LÂLE DEVRİ (1718

advertisement
7. SINIF 3. ÜNİTE TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK 5. BÖLÜM
LÂLE DEVRİ (1718 - 1730)
•
Osmanlı tarihinde 1718 Paşarofça Antlaşması ile başlayıp 1730
Patrona Halil isyanı ile sona eren devrine Lâle Devri denilir.
•
Lale Devri'nde özellikle kültürel alanda birçok yenilik yapılmıştır.
Yapılan yeniliklerde Avrupa örnek alınmıştır. Bu durum Osmanlı
toplumunun düşünsel ve kültürel yapısında değişmeye yol açmıştır.
•
Padişah III. Ahmet ve sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa
devrin önemli devlet adamlarıdır.
Bu dönemde yapılan ıslahatlar şunlardır:
1. Komşu ülkelerle barış siyaseti izlenmiş, İstanbul'da saraylar,
köşkler ve lale bahçeleri yapılmıştır.
2. Avrupa'ya ilk kez geçici elçilikler açılmıştır. Osmanlı Devleti bu
gelişmeyle Avrupa siyasetini yakından takip etmeyi amaçlamıştı
3. Fransa'ya elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi,
Fransa'da gördükleri ve önemini anladıkları matbaayı Osmanlı Devleti'ne
getirmek için İstanbul'da İbrahim Müteferrika ile işbirliği yaparak ilk
devlet matbaasını kurmuşlardır (1727). Şeyhülislamdan alınan fetva ile
bu matbaada dini kitapların dışındaki kitapların basılması kabul
edilmiştir. Dini kitaplar ise eskisi gibi elle yazılacaktı.
4. İstanbul'da çıkan yangınları söndürmek için Yeniçeriler arasından
Tulumbacılar Bölüğü adıyla ilk kez İtfaiye Bölüğü oluşturuldu.
5. İstanbul'da çini ve kumaş imalathaneleri açıldı.
6. İlk kez çiçek aşısı uygulandı.
7. Yalova'da kağıt fabrikası açıldı.
8. Bilgi kurulları oluşturularak Arapça'dan Türkçe'ye kitaplar çevrildi,
İstanbul'un çeşitli yerlerinde kütüphaneler açıldı.
9. Sivil mimari gelişti. Avrupa mimarisi Osmanlı mimarisini etkiledi
(Barok mimarisi). Bu dönemde pek çok saray, kütüphane, köşk, çeşme
ve kasırlar yapıldı.
Bunlar içinde en ünlüleri Sadabat Kasrı ve III. Ahmet Çeşmesidir.
Patrona Halil İsyanı ve Lâle Devri'nin Sonu
•
Lâle devri, ıslahatlarla birlikte özellikle saray çevresi ve üst düzey
idareciler için zevk ve eğlence devri olmuştur.
•
Lâle devri boyunca devam eden Osmanlı - İran savaşlarının
getirdiği ekonomik bunalım karşısında saray çevrelerinin lüks ve eğlence
içinde yaşaması halk arasında hoşnutsuzluk yaratmıştır.
•
Patrona Halil adlı bir şahsın başlattığı isyan kısa zamanda büyüdü.
Bu isyan sırasında Damat İbrahim Paşa öldürüldü. III. Ahmet tahtan
indirildi. Kağıthane ve Boğaziçi'ndeki yalılar ve köşkler yakıldı. Lâle
bahçeleri tahrip edildi. Böylece Lâle Devri sona erdi (1730),
NOT: Lâle Devri, Osmanlı Devleti'nde batının üstünlüğünün kabul
edildiği, batının örnek alınarak ıslahatların yapıldığı ilk dönemdir.
I. MAHMUT VE HUMBARACI AHMET PAŞA (1730-1754)
•
III. Ahmet'ten sonra tahta geçen I. Mahmut öncelikle İstanbul'un
asayişini sağladı. Patrona Halil ve arkadaşları yakalanarak idam edildi.
•
Osmanlı ordusunun Avrupa'nın çok gerisinde kaldığını gören I.
Mahmut aslen Fransız olan ve Islamı kabul eden Humbaracı Ahmet
Paşa'yı durumu düzeltmek için görevlendirdi. Bu dönemde;
•
Humbaracı Ahmet Paşa, ordunun topçu ve humbaracı ocaklarını
Avrupai tarzda düzenledi. Avrupai tarzda subay yetiştirmek için Kara
Mühendishanesi açıldı.
•
Maliyeyi düzeltmek için çalışmalar yapıldı.
III. MUSTAFA VE BARON DÖ TOT (1757-1774)
1757'de başa geçen III. Mustafa yaptığı ıslahatlarda, Macar asıllı
Baron Dö Tot ile sadrazam Koca Ragıp Paşa'dan yararlanmıştır.
