TC SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA

advertisement
TC
SA LIK BAKANLI I
L ETFAL E
T M VE ARA TIRMA HASTANES
1.KADIN HASTALIKLARI VE DO UM KL N
ef OP. DR. N MET GÖKER
POSTMENOPOZAL KANAMA VE KALIN ENDOMETR UM TANILARI LE 2004-2009
TAR HLER ARASINDA KL N
M ZDE FRAKS YONE KÜRETAJ OLAN HASTALARIN
H STOPATOLOJ K SONUÇLARININ DE ERLEND R LMES VE H STEREKTOM
SONUÇLARI LE KAR ILA TIRILMASI.
UZMANLIK TEZ
DR. MASHOODA BADAR
STANBUL 2009
Ç NDEK LER
sayfa
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………..
2
KISALTMALAR……………………………………………………………………..
3
GR
VE AMAÇ ..................................................................................................
4
GENEL B LG LER ..............................................................................................
7
GEREÇ VE YÖNTEM …………………..............................................................
62
BULGULAR ...........................................................................................................
66
TARTI MA............................................................................................................
81
SONUÇ....................................................................................................................
87
ÖZET………………………………………………………………………………….
KAYNAKLAR........................................................................................................
89
91
ÖNSÖZ
i li Etfal E itim ve Ara t rma Hastanesi 1. Kad n Hastal klar ve Do um
Klini inde yapt
m asistanl k e itimim süresince bilgi ve tecrübelerinden yararland
m,
ho görülü yakla m ve destekleriyle bana büyük emekleri geçen de erli hocam , Klinik efim
Op. Dr. Nimet Göker’e sayg ve te ekkürlerimi sunar m.
E itimimde büyük katk ve emekleri olan 1. Kad n Hastal klar ve Do um Klinik
ef Yard mc s Op. Dr. Sibel Özsoy’a, ayr ca asistanl
m süresince destek ve yard mlar n
esirgemeyen, tez çal malar nda destek olan Op. Dr. Meltem Tekelio lu’na,ve e itimimde
büyük katk lar olan 1. Kad n Hastal klar ve Do um Klini i Ba asistan Op. Dr. Alparslan
Baksu’ya ,
Birlikte çal maktan mutluluk duydu um tüm asistan arkada lar ma, klini imizin
hem ire ve personeline,
Asistanl k e itim sürem boyunca yard m ve desteklerini gördü üm aileme ,
Tesekkürü borç bilirim.
Dr. Mashooda Badar
KISALTMALAR
ABD :Amerika Birle ik Devletleri
BMI: Vücut kitle indeksi (Body Mass Index)
BT: Bilgisayarl Tomograf
D/C:Dilatasyon ve küretaj (Dilatation and Curettage)
F/C:Fraksiyone Küretaj (Fractionated Curettage)
FIGO: International Federation of Gynecology and Obstetrics
HRT: Hormon Replasman Terapisi
H/S: Histeroskopi
<GF: <nsulin benzeri büyüme faktorü (<nsulin like growth factor)
ISGYP: Uluslararas
Pathologists)
Jinekolojik Patologlar Derne i (International Society of Gynecological
LR: likelihood oran (Likelihood ratio)
MRI: Manyetik Rezonans Görüntüleme (Magnetic Resonance <maging)
NKD: Negatif Kestirim De er
PI: Pulsatilite <ndeksi
PCOS: Polikistik Over Sendromu (Polycystic Ovary Syndrome)
PKD: Pozitif Kestirim De er
PMK:Postmenopozal Kanama
PMKE: Postmenopozal Kal n Endometrium
SERM: Selektif Östrojen Reseptor Modülatör
S<S: Salin <nfüzyon Sonohisterografi
SD:Standard Sapma (Standard Deviation)
TVS: Transvaginal Sonografi
WHO: Dünya Sa l k Örgütü (World Health Organization)
WHI:Women’s Health <nitiative
3D:Üç Boyutlu (Three Dimensional)
GR
VE AMAÇ
Menopoz, Dünya Sa l k Örgütü’ne göre , ovaryan follikuler aktivite kayb
nedeniyle meydana gelen, kal c olarak menstruasyonun kesilmesidir (1). Postmenopozal
kanama son adetten 12 ay veya daha fazla bir süre sonra meydana gelen kanama olarak
tan mlanmaktad r.
Postmenopozal
kanamay
tan mlayabilmek
için
menstruasyonun
kesilmesinden sonra geçmesi gereken süre konusunda tart malar sürmekte ise de literatürün
ço unda bu süre son adetten en az 12 ay sonras
olarak bildirilmi tir . Postmenopozal
dönemde endometriumun atrofik olmas beklenir. Bu nedenle bu dönemde olu an uterin
kanama anormal bir belirti olarak kabul edilmelidir (2).
Kad n Hastal klar ve Do um Kliniklerine ba vuran populasyonun yakla k %
5'inde postmenopozal vajinal kanama mevcuttur, ve hormon replasman tedavinsin yayg n
uyguland
yerlerde bu oran artmaktad r (3). Postmenopozal vajinal kanama nedeni olarak ;
eksojen östrojen kullan m (% 30), atrofik endometrit veya vajinit (% 30), endometrial
maligniteler (% 15), endometrial hiperplazi (% 5), submüköz myom (% 10) gösterilebilir.
Di er az görülen etiyolojik faktörler ise ; endometrial veya servikal polip, servikal kanser,
uterus sarkomu, üretral karünkül ve travmad r (% 10) (4). Postmenopozal kanama over
kanserlerinin de nadir bir belirtisidir (5).
Endometrial kanser kad n
neoplazisidir
genital
sisteminin
ve Postmenopozal kanamal kad nlarda
en s k görülen malign
insidans
% 3.7-17.9 aras nda
de i ebilmekte , ve vakalar n % 73’ünde evre I de yakalanmaktad r (6,7) . Endometrial
kanserlerin % 90’ 50 ya üzerindeki kad nlarda meydana gelmekte ve bu hastalar n % 95’
inde postmenopozal dönemde anormal uterin kanama ba vuru
ikayeti olmaktad r (8).
Postmenopozal kad nlarda disfonksiyonel uterin kanamalar overlerin iflas n takiben meydana
gelen hipoöstrojenemiye sekonder olarak olu an atrofik endometriumla ilgili oldu u
dü ünülmektedir .
Postmenopozal kanama nedenlerinden biri de , endometrial hiperplazi olup,
jinekolojik yak nmas olan hastalar n % 20'sinde görülür. Endometrial hiperplazi anormal
uterin kanamalar n en s k nedenlerinden biri olup daha çok perimenopozal ça da görülür.
A r derecedeki atipik endometrial hiperplazi karsinoma in situ olarak da kabul edilir (18).
Postmenopozal dönemde kanama yak nmas yla ba vuran hastalarda, malignansi
olas l
göz önüne al narak erken tan ve tedavi plan n n yap l p uygulanmas için
histopatolojik tan n n konmas
gerekmektedir . Bu kanamalara tan sal yakla mda ;
transvaginal sonografi (TVS) , salin infüzyon sonografisi (S<S) , histeroskopi (H/S) ,
pipelle/endometrial f rça ile endometrial biyopsi
veya dilatasyon ve küretaj (D/C) ile
endometrial biyopsi gibi birçok yöntem aras nda kar la t rma yapan çok say da çal ma
mevcuttur. Daha kolay uygulanabilen, daha ekonomik, daha az invaziv, daha k sa sürede
de erlendirmeye imkan veren tekniklerin aray
sürmektedir.
Endometrial lezyonlar n tan s nda ultrasonografik olarak endometrial kal nl
n
ölçülmesi kullan labilir. Teknolojik geli imin görüntü rezolüsyonunu art rmas ve i lemin
invaziv olmamas transvajinal sonografi (TVS) kullan m n yayg nla t rm t r .
Postmenopozal dönemde hastalar, kanama d nda , rutin menopoz - kontrol amaçl
veya ba ka herhangi bir ikayet ile jinekoloji polikliniklere ba vurmakted r. Kanama gibi bir
semptom olmadan yap lan transvajinal sonografide endometrium
kal n ölçülebilmektedir.
Endometrial kal nl k; hiperplazi, polip , submüköz myom ve karsinom gibi endometrial
patolojilerin non spesifik bir bulgusudur (9). Asemptomatik postmenopozal
kal n
endometriumlu kad nlara yönelik klinik yakla m standardize edilmi de ildir. Bir çok farkl
çal mada bu tip asemptomatik postmenopozal hastalarda ileri ara t rma gerektirecek ve bir
s n r de eri olarak kabul edilebilecek bir endometrial kal nl k konusunda konsensus mevcut
de ildir.
Klini imizde kanama olmayan postmenopozal kad nlarda endometrium kal nl
5 mm’nin üzerinde tespit edildi inde ; postmenopozal kal n endometrium tan s ile ileri
ara t rma yap lmaktad r. Tek ba na kal n endometrium tespit edilen postmenopozal hastalarda
e er transvajinal sonografideki endometrium özellikle düzensiz ise veya endometrial polip
üphesi uyand r yorsa ; Saline infüzyon sonohisterografi (S<S) yap lmakta ve e er gerekiyorsa
histeroskopik (H/S) inceleme sonras nda biyopsi veya rezeksiyon yap lmaktad r .
Endometriumun kal n (Q 5mm )
ancak
s n rlar n n net ölçülemedi i
vakalarda da
histeroskopi alt nda uterin kavite incelenmektedir.
Çal mam z n amac ; 01.01.2004 - 31.02.2009 tarihleri aras nda i li Etfal E itim
ve Ara t rma Hastanesi 1. Kad n Hastal klar ve Do um Klini inde Postmenopozal Kanama
ve /veya Postmenopozal Kal n Endometrium tan lar ile yapt
m z Fraksiyone küretajlar n
(F/C) histopatolojik sonuçlar n n retrospektif olarak de erlendirmesini ve bu hastalardan
histerektomi geçirmi
olan kad nlar n histopatoloji sonuçlar n n F/C sonuçlar
kar la t rmas n yapmakt r.
ile
GENEL B LG LER
POSTMENOPOZAL KANAMA
Women’s Health <nitiative (WH<) sonuçlar na göre , postmenopozal kad nlar n
% 7 sinde vajinal kanama semptomatik olarak mevcuttur ve bu oran % 4-10 aras nda
de i ebilmektedir (10) . Postmenopozal kanamas olan kad nlarda çe itli literatürlere göre
% 3.7 ile % 17.9 aras nda endometrial karsinom insidans bildirilmi tir (7,11,12,13).
Endometrial karsinoma olan kad nlar n % 90’ tek ba na vajinal kanama
ikayetiyle
ba vurabilmektedir (8). HRT kullanmayan ve postmenopozal kanama ile ba vuran hastalarda
endometrial kanser riski % 5.7 ile % 11.5 aras nda de i mektedir
(14,15).
HRT
kullananlarda kanama endometrial kanser ile daha az ili kilidir (16). Tamoxifen kullanan
kad nlar endometrial kanser aç s ndan 3-6 kat daha fazla risk ta maktad rlar (17) .
Postmenopozal kanama , endometrial
kanser veya atipik hiperplazisi olan
kad nlarda s kt r. Atipik hiperplazinin % 20 ‘sinde , e er tedavi edilmezse , endometrial
kanser geli ebilir (18). Endometrial kanser , e er erken evrede yakalan rsa , iyi prognoz
ta maktad r (19). Bundan dolay postmenopozal kanama ile ba vuran kad nlarda , te hise
yönelik
çal malar
malignite
veya
premalign
hastal klar
üzerinde
odaklanmal d r.
Postmenopozal kanamas olan kad nlar n ara t r lmas n n ana amac ; ciddi intrauterin
patolojilerin , özellikle endometrial karsinomun ekarte edilmesidir.
Postmenopozal kanama için genel olarak önerilen tan yöntemi dilatasyon ve
küretajd r (D/C). Ancak D/C ve benzeri körlemesine endometrial örnekleme teknikleri birçok
fokal lezyonu tespit etmekte ba ar s z olmaktad r (20,21) . 1980 lere kadar D/C en s k
kullan lan prosedür idi. D/C invazif bir yöntemdir ve % 1-2 oran nda komplikasyon oran na
sahiptir . Bundan dolay bu kad nlar de erlendirmek için daha az invazif olan endometrial
biyopsi teknikleri geli tirilerek, uygulanmaya ba lanm t r (22).
Son
zamanlarda
transvajinal
de erlendirilmesinde kullan lan ilk test
sonografi
postmenopozal
kanaman n
olarak savunulmaktad r . Transvajinal sonografi
minimal invaziv oldu u , yüksek kanser tespit oran na sahip oldu u ve maliyeti biyopsiye
yak n oldu undan çok tercih edilmektedir (23,24,25) .
Transvajinal sonografide ince endometrium olan vakalarda intrauterin patolojinin
varl
muhtemel de ildir. Pelvik ultrasonografi ile normal atrofik uterusun endometrial
kal nl
n ortalama 2,3 mm oldu u gösterilmi tir (29) . TVS’de artm endometrial kal nl k
ölçüldü ünde , te hise yönelik ek testler gerekmektedir. Ço u yazar endometrium çift duvar
kal nl
4 veya 5 mm ölçüldü ünde , anormallik için s n r de er olarak kabul edilmesini
önermektedir (30) . Postmenopozal kanamalarda günümüz yakla m transvajinal sonografi ,
salin infüzyon sonografisi
,
histeroskopi ve endometrial biyopsi kombinasyonu olarak
uygulamakt r (27,28) .
POSTMENOPOZAL KALIN ENDOMETR UM
Endometrial kanseri olan kad nlar n ço u vajinal kanama gibi bir semptom
sergilemektedir , dolay s yla
kanama olmayan postmenopozal kad nlarda endometrium
kanser riski dü ük oldu u dü ünülebilir (31). Bundan dolay
asemptomatik postmenopozal
kad nlarda endometrial kanserin te hisi için transvajinal sonografi ile endometrial kanser
taramas n yapmak pratik bir yöntem de ildir .
Postmenopozal kad nlar, pelvik kitle
üphesi gibi ba ka çe itli sebeplerden
jinekoloji poliklini ine ba vurdu unda, TVS yap lmakta
ve endometrium kal nl
ölçülmektedir. Postmenopozal kad nda
insidental tespit edilen
asemptomatik kal n
endometriumun klinik önemi ve yakla m standardize edilmi de ildir . Bundan dolay
asemptomatik kad nlarda görsel bulgulara dayanarak invazif bir i lem yapmadan önce ,
kanser üphesinin yeteri kadar yüksek oldu undan emin olmal y z.
Vajinal kanama olmayan postmenopozal kad nlarda ortalama endometrial kal nl k
3-5 mm aras nda tespit edilmi tir (32) . <doxifene (SERM) ile ilgili bir çal mada yer alan
1926
asemptomatik postmenopozal kad ndan 1833’ünün
baseline endometrial kal nl
T 5mm rapor edilmi tir (32). 1992-1996 aras nda , endometrial kanser tespit edilen 759
kad n inceleyen 35 çal mal k
bir metaanalizde
normal endometrium olan kad nlar n
endometrium kal nl
4mm (SD 1mm) ise , endometrial kanser olan kad nlar n ortalama
endometrial kal nl
20mm (SD 6mm) olarak rapor edilmi tir (33). Çok say daki primer
çal malara ve iki metaanalize göre endometrial kanser olan kad nlar n endometrial kal nl
endometrial kanser olmayan kad nlara göre daha kal nd r (33,34).
Endometrial kanser vakalar n n ço u , vaginal kanama tarifleyen postmenopozal
kad nlar aras nda görülmektedir (35). Buna ra men , kanserlerin semptom vermeye
ba lamadan önce bir
preklinik faz n n olmas muhtemeldir ki baz kanserler bu fazda
yakalanabilmektedir .Vajinal kanama olmayan postmenopozal kad nda , biyopsi yapman n
arkas ndaki mant k bu olabilir. Dahas baz kanserler Evre 1’ i geçmeden kanama gibi bir
belirti vermeyebilir. ABD ulusal kanser epidemiyoloji kay tlar na göre 50 ya üzerinde ,
endometrial kanser tespit edilen kad nlar n %23’ü Evre II veya daha yüksek bir evre ile
prezente olmaktad r (36). Hofmeister , 187 endometrial kanser dahil ,
20677 endometrial
biyopsi incelemi tir . Endometrial kanser vakalar n n % 17’ sinde vajinal kanama olmad
n
rapor etmi tir (35).
Postmenopozal kal n endometrium diyebilmek için, e er s n r
de eri
postmenopozal kanamal kad nlarda oldu u gibi 5mm üzerinde olarak kabul edilirse , yalanc
pozitif sonuç say s
gerçek pozitif say s ndan çok fazla olacakt r . Asemptomatik
postmenopozal kal n
endometriumlu hastada, tekrarlayan kanama olmad
sürece ileri
ara t rma gerekmedi ini bildiren çal malar mevcuttur (1) . Endometrial kal nl
n snr
de eri ne kadar dü ük seçilirse o kadar az endometrial kanser vakas atlan r ama bu kanser
olmayan çok say da kad n incelemek anlam na gelecektir.
KL N K YAKLA IM
Postmenopozal dönemde kanama ikayeti ile ba vuran hastadan öncelikle ayr nt l
bir anamnez al nmal d r. Pelvik muayene ve servikal smear sonras nda tüm hastalar
transvajinal sonografi ile de erlendirilmelidir. Jinekolojik muayenede; vajen giri i ve
subüretral alanlar, ayn zamanda tüm vajen ve serviks özenle inspekte ve palpe edilmelidir.
Bimanuel rektovajinal muayene ile uterus büyüklü ü ve mobilitesi, adneksiyel kitleler,
parametrial endürasyon ve cul-de-sac nodülaritesi de erlendirilmelidir (39) .
Muayenede, uterus normal veya irile mi olabilir. Hematometras bulunanlarda
bazen abdomende palpe edilebilen kitle tespit edilir. Endometrium kanseri ile birlikte
Granüloza-Teka Hücreli over tümörü veya epitelyal over kanseri bulunabilece inden , overler
dikkatlice palpe edilmelidir (40) . Metastazlar n s k rastland
bölgelere özellikle dikkat
edilmelidir. Periferal lenf nodlar ve meme özenle de erlendirilmelidir. <lerlemi vakalarda
karaci er veya omentum metastazlar n n veya asitin palpe edilmesi d nda abdominal
muayenede s kl kla özellik yoktur (39).
Postmenopozal kanama sebepleri; genital, genital olmayan, uterus d
veya uterusa
ait olabilmektedir (39) . Te hisde ilk basamak kanaman n uterus orijinli olup olmad
nn
tespitidir. Özellikle ya l hastalarda, üretra veya rektumdan kanama vajinal kanama olarak
ifade edilebilir (41) . Uterusa ait postmenopozal kanama sebepleri ise ; endometrial atrofi,
östrojen replasman tedavisi, endometrial polip, endometrial hiperplazi, endometrial kanser ve
sarkomlard r(39).
Genital yollar d ndaki alanlar, idrarda ve gaitada kan ara t rma testlerini de içeren
muayene ve anamnezle de erlendirilir (39) . Uterus d
genital sebepler aras nda ise ; atrofik
vajinit, servisit, servikal polipler ile vulva, vajen, serviks ve overlere ait tümörler say labilir.
Gredmark ve ark. 457 postmenopozal kanama olgusunu inceledikleri çal mada, 8 olguda
over tümörü tespit etmi lerdir (42).
Atrofik vajinaya ba l travmatik kanama , tüm postmenopozal kanama sebeplerinin
%15 kadar n olu turabilmektedir. Tan s ; inspeksiyonda ince, frajil bir vajinal duvar
görülmesi ile mümkündür . Ancak, öncelikle uterus kaynakl kanama olas l
ortadan
kald r lmal d r. Vulva, vajen ve servikse ait invaziv tümörler ço unlukla muayenede
bellidirler ve saptanan lezyonlardan biyopsi al nmal d r (39).
<sveç’te yap lan çal malar ; postmenopozal kanamayla ba vuran kad nlarda %
0.8-1.8 aras nda servikal kanser te his edildi ini ortaya koymaktad r (42,43). Güneydo u
Asya’da , servikal kanser , endometrial kanserden daha s k rastlanan bir postmenopozal
kanama sebebidir ve postmenopozal kanamal kad nlarda servikal kanser prevalans % 5-13
aras nda de i mektedir. Bu nedenle tüm postmenopozal kanamal kad nlardan mutlaka
servikal smear al nmal d r (44). Rutin servikal Pap smearlerin , endometrial kanserin sitolojik
olarak tespitindeki etkinli i, erken servikal kanserlerdeki etkinli ine nazaran oldukça
dü üktür (45). Endometrium kanserli hastalar n yaln zca % 30-50’si anormal Pap test
sonucuna sahip olduklar için Pap test güvenilir bir tan yöntemi de ildir.
Ancak , Pap smear tüm hastalarda muayenenin bir parças olmal d r. Çünkü
asemptomatik hastalar n küçük bir k sm nda , endometrial kanseri net ekilde tespit eder.
Hatta postmenopozal kad nlarda, servikal veya vajinal smearlerde benign endometrial
hücrelerin varl
, % 2-6 oran nda gizli endometrial karsinom ile ili kilidir. Bu nedenle rutin
servikal Pap smearde endometrial hücre görülen kad nlar , endometrial kanser için ileri
de erlendirmeye al nmal d r (46).
Karim ve ark. , servikal smearlerinde endometrial hücre varl
olan 1162 olguluk
çal malar nda, servikal smearde özellikle epitelyal veya mikst tipte endometrial hücre
varl
n n , benign endometrial patolojilerden çok endometrial hiperplazi ve endometrial
kanser ile ili kili oldu unu, ancak endometrial hiperplazi ve kanser ay r m n n
yap lamayaca n tespit etmi lerdir (47).
Ashfaq ve ark. ise , servikal smearlerinde benign endometrial hücreler bulunan 146
postmenopozal kad n üzerinde yapt klar çal mada; olgular n % 28’inde polip, leiomyom,
atipisiz basit hiperplazi gibi benign endometrial patolojiler bulurken, % 12’sinde atipik
hiperplazi, adenokarsinom, leiomyosarkom ve malign mikst müllerian tümör tespit
etmi lerdir. Ayr ca, postmenopozal kad nlarda HRT kullan m n n, servikal smearde
endometrial hücre varl
ile ili kili olmad
n saptam lard r (48).
Nguyen ve ark. , 102 hastada servikal smearde histiosit varl
n n klinik önemini
incelemi , histiositlerin tek ba na endometrial hiperplazi ve endometrial kanseri kestirmede
ba ar s z oldu unu, ancak akut enflamatuar hücre fagositozu ile birlikte histiosit varl
endometrial kanser riskini üç kat artt rd
Postmenopozal
nn
n tespit etmi lerdir (49).
kanamal ve ince endometriumlu kad nlarda servikal kanserin
endometrial kansere göre iki kat yayg n oldu u ve takip s ras nda endometrial kanser riskinin
ayn oldu u ama,
servikal kanser riskinin daha yüksek oldu u görülmü tür . <nce
endometriumlu ve tekrarlayan kanamas olan postmenopozal kad nlarda yakla m , öncelikle
servikal patolojiyi ekarte etmek yönünde olmal d r . Epstein ve ark, postmenopozal kanamas
olup endometrial kal nl
4mm’nin ve alt nda ölçülen 332 hastay ikinci bir kanama ata na
kadar takip etmi ler. <lk de erlendirmede kad nlar n % 1.5’inde servikal kanser ve % 0.9’unda
endometrial kanser tespit edilmi , takip s ras nda 2 hastada (% 0.6) servikal kanser tan s
konmu tur . Hastalar n % 13‘ünde kanama tekrar etmi ve bu hastalar n 4’ünde (%16)
endometrial patoloji , ve 3’ünde (% 11) servikal patoloji saptanm t r (50) .
TANISAL YÖNTEMLER
TRANSVAJ NAL SONOGRAF S (TVS)
Transvajinal sonografi (TVS) postmenopozal kanaman n de erlendirilmesi için
oldukça
kullan l
de erlendirilmesi
bir
için
tekniktir.
Fakat
bu
kullan labilmekte
,
prosedür
rutin
sadece
tarama
yöntemi
bulunmamaktad r. Postmenopozal kanaman n de erlendirilmesinde
vajinaya yerle tirerek endometrium kal nl
spesifik
durumlar n
olarak
uygun
transvajinal bir probu
ölçülebilir. Endometriumun kal nl
için s n r
de erin 5 mm olarak kabul edilmesi yönünde bir çok ara t rma mevcuttur (52) . 5 mm’nin
üzerindeki endometrial kal nl klar endometrium kanser gibi bir histolojik te his ile daha s k
bir korelasyon göstermektedir (33) . Ultrason ile endometrial kal nl
n ölçülmesi % 91
sensitivite ve % 58 spesifisiteye sahiptir (53) .
Fleischer ve ark. taraf ndan geli tirilen hem iki tabakay hem de kavitede mevcut
herhangi bir s v birikintisini de ölçüme dahil eden metod günümüzde tercih edilen yöntemdir.
Transvajinal sonografi ile endometrial kal nl k ölçülürken, endometrium uterusun longitudinal
aks nda gösterilir ve endometrial kavitenin servikal kanaldan üstte fundal s n ra kadar
izlenebildi i plan ortaya konulur. Bu planda maksimum endometrial kal nl k ölçülür. Ölçüm
i areti oldukça hiperekojenik görünen ve myometriyumun hipovasküler kompakt tabakas n
temsil eden hipoekojenik bir ku akla çevrelenen endometriumun d kenar na konu land r l r
(2) .
Endometrium kanserinin ultrasonografik görüntüsü ; normal ultrasonografi
bulgusu, nonspesifik endometrium kal nla mas veya endometrium içinde ç k nt yapan
düzensiz polipoid bir kitle eklinde olabilir (54) . Bununla beraber endometrium kal nl
nonspesifik bir bulgu olup; hiperplazi, polip, endometrit gibi benign endometrium lezyonlar
endometrium kal nla mas n n çok daha s k görülen
nedenleridir (30). Endometrium
hiperplazisinde , endometrium nonspesifik olarak kal nla m t r. Endometriual polipleri ise ,
endometriumda odaksal ekojenik bir alan ya da s v ile çevrili bir kavite içi kitle olarak
görülebilir (54).
Normal endometriumu olan postmenopozal kad nlarda TVS ile ortalama
endometrial kal nl k 3.2-3.9 mm olarak ölçülmüstür (43) . Endometrial kanseri olan
kad nlarda ise endometrium kal nl g çok daha degi kendir ve 13.9-21.1 mm aras nda olabilir
(43). Endometrial patolojilerin belirlenmesinde endometrial kal nl k ölçümünde hangi de erin
s n r de er kabul edilmesi gerekti iyle ilgili farkl görü ler mevcuttur. Bu de erlerin
belirlenmesi için büyük hasta populasyonlar ile birçok çal sma yap lm t r ve kan ta dayal
olarak 4mm ve üzeri kal nl k de erleri patolojik kabul edilmi tir.
Klini imizde postmenopozal tüm kad nlara TVS ile rutin tarama uygulanmaktad r
ve Q 5 mm endometrial kal nl k de eri anormal kabul edilmektedir. Bu yakla m hiçbir
ikayeti olmayan kad nlar n, anksiyetesine ve yüksek oranda gereksiz invaziv i leme maruz
kalmas na yol açabilir. Ancak Osmers ve ark. endometrial kal nl
Q 4 mm olan
asemptomatik postmenopozal kad nlarda endometrium kanseri riskinin % 3,5 oldu unu
göstermi lerdir ve bu dü ük bir oran da olsa gerçek bir risktir (55) .
