Derleme / Review DOI:10.4274/kiud.0004 J Female Funct Urol 2015;1-2-3-4:50-4 Üriner Tüberkülozda Alt Üriner Sistem Komplikasyonlarına Yaklaşım Approach to the Lower Urinary Tract Complications in Urinary Tuberculosis Akif Koç Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Balıkesir, Türkiye Öz Abstract Ürogenital tüberküloz (TB) gelişmekte olan ülkelerde görülebilen en sık ikinci ekstrapulmoner TB çeşididir. TB üriner sistemin tüm organlarını tutabilmektedir. Alt üriner sistemin TB’si erken dönemde antitüberküloz ilaçlar ile etkili bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Geç dönemde TB’ye bağlı mesane hacminde ileri derecede azalma, vezikointestinal fistül ve mesane perforasyonu gibi geri dönüştürülemez hasarlar meydana gelebilmektedir. Ayrıca prostatta apse, üretrada ise daralma görülebilmekte ve bu durumlar için cerrahi tedavi gerekebilmektedir. Anahtar Kelimeler: Tüberküloz, mesane, prostat, üretra Genitourinary tuberculosis is the second most common form of extrapulmonary tuberculosis, which occurring in developing countries. Tuberculosis may involve all organs of the urinary system. Lower urinary tract tuberculosis can be treated effectively with anti-tuberculosis drugs in the early stages. In the late stage irreversible damage as severe reduction in bladder volume, bladder perforation and vezicointestinal fistula can occur depending on the tuberculosis. In addition, prostate abscesses and narrowing of the urethra can be seen and surgery may require for this conditions. Keywords: Tuberculosis, bladder, prostate, urethra Giriş şeklidir. Bu semptomların %50’den fazlası depolama ile ilgili semptomlardır3. Aşağıda alt üriner sistem organlarına ait TB’ye sekonder gelişebilecek komplikasyonlar ve bu komplikasyonlara yaklaşım çeşitleri sıralanmıştır. Daha çok gelişmekte olan ülkelerde görülmekle birlikte, akciğer tüberküloz (TB) enfeksiyonu olan bireylerde genitoüriner sistemin tutulumu yaklaşık %4 ile 20 oranında görülmektedir1,2. Genitoüriner tüberküloz (GUTB) kadınlara göre erkeklerde daha yaygındır (erkek/kadın oranı 2/1). Genellikle 40’lı yaşlarda belirir3. GUTB, lenf nodlarının tutulumundan sonra en sık ikinci ekstrapulmoner yerleşimli TB şeklidir. İlerlemiş GUTB sıklıkla alt üriner sistem ile ilgili olarak, cerrahi bir girişim gerektiren mesanede kontraktür gelişmesine ve üretrada darlığa neden olur4. GUTB başlangıcı genellikle sinsidir. Dizüri ve gros hematürinin dahil olduğu alt üriner sistem semptomları ve halsizlik görülür5-8. Bazı hastalar asemptomatiktir; bu tür durumlarda, piyüri ve/veya mikroskobik hematüri tesadüfi bulgular olarak görülebilir5. Alt üriner sistem semptomları GUTB’nin en yaygın Alt Üriner Sistem Tüberküloz ve Gelişebilecek Komplikasyonlara Yaklaşım Mesane Mesane TB’si böbrek TB’sine ikincil olarak oluşur3. Erken hastalık nonspesifiktir9. TB’den en sık etkilenen yerler üreter orifis çevresi ve trigondur. Başlangıçta mesane mukozasında tüberkül oluşumu ile birlikte ürotelyum şişkin ve iltihaplıdır. Nadiren mukozal ülserasyon aşamasına ilerleme olur. Ancak bu oluşursa, tüberküllerin birleşimi klasik TB ülser