Bu dönemde yapılan ıslahatlar;
•
Baron Dö Tot, Topçu ocağını "Sürat Topçuları" adı altında
savaşa hazırlamış, Tophaneyi düzene koymuş, ağır toplar yerine hafif ve
hızlı toplar döktürmüştür.
•
Haliçte "Hendesehane" adıyla denizcilik ve topçuluk öğretimi
yapılan bir okul açıldı.
•
Deniz subayı yetiştirmek üzere Deniz Mühendishanesi açıldı
(1773).
•
Maliye alanında çalışmalar yapıldı. İli. Mustafa dönemi 18.
yüzyılda Osmanlı Devleti'nin maliyesinin en iyi durumda olduğu bir
dönem olmuştur.
I. ABDÜLHAMİD VE HALİL HAMİT PAŞA (1774-1789)
Osmanlı - Rus savaşı nedeniyle duraklayan askeri yeniliklere I.
Abdülhamid zamanında sadrazam Halil Hamit Paşa'nın gayretleri ile
yeniden başlandı.Bu dönemde;
•
Mühendishaneye bağlı bir İstihkam Okulu açıldı.
•
Ulufe alım ve satımı yasaklandı.
•
Sürat Topçuları Ocağı geliştirildi.
•
Ege ve Karadeniz kıyılarına tersaneler kuruldu.
III.SELİM VE NİZAM-I CEDİT (YENİ DÜZEN) (1789-1807)
Islahatların genel ismi Nizam-ı Cedid'tir. Avrupa tarzında Nizam-ı Cedid
ordusu kuruldu. Bunların masrafını karşılamak için İrad-ı Cedid hazinesi
kuruldu. Avrupa’dan öğretmen ve subay getirildi. Avrupa'ya ilk kez daimi
elçi gönderildi
Kabakçı Mustafa İsyanı ve Nizam-ı Cedit'in Sonu
•
Nizam-ı Cedit hareketleri başta Yeniçeriler olmak üzere bir kısım
çıkar çevrelerini rahatsız etti.
1
•
Nizam-ı Cedit ordusunun (1806 - 1812) Osmanlı - Rus savaşı
sırasında İstanbul'da olmadığını fırsat bilen bazı yeniçeriler Kabakçı
Mustafa'nın önderliğinde ayaklandılar.
•
Nizam-ı Cedit Ocağı dağıtıldı. III. Selim tahtan indirilerek yerine IV.
Mustafa'yı padişah ilan ettiler (1807).
18. YÜZYILDA YAPİLAN ISLAHATLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. Osmanlı Devleti'nin bilim ve teknik alanında Avrupa'nın gerisinde
kaldığı kabul edilerek, Avrupa örnek alınmıştır. Bu dönemde yapılan
ıslahatlarda Avrupa'nın etkisi görülmektedir.
2. Gerilemeyi durdurmak için köklü ıslahatlar yapılmıştır.
3. Islahatlar padişahlar ve devlet adamları tarafından
gerçekleştirilmiştir. Islahatlar daha çok kişilere bağlı kalmıştır.
4. Islahatlara karşı en büyük tepki yeniçerilerden gelmiştir.
5. Islahatlara karşı isyanlar çıkmış, çıkan isyanlar sonucunda yapılan
ıslahatlar yarım kalmıştır.
6. Bu dönemde yapılan ıslahatlar 17. yüzyılda yapılan ıslahatlara
göre daha köklü ve kalıcı olmuştur.
7. Islahatlar sonucu birçok teknik makine ve buluş İstanbul'a gelmiş
19. YÜZYILDA YAPİLAN ISLAHATLAR
II. MAHMUT DÖNEMİ (1808-1839)
1. Kabakçı Mustafa isyanı'yla III. Selim tahttan indirilmiştir.
2. Alemdar Mustafa Paşa, III. Selim'i tekrar tahta geçirmek istemiş,
onun öldürüldüğünü görünce II. Mahmut'u tahta geçirmiştir.
3 Alemdar Mustafa Paşa , ayanlarla SENED-İ İTTİFAK'ın (1808) imzalanmasını sağlamıştır. Bununla, Osmanlı tarihinde ilk kez padişah
yönettiği insanlara vergi ve askerlik konularında ödünler vermiştir.
II. MAHMUT'UN ISLAHATLARI
1. 1826'da Yeniçeri Ocağı'nı kaldırdı. (Vaka-i Hayriye –Hayırlı Olay)
UYARI: Bu olayla padişahlar yönetime yeniden
egemen olmaya başladılar.
2. Yeniçeri Ocağı kaldırılınca yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye
adında yeni bir ordu kuruldu.
