BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE • Özer BOSTANOGLU ** GİRİŞ Yoksulluk üzerine yazmak. kolaylıkla kestirilebilecegi gibi. basit bir iş degildir. Konuyu ele alan kimselerin sorunsala yaklaşımlarında yararlana­ caklan perspektifler, kişiden kişiye degişebilir. Öte taraftan ülkeler ve top­ lumlar arasında, konuyu açımlama çabalarında kendi özgün izlerini bırakabi­ lecek sosyo-ekonomik, tarihsel ve cografi farklılıklar mevcuttur. Bundan do­ layı sorunsalın incelenmesinde bir kanşıklıkla karşılaşılabilmesi olasıdır. Fa­ kat, yine de, yoksulluk ile "cebelleşme" cesaretine sahip olunma1ıdır, çünkü dünyad~ ve özellikle gelişmekte olan dünyada yüzmilyonlarca insan. onun hükmü altında yaşamaktadır. Dünya Bankası'nın kestirim ve ölçütlerine göre (ki bunlar yoksullugu 370 U.S.$ gelir limitine eşitlerler). gelişmekte olan dünyada bir milyan aşkın (1.1 i 6 milyon) insan yoksulluk içindedir. l ı 980'li yıllarda dünya nüfu­ su gelişmekte olan ülkelerdeki yıllık %2-3'lük oranla (gelişmiş ülkelerdeki yıllık %0- i 'lik orana göreli ve karşılık olarak) yüksek bir artış seyri göster­ miştir. Fakat. dünya üzerindeki kentsel nüfusun artış hızı. gelişmekte olan ülkelerdeki yll1ık %6-7'ye karşılık. gelişmişlerdeki yıllık %1-2 oranla daha da yüksektir. 2 Bu yüzyılın başında sadece 1.6 milyar olan dünya nüfusu, 1980 yılına gelindiginde 4.4 milyara ulaşarak. neredeyse üç kat artmıştır. yıllık ... ** 2 Bu makale. yazann Humphrey fellow'u olarak konuk bulunduğu CU.N.Y. Hunter College'da, Ekim i 990'da hazırlanmış rapordur. Yüksek Şehir Planeısı. World Bank, World Development Report 1990·Poverty, Oxford: Oxford University Press, 1990. s. i ,29 (tablo 2. ı). Bazı araştırıeılar, dünya yoksulluk rakamının bir milyann çok üstünde olduğunu söylemektedirler. Bkz.: Nathan Keyfiız, "Development ~Uld the Eliminalion of Poverty", Economlc and Cultural Change. 1982. Zikreden: Areot Ramaehandran, "Costminimizaıion of Shelter and Services", Homes Above All . Homelessness and the MIsallocation of Global Resources. Leices­ tershire: The Building and Socialllousing Foundation. 1987. s. 17 ı. Kemal Kartaı' "Gecekondu Türü Konuta Yaklaşımlardaki Değişmeler ve Kurumlarca Üretilen Sos­ yal Konula Geçme Zonınlulugu". Amme ıdaresi Dergisi. Cilt 18. Sayı 3. Eylül 1985, s. 62-63 (Tablo 2). Amme Idares; Dergisi, Cilt 25, Sayı 3, Eyliil1991 AMME İDARESI DERGISI 148 2000 yılındaki toplam nüfusun ise 6 milyar olması beklenm~ktedir.3 Bu artı­ şın büyük kısmı gelişmekte olan ülkelerde yeralacaktır. 1950 ve 1980 yıllan arasında kentsel nüfus %29'dan %41'e olmak üzere % 12 miktannda artmış­ tır. Ön~müzdeki 20 yıl içerisinde bu oranın % 10 artarak. 2000 yılında %51'i bulacagı kestirilmektedir. 4 2000 yılındaki her 10 yeni kentliden 9'unun dün­ yanın kentsel alanlannda yaşayacagı gözönüne alınırsa5 dünyadaki yoksul­ lukla. büyük ölçüde, gelişmekte olan ülkelerin kentsel yörelerinde karşılaşı­ lacagı düşünülebilir. Sözügeçen nüfusbilimsel özelliklerin yanısıra, yoksulluk görüngüsü ile ilgili olarak ele alınması gereken başka bazı konular daha bulunmaktadır. Birkaç yıl önceki bir özet dökümlerne çalışması şu noktalan vurguluyordu. 6 "- Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin yeterli sayılabilecek evi yok­ tur ve çok kötü sıhhi koşullarda yaşamaktadırlar. - Son 24 saatte. kötü beslenme ve kötü mesken. su ve kanalizasyon şart­ lanna baglı olarak oluşan hastalıklardan ötürü, 50.000'den fazla insan ölmüş­ tür. Bunlann çogunlugu çocuktur. - Yaklaşık 100 milyon insanın hiç bannagı yoktur. Sokaklarda, köprü altlannda, boş parsellerde ve kapı girişlerinde yatarlar. (... ) - Latin Amerika'da. 20 milyon çocuk ve gencin sokaklarda yaşadıgı ve yattıgı kestirilmektedir. - Gelişmekte olan ülkelerin kentlerinde, nüfusun ortalama olarak %50'si, slum ve gecekondu yerleşmelerinde yaşamaktadır. Bazı şehirlerde oran yüz­ de 75-80'i bulmaktadır.(. ..) - 2000 yılında: (... ) - ( ... ) en azından 1.000 milyon kişi şehirlere eklenecektir (... ) - Sahra'nın güneyindeki 49 Afrika ülkesinde kentsel nüfus (1975'teki) 66 milyondan 252 milyona yükselecektir. - Latin Amerika'da nüfusun %76'sı kentlerde yaşayacaktır; bu oran As­ ya'nın kimi bölgelerinde ise %74'ü bulacaktır." Eger konut sorununda en önemli ögenin gelir oldugtınu1 kabul ediyorsak ve dünya üzerinde 900$'lık kişi başına GSMH gelir degerini tutturamayan 3 4 5 Necmi Sönmez. "Agricultural Production. PopUıation and the Environment", Population and Envl· ronment Conrerence, Ankara: Environmental Problems Foundation of Turkey Pub., 1982, s. 108. Ramachandran. a.g.y., s. 155-156. . UNCHS·HABITAT News. (Interview with Dr. Ramachandran, the Exe. Director of UNCHS-(HA­ BlBAT» nPlanning Human Settlements for the Twenty-First Century", Vol. II. No: 3, (Aralık) 1989. s.28. 6 7 Habitat News, Vol. 5, No: 3. Aralık ı983. s. 6-7. Orville Grimes, Jr., Housing For Low·Income Familles. Washington: World Bank Research Publi­ cation, 1976, s. 10. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 149 tam 56 ülke (ki bunlann 49'u Afrika ve Asya'dadır) bulundugunu dikkate alırsak8 gelecekteki uluslararası kalkınma eylemlerinin ve/ya da politika, proje ve programlannın yogunlaştınlacagı yön belirginleşmektedir: Dünya­ nın gelişmekte olan ülkelerinin kentsel (yoksulluk) alanlan. 9 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NDE (KENTSEL) YOKSULLUK Bununla birlikte, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan beri, Batı ve/ya da dünya kapitalizminin, (dogallıkla karşı çıkışlar yok degil ama) haHI daha li­ deri sayilan Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkede, bu ülkedeki yoksul­ lugun ciddi bir biçimde ele alınmasını söyleyen araştıncılara rastlanmakta­ dır. Feagin & Feagin'e göre lO i 930'lardaki Büyük Buhran yıllannda, kamu kurumlannın ilk kez olarak, yoksullar lehine, federal bazda desteklenen iş­ sizlik yardımı ve "refah" (kamu yardımı) programlan başlatmasından sonra, 1940'lı ve 1950'li yıllarda yoksulluga pratikte ilgi kalmamıştı; ama daha son­ ra, yani 1960'lardan başlayarak, kısmen de "yoksulluga savaş" açmış bulu­ nan Kennedy ve Johnson yönetimleri dönemindeki büyüyen siyah (kitle) protestosuna cevap olarak, yoksullugun yeni bir keşfi ile karşılaşılmaktadır. Başkan Johnson ünlü Mart i 964 konuşmasında şöyle demekteydi: IIYoksul­ luga karşı ulusal bir savaş açtım. Hedefimiz: Kesin zafer. Bir on yıl sonra yoksullukla savaşı degerlendiren Friedman, savaşın belki somut sonuçlar açısından yitirildigini, fakat konu ile ilgili olarak ulusun bilinçlenmesini sag­ ladıgını ve "yoksullann gereksinimlerinin gündemde, belki de sonsuza dek, bir yer kazanmış olduklanlını belirtmiştir. 12 ıııı Kennedy ve yönetimi sırasında ·Saglık, Egitim ve Refah Bakanlıgı yapan Ribicoff, önceki yıllardaki yoksullukla ilgili progranılarda yetersiz olan nok­ talann, fırsat yoklugu, egitim eksiklikleri, saglıklı ol~layan aile ve yerleşim yerleri koşullan ve genel kültürel yoksunluk oldugunu anlanu şI ardı. 13 Dola­ yısı ile şavaş programlan bunlara göre hazırlanmıştı. Harcanan gayretlerin 8 9 10 11 12 13 Ramachandran, a.g.y., s. 157. Ö"lJ!r Bostanoğlu, "Türk Belediyeciliğinde Güncel Tarihsellik", Amme İdaresi Dergisi, Cilt 23, Sa­ yı 2, ijaziran 1990, s. 75. Joe R. Feagin & Clairece Booher Feagin. Social Problems: A Critical Power·Conftict Perspec· tlve, Third Edition, Englewood Cliffs, New Jersey: Prentice Hall, 1990, s. 69. Laurence Lynn, Jr., iLA Decade of Policy Developments in the Income-Maintenance System", ADe­ cade of Federal Antipoverty Programs (Ed. Robert H. Havernann), New York: Acadernic Press, 1977, s. 63. Lawrence M. Friedmann, "The Social and Political Contexts of the War on Poverty: An Overview", A Decade of Federal Antlpoverty Programs (Ed. Robert H. Havernann, New York: Academic Press, 1977, s 4. Lynn. Jr., a.g.y., s. 62-63. 150 AMME ıDARESI DERGtst "toplumsal sorunlann teknik çözümleriltne duyulan inanç vardı. 14 Fakat işler sanıldıgı gibi yürümedi. Yoksullukla savaş, şu üç yoldan biri ile gerçekleştirilebilirdi: i) (Yoks~la yapılacak gelir) Transferler(i); ii) Yoksulu degiştimıek; iii) Toplumu degiştimıek,ls Seçilen yol ikincisi olmuştur. Baş­ kan yardımcısı Humphrey'e göre. 1964 yılında çıkanlmış olan Ekonomik Fırsat Yasası ("Economic Opportunity Act"), eski transfer girişimlerini, mes­ lek hazırlamaya verdigi özel önemle degiştimıiş ve egitim gibi ıx>litika araç­ lanndan yararlanmak suretiyle, Itölümcül kısırdöngü"yü kırabilmek amacıy­ la, yoksuııugu yaratan koşullan yoketmeye yönelmiştir. 16 arkasında. Bir hükümet raporunun. l? 1959 ile 1974 arasında, siyah işsizliginin azal­ ması ve orta-sınıf statüsüne yükselen siyah sayısındaki artış anlamında si­ yahlarm ekonomik konumlarında önemli iyileşmeler kaydedildigini belirt­ mesine karşılık. bazı araştırıcılar tersine olarak, 1959-1974 yıllan arasında, beyazlar için işsizligin %43 (28.3 milyondan 16.3 milyona) düşürülerek, (be­ yaz) yoksullann neredeyse yanyarıya azaltıldıgmı, buna karşılık. siyah işsiz­ liginin sadece %23 (9.9 milyondan 7.5 milyona) düşürülerek. siyah yoksullar kitlesinin dörtte birinden daha az bir bölümünün tasfiye edilebildigini belirt­ mektedirler. 18 Kayıtlar tutuldugu müddetçe. siyah işsizligi. sürekli olarak ulusal ortalamanm iki-üç katı oranında gerçekleşmiştir; 1988 yılındaki "ye_ tişkin beyaz erkek" işsizligi %3.7, "yetişkin siyah erkek" işsizligi %8.4 ve "siyah genç" işsizligi ise %33.4 olarak bulgulanmıştır. J9 (Yoksullukla sava­ şın) Kritik yıllar(ın)da, resmi işsizlik rakamları ve bunlann toplam işgücü içerisindeki payları aşagıdaki gibidir. 20 14 Lance Liebmann. "Social Intervention in a Democraey", The Public Interest, No: 34, Kış 1974, s. 14-15. 15 Friedmann, a.g.y., s. 36. 16 Hubert H. Huınphrey, "The War on Poverty", Antl·Poverty Programs (Ed. Robinson C. Evereu), Dobbs Feny, N.Y.: Oceana Publications, 1966, s. 6, 12. Aynca bkz..: Friedmann. a.g.y., s. 36. 