AR&GE BÜLTEN 2014 EYLÜL– EKONOMİ TÜRKİYE EKONOMİSİ SONBAHARA SIKINTILI GİRDİ Ahmet YETİM Türkiye ekonomisinde son yaşananlar; ekonominin sıkıntı büyüdüğüne işaret ediyor. Nitekim, büyüme rakamları beklenenin çok altında gerçekleşti, işsizlik de giderek artıyor. Sıcak para girişinde ciddi bir azalış görülürken, ekonominin yabancı para girişine olan ihtiyacı da giderek büyüyor. Kısa vadeli dış borçlardaki yükseliş devam ederken, büyüme rakamları beklenenin çok altında seyrediyor. Hedeflerin yeniden revize edilmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Çünkü 2. çeyrek için büyüme beklentisi 2,7 civarındaydı, % 2,1 olarak gerçekleşti.. Kuşkusuz bu durumda, 2013’ten beri sıkılaşan finansal koşullar ile 2014 yılında ve özellikle de ilk yarısında ekonomik aktivitenin baskı altında kalmasına yol açması önemli bir etken oldu. 2014 yılında Euro Bölgesi, kısmen resesyondan çıkmasına rağmen, hem dünya hem de Türkiye ekonomisine ticaret ve beklentiler kanalı ile aşağı yönlü baskı oluşturmaya devam ediyor. Ayrıca küresel faiz baskısı, TL’deki son değer kayıpları da riski arttırıyor. Bu çerçevede 2014 yılı büyüme tahmininde hükümet hedefi olan % 4,0’den % 3’lere hatta daha aşağıya gerilemesi şaşırtıcı olmayacak. Mevcut durumda Hükümet hedefi % 4,0, ortalama piyasa beklentisi ise % 3,7 seviyesinde. Büyümedeki daralma ülkemiz ekonomisinin kronikleşen yüksek işsizlik sorununu da gündeme getiriyor. 2012 yılında % 9,2, 2013’de % 9,7 gibi çift hane eşiğinin hemen altında gerçekleşen işsizlik oranları 2014 yılında da umut verici görünmüyor. 3 AR&GE BÜLTEN 2014 EYLÜL – EKONOMİ Yılın ilk iki ayı olan Ocak ve Şubat’ta üretimde gerilemeye bağlı olarak sırasıyla % 10,1 ve % 10,2 olarak gerçekleşen işsizlik oranları, Mart ayından itibaren tarım ve inşaat faaliyetlerinin hız kazanmasıyla düzelmeye başlamış, Mart’ta % 9,7’ye, Nisan’da % 9’a, Mayıs’ta % 8,8’e kadar gerilemiştir. Ancak siyasi ve ekonomik konjonktürdeki belirsizlikler, ticari ve sınai aktivitelerdeki durgunluğun devam etmesiyle 2014 yılı ilk yarısındaki büyüme hızının % 2,1’e gerilemesi, işsizlikte de artış yaşanmasına neden oldu. Mayıs ayına göre % 0,3 puan artışla Haziran’da % 9,1’e çıkan işsizlik oranlarının, henüz TÜİK tarafından ilan edilmemekle birlikte Temmuz ayında % 9,5 civarında çıkması bekleniyor. 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısının 2 milyon 654 bin-2.841 bin kişi arasında dalgalandığı işsizlik verilerinde dramatik olan; tarım dışı işsizlik oranının % 11,8 gibi daha yüksek oranlarda çıkmasıdır. Tarım sektörünün, ülkemizdeki işsizliğin gerçek boyutlarını perdeleme gibi bir misyon gördüğü belirtilebilir. Ülkemizde istihdamı etkileyen faktörlerden en önemlisi ise son birkaç dönemdir devam eden “sanayide yavaşlama” uyarısının Haziran döneminde rakamlara yansıması oldu. Kısaca iç talepte bir süredir gözlenen daralma rakamlara da yansıyor. Bir yandan Ortadoğu’daki politik durum ve Ukrayna krizi, bir yandan da AB’deki yavaş büyüme beklentisi ihracat artışını tehdit ediyor, iç üretim-ticarette yavaşlamaya neden oluyor. Yanı sıra iç talebin daralmasını da dikkate aldığımızda gelecek dönemlerdeki işgücü piyasası göstergelerinin olumsuz seyrinin devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Genel işsizlik oranının Temmuz 2014’te 0.5 puan artışla % 9,6 ve tarım dışı işsizlik oranının 0.7 puan artışla % 11,8 olması beklenirken işsizlik oranlarında yıl sonuna yaklaştıkça daha karamsar bir tablonun oluşması da sürpriz olmayacak. İstihdamda