Postmenopozal kanama varl g nda patolojik endometriuma rastlama oranlar ve
hastaya yakla m daha farkl d r. Postmenopozal kanamas olan ve endometrial kal nl g Q 5
mm olan kad nlarda endometrial patoloji olma olas l
oldukça yüksek (% 60-80) iken , < 5
mm olan kad nlarda dahi bu olas l k % 3-14’tür (43,56,59,90). Postmenopozal semptomatik
kad nlarda TVS ile kal nl k ölçümünün kanseri öngörmedeki de erini ara t rmak ve uygun
s n r de eri belirlemek amac yla yap lan bir metaanalizde % 10 yalanc pozitiflik oran yla
hastalar n % 63’ü tan nmakta, hastalar n % 96’s n tan mak için ise % 50 gibi yüksek bir
yalanc pozitif de er ile kar la lmaktad r (24).
Postmenopozal kanamas olan ve endometrial kal nl
Q 5 mm olan kad nlar n
% 18.7’sinde, Q 4 mm olan kad nlar n da % 12.6’s nda endometrium kanseri mevcuttur (55).
Düzgün ölçülebilen ve 5 mm’den ince endometriumu olan hiçbir kad nda endometrium
kanseri olmad
n gösteren çok merkezli çal malar bulunmas na ra men, bu kad nlarda
dü ük oranda da olsa atrofik zeminde geli en (% 0.6-5 oran nda) endometrium kanseri
olabilmektedir ve kullan lan ultrasonografik s n r de erler ile bu hastalar tan namamaktad r
(25,43 ,57) .
Smith-Bindman ve ark.n n yapt klar meta-analizde endometrial kal nl k için 5 mm
s n r de er olarak kabul edildiginde, endometrial kanseri olan kad nlar n % 4’ünde normal
TVS sonuçlar tespit edildi i görülmüstür (25). Diger bir meta-analizde, Gupta ve ark. T 5
mm s n r olarak kullan ld g nda, pozitif test sonucunun kanser riskini % 14.0’dan sadece %
31.3’e ç kard g ve negatif test sonucunun da bu riski % 2.5’e dü ürdü ünü göstermislerdir.
Endometrial kal nl k ölçümünün endometrial patolojileri ekarte etmek için iyi bir yöntem
oldu u, ancak endometrial hiperplazi ve kanser tan s nda s n rl prediktif de eri oldugu
sonucuna varm lard r (57).
Postmenopozal kanamal kad nlarda endometrial kal nl k < 4 mm olanlar ile
Q 4 mm olanlar n kanser için rölatif riski 44.5 olarak bildirilmi tir (58) . Endometrial
kal nl k s n r de eri daha da dü ürüldü ünde (< 4 mm) hassasiyet artarken, pozitif prediktif
de erler çok dü mektedir (53). TVS ile tespit edilen kavite içinde homojen da lm
endometrial kal nl k veya yer kaplayan lezyon üphesinde ek bir i lemle doku örne i
al nmadan tan
kesinle tirilemez ve kesin olarak benign-malign ay r m
yap lamaz.
Endometrial örneklemenin hangi ko ullarda ve ne zaman önerilmesi gerektigine dair
literatürde farkl görü ler ve farkl klinik yakla mlar mevcuttur.
Postmenopozal kad nlarda endometrial kal nl k ölçümü , fertil ça daki kad nlara
göre daha zordur. Ancak endometriumun ölçülemedi i olgularda endometrial kanserlere daha
s k rastlanmaktad r (59). Bu nedenle endometriumun net olarak izlenemedi i veya
ölçülemedi i olgularda endometrial örnekleme gibi di er tan sal yöntemlere ba vurulmal d r.
Sheth ve ark.’n n yapt klar bir çal mada endometrial kavite içerisinde s v varl
n n artm
endometrial patoloji riski ile ili kili oldu u tespit edilmi , endometrial kavite içerisinde s v
tespit edilen her olgunun muhakkak histopatolojik olarak de erlendirilmesi önerilmi tir (60).
Postmenopozal olarak endometrial kavitede s v
varl
n n karsinoma riskini art rd
savunulmaktad r (61) . Özellikle bu s v 3 mm’inin alt ndaysa endometriumun inaktif oldu u
, ancak 3 mm’nin üstündeyse inaktif olmay p , çe itli endometrial patolojilerle birlikte oldu u
savunulmu tur (62) .
Epstein ve ark. , postmenopozal kanamas olup endometrial kal nl
5 mm alt nda
olan kad nlar 12 ay gibi bir süre takip etmi ve tek ba na tekrarlayan kanama olanlarda hiç
patoloji saptamam ama beraberinde endometrium kal nl
5 mm’nin üzerinde tespit edilen
hastalarda daha fazla endometrial patoloji saptam t r (63) .
Ferrazzi ve ark., 1996 y l nda TVS ile endometrial kal nl k ölçümü sonras nda
kad n n ya , vücut kitle indeksi ve endometrial kal nl k de erlerini multivaryant lojistik
modeli kullanarak kombine etmi ler ve bunun sonucunda semptomatik postmenopozal
kad nlarda invaziv prosedür uygulama olas l g n n % 31 oran nda azald
n bildirmi lerdir
(14) . Ancak bu yakla m, takip eden y llarda ba ka çal malarda onaylanmam st r.
Son y llarda TVS incelemelerinde endometrial kal nl
n tek ba na kriter olarak
al nmas ndan ziyade endometrial doku morfolojisinin de oldukça önemli oldu unu bildiren
çal malar yay nlanmaya ba lam t r. Sheikh ve arkada lar standart kriter olan endometrial
kal nl a ek olarak endometrial morfolojinin katk s n saptamak amac yla: 207 postmenopozal
kanamal hastaya TVS uygulam lard r. Bu çal mac lar endometrial kal nl
uterusun
longitudinal
aks nda
ölçmü lerdir.
Endometriumun
morfolojisi:
homojen,
fokal
hiperekojenite, diffüz hiperekojenite yada diffüz heterojenite olarak kategorize edilmi tir. Bu
çal man n sonucunda endometrial kanser için daha yüksek bir tahmin de eri sa lamak
amac yla günümüzde kullan lan standart endometrial kal nl k ölçümüne, endometriumun
anormal ekojenitesinin eklenmesinin önemi vurgulanmaktad r (65) .
1998 y l nda Weber ve arkada lar n n yapm
oldu u bir çal mada 159
postmenopozal kanamas olan kad n hastada endometrial kal nl a ek olarak endometrial
bile kesinin düzenlili i ve endometrial morfolojisi ara t r lm t r. Bu çal mac lar endometrial
bile kesinin düzenlili inin % 75 sensivite, % 66 spesifite, % 73 pozitif, % 69 negatif tan sal
de ere sahip oldu unu belirtmi lerdir. Endometrial morfolojide ise sensivite % 82 ,spesifite
% 64 olarak hesaplanm t r (66) .
2002 y l nda Randelzhofer mant ksal regresyon modeli kullanarak malignansi
tan s na yard mc
olabilecek en önemli kriterlerin endometrial kal nl
, endometrial-
myometrial s n r ve endometrial morfolojisi oldu unu belirtmi tir (67) . Transvajinal
sonografi endometrium kanseri olgular nda myometrial invazyonun derin/yüzeyel oldu unu
do ru biçimde tespit etmektedir. Bu bilgi basit histerektominin yeterli olabilece i hastalar ,
radikal giri im gerektiren hastalardan ay rt etmek için kullan labilir. Polipoid tümörler
endometrial lümende bariz bir distansiyona ve myometriumda buna ba l geli en bir
incelmeye neden olabilirler. Noninvaziv tümörlerde ise myometriumun endometriumu
çevreleyen hipoekojen iç tabakas
intaktt r. E er subendometrial hipoekojen tabaka
görülemiyor veya myometrium müsküler atrofiye ba l olarak ileri derecede incelmi se
invazyonun derecesini de erlendirmekte problemler ortaya ç kabilir. Bu sebeple tümör kitlesi
büyük veya myometrium ince (1cm’den az) ise myometrial invazyonun boyutlar n
belirlemede dikkatli olunmal d r (68) .
Semptomatik postmenopozal kad nlarda yüksek sensitiveye sahip bir test olan
ultrasonografi kullan larak, endometrial kal nl
endometrial patoloji saptanma olas l
n T
4 mm oldugu durumlarda herhangi bir
çok dü ük oldu u için, konservatif periyodik takip
önerilerek hasta anksiyetesi ve maliyet analizleri aç s ndan gereksiz invaziv islemlerden % 82
oran nda kaç n labilir (25,43,69).
Ancak bu yakla m yüksek düzeyde ultrasonografik deneyimi gerektirir ve takibe
yüksek hasta uyumu mevcut merkezlerde tercih edilebilir. Bu yakla mla endometrium
kanseri olan kad nlar n % 4’ünde tan ve tedavinin gecikti i dü ünüldü ü zaman, endometrial
kal nl g T
saptand
4 mm olan kad nlara klinik olarak gerekli görüldü ünde, kal nl k > 4 mm
nda ise her hastaya tan sal histeroskopi, gerekirse de endometrial örnekleme
önerilmelidir (55,56) .
Ayr ca endometrial kal nl
n, kanser taramas nda tan sal de erini saptamak
amac yla yap lan bir literatür derlemesinde s n r de erin üstünde olan kad nlarda bile % 50
oran nda gereksiz invaziv i lem; yap ld
metotlar n kullan lma s kl
sonucu göz önüne al nd
nda, invaziv tan sal
n n TVS kullan larak yeterli düzeyde azalt lamad
da
unutulmamal d r (24) .
Endometrial kal nl k d nda TVS ile endometrial kavitenin morfolojisi ve hacmi
de incelenebilir. TVS ile uterin kavitede kistik görünüm polipoid olu umlar için prediktifdir.
Ancak kombine ultrasonografik analiz (morfoloji, kal nl k ve renkli doppler), kavitede yer
kaplayan lezyonlar n ay r c tan s nda ve benign-malign ay r m n yapmada yeterince hassas
de ildir (70) .
TVS’nun en önemli dezavantaj subjektif bir de erlendirme yöntemi olmas d r.
Endometrial kal nl k ölçümü gibi milimetrik bir ölçümün al nmas nda ultrasonografistin
deneyimli olmas
oldukça önemlidir. <nterobserver farkl l
tespit etmek amac yla
düzenlenen bir çal smada, 90 postmenopozal kad ndan, ultrasonografik aç dan deneyimli ve
deneyimsiz hekimler taraf ndan yap lan 90 çift endometrial kal nl k ölçümü al nm ve sadece
% 51’inde 2 ölçüm aras nda korelasyon gözlenebilmistir. Ayr ca bir kad na ait 2 ölçüm
aras nda ortalama 1.5 mm’lik bir fark tespit edilmi tir (30) . Postmenopozal kad nlarda
endometrial kal nl k de erinin ortalama 3.2 mm oldu u ve genel olarak
patolojik kabul edildi i göz önüne al nd
ölçmek için farkl
4 mm’nin
nda bu fark oldukça önemlidir.
Literatürde TVS ile endometrial kal nl
oldukça de i kendir . Bu farkl l
Q
n patolojiyi belirlemedeki hasssasiyeti
n büyük oranda interobserver farkl l ktan veya bu kal nl
teknikler ve ultrasonlar kullan lmas ndan kaynakland
göz ard
edilmemelidir. Ultrasonografinin endometrial patolojiyi tespit etmek için yeterince hassas ve
evrensel bir yöntem olarak kullan lmas için, ultrasonografistin yeterli e itimi almas ve
deneyim kazanmas n n art oldugu da unutulmamal d r.
RENKL DOPPLER ULTRASONONOGRAF
Birçok ara t rmac taraf ndan postmenopozal kanamal olgularda, endometrial
patolojilerin belirlenmesinde transvajinal sonografinin do rulu unu artt rmak amac yla uterin,
subendometrial veya endometrial arterlerin transvajinal Doppler ile de erlendirilmesi
önerilmi tir. Renkli ak m Doppler USG’nin de özellikle
üpheli endometriumlar n
incelenmesinde ve neoplazi tan s nda önemi vard r (71) .
Renkli Doppler incelemesinde, endometriuma giren damarlar görülebilmekte,
‘besleyici bir damar n‘ varl
uterin kavitedeki fokal lezyona i aret edebilmektedir (72).
Birçok çal mada , çok yüksek Doppler sensitivitesine sahip ultrason sistemleri kullan lm
oldu undan ve bu tip çok hassas sistemler her yerde bulunmayabilece inden genel olarak S<S
tercih edilen yöntemdir.
Ancak yap lan çal malar n baz lar nda , dü ük sensitivitesi nedeniyle Doppler
sonografinin , transvajinal sonografinin ötesinde bilgi sa lamad
gösterilmi tir. Flam ve
ark. , 27 endometrial kanser olgusunu de erlendirdikleri çal mada uterin arter Doppler
ölçümlerinin, benign ve malign endometrium ayr m nda kullan labilecek güvenli bir yöntem
olmad
n tespit etmi lerdir (73). Wilailak ve ark. ise, 81 postmenopozal kanama olgusunu
transvajinal Doppler sonografi ile incelemi , sonuçta transvajinal Doppler sonografinin
normal ve anormal endometriumlar ay rt edemeyece i sonucuna varm lard r(74).
POWER DOPPLER ULTRASONONOGRAF
Power Doppler sonografi ise, nispeten yeni bir teknik olup, kan ak m h z ndan
ziyade yo unlu unu gösteren, renkli Doppler sonografiye göre üstün yanlar olan yöntemdir.
Görüntüleri Doppler shift spektrumunun
yo unlu unu
ve kan damar nda akan k rm z
hücrelerin say s n yans tmaktad r (75) . Power Doppler intratümöral damarlar n tespiti ve
karakterize edilmesi için kullan labilen bir teknik olarak görünmektedir (76). Power Doppler
sonografi ile tortüöz ve irregüler damarlar n görüntülenmesinde iyi sonuçlar al nmaktad r. Bu
nedenle intratümöral damarlar n tespitinde uygun bir tekniktir. Ancak yap lan çal malarda
Power Doppler sonografinin bu alanda kullan m
konusunda halen fikir birli i
sa lanmam t r.
Amit ve ark. , 60 postmenopozal kanama olgusunu inceledikleri çal mada Power
Doppler sonografinin yeni ba lang çl tümörlerde neovaskülarizasyonun göstergesi olan ufak
kan damarlar n tespit etmede yeterince hassas olmad
yerini alamayaca
sonucuna varm lard r (77).
, bu nedenle invaziv prosedürlerin
3D ULTRASONONOGRAF
Jurkovic , günümüzde Obstetrik ve Jinekolojide 3D ultrasonun kullan m
ile
ilgili bilgiyi özetlemi tir (78) . Gruboeck ve ark 103 PMK l kad nda yapt klar bir çal mada
, endometrial kanser te hisi aç s ndan 3D ile ölçülen endometrial volümun endometrial
kal nl a göre daha üstün oldu unu tespit etmi ler (sensitivitesi % 100 vs % 83, spesifisitesi
% 99 vs % 88) (79) . Yine de endometrial volüm ölçümleri prospektif olarak kullan ld
nda,
Jurkovic, sensitivitenin %70 dü tü ünü ve spesifisitenin % 98 de i medi ini bulmu tur
(79).
Alcazar ve ark. , postmenopozal kanamal ve endometrium kal nl
5mm’nin
üzerinde olan 99 kad n hastaya üç boyutlu Power Doppler angiografi uygulam lar ve benign /
malign vakalar n endometrial volüm , vaskularite indeksi , ak m indeksi ve vaskularite-ak m
indeksini hesaplam lard r. Malign vakalarda endometrial volüm , vaskularite indeksi , ve
vaskularite-ak m indeksinin daha yüksek oldu unu bulmu lar ve vaskularite indeksinin
endometrial kanseri öngörmede en iyi parametre oldu u sonucuna varm lar ve üç boyutlu
power Dopplerin postmenopozal kanamal ve kal n endometriumlu hastalarda endometrial
kanseri öngörmede kullan labilece ini bildirmi lerdir (80) .
Yaman ve ark. , 213 postmenopozal kanamal hastada endometrial kanser tespiti
aç s ndan
kar la t rm
üç boyutlu transvajinal sonografiyi
iki
boyutlu transvajinal sonografi ile
ve üç boyutlu TVS ile ölçülen endometrial volüm de erinin daha yüksek
spesifisiteye sahip oldu u için , konvansiyonel ultrasona göre negatif vakalar daha iyi tespit
etti i sonucuna varm lard r (81).
<çinde 3 endometrial kanser olan PMK l 36 kad n üzerinde yap lan bir çal mada,
Bonilla –Musoles ve ark. , 3D hidrosonografinin endometrial kanser olan kad nda benign/
malign
lezyon ay r m ve myometrial invazyonun tespiti aç s ndan yard mc olabilece i
sonucuna varm lard r (82) . Fokal endometrial lezyonlar n tespiti ve klassifikasyonu amac yla
3D hidrosonografi ile yap lan küçük çapta di er çal malar mevcuttur . Bunlardan elde edilen
sonuçlar birbirleriyle çeli mektedir ve bu çal malarda incelenen kad nlardan ancak birinde
endometrial kanser mevcuttur (82,83) . 3D ultrasonun endometrial kanser te hisindeki klinik
de eri hala belirsizdir.
SPEKTRAL DOPPLER ULTRASONONOGRAF
Çok say da ara t rmac uterin subendometrial veya endometrial arterlerin Spektral
Doppler incelemesi ile PMK l kad nlarda endometrial anormalliklerinn tespit edilebilece ini
bildirmi lerdir. Yine de elde edilen sonuçlar çeli kili ve tart mal d r. Baz çal malara göre
uterin subendometrial arterlerin kullan m ile Renkli Doppler Ultrason ile benign/ malign
endometrium ay r m yap labilmektedir , baz lar na göre benign/ malign lezyonlar aras nda
sonuçlar örtü mektedir (84,85,86).
Epstein ve ark., PMK l
yapt klar
ve endometriumu 5 mm ve üzerinde olan 83 kad nda
prospektif bir çal mada , bilgisayar program ile objektif olarak hesaplad klar
endometriumun renk içeri i ne kadar yüksek olursa (yani vaskularite endeksi =vaskularize
alan /endometrial alan ) endometrial kanser riskinin o kadar artt
Küçük çaptaki
(5-15 mm) endometrial malignansilerin tespiti aç s ndan ,
endometrial kal nl k , vaskülarite indeksi ve HRT kullan m
ba na
n göstermi lerdir (87) .
birikte kullan ld
nda tek
gri skala morfolojisinden daha iyi sonuçlar vermektedir. Renkli/Power Doppler
sinyallerin yakalanmas kullan lan ultrason sisteminin Doppler sensitivitesine ve makine
ayarlar na ba l d r . Bu muhtemelen çal malar aras ndaki farkl l klar aç klamaktad r. Baz
çal malarda endometrial kanser olan kad nlar n ço unda
(% 81-86)
ve normal
endometriuma sahip kad nlar n çok az nda (% 0-26) endometriumda Power Doppler sinyaller
tespit edilmi tir (77,88).
Di er çal mac lar , histolojik te hisine bakmaks z n , PMK olup 5 mm’nin ve
üzerinde endometrium olan kad nlar n neredeyse hepsinde Power Doppler sinyalleri tespit
etmi lerdir (87). Endometriumdaki damar patternin benign ve malign lezyonlar n ay r m nda
yeterli olmad
n dü ündürmektedir.
SAL NE NFÜZYON SONOH STEROGRAF (SIS)
Saline <nfüzyon Sonohisterografi (S<S) ; Sonohisterografi veya Histerosonografi
ad ile de bilinir. S<S , endometrial kavitenin steril serum fizyolojikle distansiyonu sa lanarak
ultrasonografi e li inde görüntülenmesidir. Amaç, normal ve anormal uterus olu umlar n
saptamak ve endometrium hakk nda detayl bilgi edinmektir. <lk defa 1981 y l nda Nannini R.
ve ark taraf ndan, transabdominal ultrasonografi ile, salin infüzyonu sonras uterin kavitenin
de erlendirilmesi yap lm t r (89) .
1984’de Richman ve ark. , hastalara rijid uterus kanülü ile dekstran 70 vererek
transabdominal görüntüleme yapt klar n aç klam lard r (90) . 1986’da Randolph ve ark.
anestezi alt nda steril serum fizyolojik vererek yapt klar benzer çal man n sonuçlar n
yay nlad lar (91) . Belçika’da Van Roessel ve ark. , 1987’de histeroskopi s ras nda dekstran
70 vererek uterusu de erlendirip ultrason ile histeroskopiyi kar la t rm lard r (92) . 1993
y l nda Parsons ve Lense, 39 kad nda TVS ve 5F numaral kateter kullanarak, polip,
hiperplazi, sine i, submuköz myom gibi kaviter lezyonlar de erlendirmi lerdir (28).
S<S, transvajinal sonografi esnas nda uterine kaviteye 5-10 ml steril salin
solüsyonu verilerek, kavite içerisindeki fokal lezyonlar n daha iyi görüntülenmesini sa layan
bir tekniktir. S<S en s k olarak anormal uterin kanama nedeniyle kullan l r. Özellikle kal n ve
asimetrik endometriumlarda anatomiyi netle tirir. Postmenopozal kad nlarda ise transvajinal
sonografi
ile
de erlendirilemeyen,
ince
fakat
asimetrik
veya
görüntülenemeyen
endometriumlarda biyopsinin gerekli veya gereksiz oldu unu gösterebilir.
S<S, anestezi gerektirmeden ofis ko ullar nda yap labilen, yan etkileri olmayan,
a r için yaln zca spazmolitiklerin yeterli oldu u, radyasyona maruz b rakmayan, duyarl l
,
özgüllü ü ve tan de eri di er invazif yöntemler kadar yüksek olan güvenilir bir tan
yöntemidir. Ayr ca maliyet aç s ndan di er yöntemlere göre çok daha ucuz olmas nedeniyle
endometrial patolojilerin tan s nda tercih edilebilecek pratik ve ekonomik bir yöntemdir.
S<S’in poliklinik artlarda yap lan histeroskopiye göre avantajlar vard r . Daha az
a r l d r ,hastalar taraf ndan daha iyi tolere edilmekte ve daha ucuzdur (94) . Daha kolay
ö renilebilir, daha k sa zamanda yap labilir ve ultrason muayenesi s ras nda birkaç adet ekstra
alet ile tamamlanabilir. S<S fokal lezyonlar kolay ve güvenilir bir ekilde tespit etmektedir.
Histeroskopi ve histerektomi alt n standard olarak kullan ld
nda uterin kavitedeki fokal
lezyonlar tespit etme aç s ndan S<S’in sensitivitesi % 93-100, yalanc positif oran % 6-15,
oldu u rapor edilmi tir (93,95).
Ancak S<S ile fokal lezyonlar n benign-malign ay r m yap lamaz (95). Yap lan
di er bir çal mada S<S ile transvajinal sonografi kar la t r lm , S<S’in anormal uterin
kanamal kad nlarda intrakaviter patolojilerin tespitinde transvajinal sonografiye üstün oldu u
bulunmu tur (96). S<S % 97 gibi bir sensitivite ve e er endometrial biyopsi ile kombine
edilirse , % 94.3 gibi bir negatif prediktif de ere sahiptir (97) . S<S kontrendikasyonlar
gebelik olas l
, pelvik enflamatuar hastal k ve servikal stenozdur.
Epstein ve ark taraf ndan yap lan bir çal maya göre PMK l ve endometriumu 5
mm’nin ve üzerinde olan 105 kad nda poliklinik artlarda S<S ile tespit edilen fokal lezyonlar
ile endometrial patolojileri % 95 sensitivite , % 75 spesifisite , % 93 pozitif prediktif de er
ve % 80 negatif prediktif de er ile öngörülebilmi
. Genel anestezi alt nda yap lan
histeroskopi için bu de erler % 98, % 76 , % 89, ve %94 olmaktad r (11).
Yap lan iki retrospektif çal mada ; endometrial kanser olan kad nlarda
histerektomi öncesi histeroskopi yap ld
nda uterin kavitedeki malign hücrelerin abdominal
kaviteye yay labildi i tespit edilmi tir (103,104) . Buna kar n böyle bir ili kinin olmad
da idda eden çal malar mevcuttur
(105,106) . Yazarlar ekstrauterin hastal
prognostik faktorlerin yoklu unda pozitif peritoneal sitoloji varl
süresi üzerine bir etkiye sahip olmad
n
n ve kötü
n n rekürrens ve ya am
n söylemeketedirler (107,108). Evere IA ve IB
endometrial kanser olan kad nlar üzerine yap lan bir retrospektif çal maya göre laparatomi
öncesi histeroskopi olan (n=135) ile histeroskopi olmayan (n=127) hastalar aras nda 5 y ll k
hastal ks z ya am süresi aç s ndan bir fark tespit edilmemi tir (105).
Mevcut bilgiler prehisterektomi histeroskopisinin endometrial kanser olan
kad nlar n prognozu üzerine negatif etkiye sahip olmad
n
göstermektedir. S<S’in
endometrial kanserin prognozu üzerindeki etkisi spesifik olarak ara t r lmad ysa da S<S için
de ayn durumun geçerli oldu u dü ünülmektedir.
S TOLOJ K DE ERLEND RME
Ofis endometrial biopsi , endometrial patolojiyi histolojik olarak de erlendirmek
için oldukça yayg n olarak kullan lan bir tekniktir. Geleneksel Novak küreti standart
endometrial örneklem için kullan lan bir cihaz olup endometrial karsinomu saptamak için
kullan lmaktad r. . Ancak hastaya verdi i rahats zl k ve yap lan örneklemenin s n rl olmas
nedeniyle rutin olarak kullan lmamaktad r (129). Son y llarda bir çok farkl
cihaz
tan mlanmaya ba lam t r. Uterin sitoloji için f rçalama, y kama veya endometrial kaviteden
aspirasyon uygulamalar yap lmaktad r. Bunlar özel bir ekipman ve sitolojik de erlendirme
ustal
gerektirmektedir .
Ofis yada klinikte endometrial örnekleri elde etmek için kullan labilecek birçok
cihaz mevcuttur. Seçim hastan n ya , klinisyenin deneyimi ve stenoz gibi , anatomik
pozisyonlar ve hastan n psikolojisi ile de yak ndan ili kilidir. Ofis endometrial biopsisi
s kl kla çe itli aspirasyon cihazlar kullan larak yap lmaktad r. Klinisyen kullanaca
cihaz
oldukça yak ndan tan mal ve tercihini ona göre yapmal d r. Daha sonra elde edilen sonuçlar
da izlemek zorundad r. Herhangi bir cihaza tam olarak güvenmekten kaç n lmal d r. Negatif
biyopsiye ra men devam eden semptomatik kanamalar oldu u vakit, tekrar de erlendirme ve
izleme devam etme, tan yetmezliklerini önlemek için önemli bir yakla md r.
Milojkovic ve ark. , geç menopozda kanama ikayeti ile ba vuran hastalar üzerinde
yapt klar bir çal mada endometrial f rçalama, pap smear ve D/C’yi kar la t rm lar ve
endometrial f rça yöntemi ile elde ettikleri örneklemin güvenilirli ini yeterli olarak
bulamad klar n belirtmi lerdir (109) . Wu ve ark.
ise endometrial f rça biyopsisinin
poliklinik hastalar nda sensivitesinin % 100 spesifitesinin ise % 96 oldu unu göstermi ler ve
bu yöntemin oldukça geçerli oldu unu söylemi lerdir (110) . Klemi ve ark. , 1042
semptomatik hasta üzerinde yapt klar bir çal mada bu yöntemin tan sal yeterlili inin % 92.3
ve % 97.8 aras nda de i ti ini göstermi ler ve sitoloji normal olsa dahi postmenopozal
kad nda kanama devam ediyorsa küretaj n endike oldu unu belirtmi lerdir (111).
