MORA TERAPİ VE ALERJİ Alerjik hastalıklar, günümüzde gittikçe artış gösteren sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Bu durumun en önemli nedenleri, endüstrileşme ile birlikte değişmeye başlayan çevresel etmenler ve beslenme alışkanlıklarındaki farklılaşmadır. Polenler, evlerdeki toz akarları, küf mantarları, hamam böcekleri, kedi-köpek alerjenleri, çeşitli gıdalar (süt, yumurta, buğday, soya, ceviz, fındık, balık ve deniz kabukluları vs.), yoğun ilaç kullanım alışkanlıkları, fast food tarzı beslenme ile paketli gıda ürünlerindeki katkı maddeleri, başta solunum ve cilt olmak üzere, pek çok sisteme ait alerjik reaksiyonları arttırmıştır. Alerjenler, normalde insanların geneli için zararsız partiküllerdir. Ancak atopik, yani ''alerji gelişimine yatkın'' bünyeli insanlarda alerjik hastalıklara yol açarlar. Alerji, astım ve alerjik rinitli hastalarda sadece solunum şikayetlerine (hışıltılı solunum, nefes darlığı, hapşırma, burun akıntısı gibi) yol açmaz, aynı zamanda sürekli bir yorgunluk ve halsizlik nedenidir. Özellikle verilen birçok antialerjik ilaç, hastaların günlerinin halsizlik ve bazen sersemlik içinde geçmesine yol açar. MORA TERAPİ, yaklaşık 30-35 yıldır, başta Almanya olmak üzere, birçok Avrupa ülkesinde özellikle alerji tedavisinde ve daha birçok alanda başarıyla uygulanan bir tamamlayıcı tıp yöntemidir. Mora Terapi’de deneyimin en fazla olduğu ama aynı zamanda en fazla klinik deneyim gerektiren alan alerjidir. Göğüs hastalıkları polikliniğimize başvuran hastaların önemli bir kısmını alerjik nedenlerle gelenler (astım ve alerjik rinit) oluşturmaktadır. Bu hastalardan konvansiyonel antiastmatik ve antialerjik tedaviye (inhale steroid, beta agonistler, lökotrien antagonistleri ve antihistaminikler) ek olarak, Mora Terapi ile alerji tedavi seanslarına girmeyi kabul ve talep eden hastaların sonuçları oldukça yüz güldürücü görünmektedir. Hasta memnuniyeti (ilaçları tamamen bırakma, ilaca olan gereksinimin hafif, orta veya belirgin azalması), Mora-biyorezonans ile alerji tedavisi üzerine özellikle Almanya’da ve ayrıca diğer Avrupa ülkelerinde yapılmış çalışmaların sonuçları ile paralellik göstermektedir(başarı veya memnuniyet %80 civarında). Mora Terapi’nin alerji tedavisinde kullanımı ile ilgili kendi deneyimlerimizden bahsetmemiz gerekirse... Küf mantarı, ev tozu akarı, kedi alerjisi ve gıda alerjisi (buğday, süt, yumurta gibi) olduğu bilinen hasta gruplarında şikayetlerin geçmesi veya semptom kontrolüne bağlı hasta memnuniyeti oldukça belirgindi. Bu gruptaki hastaların önemli bir kısmı kullandıkları astım ilaçlarını (özellikle kombinasyon ilaçları) ya tamamen bıraktılar ya da onlara olan gereksinimleri belirgin oranda azaldı (astım hastalarının Mora Terapi’den sonra da göğüs hastalıkları uzmanı tarafından takibi önerilir). Ancak polen alerjisi (en önemlileri çayır-çimen, tahıllar, kızılağaç, huş ağacı, karağaç, söğüt ağacı polenleri, yabani bitki olarak pelin ve sinirotu) olduğu bilinen hastalarda tedavide kullanmak üzere alerjen temini tam anlamıyla ideal olamadığı için tedavi başarısı memnuniyet verici olmakla birlikte hastaların çoğunluğunda şikayetler tamamen geçmedi. Astım ve alerjide aldığımız bu çok önemli ve yüz güldürücü sonuçlar önümüzdeki süreçte yayınlanacaktır. Mora Terapi’nin başarısı, sanırım bu alandaki tartışmalara ve tedavi protokollerine de yeni bir boyut getirecektir. Bu başarılı sonuçlara ek olarak, tedavinin bilinen bir yan etkisinin olmaması da gelecekte bu tedavinin oldukça yaygınlaşacağına dair önemli bir göstergedir. Uzman Doktor Mustafa Çalık Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Moraterapist Özel Urfa Medigap Hastanesi