KKTC YAKIN DOGU ÜNİVERSİTESİ 7.9<9. ~ ~~~, EGITİM BiLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇEVRE EGiTIMI VE YÖNETİMİ ANABILIM DALI KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ORTA ÖGRETİM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETiCi VE ÖGRETMENLER TARAFINDAN ÇEVRE BiLİNCiNİN ALGILANMASI: GÜZELYURT ÖRNEGI YÜKSEK LİSANS TEZİ Ayfer BÜKÜK Lefkoşa Kasım, 2012 f G:),t{" ~ U:f~'.9/} KKTC YAKIN DOGU ÜNİVERSİTESi .~t>-S' ~ <ı:t" w Z 7. .96. EGITIM BİLiMLERi ENSTİTÜSÜ ÇEVRE EGİTİMI VE YÖNETiMi ANABILiM DAU · KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETi ORTA ÖGRETIM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCi VE ÖGRETMENLER TARAFINDAN ÇEVRE BİLİNCİNİN ALGILANMASI: GÜZELYURT YÜKSEK LiSANS TEZİ Ayfer BÜKÜK Danışman: Yrd. Doç. Dr. Şerife Gündüz Lefkoşa Kasım, 2012 ~1> uı,,,.. -ı . LIBRARY ~ ÖRNEGİ UNı'' -<,ı, // /! . ~"?'// • U:.f\:C,? >~/ ==.7.:.:..:.-... Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü'ne, Bu çalışma jurimiz tarafından Çevre Eğitimi ve Yönetimi Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANSTEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan: .... )~ Yrd. Doç. Dr. Şerife Gündüz .. · ~ Uye:.........•.~ . Yrd. ·Doç.Dr. Burak Şekeroğlu Üye: ~~ . Yrd. Doç. Dr. Serap Özbaş Onay Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. .. .. .I .... ./2012 ' ii ÖZET KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ORTA ÖGRETIM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCi VE ÖGRETMENLER TARAFINDAN ÇEVRE BiLİNCİNİN ALGILANMASI: GÜZEL YURT ÖRNEGİ Ayfer Bükük Yüksek Lisans, Çevre Eğitimi ve Yönetimi Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç:. Dr. Şerife GÜNDÜZ Kasım 2012, 166 sayfa Canlılar bir çevrede ve karşılıklı etkileşim içinde yaşarlar. insanların çevreleri ile sürekli mücadele halinde olmaları bazı çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu sorunların çözümünde bilinçli bireyler yetiştirmek oldukça önemlidir. Bu da ancak etkili çevre eğitimi ile mümkün olabilir. Dünyanın pek çok yerinde mevcut çevre imkanlarını zorlayacak ölçüde hızla artan nüfus, bu nüfusun yeryüzündeki kaynaklara ve ekolojik sisteme getirdiği baskı, beslenme, yerleşim, eğitim, sağlık hizmetlerinin zorlanması, azalan canlı türleri, artan kirlilik, iklim değişmeleri, hızlı kentleşme, sağlıksız endüstrileşme 21. yüzyılda dünyamızın karşı karşıya bulunduğu önemli çevre problemlerini yaratmıştır. Çevre problemleriyle başa çıkmanın en temel yolu bilinçli ve organize eğitimden geçer. Çevre bilincinin kazandırılması gittikçe artan çevre problemleri nedeniyle zorunluluk halini almıştır. Bu amaçla, ilköğretimden başlayan ve üniversiteye kadar süren eğitim programında "Çevre" kavramı en uygun şekli ile işlenmeli ve bireylerin yetiştirilmesinde her kademede yaygın çevre eğitimi de göz ardı edilmemelidir. Bu çalışma çevre eğitiminde kilit rol oynayan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilgisini ve çevre duyarlılığını ortaya koymaya yönelik bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini, KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenler, örneklemini # iii ise KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerden rastgele seçilen 180 kişi oluşturmaktadır. Araştırma ile ilgili veriler Çevre Bilinci Tarama Listesi ölçeğiyle (Erten, 2oq3) toplanmıştır. İki bölümden oluşan ölçeğin birinci bölümünde kişisel bilgilere, ikinci bölümde ise çevre bilincine. yönelik bilişsel, duyuşsal ve psiko­ motor alt boyutlarına ilişkin toplam 60 ifadeye yer verilmiştir. Ölçekten elde edilen veriler yardımıyla kodlanarak çözümlenmiştir. bilgisayar Ölçeğin ortamında SPSS birinci bölümüyle paket programı ilgili verilere frekans ve yüzde dağılımı alınmış, yönetici ve öğretmenlerin ilişkin görüşlerinin belirlenmesine yönelik olarak aritmetik ortalama ve standart sapma, görüşler arasında farklılığı ortaya koyabilmek gruplarının karşılaştırılmasında Görüşler arasında için "t" testi, ikiden fazla değişken ise tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. anlamlı bir farklılık olup olmadığı a = 0.05 anlamlılık düzeyinde test edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular şunlardır: •!• Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeylerinin tüm ölçek puanı 206,89 (%68,9) olarak belirlenmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan çalışmalara kıyasla düşük olmasına karşın kabul edilebilir seviyededir. •!• Araştırma sonuçlarına göre, erkek yönetici ve öğretmenlerin bilişsel ve psiko-motor puanları kadınlardan yüksek, duyuşsal puanlarda ise kadınların puanları, erkeklerden daha yüksek olmuştur. Bu sonuç, kadınların erkeklere göre daha yüksek "çevre koruma" bilincine ve duyarlılığına sahip olduklarını göstermektedir. •!• Yönetici ve öğretmenlerin kadro durumu, medeni durum, eğitim durumu, meslekteki hizmet süresi ve okuldaki konumlarına göre çevre bilinci düzeylerinde bilişsel, duyuşsal, psiko-motor ve tüm ölçek alt boyutunda gruplar arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. Anahtar kelimeler: Çevre, Çevre Bilinci, Çevre Eğitimi, Çevre Sorunları ' iv ABSTRACT TURKISH REPUBLIC OF _NORTHERN CYPRUS BY ADMINISTRATORS AND TEACHERS IN SECONDARY SCHOOLS WORKING ENVIRONMENT AWARENESS PERCEPTION: THE CASE OF GUZEL YURT Ayfer Bükük Master of Science, Environmental Education and Management Department Thesis Advisor: Asst. Assoc. Dr. Şerife GÜNDÜZ November 2012, 166 pages Living organisms live in an environment in interaction with each other. As people are in a constant conflict with their environment, it leads to various problems in the environment. In order to solve these problems, it is essential to educate individuals. This can only be possible through effective environmental education. Excessive growth in population and the pressure on the resources and ecological system on earth, nutrition, housing, education, health services, extinction in species, increasing pollution, climate change, rapid urbanization, and unhealthy industrialization have created major environmental problems that our planet is facing in the 21 st century. The most basic way to deal with environmental problems is through conscious and organized education. Due to increasing environmental problems, gaining environmental awareness has become a necessity. This study is to put forward the environmental education and sensitivity of the administrators and teachers that play a key role in education. The system and examples of this work is consisted of the administrators and teachers who are randomly selected 180 people who work - in the secondary schools in Guzelyurt, TRNC. Research data were collected on the scale of Environmental Awareness Checklist (Erten, 2003). 1 V The scale is consisted of two parts, the first part of the scale is the personal information arid in the second section there are 60 expressions about cognition, environmentally conscious, affective and psycho-motor sub­ dimensions. The data obtained from the scale coded .and analyzed using SPSS package program. In relation to the first part of the scale, the data of frequency and percentage distribution is taken. In order to determine the attitudes of teachers and administrators, arithmetic mean and standard deviation were used. To elucidate the differences between the attitudes, in binary comparisons for independent groups "t" test, and in comparison of more than two groups, one-way analysis of variance variable analysis were used. Opinions on whether there is a significant difference between the a = 0.05 significance level was tested. The findings of the study are as follows: •!• Environmental awareness scale score of administrators and teachers is identified as 206.89 (68.9%) The research is acceptable, even though it is not as good as other studies conducted in various parts of the world. •!• According to the research results, cognitive and psycho-motor scores of male managers are higher than female teachers. However as expected, women's scores on the affective scores were significantly higher than men's. This result indicates that women have higher "environmental protection" awareness and sensitivity than men. •!• There was no significant differences between the groups of managers and teachers in their cadres, their marital status, profession, length of service and level of environmental awareness in the school according to their positions in cognitive, affective, psycho-motor and all the sub­ dimensions of the scale. Keywords: Environment, Environmental Awareness, Environmental Education, Environmental Issues. • ' ·vi TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimim süresince ve tezin hazırlanmasının her aşamasında yakın ilgi ve desteğini gördüğüm tez danışmanım, değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Şerife Gündüz'e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Eğitimimin her aşamasında yanımda olan, beni.destekleyen aileme ve yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Ayfer Bükük Lefkoşa, Kasım 2012 I .. vii ÖZGEÇMİŞ 1 O. 05. 1984 yılında Adana'da c;toğdu. 1995'de Serhatköy llkokulu'nu (KKTC), 1998'de Şehit Turgut Ortaokulu'nu (KKTC), 2001'de Güzelyurt Kurtuluş Lisesi'ni (KKTC) bitirdi. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Coğrafya . Bölümü'nde öğrenimine başlayıp, 2005 yılında 95 ortalamayla bölüm birincisi olarak mezun oldu. 2005-2007 yılları arasında Kıbrıs İktisat Bank'ta veznedar olarak çalışırken aynı zamanda Atatürk Öğretmen Akademisi'nde Ortaöğretim Alan Öğretmenliği üzerine tezsiz yüksek lisansını tamamladı. 2007-2008 yılları arasında Haydarpaşa Ticaret Lisesi ile Cengiz Topel Endüstri Meslek Lisesi'nde, 2008-2009 yılları arasında Güzelyurt Kurtuluş Lisesi ile Güzelyurt Türk Maarif Koleji'nde geçici olarak coğrafya öğretmenliği yaptı. 2009 tarihinden itibaren KKTC Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı olarak Güzelyurt Meslek Lisesi ile Cengiz Topel Endüstri Meslek·Lisesi'nde coğrafya öğretmenliğine atanmış olup, halen bu görevine devam etmektedir. 2011 yılında ise Yakın Doğu Üniversitesi, Çevre Eğitimi ve Yönetimi Ana Bilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladı. viii İÇİNDEKİLER JÜRi ÜYELERiNiN iMZA SAYFASl i ÖZET ii ABSTRACT iv TEŞEKKÜR , Vİ .. I OZGEÇM Ş . . I iÇiN DEK LER .. ... VIII VII KISALTMALAR ÇIZELGESl xii TERiMLER SÖZLÜGÜ . TABLOLAR LISTESl . xiii xv BÖLÜM I GİRİŞ Giriş 1 1.1. Problem 4 1.2. Alt Problemler 6 1.3 Amaç 7 1.4. ônem 7 1.5. Sayıltılar ,;.:····8 1.6. Sınırlılık 8 1.7. Tanımlar 9 BÖLÜM II İLGİLİ LİTERATÜRLER 2.1. Çevre Kavramı 1O 2.2. Çevre Kavramının Önem Kazanması. 11 2.3. Çevre Sorunlarının Doğuşu 13 2.4. Çevre Sorunlarına Yol Açan Faktörler. 18 2.4.1. Nüfus Artışı ve Göçler 18 ' ix 2.4.2. Kentleşme 19 2.4.3. Sanayileşme 20 2.4.4. Turizm 21 2.4.5. Kaynakların Kıtlığı ve Sonsuz Tüketim Arzusu 21 2.4.6. insanların Sınırsız ilerleme ve Büyüme istekleri. 22 2.4.7. .Gelişmekte Olan Ülkelerin Problemleri 22 2.4.8. Kirlenmeye Karşı Doğanın Tepkisinin önceden Bilinememesi 23 2.4.9. Çevre Sorunlarının Kaynağı Konusunda Uzlaşma Sağlanamaması... 24 2.4.1 O. Eğitimsizlik ve Duyarsızlık 24 2.5. Çevre sorunları. 25 2.5.1. Su Kirliliği. 27 2.5.2. Toprak Kirliliği....................•................................................... 28 2.5.3. Hava Kirliliği. 29 2.5.4. Gürültü Kirliliği. 30 2.5.5. Atıklar 31 2.5.6. Hayvan ve Bitki Türlerinin Ortadan Kalkması. 31 2.6. KKTC' deki Başlıca Çevre Sorunları. 32 2.6.1. KKTC'nin Su Sorunu 32 2.6.2. Taş Ocakları 33 2.6.3. Çöp ve Çöplükler 33 2.6.4. Maden Atıkları. 34 2.6.5.Kimyasal ilaçlar 34 2.7. Çevrenin Korunması, Çevre Hakkı ve Hukuki Düzenlemeler 35 2.7.1. Türkiye'de ve KKTC' de Durum 39 2.8. Uluslararası Çevre Politikalarının Ortaya Çıkması. 41 2.9. Uluslararası Çevre Politikaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Bazı önemli Konferanslar ve Antlaşmalar. .46 2.9.1. 1972 Stockholm Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı. 46 2.9.2. 1992 Rio Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı. .47 2.9.3. iklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (Kyoto Protokolü) ve Türkiye 48 2.10. Küresel ve Yerel Çevre Sorunlarının Risk Olarak Algılanması 50 2.10.1. Sebep-Mağdur ilişkisi. 51 2.10.2. Kayıplara ilişkin Kaygılar 52 2.10.3. Zamana Bağlı önemsememe 52 # ., "' 2.10.4. Etik Kaygılar 53 2.11. Çevre Eğitimi 53 2.12. Çevre Bilinci. · , 55 BÖLÜM Ill İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 3.1. Türkiye ve KKTC' deki Araştırmalar 57 3.2. Yurt Dışındaki Araştırmalar 60 BÖLÜM IV YÖNTEM 4.1. Araştırmanın Modeli. 64· 4.2. Evren ve ôrneklem 64 4.3. Verilerin Toplanması. 64 4.4. Veri Toplama Araçları 65 4.4.1. Kişisel Bilgi Formu 65 4.4.2. Çevre Bilinci Tarama Listesi. 65 4.5. Verilerin Çözümlenmesi. 66 4.6. Anketin Güvenirliği. 66 BÖLÜMV BULGULAR VE YORUMLAR 5.1. Anket Sonuçlarının Genel Değerlendirilmesi. 67 5.2. Duyuşsal Alana ilişkin Öğretmen Tutumları ( E Bölümü) 70 5.3. Psiko-Motor Alana ilişkin Öğretmen Tutumları ( V Bölümü) 80 5.4. Bilişsel Alana ilişkin Öğretmen Tutumları ( W Bölümü ) 90 5.5. Öğretmenlerin Medeni Karşılaştırması Durumlarına Göre Verdikleri Cevapların 105 , xiv Habitat: Fiziki faktörlerin kontrol ettiği belli yerlerdeki bitki topluluğunun yetişme ortamı. Mono kültür: Bir tarımsal alanda belli bir ürün yetiştirilmesi veya üretimi. Ozon Tabakası: Ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde başka bir deyişle yer yüzeyinden 10-50 km yüksekte bulunan bir tabakadır. Pestisit: insan ve bitkilere zararlı olan böcek veya hayvanların öldürülmesinde kullanılan kimyasal madde, ilaç. I .xv TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Yönetici ve Öğretmenlerin Cinsiyete Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı 67 Tablo 2: Yönetici ve Öğretmenlerin Kadro Değişkenine ilişkin Frekans ve Yüzde Dağılımı 67. Tablo 3: Yönetici ve Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı 67 Tablo 4: Yönetici ve Öğretmenlerin Eğitim Durumlarına Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı 68 Tablo 5: Yönetici ve Öğretmenlerin Kıdem Değişkeni için Frekans ve Yüzde Dağılımı 68 Tablo 6: Yönetici ve Öğretmenlerin Okuldaki Konumlarına Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı 68 Tablo 7: Yönetici ve Öğretmenlerin Yaşadıkları Yerleşim Yerine Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı 69 Tablo 8: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre lie ilgili Herhangi Bir Aktiviteye Katılma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı. 69 Tablo 9: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre lie ilgili Herhangi Bir Dernek Ya da Kuruluşa Üye Olma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı. 69 Tablo 10: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Kuruluşlarının, Çevrenin Korunmasında önemli Bir Rol Oynadıklarına inanma Durumuna Göre Frekansve Yüzde Dağılımı 70 Tablo 11: Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların aleyhine bir durumdur 70 Tablo 12: Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötü bir şey değildir 71 Tablo 13: Kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak görmek . 71 b enı. çok uzuyor ü •• Tablo 14: Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir 72 Tablo 15: Tabiatın bozulması böyle devam edecek olursa gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacaktır 72 Tablo 16: Bir gün içecek temiz su bulamayacağımızdan korkuyorum 73 ' xvi Tablo 17: Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir 73 Tablo 18: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki . terım . b ı·ı gı·ı erı...ogrenmek ıs . 74 y Tablo 19: Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır 74 Tablo 20: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar dernek ve kuruluş mevcuttur. 75 Tablo 21: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için hiçbir şey yapmak niyetinde değilim 75 Tablo 22: Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için ben de bir şeyler yapmak isterim 76 Tablo 23: Böyle giderse çok yakın gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek 76 Tablo 24: Boş zamanlarımın ilgilenmeye ayırmaya hazırım belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle 77 Tablo 25: Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim 77 Tablo 26: Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100 km' den daha fazla sürat yapmak istemezdim 78 Tablo 27: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım 78 Tablo 28: Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler ile yapardım 79 Tablo 29: Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim 79 Tablo 30: Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim... 80 Tablo 31: içeceklerimizi satın alırken genelde metal kutuda veya depozitosuz şişelerde olanlarını tercih ederiz 80 Tablo 32: Bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz 81 Tablo 33: Evimizde kullanılmayan kağıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz : 81 Tablo 34: Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler. 82 ı xvil Tablo 35: Metal kutudaki içecekleri tercih ederim 82 Tablo 36: Satın aldığım defterlerin ve dosya kağıtlarının geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim 83. Tablo 37: Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım 83 Tablo 38: Kullanılmış şişeleri şişe kumbaralarına atarım 84 Tablo 39: Okulda kullanacağım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim 84 Tablo 40: Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız 85 Tablo 41: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurum veya kuruluşlara veriyoruz 85 Tablo 42: Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam 86 Tablo 43: Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda çok titiz davranırız 86 Tablo 44: Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz 86 Tablo 45: Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini alırım : 87 Tablo 46: Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım 87 Tablo 47: Çeşmede işim bittikten kapanmadığını kontrol ederim sonra çeşmenin Tablo 48: lşığın, radyonun veya televizyonun kalmamasına çok dikkat ederim iyice kapanıp 88 gereksiz yere açık 88 Tablo 49: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım 89 Tablo 50: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm 89 Tablo 51: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka yörelerde rastlanmayan canlı demektir. 90 Tablo 52: Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim 90 Tablo 53: Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık yapmaz 91 ' xv iii Tablo 54: Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır. 91 Tablo 55: Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir 92 Tablo 56: Karbondioksit gazı Ozon Tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır ·: 92 Tablo 57: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez 93 Tablo 58: Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş ve rüzgar gibi alternatif enerji kaynakları vardır 93 Tablo 59: Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli tamamen açık tutmak daha iyidir 94 Tablo 60: Recycling, bazı atıkların geri dönüşümü demektir 94 Tablo 61: içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depozitolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından daha çok yararlıdır... 95 Tablo 62: Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması açısından çok önemlidir. 95 Tablo 63: yapılmasıdır Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre 96 Tablo 64: Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur 96 Tablo 65: Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi gösterilmektedir 97 Tablo 66: Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak üzere ayrı ayrı toplanmalıdır 97 Tablo 67: Evlerinizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi eşyaların bulunması doğru bir seçimdir 98 Tablo 68: Okul bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kaplı olması gerekir. ··:·· 98 Tablo 69: Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir 99 Tablo 70: Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların ağaçtan olması gereklidir 99 I XİX Tablo 71: Anket Analizlerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırması. 100 Tablo 72: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez 106 Tablo 73: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur 107 Tablo 74: Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam 107 Tablo 75: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım 108 Tablo 76: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm 108 Tablo 77: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez 108 Tablo 78: Kompost, yapılmasıdır mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre 109 Tablo 79: Öğretmenlerin Verdikleri Yanıtların Okuldaki Konumlarına Göre Karşılaştırması 110 Tablo 80: Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu 114 Tablo 81: Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır 114 Tablo 82: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım 114 Tablo 83: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara veriyoruz 115 Tablo 84: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka yörelerde rastlanmayan bitki demektir 115 Tablo 85: Öğretmenlerin Çevre İle ilgili Herhangi Bir Aktiviteye Katılma Durumlarına Göre Karşılaştırması 116 Tablo 86: Öğretmenlerin Çevre İle ilgili Herhangi Bir Dernek ya da Kuruluşa Üye Olma Durumlarına Göre Karşılaştırması 120 Tablo 87: Öğretmenlerin, Çevre Kuruluşlarının Çevrenin Korunmasında Önemli Bir Rol Oynadıklarına inanma Durumlarına Göre Karşılaştırması.. 124 Tablo 88: Çevre Bilinci Ölçeğinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, alınan En Düşük ve En Yüksek Değerleri ile Ölçek Madde Sayısı 128 ' XX Tablo 89: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Cinsiyet Faktörüne Göre Dağılımı 128 Tablo 90: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Kadro Faktörüne Göre Dağılımı 129 Tablo 91: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Medeni Durum Faktörüne Göre Dağılımı ·: 130 Tablo 92: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Eğitim Durumu Faktörüne Göre Dağılımı. 131 Tablo 93: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Meslekteki Hizmet Süresi Faktörüne Göre Dağılımı. 132 Tablo 94: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Okuldaki Konum Faktörüne.Göre Dağılımı. -: 133 Tablo 95: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Yaşadıkları Yer Faktörüne Göre Dağılımı 133 Tablo 96: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu" Faktörüne Göre Dağılımı 134 Tablo 97: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "Çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu" Faktörüne Göre Dağılımı 135 Tablo 98: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "Çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadıklarına inanma durumu" Faktörüne Göre Dağılımı 135 ' BÖLÜM I 1. GİRİŞ Çevre; bir canlıyı veya canlı topluluğunu yaşamları boyunca etkileyen her türlü, canlı ve cansız faktörlerin tümü olarak tanımlanmaktadır. Yüzyıllar boyunca kendiliğinden işlevini sürdüren çevre dengesi artık bu işlevi göremeyecek şekilde bozulmaya yüz tutmuştur. Doğanın kendi yapısı içinde barındıramadığı atıklar ve bu atıkların miktarı çevre dengesi içinde ciddi boyutlara ulaşmıştır ve artmaya da devam etmektedir. Buna paralel olarak insanların doğayı yağmalaması ve kendi çıkarları için düşüncesizce kullanması günümüzde karşılaşılan birçok çevre sorununun temelini oluşturmaktadır. Bunların neden ve sonuçlarının farkında olmak, çevrenin korunmasına yönelik faaliyetlerimizde motive edici rol oynayacaktır (Erten, 2005). Canlı yaşamı, içinde bulunduğu ortamın bir ürünü olduğundan çevrenin, doğal ya da çeşitli müdahalelerle değişmesi o bölgede bulunan tüm canlılık faaliyetlerini de aynı oranda etkilemektedir (UNESCO-UNEP, 1987). Bu sebeple 21. yüzyılda çevre konularına gösterilen hassasiyet ve bu konuda uygulanması gereken yaklaşımlar artarak önem kazanmıştır. Çevre kirlenmesi insanlığın en önemli konulardan biri olmuş, bu kirlenmenin önlenmesi ve çevrenin korunması ulusal sınırları aşan bir boyut kazanmıştır (Pınarlı ve Yonar, 1999; Avinç, 1997). Gelecek nesillerin daha sağlıklı ve güvenilir bir ortamda yaşamalarını sağlamak için çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek, bir zorunluluk haline gelmiştir. Günümüzde insanlık, çevresiyle olan ilişkisinde kritik bir eşiğe ulaşmıştır. Çevre sorunlarının küresel ölçekte gelmiş olduğu nokta, doğanın büyük çoğunluğunun devamını ve toplumun gelişimini ve geleceğini tehdit etmektedir. Aşırı nüfus artışı, ozon tabakasının yok olması, küresel ısınma, türlerin yok oluşu, genetik çeşitliliğin kaybolması, asit yağmurları, nükleer I 2 kirlenme, tropikal ormanların yok olması, toprak erozyonu, çölleşme, sel baskınları, kıtlık, yer altı sularının çekilmesi ve kirlenmesi, denizlere petrol dökülmesi, balıkçılıkta aşırı avlanma, zehirli atıklar, kentlerdeki aşırı kalabalıklaşma (Foster, 1999) çevreyi tehdit eden -sorunlardan sadece bazılarıdır. Doğanın kendini yenileme kabiliyeti sınırlıdır. Bu nedenle varolan ekolojik dengelerin bozulmasını önlemek insanoğlunun yaşamını devam ettirmesi bakımından son derece önemlidir (Haktanır ve Çabuk, 2000). Günümüzde bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi; bireylerin yaşam standartlarını arttırırken yine bireylerin yaşadığı çevrede pek çok şeyin yok olmasına veya değişim geçirmesine neden olmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan çevre sorunları eğer yine bireyler tarafından engellenemezse yaşam sona erebilir. Çevre sorunlarının oluşumunda ve önlenmesinde hem devletin hem de bireylerin ortak sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukların tanınması ve görevlerin yerine getirilebilmesi için çevre eğitimi gerekli ve zorunludur. Bunun yerine getirilmesini sağlayacak eğitim sisteminin ve onun temel ögeleri olan öğretmen ve öğrencilerin bu .amaçla en iyi şekilde bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır. Bu koşul yerine getirilebilirse bireylerin davranışlarında olumlu gelişmeler olur ve çevre koruma gerçekleşir (Ünal ve arkadaşları, 2001). Çevre sorunlarının son yıllarda tüm dünyanın gündemine oturmasıyla birlikte çevre eğitimi bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Çevreyi koruyucu, çevre kirliliğini önleyici, çevreyi geliştirici tüm çabaların amacı; bireylerin rahat, huzurlu ve sağlıklı bir çevrede yaşamalarının sağlanmasıdır. Çevre konusunda yapılacak çalışmalarda başarılı sonuçlar alınmasını sağlamak için işe gençlikle başlanmalıdır. Gençlere çevreyle ilgili problemleri tanımlayabilecek, konuyla ilgili bilgileri toplayabilecek ve bu bilgiler ışığında doğru kararlar vermesini sağlayacak çevre eğitiminin verilmesinin önemi çok büyüktür {Güngör, 1995). I 3 Çevre eğitimi, dünyanın sonunu getirebilecek sorunların ortadan kaldırılması için vazgeçilmez olan bir araçtır. Bu eğitim sayesinde çevre bilincine sahip bireyler yetiştirilmek hedeflenir. Bu özellikleri bakımından çevre eğitimi, çevre bilimi veya diğer ekolojik içerikli eğitimlerden farklılık gösterir. Çevre eğitimi, bir yandan ekolojik bilgileri aktarırken diğer yandan da bireylerde çevreye yönelik tutumlarının gelişmesini ve bu tutumların davranışa dönüşmesini sağlar (Erten, 2006). Yaşadığımız bu modern çağda, çevre sorunlarının içinden çıkılmaz bir hal almasının nedeni bireylerin·ilgisizliği, duyarsızlığı veya kendi çıkarları için doğaya karşı bencilce davranışları olabileceği gibi, aslında temelde yeterli bir çevre bilgisine sahip olmayışlarıdır. Bireyler çoğu zaman çevreye verdikleri zararın farkında dahi olmamakta veya önemsiz gibi görünen bir çevre kirliliğinin küresel olarak ne boyutlara ulaşabileceğini kavrayamadan yaşamlarını sürdürmektedirler (UNESCO-UNEP, 1993). Bireyler, günlük yaşantılarını çevreye zarar vermeyecek şekilde yerine getirmeyi görev bilmelidirler. Bunlar tek tek belki çok küçük önlemler olarak görünebilir, ama herkesin böyle davranmasıyla oluşacak etki küresel bir boyut kazanır (Gomez-Granell ve Cervera, 1993). insanların çevreyle ilgili olayları anlayabilmesi, çevre bilincini oluşturarak günlük yaşantılarının çevre üzerinde yaratacağı etkilerden haberdar olabilmesi için çevre eğitiminin gerekliliği tartışılmazdır. Çevre koruma dernekleri, radyo-TV, ilgili bakanlıklar tarafından bireylere çevre eğitimi verilebileceği gibi çevre eğitiminin hedeflerine ulaşmasında en uygun yer örgün eğitimdir. Örgün eğitimde birey, önceden planlanmış bir programa göre sistemli bir çevre eğitiminden geçmektedir (Ünal ve arkadaşları, 1999). Çevre eğitiminde, bireylere yeni davranışlar kazandırmada birçok faktör etkendir. Bunlar, çevre eğitim programı, eğitim ve öğretim kademeleri ile müfredat içeriği ilişkisi, çalışma ortamları, eğiticilerin niteliği gibi faktörlerdir. Çevre eğitiminin etkin bir şekilde verilmesi bu parametrelerdeki bilgi birikimine bağlıdır. ' 4 Çevre sorunlarının önlenebilmesi, çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için önce tek tek bireylerin çevreye bakış açılarının ve çevre ile ilgili değer yargılarının sorgulanarak değiştirilmesi gerekir. Günümüzde çevre sorunlarının bugünkü boyutlarına ulaşmasıyla, bu sorunların tüm kitlelere duyurulması ve ilgili önlemlerin alınması için ilk ve belki de tek yol çevre bilinci ve duyarlılığını kazandırabilecek bağımsız bir çevre eğitimidir (Kavruk, 2002). Yukarıda da ifade edildiği gibi, çevre eğitimi hayat boyu devam eden, farklı aşamaları olan ve uzun vadede çok önemli sonuçlar veren ve toplumun tümünü ilgilendiren sürekli bir eğitim sürecidir. Dolayısıyla çevrenin korunması ve yeni nesillere sağlıklı bir çevre bırakmayı amaç edinen kurum, kuruluş ve sosyal grupların koordineli bir şekilde çalışması, çevre bilincinin daha etkin bir biçimde oluşmasını ve bu bilincin davranış değişikliğine dönüşmesini kolaylaştıracaktır. Tabii bu süreçte görev alan veya sorumluluk duyan her bir grup ya da kuruluş, farklı bir fonksiyon eda etmekte ve herbirinin farklı bir alanda katkı sağladığı görülmektedir. Dolayısıyla çevre koruma ve çevre bilincinin geliştirilmesi, toplumun her kesimini ilgilendiren ve katkısını bekleyen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayicisinden şehir planlamacısına, öğretmeninden öğrencisine, medyadan, sivil toplum örgütlerine, devlet kurum ve kuruluşlarından sıradan halka kadar her kesim, bu konuda bir role sahiptir ve bu konuda bir bilinç dönüşümü gerekmektedir (Landers ve arkadaşları, 2002). 1.1. Problem Çevre eğitiminin başarısı ıçın en önemli ögesinin öğretmen oldugu, eğer öğretmende dersleri çevreye yönelik hazırlayabilme bilgisi, becerisi ve sorumlulugu olmazsa çevre okuryazarı olan ögrencilerin yetişmesinin mümkün olmayacağı belirtilmektedir (Plevyak ve arkadaşları, 2001). Bilgiye dayalı çevre eğitiminin verilmesi durumunda kişilerin çevre sorunlarının çözümünde aktif rol almaktan kaçındıkları görülmektedir (Guveritz, 2000). UNESCO-UNEP tarafından yayınlanan bildirilerde çevre eğitimi programları 5 sonucunda öğretmenlerin kazanmaları beklenen yeterlilikler, mesleki eğitim yeterlilikleri ve çevre eğitimi kapsamındaki yeterlilikler olarak belirlenmiştir (Oulton ve Scott, 1995). Çevre eğitimi kapsamında öğretmenlerde bulunması gereken yeterlilikler dört hedef seviyesine ayrılmıştır. Bunlardan ekolojik temeller, öğretmenin öğrencilere temel seviyedeki ekoloji bilgisini kazandırabilmesi; kavramsal farkında olma, öğretmenin bireysel ve toplumsal faaliyetlerin yaşamla çevre arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyebileceğini öğrencilerin farkına varmasını sağlayabilmesi; inceleme ve değerlendirme hedef seviyesinde, öğretmen öğrencilerde çevre sorunlarının çözümünü sağlamak amacıyla bu sorunları araştırmak ve alternatif çözüm önerilerini değerlendirmek için gerekli bilgi ve becerileri kazandırabilmesi, eylem becerileri seviyesinde ise öğretmen öğrencilerin çevreye yönelik olumlu tutumlarının kazanılması içici gerekli becerilerin gelişmesine yardımcı olması olarak tanımlanmaktadır. Öğretmen yetiştirme programlarında çevre eğitimine yer verilmesinin bir zorunluluk olduğu belirtilmektedir (Plevyak ve arkadaşları, 2001). Powers (2004), öğretmen yetiştirme programlarının verimliliğinin programın çok boyutluluğu ile ilgili olduğuna, geleceğin öğretmenlerinin çok sayıda öğrencinin etkilenmesine neden olacağına, çevre eğitiminde gereksinimlerin ihmal edildigine, yüksek öğretimin çevre eğitimi üzerine düşen rolünü yeterince yerine getiremediğine dikkat çekmektedir. Bütün bu ortak çaba ve faaliyetlerde anahtar rol oynayan aktörlerden birisi ise örgün eğitim kurumlarıdır. Okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar, çok değişik düzeylerdeki eğitim kurumları, çevre bilinci ve sevgisini yerleştirmede önemli bir fonksiyona sahiptir. Ama maalesef ülkemizde okulların çevre duyarlılığını geliştirme konusunda, çok zayıf kaldığı ' tartışılmaz bir gerçektir (Daştan 1999). Ayrıca, müfredatların bu konuya ne kadar önem verdikleri ve bu bilinci oluşturmada anahtar rolü oyanayacak olan eğitimcilerin bilgi ve duyarlılık düzeyleri tartışılır niteliktedir (Kavruk 2002). # 6 Çevre eğitiminin başarıya ulaşması çevre duyarlılığı yüksek, ekolojik bilgisi yeterli, yürütebilecek teorik bilgi ve ve uygulamalı deneyime çevresel sahip çalışmaları öğretmenler ve başarıyla yöneticiler sayesindedir. Bu konudan yola çıkılarak bu araştırma için şu problem cümlesi belirlenmiştir: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeyi nedir? Ve çevre bilinçleri çeşitli değişkenlere karşı farklılık göstermekte midir? 1.2. Alt Problemler Bu çalışmanın alt problemleri şunlardır: a. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilgisi ve duyarlılığı ne düzeydedir? b. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre koruma bilinci konusunda profilleri nasıldır? c. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile cinsiyetleri arasında bir fark var mıdır? d. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile okuldaki konumları arasında bir fark va.r mıdır? e. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile yaşadıkları yerleşim birimi arasında bir fark var. mıdır? f. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile hizmet süreleri arasında bir fark var mıdır? g. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile kadro durumları arasında bir fark var mıdır? h. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile medeni durumları arasında bir fark var mıdır? ı. Ortaöğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeyleri ile eğitim durumları arasında bir fark var mıdır? ' 7 1.3. Amaç Bu araştırmanın amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerini belirlemek, çevre bilinçlerine etki eden çeşitli değişkenleri ortaya çıkarmak ve eğitim sistemimize bu konularda önerilerde bulunmaktır. 1.4. Önem Çevre eğitimi bireyde, çevre konusunda bilinçli bir vatandaş olarak çevresindeki problemlere çözüm yolları bulma -becerisinigeliştirmeyi hedefler (Ünal, ve arkadaşları, 1999; Çimen, 2002). Çevre eğitiminin hedeflerine ulaşmasını etkileyen bir çok faktör söz konusudur. Çevre bilgisi, çevre sorunu/meselesi ile ilgili inanışlar, kişisel değerler, bireysel tutumlar, çevre bilinci, çevreci eylemler hakkındaki bilgisi ve becerisi, çevre ~ğitim programının niteliği, eğiticilerin niteliği bu faktörlerden bazılarıdır (Çimen, 2002). Toplumun tüm katmanlarının çevre ve çevre sorunları konusunda bilgilend.irilmesi ve sorunların çözümüne aktif olarak katılacak bireylerin yetiştirilmesinde eğitimcilere büyük sorumluluklar düşmekteoir, işte bu noktada bu eğitimi verebilecek özellikte ve yeterlilikte öğretmen yetiştirmenin önemi ortaya çıkmaktadır (Altın 2001). Bu araştırma, öğretmen ve yöneticilerin çevreye ilişkin bilgilerinin ve çevreye yönelik duyarlılıklarının artırılmasına katkı sağlaması ve bu tarz çalışmalara örnek teşkil etmesi açısından önemlidir. Bu araştırma, öğretmen ve yöneticilerin tutum ve davranışları, öğrenci üzerinde büyük bir etki yarattığından, çevre bilincinin, öğretmen ve yönetici tarafından ne kadar önemsendiğini belirlemesi ve bu alandaki çalışmaların az olması nedeni ile önemlidir. Ayrıca bu araştırma, sonraki araştırmacılara kaynak oluşturacağı için önemlidir. --- --- 8 Kıbrıs'ta çevre sorunları her geçen gün büyümektedir. Fakat bu konuda yapılan çalışmalar oldukça azdır. Bu çalışma Kıbrıs'ta az çalışılan bir konuya ışık tutması açısından önemlidir. Bu çalışma, çevrenin önemini ortaya koymaya, çevre sorunlarının, ne kadar ciddi sorunlar olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışılan bir çabanın ürünüdür. Çalışma ayrıca, bireysel ve toplumsal çevre duyarlılığının geliştirilmesine katkıda bulunmak yönünden önemlidir. 