oluşumunun Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Dr. Akif Koç, Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Balıkesir, Türkiye Tel.: +90 505 502 59 51 E-posta: akifkoc@yahoo.com Geliş Tarihi/Received: 08.11.2015 Kabul Tarihi/Accepted: 31.12.2015 50 J Female Funct Urol 2015;1-2-3-4:50-4 en üst noktası olan “kurt yeniği” tarzında düzensiz kenarlı geniş kazeöz alanlar (yamalı/patchy sistit) meydana gelir3,9. Hastalığın sinsi başlangıcının olması ve tanı koymadaki zorluk nedeniyle tedavide gecikme olabilir. Dolayısıyla ortaya çıkan granülomatöz enflamasyon, kazeifikasyon nekrozu fibrotik iyileşme ile sonuçlanıp bir yıl içinde ciddi bir komplikasyon olan mesane kontraktürüne yol açabilir9. Mesane fonksiyonları TB’den iki şekilde etkilenir; - Çok sık görülen mesanenin aktif enfeksiyonu sırasında mesane kapasitesinin 150-200 ml civarında azalması, - Gerçek veya yapısal olarak mesane kontraktürüne bağlı olarak mesanenin kapasitesini kalıcı olarak kaybetmesidir. Burada mesanenin bir idrar deposu olarak az değeri vardır ya da hiç yoktur9,10. Mesane kapasitesinde azalma idrara sık gitme, noktüri, aciliyet, karın ağrısı ve hematüri gibi bazen dayanılması güç hale gelebilen semptomlara neden olabilmektedir9,10. Antitüberküloz tedavi (ATT) genellikle hastalığın ilerlemesini önlemede ve normal mesane fonksiyonu yeniden sağlamada ve bu semptomları gidermede başarılıdır9. Ama tüberküler mesane çok küçük boyuta ulaşırsa (tüberküler yüksük mesane) böbrek hasarını önlemek veya durdurmak için geri dönüşümlü ve düzeltici olabilen (rekonstrüktif) cerrahi müdahale yapılmalıdır. Yakın geçmişte rekonstrüktif prosedür çeşitlerinde çok sayıda artış olmuştur9. Rekonstrüktif cerrahi, ileri derecede bozulmuş ve disfonksiyonel anatomiye sahip mesanenin tedavisinde medikal tedavinin tek başına yetersiz kaldığı durumlarda endikedir. Bu prosedür için endikasyon sadece işeme sıklığı ile birlikte olan tüberküler mesane kontraktürü değildir. Reflü ve böbreklerde ilerleyici hidronefroz bir diğer endikasyonu oluşturur. Bu operasyonun amaçları; mesane kapasitesini genişleterek hastanın makul bir süre için düşük basınç (30 cm sunun altında) altında idrar depolayabilmesini sağlamak, işeme fazında yüksek basınç oluşmasını sağlamak, üst üriner sistem bütünlüğünü tehlikeye sokabilecek enfeksiyon ve inkontinansı önlemektir. Yapılacak operasyon tüm hastalıklı detrüsör kasının (trigon ve mesane boynu hariç) eksizyonu içermelidir9. Cerrah GUTB’nin üriner sistem taşı ve elektrolit bozukluğu gibi uzun dönem komplikasyonlarına karşı dikkatli olmalıdır10. Herhangi bir rekonstrüktif operasyon öncesinde lezyonun stabilizasyonunu ve cerrahinin daha iyi planlanmasını sağlamak için en az 3-6 hafta ATT tavsiye edilir11. Bu dönemde geçici üriner diversiyon sağlanması, çıkış obstrüksiyonu nedeniyle böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonlarını iyi yönde etkileyecektir9. TB’ye bağlı kontrakte mesane tedavisinde yapılan operasyonlar, augmentasyon sistoplasti ve mesane subtitüsyonudur. 