Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları Gürkan ERTUĞRUL*, Sabri KALENCİ*, Dilek KALENCİ**, Gültekin TİBET* * İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği, ** İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı, İZMİR ÖZET Hipokolesteroleminin kanserlerle ilişkili olduğu pekçok kez bildirilmiştir. Yüzkırkbir akciğer kanserli hastanın serum total kolesterol, yüksek dansiteli protein (HDL) - kolesterol, düşük dansiteli protein (LDL)- kolesterol, çok düşük dansiteli protein (VLDL) - kolesterol ve trigliserid değerleri 30 yaş ve cins uyumlu sağlıklı kontrol ile karşılaştırıldı. Kanser grubu ile kontrol grubu total, HDL, VLDL kolesterol ve trigliserid ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı fark bulundu (169.33, 36.284, 25.794, 128.81 mg/dL; kontrol grubunun ise sırasıyla 213.43, 53.33, 34.80, 174.30 mg/dL p değerleri sırasıyla p< 0.001, p< 0.001, p< 0.02, p< 0.02). Büyük hücreli karsinomlu olguların total ve HDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur (p< 0.05). Adenokarsinomluların ise serum trigliserid ve VLDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur. Bulgularımızda serum kolesterol düzeyleri ile evreler arasında ilişki saptanmamıştır. ANAHTAR KELİMELER: Akciğer kanseri, kolesterol SUMMARY SERUM CHOLESTEROL AND LIPOPROTEIN DISORDERS IN LUNG CANCER PATIENTS Hypocholesterolemia has been associated with any cancer in various reports. Serum lipid disorders, including total cholesterol, HDL- cholesterol, LDL- cholesterol, VLDL- cholesterol and triglycerides, were investigated in 141 male patients with lung cancer and 30 age- and sex matched healthy controls. The cancer patients as a group demonstrated significantly lower total, HDL, VLDL- cholesterol and triglycerides as compared with the healthy controls (169.33, 36.284, 25.794, 128.81 mg/dL; healthy controls 213.43, 53.33, 34.80, 174.30 mg/dL; p< 0.001, p< 0.001, p< 0.02, p< 0.02). That mean serum total and HDL cholesterol levels were significantly lower in large-cell lung cancer patients than for healthy controls and the other histological types (p< 0.05). The mean VLDL cholesterol and triglycerides levels were significantly lower in adeno-cell lung cancer patients than for healthy controls and the other histological types (p< 0.05). Our findings is that there is no relationship between serum cholesterol levels and all stages. KEY WORDS: Lung cancer, cholesterol 178 Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183 Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları GİRİŞ Yakın zamana değin vücudumuzda kolesterol yapımı, transportu ve dağılımı aterosklerozdaki yönüyle incelenmekteydi. Ateroskelerozun gelişiminde büyük önemi olan kolesterol, hücresel yapıların bütünlüğünü sağladığından tüm memelilerin yaşamında çok önemli bir yeri vardır ve hem normal hem de tümöral dokuda hücre büyümesi ve bölünmesi için gereklidir (1). 1962’den günümüze yapılan çalışmalar tümör hücresinde kolesterol feedback mekanizmasındaki bir bozukluğun sadece primer tümör belirleyicisi rolü oynamamakla birlikte malign bir hastalıkta tetik çekici faktör görevi olabileceğini düşündürmektedir. Tümör hücresinin kolesterol gereksinimi çoğu tümör hücre tabakasında görülen kolesterol sentezindeki artışa rağmen yine de büyük miktarda endojen kolesterol tarafından karşılanır. Kolesterol sentezinde artışla beslenen tümör hücreleri kolesterol ihtiyaçlarını sadece endojen kolesterol senteziyle