya, Finlandiya ve İngiltere ise yüzde 0,7 oranında büyüme kaydetmiştir. Borç krizi sorunu giderek derinleşen ve yedi çeyrektir resesyondan çıkamayan İspanya ve İtalya ekonomileri 2013 yılının ikinci çeyreğinde sırasıyla yüzde 0,1 ve yüzde 0,2 oranında daralmıştır. T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 Ağustos ayında hem üretim hem de hizmetler sektöründe Almanya son yedi ayın en güçlü performansını gerçekleştirirken İspanya ve İtalya’da ise, 2011 yılının Mayıs ayından bu yana devam eden daralma Ağustos ayında, özellikle de üretim artışı sayesinde hız kesmiştir. OECD’nin Eylül ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda Avro Bölgesi’nde devam eden mali konsolidasyon, güvensizlik ve sıkı kredi koşullarının ekonomik etkinliği olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir. Raporda ayrıca yüksek işsizlik oranı ve atıl kapasitenin enflasyon baskılarını azaltıcı etkide bulunacağından ve mali konsolidasyonun sürdürülmesinde fayda görüldüğünden bahsedilmektedir. Bölgedeki yüksek kamu borcu sorunu yaşayan ülkelerdeki siyasi belirsizlik bölge ekonomisine yönelik endişeleri artırmaktadır. 22 Eylül 2013 tarihinde Almanya’da gerçekleştirilen genel seçimlerde Angela Merkel’in tekrar seçilmesi üzerine borçlu ülkelerde kemer sıkma politikalarının ağırlaştırılarak devam ettirilmesi yönünde kaygılar oluşmuştur. Avrupa Merkez Bankası (AMB), 5 Eylül 2013 tarihinde gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu toplantısında sonra yayınladığı toplantı notunda raporda büyüme tahminlerini 2013 yılı için 0,2 puan yukarı yönlü, 2014 yılı içinse 0,1 puan aşağı yönlü revize etmiştir. Avro Bölgesinin 2013 yılında yüzde 0,1 oranında daralacağını tahmin eden AMB, 2014 yılında ise yüzde 0,9 oranında büyüyeceğini tahmin etmiştir. Ağustos ayında 51,5 seviyesinde gerçekleşen bileşik PMI endeksi, Eylül ayında 52,1 seviyesine yükselerek Haziran 2011’deki 51,9 değerinden bu yana gerçekleşen en hızlı yükseliş olmuştur. Yükselişin en büyük kaynağı ise üretim seviyesinin 2011 yılının Mayıs ayından bu yana gerçekleşen en yüksek seviyeye yükselmesidir. Avro Bölgesinin ticaret performansının güçlenmesi, küresel düzeyde ve bölge düzeyinde yaşanan tedrici toparlanmanın belirleyicilerinden biri olmuştur. Bölgede 2013 yılının ilk çeyreğinde 25 milyar avro olan dış fazla, 2013 yılının ikinci çeyreğinde 52,8 milyar avroya yükselmiştir. Ağustos ayında ise Avro Bölgesi’nin dış fazlası 11,9 milyar avro olmuştur. T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 2013 yılı Ağustos ayında Hırvatistan’ın da dâhil edilmesiyle beraber Avro Bölgesi’nde ihracat ve ithalat rakamları sırasıyla 206,9 milyar avro ve 200,2 milyar avro olarak gerçekleşirken, dış ticaret dengesi 6,6 milyar avro fazla vermiştir. Hırvatistan’ın da içinde bulunduğu 28 üyeli Avrupa Birliği’nde Haziran ve Temmuz aylarında yüzde 1,7 seviyesinde gerçekleşen gösterge enflasyon, Ağustos ayında yüzde 1,5, Eylül ayında ise yüzde 1,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon geçen yılın Eylül ayında yüzde 2,6 seviyesindeydi. AB'de eylül ayında en yüksek enflasyon oranları yüzde 2,7'yle İngiltere, yüzde 2,6'yla Estonya ve yüzde 2,4'le Hollanda'da görülürken Bulgaristan, Yunanistan ve Letonya'da eksi enflasyon kaydedilmiştir. AMB 5 Eylül 2013 tarihinde yaptığı para politikası kurulu toplantısında yüzde 0,5 seviyesindeki politika faiz oranı sabit tutma kararı almıştır. Enflasyon baskısı ve bu yönde bir beklenti olmaması nedeniyle AMB’nin FED’in aksine parasal genişleme politikalarına devam edebileceği belirtilmiştir. 