SOVYETLER BIRLIĞI SONRASI BALTIK ÜLKELERI, EKONOMIK YAPISI, AVRUPA’YA ENTEGRASYONU VE TÜRKIYE İLE İLIŞKILERI BALTIC COUNTRIES AFTER SOUTH AFRICA, ECONOMIC STRUCTURE, INTEGRATION TO EUROPE AND RELATIONSHIP WITH TURKEY ÖZET: Baltık Ülkeleri adını coğrafi bölgeden almaktadır. Beraber anılmaları aynı tarihi kaderi paylaşmalarından kaynaklanmaktadır. Baltık ülkeleri olarak adlandırılan bu ülkeler, Baltık Denizi’nin doğu kıyısında yer almaktadır. Bu ülkeler tarihte Prusya, Danimarka, İsveç, Polonya ve son olarak da Sovyetler Birliği’nin egemenliklerinde kalmıştır. Eski Sovyetler Birliği içinde sadece Baltık Cumhuriyetleri modern devlet deneyim ve anlayışı yaşamışlardır. Coğrafi konum olarak Kuzey Avrupa ülkelerine yakın olmasından dolayı Avrupa kültür ve değerlerine entegre olmada zorluk çekmemişlerdir. Türkiye ile Baltık ülkeleri arasında toplam ticaret hacmi 1,5 milyar dolar civarındadır. Bölge ülkeleri ile Türkiye arasındaki başlıca ticaret kalemlerini; tekstil, motorlu kara taşıtları, ağaç ürünleri ve azotlu gübreler oluşturmaktadır. Son zamanlarda Türkiye’yi ziyaret eden Baltık ülkelerinden gelen turist sayılarında artışlar gözlemlenmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Baltık Ülkeleri; Sovyetler Birliği; Türkiye ABSTRACT: The Baltic States is named after the geographical region. Together they share the same historical destiny. These countries, called the Baltic States, are located on the eastern shore of the Baltic Sea. These countries have historically remained under the sovereignty of Prussia, Denmark, Sweden, Poland and finally the Soviet Union. In the former Soviet Union only the Baltic republics experienced modern state experience and understanding. Because of their geographical proximity to northern European countries, they have not had difficulty in integrating into European culture and values. The total trade volume between Turkey and the Baltic states is around $ 1.5 billion. Main trade items between the countries of the region and Turkey; Textile, motor vehicles, wood products and nitrogenous fertilizers. There have been recent increases in tourist numbers from Baltic countries visiting Turkey. KEYWORDS: Baltic States; The Soviet Union; Turkey. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 53 1. Baltık Ülkeleri Kimliği Baltık ülkeleri olarak bilinen bu ülkelerin beraber anılmalarının en büyük nedeni ortak tarihi kaderi paylaşmalarından kaynaklanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyetler Birliği işgali altına girmeleri ve yine Sovyetlerden yakın tarihlerde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ortak kaderi desteklemektedir. Yine bu üç ülke aynı düşmanlarla savaşıp hayatta kalma mücadelesi vermişlerdir. Özellikle 18. yüzyılda Çarlık Rusya’sının zulmü, birinci Dünya Savaşı sonrası bağımsızlık mücadeleleri ve sonrasında Sovyet işgali bu ülkelerin ortak kaderi sayılmaktadır. Tarihi açıdan bu ortak kaderler, ülkelerin Baltık ülkeleri olarak beraber anılmasında en büyük etken olmaktadır. Yine üç ülkenin aynı bölgede ve Baltık Denizine kıyısı olması “Baltık” adını ön plana