fetal BOOK.indb

advertisement
Fetal Kalp Hızı
Monitorizasyonu
EditÖrLER
Michael P. Nageotte, M.D.
Roger K. Freeman, M.D.
Professor
Department of Obstetrics and Gynecology
University of California, Irvine
Orange, California
Executive Careline Director
Women’s Hospital
Long Beach Memorial Medical Center
Long Beach, California
Professor
Department of Obstetrics and Gynecology
University of California, Irvine
Orange, California
Member Board of Directors
Mednax Medical Group
Sunrise, Florida
Consultant in Maternal Fetal Medicine
Memorial Medical Center
Women’s and Children’s Hospital
Long Beach, California
Lisa A. Miller, C.N.M., J.D.
Perinatal Educator & Patient Safety Consultant
Perinatal Risk Management & Education Services
Portland, Oregon
Thomas J. Garite, M.D.
E.J. Quilligan Professor Emeritus
Department of Obstetrics and Gynecology
University of California, Irvine
Orange, California
Director of Research and Education
Pediatrix Medical Group
Sunrise, Florida
Çeviri editörü
Prof. Dr. Recep Has
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Ç E VİRİ e d i t ö r y a r d ı m c ı s ı
Uzm. Dr. Özlem Dural
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
NOBEL TIP KİTABEVLERİ
© 2015 Nobel Tıp Kitabevleri Tic. Ltd. Şti.
Fetal Kalp Hızı Monitorizasyonu
Çeviri Editörü: Prof. Dr. Recep Has
Çeviri Editör Yardımcısı: Uzm. Dr. Özlem Dural
ISBN: 978-605-335-151-1
Fetal Heart Rate Monitoring, Fourth Edition
Editors: Roger K. Freeman, M.D., Thomas J. Garite, M.D.,
Michael P. Nageotte, M.D., Lisa A. Miller, C.N.M., J.D.
ISBN: 978-1-4511-1663-2
© Lippincott Williams & Wilkins
Bu kitabın Türkçeye çeviri hakkı ©Lippincott Williams & Wilkins tarafından Nobel Tıp Kitabevleri Tic. Ltd. Şti.’ne verilmiştir.
5846 ve 2936 sa­yı­lı Fi­kir ve Sa­nat Eser­le­ri ya­sa­sı hükümleri ge­re­ğince her­han­gi bir bö­lü­mü, res­mi ve­ya ya­zı­sı, ya­zar­la­rın ve
ya­yın­la­yı­cı­sı­nın ya­zı­lı iz­ni alın­ma­dan tek­rar­la­na­maz, ba­sı­la­maz, kop­ya­sı çı­ka­rı­la­maz, fo­to­ko­pi­si alı­na­maz ve­ya kop­ya an­la­mı
ta­şı­ya­bi­le­cek hiç­bir iş­lem ya­pı­la­maz.
Yayımcı
: Nobel Tıp Kitabevleri Tic. Ltd. Şti.
Millet Cad. No:111 34104 Fatih-İstanbul
Yayımcı Sertifika No
: 15710
Bas­kı / Cilt
: No-­bel Mat­ba­acı­lık San. Tic. Ltd. Şti.
Ömerli Mevki, İhsangazi Cad. Tunaboyu Sok. No:3
Arnavutköy - Hadımköy - İstanbul
Matbaa Sertifika No
: 12565
Sayfa Tasarımı - Düzenleme : Nobel Tıp Kitabevleri
Bas­kı Tarihi
: Haziran 2015 - İstanbul
Yazarlar bu kitabı, elektronik fetal kalp hızı
monitörizasyonun fizyolojik temellere dayandırılarak
anlaşılması, bebekler ve anneler için olası en güzel
sonuçları doğurması için, aynı zamanda bu teknoloji
limitlerinin de anlaşılması umuduyla ithaf etmektedirler.
Fetal kalp hızı (FKH) monitörizasyonu neticede tanısal
bir cihazdır, terapötik değildir ve termometre, EKG,
ve diğer tanısal cihazlar bize daha iyi bilgi vermek
ve daha iyi karalar vermede yardımcı olmaktan
daha öteye geçemez. Bu cihazlar sadece kendileri
sayesinde sonuçları iyileştiremezler. FKH’nin yarattığı
hayalperest beklentiler ve anormal FKH paternlerinin
sıklığı ile birlikte, hem hasta hem de sağlık çalısanları
için yüksek anksiyete oluşturan bir eylem ve doğum
ortamına yol açmıştır. Açıkça, FKH iyi oksijenize olan
bir fetusun (kategori I patternleri) ve ölüm veya hasar
ile neticelenecek derece hipoksemisi olan bir fetusu çok
net bir şekilde göstermektedir, ancak zor olan kısım,
kötüleşecek olan ve zamanında müdahale edilmez
ise kategori III patternlerine doğru seyir gösterecek
patternleri tanımaktır. Umut ediyoruz ki FKH’nin daha
iyi anlaşılması ile, sadece sonuçları optimize edilmesi
ve bu teknolojinin limitlerini anlaşılması değil, aynı
zamanda, müdahaleleri minimalize ederek ve eylem
ve doğum ünitesinin, olması gerektiği gibi mutlu,
tatmin edici bir ortam haline getirerek daha uygun
davranılması sağlanır.
Önsöz
Bu kitabın ilk baskısı 1981 yılında, elektronik fetal kalp
hızı monitörizasyonu, birçok hastanede intrapartum fetal
gözetim icin tercih edilen modalite olmaya başlamışken
yayınlanmıştır. Elektronik fetal monitörizasyonu noninvaziv oskültasyon ile karşılaştıran retrospektif ve kontrolsüz prospektif çalışmalar ümit vericiydi. İkinci baskı 1991
yılında yayımlandı. O zamanlarda, modalitenin geçerliliği
ve sonuçlar üzerindeki potansiyel etkisi hakkında sorular
ortaya çıkıyordu. Randomize kontrollü çalışmalar ışığında,
intensif oskültasyonun, elektronik fetal kalp hızı monitörizyonu ile eşit oranda sonuçlar verdiği anlaşıldı. Bazı çalışmalarda eletronik fetal kalp hızı monitörizasyonu artmış operatif doğum oranları ile ilişkili olduğu izlenildi. Elektronik
fetal kalp hızı monitörizasyonun kullanılması ile serebral
palsi insidansının değişmediği anlaşıldı. Ancak, intensif
oskültasyon ile elektronik fetal kalp hızı monitörizasyonu
öncesi sonuçlar bu tekniklerin kullanılması sonucun elde
edilen sonuçlar karşılaştırıldığında, term gebeliklerdeki intrapartum ölü doğum insidansı 3 kat oranında azalmıştır. Bu
durumun pencereyi değiştirdiği ifade edebilir: önceleri ölü
doğacak olan bebekler hayatta kalıyor ancak hasar görerek,
ve önceleri hasar görerek doğan bebekler sekelsiz hayatta
kalıyor.Sonuçta serebral palside azalma izlenilmedi. 2003
yılında yayınlanan üçüncü baskıda fetal pulse oksimetreyi
içeren bir bölüm vardı ancak bu yöntemin daha kullanılmaması üzerine dördüncü baskıda yer almamıştır.
Bugün, elektronik fetal kalp hızı monitörizasyonu,
intensif oskültasyonundan daha cost-effective bir gözetim
sunmaktadır. Şu anda, Amerika BIrleşik Devletleri’de çoğu
hastane, fetal gözetimin primer yöntemi olarak elektronik
fetal kalp hızı monitörizasyonunu kullanmaktadır. Bu yüzden, obstetrik bakım veren çalışanların tekniği iyi anlaması
ve elde edilen veriler iyi yorumlaması bir zorunluluk haline
gelmiştir. Bu dördüncü baskıda, obstetrik klinisyen, fetal
kalp hızı traselerini ve neyi temsil ettiklerini anlamayı ve
yorumlamayı sağlayan bir sistem bulacaktır.
Son baskıdan beri, NICHD, fetal monitörizasyonu için
araştırma guideline’ları tanımlamayı amaçlayan başka bir
konsensus konferans yaptı. Güven veren ve güven vermeyen gibi terimler yerini, bu baskıda detaylıca tariflenen
3-kategori sınıflamasına bırakmıştır. Ayrıca, bazı traseler vardır: fetal merkezi sinir sistem anormalliklerini işaret
edebilir, ve bu durumda hipoksemiyi ve fayda göstermeyecek doğumu düşünmemek gerekir.
Yeni sınıflamada, patternler 3 kategoriye bölünmüştür. Kategori I, normal oksijenizasyonu gösteren paterndir, ve Kategori III patern, ölüme veya hasara neden olabilecek düzeyde hipoksiyi gösterenlerdir. Kategori II patern
ise, müdahalenin faydalı olabileceği zamanın belirlenmesi
ve bunun yönetiminde zorluklar taşımaktadır. Son baskıdan beri, fetal pulse oksimetrisi artık geçerliliğini kaybetmıştir, ve fetal scalp kan örneklemesi nadiren kullanılmaktadır. Bu yüzden, şu anda, çoğu otorite, Kategori II paternlerde müdahale kararlarını almak için FKH variyabilitesinin varlığı ya da yokluğu kullanmayı önermektedir. Açıkça,
kategori II paternleri yorumlamada yardımcı olacak başka
bir modaliteye gereksinim hala devam etmektedir.
Enflamatuvar sitokinler aracılığıyla oluşturulan fetal
enflamatuvar cevaba neden olan enfeksiyonun rolü, özellikle preterm çocuklarda, serebral palsinin sonradan gelişmesinde majör bir etken olduğu anlaşılmıştır. Hangi fetal
kalp hızı paternlerinin böyle durumlarla ilişkili olabileceği
veya bu fetal enflamatuvar cevap nedeniyle oluşan hasarı
engellemek adına kullanılabilecek herhangi bir stratejinin
olup olmadığı henüz net değildir. Ancak net olan şudur ki
fetal enflamatuvar cevaptan kaynaklanan neonatal ensefalopati, hipoksik iskemik ensefalopatiden ayırdedilmezdir.
Yazarlar, bu yeni meseleyi yeniden değerlendirmeyi denemişlerdir.
Baskımıza ek bir bakış açısı katan, dördüncü yeni yazarımız Lisa A.Miller,CNM,JD’yi taktim etmekten gurur
duyuyoruz. Risk yönetimi ile ilgili olan yeni bölüm, Lisa
A.Miller’in yol göstererek oluşturulan kollaboratif bir çalışmadır. Ek olarak, diğer tüm bölümlere yeni bakış açısı eklemiştir.
Umut ediyoruz ki bu dördüncü baskı obstetrik bakım
verenlere, primer gözetim yöntemi olarak fetal kalp hızı
monitörizasyonun kullanarak hastalarının yönetiminde
yardımcı olur.
Roger K. Freeman, M.D.
Thomas J. Garite, M.D.
Michael P. Nageotte, M.D.
Lisa A. Miller, C.N.M., J.D.
vii
İçindekiler
Önsöz vii
1 Fetal İzlemin Tarihçesi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1
Çeviri: Uzm. Dr. Cihan Çetin, Doç. Dr. Selim Büyükkurt
2 Fetal Monitorizasyonun Fizyolojik Temeli. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8
Çeviri: Op. Dr. Cenk Yaşa
3İntrauterin Hıpoksi ve Neonatal Ensefalopati İle Serebral Palsinin
Sebepleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25
Çeviri: Dr. Ömer Demir, Doç. Dr. A. Cem İyibozkurt
4 Enstrümentasyon ve Fetal Aritmiyide İçeren Artefaktların Saptanması. . . . . . . . . . . . . . . . . 41
Çeviri: Op. Dr. Mine Kabakaş
5 Uterin Kontraksiyonların Monitorizasyonu. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 76
Çeviri: Doç. Dr. Samet Topuz, Op. Dr. Doğan Vatansever
6Temel Paternlerin Tanınması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 85
Çeviri: Op. Dr. Yasemin Doğan
7Doğum Esnasında Fetal İylik Halini Belirlemede Umblikal Kord Kan Gazları. . . . . . . . . . . . 112
Çeviri: Op. Dr. Hamdullah Sözen
8Anormal Fetal Kalp Hızı Paternlerinin Klinik Yönetimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 119
Çeviri: Doç. Dr. Funda Güngör Uğurlucan
9 Fetal Kalp Atım Hızı (FKH) Paternlerini Yorumlamayı Geliştiren Alternatif
ve Destekleyici Metodlar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 156
Çeviri: Op. Dr. Serdar Aydın
10Prematür Gebeliklerde Güven Vermeyen Fetal Kalp Hızı Paternlerinin
Teşhisi ve Yönetimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 165
Çeviri: Op. Dr. Özlem Dural
ix
x
İçindekiler
11Antepartum Fetal Monitörizasyon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 179
Çeviri: Op. Dr. Aytül Çorbacıoğlu Esmer
12Yüksek Riskli Hastaların Doğum Öncesi Yönetimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 201
Çeviri: Doç. Dr. İbrahim Halil Kalelioğlu
13Fetusun Merkezi Sinir Sistemi İşlev Bozukluğu ile İlişkili Kalp
Hızı Paternleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 218
Çeviri: Op. Dr. Rauf Melekoğlu, Doç. Dr. Selim Büyükkurt
14Fetal Monitorizasyonda Sorumluluk ve Risk Yönetimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 235
Çeviri: Op. Dr. Deniz K. Acar
İndeks 265
Çevirenler
Çeviri Editörü
Prof. Dr. Recep Has
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Çeviri Editör Yardımcısı
Uzm. Dr. Özlem Dural
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Çevirenler
Uzm. Dr. Denik K. Acar
Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği
Uzm. Dr. Mine Kabakaş
Gebze Medikal Park Hastanesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Kliniği
Uzm. Dr. Serdar Aydın
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Doç. Dr. İbrahim Halil Kalelioğlu
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Doç. Dr. Selim Büyükkurt
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Rauf Melekoğlu
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Cihan Çetin
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Hamdullah Sözen
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Dr. Ömer Demir
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Doç. Dr. Samet Topuz
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Yasemin Doğan
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Anabilim Dalı
Doç. Dr. Funda Güngör Uğurlucan
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Özlem Dural
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Doğan Vatansever
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Aytül Çorbacıoğlu Esmer
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Uzm. Dr. Cenk Yaşa
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Doç. Dr. A. Cem İyibozkurt
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
xi
BÖLÜM
1
Fetal İzlemin Tarihçesi
Çeviri: Uzm. Dr. Cihan Çetin, Doç. Dr. Selim Büyükkurt
F
etusun kalp atımları, herkesçe bilinen bir şeyden olmasına rağmen, 17. yüzyılda Phillipe LeGaust tarafından
Fransızca’nın eski bir lehçesinde yazılmış bir şiirde ilk kez
dile getirilmiştir. LeGaust, Limousin’li bir doktor olan ve fetusun kalp atımı olabileceğine ilk kez inanan Marsac’ın da
meslektaşıdır.
İsveç’li cerrah Francois Mayor’un 1818’de ilk kez anne
karnına kulağını dayadığında amniyos sıvısı içinde hareket
eden fetusun kalp atımlarını duyduğunu bildirmesine kadar
Marsac’ın gözlemi fark edilmedi. Üç yıl sonra bir Fransız asili olan Lejumeau Kergaradec, Major’un keşfinden habersiz
olarak, fetusun kalp seslerini ve uterus çanını tanımlamıştır.
Kergaradec oskültasyonun gebelik tanısı, ikizlerin tanısı, fetusun prezentasyonu ve poziyonunu belirlemede de oldukça
yararlı olacağını öne sürmüştür.
Birçok keşifte olduğu gibi zamanın doğum doktorları Kergaradec’in saptama ve önerilerinin değerini geç kavradılar. Kergaradec’in bulgularının değerini göstermek için
Dublin’den Evory Kennedy, 1833’de “Doğum hekimliğinde oskültasyon gözlemleri” adlı kapsamlı bir kitap yazmıştır
(1). Kitapta oskültasyonun yararlı olduğu birçok olgu anlatılıyordu. Kennedy bu kitapta fetusun kalp seslerini göbekten
dinlemeye yarayan bir aleti de ilk kez tanımlamıştır.
FETOSKOP
Fetoskopun icadından önce fetusun kalp seslerini duymak
için çok daha fazla dikkat harcanırdı. Laennec’in icadı olan
stetoskop ya da kulağın gebe karnına doğrudan dayanması ile -ki en uygunu buydu- kalp sesleri dinlenmeye çalışılırdı. Rauth ve Verardini (2) fetusun canlılığının erken dönemde saptanabilmesi için vajinadan uygulanacak bir stetoskopun daha uygun olacağını öne sürmüşlerdir. Fetoskopun gelişmesi bir tezat ve mesleki kıskançlık öyküsüdür. Fetoskop
hakkında ilk tanımlama Chicago Lying-In Hastanesi’nde ça-
lışan bir doktor olan David Hillis (3) tarafından 1917’de Journal of the American Medical Association’da (Şekil 1. 1) yapılmıştır. Hillis’in çalıştığı bölümün şefi olan ve Amerikan
doğum hekimliğine yaptığı birçok katkı nedeni ile efsaneleşen JB DeLee, 1922’de benzer bir aleti tanımlayan bir yazı
yazmıştır (4). Yayınlar arasındaki zaman farkının açıkça ortada olmasına rağmen DeLee yıllarca fikrini Hillis’in icadının önüne alarak konuşmuştur. İlk icadından beri çok az değişikliğe uğrayan alet DeLee-Hillis stetoskopu olarak adlandırılmıştır.
