Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017

advertisement
_____________________________________________________________________________________
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date
15.06.2017
Yayınlanma Tarihi / The Publication Date
13.08.2017
Dr. Ömer Lütfi TAŞCIOĞLU
ANKA Enstitüsü
omertascioglu@gmail.com
RUSYA’NIN OSMANLI DÖNEMİNDEKİ ERMENİ POLİTİKALARI
Öz
Bu çalışmada Rusların Osmanlı Devleti dönemindeki Ermeni politikaları ile bu politikaların Türk-Ermeni ilişkilerine etkileri ele alınarak incelenmiştir. Osmanlı Devleti’ni ezeli rakip olarak gören Rusya, kendi güvenliğini sağlamak için Osmanlı
Devleti ile arasında Hristiyanlardan oluşan bir tampon bölge kurmaya gayret göstermiştir. Bu amaçla Ermenilerden yararlanan Rusya özellikle Türkmençay ve
Edirne Antlaşmalarından sonra İran’dan ve Osmanlı topraklarından getirdiği Ermenileri Kafkaslara yerleştirerek bölgenin nüfus yapısını önemli oranda değiştirmiştir. Diğer yandan Rusya, “Türk hükümranlığı altında yaşayan bütün Ermenilerin sözde kurtarılması ve Ermenilerin yaşadığı tüm toprakların Rusya’ya bağlanması” amacına da yönelmiş ve bu kapsamda Osmanlı Ermenilerinin kendi devletine karşı isyan için kışkırtılmasında önemli rol oynamıştır.
Anahtar kelimeler: Rusya’nın Ermeni politikası, Rus-Ermeni ilişkileri,
Türk-Rus ilişkileri
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
ARMENIAN POLITICS OF RUSSIA DURING THE OTTOMAN
PERIOD
Abstract
In this article, Armenians politics of Russia during the Ottoman period and the effects of the Russian-Armenian politics on the Turkish- Armenian relations have
been evaluated. Russia, which considered Ottoman Empire as its arch rival, endeavored to set up a Christian buffer zone between Russia and the Ottoman Empire
for its own security. Russia exploited Armenians for this aim and changed the
population structure of the Caucasia by settling Persian and Ottoman Armenians to
the region especially following Türkmençay and Edirne agreements. On the other
hand Russia tried to disconnect the Armenians from the Ottoman Empire and annex the land on which they lived to the Russian Empire. In this context Russia
played an important role to provoke the Armenians for riot against the Ottoman
Empire.
Keywords: Armenian politics of Russia, Russian-Armenian relations,
Turkish-Russian relations
Giriş
Ermeni sorunu ile ilgili çalışmalarda genellikle devletin sadık tebaası olan Ermenilerin
yabancı devletlerin kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti’ne karşı isyan ederek bağımsız bir Ermenistan kurma hedefine yöneldikleri vurgulanmakta ancak söz konusu devletlerin Ermenileri kışkırtmalarının arka planında yatan sebepler yeterince araştırılmamaktadır. Ermeni isyanlarının
çıkartılmasında etkili olan devletler arasında birincil role sahip olan Rusya’nın tarih boyunca
Ermenilerle ilişkilerinin dayandığı temellerin ve Rusya’nın Ermenilerden hangi amaçlar doğrultusunda yararlandığının ortaya çıkartılması Ermeni isyanlarının aydınlatılmasına önemli katkı
sağlayacaktır.
Rusya’nın gerek kendi topraklarında yaşayan Ermenilerle gerekse Osmanlı Ermenileriyle
ilişkilerinin Rus ulusal çıkarları çerçevesinde ele alınarak değerlendirilmesinin yapıldığı bu
çalışma Rusya’nın gelecekte de Ermeni sorununda izleyeceği politikaların ipuçlarını ortaya
çıkartması açısından önem taşımaktadır.
Çalışma “Rusya’nın Ermenilerle İlişkilerinin Tarihi Seyri, Türk Hanlıklarını Ele Geçirerek Türk Topraklarını Ermenileştirme Politikası, 93 Harbinde Ermenileri İsyan İçin Kışkırtması,
Rusya Ermenileri ve Kürtler Konusundaki Politikaları, Birinci Dünya Savaşı’ndaki ve Bolşevik
İhtilalinden Sonraki Ermeni Politikaları” başlıkları altında ele alınmış ve sonuç bölümünde incelenen konuların genel bir değerlendirmesi yapılarak Rusya’nın gelecekte izleyebileceği Ermeni
politikaları konusunda okuyucuya ve dış politikayı belirleyecek olan unsurlara ışık tutulmaya
çalışılmıştır.
Rusya’nın Ermenilerle İlişkilerinin Tarihi Seyri
Rusya’nın Ermenilerle ilişkileri oldukça eskiye dayanmaktadır. 11. yüzyılda Kiev Rusya’sına, 14. yüzyılda ise Moskova Prensliğinin kontrolündeki topraklara göç eden Ermeniler,
14. yüzyıldan itibaren Ukrayna’yı yöneten Letonya Prensliğinden önemli ayrıcalıklar almışlardır. Söz konusu ayrıcalıklar 1667’den itibaren genişletilmiş, ancak 14. yüzyılın ikinci yarısından
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
186
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
itibaren Rus/Slav milliyetçiliğinin gelişmesine paralel olarak Rusya, Ermenilere verilen ticari ve
kültürel ayrıcalıkların büyük bir bölümünü daha sonra ortadan kaldırmıştır1.
Rusya, özellikle nüfusu Slav olmayan bölgelerde yayılmaya çalışırken bu hedefi gerçekleştirmesinde katkısı olabilecek etnik ve dini grupları kullanmayı tercih etmiş, Kafkasya ve
Trans Kafkasya’da varlık gösterebilmek ve bölgeyi elinde tutabilmek için Ermenileri sistemli
olarak kullanmaya çalışmıştır. Başlangıçta Gregoryen Ermenilere Rus Ortodokslarının sahip
oldukları hakları vererek onları Trans Kafkasya’ya çekmeye ve sayılarını artırmaya çalışan
Rusya, bölgedeki Müslüman halkı buradan uzaklaştırarak yerlerine Hıristiyan milletleri ve Ermenileri yerleştirme politikası izlemiştir2.
Rus Çarı I. Petro Müslümanlara karşı mücadele etmeleri için Hazar denizi çevresine Ermenileri yerleştirmiş, ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun izlediği akılcı dış politika ve Osmanlı
askeri gücü karşısında Rusların Hazar bölgesinden çekilmek zorunda kalması sonucu, Ermeniler
ortada kalmıştır3. Bunun üzerine I. Petro 1724’de Ermenileri Rusya Devletinin güvencesi altına
alan bir imtiyaz bildirisi yayınlamıştır4. Söz konusu bildiri “Türk hükümranlığı altında yaşayan
bütün Ermenilerin kurtarılması ve Ermenilerin yaşadığı tüm toprakların Rusya’ya bağlanması”
amacına yöneliktir5.
19. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’na karşı gayr-ı Müslim grupları destekleyen ve Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında bir bariyer olarak düşünen Rusya,
bu çerçevede nüfus hareketlerini yönlendirerek Ermenileri imparatorluğun doğusunda bir araya
getirmeye çalışırken Ermenilerin kendi toprakları içinde belli bir bölgede tek başına çoğunluğu,
ya da egemenliği ele geçirmemesi için de gereken tedbirleri almıştır6.
Rus ulusal çıkarları için Ermenileri kullanma politikası izleyen liderlerin başında Rus Çarı
I. Petro gelmektedir. I. Petro Basra Körfezi ve Akdeniz’e inme amacını gerçekleştirebilmek için
gerek İran’a gerekse Osmanlı Devleti’ne karşı yürüttüğü savaşta ve siyasette Anadolu ve İran’da
yaşayan Ermenilerden faydalanmaya çalışmıştır. Ünlü Rus tarihçi Sergey Mikhaylovich Solovyev “Rus Çarı I. Petro’nun ele geçirdiği toprakları korumanın en iyi yolu olarak bölgedeki Müslüman nüfusu azaltmak ve Hristiyan nüfusu çoğaltmak düşüncesine sahip olduğunu” nakletmektedir7. I. Petro bu amacına ulaşmak için Ermenileri kullanmış ve göç ettirdiği Müslümanların
yerine Ermenileri yerleştirmiştir.
Çar I. Nikola da aynı politikayı devam ettirerek Ermenilerden yararlanmış ve 1828-1829
savaşı süresince Anadolu’da yaşayan Ermeniler Rus ordusuna önemli katkılar sağlamıştır. Ecmiyadzin (Üçkilise) Ermeni Katogikosu da yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunarak Doğu
ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Ermenilerin, Paskiyeviç kuvvetlerinin yanında yer almasına
Ömer Göksel İşyar, Bölgesel ve Global Güvenlik Çıkarları Bağlamında Sovyet-Rus Dış Politikaları ve Karabağ
Sorunu, ALFA Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 2004, s.193-194
2 Justin McCarthy; Ölüm ve Sürgün, Çev. Fatma Sarıkaya, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih
Kurumu Yayınları, IV/A-2-2.Dizi-Sayı:31, Ankara, 2014, s.16
3 Seyit Sertçelik, Rus ve Ermeni Kaynakları Işığında Ermeni Sorununun Ortaya Çıkış Süreci (1678-1714), TBMM
Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları No:131, Ankara, 2009, s. 33
4 Salahi Ramsdam Sonyel, The Ottoman Armenians, Victims of Great Power Diplomacy, Oxford University Press,
Lefkoşe, London, 1987, s.11
5 Sertçelik, age, s.34; Armyanskiy Vestnik (Ermeni Belleteni), No: 39, 1916, s.13
6 Sedat Laçiner, Türkler ve Ermeniler, Bir Uluslararası İlişkiler Çalışması, Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2004, s.237
7 Sertçelik, age, s.34; Sergey Mikhaylovich Solovyev, Rusya Tarihi
1
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
187
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
önayak olmuş, savaş sırasında Osmanlı ordusunu arkadan vuran Anadolu Ermenileri Müslüman
halkın tepkisine neden olurken Rus Çarı ve çevresinin takdirini kazanmıştır8.
