Mart-1997 TARİKATLARIN YERİ DİNİMİZDEKİ Diyanet ٰ ُول ه ٌّللاِ اُس َْوة َ لَقَ ْد َك ِ ان لَ ُك ْم ۪في َرس ٰ ان يَرْ جُوا ه ّللاَ َو ْاليَ ْو َم َ َح َسنَةٌ لِ َم ْن َك ْه ٰ اْل ِخ َر َو َذ َك َر ه ّللاَ َك ۪ثيرا Değerli Müminleri Dinimizin sahibi Allah'dır. Öğreticisi Resulûllah kaynağı Kurandır. İslam dininde nelere inanılacağı, nasıl ibadet yapılacağı, nelerden sakınılacağı Allah Teala tarafından vazedilmiştir. İnanç sistemimiz Amentü'de, ibadetlenmız de. İslam'ın beş şartında özetlenmiştir. Bunların detayları da Allah'ın kitabını, Peygamberin sünnetini esas alan ılım ve gönül erlerinin yaptıkları içtihad ve araştırmalarla belirlenmiştir. Hasta ashab olmak üzere, tabiin ve İslam alim ve mutasavvıfları, tevhid yolunu izleyerek ruhani huzura ve ilahi aşka hep Kuranın "tezkiye", sünnetin "ihsan" kelimelerinde ifadesini bulan takva yolu ile kavuşmuşlardır. Tezkiye, insanın nefis ve şehvet arzularını firenlemesi, nefsini kötülüklerden temizleyip arındırması demektir. ihsan ise, bizim Allah'ı görüyormuşçasına hayatımıza yön vermemiz; Allah'ın bizi her an görüp gözettiğini bilerek davranışlarımıza bir düzen ve ciddiyet kazandırmamız demektir. Takva, titizlikle korunma anlamındadır. Dini ve ahlakı anlamı ise Allah'ın haram kıldıklarını terk etmek, farz kıldığı şeyleri yapmak. Allah'a saygı ve sevgi ile bağlı bulunmak. Allah'dan uzaklaştıracak her şeyden kaçınmak. Allah'dan korkmaktır. Muhterem Müslümanlar! Müslüman inancında, ibadetinde doğrudan doğruya Allah'a yönelir. Çünkü İslam dini, Müslümanı kendisiyle Allah arasına girmeye çalışan her türlü aracıdan kurtarmış. "Allah'ım yalnız sana ibadet eder; yalnız senden medet umarız" esasını getirmiştir. Müminın üstünde Allah'dan başka gözetleyici. onunla Rabbı arasında bir aracı yoktur. Bir insanın dindeki bilgi ve anlayış kabiliyeti ne kadar üstün olursa olsun alt seviyede bulunan bir Müslümana karsı nasihat ve irşattan başka hiçbir yetkisi ve başkaları üzerinde hiçbir dini saltanat ve hiçbir dini otoriteye sahip olması da söz konusu değildir. Allah Teala Peygamberimiz (S.A.V.)!e söyle buyuruyor: "Ya Muhammed! Sen öğüt ver. Sen sadece bir öğüt vericisin, onların üzerinde bir zorba değilsin". Dinimizde kimse kimsenin günahını da yüklenemez Kuranı Kerim'de: "Hiç kimse başkasının günahını çekmez. Yükü ağır gelen kişi, onu taşıması için başkasını çağırsa, bu çağırdığı yakını da olsa onun namına hiçbir şey yüklenmez" buyurulur. (Fatır: 18} Yine dinimize göre Allah Teala izın vermedikçe hiç kimse başkasına şefaat edemez. Bakara Sûresi 225. ayette yanı Ayetelkürsıde: "Kimmiş onun izni olmadan, onun katında şefaat edecek...? Sebe Suresi 23. ayette de "Allah'ın huzurunda onun izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez". Taha Suresi 109. Ayette de "O gün Rahman olan Allah'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığının dışındakilere şefaat da fayda vermez" buyurulur. Aziz Cemaat! Dinimizde gaybı bilmek de. gaybden haher vermek de Allah'a mahsustur Cin süresi 2627. ayetlerde: "O gaybı bilendir. Gaybına kimseyi muttali kılmaz. Ancak dilediği Peygamber bunun dışındadır..." Neml Sûresi ayet 65'de "Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilmez...." Alı imran 179 ayette ise "Allah size gaybı da bildirecek değildir, fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçer (ona gaybı bildirir)" buyurulmaktadır. Şu halde insanlarımızın fıtratındakı inanç ve bu inancı doğrultusundaki ibadet duygularını dinimizin ana kaynağı olan Kuran'ın bu açık mesajları dışına taşıyarak sıramızdan maddi ve manevi itibar kazanmak isteyenlerin cazibeli laflarına iltifat etmeyiniz. Elde etmek istediğimiz vicdan huzurunu Kuranın bu genel çerçevesi içinde güzel ahlak, dürüstlük ve iman şuuru ile kıldığımız namazlarda, tuttuğumuz oruçlarda, yaptığımız hayır hasenatta ve öteki nafile ibadetlerimizde bulabiliriz. Tevhidin anlamı da budur. Tarikat da, şeriat da. hakikat da hep bunların içindedir. Başka yerlerde aramaya kalkışanlar hem dinlerini, hem insanı değerlerini, kısaca hem dünyalarını hem de ahiretlerini kaybetme tehlikesiyle karşılaşır. Hutbemizi Ahzab Güresinin 21 ayetinin mealiyle bitirelim "Andolsun ki sizin için Allah'a ve ahiret gününe (yüz akı ile) kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah Resulü en güzel örnektir".