Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi • 3 ayda bir yayınlanır • Ücretsizdir Bahar 2011 Yıl:4 Sayı:14 Yektaoğlu: “Doğu Akdeniz’de bir enerji savaşı var” • Özbekistan Ekonomisindeki Büyüme Sürecek mi? • Kazakistan Seçimleri Neden Önemliydi? • Türkiye - Azerbaycan İlişkileri • Türkiye ile Rusya arasında 100 Milyar $ Ticaret Hedefi • Asrın Rüyası K.K.T.C. İçme Suyu Projesi Hayata Geçiyor • Hocalı Soykırımının Sorumluları Özbekistan ekonomisindeki büyüme sürecek mi? A. Işık AKSU C umhurbaşkanı İslam Kerimov’un 2011 yılını “orta ölçekli yatırımlar ve girişimcilik yılı’’ olarak ilan edildiği Özbekistan, bağımsızlığın ilk beş yılının ardından ekonomide 1996 yılından bu yana istikrarlı bir büyüme gerçekleştirirken, bu büyümenin Özbekistan ile Türkiye arasında yaşanmadığını maalesef üzülerek görmekteyiz. Özbekistan’da onca Türk yatırımı, girişimcisi olmasına rağmen bu olumlu gelişmenin yaşanmadığı muhakkak. Değerlendirmemizde arada yaşanan siyasi soğukluğa girmeden, -ki ilişkilerin gelişmemesinde elbette bunun da payı var- Özbekistan ekonomisinin büyüme çizgisi ve cumhurbaşkanının bu konudaki kararları üzerinde duracak ve ÖzbekistanTürkiye ekonomik-ticari ilişkilerini kıyaslayacağız. Özbek lider Kerimov, 2011’i “orta ölçekli yatırımlar ve girişimcilik yılı” ilan ederken, EKOAVRASYA 2011 BAHAR 4 Özbekistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Alişer Şeyhov, yaptığı açıklamayla yabancı yatırımcıların Özbekistan’da karşılaştığı en önemli sorunun bürokratik engeller olduğu uyarısında bulunuyor. Hedeflerinin “iş hayatında bürokratik engelleri en aza indirmek” olduğunu dile getiren Şeyhov, Oda olarak öncelikle ülkede iş yapmak isteyenlere uygun şartlar sağlamaya çalışacaklarını dile getiriyor. Şeyhov, Cumhurbaşkanı Kerimov’un kararı ile ilgili olarak da “Biz bu yılı gelecekte de devam edecek yatırımlar için bir yeni şeffaf sürecin başlangıç noktasına dönüştürmeliyiz” ifadelerini kullanıyor. (http://www.haberveriyoruz.com) 1991’DEN 2010’A ÖZBEKİSTAN EKONOMİSİ Aslında Kerimov’un liderliğindeki Özbekistan’da, pazar ekonomisine geçiş sürecinde geliştirilen kal- kınma ve kendi kendine yeterli olma konusundaki stratejiler, ülkenin 1996 yılından itibaren başarılı bir büyümede önemli rol oynamıştır. Ülkenin bağımsızlığına kavuşmasıyla birlikte uygulamaya konulan politikaların temel amacı, pazar ekonomisine geçişi sağlayacak bir yeniden yapılanma sürecinin başlatılması ve bu süreçte ortak yatırım imkanlarının yaratılması ile ülke ekonomisinin yabancı sermaye açısından cazip kılınmaya çalışılmasıydı ve bu amaca yönelik yasal düzenleme ve reform gerçekleştirildi. Resmi verilere göre 1992-1997 döneminde Özbekistan’ın reel gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 14 oranında azaldığını görüyoruz ki, bu da, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla kurulan yeni cumhuriyetlerin hepsi ekonomik bir durgunluğa girmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak bu ülkeler arasında durgunluktan en az etkilenenin de Özbekistan olduğunu söylemek mümkündür. Özbek ekonomisinde yüzde 14 küçülme yaşanırken Kazakistan ekonomisinde bu küçülmenin yüzde 30’larda olduğu da bir gerçektir. Burada Özbek ekonomisinin büyük ölçüde pamuk ve altın ihracatı- na dayalı olmasının rolü büyüktür. Söz konusu ürünlerin fiyatlarının yükseklerde seyretmesi 1992-1997 döneminde GSYİH’in daha fazla azalmasını engellerken, devletin uyguladığı ithal ikameci politikalar da bunda etkili olmuştur. Bağımsızlık sonrası pazar ekonomisine yönelik ekonomi politikaları uygulanan ülkede devlet destekleri, fiyat kontrolleri, ücret artışları, tüketiciyi enflasyondan korumaya yönelik uygulamalar nedeniyle sorunlar artmış ve 1994 yılında ekonomik reform programına ihtiyaç duyulmuştur. Bu program çerçevesinde pazar ekonomisine geçiş sürecini hızlandıracak yasal