17 U.S. Bureau of the Census. The Sodal and Economic Status of the Black Population in the Unit­ ed States: An Historlcal Vlew, 1790·1978. Current Population Reports. Special Studies Series P·L3, No:80. Washington. D.C.: U.S. Government Printing Office. 18 Douglas G. Glasgow. The Black Underclass. New York: Vintage Books, 1981, s. 5. 19 Feagin & Feagin. a.g.y .. s. 75. 20 U.S. Bureau of Labor Statistics. Employment and Earnings, Washington. D.C.: U.S. Goveroment Printing Office. 1989. s. 160. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 151 Yıllar İşsiz Sayısı İşgücü İçindeki Yüzde Payı(%) 1929 1.550.000 3.2 1933 12.830.000 24.9 1957 2.859.000 4.3 1975 7.929.000 8.5 1983 10.717.000 9.6 1988 6.701.000 5.5 Ve bütün bu yıllarda konut meselesi ne olmuştur? 1937 yılında çıkanI­ mış olan Konut Yasası'ndan ("Housing Act") beri yoksullar için düşük-mali­ yetli konut (yapımı) neredeyse bir ulusal hedef durumuna getirilmişti. 1949 yılının Konut Yasası ise "her Amerikan ailesi için yeterli bir konut ve uygun bir yaşama çevresi hedefi "ni vurgulamaktaydı. 1960'lı yıllardan başlayarak, yeterli konut konusundaki umutlar, genelolarak düşük-ve orta-gelirli gruplar için tasarlanmış; 1961 Yılı Konut Yasası. 1965 Yılı Konut Yasası. 1965 yı­ lında Konut ve Kentsel Gelişim Dairesi'nin· ("Department of Housing and , Urban Development") kurulması, 1966 Yılı Gösteri Kentleri ve Metropolitan Gelişme Yasası (ltDemonstration Cities and Metropolitan Development Act of 1966" ("Model Cities" yasası olarak da bilinir). Douglass Komisyonu (1967), Kaiser Komisyonu (1968) (LO yıllık bir hedef progranı çerçevesinde, en az 6 milyonu düşük-gelirli ailelere olmak üzere, toplam 26 milyon yeni ve yenilenmiş konut birimi tasarlarilIştır), 1968 Yılı Konut ve Kentsel Geli­ şim Yasası ("Housing and Urban Development Act"), 1969 Yılı Konut ve Kentsel Gelişim Yasası, 1970 Yılı Kentsel Gelişim Yasası ("Urban Develop­ ment Act"), Deneysel Konut Yardımı Programı ("Experimental Housing Al­ lowance Program"); 1974 Yılı Konut ve Semt Gelişimi Yasası ("Housing and Community Development Act"), ve benzeri birçok yasal programa ter­ cüme edilmişti. 21 Fakat, yeterli konut hedefine vannak. başlıca, şehir düzlemindeki ırkçı aynkoy(ul)ma (lisegregation") görüngüsünün varoluşunun süreklilig-i ve/ya da "ırk çizgileri boyunca konut pazan bölümle(n)mesi" ve gettolaşma süreç­ leri nedenleri ile. mümkün olamamıştır. Bazı araştıncılar, * ıı siyahlann daha az birikimleri, daha düşük gelirleri. de­ "Bakanlıgı" olarak (da) okunabilir. (Ö.B.) Phyllis A. Wallace. "A Decade of Policy Developmenıs in Equal Opportunilies in Employmenı and Housing". A Decade of Federal Antipoverty Programs (Ed. Robert H. Havemann), New York: Academic Press 1977. s. 351-355. 152 AMME İDARESİ DERGISI gişik aile yapılan ve farklı konut begenileri oldugunu belirterek, bu özellik­ lerin konut tüketim kalıplannda ırksal farklılaşmalar yarattıgını savlamakta­ dırlar.22 Başka bazılan ise, bir tarafta konut aynmcılıgı ile, öte yandan met­ ropolitan (kentler) işgücü pazarlarındaki siyahlar aleyhine çcılışan istihdam olanakları arasında çok yakın bir ilişki görmektedirler. 23 Bazı siyasal bilim­ ciler, "düşük( -gelir) sınıf bireyinin slumda yaşadıgını ve bundan da ya çok az, ya da hiç ölçüsünde şikayetçİ olduğu"nu ve "evinin içi ya da dışının ne denli kirli ve aşınmış oldugu ile ilgilenmedigi gibi, okul, park ve kütüphane gibi kamu tesislerinin yetersizligini de önemsemez: giderek, bu tip tesislerin bulundugu yerlerde, bunları, yapabilirse, vandalca yokeder"liğini dile getir­ mektedirler.24 Yine başka bazılan, Ekonomik Fırsatlar Programıının mahvına kullanıcı eylem programının ("citizen action programlı) sebep olduğunu be­ Hrtmekte;25 bu görüşe karşı çıkanlar ise, Model Kentler deneyiminde oturan katılımının aksamadıgını, çünkü bunun zaten hiçbir zaman uygulanmadıgını söylemektedirler.26 Straszheim, llsüregiden bir aynkoyumcu pazar baglamın­ da gerçekleşecek siyah aile gelir artışları (... ) siyahların konut sorunlarını çözmeyecektir" diye eklemektedir.27 (Düşük-gelir için) Konut meselesini açıklamaya çalışan tüm bu yaklaşımların da g6sterdigi gibi, sorun, 1960'lar­ dan beri de, tam anlamıyla çözümlenernemiştir. Ne var, konuya farklı bakış açıları ile yaklaşmaya çalışan uzmanlar da ömegin, Salins, 1949 tarihli Konut Yasası'ndan beri, federal hükümetin, yoksullar için 1.2 milyon yeni konut, orta-gelirliler için sekiz­ yüzbin yeni konut, ve yaşlılar için de yediyüzbin yeni konut yapımını finans açısından destekledigini; ayrıca, yılda 1.5 milyon kişiye kira ve onbinlerce hanehalkına da başka bazı fasıllardan konut destek yardımında bulundugunu ileri sürerek, farklı bir tavır almaktadır. 