1 Biyolojik Örneklerde İlaç Analizi ECZ 344 1. ders/07.03.2014 2. ders/14.03.2014 PROF. DR. DİLEK AK ECZACILIK FAKÜLTESİ ANALİTİK KİMYA ANABİLİM DALI 2 İçerik Biyolojik sıvılar, Biyolojik örneklerin saklanması koşulları, Ekstraksiyon işlemleri, Kurutma işlemleri, Bulaşma kaynakları ve hatalar, Miktar tayini yöntemleri, Yöntem seçimi, Sonuçların değerlendirilmesi. 3 Öğrenme Çıktıları Biyolojik sıvılarda ilaç analizinin önemini değerlendirebilecektir. İlaç analizinin hangi alanlarda önemli olduğunu açıklar. İlaç analizi yapılan biyolojik sıvıları tanımlar. İlaçların kimyasal yapıları, ilaç metabolitleri ve degredasyon ile ilgili problemleri açıklar. 4 Öğrenme Çıktıları Biyolojik örneklerle ilgili işlemlerde karşılaşılan problemleri tartışabilecektir. Analiz yapılacak biyolojik örneklerin saklanmasını açıklar. Ekstraksiyon işlemlerini açıklar. Bulaşma ve diğer hata kaynaklarını tartışır. 5 Öğrenme Çıktıları İlaç analizinde kullanılan yöntemleri tartışabilecektir. Spektroskopik yöntemleri açıklar. Kromatografik yöntemleri açıklar. Diğer Yöntemleri açıklar. Yöntem seçimi ve ölçüm sonuçlarının değerlendirilmesini tartışır. 6 İlaç Analizi Yılda 5000 makale üretilir. Analizcilerin klinisyenler, farmakokinetikçiler, biyokimyacılar ve toksikologlar için ürettiği kaba analiz verileri sunulur. Bir çok makale ve kitap analizler sırasında karşılaşılan problemleri ele alır. Tarihsel derlemeler belirli bir tekniğin ilk olarak kim tarafından ve ne zaman uygulandığını bildirir. Bazı yazarlar seçicilik ve duyarlık bakımından bir yöntemin diğerinden ne kadar üstün olduğunu detaylı bir şekilde açıklarlar, ancak bu üstünlüğün niçin gerekli olduğunu açıklamayı dikkate almazlar. 7 Bir ilaç ürününün araştırma, geliştirme ve uygulamasında analitik veri girişi gerektiren basamaklar İlacın Keşfi Yeni bir kimyasalın sentezi Farmakolojik Testler Geliştirme Akut Toksisite Hayvan Farmakokinetikleri Kronik Toksisite Hayvan Metabolizması İnsanda Faz I çalışmaları Insandaki farmakokinetikler İnsan Metabolizması Klinik İnsanda Faz II çalışmaları Compliance (uyunç) testleri Farmakodinamikler İlaç Pazarlama Formülasyon geliştirme Aşırı Doz İlaç İzleme Adli (Forensic) Toksikoloji 8 İlaç Kullanımı Adli Toksikoloji Doz aşımı İlaç suistimali Sporda ilaç kullanımı Terapötik ilaç izleme Farmakogenetik 9 Araştırma – Geliştirme Alanı Farmakoloji Toksikoloji Faz-I klinik testler Metabolizma Farmakokinetikler Formülasyon geliştirme Faz-II klinik testler Farmakodinamikler 10 Adli Toksikoloji Bir suç işlenmişse soruşturmayı yürüten kurumun mağdurun ölüm sonrası zehirlenmenin kanıtı olan ilgili örneklerinin incelenmesiyle varılan sonuçları bilmek istemesi yabancı bir maddenin varlığı ve kimliği (ne olduğu) ile ilgili kanıtlar Tarama testleri (ITK) Doğrulayıcı testler (Kromatografi + Kütle spektrometri, IR) 11 Doz Aşımı Toksik etki gösteren madde teşhis edildiğinde uygun tedavi başlatılabilir. Analizin temel amacı derişimi yerine ilacın teşhis edilmesi olmasına karşın, miktar tayini belli düzeyde gerekebilir. Örneğin, ilacın düzeyi ve insandaki eliminasyon karakteristikleri, ilacın uzaklaştırılıp uzaklaştıralamayacağı, veya vücudun eliminasyon işlemini kendi mekanizmaları ile tamamlamasını sağlayan yolların çalıştırılmasına izin verilmesi hakkında doktorun karar vermesine olanak sağlar. Alternatif olarak , tedavi sürerken tekrar analiz için daha fazla kan örneğinin alınması ile ilerlemeyi izlemek yararlı olabilir. 