çıkarmaktadır. Ortak tarihi kaderi paylaşan bu ülkelerin aynı zamanda birbirinden çok farklı özellikleri de bulunmaktadır. En önemli farklı özellikleri ise konuştukları dil ve dil grubu yer almaktadır. Yine kültürleri, gelenek ve görenekleri, sosyal, psikolojik ve toplum yapılarında da farklılıklar görülmektedir. Günümüzde Baltık Ülkelerini Estonya, Letonya ve Litvanya oluşturmaktadır. Baltık Denizi’ne kıyısı bulunan diğer ülkelere ise genel olarak İskandinav ülkeleri denilmektedir. Bu üç ülkenin toplam yüz ölçümü 175 bin kilometre kareyi bulmaktadır. Tarihsel açıdan birçok baskılar altında yaşasalar da kendilerine özgü kültürel miraslarını günümüze kadar taşımayı başarmışlardır. Ayrıca bu ülkelerde Alman, Rus ve Polonya kültürlerine de rastla- Tablo 1. Baltık Ülkeleri Genel ve Ekonomik Göstergeleri Resmi Adı Başkenti Kuruluş Tarihi Nüfus Yüz ölçüm Dil Din Bağımsızlık Tarihi Para Birimi GSYİH1 KBDMG2 Enflasyon Oranı İşsizlik Oranı Estonya Letonya Litvanya Estonya Cumhuriyeti Tallin 02 Şubat 1920 1, 408 Bin 45, 226 km² Estonyaca % 16 Hristiyan % 75 Belirsiz 20 Ağustos 1991 Euro (1 ocak 2014 itibarıyla) 24,28 milyar USD (2013) 22,400 Dolar % 3,4 % 10,9 Letonya Cumhuriyeti Riga 18 Kasım 1918 2.165 Bin 64.489 Km2 Letonyaca % 35 Hristiyan, % 65 Belirsiz 21 Ağustos 1991 Euro (1 ocak 2014 itibarıyla) 30,38 milyar USD (2013) 19,100 Dolar % 0,2 % 9,8 Litvanya Cumhuriyeti Vilnius 16 Şubat 1918 2.871 Bin ( 2016 tahmini) 65.300 Km2 litvanca Katolik % 77, Ortodoks %4 01 Mart 1990 Euro (1 ocak 2014 itibarıyla) 41,24 milyar USD (2015) Kaynak: T. C. Dış İşleri Bakanlığı, DEİK, TÜİK derleme 1 Gayri Safi Yurt İçi Hasıla 2 Kişi Başına Düşen Milli Gelir Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 54 14,172 Dolar % 1,6 % 8,1 mak mümkündür. Günlük hayatta yabancı dil olarak Rusça ve Lehçe dilleri konuşulsa da, İngilizce daha yaygın şekilde kullanılmaktadır. Baltık ülkeleri için turizm önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Sahip oldukları tabii ve tarihi güzellikler önemli turizm potansiyeli oluşturmakla beraber yabancı ziyaretçiler açısından çekici hale gelmektedir. Estonya 1500 kadar ada ve adacığa sahiptir. Bu ülkelerin güzel sahil şeritleri turistler için gözde tatil ve dinlenme merkezi oluşturmaktadır. 2. Giriş Baltık ülkeleri tarihte Prusya, Danimarka, İsveç, Polonya ve son olarak da Sovyetler Birliği’nin egemenliklerinde kalmıştır. Sadece 1920 – 1939 yılları arasında bağımsız olarak yaşasalar da bağımsızlıkları pek fazla uzun sürmemiştir. Ağustos 1939 yılında Almanya ile Sovyetler Birliği arasında yapılan anlaşma neticesinde bu ülkeler Sovyetler Birliğine bağlanmıştır. 21 Temmuz 1940 tarihinde Sovyetler Birliği içinde cumhuriyet statüsü kazanmışlardır. Her ne kadar Sovyetler Birliğine bağlansa da bu ülkelerde Sovyet karşıtlığı hiçbir zaman sona ermemiştir. Sovyetler Birliği’nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov’un uygulamaya koyduğu perestroyka (yeniden yapılanma) ve Glasnost (açıklık ve şeffaflık) politikaları ters etki yaparak Sovyet karşıtlığını daha da körüklemiştir. 