parantez_GOKHANKULA:Layout 1

advertisement
parantez_GOKHANKULA:Layout 1
2/26/13
1:44 AM
Page 2
ULUSLARARASI YATIRIM
GÖKHAN KULA
Büyük Rotasyon
ve Filantropi
Y
eni yılın ilk haftaları uluslararası yatırımcılar için
bir hayli keyifli geçti ve 2012’nin devamı gibi başladı. Geçen yıl temmuz ayında Avrupa’nın krizden
yorgun düşen borsaları, Avrupa Merkez Bankası’nın müdahalesiyle birlikte yükselişe geçmiş ve
özellikle riskli varlıklar (örnek olarak gelişmekte olan ülke bonoları veya High-Yield bonoları gösterilebilir) “Risk-Off” senaryosundan pozitif etkilenmişti. Son dönemde euro kriziyle
birlikte zor günler geçiren İtalya, İspanya gibi piyasalar, bu güven verici önlemlerin sonucunda derin bir nefes almıştı. Klasik
“kriz para birimleri” altın ve Alman bonoları ise tam ters tepki
göstererek son aylarda yatırımcılarına kayıplar getirmişti.
Bu tabloya baktığımızda finans ve piyasa aktörleri yeni yılda yeni güç bulmuş gibi görünüyor. Ocak ayı ilk haftasında
uluslararası borsalarda başlayan son yılların en yüksek para girişi, bu iyimser havanın sayısal göstergesi oldu. Bununla birlikte rakamlar, yatırımcıların geçmiş yılın performansını satın almak isteğini de ortaya koyuyor. Zira varlık yönetiminde dengesiz ve aşırı düşük riskli pozisyonda bulunan kurumsal yatırımcılar 2012’de dünya borsalarında oluşan getiri olanaklarından uzak kaldı. Almanya’nın büyük sigorta ve emeklilik şirketlerinin şu andaki portföy alokasyonları tam da bu yönde bir
örnek oluşturuyor. Yüksek miktarda bono ve nakit yatırımları-
1 1.200
TOPLAM AKIŞ (MİLYAR DOLAR)
1.000
800
Krizden sonra değişen
yatırım eğilimi küresel
fon yatırım hareketlerinde
net bir şekilde görünüyor.
600
400
Gelişmiş Piyasa Borsaları
200
0
Bütün Tahviller
-200
-400
-600
KAYNAK: EPFR GLOBAL
01/2007
212
|
01/2008
FORBES
01/2009
MART, 2013
01/2010
01/2011
01/2012
12/2012
na karşılık global hisse portföyleri asgari ölçüde -yüzde 10’un
altında- tutuluyor. Portföylerin bu şekilde yapılanması kurumsal yatırımcılar için tehlikeli bir gelişme çünkü 2008 finans
krizinde çoğu yatırımcı düşük fiyat seviyelerinde pozisyonlarını büyük zararlarla kapatmak zorunda kalmıştı. Ayrıca doğal
olarak 2009’dan itibaren yükselen borsa trendinden faydalanamamışlardı. Sonuçta uzun vade portföy performanslarına bakıldığında bu olumsuz varlık dağıtımı ve risk pozisyon kararları yatırımcılara pahalıya gelmiş gözüküyor ki bunlarda değişikliğe başladılar.
Büyük Rotasyon
Finans ve bankacılık krizinin ardından euro para birimi
kriziyle devam eden “güvenli limanlara kaçış” hareketi özellikle ABD ve Alman hazine bonolarına ve İsviçre Frangı gibi güçlü para birimlerine talebi artırmıştı. Kurumsal ve bireysel yatırımcılar hisselerden çıkıp bonolara ve bono yatırım fonlarına
yönelmişti. Bu güçlü varlık yönetim trendi 2007 yılından itibaren bono / hisse alokasyon değişikliği analiz edildiğinde açıkça
görünüyor (bkz. Tablo 1).
Söz konusu orta vade eğilimin tersine son haftalarda yatırımcılar yine hisseleri keşfetmiş görünüyor. Maalesef bu keşif
ancak hisse fiyatları hızlı yükseliş gösterdikten sonra oldu.
Böyle bir varlık yönetim metodu (Yüksekten al - Düşükten
sat - Yüksekten al) küresel borsalarda para kazandırmaktan
ziyade, portföylere büyük kayıp getiriyor.