FETAL DİSTRESİN TANISI
Kilian (5), Mayor’un fetusun kalp seslerini ilk kez tanımlamasından 30 yıl sonra fetal kalp atım hızı (FKH) ile fetal distres tanısının konabileceğini ve doğum hekiminin fetusun yararına müdahale edeceği zamanı belirleyebileceğini söylemiştir. Kilian “Forseps doğumun stetoskoba dayalı
indikasyonları”nı tanımlamış ve kalp hızının dakikada 100
atımın altında olması, kalp hızının dakikada 180 atımın üzerinde olması, seslerin net olarak duyulamaması ya da seslerin
hiç duyulamaması halinde gecikmeden forseps uygulamasına geçilmesi gerektiğini öne sürmüştür. 1893’te von Winckel (6) fetal distres kriterlerini belirlemiştir. Taşikardi (fetusun kalp hızının dakikada l60 atımdan fazla olması), bradikardi (fetusun kalp hızının dakikada 100 atımdan az olması),
düzensiz kalp atımları, mekonyum varlığı, fetusun hareketlerinde bariz değişiklik olmasından oluşan bu kriterler elektronik FKH izleminin ve fetusun saçlı derisinden örneklemenin uygulamaya girmesine kadar değişmeden kalmıştır. Fetal distres hakkındaki oskültasyona ve klinik bulgulara dayanan bu kıstaların geçerliliği az sayıda çalışma ile değerlendirilmiştir. 1968’de Benson ve arkadaşlarının (7) Ulusal Nörolojik Hastalıklar ve Körlük Enstitüsü tarafından desteklenen İşbirliği Çalışması’na kadar bu kriterler ciddi şekilde de-
1
BÖLÜM
2
Fetal Monitorizasyonun Fizyolojik
Temeli
Çeviri: Op. Dr. Cenk Yaşa
fetal kalp hızı (FKH) monitorizasyonu, insan fetal
K linik
fizyolojisinin halen süregelen bir gözlemidir. Klinisyen
tarafından yönlendirilen soru “ fetal okisjenizasyonun yeterliliği nedir?” sorusudur. Fetal kalp hızı kalıplarının, çeşitli hipoksik ve hipoksik olmayan etkiler altında kendine has belirli değişiklikler göstermesi nedeniyle klinisyenin fetal solunum
fizyolojisine ve FKH’nın fizyolojik kontrolüne ait temel anlayışa sahip olması önem kazanmaktadır. Bu bölümde fetal oksijenizasyon ve karbondiyoksit transferine ait temel faktörlerin yanında fetal solunum durumundaki değişikliklere verilen FKH
cevabının oluşması ile ilgili güncel bilgilerin altı çizilecektir.
tip olarak tanımlanır (1). Oksijen, karbondiyoksit, besin, atık
maddeler, su ve ısı alışverişi bu seviyede olurken, değişim için
iki sıra fetal trofoblast, villus içerisinde bulunan fetal bağ dokusu
ve fetal kapiller duvar geçilmelidir (Şekil 2.1).
Uterin kan akımı başlıca uterin arterlerden sağlansa da,
bu damarlar ile hipogastrik arterlerin diğer dalları ve ovaryan arterler arasında anastomozlar vardır. Özellikle spiral
arterler intervillöz aralığa ulaşmadan önce myometriumun
tüm kalınlığı boyunca geçmelidir. Maternal kardiyak atım
hacmini etkileyecek herhangi bir durum, spiral arterlerden
geçen akımı da etkileyecektir. Ayrıca uterus kasıldığında,
intramyometrial basınç arteriyal basıncın üzerine çıkarak bu
MATERNAL-FETAL ALIŞVERİŞİN
ANATOMİSİ
Plasenta, fetusun vücut dışı yaşam destek ünitesi olarak işlev gören bir organdır. Plasenta fetal akciğer (solunum), böbrek (boşaltım), gastrointestinal sistem (beslenme) ve deri (ısı alış-verişi)
fonksiyonlarının yanında fetusa zararlı olan bazı maddelere karşı bariyer oluşturmaktadır. Ek olarak, steroid (östrojen, progesteron) ve protein (insan koryonik gonadotropini, insan plasental laktojeni) hormonları üreten bir endokrin organdır. Gestasyonun çok erken dönemlerinde, blastokist desidualize endometriyuma implante olur ve trofoblast hücreleride annenin dolaşımına girer, bu sayede trofoblast ve gelişen embryonun içinde yıkandığı maternal kandan oluşan bir göl oluştururlar. Gestasyon ilerledikçe endometriyumu besleyen spiral arterlerin bir
kısmına penetrasyon olur, plasentanın geliştikçe spiral arterlerin etrafında kotiledonlar sıralanmasıyla oluşan villus yapıları,
temel mimari yapının ortaya çıkmasını sağlarlar. Fetal koryonik
villuslar çok sayıda kıvrım oluşturarak, daha önceden invaze olmuş spiral arterler tarafından sağlanan maternal kanda yüzerler. Bu maternal kan “intervillöz aralık” adı verilen aralıkta yer
almaktadır. İntervillöz aralık ve koryon villusların içerisinde bulunan fetal kapillerler arasında maternal-fetal ve fetal-maternal
alışveriş gerçekleşir. Anne kanı, fetal koryonik villuslar ile doğrudan temas halinde olduğundan insan plasentası hemokoryal
8
İntervillöz
alan
İntramyometrial
basınç
Normal
dolaşım
10 mm Hg
Ortalama arteriyel
basınç 85 mmHg
Amniotik
sıvı
basıncı
10 mm Hg
Venler
Şekil 2.1. Uterus kontraksiyonları arasındaki uteroplasental dolaşım gösterilmiştir. İntramyometrial basıncın arteriyel basınçtan düşük olduğuna diikat ediniz. Bu sayede arterler açık kalmakta ve intervillöz alana kan akımı sağlanmaktadır.
(Poseiro JJ, Mendez-Bauer C, Pose SV, et al.: Effect of uterine
contractions on maternal blood flow through the placenta. In:
Perinatal factors affecting human development. Pan American
World Health Organization, Scientific Publication no. 185,
Washington, DC, 1969:161–171, with permission.)
BÖLÜM
3
İntrauterin Hıpoksi ve Neonatal
Ensefalopati İle Serebral Palsinin
Sebepleri
Çeviri: Dr. Ömer Demir, Doç. Dr. A. Cem İyibozkurt
E
lektronik fetal kalp atım hızı (FKH) monitorizasyonu,
hipoksinin FKH üzerine etkileri açısından geniş olarak
değerlendirilmiştir. Uteroplasental yetmezlik, umblikal kord
kompresyonu ve FKH değişiklikleri arasındaki ilişki, FKH’ın
fetal hipoksi nedeniyle değişiminin mekanizmasını incelemek için yararlıdır. FKH değişiklikleri, fetal merkezi sinir
sisteminin (MSS) FKH üzerindeki kontrolü bozulduğu
zaman da görülebilir. Bu bozukluk hipoksik bir sebebe bağlı
olabileceği gibi hipoksik olmayan sebeplere de bağlı olabilir.
Artık intrauterin koşullarda gelişen MSS hasarı sadece
hipoksi ve travmaya bağlanmamaktadır. Çok büyük sayıda
bağlantılar tanımlanmış ve nörolojik problemli çocukların
önemli bir bölümünde kesin bir etyolojik faktör saptanamamış olmasına rağmen,yeni yapılan çalışmalarda hipoksi
dışında enfeksiyon, hiperkoagülabilite, maternal tiroid
problemleri ve ailede nörolojik hastalık anamnezi gibi farklı
mekanizmalar araştırılmaktadır. Doğuma yakın term bir
bebekte daha sonra MSS hasarı oluşturabilecek düzeydeki
bir intrauterin hipoksinin her zaman neonatal ensefalopati
ile ilişkili olduğu kabul edilmektedir (1). Yakın zamanda
yapılan çalışmalarda neonatal ensefalopatili bebeklerin
önemli bir bölümünün intrauterin global bir hipoksiden
kaynaklanmadığı ortaya çıkmıştır. Buna ek olarak, global
hipoksinin eşlik etmediği serebral enfarktlara bağlı iskemilerin neonatal ensefalopatiye ve nörolojik hasara sebep olabildiği gösterilmiştir. Son olarak, serebral palsi ile en çok ilişkili
olan prematüritenin sebep olduğu nörolojik hasar paternleri, termde veya terme yakın intrauterin hasara maruz kalan
çocuklarınkinden farklıdır.
İNTRAUTERİN FETAL HİPOKSİ
Fetus glukozun tam olarak metabolize edilmesi için yetersiz
oksijene maruz bırakıldığında,laktik asit birikerek metabolik asidoza oluşur. Umbilikal kordon sirkülasyonunun akut
olarak bozulması CO2’nin azalan değişimine sekonder olarak hiperkarbi ve respiratuvar asidoz ile sonuçlanır. Uterop-
lasental yetersizlik ise plasentadaki CO2 degişiminin oksijene gére daha iyi olmasından dolayı hiperkarbi ile ilişkili veya
ilişkisiz olabilir. Fetal asfiksi terimi gereğinden fazla kullanılmaktadır ve bu terim sadece metabolik asidozun eşlik ettiği fetal hipoksiyi içermektedir. Çok popüler bir hukuki teori olmasına rağmen, “fetal hipoksi yokluğunda doğum esnasındaki basınçların sebep olduğu serebral iskemi serebral palsiye yol açar” görüşünü destekleyen bilimsel bir temel
bulunmamaktadır;Fetusun hipoksiye olan dolaşımsal cevabı
kanın daha vital organlar olan beyin, miyokardiyum ve adrenal bezlere yönlendirilmesi ve böbreğe, barsaklara ve kasa
giden kanın azalması şeklinde ortaya çıkar. Hipoksinin bir
diğer sonucu ise serebral vasküler otoregülasyonun kaybolması ve dolaşımın basınca pasif hale gelmesidir.Hipoksi neredeyse öldürücü dereceye geldiğinde fetal kardiak output
azalır ve hipotansiyon ile serebral kan akımının ileri derecede azalması bunu takip eder (2-4).Fetal kardiak outputun
azalmasıyla birlikte serebral kan akımı belli bir kritik seviyenin altına iner ve bu durumun nöronal nekroz ile sonuçlandığı düşünülmektedir.Bunu takiben yenidoğanda gelişecek
olan serebral ödem ise serebral kan akımını daha da azaltır
ve nöronal nekrozun şiddetini arttırır.Fetal hipoksi ölümcül
düzeyin altında olduğunda fetusta kalıcı hasar oluşabilir, ancak intrapaıtum düzeyde bunun oluşabilirliği ve klinisyenin
fetal monitorizasyon ile hasarı engelleyebilme yetisi hararetli bir tartışma konusudur. Perinatal beyin hasarı konusundaki referanslar daha önceden de bulunabilmesine rağmen
İngiliz ortopedist William John Little (5) olumsuz perinatal
olayların infantil spastik paralizilere yol açabildiği hipotezini öne sürmesiyle tanınmaktadır. Kendisi konjenital orijinli
200’den fazla vakayı incelemiş ve “Anormal Doğum,Zor Doğum, Prematür Doğum ve Neonatal Asfiksi, Çocuğun Mental ve Özellikle Deformite ile İlişkili Fiziksel Durumu Üzerine” isimli makalesini Londra Obstetrik Derneği’ne sunmuştur. Bu 200 vakanın tek ortak noktasının doğum eyleminde
herhangi bir anormallik olduğu sonucuna varmış Ve kendisinin tarif ettiği bu serebralpalsi tipi “Little hastalığı” olarak
25
BÖLÜM
4
Enstrümentasyon ve Fetal
Aritmiyide İçeren Artefaktların
Saptanması
Çeviri: Op. Dr. Mine Kabakaş
Enstrümentasyon ve Artefaktların
Saptanması
Enstrümentasyon
Kadın doğum hekimlerinin veya hemşirelerinin fetal monitörizasyon trasesini doğru yorumlayabilmesi için fetal kalp
atım hızı ve uterus aktivitesini anlatan monitorizasyon yöntemlerinin limitlerini ve artefaktlarını iyi bilmesi gerekmektedir. Elektronik fetal monitörler birçok durumda fetusun
durumu hakkında doğru yorumu getirmek üzere tasarlanmış olsa da, enstrümantasyonun sınırlamaları yeterince anlaşılamadığı zamanlarda çıktılarının yanıltıcı olabileceği durumların olabileceği obstetrisyen tarafından akılda tutulmalı ve fetus hakkında karar verirken göz önünde bulundurulmalıdır. Fetal kalp hızının yorumlanması esnasında yapılan
hataların çoğu veri elde etme kalitesi ve prezentasyon ile ilişkilidir. Bu bölümde anlatılan elektronik fetal monitorizasyonun klinik pratikte kullanımı sırasında yapılabilecek potansiyel uygulama hataları ve artefaktların anlaşılması, obstetrik hasta popülasyonunda elektronik fetal monitorizasyonu
kullanan klinisyenler için kritik değer taşımaktadır.
DOĞRUDAN (İNTERNAL) FETAL
ELEKTROKARDİOGRAFİ İLE FETAL KALP
HIZININ ELDE EDİLMESİ
FKH monitorizasyonu, elektronik sinyalleri elde eden, işleyen
ve gösteren bir yöntemdir. Bu sonuçların önemini anlamak
için, monitörün neyi hesaplayıp neyi hesaplamayacağını bilmek önemlidir. Fetus skalpına yerleştirilen bir elektrot sayesinde elde edilen fetal kalp atım hızı traseleri; ardışık fetal R dalgaları arasındaki mesafenin ölçümü ile elde edilir. Bu yüzden fetal
EKG sinyalleri klinisyene fetal kalp elektrik aktivitesi açısından
fikir verirken, mekanik aktiviteyi göstermemektedir. Fetal EKG
sinyalleri; fetal skalp derisine temas eden bir bipolar elektrot
(1.pole) ve maternal vaginaya konulan ve ikinci bir kılavuz olan
diğer bir elektrottan (2. pole) elde edilir. Devrenin fetal umblikal kord, plasenta ve maternal dolaşım boyunca tamamlandığına ve ölçülen potansiyel farkın (voltaj) iki nokta arasında olduğuna inanılır. Orijinal elektrot modifiye cilt klipsidir, fakat günümüzde spiral elektrotlar kullanılmaktadır.
İşlenmemiş fetal EKG sinyali amplifiye edilir ve atımdan atıma kardiyotakometreye transfer edilir (Şekil 4.1). Amplifikatör
fetal EKG sinyallerini saymadan önce, otomatik kazanç kontrol
devresini kullanarak sinyallerden önceden belirlenmiş bir voltaj elde eder. Fetal EKG de dahil olmak üzere bütün elektronik
sinyaller, eşit şekilde güçlendirilmiş ses formuna dönüştürülür.
Fetal EKG sinyali bir kez kuvvetlendirildikten sonra filtre edilir
ve R dalgalarının zirveleri arasındaki mesafe ölçülür. Mesafenin
karşılığı hesaplanarak, R dalgaları arasındaki mesafe atım dakika olarak hıza dönüştürülür. İnternal fetal kalp hızı monitörizasyonu ile ulaşan her bir yeni R dalgası saptandığında, hız önceki
R-R mesafesinin karşılığından yeniden hesaplanır. Bu hız hesaplamasının sonucunda seri kare dalgalar yazdırılır (şekil 4.2). Vurular arasında bir dakikada oluşan değişkenlik, kısa dönem variabilite veya atımdan atıma variabilite olarak tanımlanır ve fetal kalp atım hızı vurudan vuruya kardiyotakometre aracılığıyla anında değerlendirilir. Fetal kalp hızında 3-5 dakikalık döngülerde oluşan değişimler uzun dönem variabilite olarak, uterus
kontraksiyonlarına veya fetal hareketlere cevaben oluşan değişiklikler ise periyodik değişiklik olarak tanımlanır. Uzun dönem
variabilite ve periyodik değişiklikler doppler sistemleri ile saptanabilir fakat gerçek kısa dönem variabilite sadece doğrudan veya
abdominal fetal EKG sistemleri ile ölçülebilir. Daha yeni fetal
monitörler, gelişmiş teknolojileri sayesinde belirgin olarak daha
kaliteli veriler elde edilmesini sağlar ve kesin benzerlikte olmamakla birlikte direkt fetal EKG’ye çok yakın kayıt verir ve birçok
hastada yaklaşık olarak gerçek kısa dönem variabiliteyi gösterir.