2012 yılının son çeyreğinde GSYH’a oran olarak yüzde 85 seviyesinde gerçekleşen AB-27 kamu borcu, 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 87 seviyesine yükselmiştir. İkinci çeyrek verilerine göre kamu borcunun GSYH’a oranı olarak yüzde 169 ile Yunanistan, yüzde 133 ile İtalya ve yüzde 131 ile Portekiz en yüksek orana sahip ekonomilerken, yüzde 10 ile Estonya, yüzde 18 ile Bulgaristan en düşük orana sahip ekonomilerdir. 2.3.ÇİN Çin’de yılın ilk çeyreği için yüzde 7,7, ikinci çeyrek için yüzde 7,5’lik büyüme açıklanırken üçüncü çeyrek için büyüme oranı beklentilerin üzerinde, yüzde 7,8 seviyesinde gerçekleşmiş ve ülkede ekonomik büyümenin yeniden hızlandığı ortaya koyulmuştur. Ayrıca yılın ikinci yarısından itibaren gerek hükümetin kararlı şekilde uyguladığı reformlar gerekse dış piyasalarda yaşanan toparlanma neticesinde Çin Ekonomisinin büyümesinde iyimser bir hava yakalandığı belirtilmiştir. OECD tarafından Eylül ayında yayınlanan Ara Dönem Değerlendirme Bülteninde Çin’in 2013 yılının son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 8,1 büyüyeceği tahmin edilirken IMF tarafından T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 yayınlanan Dünya Ekonomik Görünümü’nde ise Çin’in 2013 yılında yüzde 7,6, 2014 yılında yüzde 7,3 ve 2015 yılında yüzde 7 oranında büyüyeceği tahmin edilmiştir. Toplamda 4,4 trilyon dolarlık döviz rezervine sahip olan ve dünya nüfusunun yüzde 43'ünü oluşturan dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkeleri (BRICS) kalkınma ve döviz volatilitesi sorunlarını çözmek için yeni bir banka kurmayı ve bu sayede IMF ve Dünya Bankasına alternatif bir yapı oluşturmayı planlanmaktadır ve bu doğrultuda Rusya’da yapılan G-20 toplantısında, Çin’in 41 milyar dolar, Brezilya, Hindistan ve Rusya’nın 18’er milyar dolar ve Güney Afrika’nın 5 milyar dolar katkıda bulunacağı toplam 100 milyar dolarlık bir fon kurulmasına karar verildiği açıklanmıştır. Çin’e yönelik yapılan değerlendirmeler ve öngörülerde yatırım odaklı büyüme modelinin kısmen tıkanma noktasına geldiği ve sürdürülebilir durumda görünmediği; Çin’in sürdürülebilir büyümeyi devam ettirmesi için öncelikle ekonomik dönüşümü sağlaması ve yatırım odaklı bir yapıdan iç tüketim odaklı bir yapıya dönüşmesi gerektiği belirtilmektedir. Çin’de tüketici fiyatları endeksi, beklentilerin altında seyrederek Ağustos ayında yüzde 2,6 seviyesinde artış göstermiştir. Enflasyonun, hükümetin belirlediği yüzde 3,5 hedefinin altında seyretmesi, politika yapıcılara; parasal genişleme kamu hizmet fiyatlarını artırması için hareket alanı sağlamaktadır. Çin’de Ağustos ayı PMI verisi 51 seviyesine yükselerek son 16 ayın en yüksek seviyesine yükselmiştir. İmalat göstergelerinde yaşanan iyileşmenin genel olarak iç talep odaklı olduğu ve yılın ilk yarısındaki ekonomik yavaşlamanın ardından ivmelenmeye işaret ettiği düşünülmektedir. Çin’de işsizlik oranı yüzde 4 civarında istikrar kazanmıştır. İşgücü piyasası diğer ülkelere göre oldukça sıkı kurallara bağlıdır. Bu durum büyüme oranındaki değişimlerin istihdam seviyesine doğrudan yansımasını engellemektedir. Çin’de dış ticaret verileri Ağustos ayında beklenenin üzerinde gerçekleşerek büyümenin toparlanacağına işaret etmektedir. Ağustos ayında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 7,2 T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 yükselerek 190,6 milyar dolar, ithalat ise yüzde 7 artarak 162,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde dış ticaret fazlası 28,5 milyar dolara yükselmiştir. 