fistülizan tip crohn hastalığında infliximab kullanımı sonucu

advertisement
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
38 (2) 91-95, 2012
ÖZGÜN ARAŞTIRMA
Altı Aylık Dönemde Endokrinoloji Polikliniği’ne Başvuran
Adrenal İnsidentaloma Hastalarının Retrospektif
Değerlendirilmesi: Tek Merkez Sonuçları
Hande PEYNİRCİ1, Nurten İRTEŞ2, Selime ERMURAT2, Deniz SIĞIRLI3,
Canan ERSOY1, Şazi İMAMOĞLU1
1
2
3
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Bursa.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Bursa.
Uludağ Üniversitesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, Bursa.
ÖZET
Görüntüleme yöntemlerinin ilerlemesi ve yaygın kullanılması, tesadüfen saptanan adrenal insidentalomalarla daha sık karşılaşılmasına neden
olmuştur. Endokrinoloji Bölümüne 6 aylık dönemde başvuran ve başka şikayetler nedeniyle yapılan görüntülemeler ile adrenal kitle saptanan
182 hastanın dosya verileri retrospektif olarak incelendi. Bu çalışmada, adrenal insidentalomaların sıklığını, hormonal durumunu, görüntüleme yöntemlerindeki özelliklerini, tedavilerini ve histolojik tanılarını gözden geçirmeyi amaçladık. Başvuran hastaların 128’i (%70.3) kadın,
54’ü (%29.7) erkek, yaşlarının medyan değeri 54 yıl (18-85) idi. Bilgisayarlı tomografi ile belirlenen kitle boyutları medyan 26 mm (5-160)
olarak saptandı. Endokrinolojik değerlendirme sonucunda 46 kitlenin (%25.3) fonksiyonel, 136 kitlenin (%74.7) nonfonksiyonel olduğu
bulundu. 46 fonksiyonel adenom vakasının 24’ü (%52.2) Cushing sendromu, 16’sı (% 34.8) feokromositoma ve 6’sı (%13) aldosteron üreten
adenom idi. Fonksiyonel olarak değerlendirilen 46 hastanın 38’i ve nonfonksiyonel olarak değerlendirilen 136 hastanın 22’si kitle boyutları 4
cm’in üstünde olduğu için operasyona yönlendirildi. Bu çalışmamızın sonuçları da göstermiştir ki, tesadüfen saptanan adrenal kitleler hormon aktif hatta malign olabilmektedir. Bu nedenle bu tür kitlelerin tanı, tedavi ve takipleri dikkatli yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Adrenal insidentaloma. Cushing sendromu. Feokromositoma. Primer hiperaldosteronizm. Adrenokortikal
karsinom.
Evaluation of Patients with Adrenal Incidentaloma Retrospectively who had Reffered to Endocrinology Out-Patient
Clinic in 6 Month Period: Results of a Single Center Study
ABSTRACT
The advancement and widespread use of imaging techniques lead to find unexpected adrenal incidentalomas more frequenty. The files of 182
patients, referred to the endocrinology department for other complaints determined to have adrenal mass by using imaging techniques examined retrospectively. The aim of our study was to review the frequency, hormonal activity status, imaging characteristics and histologic
diagnoses of adrenal incidentalomas. One hundred twenty eigth patients were females and 54 were males with a median age of 54 years (1885) . The average size of the masses determined by using BT with a median size of 26 mm (5-160). After detailed endocrinological evaluation, 46 masses (%25.3) were found to be functional, 136 masses (%74.7) were nonfunctional. Twenty four (%52.2) of 46 functional patients
were diagnosed to be Cushing syndrome, sixteen (%34.8) of 46 were pheochromocytoma, six (%13) of 46 were aldosteron producing adenoma. Thirty eight of 46 functional patients and twenty two of 136 nonfunctional patients had directed to the operations because of mass size
larger than 4 cm. The results of our study indicated that incidentally diagnosed adrenal masses can be hormonally active or even malignant.
So, diagnosis, treatment and follow-up of these kinds of masses should be done carrefully.
Key Words: Adrenal incidentaloma. Cushing syndrome. Pheochromocytoma. Primary hyperaldosteronism. Adrenocortical carcinoma.
Geliş Tarihi: 24.01.2012
Kabul Tarihi: 30.04.2012
Dr. Nurten İRTEŞ
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi,
İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Bursa.