Bir çok fetal EKG sistemi R-R mesafeleri 250 milisaniyeden daha kısa olduğunda kayıt alamaz ve kalp hızının yaklaşık 240 atım/dakikaya ulaştığı anlamına gelir. Fetal kalp hızı
dakikada 240 vuruyu geçtiğinde, direkt fetal EKG sistemi
bile her atımı sayamaz ve kalp hızını yarıya indirebilir veya
kayıt yapamayabilir. Bu durum sadece fetal supraventrikü-
41
BÖLÜM
5
Uterin Kontraksiyonların
Monitorizasyonu
Çeviri: Doç. Dr. Samet Topuz, Op. Dr. Doğan Vatansever
F
etal monitorizasyonun faydalarından bahsedilirken,
uterus kontraksiyonlarının monitorizasyonu genellikle ihmal edilir. Fetal kalp monitorizasyonun değerlendirilmesinde ilk amaç fetal distresi yakalamaktır. Kontraksiyon
patternleri çeşitli deselerasyonların zamanlarının belirlenmesi açısından önemlidir. Monitorizasyonun travay esnasında rutin kullanılmasında temel amaçlardan birisi de uterus kontraksiyonlarını saptamaktır.
Uterus kontraksiyonları travayın ilerlemesi (progresif
servikal dilatasyon ve fetal iniş) durumunda yeterli kabul
edilebilir. Travayın ilerlemesinde bir duraklamauterus kontraksiyonlarının yetersizliğine bağlı olabilir. Diğer yandan
artmış uterin aktivite ablasyo plasentada olduğu gibi plasental perfüzyonu bozarak fetal hipoksi ve asidoza yol açabilir.
Travayı başlatmak (indüklemek) veya hızlandırmak (augmentasyon) gerektiğinde klinisyenin fetal distres hatta uterin rütüre yol açmamak için uterus aktivitesi konusunda bilgi sahibi olması son derece önemlidir. Gerek induksiyon esnasında gerekse augmentasyonda uterus kontraksiyonlarının yakından takibi önemlidir.
Kontraksiyonları değerlendirmenin klasik yöntemi elle
palpasyondur. Bu yöntem uterus kontraksiyonlarının sıklık ve süresini belirlemde yardımcı olsa da kontraksiyonun
gücünü belirlemede yeterli değildir. Diğer yandan bu yöntem zaman kaybettirici olup yüksek dikkat gerektirir ve kayıt
yapma olanağı yoktur. Yapılan işlem sıkıcı olup yatak başında ancak kısa sürelerle ve aralıklı yapılabilir. Oysa monitorizasyon bize uterus kontraksiyonlarını yakından ve sürekli takip etme olanağı sağlar.
UTERUS KONTRAKSİYONLARININ
FİZYOLOJİSİ
Uterus kontraksiyonları doğum objesinin itilmesinde hayati öneme sahiptir. Aktif doğum eylemi başlamadan önce
uterus kontraksiyonları uterus ve serviksi doğum eylemi-
76
ne hazırlayabilir. Uterus düz kas içeren bir organ olup gebelik süresince esneyerek büyür. Kontraksiyonlar bu büyümeye bir yanıt olabilir ve muhtemelen erken doğumu
engelleyen mekanizmalar tarafından baskılanır. CaldeyroBarcia ve Poseiro (1) tarafından hazırlayıcı kontraksiyonların iki türü tanımlanmıştır. İlki uterusun küçük bir alanı
ile sınırlı dakikada bir kez olan küçük ve zayıf kontraksiyonlardır. Bu yüksek frekanslı ve düşük amplitüdlü kontraksiyonlar erken gebelikte oluşur ve terme yakın kaybolurlar. Bu kontraksiyonlar erken gebelikte ultrasonografik inceleme esnasında gözlenen ve uterus duvarının periyodik kalınlaşması şeklinde gözlenen kontraksiyonlara bağlı veya onların aynısı olabilirler (2,3). İkincisi daha
çok Braxton-Hicks kasılmaları olarak bilinen kasılmalardır. Bunlar daha yüksek amplitüdlü (10-20 mmHg), daha
yaygın ve 30. haftada saatte bir olurken, termde 5-10 dakikada bir gelen kasılmalardır. Çoğul gebeliklerde bu kasılma sıklığının frekansı daha fazladır ve anne tarafından algılanmayabilir (4). Düzenli ritmik kontraksiyonlara dönüşüm sessiz veya birden bire olabilir, gerçek mekanizma bilinmemektedir.
Kontraksiyonlar sıklıkları, süreleri, amplitüdleri, birbirine benzerlikleri ve şekilleri belirtilerek tanımlanmalıdır.
Normal travay esnasında kontraksiyonların amplitüdleri
erken dönemde 30 mmHg, ilk evrenin sonunda 50 mmHg
ve ikinci evrede 50-80 mmHg arasında olabilir. Uterus gevşek bir kese olmayıp bazal bir tonusa sahiptir. Terme yakın
ve termde bazal tonus 8-12 mmHg olup, 25 mmHg’yı geçtiğinde hipertonik olarak adlandırılır. Laplace kuralına göre
gebe olmayan küçük uterus çok yüksek bir uterin basınç
oluşturur, belli bir uterus duvar geriliminde uterus içi basınç kavitenin çapı ile ters orantılıdır. Ancak bu kural uterus için belli bir noktaya kadar geçerlidir. Polihidramniosta olduğu gibi çok büyük bir hacim varlığında bile uterus
kas gerginliğinin artmasına bağlı olarak uterus içi basınç
artabilir (5).
BÖLÜM
6
Temel Paternlerin Tanınması
Çeviri: Op. Dr. Yasemin Doğan
T
ravay sırasında fetusun elektronik fetal kalp atım hızı
(FKH) takibi ile değerlendirilmesi karmaşık bir işlemdir. Normal oksijenlenme ve doğum sonrası sağlıklı bebek
ile ilişkili olduğu bilinen traseler tanımlanmıştır ve yüksek
oranda güvenilirlik taşır. Bunlar suboptimal oksijenizasyonu
gösteren traselerden ayırt edilmelidir, çünkü sorunu düzeltmek için harekete geçmek, anormal paterni düzeltmek için
alternatifler bulmak ya da hasar veya ölüm meydana gelmeden önce operatif olarak müdahale etmek gerekebilir.
Traselerin önemine karar vermek için bir çok etken göz
önünde bulundurulmalıdır. Fetal kalp atım hızı, bazal hız,
variabilite, akselerasyon ve deselerasyonların varlığı ve her
birinin ilerleyiciliği açısından değerlendirilmelidir.
Kontraksiyon sıklığı ve şiddeti dikkate alınmalıdır. Hastanın
paritesi, travayın ilerleme hızı, öngörülen doğum süresi,
maternal ve obstetrik komplikasyonlar bu karışık denklemin
birer parçasıdırlar.
Fetal iyilik halinin değişik parametrelerini, fetal kalp
atım hızının matematiksel ve istatistiki hesaplamaları yoluyla ölçmek zordur. Çünkü FKH traselerinin yorumlanması, hem temel paternlerin tanınması, hem de fetal oksijenizasyon durumunun belirlenmesinde bir çok klinik ve
kalp hızı değişkenlerinin değerlendirilmesi ile olur. Önceki bölümler temel olarak elektronik fetal kalp atım hızı
monitorizasyonunun fizyolojisini ve teknolojisini anlamaya yönelikti. Bu bölüm traselerin tanınmasını kapsayacaktır.
Çeşitli FKH örnekleri için evrensel isimlendirme ve kriterlere ulaşma çabaları başarılı olmamıştır. FKH bulgularını yorumlamak için 1997’de daha tutarlı ve tek tip terminoloji ve rehber yaratma girişimiyle National Institute of
Child Health and Human Development (NICHD) tarafından düzenlenen kongrede bir belge yayınlanmıştır (1). Bu
toplantıda, katılımcılar, FKH traselerinin önemi konusunda sadece iki durumda fikir birliğine varmıştır. İlki, düzenli deselerasyonların olmadığı normal bazal kalp hızı ve va-
riabiliteye sahip trasedir. Bu trasenin normal oksijenizasyon ile uyumlu olduğu ve fetal iyilik hali için müdahale ihtiyacı olmadığı kabul edilmiştir. Bu grup tarafından kabul
edilen ikinci trase örneği ise, hasar ya da ölüme sebep olacak düzeyde hipoksi ile uyumlu olan, tümü FKH variabilite kaybı ile seyreden tekrarlayan geç ya da variabl deselerasyonlar ya da bradikardidir. Bu iki uç arasındaki herhangi bir trase için önem ya da yönetim açısından fikir birliği
sağlanamamıştır (1).
2008’de Eunice Kennedy Shriver National Institute of
Child Health and Human Development ile American College of Obstetrics and Gynecology ve Society for Maternal Fetal Medicine, elektronik FKH monitorizasyonu konusundaki seminere sponsor olmuştur (2). Bu toplantı, bu alanda ilgili ve tecrübeye sahip farklı araştırmacıları üç amacı gerçekleştirmek üzere bir araya getirmiştir: (a)
FKH traselerinin sınıflarının tanımlanmasını önceki toplantıdan derlemek ve güncellemek, (b) özel FKH paternlerini yorumlamak için kullanılan mevcut sınıflama sistemlerini değerlendirmek ve Birleşik Devletler’de kullanılması
için bir sistem önerisinde bulunmak ve (c) elektronik fetal
monitör (EFM) açısından öncelikli araştırma önerilerinde
bulunmak. EFM’nin klinik olarak anlaşılması, uterin kontraksiyonların, bazal FKH ve variabilitesinin, akselerasyonlarının varlığının, düzenli ya da düzensiz deselerasyonların
ve zamanla bunların değişiminin tartışılmasını gerektirir.
Birleşik Devletler’de FKH yorumlanması ile ilişkili varsayım ve etkenler önerilen isimlendirme ve yorumlamayı temel almaktadır. İki varsayım özelllikle önemlidir. Birincisi,
tanımlamalar FKH traselerinin görsel olarak yorumlanması için geliştirilmiştir ancak bilgisayarlı yorumlama sistemlerine uygun olmalıdır. İkincisi, tanımlamalar intrapartum
traselere de uygulanabilmeli, ancak antepartum izlemde de
uygulanabilir olmalıdır.
Uterin kontraksiyonlar, 30 dakikalık süreçte,10 dakikalık zaman dilimindeki ortalama kontraksiyon sayısı olarak
85
BÖLÜM
7
Doğum Esnasında Fetal İylik Halini
Belirlemede Umblikal Kord Kan
Gazları
Çeviri: Op. Dr. Hamdullah Sözen
F
etusun iyilik halinin değerlendirilmesi günümüze kadar geleneksel olarak Apgar skorlama sistemi ile sınırlandırılmıştır. Bu skorlama sistemi ilk olarak yenidoğanı resusitasyon ihtiyacını belirlemek amacı ile bir anestezist olan Virginia Apgar tarafından geliştirilmiştir(1).Her
ne kadar araştırmacılar ilk olarak etkilenmiş yenidoğanda doğum eyleminin ve doğum sürecinin uzun dönem sonuçlarını incelemişselerde, daha sonra nörolojik gelişimdeki problemleri tahmin etme hususunda Apgar skorlama sisteminin yararlarını saptamaya çalışmışlardır. Çok
açık birşekilde fark edilmiştir ki aşırı düşük skorlar olmadığı sürece,düşük apgar skorlarının olumsuz sonuçları tahmin edebilme gücü oldukça azdır. Örneğin 5. dakika Apgar
skoru 0 ile 3 arasında olanlarda Serebral Palsi geliştirme riski %1 artırırken 10. dakika Apgar skoru 0-3 arası çocukların %90’ındaSerebral Palsi gelişmemektedir(2,3). Term bebeklerde uzun dönem beyin gelişimine olumsuz etkisi olan
temel komplikasyonlar hipoksi ve asidozdur(perinatal asfiksi). Fakat düşük apgar skoru nörolojik depresyonun bir
göstergesidir.Asidoz nörolojik depresyonun önemli bir sebebi olsa da tek bir sebebi değildir. Yenidoğanda nörolojik
depresyon yapan diğer sebepler ilaçlar veya anestetik ajanlar; fetal beyni, akcigerleri, havayollarını ve kalbi etkileyen
anomaliler; havayolu tıkanıklıkları; sepsis; akciğer hipoplazisi; ve hatta resusitasyon sürecinin kendisi(entübasyon
sırasında ve ya mekonyum aspirasyonunda). Bu sebepten
dolayı fetusu doğumda değerlendirebilecek alternatif bir
yol olmalı bu da umblikal kord kan gazlarının değerlendirilmesidir. Fetusun doğum anında asidozunun olup olmaması veya derecesi sadece uzun dönem sekelleri tahmin
etmede değil aynı zamanda fetuse ait diğer önemli etkileri saptamada da değerlidir. Deprese olup asidotik olmayan
bir bebek, pediatriste diğer nörolojik depresyon yapan sebepleri araştırmak için yol gösterici olabilir. Eğer bebek asidotik ise, bu durum pediatriste resusitasyona odaklanması
ve çaba harcaması için destekleyici bilgi sağlar. İleri bölümlerde tartışılacağı gibi obstetrisyenler için umblikal kord
112
kan gazı incelemesi, en azından geriye dönük olarak fetal
kalp hızı yorumlamasında yardımcı olabilmektedir. Daha
sonra nörolojik disfonksiyon geliştiren bebeklerde kort kan
gazı perinatal asfiksi olasılığını teyit etme ve yanlışlığını kanıtlamada kullanılabilmektedir. Tabi bu durum nörologlara tedavi konusunda hukuka da malpraktis davalarında sonuca ulaşmada yardımcı olmaktadır. Sonuç olarak doğumda deprese bebekleri değerlendirmede umblikal kord kan
gazı incelemesi önemli ve ortak yöntem olma yolunda ilerlemektedir
Fetal Asit Baz Dengesinin Fizyolojisi
pH sıvıdaki hidrojen iyonlarının kantitatif olarak logaritmik
tanımlamasıdır. Detaylandırmak gerekirse pH 10-7 mol hidrojen iyon konsantrasyonuna eşit olmakta olup sayısal olarak 0.0000001 M H+ ifade eder. İnsanlarda hidrojen iyonlarının üretimi ile kan ve dokularda tamponlama veya dönüştürme işlemi çok yakın bir dengede olmalı ve bu sayede,
muhtemel oluşabilecek aşırı hidrojenin vereceği zararlardan
korunulmalıdır. Kandaki temel tamponlayıcılar hemoglobin
ve bikarbonatdır. Hemoglobin aslen hidrojen iyonlarını absorbe eder ve sonuç olarak sınırlı sayıda asidi absorbe ederek ekstrakte edilecekleri böbreklere taşıma işini gerçekleştirir. Fetusta ise böbreğin asit ekstrekte etme yeteneği tam olarak olgunlaşmamıştır. Bu sebepten ötürü fetusta hemoglobine bağlı asit tamponlama oldukça azdır. Aşırı H+ iyonları
tamponlamada diğer bir method bikarbonatın carbonik asite (H2CO3) çevrilmesidir.
H+ + CO2 ↔ H2CO3 ↔ CO2 + H2O
Normal şartlar altında şeker metabolizması ile üretilen
karbondioksit (CO2), su ve fetus tarafından üretilen CO2
plasentadan elemine edilir. Hipoksi durumunda yetişkindeki gibi fetusta anaerobik metabolizmalarla enerji üretir-
BÖLÜM
8
Anormal Fetal Kalp Hızı
Paternlerinin Klinik Yönetimi
Çeviri: Doç. Dr. Funda Güngör Uğurlucan
E
lektronik Fetal Kalp Hızı (FKH) monitorizasyonunda, normal bir patern görüldüğünde hipoksik ya
da asidotik bir durum olma ihtimalinin azdır. Fakat
bunun tersi geçerli değildir; hipoksi veya asidoz bulguları
olan bir FKH izlendiğinde fetus doğumda genellikle canlıdır ve asidoz bulguları izlenmemektedir. Dolayısı ile
daha önceleri yaygın olarak kullanılan ‘fetal distres’ terimi
uygun değildir. Bunun yerine ‘güven vermeyen fetal
durum’ (nonreassuring fetal status) kullanılmaktadır. Bu
terim travay sırasında fetusu değerlendirmek için kullanılan bilgilerin tümünün fetusun hipoksik ya da asidotik
olduğuna kanaat getirmek için yeterli olmadığını belirtmektedir. Eğer fetal distres terimi kullanılacak ise bunun
getirdiği kısıtlamaların farkına varılmalıdır. Fetal distresin kabul edilen bir tanımı yoktur; farklı gruplar farklı
tanımlar kullanmaktadır. Eş anlamlı olmaması rağmen
fetal distres, fetal asfiksi ve asfiktik travma birbirleri
yerine kullanılabilmektedir. Bu karışıklık özellikle adli
konularda obstetrisyenler için pek çok problem yaratmaktadır. Dorland Medikal Sözlük (Dorland’s Medical
Dictionary) asfiksiyi ‘hayatın sonlanmasına neden olan ya
da hayatı tehdit eden oksijen ve solunum yoksunluğu’
olarak tanımlamaktadır. Grek kökü ‘nabzın durması’,
doğum asfiksisine kesin olmayan bir anlam getirmektedir. Geçmişte asfiksi, düşük Apgar skorlu deprese yenidoğanların olası nedeni olarak görülmüştür. Fetusta asfiksi,
metabolik asidoza neden olan oksijen eksikliğidir.