2.4. JAPONYA Japonya ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,6 ile beklentilerin altında büyüme kaydederken yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,5’lik bir büyüme kaydetmiştir. Yıllık bazda ise yüzde 1 olan beklentilerin aksine büyüme yüzde 2 olarak gerçekleşmiş ve Japon ekonomisi son yedi çeyrektir kesintisiz olarak büyümektedir. OECD’nin Eylül ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda Japonya’nın dördüncü çeyrekte yüzde 3, 2013 yılında yüzde 1,6 oranında büyümesi beklenmektedir. IMF’nin Ekim ayında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda ise 2013 büyümesi yüzde 2; 2014 büyümesi ise yüzde 1,2 olarak öngörülmüştür. Yüksek enerji maliyetlerinin etkisiyle Japonya'da enflasyon Ağustos'ta yüzde 0,8 ile 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Taze gıda hariç tüketici fiyatları Ağustos'ta yıllık bazda yüzde 0,8 artarken enerji ve dayanıksız mallardan arındırılmış fiyatlar yüzde 0,1 düşmüştür. IMF ayrıca 5 Ağustos tarihinde, Japonya ekonomisinin kendini idame ettiren büyümeye ulaşması ve deflasyon probleminin ortadan kaldırılmasında önemli bir rolü olan yeni parasal çerçevenin, geniş kapsamlı yapısal reformlarla desteklenmesi ve mali riskleri içeren, politika belirsizliklerini azaltıcı ve güvenilir orta vadeli mali planların acilen kabul edilmesi gerektiği vurgulandığı değerlendirme raporunu yayınlamıştır. 2.5. HİNDİSTAN 2009 küresel krizinden sonra hızla toparlanan Hindistan’da büyüme tekrar yavaşlamaya başlamıştır. Rupinin dolar karşısında önlenemez değer kaybının sebebinin cari açık olduğu, cari açığın sebebinin de altına ve petrole ayrılan kaynakların çok fazla olduğu T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Ekim, 2013 düşünülmektedir. Rupideki düşüşün Hindistan’da ihracatı artıracağı bu şekilde ekonomide denge sağlanacağı beklenmektedir. OECD’nin Eylül ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda Hindistan’da büyümenin mali kısıntılar ile iç ve dış talepteki daralmanın etkisiyle 2012 yılında son on yılın en düşük seviyesine gerilediği; büyük yatırım projeleri onaylandığı ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları hızlandırıldığı takdirde büyümenin kademeli olarak canlanabileceği belirtilmiştir. Raporda kötü hava koşullarının gıda fiyatlarını olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle enflasyonun da yüksek kalmaya devam edeceği öngörülmektedir. Mali kısıntılar ve yeni mali konsolidasyon yol haritası iyi birer adım olarak değerlendirilirken vergi sisteminde reforma gidilmesi ve özel yatırımlar ile rekabet edebilirliğin teşvik edilmesi raporda ayrıca vurgulanan unsurlardan olmuştur. IMF’nin Ekim ayında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda Hindistan ekonomisinin büyümesinin 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 3,8 ve yüzde 5,1; enflasyonun yüzde 10,9 ve yüzde 8,9; cari açığın ise yüzde 4,4 ve yüzde 3,8 seviyelerinde gerçekleşmesi öngörülmektedir. KAYNAKLAR Uluslararası Para Fonu (IMF) Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Dünya Bankası (WB) Avrupa İstatistik Ofisi (EuroStat) Bureau of the Census ve Bureau of Labor Statistics Institute for Supply Management (ISM) National Bureau of Statistics of China Statistics Bureu of Japan T.C. Kalkınma Bakanlığı NOT: Bu rapor RYKGM - Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu raporda yer verilen görüş ve değerlendirmeler, hiçbir şekilde T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın kurumsal yaklaşımını yansıtmamaktadır.