28 "Kabul edilebilir konut"un (yeterli­ liginin) ne oldugu konusunda anlaşabilmenin olamazlığına deginmekte (bu­ nu "hareket eden hedef' sorunu olarak tanımlamakta) ve bugünün yoksulu için -ki "dünün yoksullanna göre, daha ciddi kişisel, toplumsal ve ekonomik bulunmaktadır; 22 23 24 25 26 27 28 Richard F. Muth, Cities and Houslng, Chicago: University of Chicago Press, 1969. John F. Kain, "The Effect of the Ghetto on the Distribution and Level of Nonwhite Employment in Urban Areas", American Statistical Assoclation, Proceedlngs of the Social Statlstlcs Sectlon, 1964, s. 260-272. Edward C. Banfield, The Unheavenly Clty: The Nature and Future of Our Urban Crlsls, Bos­ ton: Little, Brown and Co., 1970, s. 62. Danİe1 P. Moynihan, Maximum Feaslble Misunderstanding, New York: Free Press. Roland L. Warren, "The Model Ciıies Program: An Assessment", CIlIzen Participatlon In Urban Development-Vol.IlI-Decentralizatlon, (Ed. Hans B.C. Spiegel), Fairfax, Virginia: Leaming Re­ SOUrcf~s CorporationINTL, s. 33. Zikreden: Wallace, a.g.y., s. 356-357. Peter D. Salins, "America's Permanent Housing Problem", Houslng Amerlca's Poor, (Ed. Peter D. Salins), Chapel Hill and London: The University of North Carolina Press. 1987, s. 1. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 153 problemleri vardır"- önerilecek çagdaş çözümün basit bir "tugla- harç gayre­ ti"nin ötesinde olarak tasarlanması gerektigini beliıtmektedir. 29 Bu tasan ça­ bası, Amerikalılann çogunlugunun iyi bir şekilde konutlandınlmış oldukla­ n" gerçeginin kabulü yanısıra, tıdüşük ama yeterli" konut standardını sapta­ ma ve konut(lanma) meselesinde kayıplılık ("disadvantage") degerlendirme­ sinde de "aydın dürüstlügü"nü içermelidir.3o Konut biriminin fiziki nitelik standardı yanısıra degiştirilmesi gereken bir başka nokta da, pek dogal ola­ rak, "ghetto"da çalışırken (de) belli bazı "geleneksel, orta-sınıf kökenli mes­ leki standartlar"ın uygulanması tavndır.31 ii Sanıyorum ki, sürdürülen tartışmalar da göstermektedir, (düşük-gelir için) konut(lanma) meselesinde. Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkede bile. ne kesin-hatlı dökümlemeler yapılabilmekte, ne de herşeyi kapsayıcı bir düzlemde hazır reçeteler sunulabilmektedir. Tablo, (şehir) sahne(si)nin arka­ sındaki makro-ekonomik güçler de dikkate alındıgında. daha da belirsizleş­ mektedir. Kimi araştıncılar. şehir ekonomileri düzeylerinde. A.B.D. gibi "merkez" ülkelerde bile. artık o çok ünlü Üçüncü Dünya görüngüsü "düzen­ dışılaşma"yı ("enformelleşme"yi) yaratan güncel bir yeniden-yapılanmadan sözetmektedirler. 32 Eger iyi temellendirilmiş bir varsayım ise, gelecek yıllardaki konut stan­ d artı an nı düşürmeye gereksinim çok daha fazla olacaktır. Ve, 1980'de başla­ mış Reagan döneminin. "yoksulluk ve yoksula yönelik ilgiden geriye çekil­ me" ve insan-amaçlı toplumsal programlara büyük ölçekte bütçe kesintileri uygulama politikalan33 sürdürülecekse. o zaman, ister resmi sayılarla 250.c:x:xJ-350JXX)34 kadar düşük, isterse de ülke ölçeginde 2 milyon kadar yüksek tahmin edilsin. 35 "evsiz" insanlann miktannda, zamana baglı olarak, önemli oranlarda artış beklenmelidir. 29 30 Salins, a.g.y., s. 2-12. Peter D . Salins, "Can We Ensure That All Americans Are Well Housed?", Houslng Amerlea's Poo.. (Ed. Peter D. Salins), Chapel Hill and London: The University of North Carolina Press, 1987, s. 192-193. 31 Stephen D. Miııenthal & Hans Re. Spiegel, "How Residents Perceive Participatory Planning", Cltl­ zen Partidpatlon in Urban Development-Vol.IlI·Deeentralizatlon, (Ed.Hans B.C. Spiegel), Fair­ fax, Virginia: Leaming Resources CorporationINTL, 1974 (1970), s. 58. 32 Saskia Sassen-Koob, "Growth and Informalization at the Core: A Preliminary Report on New York City", The Capitallst eUy. (Eds. Michael Peter Smith & Joe R. Feagin), Oxford: Basil Blackwell, 1987, s. 138-154. 33 Feagin & Feagin, a.g.y. s. 70. 34 U.S. Department of Housing and Urban Development (HUD) , A Report to the Secretary on the Homeless and Emergeney Shelters, Washington, D.e.: U.S. Government Prinıing Office. 1984. 35 Kim Hopper & Jill Hamberg, "The Making of America's Homeless: From Skid Row lo New Poor, 1945-1984", Crltlcal Perspectlves on Houslng, (Eds. Rachel G, Bratl. Chester Hartman & Ann Meyerson), Philadelphia: Temple University Press, 1986, s. 14. ı 54 AMME IDARESI DERGISI TÜRKİYE'DE (KENTSEL) YOKSULLUK Bu noktada, (kent) yoksullarının konutlandırılması baglamında, mekte olan bir ülke olarak Türkiye deneyimine dönmek istiyorum.36 geliş­ Gelişen Türkiye, metropolitan merkezlerinde özellikle ikili bir mekfu1sal yapı sergilemektedir. Bir yanda "modernit ruhsatlı konut alanları, öte yanda da ruhsatsız (gecekondu) alanlar(ı) bulunmaktadır. Türkiye'de (1980 yılında­ ki) toplam 8.601.000 birimlik konut stokunun belli bir 4.387.971 birimlik kısmı kentsel konut olarak tasnif edilmiştir. 