Antepartum veya intrapartum yaşanan sıkıntıya sekonder
görülen asfiktik travma, hücre hasarı, özellikle santral
sinir sistemi (SSS) hasarını düşündürmektedir. Ne fetal
distres ne de asfiksi, fetal morbidite ya da mortaliteye
neden olacak hücre ölümü ile ilişkili olmak zorunda değildir (2). Aslında, anormal FKH paternleri tanındığında
yapılacak bir müdahalenin olumsuz sonuçları engelleyeceği ümit edilmektedir. Çeşitli nedenlerden ötürü,
anormal FKH paternleri ile nihai sonuç arasındaki ilişki
zayıftır.
Amerikan Obstetrisyen ve Jinekologlar Koleji (ACOG)
FKH paternleriyle, Apgar skorları, umbilikal kan gazları, yenidoğanın genel durumu ve nihai sonucu değerlendirmiştir. Serebral palsiye neden olabilecek akut intrapartum olayın kriterleri aşağıda özetlenmiştir:
1. Belirgin umbilikal arter metabolik ya da mikst asidemi
(pH < 7.00, baz açığı > 12mmol/L)
2. 34 hafta ve sonrasında doğan yenidoğanlarda erken başlangıçlı ağır veya orta derecede ensefalopati.
3. Spastik quadriplejik veya diskinetik tipte serebral palsi
4. Travma, koagulasyon bozuklukları, enfeksiyonlar, ve genetik problemlerin ekarte edilmesi.
Bu durumu tanımlamada umbilikal arter kan gazı alınması kritiktir. Her doğumda kan gazı alınması önerilmemektedir çünkü normal Apgar skoru olan fetusların yaklaşık %5- 10’unda anormal kan gazı değerleri görülebilmektedir. Bu bebeklerde asidoza bağlı komplikasyonlar ya da diğer
komplikasyonlar çok nadirdir. Dolayısı ile biz normal Apgar skorları olan bebeklerde kordon pH’sının gerekli olduğunu düşünmüyoruz. Aşağıdaki durumlar söz konusu olduğunda arter kan gazı alınıp pH, baz açığı (ya da fazlası) ve
pCO2 bakılmasını öneriyoruz: beklenmedik derecede deprese doğmuş yenidoğanlar, doğumdan hemen önce Kategori
III FKH paterni, özellikle bu endikasyon ile operatif doğum
yapılmış ise, koyu mekonyum ile boyanmış bebek, bebeğin
yenidoğan yoğun bakım ünitesine gitmesine neden olacak
anomali varlığı ya da diğer durumlar, çok prematür bebekler (≤ 32 hafta).
İdeal olarak FKH monitorizasyonunda amaç en erken
dönemde fetal hipoksiyi saptamak ve uzamış ya da ağır hipoksiye bağlı fetal asfiksiyi engellemektir. Normoksi sonra-
119
BÖLÜM
9
Fetal Kalp Atım Hızı (FKH)
Paternlerini Yorumlamayı Geliştiren
Alternatif ve Destekleyici Metodlar
Çeviri: Op. Dr. Serdar Aydın
oğum esnasında görülen çoğu fetal kalp atım hızı
D (FKH)
şekilleri ne net olarak fetal hipoksiyi gösteren
(Kategori III) ne de hipoksi ile ilişkili olmayan (Kategori I)
girmeyerek, Kategori II’ ye girer. Amerikan Jinekoloji ve
Obstetrik Kongresinin (ACOG) bülteninde açıklığa kavuşturulduğu gibi bu, ortalama variabilitesi olan değişken
deselarasyonun hafif formlarında olduğu gibi bu FKH
şekillerinin endişe verici ve kötüleşen durumla ilişkili
olması pek muhtemel değildir (1). Oksijen, sıvı,pozisyon
değiştiğinde bu şekillerin daha endişe verici durumlara
kötüleşmediğinin izlenmesi gerekmektedir. Ortalama veya
azalmış variabilite ile birlikte tekrarlayan geç deselarsyonlar gibi diğer durumlar aslında bir dereceye kadar hipoksi
ile ilişkilidir ve bu durumda fetusun ne kadar asidotik
olduğu veya olmakta olduğu? sorusu ortaya çıkar. Temel
dayanak noktası olarak Elektronik Fetal Monitörizasyonun
(EFM) amacı fetus doku ve organlarında hasar oluşmadan
veya fetüs ölümü gerçekleşmeden hemen önceki noktada
fetal hipoksiyi ve asidozu belirlemek ve bu noktaya gelmeden sezaryan veya operatif vajinal doğum gerçekleştirmektir. Bu metinin değişik yerlerinde tekrarlayan şekilde dikkat çekildiği gibi EFM’ nin başlıca kısıtlaması birçok değişkenin FKH’ yi etkilemesi ve hipoksi ve sonrasında oluşan
asidozda oluşan değişiklikleri taklit etmesidir. Bu nedenle,
birçok durumda bazı durumda, hipoksinin ve/veya asidozun derecesini özellikle değerlendirmesi için alternatif veya
“geliştirici metod” gereklidir.
EFM’ nin ilk olarak yaygın kullanıldığı Birleşik Devletler ve hala bazı ülkelerde, özellikle Avrupa’da bu soru fetal
saçlı deri pH örneklemesi ile cevaplandı. Ancak saçlı deri
pH örneklemesi Birleşik Deletlerde ve birçok diğer ülkede
teknik zorluklar, tekrarlayan ölçümlere gereksinim olması ve kısmen zararsız olan respiratuar asidozun çok daha
ağır metabolik asidozdan ayırımındaki problemler nedeniyle büyük ölçüde terk edilmiştir. Saçlı deri pH örneklemesinden bu yana Klas II şekiller karşısında fetal durumu
156
değerlendiren spontan veya uyarılmış FKH akselarasyon
programı,fetal nabız oksimetri, fetal elektrokardiogram
(EKG) dalga formu analizi (STAN teknolojisi) ve FKH şekillerinin bilgisayarda yorumlanmasını içeren birçok yeni
metot geliştirilmiştir. Bu geliştirilen metodlar, arkasındaki mantık, güçlü ve zayıf noktaları bu bölümün konusudur. Bu amaç için umut veren sürekli pH monitörizasyonu
ve fetal pO2 monitörizasyonu gibi birkaç diğer metot deneysel olarak denenmeleri ve klinik pratikte kullanılmaması nedeniyle tartışılmadı.
FETAL SAÇLI DERI pH ÖRNEKLEMESİ
Gerçek ve uzamış hipoksi ile oluşan respiratuar değişiklikler,
anaerobik metabolizmaya geçiş ve sonrasında oluşan asidozun fizyolojik temelleri B ölüm 2’ de tartışıldı. İdeal olarak
doğrudan oksijen seviyesinin veya pH ölçümü hipoksinin
şiddetinin ve/veya asidozun varlığı sorularına cevap verir bu
nedenle EFM’ nin çıkışı ile eş zamanlı veya hemen sonrasında kullanıma giren fetal pH örneklemesinin kullanılmasının
mantığını oluşmuştur. Doğum sırasında fetal saçlı deri ulaşılabilinen tek bölüm olduğu için ve fetal saçlı deridan elde
edilen kapiller kandaki pH ölçümünün çoğu durumda belirtilen zamanda fetusün santral pH’ ını tahminde doğru bilgiler verdiği için santral veya arterial pH ölçümünü ideal değildir.
Fetal Saçlı Deri ph Örneklemesi İçin Gerekli
Ekipman
Fetal kan örneklemesinden önce uygun ekipman sağlanmalı ve hastayı pozisyonda tutacak, monitörde işaretlemeler
yapacak, ışık kaynağını bataryaya bağlayacak, dolu kapiller
tüpü doktordan kabul edecek,tüpleri laboratuar için hazırlayacak bir asistan olması gereklidir. Bir steril tepsi (şimdi tek
BÖLÜM
10
Prematür Gebeliklerde Güven
Vermeyen Fetal Kalp Hızı
Paternlerinin Teşhisi ve Yönetimi
Çeviri: Op. Dr. Özlem Dural
doğum yapan hastalarda fetal kalp hızı monitöriP rematür
zasyonunun olası faydaları diğer risk gruplarındakinden
daha fazladır. Çok erken gebelik haftalarında giderek artan neonatal yaşam oranları, beraberinde bu haftalardaki fetusların iyilik hallerinin değerlendirilmesi ve endikasyon doğduğunda da
müdahale edilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Tabi ki, prematür doğum yapmak anormal bir durumdur ve term gebeliklerdeki normal travay ve doğumun aksine, preterm doğuma
neden olan farklı patolojik nedenler aynı zamanda fetal hipoksi
riskini sıklıkla arttırmaktadır. Prematür fetus sadece daha fazla
hipoksi riskine maruz kalmaz aynı zamanda deprese veya asidotik doğduğu takdirde prematüritenin getirdiği sık görülen
ciddi komplikasyonların neden olduğu morbidite ve mortalite
riski altındadır. Prematür fetuslarda hem normal hem de fetal
distressi gösteren kalp hızı traseleri term fetusunkine göre farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle prematür fetuslarda fetal
hipoksinin değerlendirilmesini ve yönetimini ayrıca tartışmak
daha doğru olacaktır.
PREMATÜR FETUSLARDA HİPOKSİNİN
ETKİLERİ
Prematür bebeklerde sürvinin iyileşmesinde ve morbiditenin azalmasında neonatal yoğun bakımın kalitesindeki iyileşmenin aşikar katkısı olmuştur. Prematür bir bebeğin hangi şartlarda doğurtulduğunun yenidoğanın hem sürvisisnin hem de geliştireceği olası morbiditenin belirlenmesinde
önemli etkisi olacaktır.
Solunumsal Distres Sendromu
1970 li yılların başalrında elektronik fetal kalp hızı monitörizasyonun obstetrik yönetime girmesi ile beraber, Hobel ve arkadaşları (1) ve Martin ve arkadaşları (2), fetal distresin prematür yenidoğanın sonuçlarını önemli ölçüdeetkileyeciğini göstermiştir. Her iki araştırmada düşük Apgar skorlu ve anormal
kalp hızı paterni olan fetuslarda prematür yenidoğanın sonuçlarını önemli ölçüde etkileyeceğini göstermiştir. Her iki araştırmada düşük Apgar skorlu ve anormal kalp hızı paterni olan fetuslarda prematür yenidoğanın en ciddi komplikasyonu respiratuar distres sendromunun (RDS) ve bu komplikasyona bağlı ölümün daha yüksek oranda görüldüğü gösterilmiştir. Martin ve arkadaşlarının serisinde RDS gelişiminde, anormal kalp
hızı paterninin düşük Apgar skorlarından daha prediktif olduğu gösterilmiştir. Takip eden çalışmalarda da bu bulgu gösterilmiştir. Normal fizyolojide termdeki bebeğin akciğerlerini açık
tutan ve surfaktan üretiminden sorumlu olan enzim sistemi,
preterm bebeklerde hipoksiye aşırı duyarlıdır. Donald ve arkadaşları (3), fetal akciğer matüritesinin göstergesi olan normal
amniyotik sıvı lesitin/sfingomyelin oranına sahip preterm bebeklerde, doğumdan önce fetal distres ve/veya asidoz gelişimi
durumunda, RDS’nin gelişebileceğini gösterdiler.
İntraventriküler Kanama
Çok küçük bebeklerde daha iyi tedavi sonuçlarının alınması ve RDS’nin daha iyi yönetilmesi ile beraber, intraventriküler kanama (İVK) sorunu, prematür yenidoğanlarda morbidite ve mortalite nedeni olarak daha büyük önem kazanmıştır. İlk başlarda travay ve doğum sırasındaki intrakranyal kompresyon güçlerinin etiyolojide rol aldığı düşünüldü,
ancak bu konuda bilgi birikimi arttıkça doğum şeklinin tek
başına intrakranyal kanamaya neden olmadığı netlik kazandı (4-6). İVK için en önemli risk faktörü prematüritenin ne
denli ağır olduğudur; özellikle en büyük riskin 500-1000 gr
doğum ağırlıklı bebeklerde olduğu bilinmektedir. Risk faktörü olarak ikinci sırada ventilatör tedavisi yer alır çünkü
çok küçük doğum ağırlıklı bebeklerde RDS ve patent duktus
arteriozusun beraber sıkça görülmesi nedeniyle ventilatör ile
tedavi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır (7,8). Travayda fetal distres ise üçüncü sırada yer almaktadır. Doğum ağırlığını dikkate almaksızın, RDS gelişmemiş ve normal Apgar skorları
ile doğan bebeklerde ciddi İVK (grade 3-4) görülme olasılı-
165
BÖLÜM
11
Antepartum Fetal Monitörizasyon
Çeviri: Op. Dr. Aytül Çorbacıoğlu Esmer
F
etal ölümlerin 2/3’si travaydan önce meydana geldiği
için (1), bu ölümleri önlemek amacıyla, intrapartum fetal kalp hızı monitorizasyonu antepartum dönemde de uygulanmaya başlanmıştır. Antepartum ölümlerin büyük çoğunluğu uteroplasental yetmezlik açısından riskli gebeliklerde gerçekleşir (2). Diğer ölüm nedenleri arasında hidrops fetalis, intrauterin enfeksiyonlar, kord komplikasyonları, doğumsal anomaliler ve bilinmeyen bazı faktörler yer alır. Antepartum fetal değerlendirmedeki ideal yöntem, ölüm veya
asfiksiyal hasar oluşmadan önce müdahale edilmesini sağlayan yöntemdir. Bu testler bulunmadan önce, Priscilla
White’ın diyabetik gebe yönetiminde de önerdiği gibi (3)
ampirik risklere bakarak preterm dönemde gebeliği sonlandırmak tek çözüm yoluydu. Ancak prematür doğurtulan bu
fetuslar gerçekten sıkıntıda olmayabilir ve erken doğumun
getirdiği morbidite ve mortalite orijinal risk faktörününkinden fazladır. Uteroplasental yetmezliği düzeltip fetusun terme kadar büyümesine izin vermek en iyi çözümdür, ancak
bu konuda bugüne kadar çok az gelişme sağlanabilmistir.
Geçmişte antepartum fetal değerlendirme için bazı biyokimyasal parametreler önerilmisti. Bunlar arasında maternal östriol, insan plasental laktojeni, diamin oksidaz ve ısıya dayanıklı alkalen fosfataz yer almaktadır. Artık günümüzde kullanılmadıkları için burada bu testlerden bahsedilmeyecektir. Günümüzde kullanılan antepartum fetal değerlendirme yöntemleri şunlardır:
1. Fetal hareket sayımı
2. Uterin büyüme takibi
3. Antepartum fetal kalp hızı monitorizasyonu
4. Biyofizik profil
5. Doppler velosimetre
FİZYOLOJİ VE PATOFİZYOLOJİ
Uteroplasental yetmezlik besin ve solunum maddelerinin fetal dokulara yetersiz dağıtılmasıdır. Uteroplasental yetmez-
lik terimi spesifik olarak düşük kan akımı, yüzeyin küçüklüğü ya da artmış membran kalınlığı nedeniyle plasentadaki
yetersiz madde transferini ifade eder. Daha genel olarak maternal açlık, siyanotik kalp hastalığı gibi durumlarda besin
ve oksijenin plasentaya yetersiz geçişini veya fetusun faydalanmasındaki sorunları (örneğin fetal anemi) kapsar. Kubli ve ark.(4), uteroplasental yetmezliği besinsel ve respiratuar olarak iki ayrı komponente ayırmıştır; besinsel yetersizlik intrauterin gelişme geriliğine (İUGG), respiratuar yetersizlik asfiksik hasara ve takiben fetal ölüme yol açar. Parer (5) fetustaki beslenme yetersizliğinin respiratuar sıkıntıdan daha önce ortaya çıktığını (diyabetikler hariç) öne sürmüştür. Şekil 11.1’de plasental fonksiyonlar azalırken fetusun geçtiği aşamalar şematize edilmektedir. Fetusun durumundaki kötüleşme kronik hipertansiyonda aşama aşama
olurken, ablasyo gibi durumlarda çok hızlı olabilir. Diyabet
gibi bazı durumlarda ise besinsel yetersizlik aşaması tamamen atlanabilir.
