• AT ADALET DIVANI, KARARLARı VE T. C. ANAYASASıNDA YARGı YÖNONDEN UYUM SORUNU Yılmaz ALİEFENDiOOLU* AVRUPA TOPLULUGU' ADALET DİVAN! (ATAD) VE KARARLARı Kuruluş Bir sistem, ancak, kararlan ba~sız bir organı tarafından denetlendi~ sürece yaşamını süIdürebilir. Özellikle, bir devletler topluluğundaki or­ tak kurallar, her devletin mahkemesi tarafından kendi yönünden yorumla­ nırsa aynı kural, devletlere göre değişik biçim alarak uygulanır. 18.4.1951 gü­ nünde imzalanan Paris Andlaşmasıyla Avrupa Kömür Çelik Topluluğu kU­ rulurken, bu sakıncayı giderebilmek için, Andlaşmada Avrupa AdaJet Diva­ m'na yer verilmiştir. Daha sonra Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD), Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile Avrupa Atomik Enerji Topluluğu'nu (AAET) kuran 25.3.1957 tarihli Roma Andlaşmasıyla aynı tarihte imzalanan bir sözleşme ile 1.1.1958'den itibaren üç topluluğun orgam haline geldi. Bi­ lindiği gibi, Avrupa Topluluğu'nun öteki organları: Komisyon, Konsey ve Avrupa Parlamentosu'dur. Ekonomik ve Sosyal Komite, Avrupa Yatınm Ban­ kası, Avrupa Sayıştayı yardımcı organ durumundadırlar. Avrupa Topluluğu Adalet Divanı, onüç hikimden oluşur. Aynca aynı süre için görevlendirilmiş altı genel hukuk sözcüsü (Advocates General) Divanı;n görevlerini yerine getirmesinde yardımcı -olur. Hakıimler ve genel hukuk sözcüleri, bağımsız, ülkelerinde en yüksek mahkeme hakimliğine se­ çilebilme .koşullarını taşıyan veya hukuk aleminde çok iyi tanınan kişiler arasından, üye devletlerin karşılıklı anlaşmalanyla altı yıl içdn seçilirler. Hakimler ve hukuk sözcüleri 3 senedebir kısmi yenilemeye tabi tutulurlar, yeniden seçilebilmeleri mümkündür. Adalet Divanı hakimleri, kendi aralann­ dan birini üç yıl için başkan seçerler. Başkanın bu süre sonunda yeniden seçilmesi olanaklıdır. Adalet Divanı genel kurul halinde tek sayı ile toplanır, yeter sayı yedidir. Divan, genel kuruldan ayn olarak işin niteliğine göre üçer ya da beşer ki­ şilik daireler oluşturabilir (AETA m.165). Bu daireler belirli konularda iliti­ saslaşmışlardır. üye devletin veya topluluk organlarından birinin başvurusu­ na bağlı olan tüm davalarda Adalet Divanı genel kuı;ul halinde toplanır. * Doç. Dr., Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı. AMME lDARBSl 36 DBR.GİSİ Divan, tarafları duruşmada dinler ancak görlişmeler gizlidir, ·azlık gö­ kararlar çoğunluk oranına göre verilir. rüşleri yayımlanmaz, Avnıpa Adalet ~ (ATAD)'m Görevleri Avrupa Topluluklannı kuran andlaşma1ann her biri ATAD'm sorumlulu­ ve görevini belirler. AET'yi kuran anlaşmanın 164. maddesinde «Adalet Divanı, bu andlaşmanm yorumıan:Inası ve uygulanmasmda topluluk hukuku­ na saygı gösterilmesini sa~ar.» denilmektedir. Bunun anlamı, Mahkemenin, kurucu andlaşmalara göre Konsey ve Komisyon tarafından çıkanlmış çeşitli tüzük!, yönerge ve kararları Topluluk hUk:uıruna göre yo:ııumJ:ayıp uygulamada münhasır yetkiye sahip olmasıdır. ~u ATAD, Topluluk organlarının tasarruftarım hukuka uygunluk denetimine tAbi tutmak hususunda tek başma yetkili kılınmış iken, ulusal organlann tasarruflarını topluluk hukuku açısından inceleme yetkıisi ilgili ülke yargı orgamna aittir. Ancaık, Topluluk hukukunun yorumlaınınasmda son sözü söy­ lemek yetkisi ATAD'mdır (m. 177). Mahkemenin (ATAD'm) görevi, ulusal hukuku uygulamak ya da ulusal hukuka ilişkin uyuşmazlıklan çözümlemek de~dir. Ancak: bir üye devletin yükümlülü~ü yerine getirmesiyle ilgili kişisel bir davada, ulusal hukuk kuralınm, Topluluk Hukukuna uygun olup olmadı~ konusunda da karar ve­ rir. Çok nadir olmakla beraber bazen mahkemeden, Toplul~ taraf old~ sözleşmelerle ilgili uyuşmazlıklarcla ulusal hukukun yonımJanması ve uygu­ lanması istenebilir. . Adalet Divanı, Toplulu~ yüksek yargı organıdır. Kararlan