haftalık bülten haftalık bülten 28 Mart 2011 Geçen haftanın özeti Merkez Bankası’ndan güç gösterisi. Para Politikası Kurulu (PPK) dün yaptığı toplantıda piyasa beklentisine paralel şekilde politika faizini %6.25 seviyesinde sabit tuttu. Zorunlu karşılıklarda yapılan agresif artırımlar ise hem bizim hem de piyasanın öngörüsüyle uyuşmadı. Dün sabah belirttiğimiz gibi zorunlu karşılıklarda artrımlarda artışa gidilmesini gerekli görüyorduk fakat Merkez Bankası’ndan son dönemde gelen açıklamalara bakarak zorunlu karşılıkların sabit bırakılacağını tahmin ediyorduk. Bu bağlamda, bu kararı güzel bir sürpriz olarak değerlendiriyoruz. Alınan kararlarla birlikte, 1 aya kadar vadeli mevduatlar için zorunlu karşılık oranı %10’dan %15’e yükseltirlirken 3 aya ve 6 aya kadar vadelı mevduatlar için zorunlu karşılık ornları sırasıyla 400 baz puan ve 200 baz puan artırıldı. Yeni oranlar 1 Nisan’dan itibaren geçerli olacak ve bu oranlara göre ilk ödemeler 15 Nisan’da yapılacak. TCMB bu düzenlemelerle yaklaşık 19.1 milyar TL’yi piyasadan çekmiş olacak. Hatırlayacağınız gibi bir önceki zorunlu karşılık artırımları piyasadan 22.8 milyar TL çekilmesini sağlamıştı. Bu uygulamaların toplam etkisi ise TL cinsi mevduatların %10’unun piyasadan çekilmesi olacak. Dün yapılan açıklamada vurgulunan önemli noktalardan biri zorunlu karşılık oranlarının sadece finansal istikrar için değil, hızla artan emtia ve enerji fiyatlarının olası enflasyon üzerine olası ikincil etkilerini önlemek için gereken sıkılaşmayı sağlamada kullanılabileceğini. Bu söylem parasal sıkılaşmada Merkez Bankası’nın politika faizinden ziyade niceliksel sıkılaştırma yöntemlerini tercih edeceğini gösteriyor. PPK düşük politika faizi, geniş faiz koridoru ve yüksek zorunlu karşılıklardan oluşan yeni para politikası paketine bağlı kaldığını açıkça belirtirken gerekirse aynı doğrultuda ek önlemler alabileceğini ifade ediyor. Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın politika faizinde artırıma gitmeme düşüncesinde ısrarcı olduğunu söyleyebiliriz. Piyasada politika faizi artırımını içermeyen sıkılaştırma politikasına karşı hakim olan şüpheci yaklaşımın farkındayız. Ancak, yapılan niceliksel sıkılaşmanın boyutunun büyüklüğü sayesinde bu endişelerin azalması gerektiğini düşünüyoruz. Merkez Bankası’nın parasal sıkılaşma fikrinden uzaklaşmadığını sadece sıkılaştırma metodunda ısrarcı olduğunu düşünüyoruz. Genel olarak dün alınan kararlar ve açıklamanın tonu, Merkez Bankası'nın niceliksel sıkılaşmada başarısızlığa uğramadığı sürece faiz artırımı yoluyla yapılacak klasik sıkılaştırma yöntemlerine dönmeyeceğine dair görüşümüzü destekliyor. Bu bağlamda, hakim olan piyasa beklentisine karşın, PPK'dan çıkan kararların politika faizinde artırıma gidileceğinin habercisi olduğunu düşünmüyoruz. Önümüzdeki dönemde, kısa vadede Merkez Bankası’nın Nisan’da İnan Demir +(90) 212 318 5087 inan.demir@finansbank.com.tr Başak Karaaslan +(90) 212 318 5096 basak.karaaslan@finansbank.com.tr Cevdet Çağdaş Ünal +(90) 212 318 5086 cevdet.unal@finansbank.com.tr haftalık bülten herhangi bir değişiklik yapmayacağını ve dün alınan kararların 15 Nisan’da görülmeye başlanacak sonuçlarını izlemeyi tercih edeceğini düşünüyoruz. Daha uzun vadede ise zorunlu karşılık artırımlarının parasal sıkılaşmanın politikasının temel aracı olacağına ve Merkez Bankası’nın yeni politika çerçevesinden kolaylıkla vazgeçmeyeceğine dair görüşümüzü koruyoruz. Enflasyon beklentilerinde sınırlı bozulma gözlendi. Merkez Bankası’nın düzenlediği son beklenti anketinin sonuçlarına göre yılsonu enflasyon