karşılayamaz ve organizmanın hayati işlevleri ve gelişimi için gerekli olan hücre dışı ortamdan kolesterolü alır ve kullanır (2). Yirminci yüzyılın ilk yarısında başlayan serum kolesterol düzeyleri ile iskemik kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen pek çok prospektif çalışması olmasına karşın, ilk kez 1974 yılında ilk altı çalışmanın ara sonuçları değerlendirilirken kolon kanserli erkeklerde serum kolesterol düzeyleri eşdeğerlerine göre düşük olarak saptanmıştır (3). Bitmiş veya halen devam etmekte olan diğer pek çok prospektif çalışmada serum kolesterol düzeyleri ile kanser riski ve kanserden ölüm riski arasında ters ilişki saptanmıştır (4-6). Yapılan çeşitli klinik çalışmalarda ise serum lipid ve lipoprotein değerlerinin kanser tanısında ve tedavinin etkinliğinin izlenmesinde kullanılabileceğine dair sonuçlar elde edilmiştir (6-11). Biz de çalışmamızda akciğer kanseri tipleri ile serum lipid ve lipoprotein değerlerinin arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışırken, akciğer kanseri tanı ve evrelendirmesinde yardımcı olup olamayacağını araştırdık. GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmamıza Temmuz 1994-Haziran 1995 tarihleri arasında İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi’nde yatarak akciğer kanseri tanısı alan ve herhangi bir tedavi uygulanmayan 141 erkek hasta ile 30 sağlıklı erkek kontrol grubu olarak Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183 alındı. Çalışmaya alınan gruptan 12 saat açlığı takiben kubital ven yolu ile en az 20 dakika oturur pozisyonda dinlendikten sonra ortalama 2 dakika turnike uygulaması esnasında antikoagülansız kan örnekleri alındı. Serum örnekleri bekletilmeden aynı gün içinde hastanemiz Coulter DACOS-XL (Coulter Electronics Ltd, Luton, Bedfordshire, İngiltere) otoanalizör cihazı ile ölçüldü. Total kolesterol ve trigliserid değerleri enzimatik metodla, HDL kolesterol presipite edici ajanla (dekstran sülfat 10 gr/L, magnezyum sülfat 1 mol/L karışımı) serum işleme geçirildikten sonra santrifüje edilip berrak kısımdan alınan örnek otoanalizörle ölçüldü. LDL ve VLDL kolesterol düzeyleri “Fridewald” formülüne göre hesaplandı (12). Tüm hastalar; fizik muayene, standart posteroanteriyor (PA) ve lateral akciğer grafileri, rijid ve fiberoptik bronkoskopi, toraks bilgisayarlı tomografisi ve tüm batın ultrasonografisinden oluşan bir protokol ile evrelendirildi. Hastalardan evreleme için ihtiyaç duyulduğu takdirde diğer tanı metodlarından faydalanıldı. Bu çalışmaya hipertroidi, hipotroidi veya kanser kaşeksisi olan, Karnofsky performansı %50’nin altında ve antikanser terapisi alan hastalar alınmadı. Hastalar histolojik ve sitolojik olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün 1982 (WHO II) klasifikasyonuna göre, klinik ve cerrahi sonrası patolojik evreleme ise 1986 TNM sınıflandırması ile yapıldı. Yalnız küçük hücreli karsinomlu olgular tüm olguların istatistiksel değerlendirmesinde kolaylık olabilmesi için Sınırlı hastalı Evre IIIB, yaygın hastalı ise Evre IV gruplarında gösterilmiştir. Tüm sonuçlar Ege Üniversitesi Bilgisayar Araştırma Uygulama Merkezi İstatiksel Danışma Bölümü’nde Minitab Release 5.1 programı ile yapıldı. P değeri 0.05’den küçük olduğunda değerler arasında istatistiksel anlamlı fark olduğu kabul edildi. Değerler ortalama + SD olarak gösterilmiştir. SONUÇLAR Temmuz 1994-Haziran 1995 tarihleri arasında İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi’nde yatarak akciğer kanseri tanısı alan 141 erkek hastanın yaş ortalaması 61.262 ± 8.723 olup, kontrol grubununki ise 54.43 ± 9.69 idi. Yüzkırkbir akciğer kanseri olgusunun 4’ü hayat boyu sigara kullanmamış, geri kalan 137 olgu hastaneye yatış anına dek sigara kullanmaya devam etmişti (ort. 51.11 ± 28.80 paket yılı ve kontrol 10.37 ± 19.19). 