Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi TÜRK-İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE ERZURUM Sempozyumu EL-HACCAC B. ’ILAT ( ) أ ج ط1: KABRİ ERZURUM’DA BULUNAN BİR SAHABÎ Prof. Dr. Rıza SAVAŞ∗ Elimizdeki İslam Tarihi kaynaklarında, Erzurum’a gelen ilk İslam orduları ve bu devirdeki Erzurum şehri ile ilgili bilgi yok denecek kadar azdır. Bu konularla ilgili mevcut kayıtlar da, farklı kaynaklarda çok dağınık halde bulunmaktadır. Bu güne kadar adı geçen dönemle ilgili yapılan araştırmaların eksik bıraktığı hususlarda yeni araştırmalar yapılmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin düzenlediği, “TÜRK İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE ERZURUM” başlıklı sempozyumun bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede bizim kendisinden bahsedeceğimiz, el-Haccac b. ’Ilat isimli sahabînin, Erzurum’la ilişkisi yaygın olarak bilinen bir husus olmadığı için bu sahabî ile ilgili rivayet ve kayıtların Erzurum Tarihi için önemli olduğu kanaatindeyim. Görebildiğim kadarıyla Erzurum Tarihi ile ilgili araştırmalarda da Haccac’dan hiç bahsedilmemiştir. Bu sebeple, konuyla ilgili bir tebliğ hazırlamak ve ilgililerin gündemine taşımak istedim. Halife b. Hayat, bu sahabinin ismini şöyle kaydetmektedir: “el-Haccac b. ‘Ilat b. Halid b. Süveyre b. Cesr b. Hilal b. ’Abd b. Zafer b. Sa’d b. ’Amr b. Temim b. Behz b. İmriülkays b. Bühse b. Süleym”2 1 ∗ 2 Haccac, Süleym oğullarına mensuptur. Bu kabile, Medine’nin güney doğusunda yaşayan ve orta Arabistan’ın nüfusunu teşkil eden önemli bir kabiledir. Toprakları hem Hicaz hem de Necd bölgesine yayılmıştı. Yaşamaya elverişli otlakları ve vahaları olan bu kabile topraklarında aynı zamanda altın, gümüş ve demir madenleri de çıkmaktaydı. Rebeze, Savarikiyye, Sufeyne gibi yerler, buranın önemli yerleşim merkezleri arasındadır. Haccac’ın, Süleym oğulları arasında Fur’ bölgesinde Buhran denilen yerde (Yakut el-Hamevî, Mu’cemü’l-Büldan, Beyrut, tarihsiz, I, 406) altın madenleri bulunan zengin bir insan olduğu ve İslam’ı kabul ettikten sonra onun buradaki Altın madeninden Hz. Peygamber’e ilk defa vergi ödediği rivayet edilmektedir. EK 1’de bu kabilenin Arap kabileleri arasındaki yerini gösteren bir şecere verilmiştir. (Bkz: İbn Asakir, Ali b. Hasan, Tarîhu Medineti Dımaşk, Beyrut 1995 (1.cilt), 2000 (80.cilt), XII, 107, 109; Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, İstanbul 1980, I, 262, 454, 500–503) D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Öğretim Üyesi Haife b. Hayat, Kitabü’t-Tabakat, Dımaşk 1966, I, 117. Haccac’ın soy ağacı bizim tercih ettiğimiz görüşe göre EK 2’de gösterilmiştir: İbn Asakir, Tarihu Dımaşk, II, 363, XII, 101; İbn Sa’d, Tabakat, IV, 269–271, V,16. Prof. Dr. Rıza SAVAŞ 500 