Dünya`dan vergi haberleri Güneş Helvacı Serkan Meral Avusturya

advertisement
Dünya’dan vergi haberleri
Güneş Helvacı
Serkan Meral
Avusturya
2010 yılı vergi değişiklikleri
Avusturya Maliye Bakanlığı 10 Mart tarihinde 2010 Vergi Değişiklikleri Kanunu’nun (VDK) ilk taslağını
yayınladı. Kanunda yer alan değişikliklerden bir tanesi düşük vergilemeye tabi tutulan yurtdışı iştiraklerin
Avusturya’daki ana şirket ile birleşmesinin doğuracağı vergi yüküne ilişkindir.
Yürürlükteki Avusturya vergi kanunları uyarınca yabancı bir iştirakten elde edilen gelirler vergiden istisnadır.
(En az % 10 oranında hissenin Avusturya mukimi bir firma tarafından en az 1 sene boyunca elde tutulmuş
olması şartıyla) Fakat iştirakin pasif nitelikli gelir elde etmesi ve düşük vergi yüküne sahip olması halinde,
istisna hükmü yerine mahsup sistemi uygulanmaktadır.
Yurtdışı iştiraklerden elde edilecek temettü gelirinin stopaja tabi tutulmasından kaçınmak, Avusturya mukimi
ana şirketin yurtdışı iştirak ile birleşmesi durumunda sağlanabilmektedir. Bu durumda temettü dağıtımı söz
konusu olamayacağından, dağıtılan kar payı vergisi olarak Avusturya’daki şirkete aktarılabilmektedir.
Ancak yeni düzenleme ile yurtdışı iştirakin pasif nitelikli gelir elde etmesi ve düşük vergi yüküne sahip olması
durumunda, birleşme sonrasında dağıtılabilir tüm kazancın dağıtılmış olduğu kabul edilecek ve Avusturya’da
vergilendirilebilecektir. (Yurtdışında ödenen vergiler indirim konusu yapılabilecektir.)
Banka gizliliği ve mükelleflere yeni çareler
Avusturya her zaman katı banka gizliliği kurallarına sahip bir ülke olarak tanınmış olup, yakın bir zamana
kadar Avusturya yetkilileri sadece diğer ülkede cezai soruşturmanın başlamış olması durumunda, bu diğer
ülkedeki yetkili makamlar için banka hesapları hakkında bilgi topluyor ve onlara bilgi sağlıyordu. Bilgi değişimi
konusundaki tutumunun sonucu olarak, Avusturya OECD model anlaşmalarının 26. maddesine çekince
koymuştu.
Avusturya’nın veri koruma konusundaki yüksek standartları ve bilgi değişimi konusundaki kısıtlayıcı yaklaşımı
OECD ve Almanya başta olmak üzere OECD’ye üye ülkelerden birkaç tanesi tarafından eleştiri konusu
yapılmaktaydı.
Sonunda Avusturya banka gizliliği konusundaki kurallarda değişiklik yapmayı, OECD model anlaşmasının 26.
Maddesine koymuş olduğu çekinceyi kaldırmayı, OECD 26. Maddede yer alan kurallara benzeyen bilgi
değişimi kurallarını yürürlüğe koymayı ve mevcut çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarını değiştirmeyi
kabul etmiştir.
Avusturya 4 bilgi değişimi anlaşmasını (Andorra, Gibraltar, Monaco, St. Vincent ve Grenadinler) ve 11 çifte
vergilendirmeyi önleme anlaşmasını (Bahreyn, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Hollanda, İsviçre,
Lüksemburg, Meksika, Norveç, San Marino ve Singapur) OECD model anlaşması 26. maddede yer alan
hükümlere uygun olarak sonlandırmıştır.
Yeni Kanun
Avusturya ayrıca uluslararası idari yardım konusunda Administrative Assistance Accomplishment Act (ADG)
adı altında bir yasa da çıkarmıştır. Kanun bilgi değişimi konusunda Avusturya otoritelerinin karşısına
çıkabilecek olaylar için hukuki bir çerçeve oluşturmaktadır. ADG tek başına Avusturya otoritelerine bilgi
değişimi yetkisi vermemekte olup, bir çifte vergilendirmeyi önleme ya da bilgi değişimi anlaşması ile birlikte
çalışmaktadır.
Avusturya’nın çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarına uygulamış olduğu ilk set değişiklikler (Birleşik Krallık
ve Hollanda ile birlikte) 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, birçok değişikliğin 1 Ocak
2011’den önce yürürlüğe girmeyecek olması nedeniyle 2011’den önce ADG çerçevesindeki bilgi değişiminin
genişletilmesi beklenmemektedir.
