DENGE ARAYIŞINDAKİ DÜNYA Bir kilo et için 15 bin 400 litre su Yazan: DANIELLE NIERENBERG ve EVE ANDREWS Dünyadaki kuruluşlar insanların kendi diyetlerini seçmelerine yardımcı olmak için kılavuzlar geliştirdiler ve geliştiriyorlar. Çünkü tabaklarımıza koymayı tercih ettiğimiz şeylerin insanlar ve ekosistem üzerinde küresel bir etkisi olduğuna dair bilinci artırmak, her ülkeye uygun adımların atılmasını gerektiriyor. Yiyeceklerimizi sadece besleyici değerlerini ve tatlarını dikkate alarak değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurarak seçmek zorunda olsak ne olacağını hayal edin. İyi haber şu ki, bu sorunlar birbirleri ile bağlantılı: en sağlıklı ve en besleyici gıda maddeleri gezegenin kaynakları üzerinde en az olumsuz etkiye sahip gıdalar olma özelliğine de sahipler. Aşırı et tüketimi olan bir diyeti ele alalım: bu diyet; yağ ve kolesterol açısından zengindir ve obezite, diyabet ve kardiyovasküler bozukluklar gibi sorunlara yol açabilir. Barilla Center for Food & Nutrition (BCFN) tarafından yapılan çalışmaların da gösterdiği gibi, bu çevre üzerinde ciddi etkileri olan bir diyettir; çünkü sadece bir kilo et üretmek için 15 bin 400 litre su gerekiyor. Kaynakların azaldığı bir dünyada sorgulanması gereken bir üretim türü kuşkusuz. Dünyadaki bitki çeşitliliği tehlike altında – gezegenin genetik kaynaklarının %75'i yok olma tehlikesi ile karşı karşıya ve kalanların üçte birinin de 2050 yılına kadar yok olması bekleniyor. Farklı meyve ve sebzeleri tüketmek hem insan sağlığı hem de çevre sağlığı açısından avantajlı olabilir. Doğal meyveler, © Barilla Gıda A.Ş Bu PDF Barilla Gıda E-Bülteninde yayınlanan makaleler için düzenlenmiştir. sebzeler, tahıllar ve bakliyatlar tüketmek, toprak kalitesinin artmasını sağlayabilir, su kaynaklarını ve biyo çeşitliliği koruyabilir. Dünyada yemek yiyenlerin sağlıklı, güvenli ve düşük etkili gıdalar tercih etmelerine yardımcı olarak sağlık ve çevresel sürdürülebilirlik arasında bağlantı kuran organizasyonlar ve girişimler mevcut. Örneğin BCFN; organizasyonun Çift Piramidi aracılığıyla, yemek yiyenlerin gıda tercihlerinin etkilerini fark etmelerine yardımcı oluyor. Piramit, daha sık tüketilmesi gereken gıda maddelerinin aynı zamanda çevre üzerinde en düşük etkiye sahip gıda maddeleri olduğunun altını çizerek tüketicilerin hem daha sağlıklı bir diyet uygulamalarına hem de çevresel açıdan sürdürülebilir gıda maddelerini tercih etmelerine yardımcı oluyor. Kırmızı et ya da işlenmiş gıda maddeleri gibi tüketicilerin daha az yemeleri gereken gıda maddeleri aynı zamanda çevre üzerinde en büyük etkiye sahip gıda maddeleri de. BCFN'ye göre, sağlıklı beslenmek sadece kişisel sağlık açısından değil, gezegenin sağlığı açısından da yararlı. 2009 yılında, İngiltere Sürdürülebilir Geliştirme Komisyonu hem sağlık hem de çevre açısından en büyük avantajları sağlayan diyetlerin et ve süt ürünlerinin azaltıldığı ve yağ ve şeker açısından fazla zengin gıdaların tüketilmediği diyetler olduğunu saptayan bir rapor yayınladı. Benzer şekilde İngiltere Gıda Standartları Kurumu, dengeli bir diyeti gösterecek şekilde beş bölüme ayrılan Eatwell Plate'i (İyi Beslenme Tablosu) tasarladı. Bu tabloda en büyük bölümü meyveler, sebzeler ve tahıllar oluşturuyor. Et, balık, yumurta, fasulye, süt ürünler ve yağ ya da şekerce zengin gıda maddelerinin ise, küçük porsiyonlar halinde alınması öneriliyor. Tüm dünyada ulusal gıda tüzükleri, daha düşük ekolojik etkiye sahip gıda maddelerinin daha çok ve çevresel bozulmaya katkı sağlayan gıda maddelerinin daha az tüketildiği diyetler geliştirilmesini teşvik ediyorlar. Polonya'daki gıda piramidi tüketicilere her gün neleri daha çok ya da daha az tüketmeleri