Yeni yıl ile birlikte uluslararası piyasalarda hisselere artan
talebe bağlı güçlü para girişi son haftalarda yatırımcılar tarafından “Büyük Rotasyon” (The Great Rotation) olarak adlandırıldı ve akabinde yoğun bir tartışma yarattı. Bu rotasyon ocak
ayında görüldüğü gibi bono yatırımlarından çıkıp hisselere ve
daha yüksek getiri sağlayan yatırım araçlarına uzun vadeli yönelişi gösteriyor. Bir diğer deyişle yatırımcılar portföy stratejisinde riski artırarak düşük faiz ortamından kurtulmayı seçti.
Şimdilik küresel merkez bankaları amaçlarına ulaşmış gibi
parantez_GOKHANKULA:Layout 1
2/26/13
1:44 AM
Page 3
gözüküyor. Sınırsız likidite sağlayarak ve agresif parasal genişlemeyle birlikte genel faiz tablosunu düşürmüş durumdalar.
İkinci tabloda çeşitli bono varlık türlerinin şu anki faiz yüksekliği geçmiş seviyelere göre kıyaslıyor (bkz. Tablo 2). Son 20 yılda performans açısından bonoların hisselere karşı daha yüksek
performans göstermesi bu tabloya yol açtı. Bir “verimsizlik”
tablosu olan rekor düzeyde düşük bono ve nakit faizleri, kurumsal ve bireysel yatırımcıları daha yüksek getirili -ve sonuçta
daha yüksek risk taşıyan- yatırım araçlarına yöneltiyor. Özellikle yüksek likidite girişiyle birlikte yaşanan hızlı parasal genişleme, varlık yönetiminde nominal yatırım araçlarının yerine daha çok reel bazdaki yatırım araçlarının ön plana çıkmasını sağlıyor. Gelişmiş ülkelerin düşük ekonomik büyüme hızı
karşısında enflasyon riski şu anda bir sorun olmasa da gelecekte yükselecek enflasyon, bono gibi nominal varlıkları negatif
etkileyebilir.
2
Yeni Çağ Servet Yönetimi
Tabii ki bu durum sadece kurumsal yatırımcılar için değil,
özellikle yüksek varlıklı bireysel yatırımcıları da servet yönetiminde zor durumda bırakıyor. Düşük risk ve getiri pozisyonlarından çıkma zorunluluğu serveti küresel borsaların hareketlerine ve volatilitesine açmayı gerektiriyor. Başarılı bir risk yönetimi olmadan bu açılma yüksek varlık kaybı getirebilir. 2000
- 2003 arasındaki teknoloji balonu ve 2008 - 2009 finansal
krizleri yatırımcılara çok hızlı ve yüksek kayıplar getirmişti. Alternatif olarak servet yönetimini düşük risk düzeyde tutmak
ayrı bir risk taşıyor. Küresel merkez bankalarının yüksek likidite aşısı ile gelecekteki enflasyon, nominal nakit/bono yatırımlarını eritebilir ve hızlı faiz artışı portföylere ayrı bir negatif etki
yaratabilir. Çözüm, değişen piyasa koşullarıyla birlikte dinamik bir portföy yatırım ve risk stratejisini uygulamak. Özellikle
öngörülmesi zor olan piyasa durumunda servet ve risk yönetimine çok iş düşüyor. Yeni düşünceler ve bakış açıları geliştirmek gerekiyor.
2008 kriziyle birlikte finansal yatırım araçları da büyük bir
güven kaybına uğrayınca özellikle yüksek gelir ve servet sahipleri değişik alternatif yatırım türlerine yöneldi. Altın ve gayrimenkul yatırımları son yıllarda hız kazanmasıyla birlikte yeni ve ilginç yatırım seçenekleri de yüksek talep gördü. Örnek olarak sanat eserleri, lüks saatler ve mücevherat, antika veya şarap türleri
gösterilebilir. Avrupa’da son yıllarda varlıklı kesimin servet yönetimi için özel yatırım araçları kuruldu. Tüm bu yatırım seçeneklerine sadece finansal açıdan bakmak yanlış olur çünkü potansiyel fiyat artışının yanında yatırımcı için çok daha fazla ve
geniş çaplı anlam taşıyabilir. Kriz zamanında borsalardaki devamlı fiyatlanma ve değerlendirmelere karşın bu yatırım araçları, uzun vadeli olarak günlük finansal haberlerden etkilenmeden
kendi değerini geliştirebilir ve yatırımcı uzun vadede faydalanabilir. Özellikle yüksek enflasyonlu döneme geçiş olursa bu reel
değerler iyi bir seçenek olabilir. Tabii bu yatırım çeşitleri ve yeni
yatırım araçları ayrı uzmanlık gerektiriyor ve dengeli bir portföy
pozisyon büyüklüğü tavsiye edilebilir.