Rusya’nın Türk Hanlıklarını Ele Geçirmesi ve Türk Topraklarını Ermenileştirme
Politikası
Rusya’nın İran’la yaptığı savaştan sonra Kaçar Hanedanı ile Rusya arasında 21 Şubat
1828 tarihinde imzalanan Türkmençay Anlaşması’ndan sonra “Revan, Nahcivan ve Talış”
Hanlıkları Rusya’nın eline geçmiştir. Rusya, halkının büyük kısmı Türk olan Revan ve Nahcivan hanlıklarını topraklarına kattıktan sonra bölgenin nüfus yapısını sistemli bir şekilde kökten
değiştirmeye başlamış ve Türkmençay Anlaşmasını müteakip İran’ın diğer bölgelerinden getirdiği 40.000 Ermeni’yi yeni ele geçirdiği topraklara yerleştirilmiştir9.
Rus Çarı I. Nikola bölgeye Ermeni göçünü hızlandırabilmek için nüfusunun ezici çoğunluğu Türk olmasına rağmen Nahcivan ve Revan hanlıklarının bulunduğu bölgelerde 1 Mart
1828’de “Ermenistan vilayeti” kurduğunu ilan etmiş, bu karardan sonra bölgeye Ermeni göçü
artarak devam etmiştir10.
Navarin olayını müteakip Osmanlı Devleti’nin Akkerman Antlaşmasını iptal etmesinden
sonra baş gösteren Osmanlı-Rus savaşında ise Ruslar batıda Bükreş ve Varna’yı ele geçirerek
İstanbul batısına kadar ilerlemiş, doğuda ise Ahıska, Ardahan, Posof, Revan, Kars ve Erzurum’u
ele geçirmiştir. Bu savaşlar sırasında Osmanlı Ermenileri hem Eflak-Boğdan cephesinde, hem
de doğu cephesinde gönüllü birlikler oluşturarak Rus ordusu saflarında Osmanlı ordusuna karşı
savaşmıştır11. Doğu cephesinde Beyazıt yöresinin Ruslar tarafından işgalinden sonra Rus işgal
kuvvetlerinden cesaret alan Beyazıt Ermenileri Müslüman mahallelerine baskın yaparak
1000’den fazla kişiyi katletmiştir12.
Savaşın ardından 14 Eylül 1829’da Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Edirne
Anlaşması’ndan sonra Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’ndan getirdiği 85.000-90.000 kadar Ermeni’yi Azerbaycan topraklarına yerleştirmiştir13. Bu suretle Rusya gerek İran’la gerekse Osmanlı Devleti ile arasında Ermenilerden oluşan birer tampon bölge oluşturmuştur.
Rusya’nın, İran’dan ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan ele geçirdiği toprakları Ruslaştırmak
ve Ermenileştirmek konusunda izlediği siyaseti N. İ. Şavrov, Güney Kafkasya’da Rusların
Amacına karşı Ortaya Çıkan Tehdit adlı eserinde aşağıdaki sözlerle açıklamaktadır14 :
İşyar, age, s.195-202
1796-1925 yılları arasında İran’ı idare etmiş olan Türk hanedanıdır. 950 yıl süreyle İran’ın yönetimini
üstlenenTürkler İngiltere’nin Fars kökenli olan Pehlevi ailesini işbaşına getirmesiyle 1925 yılında yönetimden
uzaklaştırılmıştır.
 Tebriz yakınlarında bir Türk yerleşim birimidir
8

İşyar, age, s.210
Elshan İzzatov, Tarihten Günümüze Azeri-Ermeni İlişkilerinde Karabağ Sorunu, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü, Konya, 2006, s.76-85( Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi)
11 Sertçelik, age, s.46; Shiskov, Polkovadtsı Kavkazskikh Voyn,, s. 302-303; Agayan, Rol Rossii v İstoricheskikh
Sudbakh Armyanskogo Naroda, s.224-225
12 Sertçelik, age, s.46; İstoriya Voyennıkh Deysttviy v Aziyatskoy Turstii, v 1828 i 1829 Godakh, v Tipografi
Glyuksberga, Varshava, 1843, s.179
13 İşyar, age, s.210
14 İşyar, age, s.217; Erol Kürkçüoğlu, “Rus Emperyalizmi ve Ermeni Taşeronluğu”, Tarihi Gerçekler ve Ermeniler
Uluslararası Sempozyumu, 24-27 Nisan 1995, Ankara, Iğdır Valiliği Kültür Yayınları No:1, 1997, s.33
9
10
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
188
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
“Güney Kafkasya’da istilacılık faaliyetimize buralara Rusları değil, başka dinden olanları göç ettirerek başladık. 1826-1828 yılları arasında devam eden savaş bittikten sonra, 1830
yılına kadar İran’dan Güney Kafkasya’ya 40.000’den fazla, Türkiye’den ise 84.600 Ermeni göç
ettirerek onları Elizavetpol ve Erivan Guvernialarında(vilayetlerinde) Ermeni nüfusunun çok
az olduğu en güzide devlet topraklarında meskûnlaştırdık.”
Rusya, bu dönemde İran ve Osmanlı vatandaşı Ermenilere çeşitli teşvikler sunmuş ve
özellikle Sürmeli Çukuru (Çukur Saad) denilen bölgeye Ermeni Vilayeti adını vermek suretiyle,
Ermenilerin kitle halinde buraya göçünü sağlamıştır. 1828–1829 yıllarında Kuzey Azerbaycan
olarak adlandırılan Revan bölgesine, İran’dan 6.946 Ermeni ailesi göç etmiştir. Bunların toplam
nüfusunu O. Kızılkaya 35.560, N. İ. Şavrov ise 40.000 kişi olarak belirtmektedir15.
Bölgedeki Ermeni nüfusunu artırma politikalarını Edirne antlaşmasından sonra da sürdüren Rusya 1829–1830 yılları arasında Osmanlı ülkesinden, yaklaşık 14.000 Ermeni ailesini bu
bölgeye göç ettirmiştir. Bunların toplam nüfusları 85.000-90.000 kadardır16. Buraya göç ederek
yerleşen 2.264 ailenin Kars’tan, 4.315 ailenin de (Doğu) Beyazıt’tan geldikleri tespit edilmiştir.
Bu gelenlerden bir kısmı, Rusya tarafından Müslüman Türklerin boşalttığı köylere yerleştirilmiş
ve savaştan sonra topraklarına geri dönmesi muhtemel Müslüman Türk halkının önü kesilmiştir17. Köyleri ellerinden alınan Müslüman Türkler ise Türkiye ve İran’a göç etmek zorunda bırakılmıştır.
Rus Çarı I. Nikola döneminde 1830 yılından itibaren Trans Kafkasya’daki bütün Türk
bölgelerinin “Ermenileştirilmesi” siyasetine devam edilmiş ve özellikle Azerbaycan Türklerinin
yoğun olarak yaşadığı Türk Revan Hanlığının toprakları üzerinde suni bir Ermenistan bölgesi
yaratılmaya çalışılmıştır. Böylece günümüzde Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmanın
temeli, halkının çoğunluğu Türk olan bölgelere Ermenilerin yerleştirilmesi suretiyle geçmişte
Rusya tarafından atılmış ve Anadolu Türklüğü ile Kafkasya Türklüğü (özellikle Azerbaycan
Türklüğü) arasına etnik bir duvar örülmüştür18. Anadolu Türklüğü ile Kafkasya Türklüğü arasında oluşturulmaya çalışılan ve “Kafkas Seddi” olarak adlandırılan bu duvarın yıkılmasının
Türkiye açısından taşıdığı önem Atatürk tarafından 5 Şubat 1920’de Kolordu Komutanlarına
gönderilen bildiride aşağıdaki sözlerle vurgulanmıştır19:
“Kafkas seddinin yapılmasını Türkiye’nin kati mahvı projesi sayıp, bu seddi İtilaf Devletleri’ne
yaptırmamak için en son vasıtalara müracaat etmek ve bu uğurda her türlü tehlikeleri göze
almak mecburiyetindeyiz. 20”
Atatürk’ün çabaları sonucunda Moskova ve Kars Antlaşmalarında Nahcivan’a Azerbaycan’a bağlı özerk bölge statüsü verilmesinin, Türkiye’nin Nahcivan’ın statüsünde taraf ülke

Ruslar Gence Hanlığını ele geçirdikten sonra Gence’nin adını adını Elizavetpol olarak değiştirmiştir
Ruslar Revan Hanlığını ele geçirdikten sonra buraya Ermenileri yerleştirmiş ve Revan’ın adını Erivan olarak
değiştirmiştir
15 İşyar, age, s.217
16 Bu rakam N. İ. Şavrov tarafından 84.600 olarak, Azeri tarihçilere dayanarak N. Göyünç tarafından 90.000 olarak
verilmiştir. Detay için bakınız: Nejat Göyünç, Osmanlı Devleti’nde Ermeniler, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim,
Yıl 4, sayı 38, Nisan 2003, s.61.
17 Oktay Kızılkaya, Revan(Erivan) ve Iğdır Yöresinde Demografik Yapının Ermeniler Lehine Dönüştürülme Süreci
(1828-1920) , Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 22, 2007, s.306
18 İşyar, age, s.217
19 Alaattin Uca, Kurtuluş Savaşı Yıllarında, Kendi İmzasını Taşıyan Belgeler Işığında, Mustafa Kemal Atatürk’ün
Ermeni Sorununa Bakışı, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı: 30, Erzurum, 2006, s.
200
20 Ali Fuat Cebesoy, Milli Mücadele Hatıraları, Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık, İstanbul, 1953, s.291-292

The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
189
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
olmasının21 ve Iğdır vilayetinin Aralık-Dilucu bölgesi ile Nahcivan’ın Sederek ilçesi arasından
geçen 11 kilometrelik arazinin Atatürk tarafından İran’dan altın ödenerek satın alınmasının22
arka planında yatan düşünce, Kafkas seddinin yıkılması ve Anadolu Türklüğü ile Orta Asya
Türklüğü arasındaki irtibatın muhafaza edilmesi amacına yöneliktir.
Rusya’nın Ermenileri İsyan İçin Kışkırtması ve 93 Harbi
Bir yandan ele geçirdiği topraklara Ermenileri yerleştirerek kendi topraklarındaki Ermenileri Türklere karşı güçlendiren Rusya, diğer yandan Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan Ermenilerin de desteğini sağlayabilmek ve bunları Ecmiyadzin Katogikosuna bağlayabilmek için
Ermeni Katogikosluğuna 1836 yılında olağanüstü ayrıcalıklar tanımıştır23. Rusya’nın söz konusu faaliyetleri semeresini vermiş ve Kırım savaşı sırasında bölgede yaşayan Osmanlı Ermenileri,
Kars bölgesini işgal eden Rusları desteklemiş ve bu durum bölgede yaşayan Müslümanlar arasında büyük tepkiye neden olmuştur24.