12 İlaç Suistimali İlaç suistimalcileri (uyuşturucu müptelaları) büyük bir olasılıkla ilaç alışkanlığı yüzünden hastalıklar nedeniyle çalışamama, daha fazla sağlık hizmeti kapsamı, iş yerinde daha az verim veya daha fazla tehlike oluşturma olayları yaşarlar. ilaç testleri aday seçimi işlemlerinin rutin uygulanan bir parçasıdır. En fazla test edilen madde marihuanadır. İdrar en yaygın kullanılan test örneğidir. 13 Sporda İlaç Kullanımı At yarışlarında doping, 1666 da Worksop daki yarışlarda uyarıcı maddelerin yasaklanması kaydına kadar eski zamanlara uzanır. At ve köpek yarışlarında hayvanların tamamen ilaçsız olması gerekir. İnsanlarla ilgili yarışmalarda doping listeleri ilgili etik kurullar tarafından oluşturulmuştur. Yasaklı ilaçların kullanımı idrar numunelerinde araştırılır. 14 Terapötik İlaç İzleme Toksik etkilerin meydana geldiği dozlara göre daha düşük dozlarda etkili olan yeni bileşiklerin geliştirilmesi ile zararlı etkilerden yararlı etkilerin ayrılması istenir. Terapötik oranı (toksik düzeylerin terapötik düzeylere oranı) düşük olan, dar terapötik pencereli ilaçlar kullanılırken aşırı özen gösterilerek dozlama yapılması zorunludur. Doğru ilaç dozu uygulansa bile etki yerindeki ilaç derişimi de önemlidir. İlaç tayinleri istenen terapötik plazma düzeyleri toksik plazma düzeylerine yakın kişilerde ilaç dozunun titre edilmesinde çok yararlıdır, örn digoksin kan düzeyi izlenerek yüksek terapötik ve düşük toksik etki elde edilir. Genellikle HPLC, GC gibi yöntemlerin yanı sıra radyoimmunolojik tayin (RIA) yöntemleri de sıklıkla kullanılır. 15 Farmakogenetik Dar terapötik pencereli ilaçların doz ve kan düzeyleri arasında bireyler arası bir ilişki olmaması farklılıkların genetik temelde incelenmesine yol açmıştır. Desipraminin farklı hastalarda ulaşılan plazma düzeylerinin 36 misli farklı olduğu ve bu etkinin ilacı hidroksilleyen enzimlerin farklı aktivitelerinden kaynaklanabileceği belirlenmiştir. Debrisoquin ile rutin klinik farmakolojik çalışmalar sürerken gönüllülerden bazılarında ağır hipotansif yanıtlar 4-hidroksidebrisoquin’e metabolize etmekteki yetersizliğine bağlı bulunmuştur. Enzim ile metabolit üretmedeki yetersizlik zayıf metabolizer için bir tanım üretilmesine neden olmuştur. Hastaya test ilacı (debrisoquin, spartein, dextrometorfan) uygulanır ve belirli bir zaman sonra idrarda değişmeyen ilaç ve major metaboliti ölçülür. Bu iki değerin oranı mebolizma kapasitesidir. Zayıf metabolizerlerin belirlenmesinde önemlidir. CYP2D6 enziminin zayıf metabolizerlerin karaciğerinde olmadığı belirlenmiştir. Metabolik kapasitenin belirlenmesi için ilaç ve metabolitinin ölçülmesi hayati önem taşır. 