1980'lerde 1.250.000'lik bir top­ lam sayıya ulaşan gecekondular, bu suretle toplam (kentsel konut) sto­ kun(un) dörtte birini oluşturur hale gelmişlerdir. Türkiye'nin en büyük ana­ kentleri olan Ankara, İstanbul ve İzmir'de, gecekondular. sırasıyla, %70, %55. %50 oranlarında kent nüfusu barındırmaktadırlar. İlk gecekondu, Tür­ kiye'de, 1930'lu yılların Ankara'sında görülmüştür. Bununla birlikte, gece­ konduların, daha önce benzerine rastlanmamış büyüme ve yayılma oranları­ na erişmeleri. İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesine denk gelir. İstan­ bul'daki ilk gecekondu bölgelerinin ortaya çıkışı ise 1947-1949 yılları arasın­ dadır. . Kırsal alanlardan kentsel yörelere göçün, çeşitli uluslararası, sosyo-eko­ nomik, siyasal, sosyo-psikolojik ve mekfu1sal nedenleri vardır. Bundan dola­ yı, gecekondu, sadece bir -ya da iki- boyutlu degil; fakat çok boyutlu bir so­ runsaldır. Böyle de oldugu için, gecekondu olgusu Türkiye'de, köklü kentliler, po­ litilr~cılar ve araştırıcılardan farklılaşmış tepkilerle karşılaşmıştır. Tekeli'ye göre37 sürecin hemen başında gecekondu olgusu, "engellenebilir bir yer de­ giştirme" olarak algılanmıştı. Bu görüşün savunucuları, gecekonduların en kısa zamanda yıkılması taraftarı idiler. Türkiye'deki gecekondu incelemeleri­ nin ikinci aşamasında. bazı araştırıcılar, "(köyler) iter -(kentler) çeker" diyen "mekanik bir analoji"den yararlanmışlardır. Kimileri "kırın itmesiltnivurgu­ larken, kimileri de "kentin çekmesi"ni önemsemişlerdir. Üçüncü aşamada gecekondulara kuramsal yaklaşım, gecekonducuların "kültürel dönüşüm" sü­ recini açımlamak olmuştur. Gecekonducular, köylerini ve kırsal yaşam bi­ çimlerini beraberlerinde taşıyan, "kentteki köylüler" olarak görülmekte idi­ 36 Başka türlü belirtilmedikçe, bu bölümde. master tezim (Özer Bostanoğlu, Squatter (Gecekondu) 37 yınlanrnamış Şehir Planlama Yüksek Lisans Tezi, Ankara, O.D.T.Ü., ı986) ve eski ve yayınlanma­ mış bir çabşmama (Özer Bostanoglu, Urban Structures and Thelr Transformatlons In Turkey, Ankara,O.D.T.Ü., 1987) yaslanıyorum. ılhan Tekeli, Türkiye'de Kentleşme Yazıları, Ankara, Turhan Kitabevi Yay., No: 3, 1982, Upgradlng Phenomenon In Turkey with Speclal Emphasls Upon Technical Infrastructure, ya­ s.331-337. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 155 ler. "Anadolu İstanbul'da idi" .38 Dördüncü aşamada, gecekondu olgusu ve kültürel ikilik problemi, genelolarak Bagımlılık Okulu'nun görüşleri ve Tür­ kiye'deki ikili mekansal yapının, sürdürülmekte olan çevresel kalkınma poli­ tikalarının sonucu oldugunu ileri süren belli bir merkez-çevre modeline göre ele alınmıştır. Beşinci aşamada ise, gecekondu meselesi, (yine) bir "bagımlı gelişme" kuramsal çerçevesinde incelenmekle birlikte, bu kez şehirlerdeki sennaye oluşumuna yeni bir bakış açısı getinneye çalışılmıştır. Gecekondu, denmiştir, emegin kendini ucuza yeniden-üretim aracıdır, yani sennaye sa­ hipleri için yaşamsal önem taşır. Bunun yanısıra, gecekondu kitlesi ulusal pazarda yeni bir istem grubu yaratır. Altıncı aşamada. gecekondu olgusunun, kentsel ve kırsal yaşam biçimlerinin birbirleri arasındaki ayrılıkların altının çizilmesinden ziyade, (kentte) yeni bir düzlemde birbirlerine eklemlenerek bireşime gitmelerini vurgulayan farklı bir kuramsal yaklaşımla araştırılması istenmiştir. 39 Şimdi, konuyu degişik açılardan ele alan kuramsal yönelimlere biraz daha yakından bakalım. Türkiye~deki ilk yayınlanmış kent araştırması olan "Eregli"niıfO yazarı Kırayla göre, kent araştınnaları, Redfieldtin "folk ve şehir toplum'ları", "köy ve şehir toplumları", Lemer'in !'gelenekçi ve modem toplumlar"ı, Sjoberg ve Foster'in "feodal ve modem şehir"i gibi "çift terim"lerle yürütülmektedirler. Feodal toplumlarda, demektedir yazar~ şehirler, el sanatkarlarının, zanaat­ karların toplandıgı ve imalatın organik enerji ile gerçekleştirildigi pazar ve mübadele merkezleridir. Ekonominin ihtisaslaşma düzeyi çok düşüktür. Toplumda dikey hareketlilik yoktur. Geniş aile, asal toplumsallaşma ve sos­ yal güvenlik kurumu olarak işlev görür. Modem sanayi şehirleri ise tam zıt özellikler gösterirler, yani şehirler, sanayi, artık degeri kontrol, hizmetlerin düzenlenmesi. dagıtımı, ve mali-idari işlevler merkezleridir, ekonominin ih­ tisaslaşma düzeyi çok yüksektir; kullanılan enerji organik-olmayan enerjidir, ve dikey sosyal hareketlilik için fırsatlar vardır. Eski ve yeni yapılar arasındaki "geçiş toplumu", belli bir "fonksiyonel bütünlük"e sahiptir. Bu geçiş süreci boyunca sahneye, ne eski, ne de yeni ya­ pının ürünü olan, yeni kurumlar, yeni ilişkiler çıkarlar. Bunlar, Kıray tarafın­ dan, "tampon mekanizmalar" olarak adlandırılırları ı ve geçiş sürecini yumu­ şak ve daha az sancılı kılar1ar. Yazar, bu mekanizmanın Eregli'de işleyen çok iyi bir ömegini de verir: Yeni ortaya çıkan tüccarlar, hem eski, hem de 38 Oktay Akbal, "Bir İstanbul Köylüsü Anlatıyor", Cumhuriyet, 23 Ekim 1975'j zikreden: Önder Şen­ Köylüler, Milliyet Yay.