179 Ertuğrul G, Kalenci S, Kalenci D, Tibet G. Olguların 17’si düzenli olarak alkol kullanmaktaydı. Hasta grubunun akciğer kanserine eşlik eden hastalıkları Tablo 1’de gösterilmiştir. Yüzkırkbir akciğer kanserli olgunun 4 tanesine yapılan incelemeler sonucunda operabl olarak değerlendirilerek cerrahi tedavi uygulanmış ve patolojik evreleme yapılmıştır. Olguların %20.57’si küçük hücreli karsinom (29/141), %75.89’u küçük hücreli olmayan karsinom (107/141) ve %3.55’i hücre tipi ayrımı yapılamayan karsinom (5/141) olarak histopatolojik tanı almıştı. Hastalar TNM sınıflandırmasına göre evrelendirildiğinde Evre I-II-IIIA %19.85 (28/141), Evre IIIB-IV %80.15 idi. Olgularımızda akciğer kanserinin en sık metastaz yaptığı saptanan sistemler karaciğer (%4.96) ve beyindi (%3.55). Kanser tiplerine göre tüm olguların serum kolesterol ve trigliserid değerleri Tablo 2’de gösterilmiştir. Akciğer kanserli olgular histolojik tiplerine göre kontrol grubu ile varyans analizi ile karşılaştırıldığında serum total kolesterol değerlerinde anlamlı düşüklük mevcuttu (p< 0.05). En düşük değer ise büyük hücreli karsinomlu saptanmıştır (147.25 ± 35.14, kontrol 213.43 mg/dL). Skuamöz hücreli karsinomlu ve büyük hücreli karsinomlu olguların serum kolesterol değerlerinin ortalaması ile küçük hücreli karsinomluların ortalama değeri arasında anlamlı düşüklük saptandı (p< 0.05). Serum trigliserid değerleri arasında ise anlamlı fark (p< 0.05) bulunmuş, en düşük değer ise adenokarsinomlu grupta saptanmıştır (107.38 ± 37.67, kontrol 174.27 ± 96.47 mg/dL). Kontrol grubu ile kanser hastalarının histolojik tip- lerine göre serum HDL kolesterol değerleri arasında varyans analizinde istatistiksel anlamlı fark bulundu (p< 0.05). En düşük serum HDL kolesterol ortalama değeri büyük hücreli karsinomlu olgularda saptandı (23.75 ± 4.19, kontrol 53.33 ± 11.94 mg/dL). Ayrıca bu değer küçük hücreli, skuamöz hücreli ve adenokarsinomlu olgularda bulunan değerden anlamlı düşüktü (p< 0.05) Kontrol ve hasta grubu serum LDL kolesterol ortalamaları sırasıyla 121.97 ± 46.8, 107.35 ± 32.72 mg/dL idi (p= 0.11). Kontrol ve kanser histolojik tiplerinin varyans analizinde gruplar arasında fark izlenmedi (p> 0.05). Ancak büyük hücreli karsinomlularda ortalama değer 92.75 ± 20.02 mg/dL olarak bulundu ve bu değer kontrol ve küçük hücreli karsinomlu olguların ortalama değerlerinden anlamlı düşüktü (p< 0.05). Kontrol ve hasta serum VLDL değerleri ortalaması sırasıyla 34.8 ± 19.25, 25.8 ± 11.6 mg/dL olup aralarında anlamlı fark mevcuttu (p< 0.02). Kontrol ve kanser histolojik tiplerine göre grupların varyans analizinde anlamlı fark bulundu (p< 0.05). En düşük değer ise 21.54 ± 7.5 mg/dL ile adenokarsinomlu olgularda izlendi. Tüm olgular evrelerine göre gruplandırıldığında Evre I ile diğer evreler arasında serum total ve HDL kolesterol değerleri arasında fark bulunmasına karşın bu istatistiksel anlamlı değildi. TARTIŞMA Plazma lipid ve lipoprotein değerleri, hem yaş, kalıtım, cinsiyet gibi entrensek faktörlerden, hem de diyet, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite, hastalık, sigara gibi değişebilen faktörlerden