Süleym oğullarından Haccac3, hicretin yedinci yılında İslam’a girer. O, Müslümanlığa girdikten sonra, Hz. Peygamber’e gelerek Mekke’de bulunan hanımı Safiyye (Ümmü Şeybe) bint Umeyr b. Haşim’in4 ve Mekke tacirlerinin5 yanında malı olduğunu, eğer bunlar Müslüman olduğunu duyarsa mallarını alamayacağını söyler. Hz. Peygamber, ona dilediği gibi konuşabileceğini söyleyerek izin verir. Mekke’ye giden Haccac, Hayber’de Müslümanların yenildiğini Muhammed’in esir düştüğünü ve Müslümanların Hayber’de satılacak mallarını almak için paraya ihtiyacı olduğunu söyler ve alacaklarını tahsil eder. Mallarını aldıktan sonra Haccac, Abbas b. Abdilmuttalip’le görüşür ve ona meselenin iç yüzünü anlatır. Daha sonra da Mekke’den ayrılıp Medine’ye gelen6 Haccac, oradan bir ev alır ve bir mescit yapıp Medine’ye yerleşir.7 3 Haccac’ın oğullarından Nasr ve Muarrıd, Raşid Halifeler devrinde değişik sebeplerle gündeme gelmiş ve tarihe geçmiş iki isimdir. Nasr, Hz.Ömer döneminde ismi gündeme gelen yakışıklı bir delikanlıdır. Hz.Ömer bir gece teftiş yaparken bir kadının şu şiiri okuduğunu duyar: "İçki bulup içmek için bir yol bulabilir miyim?, Ya da Nasr b.Haccac'la buluşabilir miyim?" 4 5 6 7 Hz. Ömer, Benu Suleym'den olan ve hakkında şiir söylenen bu genci huzuruna çağırır. Nasr'ın çok yakışıklı olduğunu gören Hz.Ömer, bu delikanlının kadınlarla yakınlığının olduğunu anlayınca kadınları yoldan çıkarabileceğini düşünerek onu Basra'ya sürgün eder. Nasr'ın annesi Hz.Ömer'e itiraz eder ve "Seninle Allah'ın huzurunda hesaplaşacağız. Sen oğullarınla beraber yaşarken, benimle oğlum arasında dağlar bulunmaktadır." der. Fakat Hz.Ömer, Nasr'ın Medine'ye dönmesine müsaade etmeyeceğini çünkü onun kadınlar için fitne unsuru olduğunu söyler. Bkz. Rıza Savaş, Raşid Halifeler Devrinde Kadın, İstanbul 1996, s. 51, 53–54. Muarrid ise Cemel savaşında ölen ve hakkında mersiyeler yazılan bir kimsedir. Bazı kaynaklar onu, Haccac’ın kardeşi olarak göstermektedir. Ancak biz, Muarrıd’i, Haccac’ın oğlu olarak veren kaynakların görüşünü benimsedik. Kaynaklar ittifakla Muarrid’in Cemel Savaşında öldürüldüğünü söylemektedir. Bkz. Et-Taberî, Tarih, III, 17; IV, 545 Vakidî’ye göre Safiyye, 1. Akabe bey’atından sonra Hz. Peygamber’in, Müslüman olan Medinelilere Kur’an öğretmek için gönderdiği Mus’ab b. Umeyr el-Abdi’nin kız kardeşidir. Bkz. Vakıdî, Meğazî, Beyrut 1965-1966, II, 702; Mus’ab b. Abdillah b. Mus’ab ez-Zübeyrî, Kitabu Nesebi Kureyş, Kahire 1982, s. 254. Bu görüşe göre Safiyye’nin soy ağacı EK 3’de gösterilmiştir. Haccac’ın, Kureyş kabilesinden olan Safiyye (Ümmü Şeybe) ile evlenerek Mekke’ye yerleştiği kaydedilmektedir. Bkz: Muhammed b. Habîb, Kitabü’l-Munammak fî Ahbari Kureyş, Beyrut 1985, s. 253; Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 