Tel.: 0224 452 95 93
e-posta: nurtenkilic@hotmail.com.tr
‘İnsidentaloma’ terimi, adrenal kitleyi düşündüren
herhangi bir semptom ya da bulgu olmayan hastalarda
radyolojik tetkikler veya abdominal cerrahi girişimler
esnasında tesadüfi saptanan adrenal kitleleri tanımlamaktadır. Malign hastalık evrelemesinde saptanan ve
metastatik olduğu düşünülen kitleler insidentaloma
Ultrasonografi
olarak
değerlendirilmemektedir1.
(USG), bilgisayarlı tomografi (BT) ve magnetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemlerinin yaygın
olarak kullanılmasıyla, adrenal kitlelere sık olarak
91
H. Peynirci, ark.
rastlanılmaya başlanmıştır. Adrenal insidentaloma
prevalansı otopsilerde %1-8.72-4 ve görüntüleme yöntemlerinde % 0.5- 4.45,6 olarak bildirilmiştir. Prevalans
yaşla değişmekte, yaş ilerledikçe sıklığı artmaktadır7.
Tesadüfi saptanan adrenal kitleleri, adrenal korteks ve
medulladan kaynaklanan benign, malign tümörler ve
bazı infiltratif hastalıklar oluşturmaktadır. Bu kitlelerin çoğunluğu benign nonfonksiyonel olup, küçük bir
kısmı primer adrenokortikal karsinom veya hormon
salgılayan lezyonlardır. Adrenokortikal karsinomlar
(ACC), nadir görülen ve kötü prognoza sahip tümörlerdir. Adrenal insidentalomaların bir kısmını kortizol
salgılayan Cushing sendromu, aldosteron salgılayan
primer hiperaldosteronizm ve katekolamin salgılayan
feokromositoma oluşturur. Adrenal kitlelere yaklaşımda farklı algoritmalar bulunmaktadır. Adrenal
kitleler ile karşılaşıldığında; 3 soruya yanıt aranmalıdır: 1) Kitle hormonal açıdan aktif mi? 2) Benign mi?
Malign mi? 3) Hastanın malignite öyküsü var mı?7,8.
Bu çalışmada amacımız, 6 aylık dönemde endokrinoloji polikliniğimize başvuran hastalarda tesadüfi olarak saptanan adrenal kitlelerin (adrenal insidentalomaların) sıklığını, hormonal durumunu, görüntüleme
yöntemlerindeki özelliklerini, tedavilerini ve histolojik
tanılarını retrospektif olarak gözden geçirmektir.
Gereç ve Yöntem
Çalışmamızda, etik kurul onayı alındıktan sonra Ocak
2011–Haziran 2011 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Polikliniği’ne başvuran ve başka şikayetler nedeniyle yapılan USG, BT
veya MR ile adrenal kitle saptanan 182 hastanın dosya
verileri retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaşları
ve cinsiyetleri kaydedildi. Adrenal kitleye eşlik eden
diabetes mellitus (DM), hipertansiyon (HT), koroner
arter hastalığı (KAH), osteoporoz (OP), tiroid nodülü,
hiperparatiroidi gibi hastalıkların olup olmadığına
bakıldı. Cushing sendromu, primer hiperaldosteronizm,
feokromositoma düşündürtecek semptom sorguları
dosya kayıtlarından incelendi.
Dosya kayıtlarından yapılan endokrinolojik değerlendirme şunları içeriyordu: 1) Sabah saat 08:00’de gönderilen serum adrenokortikotropik hormon (ACTH) ve
kortizol değeri 2) Cushing sendromu düşünülen hastalarda 1 mg deksametazon (DST) supresyon testi (gece
saat 23:00’de 1 mg DST verilip sabah saat 08:00’de
bakılan kortizol değeri 3) Cushing sendromu düşünülen hastalarda 2 gün 2 mg DST supresyon testi (İki
gün boyunca her 6 saatte bir 0.5 mg DST tablet verilip
2 gün sonunda sabah 08:00’de bakılan kortizol değeri)
4) 24 saatlik idrarda adrenalin, noradrenalin, metanefrin, normetanefrin (biri ya da birkaçı) 5) Plazma renin
aktivitesi ( PRA) ve aldosteron düzeyi 6) Salin infüzyonu sonrası PRA ve aldosteron düzeyi 7) Sabah saat
08:00’de gönderilen plazma dehidroepiandrosteron
sülfat (DHEA-S) düzeyi.
