SEVR BUGÜN UYGULANIYOR Kuvayi Milliye Dergisi, Mayıs-Haziran 2002 Yıldırım Koç Emperyalizmin Sevr’i hortlatma niyetini ciddiye almam, önemli bir devletin büyükelçilik müsteşarının Ankara’daki resmi ikametgahının duvarında 1996 kışında bir Sevr haritasını asılı görmemden sonra başladı. Son aylarda Türkiye’ye gelen birçok yabancının çantasından Sevr haritasının çıkması boşuna değil. Zaten uygulanan senaryo da Sevr’den başka sonuç doğurmuyor. Sevr Antlaşması’nın 231. maddesine göre, Fransa, İngiltere ve İtalya’dan birer temsilciden bir Maliye Komisyonu oluşturulacaktır. 232. maddeye göre, Osmanlı Devleti’nin bütçesi önce bu Maliye Komisyonu’na sunulacak, uygun görüldükten sonra Osmanlı Meclisi’ne iletilecektir. Sevr’in 233. maddesine göre, Türkiye’de piyasaya para sürümünü bu Maliye Komisyonu düzenleyecektir. 234. maddeye göre, Maliye Komisyonu’nun izni olmadıkça Osmanlı Devleti iç ve dış borçlanmaya gidemeyecektir. 236. maddeye göre, Türkiye’nin Osmanlı Devlet Borcunun (Düyun-u Umumiye) faiz ve anapara ödemelerinin güvencesi olarak ayrılmış gelirler dışındaki tüm kaynakları Maliye Komisyonu’nun buyruğu altına konacaktır. Hükümetlerin IMF ile ilişkileri bundan farklı mı? Peki, IMF kim? IMF’nin adını sürekli olarak koymak gerekli. IMF, emperyalizmdir. Sevr’de Osmanlı’nın karşısında olan güçler, bugün IMF’yi yönetmektedir. IMF yönetim kurulunda Avrupa Birliği’nin oy oranı yüzde 29,88, ABD’nin oy oranı yüzde 17,36’dır. IMF bugün fiilen Sevr Antlaşması’ndaki Maliye Komisyonu’dur. IMF onayı olmadan Meclis’e bütçe sunulabiliyor mu? Hükümet istediği kadar para basabiliyor mu; yoksa, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı adına ve Türkiye’ye giren yabancı para kadar para basılacak taahhüdüne bağlı olarak, para sürümünü IMF istediği gibi kontrol edebiliyor mu? IMF’nin denetimi dışında borçlanma yapılabiliyor mu? Türkiye Cumhuriyeti bütçesinde harcamalar kalemi, bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelinde Meclisimizin özgür iradesiyle mi belirleniyor, yoksa IMF dayatmalarıyla mı, yani Sevr Antlaşmasını Osmanlı’ya dayatanlarca mı? Ne yazık ki bugün Sevr Antlaşması’nın bu hükümleri yürürlüktedir. Bağımsızlık ve ulusal egemenlik bayrağını yükseltmekten daha önemli bir görev olabilir mi?