Osmanlı Ermenilerinin Rusya Ermenilerinden daha fazla haklara sahip olmalarına rağmen
Osmanlı Ermenilerini devlete karşı kışkırtma politikası yürüten Rusya’nın da teşvikiyle Ermeniler 1860’lı yıllardan itibaren Osmanlı Devleti’ne karşı isyan hazırlıkları içine girmişlerdir. Başlangıçta hayır cemiyetleri olarak kendilerini gizleyen Ermeni cemiyetlerine bağımsız bir Ermenistan kurma hayali içinde olan Rusya’daki Kafkas Ermenileri ve dünyanın çeşitli ülkelerinde
yaşayan zengin Ermeniler büyük maddi destek sağlamıştır25. Bu kapsamda 1886’da İsviçre’de
Kafkasya Ermenilerinden olan Rus uyruklu Avedis Nazarbeg ile karısı Maro ve Kafkasyalı öğrenciler tarafından Hınçak komitesi, 1890 yılında ise Tiflis’te Krisdapor Mikaelyan, Stepan
Zoryan, Simon Zavaryan adlı Ermeni kökenli Rus ve Gürcü ihtilalciler tarafından Taşnaksutyun
komitesi kurulmuştur26. Söz konusu komiteler ilk aşamada özerk bir Ermeni bölgesi, uzun vadede ise bağımsız bir Ermenistan devleti kurma hedefine yönelmişlerdir ve Osmanlı Ermenilerinin isyanında önemli rol oynamışlardır.
Rusya ise 19. yüzyılda Osmanlı Devleti ile yaptığı savaşlar sonunda sıcak denizlere açılmak için Türk Boğazlarını ele geçirme hedefine tam olarak ulaşamamış ve Osmanlı Devleti,
Rus etki ve yayılmasının önlenmesinde 19. yüzyıl boyunca sağlam bir engel teşkil etmiştir.
Rusya’nın bu engeli aşabilmesi için önünde iki rota bulunmaktaydı. Bunlardan biri boğazlar,
diğeri ise Doğu Anadolu istikametiydi. Rusya, boğazlar istikametinde başarılı olamayınca Doğu
Anadolu istikametine yüklenmiş ve bu bölgede bulunan Ermenileri hedeflerine ulaşmanın aracı
olarak kullanmıştır. Dolayısıyla Rusya’nın Doğu Anadolu bölgesine gösterdiği ilginin merkezinde Ermeniler ve onların sorunları yer almıştır.
Rusya, yayılma hedefinin önündeki en önemli engel olan Osmanlı Devleti’ni kontrol
altında tutabilmek için 1871’den itibaren Kafkasya Askeri Bölge karargâhında Doğu Anadolu
Bölgesi ile ilgili bilgi toplama ve değerlendirme programları hazırlamış ve bu amaçla 12.800
Emin Şıhalıyev, Kars Antlaşması, Nahcivan’la Bağlı Siyasi Meseleler Üzerine Yeni Bir Değerlendirme ve Ermeni
İddiaları, Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası Avrasya Strateji Dergisi 2(1), Çankırı, 2013, s. 15-26
22 İsa Habibbeyli, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Nahcivan’ın istiklali uğrunda mücadelesi”, Nahcivan Dergisi, No:2,
2000, s. 38-43
23İşyar, age, s.218-222
24 Sonyel, age, s.15
25 İşyar, age, s.237-238
26 İhsan Sakarya, “Belgelerle Ermeni Sorunu”, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara,1984, s.87
21
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
190
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Ruble kaynak ayırmıştır27. Bu kapsamda Osmanlı topraklarında bilgi toplama görevi Rus diplomatik temsilciliklerinde görevli gizli askeri ajanlara verilmiş ve öncelikle Kars ve Erzurum’daki Rus konsolosluklarına konsolos kisvesi altında Rus subayları atanmıştır. Gizli askeri
ajan olarak görevlendirilen Rus subayları Rus Dışişleri bakanlığı kadrosuna geçirilerek bunlara
askeri unvanlarına uygun rütbeler verilmiştir. Bu kapsamda Rusya’nın Erzurum konsolosu olarak atanan Yüzbaşı D. Malama ile yardımcısı Teğmen S. Zavriyev Doğu Anadolu ve Karadeniz
bölgelerinde konsolos görüntüsü altında topoğrafik ve etnoğrafik çalışmalar yürütmüşler, Zavriyev daha sonra İstanbul’daki Rus askeri ajanının yanında 10 yıldan fazla görev yapmış ve görev
süresi içinde Anadolu içlerinde de topoğrafik çalışmalarda bulunmuştur28.
Topoğrafik çalışmaların askerî harekât üzerine etkilerini dikkate alan Rusya’nın Kafkasya
Askeri Bölge Karargâhı Rus topoğraflarını konsolosluk kâtibi olarak görevlendirmek suretiyle
söz konusu ihtiyacı da karşılama yoluna gitmiştir. Bu kapsamda 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra bölgeye atanan ilk gizli askeri topoğraf Ermeni kökenli Üsteğmen  N. S. Kusikov
olmuştur. Kusikov Anadolu topraklarında konsolos kâtibi kisvesi altında 8 yıl görev yapmıştır29.
Rus askeri raporlarından anlaşılacağı üzere Rusya Osmanlı devletine savaş açmadan ve Osmanlı
topraklarını işgal etmeden çok önce bölgeye diplomat kisvesi altında gönderdiği söz konusu
gizli askeri ajanlardan yararlanmış ve bunların bir bölümünü Ermeni kökenli Ruslar arasından
seçmiştir. Rus ataşelerinin bir bölümünün Ermeni kökenli oldukları hususu İngiliz diplomatlarının raporlarına da yansımıştır. İngiltere’nin Trabzon Konsolosu Alfred Billiotti 5 Mart 1881’de
kendi Dışişleri Bakanlığına gönderdiği raporda Van’ a atanan Rus konsolosunun Ermeni kökenli olduğunu bildirmiştir30.
Rusların Osmanlı Devleti aleyhine Ermeni kökenlilerden yararlanması sadece konsolosluk ve Askeri Ataşelik görevlileriyle sınırlı değildir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Doğu
Anadolu’yu işgal için taarruz eden Rus ordusuna Ermeni asıllı General Loris Melikov komuta
etmiş, Melikov’un yanı sıra A. A. Ter-Gukasov, İ. D. Lazarev ve N. A. Şelkovnikov gibi Ermeni generalleri de Kafkas cephesinde görev almıştır31. Başlangıçta Türk Kolordu Komutanı İsmail Hakkı Paşa’nın, Melikov’u geri çekilmek zorunda bırakmasına ve Iğdır’ı Ruslardan geri
aldıktan sonra Revan* önlerine kadar ilerlemesine rağmen bölgeyi iyi bilen Osmanlı Ermenilerinin Ruslara yaptıkları yardımlar ve verdikleri kılavuzluk desteği nedeniyle Osmanlı ordusu
Kars’ın Alacadağ bölgesindeki muharebede Ruslara yenik düşmüş ve Iğdır ovasından çekilmek
zorunda kalmıştır. İlerlemeye devam eden Ruslar 6/7 Kasım 1877’de Kars kalesini, 18 Ocak
1878’de ise Erzurum tabyalarını ele geçirmiş, kış şartlarının ağırlaşması üzerine 31 Ocak
1878’de Ayastefanos Barış Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşma sonunda Karadağ, Sırbistan
ve Romanya Osmanlı Devleti’nin elinden çıkarken Batum, Kars, Ardahan, Oltu, Eleşkirt ve
Mihail Bashanov, Türkiye’de Ermeni Meselesi (Rus Genelkurmay Başkanlığı Belgeleri), Türk Tarih Kurumu
Yayınları IV/A-1.Dizi-Sayı:5, Çev. Doç.Dr.İlyas Kemaloğlu, Ankara, 2013, s. 11 ; RATDA (Rusya Askeri Tarih
Devlet Arşivi), Fond 401, Liste 3, Dosya 47, Yaprak 23
28 Bashanov, age, s.4; RATDA, Fond 401, Liste 3, Dosya 47, Yaprak 6b-7b
 Kusikov’un rütbesi Ştabs-Kapitan olarak geçmektedir. Söz konusu rütbe Rusça-Türkçe sözlükte Teğmenden
büyük, Yüzbaşıdan küçük rütbe taşıyan subay olarak ifade edilmektedir. Bu nedenle Üsteğmen olarak ifade
edilmiştir.
29 Bashanov, age, s. 11
30 Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Türk Tarih Kurumu Yayınları VII.Dizi, Sayı.79, Ankara, 1983, s. 127: İngiliz
Dışişleri Bakanlığı Arşivi (Foreign Office Public Record Office-FO)-424/122, No:54, eki
31 Sertçelik, age, s.98
* İsmini Revan Türk Hanlığından alan Revan şehrinin adı, Rusya’nın; Revan, Nahcivan ve Karabağ’ı ele
geçirmesinden ve bu bölgeye Ermenileri yerleştirmesinden sonra Erivan olarak değiştirilmiştir.
 Ayastefanos (San Stefano) olarak adlandırılan yer Yeşilköy’ün Rum dilindeki adıdır.
27
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
191
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Beyazıt Rusya’ya bırakılmış ve Anadolu’da Ermenilerin meskûn olduğu bölgeler Rusya’nın
himayesine girmiştir. Rusya antlaşmaya “Osmanlı Devleti bu bölgelerde (Ermenilerin bulunduğu bölgeler) ıslahat yapmadıkça Rusya bu bölgelerden çekilmeyecektir”32 hükmünü koydurmak
suretiyle ileride bu bölgeleri ilhak etmenin de yolunu açmıştır33.
1877-1878 harbinde Osmanlı Ermenilerinin Rus ordusuna katılarak Osmanlı ordusuna
karşı savaştıkları ve Ermenilerin verdiği desteğin Rus ordusunun savaşı kazanmasında önemli
rol oynadığı M. S. Karapetyan gibi Ermeni yazarlar tarafından da doğrulanmaktadır34.
