H A L K B A N K ’ TA Halkbank Kurumsal İletişim Dergisi • İki Ayda Bir Yayımlanır • Temmuz - Ağustos 2008 Ana-kız’lar Halkbank ile okullu oluyor... • Üreten Türkiye'nin Yanındayız Sayı: 10 10 H A L K B A N K ’ TA başlarken Halkbank Ailesi olarak biz, eğitimin olmadığı yerde ekonomik kalkınmadan bahsedemeyeceğimizi biliyoruz. Fabrikalar ve makineler, onları çalıştıracak; üretecek ve ürettiğini pazarlayacak eğitimli iş gücünüz yoksa hiçbir şey ifade etmez. Değerli Halkbanklılar, “Halkbank’ta Beraber”in 10. sayısında öncelikle, Halkbank’ın bir parçası olmaktan ve siz değerli çalışma arkadaşlarımla birlikte mesai harcamaktan gurur ve mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Çünkü bizler, ekip ruhumuz ve ülkemize karşı duyduğumuz sorumluluk bilinciyle elimizden gelenin en iyisini yapıyor ve Bankamızı her seferinde daha büyük başarılara taşıyoruz. Hepinizin bildiği gibi 2008’e girerken hedefimiz, KOBİ bankacılığındaki liderliğimizi korumak; bireysel bankacılık hizmetlerimizi geliştirmek; Bankamızın büyümesini, kârlılık ve verimliliği koruyarak sağlamaktı. 2008’in ilk çeyreğinde elde ettiğimiz rakamlar bu hedefe varmak için Halkbank olarak ne kadar hızlı koştuğumuzu bir kez daha kanıtladı. Halkbank, 2008’in ilk üç ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %27’lik bir artış kaydederek 301 milyon YTL net kâra ulaştı. 2008’in ilk dönemindeki bu başarımızla kârlılık açısından ülkemizin en büyük beş bankası arasındaki yerimizi koruduk. Halka açık bankalar kategorisinde ise en büyük dördüncü banka olma başarısını gösterdik. Halkbank olarak kârlılığımızı artırmanın yanı sıra hizmet standartlarımızla yeni bir ödüle layık görülmenin mutluluğunu da yaşıyoruz. 2007 yılında gönderdiğimiz uluslararası standartlardaki ödeme emirleri ile Bank of New York Mellon’dan STP Kalite Ödülü alarak dış işlemler konusundaki kalitemizi belgelemiş olduk. Bankamızın bu muazzam başarılara ulaşmasını sağlayan siz değerli iş arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Kurulduğu ilk günden beri “Üreten Türkiye”nin yanında yer alarak sanayileşme ve kalkınma hamlesini başlatan Bankamız, 70. yaşını kutladığı bu yıl, ülkemizin gelişimine katkı sunacak sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya da devam ediyor. Bankamız, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan ve 3 milyon civarındaki okuma-yazma bilmeyen insanımızı eğitimle buluşturmayı amaçlayan OkumaYazma Öğretimi Kampanyası’nın ana sponsoru oldu. Çünkü Halkbank Ailesi olarak biz, eğitimin olmadığı yerde ekonomik kalkınmadan bahsedemeyeceğimizi biliyoruz. Fabrikalar ve makineler, onları çalıştıracak; üretecek ve ürettiğini pazarlayacak eğitimli iş gücünüz yoksa hiçbir şey ifade etmez. İşte tam da bu nedenle eğitime sağlanacak katkı, Türkiye’nin kalkınmasına sunulacak katkının merkezinde duruyor. Türkiye’deki eğitimli nüfusun artırılmasına sağlayacağımız her türlü desteğin ise Halkbank olarak misyonumuzun bir parçası olduğuna inanıyorum. Bankamızın siz değerli çalışanlarına, hem müşterilerimize en iyi bankacılık hizmetini sunmak için harcadığınız çabadan, hem de Halkbank olarak altına imza attığımız sosyal sorumluluk projelerine gösterdiğiniz duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyorum. Daha büyük hedeflere ulaşmak için ihtiyacımız olan gücün, Bankamızın 70 yıllık birikiminde, sizlerin azimli çabalarınızda, yatırımcılarımızın, iş ortaklarımızın desteğinde ve Türk halkının güveninde yattığına inanıyor, hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Hüseyin AYDIN Genel Müdür 2 İçindekiler 4 12 18 24 İnsan Kaynakları ve Organizasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yakup Demirci 28 Bizden Biri İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı Departman Eğitim Daire Başkanlığı Departman Tarım Destek Paketi Ürün Hizmet Uygarlıklar geçidi, Cumhuriyet’in beşiği Ankaramız’dayız Gezi Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğüne Bağlı Şubelerimiz 35 Ziyaret 7 “Ana-Kız Okuldayız” kampanyasına ana sponsor olduk Haberler Organizasyon Daire Başkanlığı Departman Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı Departman 25 15 21 Diyarbakır Şube Şanlıurfa Şube Alanya Şube Başarı Öyküleri Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğü Bölge Filiz Akın: “Hayatın Provası Yok” Konuk 32 39 3 İÇİNDEKİLER 42 43 46 Bankamızın Segmentasyon Uygulaması Yükselen Değer Yaşam Koçluğu Gelişim Hobi Yaz Döneminde Görülen Salgın Hastalık: Norovirüs 48 54 44 47 Sualtının Misafirleri Balıkadamlar Teknoloji Haberlerinden Seçmeler Sağlık Teknoloji 52 Ketenin Dayanılmaz Hafifliği Etkinlik, Film, Kitap, Müzik, Sergi Kültür Durağı Renkler ve Mevsimler 55 Atölye Mekan Günübirlik Kent Rehberi Sudoku Bunları Biliyor musunuz? Eğlence Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Yayın Koordinatörü Yalçın KAYA Tanıtım ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Yönetim Yeri Türkiye Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü Tanıtım ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, 2. Cadde No: 63 Kat: 19 Söğütözü/ANKARA Tel: 0312 289 45 51 Faks: 0312 289 45 75 Yayın Kurulu Olcay DOĞAN, Mehmet KÜÇÜK, Ayşe SÖNMEZLER, Erdal ÇELİK Yayın Türü Yerel Süreli / 2 Aylık Türkiye Halk Bankası A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Hüseyin AYDIN Genel Müdür Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Osman ARSLAN Genel Müdür Yardımcısı Yapım: Kıvılcım Kurumsal İletişim ve Reklam Hizmetleri Ltd. Şti. Halil Rıfat Paşa Mahallesi, Aydınlık Tepe Sokak, No: 19 Şişli / İSTANBUL Tel: 0212 210 37 07 - 08 Faks: 0212 220 31 41 www.kivilcimajans.com Genel Yayın Yönetmeni: Cezmi ZAFER Editör: Nuray TAYİZ, Dilek YILMAZ ÖZMEN Çizer: Haslet SOYÖZ Fotoğraflar: Garbis ÖZATAY, Gürol KARA Sayfa Düzenleme: Himmet DOĞAN Katkıda Bulunanlar: Yıldırım GÜNGÖR Renk Ayrımı Baskı Özgün Ofset Yeşilce Mahallesi Aytekin Sokak No: 21 Kağıthane / İSTANBUL Tel: 0212 280 00 09 Baskı Tarihi 11 Temmuz 2008 4 bizden biri İnsan Kaynakları ve Organizasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yakup Demirci: “Kişisel performans ana ekseni oluşturacak” İnsan Kaynakları ve Organizasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yakup Demirci 5 BİZDEN BİRİ K urumların hedeflerini gerçekleştirmede insan kaynaklarının öneminin arttığı günümüzde, biz de Halkbank’ta Beraber dergisi olarak İnsan Kaynakları ve Organizasyon Genel Müdür Yardımcısı Yakup Demirci ile konuştuk. 29 Mayıs 2008 tarihinden itibaren bu görevini sürdüren Yakup Demirci’nin sorumlu olduğu alanlar; İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı, Organizasyon Daire Başkanlığı, Eğitim Daire Başkanlığı ve Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığından oluşmaktadır. Kendinizi tanıtır mısınız? 1966 yılında doğdum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü mezunuyum. 1989 yılında Bankamızda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başladım. Sırasıyla Müfettişlik, Kredi Risk İzleme Müdürlüğü Müdür Yardımcılığı, Özlük İşleri Daire Başkanlığı Bölüm Müdürlüğü ve İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. 29 Mayıs 2008 tarihinden bu yana, İnsan Kaynakları ve Organizasyondan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdürüyorum. Görev ve sorumluluk alanlarınızı anlatır mısınız? Sorumlu olduğum alanlar; İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı, Organizasyon Daire Başkanlığı, Eğitim Daire Başkanlığı ve Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığından oluşmaktadır. Bu Başkanlıkların oldukça yaygın görev alanları bulunmakla birlikte, ana başlıklar itibarıyla temel görev alanları ve sorumluluklarından bazıları şöyledir: l Banka personelinin kariyer yollarının planlanması, atama işlemlerinin yapılması, ücret ve sosyal güvenlikle ilgili işlemlerin yürütülmesi, bireysel performanslarının izlenmesi ve değerlendirilmesine yönelik insan kaynakları uygulamaları, l Personelin kariyer gelişimlerine göre iç ve dış eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, planlanması ve uygulanması, l Bankanın gelişen ve değişen ihtiyaçları doğrultusunda, organizasyon yapısında meydana gelecek değişikliklere göre planlamalar yapılması, uygulamaların geliştirilmesi, süreçlerin tasarlanması, geliştirilmesi, görev tanımlarının değişen şartlara göre yeniden düzenlenmesi, işlerin hangi yetkinliklerle ve kaç kişi ile nerede yapılacağının belirlenmesi, kalite "Uzun vadede kurumsallaşmayı güçlendirerek Banka kültür ve değerlerinin çalışanlar tarafından içselleştirilmesinin sağlanması, bizim projeksiyonlarımızın merkezini oluşturmaktadır." sistemlerinin oluşturulması, Banka iş akışlarının düzenlenmesi, Banka mevzuatının oluşturularak izlenmesi ve arşivlenmesi, l Banka personelinin ayni haklarına ilişkin düzenlemelerin yapılması, haberleşme, güvenlik gibi hizmetlerin yürütülmesi, gibi süreçlerdir. Sorumluluk alanınızla ilgili önümüzdeki dönem hedef ve projeleriniz nelerdir? Önümüzdeki döneme çok yoğun bir iş yükü ve çalışma temposu ile giriyoruz. İlk etapta 1500 kişilik eleman alımını ve bunların oryantasyon eğitimlerini tamamlayacağız. Yine yıl içinde yükselme sınavı planlıyoruz. Burada da ciddi bir eğitim süreci yaşanacak. Önümüzdeki dönemden itibaren, bütün insan kaynakları uygulamalarının ana eksenini, kişisel performans oluşturacak. Bu yüzden, önemli bir aşaması tamamlanan performans değerlendirme sisteminin işlevsel hale getirilmesi de odak noktalarımızdan biri olacak. Personelimizin eğitim ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların giderilebilmesi için “Eğitim Portalı” ve Halkakademi’nin yaygınlaştırılmasına çalışılacaktır. Bankamız için çok önemli olduğunu düşündüğümüz ve ilgili diğer birimlerle birlikte yürütülen “Kimlik Yönetimi (Zodyak) Projesi”nin tamamlanması ile Doküman Yönetim ve Süreç Yönetim programlarının alınması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ayrıca Bankamız birimlerinin Kalite Belgesi almasına yönelik çalışmalara hız vermeyi düşünüyoruz. İnsan kaynakları, eğitim ve organizasyonun kurumların hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir? Bankamızın ana hedef ve stratejilerine göre insan kaynakları ihtiyaçlarının belirlenmesi; çalışanların bu hedeflere yöneltilmesinde değişen ve gelişen eğitim ihtiyaçlarının tespit edilmesi, organizasyonel süreçlerinin değişen şartlara göre gözden geçirilerek, ana hedeflere ulaşmada gerekli revizyonların yapılması büyük önem taşımaktadır. Diğer yandan uzun vadede kurumsallaşmayı güçlendirerek Banka kültür ve değerlerinin çalışanlar tarafından içselleştirilmesinin sağlanması, bizim projeksiyonlarımızın merkezini oluşturmaktadır. 6 BİZDEN BİRİ Günümüzün bankacı profilinde hangi özellikler bulunmalı? Teknoloji çağının ihtiyaçlarına cevap veren bankacının işe yaklaşım konusundaki felsefesi ne olmalıdır? Artan rekabet koşullarında günümüz bankacılarının; finans ve bankacılık alanında kendini yetiştirmiş, hızla değişen gündemi takip eden ve buna süratle ayak uydurabilen, farklılık yaratmayı seven, gelişime ve değişime açık, aynı zamanda insanlarla iletişimi kuvvetli, güler yüzlü bireyler olması gerektiğini düşünmekteyim. Mevcut müşterilerin elde tutulması ve gelecekte yeni müşteriler kazanılması açısından kritik öneme sahip olan teknoloji, pek çok banka tarafından etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Çağımız teknoloji çağı olduğu için bilgisayar teknolojisi, yazılım olanakları ve insan kaynakları bilgi sistemleri, insan emeği isteyen ve zaman alıcı işlerde personelin yerine geçmektedir. Bu nedenle iyi bir bankacı kendisini her türlü teknolojik yeniliğe hazırlamalıdır. Teknolojiyi başarılı bir şekilde kullanabilen bankacı, kurum hedeflerinin gerçekleştirilmesinde stratejik bir rol üstlenmektedir. Yönetim kadrosunda yer almak, sürekli yenilenmeyi ve güncel gelişmeleri yakından takip etmeyi gerektiriyor. Bu konuda siz neler yapıyorsunuz? Günümüz iş yaşamında yöneticiler, iş ile ilgili birçok süreci aynı anda yönetirler. “Bankamızın ana hedef ve stratejilerine göre insan kaynakları ihtiyaçlarının belirlenmesi; çalışanların bu hedeflere yöneltilmesinde değişen ve gelişen eğitim ihtiyaçlarının tespit edilmesi, organizasyonel süreçlerinin değişen şartlara göre gözden geçirilerek, ana hedeflere ulaşmada gerekli revizyonların yapılması büyük önem taşımaktadır.” Bu durum, çok yönlü olmamızı gerektirmektedir. Bununla birlikte, İnsan kaynakları alanı, gün geçtikçe profesyonelliğin ön plana çıktığı ve yetkinliğin önemli hale geldiği bir görünüm arz etmektedir. Bu noktada Banka çalışanlarımızın uyumlu, etkili, verimli ve işbirliği içinde çalışarak Bankamızın hedeflerine ulaşması konusunda biz yöneticilere büyük görevler düşmektedir. Dolayısıyla görev alanımızla ve bankacılık sektörünün geneli ile ilgili gelişmelerin gerisinde kalmamak, gündemi ve yenilikleri sürekli takip etmek çabalarımızın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Sektöre yeni girmiş kişilere hedefledikleri başarılara ulaşmaları için işe yaklaşım konusunda neler önerirsiniz? Bence, sektöre yeni adım atmış olan arkadaşlar öncelikle, “Kendimi gelecekte nerde görmek istiyorum?” sorusuna cevap vermelidirler. Daha sonraki aşamalarda ise, belirlenen hedefe ulaşmak için adımlar atılmalıdır. Bu doğrultuda kişilerin kariyer hedeflerine uygun donanımları sağlamak üzere gerekli eğitim formasyonlarını tamamlamalarını ve gerek bankacılığın bütünü, gerekse spesifik olarak yaptıkları işle ilgili tüm gelişmeleri yakından izlemelerini salık veririm. Bununla birlikte hizmet sektöründe yer almamız nedeniyle kişisel tutumlarımızla ve görünümümüzle insanlar üzerinde pozitif bir etki yaratmanın gerekliliğine inanıyorum. Halkbank Ailesinin bir üyesi olmak size ne ifade ediyor? Halkbank Ailesinin bir üyesi olmak deyince benim aklıma gelen ilk şey; “Bu Kurumun içinde var olma” duygusudur. Bu duygu sadece üst kimlik olarak aidiyet duygusunu ifade etmemekte, aynı zamanda Bankamızın son yıllarda gösterdiği başarılara tüm personelimizle birlikte katkıda bulunmanın gururunu ifade etmektedir. l 7 haberler "Ana-Kız Okuldayız" kampanyasına ana sponsor olduk Ailelerimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz “Üreten Türkiye”nin yanında yer alan Halkbank, 70. yaşını kutladığı bu yıl, ülkenin gelişimine katkı sunacak sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya devam ediyor. Bankamız, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan ve 3 milyon civarındaki okuma-yazma bilmeyen insanı eğitimle buluşturmayı amaçlayan “Ana-Kız Okuldayız” kampanyasının ana sponsoru oldu. 8 HABERLER Ana-kız’lar Halkbank ile okullu oluyor... Bankamız, eğitime sağlanacak katkıyı ülkenin gelişimine sunulacak katkının tam merkezinde gördüğünü yine kanıtladı. Eğitimli nüfusun artırılması için verilecek her türlü desteği, misyonunun bir parçası olarak tanımlayan Bankamız, “Ana-Kız Okuldayız” kampanyasına ana sponsor oldu. Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen “AnaKız Okuldayız” okuma-yazma kampanyası 6 Haziran’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen törenle başladı. Kampanyanın ilk kayıtlarının yapıldığı ve protokolünün imzalandığı törene Emine Erdoğan’ın yanısıra Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Genel Müdürü Necmettin Yalçın, Genel Müdürümüz Hüseyin Aydın ile çok sayıda sanatçı ve davetli katıldı. Törende bir konuşma yapan Emine Erdoğan, dünyanın en güçlü bireylerine, en güçlü ailelerine, en güçlü toplumuna kavuşmanın yolunun okumaktan geçtiğini anlattı. Bankamız Kayseri Tarım Fuarı’na Katıldı 15-18 Mayıs tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezi’nde yapılan Kayseri Tarım Fuarı’na, Bankamızdan Tarımsal Bankacılık Daire Başkanımız Cemal Ergen, Tarımsal Bankacılık Bölüm Müdürümüz Aysun Yavuz, Kayseri Bölge Koordinatörlüğü Krediler Bölüm Müdürümüz Osman Tayfun Erol, Kayseri Bölge Operasyon ve Pazarlama Bölüm Yöneticilerimiz ile Kayseri’deki şube müdürlerimiz, MİY’lerimizin yanı sıra çok sayıda müşterimiz katıldı. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici standımızı ziyaret ederek ürünlerimiz hakkında bilgi aldı. Konuşmaların ve kampanya protokolünün imzalanmasının ardından Emine Erdoğan ve Bakan Çelik kursa ilk kayıtları birlikte yaptı. Bakan Çelik’in kayıt bilgilerini alırken anlattığı fıkra ise salonu kahkahaya boğdu. 15 yaş üstü 3 milyon kişinin okur-yazar yapılmasının hedeflendiği kampanya, 81 ilde ve ilçelerindeki Halk Eğitim Merkezleri tarafından koordine edilecek. Sabit ve geçici kurs merkezlerinin yanı sıra, okulların boş mekânları da hafta sonları ve diğer tatil günlerinde kurslar için kullanılacak. Başarılı olan kursiyerlere çekilişle beyaz eşya ve mutfak eşyası verilecek. Bankamızın Net Kârı 301 Milyon YTL’ye Ulaştı 2008 yılının ilk çeyreği itibarı ile Bankamızın net kârı 301 milyon YTL’ye ulaştı. 2008 Mart sonu itibarı ile bankamızın aktif toplamı 2007 yıl sonuna kıyasla % 10,6 oranında artarak 44,5 milyar YTL’ye yükseldi. Toplam kredilerin toplam aktif içindeki payı ise düzenli bir artışla % 47 olarak kaydedildi. Halkbank, sektördeki gelişimin üzerinde bir performans göstererek 2007 yılı sonuna göre %14,1 oranında kredi büyümesine ulaştı. Geçen yılın birinci çeyreği sonunda %7,8 olan takipteki kredi oranı 31 Mart 2008 itibariyle %5 düzeyine geriledi. Genel müdürümüz Hüseyin Aydın, bu olumlu rakamların elde edilmesinde, Bankamızın tüm birimlerinin ekip ruhu bilinciyle gösterdikleri başarının yanında, Türkiye’nin izlemiş olduğu makroekonomik politikalarla uyumun da önemli katkısı olduğunu ifade etti. 9 HABERLER 70. yıl hep birlikte, coşkuyla, gururla... Bankamızın 70. yılı, siyasetçiler, üst düzey bürokratlar, müşterilerimiz, Bankamızın üst yönetimi ve müdürlerimizin katılımıyla Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen iki resepsiyonla kutlandı. Ankara’da 26 Mayıs tarihinde Swiss Otel’de gerçekleştirilen resepsiyon, Genel Müdürümüz Hüseyin Aydın ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik‘in konuşmaları ile başladı. Bankamız, 70. kuruluş yıldönümünde Türkiye ekonomisinin tarihini, en önemli paydaşlarımız arasında yer alan KOBİ’lerin gözünden belgeleme sorumluluğunu da üstlendi. Hazırlanan belgesel film ve kitabımızda; Bankamızdan kredi desteği alan, yola ilk adımını Halkbank’la atan ve Halkbank’la ulusal ve hatta uluslararası düzeyde tanınan birer markaya dönüşen on iş ortağımızın başarı öyküleri yer aldı. Bu öyküler ‘’Halkbank ile büyüdüler, Türkiye için ürettiler’’ adı altında belgesel filme ve kitaba dönüştürüldü. İstanbul’da 30 Mayıs tarihinde Grand Cevahir Otel’de gerçekleştirilen resepsiyon Genel Müdürümüzün konuşmasıyla başladı. Kısa versiyon belgesel film gösterimini takiben ‘’Halkbank ile büyüdüler, Türkiye için ürettiler’’ belgesel ve kitabında yer alan firma sahiplerine plaket verildi. Açılış konuşmalarının ardından, hazırlanan belgesel filmin kısa bir versiyonu sunuldu. Programın sonunda ise belgeselde ve kitabımızda yer alan firma sahiplerine plaket verildi. Muazzez Ersoy, Ankara ve İstanbul’da düzenlenen gecelerde özel konserleriyle konuklarımıza müzik ziyafeti verdi. Kutlamalar Anıtkabir ziyareti ile başladı Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan Cebeci, Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Hasan Sezer, Denetim Kurulu Üyemiz Yusuf Dağcan, Genel Müdür Yardımcılarımız, Teftiş Kurulu Başkanımız, Disiplin Kurulu Başkanımız, Genel Müdürlük Daire Başkanlarımız, Ankara Bölge Koordinatörlerimiz, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılarımız, Disiplin Kurulu Üyelerimiz, Ankara Genel Müdürlük ve Ankara Bölge Koordinatörlükleri Bölüm Müdürlerimiz ile Ankara Şube Müdürlerimizin katılımıyla Anıtkabir’de bir tören düzenlendi. Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan Cebeci, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı; deftere yazdıklarından bir bölüm şöyle: “Küçük esnaf ve sanatkârlara yatırımlarında finansal destek sağlaması amacıyla temellerini attığınız Halkbank, bugün Türkiye’nin en büyük bankaları arasındaki yerini aldı. Küçük el tezgâhlarında üretime başlayan KOBİ’lerimiz Halkbank’tan aldıkları destekle bugünün vizyon sahibi markalarına dönüştüler. Bugün topraklarımız üzerinde sanayi kuruluşlarının bacaları tütüyorsa bunu sizin ileri görüşlülüğünüze borçlu olduğumuzun tüm Türk halkı gibi biz de farkındayız…” 10 HABERLER Doğuş Üniversitesi Bahar Festivali’ne sponsor olduk Genel Müdürlük - Ankara Ankara ve İstanbul Genel Müdürlük Birimlerimizde 70. yıl etkinlikleri Genel Müdürlük - Ankara Çalışanları 23 Mayıs tarihinde, İstanbul Genel Mü- mekhanesinde gerçekleştirilen kokteylde dürlük Ek Hizmet binalarımızdaki program, Bankamız Yönetimi, Genel Müdür Yardımcılarımız, Ankara Genel Müdürlük Daire Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Çelik’in Başkanlarımız ile birlikte Genel Müdürlük konuşmasıyla başladı. Sabah düzenlenen personelimiz yer aldı. kokteyl; Daire Başkanlarımız, Bölüm Müdürlerimiz ve tüm çalışanlarımızın katılımıyla Gayrettepe ve Salıpazarı binalarımızın yemekhanelerinde gerçekleştirildi. Genel Müdürlük Makamımızın yoğunluğu nedeniyle Ankara’da 26 Mayıs ’da yapılan kutlama, Tanıtım ve Halkla İlişkiler Daire Başkanımız Yalçın Kaya’nın yaptığı açılış konuşmasının ardından Genel Müdürümüz Hüseyin Aydın’ın konuşmasıyla devam etti. Hava muhalefeti nedeniyle bu Genel Müdürlük - İstanbul yıl Genel Müdürlük binamızın ye- Bankamızın sponsor olduğu Doğuş Üniversitesi Bahar Festivali, 24 Mayıs 2008 tarihinde Acıbadem Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Bankamız standına öğretim görevlileri ve öğrenciler tarafından yoğun ilgi gösterilirken, Koordinatörlüğümüze bağlı Bakırköy Şubemiz personelleri tarafından Bankamız ürünlerinin tanıtımı gerçekleştirildi. Festival’de Demet Akalın, Rita, DJ Performance ve Hüseyin Karadayı konser verdi. Bankamız Kırklareli Karagöz Kültür ve Kakava Festivali’ne katıldı Kırklareli Karagöz Kültür ve Kakava Festivali’nin 18’incisi, Kamu Kurum ve Kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri, Yöre Dernekleri, Yerel Basın ve halkın ortak çalışması ile Kırklareli şehir merkezindeki festival alanında gerçekleştirildi. Koordinatörlüğümüze bağlı Kırklareli Şubemiz Bireysel ve KOBİ MİY’lerinin görev aldığı standımızda, ziyaretçilere Bankamız ürün ve hizmetleri hakkında bilgi verildi. Sekiz gün süren Festival’de; çeşitli etkinliklerin yanı sıra yerel gruplar, Hakan Altun, Nilüfer, Murat Boz, Aslı, Ferhat Göçer, Ziynet Sali, Blues of Rumeli ve MANGA grubu konserler verdi. Şubelerimiz yenileniyor 02 Mayıs 2008 l Alanya Sanayi Uydu Şubemiz Yenilendi 08 Mayıs 2008 l İstanbul Trakya Bölge Koordinatörlüğü ve Bakırköy Şubemiz Yenilendi 09 Mayıs 2008 l Bodrum Şubemiz ve Bodrum Uydu Şubemiz Yenilendi 11 HABERLER Halkbank Evim Mortgage Portalı Açıldı Tüm dünyada uzun yıllardır bilinen ve kullandırılan ‘Mortgage Kredisi’, 6 Mart 2007’de yayınlanan 5582 sayılı kanun ile ülkemizde de kullanıma sunuldu. Piyasa rekabet gücü ve pazarlama stratejileri doğrultusunda, Bankaya ait bir mortgage portalı oluşturulması çalışmaları tamamlanarak, www.halkbankevim.com mortgage portalı yayına hazırlandı. Test için öncelikle Banka içi yayınlanan portal, kısa süre sonra müşterinin hizmetine girmiş olacak. Bu süreye kadar mortgage@halkbank. com.tr adresinden öneri ve görüşler Banka’ya iletilebilecek. Halkbank Evim Mortgage Portalında mevcut ve hedeflenen müşteri kitlesinin beklentilerini karşılayabilmek amacıyla çeşitli fonksiyonlar ve bölümler sunuluyor. 1-2-3 Adımda Kredi, Kredi Seçenekleri, Kolay Kredi Kumluca Tarım ve Seracılık Şenliklerine sponsor olduk Bankamız, bu yıl 9’uncusu düzenlenen Kumluca Tarım ve Seracılık Şenliklerine sponsor oldu. Kumluca’nın tanıtımında geleneksel bir rol oynayan domates güreşlerinin yapıldığı; Bülent Sertaş, İntizar, Davut Güloğlu ve Yurt Seven Kardeşler’in sahne aldığı şenlikler Kumluca’nın ilçe oluşunun 50. yılı olması sebebiyle oldukça coşkulu geçti. Hesaplama, Uzmanına Danışın, Biz Sizi Arayalım, Ev Alırken, Mortgage Hakkında, Emlak Haberleri/TOKİ Haberleri portaldaki başlıca bölümler. Saray Bahar ve Kültür Festivali’ne sponsor olduk Bank Of New York Mellon’dan Bankamıza “Kalite” Ödülü... Halkbank, 2007 yılında gönderdiği uluslararası standartlardaki ödeme emirleri ile bu yıl da Bank of New York Mellon’dan STP Kalite ödülü alarak bir kez daha Dış İşlemler konusundaki kalitesini belgelemiş oldu. Bilgi İşlem grubumuzun da desteği ile alınan STP Kalite ödülü törenine; Bank of New York Mellon Uluslararası Ödemeler ve Dış Ticaret Yöneticisi Panagiota Bouboulıs, Bank of New York Mellon Türkiye Temsilcisi Cihat Takunyacı, Bankamızı temsilen Dış İşlemler Operasyonları Daire Başkanımız Suat Kepenek, Dış İşlemler Operasyonları Daire Başkanlığı Bölüm Müdürlerimiz Nevin Arman ve Ayla Ülgen, Finansal Kurumlar ve Yatırımcı İlişkileri Daire Başkanlığı Bölüm 09 Mayıs 2008 l Turgutreis - Muğla Şubemiz Yenilendi Müdürümüz Ayça Evrim Nalçacı ve Dış İşlemler Operasyonları Daire Başkanlığı İstanbul birimlerinde görevli personelimiz katıldı. 14 Mayıs 2008 l Muratlı-Tekirdağ Şubemiz Açıldı 23-25 Mayıs tarihlerinde bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Saray Bahar ve Kültür Festivali’ne Bankamız sponsor oldu. Festivalde yer alan Bankamız standında görev yapan Saray, Vize, Çerkezköy Şubelerimizin Bireysel ve KOBİ MİY personelleri, festival alanına gelen ziyaretçilere Bankamız bireysel ve kurumsal ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirdi. Üç gün süren etkinliklerin gündüz programında sergiler, söyleşiler çeşitli etkinlikler düzenlenirken; gece programında halk oyunları gösterilerinin yanısıra yerel gruplar yer aldı. Festival Emel Müftüoğlu ve Muazzez Ersoy’un konserleri ile son buldu. 15 Mayıs 2008 l Kırşehir Şubemiz Açıldı 09 Haziran 2008 l Atisan / Ankara Şubemiz Açıldı 12 departman İnsan Kaynakları Daire Başkanı Erdal Çelik: “İnsan kaynakları yükselen değer olmaya başlamıştır” İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları 13 DEPARTMAN İ nsan Kaynakları Daire Başkanı Erdal Çelik, 1970 Bartın doğumlu. 1991 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılında Halkbank Teftiş Kurulunda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başladı. 2001 yılına kadar Müfettiş olarak, 2001 yılından 4 Haziran 2008 tarihine kadar da Başkan Yardımcısı olarak Teftiş Kurulundaki görevine devam etti. 4 Haziran’dan itibaren de İnsan Kaynakları Daire Başkanı olarak Bankadaki görevini sürdürüyor. Evli, İrem Göksu ve Deniz adlarında iki kızı var. Departmanınızın yapısı, görev ve sorumluluk alanları nelerdir? Başkanlığımızın temel görev ve sorumluluk alanlarını; • Bankanın insan kaynakları politikasını belirlemek, günün koşullarına göre değiştirmek ve geliştirmek, • Bankanın kariyer ve kişisel gelişim planlarını ilgili birimlerle birlikte oluşturmak, • Belirlenmiş yetkinlik ve profile uygun personelin işe alınmasını ve uygun pozisyonlara yerleştirilmesini sağlamak ve bunun için gerekli işe alma sistemini geliştirmek ve uygulamak, • Çalışanların performans kriterlerini ilgili birimlerle koordinasyon içerisinde belirlemek, performansları bireysel bazda takip etmek, ölçülmesini ve değerlendirilmesini koordine etmek, değerlendirme sistemlerini geliştirmek ve uygulamak, • Çalışanların performansları ve kariyer yolları doğrultusunda gelişimlerini takip ederek insan kaynağı planlamasını yapmak ve insan kaynağı havuzu oluşturmak, • Bireysel performans sonuçlarına bağlı olarak, kariyer yolları ve insan kaynağı planları doğrultusunda çalışanların tayin ve terfilerini gerçekleştirmek, • Eğitim Departmanı ile koordineli olarak, tayin, pozisyon değişikliği ve terfilerden önce, personelin gerekli yetiştirme ve geliştirme eğitimlerini almalarını sağlamak, • Etkin bir kariyer planlaması için gerekli personel veri tabanını oluşturmak ve sürekli olarak güncel tutmak, • Bankanın ücret yönetimi çalışmalarını yürütmek, bu konuda bankacılık sektöründeki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek, • Personelle ilgili hukuki, cezai, idari ya da icrai tüm dava, takip ve diğer iş ve işlemleri yürütmek ve bu kapsamdaki olası sorunları ilgili birimler ve şubeler ile koordinasyon içinde çözmek, Banka çalışanlarının her türlü özlük işlemlerini takip etmek ve emeklilik ile ilgili tüm işlemlerini yürütmek, şeklinde özetleyebiliriz. • Başkanlığımızda bu görevler, altı ana bölüm altında yürütülmektedir. Bunlar; Planlama, Tayin, Sosyal Güvenlik, Ücret Yönetimi, Sistem ve Hukuk bölümleridir. "İnsan Kaynakları departmanı, organizasyonlarda, içeriğinde insan bulunan bütün süreçlerin ama az, ama çok mutlaka içindedir. Çünkü bizim işimiz insanladır." İnsan Kaynakları hangi fonksiyonları yönetir? İnsan Kaynakları, departmanın adından da anlaşılacağı üzere; organizasyonlarda, içeriğinde insan bulunan bütün süreçlerin ama az, ama çok mutlaka içindedir. Çünkü bizim işimiz insanladır. İşimizi iyi yaptığımız ölçüde, iç müşterimiz olarak gördüğümüz personelimiz de kendi işlerini daha iyi yapmaya gayret gösterecektir. Buradan hareketle, Bankadaki tüm fonksiyonların yönetiminin içinde, aslında İnsan Kaynakları vardır. Departmanınızın personel yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Başkanlığımız; bir Daire Başkanı, dokuz Bölüm Müdürü, altı Yönetmen ve 39 diğer ünvanlardaki personel olmak üzere toplam 55 personelden oluşmaktadır. Yaş ortalamamız 41, hizmet yılı ortalamamız 19’dur. 55 personelin 7’si, Başkanlığımızın İstanbul’da bulunan ve İstanbul bölgelerine bağlı şube personelinden sorumlu bölümünde görev yapmaktadır. Departmanınızın insan kaynakları politikası nedir? Başkanlığımızın insan kaynakları politikası “Tüm personele, eşit ölçüde fırsat ve açık iletişim olanakları sağlayarak, çalışanlarımızın mesleki, kişisel ve sosyal gelişimlerini İnsan Kaynakları Daire Başkanı Erdal Çelik 14 DEPARTMAN yükselen değer olmaya başlamıştır. Şirketlerin karar mekanizmalarının içerisinde bulunan, şirket hedeflerinin arkasında değil, önünde yer alan birimler haline gelmiştir. Değişen şirket yapıları içinde insan kaynakları, bugün artık daha stratejik bir rol oynamaya başlamıştır. Yetenek savaşlarının yaşandığı günümüzde, insan sermayesinin, bir şirketin sahip olduğu en önemli değer olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak, insan kaynakları departmanına düşen görev ve sorumluluklar da artmıştır. İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı İstanbul çalışanları desteklemek, dinamik ve nitelikli kadrolar oluşturmaktır.” "1990’lı yıllara kadar insan kaynakları departmanları, organizasyonların en önemsiz ve değersiz, şirketin vizyon, misyon ve hedeflerini hep geriden takip eden, operasyona boğulmuş departmanları olarak görülmekteydi. Ancak; 90’ların ortasından itibaren bu bakış değişmeye başlamıştır. Artık insan kaynakları, organizasyonlarda yükselen değer olmaya başlamıştır." Departmanınız, hedeflerini Halkbank’a tanıtmak için hangi çalışmaları yapıyor? Bilindiği üzere, Bankamızda 2001 yılından itibaren yeniden yapılanma süreci yaşanmıştır. Bu süreçte, organizasyonda ve personel yapısında önemli değişiklikler yaşanmış, tüm bu değişimlerde ana yüklenicilerden biri de İnsan Kaynakları Departmanı olmuştur. Böylesi yoğun ve stresli bir süreçte, İnsan Kaynakları Departmanı olarak hedeflerimizi ve yaptığımız projeleri tanıtmaya çok fazla zaman bulabildiğimiz söylenemez. Ama 2007 yılında başladığımız “Biz Bize Yüz Yüze” projesi ile şubelerimiz ziyaret edilerek; personelimizle, yöneticilerinin katılmadığı doğrudan görüşmeler yapılarak, projelerimiz anlatılmış, onların görüşleri, önerileri ve varsa şikayetleri alınmıştır. Son derece başarılı sonuçlar veren bu saha projelerini devam ettirmeyi planlıyoruz. Günümüzde İnsan Kaynakları Yönetimi’nin kurumların hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir? 1990’lı yıllara kadar insan kaynakları departmanları, organizasyonların en önemsiz ve değersiz, şirketin vizyon, misyon ve hedeflerini hep geriden takip eden, operasyona boğulmuş departmanları olarak görülmekteydi. Ancak; 90’ların ortasından itibaren bu bakış değişmeye başlamıştır. Artık insan kaynakları, organizasyonlarda Departmanınızın önümüzdeki dönem hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Öncelikle içinde bulunduğumuz süreçte, Banka tarihinin en büyük toplu eleman alımını (yaklaşık 1500 kişi) gerçekleştireceğiz. Bu süreç devam etmektedir. Bununla birlikte, Bankamızda insan kaynakları yapısını, ünvan bazlı yapıdan, görev pozisyonu bazlı yapıya dönüştürmek üzere çalışmalar planlıyoruz. Bu dönüşümle birlikte; Ücret Yönetimi, Kariyer Yönetimi, Performans Yönetimi ve diğer insan kaynakları uygulamalarının da bu yapıya uydurulmasını hedefliyoruz. Yine önümüzdeki dönemde, birim içinde Mutlu Personel Merkezi “MUPEM”i oluşturmayı planlıyoruz. Bu sistemle, tüm personelimiz her türlü insan kaynakları soru veya sorununun başvurusunu bir merkeze yapacak, bu merkezde bulunan “Personel Temsilcisi” arkadaşımız sorunun çözülmesinde yardımcı olacak, olamadıysa gerekçesini personelimize iletecektir. Gerektiğinde personel temsilcisi arkadaşlarımız, personelimizi yerinde ziyaret ederek, soru veya sorunların çözümünde yardımcı olacaktır. Hedefimiz; iç müşterimiz olarak gördüğümüz personelimizin memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak ve sektörde çalışanların, çalışmayı öncelikle tercih ettikleri, çalışmak istedikleri bir banka olmaktır. Halkbanklı olmak size ne ifade ediyor? Meslek hayatıma Halkbank’da başladım ve bu bankada 15 yılımı doldurdum. Meslek hayatımın hiçbir döneminde “Acaba doğru yerde miyim” diye düşünmedim. 70 yıldır bu ülkenin gerçek anlamda ilk ve tek KOBİ Bankası olan ve bu misyonu ile ülkenin en büyük ve en önemli değerleri arasında yer alan Halkbank’ın bir çalışanı olmaktan, büyük mutluluk, gurur ve onur duyuyorum. l 15 departman Organizasyon Daire Başkanı Mehmet Küçük: “Çalışmalarımızda ‘Biz’ bilincini ön planda tutuyoruz” Kendinizi tanıtır mısınız? Ankara, 1961 yılı doğumluyum. Gazi Üniversitesinde İş Yönetimi alanında Lisans, Hacettepe Üniversitesinde Muhasebe-Finans alanında Yüksek Lisans öğrenimi gördüm. Ayrıca, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsünde, hem Ticaret Hukuku alanında, hem de Avrupa Topluluğu Hukuku alanında Lisans Üstü uzmanlık düzeyinde eğitimler aldım. Bankacılığa 1989 yılında Uzman Yardımcısı olarak, Etüt Plan ve Organizasyon Müdürlüğünde başladım. Mevzuat Müdürlüğü, İşe Alma ve Kariyer Planlama Daire Başkanlığı, Eğitim Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. Halen yürüttüğüm görev, iş yaşamıma ilk adımı attığımda öğrenmeye başladığım ve o günden bu yana severek yaptığım işlerden oluşuyor. Teknolojiye ve otomobillere merakım var. Bu iki konuyu güncel olarak izlemek beni mutlu ediyor. Teknolojik yenilikler, yürüttüğüm görevle de büyük ölçüde bağdaştığı için, hem iş yaşamımda hem de hobi olarak severek ilgilendiğim bir konu. Evliyim ve iki çocuğumuz var. Ailemle birlikte kültürel, sportif ve turizm amaçlı seyahatler yapmayı seviyoruz. Organizasyon Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları "Mevcut işlerimizi daha etkin yürütebilmek ve hedeflerimizi gerçekleştirebilmek adına yenilikleri sürekli takip ediyoruz. " 16 DEPARTMAN "Zodyak-Kimlik Yönetimi Projesi operasyonel alanda verimliliği artıracak, süreç güvenliği açısından Bankamız sisteminin dokunulmaz olmasını sağlayacak ve çalışanların yetkilerini kullanacağı hesapların şifreleri tek şifreye indirgenecektir." Organizasyon Daire Başkanı Mehmet Küçük Departmanınızın yapısını, görev ve sorumluluk alanlarını anlatır mısınız? Daire Başkanlığımız, Ankara’da İdari Metinler ve Portal Yönetimi, Kalite Yönetimi, Proje Yönetimi ve Organizasyonel İzleme, İstanbul’da ise Güvenlik Ofisi ve Kullanıcı Grupları Yönetimi, Süreç ve Kadro Yönetimi ile Dokümantasyon Yönetimi olmak üzere 6 bölümden oluşuyor. Başkanlığımızın temel görevleri; • Genel Müdürlük, bölge koordinatörlüğü ve şube organizasyon şemalarını, görev ve yetki yönetmeliklerini, pozisyon bazında görev tanımlarını oluşturmak, norm kadrolarını tespit etmek, • Banka mevzuatını elektronik ortamda arşivlemek, e-posta ve portal içeriğini yönetmek, • Güvenlik ofisi yapılanması içerisinde mistral yetki gruplarını oluşturmak, şifre kullanım esaslarını belirlemek, şifre taleplerini karşılamak, • Bankada Kalite Yönetim Sisteminin kurulmasına yönelik çalışmaları yürütmek, Kalite Öneri Sistemini yönetmek, • Banka genelinde iş süreçlerinin analizi/ ölçümü/basitleştirilmesi, fonksiyonel/ ergonomik yerleşim planlarının ve ekipman kullanım/tahsis standartlarının oluşturulması çalışmalarını yürütmek, • Doküman Yönetim Sistemini oluşturmak, Bankamız form standartlarını belirlemek ve uygulanmasını sağlamak, • Yurt içinde şube, uydu şube ve özel işlem merkezi açılması/nakli/ kapatılması ile ilgili yasal ve idari işlemleri yürütmek ve gerekli prosedürleri hazırlamak, • İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi (humanist) üzerinde gerekli organizasyonel ve pozisyonel tanımlamaları yapmak, olarak sayabiliriz. Başkanlık olarak son dönemde yürüttüğümüz faaliyetlerimizden bahsetmemiz gerekirse; Bankaların pazar paylarını artırmaya gayret gösterdikleri bu dönemde, Bankamız da bir taraftan mevcut şubeleriyle müşteri kitlesini genişletmek, bir taraftan da yeni şubeleriyle yeni müşteri-banka ortaklıkları oluşturmak için çaba göstermektedir. Bu çabaların bir ürünü olarak, Bankamızın kârlılık ve verimliliğine katkıda bulunacak yörelerde yeni şube ve uydu şube açılması amacıyla bir çalışma başlatılarak, öncelikle şube/ uydu şube açma kriterleri belirlenmiş, bu doğrultuda bilgiler toplanmış, yeni yerlerde yeni hizmet birimlerinin açılmasına yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. 2007 yılının ikinci yarısından itibaren yürütülmekte olan şubeleşme politikası kapsamında, Haziran 2008 sonu itibariyle 17 şube, 10 uydu şube ve 1 Özel İşlem Merkezi açılmış, yurt içi şube sayımız 566’ya (kurumsal/ticari/serbest bölge/diğer) uydu şube sayımız 24’e ve özel işlem merkezi sayımız 18’e yükselmiştir. Günümüzde tüm kuruluşlarda olduğu gibi biz de kalite olgusunu öncelikli hedefler arasında görmekteyiz. Bu doğrultuda öncelikle, Bankamız personelinin verimlilik, tasarruf ve etkinliğe yönelik görüş ve önerilerinden yararlanmak amacıyla 6 Ekim 2006 tarihinde Kalite Öneri Sistemini faaliyete geçirdik. Haziran 2008 sonu itibariyle toplamda 2947 kalite önerisi gelmiş ve değerlendirme kriterlerine uygun 1587 öneri ilgili daire başkanlıklarına yönlendirilmiş, bu önerilerden 95’i tamamlanarak sisteme aktarılmıştır. Kalite konusunda ayrıca, Kartlı Ödeme Sistemleri ve Alternatif Dağıtım Kanalları Daire Başkanlığında Kalite Yönetim Sisteminin kurulması ve ISO 9001:2000 kalite belgesi alınmasına yönelik olarak ilgili Başkanlık ile birlikte bir çalışma başlatmış bulunmaktayız. Haziran 2007’de İnsan Kaynakları ve Altyapı İşletim ve Yönetimi Daire Başkanlığı ile birlikte Türk bankacılık sisteminin en büyük ölçekli bilgi güvenliği projesi olan “Zodyak-Kimlik Yönetimi Projesi”ni başlatmıştık. Bu projeyle, operasyonel alanda verimliliği artıracak, süreç güvenliği açısından Bankamız sisteminin dokunulmaz olmasını sağlayacak ve çalışanların yetkilerini kullanacağı hesapların şifreleri tek şifreye indirgenecektir. Ayrıca denetlenebilir Kimlik Yönetimi süreçlerinin devreye girmesiyle tek merkezden yönetim ve raporlama yapılmasına izin veren sistemde, olası bilgi 17 DEPARTMAN kaçakları riski de en aza indirilecektir. Pilot çalışmaları 25 şube ve 1 Bölge Koordinatörlüğünde yapılan projenin ikinci adımı olan tüm Bölge Koordinatörlüğü, şube ve Nakit Operasyon Merkezi personelinin sisteme dahil edilmesi işlemi de tamamlanmış, böylece Kimlik Yönetimi (Zodyak) Sistemi bu yerlerde çalışanlar için aktif kullanıma geçmiş bulunmaktadır. Gelen-giden ve kurum içi üretilen evrakların, elektronik dokümanların, faksların, önemli e-postaların Kurumsal İçerik Yönetim Sistemine aktarılmasına, önceden tanımlanmış iş akışlarına göre yönlendirilmesine, tanımlı yetki seviyelerine göre kullanıcılar ile paylaşılmasına, arşivlenmesine kadar olan yaşam döngüleri için otomatize edilmiş kontroller uygulayarak, yönetilmesini sağlayacak “Kurumsal İçerik Yönetimi” projesini başlattık. Bunlara ek olarak, Bankamız iş süreçlerinin sisteme aktarılması için “Süreç Yönetim Programı” alınmasına yönelik çalışmalarımıza da devam etmekteyiz. Departmanınızın personel yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Başkanlığımızın Ankara ve İstanbul’daki bölümlerinde toplam 38 personelimiz çalışmaktadır. Yaş ortalaması 35 olan genç bir personel yapısına sahibiz. Faaliyetlerimizi, ekip ruhunu benimsemiş, koordinasyon ve takip yetkinliğine sahip, yeniliğe açık ve dinamik bir ekiple yürütmek, birçok birimle koordinasyon içerisinde çalışan bir Daire Başkanlığı olarak bize büyük avantaj sağlamaktadır. Organizasyon Daire Başkanlığı çalışmalarının Halkbank’ın hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir? Bankamız ana hedeflerinden olan “KOBİ ve bireysel müşterilerin ilk sırada tercih ettikleri banka olmayı” gerçekleştirmek amacıyla, yeni müşteri kazanmak ve müşteriyle kalıcı ilişki kurmak için hâlâ en etkili yol olan şubeleşme politikasını benimseyerek müşteri-banka ortaklığı oluşturmak üzere yeni şube ve uydu şube açılması, ayrıca “Mobil Şube ve Haftanın Belirli Günleri Açık Olacak Şube” uygulaması yönünde çalışmalar yürütmekteyiz. Şubeleşme politikasına paralel olarak, organizasyon yapımızın önemli bileşenlerinden biri olan bölge koordinatörlüklerinin, daha etkin çalışabilmeleri için açılacak yeni şubeleri de Organizasyon Daire Başkanlığı İstanbul Çalışanları dikkate alarak sayısının artırılmasına yönelik çalışmalarımız sürmektedir. Biraz önce bahsettiğimiz Kalite Yönetimi, Süreç Yönetimi, Kimlik Yönetimi, Kurumsal İçerik Yönetimi gibi projelerimiz ile tüm iş süreçlerinde, sektördeki en yüksek kalitede hızlı hizmet seviyelerine ulaşarak, müşteri memnuniyetini sağlamak doğrultusunda da önemli bir rol oynamaktayız. Organizasyon Daire Başkanlığı çalışmalarının diğer bankalardan farklı olan yanları nelerdir? İşini seven ve gerçek anlamda işine sahip çıkan bir ekibe sahibiz. Çalışmalarımızda “Biz” bilincini ön planda tutuyoruz. Bu da tüm çalışmalarımıza olumlu yönde yansıyor. Çalışmalarımızı ve projelerimizi çok yönlü bakış açısıyla ele almamız, birçok alternatifi bir arada değerlendirerek Bankamız için en doğru kararı almamızı sağlıyor. Departmanınızın önümüzdeki dönem hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Önümüzdeki dönemde öncelikli hedefimiz; şubeleşme politikamız doğrultusunda yeni yerler için değerlendirmeler yaparak, şube ağımızı genişletmektir. Bunun yanı sıra, “Kimlik Yönetimi (Zodyak) Projesi” kapsamında tüm Genel Müdürlük çalışanlarının Ekim 2008’de sisteme dahil edilmesi, Doküman Yönetim ve Süreç Yönetim programlarının alınması ile Kartlı Ödeme Sistemleri ve Alternatif Dağıtım Kanalları Daire Başkanlığına ISO 9001:2000 kalite belgesi alımından sonra, Bankamızın diğer birimlerinin de belgelendirilmesini hedeflemekteyiz. Mevcut işlerimizi daha etkin yürütebilmek ve hedeflerimizi gerçekleştirebilmek adına yenilikleri sürekli takip ediyoruz. Optimum düzeyde verimlilik elde edebilmek için yeniliklerden maksimum düzeyde yararlanmaya çalışıyoruz. Halkbanklı olmak size ne ifade ediyor? Esnaf ve sanatkârlar ile küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin sektördeki ilk bankası olan Halkbank, 70 yıllık birikimiyle, geçmişinde birçok bankayı bünyesine katarak, bir kültür mozaiği oluşturan ve sektörde sağlam bir yere sahip olan güçlü bir ailedir. Bugün yurt çapına yaygın şubeleri ve yurt dışı teşkilatıyla hizmet vermeye devam eden Bankamızın, yeniden yapılandırma dönemi ve sonrasında yenilikçi yaklaşımlarla teknolojiyi birleştirerek yaptığı atılımlar ile sektördeki hızlı ilerleyişinin yakın şahidi olarak, büyük gurur ve mutluluk duymaktayım. İnanıyorum ki çağdaş bankacılık anlayışı içerisinde çalışan, nitelikli, özverili ve yetkin personelimiz ile daha nice yeniliklere ve başarılara imza atacağız. l 18 departman Eğitim Daire Başkanı Olcay Doğan: “Hiçbirimiz hepimizden akıllı olamayız” Eğitim Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları 19 DEPARTMAN E ğitim Daire Başkanı Olcay Doğan 1970 Ankara doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun olduktan sonra, 1994 yılında Bankamızda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başladı. 