501; Zübeyrî, Neseb, s. 250–251 İbn Habib’e göre, Safiyye’nin soyu EK 4’de gösterilmiştir: İbn Hişam, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Beyrut 1971, III, 359. Vakıdi, Meğazi, II, 702–705. İbn Sa’d, et-Tabakat, Beyrut 1968, II,108, IV, 17–18, 269–271; İbnü’l-Esîr, İzzüddin Ali b. Muhammed el-Cezeriî, Üsdü’l-Ğabe fî Ma’rifeti’s-Sahabe, Kahire 1970, I, 456-458. el-Haccac B. ’Ilat… 501 Haccac’ın sonraki yıllarda Suriye’ye gittiği Dımaşk’a yerleştiği kaydedilmektedir. Bir başka rivayete göre de Humus’a yerleşen Haccac’ın bu bölgede önemli bir konuma sahip olduğu anlaşılmaktadır.8 Hz. Ömer, hilafet makamına geçtiğinde çeşitli bölgelere haber gönderip, onlardan o bölgelerin en seçkin adamlarını göndermelerini isteyince Suriyeliler’in Haccac’ı gönderdiği rivayet edilmektedir.9 Haccac’ın Hz. Ömer dönemin (13/634–23/644) başında vefat ettiğini ifade eden rivayetlerden bahsedilmektedir. Ancak bazı rivayetlerde ise Haccac b. ‘Ilat b. Halit es-Sülemi’nin, Emeviler devrinde Muaviye’nin hilafeti döneminde sağ olduğu, çünkü Muaviye’nin valilerinden olan Ziyad b. Ebih’den kaçan Ferazdak’ın Suriye’ye kaçarak Haccac’a sığındığı kaydedilmektedir.10 Bu rivayetlere dayanarak Haccac’ın ölümüyle ilgili olarak kesin bir tarih veremeyiz11. İbn Ebî Hatim, Haccac b. ‘Ilat’ın mezarının Kalîkala’da12 bulunduğunu13, “Haccac b. ‘Ilat es-Sülemî, Hicazlı bir sahabîdir ve Kalikala’da medfundur.” Sözleriyle ifade etmektedir14. Haccac’ın vefat tarihiyle ilgili nakiller ile onun Kalikala’da medfun olduğunu bildiren rivayet arasında bir çelişki bulunduğu sanılmamalıdır. Çünkü İslam Tarih kaynaklarına göre, İslam orduları, Erzurum’a Raşid Halifeler devrinde (11/632–40/661) devrinde15 gelmiştir.16 Arabistan’da çıkan Ridde 8 9 10 11 12 13 14 15 Dımaşk’ta surun içinde et-Taraif sokağında “Daru’l-Halidiyyîn” adıyla anılan Haccac’ın bir evi olduğu bu ismin torunu Halit sebebiyle bu eve verildiği zikredilir. Bkz. İbn Asakir, Tarihu Medineti Dımaşk, II, 363. İbn Hacer, el-İsabe fî Temyîzi’-Sahabe, Kahire 1939, I, 312. Taberî bu rivayeti hicrî 50. yılı olayları arasında kaydetmektedir. Bkz. Et-Taberî, Tarih, Beyrut 1967, V, 244. M.Yaşar Kandemir, “Haccac b. İlat”, DİA, XIV,426. ’Imaduddin Muhammed b. Muhammed b. Hamid el-Katib el-Isfahanî’nin, “Tarihu’s-Selçukiyye” adlı eserinde Kalikala’nın Erzen-i Rum olduğunu kaydettiği nakledilmektedir. Bkz: İbn Hallikan, Ebulabbas Şemsüddin Ahmed b. Muhammed b. Ebibekr, Vefeyatü’l-A’yan ve Enbau Ebnai’zZaman, Beyrut 1969, I, 226–228. Isfahanî’nin eserinin özeti olarak basılan kitapta (Tarihu Devleti Ali Selçuk, Beyrut 2004)bu bilgi bulunmamaktadır. Bu eserin İran-Irak Selçuklu Tarihi hakkında yazıldığı, adının “Nusretu’l-Fetre ve ’Usreretü’l-Katre” olduğu, yayınlanmadığı ve bilinen tek yazma