16 Araştırma – Geliştirme Alanı Farmakoloji Toksikoloji Faz-I klinik testler Metabolizma Farmakokinetikler Formülasyon geliştirme Faz-II klinik testler Farmakodinamikler 17 Farmakoloji Aynı etkiyi gösteren yeni ilacın daha düşük dozunun bu etkiyi sağlaması ile ilgili araştırmalar sırasındaki ölçümler önem taşır. Aktifliği belirlemek için derişimle veya bilinen standartlarla ilişkili olan in vitro ve in vivo farmakolojik testler yapılır. Genellikle radyoimmun testler ve reseptör bağlanma deneyleri uygulanır. “Doz-plazma derişimi-etki” çalışmalarının sonuçları kullanılarak ilacın ilgili aktivitesi hakkında daha açık bir fikir oluşur. İlave olarak ilacın dağılımını etkileyen faktörlerle ilgili doğru ve kapsamlı bir fikir oluşur. Araştırmacılar o zaman, vücudun tamamındaki farmakolojik gözlemlerine dayanarak ilaç adayını kabul ya da red etmek yerine, optimal in vivo etkileri elde etmek için hangi koşulların değiştirilebileceğine karar verebilirler. Zayıf absorbe olan ilaçların belirlenmesinde analitik ölçüm sonuçları ilaç geliştirmede nihai kararı belirler. 18 Toksikoloji Akut toksisite testlerinde artan ilaç dozları hayvanlara verilerek LD50 belirlenir, bu sırada plazma düzeylerinin ölçülmesi çok önemli değildir. İlaç uzman kişiler tarafından genellikle çözelti halinde tek doz ile tek hayvana uygulanır. Kronik toksisite (KT) fazında ilaç dozları LD50 nin altında ve uzun süreli uygulanır. Bu aşamada çok sayıda deney hayvanına yem veya su ile karıştırılmış halde ilaç verilir. KT de ilaç veya metabolitinin plazma düzeylerinin ölçülerek toksisite ile ilişkilendirilmesi gerekir. Küçük ve büyük deney hayvanlarındaki plazma düzeylerini belirleme çalışmaları kolay bir konu değildir, sorun ve zorluklar taşır. Toksikokinetik son yıllarda toksikologların ilgilendiği, toksikolojik bakış açısı ile ilacın absorpsiyon hızı, doku dağılımı, enzimatik ve non-enzimatik biyotransformasyonu ve atılımının incelendiği yeni bir alandır. 19 Faz Çalışmaları İnsan denekler üstünde klinik araştırma, “faz çalışması” denilen ve dört basamakta cereyan eden bir etkinlikler dizisidir. Bu çalışmalar sonucunda yeni bir kimyasal antite ya ilaç olma özelliğini kazanır ve klinik uygulamaya sunulmak üzere ruhsat alır; ya da ruhsatlı bir ilacın pazar sonrası takibiyle sonucunda ruhsat değişikliğine gidilebilir. Yönetmelikte yer aldığı üzere ilaç klinik araştırmalarının bu “fazik safhaları” madde 15 de düzenlenmiştir ve şöyledir: MADDE 15 – (1) İlaç klinik araştırmalarının safhaları sunlardır: a) Faz I: Araştırma ürününün farmakokinetik özelliklerinin, toksisitesinin ve vücut fonksiyonlarına etkisinin tespit edilebilmesi için, araştırmanın niteliğine ve mahiyetine göre seçilmiş yeterli sayıda sağlıklı gönüllüye veya sağlıklı gönüllülerde çalışılmasına imkân olmayan durumlarda hasta gönüllülere uygulanmak suretiyle denendiği klinik araştırma safhasıdır. b) Faz II: Araştırma ürününün; terapötik doz sınırlarının, klinik etkililiğinin ve emniyetinin araştırılması amacıyla, araştırmanın niteliğine ve mahiyetine göre seçilmiş