1.5. Sayıltılar Bu araştırmada aşağıdaki varsayımlardan hareket edilmiştir: •!• Çevre, okulların kaçınılmaz konularından olup, çevre bilinci, uzun süreli eğitimi gerektiren bir olgudur. •!• Anketin sorularını cevaplandıran yönetici ve öğretmenlerin, gerekli duyarlılığı göstererek içten, objektif ve dikkatli cevaplar verdikleri varsay,Im ıştır. •!• Araştırmanın verilerini elde etmek için üzerinde çalışılan grup (örneklem), evreni temsil etmektedir. •!• Araştırmada kullanılan veri toplama aracı, araşt_ırma amaçlarına uygun verilerin toplanmasında aranan şartları taşımaktadır. 1.6. Sınırlılıklar Bu çalışma aşağıda belirtilen sınırlılıklar dahilinde yapılmıştır: •!• Araştırma, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim okullarında görev yapan (genel toplam: 300) yönetici ve öğretmenlerden rastgele seçilmiş toplam 180 kişi ile, •!• Araştırma, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim okullarından seçilmiş yönetici ve öğretmenlerin davranış, görüş ve düşünceleriyle, ' 9 •!• Araştırmanın konusu; çevrenin kendisi ya da çevre sorunlarının incelenmesi değil, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci ile, •!• Verileri analiz etmek için kullanılan istatistiksel yöntemler ile, •!• Bu araştırmada kullanılacak kaynaklar ise araştırmacının ulaşabildiği kaynaklarla sınırlıdır. 1.7. Tanımlar Çevre: Canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı etkileşimde bulundukları biyolojik, fiziki, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır (Çepel, 1995). Çevre Eğitimi: insanlara doğal, teknik ve sosyal bir çevredeki her türlü davranış ve eylemlerinin sonuçlarını analiz edip, değerlendirebilecek bilgiler verilmesini ve yöntemler kazandırılmasını sağlayacak öğretim ve eğitimdir (Çepel, 1995). Çevre Bilinci: Bireylerin veya toplumların çevreyle, dengeli bir şekilde ilişkilerde bulunabilrnest için sahip olması gereken davranış, tutum ve düşünce şeklidir (Çepel, 1995). Çevre Duyarlılığı: Çevre sorunlarıyla karşılaşan birey ve toplumun, kendisini etkileyen sorun karşısında gösterdiği tepkidir. Çevre sorunlarına bakış açısındaki hassasiyet ve çevreye olan ilgi olarak da tanımlanabilir (Ôzdemir, 1988). 10 BÖLÜM II 2. İLGİLİ LİTERATÜRLER 2.1. Çevre Kavramı Çevre, insan faaliyetleri ve canlı varlıklar üzerinde hemen ya da dolaysız bir şekilde bulunabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etkilerin belirli bir zamandaki toplamı olarak tanımlanabilir. Böyle bir açıdan bakıldığında çevrenin kapsamadığı hiçbir alan ve süreç kalmamaktadır (Keleş ve Hamamcı, 1997). Çeşitli yönleriyle ele alınan çevre, değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Örneğin; ekolojistler çevreyi "evrende bireyle ilişkili canlı ya da cansız her şeyi ifade eden bir kavram" olarak kullanmaktadır (Kışlalıoğlu, 1985). Ekonomik açıdan "doğa ve insan tarafından şekillendirilen elemanların tümü" olarak tanımlanan çevre (Arat, 1982) coğrafi açıdan ise, insanın çevresi içindeki her türlü faaliyetinin incelenmesi, insanla çevresi arasındaki karşılıklı etkileşimin kurallarının ortaya konması (Erol, 1982) şeklinde ifade edilmektedir. Çevre kavramının algılanması, çevre ögelerinin bilinmesine bağlıdır. Keleş ve Hamamcı'ya göre çevre insanla birlikte 1. tüm canlı varlıklar, 2. cansız varlıklar 3. canlı varlıkların eylemlerini etkileyen ya da etkileyebilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal nitelikteki tüm etken ögelerinden oluşmaktadır. Bunlardan birincisi, canlı varlıklar, biyotik ögeler, üreticiler, tüketiciler, ayrıştırıcılar ve insanlardan meydana gelmektedir. Temel üreticiler, yeşil bitkilerden oluşmaktadır. Bazı bakteri türleride sınırlı sayıda ekosistemlerde bulunmasına karşın üretici sayılmaktadır. Tüketiciler birincil ve ikincil olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Birincil tüketicileri değişik hayvan grupları oluşturur. Yaşamlarının birincil tüketicileri yiyerek sürdüren etobur hayvanlara da ikincil 11 tüketici denir. Görevi canlı dokularda biriken kimyasal maddeleri yeniden canlılar tarafından kullanabilir hale getirmek olan bakteri ve fungus türlerinden oluşan organizmalar ise ayrıştırıcılardan oluşmaktadır (Kışlalıoğlu ve Berkes, 1994). Çevre kavramının ikinci ögesi, canlıların yaşamında büyük önem taşıyan cansız (abiyotik) öğelerdir. Bunlar, canlılar tarafından kullanılan toprak, su ve atmosferden oluşur. Çevre kavramının üçüncü ögesi, canlı varlıkların eylemlerini etkileyen veya etkileyebilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal nitelikteki tüm etkenlerdir (Keleş ve Hamamcı, 1993). Fiziksel etkenler belli bir ortamda hangi tip organizmaların yaşayacağını belirler. Canlıların yaşamlarını etkileyebilen dört çeşit fiziksel etken bulunmaktadır. Bunlar: 1. güneş ışınımı, 2. sıcaklık, 3. su, 4. toprak ve minerallerdir. Çevre, canlı ve cansız çevre olmak üzere iki türdür. Canlı çevre, canlı ile aynı fiziksel alanı paylaşan ve canlıyı doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen diğer tüm canlılardır. Cansız çevre ise canlıların içinde veya üzerinde yaşantılarını sürdürdükleri kaya ve su gibi somut ortamlardır (Yücel, 2006; aktaran; Armağan, 2006). 2.2. Çevre Kavramının Önem Kazanması Çevre kavramının önem kazanması ve insanlığın gündemine gelmesi, sadece kirlilikle ilgili olmamasına rağmen, büyük ölçüde yaşanan kirlilikten kaynaklanmıştır. insanın, doğayı kendini yenileyebilme kapasitesinin üzerinde kullanarak bozması ve değiştirmesi Endüstri Devrimi'yle birlikte hızlanmıştır. 1950'1i yıllardan itibaren başlayan ekonomik büyüme dalgasıyla birlikte çevre kirliliği de gözle görülür boyutlara gelmiştir. Ekonomik büyüme tutkusuyla artan teknolojik gelişmeler ve sonucunda endüstrileşmenin hız kazanması, ortaya çıkan atıklar nedeniyle çevre kirliliğinin de boyutlarını artırmıştır. Özellikle gelişmiş ülkeler, endüstrilerini geliştirmek ve sürdürmek 12 için hem üretim. yaptıkları, hem de hammaddelerini temin ettikleri ortamları kirletmişlerdir. Ayrıca, bu ülkelerin hammadde temin etmek için yalnızca bulundukları ülkeyi değil, dünyanın birçok bölgesindeki kaynakları da kullandıkları göz önüne alınınca kirliliğin boyutlarının büyüklüğü ortaya çıkmaktadır. Bunlara bilimsel ve teknolojik ilerleme ile ekonomik büyüme tutkusu da eklenince dünyayı etkisi altına alan çevre kirliliğinin boyutları da canlı hayatını tehdit eder duruma gelmiştir (Keleş ve Hamamcı, 1998). 2. Dünya Savaşı sonrası üretimdeki teknolojik dönüşüm nedeniyle insanın doğa üzerindeki yıkıcı etkileri yoğunlaşarak artmıştır. 2009'1u yıllarda da kullanımına devam edilen, çevre tahribatının en önemli nedenlerinden olan sentetik ürünlerin üretilmesine 1940'11 yıllarda başlanmıştır. Özellikle plastik maddelerin atıklarının yok edilmesi problemi ile ilk kez 2. Dünya Savaşı sonrasında karşılaşılmıştır. Atom bombasının kullanılması ile başlayan süreçte nükleer enerjinin alternatif olarak sunulması da savaş sonrasında olmuştur. Ayrıca, savaş sonrasında kullanımı artan sentetik ürünler günlük yaşamda, evlere kadar girmiştir. Bu arada artan nüfus ile birlikte tüketim de artmaktadır. Tarımda, gübre kullanımı, zararlı böcek ve bitkilerin yok edilmesinde kimyasalların kullanımının artması, ulaşım teknolojilerinde motorlu araçların kullanımının artması gibi daha birçok etken bir araya gelerek çevre tahribatını hızlandırmıştır. Dolayısıyla, insanın çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalması büyük oranda, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde yine insanın geliştirmesiyle ortaya çıkan üretim teknolojileri ve bu teknolojilerle üretilen ürünler sayesinde olmuştur (Foster, 2002). Doğa, kendini yenileyebilmektedir. Bu nedenle de insan ve çevresi arasındaki ilişkiler, ilkçağlardan Endüstri Devrimi'ne kadar belli bir düzeyde uyum içinde sürdürülebilmiştir. Endüstri Devrimi ile birlikte insan ve doğa arasındaki uyum bozulmaya başlamıştır. insanın doğayla mücadelesi var olduğu andan bu yana süregelmektedir. En basit şekliyle barınma, beslenme ve giyinme ihtiyacı ile başlayan mücadele ortaçağa kadar belli bir denge içinde yürümüştür. Ancak ortaçağla birlikte insan bu mücadelede daha fazla 13 kazanmaya başlamıştır. Endüstri Devrimi sonrası, insanın doğaya hakim olma çabası artık onu sınırsızca kullanma hırsına dönüşmüştür ve doğanın kendini yenileyebilme hızı aşılmıştır. Gerçekleşen teknolojik gelişmelerle birlikte gelişen endüstriyle de bunu destekleyen insan, 1800'10 yıllardan itibaren çevresine ne yaptığına bakmadan 20. yüzyılın sonuna kadar gelmiştir (Görmez, 2003). Doğa, kendisine yapılana tepki gösterir. insanın Endüstri Devrimi ile birlikte gittikçe artan bir şekilde doğaya egemen olma, ondan daha fazla faydalanma arzusu karşısında 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra daha da belirginleşen bir şekilde doğa tepkisini göstermeye başlamıştır. Doğanın gösterdiği tepkiler ilk başta bölgesel ve küçük ölçekte olduğu için fazla dikkat çekmezken, dünyanın giderek ısınması, iklimlerin değişiklik göstermeye başlaması, ozon tabakasının incelmesi, tüm bunlara bağlı olarak yaşanan kuraklık, kıtlık ve açlık gibi problemler toplumların gündemine geldikçe, giderek artan bir şekilde çevre sorunlarına olan ilgi artmaktadır. 2.3. Çevre Sorunlarının Doğuşu Çevre sorunlarının, kirlenmenln en büyük kaynağı insandır. insanların toplu olarak yaşadığı yerterdir, Genel olarak kirlenme, tabiatın temizleme gücünün üstünde olan yüklerin çevrede meydana getirdiği birikimler olarak tanımlanmakta ve birikimler madde veya gruplarının niteliğine göre kirliliğin etkisi de değişik olmaktadır. Farklı bir tarzda söylenirse çevre kirliliğinin oluşmasına temel olan neden; doğanın insan etkileriyle ortaya çıkan atıkları kendiliğinden giderme yeteneğini aşması, buna bağlı olarak bozulmasıdır (Kışlalıoğlu, 1985). Çevre sorunlarının büyük bir kısmının birdenbire ortaya çıkmadığı, zaman içinde birikerek bugünkü boyutlarına ulaştığı bilinmektedir (Keleş ve Ertan, 2002). Çevre sorunları geçmişte de bulunmaktaydı ancak düşük düzeyde hissedilmekteydi. Bu bağlamda çevre sorunlarının gelişimi ile dünyanın küreselleşmesinin paralel olduğu vurgulanmaktadır (Castells ve I 14 Nijkamp, 1998). Bu sorunların ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, son 40-50 yıl içinde yaşanan hızlı teknolojik gelişim ve buna bağlı gelişen ekonomik değişimdir. Birbirlerine bağlı olan bu iki süreç, insan gereksinmelerini çığ gibi artırarak insanları, doğal kaynakları aşırı derecede kullanmaya doğru itmiştir. Bu duruma hızlı nüfus artışı da eklenince endüstri ürünlerinin, teknik araçların, sosyal donanımların miktar ve çesitleriyle, insanların aşırı tüketim arzu ve istekleri akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Bunun sonucunda da bütün canlıların yaşam temellerini sarsmaya ve hatta yıkmaya başlayan, dünyayı yaşanamaz hale getiren gelişmeler yaşanmaktadır (Çepel, 2003). Bununla birlikte insanlığa gerekli olanın ileri teknolojileri toptan devre dışı bırakmak yerine teknolojiyi topluma ve doğal dünyaya katkıda bulunacak ekolojik ilkelere göre düzenlemek hatta daha da geliştirmek olduğu üzerinde durulmaktadır (Bookchin, 1996). Doğada canlıların kendi aralarındaki ve fiziksel çevreyle olan ilişkileri, canlıların sağlıklı gelişmesine imkan veriyorsa, "Doğal Denge" sağlanmış demektir. Aksine durum ise, bu dengenin bozulduğunu gösterir. Evrenin bir parçasının herhangi bir sebeple bozulması, diğer parçalarını da aynı şekilde etkiler. Ekolojik dengeyi oluşturan canlı cansız varlıklar zincirinin halkalarından bir veya bir kaçında olabilecek herhangi bir kopma, zincirin tümüne sirayet ederek bu dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Bu halkalardan biri olan insan, ekolojik dengeyi bozucu faaliyetlerde bulunması çevre sorunlarını meydana getiren etkenlerin başında yer almaktadır. insan ile doğa arasındaki denge devamlı bozulmakta, bu bozulma birbirine bağlı olan zincirin halkalarında tamamlanarak, bu defa insan aleyhine dönmekte ve böylece bir kısır döngü olarak devam edegelmektedir (Yavuz ve Keleş, 1998). Çevre sorunları temelde, insan-doğa ilişkisinin bir ürünüdür. insanın doğayla olan mücadelesi tarihin başlangıcıyla birlikte başlamıştır. Varoluşundan itibaren, önce insanın ihtiyaçlarını karşılamakla başlayan bu süreç daha sonraları doğaya egemen olma ve onu kendine göre düzenleme 1, .•. ., isteğine dönüşmüştür. Bu . istek, ekonomik sistemin de desteklemesiyle zamanla artmış ve insan kendisi için tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir dünyada yaşamaya başlamıştır. Özellikle 20. yüzyıla gelindiğinde, yaşanan hızlı teknolojik gelişmelerin doğa üzerindeki baskısı onun kaldıramayacağı düzeylere ulaşmış, insanlık ancak bu yüzyılın sonlarına doğru çevresi ile kendisi arasında bir problem olduğunun farkına varabilmiştir. Kendisini egemen güç olarak gören insanın, doğayla bir uzlaşmaya varması gerektiğini anlaması da bu zamana denk gelmektedir (Keleş ve Hamamcı, 1998). Başlangıçta, gelişmiş ülkelerin endüstriyel sorunları olarak görülen · çevre ile ilgili problemlerin az gelişmiş ülkelerle ilişkisinin olmadığı düşünülmüştür. Kirlilik ile ilgili sorunların büyük oranda gelişmiş ülkelerde yaşandığı kabul edilse de; kaynakların tükenmesi, ozon tabakasının incelmesi, küresel ısınma gibi sorunlar dünyanın ortak problemleridir. Ayrıca, doğal kaynaklardan havanın, suyun ve toprağın bozulması tüm dünyayı etkilemektedir (Akman ve arkadaşları, 2003). 21. yüzyılda çevre sorunları oldukça önemli boyutlarda ortaya çıkmaya ve hızla çoğalmaya devam etmektedir.. Çevre ile ilgili olarak ortaya çıkan her yeni sorun insanları ve toplumları, biraz daha fazla. etkilemektedir. Sanayileşmenin hızlanması, ilerlemesi, dünya nüfusunun artması, beslenme sorununun ortaya çıkmasına neden olmuş, artan üretim doğarım çok hızlı bir biçimde tüketilmesine yol açmıştır. Bununla beraber ekolojik denge, insanlar tarafından artık bu işleri göremeyecek şekilde bozulmaya yüz tutmuştur. Bu nedenle insanların çevre ve çevre sorunları hakkında bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. Hızlı nüfus artışı ve denetimsiz endüstrileşme ile kentleşme, şehirlerdeki hava kirliliği, akarsulardaki kirlenme, tatlı su kaynaklarının dağılım ve tüketimindeki etkinsizlik, küresel ısınma, doğal yaşamın kaybolmaya yüz tutması, karbondioksit gazının artışı nedeniyle meydana gelen iklim değişikliği, ozon tabakasının incelip delinmesi, atmosfere yayılan gazların yol açtığı sera etkisi, asit yağmurları, kıyıları kaplayan kimyasal atıklardaki artışlar, milyonlarca bitki ve hayvan türünün 16 yok olmaya yüz tutması, nükleer kirlenmeler, toksik atıklar, civa kirlenmeleri ve yeşil alanların azalıp çölleşmenin artması günümüzde söz konusu olan başlıca çevre sorunlarıdır. Ayrıca, bölgesel savaşlar, tarım ilaçları, yapay gübreler ve deterjanlar gibi maddeler, doğal kaynakların bilinçsiz ve aşırı tüketimi çevre sorunlarının artmasına neden olmuş, sonuç olarak kirlenen hava, su ve toprak, canlılar için zararlı olabilecek boyutlara ulaşmıştır. Çevre problemlerinin oluşmasında değişik nedenler olduğu ve bunların farklı uzmanlarca, farklı şekillerde ortaya konulduğu bilinmekle beraber, konuya genel olarak bakıldığında asıl nedenler: insanların çevre üzerinde gerçekleştirdiği tahribatın kendisine ne şekilde yansıyacağı konusundaki bilinçsizliği, insanın çevreye ne yapılırsa yapılsın çevrenin kendini tamir edebileceği gibi yanlış bir varsayımla hareketi, dünya nüfusunun günümüzde · astronomik rakamlara ulaşması olarak sıralanabilir (Doğan, 1988). Bütün çevre sorunlarının salt bilim ve teknolojiye bağlanması, sorunun diğer parçalarını görmemek ve çözüme ulaşamamak anlamına gelmektedir. Çevre problemlerine iki tür yaklaşım bulunmaktadır. Birincisi, ekoloji ve sosyal sistemin dengesinin bozulması yeni bir dengeye geleceğinin işareti olarak anlaşılabilir. Problemler sistem içerisinde aşamalı olarak çözümlenmeli ve sistemin davranışlarda bütünlüğü kökten bozulmamalıdır. değişim ikincisi olmadıkça ise, çevre zihniyette ve sorunlarının çözülemeyeceğini, reform önerilerinin sadece çözümü geciktireceğini ileri sürmektedir. Her iki yaklaşımın ortak noktası çevre sorunlarının temelinde zihniyet probleminin yattığının kabul edilmesidir. Bu zihniyet, modern bilim ve teknolojinin gelişmesine de katkısı olan insan aklını tek geçerli otorite haline getiren ve insana doğayı sınırsız dönüştürme hakkının verilmesini sağlayan Aydınlanma düşüncesidir. Hakim olan bu zihniyet; insan bütün değerlerin kaynağıdır, insan üretmek ve tüketmek için vardır, bu üretim ve tüketim sonsuz miktarda artırılabilir, şeklindedir. Amaç insanın mutluluğu ve refahını artırmak olduğuna göre, refah için kalkınma, kalkınma için de daha. çok üretim ve tüketim gerekmektedir. Kaynakların sınırsız olduğu varsayılmakta, 17 tükenen kaynakların yerine bilim v~ teknoloji ile yenilerin bulunabileceğine inanılmaktadır. Doğanın insanın isteğine göre uyarlanması ve doğa ile savaşın kazanılması uygarlığın ve gelişmişliğin işaretidir. Gelişmişliğin en önemli göstergesi de bilim ve teknoloji olarak kabul görmektedir. Sayılan bu zihniyet özellikleri, modern paradigmanın insan merkezci olduğunun, aydınlanma döneminden itibaren hakim olan insanın doğayı istediği gibi sınırsızca dönüştürebileceğinin göstergesidir. insanı her şeyin merkezine oturtan bu özelliklere sahip zihniyetin doğal dengenin bozulmasına neden olması da kaçınılmazdır (Demir, 2007). Çevre sorunlarının ekonomik gelişme ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Ekonomik gelişme, Endüstri Devrimi ile birlikte hız kazanmış, üretimde önemli artışlar yaşanmıştır. Bu üretim artışları doğal olarak kaynak kullanımını ve atıkları artırmıştır. Kaynakların tükenme tehlikesi yanında, atıkların bertaraf edilmesi ek maliyetler getirdiği için endüstriyel üretimden kaynaklanan çevre sorunları daha fazla dikkat çekmektedir (Fisunoğlu, 1990). Ortaya çıkan bu sorunların çözülmesi için ulusal ve uluslararası platformlarda 1970'1erden sonra çabalar başlamıştır. Ancak bu çabalar, endüstriyel üretimin ve tüketimin bütün hıztyla devam ettiği ve ekonomik büyümeye çok büyük önem atfedilen anlayışın hakim olduğu ortamda sürdürüldüğü için çözümlerin ortaya konularak uygulanması zaman almaktadır. Ekonomik büyümeye verilen önem 21. yüzyılda da azalmadan sürmektedir. Bu konuyla ilgili olarak, dünyada her yıl ortalama % 4 dolayında gerçekleşen büyüme oranının, azalan kaynaklara göre kendisini düzenlemek zorunda kalacağı ileri sürülmektedir (Brown, 1979). Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerde olan çevre sorunları bir anlamda varlıktan kaynaklanan sorunlar olarak nitelendirilirken, azgelişmiş ülkelerde bu sorun yoksulluk ve yoksunluk sorunu olarak görülmektedir. Sonuç olarak, çevre sorunları ile ilgili bugün insanlığın elinde olan bilgilere göre; insanlığın yarattığı kirliliğin doğanın bunları yok edebilme kapasitesinin üzerinde olmamasının, yenilenebilir kaynakların kullanım 18 · oranının doğanın kendini yenileyebilme kapasitesini aşmamasının ve yenilenemeyen kaynakların kullanımının ise alternatiflerinin bulunabildiği oranda yapılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Kısacası, tarım dahil tüm endüstriyel üretimde dünya genelinde yoksulluğun ortadan kaldırılması için bilim ve teknolojinin geliştirilmesinin gerekliliği kabul edilmekle birlikte, dünyanın geleceği açısından çevresel değerler gözetilerek ekonomik büyüme tutkusunun olabildiğince önüne geçilmesinin gerekliliği de ileri sürülmektedir (Foster, 2002). 2.4. Çevre Sorun'larına Yol Açan Faktörler Sanayi devrimiyle başlayan ekonomik büyüme ve buna bağlı olarak da sürekli artan tüketim süreci, teknolojik gelişmelerin de katkısıyla çevre sorunlarını akıl almaz boyutlara vardırmıştır (Kaplan, 1997). Çevre sorunlarına neden olan hızlı nüfus artışı, düzensiz kentleşme, sanayileşme ve turizm gibi etkenler, doğal kaynakların sağlıklı bir biçimde korunamamasına da neden olmaktadırlar. 2.4.1. Nüfus Artışı ve Göçler Nüfus artışı, kaynaklar üzerinde talebi. etkileyen ve çevrenin bozulmasına yol açan önemli faktörlerden biridir. Çevre ve doğal kaynaklar bağlamında hızlı nüfus artışının getirdiği hiç bir avantaj yoktur. Dünya halen üzerinde yaşayan 6 milyar insanı, 2015 yılında ise 7 milyardan fazla insanı barındırmak ve beslemek zorundadır. Bu nüfus artışı karşısında tüm tüketim ihtiyaçlarının artması, alışkanlık ve beklentilerin de değişmesi ile birlikte, doğal kaynakların yetersiz kalması, çevrenin ve ekolojik dengenin de sarsılması kaçınılmaz bir son olacaktır (Metin, 2001). Hızla artan bir nüfus, genç ve yaşlı kesimin yani üretici olmayan kesimin büyümesine, üretici olmayan bu kesimin üretici durumda bulunanlara iktisadi bakımdan yeni yükler getirmesine neden olmaktadır (Görmez, 2003). 19 Hızlı nüfus artışının, az gelişmiş . veya gelişmekte olan ülkelerin bağımlılık oranlarını artırdığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda ortaya çıkan diğer bir olumsuz durum da istihdam açısından yaşanan olumsuzluklardır. Nüfus artış hızının yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerde emek arzının hızla arttığı ve bu durumun, aynı ölçüde istihdam alanları yaratmanın imkansızlığı nedeni ile açık ve gizli işsizlik gibi iktisadi ve toplumsal açıdan son derece önemli durumlara neden oldugu bilinmektedir. öte yandan hızlı nüfus artışı iktisadi refah düzeyini de olumsuz yönde etkilemektedir. İktisadi kaynakların sınırlılığı ve buna bağlı olarak üretimin, nüfus artışı ölçeğinde artırılamaması her geçen gün milli gelirden daha fazla sayıda insanın pay almasına neden olmakta; bir başka deyişle fert başına düşen milli gelir azalmaktadır (OECD, 1998). Hızlı nüfus artışının bir başka sonucu da demografik yatırımların toplam yatırım içerisindeki payını yükseltme yönündeki etkisidir. Hızla artan nüfus bir taraftan ekonomiye hiçbir katkısı olmayan, yani üretken olmayan yaş grubunun genişlemesine neden olurken; aynı zamanda toplumun bu kesiminin gereksinimlerini karşılamaya yönelik alanlara (örnegin okul, hastane oyun bahçeleri vb.) daha fazla yatınrnm yapılmasını gerekli kırmaktadır. Bunun bir sonucu olarak da esasen kaynakları kıt olan ve nüfusu hızla artan bazı ülkeler yatırımlarını, iktisadi gelişmeler için gerekli olan asıl üretken alanlara kaydıramamaktadırlar (Altuğ, 1990). Kentlere yönelik büyük göçler her yıl artarak devam etmektedir. Bu durum alt yapısı olmayan kaçak yapıların ve gecekonduların hızla arttığı, sosyal ihtiyaç tesisleri ve yeşil alanlardan yoksun, dolayısıyla sosyal sorunları da hızla artan, çözümü zor ve yeni problemli alanların ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Daştan, 2007). 2.4.2. Kentleşme Çevre sorunlarına neden olan etmenlerden birisi olarak hızlı kentleşme yalnız günümüzde değil, çevre sorunlarının ciddi boyutlar kazanmaya 20 .başladığı zamanlardan beri üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Bir başka ifadeyle sanayileşme ve onun motive ettigi hızlı kentleşme, daima bir arada değerlendirilen iki sorun olarak görülmüştür. Çevre kirilliği konusu 1920'1erde,refah iktisadının ilk kuramcılarına bir inceleme konusu teşkil etmiş ve bu yaklaşımlarda sanayileşme ile hızlı kentleşme çevre kirliligine neden olan temel etmen olarak görülmüştür (Altuğ, 1990). Kentsel mekanlardaki yığılmaların ve düzensiz kentleşmenin hava, su, toprak gibi doğal kaynakların kirlenmesinin yanında yol açtığı, tarihi kentsel dokunun yok edilmesi, ormanların tahribi ile çölleşme, toprak erozyonu ve benzeri sorunlarla, insanların sağlıklı doğal yaşam ortamları da olumsuz yönde etkilenmektedir (Önen, 2002). 2.4.3. Sanayileşme Artan nüfusa koşut olarak giderek artan tüketim talebini karşılamaya yönelik üretim çabaları ile sanayileşme, çevrenin daha geniş alanlarda çok miktardaki doğal kaynağının seferber edilmesini, daha uzunca bir süre içinde daha çok sayıda işleme tabi tutulmasını ve daha genişçe bir alana dağıtılmasını gerekli kılmakta bu da hızla tüketilen doğal kaynaklarla birlikte bazı çevre problemlerini beraberinde getirmektedir (Türköz, 1997). Teknolojik gelişmeye dayalı olarak hızla gelişen sanayileşme insanoğluna önemli olanaklar sunmakla birlikte, çevrenin kirletilmesi, doğal kaynakların bazı durumlarda geriye dönülemez bir biçimde kirletilmesi ve tüketilmesi gibi istenmeyen sonuçlar da yaratmaktadır. Ancak bu saptama sanayileşmenin insanlık açısından istenmeyen bir gelişme olduğu anlamına gelmemektedir. Kaynakların uzun vadeli ve çok boyutlu değerlendirmeden uzak bir çabayla yokedilmesi, tüketim toplumları yaratan ekonomik sistemlerin geliştirilmesi, nükleer silah üretimi, benimsenen teknolojinin canlı türlerini tüketen özelliklere sahip yan ürünlerinin olası tehlikelerine ilişkin duyarsızlık, tarım topraklarının hızla azalması, kentlere yığılma ve nüfus problemleri gibi etmenler, çevre sorunlarının giderek büyümesine neden ' 21 olmuştur. Sanayileşmenin yarattığı sorunlar, insan topluluklarının sanayileşmeye karşı olumsuz tutum geliştirmelerine neden olmuştur. Örneğin 1986 yılında Sovyetler Birliğinde çernobil santralinde oluşan kaza ve etkileri, insan topluluklarının doğayı kirletme ve insan sağlığı açısından radyoaktif tehlikeler yaratma olasılığı gibi gerekçelerle nükleer santrallere karşı tavır almaları savını güçlendiren bir etken olmuştur (Türküm, 2006). Zira sanayinin çevreye yaydığı kirletici atıklar, yalnızca insanlara, hayvanlara, bitki ve eşyalara zarar vermekle kalmamakta, aynı zamanda, ekolojik dengeyi de bozmak suretiyle çevrede biri birine bağlı bir dizi sorunun da ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Altuğ, 1990). 2.4.4. Turizm Dünyada çok hızlı bir biçimde artan ve gelecekte de devam edeceği bilinen turizm faaliyetlerinin kültürel, doğal ve fiziksel çevre üzerine olumsuz etkileri vardır. Uluslararası alanda turizmde doğal alanlara yönelik talebin artması, değişik turistik yöreleri gerekli altyapı ve donanımları oluşturmadan turizme açmak betonlaşmaya yol açmakta, doğal kaynaklar ve fiziksel çevre tahrip olmaktadır. Hızlı nüfus artışı, büyüyen endüstrileşme, yenilenmesi mümkün olmayan doğal kaynakların tükenmesi, çevrenin . kirlenmesi ve bozuluşu dünyamızın ortak geleceğini, her geçen gün daha büyük boyutlarda tehdit etmektedir (Akpınar, 2001). 2.4.5. Kaynakların Kıtlığı ve Sonsuz Tüketim Arzusu Ekonominin gerekleri ile çevre koruma çabalarının birbirinin karşısında olduğu, daha açık bir anlatımla ekonomik bir gelişme sağlanmak isteniyorsa çevreye verilecek kaçınılmaz zararlara katlanılması; tam tersine çevreyi korumak, zararlar önlenmek isteniyorsa ekonomik büyümeden vazgeçilmesi gerektiği savunulmaktadır. Oysa çevre değerleri korunarak ve dikkatli kullanılarak yaşam ölçümlerinin yanı sıra yaşam niteliği de yükseltilebilir. Kaldı ki ekonomik gelişme, çevrenin olanakları ile sınırlıdır. öte yandan çevre koruma ve iyileştirme politikalarının başarılı olabilmesi için de ekonomik ve teknolojik gelişmeye gereksinim vardır (Kaplan, 1997). 22 Sorun tek başına bir tüketim olgusu değildir_. Esas sorun dünya kaynaklarının karşılanabileceğinden, yenilenebileceğinden daha fazla tüketiliyor olmasıdır. Sınırlı bir dünyada endüstriyel üretimde sınırsız bir gelişme hedefi, dünya çapındaki çevre krizini günden güne derinleştirmekte, doğal kaynak stoğunun her geçen gün daha da azalmasına yol açmakta, atıklar ve kirlilik sorunlarını çözümsüz hale getirmekte, insan ve hayvan türlerinin yok olmasına neden olmakta, insanları ruhsal ve entelektüel bir bozulmanın eşiğine getirmekte ve gelecek kuşakları tehdit etmektedir (Çoban, 2002). 2.4.6. İnsanların Sınırsız İlerleme ve Büyüme İstekleri Bütün ekonomik etkinlikler, toplumsal ve kültürel gelişmelere doğal sistemlere dayandığına göre, dünyanın fiziksel kaynaklarının sonlu olduğu gerçeğini göz ardı eden sınırsız ilerleme ve büyüme, toplumların bağımlı olduğu doğal süreçleri tahrip ederek insanlığın geleceğini tehdit etmektedir (Çoban, 2002). Bütün bunlara rağmen, günümüzde ülkelerin ilerleme ve gelişme ideallerinden vazgeçmeleri beklenemez. Ancak ülkeler bu yolda. ilerlerken, gelecek nesillere yaşanabilir, temiz bir çevre bırakmak için doğal. kaynakları dengeli kullanma stratejisini benimsemelidirler. 2.4.7. Gelişmekte Olan Ülkelerin Problemleri Dünyanın geleceğini tehdit eden çevre sorunlarının oluşumuna neden olan bir başka neden de gelişmekte olan ülkelerin içinde bulundukları problemlerdir. Bu ülkelerin gelişme ve kalkınma yönünde gösterdikleri aceleci çabalar değişik sorunları da beraberinde getirmektedir. Ekonomik kriz, işsizlik, açlık, hastalık ve toplu ölümler gibi birçok sorunun yaşandığı bu ülkelerde gelişme ve ilerleme konusunda gösterilen çalışmalar çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu ülkelerin çevre sorunlarının temelinde, yoksulluk ve kalkınmanın çözümlenememiş olması yatar. Bu ülkeler hem çevre sorunlarını önleyecek hem de bu sorumluluk içerisinde sürdürülebilir bir ')'l "'-' kalkınma sağlamak zorundadırlar. Bu ikilemi aşmak böyle ülkeler için oldukça zordur. Bunun yanında, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere çeşitli yollardan kirlilik ihraç etmektedir. Gelişmiş ülkelerde kullanımı yasaklanmış bazı kimyasal maddeler ve tarımsal ilaçların üçüncü dünya ülkelerine ihracı ile yine bu ülkelerin kirlenmesine neden olmaktdırlar. Söz konusu ülkelerin az gelişmişlikten kaynaklanan sorunları çözülmeden çevre sorunlarını kısa sürede ortadan kaldırmak hemen hemen mümkün gözükmemektedir (Uslu, 1995). 2.4.8. Kirlenmeye Karşı Doğanın Tepkisinin Önceden Bilinememesi Doğanın korunması adına faydalı bir şeyler yapmak amacıyla yapılan bazı etkinliklere, doğa beklenmedik reaksiyonlar gösterebilmektedir. Bu nedenle çevreyi yeterince tanımak ve müdahalelere nasıl reaksiyon göstereceğini önceden tahmin edebilmek amacıyla çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Ekolojistler; popülasyonları, ekosistemleri, habitatları incelemek ve doğru bilgiler verebilmek için yaygın olarak istatistiksel teknikler, matematiksel modelleme yöntemleri kullanmışlardır. Ne yazık ki bu matematiksel modelleştirmenin tüm ekolojik problemleri önlemek ve var olanları gidermek için bir reçete olmadığı anlaşılmaktadır (Uslu, 1995). Çevreyi korumak amacıyla yapılan bazı çalışmaların bile, çevre üzerinde olumsuz etkileri görülebilmektedir. ABD ve Avrupa'da hava kirliliğine yol açtığı için büyük fabrikaların bacalarına filtre mahiyetinde partikül tutucu aygıtlar takılmıştır. Sonuçta hava kirliliğinin büyük ölçüde önüne geçilmesine rağmen, bacalardan çıkan duman konsantrasyonunda partikül maddeler bulunmadığı için çeşitli nitrojen oksitleri ile sülfıdioksit, atmosferdeki su ile birleşip, asit yağmurları şeklinde yağmaya, dolayısıyla toprağa ve suya zarar vermeye başlamıştır (Mesoroviç and Peste!, 1978). 24 2.4.9. Çevre Sorunlarının Kaynağı Konusunda Uzlaşma Sağlanamaması Çevre sorunlarının kaynağı konusunda pek çok görüş ortaya atılmıştır. Bu görüşlerden çoğu temel nedeni, nüfus artışına ve buna bağlı sorunlara bağlamaktadır. Bunun yanında temel nedeni sanayileşmeye bağlayanlar da vardır. insan ve çevresi arasındaki ve diğer canlılarla doğal çevre arasındaki ilişkiler, insanlığın ilk yıllarından sanayi devrimine kadar değişime uğrasa da kısmi bir uyum içinde devam etmiştir. Ancak sanayi devrimi, insanın doğaya müdahale ederek doğal dengeyi bozma olanaklarını ve koşullarını hazırlamıştır (Görmez, 1989). Çevre sorunlarının kaynağı konusunda bir başka görüş de, çevre kirliliğinin doğrudan doğruya nüfus artışıyla ya da ona bağlı tarımsal faaliyetlerle ilgili olduğu, birçok kirleticinin nüfustan daha hızlı bir şekilde arttığı, kirliliğin daha çok sanayinin gelişmesine ve teknolojik ilerlemelere bağlı olduğu yönündedir (Daştan, 2007). Bunun yanı .stra çevre sorunlarını olgusal sebeplere bağlayan görüşlerin yanında çevre sorunlarının bazı felsefik-teorik sebeplere bağlı olarak çıktığını ileri sürenler de vardır (Uslu, 1995). 2.4.1 O. Eğitimsizlik ve Duyarsızlık Çevre sorunlarının ortaya çıkmasında en önemli faktörlerden biri de bireylerin eğitimsizliği ve duyarsızlığıdır. Canlılarla cansız ortamın bir arada bulunduğu bir ekosistemde aktif rol oynayan unsur genellikle insandır. Çevrenin kirletilmemesi, korunması ve iyileştirilmesi konusunda tüm görevler yine insana düşmektedir (Kuleli ve Sonat, 1995). Çevreye ilişkin tüm sorunlar aslında sosyo-ekonomik koşullar ve insan davranışından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle çevre sorunlarına uygun çözümler ancak bilgi ve değer sistemlerine yönelik çabalar sonucu 25 bulunabilir. Oysa ki. günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve iletişim orqanlanrun hızla yayılması dünyada güç ve değer kavramlarını hızla değiştirmektedir. Dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen çevre sorunlarının tüm dünyayı da aynı derecede etkilediği dikkate alındığında, kamuoyunun bilgilendirilmesinde yazılı, görsel medya kuruluşlarının rolünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. 