Rusya’nın Osmanlı Devleti’nden ele geçirdiği bölgelere Ermenileri yerleştirmesi ve Karabağ bölgesine Ermenilerin göç ettirilmesi sonucu bölgedeki Türkler göçebe durumuna düşerek
ata yurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Halen günümüzde Kars, Iğdır ve Kağızman’dan
Ege Denizi’ne kadar uzanan birçok bölgede, buradan gelen göçmenler nedeniyle “Karabağ”
adını taşıyan birçok yerleşim birimi bulunmaktadır35. Bunların yanı sıra Rus ordusuna katılmadıkları gerekçesiyle çok sayıda Karabağ Türkü de Rusya tarafından Anadolu’ya sürülmüştür.
Rusya’nın Rusya Ermenileri ve Kürtler Konusundaki Politikaları
Osmanlı Ermenilerini kışkırtan Rusya’nın önünde önemli bir tehdit bulunmaktaydı. Söz
konusu tehdit Osmanlı Ermenilerine verilen hakların benzerlerini Rusya Ermenilerinin de talep
etmesi tehlikesi idi. Rusya bu tehlikeyi önleyebilmek için kendi vatandaşı Ermenilere, Osmanlı
Ermenileri ile Rusya Ermenilerini tek bir çatı altında birleştirme vaadinde bulunmak suretiyle
Rusya Ermenilerinin de Osmanlı Ermenilerini desteklemelerine zemin hazırlamış ve bu amaçla
özellikle Ecmiyadzin Katogikosluğu’nun Ermeniler üzerindeki dini etkilerinden yararlanmıştır.
Ermeni asıllı Amerikalı yazar Manoog J. Somakyan’ın Empires in Conflict: Armenia and
the Great Powers adlı eserinde verdiği aşağıdaki bilgiler, Rusya’nın Ermenileri ve Kürtleri Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırttığını göstermektedir36:
“Aslında reform maskesiyle Osmanlı bünyesindeki Ermenilerin saadeti için çalışıyor
görüntüsü veren Rus politikasının öncelikli amacı Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenileri devamlı olarak katliam tehdidi altında tutmaktı. Zira bu durum Rusya için hayati derecede önem taşıyan bu bölgeye müdahale bağlamında kullanabileceği elverişli bir diplomatik
bahane idi. Ermeniler ve Kürtler arasındaki huzursuzluğun farkında olan Rusya, onların arasındaki bu durumu körüklemek yönünde önemli çabalar harcayarak Osmanlı Devleti’ne karşı
güvensizlik ortamı yarattı. Öyle görünüyor ki, Rusya’nın bu çabaları Ermeni ve Kürtlerin hükümete karşı düşmanlıklarını artırarak büyük bir başarı kaydetmişti “37.
Rusya’nın izlediği bu çatıştırma politikası kısa sürede semeresini vermiş ve bir yandan
Ermeni ve Kürt aşiretleri arasında gittikçe genişleyen bölgesel çatışmalar bölgenin güvenliğini
tehdit ederken diğer yandan bölgeye yeterli güç ayıramayan Osmanlı Devleti’nin bölge halkı
nezdindeki itibarı da sarsıntıya uğramıştır.
Rus Konsoloslarının Ermeniler Üzerindeki Faaliyetleri
Hüdavendigar Onur, Millet-i Sadıka’dan Hayk’ın Çocuklarına Ermeniler, İstanbul Kitabevi, İstanbul, 1999, s.40
İşyar, age, s.264-267
34Sertçelik, age, s.98; M.S. Karapetyan; Sovyetskaya Armyanskaya İstoriografiya Armyanskogo NatsionalnoOsvoboditelnogo Dvizheniya Vtoroy Polovinı XIX Veka, Avtoreferat, Yerevan, 1972, s.17-18
35 İşyar, age, s.251-252
36Manoog J. Somakian, Empires in Conflict: Armenia and the Great Powers, 1895-1920, I.B. Tauris Publishers,
London and New York, 1995, s.49
37 Başak, age, s.132
32
33
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
192
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Rusya’nın Osmanlı Devleti’ndeki konsolosları da görev yaptıkları bölgelerde yaşayan
Ermenilerin ve Kürtlerin isyan çıkartmaları için her türlü teşvik ve desteği sağlamışlardır. Yukarıda “Rusya’nın Ermenileri İsyan İçin Kışkırtması” başlığı altında bahsedildiği üzere bölgedeki
Rus diplomatları konsolos kisvesi altında görev yapan Rus gizli askeri ajanlarından oluşmuştur.
Rusya 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi döneminde Erzurum, Trabzon ve Halep konsolosluklarına
ilave olarak Van yöresindeki Ermeniler arasında faaliyet göstermek üzere Van vilayetinde de
konsolos kisvesi altında gizli askeri ajanlık kadrosu açmış ve Binbaşı Kamsarakan (1879-1895),
A. M. Kolübakin (1884-1889), F. F. Gryaznov (1889-1895), V.T. Maevskiy (1895-1900), A. G.
Tumanskiy (1900-1905) ve R. İ. Termen (1905-1907) adlı subayları görevlendirmiştir38. Söz
konusu askeri ajanlar Türk ordusunun tertiplerinin yanı sıra bölgede Kürtler, Ermeniler, Dürziler, Maruniler gibi gruplar arasında da faaliyet göstererek bunların devlete bağlılıkları, sorunları
ve hassas tarafları konusunda araştırmalar yapmıştır. Bunlardan çok iyi Ermenice bilen ve
Türkçeyi de öğrenen Kolübakin görev süresi içinde elde ettiği bilgileri ve özellikle Ermenilere
ait siyasi, ekonomik, sosyal ve demografik bilgileri içeren araştırma sonuçlarını “Asya Türkiye’sine Ait Askeri İstatistiki Bilgiler” adıyla kitaplaştırmıştır.
Rusya’nın Erzurum ve Bitlis konsoloslarının bölgelerindeki Ermenileri kışkırtmaları ve
çeşitli vaatlerde bulunmaları sonucu bazı Osmanlı Ermenileri mezhep ve tabiiyetlerini değiştirme talebinde bulunmuştur. Bunlardan Bulanık kazası Ermenileri Osmanlı vatandaşlığından
çıkarak Rusya’ya gitmek için pasaport talebinde bulunmuştur39. Benzer şekilde Van’da görev
yapan Rus konsolosu bölgedeki Ermenileri, firar ederek Rusya’ ya gitmeleri için teşvik etmiştir.
İran’daki Ermeni gönüllü birliklerine ise Rusya tarafından silah dağıtıldığı Hakkâri Mutasarrıflığının raporuna istinaden Van valisi Ali Rıza Bey tarafından 11 Nisan 1908 tarihinde merkeze
bildirilmiştir40.
Kars Şehbenderliği tarafından Osmanlı Devleti’nin Petersburg Sefir Yardımcılığına gönderilen 22 Şubat 1913 tarihli yazı; Rusya’nın Kafkasya’ya komşu Osmanlı vilayetlerini ele
geçirmek amacıyla Erzurum, Van, Bitlis ve Bayezid’deki Rus Konsoloslarının ve Anadolu’ya
fenni araştırmalar yapma bahanesi ile gelen üç Rus profesörünün adı geçen vilayetlerde karışıklık çıkartmaya çalıştıklarını, Van’daki Ermenilerin Ruslar tarafından ihtilale teşvik edildiğini ve
Rusya’nın Van, Hoy ve Rumiye konsoloslarının Ermenileri kışkırtarak Osmanlı sınırı civarında
karışıklık çıkartmaları için onlarla birlikte çalıştığını” göstermektedir41.
Diğer yandan Rus konsolosu kisvesi altında görev yapan Rus subayları bölgelerindeki
Ermeniler arasında Rus sempatisini yayma konusunda da faaliyet göstermişler, bu kapsamda
Van başta olmak üzere doğu vilayetlerinde Ermeni çocukları için Rusça eğitim veren okullar
açmışlar42 ve bu okullarda okuyan Ermenilere para yardımında bulunmuşlardır.
Rusya’nın Ermeni Islahat Tasarısı ve Birinci Dünya Savaşı’ndaki Ermeni Politikaları
38
Bashanov, age, s. 7
Kolübakin ilerleyen yıllarda Rus ordusunda Tümgeneral rütbesine kadar çıkmıştır. Benzer şekilde Maevskiy Rus
ordusunda general rütbesine yükselmiş ve I. Dünya Harbi sırasında Doğu Anadolu’yu işgal eden Rus Ordu
Komutanına danışmanlık yapmıştır.
 Muş’un bir ilçesi
39 Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Rus İlişkileri (1907-1921), Cilt III, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü,
Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 80, Ankara, 2006, s. 5-9
40 Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Rus İlişkileri (1907-1921), Cilt III, 2006, s.30-37
41 Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Rus İlişkileri (1907-1921), Cilt III, 2006, s.81-82
42 Bashanov, age, s. 231

The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
193
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Ermeni meselesinin Avrupa gündeminde tekrar ağırlık kazandığı 1913 yılında Rusya’nın
hazırladığı “Ermeni Islahat Tasarısı” Doğu Anadolu’da Vilayat-ı Sitte denilen altı vilayetin
(Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Harput ve Sivas’ın bir kısmı) “Ermeni Vilayeti” ismiyle Ermenilere verilmesini öngörüyordu43. Başlangıçta otonomi olarak sunulan tasarı uygulamaya
konulduğu takdirde bağımsız bir Ermenistan Devleti kurulacağı açıktı44. Bu tehlikeyi gören
Osmanlı Devleti, karşı çıktığı tasarıyı Rusya, İngiltere ve Fransa’nın dayatmaları ve uzun pazarlıklar sonunda 1914 yılında kabul etmek zorunda kalmıştır45.
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti’nin Rusya ile savaşa girmesi durumunda nasıl hareket edeceklerine dair planlar yapan Ermeni komiteleri, Osmanlı Devletinin silahaltı
çağrısına uyulmamasını, silahaltında olanların ise firar ederek Ermeni çetelerine ve gönüllü
birliklerine katılmasını, Rus ordusu sınırı geçer geçmez Osmanlı ordusundaki Ermenilerin silahları ile birlikte firar ederek Rus ordusuna katılmasını, İtilaf devletleri lehine casusluk ve rehberlik yapılmasını, cephe gerisindeki 2 yaşına kadar olan tüm Müslümanların katledilmesini , Ermenilerin yaptıkları katliamın faturasının Müslüman halka çıkarılarak iç ve dış kamuoyunda
yayınlanmasını46 ve gönüllü Ermeniler tarafından Osmanlı ordusunun gerilerine yapılacak saldırılarla Osmanlı ordusunun iki ateş arasında bırakılmasını kararlaştırmışlardı47.