etkilenir (12). Yirminci Tablo 1. Akciğer kanserine eşlik eden hastalıklar. Eşlik eden hastalık yok %77.19 Hipertansiyon %5.26 Aterosklerotik kalp hastalığı %7.02 Geçirilmiş akciğer tüberkülozu %6.43 Diabetes mellitus %1.17 Kronik obstrüktif akciğer hastalığı %0.58 Hipertansiyon + Aterosklerotik kalp hastalığı %0.58 Hipertansiyon+ Geçirilmiş akciğer tüberkülozu %1.17 Aterosklerotik kalp hastalığı + Geçirilmiş akciğer tüberkülozu %0.58 180 Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183 Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları Tablo 2. Kontrol grubu ve kanser tiplerinde serum kolesterol ve trigliserid değerleri (mg/dL). Total Trigliserid HDL kolesterol LDL kolesterol VLDL kolesterol Kolesterol 1* 2* 3* 4* 5* Kontrol 213.43 174.27 53.33 121.97 34.80 n= 30 ± 47.14 ± 96.47 ± 11.94 ± 46.80 ± 19.25 KHAK 184.34 137.31 39.45 118.21 27.38 n= 29 ± 46.64 ± 55.48 ± 13.58 ± 39.31 ± 11.15 KHDAK 174.84 143.89 34.58 111.37 29.00 n= 19 ± 43.57 ± 96.85 ± 12.34 ± 28.00 ± 19.22 SHAK 164.42 123.58 36.14 103.42 24.76 n= 71 ± 39.24 ± 43.84 ± 10.81 ± 31.50 ± 8.72 ADK 164.69 107.38 37.31 105.85 21.54 n= 13 ± 35.14 ± 37.67 ± 8.90 ± 31.85 ± 7.50 BHAK 147.25 154.00 23.75 92.75 30.75 n= 4 ± 35.14 ± 95.07 ± 4.19 ± 20.02 ± 19.36 TAYK 160.60 132.00 33.80 100.60 26.20 n= 5 ± 39.57 ± 72.05 ± 9.18 ± 30.51 ± 14.38 KHAK: Küçük hücreli akciğer kanseri, KHDAK: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, SHAK: Skuamöz hücreli akciğer kanseri, ADK: Adenokarsinom, BHAK: Büyük hücreli akciğer kanseri, TAYK: Tip ayrımı yapılamayan kanser 1* Kontrol ve hasta serum total kolesterol değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.001), kontrol grubu ve kanser tipleri serum total kolesterol değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05). 2* Kontrol ve hasta serum trigliserid değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.02), kontrol grubu ve kanser tipleri serum trigliserid değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05). 3* Kontrol ve hasta serum HDL kolesterol değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.001), kontrol grubu ve kanser tipleri serum HDL kolesterol değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05). 4* Kontrol ve hasta serum LDL kolesterol değerleri arasında aritmetik düşüklük vardır (p> 0.05), kontrol grubu ve kanser tipleri serum LDL kolesterol değerleri arasında anlamlı fark yoktur. 5* Kontrol ve hasta serum VLDL kolesterol değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.02), kontrol grubu ve kanser tipleri serum VLDL kolesterol değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05). 6* Kontrol ve hasta serum HDL/Total-HDL kolesterol oranı değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.02). yüzyılın ilk yarısında başlayan serum kolesterol düzeyleri ile iskemik kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen pek çok prospektif çalışması olmasına karşın, ilk kez 1974 yılında ilk altı çalışmanın ara sonuçları değerlendirilirken kolon kanserli erkeklerde serum kolesterol düzeyleri eşdeğerlerine göre düşük olarak saptanmıştır (3). 