92
Diurnal ritmi bozulmuş ve 1 ile 2 mg DST testinde
kortizol değeri > 1.8 µg/dl (50 nmol/L) saptanan hastalar Cushing sendromu olarak değerlendirildi. Aldosteron (ng/dl) ile PRA (ng/ml/saat) oranı > 30 ve PRA
referans değerleri altında saptandığında primer hiperaldosteronizm olarak değerlendirildi. Hipertansiyonu
olan ve plazma renin düzeyi baskılı hastalara salin
infüzyon testi uygulandı. Feokromositoma tanısı için
24 saatlik idrarda katekolaminler ve/veya metabolitleri
bakıldı. DHEA-S düzeyi ve malignite ilişkisi araştırıldı.
Radyolojik görüntülemede değerlendirilmiş olan kitlenin boyutu, özellikleri, tarafı ve adrenal kitlelerin
dansiteleri bilgisayarlı tomografide ölçülerek Hounsfield ünitesi (HÜ) olarak belirtildi. Bu kitlelerin benignmalign ayrımında dansite değerli bir göstergedir.
Cerrahiye yönlendirilen hastaların kitle boyutu ve
histopatolojik tanısı kaydedildi. Hastaların adrenal
kitle tedavi yaklaşımlarının yanı sıra izlem sıklıkları
da değerlendirildi. Tüm veriler önceden hazırlanmış
formlara kayıt edildi.
İstatiksel analizler SPSS 13.0 istatiksel paket programında yapıldı. Verilerin normal dağılımına uygun
olup olmadığı Shapiro-Wilk testi ile test edilmiştir.
Betimleyici istatistikler olarak sürekli değişkenler için
medyan (minimum-maksimum) değerleri, kategorik
değişkenler için n ve % değerleri verildi. İki bağımsız
grubu karşılaştırmak için Mann-Whitney U Testi kullanıldı. Kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında
ki-kare ve Fisher’in ki-kare testi kullanıldı. Anlamlılık
düzeyi α=0.05 olarak alındı.
Bulgular
6 aylık dönemde başka şikayetler nedeniyle yapılan
USG, BT veya MR ile adrenal kitle saptanıp, polikliniğimize başvuran hastaların dosya verileri değerlendirildi. Olguların yaşlarının medyan değeri 54 yıl (1885), 128’i (%70.3) kadın, 54’ü (%29.7) erkek idi.
Başvuru semptomları değerlendirildiğinde farklı yakınmaların dosya kayıtlarında yer aldığı saptandı.
Başvuru semptomlarından en sık görülen 15 (%8.2)
çarpıntı, 14 (% 7.7) karın ağrısı, 13 (%7.1) baş ağrısı,
9 (%4, 9) terleme idi. Hastaların radyolojik tetkiklerine göre adenomların 83’ü (%45.6) solda, 72’si
(%39.6) sağda, 27‘si (%14.8) bilateral olarak tespit
edildi. Hastaların 2’sinde sadece US, 92’sinde sadece
BT, 16’sında sadece MR, 18’inde BT ve US, 40’ında
BT ve MR, 5’inde US ve MR, 9’unde ise BT, MR ve
US birlikte kullanılmıştı. BT ile belirlenen kitle boyutları 5-160 mm arasında değişmekte olup medyan değeri 26 mm idi. USG, MR ve BT ölçümlerinde boyutlar benzerdi, sırasıyla 27, 30 ve 26 mm bulundu.
Endokrinolojik değerlendirme sonucunda 46 kitlenin
(%25.3) fonksiyonel, 136 kitlenin (%74.7) nonfonksiyonel olduğu saptandı. 46 fonksiyonel adenom vakasının 24’ü ( %52.2) Cushing sendromu, 16’sı (% 34.8)
feokromositoma ve 6’sı (%13) aldosteron üreten adenom idi (Şekil 1).
Adrenal İnsidentaloma Vakaları
Şekil 1.