2001 yılına kadar Müfettişlik, 2002 – 2005 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığının ardından, İç Kontrol Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. Halen, 2008 yılında atandığı Eğitim Daire Başkanlığı görevini yürütüyor. Evli ve 5 yaşında bir oğlu var. Departmanınızın yapısını, görev ve sorumluluk alanlarını anlatır mısınız? Başkanlığımız, Bankamızın stratejik hedeflerine ulaşılmasında ve performansın arttırılmasında iş sonuçlarına en yüksek katkıyı sağlayacak kurum içi ve kurum dışı mesleki eğitimleri, kurum kültürünün yerleştirilmesine ve kişisel gelişime yönelik eğitim programlarını planlamak ve uygulamak, iş odaklı eğitim programları ile bankacılık faaliyetlerini ve insan kaynakları stratejilerini desteklemek, gerektiğinde; girişimcilere, küçük ve orta ölçekli işletmelere, Bankanın iştiraklerine ve kamu kurumlarına eğitim faaliyetleriyle ilgili destek vermekle sorumludur. Doğru pozisyonlara doğru eğitimler vermek suretiyle, Bankamızın stratejik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Eğitim Daire Başkanlığına bağlı olarak, Silivri Bankacılık Okulu ile birlikte, Ankara, İstanbul ve İzmir’de eğitim merkezlerimiz bulunuyor. Eğitim merkezlerimizin dışında da eğitim konusu ve konseptine uygun olarak farklı lokasyonlarda da eğitimler düzenliyoruz. Departmanınızın personel yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Son derece dinamik, iş odaklı ve sektörel gelişmeleri yakından takip eden, özveri ile çalışan, sahadan ve birimlerimizden gelen öneri ve ihtiyaçlara son derece hassas ve çözüm odaklı yaklaşan, 28 kişilik kaliteli bir ekibimiz var. Birimimizdeki her çalışanımız sorumluluklarının bilinci ile hizmet kalitesini düşürmeden, profesyonel bir anlayışla hizmet vermeye özen gösteriyor. Görev ve sorumluluklarımızı, “Hiçbirimiz hepimizden akıllı olamayız” felsefesiyle departmandaki çalışanlarımızla paylaşımcı ve önerilere açık, yapıcı bir ortamda gerçekleştiriyoruz. Çalışanlarımızın her biri tek tek çok nitelikli ve değerlidir ancak bunun kurumsal başarıyı getirmediğinin tüm arkadaşlarım farkındadır. Önemli olan hedeflerin beraberce belirlenmesi ve herkesin rotayı ve rolünü bilmesidir. Bizde herkes rotayı bilir ve belirttiğim gibi temel prensip paylaşmaktır. Zorluklara rağmen hızla yorulmadan koşmaya devam eden çalışma arkadaşlarıma bu vesile ile teşekkür ediyor ve onlarla çalışmanın zevk olduğunu belirtmek istiyorum. Eğitim Daire Başkanlığının Halkbank’ın hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir? Sektörde süregelen rekabet yarışında en önde koşabilmenin ilk şartı çalışanların kalitesini, becerilerini, motivasyonunu, liderliğini ve kurumsal anlamda iş yapabilme istekliliğini geliştirmektir. Bunun yolu da insan kaynağına yapılacak yatırımdan geçmektedir. Bankamızın kurumsal imajının yükseltilmesi, hizmetlerin daha kısa sürede, daha nitelikli ve müşteri memnuniyeti ön planda tutularak gerçekleştirilmesi, en temel stratejimiz olan kârlılık ve büyümeyi arttırması ve sürdürülebilir kılması açısından eğitimin son derece önemli bir yere sahip olduğu inancındayız. Bankacılık alanındaki gelişmeleri yöneticilere ve diğer çalışanlara aktarmak için hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Diğer bankaların uygulamaya koymaya çalıştığı işlevsel görev ayrılığı ilkesine dayalı organizasyonel yapılanmayı Bankamız uzun süredir uygulamaktadır. Müşteri odaklı olan bu yapılanmada pazarlama, operasyon, kredi tahsis ve istihbarat mali tahlil personelinin görev yetki ve sorumlulukları açık olarak tanımlanmış ve iş süreçleri buna göre oluşturulmuştur. Bu kapsamda görev pozisyonlar bazında personelin tüm kariyeri boyunca alması gereken eğitim haritalarını belirledik ve ilgili birimlerin görüşlerini de alarak yetkinlik bazlı eğitim programları oluşturduk. Ünvanlara göre değil, personelin yaptığı işin gerektirdiği yetkinliklerin kazandırılmasına yönelik pozisyon bazlı bir anlayışla kurduğumuz yapıyı başarıyla uyguluyoruz. Şubelerimizin yönetici ihtiyacının karşılanması için, mesleki ve yönetsel yetkinliklerin geliştirilmesine yönelik konuları içeren, “Yönetici Geliştirme” programları uygulamaya başladık. Bu eğitime katılan yönetici adaylarımızdan bir kısmının, şubelerimize müdür olarak atamaları yapılmıştır. Sektörde de bu yönde bir eğilim gelişmektedir. Bankacılık alanındaki gelişmelerin personelimize aktarılmasına yönelik olarak yurt içinde ya da yurt dışında düzenlenen eğitim ve seminerleri, gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve ilgili birimlerin de talepleri doğrultusunda personelimizin katılımını sağlıyoruz. Eğitim Daire Başkanı Olcay Doğan "Doğru pozisyonlara doğru eğitimler vermek suretiyle, Bankamızın stratejik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz." 20 DEPARTMAN Personel başına verilen eğitim sürelerinde de sektörde oldukça iyi bir yerdeyiz. Yenilikleri takip eden, sektörü yakından izleyen kaliteli personel yapımızla, Bankamızın her alandaki eğitim planlamalarını yapmaya devam edeceğiz. Temel stratejimiz mesleki gelişime katkı sağlayacak, hizmet kalitesini ve verimliliği artıracak çalışanlarımıza değer katan eğitimler vermektir. Eğitim Daire Başkanlığı İstanbul Çalışanları Yerel ve global trendlerin analizi yapılarak kurumumuzda uygulanmasına yönelik ilgili birimlerle eşgüdümlü çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Örneğin Bireysel Ürünler Pazarlama Daire Başkanlığı ile birlikte tüm Bireysel MİY’lerimizin “Mortgage Uzmanlığı” sertifikası almalarına yönelik eğitim planlıyoruz. Bireysel MİY’imize verilecek üniversite onaylı Mortgage sertifikası ile Bankamızı, süregelen rekabet yarışında sertifikalı ve donanımlı MİY’lerimizle öne çıkarmayı amaçlıyoruz. Bu tür yeni uygulamaların Bankamıza aktarılması çalışmalarının yanı sıra Bankamız yeni ya da mevcut ürün ve hizmetleri konusunda personelimizin bilgilendirilmesi amaçlı eğitimler de yürütülmektedir. Sigorta işlemleri, hazine ürünleri konusunda yoğun eğitimler düzenlenmiş ve sonucunda bu ürünlerde sayısal olarak ölçülebilen önemli artışlar kaydedilmiştir. Performans yönetimi eğitimleri sonucunda personelimizin kârlılık ve aktif pasif yönetimi konusunda bilgilendirilmeleri sağlanmakta, bilanço yönetimi ve kârlılığın artırılmasına yönelik yetkinlikleri artırılması amaçlanmaktadır. Operasyonel riskler, risk yoğunlaşmaları belirlenerek bu alanlarda eğitim planlamaları yapılmaktadır. Müşterilerimize daha etkili finansal danışmanlık sağlayabilmek ve şube bilanço yönetiminde büyük resmi görebilmek, analiz edebilmek adına gerekli altyapıyı oluşturmak üzere; ülkemizdeki ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri, konusunda uzman akademisyenlerden aktarmaya devam etmeyi amaçlıyoruz. Bankoda görevli personelimiz için; bireysel bankacılık ürünlerinin yanı sıra “Bankoda Satış Teknikleri” adı altında eğitim planlaması yaptık. Eğitim Daire Başkanlığınızın çalışmalarının, diğer bankaların çalışmalarından farklı olan yanları nelerdir? Sektördeki gelişmeleri, en yakından takip eden ve ilkleri uygulayan bankalardan biriyiz. e-öğrenme eğitimlerini, elektronik sınavı yaygın ve etkin bir şekilde kullanıyoruz. Görevde yükselme sınavlarını merkezi olarak sistem üzerinden on-line bir şekilde başarı ile gerçekleştiriyoruz. "Sektörde süregelen rekabet yarışında en önde koşabilmenin ilk şartı çalışanların kalitesini, becerilerini, motivasyonunu, liderliğini ve kurumsal anlamda iş yapabilme istekliliğini geliştirmektir." Departmanınızın önümüzdeki dönem hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Bankacılığın yanı sıra kültürel ve sosyal konuları da içeren, eğitsel amaçlarının yanı sıra, kurumsal iletişimi güçlendiren interaktif, dinamik bir “Eğitim Portalı” oluşturma konusunda çalışmaları başlattık ve kısa süre içerisinde sonuçlandırmayı planlamaktayız. e-öğrenme platformu Halkakademi’nin içeriğini daha da geliştirmeyi düşünüyoruz. Öncelikle yaygın olarak verdiğimiz, Bankamız uygulamalarını içeren konuların, e-öğrenme eğitim setlerine dönüştürülmesi konusunda çalışmalar başlatılmıştır. Uzaktan öğrenme eğitimleri ile sınıf içi eğitimlerini birbirini destekler karma bir yapıda uygulayarak eğitimin etkinliğini artırmayı hedefliyoruz. İlgili daire başkanlıkları ile birlikte eğitim yayınları hazırlamayı ve bu yayınları Eğitim Daire Başkanlığının Web sitesinden personelimizin erişimine açmayı, kütüphanemizin zenginleştirilerek, eğitim portalı üzerinden içerik paylaşımı ve ödünç verme işlemlerinin gerçekleştirilmesini planlıyoruz. Yurtdışında ilişki halinde bulunduğumuz bankalar, ajanslarla görüşmeler yapıyoruz. Başarılı personelimize yurtdışında staj imkanı sağlamayı düşünüyoruz. Bu tür çalışmaların Bankamız çalışanlarına, geleceğin yöneticilerine farklı bir vizyon kazandıracağına inanıyoruz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk projesi kapsamında; önümüzdeki dönemde KOBİ’lere ve personelimize yönelik düzenlenecek eğitim ve konferanslarla olumlu bir sinerji yaratacağımızı düşünüyoruz. Halkbanklı olmak size ne ifade ediyor? Meslek hayatıma Bankamızda başladım. Bugüne kadar Bankamıza sürekli olarak değer katmak; sorumluluğum altındaki işlerde takım arkadaşlarımla birlikte oluşturduğumuz sinerji ile ileriye, daha iyi ve daha yeniye ulaşmak, arzusu ve çabası içerisinde oldum. Zorluklarını, hüzünlerini, sevinçlerini paylaştığım Bankamın, bir çalışanı, yöneticisi olmanın sorumluluğunu ve onurunu her zaman hissediyorum. l 21 departman Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Nihat Altınöz: “Faaliyet alanımıza insanla ilgili her türlü konu girmektedir” Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları Departmanınızın yapısını, görev ve sorumluluk alanlarını anlatır mısınız? Başkanlığımız Ankara Genel Müdürlük ve İstanbul ek hizmet binalarımızda faaliyet göstermekte olup; Sosyal Hizmetler, Poliklinik Hizmetleri, İdari Büro ve Araçlar, Haberleşme ve Arşiv Hizmetleri, Sivil Savunma, Güvenlik ve Temizlik Hizmetleri ile Teknik Hizmetler servisleri gibi alt bölümlerden oluşmaktadır. Başkanlığımız kısaca sağlık, güvenlik, ulaşım, beslenme, temizlik, teknik hizmetler, sosyal faaliyetler gibi alanlarda personelimize temel desteği vermekten sorumludur. Faaliyet alanımıza doğumdan ölüme kadar insanla ilgili her türlü konu girmektedir. Başka bir deyişle Başkanlığımız temel bankacılık hizmetlerini yürüten personelimize lojistik hizmet sağlayan bir birimdir. Bu yönüyle diğer bankacılık departmanlarından farklı bir yapısı vardır. Başkanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Hizmetler Servisinde Bankamız mülkiyetindeki veya kiralanan konutların ve Ankara-İstanbul misafirhanelerimizin tahsis işlemleri, sıcak yemek çıkartılan ünitelerimizdeki tabldot hizmetleri, T.C. Emekli Sandığına tabi çalışan personelimizin ve bakmakla yükümlü oldukları aile bireylerinin tedavi işlemleri; Halkbank Mensupları Sosyal Yardım Sandığına üyelerin vefatı ya da çalışamayacak kadar sakat kalmaları halinde ailelerine yardım işlemleri, hasta 22 DEPARTMAN Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Nihat Altınöz, 1958 yılı Mardin doğumlu. Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinden mezun oldu. Halkbank İstihbarat ve Proje Değerlendirme Biriminde; Mali Tahlil Uzman Yardımcısı, Uzman, Baş Uzman, Birim Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. Daha sonra Ticari Krediler ve Kobi Pazarlamada Bölüm Müdürü, KurumsalTicari Pazarlama, TicariKobi Pazarlama ile Kredi Risk İzleme Daire Başkanlıklarında Daire Başkanı olarak görev yaptı. 25 Haziran 2007 tarihinden bu yana da Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığında Daire Başkanı olarak görev yapıyor. Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Nihat Altınöz ve cenaze nakli için ambulans hizmetleri, sosyal tesislerimizdeki faaliyetlerin yürütülmesi işlemleri, Türkiye genelinde otellerle anlaşma yapılarak Bankamız personeli ve aile bireylerine indirimli konaklama sağlanması gibi hizmetler yapılmaktadır. Poliklinik Hizmetleri Servisine bağlı Ankara-İstanbul ve İzmir sağlık ünitelerinde resmi ve özel sağlık kuruluşlarına sevk işlemleri yapılmaktadır. Ayrıca bu sağlık ünitelerimizde ayakta tedavi, ilk müdahale, enjeksiyon, tansiyon ölçme, muayene gibi birinci basamak sağlık hizmetleri verilmektedir. Ankara Sağlık Ünitemizde ayrıca laboratuvar ve diş hekimliği hizmeti de verilmektedir. İdari Büro ve Araçlar Servisinde rutin idari işlemlerin yanı sıra Bankamızın malı ya da kiralık araçların gelen taleplere göre tahsisi, günlük araç taleplerinin karşılanması, akaryakıt limitlerinin belirlenmesi ve takibi, Genel Müdürlük binalarındaki araçların tamir, bakım ve onarımının yaptırılması, Bölge Koordinatörlüklerine, şubelere tahsis edilmiş araçların bakım-onarım ve tamirlerinin yapılmasının koordine edilmesi ve ödenek işlemleri, tahsis edilen araçların sigorta ve vergi işlemleri, Ankara ve İstanbul’daki Genel Müdürlük ve il içi şube personelinin anlaşmalı servislerle taşıma işlemleri yapılmaktadır. Haberleşme ve Arşiv Hizmetleri Servisinde Bankamız genelinde telefon, teleks, faks, telsiz, cep telefonu hattı ve benzeri haberleşme araçları ile ilgili ihtiyaçların belirlenmesi, tahsis işlemleri; abonelik sözleşmeleri, telefon ücretlerinin ilgili kuruluşlara yatırılması, telefon rehberi hazırlanması, gelen/giden evrak ve kargo gönderileri işlemleri, Genel Müdürlük arşivinin yönetimi vb. işlemler yürütülmektedir. Sivil Savunma, Güvenlik ve Temizlik Hizmetleri Servisi Bankamız bünyesinde sivil savunma hizmetleri ve “Personel SeferberliğiLojistik Seferberlik ve Koruyucu Güvenlik” hizmetlerinin yürütülmesi, Genel Müdürlük ve taşra teşkilatındaki güvenlik elemanlarının koordinasyonu, alarm ve kamera sistemlerinin bakım, onarım işlemleri, Genel Müdürlük ve ek hizmet binaları ile Bölge Koordinatörlükleri ve şubelerimizin temizlik ve hamaliye işlerinin koordinasyonu ile ilgilenmektedir. Teknik Hizmetler Servisi Genel Müdürlük ve ek hizmet binalarımız, lojmanlarımız ve diğer sosyal tesislerimizdeki bina otomasyon, kartlı geçiş sistemi, tube-mail, havalandırma, soğutma, ısınma, network, UPS-kesintisiz güç kaynağı, yangın alarmları, telefon santrali, CCTV kamera, toplantı ve konferans salonlarında ses ve video konferans sistemleri gibi teknik sistemlerin düzenli çalışması ve bakımından sorumludur. Ayrıca binalarımızın elektrik, su, doğalgaz abonelik işlemlerini, aidat giderlerinin ödenmesini, personel kimliklerinin basılmasını, Genel Müdürlük binalarımızda giriş-çıkış takibinin yapıldığı manyetik kartların yapılmasını da bu servis yürütür. Departmanınızın personel yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Hem Ankara hem de İstanbul’da faaliyet gösteren Başkanlığımızın Başkan ve 5 Bölüm Müdürünün haricinde toplam kadrolu eleman sayısı en son durum itibariyle 131’dir. Ayrıca güvenlik, temizlik, teknik ve sıcak yemek hizmetleri için özel firmalarla sözleşmeler yapılmış olup, buralarda da çok sayıda destek elemanı çalışmaktadır. Genel yönetim hizmetlerinin Halkbank’ın hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir? Genel yönetim hizmetleri aslında Bankamızın faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için birçok hayati işlevi üstlenmektedir. Genel yönetim hizmetlerinde yaşanan bir aksama Bankanın temel faaliyetlerinin yürütülmesini ciddi bir şekilde etkileyebilir. Lojistik desteğin gücü ya da güçsüzlüğü Halkbank’ın günlük faaliyetlerini nasıl etkiler? Başkanlığımızın temel işlevinin aktif bankacılık yapan personelimize lojistik destek sağlamak olduğunu daha önce belirtmiştim. Nasıl cephede çarpışan askerlere yiyecek, ulaşım, barınma, güvenlik gibi alanlarda yeterli destek sağlanamazsa en güçlü orduların bile savaş kazanması mümkün değilse; bankacılıkta da personelin çalışma yerine ulaşımı, sıcak yemek ihtiyacı, sağlıklı ve temiz bir çalışma ortamında çalışması, ısınması, güvenliği sağlanamazsa günlük rutin faaliyetler önemli ölçüde aksayabilir. Böyle bir durumda da bankanın verimli ve kârlı olması mümkün değildir. Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığınızın çalışmalarının, diğer bankaların çalışmalarından farklı olan yanları nelerdir? Son yıllarda birçok kurum genel yönetim hizmetleri kapsamındaki hizmetleri dışarıdan 23 DEPARTMAN "Nasıl cephede çarpışan askerlere yiyecek, ulaşım, barınma, güvenlik gibi alanlarda yeterli destek sağlanamazsa en güçlü orduların bile savaş kazanması mümkün değilse; bankacılıkta da personelin çalışma yerine ulaşımı, sıcak yemek ihtiyacı, sağlıklı ve temiz bir çalışma ortamında çalışması, ısınması, güvenliği sağlanamazsa günlük rutin faaliyetler önemli ölçüde aksayabilir." “outsourcing” şeklinde almaktadır. Yani daha önce şirket içinde yapılan bazı işler dışarıdan başka şirketlere yaptırılmaktadır. Bankamızda da daha önce banka bünyesinde kadrolu elemanlarla yürütülen sıcak yemek, güvenlik, temizlik, bakım, onarım işleri gibi işler özel şirketler aracılığıyla yapılmaktadır. Bu şekilde bankamız asli fonksiyonlarına odaklanmakta önemli ölçüde personel ve maliyet tasarrufu sağlayabilmektedir. Yeniden yapılanma öncesinde Halkbank genel yönetim hizmetleri kapsamındaki birçok işi kendi kadrolu elemanlarıyla yürütmeye çalışıyordu. Bu da haliyle sunulan hizmetlerin kalite yönünden zayıf ve maliyetli olmasına yol açıyordu. Dışarıdan kaynak sağlama yöntemiyle personelimize daha uygun şartlarda kaliteli Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı Sağlık Ünitesi Çalışanları hizmet sağlamamız mümkün oldu. Kendi ölçeğindeki diğer bankalarla kıyaslandığında Bankamız birçok hizmeti daha uygun şartlarda ve kaliteli olarak sağlamaktadır. Departmanınızın önümüzdeki dönem hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Önümüzdeki dönemde verimli olmayan, Bankamıza mali külfet getiren lojman ve misafirhanelerin satışını hızlandıracağız. Yeni açılan şubelerimize alarm sistemleri kurulmasına ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda bazı şubelerimizdeki eskiyen alarm sistemlerinin yenilenmesine devam edeceğiz. Kamera sistemi olmayan şubelerimizde bu eksikliğin tamamlanmasını sağlayacağız. Genel Müdürlük ve ek hizmet binalarını en son teknolojik ürünler kullanarak daha güvenli bir şekilde korunmasına önem vereceğiz. Bölge koordinatörlüklerimiz ve şubelerimizden gelen araç taleplerini yeni araç kiralayarak karşılamaya çalışacağız. Doğal olarak bütün bu hizmetlerin alımı ve kullanımında Bankamız bütçe hedefleri ve tasarruf ilkeleri çerçevesinde hareket edeceğiz. Halkbanklı olmak size ne ifade ediyor? Halkbanklı olmak her şeyden önce bir ayrıcalık. Kuruluşundan bu yana üstelendiği misyonuyla Halkbank bu ülkenin en köklü markalarından biri olmuştur. Böyle bir kuruma hizmet vermekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. l Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı İstanbul Çalışanları 24 ürün hizmet Tarım destek paketi Banka olarak tarımsal sanayiyi de, uzun vadeli, ödemesiz dönemli ve uygun faiz oranlı -Bankamız kaynaklı ve Dış kaynaklı- kredi imkânları sağlayarak destekliyoruz. T arım Sektörü, nüfusun gıda maddeleri gereksinimini karşılaması, tarıma dayalı sanayinin hammadde kaynağını oluşturması, belli bir kesime istihdam olanağı sağlaması, dışa bağımlılığın önlenmesi ve ödemeler dengesi üzerinde önemli etkilerinin olması, küresel kuraklık v.b. nedenlerle, ekonomideki stratejik rol ve işlevini her geçen gün artırarak sürdürmektedir. Sektöre kapsamlı bir destek sunabilmek amacıyla Bankamızca “Tarım Destek Paketi” hazırlanmıştır. Bu paket içerisinde dört ürün bulunmaktadır (Tarım Destek Kredisi, Traktör ve Tarım Makinaları/ Ekipmanları Kredisi, Sera İşletme ve Sera Yapım Kredisi, Topraksız Tarım Kredisi). Pakette yer alan tüm kredilerin vadeleri çiftçilerin nakit girdilerinin olduğu hasat zamanında ödeme yapılmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. Tarım Destek Kredisi: Çiftçilerin özellikle sulama, gübre, tohum gibi ekim öncesi finansman ihtiyaçları karşılanmaktadır. Kredi vadesi hasat dönemine paralel olarak belirlenmektedir. Vade sonunda anapara, faiz ve BSMV ile birlikte kapatılmaktadır. Azami 12 ay vadeye kadar kullandırılabilmektedir. Traktör ve Tarım Makinaları/ Ekipmanları Kredisi: Tarım makinaları alımı için 36 aya, traktör alımı için ise 60 aya varan vadelerle ve esnek ödeme alternatifleri ile geri ödeme imkânı sunmaktayız. Çiftçilerin hasat zamanına uygun olarak AET ve 3/ 6/ 9/12 ayda bir eşit taksitli ödeme yapılabilmektedir. Tarımsal üreticilerimizin, Traktör ve Tarım Makinaları/ Ekipmanları ihtiyaçlarını kredimiz ile karşılarken sektörde öncü firmalarla katkı paylı protokoller yaparak maliyetlerininin aşağıya çekilmesine olanak sağlıyoruz. Sera İşletme ve Sera Yapım Kredisi: Seracılık faaliyetinde bulunan ya da bulunacak olan çiftçilik belgesi sahibi çiftçiler ile tarımsal üretim faaliyetinde bulunan tarımsal işletmelere; Sera yapımı, mevcut serasının büyütülmesi, modernizasyonu, kültür mantarı odası yapımı gibi amaçlarla 48 ay vadeye kadar, işletme giderlerinin finansmanı için ise 24 ay vadeye kadar kullandırılmaktadır. Kredi ile ödemesiz dönem imkanı ve hasat dönemine uygun ödeme alternatifleri sunmaktayız. Son yıllarda değeri giderek artan ve ülkemizde de modern tarım/seracılık alanlarında uygulanmaya başlayan Topraksız Tarımın desteklenmesi için “Topraksız Tarım Kredisi” oluşturduk. Kredinin limiti projeye ve ihtiyaca göre belirlenmektedir. Kredi, üreticinin hasat dönemine paralel olarak 3/6/9/12 ayda bir eşit taksitli olarak ya da 3 ya da 6 ayda bir anapara eşit taksit ödemeli olarak belirlenebilmektedir. Kredi, YTL ve YP olarak kullandırılabilmektedir. İşletme kredileri; azami 2 yıl vadeli olarak ve 6 aya kadar ödemesiz dönemli, Yatırım Kredileri ise; 2 yıldan az olmamak kaydıyla, azami 5 yıl vadeli olarak kullandırılmakta olup, azami 1 yıl ödemesiz dönem verilebilmektedir. Tarım Destek paketinin yanısıra, TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) ile yaptığımız protokol ile, TMO’ ya makbuz karşılığı ürün teslimi yapan üreticilere, makbuz karşılığında kredi kullandırmaktayız. Ayrıca bazı tarımsal kurum ve birliklerle işbirliği yaparak, üyelerinin kredi gereksinmelerini karşılamaktayız. Banka olarak tarımsal sanayiyi de, uzun vadeli, ödemesiz dönemli ve uygun faiz oranlı Bankamız kaynaklı ve Dış kaynaklı kredi (Avrupa Yatırım Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı, Dünya Bankası v.b.) imkânları sağlayarak destekliyoruz. l 25 başarı öyküleri Diyarbakır Şube Müdürü Recep Tüzer: “Başarımızın sırrı; pozitif yönde enerji vermek” R ecep Tüzer. 1952 Diyarbakır doğumlu. 30 yılı aşkın bir süredir Halkbank’ta çalışıyor. 17 yıldır Halkbank’ın değişik Şubelerinde yönetici olarak görev yaptı. 5 Temmuz 2006 tarihinden bu yana Diyarbakır Şubesinde çalışmalarını sürdüren Tüzer, bu yılın Temmuz ayı itibarıyla Diyarbakır Bölge Koordinatörlüğüne atandı. Şubenizi konum, personel ve işleyiş özellikleriyle tanıtır mısınız? Şubemiz daha önce Emlak Kredi Bankası ve Halkbank’ın birleşmesi ile 2001 yılından beri Girişimci Şube ( A Grubu Şube ) olarak hizmet vermeye başlamıştır. 34 personeli ile başarılı bir şekilde görevini yürüten Şubemiz, Mayıs 2008 tarihi itibariyle Diyarbakır ( T ) unvanına yükselmiştir. Şube, konum olarak Suriçi Gazi Caddesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Şubenizi öne çıkaran başarılı çalışmalarınızı anlatır mısınız? Şubemizde müşteri memnuniyeti ön planda olmak üzere sivil toplum örgütleri ile iyi ilişkiler içindeyiz. İlimizde önde gelen kredibilitesi yüksek firmaların ihtiyaçlarını belirleyip, büyük montanlı kredi kullandırmamız, yatırımcı firmalara dış kaynaklı fon kredileri ile onların büyümelerine katkıda bulunmamız ve yeni yatırımcı firmalar yaratmamız Şubemizin önde gelen özelliklerindendir. Bu misyonumuzu yerine getirirken Bireysel Bankacılık alanında da çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir. Başarınızı hangi özelliklerinize ve prensiplerinize borçlusunuz? Çalışma arkadaşlarımıza pozitif yönde bir enerji vermek, huzurlu ve güvenli bir çalışma ortamı yaratmak başarıyı artırmak için uygulamaya önem verdiğim konuların başında geliyor. Bunun yanı sıra, müşteri odaklı çalışarak profesyonel bir şekilde kaliteli hizmet verme anlayışımız başarımızı artıran en önemli etmen olmuştur. ve hatta durduğumuz an düşeceğimizi düşünerek çalışmalarımı sürdürdüm. Hiç bir çalışmanın karşılıksız kalmayacağına inançla hareket ettim. Bunun semeresi olarak da Diyarbakır Bölge Koordinatörlüğüne terfi ettirildiğimi öğrendim. Bu terfinin mesleki heyecanıma ivme kattığını belirtmek isterim. Bu görevimde de, Halkbank’ın Bölge ve ülke ekonomisine olan katkılarının bilinci ile çalışmalarımı sürdüreceğim. l NOT: Dergimizin baskı aşamasında, Diyarbakır Şube Müdürü Recep Tüzer, Diyarbakır Bölge Koordinatörü olarak atanmıştır. Başarının sırrını özetlemenizi istesek, neler söylersiniz? İşinizi ‘’benimsemek, önemsemek ve sevmek’’ olarak özetleyebiliriz. Bankacılıkta başarılı olmak diğer mesleklerden farklı hangi özellikleri gerektiriyor? Bankacılığı diğer mesleklerden ayıran en önemli özellik; çevrenize saygı ve güven duygusu vermek, ayrıca mesaiye bağlı kalmadan özverili bir çalışma gerektirmektedir. Yeni başarılara imza atmak için hedef ve projeleriniz nelerdir? Bankamız yeniden yapılanmaya geçtikten sonra özverili çalışmalarımızın aralıksız sürdürülmesi için, koşmamız gerektiğini Diyarbakır Şube Müdürü Recep Tüzer 26 başarı öyküleri Şanlıurfa Şube Şube Müdürü Müdürü M. M. Fuat Fuat Ayhan: Ayhan: Şanlıurfa “Başarıda müşteri memnuniyetinin önemi büyük” M ehmet Fuat Ayhan 1961 Adıyaman doğumlu. Meslek hayatına 1984 yılında Halkbank’ta başladı. Memurluktan yöneticiliğe kadar Banka’nın çeşitli kademelerinde görev yaptı. 2005 yılının Şubat ayından beri Şanlıurfa Şube Müdürü olarak görevini sürdürüyor. Şubenizi konum, personel ve işleyiş özellikleriyle tanıtır mısınız? Şanlıurfa Şubemiz, 23 personeli ile il merkezinde Belediye karşısında, bankaların yoğun olduğu ana cadde üzerinde bulunan beş katlı binamızda faaliyetlerini sürdürmektedir. Emeklilerimize, bireysel müşterilerimize, esnaf - KOBİ ve ticarî müşterilerimize en iyi hizmeti vermenin mücadelesi içersindeyiz. Şubenizi öne çıkaran başarılı çalışmalarınızı anlatır mısınız? Göreve başladığım tarihten itibaren Şubemiz rakamları istikrarlı bir şekilde büyümeye başladı.Yeni müşteri anlayışı ile portföyümüzü genişlettik. 31 Aralık 2007 tarihi itibariyle Halkbank Şubeleri arasında 18’inci sırada yer almaktayız.13 Haziran 2008 tarihinde Mavi Yıldız ödülü alan Şubemiz, kendi segmentinde, yine Halkbank Şubeleri arasında 31 Mayıs 2008 tarihi itibariyle KOBİ kredilerinde birinci sırada yer almaktadır. Kısaca özetlemek gerekirse tüm rakamlarımız yükselmeye devam etmektedir. Başarınızı hangi özelliklerinize ve prensiplerinize borçlusunuz? Başarılı olmak için öncelikle işinizi severek yapacaksınız. Ben işimi büyük bir sevgi ve istekle yapıyorum. Çalışma arkadaşlarımla aile ortamı içersinde, sevgi ve saygı bütünlüğü ile çalışmaktayım. Ayrıca başarımızın diğer bir etmeni de müşteriyi sabırla dinlemek ve ihtiyaçlarını tespit etmektir. Başarıda müşteri memnuniyeti önemli bir yer almaktadır. Başarının sırrını özetlemenizi istesek, neler söylersiniz? Kısaca özetlemek gerekirse başarının sırrı; ekip halinde, pozitif enerji ile çalışmak, işini severek yapmaktır. Çalışanlarımız arasında disiplinli bir sevgi, saygı ortamı yaratarak ekip ruhu oluşturduk. Böylece, değişen ortamlarda da etkin bir şekilde, bütünü görerek çalışabilme ve yeniliklere uyum sağlayabilmeleri sayesinde başarı çizgisinde yürümekteyiz. Şubemizin başarı grafiğindeki artış, personelimin üstün çalışma performansından kaynaklanan müşteri memnuniyeti ile sağlanmış bulunmaktadır. Yeni başarılara imza atmak için hedef ve projeleriniz neler? Hedefimiz mevcut portföyümüze yeni müşteriler katmak, KOBİ’lerimizin yeni projelerini desteklemek, bireysel kredilerde ilerlemek, kârlılığımızı daha da arttırmaktır. Bu nedenle müşteri odaklı etkin çalışma faaliyetlerimizi sürdürmeye, müşterilerimiz için sorun çözücü ve yol gösterici olmaya devam edeceğiz. l NOT : Dergimizin baskı aşamasında Şanlıurfa Şube Müdürü Mehmet Fuat Ayhan, Adıyaman Şube Müdürü olarak atanmıştır. Şanlıurfa Şube Müdürü M. Fuat Ayhan 27 başarı öyküleri Alanya Şube Müdürü Ahmet Yıldız: “Çözüm, takdir ve ödül başarıyı getirdi” A hmet Yıldız 1953 Ordu - Perşembe doğumlu. Ticaret Meslek Lisesi mezunu. 1978’de İnebolu Halkbank Şubesi’nde göreve başladı. 1981’de Alanya Şubeye Şef Yardımcısı olarak atandı. 1997’den itibaren, Isparta-Eğirdir, Gazipaşa, Manavgat, Burdur Halkbank Şubelerinde görev yaptıktan sonra, 2007’den itibaren Alanya Şube Müdürü olarak görevini sürdürüyor. Yıldız, evli ve iki çocuk babası. Şubenizi konum, personel ve işleyiş özellikleriyle tanıtır mısınız? Şubemiz, Alanya ilçemizde Müftüler Caddesi üzerinde merkezi bir mevkide, ‘Ana Şubedir’. Toptancı Hali Büromuz Alanya hali üst caddesinde bulunmakta, yaklaşık 2 yıldan bu yana hizmet vermektedir. Sanayi Sitesi Uydu Şubemiz, Alanya’da görevime başladıktan sonraki çabalarımla Bölge Koordinatörlüğümüz ve Genel Müdürlüğümüzün olurları ile açılmıştır. Bu üç Şubemizde özel güvenlik dahil 27 personel bulunmaktadır. veriler kullanarak ikna yöntemi ve ticari prensiplerimizde adil olduğumuzu hissettirmek etken olmuştur. Başarınızı hangi özelliklerinize ve prensiplerinize borçlusunuz? Her şeyden önce profesyonellik, işime olan sevgi ve saygım, kurumsal yapımızı en iyi bir şekilde temsil etmek. Personel, müşteri ve diğer rakip banka çalışanlarına örnek olmak. Çalışanlarıma onları çok sevdiğimi, değer verdiğimi hissettirmek, iyi bir iletişim kurarak onları birbirleriyle yarıştırmak, birbirlerine olan güvenlerini artırmak. Ayda bir piknikler ve aile görüşmeleri ile iletişimi güçlendirerek personeli motive etmek. Şubenizi öne çıkaran başarılı çalışmalarınızı anlatır mısınız? Başarının sırrını özetlemenizi istesek neler söylersiniz? Severek çalışmak, zamanı verimli bir şekilde kullanmak için planlama yapmak, prensiplerden taviz vermemek. Güncel bilgilere sahip olmak, kendimize hedef koymak… Sızlanan değil düşünen, öneri getiren biri olmak. Verimli bir şekilde çalışanı takdir etmek ve ödüllendirmek gibi özelliklerim başarılı olmamı sağlamıştır. 2007 yılı Ekim-Kasım-Aralık Performans Dönemi Türkiye Üçünçülüğü ve Bölge Birinciliği, 2008 Yılı Ocak-Şubat-Mart ayı Performans Dönemi Türkiye Altıncılığı ve Bölge Birinciliğimiz bulunmaktadır. Başarımızda, Bankamızın ilkeleri doğrultusunda somut Bankacılıkta başarılı olmak diğer mesleklerden farklı hangi özellikleri gerektiriyor? Sabır, özgüven, riski iyi yönetebilmek ve özverili olmak bir bankacıda bulunması gereken en önemli özelliklerdir. Yeni başarılara imza atmak için hedef ve projeleriniz nelerdir? Hedefimiz mevcut riskimizi piyasa şartlarına göre organize etmek ve yönetmek. Piyasa şartlarına göre çalışma planı hazırlamak, blok kredi ve mevduat yerine tabana yaygın kredi ve mevduat çalışması yapmak. Yılın ikinci yarısı için köy çalışmalarına başlamak, bireysel yanımızı güçlendirmek, biraz daha ağırlık vererek kâr marjımızı yükseltmek de projelerimiz arasında. Şubemizdeki hedefler için ekip çalışması ile piyasalarda etkin pazarlama çalışması yapılması öncelikli hedeflerimiz… l Alanya Şube Müdürü Ahmet Yıldız 28 gezi Uygarlıklar geçidi, Cumhuriyet'in beşiği Ankaramız’dayız “Ankara’nın bulunduğu bölgeye önce Hititler egemen olmuşlar. Daha sonra tarih sahnesinde sırasıyla Frigyalılar, Kimmerler, Persler, Lidyalılar, Makedonyalılar, Galatlar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar boy göstermişler.” Yazı ve fotoğraflar: Yıldırım Güngör Ulus Meydanı 29 GEZİ İlk TBMM T ürkiye Büyük Millet Meclisinin önündeki caddeden, arka plandaki modern Ankara görüntüsünü fotoğraflamaya çalışıyorum. Sürekli çalan bir düdük dikkatimi çekiyor. Geri döndüğümde bir polis memurunun ısrarla "Çekme! Çekme!" işareti yaptığını görüyorum. Nedenini sormak için yanına gidiyorum ve Meclisin fotoğrafını çekmenin yasak olduğunu öğreniyorum. - Anlıyorum. Şimdi ben bu fotoğrafı çeker de yayınlarsam ve birilerinin eline geçerse Meclisin tüm sırları açığa çıkar. Öyle mi ? - Evet! - Siz Google Earth diye bir şey duydunuz mu! - Hayır. Duymadım. Nedir o !!? - Neyse boşverin. Size iyi nöbetler... - Sakın Meclis’i çekme ha!… ... Sabahın erken saatlerinde yola çıkmıştım. Ulustan başlayarak görebildiğim kadar yer görmeye çalışacaktım. Ankara’nın simgelerinden biri haline gelmiş Atatürk Heykeli ilk durağımdı. Daha sonraki hedefim ise Julien Sütunu. Sora sora önce sütunu buldum. Sora sora diyorum, çünkü sütuna çok yaklaşmama rağmen her hangi bir tabela veya işaret yoktu. Sütun’da biraz oyalandıktan sonra Roma Hamamı’na doğru yola çıktım. Roma Hamamı’nda bir saat zaman geçirdim. Ben yaşamım boyunca gezdiğim hiç bir yerde böylesine büyük ve düzenli bir hamam görmedim. Hamamın girişindeki sütünlar, mermerlere yazılmış yazılar, hamamın içi… Her şey olağanüstüydü. Hamamdan sonraki hedefim Hacıbayram Camii. Yaklaşık bir saatimi de Hacıbayram Camii ve yanındaki Agustus Tapınağı’na harcadıktan sonra Ankara Kalesi’nin yolunu tuttum. Kaleiçi evlerinin geçen yüz yılı andıran sokaklarından geçerek kısa sürede Ankara Kalesi’nin tepesine çıkmayı başardım. Tün Ankara ayaklarımın altındaydı. Modern Ankara ve eski Ankara ayırımı en güzel buradan gözleniyor. Altımdaki düzlükte üç çocuk yaptıkları kağıttan uçakları uçuruyorlar. Uçaklar hava boşluğunda kaybolunca, yanlarındaki defterden yeni bir sayfa koparıp birkaç saniyede bir uçak daha yaparak onu da uçuruyorlardı. Kendi oyuncaklarını kendileri yapıyorlardı ve çok mutluydular. Ankara’nın tarihi hakkında çok kesin bilgi yok. Ancak yapılan çalışmalar Ankara’nın şu anda üzerinde bulunduğu alanda çok eski yerleşimlerin olduğunu ortaya koymuş. Adı ise Galatlar tarafından Ancyra olarak verilmiş. Bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Ankara’nın bulunduğu bölgeye önce Hititler egemen olmuşlar. Daha sonra tarih sahnesinde Sırasıyla Frigyalılar, Kimmerler, Persler, Lidyalılar, Makedonyalılar, Galatlar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar boy göstermişler. Atatürk 19 Mayıs’ta ayak bastığı Anadolu topraklarının son durağı olarak Ankara’yı seçmiş. Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı olarak seçtiği Roma Hamamı Ankara’ya 27 Aralık 1919 tarihinde ayak basan Atatürk, Cumhuriyet’in temellerini burada atmış. Ankara, 23 Nisan 1920’de TBMM hükümetinin merkezi ilân edilmiş, 13 Ekim 1923 tarihinde de genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmuş. Güneş tepeye yaklaşmaya başlamıştı. Bu saatlerde fotoğraf çekmenin bir anlamı olmayacağı için müzeleri gezmeye başladım. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdiğim süre boyunca neredeyse tüm Anadolu tarihi geçti gözlerimin önünden. 10 bin yıl öncesinden başlayan gezim bittiğinde bir filmden çıkmış gibiydim. Müzeye yakın olan At Pazarı’ndaki Rahmi Koç Müzesi’ni de gezdikten sonra taksi durağından aldığım tarifle kestirmeden Etnografya Müzesi’ne doğru yola koyuldum. Kısa bir süre sonra Müze’nin girişindeydim. Hem Etnografya hem de Resim– Heykel Müzesi’nin mimarisi muhteşem. Saat 15:00 gibi müze gezimi bitirdikten sonra yürüyerek Sıhhıye semtine inJulien Sütunu dim. Nostaljik Ankara, yerini büyük iş merkezlerinin ve gökdelenlerin bulunduğu modern Ankara’ya bırakmıştı. Kızılay, Bakanlıklar derken, Kavaklıdere’de buldum kendimi. Kuğulu Park bu bölgenin nefes alınacak yer- 30 GEZİ turist sayısı da her geçen yıl katlanarak artıyor. Beypazarı’ndan 20-25 km. sonra Nallıhan Kuş Cenneti de görülmeye değer bölgelerden biri. Önereceğim başka bir bölge de Kızılcahamam civarı. Hem kaplıcaları, hem de doğasıyla mutlaka görülmesi gereken bir yer. Özellikle Soğuksu Milli Parkı’na bir gününüzü ayırmalısınız. Gezilecek Yerler Cumhuriyet Müzesi (II.TBMM Binası): Mimar Vedat Tek tarafından 1923 yılında tasarlanan bina Ulus Meydanı’nda. Meclis toplantı salonu, Atatürk ilkelerinin anlatıldığı odalar ve ilk üç cumhurbaşkanına ait belge ve fotoğraflar da müzenin diğer nadide eserleri. Ankara Kalesi lerinden biri. İçinde kuğu, kaz ve ördeklerin bulunduğu bir göle sahip park dinlenmek için oldukça ideal bir serinliği sahip. Parkta dinlendikten sonra tekrar yola koyuldum. Hedefim Atakule. Kule uzaktan yakın gibi gözüküyor ama Kule’ye giden yol öyle bir yokuş ki, çık çık bitmiyor. Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra kuleye varmayı başardım. Bir kafeteryada oturup biraz dinlendim. Dile kolay Ulus-Ankara Kalesi- Atakule güzergâhını yürümüştüm. Hem de 34 oC sıcaklıkta. Dinlendikten sonra ücretli asansörle yukarı çıktım. Kulenin üstünde bir seyir terası, bir de döner restoran var. Ancak seyir terasının etrafını çevreleyen saydam bakalit o kadar kirli ki fotoğraf çekmek için epey uğraşmak gerekiyor. Bu olumsuzluğa rağmen Atakule’den Ankara manzarası muhteşem. Tüm kent ayaklarımım altındaydı sanki. Yaklaşık yarım saatimi Kule’de geçirdikten sonra aşağı indim. Artık epey yorulmuştum. Ertesi gün yine Ulus civarında dolaşacak, akşama doğru Anıtkabir’e zaman ayıracaktım. Bindiğim taksiye otelimin ismini söyler söylemez uyumuşum. Ankara’ya ilk kez gidenlerin ilk olarak uğramaları gereken bir yer Anıtkabir. Anıtkabir bir zamanlar haftada en az iki gün ziyaret ettiğim bir yerdi. Okulum Beşevler’de olduğu için yürüyerek giderdik. Anıtkabir’e giden yoldan çıkarken yağmur çiselemeye başladı. Adımlarımı hızlandırdım. Yine kalabalık bir grup vardı içeride. Uzun süredir içini gezmemiştim. İçerideki müze çok etkileyici ve neredeyse canlı. Yaklaşık bir saat süren müze gezisi bittiğinde ülkemizin ne koşulllarda ve zorluklarla kurulduğu insanı beyinine kazınıyor adeta. Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı canlandırmaları da sanki canlı gibi. Sanki birazdan 54. Alay, Mustafa Kemal’in emriyle süngü takacak ve ölüme koşacak; topraklarımızdan işgalcileri atmak için. Ben göremedim ama, Ankara’ya gidip de Ankara Kedisi’nden söz etmeden olmaz. Dünyanın en sevilen saf kan kedi ırkları arasında yer almaktaymış. Bu ipeksi orta uzunlukta kürkü olan ince uzun yapılı kedilerle Avrupa Haçlı Seferleri sonrasında tanışmış. Ankara’dan götürülen kediler uzun yıllar Fransız sosyetesinin en nadide ev hayvanları arasında yer almış. Ankara’nın etrafı da gezmek için ideal. Gezmek için de bir sürü yayla ve köy var. Ancak en ünlülerinin başında eski ahşap evleriyle ünlü Beypazarı geliyor. Sadece evleri değil, havucu, gümüş işçiliği ve kurusu ile de meşhur. Gelen Kurtuluş Savaşı Müzesi (I.TBMM Binası): Ulus Meydanı’nda bulunan bina, 1961 yılında TBMM Müzesi olarak ziyarete açıldı. Atatürk’ün doğumunun 100. yılında ciddi bir restorasyon geçiren müze, 1981 yılında Kurtuluş Savaşı Müzesi adıyla yeniden hizmete açıldı. Etnografya Müzesi: Ankara Numune Hastanesi’nin yanında Namazgâh semtinde bulunan, madeni eserlerden, dokuma giysilere, silahlardan ahşap kapılara kadar çok zengin bir kolleksiyona sahip olan müze, Atatürk’ün naaşına da 1943 yılına kadar ev sahipliği yapmış. Resim Heykel Müzesi: Etnoğrafya Müzesi ile aynı bahçenin içinde yer alan Müze’de, ülkemizin yetiştirdiği önemli ressam ve heykeltraşların eserleri sergileniyor. Ankara’ya giderseniz gezmeden dönmeyin. Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Ankara Kalesi’nin GD tarafında yer alıyor. Eskiden Atpazarı olarak bilinen semtte yer alan Müze’de Paleolitik Çağ’dan Osmanlı Dönemi’ne kadar, Anadolu’da iz bırakmış tüm uygarlıkların eserlerini görmek mümkün. Bu özelliği ile Müze, dünyanın en önemli müzeleri arasında. Anıtkabir 31 GEZİ Etnografya Müzesi Çengelhan Rahmi Koç Müzesi: Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne çok yakın olan Müze, Ankara’nın ilk sanayi müzesi. Müze’nin bulunduğu Çengel Han, Kanunî zamanında Mihrimah Sultan’ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522-1523 tarihleri arasında yaptırılmış. Günümüzde özgün mimarisini koruyan ender binalardan biri. Müzeyi gezerken sanayinin geçirdiği aşamaları keyifle ve hayranlıkla izleyeceksiniz. Roma Hamamı: Ulus’tan Yıldırım Beyazıt’a giden Çankırı Caddesi’nin ilk ışıklarından hemen sonra solda yer alıyor. Roma Dönemi’nin ihtişamını anlatacak denli korunmuş olan hamam üç ana kısımdan oluşuyor. İmparator Karakalla Dönemi’nde (211 - 217) inşa edilen hamamda Roma Dönemi Ankarası’ndan toplanmış yazıtları kapsayan zengin bir koleksiyon bulunuyor. Augustus Tapınağı: Roma İmparatoru Agustus adına bağlılık nişanesi olarak yaptırılan tapınak, Hacıbayram Camii ile neredeyse iç içe .Yapının iki yan duvarı ile işlemeli olan kapı kısmı orijinal hali ile ayakta. Julien Sütunu : Ankara’nın bir çok tarihi eseri gibi bu da Ulus’da. Vergi Dairesi ile Valilik arasında kalan küçük bir meydanda yer alıyor. Yüksekliği 15 metre olan sütunun 362 yılında Ankara’yı ziyarete gelen Roma İmparatoru Julien adına diktirildiği sanılıyor. Anıtkabir: Temeli 9 Ekim 1944 tarihinde atılan Anıtkabir, 9 yılda tamamlandı. Atatürk’ün masolesinin bulunduğu yapı Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak tasarlanmış. Anıtkabir’de, Atatürk’ün yaşamından kesitler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun her aşamasının olağanüstü anlatıldığı bir müze de bulunuyor. Özellikle Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı bölümü öylesine canlı ki, insan kendini bir an orada hissediyor. Ankara Kalesi: Tarihi oldukça eski olan Ankara Kalesi’nin İ.Ö. 2. yüzyılda var olduğu biliniyor. Romalılar Dönemi’nde büyük bir onarım gören Kale, Malazgirt Savaşı’ndan sonra 1073 yılında Selçuklular’ın eline geçti. Ankara Kalesi’nin içinde 17. yüzyılda inşâ edilmiş birçok Ankara evi bulunuyor. Kale içindeki bu evlerin bir kısmı onarılarak otel veya lokantaya dönüştürülmüş. kalarak taşlaşan bir fosil ağaç ormanı bulunuyor. Nallıhan Kuş Cenneti: Son yıllarda suyu azalma eğilimi gösterse de göçmen kuşların uğrak yeri. Kuş Cenneti’nin hemen karşısındaki Kız Tepe ve etrafındaki jeolojik oluşumlar ise muhteşem görüntüler sunuyorlar. Beypazarı Evleri: Beypazarı’nın talihi Avukat Mansur Yavaş’ın Belediye Başkanı seçilmesiyle değişti. İlçedeki ahşap Beypazarı evleri tek tek restore edilerek, bir kısmı pansiyona dönüştürüldü. Ankara’ya giden herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer. l Gençlik Parkı: Bir zamanlar Ankaralılar’ın en önemli eğlence merkezi olan ve Ankaralılar’ın serinlemek için yaz aylarında akın ettikleri Gençlik Parkı bu aralar büyük bir yenilenme çalışması yüzünden kapalı durumda. Kuğulu Park: Kavaklıdere’de bulunan Kuğulu Park, 80’ler Ankarası’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biriydi. Hâlâ da ziyaret ediliyor. Parkın içindeki havuzda kuğular dışında ördek ve kazlar da var. Atakule: Muhteşem bir Ankara manzarasının izlenebildiği Atakule Çankaya’da. Soğuksu Milli Parkı: Kızılcahamam ilçesinde yer alan park, biyolojik çeşitliliğinin yanı sıra taşlaşmış iri ağaç fosilleri ile de meşhur. Çamlıdere Fosil Ağaç Ormanı: Kızılcahamam’a bağlı Çamlıdere’de günümüzden tam 10 milyon yıl önceki volkanik faaliyetler sonucunda, volkanik küllerin altında Atakule 32 bölge Ankara 1. Bölge Koordinatörü Levent Nihat Güleç: “Ürün odaklı değil, müşteri odaklıyız” Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğü Çalışanları Ankara, başkent olması sebebiyle askeri ve sivil bürokrasinin merkezi konumunda. Tüm bakanlıkların, kamu kurumlarının, mesleki örgütlenmelerinin, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin varlığı nedeniyle, geçmişten bu yana hep memur ve öğrenci kenti olarak görülmüş. Ankara 1. Bölge Koordinatörü Levent Nihat Güleç ile Halkbank’ta Beraber dergimiz için röportaj yaptık. Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğünün görev ve sorumluluk alanları hakkında bilgi verir misiniz? Ankara 1.Bölge Koordinatörlüğü olarak Ankara’da 23, Konya’da 8, Kastamonu’da 5, Çankırı ve Kırıkkale’de birer tane olmak üzere toplam 38 Şubede aynı hedeflere doğru yürüyen 602 kişilik büyük ve güçlü bir ekibiz. Hali hazırda Koordinatörlüğümüze bağlı 38 şubede; şubelerin planlamasını, yönlendirmesini, performans yönetimini, iletişim ve koordinasyonunu sağlamak, pazarlama, kredi tahsisi ve yönetimi, operasyon ile istihbarat ve mali tahlil fonksiyonlarına ilişkin uygulamaları temin etmek, bağlı şubelerimizin kârlı ve verimli şekilde çalışmalarına destek olmak görev ve sorumluluk alanlarımızın başında gelmektedir. Koordinatörlüğünüzün yeni projeleri ve hedefleri neler? Sorumluluğumuz dahilindeki bölgemiz içinde Bankamız piyasa payının artırılmasına yönelik 33 BÖLGE L Genel Müdürlüğümüz tarafından belirlenen yeni projelere ve hedeflere uygun bir çalışma tarzı izlenmektedir. Koordinatörlüğümüz bu amaçla çeşitli araştırmalar yapmakta, şubelerimize bilanço kalemleri dışında müşteri sayılarımızı artırmaya dönük hedefler vermektedir. Bu amaçla yeni hedef sektörler ve müşteriler belirlenmekte, bu müşterilerin ihtiyaçlarının tespit edilmesine yönelik olarak şubelerimiz ile beraber müşteri ziyaretlerine katılınmaktadır. Bu bölgede bankacılık faaliyetlerinin durumunu ve Halkbank’ın önemini anlatır mısınız? Bankacılık sektörünün verilerine baktığımız zaman Ankara ilinde toplanan mevduatın yüksekliğine rağmen toplanan bu kaynakların krediye dönüşüm oranı diğer illere göre oldukça düşük kalmaktadır. Bu açıdan Ankara, “tasarruf (fon) fazlası” olan illerin başında gelmektedir. 2007 yıl sonu itibariyle Ankara’da il çapında mevcut 30 bankanın 749 Şubesindeki toplam mevduat 63.764.885 bin YTL olup, toplam kullandırılan krediler ise 27.386.567 bin YTL düzeyindedir. Kısacası Ankara’da toplanan mevduatın ancak % 43’ü kredi kullandırımına dönüşmektedir. Ankara’da bankacılık faaliyetleri bakımından çarpıcı bir başka özellik ise geçen yıl sonu itibariyle mevcut 749 banka şubesinin, % 52’sine tekabül eden 389 şubesinin sadece Çankaya İlçesinde bulunmasıdır. Çankaya İlçesini 103 adet şube ile Altındağ ve 91 adet şube ile Yenimahalle ilçeleri izlemektedir. Bu da bize Ankara’da belli yerlerdeki yığılma nedeniyle, adım başı bir banka şubesinin olmasından dolayı yoğun bir rekabet ortamının bulunduğunu açıkça göstermektedir. Ankara’da Bankamızın 2 tane Bölge Koordinatörlüğü bulunmaktadır. Şereflikoçhisar hariç Ankara’nın tüm çevre ilçelerindeki şubelerimiz Ankara 2. Bölge Koordinatörlüğüne bağlı olup, Ankara Büyükşehir Belediye sınırları içerisinden ise birlikte pay alınmaktadır. 1. Bölge Koordinatörlüğümüz şubelerinin ağırlıklı olarak yer aldığı hinterlant Ankara’nın gelir düzeyi nispeten yüksek yerleşim yerlerinden oluşmaktadır. Gerçi Ankara’nın bir özelliği olarak, kesin hinterlant sınırlarından bahsetmek çok mümkün değildir. İnsanların ulaşımlarının diğer büyük şehirlere göre nispeten kolay olması nedeni ile müşteriler iyi hizmet alabildiklerini düşündükleri şubelere kolaylıkla ulaşma olanağına sahiplerdir. Şubelerimizin Bireysel ve Ticari-KOBİ segmentinde tüm Ankara hinterlandından müşteri edinmeleri mümkündür. Ankara dışında bölgemize bağlı Konya, Kastamonu, Kırıkkale ve Çankırı illerini değerlendirdiğimiz zaman Konya’nın hem sanayi hem tarım üssü konumunda olması ve yüksek dış ticaret potansiyelinin bulunması nede- event Nihat GÜLEÇ, 1966 doğumlu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden 1988 yılında mezun olduktan sonra, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İngilizce İktisat Anabilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı. 1989 yılında Uzman Yardımcısı olarak Halkbank’ta meslek hayatına başladı. 1990 yılında aynı Bankanın Müfettiş Yardımcılığı sınavını kazanarak Teftiş Kuruluna katıldı. Müfettişlik, Başkan Yardımcılığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Başkent Kurumsal Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 2007 Temmuz ayından itibaren yaklaşık bir yıldır ise Ankara 1.Bölge Koordinatörü olarak çalışmalarına devam etmektedir. Evli ve 1 çocuk sahibi. Ankara 1. Bölge Koordinatörü Levent Nihat GÜLEÇ niyle bankacılık faaliyetleri bakımından diğer illerimize göre daha şanslı konumda olduğu görülmektedir. Çankırı, Kırıkkale ve Kastamonu ise “kalkınmada öncelikli iller” arasında yer aldığı için Bankamızın misyonu gereği bu illerdeki yatırımlara çok büyük önem vermekteyiz. Bu illerde yapılan her fizibl yatırımı sevinçle karşılamakta ve ilk ilgilenen banka biz olmaktayız. Bölgenizde hangi sektör ön planda ve bu doğrultuda nasıl bir çalışma tarzı izliyorsunuz? Bölgemizde inşaat-taahhüt, eğitim, sağlık, imalat, orman ürünleri, tarım ve tarıma dayalı sanayi ile perakende ticaret ve hizmet sektörleri ön planda yer almaktadır. Bölge Koordinatörlüğümüz kendisine verilen hedeflere ve bu hedefleri doğrultusunda şubelere verilen hedeflere ulaşılmasını sağlamak amacı ile şubelerimiz ve MİY’lerimiz ile değerlendirme toplantıları yapmakta, bağlı şubelerimizin performanslarını takip etmekte, şube performanslarının en üst düzeyde gerçekleşmesine yönelik bir çalışma tarzı izlenmektedir. Koordinatörlüğümüze bağlı şubelerimiz ile yapılan ziyaret planları çerçevesinde müşteri ziyaretleri yapmakta, mevcut ve potansiyel müşterilerle ilgili pazar araştırmalarına katıl- makta, şubelerimizin kredilendireceği veya kredilendirdiği müşterilere yapılan ziyaretlere katılmaktadır. Piyasadaki tüm gelişmeler en az şubelerimiz kadar yakından izlenmekte ve gerekli önlemler vakit geçirilmeden ortaklaşa şekilde alınmaktadır. Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğünün bölgenizde fark yaratan çalışmaları nelerdir? Günümüzde gelişen teknoloji ve bilgiye tüm insanların hızlı bir şekilde ulaşması sonucu her müşteri bankasından özel olduğunu duymak ve özel hizmet aldığını hissetmek istemektedir. Günümüzün bankacılığı artık ürün odaklı değil, müşteri odaklıdır. Müşterilerimizle ilişkilerde ürün satışından öte, müşteri sadakatinin oluşturulması hedeflenmelidir. Bu da banka ile müşteri arasında sağlam bir iletişim yaratmaktan geçmektedir. Bu durumu göz önüne alarak yaptığımız çalışmalarla müşterilerimize en yüksek kalitede hizmet vermeyi amaçladık. Geçmişte bizim müşterimiz olan fakat zaman içinde birçok nedenle başka bankalara kaptırdığımız iyi müşterileri yeniden kazanmaya başladık. Şubelerimiz ve MİY’lerimiz artık müşterilerini derinlemesine tanımakta, ihtiyacı olan her türlü hizmet ve ürünü müşterisine sunmakta 34 BÖLGE bilirseniz, ancak o zaman Halkbank adı size çalışmalarınızda avantaj sağlar. Başarılı olma ve başarıyı sürdürme konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz? Başarı bir sonuçtur. Sonuca ulaşıncaya kadar kişilerde gerekli ön birikimin, özgüvenin ve bilgiye dayalı cesaretin bulunması, hazırlıkların/noksanlıkların önceden tamamlanması, varsa engellerin kaldırılması gerekir. Bunlar yerli yerince doğru şekilde dizayn edilmeden ve ön koşullar sağlanmadan uygulamaya geçilmesi, şans faktörleri dışında başarı yerine genellikle hüsranla sonuçlanır. Kendimden başlayarak etrafımda birlikte çalıştığım her kişinin bu özelliklerini harekete geçirecek bir planlama ve görev dağılımı dahilinde işe başlarım ve sonrasını zamana bırakırım. Bir Amerikalı kadın gazeteci, Mustafa Kemal Atatürk’e, “Başarınızın sırrı nedir?” diye sorar. Atatürk şöyle cevap verir: “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür.” “Günümüzün bankacılığı artık ürün odaklı değil, müşteri odaklıdır. Müşterilerimizle ilişkilerde ürün satışından öte, müşteri sadakatinin oluşturulması hedeflenmelidir.” ve müşterisinin en iyi hizmeti almasını sağlamakta, bankacılık işlemleriyle ilgili her konuda onlara yol göstermektedir. Halkbank adı çalışmalarınızda size nasıl bir avantaj sağlıyor? Bana göre Halkbank, Türk bankacılık sektöründe 70 yıllık geçmişe sahip çok büyük ve kurumsal bir markadır. Bir ülkenin gücü, zenginliği, yarattığı ve marka haline getirdiği değerlerle artar. Türkiye’deki firmaların ve kurumların sağlıklı bir şekilde 2. veya 3. kuşaklara intikali oldukça ülkemiz gelişmiştir. 20 yıllık dönemleri birer kuşak olarak düşünürseniz Bankamız büyüyerek ve güçlenerek 4. kuşağa doğru sağlıklı bir şekilde ilerlemektedir. Ziyaretine gittiğimiz ve bugün Türkiye’nin sayılı büyük şirketleri arasına girmiş saygın firma sahiplerinin, “50 yıl önce ilk makinemi sizin kredinizle aldım” sözünü duymak bizlere ayrı bir gurur vermektedir. Aradan geçen sürede birçok müşterimizin işletmesi büyüdü, Bankamız da onlara hizmet verebilmek için daha geniş olanaklara kavuştu. Üniversiteden mezun olup, yüksek lisansa başladığımda Enstitünün kapısında Bankanın işe giriş ilanıyla ilk kez Halkbank adını duymuştum. Çok fazla reklamını yapmayan Halkbank hakkında başlangıçta fazla bir şey bilmiyordum. Ancak işe başladıktan sonra Halkbank’ı misyon olarak diğer bankalardan ayıran çok güçlü özellikleri olduğunu anladım. Henüz hiçbir banka KOBİ kavramını bilmez iken, sanayi kredileriyle ilgili genelgelerimizde KOBİ’nin bilimsel ve literatürlere geçen tanımını yıllar önce ilk kez okuduğumda çok şaşırmıştım. Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, AKKB, KFW gibi birçok uluslararası kuruluşun çok uzun yıllar boyunca fonlarına aracılık ettiğimizi ve bu yurtdışı finansal kuruluşların nezdinde yüksek bir saygınlığımızın olduğunu, hatta Avrupa’da Halk Bankaları Birliğinin bulunduğunu ve bir dönem yöneticiliğini dahi yaptığımızı, çok geniş bir muhabir ağımızın varlığını işe girdiğim ilk yıllarda öğrenince, sıradan bir bankada işe başlamadığımın farkına vardım. Bu farkındalıkla hep Bankamı severek ve ona bağlı kalarak çalışmalarımı bugüne kadar sürdürdüm. Kısacası çalıştığınız kurumun tarihini, özelliklerini, misyonunu ve gücünü çok iyi Bankacılık faaliyetleriniz dışındaki ilgi alanlarınız ve faaliyetlerinizle ilgili bilgi verir misiniz? Müfettişlik görevim nedeniyle uzun yıllar çoğu zaman evimden uzakta kaldım, Anadolu’yu dolaştım. Bu görevim sayesinde ülkemin bütün doğal, tarihi güzelliklerini gördüm, insanlarımızı tanıdım. Gezdiğimgördüğüm yerleri daha sonraki yıllarda da hatırlayabilmek için fotoğraf karelerine yansıtmaya başladım. Zenith marka fotoğraf makinemle başlayan bu merakım amatör düzeyde kaldı. Sadece kendime ayırdığım zamanlarda ise bol bol kitap okumayı, gösterimdeki filmleri seyretmeyi ve bir Beşiktaşlı olarak futbol ile birlikte Bankamız voleybol takımının maçlarını izlemeyi tercih ediyorum. Mesleğimiz gereği akşamları dahi sürekli hep aynı camiadan arkadaşlarımızla veya müşterilerimizle birlikte toplantılarda bulunmaktan mı, yoksa kendimi sonradan aileme karşı affettirmek isteğinden mi olsa giderek evime ve aileme olan düşkünlüğüm arttı. İş dışındaki zamanlarımda, önceliği aileme vermek ve onlarla vakit geçirmek istiyorum. Özellikle çocuğunuz büyüdükçe kum saati gibi akıp giden zaman içinde bazı şeyleri kaçırdığınızı ve çocuğunuzla daha çok birlikte olmanız gerektiğini sonradan anlıyorsunuz. Çocuğunuz ve eşiniz sizi aynı zamanda en yakın arkadaşı olarak gördüğü zaman, kişi birebir karşılaştığı zorlukları daha kolay aşabiliyor ve kendini daha mutlu hissedebiliyor. l 35 ziyaret Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğüne Bağlı Şubelerimiz; İnsan merkezli bir çalışmayla başarıya koşuyorlar... Tarihi, Bronz Devri’ndeki Hatti uygarlığına kadar uzanır, Orta Anadolu’daki bu güzel kentin. Başkent Ankara, bir sürü uygarlığa beşiklik etmiş… Hititlerden tutalım da, taa Osmanlı’lara kadar çeşitli uygarlıkların kültürleriyle beslenerek bugüne kadar gelmiştir. Ankara denince ilk akla gelen simgelerden biri de Ankara Kalesi’dir. Ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, Hititlere kadar uzanan bir tarihi olduğu tahmin ediliyor. Kale, tepenin yüksek bölümünü kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış kaleden oluşuyor. Dış kale, eski Ankara şehrini baştanbaşa çevirmiş. İç kale de yaklaşık 43.000 km2’lik bir yer kaplıyor. Ayrıca Ankara Kalesi’nin içinde 17. yüzyılda inşa edilmiş birçok Ankara Evi bulunuyor… İnsana huzur veren bu sakin ve güzel kent, bir de parklarıyla ünlüdür. Gençlik Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Abdi İpekçi Parkı… Yapılışları Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan bu parklar havuzlarıyla, fıskiyeleriyle, gezilebilecek yeşil alanlarıyla Ankaralıların sıcak yaz günlerinde nefes almasını sağlıyor. Düzenli şehir planlaması, şehir içinde bir noktadan başka bir noktaya kolay bir ulaşımın olması, Ankara’yı cazibeli kent yapan özelliklerden sadece birkaç tanesi… Şubeler ziyaretimizde ilk sözü Necatibey Şube Müdürü İlhami Ünal’a veriyoruz. Kale, tepenin yüksek bölümünü kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış kaleden oluşuyor. 36 ZİYARET Necatibey Şube Müdürü İlhami Ünal: “Bireysel bankacılıkta atak yaptık” Necatibey Şubesinin zemin katında geniş ve ferah bir girişle karşılaşıyoruz. Sonra öğreniyoruz ki, bir alt katta aynı şekilde düzenlenmiş. İnsanı rahatlatan bir dekorasyon düzenlemesi yapılmış Şubede. Müdür İlhami Ünal, tam bir Halkbanklı. Bütün mesleki hayatı, Halkbank’ın çeşitli kademelerinde geçmiş. 2004’ten bu yana da Necatibey Şubesinde. Bireysel Kredilerde Bankadaki sıralamada Şube olarak önlerde yer almışlar. Geçen sene Halka Arz’da derece alınmış, yine Altın MİY’de Türkiye genelinde dereceler almışlar. İlhami Ünal bunları öyle bir ses tonuyla anlatıyor ki, sanki bu başarıları elde eden kendileri değil de başka bir şube. Sadece zorluklar karşısında değil, başarılar karşısında da soğukkanlığını yitirmeyen, kendini kaybetmeyen bir Halkbanklı’yla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. İlhami Ünal meslekte deneyimli, mütevaziliği elden bırakmayan bir bankacı. Başarılarının yanında, geliştirilmesi gereken yanlarını da anlatarak, yaptıklarına özeleştirel yaklaşması, sadece diğer bankacılara değil, bizlere de iyi bir hayat dersi oluyor. Necatibey Şubesi, Ankara’nın merkezinde dershanelerin, kamu kurumlarının ve yüksek yargı organlarının bulunduğu bölgede yer alıp, 20 personeliyle hizmet vermekte. Hem kredi büyüklüğü, hem mevduat büyüklüğü ve hem de kâr büyülüğü açısından Necatibey Caddesi’ndeki en büyük şube. Ankara’da sanayi çok ağırlıklı olmadığı için Halkbank’ın o geleneksel sanayi, KOBİ ilişkisinin bu bölgede ağırlığı yok. Şubede bireysel krediler ağırlıkta. İlhami Ünal bireysel kredilerdeki başarılarını sıcak insan ilişkisi sonucu yaratıldığına dikkat çekerek: “Bizim bireysel kredilerdeki başarılarımız birebir insanlarla ilgilenmekten geldi. Biz 3 yıl önce hemen hemen sıfırdan başladık. Gelen müşteriye ilgili davranınca onlar da kendi müşterilerini getirdi. Biz şunun farkındaydık, gelen müşteriye iyi davranırsak o üç müşteri getirecek, onlara da iyi davranırsak dokuz kişi getirecek, böylece artış olacak. Bu konuda çok dikkatli davrandık, hassasiyet gösterdik. Birebir ve sıcak ilişki bizim yaklaşımımızda önemli bir etkendir” dedi. l NOT : Dergimizin baskı aşamasında Necatibey/Ankara Şube Müdürü İlhami Ünal, Yenişehir/Ankara Şube Müdürü olarak atanmıştır. Kavaklıdere Şube Müdürü Ülkü Dağdelen: “2008’in temel önceliği risk yönetimi" Ziyaretlerdeki yeni durağımız Kavaklıdere Şubesi. Şube Müdürü Ülkü Dağdelen’in odasına girdiğimizde hem şaşırıyor, hem seviniyoruz. Duvarlar resimler ve mozaiklerle dolu. Bir iç huzur ve dinginlik yaşatıyor bize, bu sanatla iç içe geçmiş oda. Dağdelen, Merkez Bankasında başlamış meslek yaşamına. 1988 yılından beri Halkbank’ın yurtiçi ve yurtdışındaki şubelerinde görev yapmış. 