1949’da başlayan ve halen devam etmekte olan Framingham Çalışmasında 1981 yılına dek 691 kanser olgusu değerlendirmeye alınmış ve ön sonuçlara göre serum kolesterol düzeyleri ile kolon ve diğer sistem kanserlerinin insidansı arasında yalnızca erkeklerde ters ilişki saptanmıştır. Düşük serum kolesterol grubundaki erkeklerde kolon kanseri riski yüksek düzeyli gruba Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183 göre 3 kat fazla olduğu bildirilmektedir (13). ABD’de yapılan MRFIT çalışmasında sonuçlar kanserden ölümden iki yıl önce serum kolesterol düzeylerinde düşme olduğunu göstermiştir. Serum kolesterol düzeyleri ile kanserden ölüm riski arasında belirgin ters ilişki saptanmasına karşın, akciğer kanseri dışında diğer kanser tiplerinde erkeklerde kanserden ölüm riskinde artış saptanmamıştır. Düşük kolesterol düzeyli grupta (< 182 mg/dL) akciğer kanserinden ölüm riski 5.84 kat fazla bulunmuştur. Lipid Araştırma Klinikleri Programı Mortalite İzleme Çalışmasında erkeklerde kanser mortalitesi ile serum total ve LDL kolesterol değerleri arasında ters ilişki mevcut bulunmuştur. HDL kolesterol ise sade- 181 Ertuğrul G, Kalenci S, Kalenci D, Tibet G. ce jinekolojik kanserlerden (özelikle meme kanseri) ölüm riski ile pozitif ilişkili bulunmuştur (5). İsveç’te yapılan bir prospektif çalışmada koroner kalp hastalığından ölüm riski serum kolesterol düzeyleri ile pozitif ilişkili iken (p< 0.001), total kanser insidansı ve kanser mortalitesi negatif ilişkili bulunmuştur (p< 0.001) (14). Bitmiş veya halen devam etmekte olan diğer pek çok prospektif çalışmanın sonuçlarının Law ve arkadaşları tarafından yapılan meta analizine göre kanser ve kanserden ölüm riski düşük serum kolesterol düzeylerinde artmakta, ancak koroner kalp hastalığı riski nedeniyle düşürülen yüksek serum kolesterol düzeyli olgularda hemorajik serebrovasküler hastalıktan ölüm riskinden artıştan başka risk artışı saptanmamıştır (15). Dessi ve arkadaşları tarafından çeşitli laboratuvar koşullarındaki modellerde normal ve neoplastik hücre proliferasyonu sırasında hem prolifere olan dokuda hem de kanda kolesterol metabolizması incelemişlerdir. Hücre büyümesi ile özellikle büyüyen dokuda kolesterol içeriğinde, ester kolesterolde belirgin artış ve plazma kompartmanında HDL kolesterolde belirgin düşüş saptamışlardır. Bununda massif sellüler büyüme esnasında hücrede aşırı kolesterol kullanımı ve depolanması sonucu hücreden HDL’ye kolesterol veriminin azaldığını ve plazma kompartmanında HDL kolesterolün düştüğünü düşünmektedirler. Cerrahi piyeslerden insan normal ve tümöral akciğer dokusunda kolesterol dağılımı incelendiğinde tüm tümör dokularından alınan örneklerde total kolesterol miktarı normal akciğer dokusuna göre 3 kat fazla yüksek bulunmuştur. Bu artış özellikle ester kolesterolde olup, buna ılımlı ancak istatistiksel anlamlı serbest kolesterol yüksekliği eşlik etmiştir. Bu ise serbest/ester kolesterol oranında tam tersi bir değişikliğe yol açmıştır (16). İlk kez Ho ve arkadaşları AML’li olgularda periferik mononükleer hücrelerde reseptör aktivitesine bağlı LDL kolesterol alımı ve yıkım artışını göstermişlerdir. Mononükleer hücrelerin LDL katabolizmasında bu değişiklik HMG Koa redüktazın artmış aktivitesi ve hücrelerin kolesterol içeriğinin azalması ile ilişkilidir (8). Daha sonra LDL reseptör aktivitesindeki artış benzer hastaların kemik iliği hücrelerinde de gözlenmiştir (9). Budd ve arkadaşları çalışmasında periferik mononükleer hücrelerde, İyot 125 ile işaretlenmiş LDL yıkımında artış, hastaların başvuru anında total, LDL ve HDL kolesterol ortalama plazma konsantrasyonları yaş ve cinsiyet benzer grup- 182 tan düşük bulunmuştur. Hastalar remisyonda iken total ve LDL kolesterol değerlerinde anlamlı artış saptanmıştır. HDL kolesterol değerleri değişmemiştir. Hastalarda relaps geliştiğinde