Endometrial biyopsinin pozitif olmas endometrial kanser varl
aç s ndan daha
güçlü bir prediktif de ere sahiptir ama negatif olmas endometrial kanser yoklu unu ayn
güçte bir prediktif de erle ekarte etmez (114) . Endometrial biyopsi’nin spesifisitesi % 99.1
dir ve sensitivitesi % 84.2 dir . Do ruluk oran % 96.9 , pozitif kestirim de eri % 94.1 ve
negatif kestrirm de eri % 93.7 dir (115) . Biyopsi ile endometrial kanser tespit edilmi se , bu
te his kesindir ve tedavi edilmelidir. E er biyopsi negatif ise ileri inceleme gerekebilir,
özellikle de e er semptomlar sebat ediyorsa. Son olarak da olgular n % 16.1’s nda elde edilen
örnek ‘de erlendirme için yetersiz‘ olarak gelebilir . Bu ya endometrial örnekleme yapan
ki inin bu teknikteki tecrübesizli inden
ya da kad n n atrofik bir endometriuma sahip
olmas ndan kaynaklan yor olabilir. Bu durumda daha fazla inceleme gerekebilmektedir (115).
Tanr verdi ve ark. ise pipelle ile elde edilen sonuçlar , D/C sonuçlar ile
kar la t rm
ve pipelle ile ancak % 79 oran nda yeterli bir örneklem alabildiklerini
göstermi lerdir. Bu çal malara göre pipelle sadece endometrial kanser yönünden minimal
risk ta yan gruplardan örneklem al nmas için kullan lmal d r (121).
Bu i lem için az say daki kontrendikasyonlar aras nda servikal stenoz, enfeksiyon
ve gebelik yer almaktad r (123). Postmenopozal kanamal kad nlarda Pipelle endometrial
biyopsisinin sensitivitesi, endometrial kanser için % 95’in üzerinde ve atipik hiperplazi için %
88’in ve spesifisite % 98’in üzerinde rapor edilmi tir (124) . Yine de ofis endometrial biyopsi
bir invaziv prosedürdür ve baz kad nlar taraf ndan iyi tolere edilmeyebilir .Vakalar n % 515’inde elde edilen materyal yetersiz olabilmektedir (35) . Alternatif olarak transvajinal
sonografi postmenopozal kanamal kad nlar n de erlendirmesinde invaziv olmayan ilk ad m
olarak kullan lmakta ve ilk de erlendirme arac olarak kabul edilmektedir (125).
D LATASYON VE KÜRETAJ (D/C)
Endometrial örnekleme için çok çe itli teknikler kullan lm t r. Bunlar n aras nda en
yayg n uygulama alan bulan ve tüm yöntemler aras nda gold standart olarak kabul edilen
D/C’dir. D/C’yi ilk kez 1843 y l nda Recaimer kullan ma sokmu tur (126). Günümüzde halen
çok yayg n olarak kullan lmaktad r. D/C endometrial örneklem için en s k kullan lan metod
olmu tur (126).
Bu invaziv bir metottur ve uterus perforasyonu ve kanama gibi histerektomi
gerektiren komplikasyonlar olabilir (2). Bu i lemin anestezi alt nda yap lmas önerilmektedir.
Servikal kanal n küretaj n takiben servikal kanal dilate edilir ve endometrial kaviteye full
küretaj uygulan r (130)
. Bu
ekilde yap lan i leme Fraksiyone küretaj (F/C) denir.
Endoservikal kanal ve endometriumdan al nan örnekler ayr ayr de erlendirilmelidir (131).
Birçok kad na ofis artlar nda D/C uygulanmaktad r. Servikal stenozlu kad nlarda,
çok ya l larda ve yüksek riskli kardiyovasküler sistem ve pulmoner hastal
prosedürün ameliyathane
artlar nda yap lmas
olanlarda bu
gerekebilmektedir. D/C kesin sonuçlar
vermekle birlikte hastalar n % 50-60’ nda uterin kaviteye girmekte problem ya anmaktad r.
Servikal stenozun daha önce uygulanm
radyoterapiye ba l oldu u durumlarda, sklerozan
atrofide, ileri derecede ya l , daha önce pek çok defa manipülasyon yap lm
time USG , manipülasyon odas nda kullan larak yanl
olanlarda real
kaviteye girilmesine engel olunup
belkide perforasyon engellenebilir (132).
Semptomatik ki ilerde endometrial biyopsi ile yetersiz materyal elde edince ,
mutlaka D/C yap lmal d r. Farrell ve ark., endometrial biyopsi ile yetersiz materyal elde
edilen olgular n, % 20’sinde endometrial kanseri de içeren patolojiler oldu unu tespit
etmi lerdir (128). Bu nedenle invaziv kanser d ndaki herhangi bir sitolojik veya histolojik
anormallik, küçük bir invaziv oda n atlanmamas için D/C’y zorunlu k lar. Ayr ca normal
sitolojik test ve biyopsi sonucu olan hastalara semptomlar devam eder veya tekrarlarsa yine
D/C yap lmal d r (45).
Larson ve ark. 1995 y l nda yapt klar bir çal mada endometrial biyopsi ile D/C‘
yi endometrial kanseri saptama güçlerine göre kar la t rm lar ve D/C’ nin kanseri tan makta
daha üstün oldu unu göstermi lerdir. D/C ile hastal
n son evre tahmini de daha iyi
yap lmaktad r (127) . Epstein ve ark . , 133 postmenopozal kanamal kad n transvajinal
sonografi ile inceledikten sonra endorette ile endometrial örnekleme alm lar ve sonras nda 6
hafta içinde genel anestezi alt nda D/C yapm lard r. Hem endorette, hem D/C sonras
hastalara deneyimleriyle ilgili bir anket yap lm t r. Endorette’in % 16 kad nda ba ar s z
oldu u görülmü , % 56 dan fazla hasta endorette ile örnekleme s ras nda orta ve güçlü a r
hissetmi ler ve doktorlar % 62 hastada a r y hastan n hissetti inden daha az oldu unu
tahmin etmi lerdir . Endorette, D/C ile tespit edilen % 29 endometrial kanseri kaç rm
,7
mm’nin alt ndaki endometrial kal nl kta endorette ve D/C , yeterli örnek al nabilme , normal
endometriumu patolojik endometriumdan ay rt edebilme ve malignansi tespit etme aç s ndan
ayn de erlere sahip oldu u bulunmu tur ancak 7 mm üzerindeki endometrial kal nl kta
endorettin , D/C’ye göre daha fazla yetersiz materyal elde etti i, bütün polipleri kaç rd
hiperplazilerin ço unu (%77) kaç rd
ve
tespit edilmi tir . Endorettin 7 mm’nin alt nda , D/C
ye yak n sonuç verdi i , ancak 7 mm’nin üzerinde D&C nin endorette göre daha üstün oldu u
görülmü tür (122).
Fakat D/C’ nin yalanc negatiflik oran endometrial kanser tan s için %2-6 kadar
yüksek olabilmektedir (126) . Negatif histolojiye ra men kanamas
devam eden
postmenopozal kad nlarda tekrarlayan de erlendirmeler ve üphenin sürekli devam etmesi
gerekmektedir. D/C esnas nda hastalar n ço unda uterin kavitenin yar s ndan az kürete
edilmektedir ve bu nedenle D/C’nin endometrial kanser te hisinde yalanc negatiflik oran %
2-6 gibi yüksek bir orand r (165) . Hatta Twu ve ark. D/C sonucu negatif olan postmenopozal
kanamal hastalar n % 20’sinde endometrial kanser tespit etmi lerdir (133) .
Daha önce yay nlanan birçok klinik çal man n amac yüksek rezolusyonlu
transvaginal sonografiyi kullanarak D/C say lar n azaltmakt (136,137). D/C özellikle fokal
lezyonu olan kad nlar için uygun bir yöntem de ildir. PMK’l kad nlardan endometrial
kal nl
5 mm’nin ve üzerinde olan hastalardan mutlaka endometrial biyopsi al nmal çünkü
,% 80’inde
endometrial patoloji mevcuttur (12).
Endometrial patolojilerin ço u fokal
büyüme pattern göstermektedir (12). Bir çok çal maya göre, D/C nin bazen benign
endometrial patolojileri ve bazen de endometrial kanseri atlad
n
, ve vakalar n % 38-
100’ünde uterin kavitedeki fokal lezyonlar n ya tümünü yada bir k sm n geride b rakt
n
göstermekteir (12,138).
Epstein ve ark , 105 postmenopozal kanamal ve endometriumu 5 mm’nin üzerinde
olan kad nlara D/C , diagnostik histeroskopi ve operatif histeroskopi uygulam t r . Kad nlar n
% 80’inde uterin patoloji oldu unu ve
histeroskopide bu patolojilerin % 98’inin fokal
büyüme patterni sergiledi ini tespit etmi tir . Uterin kavitede fokal lezyon olan hastalar n %
87’sinde D/C sonras lezyon yerinde kalmaya devam etmi , ve D/C nin poliplerin % 58’ini ,
hiperplazilerin % 50’sini , komplex atipili hiperplazinin % 60’ n ve endometrial kanserlerin
%11’ini tespit etmedi i bildirmi tir. Histeroskopide fokal lezyon olmayan hastalar n D/C ile
te hisi
ve son te hisi aras ndaki uyumu % 94 gibi iyi bir yüzdeye sahipir. Yazarlar
postmenopozal kanamal kad nlarda
5 mm’nin üzerindeki endometrial kal nl kta , e er
ultrasonda fokal lezyondan upheleniliyorsa histeroskopik inceleme alt nda rezeksiyonun ,
D/C ye göre daha üstün oldu u sonucuna varm lard r (12).
Bir çal mada, uygulanan tüm küretajlar n % 60' nda uterin kavitenin yar s ndan
daha az n n kürete edildi i tespit edilmi tir, ayr ca TVS'nin kullan m n n endometrial küretaj
gibi invaziv yöntemlere olan ihtiyac % 40 oran nda azaltt
bildirilmi tir (134,30) . Uzun
süredir , uterin kavitedeki fokal lezyonlar n ço unun atlanmas na
(poliplerin % 58’i ,
hiperplazinin % 50’si , atipik hiperplazinin % 60’ , kanserin % 11’i ) ve % 3- 7 gibi yalanc
negatif de erlere ra men postmenopozal dönemde anormal uterin kanaman n incelenmesinde
D/C alt n standard olarak kabul edilmekteydi (11, 20) . Ancak intrakaviter patolojilerin
te hisinde histeroskopi yap lmadan yap lan kör D/C ile biyopsinin diagnostik gücü zay f
kalmaktad r (135).
Mevcut kan tlar endometrial kal nl
5 mm’nin ve üzerinde olan ve fokal lezyon
üphesi uyand ran hastalarda D/C nin güvenilir bir diagnostik metod olmad
n
göstermektedir. Güvenilir bir histolojik te his elde etmek için ve direkt gözlem alt nda bütün
fokal lezyonlar n ç kar lmas amac ile bu kad nlara operatif histeroskopi yap lmal d r . Fokal
lezyon olmayan kad nlarda D/C bir örnekleme yöntemi olarak muhtemelen yeterlidir.
H STEROSKOP
Histeroskopi servikal kanaldan uterin kaviteye ula t r lan histeroskop ile
intrauterin tan sal ve tedavi edici i lemlerin yap labildi i endoskopik bir giri imdir (139).
Histeroskopi poliklinik i lem olarak yap labilse de genellikle
anestezi gerekmektedir.
Histeroskopi di er endometrial patolojilere göre endometrial kanserin te hisini daha do ru bir
ekilde koyabilmektedir.
Histeroskopinin
yayg n
kullan lmas
ve
bunun
poliklinik
artlar nda
kullan labilmesi ile PMK l hastalar n de erlendirilmesinde D/C’nin kullan m n azaltm t r.
Baz yazarlar PMK l hastalar n de erlendirilmesinde D/C’nin ne te his amaçl ne tedavi
amaçl kulln lmas n uygun görmemektedir (140).
Histeroskopi endometriumun fokal veya difüz patolojilerinin direkt görüntülenip
biyopsi al nmas na imkan veren, iyi tolere edilen, do ru ve hassas bir prosedürdür (139). En
s k endikasyonu anormal uterin kanamad r (141).
Histeroskopi endometrial biyopsi ile birlikte uyguland
nda, endometrial
patolojilerin tespitinde D/C’den daha üstündür (56). Bu nedenle endometrial kanser üphesi
olan kad nlar n ara t r lmas nda endometrial biyopsi ile birlikte histeroskopi alt n standard
olarak kabul edilmektedir. Endometrial biyopsi yap lmadan uygulanan histeroskopi ise premalign ve malign lezyonlar n ay r m n yapamayacakt r (142).
Clark ve ark. histeroskopi uygulanan 26346 kad n inceledikleri çal mada, pozitif
histeroskopi sonucunun kanser riskini % 71.8’e yükseltirken, negatif histeroskopi sonucunun
kanser riskini % 0.6’ya dü ürdü ünü tespit etmi , bu nedenle histeroskopinin endometrial
kanser için do rulu unun yüksek oldu u sonucuna varm lard r (143). Histeroskopinin
onkoloji alan ndaki tan sal olanaklar y llarca tart lm ve anormal kanama yapan benign ve
malign endometrial hastal klar n n hepsinde de tan sal özelli i oldu u belirtilmi tir. Bu amaçl
kullan lacak histeroskop, perimenopozal ve postmenopozal 45 ya
üzeri kad nlara
uygulanmaktad r.
Birçok çal malarda, 45 ya üzeri asemptomatik ve semptomatik kad nlardaki
endometrial hastal k insidans belirtilmi tir. Asemptomatik kad nlarda; polip % 5 , submüköz
myom % 4 ve endometrit % 1 oran nda
görülmektedir. Semptomatik hastalarda ise
endometrial hiperplazi % 20-28 oran nda en s k rastlan lan tan iken, endometrial neoplazi
% 3 oran nda kalmaktad r. Daha da ilginç olan bu ya grubundaki kad nlar n % 50’sinde
atrofik endometrium uterin kanama yapmaktad r. Polip gibi geni endokaviter yap lar n bu
teknikle tan s n koymak kolayd r.
Schmidt ve ark., 304 asemptomatik
sonografide endometrial kal nl
sonuçlar n
postmenopozal kad ndan, transvajinal
6 mm’nin üzerinde olan kad nlar n histeroskopi ve patoloji
birbirleriyle kar la t rm t r. Histeroskopik sonuçlar n n hepsi histoloji ile
do rulanm
ve
asemptomatik
postmenopozal
kal n
endometriumlu
kad nlar n
incelenmesinde histeroskopinin kolay güvenli ve etkin bir yöntem oldu u ve bu hastalarda en
s k endometrial poliplerin görüldü ü sonucuna var lm t r (144).
Endometrial hiperplaziler ise histeroskopik karakterlerine göre geni s n rlar olan
lezyonlard r ve bunlar n tek bir histeroskopik pencereden tan s n koymak zordur. Çünkü
histeroskopik tan için kesin kriterler konulamamaktad r. Hem histolojik hem histeroskopik
kriterlere göre bir klassifikasyon dü ünülebilir (145) . Dü ük risk endometrial hiperplazi ;
disfonksiyonel uterin kanama ve hiperöstrojenik durumu olu turan hem basit hem kompleks
formlar da içeren benign endometrial hiperplazilerdir. Histeroskopik görüntüsü normal
endometriumun varyant ile benzerdir. Endoskopun ucu ile yap lan bas ile mukozal kal nl k
tahmin edilebilir.
Endometrial hiperplazilerdeki benign de i ikliklerin histeroskopik görüntüsü ;
artm endometrial rejenerasyon , artm vaskülarizasyon , siliyer görüntü , kistik dilatasyon ,
polipoid görüntü , nekrotik alanlar , glandüler orifisin konsantrasyon ve irregüleritesinde art
eklinde olabilmektedir.
Yukar da belirtilen özelliklerden bir veya daha fazlas n n görülmesi endoskopistin
endometrial hiperplazi konusunda üphelenmesini ve direk biyopsi almas n gerektirir. Atipik
hiperplazi (endometrial intraepitelyal neoplazi) histeroskopik ve histolojik görüntüleri
neoplastik lezyonlarla uyumludur. Onun için bu görüntüler geni varyasyonlar gösterirler.
Polipoid büyüme mutlaka vard r, vaskülarizasyon bir konfigürasyon çizer, baz yerlerde
glandüler aç l m çevresinde damarlar bir a olu tururlar. Bu durumlarda tan endometrial
biyopsi ile güçlendirilmelidir.
Daha ciddi bir anomalinin saptanmas ndan önce normal endometriumun ve benign
hiperplazinin
de i ik
tiplerinin
histeroskopik
görünümü
ile
ilgili
kapsaml
bilgi
gerekmektedir. Endometriumda renk, doku bak m ndan farkl l k gösteren alanlara özel dikkat
yöneltilmelidir. Atipik damarlar n varl
, belirgin neoplazi için büyük ku ku kayna d r.
Endometrial kanserin endoskopik görüntüsü belirgindir ve di er lezyonlarla
kar mas zordur. Adenokarsinomun ba lang ç safhas nda görüntü, irregüler, polilobüle,
nekrotik ve kanamaya e ilimlidir. Vaskülarizasyon irregüler ve biçimsizdir. Baz vakalarda
normal endometrium ile neoplazi aras nda demarkasyon hatt belirgindir. Bazen de kornudaki
fokal lezyonlar kör örnekleme teknikleri kullan ld
nda atlanabilmekte iken histeroskopi ile
rahatça tan s konabilmektedir. Endometriumun makroskopik görüntüsü glandüler yap daki
de i ikliklerle ili kilidir (139).
Komplikasyonlar n ço u tecrübe eksikli i, kullan lan aletlere yabanc l k, yetersiz
anatomik bilgi gibi nedenler ve cerrahi tekni e ba l d r. En büyük neden ise tecrübe
eksikli idir.
Anestezi komplikasyonlar
di er cerrahi giri imlerde görülenlerle ayn
paralelliktedir. Di er komplikasyonlar ; distansiyon medyas komplikasyonlar , travma ve
enfeksiyon olarak s n flanabilmektedir . Distansiyon medyas
olarak üç ana medya
kullan lmaktad r; CO2 ; yüksek molekül a rl kl dekstran , dü ük viskositeli s v lar . Her
birinin avantaj , dezavantaj ve riskleri vard r. Bu ters etkiler, medyan n uterus kavitesi
içindeki etkisinden ziyade damar içine geçi i (intravazasyon) sonucu olmaktad r. Bu hadise
endometrial atrofi, adenokarsinoma, adenomyozis, tüberküloz, menstrüasyon ve tubal
oklüzyon durumlar nda daha s k görülmektedir (146).
<ntravazasyon miktar , distansiyon için kullan lan bas nç, i lemin süresi ve operatif
histeroskopilerde operasyonun tipi ile ilgilidir. Uterus distansiyonu için 60-74 mmHg lik
bas nç yeterlidir. Bu de erin üzerindeki bas nçlar ise daha iyi görüntü elde edemez sadece
intravazasyonu artt r r (147) . Histeroskopik myomektomi ve endometrial ablasyon , vasküler
kanallar açt
kullan ld
için bu risk fazlad r. Diagnostik histeroskopide ise ancak yüksek bas nçl ak m
nda, endometriuma yanl kavite yarat ld
nda veya serviks dilatasyonu s ras nda
alt uterin segmentte laserasyon olu turdu unda intravazasyon tehlikesi vard r. < lemi yapan
ki i bas nc kontrol edebilir, ancak i lemin süresi ve aç k vasküler kanallar n miktar n tahmin
edemez.
Travma ; daha çok operatif giri imlerde olmakla beraber, diagnostik histeroskopi
s ras nda da travmatik komplikasyonlar olmaktad r. Bunlardan daha s k görüleni servikoistmik geçi s ras nda olanlar d r. Serviksin zor dilate edildi i durumlarda servikal mukoza
laserasyonu gerçekle ebilir. Bu nedenle az travmatik tenakulumlar tercih edilmelidir. Servikal
kanal ve alt uterin segment, dilatasyon s ras nda lasere olabilir ve arka duvarda girinti
yaratabilir ve yanl kavite olu umuna sebep olabilir.
Bu komplikasyon i lem s ras nda ve sonras nda kanamaya, yanl
histeroskopik
tan ya neden olur. Daha önemli etkisi intravazasyonu art rmas d r. Uterus perforasyonu,
servikal dilatasyon veya histereskopun kaviteye sokulu u s ras nda özellikle hiperantefleksi
veya retrofleksi uteruslarda görülen önemli bir komplikasyondur. Histeroskopi s ras nda bu
komplikasyonun görülme s kl
tam bilinmemektedir. Perforasyon özellikle kanaman n fazla
oldu u ve panoramik görüntüyü bozdu u zaman, histereskopun kuvvetle itilmesi durumunda
görülebilir. Do um sonras ve neoplastik sebeplerle fragil olan myometrumun perforasyon
riski fazlad r. Uterus skarlar n n varl
da perforasyonu kolayla t r r (146). Bu durumda
perforasyon daha çok fundusta olup önemli bir perforasyon türü de ildir.
Operatif histeroskopiler s ras ndaki perforasyonlar daha tehlikelidir. Çünkü bu
i lemler s ras nda kullan lan mekanik elektrik veya lazer enerji ile olu an perforasyon daha
travmatik olup bu çe it perforasyonlarda iç organ zedelenme olas l
fazlad r . Bu yüzden
operatif müdahalelerin laparoskopi e li inde yap lmas uygun görülmektedir. Perforasyon
olu tu unda distansiyon medyas n n, distansiyon yaratmadan çok rahat ak kanl kla kaviteye
gitmesi önemli bir belirtidir. Perforasyondan üphelenildi inde i lem durdurulmal ve hasta
gözlem alt na al nmal d r. Kanama genellikle minimaldir, skar perforasyonlar nda ise
gözlenmez. Laparoskopi tan için uygulanabilir (146) .
Diagnostik histeroskopi sonras pelvik enfeksiyon oldukça seyrek gözlenir. Bir
çal mada bu oran % 0.2 olarak bildirilmi tir (148). Pelvik inflamatuar hastal k ve vajinit
varl
nda bu prosedürden kaç n l r ise bu oranlar daha dü mektedir. S v distansiyonu genital
yollarda enfeksiyonun yay l m aç s ndan daha fazla risk olu turur (146). Enfeksiyonu
engellemek için bir tak m önlemler al nabilir. Aletlerin sterilizasyonu önemlidir.
Persistan semptomatik kad nlarda anormal endometriumu saptamadaki yetersizlik
daha fazla inceleme gerektirmektedir. Tan konulamayan durum sadece endometrial karsinom
olmay p, vajinal kanama, uterin sarkom, fallopian tüp karsinomu yada di er pelvik
patolojilerden kaynaklan yor olabilir.
Biyopsi yada D/C sonuçlar n en mükemmel ekilde de erlendirmek için klinisyen
ile patolojistin yak n ili kisi artt r. Klinisyen, patolojiste tam bir klinik hikaye, hasta ya ,
menstrüel hikaye, menstrüel durum ve semptomlar hakk nda eksiksiz bilgi vermelidir. Uterin
serviksteki stenoz yada polip varl
gibi anatomik varyasyonlar klinisyeni ofiste kullan lan
cihazlar n endometrial kaviteden örneklem almada bazen ba ar s z olabilece i yönünde
uyarmal d r.
Hem transvajinal sonografi imaj , hem de S<S kanama esnas nda uyguland
nda
fokal lezyonlar n de erlendirilmesinde yan lt c olabilir. Histeroskopik olarak poliplerin
tamam kolay bir ekilde tan nabilmektedir . Yüksek sensitivite ve spesifite (sensitivite %
100, spesifite % 96) de erleri nedeniyle endometrial fokal patolojilerin tan s nda histeroskopi
alt n standart olarak görülmektedir.
Histeroskopi lezyonu görerek biyopsi olana
sa lamas bak m ndan hem TVS
hem S<S ten üstündür. Ayn zamanda endometrial polip ve submüköz myomlar n tan s ile
birlikte tedavi olana
sa lamaktad r . Yine de histeroskopinin de s n rlamalar mevcuttur.
Patolojik intrauterin lezyonlar n te hisinde çok ba ar l ise de endometrial hiperplazi ve
proliferatif endometrium gibi fizyolojik de i iklikleri tespit etmede ba ar s s n rl d r (150) .
Bu da PMK l hastan n de erlendirilmesinde bireysel yakla m n ve te his metodlar n
kombinasyonun daha do ru olaca n göstermektedir.
H STOPATOLOJ K TANILAR
ENDOMETR AL ATROF
Endometrial atrofi , postmenopozal kanamas
olan kad nlarda en yayg n
endometrial bulgudur. Postmenopozal kanamalar n % 60-80’inden sorumludur. Endometrial
atrofisi olan kad nlar ço unlukla yakla k 10 y ld r menopozdad rlar. Endometrial biyopsi
s kl kla yetersiz doku veya yaln zca kan ve mukus verir (153). Normal atrofik endometriuma
sahip, eksojen östrojen kullanmayan postmenopozal kanamal hastalarda kanaman n sebebi
tam olarak anla lamam t r. Muhtemelen süperfisiyel pete iyel kanamalar ve ince stromal
doku ve frajil vasküler yap lardan kaynaklanan mukozal ülserasyonlarla ili kilidir. Kronik
endometrit, endometrial kist rüptürü ve glandüler distansiyona ba l venöz rüptür gibi
sebepler öne sürülmü tür (151) .
Van Doom ve ark. patoloji sonucu ‘yetersiz material’ gelen 66 postmenopozal
kanamal hastadan tekrar biyopsi ald klar nda 3 endometrial kanser ve 1 atipik hiperplazi
tespit etmi ler ve postmenopozal kanamal hastalarda endometrium net de erlendirilemiyor
veya endometrial örnekleme sonucu ‘yetersiz materyal’ olarak de erlendirildi inde ,
endometrial
kanser
savunmaktad rlar (152).
ekarte
edilemeyece inden
daha
ileri
inceleme
gerekti ini
HORMON ETK S NDE ENDOMETR UM
Postmenopozal kanamal kad nlarda özellikle sistemik HRT kullan m ile birlikte
sekretuar veya proliferatif yönde hormonal etki alt nda kalm
bir endometrium görülebilir.
E er hiperplazi veya atipi saptanmaz ise böyle bir kad ndaki endometrium selim kabul edilir.
Östrojen salg layan overin Granuloza hücreli tümörü de endometriumda hormonal etki
göstererek postmenopozal kanamaya yol açabilir. Nitekim epitelyal over kanserlerinin
%10’unda postmenopozal kanama erken bir belirtidir (2).
ENDOMETR AL POL P
Endometrial polipler postmenopozal kanamalar n % 2-12’sinden sorumludurlar
(153). Endometrial polipler endometriumdan kaynaklanan ve bir pedikül ile endometriuma
ba l çe itli büyüklüklerde tek ve multipl tümoral olu umlard r. Nadiren servikse ve hatta
vajinaya kadar uzanabilmektedirler. Mikroskobisi normal endometriuma benzer olarak
siklusun herhangi bir faz n gösterebilir. Ancak olgular n büyük bir bölümünde hiperplazi
vard r (154). Özellikle postmenopozal dönemde poliplerin malign dejenerasyon olas l
vard r (155). Patterson ve arkada lar , endometrial kanser tan s
konulmu
olgular
retrospektif inceleyerek yapt klar çal mada, daha önceden yap lan D/C i leminde polip
saptanmas
durumunda endometrial kanser geli me riskinin 3 kat artm
oldu unu
bildirmi lerdir (156).