4. Harp Okulu açıldı.
5. Giysi konusunda memurlara zorunluluklar getirildi.
6. Eyaletler yeni valiliklere ayrılarak memurlar maaşlı duruma getirildi.
7. Müsadere(devletin ölen kişilerin mallarına el koyması ) yöntemi
kaldırıldı.
8. Tımar sistemi kaldırıldı.
9. Divan kaldırıldı; Bakanlar Kurulu sistemine geçildi.
10. Muhtarlıklar oluşturuldu.
11. Posta örgütü oluşturuldu.
12. Karantina servisi kuruldu.
13. Askeri amaçla, yalnız erkeklerin sayıldığı nüfus sayımı yapıldı..
14. İlk resmi Türk gazetesi yayınlandı. (Takvim-Vekaî).
15. İlköğretim zorunlu duruma getirildi.
16. İlk kez Avrupa'ya öğrenci gönderildi.
17. Edebiyat, tarih, tıp alanında fakülteler açıldı.
NOT: Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması, II. Mahmut’un
ıslahatlarını rahat yapmasına olanak sağlamıştır.
ABDÜLMECİD DÖNEMİ
TANZİMAT FERMANI (1839)
1. Bu yüzyılda yapılan ıslahatların temeli Osmanlı devletinin
bütünlüğünü korumak amacına dayanmıştır.
2. Fransa İhtilali'nin sonuçlarının etkisi, Tanzimat Fermanı'nın
(Gülhane Hattı Hümayun] kabul edilmesini sağlamıştır.
3. Mustafa Reşit Paşa öncülük etmiştir.
UYARI: Bu fermanın en önemli özelliği Osmanlı
tarihinde ilk kez, kanun gücünün padişah üzerinde
olduğunun kabul edilmesidir.
4. Tanzimat Fermanı laik okullarla birlikte medresenin varlığını da
kabul ettiği için eğitimce ikiliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
5. Osmanlı halkının bütününün can, mal ve ırzının korunması devlet
güvencesine alınmıştır.
6. Vergiler gelire göre alınacaktır.
7. Askerlik ocak olmaktan çıkmış, zorunluluk haline getirilmiştir.
8. Avrupa tarzında laik mahkemeler kurulmuştur.
9. Miras hakkı yasallaşmıştır.
UYARI: Tanzimat Fermanı uygulama alanı
bulamadı. Çünkü kendilerini devletin asıl sahibi
olarak Müslüman Türk halkı, azınlıklarla aynı
haklara sahip olmak istemedi.Bunun sonucu olarak
İslahat Fermanı'na gereksinim duyulmuştur
İSLAHAT FERMANI (1856)
Paris Anlaşması'ndan iyi koşullar elde etmek için İslahat Fermanı
yayınlanmıştır.
ÖZELLİKLERİ
1-Tanzimat'tan farklı olarak, uygulanacağına dair Avrupa Devletlerine
garanti verilmiştir.
2-Azınlıklara daha geniş haklar verilmiştir.
3-Din değiştirmeden memur olma olanağı sağlanmıştır.
4-Azınlıkların paralı askerlik yapmaları hükmü yürürlüğe konulmuştur.
5-Azınlıkların ekonomik ve kültürel haklarını geliştirmek için her türlü
olanak sağlanmıştır.
6-Azınlıklara geniş haklar verilmesi Türk ulusçuluğunun doğmasına
neden olurken, demokratik anayasalcı bir düzenin kurulabilmesi için
mücadeleyi artırmıştır.
Diğer Ekonomik ve Siyasi
Gelişmeler
1. Avrupa'daki teknik ve bilimsel gelişmelere ayak uydurulmayışı,
Osmanlı Devleti'nin duraklamasına, gerilemesine, daha sonra da
dağılmasına neden olmuştur.
2. Özellikle Endüstri Devrimi ile birlikte Osmanlı Devleti'nin açık pazar
olması işsizliğin artmasına, atölyelerin kapanmasına ve daha çok dışa
bağımlı duruma düşmesine neden olmuştur.
3. 1854'te başlayan dış borçlar, Abdülaziz Dönemi'nde had safhaya
ulaşmıştır.
4. İmzalanan anlaşmalarla birlikte dış borçlar ödenemeyecek boyutlara
ulaşmıştır.
II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ
1. Alacaklı ülkeler, 1881'de biraraya gelerek, Düyun-u
Umumiye'yi (Genel Borçlar İdaresi) kurmuşlardır.
2. 1882'de çalışmalarına başlayan bu kuruluş Osmanlı
Devleti'nin gelirlerini bizzat kendisi toplamış ve alacaklarını
tahsil etmeye başlamıştır.