2.5. Çevre sorunları Çevre kirliliği birden bire ortaya çıkmamış, zaman içinde birikerek varlığını duyurmuştur. Çevre kirlenmesi ya da bozulması, çevreyi oluşturan ögelerin bu süreç içinde giderek niteliğinin değişmesi, değerinin yitmesidir (Keleş ve Hamamcı, 1997). Çevre kirliliği, insanların tüm aktivitelerine olumsuz yönde etki eden çevre değişikliği veya kaynaklarımızın yanlış yerde, hatalı kullanımı, bir başka anlatımla, modern insanların ekosistemi, ekolojik yönden kabul edilemeyecek şekilde zorlaması olarak da tanımlanmaktadır (Hun, 1997). Çevre sorunları, çevre kirliliği kavramına göre daha geniş bir kavramdır. Bu nedenle çevre sorunları, kirliliğin dışında başka bozulmaları da ele almaktadır. Canlıların (insanların) davranış ve yaşam şekillerinde. olumsuzluklar meydana getiren faktörlerin tümüdür (Erten, 2006). Çevre sorunu; doğa ve doğa kaynaklarının aşırı ve yanlış kullanımı ile doğanın temel fiziksel ögeleri olan hava, su ve toprak kirlenmesinin doğal çevre üzerinde meydana getirdiği bozulmadır (Güler ve Çobanoğlu, 1997; ôzata, 2005). Bir ilişkiler bütünü olan çevrenin soruna dönüşmesi, insandan kaynaklanan etkilerin doğanın dengesini zorlaması sonucu olmaktadır. Doğal dengeler karşılaştıkları yeni yükleri kaldıramaz hale geldiklerinde "kirlenme" diye adlandırılan dengesizlikler ortaya çıkmaktadır. Böylece insanoğlunun bitmeyen beklentileri ile yenilenmeyen kaynaklar hızla tükenirken, yenilenebilir kaynaklarda da tahrip ve bozulmalar görülmekte veya gürültü, 26 estetik bozulması gibi kişi huzurunu bozan gelişmeler insan-çevre ilişkilerindeki olumsuzlukları artırmaktadır (Devlet Planlama Örgütü, 2006). Hepimizin de bildigi gibi son yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde sel baskınları, aşırı kuraklık, şiddetli rüzgarlar ve öldürücü yaz sıcakları gibi doğal afetler görülmekte ve sayılarla ifade edilemeyecek kadar mal ve can kaybı oluşmaktadır. Bunlar insanlığın karşılaştığı sürpriz gelişmeler degildir. Bunlar, yıllardan beri bilim adamlarınca dile getirilen fakat daha çok refah ve kazanma hırsıyla kulak ardı edilen acı gerçekle insanlığın yüzleşmesidir. Eğer çevrenin korunması konusundaki duyarsızlık böyle devam edecek olursa büyük bir olasılıkla insanlık daha birçok felaketle karşılaşacaktır. Tüm bunların temelinde saniyeleşme ile birlikte insanoğlunun doğayı yağmalaması, doğayı kendi çıkarları dogrultusunda acımasızca kullanması yatmaktadır. Bunun sonucunda da hem bizim yaşamımızı hem de gelecek nesillerin ve diğer canlıların yaşamlarını tehdit eden birçok çevre sorunu bize meydan okurcasına karşımızda durmaktadır (Erten, 2000). insan, var oluşundan günümüze doğada üstünlük kurmaya yönelik arayışlar içine girmiş, bilim ve teknik imkanların yaygın bir şekilde kullanımı ile birlikte doğa sınırsızca kullanılmıştır. Bunun sonucu olarak içinde yaşadığı çevre ile arasında var olması gereken uyumu bozmuştur. Uzun yıllar doğa üzerinde yapmış olduğu tahribi umursamayan insanoğlu, XIX. yüzyılda çevre ile olan ilişkilerinde birçok sorunla karşı karşıya kaldıktan sonra geleceğini güvence altına alabilmek için doğa ile uyum içinde yaşamaya mecbur olduğunu anlamıştır. Çevrenin canlı yaşamını etkileyecek şekilde bozulması bir anda ortaya çıkmamış, zaman içinde birikerek ortaya çıkmıştır. Çünkü doğanın kendini yenileme yeteneği uzun bir süre olumsuz şartları düzeltmiş, ancak kirlilik düzeyinin yenilenme yeteneğinin üzerine çıkması ile çevre bozulmaya başlamıştır. Hava, su ve toprağın kirlenmesi ile birlikte kirlilik unsurları besin zinciri ile çeşitli düzeylerde bitki ve hayvan topluluklarına taşınmış ve onların yaşamlarını tehdit eder bir hal almıştır. Hızlı nüfus artışı, kırsal alandan kentlere göçün artışı ve sanayileşme, kirlenmenin 27 yaygınlaşması ve artmasına neden olmuştur. Diğer taraftan doğal kaynakların sınırlı oluşu ve bunların bir kısmının kirlilik ile önemli ölçüde bozulmuş olması beraberinde artan nüfusun sağlıklı beslenememesi sorununu gündeme getirmiştir. Bu ve yeterli arada toplumların bilinçlenmesi ve gelecek ile ilgili kaygılar çevre sorunlarını ciddi bir şekilde ele alınmasını sağlamıştır. Çevre sorunlarından bazılarını şu şekilde açıklayabiliriz: 2.5.1. Su Kirliliği: Suya karışan maddelerin, suların fiziksel (renk, sıcaklık artışı vb.), kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirmesine su kirliliği denir. istenmeyen zararlı maddelerin (deterjanlar, pestisitler, endüstriyel atıklar, boya vb.) su kalitesini ölçülebilir oranda ve canlılara zarar verecek miktarda suya karışması sonucu su kirliliği ortaya çıkar. Su kaynağına karışan atık maddelerdeki organik materyal, doğal şartlarda mikroorganizmaların yardımı ile transformasyon ve mineralizasyona uğrar. Ve su bu olay sonucu biyolojik olarak kendini temizlemiş olur. Ancak bunun olabilmesi için su ortamında başta yeterli 02 olmak üzere, tüm ekolojik koşulların organizmalar için uygun olması gerekir. Suda bulunan organik maddenin biyokimyasal olarak ayrışmasında tüketilen 02 miktarına biyolojik oksijen ihtiyacı denir. Sulardaki organik maddenin tamamının oksidasyonu için gerekli olan 02 miktarına ise; kimyasal oksijen ihtiyacı denir. Suda erimiş 02 azalması halinde bazı (anaerobik) mikroorganizmaların faaliyetleri biyokimyasal reaksiyonlar sonucu, durur veya amonyak, oksijensiz metan ve hidrojensülfür gibi yarı stabil, zararlı ürünler açığa çıkar. Bunun sonucu olarak da su biyolojik olarak kendini temizleyemez. Endüstri tesislerinden çıkan sıcak suların, boyaların ve bulanıklığın akarsulara karışması sonucu, suyun fiziksel özellikleri değişikliğe uğrar. Sudaki kimyasal değişim nedenlerinin başında ise insanlar tarafından sulara karıştırılan ve kolay ayrışan organik materyal gelir. Bunlar arasında fabrikalardan çıkan tuzlar, ağır metaller, pestisidler ve deterjan gibi bileşikler sayılabilir. 28 2.5.2. Toprak Kirliliği: Toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri direk veya dolaylı olarak istenmeyen biçimde değişmesi sonucu toprak kirliliği ortaya çıkar. Toprak kirliliği erozyon, çoraklaşma, drenaj. bozukluklarından kaynaklanan yaşlık, taşlılık, gübreleme, endüstriyel kökenli bozulmalar biçiminde olabileceği gibi, hava ve sulardaki çeşitli kirlilik unsurlarının toprağı kirletmesi şeklinde de olabilir. Ayrıca verimli toprakların tarım dışı amaçlar (yerleşim ve endüstri yerleri, turistik bölgeler vb.) için kullanımı sonucu tarım alanları kaybolmaktadır. Rüzgar, su gibi doğal kuvvetlerin etkisi ile toprağın taşınmasına erozyon denir. Bir de toprak içindeki beslenme elementlerinin su ile toprağın derinliğine doğru taşınımı vardır ki buna da kimyasal erozyon adı verilir. Erozyon ile toprağın üretkenlik potansiyeli ve beslenme elementleri oranı azalır, su tutma kapasitesi düşer. Bunun sonucu olarak ürün miktarı ve kalitesi azalır ve açlık kaçınılmaz son olarak ortaya çıkar. Ayrıca erozyonla taşınan materyal verimli toprakların hatta köy ve kasabaların üzerini örterek kullanılmaz hale getirir, liman, göl, baraj ve sulama sistemlerinin hızlı bir şekilde dolmasına neden olur. Toprağın verimini artırmak amacı ile yapılan aşırı ve bilinçsiz gübreleme, toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulmasına ve kirliliğe neden olur. Ayrıca gereğinden fazla kullanılan gübre bitkiler üzerinde toksik etkisi yapar. # Bazı endüstriyel faaliyetler toprağın direk veya dolaylı (hava ve su ortamlarını kirleterek) olarak kirlenmesine neden olmaktadır. Kirletilmiş su ve hava, toprağın fiziko- kimyasal ve biyolojik özelliklerini bozarak kalite ve verim düşüklüğüne sebep olur. Ayrıca çeşitli endüstriyel faaliyetler sonucu ortaya çıkan bazı toksik maddeler tarım ürünlerinde birikerek besin zinciri ile diğer canlılara taşınır. Atmosferde bulunan çeşitli kirlilik unsurları, yağışlar (yağmur, kar vb.), absorbe olma veya doğrudan çökelme ile toprağın kirlenmesine neden olur. S02 yağış sularında veya toprak çözeltisinde çözünerek sülfüroz aside dönüşür ve toprakların asitleşmesine neden olur. Toprağın asitleşmesi ile toprakta bulunan bitki beslenme elementlerinin ·29 yıkanması kolaylaşır. Ayrıca asit yağmurları tarım ve orman alanlarında önemli tahribat yapar. 2.5.3. Hava Kirliliği: Hava kirliligi, "belli bir kaynaktan atmosfere bırakılan kirleticilerin, havanın doğal bileşimini bozarak onu canlılara ve dogaya zarar verecek bir yapıya dönüştürmesi" olarak tanımlanabilir (Endüstri Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliginin Kontrolü Yönetmeligi, 2006). Hava kirleticileri, "dogrudan veya dolaylı olarak insanlar tarafından havaya bırakılan ve insan sağlığı üzerinde veya bütün olarak çevre üzerinde olumsuz etkileri olan her türlü maddeler'' olarak tanımlanmaktadır (Keleş ve Ertan, 2002). Havadaki kirleticiler belli bir miktarı aştıkları zaman zararlı duruma gelmektedirler. Hava kirliligi, insanların çeşitli aktivitelerinden doğan ve sağlıklarının yanı sıra kaynakların da kirlenmesine sebebiyet veren kirleticilerin atmosfere karışması ve atmosferde canlıların sağlığına zarar verecek miktar ve sürede kirleticilerin birinin ya da daha fazlasının bir arada bulunması şeklinde tanımlanabilmektedir. Bunun yanında WHO hava kirliliğini, atmosferde toz, duman, gaz, koku, su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi şeklinde tanımlamaktadır (Air Quality Guidelines Global Update, 2005). Atmosfer, dünyayı canlıların yaşamasına elverişli duruma getirmektedir. Canlıların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan solunum, sindirim ve fotosentez gibi süreçlerin temel girdisi havadır (Keleş ve Ertan, 2002). Hava, atmosferi oluşturan gazların bir karışımıdır. Hacim olarak havanın % 78,09'u azot, % 20,95'i de oksijendir. Geriye kalan % 0, 1 'lik kısım ise argon, C02 ve diger gazlardan oluşmaktadır. Ayrıca, havada, atmosfer koşullarına göre değişen oranlarda su buharı da bulunmaktadır (Keleş ve Hamamcı, 2005). Yaşamın gereği aktiviteler için bir ortam olarak hizmet veren yerküre ve üzerindeki atmosfer, iki milyar yıldan bu yana değişikliğe uğramış ve halen de uğramaktadır. Bu bağlamda yerkürenin gaz ' 30 · kompozisyonunda, insanoğlunun çevresi ile ilişkileri ve yaşayan canlı organizma ile atmosferin girişimleri sonucunda değişiklikler meydana geldiğini söylemek mümkündür. Jeolojik çağlarda yanardağ patlamaları ile başlayan doğal kirlenme daha sonraları insan aktiviteleri ile büyük boyutlara ulaşmıştır. insanoğlunun doğrudan ürettiği kirliliğin ateşin bulunmasıyla başladığını söylemek doğru olacaktır. Ateşin bulunuşu, ısıtma ve ısınmanın başlangıcını oluşturmuştur. Bu konuda, literatürde belirgin hava kirliliğinin Milattan 500 yıl önceleri Pers mezarlarının bulundugu türbelerde petrol . . yakılması suretiyle meydana geldiği belirtilmektedir (incecik, 1994). Hava kirliligi insan sağlığı açısından türlü olumsuz etkiler yapmaktadır. Kentsel alanlardaki hava en yoğun kirlenmiş yerler olsa da, içten yanmalı motorların karada, denizde ve havada kullanılması ile ve hava akımlarının yardımı ile kirlilik bütün bölgelerde yayılmaktadır: İçinde C02, karbon partikülü, CO, kükürtdioksit, ozon, doymamış hidrokarbon, aldehit ve kansere yol açan madde taşıyan hava solunum yollarını etkileyerek insan sağlığı için ciddi tehlike yaratmaktadır (Keleş ve Ertan, 2002). Bu kirletenlerin etkilerini birbirlerinden ayırmak çok zor olmaktadır. Çünkü değişen bireysel duyarlılık, kirletenlerin düzeylerinin zamana bağlı olarak değişmesi, birbirlerine olan sinerjist etkileri ve birçok alanın birbiri üzerine eklenen etkileri söz konusudur (Lipsomp, 1994). 2.5.4. Gürültü Kirliliği: istenmeyen ve canlıları rahatsız eden sesler gürültü kirliliği olarak tanımlanır. Gürültü kirliliği insanın işitmesini ve çevreyi algılamasını olumsuz yönde etkileyen, kişisel ve toplumsal yaşam kalitesini bozan önemli bir kirlilik türü olup, yapı içi ve yapı dışı çevre gürültüleri olarak iki ana başlık altında incelenebilir. Ayrı veya bitişik yapıların içinde bulunan her türlü mekanik ve elektronik sistemler ve yaşam aktivitelerinden meydana gelen gürültüler yapı içi gürültülerini oluşturur. Yapı dışı gürültüler ise yapıların dışında olmakla birlikte hem yapı içini hemde yapıların dışını etkileyen gürültülerdir. Bunlara ulaşım (karayolu, havaalanı, vb.), endüstri (soğutma sistemleri, endüstri 31 makinaları, fabrikalar, vb.), yapım (inşaat şantiyeleri, vb.), ticari (eğlence yerleri, açık sinemalar, vb.) ve rekreasyonel (stadyumlar, atış alanları, vb.) faaliyetler. örnek verilebilir. Gürültü, insanlar üzerinde fiziksel (işitme bozukluğu), fizyolojik (solunum ve kalp atışlarının.hızlanması, kan basıncının artışı gibi vücut aktivitelerinde değişmeler), psikolojik (öfkelenme, sıkılma gibi davranış bozuklukları) problemlere, performans sorunlarına (konsantrasyon bozukluluğu, iş veriminde düşme vb.) ve hatta ciddi beyin tahribatına neden olmaktadır (Yücel, 2006). 2.5.5. Atıklar: Nüfus artışı, teknolojik gelişme, endüstrileşme, kentleşme ve farklılaşan tüketim ile ortaya çıkan atıklar çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileriyle günümüzde önemli çevre sorunlarından birini oluşturmaktadır. Gönenç artışı olarak nitelendirilen tüketim artışı sonucunda gerekli ham madde ve enerji kaynakları sömürülmüş, kalkınmanın bedeli olarak görülmüştür. çevreye verilen zararlar Bununla birlikte toplumun hayat seviyesinin günden güne yükselmesi ile atıkların miktarı artarak içeriği değişmektedir. Oluşan bu atıkların çevreye en az zarar verecek şekilde yok edilmesi özellikle büyük kentlerde önemli bir sorun haline gelmektedir. Atıklar sadece tüketim değil üretim faaliyetleri sonucunda da ortaya çıkmaktadırlar. Atıklar, üretim ve tüketim sürecinin bir olgusudur (Devlet Planlama Teşkilatı, 2001-2005). Bu bağlamda atıklar ürün ve hizmet üretimleri ve tüketimleri sırasında ve/veya sonrasında ortaya çıkan, fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinden dolayı karıştıkları alıcı ortamların doğal bileşim ve özelliklerinin değişmesine yol açabilen ve birincil amaçlarla kullanılamayacağı düşünülen sıvı, _gaz, katı maddeler ya da enerji olarak tanımlanmaktadır (Türkiye Çevre Vakfı, 2001 ). 2.5.6. Hayvan ve Bitki Türlerinin Ortadan Kalkması: Asit yağmurları, yağmur ormanlarının talan edilmesi, monokültür ziraatçılık ve ormancılık, doğrudan bitki ve hayvanları ortadan kaldırma, pestisitler, birçok bitki ve hayvan türünün ortadan kalkmasına, ormanların yok ,, "I J~ olmasına iklimlerin değişmesine bağlı olarak doğal afetlerin sürekli artmasına neden olmaktadır (Erten, 2000). 2.6. KKTC' deki Başlıca Çevre Sorunları 2.6.1. KKTC'nin Su Sorunu: Ülkemizde, tarihin her döneminde var olan su sorunu son yıllarda yaşanan kuraklıkla ve değişen yaşam şartlarıyla yeni boyutlar kazanmıştır. Modern çağın pek çok olanağından yararlanma şansına sahip toplumumuzun artan su kullanımı, sanayi ve turizm alanlarında yapılan atılımlar su ihtiyacını büyük ölçüde artırmıştır. KKTC sınırları içerisinde, yerüstü kaynağı olarak sürekli akan herhangi bir akarsu mevcut değildir. Yıllık yağış miktarlarına ve · şiddetine göre genellikle kış aylarında kısa süreli akış gösteren dereler bulunmaktadır. 38 adet dere mevcut olup, 1 O tanesinin beslenme alanları Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ndedir. İçme suyunun tamamına yakını, sulama suyunun da büyük büyük bir kısmı yer altı su kaynaklarından yani akiferlerden temin edilmektedir. KKTC'de irili ufaklı 13 adet akifer bulunmaktadır. Bunların en önemlileri Güzelyurt, Girne dağları ve Yeşilköy akiferidir. Bu akiferlerin beslenmesinden fazla çekim yapma durumunda bulunmamız nedeni ile her geçen gün su tablasında düşüşler ve su kalitesinde bozulmalar görülmektedir. Ayrıca bu nedenlere bağlı olarak akiferlerde tuzlanma en büyük problemdir. KKTC'de yer altı suyunu besleme ve sulama amaçlı oluşturulmuş göletlerin yer altı suyu kullanımını azaltacağı ve mevcut rezervlerin korunmasında katkısı olacağı yadsınamaz. Fakat göz ardı edilemeyecek diğer bir gerçek de tüm bu gölet ve sulama sistemlerinin meteorolojik şartlara bağımlı oluşlarıdır. iklim şartlarında görülen kuraklığa doğru gidiş, yağışlardaki sistematik azalma, daha başka çözüm arayışlarını da gündeme getirmektedir (Öztürk, 90'1ı yıllar). 33 2.6.2. Taş Ocakları: . Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşanan en büyük çevre felaketleri arasında taş ocakları yer almaktadır. Taş ocakları sayısının fazla olması ve birçoğunun ilkel yöntemlerle işletilmesi doğaya verdiği zararı arttırmaktadır. özellikle dağlardaki bazı kum çakıl ocaklarının "basamak sistemi" ile çalışmaya geçmemesi nedeniyle doğaya verdikleri zarar ve görüntü kirliliği de kat kat fazla olmaktadır. Taşların sökülmesi ve elenmesi aşamasında havaya toz parçaları yayılmaktadır. Bu tozlar hem bitki örtüsüne zarar vermekte, hem de yakın çevredeki yerleşim birimlerinde yaşayanların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Taş ocakları, bulunduğu bölgeye göre toprak, yeraltı ve yer üstü su kaynaklarını etkileyebilmektedir. Ayırca taş ocaklarından meydana gelen atıklar da gelişi güzel yerlere dökülerek sadece kendi bölgelerini değil, komşu ve diğer bölgeleri de etkileyebilmektedir (www.ktcmo.org). Önemli bir sanayi sektörü olan taş ocağı işletmeciliği bu ihtiyacın karşılanması sırasında haliyle doğal yaşam üzerinde tahribata yol açmaktadır. Bu tahribatın en aza indirgenmesi ve kirliliğin önlenmesi için modern yöntemlerin uygulanması ve ağaçlandırma çalışmalarına önem verilmesi gerekmektedir (Gündüz ve arkadaşları, 2007). 2.6.3. Çöp ve Çöplükler: Ülkemizdeki en önemli kirlilik unsurlarının başında çöp ve çöplükler gelmektedir. Birçok ülkede bu sorun atıkların geri dönüştürülmesi ve ekonomiye yeniden kazandırılması ile çözümlenmektedir. Bu yüzden çöplerin evde ayrıştırılması ve ayrı ayrı toplanması gerekir. KKTC'de ülke genelinde irili ufaklı çok sayıda çöp döküm alanı bulunmaktadır. Bunların en büyüğünü birçok belediye tarafından atıkların depolandığı alan olan Dikmen Çöplüğü oluşturur. Atıkların geri dönüştürülmemesi durumunda çöplüklerde depolanan atıklar başta toprak olmak üzere, yer altı sularına karışarak suyu ve zaman zaman çıkan yangınlarla da havayı kirletirler (Gündüz ve arkadaşları, 2007). ' 34 2.6.4. Maden Atıkları: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Başkent Lefkoşa'nın yaklaşık 40 km batısındaki Lefke'ye bağlı Gemikonağı Bölgesi'nde yıllardan beri büyük bir kirlilik yaratan Kıbrıs Maden Şirketi'ne (CMC) ait maden atıkları ülkemizin en büyük çevre sorununu oluşturmaktadır. Uzmanlar bölgedeki maden atıklarının yarattığı sorunu sadece bölgenin değil, Akdeniz'in en büyük çevre sorunu olarak nitelendirmektedir(Gündüz ve arkadaşları, 2007). CMC (Cyprus Mining Corporation) 1916 yılında kurulmuş ve 1974 yılına kadar bölgedeki madeni işlemiştir. Kurulduğu ilk yıllarda Skouriotissa'dakiBakır yeraltı madenini işleyip Bakır cevherini çıkarmaya başlamıştır (Cohen,2002). 1974 yılında cereyan eden politik olaylar nedeni ile CMC Gemikonağı fabrikasını tamamen kapatıp, bölgedeki yapıları, atık havuzları ve diğer tüm kalıntıları çevre ile baş başa bırakarak adadan ayrılmıştır (Kurusakız ve Uğur, 1999). CMC'nin bölgede bıraktığı atıklar toprak üzerinde yarattığı kirlenme dışında, yer altı sularını ve deniz yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, rüzgarın etkisiyle uçuşan maddeler de bölgede yayılmaktadır (Gündüz ve arkadaşları, 2007). 2.6.5. Kimyasal İlaçlar: Ülkemizde başta tarımsal üretim olmak üzere çeşitli alanlarda mantar, bakteri ve böceklerin zararlı etkilerinden korunmak için herbisit ve pestisit adı verilen kimyasal ilaçlar kullanılmaktadır. Hastalık ve zararlılarla mücadelede kullanılan bu tür ilaçlar toprakta uzun süre bozulmadan kalabilmekte ve toprağın yanında, yediğimiz besinlerle veya içtiğimiz sulara karışmak yoluyla sağlığımızı da önemli ölçüde etkilemektedir (Gündüz ve arkadaşları, 2007). Çalışma alanımız olan Güzelyurt ilçesi birkaç çevre sorununun bir arada bulunduğu bir yerdir. Yukarıda anlatıldığı gibi tarımsal faaliyetlerin en yoğun olduğu ilçemiz olmasından dolayı kimyasal ilaçların da en çok kullanıldığı dolayısıyla toprak ve su kirliliğinin yüksek olduğu bir bölgedir. 35 Ayrıca ülkemizin en büyük çevre sorunlarından biri olan Kıbrıs Maden Şirketi'ne (CMC) ait maden atıkları Güzelyurt ilçemiz sınırları içerisindedir. 2.7. Çevrenin Korunması, Çevre Hakkı ve Hukuki Düzenlemeler Son yıllarda kirlilik birçok tehlikeyi ortaya çıkarmıştır. ilerleyen yıllarda temiz suyun, temiz havanın bulunması konusunda ciddi kaygılar mevcuttur. Bir hükümetin aerosol spreylerin kullanımına izin vermekle ozon tabakasının incelmesine yol açması; atmosfer tabakasının nükleer denemelere tabi . . tutularak, diğer ülkelerin de tehlikeye atılması; okyanusların toksit çöplere maruz bırakılması gibi durumlar yaşamı, sağlığı ve gelecek nesilleri ciddi biçimde tehdit eder bir nitelik taşımaktadır. Geleneksel insan hakları araçları ise bu saldırıları önleyecek kapasitede değildir. Ortaya çıkan bu eksikliği çevre hukuku ve çevre hakkı tamamlamaktadır (Bedük, 1997). Tarihsel süreç içerisinde insanoğlu, bazı hakları belirli bir mücadele ve fedakarlıkların sonucunda elde etmiştir. Yeni bir insan hakkı olarak gündeme gelen çevre hakkı, dünyanın çevre konusuna çekilen dikkatinin bir göstergesi ve geleneksel insan hakları araçlarıyla önlenemeyen çevre sorunlarına çözüm bulmaya yönelik uluslar arası belge ve anayasalara giren ve çevre korumanın en etkili ve önemli hukuksal aracını oluşturmaktadır. Bir insan hakkı olarak ilk kez 1972'deki Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda yayınlanan Stockholm Bildirgesi'nde somut ifadesini bulan çevre hakkı kavramı 1992 Rio Konferansı'nda ve daha sonraki uluslar arası belgelerde yer almıştır. Geleceğe yönelik olarak bakıldığında, insanlığın var olma hakkını tehdit eden çevre sorunlarının "çevre hakkını" 21. yüzyılın en önemli insan haklarından biri (Kabaoğlu, 1996) haline getireceğine kesin gözüyle bakılmaktadır. Yeni bir insan hakkı olarak son yıllarda uluslar arası belge ve anayasalara giren ve çevre korumada önemli bir etkin koruma aracını oluşturan çevre hakkı, çevre hukukunun hem ulusal düzeyde hem de uluslar 36 arası düzeyde ortaya çıkan yetersizliklerinin ve boşluklarının doğrudan bir sonucu olarak görülmektedir (Özdek, 1993). Çevre hakkının bir insan hakkı sayılabilmesi için, insan değerinin korunmasına yönelik bir özelliğe ve katkıya sahip olması gerekir. Yaşamak nasıl insanın insan olarak sahip olduklarını koruyabilmenin temel koşulu sayılıyorsa, çevrenin de insan açısından benzer özellikler göstermesi gerekir. Son yıllarda artan ekolojik felaketler ve insanlığın geleceğine ilişkin çalışmalar, çevrenin de en az diğer haklar kadar, insan yaşamı için vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Bu açıdan çevre hakkının konusu, dengeli bir yaşam çevresi oluşturularak insan yaşamının sürdürülmesidir. Çevre değerlerinin insanlığın ortak değerleri olması ve herkesin sağlıklı, dengeli bir çevrede yaşama zorunluluğu dolayısıyla çevre hakkı eşitlik temelinde bir hak olup, tüm ayrımcılıkları da reddetmektedir (Görmez, 2003). Çağdaş sanayi uygarlığı doğal kaynakların aşırı kullanımına dayalı olduğundan, doğayı ekonomik amaçlara boyun eğer duruma sokmuş ve doğanın kendini yenileme gereksinimini göz ardı etmiştir. Doğa, Sanayi Devrimi'nin başlattığı sonsuz büyümeyle ilgili ekonomik paradigma içinde ana kaynak olması gereken yerde birkaç varlıktan biri durumuna düşmüştür. Doğal çevrenin önemi giderek azalmış, doğaya özen gösterilmesi ve gelecek kuşaklara miras bırakılması gerektiği unutulmuştur (Türkiye Çevre Vakfı, 1996). Çevre sorunlarının çok kısa bir sürede yerküreyi sardığı fark edilmeye başlanmış ve çevre sorunlarının bütünlüğü ve küreselliği çevre söylemine girmiştir (Keleş ve Hamamcı, 1998). Çevresel sorunların boyutlarının giderek genişlemesi ve uluslar arası alana taşınması ile gündeme gelen çevreye yönelik duyarlılık ülkelerin çevre sorunlarının çözümünde ortak hareket etme çabalarını ortaya çıkarmıştır. Çevre sorunlarının giderek bütün evreni tehdit eder hale gelmesi, teknolojinin akıl almaz boyutlara ulaşması ve beraberinde getirdiği sorunlar dünyanın dikkatini bir kez daha çevre sorunlarına yöneltmiştir. Özellikle gelecek 'l '7 ., r kuşaklara yaşanabilir bir çevrenin bırakılabilmesi için birtakım. önlemlerin alınmasının gerekliliği tüm ülkeler tarafından kabul edilmeye başlamıştır. Çevre sorunlarının.çözümünde ulusal ve uluslararası düzeyde gelişen hukuk dalı ise çevre hukuku olmuştur. Çevre hukukunun amacı, çevre sorunlarını belirlemek suretiyle bunlarla ilgili tedbirler almak ve tedbirlere uyulmadığı takdirde gerekli müeyyidelerin uygulanmasına yol göstermektir. Bu doğrultuda "çevre hakkı" konusu çevre hukuku ile bağlantılı olarak düzenlenen bütün uluslararası hukuki metinlerde yer aldığı gibi ulusların kendi iç hukukunda da düzenlenmektedir (lsbir, 1991 ). Çevre ve çevre sorunlarına ilişkin ülkeler bazında ortaya çıkan gelişmelerin ulusal, uluslararası ve yerel düzeyde farklı şekillerde ve farklı etkinlik alanlarında da ortaya çıktığı görülmektedir. Daha doğrusu çevre sorunlarının nasıl çözümleneceği küresel düzeyde vatandaşlığın kavramsallaştırılmasını önemli hale getirmiştir (Jelin, 2000). Küresel düzeyde vatandaşlık anlayışı evrenin bütününe yönelik hak ve sorumlulukları da beraberinde getirmiştir. Evrenin tümüyle ilgili olarak çevre sorunları bağlamında bütün insanlığın ortak paydada buluşmaya başlaması bazı kararların ve önlemlerin de dünya çapında alınmasına yol açan gelişmelere yol açmıştır. Ekosistemin giderek bozulması ile birlikte gelecek kuşaklara sağlıklı ve temiz bir çevrenin bırakılabilmesi için çevrenin korunmasına yönelik tedbirlerin alınması gerekmiş ve "sürdürülebilir kalkınma" yaklaşımı gündeme gelmiştir. "Sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre" gelecek nesillerin de bir hakkı olarak görülmeye başlanmıştır. Uluslararası düzeyde, çevrenin korunmasına kapsamlı olarak yaklaşan ilk kuruluş Birleşmiş Milletler (BM)' dir. BM, "insan Çevresi" adlı ilk toplantıyı 1972 yılında Stockhom'de yapmış ve bu konferansın başlangıç tarihi olan 5 Haziran, Dünya Çevre Günü olarak her yıl çeşitli etkinliklerle tüm ülkelerde kutlanmaktadır. Bu konferansın sonunda yayınlanan deklarasyonda, " ... 38 giderek büyüyen çevre sorunları, hem bölgesel hem de uluslararası yayıldığı için, milletler arasında yaygın bir işbirliği ve uluslararası kuruluşlarında ortak amaçla hareket etmelerini gerektiriyor. Bu konferans, bütün insanların ve gelecek nesillerin çıkarları . için, bütün hükümetleri ve insanları, ortak gayretlerini çevrelerinin korunması ve geliştirilmesine sarf etmeye davet etmektedir." denilmektedir. 1975 yılında Stockholm deklarasyonu esas alınarak, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP)'na ilave olarak Uluslararası Çevre Eğitimi Programı -(IEEP) başlatılmıştır. 1977 yılında Tiflis'de yapılan çevre eğitimine ilişkin hükümetler arası konferansta, çevre eğitimi konusunda uluslararası işbirliğinin gereğine işaret edilerek UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) ve UNEP'in girişimlerinin tüm uluslararası toplumu kapsayacak şekilde genişletilmesi kabul edilmiştir. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından hazırlanan "Ortak Geleceğimiz Raporu" diğer adıyla "Brundtland Raporu" sürdürülebilir kalkınma çabalarına yeni bir nefes getirmiştir. Rapor, işaret e~iği bir çok konunun yanı sıra, global düzeyde çevre ve ekonomik kalkmmarun entegrasyonunu sağlamak için uluslararası işbirliğinin önemine bir kez daha değinerek, bu amaçla bölgesel ve global toplantılar düzenlenmesi çağrısında bulunmuştur. 22 Aralık 1989'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Çevre ve Kalkınma konusunda global bir konferans düzenlemesini öngören 44/228 no'lu kararı kabul etmiştir. Bu kararla konferansın hedefi "tüm ülkelerde sürdürülebilir ve çevre ile uyumlu ekonomik kalkınmayı geliştirmek üzere yürütülen ulusal ve uluslararası çalışmalar kapsamında, çevre bozulmasını durdurmak ve geri çevirmek ve bu amaçla strateji ve tedbirler hazırlamak" olarak belirlemiştir. Bu amaçla 3-14 Haziran 1992 tarihinde Brezilya'nın Rio de Janerio kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, diğer adıyla Dünya Zirvesi'ne 64 devlet başkanı, 46 hükümet başkanı ve 8 başkan 39 yardımcısı katılmıştır. Konferans, sadece liderleri değil, uluslararası. ve bölgesel örgütleri, gönüllü kuruluşları, kadınlar, çocuklar, yerli halklar, çiftçiler, işçiler gibi etkin grupların temsilcilerini bir araya getirmesi bakımından önemlidir. iklim Değişikliği ve Küresel ısınma Toplantısı 1997'de yapılmış ve kabul edilen Kyoto Protokolü ile sanayileşmiş ülkeler 2008-2012 yılları arasında emisyon salınımlarının 1990 yılı düzeyinin % 5 altına indirilmesi kararlaştırı Im ıştır. 2002'de yapılan Johannesburg Zirvesi'nde, 1 O yıl önceki Rio Konferansı'nın sonuçlarının ne kadarının yaşama geçirildiği değerlendirilmesi yapılmıştır. Sonuçta ise doğal ortamın bozulmasının devam ettiği, küresel çevre sorunlarının varlığını koruduğu, küreselleşmenin kimi fırsatlar yaratırken çeşitli sorunlara yol açtığı, ortak bir çaba ile sorunların çözülebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, yapılması gerekenleri belirten bir uygulama planı kabul edilmiştir. 2.7.1. Türkiye'de ve KKTC' de Durum Türkiye'de çevre hukuku yeni oluşmakta olup gelişmesini henüz tamamlamamış bir hukuk dalıdır. 2972 sayılı Çevre Kanunu 1983 yılında yürürlüğe girinceye kadar çevreye ilişkin hükümler değişik yasal düzenlemeler içinde dağınık olarak bulunmaktaydı. 1982 Anayasasının birçok maddesi çevreci hükümler içerir. Çevre Kanunu'nun çıkarılmasıyla bu konuda önemli bir adım daha atılmış ancak boşluk tamamıyla doldurulamamıştır. Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde yürürlüğe giren yeni yasal düzenlemeler eksikliklerin giderilmesine yönelik olumlu katkılar sağlamaktadır. 1982 Anayasasının, "Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması" başlığı ile 56. maddesinde düzenlenen Çevre Hakkı, Anayasasının "Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler" bölümünde yer almıştır. 56. madde; "Herkes, 40 sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." hükmünü getirmiştir. 1982 Anayasasının çevre hakkında ilk kez düzenlenmesinin ardından 9 Ağustos 1983 tarihinde 2872 sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kanun'un amacı, 26.4.2006 tarihinde, 5491 sayılı kanunla getirilen değişiklikle şu şekilde ifade edilmiştir; "Bu kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır." (www.basbakanlık.gov.tr) KKTC uluslararası alanda tanınmamış bir devlet olsa da, gerek uluslararası çevre hukuku kurallardından gerekse uluslararası örgütlerin ortaya koyduğu 'yumuşak yasa' diye bilinen bildiri, sözleşme ve belgelerde yer almış ilkelerden etkilenmektedir. Uluslararası kural ve ilkeler bir yandan yasal düzenlemeler içinde yer alırken diğer yandan çevre politikaları açısından kalkınma planları, yıllık programlar ve hükümet programları gibi birtakım yönetsel düzenlemelerde de yer almaktadır. Devletin yaptığı uygulamalara Anayasa'nın uluslararası çevre hukuku kurallarına dayanarak açmış olduğu y~rgı yolunun yurttaşlarca kullanılması ile oluşan yargı kararları da çevrenin yargı yoluyla etkilenmesini getirirken, aynı zamanda adadaki çevre hukuku kaynaklarına katkıda bulunmaktadır. Kuşkusuz, çevre yönetiminin ulusal düzeyde etkin kılınmasında, uluslararası kural ve ilkelerin sadece yasal-yönetsel düzenlemelere yansıtılmasının yeterli olamadığı, özellikle Kuzey Kıbrıs'ta, Kıbrıs sorunu nedeniyle siyasi iradelerin uluslararası kuruluşlarla işbirliği konularındaki varlık düzeyinin çok önemli bir ölçüt olduğu görülmektedir. Keleş ve Vural (2000)'a göre KKTC Anayasası'ndaki Çevre Hakkı, 'temel hakların niteliği ve korunması ve hak arama özgürlüğü gibi anayasal kurallar dışında kalan ekonomik ve toplumsal haklar ve özgürlükler konusunda devletin sorumluluğu, 66. Maddede, 'ekonomik gelişme ve mali kaynakların yeterli olmasıyla' sınırlandırılmış durumdadır. Bu sınırlamanın, 41 devlete, kimi sorumluluklarından kaçınabilmek için büyük bir açık kapı bırakmakta olduğu söylenebilir. KKTC Anayasası'nın yurttaşlara hak arama özgürlüğü tanıyan ve yargı yollarını açık tutan 17/1 maddesi de, Rio Bildirisi'nin 1 O. Maddesinin, herkesin, yönetsel ve yargısal yollara başvurarak çevre koşullarını eski duruma getirme ve onartma hakkına sahip olması hakkını vurgulayan ilkesini düzenlemektedir. Uluslararası sözleşme ve antlaşmaları iç hukuk mevzuatına dahil edebilecek · süreçler KKTC Anayasası'na konmuş bulunmaktadır. KKTC Anayasası'nın 90. Maddesine göre 'Usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar yasa hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi olarak görev yapan Yüksek Mahkeme'ye başvurulamaz'. Anayasa'nın bu hükmüne karşın, çevre konusunda onaylanan tek antlaşma KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti arasında 22 Temmuz 1994 yılında imzalanan Çevre Alanında işbirliği Antlaşması olmuştur. Bu ikili antlaşma ve daha sonraki yıllarda hazırlanan Ortak Çalışma Programlarında, Rio Zirvesi ilkelerinin önemi, Akdeniz Eylem Planı ve UÇEP hakkında KKTC'nin bilgilendirilmesi, uluslararası politika ve uygulamalar ile iç hukuk kuralları arasında uyum sağlanması konusunda çalışmaların yapılması öngörülmüştür (Yüksel, 2007). 2.8. Uluslararası Çevre Politikalarının Ortaya Çıkması Çevre sorunları, ulusal ve uluslararası ortamlarda salt kirlilikle değil, doğal kaynakların tükenmesi, aşırı nüfus artışı, enerji kaynaklarının tükenmesi, küresel ısınma, su kaynaklarının tükenmesi ve beslenme ya da kıtlık problemleri gibi birçok alanda kendisini göstermektedir. Bu bağlamda geliştirilen çevre politikalarının temel hedefleri; bireylerin sağlıklı ve mutlu yaşamaları için gerekli olan çevreyi tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması; toprağı, havayı, suyu, tüm bitki ve hayvan dünyasını kapsayan doğal çevrenin bugünün ve gelecek kuşakların ihtiyacını karşılayabilecek 42 şekilde korunması ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir ekonomik sistemin oluşturulmasını sağlamaktır (Dağdemir, 2003). Çevre politikası kavramı genel olarak, çevre konusunda ortaya konulan tercih ve hedefleri ifade etmektedir. Çevre konusunda tercih edilen politikalar, ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir. Ancak bu politikaların temelde ortak hedefleri bulunmaktadır. En genel anlamda bunlardan ilki, insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakları olduğu şeklindedir. ikinci olarak, çevresel değerlerin korunması, üçüncüsü ise, uygulanacak olan politikaların maliyetinin herkes tarafından eşitçe paylaşılması gerektiği düşüncesidir. Çevre kirliliğinin ortadan kaldırılması bağlamında ise, yöntem olarak iki tür politika uygulanmaktadır. Bunlar; önleyici politikalar ve onarımcı politikalar olarak adlandırılmaktadır. Önleyici politikalar temelde, sorun ortaya çıkmadan, olabilecek olumsuzlukları önceden hesaplayarak çevrenin zarar görmesinin engellenmesi düşüncesiyle oluşturulmaktadır. Bu politikaların yapısal anlamda değişikliklerle birlikte önemli uygulama araçlarından biri de teknolojidir. Geliştirilen teknolojilerle çevreye verilebilecek olası zararlar tespit edilerek önleminin alınması ve uygulamanın bu şekilde gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Onarımcı politikalar ise, var olan çevre sorunlarının çözümü üzerine oluşturulan politikalardır. Daha çok zararı oluşturana ödettirilmesi şeklinde bir tazminat veya ceza sistemini içeren bu politikalar da kirliliğin giderilmesi konusunda teknolojik gelişmelerden önemli beklentiler bulunmaktadır. Çevre sorunlarının ortaya çıkmasından önemli oranda sorumlu tutulan gelişmiş ülkeler, bu sorunun çözülmesi için gerekli olan maddi kaynakları yaratmak ve uygun teknolojiyi geliştirmekle de sorumlu tutulmaktadır. Böylece 'kirleten öder' yaklaşımı ülkeler bazında genelleştirilmektedir. Bununla birlikte, son yıllarda sorunların artması ve alınan önlemelerin yetersiz kalması nedeniyle bütüncül bir yaklaşım olarak ' ' 'Temiz Üretim' sistemi önerilmektedir. Ayrıca teknolojide gerçekleştirilecek inovasyonun da bu sorunlara önemli oranda çare olması beklenmektedir. 43 Çevre politikaları açısından, çevre kirliliğini önlemenin ya da temizlemenin maliyetinin, çevreye verilecek herhangi bir zararın insanlığın üzerindeki maliyetinden çok daha ucuz olduğu tespiti yapılmaktadır. Bu nedenle, çevre ve ekonomik faaliyetler arasındaki dengenin iyi kurulduğu bir politika bulunmaya çalışılmaktadır (Keleş ve Hamamcı, 1998). Gelişmiş ülkeler doğal olarak çevre sorunlarını ilk ve şiddetli yaşayan ülkeler olmuşlardır. Bu nedenle uluslararası düzeyde gerçekleştirilmeye çalışılan düzenlemelere genelde destek vermektedirler. Ancak azgelişmiş ülkeler, çevre sorunlarından gelişmiş ülkeleri sorumlu tutmakta, çözümü de onların bulması gerektiği konusunda ısrar etmektedirler. Çoğunlukla bu ülkeler, yapılan düzenlemeleri kendi gelişmelerinin önünde bir engel olarak görmekte, kendi toplumlarının da en az gelişmiş ülkelerin toplumları kadar iyi yaşamaya hakkı olduğunu savunmaktadırlar. Bunu sağlamanın yolunun da ekonomik büyüme ve endüstrileşmeden geçtiğini vurgulamaktadırlar. Bu nedenle, gelişmiş ülkelerden çevre sorunlarını önleyebilmek ve gerekli yatırımı yapabilmek için kaynak ve teknoloji yardımı istemektedirler. Gelişmiş ülkeler bu talepleri soğuk karşılarken, Batı Avrupa yanı başında yeni bir sorunla karşılaşmıştır. 1990'11 yılların başından itibaren Doğu Avrupa ülkeleri Batı ile bütünleşme sürecine girmiştir. Bu süreçte Doğu Avrupa ülkelerinin eski teknolojisinden kaynaklanan kirlilikle yüzleşilmiştir. Aslında, 1986 yılında yaşanan Çernobil kazasıylabu sorunları hisseden Batı, daha sonraki süreçte, orada bulunan eski teknolojilerin yarattığı kirliliğin kendisine gelen ve gelebilecek olan zararların boyutlarını görebilmiştir. Doğu Avrupa ülkeleri de buna istinaden eski teknolojilerini yenilemek için Batıdan yardım talep etmişlerdir (Keleş ve Hamamcı, 1998). Çevre sorunlarının uluslararası ortama taşınması birçok zorunluluğun sonucunda olmuştur. Öncelikle gelişmiş ülkelerde yaşanan yoğun hava kirliliği nedeniyle, karbondioksit, azot ve kükürt gibi maddelerin oksitli bileşenlerinin emisyonlarının kontrol altına alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Daha sonra ozon tabakasında incelme (stratosferdeki ozon 44 konsantrasyonunun korunması anlamında) (Porter and Brown, 1991 ). olduğunun farkına varılması ile 1986 yılında Viyana Sözleşmesi, ardından 1987'de Montreal Protokolüyle bu sorunun uluslararası düzeye taşınması gerçekleşmiştir. Son olarak da, Kuzey Denizi, Akdeniz, Baltık Denizi gibi denizlerde kirliliğin artması uluslararası görüşmelerin konusu olmuştur. Çevre sorunlarının çözümü noktasında, kanalizasyon yapımı, çöp toplanması ve ortadan kaldırılması gibi problemlerin çözümüne 19. yüzyılda başlanmıştır. Çevre koruma düşüncesinin ortaya çıkması ile sistematik çalışmaların başlatılması ise 20. yüzyılda gerçekleşmiştir (Kaplan, 1999). 