Endometrial polipler ço unlukla asemptomatiktirler ve rutin ultrason kontrollerinde
fark edilirler. En s k bulgular , anormal uterin kanamad r (157) . Endometrial polipler genelde
benign yap lar olmakla birlikte, malignite potansiyelleri tart ma konusu olmu tur. Yap lan
çal malarda endometrial poliplerde malignite riski % 0-4.8 aras nda bildirilmi tir (155,157).
Bakour ve ark., 62 endometrial polip olgusunu 186 kontrol olgusuyla kar la t rm ,
endometrial polip grubunda % 3.2 oran nda endometrial kanser, % 11.4 oran nda hiperplazi
saptam lard r (158). Savelli ve ark. , 509 polip olgusunun % 3.1’inde hiperplazi, % 0.8’inde
endometrial kanser te his etmi lerdir (159).
De Waay ve ark., yapt klar çal mada küçük boyutlardaki endometrial poliplerin
gerilerken, 1 cm’nin üzerindeki poliplerin kal c
oldu unu tespit etmi lerdir (204).
Endometrial poliplerin tespit oran kullan lan yöntem ve uygulay c n n deneyimine ba l
olarak de i mektedir (160).
Transvajinal sonografi bir çok vakada uterin patolojilerin tespitine olanak
sa lamaktad r. Bu nedenle menstrüel problemleri veya postmenopozal kanamas olan
kad nlar n de erlendirilmesinde ilk basamak olarak kullan lmal d r. Salin infüzyon
sonohisterografi (S<S), transvajinal sonografinin do ruluk oran n artt ran; kolay, ucuz ve
non-invaziv bir yöntemdir. Diagnostik histeroskopi uterin kanamalar n de erlendirilmesinde
yüksek sensitivite ve spesifisiteye sahip bir yöntemdir. Myom veya polip gibi patolojileri ay rt
edebilir, ayr ca çevre endometrium hakk nda da bilgi verir (161).
Asemptomatik ki ilerde endometrial polip veya endometrial kanser gibi uterin
patolojilerin te hisi için rutin tarama programlar önerilmemektedir. Ancak baz yazarlar
yüksek risk ta yan ki ilerde endometrial tarama yap lmas n önermektedir. Bunlar tamoksifen
veya östrojen replasman tedavisi kullanan, diyabetik, obez menopozal kad nlar ile ailesinde
herediter non-polipozis kolon kanseri olan kad nlar gibi genetik olarak endometrial kanser
yatk nl
olan ki ilerdir (162).
Benign endometrial polipleri malign veya malignite potansiyeli ta yan poliplerden
ay rt edebilen, non-invaziv yöntemlerin bulunmas , cerrahi müdahale say s n azaltacakt r.
Ancak Goldstein ve ark. , malignite potansiyeli ta yan endometrial polipleri saptamaya
yönelik yapt klar çal mada, kan ak m empedans , büyüklük veya kanama varl
faktörlerin malignite potansiyelini tahmin etmekte faydal olmad
gibi
n tespit etmi lerdir. Bu
nedenle bütün poliplerin cerrahi olarak ç kart l p, patolojik incelemeye tabi tutulmas n
önermi lerdir (157) .
Endometrial polipler körlemesine küretaj ile ç kart labilmekle birlikte , bu
yöntemle birço u atlanabilmektedir (163). Yap lan çal malar küretaj sonras endometrial
poliplerin %10’unun geride b rak ld
n göstermektedir. Bunda poliplerin lokalizasyonu,
yap s , ve büyüklü ü rol oynamaktad r. Özellikle kornual bölgelerdeki poliplerin küretaj ile
daha fazla oranda atland
tespit edilmi tir. Bu nedenle küretaj endometrial poliplerin
tedavisinde etkili bir yöntem olarak dü ünülmemelidir.
Eskiden endometrial poliplerin tedavisinde s kl kla kullan lan bir yöntem olan
histerektomi ise invaziv ve maliyetli bir yöntem olmas nedeniyle art k tercih edilmemektedir
(161) . Endometrial poliplerin histeroskopik yöntemle rezeke edilmesi en optimal yöntemdir.
Polip taban ndaki bazal endometrial dokunun ç kart lmas persistans veya rekürens geli imini
önler (164).
Dominigues ve ark. , histeroskopi ile endometrial polip tespit edilen
postmenopozal kad n , kanama olanlar ve asemptomatik olanlar olarak ikiye ay rm
endometrial tümorlerin sadece kanama ile birlikte olan
481
,
poliplerde görüldü ünü tespit
etmi lerdir . Postmenopozal kad nlardaki endometrial poliplerin kanser olma riski ,
kanaman n olup olmamas na ba l olabilece ini ve asemptomatik kad nlarda bu riskinin
minimal olabilece ini bildirmi lerdir (165) .
ENDOMETR AL H PERPLAZ
Endometrial
hiperplaziler,
postmenopozal
kanamalar n
%
5-10’undan
sorumludurlar (153). Endometrial hiperplazi ; östrojen hiperstimulasyonuna ba l olarak
endometriumun glandüler epitel ve stromas nda proliferasyonla seyreden ve çe itli
basamaklardan
geçerek
malign
Progesteronla dengelenmemi
Östrojen fazlal
dejenerasyona
u rayabilen
bir
hastal k
grubudur.
östrojen aktivitesi hiperplaziden sorumlu tutulmaktad r.
önce endometrium glandüler epitelinde, daha sonra da endometrial
stromada a r proliferasyona neden olur.
Hiperplazi olu mas nda östrojen fazlal
endometriumun östrojenlere duyarl l
de i ikliklerin ilk basama
n n artm
na ek olarak ileri sürülen di er bir faktör
olmas d r. Endometriumdaki proliferatif
endometrial glandlar n say lar n n artmas d r. Daha sonra glandlar
dilate olurlar. Bir süre sonra endometrium stromas nda da a r proliferasyon olaya kat l r.
Proliferasyon daha da ilerledi i zaman dilate glandlar s rt s rta gelecek ekilde dizilmeye
ba larlar. Stromal alanlar s k t r p daralt rlar.
Olay n ileri dönemlerinde ise glandüler
epitelyum hücrelerinde polarizasyon kaybolur ve tabakala ma gözlenir.
Normalde tek katl olan epitel çok katl hale gelir. Daha sonra hücrelerde atipik
geli meler ba lar. Atipi bazal membran geçti i zaman ise endometrium kanserinden
bahsedilir (154) . Uluslararas Jinekolojik Patologlar Toplulu u’nun onaylad
en son
klasifikasyon emas lezyonlar n do al gidi ini yans tan uzun süreli çal malar n yan s ra,
sitolojik ve yap sal özelliklere dayand r lm t r :
1) Basit hiperplazi (atipisiz kistik)
2) Kompleks hiperplazi (atipisiz adenomatöz)
3) Atipik hiperplazi
a)Basit (atipili kistik)
b)Kompleks (atipili adenomatöz)
Yap sal olarak hiperplaziler basit ya da komplekstirler. Majör ay r c özellikler
komplekslik ve glandüler elemanlar n kalabal kla mas d r. Basit hiperplazi geni lemi
yuvarlak ya da hafif düzensiz ekillerdeki kistik bezler, glandüler kalabal kla ma olmaks z n
artm
bez-stroma oran
ve sitolojik atipinin olmamas
ile karakterizedir. Kompleks
hiperplazide yap sal komplekslik (tomurcuklanma ve katlanma) ve arada daha az stroma
içeren kalabal kla m atipisiz bezler vard r.
Atipik hiperplazi sitolojik atipiyi yans tmaktad r, e lik eden glandüler yap ya ba l
olarak basit ya da kompleks olarak s n fland r l r. Sitolojik atipi kriterleri içerisinde
polaritesini kaybetmi de i ik ekil ve büyüklüklerde geni nukleuslar, artm
çekirdek
sitoplazma oran , belirgin nukleolus ve parakromatin berrakla mal düzensiz kümele me
gösteren kromatin bulunur (153) . Östrojen-ba ml bir durum olmas nedeniyle endometrial
hiperplazi için kabul edilen risk faktörleri, endometrial kanser risk faktörleriyle ayn d r.
Bunlar kar lanmam
östrojen tedavisi, tamoksifen tedavisi gibi eksojen; obezite,
anovulasyon ve östrojen üreten tümörler gibi endojen östrojen stimulasyonuna neden olan
durumlard r (166) .
Endometrial hiperplazi ço unlukla postmenopozal kad nlarda görülse de,
kar lanmam östrojen tedavisi alan her kad n endometrial hiperplazi geli imi için artm risk
ta maktad r (167). Gredmark ve ark., 367 postmenopozal kanamal olguda yapt klar
çal mada endometrial adenomatöz ve atipik hiperplazi s kl
a rl
n % 7.2 olarak bulmu , vücut
ve BMI’in endometrial adenomatöz ve atipik hiperplazi grubunda kontrol grubuna
göre daha yüksek oldu unu tespit etmi lerdir. Ayr ca çoklu istatistiksel analizde BMI’in
adenomatöz hiperplazi ile istatistiksel olarak anlaml derecede ili kili oldu unu bulmu lard r
(168).
Postmenopozal kad nlarda endometrial hiperplaziden kanser geli me riski
premenopozal kad nlardan 5-10 kat daha fazlad r. Ancak hiperplazinin tipi risk aç s ndan
daha önemlidir. Kabul edilen son yakla mlara göre hiperplazilerde kanser geli me riski basit
hiperplazi için %1, adenomatöz hiperplazi için %3-4, atipik adenomatöz hiperplazi için %
25’dir (154).
Hiperplazinin kansere dönü me potansiyelini ya , altta yatan over hastal
,
endokrinopati, obezite ve eksojen hormona maruz kalma gibi faktörler etkilemektedir (153) .
Horn ve ark. 560 kompleks ve atipik hiperplazi olgusunu inceledikleri çal mada, kompleks
hiperplazi olgular n n % 2’sinin endometrial kansere, % 10.5’inin atipik hiperplaziye
ilerledi ini tespit etmi lerdir. Atipik hiperplazilerin ise % 52’si endometrial kansere
ilerlemi tir. Tedavi verilmeden takip edilen hastalar n % 20.3’ü remisyona girerken,
progestinlerle tedavi edilen grupta remisyon oran % 61.5’tir (169) .
Endometrial hiperplazi ço u zaman hiçbir semptom vermez ve bu nedenle bir çok
hasta te his edilemez. Ancak en s k görülen semptom anormal premenopozal veya
postmenopozal kanamad r (166) . Özellikle perimenopozal dönemde semptomatik olanlarda,
mutlaka full küretajla endometrium hakk nda bilgi edinilmelidir (154). Tan da transvajinal
sonografi, histeroskopi ve son zamanlarda Doppler ve üç boyutlu ultrasonografi kullan lmakla
beraber, endometrial hiperplazi kesin tan s endometrial biyopsiyle konur.
Son y llarda transvajinal sonografi anormal vajinal kanamas olan hastalarda
endometriumun
de erlendirilmesinde
endometrium kal nla m
s kl kla
kullan lmaktad r.
Ultrasonografide
ve psödopolipoid bir konfigürasyona bürünmü olarak görülür.
Hafif olgularda polipler mikroskobiktir ancak ciddi olgularda çaplar 5 cm’ye kadar ula abilir.
Bu vakalarda genellikle endometrium kal nl
de erlerin üstüne ç kt
n n ayn ya grubundaki kad nlarda beklenen
görülür (68).
Loverro ve ark. 980
, olguluk çal malar nda histeroskopinin endometrial
hiperplazi tan s nda sensitivitesini %98, spesifisitesini % 95, pozitif prediktif de erini % 63
ve negatif prediktif de erini % 99 olarak tespit etmi lerdir. Histeroskopinin yüksek do ruluk
oran na sahip ve minimal travmatik bir yöntem olmas nedeniyle, endometrial hiperplazilerin
hem te hisinde, hem de konservatif yakla mla takibinde ideal bir prosedür oldu u sonucuna
varm lard r (13).
Endometrial hiperplazilerin tedavisi hiperplazinin tipine, hastan n ya na ve
reprodüktif gereksinimlerine göre farkl l k gösterir (170) . Tedavi modaliteleri gözlem,
medikal tedavi ve cerrahi tedaviyi içerir. Medikal tedavide en çok kullan lan ajan gestajenler
olsa da literatürde tamoksifen, danazol ve gonadotropin releasing hormon analoglar ile de
ba ar l tedaviler bildirilmi tir. Levonorgestrel intrauterin sistemi özellikle atipi göstermeyen
premenopozal kad nlarda uygun bir tedavi seçene idir.
Agorastos ve ark. obez ve postmenopozal endometrial hiperplazi olgular nda
anastrozole ile tedavi uygulam
ve anastrozolün obez ve postmenopozal endometrial
hiperplazi olgular nda güvenle kullan labilecek yeni bir tedavi modalitesi oldu u sonucuna
varm lard r (171) .
Rattanachaiyanont ve ark. , atipisiz endometrial hiperplazi olgular nda progestin
tedavisinin etkinli ini ara t rd klar çal malar nda , progestin tedavisine cevab n yüksek
oldu unu, ancak tedavi sonras nda % 7.5 hastada persiste veya ilerleyici lezyonlar
oldu undan, tüm hastalara tedavi sonras endometrial biyopsi yap lmas n önermi lerdir (172).
Cerrahi tedavi seçenekleri histeroskopik rezeksiyon ve/veya histerektomidir.
Jarvela ve ark. atipsiz endometrial hiperplazi olgular nda, progestin tedavisi ile termal balon
endometrial ablasyonu kar la t rm , termal balon endometrial ablasyonun en az progestin
tedavisi kadar etkili oldu unu, ancak her iki grupta da takip süresince histerektomi oranlar n n
fazla oldu unu saptam lard r (173) . Sitolojik atipi varl
nda fertilitenin devam gerekli
olmad kça uygun tedavi histerektomidir (166) .
Yap lan bir çal mada atipik endometrial hiperplazi nedeniyle histerektomi yap lan
olgularda operasyon esnas nda frozen-section yap lmas önerilmi tir (174) . Curtin ve ark.
yapt klar çal mada atipik endometrial hiperplazi tan s yla histerektomi yap lan hastalarda
beklenenden daha fazla oranda invaziv adenokanser tespit edildi ini, bu nedenle atipik
endometrial hiperplazide konservatif tedavinin güvenilir olmad
n
ifade etmi lerdir.
Fertilitenin devam n isteyen atipik endometrial hiperplazi olgular nda, optimal tedavinin
bulunmas amac yla daha ileri ara t rmalara ihtiyaç vard r (175) .
ENDOMETR AL KANSER
Endometrium kanseri geli mi ülkelerde 1970’li y llardan sonra en s k görülen
kad n genital sistem kanseri haline gelmi tir (37,38). Yüksek insidans na ve etkili bir tarama
testinin olmamas na ra men erken semptom vermesi nedeniyle ölüme neden olan kanserler
aras nda alt s ralarda yer almaktad r ve kanser ölümlerinin 7. en s k nedenidir. Genel olarak
bak ld
nda ya amlar boyunca kad nlar n % 1-3’ünde endometrium kanseri geli ecektir
(51,64).
Endometrium karsinomu 1950 y llar ndan itibaren dünyada belirgin bir artma
e ilimi göstermektedir. Amerikan Kanser Derne i 2003 y l nda ABD’de 40.100 yeni
endometrium kanseri olgusu oldu unu bildirmi tir (37,38). Yap lan çal malarda her y l
yakla k 6800 kad n n bu kanserden öldü ü saptanm t r. Yakla k olarak insidans 100000’de
80 civar ndad r. Endometrium kanseri kad nlarda meme, barsak ve akci er kanserinden sonra
dördüncü en s k görülen tümördür (64,98). Genel olarak bak ld
nda kad nlar n ya amlar
boyunca % 2-3’ünde endometrium kanseri geli ecektir (51). Endometrium kanserlerinin %
95’i 40 ya n üzerinde, % 75’i postmenopozal, % 25’i premenopozal dönemde görülür (99) .
Genellikle 50-65 ya lar aras nda tespit edilmesine ra men ortalama ya
60’d r (100).
Hastal
n erken te his ve tedavisi içindeki geli meler ile birlikte tedavi yöntemlerinin
de i mesi 5 y ll k sa kal m oran n artt rm t r (38).
Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri
Endometrium kanserinin iki farkl patogenetik tipi bilinmektedir. En s k rastlanan
tipi endojen yada ekzojen kar lanmam
östrojene maruz kalma öyküsü olan genç,
perimenopozal kad nlarda görülmektedir. Bu kad nlarda tümör hiperplazik endometrium
olarak ba lamakta ve kansere ilerlemektedir. Bu tümör östrojen ba ml olup, iyi diferansiye
olma e ilimindedir. Di er endometrium kanseri endometriumu uyaracak östrojen kayna
bulunmadan geli mektedir. Kendili inden geli en bu kanserler patolojik olarak endometrial
hiperplazi ile birlikte de illerdir ve ço unlukla östrojen ba ml tümörlere göre daha kötü
prognozlu durlar. Bu östrojen ba ml olmayan tümörler daha ya l , postmenopozal, zay f
kad nlarda görülme e ilimindedirler (101).
Dengelenmemi östrojen endometriumda öncelikle hiperplazi geli tirir. Bilindi i
gibi endometrial hiperplazi uterus kavitesini dö eyen endometrium bez ve stromas n n a r
mitotik aktivitesi ile karakterize patolojik bir tablodur. Östrojenik uyar devam ederse
endometrium atipik karakter kazanarak sonunda kanser geli mektedir (102).
Endometrium kanseri için baz risk faktörleri vard r ve bunlar k saca
öyle
özetlenebilir:
1. Ya : Endometrium kanseri genellikle 40 ya n üzerindeki kad nlarda
görülmektedir. 45 ya ndan sonra insidans artar, 60 ya a do ru maksimum düzeye ula r ve
sonra hafifçe dü er. Ortalama görülme ya 61’dir, %5 olguda ise 40 ya n alt nda görülebilir
(98).
2. Parite: Endometrial kanserli kad nlarda nulliparite daha s k görülür. Kanserli
kad nlar n % 23-31’i nullipard r. Kanser riski nullipar olgularda primiparlara göre 2 kat, 5 ve
üzeri do um yapm lara göre 3 kat daha fazlad r (112).
3. Irk: Bilinmeyen bir nedenle zenci rkta ayn ya grubundaki beyaz kad nlara
göre daha az kanser tan s konulmu tur. Beyaz rkta endometrium kanseri geli me riski iki kat
daha fazlad r (112).
4. Obesite: Endometrium kanserli kad nlardaki en yayg n problemin obesite
oldu unu gösteren pek çok çal ma vard r (112,113). Periferik östrojen üretiminin en önemli
kayna
olan ya
dokusu yüksek aromataz aktivitesine sahip oldu undan bu dokuda
androstenodiondan östron, ve testesterondan östradiol olu maktad r. Obez kad nlarda SHBG
düzeylerinin de azalmas nedeniyle aktif hormon miktar artar ve böylece endometrium daha
fazla östrojen etkisinde kal r.
5. Diyabet: Diyabetik kad nlarda kanserin 2.8 kat artt
iddia edilmi tir, ancak
istatistiki olarak kanser için bir risk faktörü de ildir. Kaplan ve Cole’nin çal malar nda,
anormal glukoz tolerans varl
nda riskin 2.4 kat artt
bildirilmektedir (112,113) .
Hastalar n % 5-41’inde anormal glukoz tolerans saptanmaktad r. Endometrium kanseri-diabet
ili kisi etiyolojik bir gösterge de il, önemli bir tarama göstergesidir.
6. Hipertansiyon: Do rudan bir risk faktörü olmaktan çok, ya l
populasyonunda s kl
kad n
artan bir klinik antite olmas nedeniyle endometrium kanserine e lik
edebilmektedir.
7. Endokrin faktörler: Bunlar n ba nda ovaryum fonksiyon bozukluklar
gelmektedir. Bunlar anovulasyondan korpus luteum yetmezli ine kadar gidebilir. Polikistik
over sendromlu kad nlar yine anovulasyona ba l olarak riski artt r r. PCO’li kad nlarda
androstenodion ve östron normalden 3-4 kez daha fazla üretilir. Kronik anovulasyon
nedeniyle normalden çok yüksek olan östronun progesteronla kar lanmamas , endometrial
hiperplaziyi ve premalign de i imleri indükler veya artt r r. Ayr ca PCO’lu kad nlarda
hiperinsülinemi vard r. Bu kad nlarda artm
yakalanma riskini artt rd
insulin ve IGF’ün endometrium kanserine
dü ünülmektedir. Hayvanlar üzerinde yap lan çal malarda insülin
ve IGF’ün mitojenik oldu u, ço u tümör hücresinin proliferasyonunun insüline ba ml
oldu u gösterilmi tir. Surrey ve ark. insülin ve IGF’ün kültürlerde endometrium stroma
hücrelerinin proliferasyonunu stimule etti ini gözlemlemi lerdir (116,117) .
8. Östrogen salg layan tümörler: Overin östrojen salg layan Granüloza ve Teka
hücreli tümörlerinin kanser için risk faktörü oldu u kesindir (116,117) . Asl nda ovaryan
stromay stimule ederek hormon üretimine neden olan primer yada metastatik herhangi bir
tümöründe dolayl olarak endometrial hiperplazi ve kanserojenik etki yaparak risk faktörü
olu turabilece i bir gerçektir (118).
9. Erken menar -Geç menapoz: 12 ya ndan önce adet görenlerde daha fazla
anovulatuvar siklus olmas nedeniyle 1.6 kez , 52 ya ndan önce adetten kesilenlerde de daha
fazla östrojen uyar s nedeniyle 2.4 kez kanser riski artm t r (112,113). Östrojenin etkisini
yapabilmesi için endometriumda gerekli reseptörlere ihtiyaç vard r.
10.Diyet: Endometrium kanseri ile yüksek ya l ve proteinli diyet aras nda pozitif
bir korelasyon vard r. Bu diyetle beslenen Kuzey Avrupa ülkelerinde kanser riski artarken,
protein ve ya dan fakir beslenen Japonya’da daha azd r (119).
11.Aile Öyküsü: Endometrium kanserinde heredite ve aile öyküsünün rolü aç k
de ildir. <ngiltere’de yap lan çal malarda hastalar n %15’inde aile öyküsünün oldu u
gösterilmi tir (112,113).
Endometrium kanserinin kesin ailevi geçi i tan mlanamamas na
kar n dikkatli bir anamnezle ailede kanser varl
anormal kanamas olan bir kad nda
de erlendirmenin önemli bir parças n olu turmal d r. Familyal Adenokarsinoma Sendromu
(Lynch tip 2) varl
nda hastalar endometrium kanseri aç s ndan taranmal yada anormal
kanama olmas halinde vakit geçirmeden de erlendirilmelidir (120).
12. Sigara: Bu al kanl k ço u kanserde tetikleyici olmas na ra men
endometrium kanseri ile olan ili kisi aç k de ildir. Lesko ve arkada lar yapt klar bir
çal mada sigara içen postmenopozal kad nlarda endometrium kanseri riskini daha dü ük
bulmu lard r. Ancak bu koruyucu etki premenopozal kad nlar için netlik kazanmam t r.
Sigara kandaki östrojen düzeyinin dü ürmektedir (189) . Yap s ndaki nikotin, östrojenin
hepatik up-take’ini ve metabolizmas n artt r r. Sigaran n bu etkisi obez kad nlarda daha
belirgindir. 20 adet/ gün sigara içilmesi endometrium kanserine yakalanma riskini % 30
azaltmaktad r.
13.Oral Kontraseptifler: Baz
endometrium
kanserinden
koruyucu
oral kontraseptiflerin uzun süre kullan lmas
etki
göstermektedir.
Bu
koruyucu
etki
oral
kontraseptiflerin kesilmesinden sonra yakla k 15 sene daha devam etmektedir. Ancak çift
fazl ve östrojenik etkisi fazla olan oral kontraseptiflerin daha etkin risk faktörü oldu u
bildirilmektedir (190) .
14.Di er faktörler: Pelvik radyasyona maruz kalma, yüksek sosyoekonomik
durum, safra kesesi hastal
, artrit gibi çe itli durum ve hastal klar n endometrium kanseri
için risk faktörü oldu u söylenirse de henüz bu yarg lara dair çal ma bulunmamaktad r.
Endometrium Kanserinin Fizyopatolojisi
Endometrium kanserlerinin olu umunda, endometriumun östrojen ve progesteron
reseptörlerinin yo unlu u ve dokunun uzun süre kar lanmam
östrojene maruz kalmas
önemli rol oynamaktad r (191) . Endometrium kanserlerinin histolojik tipleri ve HRT’ye
yan t vermeleri, tümör hücrelerinin reseptör say lar na ba l d r. Diferansiye hücrelerden
olu an tümörlerde progesteron reseptör say s daha fazlad r ve HRT al nacak yan t da daha
fazla olacakt r. Normalde endometrium dokusu hem östrojen hem de progesteron reseptörü
içerirken, kanserli dokuda daha çok östrojen reseptörü vard r (192).
Progesteronsuz bir ortamda uzun olarak östrojenle uyar lan endometriumda
prekanseröz lezyonlar geli ebilir. Bunlar basitten komplekse do ru de i ik a amalardaki
endometrial hiperpazilerdir. Endometrial hiperplazi endometrial stroma ve bezlerin fizyolojik
durumunun abart l
ekli ile karsinoma in situ aras nda de i iklik gösteren biyolojik ve
morfolojik farkl la ma spektrumunu yans t r. Klinik olarak ciddi hiperplaziler s kl kla
progesteron etkisi yoklu unda uzun süre östrojen uyar s
sonucu olu an proliferatif
endometrium zemininde geli ir (194).
Endometrial hiperplaziler anormal uterus kanamalar na sebep olabilmeleri,
östrojen üreten tümörlerle birlikte görülebilmeleri, hormonal tadavi sonucu olu abilmeleri ve
endometrial kanser ile birlikte ya da öncesinde bulunabilmeleri nedeniyle klinik olarak
önemlidirler. Endometrial hiperplazilerde malign potansiyellerin de erlendirilmesi, bu konuda
fikir birli inin olmamas ve tan mlamalar n kesinlik kazanamamas ndan dolay problem
yaratmaktad r. Norris ve arkada lar endometrial hiperplazi üzerinde yap lan son çal smalar ,
özellikle
hiperplazi
ile
endometrium
kanseri
aras ndaki
ili ki
aç s ndan
yeniden
de erlendirmi lerdir. Buna göre atipik sitoloji ve yap sal de i iklikler gösteren hiperplaziler
ile kanser ç kma riskindeki art
aras nda yak n bir ili ki bulmu lard r(194). Uluslararas
Jinekolojik Patologlar Toplulu u, Dünya Sa l k Te kilat organizasyonu alt nda terminolojide
birli i sa lamak amac yla bir s n flama yapm t r(194) .
Dünya SaDlEk Örgütü (WHO: World Health Organization) ve Uluslar arasE Jinekolojik
Patologlar DerneDi’nin ( ISGYP : International Society of Gynecological Pathologists) 1994
Modifiye Endometrium Kanseri SEnEflamasE.
1)Endometrioid adenokarsinom (%75-80)
*Endometrioid tip (klasik tip)
*Villoglandüler karsinom
*Silial karsinom
*Skuamöz diferansiasyon gösteren endometrioid adenokarsinom (adenoakantom veya
adenoskuamöz karsinom eklinde olabilir.)