İçişleri Bakanı Talat Paşa, I. Dünya Savaşı’nın başlamasından yedi ay önce 3 Ocak 1914
tarihinde Dışişleri Bakanlığına gönderdiği raporda; Rusya’nın bazı Ermeni ihtilalcileri Osmanlı
topraklarına göndereceğinin ve bu kapsamda daha önce Muş ve Sason bölgesinde Osmanlı
ordusu ile çatışmalara giren ve halen Sofya’da bulunan Zeytun Ermenisi Antranik adlı çete reisinin Rus ve Bulgar subaylarının yardımlarıyla Osmanlı hududundan girmeye çalışacağının
öğrenildiğini belirterek bu konuda dikkatli bulunulması gerektiğini bildirmiştir.
6 Eylül 1914 tarihinde ise Antranik’in Rusya Hükümeti tarafından Kafkasya’ya sevk
edilmek üzere Rusya’ya davet edildiği Osmanlı Devleti’nin Varna Şehbenderliği tarafından
Dışişleri Bakanlığı’na rapor edilmiştir48.
Harp başlamadan önce Rusya basını da Ermenilerin kışkırtılması ve Rusya safında yer
almasını temin etmek amacıyla kullanılmıştır. “Tifliski Listof” adlı gazete 4 Nisan 1914 tarihli
nüshasında; Rusların Ermenilerin hamisi olduğunu, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında çıkması
muhtemel bir savaşta Ermenilerin eskiden olduğu gibi Ruslara yardım edeceklerini ve rehberlik
yapacaklarını, buna karşılık İngiltere ve Rusya’nın, Ermenilerin kurtuluşu için çalışacaklarını
Hikmet Özdemir, Kemal Çiçek, Ömer Turan, Ramazan Çalık, Yusuf Halaçoğlu, Ermeniler: Sürgün ve Göç, Türk
Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2004, s.41
44 Mim Kemal Öke, Yüzyılın Kan Davası Ermeni Sorunu, 1914-1923”, Aksoy Yayınları, İstanbul, 2001, s. 108
45 Fatih Bozkurt, Birinci Dünya Savaşına Kadar Almanya ve Ermeni Sorunu, Geçmişten Günümüze Ermeni Sorunu
ve Avrupa (Ed. Doç. Dr. Haluk Selvi), Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Yayını,
Sakarya, 2006, s.296
 Ermeni Komitelerinin savaştan önce yayımladıkları talimatın 6. maddesi ile 2 yaşından büyük tüm Müslümanların
katledilmesi suretiyle bölgenin nüfus yapısının değiştirilmesini ve böylece bölgede Ermeni çoğunluğuna dayanan bir
Ermenistan Devleti kurulması için uygun zemin oluşturulmasını amaçladıkları görülmektedir. Detay için bakınız:
Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü Yayın No:5, Ankara, 1990, s.
103-104
46 Genelkurmay Atase Arşivi, No1/2, Klasör 528, Dosya 2061, Fihrist 21, No:4/3671, Klasör 2811, Dosya 26, Fihrist
28, No:1/131, Klasör 2703, Dosya 308, Fihrist 23-1, Klasör 2818, Dosya 59, Fihrist 2-25
47 Azmi Süslü, Fahrettin Kırzıoğlu, Refet Yinanç, Yusuf Halaçoğlu, Türk Tarihinde Ermeniler, Ankara, 1995, 196197
48 Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Rus İlişkileri (1907-1921), Cilt III, 2006, s.89-90-115-116
43
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
194
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
yazmıştır49. Burada geçen Ermenistan’ın kurtuluşu ifadesinin Osmanlı Devletinden koparılacak
topraklar üzerinde bağımsız Ermenistan kurulması anlamına geldiği açıktır.
Rusların kışkırtmaları ile Ermeni gönüllüleri Osmanlı Devleti savaşa girmeden önce Doğu Anadolu ve Kafkasya’da hazırlıklara ve Türklere karşı savaşmak için çeteler ve intikam alayları oluşturmaya başlamışlardır. Osmanlı Devleti’nin her vilayetinden, Rusya’dan, Amerika’dan, İngiltere’den, Fransa’dan, Bulgaristan’dan, Romanya’dan ve hatta Buhara’dan bile Ermeniler Kafkasya’ya akın etmiştir. Rus Hükümeti de Ermeni gönüllü alaylarının kurulması için
bazı Rus Subaylarını Kafkasya’ya göndermiş50 ve bu iş için 242.900 Ruble para ayırmıştır51.
Bu arada Ermeni gönüllülerinin teşkilatlandırılması için Tiflis Belediye Başkanı A. Khatisyan başkanlığında da bir Ermeni Ulusal Bürosu kurularak gönüllülerin örgütlenmesi sağlanmıştır. Ermeni Katogikosu Keork ise Kasım 1914’de savaş hazırlıklarını denetlemek için Tiflis’e gelen Rus Çar’ını ziyaret etmiş ve bu ziyarette aşağıdaki sözleri kullanmıştır 52 :
“…Şevketlim, cemaatimin ıstıraplarına siz son vereceksiniz. Türk Ermenilerinin kurtuluşu, kendilerini Türk hâkimiyetinden ayırarak bağımsız bir Ermenistan kurulmasından ve bunları da Büyük Rusya’nın kudretli himayesine vermekten başka bir suretle mümkün değildir.
Türkiye Ermenilerinde bağımsızlık düşüncesi o kadar olgun bir haldedir ki, bütün milleti yaşatan, canlandıran bu fikirdir. Bütün Türkiye Ermenilerinin kalbi gerek yüksek şahsınız ve gerek
Büyük Rusya hakkında derin bir minnettarlıkla dolu olacaktır.”
Ermeni Katogikosu’ nun sözlerini dinleyen Rus çarı; “Saygıdeğer Peder, cemaatinize
sözleyiniz, Ermenileri en parlak bir gelecek bekliyor” cevabını vermiştir53. Bu cevap üzerine
Katogikos Keork bütün Ermenilere hitaben bir emirname yayınlayarak Türklere karşı Rusların
yanında savaşa hazır olunmasını istemiştir. Osmanlı Devleti topraklarında bağımsız bir devlet
kurmak hayalinde olan Ermeniler bir yandan Rusya’nın ve Rusya’daki Ecmiyadzin Katogikosluğunun diğer yandan İstanbul’daki Ermeni Katogikosluğunun teşvik ve tahriklerinden cesaret
alarak Rusya’da ve Osmanlı Devleti topraklarında gönüllü birlikler oluşturmaya ve Erzurumlu
Antranik, Muşlu Sampat, Vanlı Hamazasp ve benzeri çete başlarının yanında 300-400’er kişilik
taburlar halinde Rus subaylarının yönetiminde Hoy ve Dilman yöresinde talime başlamıştır54.
Osmanlı Ordusu’nun Kafkas Cephesi’nde görevli 3. Ordusu’na mensup birlik komutanlarının Ordu Komutanlığı’na gönderdiği raporlarda Sivas’ta 30.000, Van’da 15.000, Erzurum’da
10.000, Muş’ta 7.000, Diyarbakır’da 5.000, Bitlis’te 5.000 ve Elazığ’da 4.000 olmak üzere yaklaşık 76.000 Ermeni’nin Rusların lehine isyan hazırlığı içinde olduğu bildirilmiştir55. Sarıkamış
harekâtına katılan toplam Türk askeri sayısının 118.00056 olduğu düşünüldüğünde sadece OsMustafa Sarı, Birinci Dünya Savaşından Sonra Rusya’nın Ermeni ve Ermenistan Politikası, Geçmişten Günümüze
Ermeni Sorunu ve Avrupa (Ed. Doç. Dr. Haluk Selvi), Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi
Yayını, Sakarya, 2006, s.76 ; BOA., HR. SYS. 2776/76, Dosya: 2
50 BOA., DR. ŞFR.45/166
51 Sarı, agm, s.79-80; Musa Gasimov, “Azerbaycan Arşivlerindeki Rus ve Ermeni kaynaklarına istinaden Ermeni
Silahlı Gruplarının Hazırlanması ve Terörü (1914-1917), Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu-Bildiriler,
İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2001, s.471
52 Öke, age, s.149-150
53 Sarı, agm, s.82; Öke, age, s. 149-150
54
Ermeni Komitelerinin Amaçları ve İhtilal Hareketleri, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etütler Başkanlığı
Yayınları, Ankara, 2003, s.170
55 Mehmet Saray, “Çarlık Rusya’sının Ermeni Siyaseti”, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu-Bildiriler,
İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2001, s.262
56
Sarı, agm, s.83; Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Kafkas Cephesi, II. Ordu Harekâtı, Cilt 1, Genelkurmay
Askeri Tarih ve Stratejik Etütler Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1993, s. 535
49
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
195
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
manlı topraklarında toplanan Ermeni gönüllü birliklerinin mevcudunun ne kadar büyük bir rakama ulaştığı daha iyi anlaşılmaktadır.
Osmanlı Ordusu Sarıkamış harekâtına katıldığından isyan için hazır bekleyen Ermenileri
kontrol altında tutamamıştır. Sarıkamış harekâtında 90.000 kadar Türk askerinin şehit olması
üzerine saldırıya geçen Rus kuvvetleri Ermenilere talimat göndererek harekete geçmelerini istemiş, bunun üzerine Osmanlı Ordusu’nda silahaltında bulunan Ermeniler başlangıçta kararlaştırdıkları şekilde silahları ile birlikte firar ederek Rus ordusuna katılmışlardır. Rus Ordusu’na
uzakta olan Ermeniler ise çeteler kurarak isyan hareketlerine ve erkekleri askere alındığı için
sadece kadın, çocuk ve yaşlıların yaşadığı Türk köylerine saldırarak katliamlara ve çapulculuğa
başlamışlardır57. Ermeni çetelerinin bu tür faaliyetleri Rusların askerî harekâtını kolaylaştırırken
Osmanlı Ordusu’nu geri bölge emniyeti için kuvvet ayırmak zorunda bırakmış ve cephedeki
birliklerin harekâtını zorlaştırmıştır.