yeterli sayıda gönüllü hastaya uygulanmak suretiyle denendiği klinik araştırma safhasıdır. c) Faz III: Araştırma ürününün; araştırmanın niteliğine ve mahiyetine göre seçilmiş, yeterli sayıda gönüllü hastaya uygulanarak; etkinliği, emniyeti, yeni bir endikasyon araştırması, farklı dozları, yeni veriliş yolları ve yöntemleri, yeni bir hasta popülâsyonu ve yeni farmasötik şekiller yönünden denendiği klinik araştırma safhasıdır. ç) Faz IV: Türkiye’de ruhsat almış ürünlerin onaylanmış endikasyonları, izinli ürünlerin ise önerilen kullanımlarına yönelik emniyetinin ve etkililiğinin daha fazla incelenmesi veya yerleşik diğer tedavi, ürün ve yöntemlerle karşılaştırılması için fazla sayıda hasta üzerinde gerçekleştirilen klinik araştırma safhasıdır. 20 Faz-I Klinik Testler Çok düşük bir doz yakından takip edilen sağlıklı gönüllülerin küçük bir grubuna öncelikle verilir. Bu doz umulan terapötik dozun epeyce altında olacaktır ve gönüllüler istenmeyen yan etkilerin herhangi bir işareti için gözlenirler. Sonra bu doz önerilen terapötik dozun üzerinde bir sınıra yükseltilir ve bu serideki en yüksek doz hatta hiçbir zaman uygulanmayacak ilaç dozu bile olabilir. Beklenen bir etki görülmezse veya öngörülmeyen yüksek dozlara kadar görülmezse bunun ilacın zayıf aktivitesinden mi veya test edilen gönüllülerdeki zayıf absorpsiyondan mı veya farmakolojik test hayvanları ile karşılaştırıldığında artan metabolizmadan mı olup olmadığını belirlemek önemlidir. Plazma düzeylerinin ölçümü bu noktada çok yararlıdır. Düzeyler yüksekse insanda ilacın inaktif olduğu kabul edilebilir ve analitik yöntem ilaç geliştirmenin sonlandırılmasında hayati öneme sahip olacaktır. 21 Metabolizma Hayvan metabolizma çalışmalarının çalışmalarıyla aynı zamanda yapılır. başlaması insandaki tolerans Metabolizma çalışmaların en populer nedenlerinden biri toksisite testleri için seçilen türdeki (kobay, sıçan köpek vb) metabolizma yolaklarının insandaki ile aynı olup olmadığını belirlemektir. Eğer metabolizma yolakları 2 türde farklıysa o zaman hayvanda toksik olan bir metabolitin insanda oluşmama olasılığı mevcuttur. Bundan dolayı insandaki toksik bir etki ile ilgili olarak yanlış bir yoruma neden olur. Tersi olarak insanda toksik, hayvanda olmayan bir metabolit oluşursa toksik potansiyel hayvan çalışmalarından tahmin edilemez ve klinik çalışmalar sırasında beklenmeyen sonuçlar görülür. İnsandaki ile aynı kimyasal maruziyete yol açan deney hayvanının test edilen bir türü veya test türleri kombinasyonu bulunamazsa insanda oluşan metabolitleri sentezlemek ve toksik etkileri için bunları ayrıca test etmek gerekebilir. İlaç metabolizması çalışmaları bu yüzden kullanılan toksisite türünün (deney hayvanının) geçerliliğini gösteren bir bilim olarak gösterilir. Farmakokinetik çalışmalar 22 Organizmanın ilaca ne yaptığı ile ilgilenir. (Emilim, dağılım, metabolizma ve itrah) İnsana ilaç uygulamalarının erken basamaklarında farmokokinetik verileri belirleyici kılmak için kalitesi kanıtlanmış analitik yöntemler uygulanır. Eğer i.v. deney yapılmışsa