Yeni Çözümler
ADG’nin bilgi değişimine ilişkin yasal koruması özellikle -bütün idari konularda son merci olan- Anayasa
Mahkemesi ve Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilen yurtdışında bulunan mükellefler tarafından
önem taşımaktadır. Yüksek mahkemelerce alınan kararlar genelde mükellefin yararına olmamakla birlikte,
mükellef sonucu temyize taşısa bile yine de bankanın bilgi sağlama zorunluluğunun olması yüzünden banka
bilgi değişimine ilişkin açılan davaların birçoğu manasız olmaktadır.
Yeni yasa uyarınca, mükellef kendisine ait bilginin talep edildiği konusunda bilgilendirilmeli ve mahkemenin
ihtiyati tedbir kararı açıklanana kadar talebe herhangi bir cevap verilmemelidir. İhtiyati tedbir talebinin
reddedilmesi durumunda, bilgi sağlanabilir ve mahkeme daha sonra bilgi değişiminin hukuka aykırı
olmadığına karar verebilir. Bu noktada verilecek kararın mükellefe herhangi bir yararı bulunmadığı için, ihtiyati
tedbir kararı alabilmek önemlidir. İhtiyati tedbir kararının alınabilmesi durumunda, mahkeme son kararını
verene kadar bilgi sağlanamayacaktır. Temyiz öncesi dava süreci 4 yıla kadar zaman alabildiği için, ihtiyati
tedbir kararı mükellefe strateji belirleyebilmesi için oldukça önemli bir zaman kazandırmaktadır.
ADG’nin yürürlüğe koyulmuş olmasına rağmen Avusturya banka gizlilik kuralları bilgi değişiminde önemli bir
yer tutmaktadır. Fakat OECD model anlaşması 26. maddesi altında yer alan bilgi değişimi hükümleri arttıkça,
bilgi taleplerinin de artacağı ve mükelleflerin daha fazla temyize başvurmak zorunda kalacakları varsayılabilir.
Portekiz
Ekonomik önlemler paketi
Portekiz hükümeti, büyük şirketler için kurumlar vergisi artışı ile KDV artışını içeren revize edilmiş tasarruf
paketini 13 Mayıs tarihinde açıkladı.
Medyada yer alan haberlere göre, KDV oranı % 20’den % 21’e çıkarılırken (ilk teklif edilen oran % 22 idi),
yıllık 2 milyon Euro’dan daha fazla kazanan kurumlar için kurumlar vergisi 2,5 puan daha yükseltilerek % 27,5
olarak uygulanacaktır. Ayrıca yüksek mevkide bulunan devlet memurlarının maaşlarında da % 5 oranında
kesintiye gidilecektir.
Financial Times’da yer alan habere göre tasarruf paketi henüz parlamento tarafından resmi olarak
onaylanmamış olmasına rağmen Socrates’in azınlık sosyalist hükümeti ile muhalif merkez sağ Sosyal
Demokrat Partisi arasında gerçekleştirilen görüşmeler parlamentonun desteğini güven altına almış
durumdadır.
İspanya
İspanya başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero tarafından 12 Mayıs tarihinde açıklanan tasarruf paketi
2010 senesinde kamu sektörü maaşlarında % 5 oranında kesintiye gitmeyi (Bakanlar için % 15 oranında),
2011 senesinde ise bu tutarları sabit tutmayı hedefliyor. Bunlar dışında doğum sonrası verilen 2.500 Euro
tutarındaki yardım kaldırılacak olup, kamu yatırımları da 6 milyar Euro tutarında azaltılacaktır. 13 Mayıs
tarihinde Independent’da yer alan habere göre ise, Zapatero sadece İspanya’nın en zengin mükelleflerine
uygulanacak bir vergi artışının sinyallerini vermiş olsa da, henüz bu konuda resmi bir açıklama yapılmamıştır.
Malta
Değişiklikler uluslararası vergi kurallarını geliştiriyor
Malta parlamentosu ülkenin AB içindeki pozisyonunu güçlendirecek olan değişiklikleri 16 Nisan tarihinde
onayladı. Önemli değişiklikler aşağıda açıklanmaktadır.
İştirak Kazancı İstisnasının Uzatılması
Malta iştirak kazancı istisnası hükümlerince, kanunda belirtilen şartları yerine getiren, Malta dışında mukim
sermaye holdinglerinden elde edilen temettü gelirleri ve değer artış kazançları vergiden istisnadır.
Değişikliklerden önce, sermaye holdingleri hissedarın oy, dağıtılmaya hazır kazançlar ve tasfiye esnasında
artan varlıkların hepsinde birden hak sahibi olması durumunda iştirak kazancı istisnasından
yararlanabiliyordu. Değişiklikler sadece iki kriterin karşılanmasını yeterli görerek, istisnanın uygulamasını
genişletmiştir.
Yukarıda yer alan değişiklikler 1 Ocak 2009 ve sonrasında başlayan tahakkuk yılları için geçerlidir.