Ermeni çetelerinin masum sivil halka karşı giriştiği katliam o dereceye varmıştı ki işgalci
Rus Ordusu bile cephedeki Ermeni birliklerini cepheden uzaklaştırarak geri hatlara sevk etmek
zorunluluğunu hissetmiştir58. Bunun bir sebebi de Ermenilerle birlikte hareket eden bazı Rus
birliklerinin Ermenilere uyarak masum Türk halkına karşı benzeri katliamları uygulamaları olmuştur. Başlangıçta öncü birlikleri olarak kullandıkları Ermenilerin Rus askerleri ile birlikte
katliam yaptıklarını gören Rus Komutanlar, bu durumun önüne geçmek için bir süre sonra Ermenileri geri bölgede kullanmayı tercih etmişlerdir.
Rus Ordusu’nun Van şehrine ilerlemesi sırasında 15 Nisan 1915’te şehirde isyan çıkaran
Ermeniler benzer katliamlara başlayınca Türk halkı Bitlis istikametinde şehri terk etmeye başlamış, 15 Mayıs’ta Rus Ordusu içindeki Ermenilerle birleşen Van Ermenileri 23.000 Türk’ü
katletmiştir59. Van şehrinin 17 Mayıs 1915’te ele geçirilmesini müteakip Rus Çarı 18 Mayıs
1915’te Van Ermenilerine Rusya’ya sağladıkları yardım ve destekten dolayı teşekkür etmiş ve
Aram Manukyan adlı Ermeni’yi Van vilayetine vali olarak atamıştır. Ermeniler ise Rus Ordusu
başkomutanı General II. Nikolas’ı çiçeklerle karşılamıştır.
Van vilayeti Rus ve Ermenilerin eline geçtikten sonra buradaki Türk halkının maruz kaldıkları mezalim, insan aklının hayal edemeyeceği noktalara ulaşmış, Ruslar ve Ermeniler Van
ve civarındaki bütün Türk köylerindeki genç kızlara tecavüz etmişler ve onlarla birlikte yaşlıları
da öldürmüşlerdir. Van’da Amerikan tesislerinde toplanan 8.000 Müslüman, Ermeniler tarafından zehirlenerek öldürülmüş60, Rus ve Ermeni mezaliminden kaçan 2.000 Müslüman ise Edremit köyü civarında kendilerini takip eden Ermeniler tarafından mitralyöz ateşi ile katledilmiştir61.
Ermeni Komitelerinin Amaçları ve İhtilal Hareketleri, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etütler Başkanlığı
Yayınları, Ankara, 2003, s.141-142
58 Sarı, agm, s.84; Ermeni Komitelerinin Amaçları ve İhtilal Hareketleri age, s. 69-70
59 Bu miktar sadece Rusların Van’ı işgali sırasında Ermeniler tarafından Van merkezinde katledilenlerin sayısıdır.
1914-1919 yılları arasında Ermeniler tarafından Van merkez ilçe ile Van’a bağlı diğer ilçe ve köylerde katledilen
Türk ve Müslümanların sayısı 217.079 kişiye ulaşmaktadır. Detay için bakınız:” Ermeniler Tarafından Yapılan
Katliam Belgeleri (1914-1919), Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı
Yayın No: 49, s.375-376-377, Yayın No: 50, s.1054
60 Sarı, agm, s.91; Başbakanlık Osmanlı Arşivi Hariciye Nezareti Siyasi Kısmı (BOA, HR.SYS. HU. k.110, dos.122, No: 56-62

I. Dünya Harbi yıllarında kullanılan bir tür Makineli Tüfek
61 BOA, HR.SYS. HU. k.110, dos.12-2, No: 56-62
57
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
196
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Van'ın tüm camileri yıkılmış, Müslüman mahalleleri yakılmış ve Van ile çevresi yangın
yerine çevrilmiştir. Van hastanesinde yatan 80 kadar hasta er Ermeniler tarafından diri diri yakılmıştır62. Harpten önce 3400 Müslüman evinin mevcut olduğu Van vilayetinde harpten sonra
Ermenilerin yıkmadığı, ateşe vermediği ev sayısı sadece üçtür63.
Benzer olaylar Rusya tarafından işgal edilen diğer Osmanlı vilayetlerinde de yaşanmıştır.
Erzurum, Erzincan, Bitlis, Muş, Mamurat-ül Aziz, Trabzon ve Diyarbakır’da da Ruslar ve Ermeniler kadın ve kızlara tecavüz etmiş, Bitlis’te Müslümanlara ait 6500 evin tamamı Ermeniler
tarafından yakılıp, yıkılmış64, öldürülen Türklerin cesetleri köpeklere yedirilmiş65, Trabzon ve
Diyarbakır’da Türk halkı cami ve evlere doldurulup ateşe verilmiş, kaçabilenler mitralyöz ateşi
ile öldürülmüştür66.
Ruslar tarafından silah ve cephaneleri verilen Ermeniler sadece Doğu Anadolu’da değil,
Kafkasya’daki Zangezur, Cebrayil ve Karabağ bölgelerinde yaşayan Müslüman Türk halkına da
mezalim uygulamıştır. Vaaram (Yeni Beyazıt)’lı bir Taşnak subayının bölgedeki katliama ilişkin raporu şu şekildedir: “Basar-Geçar’daki Türk nüfusunu hiçbir şeye aldırmadan yok ettim.
Bazen kurşunlara yazık olmasın dersin ya. Bu köpeklere karşı en etkili hareket, çatışmadan
sonra sağ kalanları toplamak, kuyulara doldurmak içine tıkmak ve dünyadan yok olmaları için
yukarıdan üzerlerine ağır kayalar atarak ezmek. Ben de öyle yaptım. Kadınları, erkekleri ve
çocukları toplayıp kuyulara attım, kuyuları taşla doldurdum ve onları kayalarla ezerek öldürdüm67”.
Rus işgali ve Ermeni katliamları sonucunda Erzurum vilayetinde Müslüman halkın
%31’i, Bitlis vilayetinde %42’si, Van vilayetinde ise %62’si hayatını kaybetmiştir68. İşgalden ve
Ermeni katliamlarından kaçabilmek için topraklarını terk ederek göçmen durumuna düşen bölgedeki Müslüman halkın sayısı ise 1.604.031 kişidir69 ve bunların üçte ikisi Ermeni katliamları
ve Rus istilasından kaçarken hayatını kaybetmiştir.
9. Ordu Komutanı Yakup Şevket Paşa tarafından Doğu Ordular Grup Komutanlığı’na Eylül 1918’de gönderilen rapor söz konusu mezalimin bölgedeki Türk varlığını tamamen ortadan
kaldırmak ve Türklerden boşalan bölgede nüfus çoğunluğuna dayanan bir Ermenistan Devleti
kurmak amacıyla yürütüldüğünü göstermektedir70.
Bu kapsamda Ermeniler Birinci Dünya Savaşı’nda kendi devletlerine karşı işgalci Rus
kuvvetlerini destekleyerek Rusya’nın desteği ile Osmanlı devletinden kopartılacak topraklar
üzerinde önce özerklik kazanmak ve bir süre sonra bu özerk yapıyı bağımsızlığa dönüştürerek
Ermenistan Devleti kurmak amacına yönelmişlerdir. Ancak Rusya, kendi topraklarında yaşayan
Ermenilerin de benzer isteklerde bulunmalarına yol açar korkusu ile bağımsız bir Ermenistan
kurulmasına taraftar değildi. Rusya’nın tek gayesi Osmanlı Ermenilerini isyana teşvik ederek
Ermeni Komitelerinin Amaçları ve İhtilal Hareketleri age, s. 5-10
McCarthy, age, s.262
64 McCarthy, age, s.262
65 BOA. HR.SYS.HU. k.110, dos.12-2, No: 57-625
66 Sarı, agm, s.90-91; BOA. HR.SYS.HU. k.110, dos.12-4, 3-4
67 A. A. Lalayan, “Taşnak Partisinin Karşı Devrimci Rolü(1914-1923)”, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2006, s.45;
s.159; Aslan Kevork, “A.A.Lalayan: Revolyutsionnıy Vostok, 1936, Sayı 2-3
68 Ömer Lütfi Taşcıoğlu, Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi, Siyasi ve Hukuki Gerçekler, Nobel Akademik yayınları,
Ankara, 2015, s.261
69Tuncay Öğün, “Unutulmuş Bir Göç Trajedisi Vilayat-ı Şarkiye Mültecileri (1915-1923)”, Babil Yayıncılık, Ankara,
2004, s. 37;” Müslüman Muhacirler”, Tasvir-i Efkȃr, 11 Mayıs 1919, s.2
70 İşyar, age, s.298
62
63
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
197
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Ermeni gönüllü birliklerini ve Rus Ordusu’na katılan Ermenileri Osmanlı Ordusu’na karşı askerî harekâtta kullanmak suretiyle Osmanlı Devleti topraklarının işgalini kolaylaştırmaktı. Ermeniler Rusya’nın kendilerinden sadece istifade etmek niyetinde olduğunu, işgal ettikleri Osmanlı topraklarında bağımsız bir Ermeni devleti kurulmasına izin vermeyeceğini anlamakta geç
kalmışlardı. Rusya’nın Ermeni politikasında meydana gelen bu değişiklik Ermenilerin tepkilerine neden olmuştur. Bu konuda B. A. Boryan adlı Rus Ermenisi şunları söylemektedir 71:
“Beynelmilel(milletlerarası) vaziyet ve Çarlık Rusya’sının temayülü(niyeti) hiçbir zaman
Ermenistan muhtariyetini(bağımsızlığını) vücuda getirmek değildi. Türk Ermenilerinin
halâsı(kurtuluşu) ve Ermenistan’ın muhtariyeti(özerkliği) için çalışan partinin hakikat halde(gerçekte) yalnız Rusya’nın Ermenistan’ı almasına çalışmakta olduğunu görmemek mümkün
değildi.”