1960'11 yıllar çevre sorunlarının toplumların gündemine gelmeye başladığı yıllar olmuştur. Bu çerçevede önemli etki yaratan, Rachel Carson'ın "Silent Spring" (Sessiz Bahar) adlı eserinde DDT kullanımının yaygınlaşmasının etkileri anlatılmaktadır. Carson, çevre sorunlarının yerel ya da bölgesel sorun olmadığını, tüm dünyayı kapsayan ve çözümü zor olan sorunlar kümesi olduğunu ifade etmektedir (Carson, 2004). ABD kamuoyu açısından bu kitap çevre sorunlarına karşı duyarlılığın başlamasını sağlamıştır. Bu durum, DDT ve tarımda kullanılan diğer pestisitlerin yasaklanmasını getirmiş, deterjan üretiminde kullanılan kimyasallara doğada yok edilebilir olma koşulu getirilmiştir. Bununla birlikte, Carson'ın bu kitabının dikkatleri çevre üzerine çektiği 1960'11 yıllar dünyada da bir takım değişikliklerin yaşandığı yıllardır. Anti- nükleer hareketler, barış hareketleri, gençlik hareketleri, kadın hareketleri gibi toplumsal hareketlerin dünya sistemini etkilediği bu yıllarda, çevre ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar da yayınlanmış, sonuçta, dünyadaki bu hareketliliğe çevresel eylemler de eklenmeye başlamıştır (Görmez, 2003). Yine bu dönemde, ABD'de Su Kirliliğini Önleme Yasası (Clean Water Act) ve Hava Kirliliğini Önleme Yasası (Clean Air Act) çıkarılmış, yönetmelik ve tüzük gibi düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Birçok çevre ve doğa koruma dernekleri, örgütlenmeleri kurulmuştur. Ayrıca, ABD'nin en üst düzeydeki Ulusal Çevre Koruma Kurumu (EPA-Environmental Protection Agency), bu dönemde kurulmuştur. 45 Avrupa'da çevre politikaları ise, 1960'11 yılların sonlarında kapitalist sisteme olan eleştiriler şeklinde ortaya çıkmışsa da, 1972 yılında Stockholm'de yapılan Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı ile başlamıştır. Japonya'da çevre düşüncesinin ortaya çıkması ise, .civa ve kadminyum zehirlenmesi nedeniyle insanların ölmesiyle birlikte, endüstrileşmenin getirdiği yoğun hava kirliliği sebebiyle olmuştur (Kaplan, 1999). 1970'1i yıllar itibarıyla uluslararası politikanın konularına küresel çevre sorunları da dahil olmuştur. Özellikle sınırötesi çevre kirliliği, ozon tabakasının incelmesi, küresel iklim değişikliği, uluslararası suların korunması ile birlikte çevre koruma çalışmalarının uluslararası rekabete olan etkileri gibi konular çevre politikalarının uluslararası sistemde ön plana çıkmasını sağlamıştır (Karbuz, 2002). 1960'11 yıllar çevre sorunlarının düşünsel çerçevede tartışıldığı yıllar olmuştur. Bu bağlamda, iş adamları ve aydınlardan oluşan bir grup Roma Kulübü'nü kurmuşlarlardır (Keleş ve Hamamcı, 1998). Özetle, uluslararası çevre. politikalarının ortaya çıkması zaman açısından değerlendirildiğinde dört.evrede gerçekleştiği görülmektedir; 1- 1960 yılına kadar çevre koruma çalışmaları, doğa koruma, bitki ve hayvan varlıklarının korunması, ormanların korunması gibi alanlarda sınırlı çerçevede gerçekleştirilmiştir. 2- 1960-1970 yılları arasında bu çalışmaların düşünsel çerçeveye taşındığı gözlenmektedir. "Büyümenin Sınırları" gibi raporların ve araştırmaların yoğunlaştığı bir dönemdir. 3- 1970-1980 yılları arası ise, ulusal çevre koruma çalışmalarının ön plana çıktığı yıllardır. 1972 Stockholm Konferansı'ndan sonra birçok ülkede çevre ile ilgili kurumların oluşturulması, ABD gibi ülkelerde çeşitli çevre koruma yasalarının çıkarılması bu yıllarda olmuştur. 4- 1980'1i yıllardan sonra ise, çevre ile ilgili bütün çalışmaların uluslar arası düzeyde yoğunlaştığı görülmektedir (Kaplan, 1999). 46 2.9. Uluslararası Çevre Politikaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Bazı Önemli Konferanslar ve Antlaşmalar 2.9.1. 1972 Stockholm Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı 1970'1i yıllara değin ulusal düzeyde ele alınan çevre sorunları, 1972 yılında kurumsal olarak uluslararası düzeye taşınmıştır. Stockholm'de düzenlenen ilk Birleşmiş Milletler insan Çevresi Konferansı, çevre sorunları ile ilgili bir dönüm noktası olmuştur. Gelişmiş, azgelişmiş tüm ülkeler, sivil toplum kuruluşları, çeşitli toplum kesimlerinden temsilciler, çevre sorunlarının çözümü için farklı, sosyal, kültürel, ekonomik düzeylerden olmalarına rağmen . bir araya gelebilmiştir. Bu Konferans'ın önemli yanı, gelişmişlik düzeyi ya da yönetim biçimleri fark etmeksizin tüm ülkelerin, küresel bir nitelik kazanmış olan çevre sorunlarının çözümü noktasında ortak sorumluluğu kabul edebilmiş olmalarıdır. Konferans'ta kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az gelişmiş ülkeleri iki kutuba ayrılmıştır. Azgelişmiş ülkeler çevre sorunlarının yoğun endüstrileşmeden kaynaklandığını, bundan gelişmiş ülkelerin sorumlu tutulabileceğini savunmuşlarsa da, kendi ülkelerinde bulunan ekonomik ve sosyal azgelişmişliğin de bir çevre sorunu olduğunu kabul etmişlerdir. Gelişmiş ülkeler ise, endüstrileşmenin yarattığı sorunları kendilerinin yaşadıklarını, bunun çözümü noktasında hareket edilmesi gerekirken diğer yandan da azgelişmiş ülkelerin aynı hataları tekrarlamazlarsa endüstriden kaynaklanan sorunları yaşamayacaklarını ileri sürmüşlerdir. Doğu Blokunda yer alan ülkeler ise (Romanya hariç), çevre sorunlarının kapitalist ülkelerin faaliyetlerinden kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Çin Halk Cumhuriyeti ise, azgelişmiş ülkelerin öncülüğünü yaparak on maddeden oluşan bir bildiri sunmuştur. Tüm zorluklarına karşılık Konferans'ın önemli kazanımlarından birisi, çevre sorunlarının küresel sorunlar olduğunun kabul görmesi, diğeri ise, Birleşmiş Milletler Çevre ôrgütü'nün (UNEP) kurulmuş olmasıdır (Kaplan, 1999). , ... '+ I 2.9.2. 1992 Rio Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı Haziran 1992 yılında Brezilya'nın Rio de Janerio kentinde, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı toplanmıştır. Hükümet başkanlarının, hükümet dışı kuruluşların, yöneticilerin, çeşitli grupların ve 179 ülke temsilcilerinin katıldığı oldukça geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirilmiştir (Keating, 1993). Rio Konferansı'nın konuları ormansızlaşma, çölleşme, toprak arasında; atmosferin korunması; kaybı, kuraklık; biyolojik çeşitliliğin korunması; biyoteknolojinin çevreye duyarlı gelişimi; su kaynaklarının korunması; tehlikeli atıklar ile kimyasal atıkların çevreye duyarlı yönetimi; insan sağlığı ile yaşam kalitesinin iyileştirilmesi; yoksulluğun önlenmesi; illegal atık trafiğinin önlenmesi gibi başlıklar bulunmaktadır. Nüfus konusunun bu Konferans'ta ele alınmamış olması, yalnızca Deklarasyon'uiı 8. maddesinde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için uygun nüfus politikalarının belirlenmesi gerektiği şeklinde tek madde ile geçiştirilmesi eleştirilere neden olmuştur. Çünkü aşırı nüfus artışı, çevre problemlerinin önemli boyutlarından birisi olarak görülmektedir. Rio Konferansı'nın önemli sonuçlarından biri de, ekonomik ve sosyal anlamda sürdürülebilir bir gelişmeyi sağlayabilmek ve çalışmaları takip edebilmek için Birleşmiş. Milletler Sürdürülebilir Gelişme Komisyonu'nun (UNCSD - United Nations Commission for Sustainable Development) kurulması olmuştur. Konferans'ta çevre üzerinde etkili olan ekonomik büyüme ve gelişme konuları da tartışılmıştır. Azgelişmiş ülkelerin yoksulluk, üretim ve tüketim kalıpları ve uluslararası ticaretin etkileri gibi konular da gündemde yer almıştır. Konferans'ın daha başında Avrupa Birliği, Amerika ve diğer gelişmiş ülkeler ile azgelişmiş ülkelerle birlikte bunlara ek olarak hükümet dışı örgütler arasındaki görüş farklılıkları ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği yapıcı ve bütünleştirici bir tutum izlemiş, karbondioksit emisyonlarının azaltılması konusunda ağırlığını koyması özellikle dikkat çekmiştir. ABD ise, Konferans'ın genelinde olumsuz bir tavır takındığı için genel anlamda yalnız kalmıştır. Rio Konferansı'nın eleştirilen diğer bir yönü, ulusal devletlerin söz sahibi olması ve ulusal egemenliğe vurgu yapılması 48 olmuştur. Çünkü özellikle küresel çevre sorunlarında mevcut ulusal egemenlik anlayışı ile uluslar arası çevre politikalarının oluşturulması ve uygulanması mümkün olamamaktadır. Ulusal egemenlik anlayışının, belirleyici olma özelliği bırakılmalı, devletler iç politika önceliklerini belli ölçüde de olsa terk ederek, çevre sorunlarına öncelik verilecek şekilde değiştirilmelidir. 2.9.3. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (Kyoto Protokolü) ve Türkiye Gelişmekte olan ülkeler ve bu ülkelerde yaşayan en yoksul kesimler, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine en çok maruz kalacaklar arasında yer almaktadır. Bu ülkeler, aynı zamanda büyüme ve kalkınma ihtiyaçları için daha fazla enerji hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır. Küresel ısınmanın, özellikle yüksek yaz sıcaklıkları, orman yangınları, yağışların ve su kaynaklarının azalması, deniz seviyesi yükselmesi, kuraklık ve çölleşme, zararlıların ve salgın hastalıkların artması gibi öngörülen olumsuz yönlerinden, bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye'nin de etkilenmemesi kaçınılmazdır. Küresel sorunların çözümü küresel işbirliğini gerektirmektedir. Küresel ısınmanın muhtemel sonuçlarının, giderek çevre alanındaki en temel sorunu oluşturmaya başlaması karşısında, 1992 yılında Rio Çevre Ve Kalkınma Konferansı'nda kabul edilen ve 50 ülkenin onaylamasını müteakip 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren "iklim değişikliği çerçeve sözleşmesi" teşkil edilmiştir. Sözleşmenin amacı, atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı yoğunlaşmasının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve belli bir düzeyde tutulmasını sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için gelişmiş ülkeler 2000 yılındaki sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyesine indirmek ve gelişme yolundaki ülkelere teknolojik ve mali kaynak sağlamakla yükümlüdürler. ·~ı>-'::) ~ 49 I UfV/ı,\ ~~ ~ (Jl LlJ ~ z 1 LIBRARY ;,. ı9c9. c..."<'-f ~ • lEf~~:V/ Sözleşmenin temel ilkeleri ise; iklim sisteminin eşitlik temelinde, o~- fakat farklı sorumluluk alanına uygun olarak korunması, iklim değişikliğinden etkilenecek olan gelişme yolundaki ülkelerin ihtiyaç ve özel koşullarının dikkate alınması, iklim değişikliğinin önlenmesi için alınacak tedbirlerin.etkin ve en az maliyetle yapılması gibi hususlar yer almaktadır. Bunlara ek olarak sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve alınacak politika ve önlemlerin ulusal kalkınma programlarına entegre edilmesi, alınan karşı önlemlerin keyfi, haksız, ayırımcı veya uluslararası ticarete gizli bir kısıtlama oluşturmayacak nitelikte olması da temel nitelikteki hususlardır. Sözleşme iki ek liste içermektedir. Teknoloji transferi ve mali yükümlülükleri yerine getirecek ülkeleri içeren Ek-II listesi ve pazar ekonomisine geçiş sürecindeki ülkelerden oluşan Ek-I listesi. Türkiye, OECD üyesi olması sebebiyle başlangıçta sözleşmenin Ek-I ve Ek-II listesinde, gelişmiş ülkeler arasında değerlendirilirken; bu duruma kendi gelişmişlik düzeyini koşul olarak göstererek itiraz etmiştir. Çünkü, Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye enerji üretimi ve tüketimi bakımından diğer OECD ülkelerinin gerisindedir; ayrıca sosyo­ ekonomik kalkınma düzeyi diğer Ek-II ülkelerinden daha düşüktür. Bu nedenle sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirirken bu hususların da göz önünde bulundurulması gerekir. Bu gerekçelerle Türkiye, sözleşmede ifade edilen "ortak fakat farklı sorumluluk" yaklaşımına dayanarak, kendisine daha uygun bir konumun sağlanması çerçevesinde eklerden çıkma yönünde çalışmalarını 1995 yılında Berlin'de yapılan ilk Taraflar Konferansı'ndan itibaren aralıksız sürdürmüş ve 2001 yılında Marakeş'te gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferansı'nda, Sözleşme'nin Ek-II listesinden çıkarılmış ve taraflar, Türkiye'nin Ek-I listesinde yer alan diğer taraflardan farklı bir konumda bulunmasını sağlayacak özgün koşullarını dikkate almaya davet edilmiştir (Şahin, 2005). ~ 50 6 Haziran 2008 tarihinde 1/597 esas sayılı "Birleşmiş Milletler iklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne Yönelik Kyoto Protokolü'ne Türkiye'nin Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı" TBMM Dış işleri Komisyonu'na sevk edilmiştir. Kyoto Protokolü'ne taraf olan ülkeler 2009'da başlayacak yeni sürecin şekillendirilmesine ilişkin çalışmalara başlamıştır. Bu sürece dahil olmak isteyen ülkeler 2008 sonuna kadar, Kyoto Protokolü'nü imzalamak zorundadır. imzalamayan ülkeler ise bundan sonraki dönemde şartları olduğu gibi kabullenmek zorunda kalacaktır. Dolayısıyla, Türkiye'nin sera gazlarının azaltılmasına yönelik yeni dönemle ilgili hazırlıklarda çekinceleri ve şartlarını müzakere edebilmesi için Kyoto Protokolü'nü onaylaması gerekmektedir. Türkiye, Protokolü imzalasa dahi süreç hali hazırda başladığı için teknik olarak 2008-2012 Aralığında herhangi bir yükümlülük altında olmayacaktır. Ancak, Kyoto Protokolü'nün imzalanması 2012 sonrası süreçte yeni düzenin şekillendirilmesinde Türkiye'yi söz sahibi kılacaktır (TÜSIAD basın bülteni 16 Haziran 2008 TS/BAS-BÜU08-59). 2.10. Küresel ve Yerel Çevre Sorunlarının Risk Olarak Algılanması 1970'1erdenbugüne üretilen ulusal ve uluslararası çevre politikaları, ekonomik kaygıların çevresel kaygıların üzerinde tutulması nedeniyle sorunların aşılmasında etkin bir rol üstlenmemiştir. Sorunların giderilmesinde bir diğer tıkanıklık da maddi zenginliğin manevi zenginliğin üzerinde olduğu yaşam biçimidir. Doğasından koparılmış insanlar olarak nitelendirildiğimiz bu dönemde, 'değerlerimiz' sosyo-ekonomik yaşamımıza göre düzenlenmiş ve sadece bizlere verilenle yetinenler olarak, doğa ve dünya algımız büyük değişime uğramıştır (Aygün, 2007). Bu nedenle, yaşadığımız dönemde 'çevrenin değerlerimizin neresinde yer aldığı', 'çevreyi nasıl algıladığımız', 'çevresel sorunları risk olarak görüp görmediğimiz' soruları önem kazanmış ve bu sorular insan-çevre etkileşimini esas alan çalışmalarda odak konu haline gelmiştir. "ı ..,,. Çevresel algıların oluşumunda kültür, yaş, cinsiyet, sosyal sınıf, eğitim gibi etmenler rol oynamakta ve çevreyi tanımlamayı etkilemektedir. Çevresel algılar insandan insana, gruptan gruba değişebilmekte, çevresel tutum, kaygı ve tepkilere etki etmekte, bu da bireylerin eylemlerinde etkili olmaktadır (lttelson ve arkadaşları, 1974). Çevresel sorunların algılanmasında ise çevresel algılarla birlikte, yaşanılan çevrenin ve çevre konusunun ne kadar tanındığı önem kazanmaktadır. Öyle ki çevresini tanımayan bir insan için, sorunlar karşısında tepki göstermesi beklenmemektedir (Özbilen, 1986). Çevre sorunlarının algılanmasında, 'çevresel sorunların niteliğine bağlı şekilde gelişen algılar' da önemlidir. Çünkü kimi çevresel sorunlar kolay algılanabilirken kimilerinin algılanması güçtür. Kısacası, çevresel sorunların algılanmasında, çevresel bilgi ve gözlemlerle oluşan çevresel algılarla birlikte, çevresel sorunların niteliği de önemlidir (Morval, 1985). Çevresel sorunların 'risk' olarak algılanma konusuna, 1990'11 yıllardan bu yana artan bir ilgi vardır. Çünkü geçmişten birikerek gelen birçok insan eylemi, doğal çevre için ölümcül, türler ve ekosistem için zarar verici boyuta ulaşmış, çevresel sorunlar insan sağlığı ve doğal yaşam için çeşitli riskler yaratmıştır (Böhm, 2003). Çevresel bir sorunun 'risk' olaral algılanmasında rol oynayan etmenler şunlardır: 2.10.1. Sebep-Mağdur İlişkisi: Çevresel bir sorunun 'risk' olarak algılanmasında, o soruna sebep olan (sorunun kaynağı) ile mağdur (sorundan olumsuz etkilenen) önemli etmenlerdir. Çünkü çevresel sorunun mağduru olarak riski önemseyecek insanın, mağdur olma ihtimali karşısında riski daha az önemseyeceği varsayılmaktadır. Diğer taraftan, soruna sebep olan kendisi, bir komşusu ya 52 da hemen yanı başındaki bir fabrika olduğunda riski önemseyen insanın, sebep kendisinden uzaklaştıkça riski daha az önemseyeceği de varsayılmaktadır. Bu durumun yerel ve küresel çevresel sorunlar içinde değişim göstermekte olduğu da öngörülmektedir (Hendrickx ve Nicolaij, 2004). 2.10.2. Kayıplara İlişkin Kaygılar: Çevresel bir sorunun 'risk' olarak algılanmasında, 'kayıplara ilişkin kaygılar' da önemli bir etmendir. Çünkü çevresel sorunların sonucunda oluşacak maddi, varsayılmaktadır. manevi Böhm ve tüm kayıpların Pfister, risk yargısını etkilediği kayıplara ilişkin kaygıların, etik kaygılardan daha etkili olduğunu, bunun çevresel risk yargılarını etkilediğini düşünmektedir (Böhm ve Pfister, 2000). örneğin, bu düşünceye göre, yakınında bir fabrikadan çıkan sıvı veya katı atıklar nedeniyle toprağından verim alamayan bir çiftçinin, yakın bir zamanda atıkların toprak kalitesini etkilemesi ya da toprağı kullanılmaz hale getirmesinden dolayı, yani ekonomik bir kayıp yaşanma olasılığından dolayı bu sorunu risk olarak algılayacağı; kayıpların gelecekte ortaya çıkması halinde ise bu sorunu daha az önemseyeceği varsayılmaktadır. 2.10.3. Zamana Bağlı Önemsememe: Çevresel risk algısında rol oynayan bir diğer önemli etmen de 'zamana bağlı önemsememe'dir. Zamana bağlı önemsememe, çevresel sorunların sonuçlarının ortaya çıkacağı süreçle yakından ilişkilidir. Çünkü birçok küresel, bölgesel ve yerel çevresel sorun, uzun sürede ortaya çıkacak sonuçlarla karakterize edilmekte ve genellikle birikimli bir süreçte gerçekleşmektedir. örneğin, küresel ısınma, doğal kaynakların tükenmesi gibi sorunlar çok ciddi sonuçlar yaratacak ve sonuçları, etkileri yıllar alacaktır (Hendrickx ve Nicolaij, 2004). Ya da bir fabrikanın kimyasal atıklarını bir nehre boşaltması ciddi sonuçlara neden olacak ancak bu sonuçların ortaya çıkması da belirli bir zaman alacaktır. 53 2.10.4. Etik Kaygılar: Çevresel sorunların 'risk' olarak algılanmasında, etik kaygılar da önemli bir etmendir. Hendrickx ve Nicolaij, etik kaygıların doğal sebeplerden ortaya çıkan riskler için çok az önemli olabileceğini, insanın sebep olduğu risklerin ise daha önemli olabileceğini varsaymaktadır (Hendrickx ve Nicolaij, 2004). Kısacası, çevresel sorunların risk olarak algılanmasında, sorunun 'sebebinin' yani 'kaynağının' etik· kaygılar için önem taşımakta olduğu düşünülmektedir. Çevresel bir sorunun sebebi, volkanik patlama ya da yıldırım çarpmasıyla oluşan büyük bir orman yangını, sel gibi doğal bir neden olduğunda, ya da çevresel sorunun sebebi insan ya da insanlar olduğunda etik kaygılar farklılaşmaktadır. 2.11. Çevre Eğitimi Geniş anlamda çevre eğitimi; toplumun tüm kesimlerinde çevre bilincinin geliştirilmesi, çevreye duyarlı, kalıcı ve olumlu davranış değişikliklerinin kazandırılması ve doğal, tarihi, kültürel, sosyo estetik değerlerin korunması, aktif olarak katılımın sağlanması ve sorunların çözümünde görev almak olarak tanımlanabilir (Türkiye Çevre Atlası, 1997). Çevre eğitimi; UNESCO ve Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı'nca 1991 yılında düzenlenen Türkiye Çevre Eğitim ve Öğretimi Ulusal Çevre Strateji ve Uygulama Semineri'nde "bireylerde çevre bilincinin geliştirilmesi, çevreye duyarlı, olumlu, kalıcı davranış değişikliklerinin kazandırılması ve doğal, tarihi, kültürel, sosyo estetik değerlerin korunması, aktif katılımın sağlanması ve sorunların çözümünde görev alma" olarak tanımlanmaktadır (Özoğlu, 1993). Bilinçli olarak yaptığımız tüm davranışlar birer öğrenme ürünüdür. Çevre sorunlarının kaynağı insanın tutum ve davranışları olduğuna göre bunlar temelde birer eğitim sorunudur. Verilecek olan iyi bir çevre eğitimi, 54 insanın çevre bilincini ve çevrenin korunmasına katılımını artıracaktır. Çevre eğitimi, dünyanın bu konuda önde gelen kuruluşlarından olan Kuzey Amerika Çevre Eğitimi Kurumu'nun 1992 yılında hazırladığı raporda şu şekilde tanımlamaktadır: "Çevre eğitimi; doğal veya insanlar tarafından inşa edilen çevreler hakkında duyarlı ve bilgili bir vatandaşlık anlayışını geliştirmeyi hedefleyen disiplinler arası bir çalışma alanıdır. Çevre konusunda duyarlılık ve bilgi sahibi olma o şekilde gerçekleştirilmelidir ki, sonuçta çevre problemlerini çözmek için gerekli zihinsel altyapı kamu bilincinde oluşmalı ve yeni problemlerin ortaya çıkmasını da önlemelidir. Çevre eğitimi, ayrıca insanlarda sorgulama, problem çözme, karar verme becerilerini geliştirmeyi amaçlamalıdır. Böylece yüksek kalitede bir hayat standartının gerçekleşmesini sağlamalıdır" (Mrazek, 1993). Günümüzde değişen çevre koşulları ve çevre sorunlarıyla başa çıkmak için ülkeler bütçelerinin bir kısmını bu problemleri çözmek için ayırmaktadırlar. Ama, bu çözümün en kolay yolu; çevre bilincine sahip bireylerin yetiştirilmesidir. Bu sorumluluğun kazanılabilmesinde çevre eğitiminin önemli bir rolü vardır. Çevre eğitiminin kökeni 1960'1ı yıllara dayanmaktadır. 1970'1i. yılların ortasından 1980'1i yıllara doğru çevre ~ğitimi hareketi hızlanmıştır. Çevre problemleriyle ilgilenen eğitime ilk kez 1972 yılında Rio de Janeiro'da yapılan Dünya Çevre Günü'nde dikkat çekilmiştir. Bu girişimler bugünün çevre eğitiminin temelini oluşturmaktadır (Erol ve Gezer, 2006). Çevre eğitimi, sağlık, kalkınma ve doğal hayatın korunması gibi toplumsal ve ekonomik çok çeşitli hedeflerin hayata geçirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Çevrenin korunması ve kurtarılmasına ilişkin bilinç oluşmadan, söz konusu hedeflerin gerçekleştirilmesinde güçlüklerle karşılaşılması kaçınılmaz olur. Bu bilincin gerçekleştirilmesi, verilecek çevre eğitimiyle ve bu eğitimde öğrenilenlerin gündelik yaşama ilişkin problemlerin çözümüne uygulanabilmesiyle mümkün olabilir (Ayhan, 1999). 55 Çevre ve insan arasındaki hassas dengenin korunması insanın sorumluluğundadır. Çevre eğitimi, insanları sorumluluklarının bilincine vardırmak ve yarattığı çevre sorunlarının çözümüne katılımlarını sağlamak için en uygun yol olarak görülmektedir. Çevre eğitiminin hem bilişsel hem de duyuşsal alanda amaçları vardır. Bilişsel alandaki amaçları, kişileri daha çevre okur-yazar yapmaya yöneltirken, duyuşsal alandaki amaçları, çevreye ve çevre sorunlarına karşı değer ve tutumları oluşturmaktadır (Tosunoğlu, 1993). Çevre eğitiminin amacı sadece çevre hakkında bilgilendirmek değil, çevreyi koruyup geliştirecek tutum ve davranışların kazanılmasını da sağlamaktır. Çevre eğitimi, biyo-fiziki, sosyo-kültürel çevre ve onun problemleriyle ilgili bilgi sahibi olan ve problemleri çözmede nasıl bir katkısı olabileceğinin farkında olan ve bu problemleri çözmek için gerekli becerileri kazanmaya güdülenmiş bireyler Planlama Teşkilatı, 1994). yetiştirmeyi amaçlamaktadır (Devlet 2.12. Çevre Bilinci Günümüzde çevre bilinci ile ilgili pek çok tanım yapılmaktadır. Bu tanımlarda ortak nokta; çevre sorunları karşısında farkındalık ve çevreyi korumadır. Çevre bilinci, zaman içinde bireysel ve siyasal boyutlarda oluşan, çevreye zarar verilmemesi ve onun sürdürülebilir bir düzeyde kullanımının önemini kavrama olarak tanımlanabilir (Yücel ve arkadaşları, 2003). Çevre bilinci; "Bir insanın çevresiyle ilişkisinin kendi varlığı bakımından öneminin farkına varmasıdır" (TÜBA, 2002; Vaizoğlu ve arkadaşları, 2005). Bireysel ve toplumsal bir sorumluluk olarak çevre bilinci; bireyin dün ile bugünü, geçmişle geleceği unutmaksızın, hem kendisine hem de doğaya saygılı olabilmesi demektir. 56 Çevre bilinci .genellikle "evrensel düşün, yerel hareket et" sloganı ile ifade edilmektedir. Dünyada var olan hiçbir ekosistem diğerlerinden bağımsız değildir. Tüm ekosistemler, tüm canlılar birbirleriyle bağlantılıdır. Belli bir bölgede veya canlı türünde görülecek değişme doğrudan ya da dolaylı olarak diğerlerini etkileyecektir. Yerel gibi düşünülen sorunlar aslında küresel boyuttadır ve kitlesel bir çaba gerektirir. Bu nedenle yerel olarak gerçekleştirilecek çevresel gelişme sadece o bölgeyle sınırlı kalmayacak, bir biçimde diğer bölgelere de olumlu etkilerde bulunacaktır. Çevre sorunlarını gidermek veya ortaya çıkmasını engellemekse insanların çevre bilincine sahip olması, çevreye karşı sorumluluk duyması ile sağlanacaktır. insanların, yapıp ettiklerinin çevre üzerinde ne tür etkilerde bulunacağını düşünmeleri, buna göre hareket etmeleri ancak bu sorumluluk duygusu ve bilinçle gerçekleşecektir (Boztaş, 2006). Çevreye yönelik tutumlar çevre sorunlarından kaynak korkular, kızgınlıklar, huzursuzluklar, değer yargıları ve çevre sorunlarının çözümüne hazır bulunuşluk gibi kişilerin çevreye yararlı davranışlara olan olumlu veya olumsuz tavır ve düşüncelerinin hepsidir. Çevreye yaralı davranışlar, çevrenin korunması için gösteril_en gerçek davranışlardır (Erten, 2002). Ancak şimdiye kadar çevre bilinci alanında gerçekleştirilen araştırmalar, çevre bilgisinin, çevreye yararlı davranışlar üzerine olan etkisinin düşük olduğunu ve çevreye yönelik olan tutumların da çevreye yararlı davranışlar üzerinde çok fazla anlamlı olmadığını göstermiştir. Çevre bilincine sahip kişi, çevre dostu davranışların yanı sıra, çevrenin bozulmasına tarafsız, duyarsız kalmayan, egoist davranmayan ve sadece kişisel kazanımlarını hırsa dönüştürmeyen kişidir (Erten, 2004). "' 57 BÖLÜM Ill 3. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 3.1. Türkiye ve KKTC' deki Araştırmalar Nazlıoğlu (1988), "Çevre Bilincinin Oluşmasında Çevre Eğitiminin Rolü" isimli çalışmasında nüfusun hızla artmasıyla birlikte, sanayileşme ve kentleşmeden doğan çevre sorunlarının, insanların karşısına çözümü zor sorunlar olarak ortaya çıktığı, Batı'ya nazaran daha genç ve daha az yoğun olmasına karşın bu sorunların Türkiye'de de yaşandığı, bunların çözümünde en etkili faktörün halkın çevre konusunda bilinçlendirilmesi olduğu vurgulanmaktadır. Arda ve Yıldız (1992), araştırmalarında okullarda "çevre ve çevre koruma" başlığı altında öğretim yapıldığını, konu geniş kapsamlı olmamasına rağmen bu konuyu öğrencilere sunacak özel olarak yetiştirilmiş çevrecilik uzmanı öğretmenlere ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Bu yeni öğretmen tipini "çevre dersleri öğretmeni" olarak tanımlamışlar ve bu öğretmenleri yetiştirmek için Fen Bilimleri eğitin:ıine bağlı bir Çevre Eğitimi Anabilim Dalı veya Eğitim Fakültelerinin bünyesinde Çevre Eğitimi Bölümü'nün açılmasını önermişlerdir. Akış (1994), "Kuzey Kıbrıs'ta Çevre Bilinci" adlı çalışmasında çevre bilincinin düzeyini araştırmak amacıyla Kuzey Kıbrıs'ta 409 kişi üzerinde çevreye karşı tutum anketi uygulamıştır. Araştırmaya katılanlar kendilerini çevreye duyarlı olarak tanımlamakta, fakat gündelik hayatta çevreyi korumak için hemen hemen hiç çaba göstermemektedirler. Çalışmanın sonucuna göre, Kuzey Kıbrıs'ta gelişmiş bir çevre bilincinden söz edilemez. Doğanın gelişmekte olan pek çok ülkeye oranla daha el değmemiş oluşu, ülkenin coğrafi ve politik olarak tecrit edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Giderek bozulan çevrenin korunabilmesi, devlete bu yönde baskı yapabilecek düzeyde bir kamu bilincinin ve güçlü bir talebin yaratılmasına bağlıdır. 58 Aslında bu sonuç, çevreci görüşe sahip olanların, pratikte çoğu kez çevreye duyarlı davranmadıklarını sergileyen pek çok araştırmanın sonuçlarını destekler niteliktedir. Şama (1997), araştırmasında üniversite gençliğinin çevreye ve çevre sorunlarına yönelik tutumlarını Gazi Eğitim Fakültesi öğrencileri üzerinde incelemiştir. Araştırma sonucunda kız öğrencilerin çevreye yönelik tutumlarının daha olumlu olduğu ve büyük yerleşim birimlerinde yaşayan öğrencilerin küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlara göre daha duyarlı oldukları görülmüştür. Yücel ve Morgil (1998), üniversite düzeyinde bireylerde oluşmuş çevre ile ilgili kavram bilgilerini ölçmek amacıyla Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Kimya Anabilim Dalı, Hazırlık, I, II, Ill ve IV. sınıflardan toplam 240 deneğe çeşitli sorular sormuşlardır. Sonuçlar, öğrencilerin bu konudaki hazır bulunuşluklarının ne kadar az olduğunu ve Türkiye'de uygulanan çevre eğitimindeki eksiklikleri ortaya koymuştur. Ayhan (1999), "İlköğretim Ilk üı; Sınıfındaki Öğrencilerin Yakın Çevre Bilincini Etkileyen Faktörler" adlı tezinde Ankara' daki ilköğretim okullarının ilk üç sınıf düzeylerindeki derslerde çevre korunması ve geliştirilmesi ile ilgili hedef ve davranışların kazandırılmasında, aile, öğretmen ve okul yönetiminin etkilerini belirlemeyi amaçlamıştır. Sonuçta ise MEB İlköğretim Programının amaç, ilke, hedef ve önerdiği öğrenme etkinlikleri bakımından çevre eğitimini destekleyen niteliklere sahip olduğunu, öğrencilerin çevre sorunlarına duyarlı olduğunu fakat öğrendiklerini her durumda uygulayamadıklarını saptamıştır. Altın (2001), "Biyoloji Öğretmeni Adaylarında Çevre Eğitimi" adlı tezinde öğretmen adaylarının çevre ve çevre sorunlarına karşı genel olarak olumlu bir tutum sergilediklerini, cinsiyete göre tutumlarında farklılık olmadığını fakat sosyo-ekonomik düzey yükseldikçe çevreye yönelik tutumlarında daha olumlu olduğunu tespit etmiştir. 59 Yılmaz ve arkadaşları (2002), "Ortaöğretim ve Üniversite Öğrencilerinin Çevre, Çevre Kavramları ve Sorunları Konusundaki Bilgileri ve Öneriler" adlı çalışmasında, öğrencilerin çevre konusuyla ilgili bilgi düzeylerinin belirlenmesini amaçlamışlardır. Değerlendirmede, öğrencilerin çevre konusunda sahip oldukları bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu, çevreye ait kavramları yeterince öğrenemedikleri, çevre sorunlarını tam olarak tanımadıkları sonucuna ulaşmışlardır. Erten (2003), okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmen olarak çalışan personelin, çevre bilinci düzeyleri ele alınmıştır. Çevreyi korumaya yönelik bilgilerinde, tutumlarında ve davranışlarında görülen eksikliklerinin kaynakları araştırılmış ve bu eksikliklerin nasıl giderileceği ortaya konmuştur. Yapılan çalışma sonucunda öğretmenlerin çevreye karşı tutum, bilgi ve davranışlarla ilgili karşılaştırılmalı olarak yaptığı analizlerin sonucunda, öğretmenlerin çevre ile ilgili konu bilgisinin olduğunu fakat bunu davranışlarına yansıtmadığı belirtilmiştir. Öğretmenlerin çevre ile bilgileri ve çevreye yönelik davranışları karşılaştırıldığında, öğretmenlerin cevaplarında tutarsızlıklar gözlemlenmiştir. Kahyaoğlu (2005), bu araştırmada ilköğretim öğretmen adaylarının çevreye yönelik tutumları incelenmiştir. Araştırma 2004-2005 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi'nde bulunan ilköğretim Fen Bilgisi, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Sınıf Öğretmenliği programlarındaki öğretmen adaylarına uygulanmıştır. Çalışmada ölçme aracı olarak beş dereceli likert tipi "Çevreye Yönelik Tutum Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmen adaylarının bulundukları program ve sınıf düzeyi bakımından çevreye yönelik farklı bakış açılarına sahip oldukları bulunmuştur. Orey (2009), öğretmen adaylarının çevre tutumları ile çevre akademik başarılarını karşılaştırarak, çevre akademik başarılarının çevre tutumları üzerine etkisini ortaya koymak amacıyla, 2008-2009 eğitim öğretim yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi'nin farklı bölümlerinde 60 öğrenim gören 213 öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonunda, öğretmen adaylarının çevresel tutumlarının daha çok insanı merkeze alan anlayıştan etkilendiği ve buna bağlı olarak çevre akademik başarılarının arzu edilen düzeyde olmadığı görülmüştür. Baş (2011), ortaöğretim okullarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin farklı değişkenler açısından incelenmesi amacıyla yaptığı çalışmada, yönetici ve öğretmenlerin uygulanan anket doğrultusunda çevre bilinci, çevresel tutum, davranış ve katkıları açıklanmaktadır. Buna göre yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin ortalamalar seviyesinde olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bilişsel, duyuşsal, psikomotor ve tüm ölçekte kadınların, erkeklere göre daha yüksek bilince sahip olduğu görülmektedir. 3.2. Yurt Dışındaki Araştırmalar Ham ve Sewing (1987-88), öğretmenlerin, çevre eğitimi denilince çevre kavramıyla ilgili bilgilerin öğretilmesi ya da doğal kaynakların doğru bir şekilde öğretilmesi gibi fikirleri olduğunu vurgulamıştır. Gigliotti (1990), çevre eğitimindeki . eksiklikler ve başarısızlıklar üzerinde durmuş, çevre eğitiminde yapılabilecekler hakkında düşüncelerini belirtmiştir. Çevre eğitiminin, bugünün çevre problemlerini çözebilecek ve çözmeye istekli insanlar yetiştirmediğini, çevre duyarlılıkları olmalarına rağmen insanların hala problemlerin kökeni hakkında gerekli bilgiden, özellikle yapabilecekleri ve yapmaları gereken eylemlerden haberdar olmadıklarını ifade etmiştir. Çevre eğitiminin bugünün söylencelerini kırması ve günümüz çevre problemleriyle bireysel bağlantıları göstermeye başlaması gerekliliğini belirtmiştir. Aynı zamanda, eğitimin bireylere, çevreyi geliştirmek için ne yapabilecekleri ve ne yapmaları gerektiğini öğretmesini, herkesin doğru eylemlerde bulunması için gerekli kişisel özveride istek yaratmasına yardım etmesi gerektiğini vurgulamıştır. 61 Dorion ve Gayford (1990-91), çalışmalarında, öğretmenlerin çevre eğitiminin en önemli kısmı olarak çevre eğitiminin bilişsel ve duyuşsal boyutunu algıladıklarını belirtmişlerdir. Hedewig (1992), çalışmasında Almanya'da öğretmen yetiştirmede çevre eğitiminin durumunu ortaya koymuştur. Çevre eğitimi . dersinin, öğretmen yetiştirmede olmadığı için öğrencilerin bu konu hakkındaki bilgileri biyoloji, fizik, kimya, coğrafya, politeknik ve politika gibi derslerde ve meslek eğitiminde edindiklerini, eğitim bilimleri öğretiminde çevre eğitimi ile ilgili konuların interdisipliner olarak verilebileceğini ve bunun en güzel örneği olarak çeşitli branşlardan öğrencilerin katıldığı projeler olarak belirtmiştir. Spork (1992), Simmons (1993) ve Papadimitriou (1995), öğretmenlerin çevre eğitimi farkındalıklarını araştırmak için onlardan çevre kavramını tanımlamalarını ve çevre kavramının müfredattaki içeriğini açıklamalarını istemişlerdir. Eagles ve Demare (1999), 6. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada çevreye karşı ekolojik ve ahlaki tutumlanrı evde çevre hakkında konuşma, doğa filmleri izleme ve çevre hakkında okuma ile ilişkili olarak bulunduğunu, ekolojik tutumlarda cinsiyetler arası fark görünmezken, kızların daha yüksek ahlaki tutumlar gösterdiğinin belirtildiğini ifade etmişlerdir. Kendileri ise yaptıkları çalışmada 1 haftalık dinlenme kampında uygulanan programın öğrencilerin ekolojik ve ahlaki tutumlarında önemli bir fark oluşturmadığını belirtmişlerdir. Sonuçlar öğrencilerin kamp programına, aile, medya ve önceki okul temel çevre eğitimi programlarını kapsayan bazı etkilerden kaynaklanan orta düzeyde tutumlarla girdiklerini ortaya koymuşlardır. Kuhlemeier ve diğerleri (1999), Hollanda Ulusal Değerlendirme Programında çevre bilgisi, çevre tutumu ve çevre sorumlu davranışı, ülke genelinde 206 ortaokuldan 9000'den fazla öğrencide belirlemeye · '62 çalışmışlardır. Araştırma 9. sınıf öğrencilerinde % 57'sinin çevreye karşı oldukça olumlu tutuma sahip olduklarını ve % 35'inin çevre için finansal fedakarlıklara hazır olduklarını göstermiştir. Buna rağmen öğrencilerin çevre sorunları hakkında bilgilerinin eksik ve çoğunlukla yanlış olduğu, benzer şekilde birçok öğrencinin sorumlu çevre davranışının yetersiz olduğu saptanmıştır. Çevre bilgisi ile çevre tutum ve davranışı arasındaki ilişkinin zayıf olduğu ortaya konulmuştur. McKeown-lce (2000), hizmet öncesi öğretmen eğitimi programında çevre eğitiminin durumunun çok iyi bilinmediğini belirterek, öğretmen eğiten bir kurumu anket yoluyla incelemiş, birçok okulun çevre ile ilgili bazı gereksinimleri olduğunu, okulların büyük bir çoğunluğunda çevre eğitiminin kurumsallaştırılmadığını, çevre eğitimi uygulamalarının ülke çapında farklılık gösterdiğini, hizmet öncesi öğretmen eğitimi programlarının geleceğin öğretmenlerini çevreyi etkili şekilde öğretmek için sistematik bir şekilde hazırlamadığını ortaya koymuştur. Pooley ve O'Connor (2000), "Çevre Eğitimi ve Tutumlar'' adlı çalışmalarında geliştirdikleri çevresel tutum ölçeğini önceden ders verdikleri 18-55 yaş arasındaki çeşitli öğrenim geçmişleri olan 92 kişiye uygulamışlardır. Ders programları ile elde edilen bulguları karşılaştırmışlardır. Ders programlarında tutum ve davranış boyutunun ihmal edildiğini; ağırlıklı olarak çevresel bilgilere yer verildiğini görmüşlerdir. Araştırma, hedef grubun çevreye karşı olan inançları, duyguları ve tutumları üzerine yoğunlaşmıştır. Elde edilen program bilgileri ve araştırma sonuçlarına göre; çevre eğitiminde amaç, ağırlıklı olarak bilgi vermek olmamalı, çevreyle dost insanların yetiştirilmesi için eğitim programlarının tutum ve davranış boyutuna öncelik verilmelidir (Şama, 2003). Summers (2000), Summers'in yazmış olduğu "Primary School Teachers' Understanding of Environmental Issues: An Interview Study" başlıklı çalışmasında, 556 dört farklı alanda (1. biyoçeşitlilik, 2. karbon 63 . döngüsü, 3. ozon incelmesi ve 4. küresel ısınma) 12 uygulamacı sınıf öğretmeninin çevre anlayışlarını ortaya koymak için bir mülakat araştırması yapmıştır. Bu çalışma ile yukarıdaki konular ile ilgili anlaşılan ve anlaşılmayan bilimsel kavramlar tespit edilmiş, bulgular ülkedeki tüm sınıf öğretmenleri için bir genelleme taşımasa da, çevre eğitimi açısında önemli sonuçlar elde edilmiştir. Uljas (2001), "Çevreye Karşı Tutum ve Davranışlar Üzerine Sosyal Kimliğin Etkisi" adlı çalışmasında sosyal kimlik ve değerlerin, çevresel tutum ve davranışlara olan etkisini araştırmıştır. Yerel ve küresel çevre sorunlarına ilişkin ifadelerin yer aldığı ölçek, 416 kişiye uygulanmıştır. Araştırma sonuçları şu şekildedir: Bireyin kendini ait hissettiği grubun değerlerini benimsemesi çevresel algı, tutum ve davranışlarına yön verebilmektedir. Sosyal kimlik, bireyin çevre sorunlarına ilgisi ve tutumları kadar, ailesine ilişkin tutumları üzerinde de etkili olabilmektedir (Şama, 2003). 