100 ml’den daha düşük mesane kapasitesi genellikle augmentasyonu gerektirir3. Augmentasyon sistoplastisinin amacı mesane kapasitesini mümkün olduğunca normal bir Akif Koç Üriner Tüberkülozda Alt Üriner Sistem Komplikasyonlarına Yaklaşım mesane kapasitesi kadar arttırmaktır9. Aşırı kontrakte mesaneler (15-20 ml kapasiteli yüksük mesaneler) en iyi ortotopik mesane ile tedavi edilir3,9. Bu operasyonlarda değişik barsak bölümleri kullanılmıştır. Bu prosedürlerde barsağı üriner sisteme dahil etmenin genel kuralları olan; böbrek fonksiyonlarını tamamen değerlendirme, düşük basınçlı bir rezervuar oluşturma, yakın ve uzun dönem hasta takibini yapma gibi işlemler dikkatle uygulanmalıdır3. Bu operasyonlarda cerrahın becerisi, mezenter uzunluğunun yeterli olup olamadığı ve mezenterin kolay hareket edip etmemesi önemlidir9. Bir diğer önemli nokta ise malzeme seçimidir. Malzeme seçimi tamamen cerrahın yetkisindedir. İdeal mesane büyütme materyali şu özelikleri içermelidir; canlı bir greft olmalı, kolay şekil verilebilmeli, düşük basınçta şişebilmeli, periyodik endoskopi için muayeneye izin verebilmeli, idrar bileşenleri emici olmamalı, mukus salgılamamalıdır. Mesane kapasitesini arttırmak için doku çeşidini ve operasyon yöntemini seçtikten sonra, elektrolit metabolizma değişikliği, duyularda değişme, karaciğer metabolizma bozukluğu, anormal ilaç metabolizması, taş oluşumu, beslenme bozukluğu, büyüme geriliği, osteomalazi, elektrolit ve asit-baz dengesizliği gibi metabolik ve cerrahi komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Kontrakte Mesanede Cerrahi Tedavi Seçenekleri Augmentasyon Sistoplasti Cerrahi dışı tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı kontrakte mesaneler, şiddetli hastalık tutulumunda mesanenin elastikiyet ve kompliansını kaybederek kapasitesinin 100 ml altında kalması ve dayanılması güç alt üriner sistem semptomlarının (sıklık, noktüri, sıkışma, ağrı ve hematüri) varlığı endikasyonları oluşturmaktadır. Elektrolit dengesizliği, metabolik bozukluk, aşırı mukus üretimi, taş oluşumu, tekrarlayan enfeksiyonlar ve değişmiş ilaç metabolizması ise önemli komplikasyonlardır. Operasyonda kullanılan doku, apse oluşumu, enterik fistül, barsak tıkanıklığı, yağda çözünen vitaminlerin ve safra tuzlarının emilim bozukluğu ve inatçı ishal gibi birçok komplikasyon kaynağı olabilir. Üst üriner sistem tıkanıklığı ve augmente mesane perforasyonu gibi potansiyel erken ve geç cerrahi komplikasyonlar, tedavide kullanılabilecek daha iyi bir biyomalzeme arayışına girilmesine neden olmuştur. Uzun dönem komplikasyonları olan inkontinans, taş oluşumu (%16), mukus üretimi (37 g/gün), metabolik bozukluklar (%16), enfeksiyon (%75), tümörler ya da augmente mesane rüptürü ameliyat öncesi titizlikle yapılacak gerekli tetkikler (intravenöz piyelografi, voiding sistoüretrografi, sistoskopi, sistometrogram) ile önlenebilir. Rutin enfeksiyonlar ve TB kültürleri için idrar örnekleri, in situ karsinom olasılığını ortadan kaldırmak içinse mesane mukoza biyopsileri gönderilmelidir. Kolon kullanılması planlanan olgularda kolona ait patolojilerin taranması için baryumlu lavman ve sigmoidoskopi tavsiye edilir. 