2) Seröz karsinom (< % 10)
3) Berrak hücreli (clear cell ) karsinom (% 4)
4) Müsinöz karsinom(% 1)
5) Skuamöz karsinom(<% 1)
6) Mikst tipte karsinom (% 10)
7) <ndiferansiye karsinom
8) Di er nadir tipler
Endometrium
kanserlerinin
en
sk
rastlanan
tipi
endometrioid
tip
adenokarsinomdur (51) . Bir karsinomun grade’i olarak da ifade edilen diferansiasyonu
yap sal büyüme paterni ve nükleer özellikler ile belirlenir. International Federation of
Gynecology and Obstetrics (FIGO) taraf ndan 1989’da haz rlanan sistem ile tümörler 3
grade’de incelenmektedir.
Endometrial Kanserinde FIGO’nun Grade TanEmlamasE -1989 diferansiyasyonun
histopatolojik derecesi:
G1: < % 5 nonskuamöz veya nonmorüler solid büyüme ekilleri .
G2: % 6-50 nonskuamöz ve nonmorüler solid büyüme ekilleri .
G3: > % 50 nonskuamöz veya nonmorüler solid büyüme ekilleri .
Histopatolojik grade’leme üzerine notlar:
1. Yap sal grade ile uyumluluk göstermeyen belirgin nükleer atipi grade 1 veya grade 2
tümörün grade’ini bir derecede artt r r.
2. Seröz adenokarsinom, berrak hücreli adenokarsinom ve skuamöz hücreli karsinomda
nükleer grade ön plana ç kar.
3. Skuamöz diferansiasyonlu adenokarsinom, glandüler komponentin nükleer grade’ine göre
grade’lenir.
YayElma YollarE :
1) Lokal yay l m: En s k görülen yay lma yoludur. Bu yolla tümör myometriuma, uterus
serozas na, serviks, tubalar, vajen ve parametriuma yay labilir. Endometrium karsinomlar n n
yakla k % 50’si endometriumda s n rl olup, % 26’s erken myometrial, %12’si derin
myometrial invazyon gösterir. Uterus d na yay lma % 12 olarak tespit edilmi tir (51) .
2) Peritoneal yay l m: Peritoneal yay lmada tubalardan periton içine dü en hücreler kanserin
yay lmas nda etken olur (176).
3) Lenfatik Yay l m: Lenfatik yay l m yoluyla pelvik, paraaortik ve nadiren inguinal olmak
üzere üç grup lenf ganglionu tutulabilir
(176). Uterus fundusundaki tümörlerde,
endometriumun lenfatik kanallar infindubulopelvik ligament içinden geçerek subovaryan
pleksuslara gitti i için buradan hem eksternal iliak lenf nodlar na hem de do rudan paraaortik
lenf nodlar na yay labilirler. Uterusun orta ve alt k sm n n lenfatikleri ise ligamemtum latum
yapraklar aras ndaki lenfatikler yoluyla pelvisteki eksternal iliak, internal iliak ve obturator
lenf nodlar na yay l rlar. Tümör hücreleri buradan paraaortik lenf nodlar na gider.
4) Hematojen yay l m: Hematojen yay l m en çok akci erlere metastazla sonuçlan r (% 8.4),
ancak nadiren karaci er, beyin, kemik ve di er alanlara da yay l m olabilir (4) .
Evreleme: FIGO 1971 y l nda endometrial karsinomda klinik evrelemeyi geli tirmi tir.
Endometrium kanserinde evreleme, tedavinin belirlenmesi ve prognoz aç s ndan önemlidir.
Palpasyon, inspeksiyon, endoservikal kanal küretaj , histeroskopi, sistoskopi, proktoskopi,
histerografi ve kemik ve akci er grafilerinden yararlan l r. Hastan n medikal durumu ya da
yayg n hastal k nedeniyle cerrahinin uygun olmad
durumlarda klinik evreleme yap l r .
Endometrial Karsinomda FIGO’nun Klinik Evrelemesi (1971).
Evre 1 Karsinom korpusa s n rl d r
1a G123 Uterus kavitesinin uzunlu u 8 cm veya daha azd r.
1b G123 Uterus kavitesinin uzunlu u 8 cm’den fazlad r.
Evre 2 Karsinom korpus ve serviksi tutmu tur ancak uterus d na yay l m yoktur.
Evre 3 Karsinom uterus d na yay lm t r ancak küçük pelvis d na ç kmam t r.
Evre 4 Karsinom küçük pelvis d na ç km t r ya da belirgin mesane veya rektum mukozas
tutulumu vard r.
4a Mesane, rektum, sigmoid veya ince barsak tutulmu
4b Uzak organ metastaz vard r.
Ancak cerrahi evreleme sistemi kullan larak yap lan de erlendirmelerde,
kanserden ölenlerin ço unun klinik evre 1’deki hastalar olmas klinik evreleme sisteminin
de erini azaltm , ayr ca yüksek risk grubundaki hastalar saptamak gere i do mu tur. Klinik
evreleme ile cerrahi evreleme aras nda büyük farklar ve cerrahi evre genellikle daha yüksek
bulunmaktad r. Bu nedenle F<GO, 1988’de cerrahi evreleme sistemini önermi tir (195).
Klinik evrelemenin yetersiz kalmas üzerine 1988 y l nda FIGO ameliyat s ras ndaki bugular
ve histopatolojik inceleme sonuçlar n dikkate alan cerrahi evreleme sistemini geli tirmi tir
(129).
Endometrial Karsinomda FIGO’nun 1988 Cerrahi Evrelemesi :
Tam bir cerrahi evreleme için yap lacak i lem minimum ekliyle; yeterli vertikal
insizyon, intraperitoneal y kama s v s n n incelenmesi, abdominal ve pelvik eksplorasyon,
gerekli
görülen
yerlerden
biyopsiler,
total
abdominal
histerektomi,
bilateral
salpingoooferektomi ve lenf nodlar n n (pelvik, paraaortik) ç kart l p histopatolojik
de erlendirilmesini içermelidir.
Histerektomi sonras
uterus aç larak intraoperatif olarak tümörün büyüklü ü
myometriyal invazyon derinli i ve servikal yay l m de erlendirilmelidir (196) . Kavite
içerisinde tümörün lokalizasyonu ve büyüklü ü de etkili olmaktad r. Fundusa yak n
bölgelerden ba layan tümörün serviksi tutma ans daha azd r ve bu nedenle servikse yak n
yerle en tümörlerden daha iyi gidi göstermektedir. Tümörün servikse uzan m korpusa s n rl
lezyonlara oranla daha kötü prognoz i aretidir. Ku kulu tüm lenf nodlar cerrahi evreleme
kapsam içinde ç kar lmal d r.
Tümör histolojisi berrak hücreli, yass epitel hücreli veya kötü diferansiye tümör
olanlar, myometrial invazyon derinli i 1/2’den fazla olanlar, istmus-serviks tutulumu olanlar,
tümör çap 2 cm’den büyük olanlar ve ekstrauterin yay l m saptananlarda selektif pelvik ve
paraaortik lenf nodu örneklemesi yap lmal d r. Tümör histolojisi ve myometriyal invazyon
derinli i lenf nodu metastaz riskini belirleyen önemli parametrelerdir (196) .
Yukar daki risk faktörlerini ta yan hastalarda yap lacak lenf nodu örneklemesinin
özellikle yüksek ana iliak ve paraaortik lenf nodlar n içermesi önemlidir. Lenf nodu
örneklemesi tüm major lenf nodu sahalar nda yap lmal ve palpable ve büyümü lenf nodlar
ç kar lmal d r. Örneklemeye eksternal iliak lenf nodlar ndan ba lan r ve sirkumfleks femoral
ven düzeyine kadar inilir. Ard ndan obturator nodlar ve obturator sinir düzeyine kadar
ç kart l r. Sonra hipogastrik ve ana iliak lenf nodlar ndan örnekleme yap l r. Paraaortik lenf
nodu örneklemesi prognostik aç dan en önemli faktörlerdendir. Baz yazarlar bu i lemin
pelvik lenf nodu örneklemesi öncesinde ya da örneklemenin yerine yap labilece ini
önermektedirler (198) .
Endometrium Kanserinde 1988 F GO Cerrahi Evrelemesi
Evre 1a (G1,2,3) : Tümör endometriumda s n rl
Evre 1b (G1,2,3): Myometriumun ½’sinden az nda invazyon
Evre 1c (G1,2,3): Myometriumun ½’sinden fazlas nda invazyon
Evre 2a (G1,2,3): Sadece endoservikal glandüler tutulum.
Evre 2b (G1,2,3): Servikal stromal invazyon
Evre 3a (G1,2,3): Serozaya ve/veya adnekslere invazyon ve/veya bat n sitolojisi pozitifli i
Evre 3b (G1,2,3): Vajinal metastaz
Evre 3c (G1,2,3): Pelvik ve/veya paraaortik lenf nodu metastaz
Evre 4a (G1,2,3): Mesane ve/veya barsak mukozas nda tümoral tutulum
Evre 4b (G1,2,3): <ntraabdominal ve/veya inguinal lenf nodlar n içeren uzak metastazlar
Prognostik Faktörler
1.Ya : Genelde genç hastalarda prognoz ya l hastalardan daha iyidir. Ya l
hastalarda artm
nüks riski, grade 3 tümör s kl
n n ve kötü histolojik tiplerin daha s k
olmas yla da ili kilidir, ancak ya ba ms z bir prognostik de er olarak görülmektedir. Nüks
ya da hastal a ba l ölüm geli en hastalarda ortalama tan koyulma ya
68.6 iken nüks
geli meyen hastalarda 60.3’tür (153).
2. Evre: Yap lan çal malarda tümör evresinin artmas ile birlikte sa kal m
süresinin azald
bildirilmi tir (177) . FIGO 1988’de endometrium kanserinde evrelere göre 5
y ll k sürvi oranlar n yay nlam t r.
Endometrium kanserinde evrelere göre 5 yEllEk sürvi (1988 FIGO verileri).
Evre
Oran (%)
I
74.0
72.3
II
13.5
56.4
III
6.2
31.5
IV
2.8
10.5
Evrelenmemi
3.5
5 y ll k sürvi (%)
47.8
3. Histolojik tip: Endometrioid d ndaki histolojik tipler endometrial kanserlerin
yakla k % 10’unu olu turur ve artm nüks ve uzak yay l m riski ta r (20). En fazla görülen
histolojik tip olan endometrioid adenokarsinomda 5 y ll k sürvi % 80-90’d r. Tüm
endometrium kanserlerinin % 4’ünü te kil eden seröz papiller, berrak hücreli ve indiferansiye
tümörler kötü prognozludur (51) .
4. Histolojik Grade: Endometrial tümörde histolojik grade prognozla kuvvetle
ili kilidir. Grade’in artmas yla birlikte nüks oranlar artmaktad r ve sa kal m ile de direkt
ili kilidir. Çe itli ara t rmac lar n serileri al narak elde edilen bilgilere göre, 5 y ll k sa kal m
oranlar ise G1’de % 83, G2’de % 71 ve G3’de % 51’dir. Grade artt kça myometrial invazyon
ve lenfatik tutulum oran da artmaktad r. Evre 1 endometrium kanserinde derin myometrial
invazyon grade 1’de % 10’dan grade 3’de % 42’ye yükselmektedir (154).
5. Myometrium invazyonu: Myometrial invazyon tümör volümünün en önemli
göstergesidir. Myometrial invazyon uterin kavitenin boyutu, pelvik lenf nodu metastaz ve 5
y ll k sa kal m oranlar yla ili kilidir. 2001 FIGO raporuna göre, evre 1 endometrial kanser
nedeniyle opere olan 3996 hastan n 5 y ll k sa kal m oranlar evre 1A, 1B ve 1C için s ras yla
% 88.9, % 90 ve % 80.7’dir (129) .
6. Periton Sitolojisi: Pelvik malignitelerde periton sitolojisinin önemli bir yeri
vard r. Genellikle uterus d na ta m vakalarda sitoloji pozitiftir. Ancak evre 1 vakalarda da
%15 oran nda pozitif periton sitolojisi bildirilmektedir. Evresi dü ük olup, periton sitolojisi
pozitif olan vakalar yüksek riskli olarak de erlendirilirler (40) .
7. Lenf nodu metastaz : Endometrium kanseri evre 1 ve 2’de pelvik tutulum %9,
paraaortik tutulum ise % 5-6 civar ndad r. Pelvik lenf nodlar ile ilgili Disaia ve ark.’n n
yapt klar çal mada pelvik lenf nodu negatif olanlarda nüks %10.5 iken, pozitif olanlarda
% 56
varl
bulunmu tur (51). Jinekolojik Onkoloji Grubu, para-aortik lenf nodu metastaz n n
veya yoklu unun prognozun belirlenmesinde en önemli faktör oldu unu bildirmi tir
(178).
8. Adneksiyal metastaz: Klinik evre 1 hastal kta mikroskobik adneks metastazlar
vakalar n yakla k % 10’unda vard r (170). Adneksiyal metastaz saptananlar n % 60’ nda
peritonda malign hücrelere rastlanmaktad r. Adneksiyal tutulum varsa nüks oran % 14’den %
38’e ç kmaktad r. Ancak adneksiyal yay lma di er prognostik parametrelere ba ml olarak
ortaya ç kmaktad r ve ba ms z bir prognostik faktör olmad
dü ünülmektedir (154) .
9. Tümör büyüklü ü: Yap lan çal malarda tümör büyüklü ü endometrium
kanserinde prognostik faktör olarak belirlenmi tir. Tümörün 2 cm’den büyük olmas prognozu
kötüle tirmektedir (51) .
10. Lenfo-vasküler alan invazyonu: Lenfovasküler alan invazyonu endometrium
kanseri için ba ms z bir risk faktörüdür. Lenfovasküler tutulum gösteren hastalarda 5 y ll k
sa kal m oran % 64.5 iken, lenfovasküler tutulum göstermeyen hastalarda bu oran % 83
bulunmu tur (179) .
11. Hormon reseptör yap s : Steroid hormon reseptörü varl
n n prognostik faktör
olarak de eri, endometrium kanserinde meme kanserine göre daha az ortaya konmu tur.
Progesteron reseptör düzeyi östrojen reseptör düzeyine göre sa kal m belirlemede daha etkili
gözükmektedir. Yap lan çal malarda progesteron reseptörü pozitif olan hastalarda negatif
olanlara göre rekürens oranlar daha dü ük bildirilmi tir (129) .
12. Tümör hücresinin DNA içeri i: Bir çok çal mada DNA içeri i hastal
n klinik
gidi i ile ili kili bulunmu tur. Tümör hücrelerinde anöploid hücre oran n n artmas prognozu
kötüle tirmektedir. Ayr ca c-erb-2 (Her/neu) onkojeni a r ekspresyonu ve p53 geninin kötü
prognozla ili ki oldu u dü ünülmektedir (154).
Tedavi:
Endometrium
kanseri
tedavisi
tümörün
evresine
göre
de i iklik
göstermektedir.
Evre 1: Evre 1 , grade 1 hastalarda cerrahi tedavi; Total abdominal histerektomi +
bilateral salpingooforektomi dir. Evre 1, grade 2 ve 3 hastalarda ise cerrahi tedaviye selektif
pelvik ve paraaortik lenfadenektomi eklenmelidir (170). Evre 1’de tek ba na cerrahi tedavi
radyoterapiden üstündür. Radyoterapi endometrium kanserinde daha çok adjuvan tedavi
olarak kullan lmaktad r. Cerrahi ve radyoterapi kombinasyonunun sürviye etkisi tam olarak
bilinmemektedir. Ancak risk faktörü saptanan hastalarda adjuvan tedavi olarak uygulanabilir.
Operasyondan önce veya sonra uygulanabilse de tercih edilen uygulama ekli postoperatif
adjuvan radyoterapidir (130) . Bu evrede adjuvan progesteron veya sitotoksik ilaçlar n
kullan lmas n n sürviye olumlu katk s gösterilememi tir (153) .
Evre 2: Evre 2 endometrium kanserinde tedavi, cerrahi tedaviye ek olarak
postoperatif radyoterapi uygulanmas d r. Radikal histerektomi basit histerektomiye göre
santral nüks oranlar n azaltmaktad r ancak radikal histerektominin, basit histerektomi ve
beraberinde postoperatif radyoterapiye göre sürvide fark olu turmad
gösterilmi tir. Bu
nedenle evre 2 endometrium kanserinde bugünkü görü , ‘Total abdominal histerektomi +
bilateral salpingooferektomi + selektif pelvik ve paraaortik lenfadenektomi + postoperatif
radyoterapidir‘ (154). Bu evrede adjuvan progesteron veya sitotoksik ilaçlar n kullan lmas n n
sürviye olumlu katk s gösterilememi tir (40) .
Evre 3: Evre 3 endometrium kanserinde tedavi, bireysel olarak hastan n
gereksinimine göre düzenlenmelidir. Cerrahi tedavinin amac makroskobik tümörün tam
olarak
ç kart lmas d r.
Bu
nedenle
Total
abdominal
histerektomi
salpingooferektomi yap lmal , pelvik ve paraaortik bölgelerdeki büyümü
+
bilateral
lenf nodlar
ç kart lmal d r. Cerrahi tedavi sonras tercih edilen adjuvan terapi radyoterapidir (131).
Endometrium kanserinde etkili bir kemoterapi rejimi bulunamam t r. Baz
çal malarda adriamisin, siklofosfamid ve sisplatinin en etkili ajanlar oldu u bildirilmi se de,
genel olarak ba ar oranlar dü üktür. Progesteron ve bir antiöstrojen hormon olan tamoksifen
ile % 30-60’lara varan olumlu sonuçlar bildirilmi se de, tedaviye yan ttaki farkl l klar ve
tromboemboli riski nedeniyle henüz rutin kullan ma girmemi tir (154).
Evre 4: Evre 4 hastal kta tedavi hastaya göre de i mekle birlikte, s kl kla cerrahi,
radyoterapi, sistemik hormon tedavisi ya da kemoterapi kombine olarak kullan lmaktad r.
Hastal
n sadece mesane ve rektumla s n rl oldu u az say da hastada pelvik eksenterasyon
yap labilir (40) .
GEREÇ VE YÖNTEM
01.01.2004 - 31.02.2009 tarihleri aras nda
i li Etfal E itim ve Ara t rma
Hastanesi 1. Kad n Hastal klar ve Do um Klini i’ne postmenopozal kanama ikayetiyle
ba vuran , postmenopozal kanama (PMK) tan s alan 270 hasta ve kanama d nda herhangi
bir ikayeti nedeni ile postmenopozal dönemde poliklini imize ba vurmu olup , yap lan
transvajinal sonografide 5mm’nin üzerinde endometrial kal nl k ölçülen , postmenopozal
kal n endometrium (PMKE) tan s alan 72 hasta ; toplam 342 hastaya klini imizde genel
anestezi alt nda fraksiyone küretaj (F/C) uygulanm t r ve bunlardan 100 hastaya çe itli
endikasyonlarla histerektomi yap lm t r. Biz çal mam zda bu hastalar n F/C sonras
histopatolojik sonuçlar n
retrospektif olarak de erlendirdik ve histerektomi yap lan
hastalar n histopatoloji sonuçlar ile kar la t rd k.
Bir sene ve daha uzun süredir amenoresi olanlar çal maya dahil edilmi tir. Her iki
gruptaki hastalardan ilk olarak detayl anamnez al nm ; ya , gravida, parite, son adet tarihi,
ilk adet ya , postmenopozal kanama zaman , postmenopozal kanama ata
say s , diyabet,
hipertansiyon, meme kanseri gibi sistemik ve jinekolojik hastal klar , varsa önceki patoloji
sonuçlar sorgulanm t r. Hastalar n ayr nt l sistemik ve jinekolojik muayeneleri yap lm ,
tüm hastalardan servikal Pap-smear örnekleri al nm t r.
Belirgin servikal patolojisi olan , hormon replasman prepratlar , gestagen veya
tamoxifen kullanan hastalar çal maya dahil edilmemi tir. Yap lacak i lemler öncesi hastalar
detayl olarak F/C ile olu abilecek perforasyon , kanama , enfeksiyon gibi komplikasyonlar
hakk nda bilgilendirilerek , onam formlar doldurulmu ve r zalar al nm t r.
Postmenopozal Kanama (PMK): 40 ya üzeri kad nlarda son adet tarihinden Q12
ay sonra görülen kanama ata
olarak tan mlanm t r (n=272). Bu gruptaki hastalar n kanama
ikayetleri; kahverengi lekenme veya adet vasf nda kanama , bir gün veya birkaç gün süren
ve bir kez veya tekrarlayan kanama eklinde de i ken nitelikte idi.
Postmenopozal Kal n Endometrium (PMKE): Poliklini imize kanama ikayeti ile
ba vurmay p, ba ka sebeplerle yap lan muayene s ras nda endometrial kal nl k 5mm’nin
üzerinde ölçüldü ünde postmenopozal kal n endometrium olarak
ikayeti olmayan ,
tan mlanm t r. Kanama
kal n endometriumlu hastalar PMKE grubu olarak kabul edilmi tir
(n=72).
Tüm hastalar transvajinal sonografi (TVS) ile de erlendirilmi
TOSH<BA SSA-530A
; bunun için
cihaz ve 7.5mHz’lik 120 derece konveks aç l vajinal prob
kullan lm t r. TVS ile uterus boyutlar ve endometrial kal nl k ölçümleri yap lm , adneksiyal
bölgeler kitle varl
aç s ndan de erlendirilmi tir. Endometrial kal nl k ölçümleri longitudinal
düzlemde, en kal n oldu u yerden ve çift duvar endometrium kal nl
al narak yap lm t r.
TVS’de endometriumu 5mm’nin alt nda ve düzenli izlenen olgular atrofi olarak ,
normal endometrial ekojeniteden daha
ekojen ve endometrium-myometrium birle im
çizgisini a mayan fokal kal nla malar polip olarak s n fland r lm
tamamen
doldurmu
say s z
ekojen kitleler izlendi inde
endometrium veya 5mm üzerinde düzensiz kal n
,
endometrial lumeni
5mm‘nin alt nda düzensiz
endometrium olarak tan mlanm t r.
Endometrium kavitesinde poliplere göre hipoekojen (myometrium ekojenitesine yak n) ve
dens lezyonlar izlendi inde submukoz myom tahmininde bulunulmu tur.
Klini imizde hastalar n hiçbirine pipelle veya endometrial f rça yöntemleri ile
endometrial örnekleme yap lmam t r.
342 hastan n hepsine fraksiyene küretaj ( F/C )
yap labilmi tir. Bu i lemin anestezi alt nda yap lmas önerilmektedir ve çal mam zda bu
i lem bütün hastalara genel anestezi alt nda yap lm t r. Litotomi pozisyonunda kollum
tenakulumla tutularak servikal kanal n küretaj n takiben servikal kanal dilate edildi ve
endometrial kaviteye full küretaj uyguland . Endoservikal kanal ve endometriumdan al nan
örnekler hastanemizin Patoloji Laboratuvar na ayr ayr gönderilmi tir ve histopatoloji
sonuçlar ayr ayr de erlendirilmi tir.
De erlendirmeye al nan bu 342 hastadan 100 hastaya çe itli nedenlerle
histerektomi
yap lm t r ve piyesler yine, hastanemizin Patoloji Laboratuvar nda
de erlendirilmi tir.
TVS’de ölçülen endometrial kal nl k ölçümleri <5 mm; 5,1-10 mm; 10,1-15 mm;
15,1-20 mm; >20 mm olmak üzere 5 grupta toplanm t r. F/C sonras histopatolojik tan lar
Atrofik endometrium, Estrojen etkisinde endometrium , proliferatif endometrium , kronik
nonspesifik endometrit , endometrial polip , basit atipisiz hiperplazi , basit atipili hiperplazi,
kompleks atipisiz hiperplazi , kompleks atipili hiperplazi ve endometrium kanseri olmak
üzere 10 grupta toplanm t r. Patolojik tan için yetersiz materyal içeren örnekler atrofik
endometrium kapsam nda de erlendirilmi tir.
Histerektomi sonras
histopatolojik tan lar Patolojik olmayan bulgu (atrofik
endometrium, estrojen etksisnde endometrium, proliferatif endometrium ) ,endometrial polip,
basit atipisiz hiperplazi , basit atipili hiperplazi, kompleks atipisiz hiperplazi , kompleks atipili
hiperplazi ve endometrium kanseri olmak üzere 6 grupta toplanm t r.
STAT ST KSEL DE ERLEND RME
Bu çal mada, istatistiksel analizler NCSS 2007 paket program ile yap lm t r. Verilerin
de erlendirilmesinde tan mlay c istatistiksel metotlar n (ortalama, standart sapma, s kl k
da l mlar ) yan s ra , gruplar aras kar la t rmalarda tek yönlü varyans analizi, alt grup
kar la t rmalar nda Tukey çoklu kar la t rma testi, nitel verilerin kar la t rmalar nda kikare testi kullan lm t r.
Histerektominin histopatolojik sonuçlar n n do rulu una göre F/C’nin tan sal
etkinli i; Duyarl l k, Özgüllük, PKD, NKD, Do ruluk , LR(+) ve LR(-) de erleri
hesaplanarak de erlendirilmi tir. Sonuçlar, p < 0,05 anlaml l k düzeyinde de erlendirilmi tir.
BULGULAR
Hastalar m z n ya lar 40 ile 85 aras nda de i mekte idi.Ya
ortalamas 56 idi .
Menopoz süresi 1- 40 y l aras nda de i mekte idi. Menopoz süre ortalamas 8,46 y l idi .
Ölçülen endometrial çift duvar kal nl
Endometrial kal nl
1,3 mm
ile 39 mm aras nda de i mekte idi.
n ortalamas 4,86 mm idi. Postmenopozal kanama tan s alan hasta say s
270 , postmenopozal kal n endometrium tan s alan hasta say s 72 idi .
Tablo 1. HastalarEn yaM , menopoz süreleri
kalEnlEklarEnEn ortalamalarE
ve TVS’de ölçülen endometrial çift duvar
N
Minimum
Maximum
Ort
SD
YaM
342
40
85
56,01
8,39
Menopoz Süresi
342
1
40
8,46
7,25
USG (mm)
342
1,3
39
6,12
4,86
Tablo 2. HastalarEn postmenopozal kanama ve postmenopozal kalEn endometrium tanElarE
arasEndaki daDElEmE .
TANISI
N
%
PMK
270
78,9
PMKE
72
21,1
Total
342
100
PMK grubundaki hastalar n ya
ortalamas
55,59±8,36 , menopoz süresi
ortalamas 8,16±7,2, TVS’de ölçülen ortalama endometrial kal nl k 5,65±5,23 idi. PMKE
grubunda bu de erler s ras yla 57,61±8,37 , 9,6±7,4 ve 7,92±2,37 idi. Her iki grupta ya ve
menopoz süresi aç s ndan istatistik anlamda fark gözlenmemi ken , endometrial
kal nl k
ortalamas PMKE grubunda anlaml derecede yüksekti .
Tablo 3. HastalarEn yaM , menopoz süreleri , ve TVS’de ölçülen endometrial çift duvar
kalEnlEDEnEn PMK ve PMKE gruplar arasEndaki daDElEmE.
PMK
PMKE
55,59±8,36 57,61±8,37
YaM
t
p
-1,83
0,069
Menopoz Süresi
8,16±7,2
9,6±7,4
-1,50
0,136
USG (mm)
5,65±5,23
7,92±2,37
-3,58
0,0001
PMK grubunda olup endometrial kal nl
58,2) olarak hesapland . Endometrial kal nl
PMK grubunda olup endometrial kal nl
5 mm alt nda olanlar n say s 199 (%
5,1 mm üzerinde olan hastalar n toplam say s ,
5,1 mm üzerinde ölçülen hasta say s (71) +
PMKE grubundaki hasta say s (72) ile birlikte , 143 ( % 41,8) olarak hesapland .