Son yıllarda borsalarda görünen yüksek volatilite ve risk
dağılımı, servet yönetiminde daha geniş çaplı bir bakış açısı
gerektiğini gösteriyor. Uluslararası piyasalarda gelişmekte
olan ülkelere yatırım stratejileri seçip, bunlara alternatif yatırım araçlarını da ekleyip, dengeli bir varlık yönetim stratejisi uygulanabilir.
Performansları incelediğimizde açıkça görülüyor ki küresel piyasa koşulları devamlı değişince, çeşitli yatırım araçlarının ve yatırım stratejilerinin performans ve risk potansiyeli de değişiyor. Yani bu çok değişkenli piyasa klasik deyimle “Al-ve-tut” stratejisi uygulayanlarda yüksek kayıplara
neden olabilir. Yeni çağ servet yönetiminde böylelikle çok
daha esnek ve sürekli değişen piyasa koşullarına uygun,
kendini adapte edebilir servet ve risk yönetimi gereksinimi
olacak. Portföy stratejisini geniş çapta çeşitlendiren, farklı
varlık türlerine, stratejilerine ve para birimlerine yatırım yapanlar gelecekteki çoğu piyasa senaryolarında tatmin edici
performans ve risk sonuçlarını elde edecek.
Krizlerle birlikte gelişen büyük belirsizlik tablosu servet
yönetimini tabii ki direkt etkiledi. Özellikle finansal krizden
sonra Amerika’da ve Avrupa’da üst varlıklı kesimler, kazanılmış servetlerini bağışlayıp topluma yararlı biçimde kullanarak sosyal sorumluluk ve etik değerlerin öne çıktığı bir yönteme geçti. Bill Gates ve Warren Buffet önderliğinde başlatılan
filantropik “The Giving Pledge” bağış kampanyası, bu eğilimin en çarpıcı göstergesi. Efektif varlık yönetimi tanımı artık
sadece “performans ve risk”ten oluşmuyor. Artık bu iki olmazsa olmazın yanına, serveti “toplumsal anlam” vererek
kullanmak, daha yüksek toplumsal sorumluluğu kabul etmek
maddeleri de eklenmeye başlandı. ƒ
BONOLAR HİSSELERE GÖRE SON 20 YILDA DAHA İYİ GETİRİ SAĞLADI
BONO GETİRİLERİNDEKİ YÜKSEKLİK YATIRIMCILARI TEMBELLEŞTİRDİ. FAİZLERİN SIFIR SEVİYELERİNE
YAKLAŞMASI YATIRIMCIYI DAHA RİSKLİ PİYASALARA YÖNELTİYOR. BU EĞİLİMİ MERKEZ BANKALARININ
PARASAL GENİŞLEME POLİTİKASI HIZLANDIRIYOR. VARLIK YATIRIMLARINDA NOMİNAL YATIRIM
ARAÇLARININ YERİNİ REEL BAZDAKİ YATIRIM ARAÇLARI ALIYOR. GELECEKTE YÜKSEK ENFLASYON BONO
GİBİ NOMİNAL VARLIKLARIN GETİRİLERİNİ NEGATİF ETKİLEME POTANSİYELİ TAŞIYOR.
18
15
12
9
7,9
8,0
7,3
6,6
5,5
6
5,5
5,0
4,5
3,3
3
1,9
2,8
2,5
1,8
0,9
1,0
0
Sektör
Ağırlığı
Barclays
Agg
% 100
KAYNAK: BARCLAYS
GÖKHAN KULA, AVUSTURYA MERKEZLİ MYRA CAPITAL’İN KURUCU VE YÖNETİCİ ORTAĞI. KULA@MYRACAPITAL.COM
ABS
Municipals
CMBS
% 0,4
% 1,4
% 1,8
En Yüksek
1,1
Corporates Treasuries
En Düşük
% 21,6
Şimdiki
% 36,6
Agency
MBS
% 29,4
Agency
Bonds
% 89,4
Tarihi Ortalama
MART, 2013
FORBES | 213
Download