• No: 19, 1978, s. 73-74. Melih Ersoy, ~öç ve Kentsel Bütünleşme, Ankara, Türkiye Gelişme Araştınnalan Vakfı Yay., No: 2, 1985, s. 3-18. Mübeccel Kıray, Ereğlı-Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, İkinci Baskı, İstanbul, Iletişim Yay., 1985 (1964). KJray~ a.g.e., s. 16-17. yapılı, Kentlileşen 39 40 41 AMME IDARESi DERGiSi 156 yeni toplumsal yapılarda eksik bulunan sosyal sigorta ve sosyal dayanışma kurumlan olma rollerini üstlenirler.42 Kı ray, sosyal güvenligin yoklugıInun altmı çizer, çünkü "yeni degişen yapıda yeni ve uygun bir güvenlik mekaniz­ masının yoklugu ya da ortaya çıkış ve bütünleşmesinİn gecikmesi, toplumsal gelişmeye birçok yoldan etkir. Bu durum, halkın bir kesimden (tanm) öteki­ ne (sanayi ya da hizmet) serbest hareket ve akışını engeller" .43 Yazara göre, "hızlı-köylülükten-çıkış - yavaş-işçileşme" sürecinde, içinde oturanlann; a) kentte gecekondu edinmek; b) etraflannda aynı köyden gelme akraba ve tanıdıklı:ırla komşu oturmak; ve c) köydeki topragı elde tutmak, gibi başlıca üç bileşenli bir toplumsal güvenlik sistemi kurdukları gecekondu yerleşme le­ ri dogar.44 Gecekondunun kendisi, bazı yazarlarca, gerçek tampon mekanizma ola­ rak tanımlanmış45 ve onun, oturanını, dışandaki düşman kentsel yaşama kar­ şı koruyup, ona hayatını sürdürmeye yarayacak fırsatlan verdigi ve aynı za­ manda da, degişik kent yöreleri ve hemşehriler arasında bir etkileşme ve bü­ tünleşme ortamı yarattıgı ileri sürülmüştür. Konu ile ilgili olarak çalışan, çok etki yapmış bir başka bilimci, alan araştırmasını Ankaratda ve yaklaşık bin kadar gecekonducu aileyle gerçek­ leştirmiş olan İ.Yasa dır.46 Yazar, Türkiyetde de, geniş halk kitleleri ve "seç­ kinlerıtden oluşan iki tabakalı bir toplumsal yapıya sahip diger azgelişmiş ül­ kelerde oldugu gibi, gecekondunun, önem verilmesi gereken ciddi bir "dev­ let sorunu haline gelmiş bulundugıInu ileri sürmüştür.47 Gecekondu ailesini, köy ve şehir ailesinin dışında ve ikisi arasında yer alan "geçiş halinde aile ti­ pr t olarak tanımlayan ve bunun, zamanla köysel özelliklerinden annıp, şehir­ sel nitelikler kazanacagını vurgulayan Yasa, manevi degerlerle maddi deger­ lerin degişme hızlan arasında belli bir "kültürel gecikme "nin varoluşu gerçe­ ginin altını çizmiştir. 48 t tl Türkiyetdeki kentleşme ve gecekondu görüngüleri için bir başka kapsayı­ C. Abramstın Ankaratda etkin olarak kent planlama ve gecekondu meselesi ile ugraşacak bir üniversite kurultnası önerisi üzerine kurulmuş bu­ cı bakış, 42 43 44 45 46 47 48 Kımy, a.g.e., s. 215-216. Mübeccel Kıray, Toplumbilim Yazılan, Ankara, Gazi Üniversitesi (U.B.F.) Yay., No: 7, 1982, s.224. Kıray, a.g.e., s. 339-352. Emre Kongar, "Kentleşen Gecekondular ya da Gecekondulaşan Kentler Sorunu", Kentsel Bütünleş­ me (Ed. Türköz Erder), Ankara, Türkiye Gelişme Araştınnalan Vakfı Yay., No: 4, s. 31. ıbrahim Yasa, Ankaratda Gecekondu Aileleri, Ankara, Sa#hk ve Sosyal Yardım Bakanlı#ı Yay., No: 46, ı 966. Yasa, a.g.e., s. 52·53, 239. Yasa, a.g.e., s. 235. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 157 lunan Ortadogtı Teknik Üniversitesi'nin (eski) akademisyenleri olan, "Gece­ kondulu, Dolmuşlu, lşportalı -Şehir"49 kitabının yazarlannca geliştirilmiştir. Yazarlar, tanmsal bir yapıdan endüstriyel bir yapıya dönüşen diger ülkeler gibi, Türkiye'nin de, hızlı bir şehirleşme süreci yaşadıgını dile getinnektedir­ ler. (Dünya) Kapitalist sistemin(in) egemenligi altındaki "çevre" ülkelerde, "aşın", "saglıksız", ya da "sahte şehirleşme" olarak tanımlanan özel türde bir şehirleşme görülmektedir. so Geri kalmış ülkelerin şehirleri. dünya kapitalist işbölümüne uygun olarak işlev yapmaktadırlar. sı Kitabın tümüne hakim olan görüş, şehir yaşamının her alanına ilişkin olarak bir ikiligin bulundugtıdur. ("Gecekondu -lüks apartmarı"; "dolmuş - belediye otobüsü"; "fonnel -örgüt­ süz (marjinal) piyasa'" v.b.) Şehir araştınnalannda ikinci yaklaşım yeni de­ gildir; fakat bu elealışta yeni olan yön, ikili yapılann şehir yaşamında ve mekanında aynı zamanda yeraldıklan savıdır. Yazarlar, Yasa'nın, ikili yapı­ nın geçiş dönemi diye tanımlanan sürenin sonunda çözülecegi iddiasını red­ dederler. Bunun yerine, "gecekondu olgusu toplumun slnlfsal yapısının mekana yansıyan bir görüntüsüdür" diyerek, dünya kapitalist sisteminin çev­ re ülkelerinde ve bu ülkelerin gelişme süreçlerinin belirli bir aşamasında or­ taya çıkan kırdan şehire göç hareketlerinin. gecekondu olgusunun temel ne­ den(lerinden bir)i oldugu saptamasını yaparlar. sı Sorunun çözümü, kent yok­ sulunun gelirinin ve sosyal güvenlik araçlannın arttınlmasındadır. s3 O.D.T.