beklentisi %6.85’ten %6.77’ye yükselirken daha uzun vadeli beklentilerden 12 sonrasının yıllık TÜFE beklentisi 3 baz puanlık artışla %6.76’ya, 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentisi ise 6 baz puanlık artışla %6.36’ya ulaştı. Orta vadeli enflasyon beklentileri Ocak ayından beri artış gösteriyor ancak halen Aralık 2010’da kaydedilen seviyelerin (sırasıyla %6.95 ve %6.46) altında yer alıyorlar. Bu bağlamda beklentilerde endişe verici bir gelişmenin olmadığını ve bu sonuçların Merkez Bankası’nın son dönemdeki düşüncelerini değiştirecek öneme sahip olmadığı söyleyebiliriz. Anket katılımcıları önümüzdeki üç ay sonunda politika faizinde değişiklik öngörmezken 6 ay sonundaki politika faizinin %6.75 (bir önceki ankete göre 1 baz puan yüksek) ve 12 ay sonundaki politika faizinin %7.41(bir önceki ankete göre 1 baz puan düşük) olacağını düşünüyorlar. 24 ay sonundaki politika faizine dair beklentiler ise bu ankette 6 baz puan yükselerek %7.66’ya ulaşmış durumda. Bu noktada yukarıda da belirttiğimiz gibi piyasa beklentisinden ayrışmaya devam ediyoruz. Reel sektör güven endeksi Mayıs 2010’dan itibaren en yüksek seviyesine ulaştı. Reel sektör güven endeksi Mart’ta geçen aya göre %3.4’lük artışla 114.8’e ulaştı. Bu artışa en önemli katkı sırasıyla %14 ve %9 oranında artış kaydeden ihracat siparişleri ve üretim hacmi beklentileri kalemlerinden geldi. Böylece endeks üst üste onbeşinci kez iyimserlik ile kötümserliği ayıran 100 sınırınını üzerinde kalmış oldu. Öte yandan, kapasite kullanım oranı geçen ay kaydettiği %76.1’in ardından Mart’ta %76.4 seviyesine yükseldi. Kapasite kullanım oranı halen serinin kriz öncesi ortalaması olan %80.3’ün altında yer alıyor. Genel olarak baktığımızda, imalat sanayine dair göstergeler ekonomik aktivitenin, çok güçlü olduğu 2010’un 4. çeyreğine oranla biraz daha yavaşladığını, fakat halen güçlü seyrini sürdürdüğünün gösteriyor. Bu bağlamda Merkez Bankası’nın geçtiğimiz hafta yaptığı sıkılaştırma hamlesini doğru buluyoruz. 1. çeyrekte yakalanan güçlü momentum %5.0 olan 2011 yıl sonu GSYH büyümesi tahminimize yukarı yönlü risk arz ediyor, ancak uygulanan parasal sıkılaşma politikasına, Japonya depreminin olası negatif yönlü etkilerine ve Avrupa’da süregelen borç sorununa bakarak şu an tahminimizi değiştirmeye gerek görmüyoruz. haftalık bülten Önümüzdeki haftaya bakış 4. çeyrek GSYH büyümesi Perşembe günü açıklanacak. Tahminimiz, GSYH’nin yıllık bazda %7.3 olan piyasa beklentisinin üzerinde %8.2 büyüyeceği yönünde. Eğer gerçekleşme tahminimiz doğrultusunda olursa 2010 yılında GSYH 2009’a göre %8.7 artmış olacak. Büyümenin 2011 yılında nasıl olacağı konusunda ise öncelikle yakın zamanlı aktivite göstergelerinin geçen sene 4. çeyrekte yakalanan kuvvetli momentumu sürdürdüğünü söylemeliyiz. Öte yandan, Merkez Bankası’nın agresif parasal sıkılaşma politkası, Japonya’da meydana gelen deprem ve Avrupa’daki borç krizi büyümeye aşağı yönlüü risk ihtiva ediyor. Yine Perşembe günü Şubat ayı dış ticaret dengesi açıklanacak. Aylık dış ticaret açığının 6.7 milyar dolat ile piyasa beklentisi olan 7.2 milyar doların altında gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Bu da dış ticaret açığının geçen seneye göre %91 genişlemesine karşılık geliyor ve bir önceki ay meydana gelen %89’luk genişlemeye paralel dış ticaret dngesi bozulmanın sürdüğü gösteriyor. Bu hafta açıklanacak diğer veriler arasında, Cuma günü açıklanacak, Mart ayı Istanbul enflasyonu, öncü ihracat rakamları ve PMI endeksi bulunuyor. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.