RİSKİN TANIMLANMASI
Tedavi aşamasından önce değerlendirmeye ihtiyacı olan
riskli hastaların tanımlanması gerekir. Hastanın hikayesi, fizik muayene, dinamik bulgular (kan basıncı, uterus büyüklüğü) ve laboratuardan elde edilen verilere göre riskli gebeler
belirlenir. Hastayı uteroplasental yetmezlik açısından riskli
yapan durumlar tablo 11.1’de listelenmiştir. Bunlara ek olarak maternal hastalıkla ilişkisiz olan bazı obstetrik/fetal durumlar da uteroplasental yetmezliğe yol açabilir. Miad aşımı, hipertansiyon, diyabet, klinik İUGG ve fetal kayıp öyküsü antepartum fetal kalp hızı monitorizasyonunu gerektiren
en sık durumlardır. Ancak uygulanan yönteme bağlı olarak
endikasyonların dağılımı değişmektedir (Tablo 11.2) (6-8).
Aynı şekilde anormal sonuç oranları da testten teste değişiklik gösterir (Tablo11.3).
179
BÖLÜM
12
Yüksek Riskli Hastaların Doğum
Öncesi Yönetimi
Çeviri: Doç. Dr. İbrahim Halil Kalelioğlu
F
etal kalp hızı (FKH) ölçümü, biyofizik profil, metodoloji, yorumlama ve kısaltmaların anlaşılmasından oluşan antepartum fetal izlem, bir önceki bölümde anlatılmıştır.
Değişik klinik durumlarda bu metotların uygun bir şekilde
kullanımı son derece önemlidir.
Öncelikle hangi hastaların antepartum değerlendirmeye gerek duyacağını belirlemek gerekir. 26. Gebelik haftasından sonra görülen fetal ölümlerin hemen hemen yarısı uteroplasental yetmezlik (UPY) açısından riskli olan hastalarda görülmektedir (1,2). UPY açısından riskli olan hastalar
tüm prenatal popülasyonun %10 ile %20’sini oluşturur ve
bu hastaların belirlenmesinde değişik yöntemler kullanılmkatadır (3). Bununla birlikte antenatal ölümlerin yarısı düşük riskli hastalarda görülmektedir. Obstetrik popülasyonun çoğunluğunu düşük riskli gebeler oluşturmaktadır. Seçeneklerden biri, antepartum fetal izlemi UPY açısından riski olan %10-20’lik hasta grubu ile sınırlayarak oluşabilecek
fetal ölümlerin yarısını önlemeye çalışmaktır. Diğer bir seçenek ise fetal ölümleri engelleyebilmek için tüm hastaların
antepartum testler ile takibidir. İkinci seçenek uygulanması
oldukça zor bir alternatiftir ve düşük riskli hasta grubunda
rutin olarak uygulanan testlerin (fetal hareket takibi hariç)
fetal ölüm oranlarını azalttığını gösteren bir çalışma bulunmamaktadır. Düşük riskli hasta popülasyonunda fetal ölümün görüleceği hasta grubunu saptamak amacıyla uygulanan daha mantıklı ve kabul görmüş yaklaşım, bu hastaların
normal fetal büyüme ve fetal hareket açısından yakın takibidir. Beklenemeyen fetal ölümlerin görüldüğü hasta grubunun çoğunda intrauterin gelişme geriliği bulunmaktadır. Bu
nedenle düşük riskli hastalarda genel yaklaşım, fundus yüksekliğinin takibi ve beklenenden düşük ölçüldüğü durumlarda fetusun ultrasonografi ile değerlendirilmesidir.Ayrıca rutin olarak önerilmemesine rağmen hastaların çoğu, geç ikinci veya erken üçüncü trimesterde ultrasonografi ile değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmeler esnasında intrauterin
geliştirme geriliği (IUGG) saptandığında, altta yatan neden
ne olursa olsun antepartum testler uygulanmalıdır. Düşük
riskli hasta grubunda rutin fetal hareket takibinin antepartum fetal ölüm oranlarını azalttığı geniş kontrollü çalışmalar
ile gösterilmiştir (4,5). Bu nedenle, üçüncü trimesterin başındaki tüm hastalara günlük fetal hareket takibi anlatılmalıdır (Şekil 12.1). Önceki bölümde anlatıldığı gibi fetal hareket
sayımı amacıyla kullanılabilicek metotlar büyük bir değişkenlik göstermektedir. Seçilen metod ne olursa olsun, hasta fetal hareketlerin olmadığını veya azaldığını ifade ediyorsa ve bu durum sessiz bir odada yapılan 1-2 saatlik bir değerlendirme ile konfirme edilir ise günün hangi saati olursa olsun hasta acilen non stress test (NST) ile değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki endikasyon ne olursa olsun gebelik
haftası, klinisyenin kötü sonuçlarla karşılaşması durumunda
müdahale etmesi için uygun olduğu zaman antepertum testler uygulanmalıdır. Bu nedenle %80’lik bir kısmı oluşturan
düşük riskli hasta grubunda antepartum testler için başlıca
endikasyonlar, İUGG şüphesi ve azalmış veya kaybolmuş fetal harekettir. Geri kalan yüksek riskli hasta grubunda antepartum fetal kalp hızı değerlendirme endikasyonları Tablo
12.1’de özetlenmiştir.
KLİNİK DURUMA GÖRE DEĞERLENDİRME
PROTOKOLLERİ
Antepartum testlere yaklaşımın tanımlaması, risk kategorileri ve UPY’ye bağlı fetal ölüm için hastayı yüksek risk grubuna sokan spesifik tanılar veya risk faktörleri temel alınarak
yapılmaktadır. Antepartum testlere yaklaşımımızı anlatacak
ve bu formatı örnekler vererek sunmaya çalışacağız. Testlerin uygulanmasına ne zaman başlanacağı, ne zaman müdahele etmek gerektiği ve kullanılabilecek yardımcı testler hakkında birçok yaklaşım olduğu bilinmelidir. Burada sunulacak yaklaşım, yüksek riskli hasta grubunda antepartum kalp
atım hızı testleri hakkında yaygın klinik tecrübe ve yazrlarımızın ve diğer birçok yazarın yayaınlanmış verilerine dayanmaktadır (1,6,7).
201
BÖLÜM
13
Fetusun Merkezi Sinir Sistemi
İşlev Bozukluğu ile İlişkili Kalp Hızı
Paternleri
Çeviri: Op. Dr. Rauf Melekoğlu, Doç. Dr. Selim Büyükkurt
süredir fetusun hipoksi nedeniyle ölümünü öngören
B irfetusun
kalp hızı (FKH) paternlerinin; genellikle iyi
oksijenlenmiş veya hafif ve/veya uzun süreli olmayan hipokside rastlanmayan özelliklere sahip olduğu bilinmektedir
(1-6). Martin ve arkadaşları (7) fetusun ilerleyici hipoksemi
durumunda otonom sistem etkisiyle baskılanan merkezi
sinir sistemi (MSS) refleksinin ilk olarak geç deselerasyon
ürettiğini göstermişlerdir. Hipoksi, fetusun ciddi asidemisinin oluştuğu noktaya geldiğinde kalp hızı değişkenliği de
(variyabilitesi) kaybolur ve otonom sistemin baskılanmasıyla geç deselerasyonlar engellenemez. Biz bu sebepten
ciddi hipoksi ve asidozun MSS yanıtlılığını değiştirebildiğini
ve bunun da FKH paternlerine yansıdığını bilmekteyiz.
Benzer olarak ciddi hipoksi olmadan MSS anormalliği olan
fetusların da, MSS’i sağlam bebeklerden farklı FKH paternlerine sahip olabileceği de gösterilmiştir (8-12). Nihai amacımız fetusun MSS’i hipoksinin zararından korumak olduğu
için, MSS işlev bozukluğu ile ilişkili FKH paternleri hakkında öğrendiklerimizi sorgulamalıyız. Bundan başka yakın
zamandaki çalışmalar koriyoamnionit ve funisitin de olduğu
anne enfeksiyonun, sitokin aracılıklı MSS işlev bozukluğu ve
hasarıyla sonuçlanabileceğini göstermiştir (bkz Bölüm 3).
Bizim yakın zamandaki deneyimlerimiz de bu durumda saptanan FKH paternlerinin fetusun hipoksisi ile ilişkisi olduğu
bilinen FKH paternleri olmadan, aynı zamanda MSS işlev
bozukluğunu yansıtabileceği yönünde olmuştur. FKH izlenmesi önceden oluşmuş beyin hasarını doğru şekilde saptayamayabilir. Neyse ki bu bölümde tanımlanan paternler sık
görülmezler ve üzerinde sistematik olarak çalışılmamıştır.
Bu sebeple bir nebze kısa hasta verilere bağlı kaldık.
MSS’nin düzenleyici işlevi hasar gördüğünde değişkenlik
kaybı en sık görülen FKH kalıbıdır (10). Ancak MSS hasar
gördüğünde başka değişiklikler de gözlenir (13). Bu değişikliklerin birçoğu aynı zamanda ileri derecede prematür fetuslarda görülür, bu durum olasılıkla beyin gelişiminin henüz
tamamlanmamış olmasıyla ilişkilidir. Anne, fetusun beynini
etkileyen ilaçlar aldığında da benzer değişiklikler oluşur (14-
218
19). İlginç olarak MSS işlev bozukluğunu gösteren FKH paternlerinin anensefalili fetuslarda, lezyonun seviyesi ve ciddiyetine göre farklılık göstermesidir (8,20). Anensefalili fetusta yeterli miktarda beyin korteksi ve orta beyin mevcut
ise, normal FKH değişkenliği ve akselarsyonlar görülecektir. Ancak orta beyin veya korteks yokluğunda değişkenlik
kaybolmuştur. Fetusta tam kalp bloğu veya MSS kontrolünde olmayan ektopik ritim oluşturan odağa bağlı supraventriküler taşikardi varlığında da tamamıyla değişkenliğin kaybolduğu görülecektir (10).
Yenidoğan döneminde MSS hasarı görülen fetusların
FKH paternleri hakkında daha fazla deneyim kazandıkça,
doğumdan önce görülen paternlerin süregelen hipoksiden
çok MSS kontrolü yokluğu konusunda daha karakteristik olduğu artarak netlik kazanmaktadır. Kuşkusuz aynı özellikler akut süregelen hipoksi veya kronik oksijen yoksunluğu
olan fetuslarda doğum öncesi MSS işlev bozukluğunun kanıtı olarak da gösterebilir. Bu nedenle önceden var olan MSS
hasarı veya anomalisinin üretebileceği MSS işlev bozukluğuna işaret eden FKH değişimlerini tanısak da, aynı değişimlere süregelen hipoksiyi işaret eden FKH paternleri eşlik edebilir (geç deselerasyon veya ciddi variabl deselerasyon). Bu
durumda önceden var olan MSS işlev bozukluğunun derecesini ve süregelen hipoksi sürecine bağlı işlev bozukluğunun
derecesini belirlemek mümkün olmayacaktır. Aynı zamanda MSS anormalliği olan bütün fetusların da FKH izleminde MSS işlev bozukluğu belirtisi olmayacağı da bilinmelidir.
Fetusun MSS işlev bozukluğunun kanıtları şu FKH paternleridir:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Düz FKH (4, 6)
Künt patern (4, 6, 21, 22)
Kararsız bazal kalp hızı (1)
Bazale geç dönen (overshoot) kalp hızı (23)
Sinüs dalgası şekilli patern(1, 24)
“Kontrol işareti” (Check mark) kalıbı (25)
BÖLÜM
14
Fetal Monitorizasyonda
Sorumluluk ve Risk Yönetimi
Çeviri: Op. Dr. Deniz K. Acar
alpraktis davaları modern kliniklerde yaygın olup
M birlikte
gelişen stres de tüm sağlık hizmeti veren
çalışanları etkilemektedir (1,2). Tüm obstetrik malpraktis
davaları fetal monitorizasyon ile ilgili olmasa da, elektronik fetal monizorizasyon (NST) obstetride en yaygın kullanılan prosedürlerden biridir (3), obstetrik davalarda
NST ile ilgili iddialarda bulunmak ise alışık olduğumuz
durumdur. Obstetrik ekibe fetal monitorlerle ilgili en sık
yöneltilen iddialardan bazıları doğru değerlendirememeyi ve/veya fetal kalp atım (FKH) trasesini değerlendirememek, ekip içinde iletişim yeteresizlikleri, FKH bulgularının bakımındaki uyarılara sağlık çalışanının yeterli
cevap vermemesini içermektedir (4). Çoğu klinisyen obstetride çoğu malpraktis davasının yersiz olduğunu düşünmeye devam etse de kanıtlar standartların altındaki bakımın olumsuz sonuçlarının olduğunu iddia ediyor.
Özellikle fetal hipoksi ve NST’yle ilişkili davalarda standartların altında bakımın davaların %60 kadarında belirgin olduğu bildirilmektedir (5). Birkaç merkez başarılı bir
şekilde güvenlik yaklaşımları geliştirerek olumsuz obstetrik sonuçları azaltmış ve bu teşvik edici çalışmalar içersinde ilginç benzerlikle ekip çalışmasını da güçlendirmiştir (6-8). Bunları iletişim ve ekip çalışması eğitimi, yaygın
klinik deneyimlere standardize yaklaşımlar, duruma göre
uyanık olmada gelişim ve acil durumlarda hızlı yanıt ekibi
içermektedir.
Bu bölüm hemşireler, ebeler ve doktorlar için vakaya
göre yaklaşım kullanarak önerilen klinikteki stratejilerle birlikte yaygın risk alanlarını gösterecektir. Özellikle fetal monitörle ilişkili değerlendirme ve yönetim, dökümantasyon
ve hemşire-doktor iletişimini içeren özellikle fetal monitörizasyon ile ilişkili risk yönetiminin en önemli noktalarını
gözden geçireceğiz. Vaka örneği ayrıca malpraktis iddialarına iki çeşit savunma yöntemiyle yaklaşımı gösterecek. Son
olarak, halka yönelik politikanın amacı şuan olan ceza sistemine getirilecek alternatifler bu başlangıçların farkındalığını
arttırmak için bir çaba olacak.
TIBBİ SORUMLULUK İŞLEMİ
Kötü bir obstetrik sonuçta hastalar ilk olarak sıklıkla bir avukata başvurup “neden bu oldu?” sorusunun cevabını arayacaktır fakat tıbbi malpraktis davalarında yasal işlemler bu sorunun cevabını sağlamak için dizayn edilmemiştir. Tıbbi ve
bakım malpraktis iddialarına kamuda ceza mahkemlerinde
karar verilir.bu sistem çift taraflı çalışır, avukatların hangi
tarafı savunduklarına göre değişmektedir. Davacının amacı
ihmal veya malpraktisi kanıtlayıp davayı kazanmak iken savunmanın amacı davacının kazanmasını engellemektir. Davacının davayı kazanabilmesi için dört unsur kanıtlanmalıdır:
1. Görev- hasta belirli standart bir bakımı savunma tarafından alacaklıdır
2. İhlal – savunma belirgin standart bakımı karşılayamadı
3. Neden olma (nedene yakın) – standart bakımı karşılayamama ile hastaya zarar verme arasında direkt ilişki
var
4. Zarar – gerçek bir hasar veya zarar vardı
Her ne kadar “zarar” dördüncü unsur olarak listelenmişse de, aslında ilk unsurdur çünkü farkedilmemiş bir zarar davaya yol açmaz. Ceza sistemi zarar görene tek bir çözüm sağlar ve o çözüm de “zararlar” olarak bilinen parasal
ödüldür. Sonucun şiddeti ile ödülün miktarı diret olarak
orantılı olduğu için sistem “kötü sonuçlar”a çekilmektedir.
Farkına varılan zarar ın farkedildiğini varsayarsak, bu davacının parasal zararları kazanmak için üç unsuru kanıtlaması gerekmektedir. İlk unsur, görev, kolayca sağlık çalışanı (hemşire, ebe, stajyer, doktor vb.) ve hasta arasında ilişki kurularak kanıtlanır. Bir sonraki unsur görev ihlali, standart bakımdan sapma ile kanıtlanabilir. Üçüncü unsur, neden olma veya en yakın neden, davacı tarafından iddia edilen standart bakımdan sapmalarla ve asıl zararın desteklenmesi arasında nedensel bağlantı kurularak kanıtlanır.
235
İndeks
Sayfa numarası “f” ile bitenler figürleri, sayfa numarası “t” ile bitenler tabloları göstermektedir.