3-1876'da I.Meşutiyet Dönemi başladı. I. Meşrutiyetin ilanı ile;
Padişahın yetkilerinde kısıtlamalar oldu.
Halk ilk kez seçeceği temsilciler vasıtasıyla yönetime katılma hakkı
elde etti.
 Osmanlı Devleti ve Türk tarihinin ilk anayasası (Kanun-i Esasi)
yapıldı.
1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet döneminde ise padişahın
yetkilerinde daha fazla kısıtlama yapılmıştır.


ZİRAAT BANKASI'NIN KURULUŞU
19 yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nda, ticaret ve
parasal konularda Avrupa'nın örnek alınması ile modellerin, yabancı
bankalar faaliyet göstermeye başlamıştı. O dönemlere ülkede henüz,
ulusal niteliğe sahip bir banka kurulması için yeterli sermaye yoktu.
Bundan en çok zarar gören kesim ise çalışan nüfusun büyük
çoğunluğunu oluşturan çiftçilerdi. Çünkü tamamen kendi kaderine
terkedilmiş tarım kesiminde, geçim sıkıntısı içinde bulunan büyük bir
çiftçi topluluğu başvurabilecekleri kurum almadığı için, sürekli olarak özel
şahıs kredilerine muhtaç durumdaydı.
2
Sözü edilen kredileri verenler, bu işi meslek edinmiş faizci
kimselerin yanı sıra, tarım gereçlerini satan tüccar, toptancı, ihracatçı,
komisyoncu, kabzımal ve köy bakkalı gibi çeşitli ticaret erbabı ve
esnaflardı.
O sıralarda günde 1 para hesabıyla yıllık % 900'lere varan bir faiz söz
konusuydu. Dolayısıyla borçlarını ödemekte zorlanan çiftçiler, ürünlerini
daha hasattan önce bu kişilere satmak zorunda kalmaktaydı.
O dönemde Osmanlı Devleti'ne bağlı Yugoslavya'nın Niş valisi
olan Mithat Paşa, çeşitli alanlarda başarılı çalışmalarda bulunmuş,,
çiftçilerin içinde bulundukları zor koşullara da yakından tanık olmuştur.
Yaptığı araştırmalarla, bu alanda teşkilatlanmanın zorunlu olduğu ve
çiftçilerin tefecilerin elinden kurtarılması için devlet yardımının gerektiği,
ancak bu yardımın halk hareketiyle desteklenmesinin önem taşıdığı sonucuna varmıştır. Böylece 1863 yılında, çiftçilerin oluşturduğu kaynakla,
Mithat Paşa öncülüğünde, devlet eliyle ve devlet himayesinde kurulan ve
adına "Memleket Sandıkları" denilen organizasyon millî bankacılığın ilk
örneği olarak tarihe geçmiştir.
Mithat Paşa 1863 yılında Pirot Kasabası'nda kurduğu ilk memleket
sandığını oluştururken Türk gelenekleri arasında zaten varolan ve
karşılıklı yardımlaşma esasına dayanan imece geleneğinden
esinlenmiştir.
1867 yılında "Memleket Sandıkları Nizamnamesi"nin yürürlüğe
girmesiyle Osmanlı Devleti'nin her yanında sandıklar faaliyete başlamış
ve uzun yıllar başarıyla hizmet vermiştir.
Ancak ilerleyen yıllarda sandıkların işleyişinde gözlenen
bozulmalar memleket sandıklarının etkinliklerini azaltmıştır. Sandıkları
merkezî yönetime bağlayarak olumsuzlukları giderebileceğini düşünen
hükümet, 1883 yılında aynı amaçlar doğrultusunda "Menafi
Sandıklarını kurmuştur.
Menafi Sandıkları'na geçilmesiyle, idare yeniden düzenlenmiş,
kayıt ve muhasebe işleri çağdaş ve ilmî esaslara uygun olarak
yürütülmeye başlanmış ve merkezî hükümetin doğrudan denetimine tabi
tutulmuştur.
15 Ağustos 1888 tarihinde Menafi Sandıklan'nın yerine işlevlerini
üstlenecek modern finans kuruluşu olarak Ziraat Bankası resmen kurulmuş, o tarihte faaliyette bulunan Menafi Sandıkları da banka
şubelerine dönüştürülerek faaliyete başlamıştır. Bu adımla birlikte,
teşkilatlı tarımsal kredi tarihimizde yeni bir dönem başlamıştır.
Ziraat Bankası'nın ilk kuruluşundaki görevleri ise;
1. Satılması mümkün olan gayrimenkul rehini ve kefalet karşılığında
çiftçiye kredi kullandırmak,
2. Faiz karşılığında para kabul etmek,
3. Ziraate ilişkin sarraflık ve aracılık işleri yapmak olarak belirlenmiş
Download