64 BÖLÜM IV 4. YÖNTEM 4.1. Araştırmanın Modeli Bu araştırma tarama türü bir araştırmadır. Araştırma ile KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve _öğretmenlerin çevre bilinci düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Demografik özellikler frekans ve yüzde hesaplamalarıyla yorumlanmıştır. Araştırma bu yönüyle betimsel bir çalışma niteliğindedir. 4.2. Evren ve Örneklem Araştırmanın ortaöğretim evrenini, kurumlarında KKTC görev Güzelyurt yapan Bölgesi'nde yer yönetici ve alan öğretmenler oluşturmaktadır. (yönetici ve öğretmenlerin genel toplamı: 300) Araştırmanın örneklemini, ise KKTC Güzelyurt Bölgesi'nde yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerden rastgele seçilen 180 kişi oluşturmaktadır. 4.3. Verilerin Toplanması Araştırmada kullanılacak bilgilerin elde edilmesinde, çalışmanın teorik yönünün desteklenmesi amacıyla, benzer çalışmalar ile ulusal ve uluslar arası literatür incelenmiş ve bazı genel istatistiksel veriler elde edilmiş; uygulamalı yönünün desteklenmesi amacıyla da ankete dayalı alan araştırması uygulaması ve istatistiksel analiz yapılmıştır. Araştırmada veriler anket yoluyla toplanmıştır. Araştırma için gerekli izinler yasal yollarla alındıktan sonra, belirlenen okullara gidilerek, kurum müdürleriyle araştırma konusunda konuşularak gerekli bilgilendirme yapılmış ve Erten (2003), tarafından geliştirilen "Kişisel Bilgi Formu ve Çevre Bilinci Tarama Listesi" üzerinde bir takım değişiklikler 65 yapıldıktan sonra uygulanmıştır. Uygulama hakkında yönetici ve öğretmenlere araştırmacı tarafından bilgi verilmiş ve öğretmenlere yeterli vakit verilerek cevap vermeleri sağlanmıştır. Uygulamanın ardından, ölçme araçları tek tek gözden geçirilerek, boş bırakılan, eksik ya da yanlış cevaplandırılan ölçme araçları araştırma kapsamına alınmamıştır. 4.4. Veri Toplama Araçları Araştırmada aşağıdaki veri toplama araçları kullanılmıştır: - Kişisel Bilgi Formu - Çevre Blinci Tarama Listesi 4.4.1. Kişisel Bilgi Formu Kişisel bilgi formunda öğretmen ve yöneticilerin, cinsiyet, eğitim durumu, meslekteki hizmet süresi, yaşadıkları yerleşim yeri türü, medeni durum, kadro durumu, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu ve çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu gibi kişisel sorular yer almaktadır. 4.4.2. Çevre Bilinci Tarama Listesi Araştırmada öğretmen ve yöneticilerin çevre bilincini ölçmek için, çevre bilinci bilgilerini ölçen "Çevre Bilinci Tarama Listesi" kullanılmıştır (Erten, 2003). Çevre bilinci tarama listesinde, öğretmenlerin çevreye karşı olan bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışlarına ait 60 ifade vardır. Anketteki önermeler olumludan olumsuza doğru 5'1i likert tipi ölçektir (tamamen katılıyorum, katılıyorum, çok az katılıyorum, hiç katılmıyorum ile çok sık, sıkça, ara sıra, oldukça az, hiçbir zaman). Bu tarama listesi soruları daha önce de Almanya'daki bir çalışmada (Sherenk, 1994) ve Türkiye' deki üç çalışmada (Erten, 2002; 2003 ve Baş, 2011) kısmen değişiklikler yapılarak kullanılmıştır. 66 4.5. Verilerin Çözümlenmesi Araştırmada kullanılan veri toplama araçlarıyla toplanan veriler, araştırmanın amacı doğrultusunda istatistikT işlemlere tabi tutulmuştur. Ilk aşamada örneklem grubundan her öğretmenin bizzat doldurduğu 'Kişisel Bilgi Formu' ve 'Çevre Bilinci Tarama Listesi'nden alınan puanlar belirlenmiştir. Puanlama işlemi tamamlandıktan sonra elde edilen ham veriler SPSS for WINDOWS 13. O istatistik paket programına girilerek ve istatistiksel çözümlemeler bu program yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, çalışma konumu gibi bağımsız değişkenlerin çevre bilinci tarama listesine göre farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek için t­ testi yöntemi kullanılmıştır. Mesleki kıdem, kadro durumu gibi bağımsız değişkenlerin düzeyleri ikiden fazla olduğundan aralarındaki ilişkileri test etmek amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yöntemi kullanılmıştır. 4.6. Anketin Güvenilirliği Yapılan bu anket çalışması 1 O bağımsız, 60 bağımlı olmak üzere toplam 70 sorudan oluşmuş ve 180 kişiye uygulanmıştır. Yapılan Güvenilirlik analizi sonucunda Cronbach's Alpha değeri 0,773 olarak belirlenmiştir. Bu değer 0,60 - 0,80 arasında yer aldığı için anket sonuçları "oldukça güvenilir" olarak kabul edilebilir. Herhangi bir sorunun, anketten çıkarılması durumunda Cronbach's Alpha değerinde meydana gelecek değişime bakıldığında, anketten çıkarılması durumunda güvenilirliği en fazla etkileyecek soru: "Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim", sorusu olup, bu sorudan dahi elde edilecek Cronbach's Alpha değeri sadece 0,781'dir ve bu değerin, genel ortalama Alpha değeri ile arasında önemli bir fark yoktur. Bu bilgiler ışığında yapılan çalışmanın güvenilir olduğu açıktır. 67 BÖLÜMV 5. BULGULAR VE YORUMLAR 5.1. Anket Sonuçlarının Genel Değerlendirilmesi Tablo 1: Yönetici ve Öğretmenlerin Cinsiyete Göre Frekans ve Yüzde Daaıl Frekans Yüzde Geçerli Yüzde Erkek 75 41,7 41,7 Kadın 105 58,3 58,3 Toplam 180 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturan öğretmen ve yöneticilerin %41,?'si erkek,% 58,3'0 kadındır. Tablo 2: Yönetici ve Öğretmenlerin Kadro Değişkenine İlişkin Frekans Yüzde Daaıl -· Frekans Yüzde Geçerli Yüzde Kadrolu 159 88,3 88,3 Sözleşmeli 4 2,2 Geçici 17 180 2,2 9,4 Toplam 100,0 9,4 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturan öğretmen ve yöneticilerin %88,3'0 kadrolu, %2,2'si sözleşmeli ve %9,4'ü ise geçicidir. Tablo 3: Yönetici ve Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Frekans Yüzde Daaıl Bekar Evli Dul Toplam Frekans Yüzde Geçerli Yüzde 39 136 21,7 21,7 75,6 5 2,8 75,6 2,8 180 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturan öğretmen ve yöneticilerin %21,?'si bekar, %75,6'sı evli ve %2,8'i ise duldur. 68 Tablo 4: Yönetici ve Öğretmenlerin Eğitim Durumlarına Göre Frekans ve ·- - •..:=JI""""""" Frekans On Lisans 3 Lisans 128 Yüksek Lisans 48 Doktora 1 Toplam 180 Yüzde 1,7 71,1 26,7 ,6 100,0 Geçerli Yüzde 1,7 71,1 26,7 ,6 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %1,?'si ön lisans, %26,?'si yüksek lisans ve %0,6'sı doktora mezunudur. Tablo 5: Yönetici ve Öğretmenlerin Kıdem Değişkeni İçin Frekans ve . --=..------0-5 yıl 6-10yıl 11-15yıl 16+ yıl Toplam Frekans 53 27 33 67 180 Yüzde 29,4 15,0 18,3 37,2 100,0 Geçerli Yüzde 29,4 15,0 18,3 37,2 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %29,4'0 0-5 yıl, %15'i 6-10 yıl, %18,3'0 11-15 yıl, %37,2'si ise 16 yıl ve üzeri kıdeme sahiptir. Tablo 6: Yönetici ve Öğretmenlerin Okuldaki Konumlarına Göre Frekans Yüzde Daaıl - ----Frekans idareci 27 Ogretmen 153 Toplam 180 Yüzde 15,0 85,0 100,0 Geçerli Yüzde 15,0 85,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %15'i idareci, %85'i ise öğretmendir. 69 Tablo 7: Yönetici ve Öğretmenlerin Yaşadıkları Yerleşim Yerine Göre Frekans ve Yüzde Daaıl Köy Kasaba Şehir Toplam Frekans Yüzde Geçerli Yüzde 75 40 65 180 41,7 22,2 36,1 100,0 41,7 22,2 36,1 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %41 '7'si köyde, %22,2'si kasabada, %36,1 'i ise şehirde yaşamaktadır. Tablo 8: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre İle İlgili Herhangi Bir Yüzde Dağılımı ........ - . - _. - - ---- - - - -- Evet Hayır Toplam Frekans Yüzde Geçerli Yüzde 102 78 180 56,7 43,3 100,0 56,7 43,3 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %56,7'si çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılırken, %43,3'ü çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılmamıştır. Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılmayanların oranının %43,3 olması yüksek ve düşündürücü bir sonuçtur. Çünkü, çevre bilincini öğrencilere kazandıracak olan eğitimciler olduğundan bu konularda da daha aktif olmaları model olma açısından çok önemlidir. Tablo 9: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre İle İlgili Herhangi Bir Dernek Ya da Kuruluşa - Üye Olma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Dağılımı Evet Hayır Toplam Frekans Yüzde Geçerli Yüzde 35 145 180 19,4 80,6 100,0 19,4 80,6 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların %19,4'ü çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye iken, %80,6'sı çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye değildir. Bu sonuç, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilgisi ve çevreye karşı duyarlı davranışlarıyla örtüşmeyen bir sonuçtur. Yani, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinçleri 70 davranışlarına yansımamaktadır. Ülkemiz şartlarını dikkate aldığımızda çevre ile ilgili kuruluş ya da dernek sayısının az olması da bu sonucu ortaya çıkarmıştır. Tablo 10: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Kuruluşlarının, Çevrenin Korunmasında Önemli Bir Rol Oynadıklarına İnanma Durumuna Göre ....Frekans ve Yüzde Daaılımı Evet Hayır Toplam Frekans 131 49 180 Yüzde 72,8 27,2 100,0 Geçerli Yüzde 72,8 27,2 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, örneklem grubunu oluşturanların o/o 72,S'i çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanırken, %27,2'si çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oyndığına inanmamaktadır. Araştırma şunu göstermiştir ki, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanan yönetici ve öğretmenler, herhangi bir dernek ya da kuruluşa üyedirler ve çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye de katılmışlardır. Dolayısıyla duyuşsal puanları da yüksektir. 5.2. Duyuşsal Alana İlişkin Öğretmen Tutumları (E Bölümü) Tablo 11: Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması ların alevhine bir durumd Yüzde Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Kümülatit Yüzde Geçerli Yüzde 3 1,7 1,7 1,7 2 5 25 1,1 2,8 13,9 1,1 2,8 14,0 2,8 5,6 19,7 143 79,4 80,3 100,0 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 71 Yapılan bu çalışmada . %80,3 gibi önemli bir orandaki yönetici ve öğretmenlerin, hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması durumunu insanların aleyhine bir durum olarak gördükleri belirlenmiştir. Bu durum öğretmenlerimizin çevre bilinçlerinin ve farkındalıklarının yüksek olduklarını gösteren bir sonuçtur. Tablo 12: Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötü bir şey deaild" ~ J J Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Kümülatif Yüzde 134 74,4 74,9 74,9 29 2 4 16, 1 1,1 2,2 16,2 1,1 2,2 91,1 92,2 94,4 10 5,6 5,6 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 ,• ' Geçerli Yüzde Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin %74,9'u 'nehir ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötü bir şey değildir' ifadesine hiç katılmamaları çevreye karşı duyarlı olduklarını gösteren bir sonuçtur. Tablo 13: Kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak nerme k beni cok - -·· .. Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 5 2,8 2,8 2,8 4 7 51 2,2 3,9 28,3 2,2 3,9 28,5 5,0 8,9 37,4 112 62,2 62,6 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin %28,S'i 'katılıyorum' %62,6'sı ise 'tamamen katılıyorum' diyerek kullanılmış · 72 kağıtları diğer çöpler içerisine . atılmış olarak görmekten üzüldüklerini belirtmişlerdir. fı - -.J="'JI---- -- Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam . . . -· --- kd ·~- .• ~---- - . dedi Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 3 1,7 21 11,7 11,7 13,4 61 63 33,9 35,0 34,1 35,2 47,5 82,7 31 17,2 17,3 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 100,0 180 · 1,7 1,7 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı (%34,1'i çok az katılıyorum, %35,2'si katılıyorum oranı ile) nefes aldıkları havanın sağlıklarına zarar verecek derecede olduğuna inanmamaktadır. Bu sonuç ülkemizi dikkate aldığımızda şaşırtıcı bir sonuç değildir. Tablo 15: Tabiatın bozulması böyle devam edecek olursa gelecek yüzyıl · -- · - · de birçok canlı ortadan kalkmıs- olacak Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde 4 2,2 Kümülatif Yüzde 2,2 2,2 3 1,7 1,7 3,9 8 4,4 4,5 8,4 48 26,7 26,8 35,2 116 64,4 64,8 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin %64,B'i tabiatın bozulması böyle devam edecek olursa gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı türünün ortadan kalkmış olacağına inanmaktadır. Bu durum yönetici ve öğretmenlerin çevre kirliliğinden ve tabiatın bozulmasından endişe duyduklarını gösteren bir sonuçtur. 73 · ı c1ı..ııo ı o; cır gun ıçecex temız su tluıamayaca( ımızdan kork Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde . Kümülatif Yüzde 4 2,2 2,2 2,2 4 7 41 · 2,2 3,9 22,8 2,2 3,9 22,9 4,5 8,4 31,3 123 68,3 68,7 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin %68,7'sinin bir gün içecek temiz su bulamayacaklarından korktukları belirlenmiştir. Bu durum yönetici ve öğretmenlerin çevre kirliliğinden endişe duyduklarını gösteren bir sonuçtur. Tablo 17: Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 3 1,7 1,7 1,7 2 9 45 1,1 5,0 25,0 1,1 5,0 25,1 2,8 7,8 33,0 120 66,7 67,0 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi ankate katılan yönetici ve öğretmenlerin %67'si gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişinin hastalanabileceğini ve hatta ölebileceğini düşünmektedir. Bu durum şimdilik çok büyük bir kirlilik olmasada gelecekte yönetici ve öğretmenlerin hava kirliliğinden de endişe duyduklarını göstermektedir. 74 Tablo 18: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması daki bilaileri öörenmek · Frekans Geçerli Yüzde Yüzde Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum 4 2,4 1 15 Katılıyorum 70 Tamamen Katılıyorum Toplam 2,2 2,2 ,6 ,6 8,3 2,8 11,2 38,9 8,4 39,1 50,3 89 49,4 49,7 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 100,0 Cevapsız Toplam 180 Tabloda görüldüğü gibi Kümülatif Yüzde %39,1 katılıyorum %49,7'si tamamen katılıyorum oranları yönetici ve öğretmenlerin denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri öğrenmek istediklerini gösteren bir sonuçtur.. 19: Bu k 3 k - dla suıcıu oıan poI itik 3 Frekans Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum 23 12,8 12,8 16,8 Çok Az Katılıyorum Katılıyorum 69 45 38,3 38,5 25,0 25, 1 55,3 80,4 35 19,4 19,6 100,0 179 99,4 100,0 1 180 ,6 Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam 7 3,9 3,9 3,9 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, anket sonuçları değerlendirildiğinde yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmının (%38,5' i çok az katılıyorum, %25,1 'i katılıyorum diyerek) çevre kirliliği konusunda tek sorumlu olarak politikacıları görmedikleri sonucu ortaya çıkmıştır. • 75 Tablo 20: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması lısan ~ - veteri kadar dernek ve kurulus- mevcutt 3 Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 15 8,3 8,4 8,4 55 57 35 30,6 31,7 19,4 30,7 31,8 19,6 39, 1 70,9 90,5 17 9,4 9,5 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, bu ifadeye yönetici ve öğretmenlerin %30,?'si katılmıyorum, %31,B'i çok az katılıyorum cevabını vermiştir. Bu durum ise yönetici ve öğretmenlerin çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan dernek ve kuruluş sayısını yeterli görmedikleri sonucunu ortaya çıkarmıştır. Tablo 21: Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için hiçbir ~ ......... k . .. . . ~--· -~ ".:""JI------ Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 123 68,3 68,7 68,7 38 5 4 21, 1 2,8 2,2 21,2 2,8 2,2 89,9 92,7 95,0 9 5,0 5,0 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, ankate katılan yönetici ve öğretmenlerin %68,7 gibi büyük bir kısmı bu ifadeye katılmamıştır. Bu durum, denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için yönetici ve öğretmenlerin bir şeyler yapma niyetinde oldukları sonucunu ortaya çıkarmıştır. 76 Tablo 22: Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için ben de bir şeyler yapmak isterim Frekans Hayır, Hiç · Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 4 2,2 2,2 2,2 6 3 58 3,3 1,7 32,2 3,4 1,7 32,4 5,6 7,3 39,7 108 60,0 60,3 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tablo 11 ile bağlantılı olarak ankate katılan öğretmenler bu ifadeye %60,3 gibi bir oranla tamamen katılarak, doğanın daha çok bozulmasını önlemek için bir şeyler yapmak niyetinde olduklarını ifade etmişlerdir. Tablo 23: Böyle giderse çok yakın gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 3 1,7 1,7 1,7 6 17 51 3,3 9,4 28,3 3,4 9,5 28,5 5,0 14,5 43,0 102 56,7 57,0 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %57'1ikbir oranla yönetici ve öğretmenler çok yakın gelecekte fosil yakıt kaynaklarının tükeneceğini belirtmişlerdir. Bu durum ankate katılanların gelecekte yaşanacak enerji sıkıntısından endişe duydukları sonucunu ortaya çıkarmıştır. 77 Tablo 24: Boş zamanlarımın belirli bir kısmını . hayvan ve bitkilerle ·ıailenmeve avırmava . -h ı -ı Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katı Im ıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 9 5,0 5,0 5,0 12 34 74 6,7 18,9 41,1 6,7 19,0 41,3 11,7 30,7 72,1 50 27,8 27,9 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin %41,3'ü bu ifadeye katılmıştır. Bu durum yöneici ve öğretmenlerin boş zamanlarının belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye hazır oldukları sonucunu ortaya çıkarmıştır. Tablo 25: Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 3 1,7 1,7 1,7 9 30 75 5,0 16,7 41,7 5,0 16,8 41,9 6,7 23,5 65,4 62 34,4 34,6 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, bu ifadeye yönetici ve öğretmenlerin %41,9'u katılıyorum, %34,6'sı tamamen katılıyorum diyerek, kirletilmiş bir alanın temzilenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak istediklerini göstermişlerdir. 78 Tablo 26: Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100 km' den daha fazla sürat vaomak istemezd" J ~. Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 15 8,3 8,4 8,4 7 43 67 3,9 23,9 37,2 3,9 24,0 37,4 12,3 36,3 73,7 47 26, 1 26,3 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, bu ifadeye yönetici ve öğretmenler net cevaplar vermemişlerdir. Fakat yinede oranlar, (%26,3 tamamen katılıyorum, %37,4 katılıyorum, %24 çok az katılıyorum) yönetici ve öğretmenlerin çevreyi kirletmemek için 100 krn'derı daha fazla sürat yapmak istemedikleri sonucunu ortaya çıkarmıştır. Tablo 27: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmıs olanlardan satın almava h Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 6 3,3 3,4 3,4 7 20 61 3,9 11, 1 33,9 3,9 11,2 34,1 7,3 18,4 52,5 85 47,2 47,5 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılanların %47,S'i bu ifadeye tamamen katılmıştır. Bu durum, yönetici ve öğretmenlerin okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazır oldukları sonucunu ortaya çıkarmıştır. 79 ı aoıo ze: esançem oısavaı c uoreıeme ·ı kimvasaı gübreler.ile vaoardım Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 79 43,9 44,1 44,1 31 22 21 17,2 12,2 11,7 17,3 12,3 11,7 61,5 73,7 85,5 26 14,4 14,5 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin %44,1 'i bahçeleri olsaydı gübrelemeyi kimyasal ilaçlarla yapmayacaklarını belirtmişlerdir. Bu durum öğretmenlerimizin çevre bilinçlerinin ve farkındalıklarının yüksek olduklarını gösteren bir sonuçtur. Tablo 29: Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine ,mtmevıtercih ederim Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde . Kümülatif Yüzde 60 33,3 33,7 33,7 37 43 28 20,6 23,9 15,6 20,8 24,2 15,7 54,5 78,7 94,4 10 5,6 5,6 100,0 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi %33,7 gibi bir oran yönetici ve öğretmenlerin bir eğlence yerine gitmektense bir hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ettiklerini gösteren bir sonuçtur. 8-0 Tablo 30: E" ~ k - --.ı dı lüks b" Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam b t - k lst ------- Geçerli Yüzde Yüzde dim Kümülatif Yüzde 19 10,6 10,6 10,6 20 51 11, 1 11,2 21,8 28,5 22,9 50,3 41 28,3 22,8 48 26,7 26,8 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 100,0 180 73,2 Tabloda görüldüğü gibi bu ifadeye yönetici ve öğretmenler net bir cevap vermemişlerdir. Bu durum ifadenin yeterince açık olmamasıyla açıklanabilir. Yine de en yüksek oran %28,5 çok az katılıyorum, doğruya yakın olduğu için tutarlı bir sonuçtur. Sonuç olarak, duyuşsal alana ait maddelere yönetici ve öğretmenlerin verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde öğretmen ve yöneticilerin çevreye karşı duyarlı oldukları görülmektedir. 5.3. Psiko-Motor Alana İlişkin Öğretmen Tutumları (V Bölümü) Tablo 31: İçeceklerimizi satın alırken genelde . --- siselerde ..•. ~..,.deeozitosuz olanlarını tercih ed - · - Frekans Hiç bir zaman Oldukça az Ara Sıra Cevapsız Toplam metal kutuda veya - Geçerli Yüzde Yüzde 16 8,9 Kümülatif Yüzde 8,9 8,9 24,6 63,1 28 15,6 15,6 38,3 Sıkca 69 45 38,5 25,0 Çok Sık 25,1 88,3 21 11,7 Toplam 11,7 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenler bu ifadeye çok net cevaplar . vermemişlerdir. %38,S'i ara sıra, %25, 1 'i sıkça gibi oranlar, içeceklerini satın alırken genelde metal kutuda veya depozitosuz şişelerde olanlarını tercih ettiklerini göstermektedir. 81 Tablo 32: Bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı lup olmadıklarına dikkat ed · Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 17 9,4 9,5 9,5 41 69 22,8 32,4 38,3 22,9 38,5 70,9 Sıkca 38 21,1 21,2 92,2 Çok Sık 14 7,8 7,8 100,0 179 99,4 100,0 1 180 ,6 100,0 Toplam Cevapsız Toplam . Yüzde Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin %38,5 ara sıra ifadesi, bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zaralı olup olmadıklarına her zaman dikkat etmediklerini göstermektedir. Tablo 33: Evimizde kullanılmayan kağıtları ayırır ve toplanan yere haber . ~ ·ı ... Frekans Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde Hiç bir zaman Oldukca az 63 35,0 35,6 35,6 44 24,4 24,9 Ara Sıra 47 26,1 26,6 60,5 87,0 Sıkca Çok Sık 12 6,7 6,8 11 177 6, 1 6,2 100,0 Toplam 3 98,3 1,7 180 100,0 Cevapsız Toplam Yüzde Tabloda görüldüğü gibi, 93,8 100,0 %35,6'1ık oran yönetici ve öğretmenlerin evlerinde kullanılmayan kağıtları hiç bir zaman ayırmayıp toplanan yere iletmediklerini göstermektedir. Bu durum beklenen bir sonuçtur. Çünkü ülkemizde, geridönüşüm henüz çok yeni gelişmekte olan bir konudur. 82 Tablo 34: Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler Frekans Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra 10. 5,6 5,6 5,6 17 60 9,4 33,3 9,6 33,7 15,2 48,9 Sıkca 63 35,0 35,4 84,3 28 178 15,6 15,7 100,0 98,9 100,0 Çok Sık Toplam Cevapsız 2 Toplam 1,1 100,0 180 Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin %33,?'si bu ifadeye ara sıra %35,4'0 sıkça cevabını vermiştir. Tablo 2'de olduğu gibi çelişkili bir durum söz konusudur. Fakat bu durum ülkemizde var olan eksiklikleri göstermesi açısından önemlidir. T M - --- - kl -l ...••.. -----Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Ç.ok Sık Toplam h ed Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 16 8,9 8,9 8,9 32 17,8 17,9 26,8 70 39,1 22,9 11,2 65,9 41 20 179 38,9 22,8 11, 1 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 Cevapsız Toplam kl- . 88,8 100,0 Tablo 4'te olduğu gibi aynı durum bu ifadede de söz konusudur. %39,1 'lik oran yönetici ve öğretmenlerin metal kutudaki içecekleri ara sıra tercih ettiklerini göstermektedir. 83 Tablo 36: Satın aldığım defterlerin ve dosya kağıtlarının geridönüşümlü Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 19 . 10,6 10,6 10,6 28 62 55 16 180 15,6 34,4 30,6 8,9 100,0 15,6 34,4 30,6 8,9 100,0 26,1 60,6 91,1 100,0 Tabloda görüldüğü gibi %34,4'1ükoran yönetici ve öğretmenlerin satın aldıkları defterlerin ve dosya kağıtlarının geridönüşümlü olmasına ara sıra dikkate ettiklerini göstermektedir. Tablo 37: Kullıanıımış pı· ıı . I CÖP bid 3 Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam Cevapsız Toplam ta • Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 50 27,8 27,9 27,9 21 47 39 22 179 1 180 11,7 26,1 21,7 12,2 99,4 ,6 100,0 11,7 26,3 21,8 12,3 100,0 39,7 65,9 87,7 100,0 Tabloda görüldüğü gibi şaşırtıcı bir sonuç vardır. Ancak ülkemizde çöplerin henüz çok yeni ayrı ayrı toplanmaya başladığını düşündüğümüzde beklenen bir sonuçtur. Buna rağmen ankate katılanların %27,9'u kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına hiçbir zaman atmadıklarını belirtmişlerdir. 84 - -- -- - - - - - - - - - - - - ..• ~ ~ ~ ~ - Yüzde Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde 61 33,9 34,3 34,3 17,8 30,0 11, 1 18,0 30,3 52,2 82,6 Sıkca 32 54 20 11,2 93,8 Çok Sık 11 6,1 6,2 100,0 Toplam 178 98,9 100,0 2 1,1 100,0 Cevapsız Toplam 180 Tabloda görüldüğü gibi, %34,3'1ük oran, yönetici ve öğretmenlerin kullanılmış şişeleri hiçbir zaman şişe kumbaralarına atmadıkları sonucunu ortaya çıkarmıştır. Ülkemiz şartlarında bu durum beklenen bir sonuçtur. Tablo 39: Okulda kullanacağım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim · Frekans Hiç bir zaman Oldukca az 20 Yüzde 11, 1 Geçerli Yüzde 11, 1 Kümülatif Yüzde 11, 1 32 17,8 17,8 28,9 Ara Sıra 59 32,8 32,8 61,7 Sıkca Çok Sık 50 19 27,8 10,6 27,8 10,6 89,4 100,0 Toplam 180 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %32,B'lik oran, yönetici ve öğretmenlerin okulda kullanacakları dosyaları satın alırken plastik olanlarını ara sıra tercih ettiklerini gösteren bir sonuçtur. 85 Tablo 40: Ail - b - Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam ketlerini defal Yüzde kull iZ Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde 7 3,9 3,9 3,9 15 44 48 66 180 8,3 24,4 26,7 36,7 100,0 8,3 24,4 26,7 36,7 100,0 12,2 36,7 63,3 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı (%36,7'si) alışveriş paketlerini defalarca kullanmaktadır. Bu durum yönetici ve öğretmenlerin yapılabilecek durumlarda çevrenin korunması için faaliyette bulunduklarını göstermektedir. Tablo 41: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara kurum veya · ~ ara varıyoruz ~ bunları toplayan . ~ kurulusl -~ Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 2 1,1 1,1 1 1 11 36 46 85 180 6,1 20,0 25,6 47,2 100,0 6, 1 20,0 25,6 47,2 100,0 7,2 27,2 52,8 100,0 J Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin %47,2'si kullanılmış eski eşyalarını ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurum veya kuruluşlara vermektedirler. Bu durum yönetici ve öğretmenlerin bu konuda duyarlı olduklarını gösteren bir sonuçtur. 86 ı aoıo 4~: ıvaıcrrrer acık ıxen Ka oı ve oencereyi açık tutmam Frekans Hiç bir zaman Oldukça az Yüzde 24 13,3 3 1,7 17,2 Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 13,5 13,5 1,7 15,2 26,1 17,4 26,4 32,6 59,0 73 40,6 41,0 100,0 98,9 1,1 100,0 Cevapsız 178 2 Toplam 180 Ara Sıra Sıkça 31 47 Çok Sık Toplam 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı . . (%41'i çok sık, %26,4'ü sıkça) kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmamaktadır. Tablo 43: Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda cok titiz d · Frekans Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde Hiç bir zaman Oldukca az 7 3,9 10 5,6 5,6 9,4 Ara Sıra 19 10,6 10,6 20,0 Sıkca Çok Sık 52 28,9 28,9 48,9 92 180 51, 1 100,0 51, 1 100,0 Toplam 3,9 3,9 100,0 Tabloda görüldüğü gibi ankete katılan yönetici ve öğretmenlerin büyük birkısmı (%51,1) evde veya çalıştıkları kurumda enerji tasarrufu konusunda çok titiz davranmaktadır. --- -- -- ,.._ - - Frekans Hiç bir zaman Oldukca az ..........•.•. ---· ···- --··---·-· -~-· ·- Yüzde 7 Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 3,9 3,9 3,9 11, 1 13 7,2 7,2 Ara Sıra -Sıkca 71 39,4 39,4 58 32,2 32,2 Çok Sık Toplam 31 180 17,2 17,2 100,0 100,0 50,6 ' 82,8 100,0 87 Tabloda görüldüğü gibi, %39,4'1ük bir oran yönetici ve öğretmenlerin arkadaşları ile çevre kirliliği üzerine ara sıra sohbet ettiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 45: Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilaisavarımın verine venisini al - Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Yüzde Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde 33 18,3 18,5 18,5 45 25,0 25,3 43,8 75,8 57 31,7 32,0 Sıkca Çok Sık 28 15,6 15,7 15 Toplam 178 8,3 98,9 100,0 Cevapsız Toplam 2 1, 1 180 100,0 8,4 91,6 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %32'1ik bir oran yönetici ve öğretmenlerin teknolojiyi takip ederek eski model cep telefonu ve bilgisayarlarını ara sıra değiştirdiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 46: Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 67 37,2 37,2 37,2 25 13,9 13,9 51, 1 Ara Sıra 50 27,8 27,8 78,9 Sıkca 22 12,2 12,2 91,1 100,0 Çok Sık 16 8,9 8,9 Toplam 180 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi %37,2'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin alışverişe giderken hiçbir zaman sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşımadıklarını göstermektedir. Bu sonuç beklenen bir sonuçtur, çünkü ülkemizde böyle bir uygulama ya da alışkanlık söz konusu değildir. 88 Tablo 47: Çeşmede işim bittikten sonra çeşmenin iyice kapanıp ··-... -·-···--·~·-··------- -- - --- ---Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde Frekans 1 ,6 ,6 ,6 18 34 127 180 10,0 18,9 70,6 100,0 10,0 18,9 70,6 100,0 10,6 29,4 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenler (0(o70,6'sı) çeşmede işleri bittikten sonra çeşmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol etmektedirler. Bu durum, yönetici ve öğretmenlerin yapılabilecekleri durumlarda faaliyetten kaçmadıklarını ve duyarlı olduklarını gösteren bir sonuçtur. i Tablo 48: lşığın, radyonun veya televizyonun gereksiz yere açık kalmamasına _ç_ok dikkat ederim Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam ,6 ,6 ,6 4,4 6,7 21,1 67,2 100,0 4,4 6,7 21,1 67,2 100,0 5,0 11,7 32,8 100,0 1 8 12 38 121 180 Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde Tabloda görüldüğü gibi, %67,2'1ik bir oran yönetici ve öğretmenlerin ışığın, radyonun veya televizyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok dikkat ettiklerini gösteren bir sonuçtur. •.. 89 Tablo 49: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toolantıva ~ sık sık katıl Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 8 4,4 4,5 4,5 39 80 35 17 179 1 180 21,7 44,4 19,4 9,4 99,4 ,6 100,0 21,8 44,7 19,6 9,5 100,0 26,3 70,9 90,5 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %44,7'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin · çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya ara sıra katıldıklarını gösteren bir sonuçtur. Tablo 50: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazeteciyi, pollflkacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm Frekans Hiç bir zaman Oldukca az Ara Sıra Sıkca Çok Sık Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 41 22,8 22,9 22,9 53 45 27 13 179 1 180 29,4 25,0 15,0 7,2 99,4 ,6 100,0 29,6 25,1 15,1 7,3 100,0 52,5 77,7 92,7 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %29,4 oldukça az, %22,9 hiçbir zaman gibi oranlar yönetici ve öğretmenlerin çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazeteciyi, politikacıyı ya da yetkili herhangi birini bilgilendirme konusuna istekli olmadıklarını gösteren bir sonuçtur. Sonuç olarak, psiko-motor alt boyutundaki ifadelere yönetici ve öğretmenlerin verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve öğretmenlerin çevr~ bilinçlerinin davranışlarına yansımadığı görü_lmektedir. Bu durum ülkemizde çevre ile ilgili faaliyetlerin (geridönüşüm v.s) yeni yeni gelişmekte olup bu konudaki çalışmaların henüz çok yeni ve az olmasıyla açıklanabilir. 90 5.4. Bilişsel Alana İlişkin Öğretmen Tutumları (W Bölümü) Tablo 51: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka yı ._. lerde rastlanmavan canlı demekf Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 5 2,8 2,8 2,8 7 22 70 3,9 12,2 38,9 3,9 12,4 39,3 6,7 19, 1 58,4 74 41, 1 41,6 100,0 . 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %41,6 tamamen katılıyorum ve %39,3 katılıyorum oranları yönetici ve öğretmenlerin endemik kavramını blldiklertnl gösteren bir sonuçtur. --- ---- -··· -··--•••••, • .,.. ıvı Frekans Hayır, Hiç Katı Im ıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam ••~ ••Mııı yvı.~111 Yüzde lılll!!tlYC Geçerli Yüzde ~CIIIIUIIII Kümülatif Yüzde 19 10,6 10,6 10,6 25 71 45 13,9 39,4 25,0 14,0 39,7 25,1 24,6 64,2 89,4 19 10,6 10,6 100,0 179 99,4 ,6 100,0 100,0 1 180 Tabloda görüldüğü gibi %39,?'lik oran yönetici ve öğretmenlerin ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarını gösteren bir sonuçtur. 1 k yapmaz Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 30 16,7 16,8 16,8 59 38 32,8 21, 1 33,0 21,2 49,7 70,9 35 19,4 19,6 90,5 17 9,4 9,5 100,0 179 99,4 100,0 1 180 ,6 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %33'1ük oran yönetici ve öğretmenlerin gürültünün, sadece sinirliliğe sebep olmayıp hastalık ta yaptığını bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 54: Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmus~ durumdad Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde 2 Kümülatif Yüzde 1,1 1,1 1,1 16 8,9 30 87 16,7 48,3 8,9 16,8 48,6 10, 1 26,8 44 24,4 24,6 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 75,4 Tabloda görüldüğü gibi, %48,6 katılıyorum ve %24,6 tamamen katılıyorum oranı yönetici ve öğretmenlerin, birçok nehir ve denizlerimizin besin maddesi azaldığı için hasta ve bozulmuş durumda olduğunun farkında olduklarını gösteren bir sonuçtur. 92 Tablo 55: Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Tabloda görüldüğü gibi, Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 13 7,2 7,3 . 7,3 14 26 7,8 14,4 7,8 14,5 15, 1 29,6 65 36,1 36,3 65,9 61 33,9 34, 1 100,0 179 99,4 100,0 1 180 100,0 %36,3 katılıyorum ,6 %34,1 tamamen katılıyorum oranı yönetici ve öğretmenlerin küvette yıkanma yerine duş ile yıkanmanın çevreye daha az zarar verdiğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 56: Karbondioksit gazı ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek aazd ~ Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 34 18,9 19,0 19,0 47 50 26,1 27,8 26,3 27,9 45,3 73,2 34 18,9 19,0 92,2 14 7,8 7,8 100,0 179 99,4 100,0 1 180 100,0 ,6 Tabloda görüldüğü gibi, net bir sonuç olmamakla beraber yönetici ve öğretmenlerin %27,9'u 'çok az katılıyorum' diyerek, karbondioksit gazının ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gaz olup olmadığından emin değildirler. 