Abdominal elektrokardiyografi, 49-50
eş zamanlı fetal kalp hızı trase çekimleri, 50f
Abdominal trase çekimleri
fetal kompleks, 49f
maternal elektrokardiyografi, 49f
Ablasyo plasenta
pramatüre doğumda, 166, 166f
uterin kontraksiyonları etkilemesi, 81
Açık sıvı dolu kateterler
transabdominal giriş tekniği, 78
ACOG
geç deselerasyonların tanımı, 120-121
intrapartum FKH traseleri, 35
uzamış deselarasyonların tanımı, 129-132
variabl deselerasyonlaın tanımı, 122, 125, 129
Açık dökümentasyon süreci, 259
Adrenerjik blokerler, 90
AFKH. bknz Antepartum fetal kalp atım hızı
Ağır anemi
antepartum değerlendirme, 208, 210f
Ağır preeklampsi
fetal kalp hızı monitörizasyonu, 143, 148f
Akciğer hastalıkları
siyanotik antepartum değerlendirme, 208, 210f
Akselerasyonlar, 103-111, 173
alışılmamış paternler, 105-111
lambda paterni, 110f, 111
sinuzoidal, 105-106, 108, 109f
geç deselerasyonlarla karışan, 108f
saçlı deri stimulasyonu, 139f
vaginal muayenede, 108f
Aktif vagal refleks
uzamış deselerasyonlar ile, 160f
Akustik stimülasyon
pH örneklemesinin yerine, 159
Akustik stimülasyon testi, 212t
Akut intrapartum asfiksi
neonatal beyin hasarı, 32, 32f
Akut intrapartum hipoksi,
serebral palsi nedeni, 33
Alarm sinyali
fetal hareket, 181
Alexandria birimi
tanımı, 80
Alışılmamış fetal kalp hızı paternleri
değişken bazal fetal kalp hızı, 110, 110f
lambda paterni, 110f, 111
sinüzoidal, 105-106, 108, 09f
Alışılmamış kord,
varyabl deselerasyon, 128f
Amerikan Kadın Hastalıkları ve doğum Cemiyeti.
bknz ACOG
Amiadoron, 64
Amnioinfüzyon
anormal kalp atım hızı patterni olanlar için,
135-136
uterin tonus üzerine etkisi, 52, 53f
Amnionitis, 62
Amniotik sıvı indeksi (ASİ),
İntrauterin gelişme geriliğinde, 204f
nonstress test
modifiye biofizik profili, 215f
Amniotik sıvı volümü, 212-215
pozitif kontraksiyon stres test, 214, 214f, 215f
şüpheli testler, 213-214
Anemi
fetal, 197
ağır
antepartum testler, 208, 210f
sinüzoidal pattern, 189f
Anensefalik fetus
künt variable deselerasyonlar, 138f
overshoot, 226f
taşikardi, 138f
Anestezi ve analjezi
neonatal ensefalopati, 29
uterin kan akımını azaltması, 10
Ani uzamış deselerasyon
kord prolapsusu ile, 107f
Anormal biofizik profili, 215
yönetim protokolü, 216t
doğum şeklinin seçimi, 215
Anormal fetal kalp hızı paternleri
girişim
cerrahi dışı, 133-134
cerrahi, 136
tokolitik tedavi, 134-136
hekim-hemşire iletişimi ve takım çalışması,
139-140
hipoksi/asfiksi, 31-32, 32t
klinik yönetim, 119-153
yönetim
mekonyum, 137
protokol, 153t
skalp ve akustik stimulasyon testi, 139, 139f
terminal dönem öncesi paternler, 137-138,
137f, 138f
operatif girişimler, 136
vaka çalışmaları, 140-153
Anormal uterin kontraksiyon paternleri, 80
Anstabil bazal kalp hızı
değişken
düz fetal kalp hızı, 225f
düz fetal kalp hızı, 223, 225f
Antenatal faktörler
serebral palsi, 30
Antepartum fetal kalp atım hızı (AFHR)
biyofizik profil, 195-196
monitörizasyon
Doppler velositometri, 197-198
etkisi, 36-37
fetal hareketlerin sayımı, 180-181
fizyolojisi ve patofizyolojisi, 179, 180f
kontraksiyon stres test, 183-191
ne zaman başlanmalı, 181, 182t
nonstres test, 180
risk tanımlanması, 179, 180t
uterin büyümenin değerlendirilmesi, 181
preterm erken memebran rüptürü, 196-197
preterm gebeliklerde patern, 173, 174f
primer fetal değerlendirme, 196
testler
endikasyonlar ve gestasyonel yaş, 180t, 182t
test dağılımı, 181t
Antepartum testler, 201-212
primer değerlendirme endikasyonları, 180t
Antiaritmik ilaç sınıflaması, 67t
Apgar skorları
fetal kalp hızı patterni, 32t
fetal kalp hızı trase çekimleri, 32f
fetal saçlı deri kan pH ile korelasyonu, 158
infantın spontan doğumunda, 247f
preterm yeni doğanda, 177
umblikal kordon kan gazı
değerlendirmesi, 113, 114, 116f
Aralıklı geç deselerasyonlar
travayın erken fazında, l2lf
Aralıklı konjenital kalp bloğu, 72f
Aralıklı sinüzoidal kalp hızı
düz fetal kalp hızı, 223, 227f
Aritmiler
intrapartum değerlendirme, 74f
kardiak, 61-74
konjenital kalp bloğu, 67-70
taşikardi, 62-64
Arteriel kan
uterin kan akımının sağlaması, 10
ışık absorbsiyonu, 160f
Artmış variabilite, 149, 151f
Artrit, 210f
Asetilkolin
uterin kontraksiyonları stimülasyonu, 83t
Asfiksi, 114t
akut intrapartum
neonatal beyin hasarı, 32, 32f
anormal FKH paternleri, 31-32, 32t
gastrointestinal hasar, 31
perinatal, 26
renal hasar, 31
ASİ. bknz. amniotik sıvı indeksi.
Asid-baz dengesi, 112-117
Asid-baz monitorizayonu, 156-163
fetal, 21-22
265
266
İndeks
Asidoz, 114t
variabilitesi azalmış fetal kalp hızı, 223f
Astrositom, neonatal, 232f
Ateş
maternal, 249f
ile ilişkili fetal taşikardi, 88
retroplasental hematom, 166f
Atosiban
uterin kontraksiyonların inhibisyonu, 83t
Atrial flutter/fibrilasyon, 62, 64
Atrial pacemaker
supraventriüler taşikardi, 42f
Atropin, 19
azalmış fetal kalp hızı variabilitesine yol açması,
90t
fetal kalp hızı, 12-13
Azalan fetal oksijenizasyon, 120f
Azalmış fetal hareket, 250-252, 251f, 252f
antepartum testler, 211
nonstres test, 236f-238f, 237-238
Azalmış maternal fetal kan basıncı
fetal pH ve fetal kalp hızına etkisi, 141-142, 144f
Azalmış variablite
geç deselerasyonla beraber, 139f
nedenleri, 90t
Bacak plağı, 54f
Barbitüratlar, 90t
Baş stetoskop, 1, 2f
Baz açığı, 114t
Baz fazlalığı, 114f, 114t
Bazal fetal kalp hızı, 87-90
gestasyonel yaş, 12
Bazal hız
düzensiz stabil olmayan
düz fetal kalp hızı, 223, 225f
stabil olmayan
düz fetal kalp hızı, 223, 225f
künt variable deselerasyon, 222f
Belirleyici fetal kalp hızı paternleri
santral sinir sistemi, 223, 229, 229f-230f
hipoksi, 229f
Belirsiz testler
amniyotik sıvı volümü, 213-214
Beyin hasarı
neonatal
akut intrapartum asfiksi, 32, 32f
BFP. bkz Biofizik profil (BFP)
Bilgi ağı
fetal kalp hızı monitorizasyonu, 61-62
Biofizik profil (BFP), 195-196
anormal, 215
klinik yönetim
primer değerlendirme, 197
modifiye. Bkz. modifiye biofizik profil (MBFP)
skorlama
yönetim protokolü, 195, t
test, 195
Bradikardi, 238-239
fetal, 88-89
Braxton-Hicks kontraksiyonları, 76
β sempatomimetrikler
uterin kontraksiyonların inhibisyonu, 83t
Çağdaş dokümentasyonu işlemi, 259
Ciddi uzamış fetal kalp hızı, 129f
Ciddi variabl deselerasyon,
ağır preeklampsi, 167f
doğumun ikinci evresinde, 127f
tıbbi yönetim, 129t
Çift lümen kateterler, 78f
Çoğul gebelikler,
prematür fetus, 169, 173f
Çözünebilir doku ribonüleoprotein antijeni Ro
(SS-A), 68
DAH. baknz dakika atım hızı
Dakika atım hızı, 41, 87
Davranışsal bozukluklar, 28
De Lee Hillis emme trapı
anormal fetal kalp hızı patternlerinde, 137
De Lee Hillis steteskop, 1
DE Lee J.B, 1
Değişken bazal hız, 110, 110f, 141
porensefalik kist, 110f
Değişken anstabil bazal hız
variabilitesi azalmışfetal kalp, 223f, 225f
Demerol
azalmış fetal kalp hızı variablitesi nedeni, 90t, 91f
Depresyon
neonatal, variabil deselerasyon, 188
Derin variabl deselerasyon
fetal pulse oksimetre ile, 100f
Deselerasyon,
artmış kalp hızı ile birlikte, 100f
baş prezentasyonu, 172f
derin variabl
fetal pulse oksimetre ile, 100f
erken, 14-15, 90, 92, 93f
mekanizması, 15f
geç. Bakınız geç deselerasyonlar
künt variabl. Bakınız künt variabl
deselerasyonlar.
saçlı deri stimulasyonu,
sık küçük, 174f
sık kontraksiyonlar, 186f
uzamış, 101-103, 103f-107f
uzamış uterin kontraksiyon, 186f
variabl, 15-17, 15f, 17f, 95-101
Diabet
antepartum test, 207, 207
polihidramnios ile birlikte
uzamış uterin kontraksiyon, 82f
uteroplasental yetmezlik ile birlikte, 179
Diazepam
maternal
ekstrenal doppler, 233f
Digoksin
fetal taşikardi tedavisi, 64
Direkt fetal elektrokardiografi
fetal kalp hızı, 41, 42f, 43
Direkt fetal monitörizasyon sistemi
diagramı, 42f
Diskordan ikizler
antepartum takibi, 208, 211, 211f
Doğru belgelendirme işlemi, 259
Doğum
kan gazları, 157
Doğum
prematür. Bakınız prematürite travmatik, 29
Doğumun ikinci evresinin yönetimi, 239, 240f-244f,
243
Dolaşım cevabı
fetal
hipoksiye, 12
Dolaşım
fetal, 10-12
kuzu, 12f
Doppler ultrason
direkt fetal ekokardiografi, 47f
fetal kalp hızının yarıya inmesi, 46f
fazlasıyla elektronik mantık ile birlikte monitör,
49f
sinyal kaynağı
fetal kalp hızının artefakt olarak çift olması,
55, 55f, 56f
shift, 44
transducer, 55, 55f, 56f
Doppler
eksternal
maternal diazepam, 233f
maternal meperidin, 233f
transducer, 55, 55f, 56f
Doppler velositometri
antepartum fetal monitor, 197-198
Drew-Smith metal kanül, 78
Düşük ventriküler vuru
Wenkebach tipi, 67
Düz kalp hızı patterni, 219-221
aralıklı sinuzoidal kalp hızı, 223, 227f
fetal asidoz, 223f
geç deselerasyonlar, 219f
hipoksi, 219f
ikizler, 221f
künt variabl deselarsyonlar, 221f, 222
serebral palsi, 221f
varibilite ve reaktivite, 221f
Efedrin, 10
EFM. bknz Elektronik fetal monitörizasyon (EFM)
Egzersiz
uterin kan akımın azalması, 9
EKG.Bakınız Elektrokardiyografı (EKG) Ekipman
fetal saçlı deri kan örneklemesi, 156-157
Eksternal tokodinamometre, 53-54, 53f
Elektrokardiyografi (EKG)
abdominal
eş zamanlı fetal kalp hızı trasesi, 50f
maternal, 49f
analiz, 161-163
fetal hipoksi, 162f
fetal
tarihi gelişim, 2-3, 3f-6f
Elektrohisterografi, 78
Elektronik fetal monitörizasyon (EFM)
bilgisyarla işlenmiş yorumlama, 163
elektronik depolama,
etkisi, 33-36
intrapartum fetal mortalite, 34-35
intrapartum fetal ölüm, 34f, 35t
riskler, 35-36
sezeryan oranı, 36, 36t
Enfeksiyonlar
prematür fetus, 168-169, 170f-171f
Ensefalopati
neonatal. Bakınız neonatal ensefalopati
Enstürmentasyon, 41
Epidural
sonrasında uzamış deselerasyon, 131f
Epilepsi, 28
Ergonovin
uterin kontraksiyon stimulasyonu, 6lf
Erken deselerasyon, 14-15
mekanizması, 15f
Erken deselerasyonlar, 90, 92, 93f
Erken doğum
aralıklı geç deselerasyonlar, 121f
fetal kalp hızı traseleri, 133
nullipar hasta, 96f
variabl deselerasyon, 97f
Erken membran rüptürü (EMR)
antepartum değerlendirme, 211-212
makat prezentasyonu, 172f
preterm
prematürite, 168, 168f, 169f
terbutalin, 176f
tokolitikler, 176f
yüksek risk, değerlendirme protokolü, 211-212
Eş zamanlı fetal kalp hızı traseleri
abdominal elektrokardiyografi, 50f
Eş zamanlı intrapartum fetal kalp hızı traseleri
direkt fetal elektrokardiyografi ile eksternal
monitörizasyon, 48f
Fenerjan
azalmış fetal kalp hızı variabilitesine yol açması,
90t
Fenobarbital
fetal kalp hızı varyabilitesinde azalma, 90t
Fentolamin, 19
Fetal anemi, 197
Fetal aritmiler
monitorizasyon, 70, 71, 72f-74f
Fetal asid-baz fizyolojisi, 21-22
Fetal asidoz
düz fetal kalp hızı, 223f
Fetal bradikardi, 88-89, 88f
Fetal distres
tanısı, tarihsel gelişimi1-2, 2f
terminoloji, 3
Fetal dolaşım, 10-12
kuzu, 12f
Fetal dolaşım cevabı
hipoksiye, 12, 25
Fetal durum, 14-21
Fetal durumun değerlendirilmesi, doğum, 112-118
Fetal elektrokardiografi
analiz, 161-163
tarihsel gelişim, 2-3, 3f-6f
Fetal enfeksiyonlar
serebral palsi, 30
Fetal gelişme geriliği (FGG). Bakınız intrauterin
gelişme geriliği (IUGG)
Fetal hareket
alarm sinyali, 181
azalmış, 250-252, 251f, 252f
nonstress test, 236f-238f, 237-238
sayma, 180-181
Fetal hemoglobin
vs. erişkin hemoglobini, 11
Fetal hipoksi, 25-26
serebral palsi, 28
Fetal izoimmünizasyon, 169, 171f
Fetal izlem, 182
Fetal kalp bloğu
komplet, 88
Fetal kalp hızı (FKH)
akselerasyon, 158-159
antepartum. Bakınız antepartum fetal kalp hızı
atropin, 12-13
azalmış maternal kan basıncının etkisi, 141-142,
144f
baseline, 87-90
gestasyonel yaş, 12
fetal saçlı deriden direkt eş zamanlı kayıt
abdominan Doppler, 45f
direkt fetal elektrokardiyografi, 41, 42f, 43, 43f
fetal ölümün değerlendirilmesi, 142, 145f
fonokardiyografi, 50, 51f
geçiçi fetal kardiyak arest, 73f
indirekt Doppler ultrason, 43-45, 44f, 45f
intrapartum
yorum, 257f
komponentler, 20f
kontrol, 12-14
monitorizasyon
amaç, 163
bilgi ağı, 61-62
güvenilirlik ve risk yönetimi, 253-261
ilk jenerasyon sinyal işleme45, 46f, 47f
monitorizasyon cihazları, 51-61
İndeks
nonreaktif
fetal santral sinir sistemi anormalliği ile
birlikte, 140
oskültatif sayma, 2f
otokorelasyon, 47-48, 47f-49f
ölü fetus, 43f
ölçekleme faktörleri, 51, 52f
trase
şematik, 42f
traseler
sınıflama, 86-87
uterin kontraksiyon, 14
trase, 13f
variabilite, 19-21
vs. tepe noktasını belirleme, 47f
Fetal kalp hızı paternleri
alışılmamış, 105-111
anormal
hipoksi/asfiksi, 31-32, 32t
tokolitik tedavi, 134-136
alternatif ve yedekleme yöntemleri, 156-163
fetal pH ile korelasyon, 157-158
fetal santral sinir sistemi, 218-234
küntleşmiş
santral sinir sistemi disfonksiyonu, 222
lambda paterni, 110f, 111
preterm gebeliklerdeki farklılıklar, 173-176
sinuzoidal, 20, 105-106, 108, 109f
tanıma, 85-111
terminal,
künt variabl deselerasyonlar, 137f
tik işareti
santral sinir sistemi, 223, 229, 229f-230f