3 yıldır da Kavaklıdere’de. Şube konum olarak, Çankaya, Gaziosmanpaşa, Ayrancı, Küçükesat, Kavaklıdere, Bakanlıklar semtlerinin yer aldığı orta ve üst gelir gruplarının yaşadığı bir bölgede bulunuyor. Öğle ve akşam saatlerindeki insan yoğunluğunun banko işlemlerine katkısı olsa da Şube, daha çok pazarlamaya dayalı kredi ağırlıklı bir Şube. Hinterlandı ise bütün Ankara. 15 çalışanıyla Şube, bireysel kredilerde Banka genelinde 6. sırada (özellikle konut kredileriyle fark yaratmış). 20 milyon YTL’lik konut kredisi hacmi ve Altın MİY konut kredisinde birincilikleri bulunuyor. Önümüzdeki süreci değerlendiren Dağdelen: “Zor geçecek 2008’in temel önceliği risk yönetimi olacaktır. Bu yıl, % 4 gibi makul seviyelerde olan Takipteki Krediler/Toplam Krediler rasyomuzu daha da iyileştirmeye çalışacağız. Diğer taraftan kaliteli konut kredilerinde (ve diğer bireyselde) ve proje kredilerinde kontrollü bir şekilde büyümeye devam edeceğiz. Tabii ki, çalışan ve müşteri memnuniyeti ile performans ve kaliteden ödün vermeden” dedi. Şube Müdürü Ülkü Dağdelen, edebiyatla ve resimle iç içe. Ve bunun meslek yaşamında da çok katkısını görmüş. Hem beraber çalıştığı personeli, yani insanı en verimli şekilde yönlendirdiği; hem de gittiği firmalarda duvardaki resimlere ilişkin yaptığı açıklamalarla…vs firma sahipleriyle çok kısa sürede iletişime geçmeyi başardığı için. Kendinden söz etmeyi çok sevmeyen, alabildiğine mütevazi Ülkü Dağdelen, her şey gibi bankacılığın da insan ilişkisi olduğunun ve kültürel birikimin ve insan merkezli çalışmanın “işleri” daha da kolaylaştırdığının farkında olan sayılı insanlardan… l 37 ZİYARET Bakanlıklar Şube Müdürü Berrin Yayla: “Mutlaka beraber karar veriyoruz” Bakanlıklar Şubesinde güler yüzlü ve enerjik bir ekip karşılıyor bizi. Şube Müdürüyle tanışınca bu enerjinin nerden geldiğini anlıyoruz. Berrin Yayla son derece enerjik, heyecanlı, pozitif bir insan. Bankacılığa 1977 yılında Atasanayi Şubesinde memur olarak başlamış. Tüm yetkilerini bu Şubede alarak, son 6 yılı müdürlük olmak üzere 25 yıl aynı Şubede görev yapmış. 2003 yılından itibaren de Bakanlıklar Şubesinde müdür olarak görev yapmakta… Berrin Yayla her zaman kendini aşmayı, çıtayı sürekli yükseklerde tutmayı hedefle- yen, yarışmacı ve mükemmelliyetçi bir ruha sahip… Şubedeki çalışmaları da hep bu doğrultuda olmuş. 1. Bölgede, ilk Mavi Yıldız ödülünü Bakanlıklar Şubesi almış. Bankanın koyduğu hedeflerde ya ilk sıralarda ya da ortalarda yer almış, sıralamada altlarda olduğu hiç olmamış Şubenin. İlkleri yaşamanın çok güzel olduğunu söyleyen Berrin Yayla, para ve insan yönetmek anlamına gelen bankacılığın; başarı yolunda ilerlenmeye başlanırsa, dünyanın en keyifli mesleklerinden biri olduğunun altını çizdi. Yayla: “ Bu şubede göreve başladığım Temmuz 2003 yılından itibaren risk iyi takip edilerek Ticari Krediler 13 kat, Bireysel Krediler 22 kat büyümüş, mevduat büyüklüğünde de en üst sıralara ulaşılmıştır. FDGG oranında %100’ün üzerinde artış sağlanmış, Dış Ticaret işlemlerinde de Bölgemizin lokomotif şubelerinden biri haline gelinmiştir. Performans toplantıları sonucunda şubemiz 2 kez teşekkür edilen ve ödüllendirilen şubeler arasında yer almıştır…” dedi. Yeniliklere açık, gelişmeleri yakından takip eden Yayla, şubenin giriş kapısının tam üzerine koydurduğu LCD reklam panosuyla da bir ilke daha imza atmış. Başka şubelerde ve bankalarda henüz olmayan bu panoyla da caddeden geçenlere tanıtım yapılmaya başlanmış. 17 personelin bulunduğu Şubede, başarıya ulaşmak için, iyi bir ekip ruhu oluşturmanın gerekliliği her çalışan tarafından benimsenmiş. Şube yemekleriyle, beraber kutlanan doğum günleriyle tam bir aile ortamı yaratılmış. Ekibin bir halkası bile olmayınca işlerin aksayacağına inanmış bir Şube Bakanlıklar. Bundan dolayı da Şubeye gelen her türlü bilgi paylaşılıyor. l ATİSAN San. Sit. Şube Müdürü Mehmet Çelik: “Hedefe odaklanmış durumundayız” Yolculuğumuzun bu durağı ATİSAN Sanayi Sitesi Şubesi. Ankara’nın merkezine bir hayli uzak olan, sanayi bölgesine kurulmuş bir Şube. Henüz çok genç, 1 yaşında bile değil, 3 aylık bir geçmişi var. Sanayi bölgesindeki ilk ve tek banka şubesi. ATİSAN Sanayi Bölgesi’nin hemen girişinde kocaman bir ATİSAN yazısının ve logosunun hemen yanında Halkbank logosunu görünce “Acaba, ATİSAN Halkbank’ın mı” diye geçiriyoruz içimizden. Müdüre ilk sorduğumuz sorulardan biri de bu oluyor. Öğrendik ki değilmiş. Ama güzel bir konsept oluşturmuş, ATİSAN ve Halkbank… Şubenin kapısından içeri girdiğimizde çok sıcak bir ortamla karşılaşıyoruz. Şube Müdürü Mehmet Çelik, üniversiteden mezun olduğu 1991 yılından beri bir Halkbanklı. Deneyimli bir bankacı olduğu her halinden belli. Kendine güvenle, mütevaziliği çok dengeli bir şekilde harmanlamış. İşi dışındaki zamanı da çok verimli geçiriyor. Bağlama çalıyor. Kayak yapıyor ve bu sporun incelikleriyle yakından ilgileniyor. İşinin gereklerini yerine getirirken, “insan” faktörünü hiçbir zaman gözardı etmediğine 1 saatlik görüşmemiz sırasında biz de tanık oluyoruz. Ekip ruhuna inanmış bir yönetici olan Çelik’e konuya ilişkin sorumuzu sorduğumuzda, “Ekip olmak, sadece direktiflerle, elektronik ortamda delegasyonlarla gerçekleşmez. İnsanla çalışıyoruz. Biz de insanız. Personelimle karşılıklı oturup, gözünün içine bakarak konuşmam lazım. Başka türlü o görevini yerine getirmiş olur, ben liderliğimi yapmış olurum. Çok mekanik kalır…” yanıtını alıyoruz. Şube açılmadan 2 ay önce müşteri adaylarını ziyaret eden ATİSAN Şube çalışanları, açılış haf- tasında 80 ticari, 120 bireysel hesap açmışlar. Olağan koşullarda açılıştan ancak 2 ay gibi bir zaman diliminden sonra bu sayıya ulaşması gereken ATİSAN Şube, ön çalışmalarıyla bu rakamlara 1 haftalık zamanda ulaşarak Ankara’da bir ilke de imza atmış. Çelik, son sözlerinde ATİSAN’daki şubenin misyonunu şöyle değerlendirdi: “ Bulunduğumuz faaliyet alanının özellikleri itibarıyla Bankamızın temel misyonu olan KOBİ’lere hizmet vermenin yanı sıra büyüklerin de bankası olma yönündeki hedefe odaklanmış durumdayız.” Yeni başarılara imza atacağını düşündüğümüz ATİSAN Şubesine kolay gelsin diyoruz. l 38 ZİYARET 1. Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Hüseyin Zeybek: “Bölgeden aldığımız pay arttı" ATİSAN’dan sonraki durağımız yine bir organize sanayi şubesi olan, 1. Organize Sanayi Bölgesi Şubesi… 5 ay önce yenilendiğini öğrendiğimiz şubenin 14 personeli bulunuyor. Şube Müdürü Hüseyin Zeybek’in henüz 38 yaşında olduğunu öğreniyoruz. Genç yaşına güzel başarılar sığdırmış Zeybek, işinde çok titiz ve itinalı… Pozitif bir enerji yayıyor bulunduğu ortama. 1995 yılında Halkbank Teftiş Kurulu Başkanlığında Müfettiş Yardımcısı olarak başladığı işinde, 1995 yılından itibaren müfettiş, Başmüfettiş, IT ve Merkezden Denetim Grup Başkanı olarak görev yapmış. 2007’den itibaren de Organize Sanayi Şubesinde görev yapmakta. Organize Sanayi Şubesi de tıpkı ATİSAN gibi bölgenin ilk açılan bankası. 1998 yılında açıldığında uzun zaman bölgenin tek bankası olma özelliğini korumuş. Bir sanayi bölgesi şubesi olmanın gereklerinin farkında olan Zeybek: “KOBİ ve Ticari firmalara yatırım kredileri ve diğer ticari kredi ürünleri kullandırımında, verilen hedeflerin üzerinde bir seviyeye ulaşmamız önemli başarılarımızdan biridir. Diğer önem verdiğimiz ve başarılı olduğumuz bir husus ise kuruluşundan itibaren Bankamızın desteklediği, ancak bizimle çalışmasına ara vermiş firmaları tekrar Bankamıza kazandırma konusunda olumlu sonuçlar elde etmemizdir. Kredi ağırlıklı bir şube olmamızdan dolayı kredilerdeki büyüme kadar riski yönetmenin de önemli olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle firmaların üretim, pazarlama, bilanço gelişimlerini ve piyasadaki itibarını yakından izlemeye çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı. İletişim ve dayanışmanın önemini çok iyi kavrayan Zeybek, müşterilerin mutlu ve sıkıntılı anlarında onların yanında olduklarını, banka için önemli olduklarını onlara hissettirdiklerini ifade ediyor. Şubeye gittiğimizde de pasta ve çikolatalarla sıcak bir şekilde karşılanmamız, onların iletişim yönünün gelişkin olduğuna ilişkin bir veri olarak belleğimizde iz bırakıyor. l Sincan Şube Müdürü Ahmet Oral: “Konut kredisinde bölgede birinciliklerimiz var” Yeni ziyaret şubemize ulaşmak için, Ankara’nın merkezinden bayağı uzaklaşıyoruz. Uzaktan tek tük evler gözükmeye başlayınca, Sincan’a girdiğimizi anlıyoruz. Sincan Ankara’ya 35 km uzaklıkta, nüfusu, sanayisi ve geniş hinterlandı ile birçok ilimizden büyük. Özellikle orta ve alt gelir insanının yoğunlukta olduğu, her geçen gün genişleyen, yeni yerleşme alanları nedeniyle önemli bir tüketici ve konut kredisi potansiyeline sahip. Bizi Şube Müdürü Ahmet Oral karşılıyor. Sohbetimiz sırasında genç ama, işi ve özellikle bölgesi konusunda tüm süreçlere hakim bir yöneticiyle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Güler yüzlü, pozitif ve insan ilişkilerinde başarılı… Dezavantajları sabırlı ve istikrarlı bir şekilde avantaja çevirmeyi çok iyi başaran bir bankacı tipi karşımızdaki. Halkbank Sincan Şubesi, henüz yenilenmiş. Şubede, genç ve dinamik personelle Sincan potansiyelini Halkbank’ta toparlamaya uygun bir yapılanma oluşturulmuş. Şube, Sincanlılarla bir aile gibi olmuş. Her gelen yeni müşteri getiriyor, yaşlılar da dualarını Halkbank’tan eksik etmiyormuş. Önceden bir sürgün yeri olarak görülen Sincan Şubesi, bu süreçteki çalışmalarıyla bunu da kırmış. Sürecin değerlendirmesini yapan Ahmet Oral: “Hızlı, güler yüzlü ve kaliteli hizmet anlayışımız ile son bir yıl içerisinde aktiflerimizi % 50, Ticari Kredilerimizi %100, Bireysel Kredilerimizi ise %70 civarında büyüttük. Tabana yaygın ve düşük maliyetli mevduat yapımızla birlikte şube kârlılığımızı artırdık, FDGG oranımızı %85’lerden % 120’lerin üzerine, operasyon kalitemizi ise en üst seviyelere çıkarttık. Özellikle konut kredisi kullandırımında bölge bazında defalarca birincilik almış olan şubemiz, son dönem içerisinde Altın MİY Kredi ve Mevduat kampanyalarında da sıralamaya girerek ödül almaya hak kazanmıştır” dedi. Ekip olarak katı bir hiyerarşik yapıda değil, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı, dayanışmaya ve arkadaşlığa önem veren bir anlayışla işlerini kotaran Sincan Şubesi yeni başarılara imza atmaya aday... l 39 konuk "Hayatın provası yok" Röp: Pınar Çekirge İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı Y ıllar yılı sadece ünlü bir sinema sanatçısı olmaktan öte, ‘zerafet, şıklık ve estetik gurusu’ olarak da, toplumun kollektif varlığı, platonik tutkusu, önemli idollerinden biri olmuştur Filiz Akın. Nasıl desem, sanki görünmez halatlarla bağlıydık O’na. Hayatımızın en kalıcı klişelerinden biriydi çünkü. Rol aldığı yüz onyedi filmle izleyicisinin kılcal damarlarına nüfuz etmişti. Lirizmin en güzel yüzlerinden biriydi aynı zamanda. Şehirli dünyanın ‘esas kızı’ydı. Hep o incelik, hep o kırılganlıkla gülümsüyordu perdede. (Bakışlarında hep o manolya küskünlüğü.) Kırk altı yıl boyunca kitlelerin önünde kalabilmek, unutulmamak, eskimeden klasikleşmek… hep varolmak. Ve çok sevilmek. Star’dı. Star parlak ışığıyla gözlerimizi kamaştırmıştı bir kez. İçimizde, bir yerlerde eksik bırakılmış, unutulmuş, korkutulup sindirilmiş sevinçleri, hüzünleri, neş’e ve elemleri yaşar kılıyordu sinemada. Hüzün en güzel onunla gövdeleniyor gibiydi. Neredeyse bir ömrü beraber yaşadık. O filmleri, o şarkıları... 40 KONUK "Her şeyin başı, verdikçe çoğalan, koşulsuz sevgi... Ve ertelemeden yaşamak. Mavinin, sarının ayırdına vararak, dolu dolu yaşamak. Nasıl desem, bu zorlu süreç esnasında hayattaki önceliklerimi gördüm. Sevgi dediğim gibi bir ilaç aslında. " F.A. Çünkü sinemanın gücü büyüktü. Ne mutlu bize ki o dönemde isim olmuşuz. Laf aramızda ben bunu kendimden çok o zamanlar rekabetsiz bir etkileme aracı olan, senede 200-300 film çevrilen, tapınılacak kadın / erkek kahramanların hikayelerini anlatan sinemanın gücünde ve star sisteminde görüyorum. Peki, bugün bile aynı duyarlılıkla izlenen o filmlerin tılsımını sorsam ? F.A. Günümüz gençliği çok ciddi yaklaşıyor eski Türk filmlerine. Çünkü onları çeken büyük bir olgu var bu filmlerde. Yitirdiğimiz manevi duygular, henüz kaybolmamış romantizm. Bugün insanlık adeta iki şeye tapıyor: Para ve güç. Bir yanıyla insanlar onlardan daha zevkli, onlardan alınamayan aşkı eski Türk filmlerinde arıyor. Israrla seyrettikleri, çoğunluğu fotoroman tadındaki filmlerde, fedakârlıklar, dostluk, arkadaş dayanışması, romantizmin en klişeleşmiş halini (Aşığın yağmur altında beklemesi, deniz kenarında koşmalar, İstanbul’un o dönemdeki yeşilliği, tenhalığı, betonlaşmamış olması) buluyorlar bence. ’Türk Sineması’nda sarışın kadın yıldız olamaz’ kuralı geçerliydi o tarihe kadar. Sarışın kadın sevenleri ayıran, felaketlere neden olan, acımasız, olumsuz bir kimlikti belleklerde. 1962 yılında sarı saçlı, ela gözlü bir genç kızın sinemaya adım atışı, geniş kitlelerce benimsenmesi bu bağlamda bir devrim olmuştu. Farkına varmasa da, bu sessiz devrimin lideriydi Filiz Akın. Sonrasında Kerime Nadir, Muazzez Tahsinvari senaryolarda rol alacak, gün gelecek Türkiye’nin en ünlü, en özel kadınlarından biri olacaktınız... ( Gülümseyerek dinliyor beni.) F.A. İnsanların cinsel kimliklerinin öne çıkartılmadığı filmlerde oynadık biz. Masum yıllardı, dünya başkaydı. O yılların filmleri hâlâ ekranlarda izleyici buluyorsa, temelinde yatan, içimizde taşıdığımız samimiyet ve masumiyet duygusudur. Seyirciye geçen, sevgi temasının ağılıklı olduğu filmler çektik. Evet, sinemaya başladığım yıllarda role model olarak Belgin Doruk’u örnek almıştım kendime. Halk tarafından sevilen, saygı gören bir hanımefendiydi Belgin Hanım. Haklısın Pınar, sinema sanatçısının belki örnek olma gibi bir zorunluluğu yok, ama biz öyle olmayı seçtik. Ödüller, alkışlar, gişe rekoru kıran filmler. Sinema kapılarında insan saçakları. Attila İlhan’ın sesini duyar gibi oluyorum : ‘Bizim Türk Sineması da, Türk Tiyatrosu da, erkeklerin alıştığı tiplerden yıldız yapar. O tipin dışındaki kadınlar istedikleri kadar iyi oyuncu olsunlar, yıldızlığa ulaşamazlar. Böyle kadınlardan, yalnızca iki kişi tanıyorum, yıldızlığa ulaşmış. Biri Çolpan’dır, birisi de Filiz ! Bunlar, bizim alıştığımız star geleneğinin dışındadır. Buna rağmen star olmuştur ikisi de!’ Onca film arasında en beğendiklerinizi sorsam ? F.A. Öncelikle Umutsuzlar, derim. Agah Özgüç’ün satırlarını hatırlıyorum: ‘O bir Catherine Deneuve’dür Umutsuzlar ‘da.’ Sonra Ankara Ekspresi, Utanç, Geçmiş Bahar Mimozaları, Emine, Reyhan, Gurbet Kuşları, Kader, Fadime… Sinemayı çok erken bıraktınız aslında. F.A. Pınar biliyor musun, hiç kimsenin vazgeçilemez olmadığına inananlardanım. Sinemayla olan ilişkimde bırakan ben olduğum için bir zorluk yaşamadım. Dahası zirvedeyken, inişe geçmeden, güzel anılarla ayrılmak bana daha doğru göründü. Yalnız sinema yıldızı olarak değil, herhangi bir insan olarak da yaşamak gerektiğini düşündüğümden belki de. Bu karar bana duygusal özgürlük verdi diyebilirim. 2004 yılında, hiç umulmadık bir anda gelen sevimsiz konuğu, en iyi, en hızlı nasıl geriye yollarımın arayışı ve zorlu mücadelesini verdiniz. Dahası, belleklerde yer etmiş ‘Kanser = Ölüm’ düşüncesine set çeken bir nefer oldunuz. Deneyimlerinizi aktardınız… sonrasında sarı ve mavi bilezik kampanyalarıyla umut ve ses oldunuz… F.A. Ben aynı yazgıyı paylaştığım bütün insanlara seslenmek istiyorum aslında. Biz yapmamız gerekenleri yapalım, bize yardım edecek insanlar, şifa verecek ilaçlar illa ki ortaya çıkacaktır. Kendi adıma bana gönderilen duayı, sevgiyi, enerjiyi, ışığı sizlerle büyütmeye çok hevesliyim, bu konuda sınırsız bir paylaşıma gönüllüyüm. Yeter ki bunu birlikte daha büyük, daha aydınlık, daha pozitif bir enerjiye dönüştürelim. Çünkü biliyorum ki, hepimiz daha fazla yaşamak istiyoruz. Daha gerçekleşmesini görmek istediğimiz umutlarımız, rüyalarımız, bu dünyadan alacaklarımız var. Bunun için bir umut adımına gereksinimimiz olmakta. Şunu unutmayın; can çiçekleri gibi inançla, inatla hayata tutunanların iyileşmeleri, hatta imkânsızı başarmaları her zaman için mümkün… Şu an sağlığınız nasıl? F.A. Sağlığım çok daha iyi. Sadece aldığım tedavinin sonucu bazı zorluklar söz konusu. Kulağım yeterince duymadığı için gerektiğinde işitme cihazı kullanıyorum. Ağız, boğaz kuruluğunun yanı sıra reflü sorunu da yaşıyorum. Bazen çabuk yorulduğumu 41 KONUK gibi sesler çıkartıyor. Deniz akvaryum gibi sakinken, kumlara sürtünürken bile mırıldanır. Nefes alır gibi gelir, nefes verir gibi gider. Her seferinde en azından birkaç kum tanesinin yeri değişir. Hayatımızda gel-gitler hiç değişmez. Bir şans verilir, dünyaya geldiğimizde nefes alırız. Alırken de ağlarız. Günü, saati geldiğinde bir bahane olur nefes verir, yok oluruz. Bu sefer arkamızda kalanlardan birkaç kişi ağlar. Ama mutlaka hiç olmazsa birkaç kum tanesinin yerinin değiştiğini, hayatta bir iz bıraktığımızı bilmek isteriz. Bu ölümden korktuğumuz, başka bir boyutta yaşama isteğimizden midir? Yoksa yaşadığımız serüvene değer katmak, farklı kılmak arzusuyla çapımızı göstermek ihtirası mıdır? Göçüp gittikten sonra arkasından ‘Ey ahali, buradan falanca adlı biri geçti’ denmesini istemeyecek birini düşünemiyorum... .... hissediyorum. Şimdilerde hayatın değerini çok daha iyi anladığımı söyleyebilirim. Sevgi çok önemli. Her şeyin başı, verdikçe çoğalan, koşulsuz sevgi... Ve ertelemeden yaşamak. Mavinin, sarının ayırdına vararak, dolu dolu yaşamak. Nasıl desem, bu zorlu süreç esnasında hayattaki önceliklerimi gördüm. Sevgi dediğim gibi bir ilaç aslında. Bunu elbette ispat edemem fakat beni çevreleyen, beni seven insanların dilek, dua ve enerjileriyle oluşan o yoğun sevgi halesi tedavimin bir parçası olmuştu. Evet, ‘Kanser = Ölüm’ olmadığını anlatıyorum... yeter ki zamanında teşhis edilsin. Doğru tedavi uygulansın. Kanser elbette bir hastalık ama bir ‘son’ değil. Asla ! Sağlıklı bir hayat için neler önerirsiniz? F.A. Herşeyden önce stresten uzak durmak lazım. Hayata sevgiyle tutunup her şeye pozitif bakmak gerekiyor. Çünkü hayat hiçbir şeyi kafaya takmayacak kadar kısa ve hayatın provası yok. Herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaşıldığında soğukkanlı davranıp tıbbi yardım alınmalı. Sebze, meyve ağırlıklı beslenmek çok önemli bu arada. Her şeyi mevsiminde tüketmeye özen göstermek gerekiyor. Dahası, sağlığınızın kıymetini bilin, öyle “Hayata Merhaba” demek pek kolay olmuyor. Halkbank desem? F.A. Herşeyden önce, 70 yıllık güven veren, köklü bir kuruluş. Ana Kız Okula kampanyası için de ayrıca kutluyorum. Hayalden hayallere koşuyorduk filmlerinizle. Sığındığımız bir vaha olmuştunuz adeta. Bir zarafet Odessa’sı, kimbilir? Sizsiz bir dünya hiç kuşkusuz, kuru, yavan, lezzetsiz olacaktı. Hatırlıyorum, çocukluğumda, ilk gençliğimde kaç senaryo yazmıştım sizin için. Yağmur ve gözyaşı yağmalıydı. Tarumar bahçelerde dolaşmalıydınız ağır aksak. Film rüyadan serpintilerle başlamalıydı. Tülleri dışarıya savrulan bir pencereden işitilen belli belirsiz bir şarkı. Uçuşan sarı saçlar. Ayışığının ziyası düşmeliydi gölgeliklere. Dedim ya, ille kreşento sahneler. Fonda ılık bir melodi. Örneğin “Les Feuilles Mortes“, ”If We Were Free”. Gülümsedi. Mavimsi kül rengi bir ışık döküldü saçlarına. F.A. Hayat sanki dalgalar gibi, sahile vurduğunda bir şeyler götürüyor. Bazen neşe ve mutluluklar bırakıyor kucaklarımıza, bazen de içimizden birini alıp gidiyor. Arkasından, bıraktığı köpüklere bakakalıyoruz. Fırtına çıktığında büyük dalgalar patlıyor kayalarda, çığlık atar Pembeli, erguvanlı, lacivertli bir günbatımıydı. Bir yerlerde yağmur yağıyor olmalıydı. Gökyüzünde yıldız sağanakları... Muhittin Sirer ”Güzel dendiğinde gözlerinin önünde onun silueti beliren herkes olarak…” diyerek yıllar önce son noktayı koyarken; Ertuğrul Özkök belki de Filiz Akın imgesini en doğru biçimde özetlemişti: “Modernitenin doğuşunu haber veren ilk sarışın ikonamız. Güzellik, iyilik ve zekayı birleştiren sarışın Mona Lisa’mız. .... Spotlar çoktan sönmüş, sarı, kirli bir aydınlık çökmüştü Yeşilçam Sokağı’na. Hayatın provası yoktu !... l 42 yükselen değer Bankamızın segmentasyon uygulaması B ankacılık için, ülkemiz ekonomisinin en dinamik, en yoğun ve kıyasıya rekabetin yaşandığı sektörlerden birisi, hatta birincisi denilebilir. Gelişmiş bilgi işlem teknolojilerinin kullanıldığı, güçlü altyapı donanımına ve en iyi eğitim almış insan kaynaklarına sahip olan sektörde, doğal olarak ayakta kalmanın kuralı sürekli kendini yenilemek ve gelişmektir. Dolayısıyla klasik bankacılık olarak anılan mevduat toplama-kredi kullandırma faaliyetleri ve bunların her şube tarafından yapılagelmesi dönemi geride kalmıştır. Günümüzde ‘her müşteri özeldir, her müşterinin ihtiyaç ve beklentileri