İlk Ermenistan Başbakanı Ohannes Kaçaznuni ise Rusya tarafından aldatıldıklarını aşağıdaki şekilde ifade etmiştir72:
“ …. 1915 yılının ikinci yarısı ve 1916 yılı bizim için ümitsizlik devresi idi…. Ruslar bizi
aldattılar. Bize hıyanet ettiler… Yalnız şurası malum olmalıdır ki Rusların maksatları her neye
mal olursa olsun Türkiye Ermenilerini kurtarmak değildi ve katiyen böyle olmamıştı…. Biz onlara kendi arzumuzla hizmet ettik, sürüklendik. Hakikatte ise onların maksatlarına çalışmış
olduk. “
Bolşevik İhtilali ve Sonrasında Rusya’nın Ermeni Politikaları
28 Şubat 1917’de Rusya’da büyük Rus İhtilali’nin çıkmasından sonra Ermeniler, Gürcüler ve Azerbaycan Türkleri, Kerenski tarafından kurulan geçici hükümete itaatlerini bildirmiş,
geçici hükümet de Ermenileri kazanma yoluna giderek 9 Mayıs 1917’de “Geçici Hükümetin
Türk Ermenistanı Hakkındaki Düzenlemesi” adıyla yeni bir kanun kabul etmişti. Kanunla Doğu
Anadolu bölgesinde Ermeni nüfusunun nispeten yoğunlukta bulunduğu yerler Rusya’ya bağlı
bir komiserlik haline dönüştürülerek başına General P. Averianov, yardımcılığına da Ermeni
Zavriyev getirilmişti. 1917 yılının Kasım ayında Kerenski Hükümeti’nin devrilmesinden sonra
yerine geçen Sovyet yönetimi Kafkasya’da bir komiserlik kurmuş, Taşnaksutyun ileri gelenleri
ise Osmanlı Devleti topraklarında kendi kaderlerini tayin hakkı elde etmek için Rus lideri Lenin’e başvurmuştu.
Rus Meclisi’nde konunun görüşülmesini müteakip Lenin tarafından 13 Ocak 1918’de
Ermenistan hakkında altı maddelik bir kararname yayınlanmıştır. “Ermeni İhtilali İçin Teminat-ı
Evveliye” başlığını taşıyan ve “13 No.lu Decret” diye bilinen kararnamede; “Rusya ve Türkiye
Ermenilerine isterlerse tam bağımsızlığa kavuşma konusunda kendi kaderlerini tayin hakkı tanınmasının desteklenmesi, Türk Ermenistanı sınırından askeri birliklerin çekilerek yerine Ermeni milislerden oluşan unsurların yerleştirilmesi, Ermeni göçmenlerin ve tehcir edilen Ermenilerin yerlerine geri dönmesi, geçici bir Ermeni hükümetinin teşkil edilmesi, tespit edilen hususların gerçekleştirilmesi için Kafkas İşleri Komiseri Şomiyan tarafından Ermenilere yardım
edilmesi ve Ermeni topraklarındaki yabancı birliklerin boşaltılması için bir Karma Komisyon
Erdal İlter, Türkiye'de Sosyalist Ermeniler ve Silahlanma Faaliyetleri (1890-1923), Turan Kültür Vakfı Yayınları,
İstanbul, 1995, s.70
72 Enis Şahin, Türkiye’nin Kafkasya Politikalarında Ermeni Faktörü (1914-1918), Sekizinci askeri Tarih Semineri,
24-26 Ekim 2001, İstanbul, Ankara, 2003, s.372-374; Ovanez Kaçaznuni, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok,
Çev. Arif Acaloğlu, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005, s.33-34-35
71
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
198
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
kurulması” gibi hususlar yer almaktaydı73. Rusya’nın Ermenileri aldatmak amacıyla yayınladığı ve tatbiki mümkün olmayan kararname 3 Mart 1918’de Brest-Litovsk Antlaşması’nın imzalanmasıyla tamamen işlevsiz hale gelmiştir.
Antlaşmanın imzasından önceki süreçte Kafkas cephesindeki Rus Ordusu dağılmış ve
Aralık 1917’de 200.000 Rus askeri cepheden çekilmiş, cephede sadece 40.000 asker kalmıştı.
Cepheyi terk eden Rus askerlerinin bütün silah ve cephaneleri Ermenilere bırakılmıştı74. Ermeniler bu durumu bölgedeki Türk halkına saldırı için yeni bir fırsat olarak değerlendirmiş ve Rusların da taviz vermesinden yararlanarak bölgedeki Müslüman halkın önemli bir bölümünü katletmişlerdir. Ermenilerin Türklere karşı giriştikleri katliamlar 26 Nisan 1920’de Kızıl Ordunun
Bakü’yü işgal ederek Azerbaycan topraklarını ele geçirmesinden sonra Kafkasya topraklarında
da devam etmiştir.
Özellikle 10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’nın imzalanmasından sonra antlaşmada
kendilerine bırakılan yerleri almak için harekete geçen Ermeniler Kars ve civarındaki 38 köyü
yakıp yıkmış ve 14.620 kişiyi katletmiştir. Ermenilerin Sarıkamış bölgesinde 11.000 Türk’ü
daha katletmesi üzerine harekete geçen Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Türk Ordusu, 29
Ekim’de Sarıkamış’ı, 7 Kasım’da Gümrü’yü almış ve barış istemek zorunda kalan Ermenilerle 3
Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzalanmıştır. 16 Mart 1921’de Sovyet Rusya ile yapılan
Moskova Antlaşması ve 13 Ekim 1921’de Kafkas Devletleri ile yapılan Kars Antlaşması ile
Türkiye’nin hudutları çizilmiştir. Söz konusu antlaşmaların imzalanmasını takiben Sovyet liderliği Ermeni meselesinin SSCB açısından sona erdiğini ilan etmiştir75.
Ancak Sovyet Rusya Moskova Antlaşmasından 1 yıl sonra 12 Mart 1922’de Kafkasya
Sosyalist Federe Cumhuriyetini meydana getirerek Gürcistan ve Azerbaycan ile birlikte Ermenistan’ı da kendisine bağlamış, 7 Temmuz 1923’te ise Türk toprağı olan Karabağ’da otonom bir
Ermeni yönetimi kurmuştur. Lozan Konferansı sırasında ise Rusya’nın Ermenistan’a olan ilgisinin azaldığı ve isteyen Ermenilerin Rusya’ya ve Ukrayna’ya gelebilecekleri görüşü ile yetindiği
görülmektedir. Lozan Antlaşması’nda Ermeni meselesi Türkiye’nin istediği gibi çözülmüş böylece Ermeni meselesi o dönem için Türkiye’nin sınırları dışında bir olay haline gelmiştir.
Sonuç
XI. yüzyıldan itibaren Ermenilerle irtibatta bulunan Rusya ele geçirdiği toprakları korumanın en iyi yolu olarak bölgedeki Müslüman nüfusu azaltmak ve Hristiyan nüfusu çoğaltmak
politikası izlemiş ve bu amaçla Ermenileri kullanarak göç ettirdiği Müslümanların yerine Ermenileri yerleştirmiştir.
Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında bir bariyer olarak düşünen Rusya,
özellikle Türkmençay ve Edirne Antlaşmalarından sonra ele geçirdiği bölgelere İran’dan ve
Osmanlı Devletinden getirdiği Ermenileri yerleştirmek suretiyle Türk Revan Hanlığının toprakları üzerinde suni bir Ermenistan bölgesi yaratmıştır.
Böylece günümüzde Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmanın temeli, halkının
çoğunluğu Türk olan bölgelere Ermenilerin yerleştirilmesi suretiyle geçmişte Rusya tarafından
atılmış ve Anadolu Türklüğü ile Kafkasya Türklüğü arasına” Kafkas Setti” diye adlandırılan
etnik bir duvar örülmüştür.
73
BOA.HR.SYS.2885/29-4
Sarı, agm, s.93-98
75 Sarı, agm, s.100-101
74
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
199
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Bölgenin nüfus yapısını değiştirerek Türk topraklarına Ermenileri yerleştiren Rusya bir
yandan da “Türk hükümranlığı altında yaşayan bütün Ermenilerin kurtarılması ve Ermenilerin
yaşadığı tüm toprakların Rusya’ya bağlanması” amacına yönelmiştir. Bu amacı sağlamak için
Ecmiyadzin Katogikosluğu ve Rus Ermenileri vasıtasıyla Osmanlı Ermenileri ile irtibat kurarak
onları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmış ve Ayastefanos Antlaşmasıyla elde ettiği Hristiyan
azınlığın hamiliği bahanesiyle Ermeniler lehine ıslahat yapması konusunda Osmanlı Devleti’ne
baskı uygulamıştır.
İçinde bulunduğu zayıf dönemde Rusya ve diğer devletlerin baskılarına karşı direnemeyen Osmanlı Devleti’nin Ermeniler lehine yaptığı her bir ıslahatın peşinden yenileri talep edilmiş ve verilen tavizlerle yetinmeyen Ermeniler bağımsız bir devlet kurma hedefine yönelmiştir.
I. Dünya Harbi öncesinde isyan eden Ermenilerin bir bölümünün Rus ordusuna katılması, bir
bölümünün de silahlı çeteler kurarak Osmanlı ordusunun harekâtını sekteye uğratması ve bölgedeki Müslüman halkı katletmeye başlaması üzerine Osmanlı Devleti isyancı Ermenileri savaş
bölgesi dışına çıkarma ve zorunlu göç kararı almak zorunda kalmıştır.
Rusya’nın ve diğer devletlerin bağımsızlık vaadine kanan Ermenilerin kendi devletine
karşı isyan ederek teşkil ettikleri çetelerle Türk köylerinde katliamlar yapmaları bölgedeki Müslüman nüfusun önemli bir bölümünün yaşamını yitirmesine ve bölge halkının büyük bir bölümünün de topraklarını terk ederek göçmen durumuna düşmesine neden olmuştur.
Özellikle Rusya’da meydana gelen Bolşevik ihtilalinden sonra Rus ordusunun bölgeyi
terk etmesi ve Türk ordusunun 1914 sınırlarına çekilmesinden sonra Ermenilerin tarafından
girişilen katliamlar sonucunda bölgedeki Türk ve Müslüman varlığı büyük ölçüde erimiştir.
Bölgedeki Ermeni katliamlarının bölgenin nüfus yapısının değiştirecek boyutlara varması
üzerine Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Kafkas Kolordusu Gümrü’yü almış ve barış istemek zorunda kalan Ermenilerle 3 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzalanmış ve daha sonra
Sovyet Rusya ile yapılan Moskova Antlaşması ve Kafkas Devletleri ile yapılan Kars Antlaşması
ile Türkiye Cumhuriyeti’nin hudutları çizilmiştir.
Söz konusu antlaşmaların imzalanmasını takiben Sovyet liderliği Ermeni meselesinin
SSCB açısından sona erdiğini ilan etmiş olmakla birlikte takip eden süreçte Kızıl Ordunun Bakü’yü işgal etmesi ve Azerbaycan topraklarının ele geçirdikten sonra Türk toprağı olan Karabağ’da otonom bir Ermeni yönetimi kurması Rusya’nın bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda
şekillendirme hedefinden vaz geçmediğini göstermektedir.