51 Akif Koç Üriner Tüberkülozda Alt Üriner Sistem Komplikasyonlarına Yaklaşım Takipte; üç ay video ürodinami ile düzenli izlem sonra yıllık direkt üriner sistem grafisi ve ultrasonografik çalışmalar, sekiz yıl sonra ise düzenli yıllık sitoskopiler tavsiye edilir9. Augmentasyon sistoplasti operasyonunda kullanılan çeşitli barsak segmentleri ile ilgili cerrahi yaklaşımlar aşağıda sıralanmıştır. a. Sigmoidosistoplasti (Kolosistoplasti) Rektosigmoid segmenti mesanenin üçte ikisi ile dörtte üçü kadarı alınacağı zaman mükemmel bir seçim iken, kolon segmenti daha ileri derecede kontrakte ve hastalıklı mesanede kullanılır. Kolosistoplasti sonrası geç komplikasyonlar, elektrolit dengesizliği ve metabolik bozukluklar ile birlikte kronik sistit, kalıcı dizüri ve pollaküridir. Ameliyat sonrası idrar drenajı, mukus nedeniyle kateter tıkanıklığı sonucu sistoplasti distansiyona sekonder dikiş hattında oluşabilecek ekstravazasyonunu önlemeye yardımcı olur. Üreter kateteri ile geçici üriner diversiyon reimplantasyona yardım eder. Takip protokolleri, 1-1,5 ay sonra sistoskopi ardından sistometrik çalışma ve iki ayda bir sistogram şeklindedir. b. İleosistoplasti Mesanenin sadece yarısının alınması planlandığında ileum segmenti oldukça iyi bir şekilde tavsiye edilen kapasiteyi (200300 ml) sağlar. Kronik böbrek yetmezliği bu prosedür için kontrendikasyon olarak kabul edilmiş ve kreatinin klirensi en az 40 ml/dk olması gerektiği bildirilmiştir. Enterik mukozanın idrar ile uzun süreli teması sonucu taş, enfeksiyon, spontan perforasyon, metabolik bozukluk, büyüme geriliği ve malign metaplazi gibi komplikasyonlar meydana gelebilir. Erken komplikasyonlar arasında pulmoner emboli, miyokard infarktüsü, ilerleyici azotemi, üriner ve intestinal fistül, sepsis, vezikoenterik anastomoz kontraktürü, enterik yamanın iskemik fibrozisi ve yara açılması yer alır. Geç komplikasyonların çoğunluğunu progresif azotemi, böbrek taşları, ince barsak tıkanması, üreter darlığı ve osteitis pubis oluşturmaktadır. c. Çekosistoplasti Çekum kullanım avantajları arasında ileoçekal valfi korumak, kandan zengin beslenmesi ve yeniden biçimlendirmeye gerek duymadan kolay mobilizasyon sayılabilir. Genellikle operasyonda korunabildiği kadar mesane duvarının korunması önerilmektedir. Beş cm’ye kadar olan anastomozlar teknik olarak daha iyidir ve bu hastalarda işeme daha iyidir. İleoçekal valvin yetersiz olduğu olgularda reflü önleyici üreteroileal anastomoz gerekli iken, valvin sağlam olduğu olguların çoğunda (%64) valv retrograd reflüye engel olur. Önemli elektrolit dengesizliği bildiren herhangi bir olgu ile karşılaşılmamıştır. Sık görülen komplikasyonlar enürezis, dış üriner fistül oluşumu, yara bozulması, insizyonel herni, mesane çıkım obstrüksiyonu, yapışıklıklara bağlı barsaklarda tıkanma 52 J Female Funct Urol 2015;1-2-3-4:50-4 ve sistoplasti anastomozunda daralmadır. Operatif mortalite oranı yaklaşık %3,3’tür. d. İleoçekosistoplasti İleoçekal segmentler trigonun da çıkartıldığı ileri derecede kontrakte ve hastalıklı mesanesi olan hastalarda kullanılır. Üreterlerin ileoçekal segmentin ileal bölümüne antireflü anastomozu, böbrekleri mesaneden geri yansıyan basınçlardan ve asendan piyelonefritten çok iyi bir şekilde