total, LDL kolesterol değerleri başlangıçtaki değerlere geri dönmüştür. Bunun da LDL kolesterolün hastalığın aktivitesinin bir göstergesi olabileceği bildirilmektedir (8). Meme kanserli hastalarda yaşça eşdeğer sağlıklı kadınlarla karşılaştırıldığında serum trigliserid ve VLDL kolesterol düzeyleri anlamlı artmış ve HDL kolesterol düzeyleri anlamlı düşük bulundu. Evre IV hastalarda evre I hastalara göre serum trigliserid ve VLDL kolesterol anlamlı yükseklik, LDL ve HDL kolesterolde düşüklük gösterilmiştir (10). Alexopoulos ve arkadaşları 103 kanserli hasta ile kontrol grubu karşılaştırıldığında serum total, ester ve LDL kolesterol, akciğer kanserlilerde kontrol grubuna göre ester kolesterol pre β ve α serum lipoprotein düzeyleri, hematolojik malignitelerde serum total, ester ve LDL kolesterol değerleri anlamlı düşük bulunmuştur (6). Tip tayini yapılan 86 akciğer kanserli hastada serum HDL kolesterol düzeyleri anlamlı düşük bulunmuş, ancak bu düşmenin HDL3 subfraksiyonunda olduğu, akciğer kanserli hastalarda serum HDL2 subfraksiyonunda tam tersi ufak bir yükselme olduğu saptanmıştır. Total, LDL kolesterol ve TG düzeylerinde değişiklik bulunmamıştır. Evre ve histolojik tipler ile serum kolesterol düzeyleri arasında ilişki saptanmamıştır (1). Umeki’nin çalışmasında 43 Evre III ve IV akciğer kanseri olgusunda total kolesterol ve HDL kolesterol değerleri sağlıklı kontrol grubuna göre anlamlı düşük bulunmuştur (22). Çalışmamıza hastanemizde yatarak ilk kez akciğer kanseri tanısı alan 141 erkek hasta alındı. Histolojik olarak olguların %20.57’si küçük hücreli karsinom, %75.89’u küçük hücreli dışı karsinom ve %3.55’ı indiferan karsinomdu. Evrelerine göre olguların %2.13 evre I, %4.26 evre II, %71.64 evre III ve %21.99 evre IV idi. Kanserli olgularımızın serum total, HDL, LDL, VLDL kolesterol, trigliserid değerleri ortalaması sırasıyla; 169.33, 36.284, 107.35, 25.794, 128.81; kontrol grubunun ise sırasıyla 213.43, 53.33, 121.97, 34.80, 174.30 mg/dL bulundu. Bu değerlerin istatistiksel analizinde ise kanser grubu ile kontrol grubu total, HDL, VLDL ve trigliserid ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı fark bulundu (p değerleri sırasıyla p< 0.001, p< 0.001, p< 0.02, p< 0.02). Bulunan değerlerden to- Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183 Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları tal ve HDL kolesterol değerleri literatür ile uyumlu bulundu (1,16,22). Kontrol grubu ile akciğer kanseri histolojik tipleri Kruskal Wallis varyans analizi ile değerlendirildiğinde serum total, HDL, VLDL kolesterol ve trigliserid değerleri arasında istatistiksel anlamı p< 0.05 olan fark saptanmıştır (Tablo 2). Büyük hücreli karsinomlu olguların total ve HDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur (p< 0.05). Adenokarsinomluların ise serum trigliserid ve VLDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur. Akciğer kanserinin histolojik tiplerinin ve çeşitli evreleri arasında gözlenen bu anlamlı sonuçlara literatürde rastlanmamıştır (1,16,22). Akciğer kanserinin ilk evrelerinden sonra progressif gidişi ve günümüzdeki tedavi yöntemleri ile istenilen ölçüde başarı sağlanamadığı gözönüne alınırsa, insanlarda karsinogenezisin ve malign hücre transformasyonunun önlenmesinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Yeni çalışmalar, diyetle beta karoten, vit E, vit C ve selenyumun yeterli miktarlarda alımının akciğer kanserinin riskini azaltabileceğini