Tablo 4. TVS’de ölçülen endometrial çift duvar kalEnlEklarEnEn daDElEmE.
TVS
N
%
< 5mm
199
58,2
>5,1 mm
143
41,8
Total
342
100
Endometrial kal nll
5,1-10 mm aras nda ölçülen hasta say s 105 (%30,7) , 10,1-
15 mm aras nda ölçülen hastaa say s 18 (% 5,3), 15,1-20 mm aras nda ölçülen
ülen hasta say s 12
(% 3,5) , >20,1 mm ölçülen hasta
asta say s 8 (% 2,3) olarak hesapland .
Tablo 5. Endometrial kalEnlEk
k 5,1mm’nin üzerinde olan hastalarEn daDEl
ElEmE.
TVS
N
%
<5 mm
199
5
58,2
5,1-10 mm
105
3
30,7
10,1-15 mm
18
5,3
15,1-20 mm
12
3,5
>20,1 mm
8
2,3
342
1
100
Total
TVS
60
50
40
%
30
20
10
0
<5 mm
5,1-10 mm
10,1-15 mm
15,1-20 mm
>20,1 mm
ekil 1. TVS’de ölçülen endometria
metrial çift duvar kal nl klar n n gruplar aras ndaki
ki da l m .
Toplam 342 hastaya TVS yap ld .
Endometrium kal nl
ölçülerek
ve
morfolojisine bakarak bir öntan elde edildi. TVS de , PMK grubunda , atrofik endometrium
tan s alan hasta say s 155 ( %57,4) , düzensiz endometrium tespit edilen hasta say s 53 (%
19,6) , endometrial polip tespit edilen hasta says 62 (% 23) idi. PMKE grubunda s ras ile 21
(% 29,2), 11 (% 15,3) , 38 (% 52.8) idi . PMKE grubunda 2 adet submukoz myom (% 2,8)
tespit edildi.
Tablo 6 .TVS sonrasE endometrium morfolojisi ile ilgili tanElarEn daDElEmE:
TVS tanEsE
PMK
(%)
PMKE (%)
Atrofik Endometrium
155
(% 57,4)
21
(% 29,2)
Düzensiz Endometrium
53
(% 19,6)
11
( % 15,3)
Endometrial Polip
62
(% 23,0)
38
(% 52,8)
Submukoz Myom
0
(% 0,0)
2
(% 2,8)
Total
270
(% 100,0)
72
(% 100,0)
Toplam 342 hastaya fraksiyone küretaj yap lm t r. F/C sonras
serviksin
histopatolojik tan lar : Normal servikal doku 58 (%17), atrofik servisit 22 (% 6,4) , Kronik Servisit
221 (% 64,6), LGS<L 16 (% 4,7) , HGS<L 1(%0,3), endoservikal polip 17 (% 5) servikal polip 6
(%1,8); endometrial kanser infiltrasyonu 1(%0,3) olarak toplanm t r.
Tablo 7. F/C sonrasE serviksin histopatolojik sonuçlarEnEn daDElEmE:
FC SERV KS
N
%
Normal Servikal Doku
58
17
Atrofik Servisit
22
6,4
Kronik Servisit
221
64,6
LGS L
16
4,7
HGS L
1
0,3
Endoservikal Polip
17
5
Servikal Polip
6
1,8
Endometrial Kanser nfiltrasyonu
yonu
1
0,3
Total
342
100
F/C Serviks
%
70
60
50
40
30
20
10
0
Normal Atrofik ServisitKronik Servisit
Servikal Doku
LGSIL
HGSIL
Endoservikal Servikal Polip Endometrial
ometrial
Kanser
anser
Polip
)nfiltrasyonu
rasyonu
ekil 2 . F/C sonras serviks uterinin
inin his
histopatolojik sonuçlar n n da l m .
F/C ile endometrium de erlendirilen hasta say s 342 , histopatoloji sonucu atrofik
endometrium 113 (% 33), yetersiz materyal 33 (% 9,6), estrojen etkisinde endometrium 37 (%
10,8) , düzensiz proliferatif endometrium 10 (% 2,9) , kronik nonspesifik endometrit 7 (%
2,1), submukoz myom 3 (% 0,9) , endometrial polip 100 (% 29,3), basit atipisiz hiperplazi 11
(% 3,2), kompleks atipisiz hiperplazi 4 (% 1,2), kompleks atipili hiperplazi 4 (% 1,2),
endometrium kanseri 19 (% 5,6) olarak bulunmu tur .
Tablo 8. F/C sonrasE endometriumun histopatolojik sonuçlarEnEn daDElEmE.
F/C ENDOMETR UM
N
%
Atrofik Endometrium
113
33
Yetersiz Materyal
33
9,6
Estrojen Etkisinde Endometrium
37
10,8
Düzensiz Proliferatif Endometrium
10
2,9
Kronik Nonspesifik Endometrit
7
2,1
Submukoz Myom
3
0,9
Endometrial Polip
100
29,3
Basit Atipisiz Hiperplazi
11
3,2
Basit Atipili Hiperplazi
1
0,3
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
4
1,2
Kompleks Atipili Hiperplazi
4
1,2
Endometrial Kanser
19
5,6
Total
342
100
Endometrial küretaj
taj yapElan
yapE
hastalarEn histopatoloji sonuçlarEnaa göre
daDElEmE
Endometrial Kanser
Kompleks Atipili Hiperplazi
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
Basit Atipili Hiperplazi
Basit Atipisiz Hiperplazi
Endometrial Polip
Submukoz Myom
Kronik Nonspesifik Endometrit
Düzensiz Proliferatif Endometrium
Estrojen Etkisinde Endometrium
Yetersiz Materyal
Atrofik Endometrium
0
5
10
15
20
25
30
35
%
ekil 3. F/C sonras endometriumun
mun histopatolojik sonuçlar n n da l m .
Tablo 9. F/C ile endometrium
m deD
deDerlendirilen hastalarEn histopatolojik tanE
anElarEnEn PMK ve
PMKE gruplar arasEndaki daDDElEmE :
PMKE
(%)
F/C Endometrium
PMK
(%)
Atrofik Endometrium
94
(% 34,8)
19
(% 26,4)
Yetersiz Materyal
27
(% 10,0)
6
(% 8,3)
Estrojen Etkisinde Endometrium
um
34
(% 12,6)
3
(% 4,2)
Düzensiz Proliferatif Endometrium
trium
8
(% 3,0)
2
(% 2,8)
Kronik Nonspesifik Endometrit
rit
7
(%2,6)
0
(% 0,0)
Submukoz Myom
2
(% 0,8)
0
(% 0,0)
Endometrial Polip
66
(% 24,5)
34
(% 47,3)
Basit Atipisiz Hiperplazi
9
(% 3,3)
2
(% 2,8)
Basit Atipili Hiperplazi
0
(% 0,0)
1
(% 1,4)
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
3
(% 1,1)
1
(% 1,4)
Kompleks Atipili Hiperplazi
3
(% 1,1)
1
(% 1,4)
Endometrial Kanser
17
(% 6,3)
2
(% 2,8)
Total
270
(% 100,0)
72
(% 100,0)
Tablo 10. F/C yapElan hastalarEn histopatoloji sonuçlarEnEn PMK VE PMKE gruplarEna ve
endometrial kalEnlEklarEna göre daDElEmE .
F/C ENDOMETRIUM
PMK
<5
mm
5,1-10
mm
10,1-15
mm
15,1-20
mm
>20,1
mm
Atrofik Endometrium
84
9
0
1
0
Yetersiz Materyal
25
2
0
0
0
Estrojen Etkisinde Endometrium
29
4
1
0
0
Düzensiz Proliferatif Endometrium
7
0
1
0
0
Kronik Nonspesifik Endometrit
5
1
1
0
0
Endometrial Polip
44
15
5
0
2
Submukoz Myom
2
0
0
0
0
Basit Atipisiz Hiperplazi
3
6
0
0
0
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
0
2
0
1
0
Kompleks Atipili Hiperplazi
0
1
1
1
0
Endometrial Kanser
0
1
2
8
6
18
1
0
Yetersiz Materyal
6
0
0
Estrojen Etkisinde Endometrium
3
0
0
Düzensiz Proliferatif Endometrium
1
1
0
Basit Atipisiz Hiperplazi
1
0
1
Basit Atipili Hiperplazi
0
1
0
Endometrial Polip
32
2
0
Submukoz Myom
1
0
0
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
1
0
0
Kompleks Atipili Hiperplazi
1
0
0
Endometrial Kanser
0
2
0
PMKE Atrofik Endometrium
Histerektomi yap lan hasta say s 100 idi . Histopatoloji sonucu patolojik olmayan
bulgu 40 (% 40) idi . Estrojen etkisinde endometrium ve düzensiz proliferatif endometrium
patolojik olmayan bulgular olarak grupland . Atrofik endometrium 4 (% 4), endometrial polip
29 (% 29) , basit atipisiz hiperplazi 3 (% 3) , kompleks atipisiz hiperplazi 1 (% 1), kompleks
atipili hiperplazi 1 (% 1) , endometrium kanser say s 22 (% 22) olarak bulundu.
Tablo11. Histerektomi olan hasta sayEsE ve endometriumla ilgili histopatolojik sonuçlarEn
daDElEmE.
Histerektomi
n
%
Patolojik Olmayan Bulgu
40
40
Atrofik Endometrium
4
4
Endometrial Polip
29
29
Basit Atipisiz Hiperplazi
3
3
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
1
1
Kompleks Atipili Hiperplazi
1
1
Endometrium Kanseri
22
22
Total
100
100
Histerektomi
sterektomi yapE
yapElan hastalarEn tanElarEna göre daD
DElEmE
Patolojik Olmayan Bulgu
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
Kompleks Atipili Hiperplazi
Endometrium Kanser
Basit Atipisiz Hiperplazi
Atrofik Endometrium
Endometrial Polip
0
5
10
15
20
25
3
30
35
40
%
ekil 4. Histerektomi olan hastalar
alar n endometriumla ilgili histopatolojik sonuçlar
ar n da l m .
Histerektomi yap
p lan hastalardan PMK grubunda patolojik
ojik olmayan bulgu
gelen hasta say s 32 (% 42,7)) , atrofik endometrium 3 (% 4), endometriall polip say s 16 (%
21,3) , basit atipisiz hiperplazi
zi 3 (% 3) , kompleks atipisiz hiperplazi 1 (% 1) , kompleks
atipili hiperplazi 0 (% 0) , endometri
dometrium kanser say s 20 (% 26,7). PMKE grubundaki
grub
oranlar
s ras yla 8 (% 32,0); 1 (% 4,0)
0) , 13 (% 52,0) , 0 (% 0,0) , 0 (% 0,0) , 1(%4,0)
1
, 2 (% 8,0)
olarak hesplanm t r .
Tablo 12. Histerektomi yapElan
gruplarEna göre daDElEmE :
Hsiterektomi
PMK
Patolojik Olmayan Bulgu
hastalarEn histopatoloji sonuçlarEn
( %)
PMKE
32
(%42,7)
8
(%32,0)
3
(%4,0)
1
(%4,0)
16
(%21,3)
13
(%52,0)
Basit Atipisiz Hiperplazi
3
(%4,0)
0
(%0,0)
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
1
(%1,3)
0
(%0,0)
Kompleks Atipili Hiperplazi
0
(%0,0)
1
(%4,0)
Atrofik Endometrium
Endometrial Polip
PMK VE PMKE
(%)
Endometrium Kanser
20
(%26,7)
2
(%8,0)
Total
75
(%100,0)
25
(%100,0)
PMK grubunda; endometrium 5 mm’nin alt nda oldu unda en çok patolojik
olmayan bulgu saptanm t r 26 (% 65) . PMK grubunda , 5 mm’nin alt nda 8 hastada
endometrial polip (% 20), ayn grupta 2 basit atipisiz hiperplazi 2 (% 5,0) ve 1 (% 2,5)
kompleks atipisiz hiperplazi saptanm t r. PMK grubunda endometrial kal nl k artt kça
endometrium kanseri görülme oran da giderek artm t r : 5,1-10 mm aras ; 2 kanser (% 15,4)
, 10,1-15 mm aras ; 3 kanser (% 42,9) , 15,1-20 mm aras ; 9 kanser (% 100) ve 20 mm üzeri;
6 kanser (% 100) tespit edilmi tir.
PMKE grubunda en çok endometrial polip görülmü tür . Bu grupta 5,1-10 mm
aras nda 13 endometrial polip (% 59,1) görülmü tür ; ayn grupta 1 adet kompleks atipili
hiperplazi saptanm t r. PMKE grubunda 10,1-15 mm aras endometrial kal nl
olan
3
hastadan 2’sinde (% 66,7) endometrium kanser görülmü ken, 1’inde (% 33,3) patolojik
olmayan bulgu saptanm t r. PMKE grubunda 15 mm’nin üzerinde endometrium kal nl
ölçülmemi tir.
Tablo 13. Histerektomi yapElan hastalarEn histopatoloji sonuçlarEnEn PMK VE PMKE
gruplarEna ve endometrial kalEnlEklarEna göre daDElEmE .
5,1-10
Histerektomi
<5 mm
mm
10,1-15
mm
15,1-20
>20,1
mm
mm
26
(%65,0)
6 (%46,2)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Atrofik Endometrium
3
(%7,5)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Endometrial Polip
8 (%20,0)
5 (%38,5)
3 (%42,9)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
B asit Atipisiz Hiperplazi
2
(%5,0)
0 (%0,0)
1 (%14,3)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Kompleks Atipisiz Hiperplazi
1
(%2,5)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Endometrial Kanser
0
(%0,0)
2 (%15,4)
3 (%42,9)
9 (%100,0) 6 (%100,0)
Patolojik Olmayan Bulgu
PMK Total
40 (%100,0)
13 (%100,0) 7 (%100,0)
9 (%100,0) 6 (%100,0)
Patolojik Olmayan Bulgu
0 (%0,0)
7 (%31,8)
1 (%33,3)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Atrofik Endometrium
0 (%0,0)
1 (%4,5)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Endometrial Polip
0 (%0,0)
13 (%59,1) 0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Kompleks Atipili Hiperplazi
0 (%0,0)
1 (%4,5)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
Endometrial Kanser
0 (%0,0)
0 (%0,0)
2 (%66,7)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
22 (%100)
3 (%100,0)
0 (%0,0)
0 (%0,0)
PMKE Total
Tablo 14. PMK ve PMKE gruplarEnEn F/C sonrasE endometrial küretaj ve histerektomi
sonrasE endometrial histopatoloji sonuçlarE .
No
1
2
3
PMKE
PMKE
PMK
4
5
6
7
PMK
PMK
PMKE
PMK
8
9
10
PMK
PMKE
PMKE
F/C Endometrium
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Kompleks atipisiz
hiperplazi+Endometrial polip
Endometrial kanser
Atrofik Endometrium
Endometrial Polip
Proliferatif Endometrium
+Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
Estrojen etkisinde endometrium
Histerektomi
Atrofik Endometrium
Atrofik Endometrium
Atrofik Endometrium+Endometrial
polip
Endometrium kanser
Atrofik Endometrium
Endometrial Polip
Atrofik Endometrium
11
12
PMK
PMK
Atrofik endometrium
Endometrial polip
13
14
15
PMKE
PMK
PMK
16
17
PMK
PMK
18
PMKE
Endometrial polip
Endometrial polip
Basit atipisiz
hiperplazi+Endometrial polip
Basit atipisiz hiperplazi
Kompleks atipisiz
hiperplazi+Endometrial polip
Basit atipisiz hiperplazi
19
20
21
22
23
24
25
PMKE
PMK
PMK
PMK
PMK
PMKE
PMK
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
26
27
28
29
30
PMK
PMK
PMK
PMKE
PMK
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Kronik non-spesifik endometrit
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
31
32
33
PMKE
PMK
PMKE
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Düzensiz proliferatif endometrium
34
35
PMK
PMKE
36
37
38
39
PMK
PMK
PMK
PMKE
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Düzensiz proliferatif
endometrium
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
40
PMKE
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Kompleks atipisiz
hiperplazi+Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Proliferatif Endometrium
+Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
Basit atipisiz hiperplazi
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
41
42
43
44
45
46
47
48
49
PMK
PMK
PMK
PMKE
PMK
PMK
PMK
PMK
PMK
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
Estrojen etkisinde endometrium
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
50
51
52
53
PMK
PMK
PMK
PMK
Endometrial polip
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Endometrial polip
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Kompleks atipili
hiperplazi
Endometrial kanser
54
PMK
Endometrial kanser
55
56
PMK
PMK
+ Kompleks atipili hiperplazi
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
57
58
59
60
61
PMKE
PMKE
PMKE
PMKE
PMK
62
PMK
63
64
65
66
67
68
69
70
71
PMK
PMKE
PMK
PMK
PMK
PMK
PMKE
PMK
PMKE
72
73
74
75
PMK
PMK
PMK
PMK
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
Kompleks atipili
hiperplazi
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Düzensiz proliferatif
endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Yetersiz materyal
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Estrojen etkisinde endometrium
Endometrial kanser
Basit atipisiz hiperplazi
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
PMK
PMK
PMK
PMK
PMK
PMK
PMK
Endometrial kanser
Basit atipisiz hiperplazi
Endometrial polip
Basit atipisiz hiperplazi+
Endometrial polip
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Yetersiz materyal
PMK
PMK
PMK
PMK
Yetersiz materyal
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Basit atipisiz hiperplazi
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Basit atipisiz hiperplazi
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Estrojen etkisinde endometrium
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Endometrial polip
87
88
89
90
91
92
PMK
PMK
PMK
PMK
PMK
PMK
Endometrial polip
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Düzensiz proliferatif
endometrium
Endometrial polip
Endometrial kanser
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
93
PMK
Kompleks atipili
hiperplazi
Endometrial kanser
94
95
96
97
98
99
100
PMK
PMK
PMKE
PMK
PMK
PMKE
PMK
Endometrial polip
Endometrial polip
Kompleks atipili hiperplazi
Endometrial kanser
Endometrial polip
Endometrial polip
Endometrial polip
Atrofik endometrium
Atrofik endometrium
Kompleks atipili hiperplazi
Endometrial kanser
Atrofik endometrium
Endometrial polip
Estrojen etkisinde endometrium
Tablo 15. Histerektominin histopatolojik sonuçlarEnEn doDruluDuna göre F/C’nin etkiniDi ;
DuyarlElEk, Özgüllük, PKD, NKD, DoDruluk , LR(+) ve LR(-) deDerleri .
TAH
Duyarlilik
Özgüllük
PKD NKD
DoDruluk LR(+) LR(-)
FC Endometrium
0,75
0,55
0,68
0,66
0,63
1,65
P
0,46 <0,05
Çal mam zda , F/C sonucunda 2 basit atipisiz hiperplazi ve 2 kompleks atipisiz
hiperplazi olan dört hastada histerektomi sonucu normal endometrium gelmi tir. Bu lezyonun
fokal olabilece ini göstermektedir. F/C sonucu atrofik endometrium olarak de erlendirilen 2
hastada histerektomi sonucunda 1 basit atipisiz
ve 1 kompleks atipisiz hiperplazi
bulunmu tur. Ayr ca 3 hastam zda F/C sonucu kompleks atipili hiperplazi bulunmu tur ama
histerektomi sonucu endometrium kanseri olarak de erlendirildi. Bununla birlikte
sonuçlar m za bakt
m zda F/C’nin 9 adet endometrial polibi de kaç rd
F/C sonras endometrial küretaj
sonuçlar ile kar la t r ld
görülmektedir.
nda : % 75 duyarl l k, % 55
özgüllük , 0,68 pozitif kestirme de eri, 0,63 negatif kestirme de eri, 1,65 pozitif likelihood
oran LR(+) 0,46 negatif likelihood oran LR(-) tespit edildi. Sonuçlar p < 0,05 anlaml l k
düzeyinde hesaplanm t r.
TARTI MA
Endometrial kanser , postmenopozal anormal uterin kanaman n seyrek , ama en
önemli nedenini olu turmaktad r. Daha önce belirtildi i gibi , postmenopozal kanama ,
anormal uterin kanamalar n % 3-14,2’sini , ortalama olarak da % 7’sini olu turmaktad r (183).
Endometrial kanser en s k postmenopozal dönemde 50-75 ya aras nda gözlenir (184). Ya a
spesifik insidansa bak ld
s kl
nda 70-74 ya lar aras nda, 50-54 ya lar aras nda görülme
na göre , 2.85 kat daha fazla rastlanmaktad r (185) . Çal mam zda endometrial kanser
tan s alan hastalar m z n ya aral
50-83’tür ve ya ortalamas 62,3 y l olarak hesapland .
Menopoz süreleri 3-30 y l aras ve ortalamas 15,6 y l olarak hesapland . Bu de erler literatür
ile uyumlu bulundu.
Literatürde postmenopozal kanama nedenleri aras nda atrofik endometrium en s k
kar la lan, (% 60-80) patoloji olmu tur (153). Çal mam zda F/C yap lan 342 hastadan ,
PMK grubunda % 34,8’inde ve PMKE grubunda
% 26,4’ünde atrofik endometrium
saptanm t r. Endometrial polipler postmenopozal kanamalar n % 2-12’sinden sorumludurlar
(153). Çal mam zda PMK grubunda % 24,5 oran nda ve PMKE grubunda % 47,3 oran nda
endometrial polip görülmü tür. Endometrial polip oranlar m z n literatürden farkl olarak
atrofik endometriumdan daha fazla olmas n n sebebi hastanemizin bir referans merkezi
olmas na ba lanabilir . PMKE grubundaki hastalar m z n yakla k % 50’sinde endometrial
polip saptanm t r ve bu da kanama olmayan postmenopozal kal n endometriumlu hastalar n
ileri ara t rmas n n önemini vurgulamaktad r.
Endometrial hiperplaziler ise , postmenopozal kanamalar n % 5-10’undan
sorumludurlar (153). Kabul edilen son yakla mlara göre hiperplazilerde kanser geli me riski
basit hiperplazi için % 1, adenomatöz hiperplazi için % 3-4, atipik adenomatöz hiperplazi için
% 25’dir (154). Çal mam zda F/C sonras PMK grubunda % 5,5 ve PMKE grubunda % 6
oran nda endometrial hiperplazi tespit edilmi tir .
Postmenopozal kanamal kad nlarda endometrial karsinom insidans daha önceki
serilerde % 3,9 ile % 17,9 aras nda rapor edilmi tir (5,7,8 ). Bizim çal mam zda PMK
grubundaki hastalar n % 6,3‘ünde ve PMKE grubundaki hastalar n % 2,8’inde endometrial
kanser saptanm t r. Endometrial hiperplazi ve endometrial kanser ile igili oranlar m z
literatür ile uyumludur.
Son
zamanlarda
transvajinal
de erlendirilmesinde kullan lan ilk test
endometrium çift duvar kal nl
sonografi
postmenopozal
kanaman n
olarak savunulmaktad r (23,24,25). Ço u yazar
4 veya 5 mm ölçüldü ünde , anormallik için s n r de er
olarak kabul edilmesini önermektedir (30) . Granberg ve ark. 205 postmenopozal kanamal
kad nlarda yapt klar bir çal mada endometrial kanser olanlarda ortalama endometrial
kal nl
18,2 ± 6,2 mm olarak tespit etmi ler ve 8 mm‘nin alt nda endometrium kanseri tespit
etmemi lerdir (59) . Karlsson ve ark. yapt klar çal mada , 5 mm’nin alt nda endometrial
kanser tespit etmemi
kal nl
ve endometrial kanser tan s alan hastalarda oratalama endometrial
21.11 ± 11.8 mm olarak bulmu lard r (14) . Tsikouras ve ark. 275 postmenopozal
kanamal kad nlarda endometrial kanserlerin % 10.2’sinin endometrial kal nl
4 mm’nin
alt nda olan kad nlarda tespit edilmi (186).
Çal mam zda , Granberg ve ark.’ n çal mas n n sonuçlar na benzer ekilde ,
endometrial kanser tan s alan hastalar n endometrial kal nl klar 6,9-39 mm aras nda
de i mekte idi ve endometrial kal nl k ortalamas 18,3 ± 6,5 mm olarak hesaplanm t r.
Ancak , Granberg’in çal mas ndan farkl olarak PMK gubundaki hastalar m zda 8 mm‘nin
alt nda 2 adet endometrial kanser vakas na rastlanm t r. Bununla birlikte bizim
hastalar m zda Karlsson ve ark.’ n çal mas nda oldu u gibi 5 mm’nin alt nda endometrium
kanserine rastlanmam t r. Postmenopozal kanamal hastalar m zda 5 mm’nin alt nda anlaml
oranda endometrial polip (% 66.7 ) ve endometrial hiperplaziye (% 20) rastlanm t r.
Çal mam zda endometrial kal nl k artt kça , özellikle PMK grubundaki hastalarda
endometrial kanser görülme oran n n giderek artt
endometrial kal nl
görülmü tür. PMK grubunda
5,1-10 mm olanlardan 2 hastada (% 15,4) , 10,1-15 mm olanlardan 3
hastada (% 42,9) , 15,1-20 mm olan 9 hastan n hepsinde (% 100) ve 20,1 mm üzerinde olan
6 hastan n hepsinde (% 100) sonuç endometrial kanser gelmi tir .
Osmers ve ark. endometrial kal nl
Q 4 mm olan asemptomatik postmenopozal
kad nlarda endometrium kanseri riskinin % 3.5 oldu unu göstermi lerdir ve bu dü ük bir
oran da olsa gerçek bir risktir (55) . Çal mam zda 5 mm üzerinde endometrial kal nl a sahip
asemptomatik postmenopozal
hasta grubunda 15 mm’nin üzerinde endometrial kal nl
kaydedilmemistir ve bu hasta grubunda
10,1-15 mm aras nda 2 ( % 10,5) endometrial
kansere rastlanm t r .
Histerektomi olan 100 hastam zdan PMK grubunda % 21,3 oran nda endometrial
polip , % 5,3 oran nda endometrial hiperplazi ve % 26,7 oran nda endometrial kanser
saptanm t r. PMKE grubundaki oranlar m z s ras yla % 52
endometrial polip , % 4
endometrial kanser ve % 8 oran nda endometrial kanserdir . Asemptomatik postmenopozal
kal n endometriuma sahip kad nlarda % 52 oran nda tespit edilen endometrial polip tan s
dikkat çekicidir.
Histerektomi olan hastalar m z n histopatoloji sonuçlar , F/C sonuçlar
kar la t r ld
hiperplazi
nda , F/C sonucunda
olan
dört
hastada
ile
2 basit atipisiz hiperplazi ve 2 kompleks atipisiz
histerektomi
sonucu
normal
de erlendirilmi tir . Bu lezyonun fokal olabilece ini göstermektedir.
endometrium
olarak
Curtin ve ark. yapt klar
çal mada atipik endometrial hiperplazi tan s yla
histerektomi yap lan hastalarda beklenenden daha fazla oranda invaziv adenokanser tespit
edildi ini, bu nedenle atipik endometrial hiperplazide konservatif tedavinin güvenilir
olmad
n ifade etmi lerdir (175) . Bizim çal mam zda da benzer ekilde 4 hastam zda
kompleks atipili hiperplazi ile birlikte endometrial kanser mevcuttu. Bu hastalardan 1’inde
F/C sonucunda kompleks atipili hiperplazi ve endometrial kanserin
birlikteli i tespit
edilebilmi tir ama , di er 3 hastam zda F/C sonucu kompleks atipili hiperplazi gelmesine
kar n histerektomi sonucu endometrium kanser olarak tespit edilmi tir. Bu , F/C sonucunda
atipili hiperplazi tespit edildi inde , kavitede di er odaklarda e lik edebilen endometrium
kanseri aç s ndan dikkatli olmam z gerektirir.
