09 Nisan 2014 ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ GENEL MERKEZİ VE TÜM ŞUBELERİNDEN Laiklik, demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. 10 Nisan 1928, “Türkiye Devletinin dini İslam’dır.” hükmünün, o dönemde yürürlükte olan 1924 Anayasasından çıkarılışının yıldönümüdür. Bu önemli dönüşüm, Cumhuriyet yönetiminin yasalar ve uygulamalarla, adım adım gerçekleştirdiği laikliğin anayasal zeminde kabulü anlamını taşımaktadır. Bu nedenle 10 Nisan “Laiklik Günü” olarak kabul edilmiştir. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik; hukukta, siyasette, ekonomide, eğitimde, sosyal yaşamda din kurallarının belirleyici olmayacağını öngörür. Laiklik kamusal ve özel yaşamda çeşitli dinlere ve mezheplere inananlar arasında ayırım yapmamanın anahtarıdır. Bu açıdan bakılınca laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir. Bireyin özgürlüğünün güvencesi olan laiklik, aklın özgürlüğüdür. Türkiye’nin Müslüman toplumlar arasındaki farklı ve müstesna yerinin kaynağı da laikliktir. Toplum olarak yaklaşık 10 yıldır Cumhuriyetimizin değerlerini, devrimleri, laikliği, milli bayramları ve Atatürk’ü unutturmaya ve inkâra yönelik bir proje ile karşı karşıyayız. Atatürk’ün bütün eserleri yok ediliyor, ulus – devlet anlayışı ırkçılıkla suçlanıyor, aşağılanıyor. Toplum laiklik, din, mezhep, etnik köken ekseninde bugüne kadar hiç görülmemiş biçimde ayrıştırıldı. Bu parçalanmadan siyasal ve ekonomik çıkar sağlayanların görevlerini bırakmamak için ülkemizi tehlikeye atabilecekleri endişesini taşıyoruz. Davranışlarımızda, söylemlerimizde bu oyuna meydan vermemeliyiz. Bütün kurumları, kuralları ve coğrafyası ile tek adamın iradesi ile yönetilen koskocaman bir ülke, şimdi de yolsuzluk skandalları ile itibar kaybediyor. Bazı şeyler tek adamın umurunda değil ama TC vatandaşı olmanın onurunu taşıyan bizlerin umurunda. Er ya da geç, ama mutlaka, bir demokratik çözüme ulaşacağız. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.