Yukarıda incelenen hususlar kapsamında Rusya’nın Kafkasya ile Trans Kafkasya’da
varlık gösterebilmek ve bölgeyi elinde tutabilmek için tarih boyunca Ermenileri sistemli olarak
kullanmaya çalıştığı, günümüzde Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaların temelinin
de Rusya’nın söz konusu politikalarından kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır.
Bu kapsamda Rusya ve Ermenistan’la ilişkilerimizde Rusya’nın tarihten gelen “Orta
Asya Türklüğü ile Anadolu Türklüğü arasına Ermenilerden oluşan bir set çekme” politikası ile
Ermenistan’ın bölgede Büyük Ermenistan kurma hayallerinin göz önünde bulundurulması bu iki
ülkenin gelecekte izleyecekleri politikaların önceden tespitinde ve bunlara karşı izlenecek politikaların belirlenmesinde yol gösterici olacaktır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
200
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
KAYNAKLAR
1-Arşiv Belgeleri
A.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Belgeleri
BOA, HR. SYS. HU. Şifre No: k.110, dos.12-2, No: 56-62
BOA. HR. SYS. HU. Şifre No: k.110, dos.12-4, 3-4
BOA, HR. SYS. HU. Şifre No: BOA. HR. SYS. HU.k.110, dos.12-2, No: 57-625
BOA., HR. SYS. 2776/76-2
BOA. HR. SYS.2885/29-4
Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri (1914-1919), Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın No: 49, Ankara, 2001
Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri (1919-1921), Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın No: 50, Ankara, 2001
Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Rus İlişkileri (1907-1921), Cilt III, Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 80, Ankara, 2006
B. Genelkurmay ATASE Arşivi
ATASE No:1/2, Klasör 528, Dosya 2061, Fihrist 21, No:4/3671
ATASE Klasör 2811, Dosya 26, Fihrist 28, No:1/131
ATASE Klasör 2703, Dosya 308, Fihrist 23-1
ATASE Klasör 2818, Dosya 59, Fihrist 2-25
C. İngiliz Arşivi
FO (İngiliz Dışişleri Bakanlığı Arşivi (Foreign Office Public Record Office)-424/122, No:54,
eki
D. Rus Arşivi
RATDA(Rusya Askeri Tarih Devlet Arşivi), Fond 401, Liste 3, Dosya 47, Yaprak 23
RATDA, Fond 401, Liste 3, Dosya 47, Yaprak 6b-7b
2. Kitaplar
Armyanskiy Vestnik (Ermeni Belleteni), No: 39, 1916
Bashanov, Mihail (2013), Türkiye’de Ermeni Meselesi (Rus Genelkurmay Başkanlığı Belgeleri), Türk Tarih Kurumu yayınları IV/A-1.Dizi-Sayı:5, Çev. Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu,
Ankara
Başak, Tolga (2008), “İngiltere’nin Ermeni Politikası (1830-1923)”, IQ Kültür Sanat yayıncılık,
İstanbul
Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Kafkas Cephesi, II. Ordu Harekâtı, Cilt I (1993), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etütler Başkanlığı Yayınları, Ankara
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
201
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Cebesoy, Ali Fuat (1953), Millî Mücadele Hatıraları, Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık, İstanbul
Ermeni Komitelerinin Amaçları ve İhtilal Hareketleri (2003), Genelkurmay Askeri Tarih ve
Stratejik Etütler Başkanlığı Yayınları, Ankara
Gürün, Kamuran (1983), “Ermeni Dosyası”, Türk Tarih Kurumu Yayınları VII. Dizi, Sayı.79,
Ankara
İlter, Erdal (1995), “Türkiye'de Sosyalist Ermeniler ve Silahlanma Faaliyetleri (1890-1923)”,
Turan Kültür Vakfı Yayınları, İstanbul
İstoriya Voyennıkh Deysttviy v Aziyatskoy Turstii (1843), v 1828 i 1829 Godakh, v Tipografi
Glyuksberga, Varshava
İşyar, Ömer Göksel (2004), “Bölgesel ve Global Güvenlik Çıkarları Bağlamında Sovyet-Rus
Dış Politikaları ve Karabağ Sorunu”, ALFA Basım Yayım Dağıtım, İstanbul
Kaçaznuni, Ovanez (2005), “Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok”, Çev. Arif Acaloğlu,
Kaynak Yayınları, İstanbul
Karapetyan, M.S. (1972), “Sovyetskaya Armyanskaya İstoriografiya Armyanskogo Natsionalno-Osvoboditelnogo Dvizheniya Vtoroy Polovinı XIX Veka”, Avtoreferat, Yerevan
Lalayan, A.A. (2006), “Taşnak Partisinin Karşı Devrimci Rolü (1914-1923)”, Kaynak Yayınları, İstanbul
McCarthy, Justin (2014), “Ölüm ve Sürgün”, Çev. Fatma Sarıkaya, Atatürk Kültür Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, IV/A-2-2.Dizi-Sayı:31, Ankara
Onur, Hüdavendigar (1999), “Millet-i Sadıka’dan Hayk’ın Çocuklarına Ermeniler”, İstanbul
Kitabevi, İstanbul
Öğün, Tuncay (2004), “Unutulmuş Bir Göç Trajedisi Vilayat-ı Şarkiye Mültecileri (19151923)”, Babil Yayıncılık, Ankara
Öke, Mim Kemal (2001), “Yüzyılın Kan Davası Ermeni Sorunu”, 1914-1923”, Aksoy Yayınları, İstanbul
Özdemir Hikmet; Çiçek Kemal; Turan Ömer; Çalık Ramazan; Halaçoğlu Yusuf (2004), “Ermeniler: Sürgün ve Göç”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara
Sakarya, İhsan ( 1984), “Belgelerle Ermeni Sorunu”, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
Sertçelik, Seyit (2009), “Rus ve Ermeni Kaynakları Işığında Ermeni Sorununun Ortaya Çıkış
Süreci (1678-1714)”, TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları No:131, Ankara
Somakian, Manoog J. (1995), “Empires in Conflict: Armenia and the Great Powers, 18951920”, I.B. Tauris Publishers, London and New York
Sonyel, Salahi Ramsdam (1987), “The Ottoman Armenians, Victims of Great Power Diplomacy”, Oxford University Press, Lefkoşa, London
Süslü, Azmi (1990), Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü
Yayın No:5, Ankara
Süslü, Azmi; Kırzıoğlu Fahrettin; Yinanç Refet; Halaçoğlu Yusuf (1995), “Türk Tarihinde Ermeniler”, Ankara
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
202
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
Taşcıoğlu Ömer Lütfi (2015), Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi, Siyasi ve Hukuki Gerçekler,
Nobel Akademik yayınları, Ankara
Uras, Esat (1987), “Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi”, Belge Yayınları, İstanbul
3. Makaleler
Bozkurt, Fatih (2006),” Birinci Dünya Savaşına Kadar Almanya ve Ermeni Sorunu”, Geçmişten
Günümüze Ermeni Sorunu ve Avrupa (Ed. Doç. Dr. Haluk Selvi), Sakarya Üniversitesi
Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Yayını, Sakarya
Gasimov, Musa (2001),”Azerbaycan Arşivlerindeki Rus ve Ermeni kaynaklarına istinaden Ermeni Silahlı Gruplarının Hazırlanması ve Terörü (1914-1917), Uluslararası TürkErmeni İlişkileri Sempozyumu-Bildiriler, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul
Göyünç, Nejat (2003), “Osmanlı Devleti’nde Ermeniler”, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim,
Yıl 4, sayı 38
Habibbeyli, İsa (2000), “Mustafa Kemal Atatürk’ün Nahcivan’ın İstiklali Uğrunda Mücadelesi”,
Nahcivan Dergisi, No:2
Kızılkaya, Oktay (2007), “Revan(Erivan) ve Iğdır Yöresinde Demografik Yapının Ermeniler
Lehine Dönüştürülme Süreci (1828-1920)”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 22
Kürkçüoğlu, Erol (1997), “Rus Emperyalizmi ve Ermeni Taşeronluğu”, Tarihi Gerçekler ve
Ermeniler Uluslararası Sempozyumu, 24-27 Nisan 1995, Ankara, Iğdır Valiliği Kültür
Yayınları No:1
Lütem, Ömer E. (2001), “Olaylar ve Yorumlar”, Ermeni Araştırmaları, Cilt 1, Sayı 3, Eylül,
Ekim, Kasım, Ankara
Saray, Mehmet (2001), “Çarlık Rusya’sının Ermeni Siyaseti”, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu-Bildiriler, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul
Saray, Mehmet (2003), “Ermeni Terörü (1887-2002)”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, Cilt 2, ASAM-EREN Yayınları, Ankara
Sarı, Mustafa (2006),” Birinci Dünya Savaşından Sonra Rusya’nın Ermeni ve Ermenistan Politikası”, Geçmişten Günümüze Ermeni Sorunu ve Avrupa (Ed. Doç. Dr. Haluk Selvi),
Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Yayını, Sakarya
Şahin, Enis (2003), “Türkiye’nin Kafkasya Politikalarında Ermeni Faktörü (1914-1918)”, Sekizinci Askeri Tarih Semineri, 24-26 Ekim 2001, İstanbul, Ankara
Şıhalıyev, Emin (2013), “Kars Antlaşması, Nahcivan’la Bağlı Siyasi Meseleler Üzerine Yeni
Bir Değerlendirme ve Ermeni İddiaları”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası
Avrasya Strateji Dergisi 2(1), Çankırı
Uca, Alaattin (2006), “Kurtuluş Savaşı Yıllarında, Kendi İmzasını Taşıyan Belgeler Işığında,
Mustafa Kemal Atatürk’ün Ermeni Sorununa Bakışı”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat
Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı: 30, Erzurum
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
203
Rusya’nın Osmanlı Dönemindeki Ermeni Politikaları
4. Tezler
İzzatov, Elshan, Tarihten Günümüze Azeri-Ermeni İlişkilerinde Karabağ Sorunu, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü, Konya, 2006 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi)
5. Gazeteler ve İnternet Kaynakları
New York Times, 24 Aralık 1945
Tasvir-i Efkȃr, 11 Mayıs 1919
204
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 51, Ağustos 2017, s. 34-42
Download