1985 yılı sonrası sözde basın ve yayın özgürlüğünün sağlanması Sovyet karşıtı düşünce ve söylemlerin artmasında etkili olmuştur. Avrupa ülkelerindeki sosyal ve ekonomik ilerlemeler, 1989 yılında Baltık Ülkelerinin ekonomik bağımsızlıklarını ilan etmelerine zemin hazırlamıştır. 1991 yılındaki Sovyet darbesinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla bu ülkeler bağımsızlıklarına kolay şekilde kavuşmuştur1. Eski Sovyetler Birliği içinde sadece Baltık Cumhuriyetleri modern devlet deneyim ve anlayışı yaşamışlardır. 1 Yrd. Doç. Dr. Emine AKÇADAĞ ALAGÖZ www.bilgesam.org/incele/792/-baltik-ulkeleri-ve-bati-ile-entegrasyon/ Coğrafi konum olarak Kuzey Avrupa ülkelerine yakın olmasından dolayı Avrupa kültür ve değerlerine entegre olmada ciddi zorluk çekmemişlerdir. Fakat bağımsızlıklarının ilk yıllarında batı toplumuna entegre olmada bir takım sorunlar yaşasa da bu sorunlar kısa sürede atlatılmıştır. Bu sorunlara değinilecek olunursa; birincisi, bağımsızlıklarının ilk yıllarında Sovyet askeri gücünün bu topraklarda varlığı. Sovyet gücün varlığı bu ülkelerin uluslararası arenalarda yerlerini almasını zorlaştırmış ve tehdit unsuru oluşturmuştur. 1998 yılında Sovyet askeri birliklerin bu topraklardan tamamen çekilmesiyle yeni dönem başlamıştır. İkincisi, toprak ve sınır sorunlarıdır. Bu sorunun çözümü için üç ülke sınırlarının 1920 yılındaki gibi olmasını talep etmiş, fakat ülke sınırları Sovyet yönetiminin daha önce belirlediği şekilde çizilmiştir. Üçüncüsü, enerji kaynakları bakımından oldukça fakir olan bu ülkelere Rusya Federasyonu’nun enerji ve enerji kaynaklarını baskı unsuru olarak kullanmasıdır. 3.Baltık Ülkeleri Ekonomisi 2016 yılı TradeMap verilerine göre Estonya’nın toplam dış ticaret hacmi yaklaşık 29 milyar ABD doları olarak geçekleşmiştir. Bu dönem içinde 13,2 milyar dolar ihracat gerçekleşirken, ithalat ise yaklaşık 15 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Estonya 2016 yılında yaklaşık 1,8 milyar dolar dış açık vermiştir. Sovyetler Birliği döneminde Estonya, ekonomik ve halkın refahı açısından en zengin cumhuriyetler arasında yer almıştır. Geçiş döneminde kişi başına düşen milli gelirde az da olsa azalma görülse de günümüzde yaklaşık 23 bin ABD doları ile eski Sovyetler Birliği ülkeleri içinde en yüksek durumdadır. Diğer Baltık ülkeleri olan Letonya ve Litvanya’da kişi başına düşen milli gelir Estonya’ya göre biraz daha az olsa da diğer bağımsız eski Sovyet ülkelerine nazaran yüksek durumdadır. Estonya’nın dış ticaret ortaklarını yakın komşu ülkeleri olan İsveç, Finlandiya, Rusya Federasyonu, Letonya, Litvanya ve Almanya oluşturmaktadır. Başlıca ihraç kalemleri arasında makine ve ekipmanlar, ahşap, metal, mobilya, araç ve yedek parçaları yer almaktadır. İthalat kalemlerini ise; makine ve ekipmanları, mineral yakıtlar, kimyasallar, gıda, tekstil ve plastik ürünler yer almaktadır. Letonya’nın dış ticaret ortaklarını genel olarak bölge ve komşu ülkeleri olan başta Rusya Federasyonu olmak üzere Litvanya, Estonya, Almanya, Polonya ve İsveç oluşturmaktadır. Ülkenin ihracat kalemleri arasında gıda maddeleri, ahşap ve ürünleri, metal, makine ve teçhizatları