hipoksi, 229f
tik işareti paterni, 223, 229, 229f-230f
umblikal kordon kan gazı ile korelasyon, 115
Fetal kalp hızı rüptürü
intrapartum, 173-175
Fetal kalp bloğu
komplet, 88
Fetal kardiyak aritmiler, 61-74
Fetal kompleks
abdominal traseler, 44f
Fetal maternal kanama, 36
Fetal monitörler
ilk nesil, 4f
ticari olarak temin edilebilir, 5f
Fetal monitörizasyon,
elektronik. Bkz. Elektronik Fetal
monitörizasyon(EFM)
fizyolojik temel, 8-22
tarihçe, 1-6
Fetal mortalite
intrapartum elektronik fetal monitörizasyon,
34-35
Fetal oksijenizasyonda azalma, 120f
Fetal ölüm, 142-143, 145f
evrim, 142, 145f
intrapartum elektronik fetal monitörizasyon,
34f, 35t
olması yakın, 181
Fetal pH
düşen maternal kan basıncının etkisi, 141-142,
144f
Fetal pulse oksimetre, 159-161
Fetal respiratuar asidoz, 22, 113
Fetal saçlı deri kan örneklemesi
örnekleme
ekipman, 156-157
endikasyonlar, 157
fetal kalp hızı akselerasyonları, 158-159, 158f
hastanın pozisyonu, 157
teknik, 157
267
pH değişiklikleri
variabl deselerasyonlar sırasında, 157
Fetal saçlı deri pH değeri, 249f, 250f
Fetal saçlı deri stimulasyonu
fetal kalp hızı akselerasyonları olmaksızın, 158f
pH örneklemesinin yerine, 158-159
Fetal santral sinir sistemi disfonksiyonu
etyoloji, 230-234
ilişkili fetal kalp hızı paternleri, 218-234
Fetal sıkıntı
prematür doğum ile ilişkisi, 166-173
Fetal sistemik kan basmcı (FSKB), 17f
Fetal taşikardi, 62-64, 249f
maternal koryoamnionit ile birlikte, 220f
nedenleri, 87t
tanımı, 87-88
tedavi, 64-67
Fetal uyanıklık
bazal hız kalp hızı variabilitesi, 90
Fetal vagal refleks
uzamış deselerasyon ile birlikte, 106f
Fetoskop, 1, 2f
Fetus
atropin
kalp hızı, 12-13
ölüm
fetal kalp hızı patternleri, 137
Fonokardiyografi
eş zamanlı fetal kalp hızı traseleri, 51f
fetal kalp hızı, 50
Fundal baskınlık, 77
Gastrointestinal hasar
asfiksi, 31
Gebe uterusu, enine kesit, 9f
Gebelik
miad aşımı
uteroplasental yetersizlikle ilişkili, 179
preterm
fetal kalp hızı paterni farklılıkları, 173-176
uzamış
neonatal ensefalopati, 29
Geç deselerasyon, 17, 19, 19f, 92-95, 93f-94f, 120121, 124f
akselerasyonlara karıştırılması, 108f
azalmış variabilite ile, 139f
düz fetal kalp hızı, 219f
iyi variabilite ile beraber, 123f
kontraksiyon stress testi
intrauterin gelişme geriliği, 170f
kötü variabilite ile, 124f
mekanizması, 19f
oksitosine bağlı, 124f
persistan. Bkz.Persistan geç deselerasyon
rekürran
taşikardi ile, 142, 145f-147f
şüpheli oksitosin stress testi, 186f
taşikardi ile, 142, 145f-147f
tıbbi yönetimi, 122t
Geçici fetal kardiak arrest
fetal kalp hızı/uterin kontraksiyon, 73f
Genetik faktörler
neonatal ensefalopati, 29-30
Gestasyon
prematür,
fetal kalp hızı paternlerinin değerlendirilmesi
ve yönetimi, 165-177
Gestasyonel yaş
bazal fetal kalp hızı, 12
Gestasyonlar
çoğul
prematür fetus, 169, 173f
Glukoz katabolizması
metabolik yol, 21f
268
İndeks
Güven veren variabl
deselerasyonlar, 125f
limitleri, 122, 125
Güven vermeyen fetal kalp hızı patternleri. Aynı
zamanda bakınız anormal fetal kalp hızı
paternleri
klinik yönetimi, 119-153
yönetim, 159f
Güven vermeyen testler
yönetimi, 212, 212f, 212t
Halka tokodinamometre, 77
Halotan
uterin kontraksiyonların inhibisyonu, 83t
Hareket
fetal. Bakınız Fetal hareket
Hasta tanıma, 87
Hasta bilgisi
elektronik depolanması, 87
Hasta pozisyonu
fetal saçlı deri kan örneklemesi için, 157
Hazırlayıcı kontraksiyonlar, 76
Hekzoprenalin
anormal kalp hızı paterni olanlar için, 134
Hematom
retroplasental
maternal ateş, 166f
Hemoglobin
dissosiyasyon eğrileri, 11f
fetal vs. erişkin, 11
Hemoglobinopati
antepartum değerlendirme, 208, 210f
Hemoraji
intraventrikiiler
prematüre fetusta, 165
Hidramniyos
diabet
nonreaktif negatif oksitosin stress testi, 213f
Hidrasyon
anormal kalp hızı paterni için, 134
Hidrostatik çanta, 78
Hillis, David, 1
Hiperstimülasyon
kontraksiyon stress testi, 185, 187
Hipertansiyon
azalan uterin kan akımı, 10
kronik, 204-205, 207
uteroplasental yetersizlikle ilişkili, 179
Hipertonus
uterus kontraksiyonlarını etkilemesi, 81
Hipoksemi, 114t
fetal kalp hızı, 19
Hipoksi, 114t, 156
düz fetal kalp hızı, 219f
fetal dolaşım cevabı, 12
konjenital nörolojik hasarla ilişkili olarak, 28
prematüre fetusta etkileri, 165-166
Hipoksi/asfiksi
anormal fetal kalp hızı patternleri, 31-32, 32t
Hipoksik iskemik hasar, 30-31
Hon, Edward, 3
İkizler
düz fetal kalp hızı, 221f
İkiz monitörizasyonu, 56, 56-58f
İlk nesil sinyal işleme, 45, 46f, 47f
İndirekt fetal monitörizasyon sistemi, 44f
İndosin
fetal kalp hızı variabilitesi üzerine etkisi, 175,
176f
İnternal basınç kateteri, 78f
İntramyometrial basınç kaydı, 78
İntrapartum asfiksi
neonatal beyin hasarına neden olan, 32, 32f
İntrapartum elektronik fetal monitorizasyon.
Bakınız elektronik fetal monitorizasyon
(EFM)
İntrapartum fetal kalp hızı
preterm gebeliklerdeki paternler, 173-175,
175f-176f
standardize yönetim modeli, 258f
yorumlama, 257f
İntrapartum fetal mortalite
elektronik fetal monitörizasyon, 34-35
İntrapartum fetal ölüm
elektronik fetal monitörizasyon, 35t
İntrapartum sinüzoidal fetal kalp hızı patternleri,
109f
İntrauterin basınç monitörizasyonu, 51-53, 52f, 53f
İntrauterin fetal gelişme geriliği (IUGG)
neonatal ensefalopati, 29
İntrauterin gelişme geriliği
klinik
uteroplasental yetersizlikle ilişkili
olarak, 179
kontraksiyon stress test
geç deselerasyon, 170f
pretematür fetus, 168, 170f
şüpheli
antepartum değerlendirme, 208, 210f
İntrauterin fetal hipoksi, 25-26
İntravenöz (IV) oksitosin infüzyonu
meme başı stimulasyonu yerine, 183
İntraventriküler hemoraji (IVH)
prematür fetus, 165
IUGG. Bakınız İntrauterin gelişme geriliği
IVH. Bakınız intraventriküler hemoraji.
İzoimmünizasyon
prematür fetus, 169, 171f
Kalp bloğu
aralıklı konjenital, 72f
komplet, 88
konjenital, 67-70
Kalsiyum kanal blokerleri
fetal kalp hızı variabilitesine etkisi, 175, 176f
uterin kontraksiyonların inhibisyonu, 83t
Kan basıncı
düşük maternal kan basıcı
fetal pH ve fetal kalp hızı üzerine etkisi, 141142, 144f
fetal sistemik
umblikal ven kompresyonu, 17f
Kan gazı
yorumlanması, 157
Kardiak aritmiler,
fetal, 61-64
intrapartum değerlendirme, 74f
Kardiak arrest
geçici fetal
fetal kalp hızı/uterin kontraksiyon, 73f
Kardiak hastalık
siyanotik
antepartum test, 208, 210f
Kardiotakometri, 41, 42f
Kennedy, Evory, 1
Kergaradec, Lejumeau, 1
Kısa dönem variabilite, 89-90
Kinidin
digoksin ile etkileşimi, 42f
supraventriküler taşikardi için, 64
Kinin
uterin kontraksiyonları stimüle etmesi, 83t
Klasik sinüzoidal fetal kalp hızı patterni
nonstres test, 171f
Klinik intrauterin gelişme geriliği
uteroplasental yetersizlikle ilişkili, 179
Koagulasyon bozuklukları
neonatal ensefalopati, 30
serebral palsi, 30
Kombine kuşatma, 19
Kompleks
fetal
abdominal trase çekimi, 49f
Komplet kalp bloğu, 88
Konjenital enfeksiyon
serebral palsy, 28
Konjenital kalp bloğu, 67-70
aralıklı, 72f
Kontraksiyon stress test (KST).
hiperstimulasyon, 185, 187intrauterin gelişme
geriliği
geç deselerasyon, 170f
kontrendikasyonları, 190-191
oksitosin ve meme başı stimulasyonu, 191t
minimal reaktif pozitif,
meme başı stimulasyonu ile, 185f
nonreaktif pozitif
meme başı stimulasyonu, 185f
paternler, 187-190
performans, 183-184, 183f, 184f
reaktif negatif,
meme başı stimulasyonu ile, 183, 184f
şüpheli, 185
yetersiz, 187
yorumlama
negatif, 183f, 184, 184f
pozitif, 184, 184f, 185f
şüpheli sonuçlar, 185, 186f-187f, 187
yönetim, 190, 190t
Kontraksiyonlar
hazırlık, 76
monitorize edici aygıtlar
sensivitesi, 77f
Kordon. Bakınız umblikal kordon
Koryoamnionit maternal
fetal taşikardi, 220f
preterm erken membran rüptürü, 168
serebral palsi, 30
Kritik eşik değer, 160, 161
Kronik hipertansiyon
antepartum değerlendirme, 204-205, 207
KST. Bakınız kontraksiyon stres test
Kümülatif yanlış negatiflik hızı
biofizik profil, 196
Künt fetal kalp hızı paternleri
santral sinir sistemi disfonksiyonu, 222
Künt varyabl deselerasyonlar, 227f
anensefalili fetusta, 138f
düz fetal kalp atım hızı, 221f, 222
overshoot, 226f
Lambda fetal kalp hızı patternleri, 110f, 111
Largon
azalmış fetal kalp hızı variabilite nedeni, 90t
Lateral pozisyon verme
anormal fetal kalp hızı paternlerinde, 134
Lateral Sims pozisyonu
fetal saçlı deri kan örneklemesi için, 157
LeGaust, Phillipe, 1
Litotomi pozisyonu
fetal saçlı deri kan örneklemesi için, 157
Magnezyum sülfat
anormal kalp hızı patternleri için, 134
fetal kalp hızı variabilitesine etkisi, 175, 176f
uterin kontraksiyonları inhibisyonu, 83t
Makat prezantasyonu
erken membran rüptürü, 172f
Malprezantasyonlar
prematür fetus, 169, 172f
Manuel palpasyon, 76
Markain enjeksiyonu
sonrasında uzamış deselerasyonlar, 104f
Maternal ateş
fetal taşikardi ile ilişkili, 88
retroplasental hematom, 166f
Maternal diazepam
eksternal Doppler, 233f
Maternal elektrokardiografi
abdominal traseler, 49f
Maternal fetal değişim anatomisi, 8-9, 8f-9f
Maternal hemoraji, 36
Maternal hipotansiyon,
uzamış deselerasyonlara neden olan, 248f
Maternal kan basıncı
azalan
fetal pH ve fetal kalp hızına olan etkisi, 141142, 144f
Maternal korioamnionit
fetal taşikardi, 220f
Maternal meperidin
eksternal Doppler, 233f
Maternal ıkınma
variabl deselerasyonlar ile, 97f
Medikal sorumluluk süreci, 235-256
Mekonyum
anormal fetal kalp hızı paternlerinin
yönetiminde, 137
Membran
erken rüptürü. Bakınız Erken membran
rüptürü(EMR)
spontan rüptürü, 149, 152f
Meme başı stimülasyonu
minimal reaktif pozitif kontraksiyon stress testi,
185f
nonreaktif pozitif kontraksiyon stres testi, 185f
reaktif negatif kontraksiyon stres testi, 183, 184f
Meme başı stimülasyonu
kontraksiyon stres testi
kontrendikasyonları, 191t
Mental retardasyon, 28
Meperidin
maternal
eksternal Doppler, 233f
Metabolik asidoz, 113, 161
Metaproterenol
anormal kalp hızı patternleri için, 134
Miad aşımı
anteaprtum değerlendirme, 203, 205
doğum indüksiyonu, 244, 244f-248f, 246-247
uteroplasental yetmezlikle ilişkili, 179
Mikrobasınç trasducer, 51
Mikst orta derece variabilite, 101f
Minimal reaktif pozitif kontraksiyon stres test
meme başı stimülasyonunu kullanarak, 185f
M-mode ekookardiografi, 64
Mobitz tip I ve II, 67
Modifiye biofızik profili (MBFP), 195-196
performans, 196
Monitorizasyon cihazları, fetal kalp hızı,
Doppler transducer, 55, 55f-56f
eksternal tokodinamometre, 53-54, 53f
ikiz monitorizasyonu, 56, 56f-58f
intrauterin basınç, 51-53, 52f, 53f
MKH ile sinyal karışıklığı, 59, 59f-61f
spiral fetal saçlı deri elelktrodu, 53-54, 53f, 54f
uterin kontraksiyon, 51
İndeks
Monitorizasyon
asid-baz, 21-22, 112-117
elektronik fetal. Bkz. elektronik fetal
monitörizasyon(EFM)
intrauterin basınç, 51-53, 52f, 53f
santralize
doğumda ve doğumhanede, 55f
Monitoziasyon sistemi
direkt fetal, 42f
indirekt fetal, 44f
Montevideo ünitesi
tanımı, 79
Morfin, 90t
Narkotikler
fetal kalp hızı variabilitesinde azalma nedeni,
90t, 91f
Negatif kontraksiyon stres test, 183f
Nekrotizan enterokolit
prematüre fetusta, 166
Neonatal astrositom, 232f
Neonatal beyin hasarı
akut intrapartum asfiksi, 32, 32f
Neonatal ensefalopati
anestezi ve analjezi, 29
genetik faktörler, 29-30
intrauterin gelişme geriliği (IUGG), 29
koagülasyon bozukluklan, 30
otoimmün bozukluklar, 30
prematürite, 29
risk faktörleri, 27t
travmatik doğum, 29
uzamış doğum, 29
uzamış gebelik, 29
Nisentil
azalmış fetal kalp hızı variabilitesi nedeni, 90t
Nitrogliserin,
uterin kontraksiyonların inhibisyonu, 83t
Nonreaktif fetal kalp hızı
fetal santral sinir sistemi anomalisi ile beraber,
140-141
Nonreaktif negatif oksitosin stres test, 213f
Nonreaktif pozitif kontraksiyon stres test
meme stimülasyonunu takiben, 185f
Nonstres test (NST), 191-195
azalmış fetal hareket, 236-238f, 237-238
klasik sinüzoidal pattern, 171f
performans, 193f-194f
rutin
sinuzoidal patern, 228f
Norepinefrin
uterin kontraksiyonların stimülasyonu, 83t
Normal doğum
uterin kontraksiyonlar sırasında, 76
Normal fetal kalp hızı,
uterin kontraksiyon trasesi, 13f
Nörolojik hasar
perinatal asfiksi, 29
Obstetrik bakım,
doğumun ikinci evresi, 239240f-244f, 243
Öğrenme bozukluklan, 28
Oksijen
anormal fetal kalp hızı paternleri, 133
Oksijen saturasyonu
fetal pulse oksimetre, 160
monitorizasyonu, 159
Oksitosin
anormal fetal kalp hızı paternleri için, 134
269
doğumun ikinci evresinin yönetimi, 240f, 241f
geç deselerasyon nedeni, 124f
hiperstimülasyon
uzamış deselerasyonlarla birlikte, 104f
intravenöz infuzyon
meme stimülasyonu yerine, 183
uterin kontraksiyonların stimülasyonu, 83t
Oksitosin stres test (OST), 183
nonreaktif negatif, 213f
şüpheli
geç deselerasyon, 186f
Okunabilir, dökümentasyon süreci, 259
