ĐSPANYA DÖNEM BAŞKANLIĞI DEĞERLENDĐRĐLĐYOR Đspanya, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini 1 Temmuz 2010 itibariyle Belçika’ya devretti. Bu görevi dördüncü kez üstlenen Đspanya (1989, 1995, 2002, 2010), Lizbon Antlaşması’nın 1 Aralık 2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi sonucu uygulamaya konan Üçlü Başkanlık sisteminin de (Đspanya – Belçika – Macaristan) ilk halkası olarak görev yaptı. Lizbon Antlaşması’nın uygulanması, Avrupa’yı içine alan ekonomik krizin ileriye dönük hedeflerle aşılması, Avrupa Birliği’nin küresel arenadaki konumunun güçlendirilmesi ve AB vatandaşlarına yönelik politikaların derinleştirilmesi hedefleriyle yola çıkan Đspanyollar, Türkiye’nin müzakerelerine hız kazandırmayı amaçladıklarını da sık sık dile getirmişlerdi. Đspanya Başbakanı José Luis Rodríguez Zapatero, Dönem Başkanlığı’nı değerlendirdiği açıklamasında, başkanlıkları süresince Lizbon Antlaşması’nın uygulanmasına öncelik verdiklerini dile getirdi. Özellikle AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevlerinin benimsenmesi için kolaylaştırıcı bir rol üstlendiklerini, Birlik içinde yeni anayasadan gelen dengelerin sağlanmasını hedeflediklerini vurguladı. Ekonomik krize yönelik olarak ise, hem kısa dönemli kararları orta ve uzun vadeli hedeflere uygun olacak şekilde uygulamaya çalıştıklarını, hem de diğer üye devletlerin ve Birlik’in yardımıyla Avrupa’nın krizle başa çıkması için önemli adımlar attıklarını sözlerine ekledi. Zapatero, Başkanlık dönemleri boyunca yaptıkları zirvelerden -özellikle Latin ve Orta Amerika ile düzenlenen zirveler- çok olumlu sonuçlar elde ettiklerine de değinirken, kurumların ve üye devletlerin yardımlarıyla programlarını büyük ölçüde tamamladıklarını dile getirdi. Lizbon Antlaşması’nın uygulanması konusunda Belçika ve Macaristan ile de işbirliği yaptıklarını, Birlik tarihinde ilk defa 18 aylık bir program hazırladıklarını, ortak sembol belirlediklerini, hedefleri kendi aralarında sürdürülebilir şekilde oluşturduklarını sözlerine ekleyen Başbakan, Avrupa Birliği’nin anayasal dönüşümünde oynadıkları rolden duyduğu memnuniyeti ve süreci desteklemeye devam edeceklerini de vurguladı. Đspanya’nın Dönem Başkanlığı süresince tek Hükümetler Arası Zirve’yi Türkiye ile düzenlemesi, Türkiye’nin adaylık sürecine ve konumuna verdiği önemin bir göstergesi olarak algılandı. Madrid’de ikincisi düzenlenen Zirve ve Zapatero ile Erdoğan’ın birlikte liderliğini yürüttüğü Medeniyetler Đttifakı Projesi, iki ülke arasında giderek iyileşen ilişkilerin önemli göstergeleri olmaya devam ediyor. Başlangıçta müzakerelerde dört başlık açmak istediklerini de dile getiren Đspanyollar, süreçte karşılıklı yavaşlama yaşanması nedeniyle dönemlerini bir başlık -Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası- açarak tamamladı. Başlığın açılması için gösterdikleri çaba Türk diplomatlar tarafından da takdir edilirken, bu olay sürecin ne denli tıkandığının bir kanıtı olarak algılandı. Müzakerelerin başından beri dile getirilen “dost ülke” argümanının geçersiz hale geldiği ve dönem başkanlığını üstlenen ülke ile Türkiye’nin ikili ilişkilerinin müzakere sürecine beklenenin üstünde pozitif bir etki yaratmadığı gözler önüne serildi. Ayrıca Đspanya Dönem Başkanlığı’na yönelik olarak Đktisadi Kalkınma Vakfı tarafından hazırlanan “From Đstanbul to Madrid towards Spanish Presidency” projesinin son iki ayağı olan konferans ve Đstanbul fotoğrafları sergisi 4 Mayıs 2010’da Madrid’de gerçekleştirildi. Katılımın çok yoğun olduğu konferansta Türkiye’nin üyelik müzakereleri ve bunun ötesindeki rolü ve konumu tartışılırken, Đspanyol üniversite öğrencileri tarafından Đstanbul’da çekilen fotoğraflar büyük beğeni topladı. Fotoğraflar, Madrid Büyükelçiliği tarafından çeşitli platformlarda sergilenmeye devam edecek.