yer almaktadır. Başlıca ithalat kalemleri arasında ise; makine ve parçaları, kimyasallar, yakıtlar ve araçlar bulunmaktadır. Litvanya’nın resmi istatistik kurumu olan Statistics Lithuania’nın açıkladığı verilere göre, 2016 yılında Litvanya’nın gerçekleştirdiği toplam ihracat 22,6 milyar dolar olurken, toplam ithalat ise 24,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülkenin yaklaşık dış ticaret açığı ise 2,1 milyar dolar olduğu belirlenmiştir. Litvanya’nın en önemli ticaret ortaklarını bölge ve komşu ülkeleri olan; Rusya Federasyonu, Letonya, Polonya, ve Almanya ilk sıralarda yer almaktadır. İhracatta ve ithalatta en önemli kalemleri makineler, tıbbi cihazlar, elektrik donanımlar, mineral ve kimyasal ürünler oluşturmaktadır. 4. Baltık Ülkelerinin Batı Ülkelerine Entegrasyonu Baltık ülkelerinin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla kurulan ve eski SSCB ülkelerinden oluşan Bağımsız Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 55 5. Türkiye Baltık Ülkeleri İlişkileri Devletler Topluluğu (BDT) içerisinde yer almayı reddetmesi ve BDT2 ülkeleri ile önemli ölçüde bağlantılarını sınırlandırması Batı Avrupa ülkeleri ile yakınlaşmasına zemin hazırlamıştır. Özellikle Baltık Denizi kıyılarındaki ülkelerle ilişkileri artırarak, Almanya ve Polonya’ya yakınlaşarak, Atlantik ittifakına girmek ve ABD ile yakınlaşmak en büyük çabalarını oluşturmaktadır. Bu ülkelerin girişim ve gayretleri NATO ve AB üyelikleri ciddi hedefleri arasında yer almaktadır. Fakat NATO’ya üye ülkelerin, Baltık ülkelerinin ittifaka üyeliği gerek finansal gerek stratejik açıdan kaygılar taşıdığı söz konusudur. Bu kaygıları finansal ve stratejik kaygılar olarak iki kısımda toplamak mümkündür. Reformların gerçekleştirilmesi için verilmesi gereken maddi destek AB bütçesini etkilemesi, finansal kaygı oluşturması söz konusudur. Stratejik kaygı ise, AB ülkelerinin Rusya Federasyonu ile ilişkilerin gerginleşmesine yol açabilme ihtimalinin olması olarak yorumlanabilir. 2000’li yıllara kadar Baltık ülkelerinin Batı’ya yakınlaşma çabaları sıkıntılı geçse de 2002 yılında diğer balkan ülkeleri olan Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya ile beraber Baltık ülkeleri de NATO’ya üyelik müzakerelerinin başlaması için davet edilmiştir. İki yıllık müzakere sürecinin tamamlanmasından sonra 2004 yılında Balkan ülkeleri ile birlikte NATO’ya üye olmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti hem Balkan Ülkelerini hem de Baltık Ülkelerinin NATO’ya dahil olmasını sürecin başından sonuna kadar desteklemiştir. Baltık ülkelerinin Avrupa Birliği’ne üyelik çabaları 1991 yılında kurulan diplomatik ilişkilerle başladığını söylemek mümkündür. 1994 yılında serbest ticaret anlaşması ve 1995 yılında ortaklık anlaşmaları imzalanmıştır. 1995 yılında Baltık ülkeleri Avrupa Birliğine üyelik talebinde bulunmuşlardır. Fakat bu ülkelerin üyelik şartlarını 1999 yılı Helsinki zirvesine kadar yerine getirmeleri istenmiştir. 