göstermektedir. Ayrıca çeşitli kanser tiplerinde etkin kemoterapi programlarının uygulanması esnasında serum lipid değerlerinde değişiklikler olduğu da bildirilmektedir. Ancak serum kolesterol düzeyindeki düşüşün kanserin nedeni mi sonucu olduğu henüz belirlenememiştir. Bizim çalışmamızın sonuçları tüm akciğer kanseri olgularında evreden bağımsız olarak tanı anında serum total, HDL, VLDL kolesterol ve trigliserid değerleri kontrol grubundan düşük olduğunu göstermiştir. Düşüncemiz akciğer kanseri şüphesi olan olgularda ancak çok çeşitli faktörlere bağlı olarak değerleri değişen düşük serum kolesterol ve lipoprotein değerlerinin dikkat çekici olduğu ve tümör belirleyiciler gibi tanıda yardımcı olabileceği yönündedir. Serum kolesterol değerlerinin akciğer kanserinin etyolojisindeki, etkin tedavisi sırasındaki değişiklikleri ve kolesterol inhibisyonu ile adjuvan tedavideki yeri hakkında daha ileri çalışmalara gerek olduğu kanaatindeyiz. KAYNAKLAR 1. Dessi S, Batetta B, Pulisci D. Altered pattern of lipid metabolism in patients with lung cancer. Oncology 1992;49:436-41. 3. Rose G, Blacburn H, Keys A. Colon cancer and blood cholesterol. Lancet 1974;1:181-3. 4. Law MR, Thompson SG. Low serum cholesterol and the risk of cancer: An analysis of the published prospective studies. Cancer Causes and Control 1991;2:253-61. 5. Sherwin RW,Wentworth DN, Cutler JA. Serum cholesterol levels and cancer mortalıty in 361662 men screened for the Multiple Risk Factor İntervention Trial. JAMA 1987;257:943-8. 6. Alexopoulos CG, Blatsios B, Avgerinos A. Serum lipids and lipoprotein disorders in cancer patients. Cancer 1987;60:3065-70. 7. Winawer SJ, Flehinger BJ, Buchalter J. Declining serum cholesterol levels prior to diagnosis of colon cancer. JAMA 1990;263:2083-5. 8. Budd D, Ginsberg H. Hypocholesterolemia and acute Myelogenous Leukemia.Association between disease activity and plasma LDL cholesterol concentrations. Cancer 1986;58:1361-5. 9. Vitols S, Gharton G, Bjorkholm M, Peterson C. Hypocholesterolemia in malignancy due to elevated low-density lipoprotein-receptor activity in tumour cells:Evidence from studies in patients with leukaemia. Lancet 1985;2(8465):1150-4. 10. Kokoğlu E, Karaarslan I, Karaarslan HM, Baloğlu H. Alterations of serum lipids and lipoproteins in breast cancer. Cancer Lett 1994;2:175-8. 11. Rudling MJ, Stahle L, Peterson CO, Skoog L. Content of low density lipoprotein receptors in breast cancer tissue related to survival of patients. BMJ 1986;292;580-2. 12. Thompson GR. Hiperlipidemi el kitabı. Tamuğur E. çev ed. London: Current Science; 1989. 13. Williams RR, Sorlie PD, Feinleib M. Cancer incidence by levels of cholesterol. JAMA 1981;245:247-52. 14. Tornberg SA, Holm LE, Carstensen JM, Eklund GA. Cancer incidence and cancer mortality in relation to serum cholesterol. J Natl Cancer Inst 1989;81:1917-21. 15. Law MR, Thompson SG, Wald NJ. Assessing possible hazards of reducing serum cholesterol. BMJ 1994;308: 373-9. 16. Goodman MT, Kolonel LN, Yoshizawa, Hankin JH. The effect of dietary cholesterol and fat on the risk of lung cancer in Hawaii. Am J Epidemiol 1988;131:468-82. 17. Umeki S. Decreases in serum cholesterol levels in advanced lung cancer. Respiration 1993;60:178-81. Yazışma Adresi Gürkan ERTUĞRUL 1391 Sok. No: 1/1 D: 2 Alsancak/İZMİR 2. Buchwald H. Cholesterol inhibition, cancer, and chemotherapy. Lancet 1992;339:1154-6. Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183 183