gerektiğini göstermek için fotoğraflar kullanıyor. Bu piramitte daha çok tahıl ve sınırlı bir miktarda et ve balık tüketilmesi ifade ediliyor. Çin'de ise insanlar yüksek miktarda tatlı patates, bakliyat ve soya fasulyesi tüketilmesini ve sınırlı miktarda tuz ve yağ alınmasını öneren Gıda Pagoda'sına uymaları için teşvik ediliyor. Japonya'da döner bir grafik, sağlıklı gıda maddeleri tercihlerini ön plana çıkarıyor. Bu grafik, meyve ve süt ürünlerinden çok tahıl, meyve ve balık tüketilmesini öneriyor. Bu grafikte egzersiz önerileri ve ara öğün ve içecek seçenekleri de yer alıyor. Bazı ülkelerde ise devletler yerel kültürlerdeki geleneklere göre yemek yemenin sağlık ve çevre açısından avantajlarını fark etmeye başladılar. Toplumların yüzlerce -hatta binlerce- yıl boyunca hayatta kalmalarını sağlayan geleneksel diyetler, genellikle yerel olarak bulunabilen çeşitli ürünler, bakliyatlar ve tam tahılları kapsıyor. Latin Amerika'da ulusal gıda tüzükleri; yerel, geleneksel ve sağlıklı gıda maddelerine odaklanmaya başladı. Arjantin'de insanlar “her tür ve renkte sebze ve meyve” tüketmeye teşvik ediliyor. Ekvator'da ulusal tüzükler her bir kentte bulunan yerel gıda maddelerine uygun şekilde düzenlendi. Meksika'da önerilen diyet Yerli, İspanyol ve Afrika kültüründen gelen etkilerin bir karışımı ve ülke nüfusunun birbirinden farklı geçmişlerini yansıtıyor. Araştırma kurumları ve sivil toplum örgütleri de sürdürülebilir beslenme çalışmalarına katkı sağlamak için işbirliği yapmaya başladılar. Yeni Zelanda'da, Otago Üniversitesi'nin 2012 yılındaki Burden of Disease Epidemiology, Equity and Cost-Effectiveness (Salgın Hastalıklar Bilimi Yükü, Eşitlik ve Maliyet Verimliliği, BODE3) Programı daha az sera gazı emisyonuna neden olan gıda maddelerinden oluşan bir diyetin, kardiyovasküler hastalık oranlarının düşmesi ile bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Çevre üzerinde daha az etki yaratan bir diyetin avantajları arasında, diğer birçok avantajın yanı sıra et kaynaklı daha az doymuş yağ, daha az sodyum alımı ve daha fazla potasyum alımı yer alıyor. Küresel © Barilla Gıda A.Ş Bu PDF Barilla Gıda E-Bülteninde yayınlanan makaleler için düzenlenmiştir. Çevre İmkanı BM Çevre Programı (UNEP) "Biyo-çeşitliliği Korumayı Sürdürme ve Gelişmiş Beslenme ve Sağlık için Sürdürülebilir Kullanım" adı verilen, Gıda ve Tarım Örgütü ve Bioversity International tarafından koordine edilen ve Brezilya, Kenya, Sri Lanka ve Türkiye'de uygulanacak olan bir projeyi destekliyor. Proje; araştırma, politika ve bilinçlendirme aracılığıyla ulusal bazda beslenme ve sağlık kalitesini artıracak bir araç olarak tarımda biyo çeşitlilik kullanımını artırmayı hedefliyor. Daniel ve Nina Carasso Vakfı ise sürdürülebilir, sağlıklı diyet kılavuzları geliştirmeye yönelik çalışan araştırmacılara her yıl ödül veriyor. Ödülü 2012 yılında kariyerini ekolojik anlamda sorumluluk bilincine sahip tarım ve beslenme konusuna adayan, Bioversity International'da çalışan bir bilim insanı olan Jessica Fanzo aldı. Bu çabalar sayesinde, devletler ve organizasyonlar tüm dünyada nüfuslarına sağlıklı beslenme alışkanlıkları konusunda eğitim vermeye çalışıyor. Dünya nüfusu artmaya devam ettiği için, doğru beslenme ve çevresel sürdürülebilirlik hayati önem taşır hale geliyor. BCFN danışmanlarından biri olan Danielle Nierenberg FoodTank'in ortak kurucusudur: Food Think Tank Eve Andrews'in araştırma görevlisi olarak görev yaptığı kurumdur. 2009-2012 yılları arasında, Worldwatch Enstitüsü'nün ev sahipliği yaptığı Nourishing the Planet (Gezegeni Beslemek) projesinin direktörüydü. © Barilla Gıda A.Ş Bu PDF Barilla Gıda E-Bülteninde yayınlanan makaleler için düzenlenmiştir.