Olay belirteci, 193f
Ölçekleme faktörleri
fetal kalp hızı, 51, 52f
Oligohidramnios
anormal kalp hızı paternleri için, 135
variabl deselerasyon nedeni, 96, 125
tanım, 195
Olması yakın fetal ölüm, 181
Ölen fetusun
fetal kalp hızı patternleri, 137
Ölüm
prematür fetus, 166
Ölü doğumlar
uteroplasental yetmezlikle ilişkili, 179
Orta derece risk grupları
antepartum testler, 202-203
Ortalama variabilite
ikizler, 212f
Oskültasyon
İntapartum elektronik fetal monitörizasyon,
34-35
Östrojen
uterin kontraksiyon stimulasyonu, 83t
Otoimmün hastalıklar
serebral palsi, 30
neonatal ensefalopati, 30
Overshoot, 226f
anensefalik fetus, 227f
künt variabl deselerasyon, 226f
santral sinir sistemi disfonksiyonu, 223
Pacemaker atrial, 42f
Parasempatik impulslar
kökeni, 14
Paskal kanunu, 51
Perinatal asfiksi, 26
Periyodik değişiklikler,
akselerasyonlar, 103-111
deselerasyonlar, 90-101
Periventriküler lökomalazi (PVL), 28
Persiste geç deselerasyon, 121f, 22f
pH, 114t
Phenergan
fetal kalp hızı varyabilitesinde azalma, 90t
Plasental patoloji, 249
endikasyonlar, 251t
Plazmaferez, maternal, 69
Polihidramnios
uterin kontraksiyonlar üzerine etkisi, 81
Polisistol
uterin kontraksiyonlar üzerine etkisi, 81
Porensefalik kist, 110f
Preatropin fetal kalp hızı, 12f
Preeklampsi
antepartum değerlendirme, 203-204, 206f
fetal kalp hızı monitörizasyonu, 143, 148f
preterm doğum, 166, 167f
Prematür fetus
hipoksi etkileri165-166
270
İndeks
Prematür gestasyon
fetal kalp hızı paternleri
değerlendirme ve yönetimi, 165-177
Prematürite
ablatio plasenta, 166, 166f
azalmış variabilite, 90
çoğul gebelikler, 169, 173f
enfeksiyonlar, 168-169, 170f-171f
fetal distres ile ilişkisi, 166-173
hipoksi etkisi, 165-166
intrauterin gelişme geriliği, 168, 70f
intraventiküler hemoraji, 165
izoimmünizasyon, 169, 171f
malprezantasyonlar, 169, 172f
nekrotizan enterokolit, 166
neonatal ensefalopati, 29
ölüm ve uzun dönem hasar, 166
preeklampsi, 166, 167f
preterm prematür membran rüptürü, 168, 168f, 169f
serebral palsi, 29
solunumsal distres sendromu, 165
Preterm erken membran rüptürü (PEMR)
antepartum değerlendirme, 196-197
antepartum fetal kalp hızı, 196-197
koryoamniyonit, 168
koryoamniyonit ile, 168, 168f
uzamış ve variabl deselerasyon, 169f
variabl deselerasyon, 169f
Preterm gebelik
fetal kalp hızı pattern farklılıkları, 173-176
Preterm yenidoğan
Apgar skorlaması, 177
Preterminal patternler
anormal fetal kalp hızı patternlerinin yönetimi,
137-138, 137f, 138f
Primer fetal izlem, 196
nonstres test, 196-197
biyofizik profil ve modifiye biyofizik profil, 197
Primer izlem testi
antepartum değerlendirme
endikasyonları, 180t
nonstres testin klinik yönetimi, 196-197
test sonuçlarının dağılımı, 181t
Progesteron
uterin kontraksiyonların inhibisyonu, 83t
Propranolol
uterin kontraksiyonları stimüle etmesi, 83t
Prostaglandin sentez inhibitörleri
uterin kontraksiyonları inhibe etmesi, 83t
Prostaglandinler
uterin kontraksiyonları stimüle etmesi, 83t
Pulse oksimetre, 159-161
Pulsed Doppler transducer, 44
PVL bkn. periventriküler lökomalazi(PVL)
RDS bkn solunumsal distres sendromu
Reaktif negatif kontraksiyon stres test
meme stimülasyonu, 183, 184f
Reaktif nonstres test
fetal kalp hızı akselerasyonları, 194f
fetal hareket, 191f
Renal hasar
asfiksi, 31
Retroplasental hematom
maternal ateş, 166f
Rh sensitizasyonu, 189f
Risk yönetimi ve hasta güvenliği
belgeleme, 257, 259-260
idari sağlık mahkeme süreci, 260, 261f
ifade tanıklığı, 260
iletişim, 256
multididpliner yorumlama ve yönetim, 256-257,
258f
standardizasyon, 256
Ritodrin
anormal fetal kalp hızı patternlerinde, 134
fetal kalp hızı variabilitesine etkisi, 175
Saçlı deri stimülasyonu, 254f, 255f
deselerasyon, 254f
Saçlı deri ve akustik stimülasyon testleri
anormal fetal kalp hızı patternlerinin yönetimi,
139, 139f
Santral sinir sistemi
anormallikleri
etyolojileri, 230-234
disfonksiyon
aralıklı sinuzoidal patern, 223, 227f
hipoksi, düz fetal kalp hızı, 219f
künt fetal kalp hızt patternleri, 222
overshoot, 223, 226f, 227f
unstabil bazal hız, 223, 225f
nonreaktif fetal kalp hızıyla beraber, 140-141
tik işareti (checkmark) patterni, 223, 229, 229f
-230f
Santral monitörizasyon
doğumda ve doğum odasında, 55f
Sekobarbital
azalmış fetal kalp hızı variabilitesi nedeni, 90t
Semi-Fowler pozisyonu
supin hipotansiyondan kaçınmak için, 182
Serebral palsi,
antenatal faktörler, 30
düz fetal kalp hızı, 221f
etyoloji, 26-28, 27t
fetal hipoksi, 28
fetal infeksiyonlar, 30
koagülasyon bozuklukları, 30
otoimmün bozukluklar, 30
prematürite, 29
toksinler, 30
Sezaryen
elektronik fetal monitorizayon, 253f
oran
intrapartum elektronik fetal monitörizasyon,
36, 36t
prematur doğum, 177
Sezaryen sonrası normal doğum, 252-254
Sık uterin kontraksiyonlar, 187f
Sık küçük deselerasyonlar, 174f
Sıkıntı
fetal
prematür doğum ile ilşkisi, 166-173
Siggaard-Andersen nomogramı, 114f
Simetrik deselerasyon, 14-15
Sinüs taşikardisi, 62, 62f-63f
Sinüzoidal fetal kalp hızı patternleri, 20, 105-106,
108, 109f
ağır anemi, 189f
akselerasyonlar, alışılmamış paternler, 105-106,
108, 109f
alışılmamış, 105-106, 108, 109f
düz fetal kalp hızı, 223, 227f
intrapartum, 109f
klasik
nonstres test, 171f
santral sinir sistemi disfonksiyonu, 223, 227f
variabilite, abartılı uzun dönem, 109f
Siyanotik kardiyak ve pulmoner hastalık
antepartum değerlendirme, 208, 210f
Solunumsal distres sendromu, 30-31
prematür fetus, 165
Solunumsal asidoz, fetal, 113, 115
Spartein sülfat
uterin kontraksiyonları stimüle etmesi, 83t
Spastik dipleji, 28
Spiral arterler, 8
Spiral fetal saçlı deri elektrodu, 53-54, 53f, 54f
Spontan membran rüptürü, 149-, 152f
taşikardi, 170f-171f
Spontan negatif kontraksiyon stress test
travayda, 183f
ST dalga şekli analizörü (STAN), 161-162, 162f
Steril tepsi
fetal saçlı deri kan örneklemesi için, 157
Supin hipotansiyon sendromundan kaçınma
hafif Fowler pozisyonu, 182
Supraventriküler taşikardi (SVT), 64
atrial pacemaker, 42f
Şüheli intrauterin gelişme geriliği
anteparum değerlendirme, 208, 210f
Şüpheli kontraksiyon stres test, 185
Şüpheli oksitosin challenge test, 186f
Tanık ifadesi, 260
Taşikardi, 62-64
anensefalik fetus, 138f
ciddi varibl deselerasyon
ağır preeklampsi, 167f
fetal, 249f, 250f
geç deselerasyon, 142-143, 145f
maternal ateşle ilişkili, 88
maternal koryoamnionit, 220f
spontan membran rüptürü, 170f-171f
tanım, 87
tekrarlayan geç deselerasyonlar ile, 106f
uterus rüptürü, 141, 142f-143f
uzamış deselerasyonlar ile, 104f
variabl deselerasyonlar ile, 126f
Taşisistol
prematüre doğum, 81f
uterin kontraksiyonları etkilemesi, 81
Tekrarlayan deselerasyonlar
atran bazal kalp hızı ve azalan variabilite, 242f
Tekrarlayan uzamış deselerasyonlar,
uzamış kontraksiyonlar ile, 135f
yönetimindeki çıkmaz, 132
Tepe noktasını belirleme
vs. fetal kalp hızı, 47f
Terbütalin
anormal kalp hızı patternleri için, 134
membranların prematür rüptürü, 176f
Terminal fetal kalp hızı patterni
künt varyabl deselerasyon, 137f
Terminal fetus, 138f
Tetanik kontraksiyonlar
fazla oksitosin kullanımının sonucu olarak, 129f
Tetanik uterin kontraksiyon
fetal kalp hızı takibi, 81f
Tokodinamometre, 77f
eksternal, 53-54, 53f
Tokoliz, 176
Tokolitik tedavi
anormal fetal kalp hızı paternleri, 134-136
prematür membran rüptürü, 176f
Toksinler
serebral palsi, 30
TORCH, 30
Total umbilikal kordon oklüzyonu
fetal kalp hızı, 15f
Travay
Bradikardi, 238
miad aşımına bağlı induksiyon, 244, 244f-288f,
246-247
normal
uterin kontraksiyonlar esnasında, 76
prematür
uterin hiperaktivite, 81f
spontan negatif kontraksiyon stres test
esnasında, 183f
uzamış
neonatal ensefalopati, 29
yönetim
ikinci evre, 239, 240f-244f, 243
Travay ve doğum odası
santralize monitorizasyon, 56f
Travmatik doğum
neonatal ensefalopati, 29
Trizomi, 233f
Tüketici talepleri, 4
Üçüncü trimester kanamaları
antepartum değerlendirme, 207-208, 209f
Ultrason fetal kalp hızı transduceri, 54f
yerleştirilmesi, 55f
Umbilikal kordon
kan akımı
kesilmesi, 95
kan gazları, fetal durumun değerlendirilmesinde,
112-118
kan gazı analizi, 113
kompresyon
variabl deselerasyona yol açması, 122
güven vermeyen fetal kalp hızı, 135
normal kan gazı değerleri, 113-115, 115t
patternleri ile oklüzyon
hemodinamik etkileri, 15-16
prolapsusu
ani uzamış deselerasyon ile, 107f
total oklüzyon
fetal kalp hızı, 15f
variabl deselerasyon ile, 95-96
Umbilikal ven kompresyonu
fetal sistemik kan basıncı, 17f
Unifokal prematür ventriküler kontraksiyonlar, 72f
Uterin aktivite
miktarı, 79-80, 80f, 81f
metodları, 80f
monitorizasyonu,
eksternal, 77-78, 77f
internal, 77f-79f, 78-79
Uterin basınç kateteri
uygulanması, 52f
Uterin hiperaktivite
erken doğum, 81f
Uterin kan akımı
arteryal destek, 8
düşüren faktörler,
anestezi, 10
difüzyon mesafesi, 10
ekzersiz, 9
hipertansiyon, 10
pozisyon, 9
uterin kontraksiyonlar, 10
yüzey alanı, 10
Uterin kateter
transservikal uygulama, 52f
Uterin kontraksiyonlar
etkileyen faktörler, 80-81, 81f-83f
fetal kalp hızı, 14
fizyoloji, 76-77
geçici fetal kardiyak arest, 73f
monitorizasyonu, 51, 76-83
normal travay sırasında, 76
özellikleri, 76
paternler
anormal, 80f
kaydedilmiş, 52f
persiste geç deselerasyonlar, 101, 105f
İndeks
tanımlaması, 76
tetanik
fetal kalp hızı takibi, 81f
trase, 13f
uterin kan akımını azaltması, 10
uzamış
polihidramnios ile birlikte diyabet, 83f
yayılma, 77
Uterin rüptür
taşikardi, 141, 142f-143f
varyabl deselerasyonlar ile, 131f
Uterus rüptürü
fetal taşikardi ile, 141, 142f-143f
Uterin tonus
amnioinfüzyonun etkisi, 52, 53f
Uteroplasental dolaşım
uterin kontraksiyonlar arasında, 8f
uterin kontraksiyonlar sırasında, 9f
Uteroplasental yetersizlik (UPY), 179
fetusu risk altına sokan durumlar, 180t
Uyanıklık
fetal
bazal kalp hızı variabilitesi, 90
Uzamış deselerasyon
aktif vagal refleks ile, 106f
epidural bloktan sonra, 135f
klinik cevap, 131-132
maternal hipotansiyon, 248f
tekrarlayan, 133f
uzamış kontraksiyonlarla beraber, 135f
vaginal muayene ile, 130f
yönetimdeki zorluklar, 132
yönetimi, 129-133
Uzamış deselerasyonlar, 101-103, 103f-107f
Uzamış doğum
neonatal ensefalopati, 29
Uzamış gebelik
neonatal ensefalopati, 29
Uzamış kontraksiyon
uzamış tekrarlayan
deselerasyonlar ile beraber, 135f
Uzamış uterin kontraksiyon, 82f
Uzun dönem hasar
prematür fetus, 166
Uzun dönem varyabilite, 89-90
Vagal refleks
fetal
uzamış deselerasyonlar ile, 107f
Vaginal kanama, 94f, 130f, 132f, 209f
Vaginal muayene
akselerasyonlar ile, 108f
uzamış deselerasyonlar, 130f
Variabilite, 89-90
artmış, 149, 151f
atipik variabl deselerayonların yokluğu, 148-149,
150f
azalmış
geç deselerasyon ile, 139t
nedenleri, 90t
neden olan ilaçlar, 90t
düz fetal kalp hızı, 221f
periyodik değişikliklerin kaybı, 148, 149f
travay sırasında spontan değişiklikler, 91f
uzun dönem, 89f
uzun dönem abartılı
sinüzoidal paterne benzerliği, 109f
Variabl deselerasyon, 15-17, 15f, 17f, 94-100, 122,
125-129
271
ağır
ağır preeklampsi, 167f
doğumun ikinci evresinde, 127f
tıbbi yönetim, 129t
alışılmamış kord, 128f
derin
fetal pulse oksimetre ile, 100f
doğumun ikinci evresinde, 128f
fetal saçlı deri kan pH değerlerinde değişim, 157
güven veren, 125f
limitleri, 122, 125
künt
düz fetal kalp hızı, 221f, 222
maternal ıkınma ile, 97f
oligohidramniosa bağlı oluşan, 125
orta derceden ağıra hızlı progresyon, 103f
preterm erken membran rüptürü, 169f
sınıflandırmanın yönetimi, 126t
taşikardi ile, 126f
travayın erken dönemi, 97f
uterin rüptür, 131f
yükselen bazal kalp hızı ile birlikte, 125f
Vasopressin
uterin kontraksiyonların stimülasyonu, 83t
Venöz kan
vs. arteryal kan
ışık emilimi, 160f
Ventriküler atım
azalmış
Wenkebach tipi, 67
Ventriküler fibrilasyon, 64
Ventriküler taşikardi
tanımı, 64
Verapamil, 64
Verteks prezantasyonu
deselerasyon, 172f
uzamış deselerasyon, 173f
Vistaril
azalmış fetal kalp hızı variabilitesi nedeni, 87t,
91f
Wharton jeli, 10-11
Wolff-Parkinson-White sendromu, 64
Yanlış negatiflik oranı
biofizik profil, 195
Yanlış pozitiflik oranı
biofizik profil, 196
Yenidoğan
preterm
Apgar skorlaması, 177
Yetersiz kontraksiyon stres test, 187
Yüksek risk
test protokolü, 201-212
azalmış fetal hareket, 211
diabetes mellitus, 207, 207f
diskordan ikizler, 208, 211, 211f
hemoglobinopati/ciddi
anemi/siyanotik kardiak ve
pulmoner hastalık, 208, 210f
kronik hipertansiyon, 204-205, 207
miad aşımı gebelik, 203, 205
orta risk grupları, 202-203
preeklampsi, 203-204, 206f
preterm erken membren rüptürü, 211-212
seçimi, 202, 204f
şüpheli intrauterin büyüme kıstlılığı, 208, 210f
üçüncü trimester kanaması, 207-208, 209f
Download