93 Tablo 57: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 107 59,4 59,8 59,8 42 13 10 23,3 7,2 5,6 23,5 7,3 5,6 83,2 90,5 96, 1 7 3,9 3,9 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi yönetici ve öğretmenlerin büyük bir oranı (%59,B'i) eksoz gazının sadece ağaçlara değil insanlara da zarar verdiğini bilmektedirler. Tablo 58: Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş ve rüzgar gibi alternatif enerji kavnakları vard Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 1 ,6 ,6 ,6 6 19 41 3,3 10,6 22,8 3,4 10,7 23,0 3,9 14,6 37,6 111 61,7 62,4 100,0 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %62,4 tamamen katılıyorum oranı, yönetici ve öğretmenlerin elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santral dışında güneş ve rüzgar gibi alternetif enerji kaynaklarını bildiklerini gösteren bir sonuçtur. 94 Tablo 59: Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine, kısa süreli tamamen açık tutmak daha iyidir Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 14 7,8 7,9 7,9 16 37 56 8,9 20,6 31, 1 9,0 20,8 31,5 16,9 37,6 69,1 55 30,6 30,9 100,0 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin büyük bir kısmı (%31,5'i katılıyorum, %30,9'u tamamen katılıyorum ile) kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi nasıl kullanacaklarını bilmektedir. .. ·~. - -- Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam -, --- Yüzde ----- --- Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 4 2,2 2,2 2,2 6 14 71 3,3 7,8 39,4 3,4 7,9 39,9 5,6 13,5 53,4 83 46,1 46,6 100,0 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, yönetici ve öğretmenlerin çoğu (%39,9'u katılıyorum, bilmektedir. %46,6'sı tamamen katılıyorum ile) Recycling kavramını 95 Tablo 61: İçeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depozitolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından daha çok yarar...•... lıd Cevapsız Toplam 2,2 6,1 28,5 62,8 63,1 100,0 99,4 ,6 100,0 100,0 4 11 51 Yüzde 2,2 6,1 28,3 113 179 1 180 Frekans Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Kümülatif Yüzde 2,2 8,4 36,9 Geçerli Yüzde Tabloda görüldüğü gibi, %63,1 'lik oran yönetici ve öğretmenlerin depozitolu şişelerin çevreyi koruma açısından çok daha yararlı olduğunu bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 62: Kağıt alırken geridönüşümlü olanlarını almak çevrenin nuı 1.ı111111g..ıı1 U.\tı...,.,ı•'ııl'II-•• ~-·,. -··-·····-·· Hayır, Hiç ~atılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum. Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde Frekans 1 ,6 ,6 ,6 2 15 49 1,1 8,3 27,2 1,1 8,4 27,4 1,7 10, 1 37,4 112 62,2 62,6 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %62,6'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin geridönüşümlü kağıtların çevrenin korunması açısından çok önemli olduğunu bildiklerini gösteren bir sonuçtur. 95 Tablo 61: İçeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depozitolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından daha çok lıdo• Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde Frekans 4 2,2 2,2 2,2 11 51 6,1 28,3 6,1 28,5 36,9 113 62,8 63, 1 100,0 179 1 99,4 100,0 Cevapsız Toplam 180 100,0 Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam 8,4 ,6 Tabloda görüldüğü gibi, %63,1 'lik oran yönetici ve öğretmenlerin depozitolu şişelerin çevreyi koruma açısından çok daha yararlı olduğunu bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 62: Kağıt alırken geridönüşümlü olanlarını almak çevrenin k -· -·····--· -'Y·-···- .. ,... ___ -- ----- -Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde 1 ,6 ,6 ,6 2 1,1 1,1 1,7 15 8,4 10, 1 49 8,3 27,2 27,4 37,4 112 62,2 62,6 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, . %62,6'1ik oran yönetici ve öğretmenlerin geridönüşümlü kağıtların çevrenin korunması açısından çok önemli olduğunu bildiklerini gösteren bir sonuçtur. 96 Tablo 63: Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre yapı lmasıd Frekans Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum 3 1,7 1,7 1,7 6 24 3,3 13,3 3,4 5, 1 Katılıyorum 71 39,4 13,5 39,9 18,5 58,4 74 41, 1 41,6 100,0 178 98,9 100,0 Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam 2 1,1 180 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %39,9 katılıyorum, %41,6 tamamen katılıyorum oranı, yönetici ve öğretmenlerin Kompost kavramının ne anlama geldiğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 64: Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Yüzde Geçerli Yüzde Kümülatif Yüzde 3 1,7 1,7 1,7 6 37 3,3 3,3 5,0 Çok Az Katılıyorum Katılıyorum 76 20,6 42,2 20,6 42,2 25,6 67,8 58 32,2 32,2 · 100,0 180 100,0 100,0 Tamamen Katılıyorum Toplam Tabloda görüldüğü gibi %42,2 katılıyorum oranı, yönetici ve öğretmenlerin, bir ürünün üzerinde çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunduğunu bildiklerini gösteren bir sonuçtur. 97 Tablo 65: Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak ·ı -····--······ ··---··· -· .... ----- -------------- -- - ------- - - •.....• - Yüzde Frekans - Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum 5 2,8 2,8 2,8 14 43 7,8 23,9 7,8 23,9 10,6 34,4 Katılıyorum 79 43,9 43,9 78,3 39 21,7 21,7 100,0 180 100,0 100,0 Tamamen Katılıyorum Toplam Tabloda görüldüğü gibi, %43,9 katılıyorum oranı, yönetici ve öğretmenlerin, ozon tabakasının delinmesinin önemli sonuçlar doğurabileceğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 66: Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak "----- ----- ----- toelanmalıd - - Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde Yüzde 2 1,1 1,1 1,1 5 2,8 2,8 3,9 12 6,7 6,7 10,6 37 20,6 20,7 31,3 123 68,3 68,7 1,00,0 179 1 99,4 100,0 Cevapsız Toplam 180 100,0 Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam ,6 Tabloda görüldüğü gibi, %68,7 tamamen katılıyorum oranı, yönetici ve öğretmenlerin, çöplerin ayrı ayrı toplanması gerektiğini iyi bildiklerini gösteren bir sonuçtur. 98 Tablo 67: Evlerinizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde Iva veva elıbise dolabı ,ibi eşyaların bulunması aogru mr seçımaır Yüzde Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde 66 36,7 37,1 37,1 37 18 19 20,6 10,0 10,6 20,8 10, 1 10,7 57,9 68,0 78,7 38 21, 1 21,3 100,0 178 2 180 98,9 1,1 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi soru iyi anlaşılmamış olabileceğinden farklı sonuçlar söz konusudur. Ancak yine de %37,1 'hayır, hiç katılmıyorum' oranı fazla olduğundan yönetici ve öğretmenler bu ifadeye doğru cevap vermişlerdir. Tablo 68: Okul bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya --· ·- ··- ....•...... --·- - -=ı - - -- Frekans Hayır, Hiç Katı Im ıyorum Katılmıyorum Çok Az Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Yüzde Kümülatif Yüzde Geçerli Yüzde 77 42,8 43,0 43,0 25 38 22 13,9 21, 1 12,2 14,0 21,2 12,3 57,0. 78,2 90,5 17 9,4 9,5 100,0 179 1 180 99,4 ,6 100,0 100,0 Tabloda görüldüğü gibi, %43'1ük oran, yönetici ve öğretmenlerin okul bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kaplı olmaması gerektiğini bildiklerini gösteren bir sonuçtur. 99 Tablo 69: Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek lduüu - öale - vaktldl Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde Kümülatif Yüzde 123 68,3 68,7 68,7 18 14 10,0 7,8 10, 1 7,8 78,8 13 7,2 7,3 93,9 11 6,1 6, 1 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 86,6 Tabloda görüldüğü gibi %68,7'1ik gibi yüksek bir oran, yönetici ve öğretmenlerin, yazın bahçelerin en uygun sulama zamanının öğle vakti olmadığını bildiklerini gösteren bir sonuçtur. Tablo 70: Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların - . tan olması aereklid" V Frekans Hayır, Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Çok Az. Katılıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Toplam Cevapsız Toplam Geçerli Yüzde Yüzde 44 Kümülatif Yüzde 24,4 24,6 24,6 25 13,9 20,0 14,0 20,1 38,5 36 33 18,3 18,4 58,7 77,1 41 22,8 22,9 100,0 179 99,4 100,0 1 ,6 180 100,0 Tabloda görüldüğü gibi şaşırtıcı bir sonuç söz konusudur. Bu ifadeye yönetici ve öğretmenler çelişkili cevaplar vermişlerdir. Bu durum ifadenin iyi anlaşılmadığı ya da ifadenin yeterince açık olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Sonuç olarak, yönetici ve öğretmenler çevre ve çevre kavramlarıyla ilgili bilgiye sahiptir. 100 Tablo 71: Anket Analizlerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırması Cinsiye t Erkek N Ortlama t-test Sig. (2-tailedl 75 1,32 ,ÖÖ9* Kadın 105 1,51 ,,009'" Çevre ile ilgili herhangi bir demek yada kuruluşa üye olma durumu Erkek 75 1,73 ,039 Kadın 105 1,86 ,047 Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol oynadıklarına inanma durumu Erkek 75 1,27 ,888 Kadın 105 1,28 ,888 E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların aleyhine bir durumdur Erkek 74 4,62 ,217 Kadın 104 4,76 ,253 Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötu birşey değildir Erkek 74 1,50 ,787 Kadın 105 1,46 ,792 Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış olarak görmek beni çok üzüyor Erkek 74 4,30 ·,o4~* Kadın 105 4,57 Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir Erkek 74 3,26 :062* , .. ,..... . ~ ,QQ1*, Kadın 105 3,75 Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacak Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan korkuyorum Erkek 74 4,36 ,066 Kadın 105 4,60 ,089 Erkek 74 4,45 ,237 Kadın 105 4,60 ,256 Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok _kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir Erkek 74 4,45 ,148 Kadın 105 4,62 ,169 Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim Erkek 74 4,27 ,384 Kadın 105 4,38 ,402 Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır Erkek 74 3,68 ,öH~ Kadın 105 3,27 ,013* Ülkemizde, çevrenin korunması önlemlerin alınması için çalışan demek mevcuttur Denizlerin, göllerin ve nehirlerin için hiçbirsey yapmak niyetinde Erkek 74 3,19 ·004* I -·- Kadın 105 2,71 } Erkek 74 1,82 ;901~ Kadın Soru Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu ve gerekli yeteri kadar temiz tutulmasi değilim I 001* - .~ 005* ........, 105 1,33 :,OÖ4~ Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de bir şeyler yapmak isterim Erkek 74 4,31 ,067 Kadın 105 4,55 ,087 Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek Erkek 74 4,27 ,282 Kadın 105 4,42 ,294 Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım Erkek 74 3,74 ,524 Kadın 105 3,85 ,528 Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim Erkek 74 3,88 ,072 Kadın 105 4,13 ,093 Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletm Erkek Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler 74 3,70 _,923 Kadın 105 3,69' ,925 Erkek 74 4,03 ,080 Kadın 105 4,30 ,091 Erkek 74 2,34 ,916 101 ile yapardım Kadın 105 2,36 ,916 Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim Erkek 73 2,38 ,971 Kadın Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını tercih ederiz Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz 105 2,39 ,972 Erkek 74 3,38 ,584 Kadın 105 3,49 ,590 Erkek 74 3,31 ,104 3,04 ,109 Kadın 105 Erkek 74 3,16 ~025*. Kadın 105 2,80 ;026* Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz Erkek 74 2,49 ,015* Kadın 103 2,05 ':016* Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler Erkek 74 3,43 ,763 Kadın 104 3,48 ,768 Metal kutudaki içecekleri tercih ederim Erkek 74 3,16 ,494 Kadın Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim 105 3,05 ,507 Erkek 75 3,25 ,163 Kadın 105 3,02 ,163 Erkek 75 2,67 ,321 Kadın 104 2,88 ,308 Erkek 75 2,53 ,134 Kadın 103 2,25 ,139 Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim Erkek 75 3,08 ,930 Kadın 105 3,10 ,932 Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız Erkek 75 3,76 ,430 Kadın 105 3,90 ,421 75 4,00 ,189 105 4,20 ,180 Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım Erkek Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara . Kadın veriyoruz Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam . Erkek Kadın 73 3,75 ,717 105 3,83 ,711 Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda çok titiz davranırız Erkek 75 4,15 ,745 Kadın 105 4,20 ,743 Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz Erkek 75 3,64 ,158 Kadın 105 3,43 ,152 Erkek 75 2,88 ,088 Kadın 103 2,57 ,084 Erkek 75 2,44 ,843 Kadın 105 2,40 ,841 Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol ederim Erkek 75 4,47 ,036 Kadın 105 4,69 ,042 lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok dikkat ederim Erkek 75 4,51 ,929 Kadın 105 4,50 Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım Erkek 74 3,23 Kadın 105 2,97 ,080 Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya Erkek 74 2,97 ,OOO* Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini alırım Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım ' ,928 ,084 102 gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herha~gi birisini bilgilendiririm w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki demektir Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim Kadın Kadın Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık yapmaz 105 2,24 .ooo- Erkek 74 4,07 ,475 Kadın 104 4,17 ,477 Erkek 74 3,16 ,612 105 3,08 ,604 Erkek 74 2,85 ,233 Kadın 105 2,63 ,230 Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır Erkek 74 3,78 ,321 Kadın 105 3,92 ,309 Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir Erkek 74 3,82 ,977 Kadın 105 3,82 ,977 Karbondioksit gazı Ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır Erkek 74 2,97 , 012• - Kadın 105 2,51 ' 013* ~· ...... Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Erkek 74 1,86 ,094 Kadın 105 1,59 ,107 Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş gibi alternatif kavnaklar da vardır Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli tamamen acık tutmak daha iyidir Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir Erkek 73 4,40 ,647 Kadın 105 4,46 ,650 içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi koruma açısından vararlıdır Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması açısından çok önemlidir ·•,; :. Erkek 73 3,63 ,616 Kadın 105 3,72 ,625 Erkek 74 4,08 Kadın 104 4,38 ,9.~3· ,042* Erkek 75 4,47 ,353 Kadın 104 4,57 ,366 Erkek 75 4,41 ,173 Kadın 104 4,57 ,187 Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre yapılmasıdır Erkek 74 4,16 ,992 Kadın 104 4,16 ,993 Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur Erkek 75 4,00 1,00 Kadın 105 4,00 1,00 Erkek 75 3,84 ,241 Kadın 105 3,67 ,245 Erkek 75 4,32 ,004* Kadın 104 4,68 ,007* Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin bulunması doöru bir secimdir Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kapll olması gerekir Erkek 74 3,03 ,001* Kadın 104 2,27 .ooz- Erkek 75 2,44 ,296 Kadın 104 2,22 ,303 Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir Erkek 75 1,88 ,145 Kadın 104 1,61 ,159 Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların ağaçtan olması gereklidir Erkek 75 3,08 ,602 Kadın 104 2,96 ,597 Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi ı:ıösterilmektedir Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak Üzereayrı ayrı toplanmalıdır *Aralarında fark olanlar koyu renkle göstrerilmiştir. ---- --- - ---------- 103 Ankete katılan öğretmenlerin.demografik özellikleri ve anket sorularına verdikleri yanıtların cinsiyete göre karşılaştırılmaları t-test'e göre yapılmış ve aşağıdaki tabloda verilmiştir. T-test Sig (2-tailed) değeri 0,05'den küçük olan sorular için erkek ve kadınların verdikleri yanıtlar arasında %5 önem düzeyine göre fark vardır. •!• Çalışmadan elde edilen 1. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumlarında belirlenmiş ve ilginç bir şekilde erkeklerin (1,32) kadınlardan (1,51) daha yüksek bir katılma oranına sahip oldukları ve aralarında istatistiki açıdan anlamlı bir fark olduğu gözlemlenmiştir (1: evet, 2: hayır). •!• 2. sonuç, 'kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak görmek beni çok üzüyor' ifadesinde görülmüştür. Buna göre kadınların erkeklerden daha bilinçli (4,57>4,30) oldukları görülmüştür. •!• 3. sonuç, 'nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir' ifadesinde vardır. Bu ifadeye hem kadın hem de erkek öğretmenler çok az katılmışlardır. Bu durum ülkemizin havasmrn çok kirli olmaması nedeniyle beklenen bir sonuçtur. Kadın ve erkekler arasında karşılaştırma yapıldığı zaman kadınların 3,75 ortalama ile erkeklerden (3,26) daha bilinçli olduğu görülmüştür. •!• 4. sonuç, 'bu kadar çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır' ifadesindedir. Bu ifadeye hem kadın hem erkek öğretmenler çok az katılmışlardır. Ayrıca erkek öğretmenler kadınlara göre (3,68>3,27) politikacıları daha suçlu bulmaktadır. •!• 5. sonuç, 'ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur' ifadesinde görülmektedir. Buna göre erkekler yeteri kadar dernek ve kuruluş olduğuna çok az katılırken (3, 19>2,71) kadınlar hiç katılmamaktadır. 104 · •:• 6. sonuç, 'denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için hiçbir şey yapmak niyetinde değilim' ifadesinde vardır. Buna göre, kadınların (1,33) erkeklerden (1,82) daha bilinçli ve bir şeyler yapmaya daha istekli oldukları söylenebilir. •:• 7. sonuç, 'bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz' ifadesindedir. Buna göre erkeklerin (3, 16) kadınlardan ( 2,80) daha bilinçli oldukları söylenebilir. •:• 8. sonuç, 'evimizde kullanılmayan kağıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz' ifadesindedir. Bu ifadeye hem kadın hem de erkek öğretmenler çok az katılmışlardır. Bu durum, ülkemizdeki geridönüşüm konusundaki eksikliklerle doğru orantılıdır. •:• 9. sonuç, 'çevre kirliliğinin önlenmesi için gazeteciyi, politikacıyı vaya yetkili herhangi birini bilgilendiririm' ifadesindedir. Bu ifadeye hem kadın hem de erkek öğretmenler oldukça az katılmışlardır. Yine bakıldığında erkek öğretmenlerin (2,97) kadınlardan (2,24) daha yüksek puan aldıkları görülmektedir. •:• 1 O. sonuç, 'karbondioksit gazı ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır' ifadesindedir. Bu ifadeye kadınlar (2,51) erkeklerden (2,97) daha fazla olarak katılmadıklarını belirtmişlerdir. •:• 11. sonuç, 'Recycling, bazı atıkların geri dönüşümü demektir' ifadesindedir. Kadınların, çevre ile ilgili kavramların anlamını bilme açısından 4,38 ortalamayla erkeklerden (4,08) daha bilgili oldukları görülmüştür. •:• 12. sonuç, 'çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak üzere ayrı ayrı toplanmalıdır' ifadesindedir. Buna göre kadınlar 4,68 ortalamayla erkeklerden (4,32) daha bilinçlidir. 105 •!• 13. sonuç, 'evlerinizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi eşyaların bulunması doğru bir seçimdir' ifadesindedir. Buna göre erkekler (3,03) kadınlara (2,27) göre bu ifadeye daha fazla katılım göstermişlerdir. 5.5. Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Verdikleri Cevapların Karşılaştırması Ankete katılan öğretmenlerin sadece 5'i dul, 39'u bekar ve geriye kalan 136'sı ise evlidir. Yapılan ANOVA sorasındaki ve Duncan %5 önem düzeyi karşılaştırmasında, sadece "dul" öğretmenlerin cevapları ile diğer evli ve bekarlar arasında 8 soruda anlamlı fark belirlenmiştir. Fakat bu sonuçlar, ankete katılan sadece 5 kişinin (%2,77) "dul" olması itibarı ile, dul öğretmenler için genelleme yapmak açısından kabul edilebilir değildir. Bu nedenle, medeni durum ile ilgili bir karşılaştırma yapmak doğru değildir. 5.6. Öğretmenlerin Kadro Durumlarına Göre Verdikleri Cevapların Karşılaştırması Ankete katılan öğretmenlerin kadro durumları, kadrolu, sözleşmeli ve geçici olarak 3 gruba ayrıldığı için, gruplar arasmdaki anlamlı fark ANOVA testi ve sonrasında Duncan %5 önem düzeyine göre belirlenmiştir. Öğretmenlerin kadro durumları ile ilgili sonuçlar, medeni durumdaki sonuçlar ile benzerlik göstermektedir. Kadro durumlarında da sadece 4 öğretmen sözleşmeli, 17 öğretmen geçici ve 159 öğretmen de kadrolu olmuştur. Yine medeni durum sonuçlarında olduğu gibi aralarında anlamlı fark görülen 7 soruda sadece sözleşmeli öğretmenlerin (%2,22) cevapları ile diğer gruplar arasınra anlamlı farklar görülmüştür. Bu nedenle, bu gruplar arasında bir karşılaştırma yapmak doğru değildir. 106 . 5.7. Öğretmenlerin Eğitim Düzeylerine Göre Verdikleri Cevapların Karşılaştırması Öğretmenlerin eğitim düzeylerine göre verdikleri cevaplar karşılaştırıldığı zaman sadece bir soruda anlamlı fark görülmüştür. Tüm analizler için doktora seçeneği sadece 1 kişi doktoralı öğretmen olduğu için dikkate alınmamıştır. Benzer şekilde ön lisans mezunları da sadece 3 kişidir. Anlamlı fark görülen soru, egsoz gazlarının ağaçlara zarar verip insanlara zarar vermedikleri konusu hakkındaki görüşlerde belirlenmiştir. Ön Lisans öğrencileri bu soruya çok az katılmış, yüksek lisans öğrencileri ise 'hiç katılmıyorum' seçeneğine yakın (1,31) bir cevap vermişlerdir. Bu sonuçlar, eğitim düzeyi arttıkça bilinç düzeylerinin de arttığını göstermiştir. Tablo 72: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Egitim Durumu Yuksek Lisans Lisans On Lisans Sig. Duncan %5 sig.: ,002 N 48 127 3 Subset for aloha = .05 2 1 1,31 1,83 3,00 1,000 ,320 Tabloda da görüldüğü gibi yüksek lisans mezunlarının 1,3 ile 'eksoz gazları ağaçlara zarar verir fakat insanlara zarar vermez' ifadesine hiç katılmamaları çevre bilinçlerinin daha yüksek olduğunu gösteren bir sonuçtur. 107 5.8. Öğretmenlerin Meslek Sürelerine Göre Verdikleri Cevapların Karşılaştırması Tablo 73: Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması lısan veteri kadar dernek J J J Meslekteki Hizmet Suresi 0-5 yıl 6-10 yıl 16+ yıl 11-15yıl Sig. Duncan %5, sig.: ,032 Yapılan çalışma Subset for aloha = .05 2 1 N 2,64 2,67 3,06 53 27 67 32 3,06 3,25 ,439 ,109 sonucunda, farklı meslek süresine sahip öğretmenlerin, 'ülkemizde çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur' hitabına verdikleri yanıtlar katılmıyorum (2) ile çok az katılıyorum (3) arasında değiştiği görülmüştür. Meslek grupları arasında 0-5 ve 6-10 yıl çalışan öğretmenler katılmıyorum grubuna daha yakın iken, 11 + meslek süresine sahip öğretmenlerin çok az katılıyorum seçeneğine daha yakın oldukları ve bu gruplar arasında istatistiki açıdan anlamlı fark olduğu belirlenmiştir. blo 74: Kalorifı er a, ~Ik iken k Meslekteki Hizmet Suresi 16+ yıl 0-5 yıl 11-15yıl 6-10yıl Sig. Duncan %5, sig.: ,044 .. . 8 J k tutmam Subset for aloha= .05 1 N 67 52 32 27 2 3,61 3,69 3,88 ,418 3,88 4,37 ,104 Anket sonuçlarına göre 6-1 O yıl öğretmenlik yapmış olan öğretmenler 'kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam' konusuna daha fazla önem vermektedirler. 108 Tablo. 75: Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir lantıva - sık sık katıl Subset for alpha = .05 Meslekteki Hizmet Suresi 6-10yıl 0-5 yıl 16+ yıl 11-15yıl Sig. N 1 27 53 67 32 2 2,78 2,96 3,18 2,96 3,18 3,31 ,137 ,087 Duncan %5, sig.: ,024 Çevre ile ilgili konferans ve benzeri toplantılara katılım durumlarına bakıldığı zaman 6-1 O yıllık öğretmenlik deneyimine sahip olanların daha az katıldığı görülmüştür. Tablo 76: Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya gazeteciyi, olitikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm I Meslekteki Hizmet Suresi 0-5 yıl 6-10yıl 16+ yıl 11-15yıl Sig. I Subset for alpha = .05 N I 1 53 27 67 32 2 2,17 2,22 ,843 2,78 2,94 ,542 I Duncan %5, sig.: ,004 'Çevre kirliliğini önlemek için gazeteci, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm' konusuna bakıldığı zaman hizmet süresi arttıkça bilinç düzeyinin arttığı görülmüştür. Tablo 77: Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Meslekteki Hizmet Suresi 6-10 yıl 0-5 yıl 16+ yıl 11-15yıl Sig. Duncan %5, sig.: ,016 Subset for aloha = .05 N 1 27 53 67 32 2 1,33 1,55 1,76 ,092 1,76 2,16 ,100 109 Bir önceki soruyla zıt bir şekilde bu ifade de hizmet süresi artıkça bilinç düzeyinin azaldığı görülmektedir. Fakat tüm grupların verdiği sonuçlar birbirine yakın ve beklenenden düşüktür. Tablo 78: Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre ~apı lmasıd Meslekteki Hizmet Suresi 6-10 yıl 11-15yıl 0-5 yıl 16+ yıl Sig. Duncan %5, sig.: ,028 Subset for alpha = .05 N 1 25 33 53 67 2 3,80 4,09 , 156 4,09 4,23 4,28 ,379 Çevre ile ilgili bilgi düzeyinin ölçüldüğü bu ifade de 6-10 yıl hizmet süresine sahip olan öğ~etmenler diğer gruplardan daha düşük bir bilgi düzeyine sahip olmuştur. Buna karşın tüm grupların cevapları beklendiği gibi doğruya yakındır. 110 Tablo 79: Öğretmenlerin Verdikleri Yanıtların Okuldaki. Konumlarına ----- '"'3""''" 1r-·····--· Soru Konum Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu Çevre ile ilgili herhangi bir dernek yada kuruluşa üye olma durumu Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol oynadıklarına inanma durumu E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların aleyhine bir durumdur Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötu birşey değildir Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış olarak görmek beni çok üzüyor Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacak Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan korkuyorum Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır Ülkemizde, çevrenin korunması önlemlerin alınması için çalışan dernek mevcuttur Denizlerin, göllerin ve nehirlerin için hiçbirsey yapmak niyetinde ve gerekli yeteri kadar temiz tutulmasi değilim Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de bir şeyler yapmak isterim Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat yapmazdim Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Oğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci N Ortlama t-test Sig. (2-tailed) 27 1, 19 .oos: 153 1,48 ,002~ 27 1,59 :,OÖ2*, 153 1,84 ) 27 1, 15 , 117 153 1,29 ,071 27 4,70 ,991 151 4,70 ,990 27 1,44 ,870 152 1,48 ,847 27 4,48 ,883 152 4,45 ,892 27 3,41 ,415 152 3,57 ,297 27 4,41 ,525 152 4,52 ,561 27 4,41 ,397 152 4,56 ,493 27 4,41 ,317 152 4,57 ,390 27 4,48 ,324 152 4,31 ,232 018* .... , .. .. 27 3,26 .,352 152 3,47 ,380 27 3,07 ,405 152 2,88 ,385 27 1,22 ,084* Öğretmen 152 1,59 ,006.*, idareci · 27 4,56 ,505 Öğretmen 152 4,43 ,431 27 4,41 ,758 152 4,35 ,744 27 3,74 ,739 152 3,82 ,762 idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Oğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen 27 4,15 ,469 152 4,01 ,493 27 3,67 ,899 152 3,70 ,899 27 4,44 ,146 152 4,14 ,060 111 Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler ile yapardım Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını tercih ederiz Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler Metal kutudaki içecekleri tercih ederim idareci idareci 1,70 2,47 2,26 2,41 3,67 3,40 3,33 Öğretmen 152 3,12 ,383 idareci idareci 27 152 27 150 27 151 27 152 27 2,96 2,95 2,63 2,16 3,30 3,49 2,89 3,13 2,89 ,944 ,948 ,058 ,065 ,378 ,402 ,292 ,350 ,249 Öğretmen 153 3,16 ,259 idareci idareci 27 152 27 151 27 153 27 153 27 2,44 2,85 2,44 2,36 3,00 3,10 4,15 3,78 4,33 ,162 ,137 ,737 ,755 ,664 ,685 ,123 ,132 ,225. Öğretmen 153 4,08 ,183 idareci idareci 27 151 27 153 27 153 27 3,85 3,79 4,48 4,12 3,44 3,53 2,41 ,822 ,834 ,113 ,052 ,682 ,739 ,162 Öğretmen 151 2,75 , 118 idareci 27 153 27 153 27 153 27 152 27 2,30 2,44 4,78 4,56 4,70 4,46 3,41 3,02 2,81 ,612 ,618 ,135 ,063 ,177 ,087 ,059 ,064 ,202 Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen Öğretmen idareci Oğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen - Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım Öğretmen Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım idareci Öğretmen Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim idareci Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız idareci Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara veriyoruz Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda çok titiz davranırız Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini alırım Alışverişe giderken sepet, file yada uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol ederim lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok dikkat ederim '·014• .. 27 152 27 151 27 152 27 Öğretmen Öğretmen Oğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım Öğretmen Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya idareci :,003* ,565 ,603 ,324 ,376 ,353 112 gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki demektir Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık yapmaz Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir Karbondioksit gazı Ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş qibi alternatif kaynaklar da vardır Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli tamamen acık tutmak daha iyidir Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Oğretmen idareci Öğretmen idareci öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi koruma acısından vararlıdır Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması açısından çok önemlidir Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre yapılmasıdır Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi qösterilmektedir Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin bulunması doğru bir seçimdir Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kapll olması gerekir Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların ağaçtan olması gereklidir *Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştır. idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Oğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen idareci Öğretmen 152 2,49 ,248 27 4,26 ,450 151 4, 11 ,342 27 3,11 ,997 152 3, 11 ,997 27 2,44 ,205 152 2,77 ,135 ,226 27 3,67 152 3,90 ,318 27 3,74 ,705 152 3,84 ,718 27 2,48 ,298 152 2,74 ,265 27 1,67 ,846 152 1,71 ,857 27 4,63 ,195 151 4,40 ,106 27 3,93 ,268 151 3,64 ,298 27 4,33 ,618 151 4,24 ,610 27 4,56 ,811 152 4,52 ,829 27 4,56 ,691 152 4,49 ,676 27 4,44 ,079 151 4,11 ,017 27 4,22 ,166 153 3,96 ,077 27 3,74 ,992. 153 3,74 ,990 ,739 27 4,48 152 4,54 ,780 27 2,81 ,412 151 2,54 ,474 27 1,56 152 27 I 002• 2,45 J ooo- 1,30 ,054* 152 1,80 ,008* 27 2,85 ,549 152 3,04 ,550 , ••• 113 •:• Çalışmadan elde . edilen 1. sonuç, öğretmen ve yöneticilerin konumlarına göre analiz yapıldığı zaman, idarecilerin öğretmenlere kıyasla çevre ile ilgili aktivitelere daha fazla katılma eğiliminde oldukları görülmüştür. •!• 2. sonuç, idarecilerin öğretmenlere göre çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa daha fazla üye olduklarını ortaya çıkarmıştır. •!• 3. sonuç, idarecilerin öğretmenlere kıyasla (idareci: 1,22; öğretmen: 1,59) denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulması için daha fazla bir şeyler yapma niyetinde olduklarını göstermiştir. •!• 4. sonuç, idarecilerin öğretmenlere göre (idareci: 1,70; öğretmen: 2,47) bahçelerinin kimyasal gübreler ile gübrelen.mesiı:,edaha az katıldıklarını göstermiştir. •!• Aynı durum 5. ve 6. sonuçlarda da görülmektedir. Okul bahçelerinin, yaya yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kaplı olması gerektiğine idareciler öğretmenlere göre daha az katılmışlardır. Ayrıca yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanının sıcağın en yüksek olduğu öğle vakti olmadığını da idareciler, öğretmenlere kıyasla daha iyi bilmektedirler. Sonuç olarak, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel alana ait maddelere verilen yanıtlar incelendiğinde idarecilerin çevre bilgi ve bilinçlerinin öğretmenlere kıyasla daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 114 5.9. Öğretmenlerin Yaşadıkları Yere Göre Verdikleri Cevapların . Karşılaştırması ~ J - -- ·ı .. atılma durumu Subset for aloha = .05 Yasanilan Yerlesim Yeri Kasaba Şehir Köy Sig. 1 N 40 65 75 2 1,33 1,40 1,52 ,200 ,423 Duncan %5, sig.: ,023 Yapılan çalışmada elde edilen sonuçlara göre, kasabalardaki öğretmenlerin çevre ile ilgili etkinliklere katılma konusunda ( 1: evet, 2: hayır) diğer bölgelerdeki öğretmenlerden daha önde geldikleri görülmüştür. - - - - - - - - - - - - Yasanilan Yerlesim Yeri Köy Şehir Kasaba Sig. - :,- - - ,... •... -- - ..,. ..... N 74 65 40 ···- --'!I'· u olan politikacılardır Subset for aloha = .05 1 2 3,23 3,54 3,65 ,125 ,578 Duncan %5, sig.: ,015 Bu çalışmadan elde edilen bir diğer önemli sonuç ise, köylerde yaşayan öğretmenlerin, çöpler konusunda politikacıları, kasaba ve şehirlerde yaşayan öğretmenlerden daha az suçladıklarıdır. Tablo 82: Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri ~ lanlardan satın al ~ Yasanilan Yerlesim Yeri Şehir Kasaba Köy Sig. Duncan %5, sig.: ,029 Subset for alpha = .05 N 1 65 40 74 2 3,95 ,299 4,15 4,41 ,177 115 Şehirlerde yaşayan yönetici ve öğretmenlerin, okulda kullanılacak okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya, daha az katıldığı görülmüştür. Tablo 83: Ben veya ailem kullanılmış eski eşyalarımızı ihtiyacı olanlara . - - J -- - - - - - - -ı -- Subset for aloha = .05 Yasanilan Yerlesim Yeri Kasaba Köy Şehir Sig. N 1 40 75 65 2 3,80 4,15 ,067 4,28 ,489 Duncan %5, sig.: ,007 Şehirlerde yaşayan yönetici ve öğretmenlerin, kullanılmış eski eşyalarını ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara vermeye daha meyilli oldukları görülmüştür. Bu durum şehirde yaşayan öğretmenlerin imkanlarının daha çok olmasından kaynaklanabilir. Tablo 84: Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde görülen, başka yoreıerae rastıI ·ı Yasanilan Yerlesim Yeri Şehir Kasaba Köy Sig. N 65 40 73 Subset for aloha = .05 1 2 3,85 4,18 4,36 ,069 ,315 Duncan %5, sig.: ,048 Tabloda da görüldüğü gibi, köylerde yaşayan öğretmenlerin, kasaba ve şehirde yaşayanlara göre çevre konusunda daha bilgili oldukları sonucuna ulaşılmıştır. 116' Tablo 85: Öğretmenlerin Çevre İle ilgili Herhangi Bir Aktiviteye Katılma - - -"II'--- ..••. -·-····--· Çevre ile ilgili herhangi bir dernek yada kuruluşa üye olma durumu Evet 102 1,70 t-test Sig. (2-tailed) )lÖO* Hayır 78 1,95 .coo; Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol oynadıklarına inanma durumu Evet 102 1,25 ,553 Hayır 78 Soru E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların aleyhine bir durumdur Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötu birşey değildir Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış olarak görmek beni çok üzüyor Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacak Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan korkuyorum Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilqileri ögrenmek isterim Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulmasi için hiçbirsey yapmak niyetinde değilim Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de · bir şeyler yapmak isterim Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek Durum N Ortlama 1,29 ,556 101 4,86 -001* Hayır 77 4,49 Evet '' . ,003~ Evet 102 1,35 ,071 Hayır 77 1,64 ,089 Evet 102 4,48 ,702 ,700 Hayır 77 4,43 Evet 102 3,510 ,550 Hayır 77 3,597 ,547 Evet 102 4,52 ,760 Hayır 77 4,48 ,755 Evet 102 4,65 ,Q4q~ Hayır 77 4,39 ;Cl5;Z* Evet 102 4,63 , 118 Hayır 77 4,44 ,126 Evet 102 4,46 Ö20* ' Hayır 77 4,17 < ' 023* ····"' Evet 102 3,53 ,177 Hayır 77 3,31 ,173 Evet 102 3,06 ,038.* Hayır 77 2,71 ,038~ Evet 102 1,53 ,918 Hayır 77 1,55 ,917 Evet 102 4,50 ,401 Hayır 77 4,39 ,402 Evet 102 4,40 ,453 Hayır 77 4,30 ,447 Evet 102 3,90 ,164 Hayır 77 3,68 ,163 Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim Evet 102 4,17 ·:022· Hayır 77 3,84 Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat vaomazdim Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almaya hazırım Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler ,01$*: Evet 102 3,75 ,485 Hayır 77 3,62 ,482 Evet 102 4,24 ,438 Hayır 77 4,12 ,434 Evet 102 2,30 ,622 Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım H7 ile yapardım Hayır Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim Evet 77 2,42 ,621 101 2,32 ,390 Hayır 77 2,48 ,391 Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim Evet 102 3,55 ,198 Hayır 77 3,30 ,197 V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını tercih ederiz Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz Evet 102 3,13 ,745 Hayır 77 3,18 ,747 Evet 102 3,12 :015~ I~ -~.. Hayır 77 2,73 ,Of6*, 101 2,45 ,005.* Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler Metal kutudaki içecekleri tercih ederim Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım Evet Hayır 76 1,95 ,065* Evet 102 3,54 ,248 Hayır 76 3,36 ,252 Evet 102 3, 11 ,858 Hayır 77 3,08 ,859 Evet 102 3,30 ;999: Hayır 78 2,87 ;ojo• 101 2,60 ,043 78 3,03 ,045 Evet Hayır Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım Evet 101 2,52 ,056 Hayır 77 2,17 ,049 Evet 102 3,04 ,509 Hayır 78 3,15 ,507 Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız Evet 102 3,89 ,471 Hayır 78 3,77 ,475 Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara veriyoruz Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam Evet 102 4,16 ,541 Hayır 78 4,06 ,539 Evet 100 3,86 ,489 Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda çok titiz davranırız Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini alırım Alışverişe giderken sepet, file yada uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım Hayır 78 3,72 ,485 Evet 102 4,14 ,566 Hayır 78 4,23 ,566 Evet 102 3,64 ,061 Hayır 78 3,36 ,059 Evet 102 2,67 ,644 Hayır 76 2,75 ,645 Evet 102 2,50 ,339 Hayır 78 2,31 ,330 Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol ederim Evet 102 4,67 ,109 Hayır 78 4,50 ,117 lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok dikkat ederim Evet 102 4,50 1,00 Hayır 78 4,50 1,00 Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım Evet 101 3,36 ,Ö90* 78 2,72 ,OOO* Hayır 118 Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilcilendirirlrn w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki demektir Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim Evet 101 2,86 ,OOO* Hayır 78 2,13 ,OOO* Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık yapmaz Evet Evet 101 4,21 ,215 Hayır 77 4,03 ,225 Evet 101 3,30 ,011* Hayır 78 2,87 ,012* 101 2,71 ,923 78 2,73 ,923 101 3,98 ,060 78 3,72 ,060 101 3,82 ,994 78 3,82 ,994 101 2,69 ,891 78 2,72 ,890 Hayır Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır Evet Küvette.yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir Evet Karbondioksit gazı Ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır Evet Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Evet Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş aibi alternatif kavnaklar da vardır Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli tamamen acık tutmak daha iyidir Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir Hayır Hayır Hayır 101 1,60 ,159 Hayır 78 1,83 ,160 Evet 100 4,54 ,058 ... Hayır i8 4,29 Evet 100 3,69 ,955 Hayır 78 3,68 ,954 101 4,30 ,458 77 4,19 ,459 101 4,57 ,296 78 4,46 ,293 101 4,57 ,145 Evet Hayır ,064 içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi koruma acısından vararlıdır Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması açısından çok önemlidir Evet Hayır 78 4,41 ,152 Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre yapılmasıdır Evet 102 4,26 ,081 Hayır 76 4,03 ,079 Bir ürünün üzerindeo ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur Evet 102 4,02 ,740 Hayır 78 3,97 ,737 Dünya yüzeyinde bazl bölgelerin zamanla su altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi çıösterilmektedir Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır Evet 102 3,78 ,477 Hayır 78 3,68 ,474 Evet 102 4,63 ,073 Hayır 77 4,40 ,076 Evet 100 2,59 ,956 Hayır 78 2,58 ,956 101 2,23 ,349 Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin bulunması doöru bir secimdir Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kapll olması gerekir Hayır Evet Evet Hayır 78 2,42 ,348 101 1,71 ,924 78 1,73 ,923 Evet 101 3,02 ,930 Hayır 78 3,00 ,931 Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir Evet Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların ağaçtan olması gereklidir Hayır *Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir. 119 •:• Öğretmenlerin çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumlarına göre verdiklerin cevapların karşılaştırmasından elde edilen 1. sonuç, şaşırtıcı olmamakla birlikte, çevre avtivitisine katılmayan öğretmenlerin büyük bir ölçüde çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olmadıklarıdır. •:• 2. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılan öğretmenlerin, hayvan ve bitki türlerinin ortadan kalkmasını insanlar için daha büyük bir tehlike olarak görmeleridir. •!• 3. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bie aktiviteye katılmış olan yönetici ve öğretmenler, katılmayanlara göre bir gün içecek temiz su bulamayacaklarından daha fazla korkmaktadır. •!• 4. sonuç, · çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılmış olan öğretmenlerin, denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri öğrenmeye daha fazla istekli olduklarını göstermektedir. •!• Yukarıdaki sonuçları destekler nitelikte diğer sonuçlara sırasyla baktığımızda, çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katımış olan yönetici ve öğretmenler, ülkemizde çevrenin korunması için çalışan yeteri kadar dernek ve kuruluş olduğuna inanmaktadır, kirletilmiş· bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak istemektedir, bulaşık ve çamaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına daha fazla dikkat etmektedir, evlerinde kullanılmayan kağıtları ayırıp toplanan yere daha çok iletmektedir, satın aldıkları defterlerin ve dosya kağıtlarının geri dönüşümlü olmalarına daha çok dikkat etmektedir, çevrenin korunmasına yönelik konferanslara daha sık katılmaktadır, çevre kirliliğinin önlenmesi için gazeteci, politikacı veya yetkili birini bilgilendirmeye daha fazla isteklidir, ve ülkemizdeki endemik türler hakkında daha fazla bilgiye sahiptir. Sonuç olarak çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılanların çevre bilgi ve bilinç düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 120 Tablo 86: Öğretmenlerin Çevre İle İlgili Herhangi Bir Dernek ya da Kurulusa -- Göre Karsılast - üve Olma Durumlarına ~ ----- - Soru Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu Çevre kuruluslarının, çevrenin korunmasında rol oynadıklarına inanma durumu E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların aleyhine bir durumdur Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötu birşey değildir Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış olarak görmek beni çok üzüyor Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacak Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan korkuyorum Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır Ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için çalışan yeteri kadar dernek mevcuttur Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz tutulmasi için hiçbirsey yapmak niyetinde değilim Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de bir şeyler yapmak isterim Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat vaornazdirn Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın almava hazırım Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler ile yapardım Durum N Ortlama t-test Sig. (2-talledl Evet 35 1, 11 Hayır 145 · 1 ,51 .ooo.ooo- Evet 35 1,06 ,Ö't>1* Hayır 145 1,32 ,0()0* Evet 35 4,77 ,535 Hayır 143 4,69 ,535 Evet 35 1,49 ,945 ,949 Hayır 144 1;47 Evet 35 4,57 ,405 Hayır 144 4,43 ,323 Evet 35 3,486 ,675 Hayır 144 3,563 ,698 Evet 35 4,46 ,722 Hayır 144 4,51 ,758 Evet 35 4,63 ,479 Hayır 144 4,51 ,523 ,248 Evet 35 4,69 Hayır 144 4,51 ,256 Evet 35 4,49 ,235 Hayır 144 4,30 ,262 ,311 Evet 35 3,60 Hayır 144 3,40 ,322 Evet 35 3,17 , 119 Hayır 144 2,85 ,137 Evet 35 1,60 ,683 Hayır 144 1,52 ,726 Evet 35 4,63 ,182 Hayır 144 4,41 ,149 Evet 35 4,49 ,354 Hayır 144 4,33 ,373 Evet 35 4,17 .024• Hayır 144 3,72 Evet 35 4,49 ,02,f~~' .001• Hayır 144 3,92 ,OOO* Evet 35 3,69 ,968 Hayır 144 3,69 ,969 Evet 35 4,37 ,222 Hayır 144 4,14 ,203 Evet 35 144 1,86 2,47 ,028* ,028* Havır 1 '") 1. .Lkı Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir eğlence yerine gitmeyi tercih ederim Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim V. içeceklerimizi satıl} alırken genelde metal kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını tercih ederiz Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz Evet 35 . 2,09 , 112 143 2,46 , 141 Evet 35 3,51 ,709 Hayır 144 3,42 ,745 Evet 35 3,1? ,902 Hayır 144 3,15 ,904 Evet 35 3,14 ,233 Hayır Hayır 144 2,90 ,254 Evet 34 2,56 ,073 Hayır 143 2,15 ,099 Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler Evet 35 3,60 ,382 Hayır 143 3,43 ,424 Metal kutudaki içecekleri tercih ederim Evet 35 3,00 ,570 Hayır 144 3,12 ,606 Evet 35 3,46 ;_0,~3* Hayır 145 3,03 :·cş5ö• Evet 35 2,51 ,193 Hayır 144 2,85 ,212 Evet 34 2,65 ,147 Hayır 144 2,31 ,225 Evet 35 3,31 ,197 Hayır 145 3,03 ,226 Evet 35 4,14 ,076 Hayır 145 3,77 ,084 Evet 35 4,23 ,464 Hayır Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara verivoruz Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam 145 4,09 ,509 Evet 35 3,83 ,881 Hayır 143 3,79 ,889 Evet 35 4,17 ,969 Hayır 145 4,18 ,971 Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz Evet 35 3,66 ,350 Hayır 145 3,48 ,405 Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini alırım Alışverişe giderken sepet, file yada uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım Evet 35 2,86 ,390 Hayır 143 2,66 ,435 Evet 35 2,31 ,614 Hayır 145 2,44 ,622 ,551 Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda çok titiz davranırız Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol ederim Evet 35 4,66 Hayır 145 4,58 ,529 lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok dikkat e~erim Evet 35 4,49 ,912 Hayır 145 4,50 ,915 Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım Evet 35 3,63 ,OOO* Hayır 144 2,94 ,001* Evet 35 3,29 ,ÖOO* Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya 122 gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilgilendiririm w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki demektir Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık yapmaz Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir Karbondioksit gazı Ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir zarar vermez Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş aibi alternatif kaynaklar da vardır Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli tamamen acık tutmak daha iyidir Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi koruma acısından yararlıdır Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması açısından çok önemlidir Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre yapılmasıdır Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi gösterilmektedir Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin bulunması doüru bir seçimdir Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kapll olması gerekir Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir ' Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların ağaçtan olması gereklidir * Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir. Hayır 144 · 2,36 ,001: 34 4,29 ,271 144 4,09 ,276 Evet 35 3,46 ;Ö40* Hayır 144 3,03 ,Ö46*, Evet 35 2,63 ,622 Hayır 144 2,74 ,652 Evet 35 4,31 ,001* Hayır 144 3,76 ,001~ Evet 35 4,11 ,106 Hayır 144 3,75 ,103 Evet 35 2,71 ,955 Hayır 144 2,70 ,957 Evet Hayır Evet 35 1,63 ,646 Hayır 144 1,72 ,672 Evet 35 4,71 ,029~ Hayır 143 4,36 :ooşt Evet 35 3,74 ,757 Hayır 143 3,67 ,779 Evet 35 4,26 ,975 Hayır 143 4,25 ,976 Evet 35 4,57 ,670 144 4,51 ,702 Evet 35 4,51 ,919 Hayır 144 4,50 ,928 Evet 35 4,20 ,787 Hayır 143 4,15 ,811 Evet 35 4,20 ,145 Hayır 145 3,95 , 115 Evet 35 3,80 ,681 145 3,72 ,655 Hayır Hayır Evet 35 4,54 ,924 Hayır 144 4,53 ,931 Evet 35 2,71 ,588 Hayır 143 2,55 ,630 Evet 35 2,17 ,500 Hayır 144 2,35 ,512 Evet 35 1,51 ,274 Hayır 144 1,77 ,257 Evet 35 3,09 ,743 Hayır 144 2,99 ,764 123 •!• Öğretmenlerin çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumlarına göre verdikleri cevapların karşılaştırmasından elde edilen 1. sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan öğretmenlerin çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye de katılmış olduklarıdır. •!• Birinci sonucu destekler nitelikte diğer sonuçlara baktığımızda, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan yönetici ve öğretmenler, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanmaktadır, boş zamanlarının belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye hazırdır, kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmaya ve katkıda bulunmaya daha isteklidir, satın aldıkları defterlerin ve dosya kağıtlarının geridönüşümlü olmasına daha çok dikkat etmektedir, çevrenin korunmasına yönelik konferanslara daha sık. katılmaktadır, çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazeteci, politikacı veya yetkili birini bilgilendirmektedir, ülkemizdeki endemik türler hakkında daha fazla bilgiye sahiptir, birçok nehir ve denizlerimizin besin maddesi azaldığı için hasta ve bozulmuş durumda olduğunun daha çok farkındadır ve elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zaralı olan termik ve nükleer santraller dışındaki alternatif kaynakları daha iyi bilmektedir. 124 Tablo 87: Öğretmenlerin, Çevre Kuruluşlarının Çevrenin Korunmasında .. -- - - - - - ~ inanma Durumlarına Göre KarsıI - Durum Soru Ortlama N t-test Sig. (2tailed) Evet 131 49 131 1,42 1,47 1,75 ,553 ,557 ,001* Hayır 49 1,96 ,OOO* E. Hayvan ve bitki türlerinin sürekli olarak ortadan kalkması insanların aleyhine bir durumdur Evet Nehirler ve akarsularımızın temiz olmaması o kadar da kötu birşey değildir Evet Kullanılmış kağıtları diğer cöpler içerisine atılmış olarak görmek beni çok üzüyor Evet Nefes aldığım hava sağlığıma zarar verecek derecededir Evet Tabiatın bozulması böyle devam ederse gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı ortadan kalkmış olacak Bir gün içecek temiz su bulamayacağimizdan korkuyorum Evet 130 48 131 48 131 48 131 48 131 4,74 4,60 1,48 1,46 4,55 4,21 3,580 3,458 4,59 ,280 ,336 ,898 ,887 ,023* ,058*, ,457 ,476 ,026 Hayır 48 4,27 ,062 Evet Gelecekte hava kirliliği yüzünden birçok kişi hastalanabilir ve hatta ölebilir Evet 131 48 131 48 131 48 131 48 131 4,60 4,38 4,60 4,40 4,39 4,19 3,44 3,42 3,03 ,127 ,180 , 119 ,155 ,152 ,188 ,885 ,887 ,616~ Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu Evet Çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Denizlerin, göllerin ve nehirlerin nasıl temiz tutulması konusundaki bilgileri ögrenmek isterim Evet Bu kadar çok çöpün oluşmasında suçlu olan politikacılardır Evet Ülkemizde, çevrenin korunması önlemlerin alınması için çalışan dernek mevcuttur Denizlerin, göllerin ve nehirlerin için hiçbirsey yapmak niyetinde ve gerekli yeteri kadar Evet Hayır 48 2,58 ,021~ temiz tutulmasi değilim Evet 131 48 131 48 131 48 131 48 131 48 131 1,47 1,73 4,54 4,21 4,40 4,23 3,91 3,52 4,15 3,69 3,73 ,127 ,146 ,022~ 48 3,58 ,452 Hayır Hayır Hayır Doğanın daha çok bozulmasını önlemek için de bir şeyler yapmak isterim Evet Böyle giderse çok yakin gelecekte fosil yakıt kaynakları tükenecek Evet Boş zamanlarımın belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya hazırım Evet Kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmak ve katkıda bulunmak isterim Evet Eğer bir arabam olsaydı çevreyi daha fazla kirletmemek için 100 km'den daha fazla sürat yapmazdim Okulda kullanacağımız okul için gerekli olan malzemeleri geri kazanılmış olanlardan satın _ almaya hazırım Bahçem olsaydı gübrelemeyi kimyasal gübreler ile yapardım Evet Bir hayvanat bahçesinde gezme yerine bir Evet Hayır Hayır Hayır Hayır Hayır Evet .0~7· ,254 ,298 ,032* ,055~ ,003*, ,008* ,443 131 4,26 ,099 Hayır 48 3,98 ,123 Evet 131 48 130 2,22 2,71 2,33 ,053 ,069 ,321 Hayır 125 eğlence yerine gitmeyi tercih ederim Hayır Eğer çok param olsaydı lüks bir araba satın almak istemezdim Evet V. içeceklerimizi satın alırken genelde metal kutuda veya depositosuz şişelerde olanlarını tercih ederiz Bulaşık ve camaşır deterjanlarını satın alırken çevreye zararlı olup olmadıklarına dikkat ederiz Evimizde kullanılmayan kaıtları ayırır ve toplanan yere haber verir veya iletiriz 48 2,54 ,338 131 3,56 48 3,13 :646~ \Ô6()* Evet 131 3,15 ,908 Hayır 48 3,17 ,911 Evet 131 2,91 ,393 Hayır 48 3,06 ,355 Evet 129 2,16 ,159 Hayır 48 2,44 ,162 Arkadaş grubumdakilerin hemen hepsi kutu içecekleri tercih ederler Evet 131 3,41 ,304 Hayır 47 3,60 Metal kutudaki içecekleri tercih ederim Evet 131 2,98 1 Hayır 48 3,42 ~böi* Evet 131 3,15 ,478 Hayır ,230 :01 I~ Satın aldığım defterlerin ve dosya kagıtlarının geri dönüşümlü kağıtlardan olmasına dikkat ederim Hayır 49 3,02 ,453 Kullanılmış pilleri normal çöp bidonlarına atarım Evet 130 2,65 Hayır 49 3,16 ,025* ,()20* Evet 129 2,31 ,288 Hayır 49 2,53 ,248 Kullanılmış şişeleri şişe kumbalarına atarım Okulda kullanacagım dosyaları satın alırken plastik olanlarını tercih ederim Ailem veya ben alışveriş paketlerini defalarca kullanırız Ben veya ailem kullanılmış eski esyalarımızı ihtiyacı olanlara veya bunları toplayan kurumlara verivoruz Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi açık tutmam Evet 131 3,03 ,267 Hayır 49 3,24 ,258 Evet 131 3,86 ,646 Hayır 49 3,78 ,623 Evet 131 4,15 ,537 Hayır 49 4,04 ,525 Evet 130 3,86 ,302 Hayır Evde veya çalıştığım kurumda enerji tasarrufu yapma konusunda çok titiz davranırız Arkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine sohbetler ederiz 48 3,63 ,302 131 4,29 ,022* Hayır 49 3,88 ,031* Evet 131 3,59 , 115 Hayır Evet 49 3,33 ,092 Evet 131 2,62 , 115 Hayır 47 2,94 ,107 Evet 131 2,38 ,566 Hayır 49 2,51 ,573 Evet 131 4,68 ,007* Hayır 49 4,37 ,02?* lşıgın, radyonun veya televisyonun gereksiz yere açık kalmamasına çok dikkat ederim Evet 131 4,61 Hayır 49 4,20 ,004'\ ,()15* Çevrenin korunmasına yönelik konferans veya benzeri bir toplantıya sık sık katılırım Evet 130 3,11 ,516 Hayır · Evet 49 3,00 ,462 130 2,52 ,633 Hayır 49 2,61 ,613 Evet 129 4,29 ,OOO* Hayır 49 3,71 ,001* Teknolojiyi takip ederek, eski model cep telefonumun ve bilgisayarımın yerine yenisini alırım Alışverişe giderken sepet, file ya da uzun süreli kullanılabilen pazar çantası taşırım Çesmede işim bittikten sonra çesmenin iyice kapanıp kapanmadığını kontrol ederim Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir gazete veya gazeteciyi, politikacıyı veya yetkili herhangi birisini bilailendiririm w. Endemik, dünyanın sadece belirli yerlerinde gorulen, başka yörelerde rastlanmayan bitki 126 demektir Ülkemizdeki endemik türler ile ilgili yeterli bilgiye sahibim Evet 130 3,09 ,704 Hayır 49 3,16 ,712 Gürültü insanlarda sadece sinirliliğe sebep olur, hastalık yapmaz Evet 130 2,64 ,145 Hayır 49 2,94 ,155 Birçok nehir ve denizlerimiz besin maddesi azaldığı için hasta, bozulmuş durumdadır Evet 130 3,90 ,424 Hayır 49 3,78 ,416 Küvette yıkanma yerine duş ile yıkanma çevreye daha az zarar verir Evet 130 4,00 .oo+ Hayır 49 3,35 ,OÖ4* Karbondioksit gazı Ozon tabakasının delinmesinden sorumlu tek gazdır Evet 130 2,73 ,628 Hayır 49 2,63 ,634 Eksoz gazı ağaçlara zarar verir fakat insanlara bir· Evet zarar vermez Hayır 130 1,62 ,074 Elektrik enerjisi elde etmek için çevreye zararlı olan termik ve nükleer santrallerin dışında güneş gibi alternatif kaynaklar da vardır Kaloriferin daha az yakıt harcaması için pencereyi uzun süre az açık tutmak yerine kısa süreli tamamen açık tutmak daha iyidir Recyclinc, bazi atıkların geri dönüşümü demektir 49 1,94 , 115 Evet 129 4,53 ,016* Hayır 49 4,18 ;oıırn: Evet 130 3,78 ,075 Hayır 48 3,42 ,088 Evet 130 4,35 '023* } ...._ 48 4,00 ',044* içeceklerimizi bir defa kullanıp atılan kutularda almak yerine depositolu şişelerde almak çevreyi koruma acısından yararlıdır Kağıt alırken geri dönüşümlü olanlarını almak çevrenin korunması açısından çok önemlidir Evet 130 4,57 ,179 Hayır 49 4,41 ,189 Evet 130 4,55 ,205 Hayır 49 4,39 ,213 Kompost, mutfak çöpleri gibi organik çöplerin gübre yapılmasıdır Evet 129 4,22 ,138 Hayır Hayır. Bir ürünün üzerinde o ürünün çevre dostu olup olmadığını tanıtan işaret bulunur Dünya yüzeyinde bazı bölgelerin zamanla su altında kalacak olmasının nedeni olarak ozon tabakasının delinmesi gösterilmektedir Çöpler cam, plastik, kağıt, özel çöpler ve diğer çöpler olmak uzere ayrı ayrı toplanmalıdır Evlerimizde ve okulunuzda bulunan kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi esyalarin bulunması doöru bir seçimdir Okul bahçelerinin, yaya-yollarının ve parkların beton veya asfalt ile kapll olması gerekir Yazın, bahçelerin en uygun sulama zamanı sıcağın en yüksek olduğu öğle vaktidir Okulumuz bahçesindeki veya parklardaki masa ve bankların ağaçtan olması gereklidir *Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir. 49 4,00 ,156 Evet 131 4,03 ,460 Hayır 49 3,92 ,495 Evet 131 3,76 ,706 Hayır 49 3,69 ,711 Evet 131 4,59 ,129 Hayır 48 4,38 ,172 Evet 130 2,59 ,911 Hayır 48 2,56 ,910 Evet 130 2,22 ,124 Hayır 49 2,57 ,156 Evet 130 1,65 ,191 Hayır 49 1,92 ,219 Evet 130 2,87 ,038* Hayır 49 3,39 ,025* 127 •!• Öğretmenlerin, çevre ile ilgili dernek, vakıf ya da kuruluşların çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadıklarına inanma durumlarına göre verdikleri cevaplar karşılaştırıldığında sonuçlar birbiriyle tutarlıdır. Çünkü araştırmadan elde edilen birinci sonuç, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan öğretmenler, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanmakta olduklarıdır. •!• Diğer sonuçlara baktığımızda aynı şekilde, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanan yönetici ve öğretmenler, kullanılmış kağıtları diğer çöpler içerisine atılmış olarak görmekten daha çok üzüntü duymaktadır, ülkemizde, çevrenin korunması ve gerekli önlemlerin alınması için yeteri kadar dernek olduğuna inanmaktadır, doğanın daha çok bozulmasını önlemek için bir şeyler yapmak niyetindedir, boş zamanlarının belirli bir kısmını hayvan ve bitkilerle ilgilenmeye ayırmaya daha meyillidir ve kirletilmiş bir alanın temizlenmesinde gönüllü olarak çalışmaya ve katkıda bulunmaya daha isteklidir. Ayrıca psikomotor ifadeleri dikkate aldığımızda çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanan öğretmenlerin, faaliyette bulunma konusunda daha istekli ve duyarlı davrandıkları görülmektedir. 5.1 O. Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeyleri Çevre bilinç düzeylerinin belirlenmesinde, Duyuşsal (E), Psiko-motor M ve Bilişsel (YV) maddelere verilen puanların toplamları alınmış ve bu puanlar önce genel daha sonra da gruplar (cinsiyet, kadro, v.s.) arasında karşılaştırılmıştır. 128 Tablo 88: Çevre Bilinci Ölçeğinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, alınan En, Düşük ve En Yüksek Değerleri ile Ölçek Madde Sayısı Çevre Olçeği Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm ölçek N En En Ortalama yüksek deöer 100,00 100,00 100,00 300,00 Standart sapma Madde Sayısı 177 170 170 163 düşük değer 44,00 35,00 48,00 147,00 72,64 65,51 69,10 206,89 7,12 8,68 8,20 17,86 20 20 20 60 Bu çalışmada tüm ölçeğin ortalama puanı 206,89 olarak belirlenmiştir. Sakarya'da aynı ölçeğin kullanıldığı bir çalışmada tüm ölçeğin puanı 217, 16 olarak belirlenmiştir (Baş, 2011 ). Bizim çalışmamızda elde edilen psiko-motor puanı (65,51), Baş (2011) tarafından Sakarya'da belirlenen psiko-rnotor puanından (63,91) daha yüksektir. Buna karşın puanlar birbirine yakın olup . aralarında anlamlı bir fark yoktur. öte yandan bizim çalışmamızda elde edilen Duyuşsal ve Bilişsel puanlar, Baş (2011) tarafından Sakarya'da belirlenen puanlardan önemli derecede düşüktür (Sakarya'da Bilişsel: 74,70, Duyuşsal: 78,56). Bu durum bizim çalışmamızdaki örneklem grubunun daha küçük olmasıyla açıklanabilir. Tablo 89: Yönetici ve _ÖğretmenlerinÇevre Bilinci Düzeylerinin Cinsiyet Faktörüne Göre Daöıl Çevre Ölçeği Cinsiyet Erkek Duyuşsal alan Psikomotor alan Kadın Erkek Kadın Erkek Bilişsel alan Kadın Erkek Tüm Ölçek Kadın N Ortalama Standart sapma t-test sig. (2tailed) 73 104 71 99 70 100 68 95 71,91 73,15 67,21 64,30 69,91 68,54 209,08 205,32 9,04 5,37 9,86 7,56 9,70 6,95 22,46 13,57 ,257 ,298 ,031j ,039* ,284 ,312 ,186 ,222 *Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştır. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin cinsiyet faktörüne gör~ aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık 9österip göstermediklerini belirlemek amacı ile yapılan bağımsız t-test'i sonuçları yukarıdaki tabloda verilmiştir. 129 Elde edilen sonuçlara göre, erkeklerin bilişsel ve psiko-motor puanları, kadınlardan daha yüksek olmuştur. Buna karşın, duyuşsal puanlarda, kadınlar erkeklerden daha yüksek puan almıştır. Bu sonuç, kadınların erkeklerden daha duyuşsal davrandıklarının bir göstergesidir. Ulaşılan sonuçlarda, sadece psikomotor ölçeğine ait puanlar arasında istatistiki açıdan anlamlı bir fark vardır. Bu ölçekte, istatistiki açıdan erkeklerin puanı kadınların puanından, (%5) yüksek olarak belirlenmiştir. Tablo 90: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Kadro G .. - •.•. Çevre Olceai _w Kadro Kadrolu Duyuşsal alan Sözleşmeli Geçici TOPLAM Kadrolu Psikomotor alan Sözleşmeli Geçici TOPLAM Kadrolu Sözleşmeli Bilişsel alan Geçici TOPLAM Kadrolu Sözleşmeli Tüm Ölçek Geçici TOPLAM N Ortalama Standart saoma 157 4 16 177 151 3 16 170 151 4 15 170 1°46 72,91 73,00 69,87 72,64 65,64 69,66 63,50 65,51 68,90 71,50 70,46 69,10 206,90 216,33 204,78 206,89 7,17 4,32 6,90 7,12 8,96 12,50 4,22 8,68 8,20 9,43 8,27 8,20 18,53 18,44 8,34 17,86 3 14 163 F Sig. (P<,05\ 1,335 ,266 · ,789 ,456 ,418 ,659 ,513 ,600 Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin, kadro durumlarına göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip göstermediklerini belirlemek amacı ile yapılan ANOVA testi sonuçları yukarıdaki tabloda verilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, her üç grup için de, öğretmenlerin kadro durumları arasında istatistiki açıdan anlamlı bir fark görülmemiştir. Beklendiği gibi, öğretmenlerin bilişsel puanları, farklı kadro durumlarında (kadrolu, sözleşmeli ve geçici) birbirlerine çok yakın olmuştur. Bu durum, bilginin eğitim 130 yıllarından gelen bir kaynak olmasından ileri gelmektedir. Duyuşsal ve psiko­ motor puanların kadro durumlarına göre değişimi, bilişseldeki kadar yakın olmamasına karşın, istatistiki açıdan anlamlı bir fark görülmemiştir. Tablo 91: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Medeni Durum Faktörüne Göre Daaıl --· gevre lçeği Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm Ölçek Medeni Durum Bekar 38 71,07 Standart saoma 8,47 Evli 134 73,14 6,64 Dul 5 71,00 8,06 TOPLAM N Ortalama 177 72,64 7,12 Bekar 35 64,05 7,75 Evli 130 65,99 8,97 Dul 5 63,40 6,91 TOPLAM 170 65,51 8,68 Bekar 39 68,92 9,24 Evli 126 69,19 7,94 Dul 5 68,40 7,70 TOPLAM 170 69,10 8,20 Bekar 35 203,54 16,45 Evli 123 208,01 18,41 Dul 5 202,80 10,98 TOPLAM 163 206,89 17,86 F Sig. lP<,05l 1,394 ,251 ,835 ,436 ,035 ,966 ,989 ,374 Yönetici ve öğretmenlerin medeni durumlarına göre çevre bilinç puanlarını karşılaştırmak için yapılan ANOVA istatistik sonuçları·yukarıdaki tabloda verilmiştir. Bu sonuçlara göre, bekar, evli ve dul olarak belirlenen gruplar arasında her üç çevre ölçeği için de anlamlı fark belirlenmemiştir. 131 Tablo 92: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Eğitim Durumu Faktörüne Göre Daöıl ---Çevre Ölceği Eğitim Durumu On Lisans Lisans O uyuşsaI alan Y. Lisans Doktora TOPLAM ön Lisans Lisans Psikomotor alan Y. Lisans Doktora TOPLAM On Lisans Lisans Bilişsel alan Y. Lisans Doktora TOPLAM On Lisans Lisans Tüm Ölçek Y. Lisans N Ortalama 3 126 47 1 177 2 122 45 1 170 3 123 43 1 170 2 119 41 66,00 72,63 73,00 77,00 72,64 65,00 65,60 64,86 85,00 65,51 74,66 69,21 68,25 76,00 69,10 207,00 207,02 205,75 238,00 206,89 Doktora 1 TOPLAM 163 Standart sapma F Sig. (P<,05J 11,26 7,36 6,14 1,035 ,379 7,12 2,82 8,98 7,66 1,791 , 151 8,68 12,66 8,33 7,55 ,854 ,467 8,20 2,82 18,81 14,91 1,069 ,364 17,86 Bu çalışma planlanırken, en önemli ve anlamlı farkların beklendiği gruplardan birisi de eğitim durumlarına göre yapılacak karşılaştırmalardı. Fakat, ankete katılan yönetici ve ôğretmenlerden sadece bir kişinin doktora ve üç kişinin de ön lisans yapmış olması, beklenen sonuçlara ulaşılmasını engellemiştir. Örneğin, bilişsel puanların karşılaştırılmasında, eğitim düzeyi doktora olan öğretmenin puanı ortalamadan 6,9 puan daha yüksek olmuştur. Buna karşın, ankete katılan sadece 1 kişi olduğu için, bu sonuç kabul edilebilir olmamıştır. Elde edilen bu sonuçlara göre, yönetici ve öğretmenlerimizin doktora yapma durumlarının çok düşük olduğu ve bu durumun teşvik edilmesi gerektiği sonucu da çıkmaktadır. 132 Tablo 93: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Meslekteki Hizmet Süresi Faktörüne Göre Daaıl Hizmet Süresi 0-5 Yıl Çevre Ölçefü 6-10 Yıl Duyuşsal alan 11-15 Yıl 16 +Yıl TOPLAM 0-5Yıl 6-10 Yıl Psikomotor alan 11-15 Yıl 16 +Yıl TOPLAM 0-5 Yıl 6-10 Yıl Bilişsel alan 11-15 Yıl 16 +Yıl TOPLAM 0-5 Yıl 6-10 Yıl Tüm Ölçek 11-15 Yıl 16 +Yıl TOPLAM N Ortalama Standart sapma 51 27 32 67 177 48 27 28 67 170 49 25 29 67 170 44 25 27 67 163 72,45 71,51 73,56 72,80 72,64 64,37 65,25 67,10 65,77 65,51 70,12 67,56 69,44 68,79 69,10 207,22 203,32 208,48 207,37 206,89 6,63 5,50 9,49 6,83 7,12 8,19 8,51 9,87 8,65 8,68 8,01 5,47 11,28 7,66 8,20 17,14 11,66 25,54 16,71 17,86 F Sig. (P<,05) ,422 ,737 ,612 ,608 ,592 ,621 ,421 ,738 -- Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin meslekteki hizmet süresine göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğine bakıldığında türiı ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. 133 Tablo 94: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin Okuldaki Konum Faktörüne Göre Daüıl Çevre Ölçeği N Ortalama Standart sapma idareci 27 71,88 6,90 t-test sig. (2tailed) ,551 Oğretmen 150 72,78 7,17 ,543 idareci 27 66,55 8,74 ,500 Oğretmen 143 65,32 8,69 ,505 idareci 27 68,77 5,65 ,821 Oğretmen 143 69,16 8,61 ,766 Konum Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm Ölçek Yönetici idareci 27 207,22 15,00 ,918 öğretmen 136 206,83 18,43 ,906 ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin çalışma konumlarına göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğine bakıldığında tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Tablo 95: Yönetici ve Öğretmenlerin Yasadıkları Yer Faktörüne Göre Daüıl Çevre Olceal Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm Ölçek Çevre Kadro N Ortalama Köy 74 73,52 Standart sa oma 6,62 Kasaba 39 72,69 6,87 Şehir 64 71,59 7,76 TOPLAM 177 72,64 7,12 Köy 68 65,67 9,00 Kasaba 40 64,77 8,84 Şehir 62 65,82 8,34 TOPLAM 170 65,51 8,68 Köy 70 69,75 7,81 Kasaba 40 70,80 9,58 Şehir 60 67,21 7,38 TOPLAM 170 69,10 8,20 Köy 66 208,15 18,17 Kasaba 39 207,74 18,68 Şehir 58 204,89 17,07 TOPLAM 163 206,89 17,86 Bilinci Düzeylerinin F Sig. (P< 05) 1,270 ,284 ,194 ,824 2,270 ,069 ,567 ,568 Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin yaşadıkları yere göre aritmetik ortalamalarının anlamlı bir farklılık gösterip gö~termediğine bakıldığında, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. 134 Tablo 96: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumu" Faktörüne Göre ,, I •ı Çevre Ölçeği Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm Ölçek Evet 100 73,64 7,01 t-test sig. (2-tailed) · ,034*' Hayır 77 71,35 7,09 ,Q34* Evet 97 67,22 8,79 ,Qfö~ Hayır 73 63,24 8,05 ,0033 Evet 96 69,91 8,86 ,143 Hayır 74 68,05 7,17 ,132 Evet 93 210,66 18,64 ,902~ 201,88 15,52 ,Q01* Durum N Ortalama Standart sapma Hayır 70 *Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, bilişsel maddeler haricindeki maddeler ile ilgili çevre aktivitelerine katılan ve katılmayan gruplar arasında istatistiki açıdan anlamlı farklar belirlenmiştir. Duyuşsal ve psiko-motor maddelere verilen yanıtlar incelendiği zaman çevre aktivitelerine katılanların puanlarının, katılmayanlara kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum çevre aktivitelerine katılmanın, duyuşsal ve psikomotor özelliklerin gelişmesinde önemli bir etken olduğunu göstermektedir. Bilişsel konularda ise aktivitelere katılmış veya katılmamış olmanın bir önem arz etmediği görülmüştür. Bu . sonuçtan yola çıkarak, çevre aktivitelerine katılımın teşvik edilmesinin ve . artırılmasının çok önemli olduğu söylenebilir. 135 Tablo 97: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma durumu" Faktörüne Göre Daüıl Çevre Ölçeği Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm Ölçek Evet 35 74,22 8,49 t-test slg. (2-tailed) ,142 Hayır 142 72,25 6,71 ,207 '037* ' . " ·;o85j Durum N Ortalama Standart sapma Evet 34 68,29 10,74 Hayır 136 64,82 7,99 Evet 34 71,02 9,31 ,127 Hayır 136 68,62 7,86 ,172 Evet 34 213,44 22,82 :,016* . Hayır 129 205,17 15,97 ,9531 Elde edilen sonuçlardan yola çıkarak, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan yönetici ve öğretmenlerin psiko-rnotor puanlarının "daha yüksek olduğu söylenebilir. lstatistiki analizlere göre sadece psiko­ motor ve tüm ölçek puanları arasında anlamlı bir fark belirlenmiş olmasına karşın, diğer iki grup arasında da fark olduğu yukarıdaki tablodan rahatlıkla görülebilir. Tablo 98: Yönetici ve Öğretmenlerin Çevre Bilinci Düzeylerinin "çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadıklarına · durumu" Faktörüne Göre Daüıl · Çevre Ölçeği Duyuşsal alan Psikomotor alan Bilişsel alan Tüm Ölçek Evet 129 73,52 6,42 t-test sig. (2tailed) ,006* Hayır 48 70,27 8,35 ,Ö17* Evet 126 65,39 9,40 ,760 Hayır 44 65,86 6,28 ,713 Evet 123 69,55 7,33 ,252 Durum N Ortalama Standart sapma Hayır 47 67,93 10,12 ,322 Evet 120 208,12 17,73 ,143 203,46 17,98 ,148 Hayır 43 *Aralarında fark olanlar koyu renkle gösterilmiştir. Yine elde edilen sonuçlara göre, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadıklarına inanan yönetici ve öğretmenlerin duyuşsal puanları daha yüksek olmuştur. "inanmak" eylemi, bir önceki başlıklarda incelenen "katılmak" ve "üye olmak" eylemlerine kıyasla duyuşsal bir eylem olması itibarı ile elde edilen bu sonuç anlamlıdır. 136 BÖLÜM VI 6. SONUÇLAR, TARTIŞMA VE ÖNERİLER 6.1. Sonuçlar 1. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeylerinin tüm ölçek puanı 206,89 (%68,9) olarak belirlenmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan çalışmalara kıyasla düşük olmasına karşın kabul edilebilir seviyededir. 2. Duyuşsal alan ile ilgili cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve öğretmenlerin çevreye karşı duyarlı oldukları ve çevreye önem verdikleri görülmektedir. 3. Psiko-motor alanla ilgili cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinçlerinin davranışlarına yansımadığı görülmektedir. Bu durum ülkemizde çevre ile ilgili faaliyetlerin (geridönüşüm v.s) yeni yeni gelişmekte olup bu konudaki çalışmaların henüz çok yeni ve az olmasıyla açıklanabilir. 4. Bilişsel alanla ilgili cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve ·öğretmenlerin çevre ve çevre ile ilgili kavramlar konusunda yeterli bilgiye sahip oldukları görülmektedir. 5. Araştırma sonuçlarına göre, erkek yönetici ve öğretmenlerin bilişsel ve psiko-motor puanları kadınlardan yüksek, duyuşsal puanlarda ise kadınların puanları, erkeklerden daha yüksek olmuştur. Bu sonuç kadınların, erkeklere göre daha yüksek "çevre koruma" bilincine ve duyarlılığına sahip olduklarını göstermektedir. 137 6. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin kadrolarına göre tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. 7. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin medeni durumlarına göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklıIlk görülmemektedir. 8. Bu çalışmanın en ilginç sonuçlarından birisi, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeylerinin eğitim durumlarına göre farklılık göstermediği sonucudur. Bu sonucun en önemli nedeni, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerden sadece bir kişinin doktora ve üç kişinin de ön lisans yapmış olmasıdır ki bu durum, beklenmedik başka bir sonucun göstergesi olmuştur. Bu da, yönetici ve öğretmenlerimizin hem mesleki ve hem de sosyal hayatlarındaki gelişimlerine çok büyük katkı sağlayacak doktora programlarına yeterli ilgiyi göstermedikleridir. 9. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin meslekteki hizmet sürelerine göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı birfarklrlık görülmemektedir. 10. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin okuldaki konumlarına göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Fakat yönetici ve öğretmenlerin konumlarına göre verdikleri yanıtlar incelendiği zaman yöneticilerin, çevre bilgisi ve çevre bilinçlerinin öğretmenlere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. 11. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin yaşadıkları yere göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. 