Sayı Konu :2017 /2616 : KDV Hakkında Basın Bildirisi 27.07.2017 “Bursa SMMM Odası Başkanı Ahmet Hikmet SÖNMEZ Maliye Bakanlığı’nca yapılması düşünülen Katma Değer Vergisi Reformu Hakkında Açıklamalarda Bulundu.” Katma Değer Vergisi Uygulaması Hakkında Basın Bildirisi Türkiye’de adil gelir dağılımı, işletmecinin üzerindeki vergi baskısı, baskı bir yana Gelir üzerinden vergi almanın siyasi sonuçları da vardır. Dolayısıyla kolay olan harcama üzerinden vergi almaktır. Vergi toplama sistemleri üzerindeki tolerans tanımayan uygulamalar, vergi mükelleflerini kayıt dışı yollara başvurmaya itmektedir. Bunun sonucunda usulsüz uygulamaların tamamı olmasa da büyük bir kısmını tetiklenmekte ve bu durum vergi idaresini, gelir üzerine kurulan sistemi yavaşça terk edip harcama üzerinden vergi alınmasına itmektedir. Anayasanın 73.maddesi; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.” Demektedir. 1 Çağımızda ticaret şekil değişmiştir. Klasik ticaretin karşısında küresel sermaye, sanal para, plastik para ve e-ticaret yer almıştır. Bu yeni ticareti vergi sistemlerinin kavraması çağa ayak uydurması zorunlu bir hal almıştır. Aynı zamanda dünyada sürekli gelişen iletişim ve küreselleşme, ticaretin sınırının kalmadığını, tüm dünya ülkelerinin aynı dili konuşabilecek şekilde hareket etmesi gerektiğini göstermektedir. Bu durum karşısında ya kökten bir vergi reformu gerekecek ya da vergi otoriteleri elini taşın altına koyup dış dünyada ticaretin nasıl işlediği ile az da olsa ilgilenecektir. Bazı sektörlerde ödeme vadeleri 2 yıl uzarken katma değer vergisi tahsil vadesinin 2 gün olması, idarenin iş hayatından ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Türkiye’de çoğunlukla harcama üzerinden vergi alınması sistemi tüm dünyada olduğu gibi 1980’lerin ortasında ortaya çıkmış ve 33 yıldır Katma Değer Vergisi adı ile bir kanun uygulanmaktadır. Bu kanun üzerinde revizyon, tebliğ ve yönetmelikler aracılığı ile yüzlerce kez değişiklik yapılmış sonunda gelinen ortamda köklü bir reforma ihtiyaç duyulduğu herkes tarafından kabul görmüştür. Öyle ki, Maliye bakanı Naci Ağbal, 20 Temmuz 2017 tarihinde yaptığı bir açıklamada, “KDV’nin Türkiye için doğru bir vergilendirme sistemi tercihi olduğuna dikkat çekmiş ancak, uygulamadaki sorunlar dolayısıyla 1985 yılında uygulamaya alınmasından bu yana sistemde birçok değişiklik yapılarak tüketimi vergilendiren bir sistemden üretim ve yatırımları vergilendiren bir sisteme dönüştüğünü belirtmiştir. 2 Böyle olunca yine tüm sorun vergi mükelleflerinden kaynaklanıyormuşçasına, idarenin mükelleflere yüklenmeye devam etmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası olarak Katma Değer Vergisi mevzuatında yapılacak reformda aşağıdaki hususlara dikkat edilerek çağa ve yaşam standartlarına uygun bir revizyon yapılması konusunu yüksek önemle bildiririz: • Lüks tüketim sınıfına giren mal ve hizmetlerin yeniden tanımlanarak bazılarının lüks olmaktan çıkarılması ve/veya KDV oranlarının yeniden belirlenmesi gerekmektedir. • KDV devlet adına nihai tüketiciden alınan bir vergidir. Uygulamada görüyoruz ki bu devlet adına alınan verginin ancak beşte biri tahsil edilebiliyor. Bu paranın tahsili için adım atılmalıdır. • Konut, beyaz eşya vb. teslimlerde uygulanan geçici KDV oranı indirimleri kalıcı hale getirilmelidir. • Çiftçinin mazotundan %18 KDV alınırken yatlarda KDV oranının sıfırlanması gibi birbirine karşı uygulamalar tekrar şekillenmeli, Türkiye’ nin turizme ihtiyacı olduğu kadar tarıma da ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. • Temel gıda maddelerinin kapsamının genişletilmesi gerekmekte, yiyecek ve içeceklerden alınan %8 KDV oranının düşülmesi gerekmektedir. • Vergi kaçakçılığının önüne matrah artırımları ile geçmek yerine vergi oranlarının düşürülmesi ve tahsilat politikalarının hafifletilmesi gerekmektedir. • ÖTV’ye tabi mal alışlarında ÖTV üzerinden KDV alınmasına son verilmelidir. • İthalata dayalı ekonomik sistemi teşvik ederken ithalatta alınan KDV oranları yeniden gözden geçirilmeli, en azından gıda ve giyim ürünlerinde KDV oranı düşürülmelidir. • Örneğin gelişmiş ülkelerde KDV fiyatlarda yer almıyor. Etiketlerde KDV hariç fiyatlar yazıyor. Kasaya gittiğinizde vergi şu kadar deniliyor. Yani tüketici ödediği vergiyi biliyor. Bizde de vergi bilincini oluşturma adına bu uygulamaya geçilebilir. • Diğer serbest mesleklerde olduğu gibi mesleğimiz topluma bilgi üreten değer katan bir meslek grubudur. Muhasebe meslek mensuplarının mali iş ve işlemlerinde uyguladıkları ücretlerde KDV oranı % 8 olmalı ya da tevkifat uygulamasına geçilerek meslektaşlarımızın üzerindeki KDV yükü kaldırılmalıdır. • KDV’de nihai tüketicinin otokontrolü (fiş alması) mutlaka sağlanmalıdır. • İhracat gibi ülke gelirlerine katkı yapan iş ve işlemlerde KDV iade sürecinin kolaylaştırılması gerekmektedir. • KDV oranlarında genel bir indirime gidilmesi, ihracat işlemlerinde KDV iade sürecinin hızlandırılması tamamen üreten ve ihracat odaklı mükelleflere kolaylık sağlanması amacıyla talep edilmektedir. Aksine aşırı tüketim ve ithalatı destekleyen bir uygulama kabul 3 edilemeyeceği gibi dünyadaki rekabet karşısında mücadele eden firma sahiplerinin bürokratik işlemlerle boğulmasına müsaade edilmemelidir. Tüm bu sorunlar ve çözüm önerileri ışığında Türkiye’de diğer vergi türlerinde olduğu gibi Katma Değer Vergisi’nde de uygulama birliğinin sağlanması, insan hayatını etkileyen veya kolaylaştıran, kamuya yarar sağlayan her türlü mal ve hizmet tesliminde KDV oranlarının düşürülerek sistemin uygulanabilir, çağdaş ve vatandaş odaklı bir yapıya bürünmesi sağlanmalıdır. Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası olarak her türlü çözüm çalışmasında destek vereceğimizi, bu ve bunun gibi konuların takipçisi olacağımızı bildirir, saygılarımızı sunarız. Ahmet Hikmet SÖNMEZ BAŞKAN 4