Ü.'den bir başka araştıncı, gecekondu ve nedenlerine. yani marji­ nallik görüngüsüne, çok-yönlü bir yaklaşım geliştinneye çalışmıştır. S4 Yazar, kentlerin toplumsal yaşamında, fizik mekanlar yanısıra, "ekonomik me­ kanıtlar ve "sosyal mekan"lar gibi soyut mekanlardan da sözedilebilecegini vurgulamıştır. Fizik mekandaki insan eliyle gerçekleştirilmiş yapay dokunun fizikı görünüşü, anılan soyut mekanlardaki ilişkilerin bir yansısıdır. ss Yazara göre, marjinal kesimin tüm sistem içinde oynadıgı rol, kentlerde varolan dual yapı (parçalan)mn sürtüşmeden uzak biçimde işlemesini saglamasıdır. S6 Marjinal kesim, sistem çapındaki "tampon" görevini: a) Pazara ucuz ekmek sunarak; b) (Yüzer-gezerlik ve devingenlik özellikleri sayesinde) Pazar yü­ 49 50 51 52 53 54 55 56 ılhan Tekeli, Yigit Gülöksüz & Tank Okyay, Gecekondulu, Dolmuşlu, tşportall - Şehır, Lstanbul, Cem Yayınevi, 1976. Tekeli, Gülöksüz, Okyay, a.g.e., s. 1ı. Tekeli, Gülöksüz, Okyay, a.g.e., s. 12. Tekeli, Gülöksüz, Okyay, a.g.e.. s. 228-229. Tekeli, Gülöksüz, Okyay. a.g.e., s. 231: aynca bkz.: İlhan Tekeli, "Gecekondulan Planlama Sorun­ lan ve Yollan", METU·Studles In Development, No: 2, Bahar 1971. s.287-288. Tansı Şenyapılı, Bütünleşmemiş Kentli Nüfus Sorunu, Ankara, O.D.T.O. Yay., No: 27, 1978. Şenyapılı, a.g.e., s. 2. Şenyapılı, a.g.e., s. 3. AMME İDARESİ DERGİSİ 158 zeyinin konveksitesini saglayarak; ve c) (Tüketim pazarına) Talep yaratarak; gerçekleşti rir. 57 Bir başka bilimadamı, Çankın köylerinden Ankara'ya 1976 yılına dek göç etmiş 399 kişiyle yürüttügü araştırmasında. yukanda sözügeçen "sosyal mekan"ı bulgulamaya çalışmışur. 58 "Kentte kalış süresi" ve "gelir düzeyi" gi­ bi iki bagımsız degişkenin. göçmenlerin kent yaşamına uyum yapma süre­ cindeki önemi, araştırma(cı)nın yogunluk merkezi olmuştur. Başka bir araş­ tırmasında ise yazar, (kentle) sosyal ve ekonomik bütünleşmenin, tam anla­ mıyla, "ikinci kuşak" tarafından gerçekleştirilecegini ve "kır insanı"nın, top­ lumsal degişmenin çekirdegi olan "kent insanı"na dönüşmesinin 40-50 yıllık zaman dilimi gerektirecegini savunmuştur. 59 Başka kimileri ise "bütünleşme" kavramının belirsizligine inanmaktadır­ lar. Bir "eklemlenme" taraftan, bütünleşme sürecinin Modernleşme Oku­ lu'nun öne sürdüklerine göre gerçekleşmesi halinde, göçmenlerin tümden kentlilere dönüşmesi gerekligini; ve (fakat) Bagımlılık Okulu'nun beklentile­ rine göre oluşması halinde ise, flmarjinalleşme"nin, diger koşullar degişme­ digi müddetçe, sonsuza dek kalıcılaşacagını belirtmiştir. Bunlann yerine, (kent ve kır kültürlerinin) eklemlenmiş "sentez"(i) incelenmelidir.6o Eger gecekonduyu yaratan ana nedenler sosyo-ekonomik yapının kendi­ sinde yatıyorsa ve bazı araştırmalann işaret ettigi gibi, asıl etken, kullanım degeri içeren kent (toplumsal) mekanın. degişim degeri içeren bir tüketim malına dönüşmesi süreci ise61 , o zaman, (olası) "sentez"in, çogu kez "par­ ça(cı)" tabiatlı. ayn ayrı işleyen altdizgelerden müteşekkil (hem sosyo-eko­ nomik, hem de mekansal anlamda) ikili bir sistemden başka ne olması bekle­ nebilir ki?62 Ve eger, ulusal gelir dagılım tablosuna göre, toplumun alt %20'si, 1963, 1968 ve 1973 yıllannda toplam gelirden, sırasıyla, %4.5, %3.0 ve %3.5 ora­ nında P':LY alırken, toplumun üst %20'si, sırasıyla, %57, %60 ve %56.5 ora­ nında pay almışsa,63 ve biz de bu gerçegi, toplumsal tabakalar ve/ya da sınıf­ lar arasında büyüyen bir gelir uçurumunu gösterdigini kabulle not ediyorsak, her iki grubu uyumlu bir biçimde kapsayıcı sentezi nasıl bekleyebiliriz ki? 57 58 59 60 61 62 63 Şenyapılı, a.g.e., s. ı65-166. S. Kemal Kartal, Kentleşme ve ınsan, Ankara, T.O.A.l.E. Yay., No. 175, 1978. S. Kemal Kartal, Ekonomık ve Sosyal Yönlerıyle Türkiye'de Kentlileşme, Ankara, Yurt Yay., 6, 1983, s. 61-62, 227-228. Ersoy, a.g.e., s. 16-17. Barlas To]an, Büyük Kent Sorunlarma Toplu Bır Bakış, Ankara, A.l.T.t.A. Yay., No. 99. s. 26. Özer Bostanoğlu, "Türkiye'de (planlı ve Gecekondu Alanlarda) Kira Politikası". Mülkiyeliler Birli­ ği Dergisi. Glt XI, Sayı 82, (Eylül 1986), s. 50. DPT, Gelır Dağıhmı 1973, Ankara, DPT Yay., 1976, s. 24. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 159 Durum, 1980'lerde başla(tıl)mış "yeni) ulusal ekonomiyi bir bütün olarak dü­ şündügümüzde daha da ciddileşmektedir. "Daha liberal ekonomi" politikası, dış borç yükümlülügünü (iç borç yükümlülügünü oldu~ gibi) sürekli olarak arttırmış64 ve böylece. toplumsal (refah) politika(sı) programında muazzam ölçekli ulusal bütçe kesintilerine yolaçarak, yurt ölçüsündeki yoksuııu~ de­ rinleştirmiş; bundan dolayı da daha fazla gecekondulaşma, düzendışıIaşma ve/ya da kıyıklaşma (marjinalleşme) için zemin hazırlamıştır. Denilebilir ki, dünya (kapitalist) sisteminin işleyişinin görünüşte dışında bazı altdizgeler, paket alanlar, kişiler (bunlara eski köylüler, kıyık (marjinal) işçiler65 (ki bun­ lar, Worsley anlamında ayn bir sınıf oluşturmazlar; varolan işçi sınıfının bir parçasıdırlar ve "kent yoksuıun olarak tanımlanabilirler, içerilebilirler) var­ dır. Ancak bunlar aslında dünya sistemine örgensel olarak baghdırlar. Bu gerçegin en gösterişli işaretlerinden birisi, içsel kente-dogru göçlerin dışsal­ laş(tınl)mış biçimi olan uluslararası emek göçü süreçlerinin varoluşudur. 