2002 yılında AB komisyonunun birliğin genişlemesi adına aldığı kararla Baltık ülkeleri diğer Doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte 2004 yılında resmen Avrupa Birliği’ne üyelikleri kabul edilmiştir. Netice itibarıyla Rusya Federasyonu’nun bu ülkeler üzerinde stratejik ve psikolojik baskısı tamamen sona ermiştir. Kısacası Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine girmesi, Baltık ülkelerinin bağımsızlıklarına kavuşmasını hızlandırmıştır. Bu ülkeler ekonomik ve stratejik bakımdan doğru kararlar alarak Batı Avrupa ülkelerine yakınlaşma çabası göstermişlerdir. Sonuç olarak NATO ve AB üyelik hedef ve amaçlarına Rusya ile ciddi sıkıntı içine girmeden ulaşmışlardır. 2 Bağımsız Devletler Topluluğu Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 56 Türkiye ile Estonya arasında ilişkilerin temeli 1 Aralık 1924 tarihinde iki ülke arasında imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasına dayanmaktadır. Yaklaşık 51 yıl Sovyetler Birliği himayesinde kalan Estonya bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra 2 Ekim 1991 tarihinde Türkiye ile diplomatik ilişkiler tekrar başlamıştır. 2016 yılı verilerine göre iki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 408 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Estonya’ya, Türkiye’nin ihracat kalemlerinin en önemlileri arasında tekstil ve mensucat ürünleri, motorlu kara taşıtları, çeşitli makine ve cihazlar yer almaktadır. Türkiye’nin Estonya’dan ithalat kalemlerini başta demir ve çelik olmak üzere elektrikli makine ve cihazlar ve mücevheratlar oluşturmaktadır. Turizm açısından Türkiye, Estonya’nın birinci turizm destinasyonu konumunda yer almaktadır. 2016 TÜİK verilerine göre Estonya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı yaklaşık 36 bin olarak kayıtlara geçmiştir. Tarihi açıdan Estonya - Türkiye ilişkileri ise, 1877 – 1878 Osmanlı – Rus savaşında esir düşen Osmanlı askerleri Estonya’ya defnedilmiştir. Bu ülkede hayatlarını kaybedenler anısına 14 Kasım 2008 tarihinde Estonya’nın Rakvere şehrinde şehitlik anıtı açılmıştır. Böyle bir girişim iki ülke arasındaki dostluk ilişkisini pekiştirmiştir. Türkiye, Letonya Cumhuriyeti’ni ilk kez 1925 yılında tanımış yapılan dostluk anlaşmasıyla iki ülke arasındaki ilişkiler başlamıştır.1944 yılındaki Sovyet işgali ise Türkiye tarafından tanınmamıştır. Letonya’nın Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasından kısa süre sonra Ağustos 1991 yılında iki ülke arası diplomatik ilişkiler yeniden başlamıştır. 12 Temmuz 1994 tarihinde Letonya ile Türkiye arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşması yeniden imzalanmıştır. 2016 yılı verilerine göre Letonya ile Türkiye arasında toplam ticaret hacmi yaklaşık olarak 398 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin bu ülkeye başlıca ihracat kalemlerini otomotiv yedek parça, hazır giyim, mineral yağlar ve merkezi ısıtma kazanları oluşturmaktadır. Türkiye’nin bu ülkeden ithalat kalemlerini ise, hurda demir – çelik, canlı büyükbaş hayvanlar ve kaplamalı levhalar teşkil etmektedir. 