D/C çok yayg n olarak
literatürde
kullan lan
tan sal yetersizli i , invazif
endometrial örnekleme tekni idir
ancak
ve pahal bir yöntem olmas nedeniyle yeri
s n rlanm t r . Ancak halen postmenopozal kanamal
hastalarda en çok kullan lan tan sal
yöntemin ba nda gelmektedir. Literatürede D/C esnas nda hastalar n ço unda uterin
kavitenin yar s ndan az kürete edildi i ve bu nedenle D/C’nin endometrial kanser te hisinde
yalanc negatiflik oran % 2-6 gibi yüksek oldu u bilinmektedir (165) . Hatta Twu ve ark.,
D/C sonucu negatif olan postmenopozal kanamal hastalar n % 20’sinde endometrial kanser
tespit etmi lerdir (133) .
D/C’de varl
tespit edilmeyen lezyonlar aras nda endometrial polip, fibroma veya
neoplazi say labilir . Baz jinekologlar, persistan, aç klanamayan postmenopozal uterin
kanama , belirgin patoloji göstermeyen ilk küretajdan sonra devam ediyorsa, histerektomiye
karar verirler (183) . Ancak söylenildi i gibi, bu nedenler aras nda, büyük oranda polip,
myom gibi benign olu umlar olabilir.
Ebstein ve arkada lar n n yapt
bir çal mada D/C ile poliplerinin % 58’si, atipik
hiperplazilerin % 60’ ve endometrium kanserlerin % 1’inde tan konulamam t r (12). Bir çok
çal maya göre, D/C nin bazen benign endometrial patolojileri ve bazen de endometrial
kanseri atlad
n
ve
vakalar n % 38-100’ünde uterin kavitedeki fokal lezyonlar n ya
tümünü yada bir k sm n geride b rakt
n göstermektedir (12,138). Yap lan çal malar
küretaj sonras endometrial poliplerin %10’unun geride b rak ld
n göstermektedir. Bunda
poliplerin lokalizasyonu, yap s , ve büyüklü ü rol oynamaktad r. Özellikle kornual
bölgelerdeki poliplerin küretaj ile daha fazla oranda atland
operatif histeroskopi olan kad nlar n %14’üne
tespit edilmi tir. Bouda ve ark. ,
kar l k D/C olan kad nlar n %46’s nda
polipin tekrar büyüdü ünü tespit etmi ler (181) .
Çal mam zda F/C’nin nispeten daha az oranda; % 9 oran nda endometrial polip ,
% 2
oran nda endometrial hiperplazi ve % 3 oran nda endometrial kanser kaç rd
görülmektedir . Hem polip , hem hiperplazi endometrium kanseri geli imi aç s ndan risk
faktör olu turmaktad r (18,156) .
Çal mam zdaki F/C sonras endometrial küretaj sonuçlar , histerektomi sonuçlar
ile kar la t r ld
nda : % 75 duyarl l k, % 55 özgüllük , 0,68 pozitif kestirim de eri, 0,63
negatif kestirim de eri, 1,65 pozitif likelihood oran LR(+) 0,46 negatif likelihood oran
LR(-) tespit edildi (p< 0,05 ). Bu F/C’nin endometrial patolojileri yakalamak aç s ndan
sensitivitesi yeterli ama spesifisitesi dü ük bir yöntem oldu unu göstermektedir.
Epstein ve Tabor ‘un yapt klar sonuçlar na göre D/C % 2-11 aras nda de i en
oran ndaki yalanc negatif de eriyle endometrial kanseri kaç rabilmektedir (12,34) . Betocchi
ve ark. 397 hastan n D/C sonuçlar n histerektomi sonuçlar ile kar la t rm lar ve D/C’nin %
62,5 oran nda intrauterin patolojileri kaç rd
n tespit etmi ler ve D/C’nin sensitivitesinin %
46, spesifisitesinin % 100 , pozitif kestirim de eri % 100 ve negatif kestirim de erinin % 7,1
oldu unu ve D/C nin tüm uterin patolojiler için yetersiz bir teknik oldu unu tespit etmi lerdir
(187) . Epstein ve ark. 105 postmenopozal kanamal hastada D/C ve histeroskopiyi birbiriyle
kar la t rm lar ve 5 mm’nin alt nda D/C ve histeroskopi sonuçlar n n % 94 oran nda ayn
oldu unu ancak 5 mm’nin üzerinde D/C’nin fokal lezyonlar tespit etmede ba ar s z oldu unu
tespit etmi lerdir (12).
Sayg l ve ark. 42 postmenopozal kanamal hastada D/C sonuçlar n histerektomi
sonuçlar ile kar la t rm
ve aralar nda positif korelasyon olu unu tespit etmi tir . Ancak
histerektomide kompleks atipili hiperplazi sonucu gelen hastalar n % 50’sinde D/C sonucu
kompleks atipisiz hiperplazi olarak tespit edilmi
ve endometrial kanserlerin 2/3’ünde D/C
sonucu kompleks atipili hiperplazi olarak tespit edilmi tir. Bundan dolay D/C de kompleks
atipili veya atipisiz hiperplazi varl
nda dikkatli olunmas gerekti ini vurgulam t r (188).
Bizim çal mam zda da Sayg l ve ark.’ n çal mas na benzer ekilde F/C ve histerektomi
sonras endometrial patolojileri aras nda iyi bir korelasyon oldu u ancak F/C ‘de özellikle
kompleks atipili hiperplazi varl
nda ,endometrial kanserin e lik edebilece i görülmektedir.
SONUÇ
Fraksiyone küretaj ile postmenopozal kanamal hastalarda, patolojik sonuçlar nda
en çok endometrial polip
(% 24,5) ve endometrial kanser (% 6,3)
;
asemptomatik
postmenopozal kal n endometriumlu hastalarda en çok endometrial polip (% 47,3 ) ve
endometrial hiperplazi (% 7) görülmü tür . Histerektomi yap lan postmenopozal kanamal 75
hastan n patolojik sonuçlar nda , en çok endometrial kanser (% 26,7) ve endometrial polip (%
21,3) ; asemptomatik kal n endometriumlu hastalardan histerektomi yap lan 25 hastada en
çok endometrial polip (% 52,0) ve endometrial kanser (% 8) görülmü tür.
Sonuçlar m z postmenopozal kanaman n en s k nedeninin benign endometrial
anormallikler oldu unu ve endometrium kal nl
artt
artt kça endometrial patoloji oran n n
n göstermektedir . Çal mam zdaki benign endometrial patoloji , endometrial hiperplazi
ve kanser
oranlar m z literatür ile uyumludur. PMK grubunda 5 mm’nin alt ndaki
endometrial kal nl kta endometrium kanserine rastlanmam t r ama endometrial polip ve
endometrial hiperplazilere rastlanm t r. Kanama olmadan asemptomatik kal n endometrium
(bizim çal mam zda 5 Q mm ) olan hastalarda F/C sonucunda en çok % 47,3 endometrial
polip olmak üzere, % 80 oran nda benign endometrial patolojilere rastlanm t r. Ama bu grup
hastada % 9,8 oran nda çe itli tipte endometrial hiperplazilere ve % 2,8 oran nda endometrial
kansere rastlanm t r. Bundan dolay
5 mm üzerindeki endometrial kal nl a sahip
asemptomatik postmenopozal hastalarda endometrial polip ve premalign lezyonlar n varl
ara t r lmal d r.
Endometrial patolojileri tespit etme aç s ndan fraksiyone küretaj n histerektomiye
göre duyarl l k %75, özgüllük %55, Pozitif kestirme de eri 0,68, Negatif kestirme de eri 0,63
, Pozitif likelihood oran 1.65 ve Negatif likelihood oran 0,46 (p<0,05) idi. Histerektomi
sonuçlar ile kar la t r ld
nda , fraksiyone küretaj s ras nda bir basit ve bir kompleks atipisiz
hiperplazi tespit edilememi tir ve F/C de tespit edilen 3 kompleks atipili hiperplazili hastada ,
histerektomide endometrial kanser tespit edilmi tir. Ayr ca F/C ‘nin 9 adet endometrial polipi
kaç rd
görülmü tür. Sonuçlar m z F/C’nin endometrial patolojileri yakalamak aç s ndan
sensitivitesi yeterli ancak spesifisitesi dü ük bir yötem oldu unu ve özellikle atipili hiperplazi
varl
nda tek biyopsi ile yetinilmemesi gerekti ini , beraberinde e lik edebilen endometrial
kanser aç s ndan dikkatli olunmas gerekti ini göstermektedir.
ÖZET
Amaç: Çal mam z n amac , 01.01.2004 - 31.02.2009 tarihleri aras nda i li
Etfal E itim ve Ara t rma Hastanesi 1. Kad n Hastal klar
ve Do um Klini inde
Postmenopozal Kanama ve /veya Postmenopozal Kal n Endometrium tan lar ile yapt
mz
Fraksiyone küretajlar n histopatolojik sonuçlar n n retrospektif olarak de erlendirmesini ve
bu hastalardan histerektomi geçirmi
olan kad nlar n histopatolojik sonuçlar
ile
kar la t rmas n yapmakt r.
Gereç ve Yöntem : 01.01.2004 - 31.02.2009 tarihleri aras nda i li Etfal E itim ve
Ara t rma Hastanesi 1. Kad n Hastal klar ve Do um Klini inde , postmenopozal kanamal
270 hasta ve kanamas olmadan , TVS ile ölçülen endometrial kal nl
edilen , postmenopozal
menopoz süre aral
yap lm
kal n endometriumlu
5mm ve üzeri tespit
72 hastan n ya aral
ve
ortalamas ;
ve ortalamas hesapland . Toplamda 342 hastaya transvajinal sonografi
olup endometrial kal nl klar n farkl aral klar aras ndaki da l m hesapland . 342
hastan n hepsine fraksiyone küretaj yap lm
da l m ayr
olup , serviks ve endometrium patolojilerin
ayr olarak hesapland . Fraksiyone küretaj sonras histopatoloji sonuçlar n n
endometrial kal nl klar na göre da l m hesapland . 100 hastaya histerektomi yap lm olup ,
histerektomi sonras , histopatoloji sonuçlar n da l m hesapland . Son olarak , endometrial
patolojileri
tespit
etme
aç s ndan
fraksiyone
küretaj n
histerektomiye
göre
duyarl l k,özgüllük,pozitif kestirme de eri ve negatif kestirme de eri hesapland .
Bulgular : Fraksiyone küretaj ile postmenopozal kanamal hastalar n, patolojik
sonuçlar aras nda en çok endometrial polip (%24,5) ve endometrial kanser (%6,3) görüldü.
F/C yap lan asemptomatik postmenopozal kal n endometriumlu hastalarda en çok görülen
patolojik sonuçlar endometrial polip (%47,3 ) ve endometrial hiperplazi (%7) idi . Kanama
olmadan asemptomatik kal n endometrium (bizim çal mam zda Q 5 mm ) olan hastalarda F/C
sonucunda
en çok
endometrial polip (% 47,3)
olmak üzere, % 80 oran nda benign
endometrial patolojilere rastlanm t r. Ancak bu grup hastalarda da % 9,8 oran nda çe itli tipte
endometrial hiperplazilere ve % 2,8 oran nda endometrial kansere rastlanm t r.
Histerektomi yap lan postmenopozal kanamal 75 hastan n patolojik sonuçlar nda
, en çok endometrial kanser (% 26,7) ve endometrial polip (% 21,3) görüldü. Asemptomatik
kal n endometriumlu hastalardan histerektomi yap lan 25 hastada en çok endometrial polip
(% 52,0) ve endometrial kanser (% 8) görüldü. Endometrial patolojileri tespit etme aç s ndan
F/C’nin histerektomiye göre duyarl l
% 75, özgüllü ü % 55, Pozitif kestirim de eri 0,68,
Negatif kestirim de eri 0,63 , Pozitif likelihood oran 1.65 ve Negatif likelihood oran 0,46
(p<0,05) idi. Histerektomi sonuçlar ile kar la t r ld
nda , fraksiyone küretaj s ras nda bir
basit ve bir kompleks atipisiz hiperplazi tespit edilememi tir ve F/C de tespit edilen 3
kompleks atipili hiperplazili hastada histerektomide endometrial kanser tespit edilmi tir.
Sonuç: Sonuçlar m z
postmenopozal kanaman n en s k
endometrial anormallikler oldu unu ve endometrium kal nl
oran n n artt
nedeninin
benign
artt kça endometrial patoloji
n göstermektedir . Çal mam zdaki benign endometrial patoloji , endometrial
hiperplazi ve kanser oranlar m z literatür ile uyumludur. PMK grubunda 5mm alt ndaki
endometrial kal nl kta endometrium kanserine rastlanmam t r ama endometrial polip ve
endometrial hiperplazilere rastlanm t r .
kal nl a sahip
lezyonlar n varl
Bundan dolay 5mm üzerindeki endometrial
asemptomatik postmenopozal hastalarda endometrial polip ve premalign
ara t r lmal d r. Postmenopozal hastalardaki endometrial patolojileri
yakalamak aç s ndan
F/C sensitivitesi yeterli , spesifisitesi dü ük bir yöntemdir . F/C
sonucunda özellikle atipili hiperplazi mevcut olan hastalarda beraberinde e lik edebilen
endometrium kanseri aç s ndan dikkatli olunmal d r.
KAYNAKLAR
1.WHO. Research on the menopause in the 1990s. Report of a WHO Scientific Group.Technical
Report Series no.866. 1996. Geneva:World Health Organisation.
2.Granberg S, Karlsson B, Wikland M, Gull B: Uterus ve Endometriyum Hastal klar n n Transvajinal
Sonografisi. In: Fleischer AC, Manning FA, Jeanty P, Romero R, (eds.) Obstetrik ve Jinekolojide
Sonografi, be inci bask , Ulusal T p Kitabevi, 2000, 851-868.
3.Kazadl-Buanga J, Jurado-Chacón M. Etiologic study of 257 cases of endo-uterin hemorrhage by
uterine curettage. Rev Fr Gynecol Obstet 1994; 89:129.
4. Hacker FN. Uterine cancer. Berek SJ, Hacker FN, ed. Practical Gynecologic Oncology'de, 2. baski,
Williams ve Wilkins, Baltimor, 1994: 285-326
5. Rodger FE, Walker J, Critchley HOD: Investigating the woman with postmenopausal bleeding.
Trends In UGSH, 2005; 10:1-4 .
6. Greenlee RT, Murray T, Bolden S,Wingo PA. Cancer statistics 2000. CA Cancer J Clin 2000;50:7
33.
7. Merril JA. Management of postmenopausal bleeding. Clin Obstet Gynecol 1981;24:285–8.
8. Giuisa-Chiferi MG, Gonçalves WJ ,et al ;Transvaginal Ultrasound ,Uterine biopsy and
Hysteroscopy for postmenopausal bleeding .<nt J Gynaecol Obstet 1996;55:39-44.
9. Dublnsky TJ, Parvey R, Gormaz G, Curtis M, Maklad N. Transvaginal hysterosonography:
Comparison with biopsy In the evaluation of post menopausal bleeding. J Ultrasound Med 1995;
14:887.
10. The Writing Group for the Postmenopausal Estrojen /Progestin <nterventions (PEPI)
<nvestigators .Risks and benefits of Estrojen plus Progestin in healthy postmenopausal women
.Principal results from the Womens Health <nitiative randomized controlled trial . JAMA 2002
;288:321-333.
11. Epstein E,Ramirez A ,Skoog L,Valentin L.Transvaginal Sonography ,Saline Contrast Sonography
And Hysteroscopy for intervention of women with postmenopausal bleeding and endometrium
>5mm.Ultrasound Obstet Gynecol 2001;18:157-162.
12. Epstein E,Ramirez A ,Skoog L,Valentin L.Dilatation and Curettage fails to detect most focal
lesions in the uterine cavity in women with postmenopausal bleeding.Acta Obstet Gynecol Scan
2001;80:1131-1136.
13. Loverro G ,Bettocchi S,Cormio G, Nicolardi V, Greco P,Vimercati A Selvaggi L.Transvaginal
Sonography and Hysteroscopy in postmenopausal uterine bleeding .Maturitas 1999;33;139-144.
14. Ferrazi E ,Torri V,Trio D,Zannoni E,Filiberto S,Dordoni D. Sonographic endometrial thickness:A
useful test to predict atrophy in patients with postmenopausal bleeding. An <talian multicenter
study.Ultrasound in Obstetrics and Gynecology 1996; 7;315-321.
15. Lidor A ,<smajovich B, Confino E , Avid MP. Histopathological findings in 226 women with postmenopausal uterine bleeding.Acta Obstetrica Gynecologica Scandinavica 1986; 65;41-43.
16.Nagele F,O’Connor H, Basket TF, Davies A , Mohammed H , Magos AL.1996 . Hysteroscopy in
women with abnormal uterine bleeding on hormone replacement therapy;A comparision with
postmenopausal bleeding.Fertility and Sterility 65;1145-1150.
17.Curtis RE,Boice JD,Shriner DA,Hankey BF, Fraumeni JF JR.1996. Second cancers after adjuvant
tamoxifen therapy for breast cancer.Journal of the National Cancer <nstitute 88:832-834.
18.Kurman RJ,Kaminski PF, Norris HJ. The behaviour of untreated hyperplasia:a long term study of
‘untreated’ hyperplasia in 170 patients.Cancer 1985;56;403-12
19.<nternational Federation Of Gynaecology And Obstetrics in:Pettersson F ,editor.Annual report on
the results of treatment in gynaecologic cancer ,vol .20. Stockholm:Panorama Pres ,1988:75-109
20.Gimpelson RJ ,Rappold HO. A comparative study between panoramic hysteroscopy with directed
biopsies and dilatation and curettage : a review of 276 cases. Am J Obstet Gynecol 1988 ;158:489492.
21.Koonings P , Mayer D , Grimes D. A randomised clinical trial comparing Pipelle and Tis -UTrap for endometrial biopsy.Obstet Gynecol 1990 ;75;293-295.
22 .Disaia P, Creasman W. Clinical Gynecologic Oncology (6th edn). Mosby-Year Book: St Louis,
MO: 2002
23.Goldstein RB, Bree RL, Benson CB, Benacerraf BR, Bloss JD, Carlos R, Fleischer AC, Goldstein
SR, Hunt RB, Kurman RJ, Kurtz AB, Laing FC, Parsons AK, Smith-Bindman R, Walker J. Evaluation
of the woman with postmenopausal bleeding: Society of Radiologists in Ultrasound-Sponsored
Consensus Conference statement. J Ultrasound Med 2001; 20: 1025-1036
24.Tabor A, Watt H, Wald N. Endometrial thickness as a test for endometrial cancer in women with
postmenopausal vaginal bleeding. Obstet Gynecol 2002; 99: 663-670.
25. Smith-Bindman R, Kerlikowske K, Feldstein VA, Subak L, Scheidler J, Segal M, Brand R, Grady
D. Endovaginal ultrasound to exclude endometrial cancer and other endometrial abnormalities. JAMA
1998; 280: 1510-1517.
26. Feldman S, Berkowitz R, Tosteson A. Cost-effectiveness of strategies to evaluate postmenopausal
bleeding. Obstet Gynecol 1993; 81: 968-975.
27. Kökden A , <lter E ,Karalök H ,Tüfekçi C ,Temelli F .Anormal Uterin kanamal kad nlar n
de erlendirilmesinde ,transvaginal ultrason ,sonohisterografi ve endometrial biyopsinin
kar la t r lmas .TJOD Dergisi 2005 ;4:327-331.
28. Parsons AK ,Lense
JJ .Sonohysterography for endometrial abnormalities, Preliminary
results.J.Clin Ultrasound 1993;21:87-95.
29. Granberg S Wikland M Karlsson B Norstrom A , Friberg LG.Endometrial thickness as measured
by endovaginal ultrasonography for identifying endometrial abnormality.Am J Obstet Gynecol
1991;164:47-52.
30. Dikhuizen FPHLJ , Brölmann HAM ,Potters AE,Bongers MY,Heintz APM .The accuracy of
transvaginal ultrasonography in the diagnosis of endometrial abnormalities. Obstet gynecol
1996;87;345-9.
31 .Love CD, Muir BB, Scrimgeour JB, Leonard RC, Dillon P, Dixon JM. Investigation of
endometrial abnormalities in asymptomatic women treated with tamoxifen and an evaluation of the
role of endometrial screening. J Clin Oncol 1999; 17: 2050-2054
32.Fleischer AC , Wheeler JE , Yeh <T , Kravitz B , Jensen C , Macdonald B . Sonographic
assessment of the endometriyum in osteopenic postmenopausal women treated with idoxifene.J
Ultrasound Med 1999;18:503-512.
33. Smith-Bindman R , Kerlikowske K, Feldstein VA , Subak L , Scheidler J, Segal M, brand R ,
Grady d Endovaginal ultrasound to exclude endometrial cancer and other endometrial abnormalities.,
JAMA. 1998;280:1510-1517.
34. Tabor A, Watt HC, Wald NJ.Endometrial thickness as a test for endometrial cancer in women with
postmenopausal vaginal bleeding..Obstet Gynecol. 2002 Apr;99(4):663-70.
35.Hofmeister F.Endometrial biopsy : another look. AM J Obstet Gynecol 1974;118:773-776.
36.SEER Surveillance , Epidemiology and End Results Program . National <nstitute of Health ,
National Cancer <nstitute ; Bethesda ,MD,2000.
37. Silverberg E, Boring CC, Squires BA: Cancer statistics 1990. CA 1990;90:40.
38. Gusberg SB: Diagnosis and principles of treatment of cancer of the endometrium. In: Gusberg SB,
Shingleton HM, Deppe G, eds. Female genital cancer. New York: Churchill 337, 1988.
39.Lurain JR: Uterus Kanseri. In: Berek JS, (ed.) Novak Jinekoloji, Onüçüncü bask , Nobel T p
Kitabevleri, <stanbul, 2004, 1143-1197.
40.Güner H: Endometrium Kanseri. Jinekolojik Onkoloji, ikinci bask , Hatibo lu Yay nevi, Ankara,
1995, 121-143.
41.Butler WJ: Normal and Abnormal Uterine Bleeding. In: Rock JA, Jones HW 3rd, (eds.) Te Linde’s
Operative Gynecology, ninth edition, Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, 2003, 457-481.
42. Gredmark T,Kvint S , Havel G,Mattsson LA.1995.Histopathological findings in women with
postmeopausal bleeding.British Journal of Obstetrics and Gynaecology 102;133-136.
43. Karlsson B, Granberg S, Wikland M, et al. Transvaginal ultrasonography of the endometrium in
women with postmenopausal bleeding: a Nordic multi-center study. Am J Obstet Gynecol, 1995;
172: 1488-1494
44. Lee WH, Tan KH, Lee YW: The aetiology of postmenopausal bleeding- a study of 163
consecutive cases in Singapore. Singapore Med J, 1995; 36: 164-168.
45. Disaia PJ, Creasman WT: Adenocarcinoma of the uterus. Clinical Gynecologic Oncology, third
edition, The CV Mosby Company, Missouri, 1989, 161-197.
46. Goodman A: Premalignant & Malignant Disorders of the Uterine corpus. In: DeCherney AH,
Pernoll ML, (eds.) Current Obstetric & Gynecologic Diagnosis & Treatment, eighth edition, Appleton
& Lange, Norwalk, 1994, 937-953
47. Karim BO, Burroughs FH, Rosenthal DL, et al: Endometrial-type cells in cervicovaginal smears:
clinical significance and cytopathologic correlates. Diagn Cytopathol, 2002; 26: 123-127
48.Ashfaq R, Sharma S, Dulley T, et al: Clinical relevance of benign endometrial cells in
postmenopausal women. Diagn Cytopathol, , 2001; 25: 235-238
49 .Nguyen TN, Bourdeau JL, Ferenczy A, et al: Clinical significance of histiocytes in the detection of
endometrial adenocarcinoma and hyperplasia. Diagn Cytopathol, 1998; 19: 89-93
50. Epstein E, Jamei B, Lindqvist PG.High risk of cervical pathology among women with
postmenopausal bleeding and endometrium <or=4.4 mm: long-term follow-up results. Acta Obstet
Gynecol Scand. 2006; 85(11):1368-74.
51. Parker SL, Tong T, Bolden S, Wingo PA: Cancer statistics, 1996. CA Cancer J Clin 1996; 46:528.
52. Cacciatore, B., Ramsay, T., Lehtovirta, P. And Ylöstalo, P.:Transvaginal sonography and
hysteroscopy in postmenopausal bleeding. Acta Obstet Gynecol Scand. 1994; 73:413-416
53. Foy R,Warner P:About time :Diagnostic guidelines that help clinicians .Qual Saf Health Care
;2003;3:205-9
54. Hall DA, Yoder IC: Ultrasound Evaluation of the Uterus. In: Callen PW, (ed.) Ultrasonography in
Obstetrics and Gynecology, 3rd edition, WB Saunders, USA, 1997, 673-705.
55. Osmers R, Volksen M, Schauer A. Vaginosonography for early detection of endometrial
carcinoma? Lancet 1990;335:1569-71.
56. Garuti G, Sambruni I, Cellani F, et al: Hysteroscopy and transvaginal ultrasonography in
postmenopausal women with uterine bleeding. Int J Gynaecol Obstet, 1999; 65: 25-33
57. Gupta JK, Chien PF, Voit D et al. Ultrasonographic endometrial thickness for diagnosing
endometrial pathology in women with postmenopausal bleeding: a meta-analysis. Acta Obstetricia et
Gynecologica Scandinavica 2002; 81: 799–816.
58. Gull B, Karlsson B, Milsom I, Granberg S. Can ultrasound replace dilation and curettage? A
longitudinal evaluation of postmenopausal bleeding and transvaginal sonographic measurement of the
endometrium as predictors of endometrial cancer. Am J Obstet Gynecol. 2003 Feb;188(2):401-8.
59. Epstein E, Skoog L, Valentin L: Comparison of Endorette and dilatation and curettage for
sampling of the endometrium in women with postmenopausal bleeding. Acta Obstet Gynecol Scand,
2001; 80: 959-964
60. Sheth S, Hamper UM, Kurman RJ: Thickened endometrium in the postmenopausal women.
Sonographic- pathologic correlation. Radiology, 1993 ; 187: 135- 139
61. Carlson J. A.,Jr. Arger P., Thompson S., et al: Clinical and patholojic correlation of endometriyal
cavity fluid detected by ultrasound in the postmenopausal patient. Obstet Gynecol . 1991; 77:119
62. Goldstein S., MD: Postmenopausal endometriyal fluid collections revisited: Look at the doughnut
rather than the hole. Obstet Gynecol 1994; 83:738-740
63 .Epstein E, Valentin L.Rebleeding and endometrial growth in women with postmenopausal
bleeding and endometrial thickness < 5 mm managed by dilatation and curettage or ultrasound followup: a randomized controlled study. Ultrasound Obstet Gynecol. 2001 Nov;18(5):499-504.
64. Whitaker GK, Lee RB, Benson WL: Carsinoma of the endometrium in young women. Milit Med
1986;151:25.
65. Sheikh M, Sawhney S, Khurana A, Al-Yatama M. Alteration of sonographic texture of the
endometrium in post-menopausal bleeding. A guide to further management.Acta Obstet Gynecol
Scand. 2000 Nov;79(11):1006-10.
66 . Weber G, Merz E, Bahlmann F, Rosch B. Evaluation of different transvaginal sonographic
diagnostic parameters in women with postmenopausal bleeding. Ultrasound Obstet Gynecol. 1998
Oct;12(4):265-70.