olumlu gelişme sağlayabilmek için taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdamın engellenmesi, kamu girişimciliği ve hizmetlerinin istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınması, kamuda personel açığının kapatılması, kadın istihdamının artırılması ve üretim politikalarının teşvik edilmesi gibi önlemlerin planlama dahilinde olması önem arz ediyor. Çünkü ekonomide parasal-döviz kuru göstergeleri iç açıcı değil. Deyim yerindeyse, ekonomi devalüasyon-faiz sarmalına dolanmış durumda. Büyüme rakamlarının açıklanması ve büyümede sert frenle birlikte döviz kurlarındaki artış dolarda 2,2650 bandını da aştı. 4 AR&GE BÜLTEN 2014 EYLÜL – EKONOMİ Bu da dövizde her an kontrol edilemez bir patlama yaşanabileceğinin işaret fişeği olabilir. Büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilirken tasarruflar düşüyor. Yurt-içi tasarrufların GSYİH'ye oranında 2000 yılında % 21,8 düzeyi, 2010 yılında % 12’ye 2012’de % 11,6’ya ve 2013 yılında % 9,7’ye gerilemiş durumda. Tasarruf yatırım açığı artarken özel yatırımlar reel olarak gerilemeye devam ediyor. 2011 yılında özel yatırı/milli gelir oranı % 19,7 iken, 2012’de % 16’ya, 2013’de % 14,8’e gerilemiştir. Bu tablo da, yatırım-üretim gerilemesi ve işsizlikte artış olarak geri dönüyor. Gerileyen büyümeye karşın cari açık, dış tasarruf gereksinimi yavaşlamıyor. Kısa vadeli iç ve dış borçlanma ihtiyacı artıyor. Kısa dönemde, bir yıl içinde finanse edilmesi, çevrilmesi gereken dış borç yükü artışını sürdürüyor. İç borçlanmanın önümüzdeki 2014 bütçe döneminde artacağı hesaplanıyor. Bu durumda bütçe açığı 2014 bütçe yılında büyüyebilir. Aynı zamanda yıl sonu için beklenen enflasyon seviyesi yukarı yönlü hareket etmeye devam ediyor ve tahminleri aşıyor. Ağustosta yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında % 9,54, yurt içi üretici fiyatlarında % 9,88 oldu. Dolayısıyla enflasyon, Ağustos’ta yükselişini sürdürerek yıllık bazda 3 ayın zirvesine çıktı. Bu ortamda Merkez bankasına “faizleri düşür” baskısı ise kur artışlarının yaşandığı şu dönemde döviz kurlarında patlama riskini arttırıyor. Sıcak paranı kaçmak için dövize yönelmesi ihtimali de gözden uzak tutulmamalı. Kurlarda aşırı bir artış ürettiğinin asgari % 60’ı ithal ara malına bağımlı olan sanayinin üretiminde daralma meydana getirebilir. Çünkü özel kesim yatırımları 2013 sonunda GSYH'nin payı olarak % 14,8 ile bilinen en düşük düzeye, Türk sanayinin GSYH içindeki payı ise % 20 seviyesine kadar gerilemiş durumda. 2000 yılında Türkiye'nin toplam imalat sanayinin sadece % 5'i yüksek teknoloji ürünlerinden oluşurken, bugün bu oran % 2'nin de altına gerilemiş durumda. 5 AR&GE BÜLTEN 2014 EYLÜL – EKONOMİ 2013 yılını % 3,4 büyüme ile kapatan sanayi sektörü 2014 yılında takvim etkisinden arındırılmış değerler göre Ocak ayında % 7,1, Şubat’ta % 4,6, Mart’ta % 4,2, Nisan’da % 4,6, Mayıs’ta % 1,4 ve Haziran’da % 1,4 ve Temmuz ayında % 3,6’lık büyüme değerlerine ulaştı. Geçen yıla göre yıl başında hızlı olan büyüme temposu yıl ortasında yavaşlamış hatta yer yer 2013 yılı aylık değerlerin de altına düşmüştür. Bu da sanayinin mevcut veriler ışığında ekonomiyi daha fazla sürükleyici dinamizmden uzak olduğunu ve rekabet gücünü de giderek yitirdiğini gösteriyor. Bu durumda sanayiye rekabet ve ihracat gücü kazandıracak kur ve yatırım teşviklerinin süratle devreye sokulması gerektiği görülüyor. Çünkü ihracat ve ithalatın itici gücünü sanayi sektörü oluşturuyor. Ancak milli gelirin % 6 ve üzerinde gerçekleşen cari