bir diğerinden farklıdır’ anlayışı doğrultusunda bankacılık yapılmaktadır. Sektörün büyük oyuncularından olan Bankamız, bu anlayışı benimsemiş ve kendisini bu amaçla yeniden yapılandırmak suretiyle rakiplerine göre avantaj sağlamış bir bankadır. Kurumların müşterileriyle daha iyi ve üretken ilişkiler kurabilmeleri için öncelikle kendi müşteri tabanlarını doğru bir şekilde sınıflandırabilmeleri gerekir. Bu sınıflandırmaya segmentasyon adı verilir. Bankamızda uygulanan gerek müşteri, gerek şube segmentasyonun asıl amacı, uygun ürün ve uygun hizmeti müşterilerine en uygun şekilde sağlamak ve müşteri sadakatini yaratmaktır. Bu kapsamda, Bankamız müşterileri “Kurumsal”, “Ticari”, “KOBİ”, “Bireysel” ve “Diğer Müşteri” şeklinde, Şubelerimiz ise “Kurumsal”, “Ticari” ve “Şube” olarak ayrımlanmıştır. Müşteri segmentasyonu çalışmasında; “Bireysel” (ticari ihtiyaçları için talepte bulunmayan) müşteriler dışında, müşteri segmentasyonunda ana kriter, müşterinin son mali yıla ait brüt cirosu, Ciro 40 Milyon YTL üzeri 5-40 Milyon YTL arası 0-5 Milyon YTL arası Müşteri Tipi Kurumsal Ticari KOBİ Taahhüt sektöründe faaliyet gösteren firmalar için müşteri segmentasyonunda ana kriter, firmanın toplam referans limiti, Toplam Referans Limiti 70 Milyon YTL üzeri 15-70 Milyon YTL arası 0-15 Milyon YTL arası Müşteri Tipi Kurumsal Ticari KOBİ Turizm sektöründe faaliyet gösteren konaklama işletmeleri için müşteri segmentasyonunda ana kriter, tesisin mevcut yatak sayısı, Mevcut Yatak Sayısı 1000 yatak üzeri 300-1000 yatak arası 0-300 yatak arası Müşteri Tipi Kurumsal Ticari KOBİ ana kriterler olarak belirlenmiştir. Müşteri tipinde değişiklik; en az birbirini takip eden iki hesap yılı sonu verileri değerlendirilerek yapılmaktadır. Müşteri segmentasyonunda dikkate alınması gereken önemli hususlar: Şubelerin, kendi müşteri tipleri ile çalışması esastır. Gerek fiyatlamada, gerekse kredi tahsisinde müşteri segmentleri dikkate alınacağından, tüm Şubelerin, MUTA tekliğinin sağlanması suretiyle müşteri tipini doğru tanımlamaları gerekmektedir. Şube tipine uygun olmayan firmalar için yapılacak kredi tekliflerine yönelik KDR/ GDR/PDR taleplerinin değerlendirilebilmesi için müşteri tipinden sorumlu ilgili Pazarlama Daire Başkanlıklarının onayı aranır. Bir şubede MUTA’sı bulunan ve bu şube ile aktif olarak çalışan bir müşteri, MUTA’sının bulunduğu şubeye bilgi verilmeksizin başka bir şube tarafından kesinlikle ziyaret edilmez. Müşteriye, uygun şubede hizmet verilmediğinin tespiti halinde, müşterinin hangi şubeden hizmet alacağına (Bölgelere bağlı şubeler için Bölge Koordinatörlüğünün görüşü dikkate alınarak) müşteri tipinden sorumlu ilgili Pazarlama Daire Başkanlıklarınca karar verilir. Bankamızla ilk defa çalışılacak bir müşteri ziyaret edildiğinde, müşteri ziyaretini gerçekleştiren şubenin tipine uygun değil ise söz konusu müşteri uygun bir şubeye yönlendirilir. l Organizasyon Daire Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır 43 gelişim Yaşam koçluğu Y aşamın belirsizliği kimi zaman bizleri hayal kırıklığına uğratır. Ne kadar onu kontrol etmeye çalışsak da ipin ucunu kaçırdığımız zamanlar olur. Bu da bize “öğrenilmiş çaresizlik” olarak geri döner; yani, kaderimizin, geleceğimizin bizim elimizde olamayacağını, bizim tarafımızdan şekillendirilemeyeceğini kabul ediveririz. İşte Yaşam Koçları burada devreye girerek düzene sokmakta zorluk çektiğiniz hayatınızın kontrolünü elinize alabilmeniz için hangi yönde çalışıp çabalamanız gerektiğini size gösterir. Para biriktirmekte zorlanmanızın, kendinize ve sevdiklerinize zaman ayıramamanızın, hedeflerinize ulaşamamanızın altında yatan nedenleri ve bunları tersine çevirmenin yollarını keşfedeceğiniz yolculuğa sizinle beraber çıkar. Bu içsel yolculuğunuzda kendinize bir ayna tutar, yeni bir bakış açısı ile kendinizle yüzleşir ve eksik noktaları tespit ederek gelişim basamaklarında tırmanmaya başlarsınız. Yaşam Koçu sizin yanınızdadır : Size yol göstermek, bakış açınızı değiştirmek, kendinizi, önceliklerimizi ve asıl amaçlarınızı fark etmek, bu amaçları gerçekleştirmek için uygun koşulları sağlamanız için sizi teşvik etmek ve bazen de zorlamak için… “Coach” (Koç), İngiltere’de 1500’lerde, insanları bir yerden diğer bir yere taşımak için kullanılan aracın adı olarak ortaya çıkmış. Macaristan’ın Kocs (okunuşu “koç”) şeh- rinde yapılan araçların “bir yerden bir yere ulaştırma” işlevinden hareketle, 1850’lerde İngiliz üniversitelerinde öğrencileri sınava hazırlayan özel öğretmenlere verilen bu isim, kısa süre içinde spor takımlarının çalıştırıcılarınca da benimsenmiş. 1960’larda kurum içi lider gelişimleri için danışman koçlar ortaya çıkmış. Günümüzde ise hayatın her alanında koçlara rastlamak mümkün. Potansiyelini fark ederek bunu kullanmak, yaşamını daha iyiye doğru düzeltip hedeflerine ulaşmak isteyen kişilerin tercihi olan yaşam koçları, danışanlarına şu şekilde destek olur: - Kendisini tanımasını, gerçek tutku, yetenek, değer, öncelik ve hedefleri ile kendi kendine kendi önüne koyduğu engelleri görmesini sağlayarak bir “farkındalık” yaratır. - Belirlenen hedeflere daha hızlı bir şekilde, karşısına çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek ilerlemesini sağlar. - Yaratıcı düşünme yollarını gösterir, böylece karşılaştığı her probleme çözüm üretebilirken, her problemle yeni bir bakış açısı ve düşünce biçimi geliştirmesini sağlar. - Kişinin bu alışverişi “sürekli öğrenme” zemininde ele alması için ona “balık vermez, balık tutmayı öğretir”. Böylece koç-danışan ilişkisi sona erdikten sonra dahi, kişi sahip olduğu bakış açısı ile ilerlemeye devam eder. - Başta belirlenen hedeflere ulaşılması için yol gösterir, gelecekteki başarılarına odaklanmasını ve bu doğrultuda motive olmasını sağlar. Bunun için uygun koşulları oluşturma yolunda kendisini geliştirmesi için destek olur. Başarıya ulaşan bir yaşam koçluğu çalışması sonucunda kişinin daha iyi hedefler belirleyerek bunlara çok daha kolaylıkla ulaşabildiği, stresi azaltarak hayattan daha fazla zevk alabildiği, profesyonel ve kişisel anlamda öne çıkarak kendini daha iyi ifade edebildiği, daha sağlıklı ve mutlu olduğu gözlemlenmiştir. Ancak yaşam koçunun başarıya ulaşabilmesi için olmazsa olmaz iki şartın olduğu da asla unutulmamalıdır : Değişime istekli olmak ve kendini öğrenmeye hazır olmak. “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır” Yunus Emre Eğitim Daire Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır Kaynaklar : www.wikipedia.org, “Coach”, “Coaching” Talane Miedaner, “Yaşam Koçluğu”, Kuraldışı Yayınevi 44 hobi “Sualtı çok farklı bir dünya. Aslında spordan ve hobiden de öte bir yaşam biçimi…” Sualtının misafirleri balıkadamlar Mim. Z. Kürşad Öztek Balıkadamlar Spor Kulübü Sualtı Sorumlusu Kürşad Öztek ve eşi Seda Akçer Öztek Öncelikle Balıkadamlar Spor Kulübü Derneği’ne hoşgeldiniz. Balıkadamlar Spor Kulübü Derneği’nin Sualtı sorumlusuyum. Çocukluğumdan beri su sporlarına hep ilgi duydum. Maskemi takıp, sualtını seyretmeye ilk başladığımda 4 yaşındaymışım. Aletli dalışla 1996 yılında tanışma fırsatım oldu. O günden beri de sualtı ve aletli dalış asıl mesleğim olan eski eser restorasyonu ile birlikte bir tutku olarak devam ediyor. Kulübümüz 1954 yılında kurulmuş Avrupa’nın ikinci sivil dalış okuludur. O günden beri Kulübümüz aletli dalış eğitimleri ve sualtı ile ilgili organizasyonları ile faaliyetlerine devam etmektedir. Kulübümüzde 1 yıldız, 2 yıldız ve 3 yıldız dalıcı eğitimleri, 1 ve 2 yıldız dalıcı eğitmeni eğitimleri verilmektedir. Yeni bröve almış ve tecrübeli dalıcılar için de Türkiye’nin çeşitli dalış noktalarına organizasyonlar düzenlenmektedir. Kulübümüzde aletli dalışın yanı sıra manopalet, sualtı rugby, renkronize yüzme, serbest dalış, surf gibi spor takımlarımız bulunmakta ve bu takımlarımız dünya çapında başarılar elde etmektedirler. Kulübümüzde aynı zamanda Türkiye’nin ilk Sualtı Arama Kurtarması bulunmaktadır. Bu ekip Sivil Savunma, Deniz Polisi, Sualtı Jandarma, İtfaiye gibi kuruluşların sualtı ekiplerinin 45 HOBİ Eğitmen ve öğrenci derste eğitimlerini vermekte ve ihtiyaç olduğunda bu ekiplerle göreve gitmektedir. Türkiye’nin ilk sualtı görüntüleme yarışması 1993 yılında Kulübümüz tarafından gerçekleştirilmiş, 2000 yılından beri bu yarışma yurt dışından katılımlarla da uluslararası bir organizasyon haline gelmiştir. Bu sene 15’incisini gerçekleştireceğimiz Yaşayan Marmara Sualtı Görüntüleme yarışması ve Festivali’ne bütün sualtı severlerini davet ediyorum. Dalıcı, suüstünden bağımsız bir şekilde kullandığı aletler sayesinde ağırlıksız bir ortamda soluyabilen kişidir. Dalıcı olmak isteyen arkadaşlar bu spora ya benim gibi bu işi gerçekten çok merak ediyorlar, sualtının güzelliklerini görmek, yaşamak, arkadaşları ile paylaşmak istiyorlar ya da eşleri dalıcı oldukları için başlıyorlar. Bizim de arkadaşlardan dalıcı olabilmeleri için istediğimiz iki şart var. Birincisi sağlıklı olmaları, ikincisi de yüzme bilmeleri. Bu iki koşulu sağlayabilen herkes dalıcı olabilir. Dalış bir çok kişi tarafından bir hobi olarak görülse de müsabakası olmamasına rağmen oldukça kondisyon gerektirir. Bu sebeple aslında dalış için spor demek daha doğru. Üstelik çevre bilincini ve sualtı canlılarını korunması düşüncesini daha ilk günden aşılamaya başladığımız bir doğa sporu. Dalıcıların unutmaması gereken en önemli şey bizlerin sualtında misafir olduğu ve ev sahiplerini rahatsız etmeden dalmamız gerekliliği. Dalıcı olmak isteyen arkadaşların kafalarındaki ilk soru acaba ben bu işi yaparken ne kadar para harcayacağım oluyor. Biz bu işi uzun süre yapmak isteyen ve sık dalışlar yapacak arkadaşlara kendi malzemelerini almalarını tavsiye ediyoruz. Bu sebeple ilk yatırımı biraz pahalı. Ama bakımları düzgün yapıldığında malzemelerin evladiyelik olduğunu söyleyebilirim. Ben 1996 yılında aldığım başının çaresine bakabilen, 30 metreye kadar kendi seviyesinde bir dalıcı ile dalış yapabilen kişidir. Bu sebeple bütün dalıcıların eğitimlerini tamamlayabilmeleri için en azından 2 yıldız seviyesine gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Kulübümüzde bir devir teslim mekanizması çalışmaktadır. Yani bir ekip 1 yıldız dalıcı olarak kursa başlar, diğer ileri derece eğitimlerini beraber devam ettirir ve bir süre sonra bakmışsınız ki aynı ekip eğitmen olmuş, kulüp yönetiminde görev almış. Bu süre içinde öğrenciniz olarak dalış hayatına başlamış kişiler yakın arkadaşlarınız olmuş, beraber sayısız dalış yapmışsınız, eğitimler almışsınız, hatta sizin eğitmeniniz haline gelmiş. Bu çok gurur verici. Son zamanlarda dalıcılara, sualtında dolaşmak, canlıları seyretmek de yetmiyor. Bir çok dalıcı bu canlıları dalıcı olmayanlarla da paylaşmak istiyor. Bu sebeple sualtında fotoğraf ve video çekmeye başlıyorlar. Kulübümüzde de bu konuda önce temel fotoğraf ve video eğitimleri veriliyor, sonra da bu eğitim sualtına taşınıyor. Şu an kulübümüzde yeni kurmuş olduğumuz sualtı görüntüleme takımı da bulunmaktadır. Bütün doğa sporlarında olduğu gibi dalışta da paylaşım çok önemli ve kaçınılmaz. Kursun 3 hafta sonrasında gruba dışından baktığınızda birbirini tanıyan 14-60 yaş arasında, değişik meslek guruplarından insanları görürsünüz. 70 yaşındaki profesörün 14 yaşındaki öğrenci arkadaşı ile gerektiğinde aynı sualtı ortamını paylaşacak olması garip bir duygu alışverişi. Eğer siz de hayatınızı değiştirmek, monotonluktan kurtulmak ve yaşamak için bir sebep daha bulmak istiyorsanız; sizi Balıkadamlar Spor Kulübü’ne davet ediyorum. Sualtının güzellikleri sadece televizyonda izlediğiniz programlarda kalmaktan kurtulsun, bunu hep birlikte paylaşalım. l malzemelerin tamamını hâlâ kullanıyorum. Bazı arkadaşlar da var ki, ben senede 1-2 kez tatile gittiğimde dalış yapacağım diyor. Bu arkadaşlar da malzemeleri gittikleri dalış merkezinden kiralıyorlar. Sualtında dengede durabilmek, soluyabilmek ve görebilmek için bazı malzemeler kullanıyoruz . Bu malzemelerin başında ABC dediğimiz maske, palet ve snorkel geliyor. Ama asıl dalış sporunun yapılması için gerekli olan tüp, denge yeleği ve regülatör dediğimiz aletlerin nasıl kullanılacağının öğrenilmesi gerekiyor. Bir çok belgeselde duymuşsunuzdur “dalıcının tüpündeki oksijen” diye. Bilinenin aksine dalış tüplerinde asla oksijen olmaz. Sualtında komresöz vasıtası ile tüpün içine 200 kat sıkıştırılarak yerleştirilmiş, neminden arındırılmış normal hava soluyoruz. Regülatör de bu 200 kat sıkıştırılmış havayı, sualtında ortam basıncında solumamızı sağlıyor. Sualtında dengemizi sağlamak ve nötr seviyede durabilmek için de (BC) denge yeleği dediğimiz aleti kullanıyoruz. Bu malzemelerin yanında Balıkadamlar Spor Kulübü kullandığımız dalış saati, bilgisayarı, bıçak, elTel : 0216. 355 56 28 www.bsk.org.tr bise, patikler, ağırlık kemeri ve ağırlıklar, fener vs. gibi malzemelerimiz var. Aletli dalışı ben daha çok araba kullanmaya ve trafik kurallarına benzetiyorum. Dalışta da aynı şey var. Kurallar çok açık ve kesinlikle uyulması gerekiyor. Dalıcı adayları 3 haftalık kurstan sonra 1 yıldız dalıcı oluyorlar. 1 yıldız dalıcı derinlik sınırı 18 metre olan bir eğitmen veya 3 yıldız dalıcı eşliğinde dalabilen kişi demektir. 1 yıldız dalıcı brövesini aldıktan sonra 20 deniz dalışı yaparak 2 yıldız dalıcı olmaya hak kazanır. 2 Fotoğraf: Kürşad Öztek yıldız dalıcı artık sualtında kendi 46 sağlık Yaz mevsiminde görülen salgın hastalık: NOROVİRÜS Dr. Mehmet İskenderoğlu Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı İstanbul Sağlık Ünitesi Y az aylarında sıklıkla görülen hastalığın etkeni olan “Norovirus” aslında daha önceden bilinen ve tanınan bir virüstür. Daha önceden bu virüse “norwalk like virus” adı verilmekteydi. Bu virüs insanlarda, sindirim sistemini (mide ve bağırsaklar) tutan, bulantı, kusma, ishal, ateş ve baş ağrısı şikayetlerine yol açan bir enfeksiyon hastalığına sebep olmaktadır. Belirtiler: Norovirüs’ü alan kişilerde 2448 saat sonra; şiddetli bulantı, kusma, ishal, kimi zaman baş ağrısı ve ateş gibi belirtiler meydana gelmektedir. Hastalık 2-3 gün içerisinde kendiliğinden geçmekle birlikte özellikle küçük çocuklarda, yaşlılarda, düşkünlerde ve vücut direncinin düşük olduğu; kalp hastalığı, akciğer hastalığı, şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı gibi hastalıkları bulunanlarda şiddetli seyredebilmektedir. Hastalık sağlıklı bireylerde özel bir tedavi gerektirmemekle birlikte, kaybedilen sıvı ve tuzun ağız yoluyla alınmasıyla kendiliğinden iyileşme olmaktadır. Ancak yukarıda belirtilen, hastalığı ağır seyredenlerde hastanede yatarak destek tedavisi uygulanması gerekli olabilmektedir. Hastalık, sağlıklı insanlara, etkenin ağız yoluyla alınması sonucunda bulaşmaktadır. Daha çok gıda hazırlayıcıları ve sunucularından (restoran, cafe, tabldot yemekhaneleri, oteller, hastaneler v.b. mutfak ve yemekhanelerinde çalışanlar) yayılmakta ve bu yerlerde kontamine yiyecek ve içecekleri yiyen, içen insanlara bulaşma olmaktadır. Bundan başka, hasta olan insanlardan, onların çıkartıları ile temas eden hastalara da bulaşma olabilmektedir. Deniz ürünlerinin yenmesi ile de salgınlar meydana geldiği bilinmektedir. Etken virüs soğukta canlılığını koruduğundan, dondurulmuş besinlerden kaynaklanan salgınlar da bilinmektedir. Lağım suları ile kirlenme ihtimali olan çiğ sebze ve salata malzemelerinin çok iyi yıkanması ve bunlardan arta kalan çöplerin ortada bırakılmayıp, hemen çöpe atılması gerekmektedir. Çok az miktarda virüs alınması, hastalık oluşumu için yeterli olduğu için hastalık, hızla yayılma ve salgın oluşturma eğilimi göstermektedir. Hastalıktan korunmada en etkili yol yemek yemeden önce ve sonra el yıkamaktır!!!! Özellikle gıda hazırlayan ve sunanların tuvaletten çıktıklarında mutlaka ellerini yıkamaları, sık sık banyo yapmaları, kısacası kişisel hijyen kurallarına riayet etmeleri büyük önem taşımaktadır. Hastaların kullandığı çamaşır, masa örtüsü ve benzeri tekstil ürünlerinin ise yüksek sıcaklıkta yıkanması gerekmektedir. Bundan başka hasta olanların uygun süre (norovirüs enfeksiyonu tanısı konulan gıda hazırlayıcı ve sunucularında iki hafta) işlerine ara vermeleri, diğer bireylerin ise hastalık süresince evde istirahat etmeleri uygun olmaktadır. Bir kişi bu hastalığa birden çok kez yakalanabilir, çünkü virüsün farklı serolojik tipleri (farklı antijen yapısına sahip tipler) bulunmakta ve bunlardan birisi ile hastalanan kişilerde, o tipe karşı oluşan antikorlar, diğer tiplere karşı koruyuculuk sağlamamaktadır. Etken virüsün bu özelliği nedeniyle bir koruyucu aşısı da geliştirilememiştir. l 47 AVUÇİÇİ HANDYCAM KAMERA Sony’nin yeni Handycam’i, şu an için dünyanın en küçük boyuttaki Full HD dijital kamerası. 5.1 kanal surround ses ve 1080x1920 Full HD görüntü kalitesinde videolar kaydetmek artık hiç zor değil. Sony HDR-TG3E aynı zamanda Bravia TV’lere uyumlu ve TV’nin uzaktan kumandasıyla çalışabiliyor. Ayrıca Memory Stick PRO Duo karta kayıt yapıyor. 16 GB’lık karta, 1 saat 55 dakika’lık HD çekilmiş bir video sığdırabilirsiniz. teknoloji CİSCO TELEPRESENCE KİŞİSEL OFİSLERDE Cisco TelePresence System 500, yenilikçi TelePresence teknolojisini kişisel ofislere taşıyor. Bu model, çalışanların ofislerindeki masalarından kalkmadan geniş grup toplantılarına katılmalarına ve uzak mesafedeki veya farklı ofislerdeki kişilerle yüzyüze görüşme yapabilmelerine imkân tanıyor. Cisco TelePresence System 3200 ise katılımcıların büyük çoğunluğunun bir lokasyonda olduğu geniş grupların karşılıklı olarak toplantı yapmaları veya eğitmenin farklı, sınıfın farklı ortamlarda olduğu eğitimler için ideal bir çözüm. MiniC G100 LAPTOP EL FENERLERİNİN SULTANI: GATLIGHT El feneri üretcisi Lumencraft, Gatlight adını verdiği markasını uzay mühendisleri ile geliştirdi. Kullanılan LED (Luxeon ve Seoul Semiconductor) ve Hyper Prismatic Reflector elemanlarıyla fenerin çıkış gücü 240+ Lumen değerine kadar ulaştırılmış. ~9 cm uzunluğundaki fener, azami kuvette ışık verirken 40 dakika, asgari kuvvette çalışırken 240 saat pil ömrü sağlıyor. Fenerin satış fiyatı 400 dolar. Cep telefonu ışınlarına X-SHİELD Cep telefonların yaydığı radyasyonun yan etkilerinden müşterilerini korumak isteyen Altınyıldız, hazırladığı ceketlere özel bir teladan yapılmış telefon cepleri ekliyor. Özel cepli ceketlerde 'Elektromanyetik radyasyondan korur' etiketi yer alıyor. Alman markası Kufner tarafından üretilen, Kufner bilim adamlarından Dr. Shild’ın icadı olan X-Shield isimli bu telanın, cep telefonu ile benzeri cihazların yaydığı elektromanyetik radrasyonu yüzde 99.9999 oranında engellediği ispatlanmış. Crea, küçük fakat yetenekli MiniC serisi ile dizüstü bilgisayar dünyasına farklı bir bakış getiriyor. Intel'in ultra mobil cihazlar için geliştirdiği atom mobil işlemcilere sahip olan MiniC ile enerji tüketimi 4W-8W olacak. 6 saate varan pil ömrü ile kullanıcılara neredeyse tüm gün boyu kullanım imkânı tanınıyor. MiniC’in 80 GB notebook diski seçeneği veya uzun pil ömrü, dayanıklılık ve hız isteyenler için 16 GB'a kadar Flash veya Solid State Disk (SSD) seçeneği de mevcut. MiniC'i rakiplerinden ayıran en önemli özelliği ise kullanıcılara zengin bağlantı seçenekleri sunarak sürekli olarak online kalmalarına imkân tanımak. 