ilacın gerçek eliminasyon yarı ömrü ve dağılım hacmi belirlenmelidir. O zaman çeşitli doz değerleri için plazma ya da doku derişimleri yoluyla kinetik parametrelerin tahmin edilmesi için kullanılabilir. Sonra uygun deneylerle (uygun numune alma ve tayin yoluyla) bu tahminleri test etmek gerekir. Bu yüzden insandaki erken faz testlerinde analitik yöntem kritiktir ve yaygın olarak kullanılabilir. Önemli kararlar bu deneylere dayanarak alınır ve verilerin yüksek kalitede olması çok önemlidir. İnsanlardaki deneylerin tipik serilerinde doğrusal kinetikleri belirlemek (yani artan dozda, doz sonrası eşdeğer zamanlarda plazma derişimlerinin orantılı artışını verir), biyoyararlanım (oral ve intravenöz uygulanan ilacın AUC lerinin karşılaştırılması) ve çoklu dozları takiben birikmenin kapsamını belirlenmesinin gerekli olduğu düşünülür. İlaç testlerinin bu fazı, modern ilaç araştırma ve geliştirmenin ciddi harcamaları içerisinde önemli bir harcama oluşturan 10000 plazma ve idrar analiziyle ilgili olabilir. 23 Formülasyon Geliştirme İlacın temel farmokokinetiklerinin belirlenmesinden sonra analitik yöntem ticari dozaj formunun performansını izlemek için kullanılır. Başlangıçtaki dozaj formu oral biyoyararlanım için formule edilir. Böyle çalışmalar oral çözeltilerin ve geliştirilmiş formulasyonun crossover -çapraz- dizayn biçiminde gönüllülere uygulanması ve eğri altındaki alan, pik derişimi, pik zamanı gibi plazma profili ile ilgili ölçütlerin karşılaştırılmasını kapsar ve aynı profile sahip olması beklenir. (Şekil 1.11). 24 Şekil 1.11 Üç farklı formülasyon uygulanan hastaların tolbutamit ölçümü ile biyoeşdeğerlik çalışmasında zaman-plazma derişimi profillerinin karşılaştırılması 25 Daha ileri geliştirmeler için pik plazma düzeyleri incelenir (yani formülasyondaki değişikliklerle absorpsiyonun yavaşlaması). Bu sırada vücudun ilacın aynı miktarına maruz kalması sağlanır. Absorpsiyon yavaşladığında pik zamanı gecikir. Pik derişiminin gerçek değeri azalır. Ancak eğri altındaki alan (AUC) ideal durumda değişmemelidir. Uzun etkili (sustained release) formulasyonlar için AUC pratikte en iyi biyoyararlanım formundan daima daha az olacaktır. Çünkü uzun etkili formulasyon absorpsiyon yerinde sonsuza kadar kalamaz ve gerçek bir eksponansiyel eğri formulasyonun absorpsiyon yerini terk ettiği noktada kırılacaktır, bu noktada gözlenen eğri plazmadan ilacın atılması için normal bozunma eğrisine dönecektir (Şekil 1.12). Formulasyon geliştirme sırasında analitik yöntem için gerekli şartlar temel farmokokinetik beklentilerin belirlenmesi için olanlarla aynıdır. Eğer metabolizma 1. derece hız prosesi ile yürüyorsa, metabolitlerle karşılaştırıldığında değişmeyen ilaç için yöntemin spesifik olması gerekli bir kriter değildir. 26 Şekil 1.12 Uzatılmış salım formundaki ilacın absorpsiyon yerinden uzaklaşmasının zaman-plazma derişimi profili üzerine etkisi. İlaç absorpsiyon yerinden ayrılana kadar sistemik dolaşımda ilaç uzatılmış plazma derişimi sergiler ve sonrasında plazma düzeyi ilacın yarı ömrüne göre azalır.