düzenlemeler yapılmış, fiyat kontrolleri kaldırılmış, Uluslar arası finansal kuruluşlarla işbirliğine gidilmiş, ulusal para tedavüle sokulmuş, kamuya ait işletmeler özelleştirme kapsamına alınmış ve kamu harcamalarında kısıtlamaya gidilmiştir. Ayrıca, ortak yatırım imkanları yaratılarak ülkeye yabancı sermayenin girmesi amaçlanmıştır. (TİKA Özbekistan Ülke Raporu) 1996 yılından sonra tekrar pozitif büyüme oranlarının yakalandığı Özbekistan’da hükümet, 1998’deki tüm Bağımszı Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerini etkileyen Rusya kri- zinden sonra yılık yüzde 4-4,5 gibi bir büyüme oranı açıklarken, 2002 yılında bu rakamı yüzde 4.2, bir sonraki yıl ise önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4.4 olarak açıklamıştır. Konuya Özbekistan ile Türkiye arasındaki ticari-ekonomik ilişkiler açısından baktığımızda Özbekistan adına küresel anlamda pozitif olan bu göstergelerin iki ülke arasında aynı şekilde olmadığını görüyoruz. TİKA Özbekistan Ülke Raporu’nda yer alan verilere göre Özbekistan’ın yıllık dış ticaret hacmi 2005 yılında 9.5 milyar dolar (ihracat 5.4 milyar dolar/ithalat 4.1 milyar dolar) iken 2006 yılında bu rakam 10 milyar 786 milyar dolara (ihracat 6 milyar 390 milyon dolar/ithalat 4 milyar 396 milyon dolar), 2007 yılında ise 14 milyar 227 milyon dolara (ihracat 8 milyar 991.5 milyon dolar/ ithalat 5 milyar 235.5 milyon dolar) yükselmiş. Aynı dönemler için iki ülke arasındaki ticaret hacmine baktığımızda ise iç açıcı bir tablo ile karşılaşmadığımız bir gerçek. Türkiye, Özbekistan’ın dış ticaret göstergelerinde ihracatta 10, ithalatta ise ancak 8’inci sırada kendine yer bulabiliyor. Bu konuda edinebildiğimiz en yeni veriler 2005, 5 EKOAVRASYA 2011 BAHAR 2006 ve 2007 yılına ait olduğu için değerlndirmeyi de buna göre yapmak zorundayız. 2005 yılında Özbekistan’ın Türkiye’ye ihracatı 346.3 milyon dolar iken Türkiye’den ithalatı 177.8 milyon dolar olarak gerçekleşmiş (2005 yılı Özbekistan-Türkiye dış ticaret hacmi 524.1 milyon dolar). 2006 yılında Türkiye’ye ihracatı 576.9 milyon dolara çıkarken ithalatı 150.4 milyon dolara gerilemiş (dış ticaret hacmi 727.3 milyon dolar), 2007’de ise bu rakamlar ihracatı 590.5 milyon dolar, ithalatı 163.8 milyon dolar (dış ticaret hacmi 754.3 milyon dolar) olarak gerçekleşmiş. Bu ülkedeki Türk yatırımları ve girişimcilerin bir başka yazı konusu olacağını hatırlatırken, Özbekistan-Türkiye arasındaki diş ticaret hacminde görülen karamsar tablonunun Türk yatırımları ve girişimcileri konusunda da pek farklı olmadığını söylemek hatalı olmaz. Özellikle son yıllarda yaşanan küresel krizlere rağmen ekonominin başındakilerin başarılı yönetimi Türkiye’yi bu krizleri en hafif atlatan ülkelerin başı- EKOAVRASYA 2011 BAHAR 6 na getirirken, benzeri pozisyondaki ülkelerden bir diğer de kardeş Özbekistan. Türkiye’nin küresel krizlere rağmen gösterdiği büyümeyi, İslam Kerimov liderliğindeki Özbekistan da gerçekleştirmiş durumda. 2009’da yüzde 8’lik bir büyümenin yaşandığı Özbekistan’da 2010 yılında bu yüzde 8.5 olarak gerçekleşti. Asya Kalkınma Bankası, 2011’de Özbekistan’ın büyüme tahmininin yüzde 9 olarak beklendiğini açıkladı. KÜRESEL KRİZİ KENDİ MODELİYLE AŞTI Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Rustam Azimov, Taşkent’te düzenlenen Uluslar arası bir konferansta yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krizi kendi imkanları ve kendilerine has anti-kriz modeliyle aştıklarını söyledi. Özbekistan’ın krizi en az zararla aşmasında krizi önceden sezmelerinin ve kendilerine has uyguladıkları anti kriz modelinin etkili olduğunu belirten Azimov, küresel ekonomik krizi 2008’de fark ettiklerini, konuyu paylaş- tıkları bazı komşu devletlerin ise “krizin ABD ile sınırlı kalacağını” belirterek ek önlemler almadığını ifade etti. ÖZBEKİSTAN’IN SOSYOEKONOMİK KALKINMA STRATEJİLERİ Bu