korur. İleoçekal segmentin kullanılmasının avantajları şöyle sıralanabilir; - Vasküler beslenme açısından teknik kolaydır. Eğer sistoplasti ve rekonstrüksiyon tatmin edici olmazsa ileal segment orijinal üreteroileal anastomaza zarar vermeden dışarı alınabilir. - Doğal olarak bulunan ileoçekal valvden dolayı ileal segmente reimplante edile üreterler ile üst üriner sistem korunmaktadır. - İleum segmenti üreteral değişim (replacement) için de kullanılabilir. e. Gastrosistoplasti Mide kullanımı ile ilgili ana endikasyonlar, azalmış böbrek fonksiyonları ve asidozis varlığı, barsağın küçük-geniş olması ve mukus üretiminin az olmasıdır. Gastrosistoplastide daha az kontraksiyon oluşması, idrarda bulunan elektrolitlerin emilmemesi, daha az mukus üretimi, maligniteyi düşündürecek histolojik değişikliklerin daha az meydana gelmesi intestinal augmentasyona göre bu prosedürü daha avantajlı kılmaktadır. Üreter reimplantasyonunun teknik kolaylığı nedeniyle üretere ait yapısal bozuklukların ve böbrek fonksiyon bozukluğunun eşlik ettiği ileri kontrakte mesanesi olan hastalar için gastrosistoplasti uygun bir yaklaşımdır. “Hematüri-dizüri” sendromu %36 civarında hastada görülmekle beraber sadece asidik idrara bağlı değildir. Normal idrar pH’ına sahip hastalarda da görülebilir ve anti histaminiklere yanıt her zaman görülmez. Yemek sonrası asit hipersekresyonu genellikle augmentasyona istemeden dahil edilen bir kısım mide gövdesinden veya antrum parçasından kaynaklanır. Takip için postoperatif ürodinamik çalışmalar ve böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi için ultrason, serum kreatinin ve elektrolit ölçümü zorunludur. Gastrosistoplasti serileri küçüktür ve gerçek reoperasyon oranları, elektrolit bozuklukları bilinmemektedir. Gastrosistoplasti normal mesane veya üretral duyusu olan hastalarda ve/veya ileri böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır. Duyusuz mesane ile birlikte hafif böbrek yetmezliğinde diğer barsak segmentleri ile birlikte kullanılabilir. Ortotopik Yeni Mesane (Neobladder) Augmentasyon, tüberküler yüksük mesane için kabul edilebilir bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, alt üriner sistem semptomları ve suprapubik ağrı ile birlikte belirgin kontrakte J Female Funct Urol 2015;1-2-3-4:50-4 mesanesi olanlarda semptomatik iyileşme sağlayamayabilir. Son dönem kötü iyileşmiş tüberküler mesanede anastomoz bölgesinde darlık ve divertikül oluşması meydana gelebilir. Doğal mesanede oluşan dirençli skar dokusu tarafından sinirlerin sıkışmasıyla oluştuğu kabul edilen suprapubik ağrının ortadan kaldırılması için alternatif bir cerrahi yönteme ihtiyaç duyulmuştur. Tüberküler yüksük mesanenin (<15 ml kapasiteli) özellikle önemli alt üriner sistem şikayetleri, suprapubik ağrı ve alt üreteral patolojileri ile birliktelik gösterdiği durumlarda ortotopik yeni mesane tercih edilebilir. Muhtemel komplikasyonlar; çeşitli metabolik bozukluklara ek olarak yetersiz idrar boşalması, enürezis nokturna ve stres inkontinansın eşlik ettiği hiperkontinans durumudur. Bu yöntem şikayetlerin kaynağını ortadan kaldırır, proksimal üretra ile sağlıklı dokunun