Adrenal insidentalomalarda nonfonksiyonelfonksiyonel vakaların yüzde dağılımı
Cushing sendromu olan 24 hastanın medyan ACTH
değeri 5.0 pg/mL (1.0-56.4), medyan kortizol değeri
16.58 µg/dL (6.33-33.5), 1 mg DST ve 2 mg DST
supresyon sonucunda medyan kortizol değerleri sırasıyla 5.22 µg/dL (2.35-32.0) ve 4.22 µg/dL (2.3134.37) bulundu. Radyolojik görüntülemede adenomların 13’ü sağ, 8’i sol ve 3’ü bilateral saptandı. 21 hasta
operasyona yönlendirilmişti. Üçü subklinik Cushing
olarak değerlendirilip takibe alındı. Bunlardan birinin
takiplerinde kitle boyutunda 6 ay içinde 1 cm’den
fazla büyüme izlendiği için operasyon planlanmıştı.
Conn sendromlu 6 hastanın ortanca renin değeri 0.7
ng/ml/saat (0.1-7.4), aldosteron değeri 323 ng/dl (187492), renin/aldosteron oranı 137 (33-313), potasyum
(K) değeri 4.0 mmol/L (2.2-4.7) idi. Bir hastanın renin/aldosteron oranı 20-50 arasında, diğer 4 hastanın
>50 bulundu. Radyolojik tetkiklerinde kitlelerin 3’ü
sağ tarafta, 1’i sol tarafta, 2’si bilateral idi. Bir olgunun takipten çıktığı, diğer 5 olgunun opere edildiği
belirlendi.
Feokromositoma tanısı ile takipli 16 hastanın ortanca
24 saatlik idrar adrenalin, noradrenalin, metanefrin,
normetanefrin değerleri sırasıyla 263.4 µg /24saat
(6.51-924.0), 126 µg /24saat (14.29-12603), 555
µg/24saat (50.95-45805) ve 880 µg/24saat (49-76151)
saptandı. Feokromositoma tanısı ile takip edilen hastaların 24 saatlik idrarda katekolamin ve metabolit medyan değerleri ve Uludağ Üniversitesi referans değerleri üst sınırı Şekil 2’de gösterilmiştir. Görüntüleme
yöntemlerine göre 6 adenom sağda, 6 adenom solda, 4
adenom çift taraflı tespit edildi. Hastaların 15’i opere
edildi.
Fonksiyonel olarak değerlendirilip operasyona yönlendirilen 38 hastanın patoloji sonuçları; 29 adenom
(16 cushing, 10 feokromositoma, 3 aldosteron üreten
adenom), 1 adrenokortikal kist, 1 hiperplazi, 3 malign
feokromositoma, 1 adrenokortikal karsinom ve 3 onkositom olarak raporlanmıştı. Fonksiyonel olanlarda
malignite oranı %11, 8 (n=4), nonfonksiyonel olanlarda ise %27, 8 (n=5) idi. Fonksiyonel ve nonfonksiyonel olanlar arasında malign olma açısından anlamlı
fark yoktu (p=0,247). Benign grupta medyan yaş de-
ğeri 46 yıl (23-71) iken malign grupta medyan yaş
değeri 65 yıl (41-84) olarak bulunmuştur. Malign ve
benign gruplar arasında yaş bakımından istatistiksel
olarak anlamlı fark vardı (p= 0, 003). Benign grupta
medyan DHEA-S değeri 64, 3 ng/mL (13-521), malign grupta medyan DHEA-S değeri 81 ng/mL (28738) idi. Malign ve benign gruplar arasında DHEA-S
bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0.302) Ayrıca benign grupta medyan HÜ değeri
+6 ((-17)-(+10)) idi, malign grupta 1 hastada HÜ
değeri belirtilmişti ve +41 idi. Adrenokortikal karsinom vakasında kortizolün fazla salgılanmasına bağlı
klinik belirtilerin mevcut olduğu dosya verilerinden
elde edildi. Tetkiklerinde 1 ve 2 mg DST ile supresyon yoktu. Onkositom olarak raporlanan 3 hastanın
hormonal tetkikleri 2’sinde Cushing, 1’inde Conn
sendromu ile uyumlu bulunmuştu.
Şekil 2.
Feokromositoma tanısı ile takip edilen hastaların 24
saatlik idrarda katekolamin ve metabolit medyan
değerlerinin Uludağ Üniversitesi referans değerleri
üst sınırı ile karşılaştırılması
Nonfonksiyonel olan 136 hastanın 22’si kitle boyutları
4 cm’in üstünde olduğu için operasyona yönlendirilmişti. Patolojileri 15 adenom, 1 kist, 1 miyolipom, 1
adrenokortikal karsinom, 1 metastatik renal hücreli
karsinom ve 1 liposarkom olarak sonuçlanmıştı. Şekil
3’te adrenokortikal karsinom saptanan bir olgunun
bilgisayarlı tomografi görüntülemesi mevcuttur.