süreçte Özbekistan’ın boş durmayarak Cumhurbaşkanı Kerimov’un direktifleri doğrultusunda ek önlemler almaya başladığını dile getiren Azimov, “Dünya ekonomisinin önemli bir etabını oluşturan ABD’nin krizden etkilenen ekonomisinin başka dünya devletlerini olumsuz etkilemesinin kaçınılmaz olacağı bilinciyle hareket ettik. Bunu göz önünde bulundurarak önlem aldık.” dedi. Bu amaçla ülke ihracatının, ithalatının önünde tutulduğunu, gelir ve gider dengesinin korunduğunu belirten Azimov, krizle mücadelede ayrıca bankaların iflas değil; bilakis daha çok iş yaptığını, bol bol kredi dağıtıklarını ve piyasayı canlı tuttuklarını aktardı. Kriz sürecinde orta ölçekli yatırımları canlı tutarak yeni iş ve istihdam alanlarının açılmasına gayret sarf etiklerini de dile getiren Azimov, vergileri düşürdüklerini ve iş yapacaklara düşük faizli kredi imkanı sağlandığını aktarıyor. (http://www. yerelgundem.com) Özbekistan, 1991’de bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana istikrarlı adımlarla ekonomik ve sosyal hayatta emin adımlarla ilerliyor. ayında yayınlanan kararnamelerden birisi “2011-2015 yılları arasında ulaştırma, iletişim ve inşaat sektörlerinin altyapısının hızlandırılması” kararnamesidir ki bununla yeni iş imkanlarının yaratılması, istihdamın artırılması ve hayat şartlarının istikrarlı bir şekilde yükselmesi hedefleniyor. Geçen yılın şubat ayında Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un belirttiği anti-kriz programı ve diğer kapsamlı programlar hemen uygulamaya konuldu. Amaç 2010 yılı sosyo-ekonomik kalkınmanın temel önceliklerini ortaya koymak ve dünya mali-ekonomik krizinin olumsuz etkilerini önleyerek ortadan kaldırmaktı. Program amacına ulaştı ve Özbekistan ekonomisinin ve halkın sosyal yaşamının istikrarlı, dengeli bir şekilde gelişmesi sağlandı. Daha fazla liberalleşme ve serbest piyasa ekonomisi, olumlu bir iş ortamı, uluslararası uygulamalarda kabul edilmiş ölçme sistemine geçişin sağlanması, ülke ekonomisinin ve ekonomik sisteminin değerlendirilmesi için de ülkede ’’2011-2015 yıllarında Özbekistan Cumhuriyetinin ekonomik reformlarının boyutunu derinleştirmek, genişletmek ve ülkedeki iş ortamının iyileştirmek’’ adlı program uygulanıyor. Cumhurbaşkanı Kerimov, geçen yılın aralık ayında yayınladığı “20112015 yılları arasında Özbekistan Cumhuriyeti’nin Sınai Kalkınma Öncelikleri” kararnamesi ile de 50 milyar dolarlık 500’e yakın projenin hayata geçirilmesi için kapıyı açtı. Özbekistan’da 2011 yılında sosyoekonomik gelişim programının diğer önceliklerini ise ana hatlarıyla şöyle sıralamak mümkün; Özbekistan’ın büyümesine yönelik Kerimov tarafından geçen yılın aralık - Özbekistan Cumhuriyetinin dünya pazarındaki rekabet gücünün ve yerinin sağlamlaştırılması, yapısal dönüşüm politikalarının ve yüksek teknolojik, modern sanayi ve üretimin devamı. - Üretimin modern, teknik ve teknolojik donatılmış olması, önde gelen ekonomi dallarının hızla yenilenmesi, özellikle tarım ve ziraat sektörünün modern, teknik, teknolojik yenilenmiş olmasına dikkat edilmesi. - Ülkede yabancı yatırımcılar için iyi bir çalışma ortamı yaratılması ve daha büyük miktarda yabancı yatırımcının gelmesinin sağlanması. - Sosyal gelişimin öncelikli ve önemli sorunlarının çözülmesi için 1. sırada maddi-teknik temelin sağlamlaştırılması, eğitim ve sağlık alanında donanımın tam olması. Özbekistan’ın bağımsızlığına kavuşmasından bu güne kadar ekonomik, siyasi ve kültürel alanda elde ettiği büyük başarıları imrenerek izlemekteyiz. Devletler tarihinde kısa sayılabilecek bir sürede gerçekleşen gelişimin daha da ileriye taşınması her alanda Özbek kardeşlerimizin bölgesel gücüne güç katacaktır. Bağımsızlığı’nın 20. yılında büyük hamleler gerçekleştireceğine inandığımız ebedi dostumuz olan Özbekistan’ın ekonomik alanda da büyümesi devam edecektir. 7 EKOAVRASYA 2011 BAHAR