TBMM 25 . 1 2 . 2009 B: 42 O: 1 İLHAN KESİCİ (Devamla) - Peki, değerli milletvekilleri, 2009 böyle oldu. Yani niye 2009 böyle oldu? Dünyada da güzel günler vardı, Türkiye'nin de güzel, AKP'nin de -isterseniz AK PARTİ de diyelim- güzel günleri oldu, bunları görmezlikten mi gelelim filan diye bir de oraya doğru geliyorum şimdi. Sayın Canikli, ayrıca, muhtemelen benim bilgisayar kayıtlarımı herhalde görmüş de olmalıdır. İleride bir yerde söyleyeceğim "261 milyar dolar faiz harcaması yaptınız, faiz yaptınız." filan diye, bunu da kınayacağım aynca. O rakamı da olduğu gibi söylemiş oldu. Nereden eline geçti, onu da fark edemiyorum yani onu da bilemediğimi ifade etmek istiyorum. ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Şahsınıza ait bir rakam mı yoksa? İLHAN KESİCİ (Devamla) - Evet, evet. Şimdi, değerli arkadaşlar, dünyada dönem dönem iyi dönemler olur, büyümeler olur, dönem dönem kötü dönemler olur. 1990'la 2000 arasındaki dönem vasat bir dönemdir dünya ekonomisi bakımından. Dünya ekonomisi yüzde 3'ler civarında büyümüştür, iyi, bu vasat bir şeydir. Bunun içerisinde, büyük ekonomiler yüzde 1 'ler, 1,5'lar civarında büyümüştür, bu da iyidir. Gelişmekte olan ekonomiler yüzde 5'ler civannda büyümüştür, bu da iyidir, vasattır daha doğrusu. Ama 2000'den 2008'e kadarki olan dünya, bu, bizim eski Lale Devri'nden de galat olmak üzere "Ekonomik Lale Devri" olarak adlandınlan bir dönemdir. 2003'le 2008, neredeyse, tarihin görmediği en büyük büyüme hızlannı elde etmiştir bütün dünya, dünyanın ortalaması 5,5 'tur. Bizim de içinde bulunduğumuz, adına "yükselen sınıflar", "yükselen ekonomiler", "yükselen piyasalar" diye nitelendirebileceğimiz ekonomilerin büyüme hızı 7,2'dir -dünya ortalamasını söylüyorum- Uzak Asya, Pasifik kenarındaki ülkeler -onlar da krizden çıkmış olan ülkelerdi bizim 2001 krizinden çıktığımız gibi- onlar da yüzde 9, muhteşem. O yüzden dünya, tarihin gördüğü en büyük büyüme hızına erişmiştir, 2003-2008. Biz de büyüdük, AKP de böyle bir krizin üstüne geldi. Zaten o kriz olmasa idi muhtemelen AKP burada olmayabilir idi veya bu büyüklükte olmayabilir idi. Yani o krizin ertesinde, krizin yönetiminde bulunmuş olan üç parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti yüzde 53'lük bir oyla seçimden çıkmış idiler, krizin ertesinde yüzde 15'le çıktılar. MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) - 2007'yi de söyle. KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - İyi yönetebildiler mi krizi? İLHAN KESİCİ (Devamla) - Şimdi, onların içerisinde Parlamentoda dört tane parti vardı, bir de muhalefetteki Doğru Yol Partisi vardı. Türk halkı kendisine o krizleri yaşatan bütün bu partilerin hepsini bütün dünya tarihinde ilk defa olmak üzere Parlamentonun dışına attı. Parlamentonun dışına çıkmış olanlardan sadece hem dersini iyi çalışmış olan hem de diğer gereklerini yerine getirmiş olan Milliyetçi Hareket Partisiyle bugün bir arada huzurlarınızda beraber çalışıyoruz. (MHP sıralarından alkışlar) Şimdi, o yüzden bu ekonomiyle ilgili hadiselere en çok dikkat etmesi gereken parti bu Parlamentoda Adalet ve Kalkınma Partisidir. Bunu eğer kale almaz iseniz, bunu eğer küçümser iseniz yine bilecek olan sizsiniz ama akıbet aşağı yukarı bellidir. Nereden? Geçmiş tecrübelerden. Onlarla ilgili de bazı bilgiler arz edeceğim ben. Şimdi, değerli arkadaşlar, bu iş böyle giderken, birdenbire, adına "dünya krizi" denilen bir laf çıktı. Bu laf 2008 yılının Ekim ayında çıktı, Ekim 2008. 2008 Ekiminden önce adına "global kriz" vesaire filan denilen bir laf yok idi. Ben 2007'nin Aralığında huzurlarınızda bu kürsüde bizim ekonomimizin gidişatının aman dikkat edilmesi lazım geldiğine dair bazı şeyler gösterdim, anlattım. Şimdi, onlan tekrar etmeye de gerek görmüyorum. Ama dünyadaki krizin çıkış noktası, daha doğrusu belirlenme noktası Ekim 2008'dir, o zamana kadar bir şey yok, peki. Ne oldu bu Ekim 2008'de? -44-