Şekil 3.
İnsidentaloma nedeniyle takip edilen ve kitle boyutu >
4 cm olması üzerine operasyon yapılan ve patoloji
sonucu adrenokortikal karsinom saptanan olgunun
bilgisayarlı tomografi görüntülemesi
93
H. Peynirci, ark.
Tartışma
Günümüzde görüntüleme tekniklerinin ilerlemesi ve
yaygın kullanılması, tesadüfen saptanan insidentalomaların tespit edilme oranının artmasına yol açmıştır.
Adrenal insidentaloma prevalansı, kullanılan bilginin
kaynağına (otopsi serileri veya radyolojik tetkikler) ve
seçilen hastaya (genel popülasyon veya özel hasta
grupları) göre değişmektedir. Otopsi serilerine göre,
literatürde 71206 hasta taranmış ve prevalansın %1
ila %8.7 arasında değiştiği, ortalama prevalansın %2.3
olduğu gösterilmiştir2,4,9. Görüntüleme yöntemleri göz
önüne alındığında; 1982-1994 yılları arasındaki 82343
BT tetkiki literatürde gözden geçirilmiş, prevelans %0.35-1.9, ortalaması %0.65 bulunmuştur2,5,9-11.
Ancak bu prevelansın tam olarak gerçeği yansıtmayabileceği, çünkü bu çalışmaların çoğunda gelişmiş BT
aletleri kullanılmadığı otörlerce belirtilmiştir. Mayo
Kliniği’nde yapılan bir başka kapsamlı çalışmada,
61054 batın BT incelenmiş ve 2066 hastada (%3.4)
adrenal kitle tespit edilmiştir12. Görüntüleme yöntemlerine göre prevelans %0.5-4.4 arasında değişmektedir5,6. Yaşla birlikte sıklığı artmaktadır ve 70 yaşında %7’ye ulaşmaktadır7.
Yayınlarda, adrenal insidentalomaların 5-7.dekatlarda
pik yaptığı gösterilmiştir. Hastaların tanı konulduğu
andaki yaşı 55 bulunmuş, cinsiyetler arasında yaş farkı
saptanmamıştır12-14. Çalışmamızda, literatür bilgisi ile
benzer olarak yaş ortalaması 54 yıl olarak bulundu.
Adrenal kitlelerde, kadın erkek oranı 1.2-1.3 olarak
bildirilmiştir15,16. Kasperlik ve arkadaşlarının yaptığı
208 kişiyi kapsayan bir çalışmada bu oran 2.5 olarak
gösterilmiştir17. Bizim çalışmamızda, kadın/erkek
oranı (128 K / 54 E) bu çalışmalara benzer şekilde 2.3
olarak saptandı.
Bazı otörler, nonfonksiyonel adenomlarla DM, HT ve
obezitenin daha sık birlikte görüldüğünü bildirmişlerdir4,13. Çalışmamızda da benzer olarak insidentalomalara eşlik eden en sık hastalıkların HT (%44.5) ve DM
(%25.3) olduğu belirlendi. Hastaların %2.2’sinde
başvuruda kilo artışı yakınması mevcuttu.
İnsidentalomaların, çeşitli çalışmalarda % 50-60 sağ
tarafta, %30-40 sol tarafta, %10-15 bilateral olduğu
gösterilmiştir14. Otopsi serilerine göre taraflar arasında
farklılık bulunamamıştır13. Olgularımızın kitlesinin
83’ü (%45.6) sol tarafta, 72’si (%39.6) sağ tarafta idi.
Diğer çalışmalara benzer şekilde, çalışmamızda bilateral adenom sıklığı %14.8 idi.
Adrenal kitlelerin tanısında, BT en önemli görüntüleme yöntemlerindendir. Sürrenal görüntülemede
BT’nin sensitivitesi % 84, spesifitesi % 98; USG’nin
sensivitesi % 79, spesifitesi % 61 olarak gösterilmiştir.