birleştirilmesine imkan verir ve aynı zamanda eşlik edebilecek bir alt üreteral patolojiyi (vezikoüretral reflü (VUR) veya alt üreter darlığı) giderir. Kum saati kontraktürü ve divertikül oluşumu ile spontan rüptür olasılığını önlenmiş olur. Mesane yüzeyine yakın kalınarak üretral destek mekanizmasının innervasyonu korunup inkontinans riski azaltılabilir. İleri prostatik TB ile ilişkili olgularda prosedür, membranöz üretraya anastomozun yapılacağı bir sinir koruyucu sistoprostatektomi operasyonuna modifiye edilebilir. Bu yöntemin augmentasyon sistoplasitisine avantajlarını kanıtlamak için uzun dönem takip sonuçlarına ve ilave araştırmalara ihtiyaç vardır. Genel olarak rekonstrüktif cerrahilerde, tabloya VUR’un eşlik edip etmemesi son derece önemlidir. VUR eşlik ettiği olgularda rekonstrüktif cerrahi ile mesane kapasitesinde artış reflüye bağlı oluşan üst üriner sistemdeki patolojik değişikliklerin düzeltilmesi için yeterli olduğundan, üreterin reimplantasyonu gereksizdir. Öte yandan, intramural üreter darlığı olan olgularda, reimplantasyon zorunludur9. GUTB’ye sekonder oluşan mesane kontraktüründen başka, mesaneye ait bir diğer komplikasyon ise vezikointestinal fistül oluşumudur. Vezikorektal fistül varlığında akut diyare ve metabolik asidoz (hiperkloremik, hipokalemik) görülebilir12. Bazen miksiyon sırasında karın ağrısı, pnömatüri ve fekalüri de tabloya eşlik edebilir13. Bu fistüller her zaman semptomatik olmayabilir ve kontrastlı bir üriner grafi sonrası barsak lümenin opaklaşması ile tespit edilebilir14. Genel olarak vezikointestinal fistüller cerrahi bir müdahale gerektirir. Fakat TB’ye bağlı fistüllerde bazen sadece tüberkülostatik tedavi de yeterli olabilmektedir12. Nadiren TB sistitine bağlı mesane perforasyonu bir komplikasyon olarak gözlenebilir. Akut olgularda suprapubik ağrı, ateş, dizüri ve sık idrara gitme semptom olarak oluşurken, daha geç kalınmış olgularda enfeksiyon yayılıp peritonite, oligüri ve anüriye neden olabilir. İdrarın peritondan emilmesi ile Akif Koç Üriner Tüberkülozda Alt Üriner Sistem Komplikasyonlarına Yaklaşım serum üre ve kreatinin yüksekliği görülebilir. Ultrasonografide batın içinde serbest sıvı tespit edilebilir. Sistogram bu olgularda tanı koydurucudur. Çoğunlukla hastalarda tanıyı doğrulamak ve perforasyonu onarmak için laparatomi gerekir15. a. Prostat TB enfeksiyonunun prostata bulaşı; böbrek, mesane gibi üriner organlardan desending yolla, komşu genital kanallardaki bir odaktan direkt intrakanaliküler yolla veya hematojen yolla olabilir. En sık yayılım hematojen yolla olur. Lezyonlar genellikle transüretral rezeksiyon örneklerinde tesadüfen bulunur. Prostat TB’de, nonspesifik granülomatöz prostatit olgularında görüldüğü gibi periduktal/periglandular bölgeye sınırlı olmayan kazeifiye epiteloid hücre granülomları bulunur. Diğer bazı enfeksiyöz ajanlar (treponema pallidum, çeşitli virüsler ve mantarlar) da nadir de olsa granülomatöz prostatit etkenleridir. Etiyolojiyi ortaya koymada PAS, Gomori ve ZiehlNielsen boyası gibi histokimyasal boyalar kullanılabilir16. İleri prostat TB olgularında prostat dokusunun kazeöz yıkımı nedeniyle