Vergi Matrahında Artırım
1 Ocak 2009’dan itibaren geçerli olmak koşuluyla meskenini ve/veya ikametgâhını Malta’ya transfer eden
kişiler ile AB şirket birleşme talimatları (2005/56/EC) çerçevesinde gerçekleştirilen birleşme sonucu ortaya
çıkan şirketlerin, Malta açısından olumsuz vergilendirme sonucu yaratmadan Malta dışında yer alan
varlıklarının vergi matrahlarında artırım talep hakları olacaktır. Söz konusu kişilerin (şirketlerin) varlıklarını
meskenin/ikametgâhın transfer tarihinde (birleşmenin meydana geldiği tarihte) defter değerinden piyasa
değerine çekme hakları bulunmaktadır. Yeniden değerleme daha sonra varlıkların elden çıkarılması
durumunda ortaya çıkacak kazançların belirlenmesi amacıyla uygulanmaktadır. Artırım için başvuracak
kişilerin daha önce Malta’da mukim olmaması ya da ikamet etmemesi, birleşme durumunda ise varlıkların
daha önce Malta mukimi olan bir şirket tarafından elde edilmemesi gerekmektedir.
Diğer Hükümler
Derhal geçerli olmak üzere buluşlar için alınan patentler üzerinden elde edilen royalti ve benzeri gelirler,
öngörülen diğer koşullara uymak üzere, Malta gelir vergisinden istisna tutulacaktır.
Derhal geçerli olmak üzere, normalde Malta mukimi olmayıp Malta’da gerçekleştirdikleri iş ve görevler
neticesinde ya da bu iş ve görevlerle ilgili olarak yurtdışında geçirdikleri herhangi bir dönem için ücret alan
kişilerin aldıkları ücretten % 15 oranında sabit vergi kesintisi yapılabilir. Hükmün hangi şartlarda
uygulanacağına dair açıklama daha sonra yapılacaktır.
Çek Cumhuriyeti
Mahkeme mükelleflerin kredi faizlerini indirebileceklerine karar verdi
Çek Yüksek İdare Mahkemesi, mükelleflerin temettü ve diğer sermaye kazanç dağıtımlarının finanse
edilmesinde kullandıkları kredilere ilişkin faiz giderlerini indirmeye hakları olduğuna karar verdi. Daha önceden
Maliye Bakanlığı bu tip faiz giderlerinin ticari kazancın elde edilmesi ya da idame edilmesi ile ilgili olmadığını
öne sürerek indirim olarak dikkate alınamayacağını savunuyordu.
Mahkeme, anonim şirketlerin hissedarlara yapılacak temettü ödemeleri için gerekli likiditeyi şirkette tutmak
gibi bir zorunluluğu olmadığını bu yüzden de şirketin kaynaklarının başka yerlerde de kullanılabileceğini
savunmuştur (yatırımlar ya da faaliyet giderlerini karşılamak için). Temettü ödemelerini karşılamak için kendi
kaynaklarını ya da yabancı kaynakları (kredi gibi) kullanmak anonim şirketin vereceği bir karardır.
Bir şirketin daha sonra gerçekleştireceği temettü ödemeleri için gelirini muhafaza etmesi durumunda,
yatırımlarını ya da faaliyetlerini finanse etmek için yabancı kaynaklara başvurması gerekebilir. Şirketin
planlanan harcamadan vazgeçmemesi durumunda bu durum ek gider yaratıp (özellikle kredi faizi biçiminde),
beklenen gelirleri düşürecektir. Hâlbuki şirketin daha sonra dağıtacağı temettüler için kredi kullanmaya karar
vermesi durumunda, temettü dağıtımı için ayrılan kaynaklar ticari kazancın elde edilmesi ya da idame
edilmesi ile ilgili olan yatırım ya da faaliyetleri finanse etmek için kullanılabilecektir.
Mahkeme, ikinci stratejiyi seçen şirketlerin birinciyi seçenlere göre daha olumsuz bir vergi uygulamasıyla karşı
karşıya kalmaması gerektiğini savunmuştur. Bir diğer deyişle, yatırımları ya da faaliyetleri finanse etmek için
kullanılan kredilerin faizlerinin indirilebilir olup, temettü ödemelerini finanse etmek için kullanılan kredi
faizlerinin indirilememesinin herhangi bir nedeni yoktur. Bu yüzden temettü ödemelerini finanse etmek için
kullanılan kredi faizlerinin ve bu kredi ile ilgili diğer giderlerin ticari kazanç ile doğrudan bağlantılı oldukları ve
bu yüzden vergi hesabında indirim olarak dikkate alınmaları gerektiği savunulabilir. Her halükarda, temettü
ödemeleri hissedarların şirkete yatırım yapmaları konusunda bir motivasyon kaynağı olup, bu kaynaklar
olmadan şirketin faaliyetine devam etmesi mümkün olmayacaktır.
Destekleyici kanıt olarak da mahkeme İsrail, Polonya ve Avusturya mahkemeleri tarafından verilen benzer
kararlara atıfta bulunmuştur.
Download