nüshasının Paris’te dört cilt olarak Bibliothèque Nationale’de (nr.2145) bulunduğu kaydedilmektedir. Bkz. Ramazan Şeşen, “İmadüddin el-İsfehânî” DİA, XXII,174–176. İbn Asakir, Tarihu Medineti Dımaşk, XII, 111; İbn Manzur, Muhtasaru Tarîhu Dımaşk, Dımaşk 1984, VI, 200 İbn Ebi Hatim, Kitabu’l-Cerh ve’t-Ta’dil, Haydarabad 1952, III,163. Bu devirde halifelik yapan halifeler ve görev süreleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir: İlk dört halifenin hilafet müddeti yaklaşık olarak 29 yıl 6 ay kadardır, 6 ay kadar da Hz. Hasan’ın halifeliği sayılmaktadır. Prof. Dr. Rıza SAVAŞ 502 olayları bastırıldıktan sonra Hz. Ebübekir’in emriyle oluşturulan ve Şam’a gönderilen ordular, Bizans’la girdiği askeri mücadelede hızlı bir şekilde ilerlemeler kaydetti. Hz. Ömer devrine (13/634–23/644) gelindiğinde İslam orduları, el-Cezire’nin önemli şehirlerini kendi sınırları içine katmışlardı. Hz. Osman devrine gelindiğinde Habib b. Mesleme, altı veya sekiz bin askerle bu günkü Doğu Anadolu bölgesine gelir. Bölgede ciddi savaşlar olur ve bu savaşların neticesinde Bölgenin önemli şehirleri Müslümanların eline geçer.17 Belazurî, konuyla ilgili bilgileri vermeden önce aldığı bilgilerin kaynaklarını belirtirken Ebu Bera Anbese b. Bahr el-Ermeni ve Muhammed b. Bişr el-Kali (yani Erzurumî) , Muhammed b. ElMuhayyis el-Hılati (Ahlatî) gibi isimler zikreder. Bu şahıslardan nakiller yaptığı anlaşılan yazarımızın, bölge ile ilgili konuları bilen Erzurumlu, Ahlatlı veya bu bölgeye mensup kimselere ulaşarak birinci el kaynak kullandığı anlaşılmaktadır.18 Ayrıca Halife Olduğu Vefat Tarihi Hilafet Müddeti Tarih 16 Sene Ay Gün 1 Hz.Ebubekir 11 h./ 632 m. 3.ay R.Evvel 13.gü / Mayıs n 2 Hz.Ömer 6.ay C.Ahir / Ağustos 22.gü n 3 Hz.Osman Hz.Ali 1.ay Muharrem/ Kasım 12.ay / Mayıs 1.gün 4 13 h / 634 m. 24 h./ 644 m. 35 h. / 656 m. 21.gü n Sen e 13 h. / 634 m. 23 h. / 644 35 h. / 656 40 h. / 661 Ay Gün Yıl Ay Gün 6.ay C.Ahir / Ağustos 22.gü n 02 03 10 12.ay Zilhicce / Kasım 12.ay / Mayıs 26.gü n 10 06 04 18.gü n 11 11 18 9.ay 20.gü Ramazan / n Ocak 04 09 Belazurî, Ahmed b. Yahya b. Cabir, Fütuhu’l-Büldan, Türçeye çeviri: Prof. Dr. Mustafa Fayda, Ankara 1987, s. 278. Konuyla ilgili daha geniş bilgi için Bkz. Dr. Osman Gürbüz, Saltuklular, (Basılmamış doktora tezi, Erzurum 2002) 17 Bazı batılı araştırmacılar, Raşid Halifeler devrinde İslam ordularının Ermenistan’a üç seferinden bahsetmektedir. 1. 639-640 m. yılında İyaz b. Ganm’ın seferi: İyaz bu seferinde Bitlis ve Ahlat’a kadar gitti. 2. 642-643 m. yılında yapılan ikinci sefer 3. 