48 renkler ve mevsimler "Ketenin dayanılmaz hafifliği" K enevir, yani keten kumaşının hammaddesi, insanlık tarihinin en eski bitkisel hammadde kaynaklarından, en önemli keşiflerinden biri… Geçmişte sadece Romalıların ve Mısırlıların kullandığı keteni, günümüzde özellikle yaz aylarında farklı ülkelerden, farklı coğrafyalardan insanların üzerinde görebiliyoruz. Keten kumaşı bu anlamda evrenselleşti. Tüm dünyada rahatlığın ve şıklığın ortak adı oldu. Özellikle daha rahat tercih yapma şansımızın olduğu hafta sonlarında içimizdeki coşkunluğu, sıcak ve çekici görünümler biçiminde dışarıya yansıtmak istiyorsak, yüzümüzü ketene dönelim. Çünkü moda saatlerimiz, bize keten giymenin dayanılmaz hafifliğini gösteriyor… 49 RENKLER VE MEVSİMLER Y az sıcaklarında, keten gibi doğal hammaddelerden yapılan kıyafetler tercih edilmesinin en büyük sebeplerinden biri hiç kuşkusuz bu kumaşların rahatlığı. Vücuda nefes aldıran keten giysiler sıcak yaz günlerini rahat ve serin geçirmenizi sağlarken şıklıktan taviz vermek istemeyenlere birbirinden şık ve farklı seçenekler ile göz kırpıyor. Bu kadar modern çizgilere sahip, bu kadar rahat, bu kadar özgün olan ketenin yaz sıcaklarına meydan okuyan, gülümseyen yüzünü görmemek mümkün mü? Ketenin fazlasıyla yer aldığı 2008 yaz koleksiyonlarında, klasik ve modern çizgiler; farklı dikiş tekniklerinden, doğal görünümlü iplik çeşitliliğine uzanan detayları ile kişiye bir yandan yeninin olanaklarını sunarken diğer yandan da ferahlık duygusunu yaşatıyor. Yoğun iş ve yaşam temposuna rağmen, moda ve estetik kavramlarından vazgeçmeyenlere bu aşırı yaz sıcaklarında kendilerini her an ferah tutacak keten kıyafetlerden de vazgeçmemelerini öneriyoruz… Farklı stillerde yapılan, ketenden tasarlanmış yaz koleksiyonlarında daha çok bej, beyaz, pudra, mavi, ekru, yeşil, pembe ve oranj tonlarındaki renkler hakim. Keten giy- si alırken, bedeninizi sıkı sıkıya saran modellerden daha çok, üstünüzden akar gibi duran “ zengin görünümlü” bolluğa sahip kıyafetleri tercih etmeniz, zarafetiniz için en doğru seçim olur. Çok ince dokulu keten kumaşların kullanımı biraz zordur. Çünkü bedeninizdeki fazlalıkları ortaya çıkarır. Bu nedenle rahat bir şekilde inen, çok ince olmayan keten giysileri kullanmayı şıklığınız için öncelikleriniz arasına alın. Keten pantolon kesimleri çok önemlidir. Her ne kadar moda olursa olsun, modeli bol olan keten pantolonları şıklığınız için tercih etmeyin. Bu tip pantolonlar sizi olduğunuzdan daha şişman ve kısa gösterir. Bol pilili ya da büzgülü pantolonların yerine pilisiz, bol paçalı pantolonları tercih edebilirsiniz. Beli ayarlanabilir pantolonlar ise hem spor hem de klasik kullanıma uyarlanabilir. Keten giysilerde oldukça zarif duran ve zamana meydan okuyan bir stil de safaridir. Her daim trenddir safari modelleri. Özellikle ceketetek, ceket-pantolon ve ceket-bermuda ikilileri çok kullanışlıdır. Çok renkli giyinmeyi sevenlerdenseniz farklı renklere sahip aksesuarlar ile keten giysilerinizi birleştirerek özgün bir tarz oluşturabilir, enerjik ve sempatik bir görüntüye sahip olabilirsiniz. Sade çizgilerden oluşmuş safari tipi bol cepli ketenlerinizi ya da etnik desenli giysilerinizi ahşap görünümlü takılar ile hareketlendirebilirsiniz. Tüm keten giysilerinize yakışacak yine doğal materyallerden üretilmiş uzun ve geniş fularlar ise şıklığınızı tamamlayabilir. Denizci rengi olan beyaz, maun ve kırmızı keten giysiler tek renk ya da çizgili pantolonlar, bol üstler, rahat kesimlere sahip ceketler ile birleştirebilirsiniz. Yalnızca şık değil, aynı zamanda ferah ve rahat da olmak istiyorsanız, alacağınız keten giysilerin sentetik karışımlı, sahte keten olmamasına özen gösterin. 50 RENKLER VE MEVSİMLER Gözlükler, yüzün aynası Baharı geride bırakıp yazın kavuGüneş gözlükleri rucu günlerinde, güneşin sıcaklığını iyiden iyiye yüzümüzde hissettiğimiz şu kişinin şık ve zarif zamanlarda eski gözlüklerimizi kutulagörünmesinin yanı rından çıkarmadan önce, 2008’in güneş sıra modern insanın gözlüklerine şöyle bir göz atalım. Güneş gözlüğünde kemik ve büyük da vazgeçilmez çerçevelerin ağırlığını hissettirdiği bu ihtiyaçlarından biri yaz sezonunda, özellikle 70’lerin gözlük haline geldi… Modern stillerinin bugüne taşındığını görüyoinsan, çalışırken faklı, ruz. 2008’de yüzü tamamen kaplayan, büyük çerçeveli, yuvarlak hatlı gözlükler hafta sonlarında farklı, moda. Gözlük çerçeveleriyle sapların tatillerde farklı güneş birleşme noktalarında bol bol parlayan gözlükleri kullanıyor taşların olduğu tasarımlar, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da trend olmaya artık... devam ediyor. Siyah ve kahverengi gözlükler, pastel renkler, beyaz ve altın renginin tonları bu yılın güneş gözlüğünde öne çıkan renkler… Bunların yanı sıra kemik ve kırmızı modeller ve turkuaz renkli gözlükler de bu yılın favorileri arasında. Unutmayalım ki, iyi seçilmiş bir gözlük yüzün güzelliğini ortaya çıkarır. Üstelik elbisenin de önemli bir aksesuarı haline gelir. Gözlük seçiminin, kullanan kişinin yaşadığı coğrafyasına da uygun olması gerekir. Çünkü çene, burun ve yüz yapısı coğrafyaya göre değişiklik gösterir. Gözlük alırken göz rengine, ten rengine uyum sağlayan gözlükler tercih edilmeli. Eğer oval bir yüzünüz varsa çok şanslı sayılırsınız, çünkü oval yüz için hemen hemen her güneş gözlüğü uygundur. Yüzünüz yuvarlak ise köşeli bir güneş gözlüğü tercih edebilirsiniz. Kare yüz şekline sahip iseniz; oval ve kedigözü modelleri gibi kıvrımlı çerçeveler, yüzünüzü yumuşatmaya yarar. Hemen belirtmekte fayda var; koyu renk gözlükler kişiyi, yani yüzü ön plana çıkarırken, açık ve iddialı renklerde, gözlük daha çok ön plana çıkar. Kadınların yüzde 65’i, erkeklerin yüzde 35’inin bu aksesuarı kullandığı günümüzde, güneş gözlüğünün yaş ilerledikçe daha da belirginleşen göz kenarlarındaki kırışıklıkları önleyen önemli bir koruyucu olduğu henüz geniş kesimler tarafından bilinmiyor. RENKLER VE MEVSİMLER Yaz Makyajı by Corci'den Makyaj Önerileri İşte size Yaz Kadınının makyajı: l Yaz ayları boyunca, hafif bir makyaj uygulaması taze görünümünüzü korumanıza yardımcı olacaktır. Başlamadan önce, gözaltlarınıza göz kremini parmaklarınızın ucuyla uygulamalısınız. l Kaşlarınızı uygun tonda göz farıyla doldurarak başlayın. Bu işlemden sonra kaşlarınızı kaş şekillendiricisiyle düzeltin. Daha sonra göz bölgesine kaş çizgisinden kirpik dibine kadar kemik rengi gölge uygulayın. l Göz kapağına far fırçasıyla far uygulayarak devam edin. Alt kirpik çizginizi belirginleştirmek için eyeliner fırçasıyla koyu far sürün. l Bundan sonra granit veya siyah renk eyeliner ile üst göz kapağınızın hattını ince eyeliner fırçasıyla belirginleştirin. Ve son adım: Kirpiklerinize iki kat rimel sürün. l Dudaklarınızı boyarken sadece görüntünüze değil, aynı zamanda dudaklarınızın ihtiyaçlarına da kulak verin. Kullanacağınız dudak boyasının rengi olduğu kadar dudaklarınızın beslemesini, nemlenmesini ve korunmasını da sağlayacak ürünler seçin. Bunun için SPF bazlı, yani koruma faktörü içeren rujlar seçmeniz daha sağlıklı olur. Yeni sezondaki ayakkabıların topukları “ben buradayım benim güzelliğimi görün” diye konuşuyor. Çok farklı dizaynlarla karşımıza çıkan ayakkabıların özellikle topukları sanki bir sanat eseri gibi tasarlanmış. Hâlâ annelerinin ayakkabı modellerini tercih edenlerin, o eski topuklu ayakkabıları bulmak için oldukça dolaşmaları gerekecek… Bu ayakkabılar “konuşuyor” Geçmiş zamanlarda sadece ihtiyaç için giyilen ayakkabılar artık moda sektörünün önemli alanlarından biri. Her tarza hitap eden ayakkabıların tanıtımları “ayakkabı defileleriyle” gerçekleştiriliyor. Ayakkabı bu açıdan Türkiye’de geç keşfedilen ama hızlı yol kateden bir moda alanı… İnsanlar yıllar boyunca siyah ve kahverengi renk ayakkabıların dışında bir ayakkabı giymediler. Bu renklere sıkışmış ayakkabı sektörü nihayet kabuğundan çıktı. Hem kadın hem erkek ayakkabısı artık modayla ilişki kurularak tercih ediliyor. Giysilerde trend neyse ayakkabıda da o… Kişinin duruşunu, yürüyüşünü, görünüşünü en çok etkileyen ürün olan ayakkabılar her sezon farklı tasarımlar ve canlı renklerle karşımıza çıkıyor. Topuklu ya da topuksuz, spor ya da klasik ayakkabılar, ayak sağlığınızı korumak kadar duruşumuzu, imajımızı tazelememizde de etkili oluyor. Rugan ayakkabı ve çantalar geçen sezon hayatımıza girdi ve bu sezon da çok moda. Egzotik modeller ve canlı renklerin hakim olduğu yaz trendinde güneş sarısı, turkuaz mavi, elektrik mavi, portakal rengi, menekşe moru, fuşya pembe, kan kırmızı gibi canlı renkler yer alıyor. Rengarenk, çeşit çeşit babetler, yüksek ökçeli stilettolar ve sandaletler, dolgu topuklu ve platformlu modeller göz dolduruyor. 51 52 kültür durağı ETKİNLİK FİLM KISA KISA Kocaeli Kültür ve Eğlence Fuarı Ben X Kocaeli Kültür ve Eğlence Fuarı, 42. kez kapılarını açtı. Demet Akalın konseri ile açılışı yapılan fuar, 3 ay boyunca Kocaeli’nin eğlence merkezi haline gelecek. Fuar 5 Ekim Pazar gününe kadar açık kalacak. Yer: İzmit, 6 Haziran - 5 Ekim 2008 Gösterim Tarihi: 25 Temmuz 2008 l Bütün dünyada 30 milyondan fazla seyirci tarafından izlenen Mamma Mia Müzikali, BKM ve İKSV’nin organizasyonu ile 7-12 Ekim tarihlerinde İstanbul’a geliyor. Tarih: 7-12 Ekim 2008 Geleceğin Yayın Dünyası Bilkent’te Tartışılacak Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü, 10-11 Ekim 2008 tarihlerinde, uluslararası alanda önemli ağırlığa sahip Video Vortex Konferansı’nın üçüncüsüne ev sahipliği yapacak. Geleceğin iletişim dünyasını belirleyecek “online video” konusunun ele alındığı Video Vortex konferanslarından ilki Brüksel’de, ikincisi ise Amsterdam’da gerçekleştirilmişti. Yer: Bilkent Üniversitesi, Ankara, 10-11 Ekim 2008 Forum Meandros ‘08 “Uygarlıklar Deltası Meandros”u tanıtmak için Didim, Söke, Güllübahçe, Gelebeç, Akköy, Milet, Priene, Magnesia, Herakleia ve Bafa Gölü’nü kapsayacak şekilde bir ay sürecek etkinlikler Forum Meandros başlığı altında gerçekleşecek. Forum Meandros, Uygarlıklar Deltası I. Tarih ve Sanat Buluşması 27 Temmuz 2008’e kadar sürecek. Yer: Yoran (Eski Köy) / Didim Mersin Yenice’de Ödüllü Şiir yarışması 1–2 Eylül 2008 tarihlerinde düzenlenecek olan Yenice 5. Barış ve Kültür Festivali etkinlikleri kapsamında “ Hece ve Serbest Vezin “ dallarında ödüllü, 4. ulusal şiir yarışması düzenlenmiştir. Son Katılım: 15 Ağustos 2008 Ben kimseye benzemez. Kendine has bir dünyası, o dünyayı kaplayan ArchLord adlı bir internet oyunu ve o oyunda saygı duyulan çok güçlü bir karakteri vardır. Oyunda edindiği tecrübeleri gerçek hayata aktarma hayali kurar. Ama gerçek dünyada okul, her gün karşılaştığı zorbalıklarla cehennem gibidir. Smart People Gösterim Tarihi: 25 Temmuz 2008 Profesör Lawrence, başarılı birisidir ama aşk ve aile gibi konularda, kişisel problemlerinin çözümünde çaresiz kalmaktadır. Özlemini çektiği tutkuyu hiçbir şeyde bulamayan Lawrence, orta yaş krizinin eşiğindedir. Ancak üvey kardeşinin aniden çıkıp gelişiyle, eski öğrencisi Janet ile yıllar sonra tesadüfen yeniden karşılaşması aynı günlere denk gelince, Wetherhold ailesi büyük bir değişim yaşar. Kara Şövalye Gösterim Tarihi: 25 Temmuz 2008 Batman, Teğmen Jim Gordon ve Bölge Savcısı Harvey Dent’in yardımlarıyla, şehir sokaklarını sarmış olan suç örgütlerinden geriye kalanları temizlemeye girişir. Bu ortaklığın etkili olduğu açıktır, ama ekip kısa süre sonra kendilerini, Joker olarak bilinen ve Gotham şehri sakinlerini daha önce de dehşete boğmuş olan suç dehasının yarattığı karmaşanın ortasında bulurlar. l İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) düzenlediği ‘Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması’na başvurular başladı. İKSEV’in kurucu başkanı Dr. Nejat F. Eczacıbaşı anısına iki yılda bir gerçekleştiren Ulusal Beste Yarışması’na 50 yaşını aşmamış tüm vatandaşlar katılabilecek. Tarih: 26 Eylül 2008 l Ekrem Yalçındağ’ın duvar resminden oluşan ‘Camouflage’ sergisi VKV Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi’nde 25 Haziran - 20 Eylül 2008 tarihleri arasında gezilebilecek. l Ankara, Keçiören’de Açık Hava Film Şenliği yapılacak. Şenlik, 4 Ağustos - 4 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. l Plato Film Okulu yaz döneminde de yeni yıldız adayları yetiştirmeye devam ediyor. 28 Haziran - 31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek olan ‘Oyunculuk Atölyesi’ toplam 120 saatlik bir ders programı ile öncelikli olarak sinema-dizi ve reklam oyunculuğuna yönelik bir eğitim vermeyi amaçlıyor. 53 KÜLTÜR DURAĞI KİTAP MÜZİK SERGİ Çünkü Zordur Sevgi Çok Sevdim İkimizi Rainer Maria Rilke, Cem Yayınevi Cem Yayınevi, Rilke’nin düzyazı eserlerini Kâmuran Şipal’ın çevirileriyle Türkçeye kazandırıyor. Kâmuran Şipal, daha önce Rilke’nin öyküleri, mektupları ve denemelerini Türkçeye çevirmişti. Bu kez Rilke’nin özdeyişleri, gözlemleri ve seçme düşüncelerini bize sunuyor. Rilke’nin zengin iç dünyasını anlamak ve günümüz için sunduğu olanakları değerlendirmek için kaçırılmaması gereken bir kitap. Ferhat Göçer Dali Sergisi 19 Eylül’de İstanbul’da Müzik dünyasının aşk, hüzün ve romantik şarkılarının yorumcusu Ferhat Göçer’in, yeni albümü olan “Çok Sevdim İkimizi” de Sezen Aksu imzalı dört şarkı var. Ozan Doğulu’nun düzenlemelerini yaptığı albümde Sinan Akçıl, Aslı Zen Yentur, Bülent Özdemir ve Ferhat Göçer imzalı şarkılar da var. Göçer, “Doymadım Sana” adlı şarkıda da Türk Sanat Müziği’nin dev ismi Emel Sayın ile yaptığı düet ile karşımıza çıkacak. Joan Miró Pera Müzesi’nde Yan Etkiler Woody Allen, Siren Yayınları Çağımızın ünlü sinema ustası, unutulmaz komedyen, kült filmlerin akıllara kazınmış başrol oyuncusu ve kitapları dünyanın her yerinde büyük ilgi gören yazar Woody Allen, uzun bir aradan sonra Türkiye’deki okurlarıyla buluşuyor. Felsefeden siyasete, sanattan gündelik hayatın absürt detaylarına uzanan bir yelpazede, zamanımızın bu önemli figürü Woody Allen, eğlenceli ve entelektüel bir klasikle, Yan Etkiler’le karşınızda. Kim Bu Çılgın Türkler Ali Nahit Babaoğlu, Okuyan Us Yayın Psikiyatrist Ali Nahit Babaoğlu, uzun yıllar içinde, gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında edindiği gözlemlerden yola çıkarak, Türklerin kimlik özelliklerini inceliyor. Kültürümüzü oluşturan etmenlerden aile yapımıza, dinle ilişkilerimizden demokrasi anlayışımıza kadar birçok alanı konu edinen yazar, bir psikiyatristin bakış açısıyla, sahip olduğumuz özelliklerin nereden geldiği, zaman içinde nasıl değiştiğini ve başka milletlerle aramızdaki farkları yorumluyor. Zaman Beklemez Pinhani 2006'nın Nisan ayında yayınlanan ilk albümü "İnandığın Masallar"la müzik dünyasında kendine önemli bir yer edinen Pinhâni, yeni albümü "Zaman Beklemez"le dinleyicisiyle yeniden buluştu. Pinhani, 2007'nin yaz aylarında yayınlanmaya başlayan "Kavak Yelleri" dizisinin müziklerini yapmasıyla birlikte tüm Türkiye'nin tanıdığı bir grup haline gelmişti. Düşünce Özgür Çevik Akademi Türkiye yarışmasıyla tanınan ve "Yabancı Damat" dizisinde ki Niko rolüyle ünlenen Özgür Çevik, ilk solo albümünü tamamladı. Stardium Müzik etiketiyle müzik marketlerde yerini alan "Düşünce" isimli albümünde söz ve müziği Özgür Çevik'e ait 9 şarkı, ayrıca Fikret Kızılok'a ait "Farketmeden" isimli şarkı yer alıyor... Dali’nin resimleri, 19 Eylül’den itibaren Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenecek. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), İspanyol ressamının yağlı boya tabloları, çizimleri ve grafiklerinden oluşan yaklaşık 270 eserin yanı sıra el yazmaları, fotoğraflar ve çeşitli belgelere de ev sahipliği yapacak. Sergi, 19 Eylül ile 19 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek. Pera Müzesi, 31 Ağustos tarihine kadar, dünya sanatının büyük ismi, İspanyol sanatçı Joan Miró’nun (1893-1983) rengarenk baskı, resim ve heykellerinden oluşan 120 eserini sergileyecek. Genel olarak canlı renkler, çizgiler, daireler, çocuksu ve mizahi bir anlatımı olan Miró’nun yapıtları; evrenin ana elementleriyle -toprak, ateş, su ve hava- sıkı sıkıya ilişkili. Baş köşeyse kadına, ana-kadına, besleyici kadına ayrılmış. İğne Deliği Fotoğrafları İstanbul Modern, 2500 yıllık Camera Obscura ilkesine dayalı iğne deliği tekniğini kullanan 33 genç fotoğrafçının çalışmalarını, “İğne Deliği Fotoğrafları” sergisinde bir araya getiriyor. Fotoğraf sanatının tarihsel bir dönemini yeniden yaşatan 67 fotoğraftan oluşan sergi, 24 Ağustos 2008’e kadar İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde yer alacak. 54 kent rehberi ATÖLYE Camın Büyüsü Atölye KA’nın tecrübeli hocaları ile yön bulacaksınız. Vitray ve cam sanatında Mozaik ve Tiffany teknikleriyle aydınlatma ve dekoratif ev eşyaları (kapı ve pencere camları, ayna, sehpa vs.) gibi artistik obje çalışmaları ve cam takı üretimi yapılmakta. Renkli camlar ile yapılan takı tasarımlarında birden fazla teknik ile çalışmak ve sürprizlerle dolu eserler yaratmak mümkün. Atölye KA, güzel sanatlara hazırlık ve resim alanında da etkin. Tel: 0216. 464 67 21 İstanbul Suadiye www.atolyeka.net Sanat Alanınız İçin Bir sanat dalına mutlaka yeteneğiniz var. Kendinizi en iyi şekilde ifade edeceğiniz sanat alanında size hizmet vermeye hazır; Tiyatro, Drama, Diksiyon, Yazım, Resim, Hobi , Müzik, Dans, Animasyon, Satranç, Felsefe, Fotoğraf Atölyelerini ve Yaz Sanat Atölyesini kendiniz ve çocuklarınız için değerlendirebilirsiniz. Telefon: 0224. 224 75 57 Bursa www.ekimsanatatolyeleri.com MEKÂN Ankara'nın orta yerinde deniz kokusu Artık, Ankara’nın da kendine has tasarımıyla, her mevsimde, her çeşit balık yiyebileceğiniz bir balık restorantı var; Martı Balık Evi… Kendine özgü tasarımı dedik, çünkü restorantın giriş kapısından itibaren bir deniz havası, bir deniz kokusu gelir burnunuza. Bunu sağlayan orijinal bir şekilde hazırlanmış dekorasyonudur. Kapının girişinden çocukluğumuzun kahramanları olan deniz korsanları karşılar sizi. Duvarları boydan boya süsleyen resimde, coşkun bir denizde yol alan tekne ve tepesinde uçan martılar gidemediğiniz uzak diyarların özlemini duyurur içinizde... Balık yemeye giderken çocukları nereye bırakacağım diye kara kara düşünmenize gerek yok. Çünkü Martı Balık Evi sadece ebeveynleri değil, çocuklara da hizmetin en güzelini veriyor. Siz keyifle lezzet diyarlarını dolaşırken, Düşünce Atölyeleri Başarı, mutluluk, özgüven... Mutlu çocuk, mutlu birey, mutlu aile, mutlu toplum... 3 yaşından 103 yaşına kadar bütün çocuklara.... Sanatsal hobi çalışmaları, motivasyon seminerleri, düşünce atölyeleri… Tel: 0312. 230 63 67 - 230 65 86 Ankara www.happykids.com.tr Martı’dan: çocuklarınız da kendilerine ayrılmış “Çocuk Alanı”nında neşeli zamanlar geçirecekler. Bir balık restoranından beklediğinizden fazlasını bulabileceğiniz Martı, masanıza getirdiği balığın tazeliği konusunda iddialı. Menüdeki, “Balıkçının Ağına Takılanlar” bölümünde, hangi mevsim olursa olsun, istediğiniz her balığı bulmanız mümkün. Seçim yapmakta zorluk çekerseniz levreği tatmanızı öneririz. Balıkların yanı sıra çorbalar, soğuk başlangıçlar, salatalar, sıcak başlangıçlar, kabuklu ürünler ve tatlılar yer alıyor. Halkbanklılar’a buradan bir müjde verelim; bu leziz menü çalışanlara %15 indirimli. Çukurambar’da bulunan Martı Balık Evi’nin telefonu: (0312) 287 65 05 Kılıç Şiş İri kılıçbalığı özenle temizlendikten sonra, küçük dilimler şeklinde kesilir. Bunun ardından taze fesleğen, taze sarımsak, rozmeri, safran ve rendelenmiş domatesten harmanlanmış sos hazırlanır ve temizlenen balık, sos içinde bekletilir. Sosun içinde bir süre bekleyen kılıç balığı dilimleri şişe dizilir. Her dilim arasına taze defne yaprağı, limon ve biber takılır; ızgarada pişirilerek servis edilir. 55 eğlence GÜNÜBİRLİK Sudoku KIYIKÖY çözüm Bizans dönemine kadar uzanan tarihi kalıntıları ve harika kumsalları ile günübirlik geziler için ideal bir yer Kıyıköy. Trakya'nın Karadeniz sahilinde, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı. Yöre, İstanbul'a 164 km. uzaklıkta huzurlu bir tatil beldesi. Kazandere yakınlarından başlayan ve yaklaşık 2 saat süren yürüyüş yolu orman içinden devam ediyor. Kalan zaman diliminde denize girebilir veya nehirde sandalla gezebilirsiniz. Arnika Turizm: 0212. 245 15 93 BEYPAZARI 3500 yıllık tarihi, ünlü ahşap evleri, el sanatları ve saray tarzı mutfağıyla en önemli yerleşim alanlarımızdan biri. Özellikle Ankaralılar için ulaşımı çok kolay, huzur bulmak ve temiz hava depolamak için ideal bir mekan. Hıdırlık tepesi, Beypazarı Evleri, Müze, Halk Pazarı, Halkevi, ünlü gümüş atölyeleri ve İnözü Vadisi size doyumsuz bir gezi zevki yaşatacak. Beypazarı kurusu, güveci, dolması, baklavası, höşmerim tatlısı ve havuç lokumu ise çok meşhur. Tempo Tur: 0312. 428 20 96 GÖKOVA Akyaka beldesi Ege Bölgesi içinde doğal güzellikleri, tarihsel kalıntıları, su altı zenginlikleri ile düzenli ve sağlıklı yapılaşma göstermiş, hâlâ tüm doğal güzelliklerini korumuş ender yerlerden. Akyaka’nın Gökova Körfezi tipik bir Akdeniz iklimine sahip. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı.Yılda yaklaşık 7 ay denize girilebilir. İğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanları ise çok yaygın. Riva Tour: 0232. 441 73 00 Bunları biliyor musunuz? l Legionella pnömonisi olarak adlandırılan zatürre, klimalar yolu ile bulaşmaktadır. Bu hastalıktan korunmak için bakteri filtresi kullanılmalıdır. 25 derecelik sıcaklık en uygun ısı derecesidir. Ortamı aşırı soğutmamak ve klimaların üflediği havaya direkt maruz kalmamak önemlidir. l “Hasta bina sendromu”, binaların hastalanması sonucu insanlarda sağlık sorunları oluşturmaktadır. Gözde sulanma, göğüste daralma, yorgunluk gibi sorunlar bu hastalığın belirtileri arasında. Sendromun sebepleri ise binaların havalandırılma şekli ve sistemi, hava kaynaklı kirleticiler, iş stresi ve binaları saran mikroorganizmalar şeklinde sıralanıyor. l İşyerinde en sık yapılan yanlışlardan biri dizleri 90 derecelik açıyla tutarak oturmaktır. Çünkü diz kapağındaki kıkırdak arkadaki kemikle temastan yumuşak hale geliyor. Bu rahatsızlığı önlemek için bacakların uzatılarak oturulması, masa altına yükseltici konulması gerekiyor. Koltuğun arkası dik olmalı, sırt arkasına destek yapılmalı. l Bir büro elemanın yılda 81 kilo yüksek vasıflı kâğıdı çöpe attığını, bir ton kullanılmış beyaz kağıt geri kazanıldığında 16 adet çam ağacının kurtarıldığını biliyor muydunuz? ekOkOmik Haslet SOYÖZ