Korobkin ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kimyasal şift MR yönteminin, adenomların tanısında sensitivitesinin %81, spesifitesinin %100 olduğu gösterilmiştir15 . Serimizde BT, MR ve USG’ye oranla daha sık
94
kullanılmıştır. BT’de tespit edilen insidentalomaların
boyutunun 0.5-25 cm arasında değiştiği, ortalama
boyutun 3-3.5 cm olduğu bildirilmiştir16-20. Çalışmamızda, ortalama boyut USG’de 27 mm, BT’de 26 mm,
MR’da 30 mm idi. Hounsfield ünitesi (HÜ) x-ray
zayıflamasını (attenuation) ölçmenin semikantatif bir
metodudur. Eğer adrenal kitlenin HÜ <10 ise, adenonomun benign olma olasılığı yüksektir. Biz, HÜ ortanca değerini adenomla uyumlu olacak şekilde 2
olarak saptadık.
Adrenal insidentalomalara yaklaşımda önemli olan;
kitlenin hormon salgılayıp salgılamadığı ve malign
olup olmadığıdır7,8. Kitlelerin yaklaşık %70-85’i benigndir ve hormon salgılamamaktadır. Geri kalan %10-15’i hormon salgılamaktadır. En çok salgılanan hormon kortizoldür (% 10-15). Adrenal medulladan katekolamin salgılanması sonucu ortaya çıkan
feokromositomaya %7-10 oranında rastlanmaktadır.
Aldosteron üreten adenom % 1.1 ila 10 arasında görülmektedir11,12,17-23. 1004 adrenal insidentalomanın
incelendiği bir çalışmada, %85’inin nonfonksiyonel
olduğu, %9.2’sinin Cushing sendromu, %4.2’sinin
feokromositoma ve %1.6’sının primer hiperaldosteronizm olduğu gösterilmiştir14. Çalışmamızda, hormonal
değerlendirmenin ardından nonfonksiyonel adenom
sıklığı %74.7 bulundu. 182 hastanın 46’sı (%25.3)
fonksiyonel olarak değerlendirildi. Tüm hastalar içinde Cushing sendromu %13.2, feokromositoma %8.8
ve primer hiperaldosteronizm %3.3 idi. Çalışmamızda
hormon salgılayan adrenal kitlelerin oranı literatür ile
benzerdi.
Adrenokortikal karsinomlar çok nadir görülen, yıllık
insidansı 1-2/milyon olan tümörlerdir. Hastaların
yaklaşık %75-80’inde kortizol ve/veya androjenin
fazla salgılanmasına ait klinik belirtiler gözlenmekle
birlikte tesadüfen saptanan olgular da vardır24. Tüm
hastalarımızın içinde 2 tane adrenokortikal karsinom
olgusu mevcuttu. Bir adrenokortikal karsinom vakasında kortizolün fazla salgılanmasına bağlı klinik
belirtiler mevcuttu. Tetkiklerinde 1 ve 2 mg DST ile
supresyon yoktu. Bu olgunun operasyondan 1 ay sonraki takiplerinde kemik, karaciğer ve sürrenalde metastatik lezyonlarının olduğu belirlendi.
Sürrenal metastazlar, adrenokortikal karsinomlardan
daha sık görülür. Onkoloji hastalarında maligniteyi
dışlamak önemlidir çünkü evrelemeyi ve primer kanserin tedavisini değiştirebilmektedir. Malignitesi olan
olgularda adrenal kitlenin metastaz olma olasılığı %
45 ile 73 arasındadır25. Kitlenin çapı arttıkça malignansi olma olasılığı yükselmektedir. Çalışmamızda 1
olguda metastatik renal hücreli karsinom ve 1 olguda
da liposarkom saptandı.
İzlemlerinde 1 feokromositoma ve 1 adrenokortikal
karsinoma vakasının nüks ettiğini belirledik.
Sonuç olarak çalışmamız göstermiştir ki, adrenal insidentalomalarda hormon aktif olma durumu çok nadir
değildir. Bazı kitlerlerde malignitede görülebilmekte-
Adrenal İnsidentaloma Vakaları
dir. Bu nedenle adrenal bezde saptanan tesadüfi kitleler iyi araştırılmalı, tanı, tedavi ve takipleri dikkatli
yapılmalıdır.
Kaynaklar
1.
13. Kloos RT, Gross MD, Francis IR, et al. Incidentally discovered
adrenal masses. Endocr Rev 1995; 16: 460-84.
14. Mantero F, Terzolo M, Arnaldi G, et al. A survey on adrenal
incidentaloma in Italy. Study Group on Adrenal Tumors of the
Italian Society of Endocrinology. J Clin Endocrinol Metab
2000; 85: 1440-8.