2016 yılında Türkiye’yi yaklaşık 34 bin Letonyalı turist ziyaret etmiştir. İlk Türkiye ile Litvanya arasındaki ilişkiler 17 Eylül 1930 tarihinde imzalanan Dostluk Anlaşması ile başlamıştır. Sovyet işgaliyle iki ülke arasındaki ilişkiler Litvanya’nın bağımsızlığına kadar askıya alınmıştır. Litvanya’nın bağımsızlığını kazanmasının hemen sonrası 3 Eylül 1991 tarihinde diplomatik ilişkiler tekrar başlamıştır. 2016 yılı verileri itibarıyla Türkiye ile Litvanya arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 539 milyon ABD doları olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye’nin bu ülkeye belli başlı ihracat ürünlerini motorlu kara taşıtları, tekstil ürünleri ve kıymetli taşlar oluşturmaktadır. Bu ülkeden ithalat kalemlerinde ise madencilik ürünleri, azotlu gübreler ve dokunmamış mensucatlar yer almaktadır. Turizm açısından Litvanya vatandaşları en çok Türkiye’yi tercih etmektedir. 2016 yılı turizm verilerine göre Türkiye’yi 110 bin Litvanyalı turist ziyaret etmiştir. Litvanya’da yaklaşık 4 bin Tatar, bin kadar Azeri Türklerinden müteşekkil olan bir Müslüman topluluğu bulunmaktadır. Litvanya’nın Kaunas şehrinde 1 cami ve Vilnius, Kırk Tatar, Nemezis ve Rayziai şehir ve yerleşim yerlerinde birer mescit olmak üzere toplam 4 mescit bulunmaktadır. T. C. Diyanet işleri başkanlığı 1993 yılından itibaren bu ülkedeki Müslümanlara din hizmeti vermek amacıyla din görevlisi görevlendirmektedir. Ayrıca bu ülkede 400 civarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ikamet etmektedir. 6. Sonuç Yerine hacmini daha da artırmalıdır. Türkiye bu ülkeleri transit geçiş üssü oluşturarak İskandinav ülkelerine açılmalıdır. Yine Türkiye Baltık ülkelerinden daha fazla turistlerin ülkemizi ziyaret etmelerini sağlamalıdır. Kaynakça • • • • Baltık ülkelerinin bağımsızlık mücadelesi yaklaşık bir buçuk yıl sürmüştür. 1 Mart 1990 tarihinde Litvanya ile başlamış, 21 Ağustos 1991 tarihinde Letonya’nın bağımsızlığı ile sona ermiştir. Bu ülkelerin bağımsızlık mücadelesi diğer cumhuriyetlerin bağımsızlıklarına zemin hazırlamıştır. Yüzölçümü ve nüfus bakımından küçük olan bu ülkelerin sarf ettikleri çaba ve gayretler Sovyet baskılarına teslim olmamasının büyük emaresidir. Türkiye bu ülkelerle sadece dostluk anlaşmaları ile yetinmemelidir. Yaklaşık 1,5 milyar dolar olan ticaret • • • • • • • AKÇADAĞ ALAGÖZ, E. “Baltık Ülkeleri ve Batı ile Entegrasyon” www.bilgesam.org/incele/792/-baltik-ulkeleri-ve-bati-ile-entegrasyon/ DEİK, (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) (2011), “Litvanya Ülke Bülteni” DEMİR, E. (2015), “Avrupanın Hızla Gelişen Ekonomisi: Litvanya” Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi . 7(3) . 51-65 http:// iibfdergi.aksaray.edu.tr EKE, S. E., (2014), “Estonya Ülke Raporu”, İzmir Ticaret Odası EKE, S. E., (2014), “Letonya Ülke Raporu”, İzmir Ticaret Odası T. C. Vilnius Ticaret Müşavirliği T.C. Dış İşleri Bakanlığı Riga Büyükelçiliği TÜİK, “Türkiye İstatistik Kurumu” TULUN, T. E., (2016), “Baltık Ülkeleri: 25 Yıllık Başarı ve Endişe” Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM), Analiz No: 2016 / 10 https://emoji.com.tr/baltik-ulkeleri/ aa.com.tr/tr/dunya/rusya-nin-baltik-ulkeleri-uzerindeki-baskisi/512172 Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 57