650 m. yılında yapılan üçüncü sefer: Bu sefer sonunda Müslümanlar Bizans’la bir barış antlaşması imzaladılar. Yazar 653–654 yıllarında Habib b. Mesleme’nin bölgeyi tamamen hâkimiyeti altına aldığını ifade etmektedir. Bu yazara göre Müslümanlar 655 yılında Erzurum’u ele geçirdiler. Bkz. Prof. Dr. Walter E. Kaegi, Bizans ve İlk İslam Fetihleri, Türkçeye Çeviri: Mehmet Özay, İstanbul 2000. s. 280–281, 289290,292, 294; Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türkçeye Çev. Prof. Dr. Fikret Işıltan, Ankara 1986, s. 103, 108. 18 Belazurî, Fütuhu’l-Büldan, Türçeye çeviri: Prof. Dr. Mustafa Fayda, s.278 el-Haccac B. ’Ilat… 503 Kalikala’da kadılık yapmış olan el-Attaf b. Süfyan Ebu’l-Asbağ’dan haber yazdığını da belirtir.19 Habib’in aldığı şehirlerden biri de Kalikala’dır. Habib, burada bir kaç ay kaldıktan sonra Patrik Ermanyakos’un büyük bir ordu topladığını haber alınca Halife Hz. Osman’a bir mektup yazar ve yardım ister. Bunun üzerine Halifenin emriyle Şam valisi Muaviye iki bin asker gönderir. Habib de bu insanları şehre yerleştirir. Bir başka rivayette Kufe valisi Said b. El-As, da bölgeye altı bin asker gönderir. Yardım gelmeden savaş gerçekleşir ve Müslümanlar galip gelir.20 Erzurum’u ele geçiren21 İslam orduları içinde sahabilerin olduğu bilinmektedir. Ancak bölgede bu sıralarda faaliyet gösteren İslam ordusu içinde yer alan bu isimler ve sayıları konusunda yeterli veriye sahip değiliz.22 Yukarıdaki verilerden hareketle Haccac’ın Erzurum’a nasıl geldiği konusunda şunu söyleyebiliriz: 1) Haccac’ın, bölgeye ilk defa gelen Habib’in ordusu içinde olması. 2) Muaviye’nin, Erzurum’a Habib’e yardım için gönderdiği iki bin kişilik ordu içinde bulunması. 3) Ya da bölge ele geçirildikten sonra barış zamanında Haccac’ın Erzurum’a gelmiş olması. Çünkü Haccac, bu sıralarda Şam’da23 bulunmaktadır.24 Sonraki yıllarda da Haccac’ın kabilesinden bazı kimselerin bölgede değişik görevlerde bulundukları25 19 20 21 22 23 24 25 Belazurî, Fütuhu’l-Büldan, Türçeye çeviri: Prof. Dr. Mustafa Fayda, s.285 Belazurî, Fütuhu’l-Büldan, Türçeye çeviri: Prof. Dr. Mustafa Fayda, s. 282–283. Erzurum’un Hz. Osman devri başlarında (25/645-646) Habib b. Mesleme komutasındaki İslam Ordusu tarafından alındığı kabul edilebilir. Bkz. Asri Çubukçu, “Habib b. Mesleme b. Abdilmelik”, DİA, XIV, 372-373; Osman Gürbüz, Saltuklular, s.24. Cevdet Küçük, Erzurum’un Müslümanlar tarafından fethedilme tarihinin 32-33/653 olduğunu yazmaktadır. Cevdet Küçük, “Erzurum”, DİA, XI, 321. Vakidî, Fütuhü’ş-Şam isimli eserinde, bu sıralarda bölgede faaliyet gösteren İslam ordusu içinde yer alan sahabiler ve sayıları konusunda ip ucu olabilecek bir rivayet kaydetmektedir. El-Cezire fatihi İyaz b. Ganem, bölgede bazı yerleri aldıktan sonra elçilerini Ahlat’a gönderdi. Bunlar arasında 35 sahabî olduğu rivayet edilmektedir. Bkz. El-Vakıdî, Fütuhü’ş-Şam, Kahire 1373 h. II, 109. Haccac’ın Hıms’a yerleşen sahabiler arasında isminin olduğu ve burada bir evinin bulunduğu