işlem açığının ekonomiyi tehdit etmesi, açığın finanse edilebilir noktaya çekilmesini zorunlu kıldı. Bu amaçla iç tüketimin kısılıp, kurlarda yükselişe izin verilerek dış ticarette daralmaya gidildi. Bunun sonucunda 2014 yılında Ocak-Ağustos dönemini kapsayan evrede ihracatımızı % 5,7 artışla 104,931 milyon Dolar olarak gerçekleşmiş, aynı dönemde ithalatımız % 4,7 düşüle 159,96 milyon Dolar olmuş, dış ticaret açığımız % 20 gerilemiştir. Dış ticaret açığının daraltılması yönünde dolar bazında olumlu gelişmeler yaşanırken ihracatımızın sürükleyici sektörlerinden otomotiv ihracatının gerilediği görülüyor. Durgunluğun etkilerini üzerinden atan Avrupa’da otomobil satışları ise, geçtiğimiz yıl eylül ayından bu yana artıyor. 2014 yılı Ocak-Ağustos dönemi raporuna göre 8 ayda Avrupa’da otomotiv pazarı % 6,1 büyüyerek 10 milyon adede yaklaştı. Türkiye ise Ocak-Ağustos döneminde % 20,8 daralma ile en fazla küçülen pazar oldu. Dolayısıyla sanayiye rekabet gücü kazandırılamazsa dış ticaret alanındaki dönemsel başarının kalıcı olması şansı görünmüyor. Özel sektör borcundaki yükseklik döviz dengelerine duyarlılığı arttırıyor. Yılın ikinci çeyreği sonunda kısa vadeli özel sektör dış borcu 111,8 milyar dolar oldu. Bu tutar içinde bankacılık sektörünün payı 75,4 milyar doları buldu. Özel sektörün uzun vadeli dış borçları 166,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Finansal olmayan kuruluşlar 87,6 milyar dolar ile uzun vadeli özel sektör dış borç stoku içinde en büyük paya sahip oldu. Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre, önümüzdeki bir yıllık dönem içinde kısa vadeli borçlar için gerekli finansman 164 milyar dolar. 6 AR&GE BÜLTEN 2014 EYLÜL – EKONOMİ Dış dengedeki mevcut finansman yapısı, açık bir dar boğazın varlığını işaret ediyor. İhracatta anlamlı, yıllık %10 ve üzerinde bir artış ivmesi yakalanamadığı sürece, borç stokunda artışı yavaşlatabilmek de mümkün değil. Özellikle kısa vadeli dış borçlanma temposundaki eğilimi yavaşlatabilmenin ihracat anlamlı bir biçimde arttırılmadığı takdirde tek alternatifi, ithalatta sert bir biçimde frene basmak olacaktır. İthalatta daralmanın sonuçları, bugün geldiği yapısı itibariyle doğrudan yurt-içi üretimin yavaşlatılması ile eş anlamlı olacaktır. Türk ekonomisindeki yüksek ithalat bağımlılığı özellikle ihracat sektörlerinin ara malı bağımlılığı ile ölçüldüğünde, üretimin yavaşlaması daha net olarak görülmektedir. Türk ekonomisi 1958, 1970, 1798-1980, 1999-2001 yıllarındakine benzer şekilde bir kez daha dış denge dar boğazına bağlı olarak üretimini yavaşlatmak zorunluluğu ve artan dış borç yükümlüğü altında kalmaktadır. Yerli sanayi ivedilikle canlandırılmalıdır. Öncelikle üretimin ve üretici güçlerin yeniden örgütlenmesi sağlanmalıdır. Sanayi yatırım-üretim yaratılmalıdır. dengesi planlanmalı ve yeni sanayi üretim aksları Türk sanayi yapılanmasının, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarındaki sanayi yapılanmasına benzer biçimde, yeniden özverili bir yolu başlatıp, kamu ekonomisi öncülüğünde ortaklıklarla Anadolu'ya yayılmalıdır. Yatırım-tüketim-tasarruf dengesini gözetecek acil planlama yapılmalıdır. Sektörlerin rekabet oluşturulmalıdır. güçleri değerlendirilmeli, teşvik sistemi buna göre KAYNAKÇA: www.gercekgundem.com. www.bloomberght.com Türkiye İstatistik Kurumu Basın Bültenleri, www.tuik.gov.tr 2014. Akif HAMZACEBİ, Türkiye’de Yatırım-Tasarruf Dengesi-Meclis Konuşması, 2014. www.disk.org.tr. Nazif EKZEN, www.aydinlikgazete.com,19 Kasım 2013. 7