138 12. Yönetici ve öğretmenlerin 'çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katılma durumlarına' göre çevre bilinç düzeyleri incelendiğinde, duyuşsal ve psiko­ motor maddelere verilen yanıtlar, çevre aktivitelerine katılanların puanlarının, katılmayanlara kıyasla daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum çevre aktivitelerine katılmanın, duyuşsal ve psiko-motor özelliklerin gelişmesinde önemli bir etken olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bilişsel konularda ise aktivitelere katılmış veya katılmamış olmanın bir önem arz etmediği görülmüştür. 13. Araştırma sonuçlarına göre çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olan yönetici ve öğretmenlerin, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanları, üye olmayanlara kıyasla daha yüksek olarak belirlenmiştir. Bu sonuç blze çift yönlü bir etkiyi işaret etmektedir. Bu da, çevre kuruluşlarına üye olmanın çevre bilincini yükseltmesinin yanı sıra, çevre bilinçleri yüksek olan yönetici ve öğretmenlerin çevre kuruluşlarına üye olması durumudur. Sonuç olarak, bu tip kuruluşların sayısı ve aynı zamanda kuruluşların üye sayılarının artırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır. 14. Yönetici v~ öğretmenlerin 'çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanma durumlarına' göre çevre bilinç düzeyleri incelendiği zaman, çevre kuruluşlarının çevrenin korunmasında önemli bir rol oynadığına inanan yönetici ve öğretmenlerin duyuşsal puanlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. 6.2. Tartışma Araştırma sonuçlarına göre erkek yönetici ve öğretmenlerin bilişsel ve psiko-motor puanları kadınlardan yüksek olmuş, duyuşsal puanlarda ise beklendiği gibi kadınların puanları, erkeklerden daha yüksek olmuştur. Bu sonuç kadınların, erkeklere göre daha yüksek "çevre koruma" bilincine ve sahip olduklarını göstermektedir. Bu durum Baş (2011)'ın çalışmasıyla da tutarlıdır. Baş (2011 ), çevre bilinci düzeylerinin cinsiyete göre incelenmesinde 139 bilişsel, duyuşsal, psikomotor ve tüm ölçekte kadınların, erkeklere göre daha yüksek bilince sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin kadrolarına göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Baş (2011), ise yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin kadrolarına göre incelenmesinde tüm ölçek, psikomotor ve bilişsel alt boyutunda gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulmazken, duyuşsal alt boyutunda anlamlı farlılığa rastlamıştır. Buna göre tutum alt boyutunda ücretli olarak çalışanlar, kadrolu ve sözleşmeli olanlara göre daha fazla çevre bilinci taşımaktadır. Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin medeni durumlarına göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Baş (2011), ise yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin medeni durumuna göre tüm ölçek, duyuşsal ve psikomotor puanlarında anlamlı bir farklılık bulmazken; bilişsel alt boyutunda anlamlı farklılık bulmuştur. Bilişsel düzeyde bekar öğretmenlerin, evli öğretmenlere göre daha yüksek puan aldığı ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın en ilginç sonuçlarından birisi, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinç düzeylerinin eğitim durumlarına göre farklılık göstermediği sonucudur. Bu sonucun en önemli nedeni, ankete katılan yönetici ve öğretmenlerden sadece bir kişinin doktora ve üç kişinin de ön lisans yapmış olmasıdır. Baş (2011), çalışmasında yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin eğitim durumuna göre duyuşsal ve bilişsel düzeyi puanlarında anlamlı bir farklılık bulmazken; psiko-motor ve tüm ölçekte anlamlı farklılık bulmuştur. Yüksek lisans mezunları, lisans mezunlarına göre daha yüksek puan almıştır. Buhan (2006), da bu ulaşmıştır. bulguyu destekleyen sonuçlara 140 . Yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin meslekteki hizmet sürelerine göre, tüm ölçek, duyuşsal, psiko-motor ve bilişsel puanlarında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Baş (2011), ise çalışmasında yönetici ve öğretmenlerin mesleki kıdemlerine göre çevre bilinci düzeylerinde tüm ölçek ve alt boyutlarda 11 yıl ve üzeri kıdeme sahip olanların, 6-1 O yıl çalışanlara göre daha fazla çevre bilinci taşıdığı, 0-5 yıllıklarda ise farklılık görülmediği sonucuna ulaşmıştır. Buhan (2006), yaş düzeylerinin çevre bilincini etkilediğini vurgulamakta fakat mesleki kıdeme göre farklılaşmadığını belirtmektedir. Bizim çalışmamızı destekler nitelikte, Baş (2011), de yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeylerinin, çalışma konumlarına göre farklılaşmadığı sonucuna ulaşmıştır. Psiko-motor alt boyutundaki ifadelere yönetici ve öğretmenlerin verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde, yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinçlerinin davranışlarına yansımadığı görülmektedir. Bu durum ülkemizde çevre ile ilgili faaliyetlerin (geridönüşüm v.s) yeni yeni gelişmekte olup bu konudaki çalışmaların. henüz çok yeni ve az olmasıyla açıkla_nabilir.Erten (2003), tarafından yapılan çalışmanın sonucunda öğretmenlerin çevreye karşı bilişsel, duyuşsal ve psiko-motorla ilgili karşılaştırılmalı olarak yaptığı analizlerin sonucunda öğretmenlerin çevre ile ilgili bilgisinin olduğunu fakat bunu davranışlarına yansıtmadığını ortaya koymuştur. Baş (2011), de araştırmamızı destekler nitelikte çalışmasında, yönetici ve. öğretmenlerin çevre ile ilgili bilgilerini ve çevreye yönelik davranışlarını karşılaştırıldığında, yönetici ve öğretmenlerin cevaplarında tutarsızlıklar gözlemlemiştir. 141 6.3. Öneriler 1. Çevre bilincinin kazandırılmasında en büyük etken olan çevre eğitimi, toplumun tüm kesimlerine ulaşacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Çevre eğitimi her yaş ve meslekteki kişilere belirli bir program dahilinde verilmelidir. 2. Çevre bilincine ilköğretimden yüksek öğretime kadar her kademede mümkünse müstakil bir ders olarak yer verilmeli, veya çevre bilinci konularına yer veren kitaplarda daha geniş bir kapsamda yer verilmelidir. 3. Örgün eğitim programlarında çevre eğitimine yer verilmelidir. Yöneticiler ve öğretmenler, hava, su, ekolojik denge ve özellikle toprak kirliliği konusunda bilinçlendirilmeli duyarlılığına ve ilişkin tüm öğretim bilimsel kademelerine etkinlikler uygun olarak sunulmalıdır. Oto çevre kontrol gerçekleştirilmelidir. 4. Öğretmen adaylarının 4 yıllık lisans eğitimleri ile çevreye yönelik tutumlarının daha olumlu hale gelebilmesi ve sorumlu çevre davranışı kazanabilmeleri için etkili eğitim programları uygulanmalıdır. Bunların halka indirilmesi sağlanmalıdır. 5. Okullarda çalışan yönetici ve öğretmenlerin çevre bilinci düzeyleri hizmet içi eğitimle veya çevre bilinci alanında uzman kişiler tarafından belirli periyotlarla verilen seminerlerle geliştirilmelidir. 6. Çalışmamızda da görüldüğü gibi, çevre aktivitelerine katılma, çevre ile ilgili herhangi bir dernek ya da kuruluşa üye olma çevre bilincinin gelişmesinde oldukça önemlidir. Bu nedenle yönetici ve öğretmenlerin çevre örgütlerine katılmaları teşvik edilmeli, çevre örgütlerinde gönüllü olarak çalışmalarına olanak verilmelidir. 7. Çalışma alanı olarak belirlediğimiz Güzelyurt bölgesi Kıbrıs'ta birkaç çevre sorununun bir arada bulunduğu yer olması açısından önemlidir. Yoğun 142 tarımsal faaliyetlerin olduğu bölgede hem toprak hem de su kirliliği mevcuttur. Yer altı suları ise aşırı kullanımdan dolayı tuzlanmış durumdadır. Ayrıca maden atıklarının bulunduğu yer olan Gemikonağı da bu bölgede yer almaktadır. Çevre bilincinin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle orada yaşayan insanlar tarafından çevre sorunlarının neler olduğu bilinmelidir. Bu amaçla yönetici ve öğretmenler yanında halkın katılımını da sağlayacak çalışmalar planlanmalı ve hayata geçirilmelidir. 8. Bireylerin çevre tutum ve davranışlarının şekillenmesinde, okul, yönetici ve öğretmenlerin etkisi yadsınamaz. Bu açıdan bakıldığında lisans veya ön lisans eğitimlerinde çevre eğitimi almamış ve şu an görevde olan yönetici ve öğretmenler mümkün olan en kısa zamanda çevre bilinçlerinin geliştirilmesi için hizmet içi eğitime alınmalıdırlar. 9. Çevre korunmasında pek çok ülkede uygulanan çevre dostu malların üretimi ülkemizde de yaygınlaştırılmalı ve bu ürünlerin kullanımı desteklenmelidir. 1 O. Çevre ve varlıklarının korunması; merkezi idarenin talimatlarıyla, bütün toplum kesimlerinden, sivil toplum birimleriyle, yerel idare kuruluşlarıyla, üniversitelerle, uluslararası kuruluşlarla ve en önemlisi de halkın katılımıyla koordinasyon ve işbirliği ile sağlanmalıdır. Bu bağlamda çeşitli toplantı ve etkinliklere yer verilmelidir. 11. Çevre bilincine yönelik, gelişen dünya şartları göz önünde bulundurularak daha kapsamlı, daha iyi imkanlarla yüksek lisans ve doktora tezlerinin yapılması teşvik edilmelidir. 143 KAYNAKÇA Air Quality Guidelines Global Update 2005, WHO Regional Office for Europe, Copenhagen,2006. Akman, Y., Osman K., Harun Evren., Latif K., ve Sema D. (2000). Çevre Kirliliği - Çevre Biyolojisi, Palme Yayıncılık, Ankara, 1. Baskı, 2000. Akış, S. (2000). Kuzey Kıbrıs'ta Çevre Bilinci. Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt 1.(1 ). 717<Http://Www.Dogus.Edu.Tr/Dogustru/Journal/Sayi_1/M00002. Pdf> adresinden Mart 2012' de alınmıştır. Akpınar, S. (2001). Türkiye'nin Turizm Merkezlerinde Ekoturizm Yaklaşımları. Ankara: Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü; Planlama Daire Başkanlığı Yayınları. Altın, M. (2001). Biyoloji Öğretmeni Adaylarında Çevre Eğitimi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi ,Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Altuğ, F. (1990). Çevre Sorunları, Bursa,1990. Ansiklopedik Çevre Sözlügü, Ankara, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, 2001. £\rat, Z. (1982). iktisat Ve Çevre Bilimleri Sempozyumu Ankara: TÜBITAK Yayınları. ırda, Z. C. ve Yıldız, K. (5-7 Kasım 1992). Üniversitelerde Çevre Eğitimi Öğretmen/iği. II. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu, 35-37, Ankara. 144 Armağan, F. ô. (2006). ilköğretim 7-8. Sınıf Öğrencilerinin Çevre Eğitimi İle ilgili Bilgi Düzeyleri (Kırıkkale II Merkezi ömeklemi) Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Aygün, B. (2007). 'Küresel ve Yerel Çevre Sorunlarının Risk Olarak Algılanması Üzerine Bir Araştırma', Çevre ve Politika, Başka Bir Dünya Özlemi. Editör: Ayşegül Mengi. Ankara, imge Yayınları, 2007. Ayhan, F. N. (1999). ilköğretimin Ilk Üç Sınıfındaki Öğrencilerin Yakın Çevre Bilincini Etkileyen Etmenler. Bizlim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 15 s. Avinç, A. (1997). Değişik enerji kaynakları ve çevreye etkileri. Ekoloji Çevre Dergisi. 7(27),19-23. Baş, O. (2011). Ortaöğretim Kurumlarında Çevre Bilincinin Yöneticiler ve Öğretmenler Tarafından Algılanma ve Benimsenme Düzeyi. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Istanbul. Bedük, A (1997). Çevre Hakkı ve Çevresel Yönetim Sürecine Vatandaşların Katılımı. Çevre ve insan Dergisi (iç), Sayı:33, Ankara, Çevre Bakanlığı Yayın Organı. Bookchın, M. (1996). Ekolojik Bir Topluma Doğru, çev. Abdullah Yılmaz, Istanbul, Ayrıntı Yayınları, 1996. Boztaş, D. (2006). Gelişmiş Ve Gelişmekte Olan Toplumlarda Çevre Sorunsalı. Yüksek Lisans Tezi, Sivas, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bil. Enstitüsü, Sivas. Böhm, G., Pfister, H. R. (2000). 'Action Tendencies and Characteristics of Environmental Risks, Act Psychology, 104. 145 Böhm, G. (2003), Consequentialist 'Emotional Versus Reactions Ethical to Environmental Evaluation', Risks: Journal of Environmental Psychology, 23. Brown, Lester R., Yirmidokuzuncu gün: Dünya Kaynakları Karşısında insan İhtiyaçları, çev. Kemal Tosun vd., Istanbul Üniversitesi işletme Fakültesi Yayını, Istanbul, 1979. Carson, R. (2004). Sessiz Bahar, çev. Çağatay Güler, Palme Yayınları, No: 298, Ankara, 2004. -Castells, Nuria ve Peter Nijkamp. (1998). "Transboundary Risks: The First­ Comers/Late-Comers Agreements", Journal of Dilemma in Contingencies International and Crisis Environmental Management, Volume 6, Number 3, 1998, s. 117-128. Cohen, (2002). Phase I EnvironmentalAssessment of the Lefka-XerosArea of Northern Cyprus, COHEN, Cyprus. Çepel, N. (1995). Yok Ettiğimiz Ormanlarımız Kaybolan Fonksiyonel Değerler ve Zamanımızın Orman Ölümleri. Tema Vakfı Yayını. Çepel, N. (2003). Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri, Ankara, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, Aydoğdu Matbaası, 2003. ÇB (Çevre Bakanlığı). (1997).Türkiye Çevre Atlası, Çevre Bakanlığı Yayını, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul. Çimen, S. (2002). Lise Ekoloji Konularının Disiplinler Arası Ôğrenci Merkezli , Öğretiminin Başarıdaki Rolü. Istanbul. 146 Çoban, A. (2002). Çevreciliğin ideolojik Unsurlarının Eklemlenmesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 57. s. 3, 3-30. Dağdemir, Ö. (2003). Çevre Sorunlarına Ekonomik Yaklaşımlar ve Optimal Politika Arayışları, Gazi Kitabevi, Ankara, 2003. Daştan, H. (1999). Çevre Bilinci ve Duğarlılığının Oluşmansında Eğitimin Yeri ve Önemi: Türkiye Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Demir, DPÖ (2007). Bilim Felsefesi, Vadi Yayınları, Ankara, 2007, 3. Baskı. ö. (Devlet Planlama Örgütü). (2006). Çevre. KKTC. http://www.devplan.org/Macro- eco/2-13.pdf (2012, Nisan 25) DPT VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005). içme Suyu, Kanalizasyon, Arıtma Sistemleri ve Katı Atık Denetimi Özel ihtisas Komisyonu Raporu, Ankara, s. 84,e-kitap, http://ekutup.dpt.gov.tr/icmesuyu/öik524.pdf. DAC (Development Assistance Committee): "Poverty-Environment- Gender Linkages",.,DACJournal, Vol.2, No. 4, 2001.,http://www.unep.org/ civilsociety/GCSF8/pdfs/OECDpovenvgender%201inkages.pdf,(erisim:1 5/03/2 012) DPT (Devlet Planlama Teşkilatı). (1994). Çevre Özel ihtisas Komisyonu Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Raporu, DPT Yayınları, Ankara, 7284 s. Doğan, M. (1998}. Türkiye'de Çevre Eğitimi. Çevre ve insan Dergisi. (40), 29-33. ·147 >orion, C., Gayford, C. (1990-91). Environmental School Annual Teachers. Education and Primary Review Of Environmental Education,Vol.22. 27-29. .aqles, Paul F.J'. ve Robert Demare (1999). Factors lnjluencing Children's Environmental Attitudes. The Journal Of Environmental Education, 30 (4), 33,1999. .ndüstrl Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği, RG 22.07.2006 tarih ve 26236 sayı. .rol, O. (1982). Coğrafya Açısından Çevre Bilim Sempozyumu TÜBITAK Yayınları Ankara. 1982. rol, G., H. ve Gezer and K. (2006). Teachers' Attitudes Toward Environment Environmental Problems Environmental and Science rten, S. (2000). Empirische Umwelterziehung -ein International Journal Of Education, Vol 1 No: 1, pp 65 77 Untersuchunqen interkulturellervergleich zu Bedingungen auf der der Grundlage derTheorie des geplanten Verhaltens. Tectum Verlag. Marburg rten, S. (2002). ilköğretimin II. Kademesindeki (6., 7. ve 8. Sınıflar) Öğrencilerde Çevreye Yararlı Davranışların Araştırılması. Ankara: V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi/ 16-18 Eylül 2002. rten, S. (2003). 5. Sınıf Öğrencilerinde Çöplerin Azaltılması Bilincinin Kazandırılmasına Yönelik Bir Öğretim Modeli. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı: 25. Ankara. 148 ten, S. (2004). Çevre Eğitimi Ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl Olmalıdır? Çevre ve insan Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın Organı. Sayı 65/66. 2006/25 Ankara :en, S. (2005). Okul Öncesi Öğretmen Adaylarında Çevre Dostu Davranışların Araştırılması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 28, 91-100. en, S. (2006). Çevre Eğitimi ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl Olmalıdır?. Ankara: Çevre ve insan Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın Organı. Sayı 65. 2006/2 .ınoğfu, M. (1989). Sürdürülebilir Kalkınma ve Ekonomi. Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı, Kasım 1989, TÇSV Yayını, Ankara, 1990, s. 39. ter, J. B. (1999). Savunmasız Gezegen: Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi. Çev. Hasan Ünder, Epos Yayınları, Ankara, 1999. ter, J. B. (2002). Savunmasız Gezegen: Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi. Çev. Hasan Ünder, Epos Yayınları, Ankara, 2002, 1. Baskı. 'etti, L. M. (1990). Environmental Education: What Went Wrong? What Can Be Done? The Journal of Environmental Education, 22 (1), 9-12. ıez-Granell, C., Carvera-March, S. (1993), "Development of conceptual knowledge and attitudes about energy and the environment" International Journal of Science Education., s. 553-565 ıez, K. (1989). Çevre, Çevre Sorunları ve Çevre Politikaları üzerine Bazı Mülahazalar. Türkiye Günlüğü, Haziran, Sayı 3: 6-10 149 örmez, K. (2003). Çevre Sorunları ve Türkiye. Gazi Kitabevi, Ankara, Mart 2003, 3. Baskı. rrevitz, R. (2000). "Affective Approaches to Environmental Education: Going Beyond The Imagined Worlds of Childhood?". Ethics, Place and Environment. 3 (3): 253-269 ıler, Ç. ve Çobanoğlu, Z. (1997). Toprak Kirliliği. Ankara: Çevre Sağlığı Temel Kaynaklar Dizisi No: 40. ındüz, Ş., Çiçek, A. B., Fuller, ô. o., lçener, S., Türkseven, N. Ve Sarpten, _ H. (2007). 9. Sınıf Sağlık ve Çevre Bilgisi. KKTC Milli Eğitim Bakanlığı Yayını, Lefkoşa, 2007. ngör, H. (1995). Ders Geçme ve Kredi uygulamaları Açık Oturumu, MEB Yayınları, Ankara, 132 s. ktanır, G. Ve Çabuk, B. (2000). Okul öncesi Dönemde Çocukların Çevre Algısı. Hacettepe Üniversitesi IV. Fen Bilimleri Eğitim Kongresi. Ankara. 11, S. H. And Sewing, D. R. (1987-88). Barriers to Environmental Education. Journal of Environmental Education, 2, 17-24. namcı C. ve Keleş, R. (1998). Çevrebilim. imge Kitabevi Yayınları, Ankara. lewıg, R. (1992), Deutsch/and, 1992. Umwelterzietung In Der Lehrerausbildung In 150 fendrickx, L., Nicolaij, S. (2004). 'Temporal Discounting and Environmental Risks: The role of Ethical and Loss-Related Concerns', Journal of Environmental Psychology, 24, Elsevier Science Ltd. un, E. (1997). Canlı Çevrenin Dünü Bugünü ve Yarını. insan Çevre Toplum (iç.), Ankara, imge Kitabevi. cecik, S (1994). Hava Kirliliği. Istanbul Teknik Üniversitesi Yayınları, 1994. ıir, E. (1991). Şehirleşme ve Meseleleri. 2.Baskı, Gazi Büro Yayınları, Ankara, 1991. uson, H. W., Proshansky, H. M., Rivlin, LG., Winkel, G. H. (1974), An Introduction to Environmental Psychology, New York: Holt, Rinehart & Winston. n, E. (2000). "Towards a Global Environmental Citizenship?", Citizenship Studies, 4 (1), 2000, ss. 47 63. ıaoğlu, I. (1996). Çevre Hakkı. 3. Baskı, imge Yayınevi, Ankara, 1996. yaoğlu, M. (2005). O.O.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi 11, 42-52, 2008. 'an, A (1997). Küresel Çevre Sorunları ve Politikaları. Ankara: Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları No: 19, Ankara, 1997. an, A (1999). Küresel Çevre Sorunları ve Politikaları. Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları No: 19, Ankara, 1999. 151 (arbuz, S. (2002). Sürdürülebilir Kalkınmanın Zaman Yolculuğu. iktisat işletme Finans Dergisi, Bilgesel Yayıncılık, Cilt:17, Sayı:198, Yıl:2002, s. 9. avruk, S. (2002). Türkiye'de Çevre Duyar/ılığının Artırılmasında Çevre Eğitiminin Rolü. Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kentleşme ve Çevre Sorunları Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi, Ankara. satinq, M. (1993). Değişimin Gündemi. Çev. TÇV Çeviri Grubu, UNEP Türkiye Komitesi Yayını, Ankara, 1993, s. 10 ıleş. R. ve Hamamcı, C., (1997). Çevrebilim. Ankara, imge Yayınları, 2.Baskı. leş, R. ve Vural, Y. (2000). Çevre Sorunları; ôze/ ve Kamusal Otoritelerin Yönetsel, Hukuksal ve Etik Sorumlulukları: Lefke ômeği. Üçüncü Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi, 13-17 Kasım 2000 Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gaz(mağusa. eş, R. ve Ertan, B. (2002). Çevre Hukukuna Giriş. imge Kitabevi, Ankara, 2002. R. ve Hamamcı, C. (2005). Çevre Politikası. imge Kitabevi, 5.Baskı, 2005. 3Ş, alıoğlu, M. ve Berkes, F. (1985). Ekoloji Ve Çevre Bilimleri. TÇSV Yayınları Ankara, 1985. :ılıoğlu, M. ve Berkes, F. (1994). Ekoloji Ve Çevre Bilimleri. Remzi Kitabevi, 1994. 152 Kuhlemeıer, Hans, Environmental Huub Van Denberg Ve Nijs Lagerwejg. (1999). Knowledge, Attitzıdes And Behavior In Dutch Secondary Education. The Journal Of Environmental Education, 30 (2), 4-·14. ~uleli, ô ve Arslan S. (1995). Türkiye'de Çevre. Istanbul: Türkiye'nin Sorunları Dizisi- 13, TÜSES, Yeni Yüzyıl Kitaplığı. :Urusakız, K. ve Uğur, Tesislerinin H. Yarattığı (1999). Çevre CMC (Cyprus Sorunlarının ve Mining Corporation) Gemikonağı Göleti Kirliliğinin incelenmesi. TC. Çevre Bakanlığı, 19 s. ınders, P., M. Naylon, and A Approach to Environmental Drewes. (2002). Providing a Systems Education in Minnesota. In Environmental Literacy Scope and Sequence, ed. T. Gaffey, 1-111. St. Paul, MN: Minnesota Office of Environmental Assistance. ıscomb Mary, F. (1994). "Environmental Stanley Robbins, Vinay Kumar, Diseases", Basic Pathology, ed. Ramzi Cotran, W. B. Saunders Company, Philadelphia, 1994, s. 217-260. keown - Ice, R. (2000). Environmental Education in the United Sates: A Survey of Preservice Teacher Education Program, The Journal Of Environmental Education, 32 (1), 4-11. soroviç, M. And Peste!, E. (1978). Dönüm Noktasındaki insanlık. (K.Tosun Çev.) Istanbul: işletme iktisadi Enstitüsü Yayını. rı, E. (2001). Doğal Kaynaklar ve Çevre Yönetimi. Istanbul Sanayi Odası Dergisi, 424. 153 Morval, J. (1.985), Çevre Psikolojisine Giriş. Ege Ünv. Edebiyat Fak. Yayınları, Çev: Nuri Bilgin, Ege Üniversitesi Basımevi, lzmir. Mrazek, R. (1993). Alternative Paradigms in Environmental Education Research. Monographs in Environmental Environmental Studies. 8. North American Education and Association for Environmental Education. Nazlıoğlu, M. (1988). Çevre Bilincinin Oluşmasında Çevre Eğitiminin Rolü. Bilim Uzmanlığı Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. OECD: "Bıotechnology For Clean lndustrıal Products and Processes Towardslndustrial Sustainability", Paris, 1998. Oulton, C. and William, S. (1995). "The 'Environmentally EducatedTeacher': An Exploration of the Implications of UNESCO-UNEP's Ideas for Pre­ Service Teacher Education Programmes. Environmental Education Research. 1 (2): 213-232 Önen, Y. (2002). Kentsel Mekan, Çevre, Çoğulculuk ve insan Haklarına Genel Bir Yaklaşım. Demokrasi Kitaplığı. insan, Çevre, Kent, 2.Basım, Istanbul: Özata, A. B. (2005). ilköğretim II. Kademe Öğrencilerinin Çevre Kirliliğinin Önlenmesine ilişkin Bilgi ve Uygulamaları Üzerine Bir Araştırma. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Özbilen, A. (1986), Tarihi ve Doğal Çevrede Kullanıcı Referanslarının Tasarım Kararlarına Yansıtılması. Turizm Yıllığı 1986, T.C. Turizm Bankası AŞ., Ankara. 154 Özdek, E. Y. (1993). insan Hakkı Olarak Çevre Hakkı. TODAIE Yayını, Ankara, 1993. Özdemir, Ş. (1988). Türkiye'de Toplumsal Değişim ve Çevre Sorunlarına Duyarlılık. Palme Yayınları. Ankara. Özoğlu, S. (1993). Yaygın Eğitim Düzeyinde Çevre için Eğitim, Çevre Eğitimi. Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara, 65 s. Öztürk, S. (1990'11 yıllar). Kıbrıs Türk Alman Kültür Derneği için Hazırlanan Yazı, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Su işleri Dairesi, Lefkoşa. Papadimitriou, V. (1995). Professional Development of in-service Primary Teachers in Environmental Education: An Action Research Approach. Environmental Education Research, 1, 85-97. Pınarlı, V. ve Yonar, T. (1999, Kasım). Bursa ilinde Çevre Kirlenmesi Önceliklerine Genel Bir Bakış. Türkiye'de Çevre Kirlenmesi öncelikleri Sempozyumu Ill, Bildiriler Kitabı, 33-43. Kocaeli. Plevyak, R., Bendixen-Noe, M., Henderson, J., Roth, R., Wilke, R. (2001). "Level of Teacher Preparation and Implementation of EE: Mandated. and Non-mandated EE Teacher Preparation States". The Journal of Environmental Education. 32 (2): 28-36 Pooley, J.A. and O'connor M. (2000). Enviromental Education and Attitudes. Environment & Behavior, 32 (5), 711-724. Porter, G. and, Janet Welsh Brown (1991 ). Global Environmental Politics, Westview Press, Inc., San Francisco, 1991, p. 1 155 =>owers, L. A (2004). "Teacher Preparation for Environmentc;1I Education: Faculty Perspectives on the Infusion of Environmental Education Into Preservice Methods Courses". The Journal of Environmental Education. 35 (3):· 3-11 ,immons, D. A (1993). Facilitating Teachers' Use of Natural Areas: Perceptions of Environmental Education Opportunities, Journal of Environmental Education, 24, 8-16. pork, H. (1992). Environmental Education: A Mismatch Between Theory and Practice. Australian Journal Of Environmental Education, 8, 147-166. .ırnrners, M. _(2000). "Primary School Teachers' Understanding of Environmental Education Issues: An Interview Study", Environmental Research, Vol. 6, Issue 4, p. 293 - 299, 2000 ıhin, N., Cerrah, L., Aka, A, Şahin, B. (2004). Yüksek Öğretimde Öğrenci Merkezli Çevre Eğitimi Dersine Yönelik Bir Uygulama. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, 113-128. ma, E. (1997). Üniversite Gençliğinin Çevre ve Çevre Sorunlarına Yönelik Tutumları-Gazi Eğitim Fakültesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara. na, E. (2003). Öğretmen Adaylarının Çevre Sorunlarına Yönelik Tutumları. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23( 2), 99-110. unoğlu, C. (1993). A Study on the Dimensions and Determinants of a Numerantal Attitudes. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,Ankara. 156 TÜBA Çevre Çalışma Grubu. (2002). Türkiye için Sürdürülebilir Kalklnma Öncelikleri. Türkiye Bilimler Akademisi Raporları. Sayı 1. TÜBITAK Matbaası, Ankara, 2002. sf. 29- 30. Türkiye Çevre Atlası, (1997). TC. Çevre Bakanlığı, Ankara. TÇV (Türkiye Çevre Vakfı). (1996). Geleceğe Özen. Çev. Belkıs Çorakçı Dişbudak, Oxford University Pres, 1996. Türköz, O. I. (1997). "Çevre Yönetimi ve Metotları", Standart Ekonomik ve Teknik Dergi, 421. ÜSIAD, (2002). Avrupa Birliği Çevre Mevzuatına Uyum Süreci, Türk Sanayici ve lşadamları Derneği Yayını, No: 2002-9/531, ürkürn, S. (2006). Çağdaş Toplumlarda Çevre Sorunları ve Çevre Bilinci. http://www.aof.edu.tr/kitap/lOLTP/1268/ unite 1 O.pdfadresinden 5 Mart 2012 de alınmıştır. [as, J. (2001). Social Identity Influences on Environmental Attitudes and Behaviors. TRAMES: A Journal of the Humanities & Social Sciences, 5(3), 255-269. JESCO-UNEP. (1993). Environmental Education Newsletter. IESCO- UNEP. (1987). Environmental Education and Training. Moskova. u, I. (1995). Çevre Sorunları - Kainat Tasarımındaki Değişimden Ekolojik Faaliyetlere. Istanbul: insan Yayınları. 157 nal, S., Mançuhan, E., Sayar, A. A. (1999). Çevre Bilinci, Bilgisi ve Eğitimi. Istanbul, Marmara Üniversitesi Yeni Teknolojiler Araştırma Geliştirme Merkezi. ıal, S., Mançuhan, E., Sayar, A. A. (2001). Environmental Awareness, Environmental Knowledge and Its Education Marmara University Publication, Istanbul. ·ey, M. (2009). Öğretmen Adaylarının Çevreye Yönelik Akademik Başarılarının Bireyin Çevre ve insan Merkezli Tutumları Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon. ıizoğlu, S., Altıntaş, H., Temel, F., Ahrabi, A. F., Aydoğan, D., Bostancı, S., Duran, D., Koçkesen, D., Turan, N. Ve Güler, Ç. (2005). Bir Tıp Fakültesi Son Sınıf Öğrencilerinin Çevre Bilincinin Değerlendirilmesi. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2005: 4 (4). ıvuz, F. ve Keleş, R. (1983). Çevre Sorunları. Ankara. 1983. lmaz, A., Morgil, I., Aktuğ, P. ve Göbekli, I. (2002). Orlaögretim ve Üniversite Ögrencilerinin Çevre, Çevre Kavramları ve Konusundaki Bilgileri ve öneriler. Hacettepe Sorunları Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22, 156-162. reel, E. (2006). Canlılar ve Çevre. http://www.aof.edu.tr/kitap/lOLTP/2281/ unite 05.pdf adresinden 4 Mart 2012 tarihinde alınmıştır. ıcel, M., Altunkasa, F., Güçray, S., Uslu, C. ve Say, N. P. (2006). Adana'da Çevre Duyarlılığı Düzeyinin ve Geliştirme Olanaklarının Araştırılması. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 19(2), 217-228. · 158 'r'üksel, D. (2007). Kuzey Kıbrıs'ta Çevre Hukukunun Gelişimine Kaynaklık Eden Unsurlar. Çevre ve Politika, Başka Bir Dünya Özlemi. Editör: Ayşegül Mengi. Ankara, imge Yayınları, 2007. nternet kaynakları: •!• www.basbakanlık.gov.tr, erişim: 05 Mart 2012 •!• http://www.unep.org/Documents.Multilingual/Default.asp?Document1D =78&Article1D=1163,erişim: 05 Mart 2012 •!• http://www.un.org/documents/ga, erişim: 15 Mart 2012 •!• www.ktcmo.org, erişim: 15 Mart 2012 - •!• www.yok.gov.tr. 159 EKLER EK- I: Anket Amaç Formu KUZEY KiBRi$ TÜRK CUMHURiYETİ ORTA ÖGRETİM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖGRETMENLER TARAFINDAN ÇEVRE BiLİNCİNİN ALGILANMASI: GÜZELYURT ÖRNEGİ Sayın Meslektaşım, Cevaplamak için almış olduğunuz ölçek 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Orta Öğretim Kurumlarında Görev Yapan farafından araşnrma Yönetici ve Öğretmenler Çevre Bilincinin Algılanması: Güzelyurt Örneği' adında bir tezinde kullanılacaktır. Vereceğiniz cevapların samimiyeti ıraştırrnarun sağlıklı yapılabilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. '.)ıçeği cevaplamayı kabul ettiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkür eder, ıahşmalannızda başarılar dilerim. ;aygılarımla, ~yfer BÜKÜK 'akın Doğu Üniversitesi, Çevre Eğitimi A.B.D, Yüksek Lisans Öğrencisi. 160 K-11: Kişisel Bilgi Formu Cinsiyet: () Erkek () Kadın Kadronuz: () Kadrolu ( ) Sözleşmeli Medeni Haliniz : ( ) Bekôr () Evli ( ) Geçici () Dul Eğitim Durumunuz: ( ) Ön Lisans ( ) Lisans ( ) Yüksek Lisans ( )Doktora Mesleğinizdeki hizmet süreniz: () 0-5 yıl () 6-10 yıl Okuldaki konumunuz: () 11-15 yıl () İdareci Yaşadığınız yerleşeim yeri türü: ( ) Köy ( ) 16 yıl ve üstü () Öğretmen () Kasaba () Şehir Çevre ile ilgili herhangi bir aktiviteye katıldınız mı? () evet () hayır () evet () hayır Çevre ile ilgili dernek, vakıf ya da örgütlerin, çevrenin korunmasınd önemli bir rol oynadıklarına inanıyor musunuz? () evet () hayır 161 K- Ill: Çevre Bilinci Tarama Listesi a e A;ağıda verilen ifadelerden hangisine ne :rece katılıyorsanız onunla ilgili kutucukta r alan kısmC:I i;aret koyunuz. = = ••• g Q -==~ e> i>-t-= ~- Hayvan ve Bitki türlerinin sürekli olarak ·adan kalkması insanların aleyhine bir ·umdur. = N Q ~ > ( ) ı: ı.. u ~a t= ~ ~=--= ~ =e E Q ı.. ~ ::= J2 . e e ı.. ~ ı.. u-] e~ ~ ~ J2 ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Nehirler ve akarsularımızın temiz aması o kadar·da kötü bir şey değildir. ( ) . <ullanı/mış kôğıt/arı diğer çöp/er içerisine nış olarak görmek beni çok üzüyor. Nefes aldığım cek derecededir. hava sağlığıma zarar rabiatın bozulması böyle devam edecek a gelecek yüzyıl içerisinde birçok canlı lan kalkmış olacaktır. gün içecek temiz ayacağımızdan korkuyorum. su ?/ecekte hava kirliliği yüzünden birçok ısta/anabilir ve hatta ölebilir. anizlerin, göllerin ve nehir/erin nasıl tutulması konusundaki bilgileri ıekisterdim. kadar çok çöpün oluşmasında suçlu itikacılardır. kmizde, çevrenin korunması ve gerekli rin alınması için çalışan yeteri kadar ve kuruluş mevcuttur. ıiz/erin, göllerin ve nehirlerin temiz ;ı için hiçbir şey yapmak niyetinde ( ) fanın daha çok bozulmasını önlemek :le bir şeyler yapmak isterim. 162 Qe.le.cekte fosil ( ) .( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) irletilmiş bir alan.ın (Göl, eniz) temizlenmesinde ve katkıda bulunmak ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ier bir arabam olsaydı çevreyi daha ·rıetmemek için 100 km' den daha irat yapmak istemezdim. ( ) ( } ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) olsaydı gübrelemeyi kimyasal ile yapardım. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ~ayvanat bahçesinde gezme yerine ce yerine gitmeyi tercih ederim. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) • çok param olsaydı lüks bir araba ık istemezdim. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) smını I. ulda kullanacağımız okul için gerekli zemeleri geri kazanılmış olanlardan naya hazırım. ~ çem ~aki düşüncelere ne derece zı ilgili yere işaretleyerek erimizi I ·= ,Q eı: e ,S:f I: =~ 1 satın alırken genelde ~a veya depozitosuz şişelerde erclh ederiz. ve çamaşır deterjanlarını satın ·eye zararlı olup olmadıklarına iz. ~ kullanılmayan kôğıtları ayırır ve e haber verir veya iletiriz ( ) Wu ıwı ~ ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) () ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) 163 V4. Arkadaş grub --··L-~ ( ) ( ). ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) . Ben veya ailem kullanılmış eski alarımızı veya eski kitapları ihtiyacı ılara veyabunları toplayan kurum veya uluşlara veriyoruz . ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) . Kalorifer açık iken kapı ve pencereyi tutmam. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) kutu içecekleri tercih eoe-_. V5. Metal kutudaki iç. ____ V6. Satın r..ı~r~ııııı aldığım der :ôğıtlarının geri dön~_ ,imasına dikkat ederim. 7. Kullanılmış pilleri tarım. _ -: '10nX. , •.• .-ı ;.op oıdorılarına 3. Kullanılmış şişeler, şı.şe ...urıwaraıarına ·arım. :> Ailem veya ben, alışveriş paketlerini falarca kullanırız. Evde veya çalıştığım kurumda enerji "rufu yapma konusunda çok titiz :ınırız. örneğin; boş yere elektrik :ısının yanmasını,gereksiz yere radyo ve izyonun açık durmasını, kalorifer rken kapı ve pencerenin açık kalmasını ıeyiz. \rkadaşlar ile çevre kirliliği üzerine tier yaparız. ·eknolojiyi ve yeni uygulamaları takip <, eski model cep telefonumun ve yarımın yerine yenisini alırım. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) lışverişe giderken sepet, file ya da ireli kullanılabilen pazar çantası 164 ( ) ( ) .( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ,, Işığın, radyon eksiz yere açık kel•••,.•u~ını rim. çox CIKKaT ·· elik konferans . Çevre kirliliğinin önlenmesi için bir :teye veya gazeteciye, politikacıya veya ili herhangi birisini bilgilendirdim. ( ) ( ) s a Aşağıdaki ifadelerden size en uygun ıini işaretleyiniz. :ndemik, dünyanın sadece belirli •inde görülen, başka yörelerinde ınmayan canlı demektir. İlkemizdeki endemik türler ile ilgili i bilgiye sahibim. ürültü insanlarda sadece sinirliliğe olur, hastalık yapmaz. reek nehir ve denizlerimiz besin si azaldığı için hasta,bozulmuş fodır. ivette yıkanma yerine duş ile yıkanma e daha az zarar verir. rbondioksit gazı Ozon tabakasının :sinden sorumlu tek gazdır. ~ ( ) . = CJ- ı. = ı. ·- o ~ -=ı: a:: .§ ~'.E "' "'' =~ .:::: ~"' ( ) ( ) e e ı. O ı. a = = N ( ) = oE =e3: ;, o 4' ~ "' ': > ~o.••• ':.•.. ,:ı u-~ ~ E--< .:( ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) " "' sez gazı ağaçlara zarar verir fakat a bir zarar vermez. 165 . Elektrik enerjisi elde etmek için •eye zararlı olan termik ve nükleer ·rollerin dışında güneş ve rüzgar gibi rnetif enerji kaynakları vardır. ( ) ( ) ( ) . ( ) ( ) ( ) ( ) () ( ) ( ) :ktir. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) İçeceklerimizi bir defa kullanılıp atılan arda almak yerine depozitolu şişelerde : çevreyi koruma açısından daha :ırarlıdır. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ir ürünün üzerinde o ürünün çevre :>lup olmadığını tanıtan işaret bulunur. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) >ünya yüzeyinde bazı bölgelerin a su altında kalacak olmasınınnedeni ozon tabakasının delinmesi lmektedir. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) . ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Kalorof erin daha az yakıt harcaması için :ereyi uzun süre az açık tutma yerine süreli tamamen açık tutmak daha iyidir . . Recycling, bazı atıkların geri dönüşümü Kôğıt alırken geri dönüşümlüolanlarını çevrenin korunması açısından çok idir. (ompost, mutfak çöpleri gibi organik in gübre yapılmasıdır. :ipler cam, plastik, kôğıt, özel çöpler • çöpler olmak üzere ayrı ayrı .alıdır. ·lerinizde ve okulunuzda bulunan rlerin önünde mobilya veya elbise ibi eşyaların bulunması doğru bir :ul bahçelerinin, yayayollarının ve ı beton veya asfalt ile kaplı olması 166 fazın, bahçelerin en uygun sulama ı sıcağın en yüksek olduğu öğle ir. ( ) ( ) ( ) Okulumuz bahçesindeki veya rdaki masave bankların ağaçtan olması idir. ( ) ( ) ( ) . ( ) ( ) ( ) ( )