semen hacminde bir azalmaya meydana gelebilir3. Tedavide 3-4 çeşit antitüberküloz ilaç başlanıp 6-9 ay bu tedaviye devam edilir. ATT’de 6-12 hafta izoniyazid, rifampisin, pirazinamid kullanılır. Bu tedaviye etambutol da eklenebilir. Altı12 hafta sonra 3-6 ay izoniyazid ve rifampisine devam edilir. ATT etkin olmak ile birlikte özellikle prostat ve üretra arasındaki apselerde olduğu gibi bazen cerrahi tedavi de gerekebilir. Ek olarak prostat ve üretranın ileri dercede yaygın tutulumunda ATT’ye yanıt alınamayabilinir. Fakat ilerlemiş hastalık bulunmadıkça (apse oluşumu gibi) tedavide ilk seçenek ATT’dir. ATT’nin yetersiz kaldığı durumlarda ikincil tedavi olarak cerrahi tedavi gündeme gelir. ATT hastalığın iyileşmesinde çok yüksek bir etkinliğe sahiptir. Hastaların çok çok az bir kısmında cerrahi müdahale gerekir16. Mesane boynu kontraktürü ve şiddetli granülomatöz prostatit varlığında en iyi tedavi, endoskopik transüretral prostat insizyonu veya rezeksiyonu işlemidir. TB’li bir prostat apsesi transüretral drenaj veya ultrason eşliğinde aspirasyon ile tedavi edilebilir3. b. Üretra Üretral TB nadirdir, genellikle sadece meatusta görülür. Küçük miliyer tüberküller yüzeysel olarak ve üretra boyunca görülür. Nadiren geç olgularda ileri fibrotik darlıklar meydana gelebilir3,4. Üretral TB tanısı almış hastalara herhangi bir cerrahi girişimden önce yoğun skar dokusu içinde gizli odak reaktivasyonunu önlemek için en az altı hafta boyunca ATT verilmelidir16. Üretrada oluşan darlıklar genellikle tekrarlayan prosedürler şeklinde endoskopik olarak tedavi edilir3. Fakat bukkal mukozal greft kullanarak yapılan subtitüsyon üretroplasti operasyonu üretral darlıkların tedavisinde standart bir prosedürdür4. Fakat üreroplastinin zamanı tam olarak tanımlanmamıştır. Yine de genel olarak genitoüriner sisteme yapılması planlanan tüm rekonstrüktif prosedürlerden 4-6 hafta önce ATT’nin verilmesi 53 Akif Koç Üriner Tüberkülozda Alt Üriner Sistem Komplikasyonlarına Yaklaşım gerekir denilebilir16. Bir diğer komplikasyon olan üretral fistül gelişmesi durumunda en iyi tedavi, medikal tedavinin başlatılması ve suprapubik mesane drenajın sağlanmasıdır. Bu olgularda ertelenmiş rekonstrüktif cerrahi tercih edilir3. Sonuç Ekstrapulmoner TB tutulum yerleri arasında üriner sistem en sık ikinci bölgedir. Alt üriner sistem organlarının erken dönem TB enfeksiyonu ATT ile etkili olarak tedavi edilmekte iken, geç dönemde enfekte organlarda cerrahi tedaviyi gerektirecek değişiklikler meydana gelebilmektedir. Genel olarak tüm yapılacak cerrahi müdahaleler öncesinde en az 4-6 hafta önce ATT’nin verilmesi gerekir. TB mesane hacminde azalmaya neden olarak alt üriner sistem semptomları ile birlikte hematüri, suprapubik ağrı gibi şikayetlere neden olabilmektedir. Mesane kapasitesinin kalıcı olarak küçülmesi sonucunda tedavi amaçlı augmentasyon ve ortotopik yeni mesane prosedürleri uygulanmaktadır. Mesane TB’si ile birlikte nadiren de olsa vezikülointestinal fistül ve mesane perforasyonu komplikasyon olarak görülebilmekte ve cerrahi müdahale gerekebilmektedir. TB’nin prostat ve üretrayı tutması son derecede nadir olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesanede olduğu gibi bu organların erken dönem TB enfeksiyonları ATT ile etkili olarak tedavi edilebilmektedir. Fakat prostat apsesi veya üretral darlık gibi geç dönemde görülebilen patolojiler cerrahi tedavi gerektirir. Etik Hakem Değerlendirmesi: değerlendirilmiştir. Editörler kurulu tarafından Kaynaklar J Female Funct Urol 2015;1-2-3-4:50-4 3. Ghoneim IA, Rabets JC, Mawhorter SD. Ürogenital Sistem Tüberkülozu ve Diğer Fırsatçı Enfeksiyonları. In: Alan J. Wein Campbell-Walsh Urology, 10th edition. Ayrıntı Basım ve Yayın Matbaacılık, Ankara, 2014:468-92. 4. Singh O, Gupta SS, Arvind NK. A case of extensive genitourinary tuberculosis: combined augmentation ileo-cystoplasty, ureteric ileal replacement and buccal mucosal graft urethroplasty. Updates Surg 2013;65:245-8. 5. Simon HB, Weinstein AJ, Pasternak MS, Swartz MN, Kunz LJ. Genitourinary tuberculosis. Clinical features in a general hospital population. Am J Med 1977;63:410-20. 6. Christensen WI. Genitourinary tuberculosis: review of 102 cases. Medicine (Baltimore) 1974;53:377-90. 7. Diagnostic Standards and Classification of Tuberculosis in Adults and Children. This official statement of the American Thoracic Society and the Centers for Disease Control and Prevention was adopted by the ATS Board of Directors, July 1999. This statement was endorsed by the Council of the Infectious Disease Society of America, September 1999. Am J Respir Crit Care Med 200;161:1376-95. 8. Eastwood JB, Corbishley CM, Grange JM. Tuberculosis and the kidney. J Am Soc Nephrol 2001;12:1307-14. 9. Gupta NP, Kumar A, Sharma S. Reconstructive bladder surgery in genitourinary tuberculosis. Indian J Urol 2008;24:382-7. 10. Saburi A, Safiabady M, Other considerations for treating bladder tuberculosis. Urol Ann 2014;6:155-6. 11. Dogra PN, Regmi SK, Singh P, Bora G, Saini AK, Aggarwal S. Robotassisted laparoscopic augmentation ileocystoplasty in a tubercular bladder. Urol Ann 2014;6:152-5. 12. Wei XQ, Zou Y, Wu ZE, Abassa KK, Mao W, Tao J, Kang Z, Wen ZF, Wu B. Acute diarrhea and metabolic acidosis caused by tuberculous vesico-rectal fistula. World J Gastroenterol 2014;20:15462-6. 13. Suárez-Grau JM, Bellido-Luque JA, Pastrana-Mejía A, GómezMenchero J, García-Moreno JL, Durán-Ferreras I, Guadalajara-Jurado JF Laparoscopic surgery of an enterovesical fistula of tuberculous origin (terminal ileum and sigmoid colon). Rev Esp Enferm Dig 2012;104:391-2. 14. Kundu AK, Ghosh SK, Chakraborty S, Das S, Goswami TK, Enterovesical fistula with tuberculous cystitis. Indian Journal of Tuberculosis 1994;41:173-5. 1. Abbara A, Davidson RN, Medscape. Etiology and management of genitourinary tuberculosis. Nat Rev Urol 2011;8:678-88. 15. Kong CH, Ali SA, Singam P, Hong GE, Cheok LB, Zainuddin ZM. Spontaneous bladder perforation: a rare complication of tuberculosis. Int J Infect Dis 2010;14(suppl 4):e250-2. 2. Bhatt C, Lodha S. Paraspinal sinuses? Do remember renal tuberculosis. BMJ Case Rep 2012;2012. 16. Gupta N, Mandal AK, Singh SK. Tuberculosis of the prostate and urethra: A review. Indian J Urol 2008;24:388-91. 54