kaydedilmektedir. Bkz. İbn Asakir, Tarihu Medineti Dımaşk, XII, 108. Muaviye’nin bu aile ile ilişkilerinin iyi olduğu anlaşılmaktadır. Muaviye, Haccac’ın oğulları Ubeydullah’a ve Nasr’a vergi toplama görevi vermiştir. Bkz. İbn Asakir, Tarihu Medineti Dımaşk, XII, 108. Hişam b. Abdilmelik döneminde Mesleme b. Abdilmelik, Ermeniyye valisi olarak görev yapmaktadır. Bu sırada bölgeye giden kimseler arasında Umeyr b. Hubab es-Sülemi’nin iki oğlu Züfafe ve Halit’in isimleri zikredilmektedir. Bkz. Belazurî, Fütuhu’l-Büldan, Türçeye çeviri: Prof. Dr. Mustafa Fayda, s. 295. Ayrıca Benu Süleym kabilesine mensup olan bir kişi, hicretin 133. Yılında Kemah valisidir. Bkz. Prof. Dr. Rıza SAVAŞ 504 dikkate alındığında Süleym kabilesinin bir önemli mensubu olan Haccac’ın bölgeye gelmiş olmasını nakzedecek bir rivayete sahip değiliz. Erzurum’a gelen ilk İslam ordularından ölen mücahitlerin kimler olduğu26 ve nereye gömüldükleri konusunda elimizdeki kaynaklarda açık ifadeler bulunmamaktadır. Sahabî olduğu kaydedilen ve Erzurum’un Palandöken dağı yamaçlarında medfun bulunan Abdurahman Gazi ile ilgili kaynaklarda27 geçen ifadeler yeterli olmadığından onun kimliği ile ilgili kesin bir şey söylemek oldukça zordur. Gerçi burada yatan zatın, Hz. Peygamber’in bayraktarı olan bir sahabi olduğunu yazan kaynaklar bulunmaktadır.28 Fakat sahabe tabakatıyla ilgili ilk kaynaklarda, Erzurum’da Abdurrahman adında bir sahabinin medfun olduğunu gösteren her hangi bir veriye sahip değiliz. Müslümanlar, bölgeyi aldıktan sonra burayı uzun süre ellerinde tutamadılar.29 Ayrıca İslam ordularının bölgeye gelmesi üzerinden asırlar geçmiştir. Bu sebeplerle ilk yıllarda burada ölen kişilere ait mezarların ve isimlerin kaybolmasını normal karşılamak gerekir. Haccac’ın ve o dönemde burada vefat eden diğer sahabe ve tabiundan olan insanların kabirlerinin yerinin bilinmemesini bu çerçevede değerlendirebiliriz. 26 27 28 29 Belazurî, Fütuhu’l-Büldan, Türçeye çeviri: Prof. Dr. Mustafa Fayda, s. 267. Ayrıca Yezid b. Useyd es-Sülemî, 134 h. Yılında Ermeniyye valisi yapılır, et-Taberi, Tarih, VII, 465,467. Habib b. Mesleme’nin hicri 42 yılında Ermrniyye’de vefat ettiği rivayet edilmektedir. Bkz. İbn Sa’d, etTabakat, VII, 409-410. Konyalı’ya göre Abdurrahman gazi ile ilgili olarak geçen en eski kayıt, 936 h./ 1529 m. Tarihli Kanunî adına yapılan Erzurum defteridir. Bkz. İbrahim Hakkı Konyalı, Erzurum Tarihi, İstanbul 1960, s.367. Bu haberin uydurma olabileceği ifade ediliyor. Bkz. İbrahim Hakkı Konyalı, Erzurum Tarihi, İstanbul 1960, s.367–368. Hz. Peygamber, Mekke fethine gitmeye karar verdiği sırada Süleym oğullarını bir birlikle bu orduya katılmaları için çağırmaya gönderdiği iki kişiden biri Haccac b. ’Ilat’dir. Ayrıca Mekke fethinden sonra Huneyn’de