15. Korobkin M, Lomberdi TJ, Alisen AM, et al. Characterization
of adrenal masses with chemical shift and godolinum enhanced
MR imaging. Radiology, 1995; 197: 411-8.
Osella G, Terzolo M, Boretta G, et al: Endocrine evaluation of
incidentally discovered adrenal masses (incidentalomas). J Clin
Endocrinol Metab 1994; 79: 1532-9.
16. Tutuncu NB, Gedik O. Adrenal incidentaloma: report of 33
cases. J Surg Onkol 1999; 70: 247–50.
2.
Barzon L, Sonino N, Fallo F, et al: Prevalence and natural
history of adrenal incidentalomas. Eur J Endocrinol 2003; 149:
273-85.
17. Barzon L, Fallo F, Sonino N, et al. Development of overt
Cushing’s syndrome in patients with adrenal incidentalomas.
Eur J Endocrinol 2002 146 61–6.
3.
Kokko JP, Brown TC, Berman MM. Adrenal adenoma and
hypertension. Lancet 1967; 1: 468–70.
4.
Hedeland H, Ostberg G, Hokfelt B. On the prevalence of adrenocortical adenomas in an autopsy material in relation to hypertension and diabetes. Acta Med Scand 1968; 184: 211-4.
18. Kasperlik-Zaluska AA, Roslonowska E, Slowinska-Srzednicka
J, et al. Incidentally discovered adrenal mass (incidentaloma):
investigation and management of 208 patients. Clin Endocrinol
1997; 46: 29–37.
5.
Glazer HS, Weyman PJ, Sagel SS, et al. Nonfunctioning adrenal masses: incidental discovery on computed tomography.
AJR 1982; 139: 81–5.
6.
Peppercorn PD, Grossman AB, Reznek RH. Imaging of incidentally discovered adrenal masses. Clin Endocrinol 1998; 48:
379-88.
7.
Melvin M, Grumbach MD, Beverly MK. Biller et al. Management of the Clinically Inapparent Adrenal Mass (Incidentaloma). Ann Intern Med 2003; 138: 424- 30.
8.
Young WF Jr. Clinical practice The incidentally discovered
adrenal mass. N Eng J Med 2007; 356: 601-10.
9.
Abecassis M, McLoughlin MJ, Langer B, et al. Serendipitous
adrenal masses: prevalence, significance, and management. Am
J Surg 1985; 149: 783–7.
10. Prinz RA, Brooks MH, Churchill R, et al. Incidental asymptomatic adrenal masses detected by computed tomographic scanning. Is operation required? JAMA 1982; 248: 701–4.
11. Caplan RH, Strutt PJ, Wickus GG. Subclinical hormone secretion by incidentally discovered adrenal masses. Arch Surg
1994; 129: 291–6.
19. Favia G, Lumachi F, Basso S, et al. Management of incidentally discovered adrenal masses and risk of malignancy. Surgery 2000; 128: 918–24.
20. Bulow B, Ahren B. Adrenal incidentaloma – experience of a
standardized diagnostic programme in the Swedish prospective
study. J Intern Med 2002; 252: 239–46.
21. Mantero F, Arnaldi G. Management approaches to adrenal
incidentalomas: a view from Ancona, Italy. Endocrinol and Metab Clin of North Am 2000; 29: 107–11.
22. Cicala MV, Sartorato P, Mantero F. Incidentally discovered
masses in hypertensive patients. Best Pract Res Clin Endocrinol
Metab. 2006; 20 (3): 451-66. Review.
23. Funer JW, Carey RM, Fardella C. et al. Young Case detection,
diagnosis and treatment of patients with primary aldosteronism:
an Endocrine Society Clinical Practice Guideline J Clin Endocrinol Metab. 2008; 93: 3266-81.
24. Andre Lacroix . Approach to the patient with adrenocortical
carcinom. J Clin Endocrinol Metab. 2010; 95: 4812-22.
25. Francis IR, Smid A, Gross MD et al. Adrenal masses in oncologic patients: functional and morphologic evaluation. Radiology 1988; 166: 353-6.
12. Herrera MF, Grant CS, van Heerden JA, et al. İncidentally
discovered adrenal tumors:an institutional perspective Surgery
1991; 110: 1014-21.
95
H. Peynirci, ark.
96
Download