66 SONUÇ (Kentsel) Yoksulluk sorunsalı yerküresel bir meseledir. Ancak kendisini, evrensel "uygarlık" tarihinin degişik duraklarından geçen ülkelerin farklı yerlerinde, başka başka biçimlerde gösterir. Tarihsel gelişimleri neredeyse köktenci bir biçimde farklı New York ve Kahire gibi iki dünya kentinin bile görünüşte sahip olduklan birçok benzer­ likler. bazı uzmanlan, New York'un; kalabalıklık, çeşitlilik, degişik alan kul­ lanışlannın ve insanların birbirine girmişligi, gürültü, kirlilik, dilenciler(in çoklugu), v.b. özellikler yıgını açısından, bir Üçüncü Dünya kentine mi dö­ nüşmekte oldugunu düşünmeye itmektedir. Abu Lughod (1990) da New York ve Kahire'nin, ömegin New York ve Chicago arasında oldugundan da­ ha fazla ortak yönleri bulundugunu itiraf etmekte; ve fakat aynı zamanda New York ekonomisinin "Üçüncü Dünyaltlı gibiligi savlanna inanmadıgını belirtmektedir. 67 Ona göre. New York misali bir Birinci Dünya kentinde üçüncü Dünya'lılık duygusunu yaratan şey. "eski tip sömürge kentinin hük­ medilenleri ("subordinates") ile hükmedenleri ("superordinates")" arasında varolan ilişkidir.6R 64 Dış borç yükümlülüğü, 1986'daki 32.101 milyon $'dan. Haziran 1990'daki 42.801 milyon $'a çık­ The EconCHDIst·Panorama, 1990:7. Peter Worsley, The Three Worlds-Culture and World Development, Löndon: Weidenfeld and Nicholson. 1984. s. 206. Özer Bostanogıu. "Türkiye'den Federal Almanya'ya Yönelen Dışgöç Hareketi ve Yarattıgı Mekansal Oluşwnlar". Amme İdaresi Dergisi, Cilt 20, Sayı 4, Aralık 1987. s. 90-91. Janet Abu Lughod. "New York and Cairo: A View From Street Leve I" , International Social Science Journaı, 125. (Ağustos) 1990, s. 315. Abu-Lughod. a.g.nı .. s. 317. mıştır. 65 66 67 68 160 AMME İDARESİ DERGISI Bununla birlikte. eger bugün ulaştıgı boyutlarla Birinci Dünya kentlerin­ de gözlenen evsizlik, bu toplumlarda temel gereksinimleri karşılama meka­ nizmalanndaki ciddi aksaklıklan sergiliyorsa69 ve eger güzide araştıncılarca, "planlama ve refah devletinin tüm yinninci yüzyıl aygıtı"nın. yitirdiklerinin saflanna devamlı olarak yeni üyeler alan "sınıfaItı"nı ("underelass") yerinden etmesi biryana. varoluşunu ve sürekliligini açıklamakta bile yetersiz kalma­ sına ilişkin saptamalar yapılıyorsa70 , o zaman, (kentsel) yoksuııugun temel nedenlerini, Birinci Dünya'da ve onun tarafından üretilmiş politikalarda ara­ maksızın, daha ileri gidilmemelidir. Yoksulluk kültürünün, ekonomisinin modem kesiminde yeterli işlendir­ me olanaklan bulunmaksızın kır-kent göçünden dolayı hızlı bir şehirsel bü­ yüme ile karşılaşan azgelişmişlik sürecinde boy verdigini ve bu kültürün, kendisine yakalananlann güçsüz konumlanndan bütünüyle kurtulmalanna kolay kolay izin vennediginpı öne süren O. Lewis'in ("yoksulluk kültürü") tezi 72 , yoksullann becerikliliklerini ve kentlerin ekonomik ve siyasal yaşamı­ na çogunlukla etken olarak katılımlannı73 azımsatacak bir ölçüde abartılma­ malıdır. Perlman. "kıyıklık (maıjinallik) konumunun, işgücünün belli kesim­ lerinin ana üretim aygıtına tipik bir tarzda bütünleşmesinden ortaya çıktı­ gı"nı ve "dolayısı ile kıyıklaş(tınl)mış kesimin belirleyici özelliginin bagımlı toplumlara özgü birikim sürecindeki rolü oldugu"nu söylemiştir. 74 Dogal olarak, şimdilerde, Birinci Dünya kentlerinde (de) oluşabilecek "yoksulluk kültürü" vak'alan beklentileri mevcuttur. Ömegin (eski Federal) Alman­ ya'da75 ; bu durum da (kentsel) yoksulluk oluşumlannın evrenselleşmesinin bir başka anlamlı göstergesi sayılmalıdır. Noor'un yaptıgı tahminlere göre, dünya çapında. (1980) yılında) 125 mil­ yon "evsiz" hanehalkı bulunmaktadır. Deger76 bu rakamı kullanarak bir he­ 69 70 71 72 73 74 75 76 Hopper & Hamberg, a.g.e., s. 33. Peter Hall, cı.les or Tomorrow, Oxford: Basil Blackwell, 1988, s. 400. Bryan Roberts, Clties of Peasants, London, Edward Amold (publishers) Ltd., 1978, s. 139-140; Worsley, a.g.e., s. 192-194. Oscar Lewis, The Children orSanehez, New York, Random House, 1961; ve Oscar Lewis, La Vi­ da: A Puerta Rlean Family In the Cu.ture or Poverty-San Juan and New York, New York, Vin­ tage Books, Random House, 1968. Roberts, a.g.e., s. 140. Janice E. Perlman, The Myth of Marglnallty, Los Angeles, University of Califomia Press, 1976, s. 258. Aynca bkz.: ılhan Tekeli, Baeımll Kentleşme, Ankara, MimarlarOdası Yay., No: 18, 1977. Hartmut Haeussennann & Walter Siebel, Neue Urbanıtaet, Frankfurt am Main: Edition Suhrkamp, 1987. s. 21. Saadet De~er, "The Social and Welfare Opportunity Costs of Mi1itary Spending, in Developing Countries", Homes Above AII-Homelessness and the Misallocation of Global Resources, Leices­ tershire: The Building and Social Housing Foundation, 1987. s. 42. BİRİNCİ VE ÜÇÜNCÜDÜNYALARDA (KENTSEL) YOKSULLUK ÜZERİNE 161 saplama yapmakta ve i 5 yıllık bir plan içerisinde, azgelişmiş ülkelerdeki tüm yoksullar için barınak saglama işinin (1983 fı yat1arı ile) yıllık maliyeti olan yaklaşık 28 milyar $'ın, o (Üçüncü Dünya) ülkelerinde 1983 yılındaki yıllık askeri savunma gideri olan 170 milyar $'ın % 16'slna eşitlendigini bul­ gulamaktadır. Demek oluyor ki, kent yoksullarının gelecegi için çok da fazla kötümser olmaya gerek bulunmanıaktadır. İşte eger aşırı uçtan yak.laşılacak olursa, on­ lar yaşamda kalmayı, politikacılar ve/ya da plancılardan çok daha iyi bil­ mektedirler!