yapılan savaşta İslam ordusu içinde yer alan Süleym oğullarının üç bayraktarından birinin de Haccac b. ’Ilat olduğu kaydedilmektedir. Bkz. İbn Asakir, Tarihu Dımaşk, XII, 110. Bu el değiştirmelerle ilgili olarak bakınız: Dr. Osman Gürbüz, Saltuklular, (Basılmamış doktora tezi, Erzurum 2002) s.24–28, el-Haccac B. ’Ilat… 505 Haccac-Abdurrahman Gazi Karşılaştırması İSMİ Abdurrahman Gazi Haccac b. ’Ilat ÖZELLİĞİ KAYNAK Sahabi ve Hz. Sonraki Peygamber’in kaynaklar Bayraktarı VEFAT YERİ KAYNAK Erzurum Şu anda Palandöken burada bir Dağı kabir mevcut Sahabi ve Tabakat Hz. kitaplari Peygamber’in Bayraktarı Erzurum Tabakat kitaplari Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Haccac, Erzurum’da medfundur. Ancak kabrinin Erzurum’un neresinde bulunduğu bilinmemektedir. Abdurrahman Gazi ve Haccac’la ile ilgili veriler karşılaştırıldığı zaman Haccac’la ilgili rivayetlerde tek bir karanlık noktanın bulunduğu anlaşılmaktadır. O da Haccac’ın kabrinin Erzurum’un neresinde olduğudur. Bu karşılaştırmada Abdurrahman Gazi hakkında ise zayıf noktaların daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Esasen İbrahim Hakkı Konyalı, yazdığı Erzurum Tarihi’nde Abdurrahman Gazi’nin kimliği hakkında geniş açıklamalar (s.361- 385), yaptıktan sonra sonuç olarak şöyle demektedir: “İşte eshapdan meşhur ABDURRAHMAN’ların hal tercümelerini verdik. Görülüyor ki bunlardan hiç birisi ERZURUM’a gelmiş ve burada şehid olmuş değildir. Eğer bu istismar kasdiyle (ABDÜLVAHAP GAZİ) gibi uydurulmuş bir zat değilse, muahhar asırların (ABDURRAHMAN) adlı bir bahtiyar mevtasıdır. ALLAH rahmet eylesin.”30 Bu karşılaştırmadan sonra “Acaba Abdurrahman gazi diye bilinen ismin Haccac olduğu söylenebilir mi?” Bir tarihçi olarak böyle bir soruyu sorabileceğimizi düşünüyorum. Bu soruya olumlu cevap verirsek bu defa da akıllara “Nasıl oldu da Haccac, Abdurrahman oldu?” sorusu gelecektir. Bu ve benzeri karıştırmalar 30 İbrahim Hakkı Konyalı, Erzurum Tarihi, s.385 Prof. Dr. Rıza SAVAŞ 506 erbabının bildiği üzere rivayetlerde çok normal kabul edilir. Burada başka ihtimallerde akla gelmektedir. Ancak Haccac’la ilgili kayıtlar yukarıdaki tezi ileri sürmemiz için daha uygundur. EK 1: SÜLEYM KABİLESİNİN ARAP KABİLELERİ ARASINDAKİ YERİ Mudar () ’Aylanu’n-Nas ()ن اس Kays () Sa’d () Gatafan ()ن A’sur ()أ Gani () Bahile ()ه Hasafe () ’İkrime () Mansur (ر#) SÜLEYM () Hevazin (ازن#ه Muharib ()"رب el-Haccac B. ’Ilat… 507 EK 2: HACCAC AİLESİ ’Ilat Kilab Ubeydullah Halit Abdullah Haccac Nasr Safiyye eşi Enes Muarri z Prof. Dr. Rıza SAVAŞ 508 EK 3: HACCAC’IN EŞİNİN SOY AĞACI: Kusay Abduddar Abdumenaf Haşim ’Umeyr Mus’ab Safiyye el-Haccac B. ’Ilat… 509 EK 4: HACCAC’IN EŞİ SAFİYYE’NİN İBN HABİB’E GÖRE ŞECERESİ: Kusay Kusay Abduddar Osman Abdüluzza Ebu Talha Safiyye