67. Randelzhofer B, Prompeler HJ, Sauerbrei W, Madjar H, Emons G. Value of sonomorphological
criteria of the endometrium in women with postmenopausal bleeding: a multivariate
analysis.Ultrasound Obstet Gynecol. 2002 Jan;19(1):62-8
68. Fleicher AC, Cullinan JA, Jones HW 3rd, et al: Endometriyal hastal klar n transvajinal sonografisi.
In: Fleischer AC, Manning FA, Jeanty P, Romero R, (eds.) Obstetrik ve Jinekolojide Sonografi,
be inci bask , Ulusal T p Kitabevi, 2000, 869- 885.
69. Botsis D, Kassanos D, Pyrgiotis E, Zourlas PA. Vaginal sonography of the endometrium in
postmenopausal women. Clin Exp Obstet Gynecol 1992;19:189-92.
70. Conoscenti G, Meir YJ, Fischer-Tamaro L, et al. Endometrial assessment by transvaginal
sonography and histological findings after D & C in women with postmenopausal bleeding.
Ultrasound Obstet Gynecol 1995;6:108-15.
71.Hata K., Hata T., Manage A., et al.: New pelvic sonoangiography for detection of endometriyal
carcinoma: A preliminary report. Gynecol Oncol ,1992; 45:179-184.
72. Timmerman D, Verguts J, Konstantinovic ML et al. The pedicle artery sign based on sonography
with color Doppler imaging can replace second-stage tests in women with abnormal vaginal bleeding.
Ultrasound in Obstetrics and Gynecology 2003; 22: 166–171.
73.Flam F, Almstorn H, Hellstrom AC, et al: Value of uterine artery Doppler in endometrial cancer.
Acta Oncol, 34: , 1995 ; 779-782.
74.Wilailak S, Jirapinyo M, Theppisai U: Transvaginal Doppler sonography: is there a role for this
modality in the evaluation of women with postmenopausal bleeding? Maturitas, 2005; 50: 111-116.
75. Dymling SO, Persson HW & Hertz CH. Measurement of blood perfusion in tissue using Doppler
ultrasound. Ultrasound in Medicine and Biology 1991; 17: 433–444.
76. Rubin JM, Bude RO, Carson PL et al. Power Doppler US: a potentially useful alternative to mean
frequency-based color Doppler US. Radiology 1994; 190: 853–856.
77.Amit A, Weiner Z, Ganem N, et al: The diagnostic value of Power Doppler measurements in the
endometrium of women with postmenopausal vaginal bleeding. Gynecol Oncol, 2000; 77: 243-247.
78. Jurkovic D. Three-dimensional ultrasound in gynecology: a critical evaluation. Ultrasound in
Obstetrics and Gynecology 2002; 19: 109–117.
79. Gruboeck K, Jurkovic D, Lawton F et al. The diagnostic value of endometrial thickness and
volume measurements by three-dimensional ultrasound in patients with postmenopausal bleeding.
Ultrasound in Obstetrics and Gynecology 1996; 8: 272–276
80. Alcazar JL, Galvan R Three-dimensional power Doppler ultrasound scanning for the prediction of
endometrial cancer in women with postmenopausal bleeding and thickened endometrium. .Am J
Obstet Gynecol. 2009 Jan;200(1):44.e1-6. Epub 2008 Oct 30.
81 .Yaman C, Habelsberger A, Tews G, Pölz W, Ebner T. The role of three-dimensional volume
measurement in diagnosing endometrial cancer in patients with postmenopausal bleeding.Gynecol
Oncol. 2008 Sep;110(3):390-5. Epub 2008 Jun 24.
82. Bonilla-Musoles F, Raga F, Osborne NG et al. Three-dimensional hysterosonography for the study
of
endometrial
tumors:
comparison
with
conventional
transvaginal
sonography,
hysterosalpingography, and hysteroscopy. Gynecologic Oncology 1997; 65: 245–252.
83. Ayida G, Kennedy S, Barlow D & Chamberlain P. Contrast sonography for uterine cavity
assessment: a comparison of conventional two-dimensional with three-dimensional transvaginal
ultrasound; a pilot study. Fertility and Sterility 1996; 66: 848–850.
84. Bourne TH, Campbell S, Steer CVet al. Detection of endometrial cancer by transvaginal
ultrasonography with color flow imaging and blood flow analysis: a preliminary report. Gynecologic
Oncology 1991; 40: 253–259.
85. Chan FY, Chau MT, Pun TC et al. Limitations of transvaginal sonography and color Doppler
imaging in the differentiation of endometrial carcinoma from benign lesions. Journal of Ultrasound in
Medicine 1994; 13: 623–628.
86. Sladkevicius P, Valentin L & Marsal K. Endometrial thickness and Doppler velocimetry of the
uterine arteries as discriminators of endometrial status in women with postmenopausal bleeding: a
comparative study. American Journal of Obstetrics and Gynecology 1994; 171: 722–728.
87. Epstein E, Skoog L, Isberg PE et al. An algorithm including results of gray-scale and power
Doppler ultrasound examination to predict endometrial malignancy in women with postmenopausal
bleeding. Ultrasound in Obstetrics and Gynecology 2002; 20: 370–376.
88. Szpurek D, Sajdak S, Moszynski R & Roszak A. Estimation of neovascularisation in hyperplasia
and carcinoma of endometrium using a ‘power’ angio-Doppler technique. European Journal of
Gynaecological Oncology 2000; 21: 405–407.
89. Nannini R, Chelo E, Branconi F, Tantini C, Scarselli GF: Dynamic echohysteroscopy: a new
diagnostic technique in the study of female infertility. Acta Eur Fertil, 1981; 12(2):165-171.
90. Richman TS, Viscomi GN, deCherney A, et al.: Fallopian tubal patency assessed by ultrasound
following fluid injection. Radiology, 1984; 152:507-510.
91. Randolph JR, Ying YK, Maier DB, et al.: Comparison of realtime ultrasonography,
hysterosalpingography and laparoscopy/hysterescopy in the evaluation of uterin abnormalities and
tubal patency. Fertil Steril, 1986; 46; 828-832.
92 . Van Roessel J, Wamsteker K, Exalto N: Sonographic investigation of the uterus during artificial
uterin cavity distention. J Clin Ultrasound, 1987; 15; 439-450.
93. Widrich T, Bradley LD, Mitchinson AR & Collins RL. Comparison of saline infusion sonography
with Office hysteroscopy for the evaluation of the endometrium. American Journal of Obstetrics and
Gynecology 1996; 174: 1327–1334.
94. Timmerman D, Deprest J, Bourne T et al. A randomized trial on the use of ultrasonography or
Office hysteroscopy for endometrial assessment in postmenopausal patients with breast cancer who
were treated with tamoxifen. American Journal of Obstetrics and Gynecology 1998; 179: 62–70.
95. Bernard JP, Lecuru F, Darles C, et al: Saline contrast sonohysterography as firstline investigation
for women with uterine bleeding. Ultrasound Obstet Gynecol, 1997; 10: 121-125.
96. Guven MA, Bese T, Demirkiran F: Comparison of hydrosonography and transvaginal
ultrasonography in the detection of intracavitary pathologies in women with abnormal uterine
bleeding. Int J Gynecol Cancer, 2004; 14: 57-63.
97. Mihm LM ,Quick VA , Brumfeld JA et al : The accuracy of endometrial biopsy and saline
sonohysterography in the determination of cause of abnormal bleeding.Am J Obstet Gynecol
;2002;186(5):858-60.
98. Gallup DG, Stock RJ: Adenocarcinoma of the endometrium in women 40 years of age or younger.
Obstet Gynecol 1984; 64:417.
99. Candiani GB, Mangioni C, Narzi MM. Surgery in endometrium cancer: age, route and operability
rate in 854 stage 1 and 2 fresk consencutive cases: 1955-1976. Gynecol Oncol, 1978; 6:363-72.
100. Cowan BD, Morrison JC. Management of abnormal genital bleeding in girls and women. N Eng
J Med 1991; 324:1710-15.
101. Bokhman JV. Two pathogenic types of endometrial karsinoma. Gynecol Oncol, 1983; 15:10-7.
102. Gordon J. Estrogen and endomerium carcinoma: independent pathology review supporting
original risk estimate N Engl J Med 1977; 297:570-1.
103. Zerbe MJ, Zhang J, Bristow RE et al. Retrograde seeding of malignant cells during hysteroscopy
in presumed early endometrial cancer. Gynecologic Oncology 2000; 79: 55–58
104. Obermair A, Geramou M, Gucer F et al. Does hysteroscopy facilitate tumor cell dissemination?
Incidence of peritoneal cytology from patients with early stage endometrial carcinoma following
dilatation and curettage (D and C) versus hysteroscopy and D and C. Cancer 2000; 88: 139–143.
105. Obermair A, Geramou M, Tripcony L et al. Peritoneal cytology: impact on disease-free survival
in clinical stage I endometrioid adenocarcinoma of the uterus. Cancer Letters 2001; 164: 105–110.
106. Selvaggi L, Cormio G, Ceci O et al. Hysteroscopy does not increase the risk of microscopic
extrauterine spread in endometrial carcinoma. International Journal of Gynecologic Cancer 2003; 13:
223–227.
107. Lurain JR, Rice BL, Rademaker AWet al. Prognostic factors associated with recurrence in
clinical stage I adenocarcinoma of the endometrium. Obstetrics and Gynecology 1991; 78: 63–69.
108. Kedar RP, Bourne TH, Powles TJ et al. Effects of tamoxifen on uterus and ovaries of
postmenopausal women in a randomised breast cancer prevention trial. Lancet 1994; 343: 1318–1321.
109. Milojkovic M, Sijanovic S Assesment of reliability endometrial brush cytology in detection
etiology of late postmenopausal bleedings. Arch Gynecl Obstet. May; 2004;269 (4):259-6234
110. Wu HH, Casto BD, Elsheikh TM .Endometrial brush biopsy. An accurate outpatient
method of detecting endometrial malignancy. J Reorod Med. Jan;2003 ; 48(1):41-5.
111. Klemi P, Alanen KA, Salmi T . Detection of malignancy in endometrium by brush sampling 1042
symptomatic patients. Int J Gynecol Canser. May; 1995; 5(3):222-225.
112. Mahboubi E, Eyler N, Wynder EL. Epidemiology of cancer of endometrium. Clin Obstet
Gynecol 1982; 302:729-31.
113. Lawrence C. Smoking, body weight and early stage endometrial cancer. Cancer 1987; 59:1665-9
114.Van Trotsenburg M, Wieser F , Nagele F: Diagnostic hysteroscopy fort the investigation of
abnormal uterine bleeding in pre- menopausal patients.Contrib Gynecol Obstet;2000;20:21-6.
115.Machado F, Moreno j , Carazo M , et al : Accuracy of endometrial biopsy with the cornier pipelle
for diagnosis of endometrial cancer and atypical hyperplasia.Eur.J. Gynaecol Oncol;2003;24(34):279-81.
116. Lauritzen C. Estrogens and endometrial cancer: a point of view. Clin Obstet Gynecol 1977;
4:145-67.
117. McDonald TW, Malkasian GD, Gaffey TA. Endometrial cancer associated with feminizing
ovarian tumors and polycistic ovarian disease. Obstet Gynecol. 1977; 94:654-56.
118. Gusberg SB,Kadron P. Proliferative endometrial response to thecal granulosa cell tumors Am J
Obstet Gynecol 1971; 3:633-43.
119. Levi F, Franeschi S, Negri E, La Vecchia C. Dietary factors and the risk of endometrial cancer.
Cancer.1993; 71:3575-81.
120.John A. Rock, John D. Thmpson: Malignant tumors of the uterin corpus, cause and risk factors.
Sydromes of increased endogenous estrogen stimulation, other factors. TeLinde’s Operative Gynecol
8th ed. 1999; 50:1504-1506.
121 .Tanr verdi HA, Barut A, Gun BD, ve ark (Epub 2004 Jun). Is pipelle biopsy really adequate for
diagnosing endometrial disease? Med Sci Monit. 2004 Jun;10(6):CR271-4
122.Epstein E, Skoog L, Valentin L Comparison of Endorette and dilatation and curettage for
sampling of the endometrium in women with postmenopausal bleeding. Acta Obstet Gynecol Scand.
2001 Oct;80(10):959-64.
123.Weiss RM . The management of abnormal uterine bleeding. Hosp Pract. 1992; 27:55- 78.
124. Dikhuizen FP ,Mol BW ,Broelmann HA , Heintz AP . The accuracy of endometrial sampling
in the diagnosis of patients with endometrial carcinoma and hyperplasia . Cancer 2000;89;1765-72
125. Rozenberg S , auvertin S , Ham H . A survey of physicians attitudes towards women with
postmenopausal bleeding . Maturitas 2001;39:189-93.
126 . Grimes D . Dilatation and curettage.A reappraisal. Am reappraisal. Am J Obstet Gynecol.
1982 ;142:1-6
127. Larson DM, Johnson KK, Broste SK, et. al . Comparison of D&C and Office endometrial
biopsy in predicting final histopathologic grade in endometrial cancer. Obstet Gynecol; 1995; 86-38
128. Farrell T, Jones N, Owen P, et al: The significance of an ‘insufficient’ Pipelle sample in the
investigation of post-menopausal bleeding. Acta Obstet Gynecol Scand, 1999; 78: 810-812
129. Creasman WT: Malignant Tumors of the Uterine Corpus. In: Rock JA, Jones HW III, (eds.) Te
Linde’s Operative Gynecology, ninth edition, Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, 2003,
1445-1486.
130.Goodman A: Premalignant & Malignant Disorders of the Uterine corpus. In: DeCherney AH,
Pernoll ML, (eds.) Current Obstetric & Gynecologic Diagnosis & Treatment, eighth edition, Appleton
& Lange, Norwalk, 1994; 937-953.
131 .Hacker NF: Uterine Cancer. In: Berek JS, Hacker NF, (eds.) Practical Gynecologic Oncology,
first edition, Williams & Wilkins, Baltimore, 1989; 285-326.
132. Hunter RE, Reuter K, Kopin E . Use of ultrasonography in the difficult postmenopausal
dilatation and curetage. Obstet Gynecol May; 1989 ; 73(5Pt 1):813-6
133.Twu NF, Chen SS: Five-year follow-up of patients with recurrent postmenopausal bleeding. Chin
Med J, 2000 ;63: 628-633.
134.Stock RJ, Kanbour A. Prehysterectomy curettage. Obstet Gynecol 1975; 45:537.
135. Brooks PG, Serden SP. Hysteroscopic findings after unsuccessful dilatation and curettage for
abnormal uterine bleeding. Am J Obstet Gynecol 1988;158(6 Pt 1):1354–7.
136 Weigel M, Schmitt W, Lieder HJ, Inthraphuvasak J:. The value of various parameters for
ultrasound assessment of the postmenopausal endometrium with reference to benign and malignant
neoplasms. Geburtshilfe Frauenheilkd 1990;50(11):870–6.
137 . Merce LT, Alcazar JL, Engels V, Troyano J, Bau S, Bajo JM. Endometrial volume and
vascularity measurements by transvaginal three-dimensional ultrasonography and power Doppler
angiography in stimulated and tumoral endometria: intraobserver reproducibility. Gynecol Oncol
2006;100(3): 544–50.
138. Bettocchi S, Ceci O, Vicino M et al. Diagnostic inadequacy of dilatation and curettage. Fertility
and Sterility 2001; 75: 803–805.
139. Papuççu R: Diagnostik ve operatif Histeroskopi 1. bask Atlas Kitapç l k, Ankara, 2002.
140.Van Trotsenburg M, Wieser F , Nagele F: Diagnostic hysteroscopy fort the investigation of
abnormal uterine bleeding in pre- menopausal patients.Contrib Gynecol Obstet;2000;20:21-6.
141.Litta P, Merlin F, Saccardi C, et al : Role of hysteroscopy with endometrial biopsy to rule out
endometrial cancer in postmenopausal women with abnormal uterine bleeding. Maturitas, 2005 ;
50:117-123.
142.Symonds I: Ultrasound, hysteroscopy and endometrial biopsy in the investigation of endometrial
cancer. Reviews in Gynaecological Practice, 2003; 3: 11-15.
143.Clark TJ, Voit D, Gupta JK, et al: Accuracy of hysteroscopy in the diagnosis of
endometrial cancer and hyperplasia: a systematic quantitative review. JAMA, 2002; 288: 1610-1621.
144.Schmidt T, Breidenbach M, Nawroth F, Mallmann P, Beyer IM, Fleisch MC, Rein
DT.Hysteroscopy for asymptomatic postmenopausal women with sonographically thickened
endometrium. Maturitas. 2009 Feb 20;62(2):176-8. Epub 2009 Jan 3.
145. Ferenczy A: Management of the patients with an abnormal pap smeae in Balon SC editor:
Gynecologic oncology controversies in camcer treatment: Boston, 1981; GK Hall, p141.
146. Hamou,Jacques E.: Indications and containdications and risks. Hysteroscopy and
microcolpohysteroscopy: Text and Atlas, Appleton& Lange. 1991; pp 43-54.
147. Loffer, F.D.: Contraidications and complications of hysteroscopy. Obstet Gynecol Clin Nort Am.
1995; 22:445-455.
148. Salat-Baroux J., Hamou J.E., Maillard G., et. Al.:Complications from microhysteroscopy. In
Siegler A.M., Lindemann, J.:Hysteroscopy: Principles and practice. Philedelphia, J.B.,Lippincott,
1984 ; p 112-7.
149.Angioni S, Loddo A, Milano F, Piras B, Minerba L, Melis GB.Detection of benign intracavitary
lesions in postmenopausal women with abnormal uterine bleeding: a prospective comparative study on
outpatient hysteroscopy and blind biopsy. J Minim Invasive Gynecol. 2008 Jan-Feb;15(1):87-91.
150.Fay TN ,Khanem N,Hosking D : Out-Patient hysteroscopy in asymptomatic postmenopausal
women .Climacteric;1992;2(4):263-7.
151. Rogerson L, Jones S: The investigation of women with postmenopausal bleeding. Personal
Assessment in Continuing Education (PACE review), 1998; 7
152.Van Doorn HC, Opmeer BC, Burger CW, Duk MJ, Kooi GS, Mol BW; Inadequate office
endometrial sample requires further evaluation in women with postmenopausal bleeding and abnormal
ultrasound results. Dutch Study in Postmenopausal Bleeding (DUPOMEB). Int J Gynaecol Obstet.
2007 Nov;99(2):100-4. Epub 2007 Sep 24.
153. Lurain JR; Uterine Cancer ;in Berek jJS,Adashi EY,Hillard PA (eds);Novak’s Gynecology,ed
12.Baltimore,Williams &Wilkins,1996; pp 1057-1110.
154 .Atasü T, ahmay S: Uterusun malign hastal klar . Jinekoloji, ikinci bask , Nobel t p kitabevleri,
<stanbul, 2001; 299-322.
155 .Anastasiadis PG, Koutlaki NG, Skaphida PG, Galazios GC, Tsikouras PN, Liberis VA.
Endometrial polyps: prevalence, detection, and malignant potential in women with abnormal uterine
bleeding. Eur J Gynaecol Oncol. 2000; 21(2):180-3.
156. Pettersson B, Adami H-O, Lindren A, et al. Endometriyal polyps and hyperplasia as risk factors
for endometriyal carcinoma. Acta Obstet Gynecol Scand.1985; 64:653-659.
157. Goldstein SR, Monteagudo A, Popiolek D, et al: Evaluation of endometrial polyps. Am J Obstet
Gynecol, 2002; 186: 669-674.
158. Bakour SH, Khan KS, Gupta JK: The risk of premalignant and malignant pathology in
endometrial polyps. Acta Obstet Gynecol Scand, 2000; 79: 317-320.
159. Savalli L, De Iaco P, Santini D, et al: Histopathologic features and risk factors for benignity,
hyperplasia, and cancer in endometrial polyps. Am J Obstet Gynecol, 2003; 188: 927-931.
169. De Waay DJ, Syrop CH, Nygaard IE, et al: Natural history of uterine polyps and leiomyomata.
Obstet Gynecol, 2002; 100: 3-7
161.Cravello L, Stolla V, Bretelle F, et al: Hysteroscopic resection of endometrial polyps: a study of
195 cases. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol, , 2000; 93: 131-134.
162.Varner RE, Sparks JM, Cameron CD, et al: Transvaginal sonography of the endometrium in
postmenopausal women. Obstet Gynecol, 1991; 78: 195-199
163. Munro MG, Brill AI: Jinekolojik Endoskopi. In: Berek JS, (ed.) Novak Jinekoloji, Onüçüncü
bask , Nobel T p Kitabevleri, <stanbul, 2004, 745.
164. Reslova T, Tosner J, Resl M, et al: Endometrial polyps. A clinical study of 245 cases. Arch
Gynecol Obstet, 262: 1999; 133-139
165. Domingues AP, Lopes H, Dias I, De Oliveira CF.Endometrial polyps in postmenopausal women.
Acta Obstet Gynecol Scand. 2009;88(5):618-20.
166. Hammond R, Johnson J: Endometrial hyperplasia. Curr Obstet Gynaecol, 2004; 14: 99- 103.
167. Montgomery BE, Daum GS, Dunton CJ: Endometrial hyperplasia: a review. Obstet Gynecol
Surv, 2004; 59: 368-378.
168. Gredmark T, Kvint S, Havel G, et al: Adipose tissue distribution in postmenopausal women with
adenomatous hyperplasia of the endometrium. Gynecol Oncol, 1999; 72: 138-142.
169.Horn LC, Schnurrbusch U, Bilek K, et al: Risk of progression in complex and atypical
endometrial hyperplasia: clinicopathologic analysis in cases with and without progestogen treatment.
Int J Gynecol Cancer,2004; 14: 348-353.
170 .Scott JR, Disaia PJ, Hammond CB, Spellacy WN: ‘Corpus Uteri’nin kötü huylu lezyonlar .
Danforth Obstetrik ve Jinekoloji, yedinci bask , Yüce Reklam/Yay m/Da t m/A. ., <stanbul, 1997,
941-955.
171. Agorastos T, Vaitsi V, Pantazis K, et al: Aromatase inhibitor anastrozole for treating endometrial
hyperplasia in obese postmenopausal women. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol, 2005; 118: 239-240.
172. Rattanachaiyanont M, Angsuwathana S, Techatrisak K, et al: Clinical and pathological responses
of progestin therapy for non-atypical endometrial hyperplasia: A prospective study. J Obstet Gynaecol
Res, 2005; 31: 98-106.
173. Jarvela IY, Santala M: Treatment of Non-Atypic Endometrial Hyperplasia Using Thermal Ballon
Endometrial Ablation Therapy. Gynecol Obstet Invest, 2005; 59: 202-206.
174.Karamürsel BS, Güven S, Tulunay G, et al: Which surgical procedure for patients with atypical
endometrial hyperplasia? Int J Gynecol Cancer, 2005; 15: 127-131.
175.Curtin JP: Controversies in the management of atypical hyperplasia: Conservative management
vs. simple hysterectomy. Int J Gynecol Cancer, 2005; 15: 401-402.
176.Vuento MH, Pirhonen JP, Maekinen JI, et al: Screening for endometrial cancer in asymptomatic
postmenopausal women with conventional and colour Doppler sonography. Br J Obstet Gynaecol,
1999 ; 106: 14-20.
177.Faught W, Krepart GV, Lotocki R, et al: Should selective paraaortic lymphadenectomy be part of
surgical staging for endometrial cancer. Gynecol Oncol,1994 ; 55: 51.
178.Morrow CP, Bundy BN, Kurman RJ, et al. Releationship between surgicalpathological risk
factors and outcome in clinical stage I and II carcinoma of the endometrium: a Gynecologic Oncology
Group study. Gynecol Oncol, 1991; 40: 55-65.
179.Abeler VM, Kjorstad KE, Berle E: Carcinoma of the endometrium in Norway: a histopathological
and prognostic survey of a total population. Int J Gynecol Cancer,1992; 2: 9-32.
180. Medverd JR & Dubinsky TJ. Cost analysis model: US versus endometrial biopsy in evaluation of
peri- and postmenopausal abnormal vaginal bleeding. Radiology 2002; 222: 619–627.
181. Bouda Jr. J, Hradecky L & Rokyta Z. Hysteroscopic polypectomy versus fractionated curettage in
the treatment of corporal polyps-recurrence of corporal polyps. Ceska Gynekologie 2000; 65: 147–
151.
182. Clark TJ. Outpatient hysteroscopy and ultrasonography in the management of endometrial
disease. Curr Opin Obstet Gynecol. 2004 Aug;16(4):305-11.
183. Hoo,Y.C.,MB,BS,Mak,K.,C.,MB,BS,Hsu,C.,MB,WONG,T.S.,MB,BS,and H.K., MA,MB,BS.:
Postmenopausal uterine bleeding of nonorganic cause. Obstet Gynecol.1985 ; 66: 225.
184. Mencaglia,L.,Vale,R.F.,Perino,A.,et al: Endometriyal carcinoma and its precursors: Erly
detection and treatment. Int J Gynekol Obstet. 1990 ; 31:107-116.
185. Schottenfeld D. Epidemiology of endometrial neoplasia. J Cell Biochem Suppl. 1995;23:151-9.
186. Tsikouras p, Liberis V,Galazios G ,Grapsas X,Kantari P,Papageorgiou S,Maroulis G.TV
sonographic assesment in postmenopausal women with bleeding .Eur. J Gynaecol Oncol
2008;29(1):67-71
187. Bettocchi S, Ceci O, Vicino M, Marello F, Impedovo L, Selvaggi L Diagnostic inadequacy of
dilatation and curettage..Fertil Steril. 2001 Apr;75(4):803-5.
188. Saygili H Histopathologic correlation of dilatation and currettage and hysterectomy specimens in
patients with postmenopausal bleeding..Eur J Gynaecol Oncol. 2006;27(2):182-4.
189. MacMahon B. Risk factors for endometrial cancer. Gynecol Oncol 1974; 2:122-9.
190 . Center for disease Control. Cancer in steroid hormone study: oral contraceptive use and the risk
of endometril cancer JAMA 1983; 249:1600-5.
191. Nyholm NCV, Neilsen AL, Norup P. Endometrial cancer in postmenapousal women with and
without previous estrogen replacement treatment: Comparision of clinical and histopathological
characteristics. Gynecol Oncol 1993; 49:229-35.
192 . Benraad TJ. Do estrogen and progesterone receptors in metastasizing endometrial cancer predict
the response to progestin therapy? Acta Obstet Gynecol Scand 1980; 59:155-9.
193. Novak E, Yui E. Relation of endometrial hyperplasia to adenocarcinoma of the endometrium Am
J Obstet Gynecol 1986; 32:674-9.
194. Kurman RJ, Kaminski pf, Norris HJ. The behavior of endometrial hyperplasia: a long term
study of ‘unterated’ hyperplasia in 170 patients. Cancer 1985 ; 56:403-12.
195. International Federation of Gynecology and Obstetrics: Annual report on the results of
treatment of gynecologic cancer. Int J Gynecol Obstet 1989; 28: 189-90.
196. Schink JC, Lurain JR, Wallemark CB, Chemiel JS: Tumor size in endometrial cancer: a
prognostic factor for lymph node metastasis. Obstet Gynecol 1987; 70:216-9.
197. Creasman WT, Morrow CP, Bundy BN, Homesley HD, Graham JE, Heler PB: Surgical
pathologic spread patterns of endometrial cancer. Cancer 1987; 60:2035-41.
198. John A, Rock D, Thomson: Surgical staging of endometrial carcinoma, surgical staging
technique. TeLinde’s Operative Gynecol 1997; 50:1520.
Download