b~yıcı­ temyiz edilemez. ATAD'm verdi~ kararlar, d~dan uygulanır, üye devletin ayrıca işlem yapmasına gerek yoktur. Bu kararlar, iç hukuka aykın düşse dahi uygulanır. t)'stün olan Topluıuk hukuku'dur. Ancak, Topluluk hukukunu yürürlükte kılan tek organ ATAD deAi:ldir. Her seviyedeki ulusal mahkemeler de aynı biçimde Topluluk hukukunu uygulamaya ve yorumla­ maya yetkilidir (AET m. 183). Bu mahkemeler ayrıca, Topluluk hukukuyla ilgili uyuşmazlık nedeniyle ATAD'm da ön karar (prelimmary ruling) için dır, başvurabilirler. Andlaşmalara göre ATAD'm .yetkisine giren konular ulusal ya lararası nitelikte başka bir mahkeme önüne götürülemez. iDİvanın giren konularda karşı tarafın nzasını.n olup olmadı~ aranmaz. da ulus­ yetkisine Dava Türleri lhUıı Davaları (AETA m. 169-171) Topluluk hukukundan doğan bir yükümlülü~ yerine getirilmemesi ne­ deniyle açılan davalardır. Bir yükümlülü~ yerine getirilmemesi durumunda, Komisyon, andlaşmalann ve organlarca alınan kararlann koruyucusu olarak öncelikle dava aç­ maya yetkilidir. Komisyon, üye devletlerden birinin Topluluk hukukundan AT ADALET DNANI, ICARA.1UA1U 37 tU$m bir yükümlül~ yerine getirmedili kanısına vanrsa, bu konuda üye devletten açıklama ister ve daha sonra gerekçeli görüşünü yayınlar. İlgili devlet bu görüş do~tusUnda uygulama yapmazsa, Komisyon, ATAD'a dava açabilir. 1978 yılında bir üye devlet, başka bir üye devlet aleyhinde «koyun etinin serbest dolaşımını engellediAi:. nedeniyle dava açmıştır. Daha sonra davacı devlet, Koİnisyon'un, bu konuyu düzenleyen tüzü~, andlaşmaya ay­ kın oldulunu ileri sürerek iptali için ATAD'a başvurması üzerine, davasw geri almıştır. 1 Aynı konuda ikinci dava, bir üye devlet tarafından, başka bir üye dev­ let aleyhine balıklarla ilgili olarak alınan sınırlayıcı önlemlerin andlaşmadan dopıı yükümlül~ ilılal edici nitelikte old1$ı savıyla açılmıştır. ATAD (Mahkeme) davayı haklı bulmuştur.2 Mahkemenin bir davayı haklı bulması durumunda, ilgili devlet bu karara uymak ve karar do~tusunda gerekli önlemleri al.ırui.k: zorundadır. Mahkeme, bir üye devletin belirli bir yasama işlemini andlaşmaya uy­ gun bulmazsa, ilgili devlet bu yasama işlemini topluluk hukukunun gerek­ leri uyarınca d~ştirmelidir. . üye deyletin mahkemeleri de, ATAD'm kararlarını yerine getirmekle yü­ kümlüdür. ATAıD'm kararma uyuImaması durumunda şiklyetçi devlet, mahkeme kararma uyuImadı~ tesbit edilmesi -için yeni bir dava a.çı1abilir. Topluluk andlaşması, bir üye devletin mahkeme kararmm gerelinin yerine getirilmemesi durumunda bir müeyyide içermez. Topluluk hukukunun etkinIiAi, ulusal mahkemeler ve ön karar yoluna. başvurulması yoluyla saJt­ 1anır. Genellikle, üye devletler er geç mahkeme kararlarma uyarlar. 1985 yılı sonuna kadar 412 dava, deniyle açılmıştır. Bunun 100 adedi, niyle geri almmıştır. yükümlül~ davalarında yerine getirilmemesi ne,. ihlale son verilmesi nede­ Iptal Davaları (ABTA, m. 173-174) . İptal davalan bağlayıcı Topluluk işlemlerine karşı yöneItilir. Topluluiun bağlayıcı işlemleri Konsey ve Komisyon tarafından çıkanlan tüzük ve yöner­ ge (direktif) gibi genel düzenleyiCi işlemlerle, kişilere ilişkin olarak alman kararlardır. Görüşler ve tavsiyeler bağlayıcı nitelikte olmadılından bunlara karşı iptal davası açllamaz. Divan, parlamento tarafından alınan k:imi ka­ rarlann da bağlayıcı nitelikte old1$ınu ve dava konusu edilebileceAini ka­ bul" etmektedir. Andlaşmaya göre, iptal nedenleri, yetki yokl1$ı, temel usul kurallarınm ihlaı edilmesi, andlaşma1arın veya onlann uygnlanmasıyla ilgili herhangi bir kuralın ihlAli ve yetkinin kötüye IrullanıImasıdır. Mahkeme davayı haklı bulursa uyuşmazlık konusu işlemin geçersiz oldulunu i18n eder. İptal edilen işlem, yürürlü~e girdi~ ilk günden itibaren geçersiz hale 1 The court of lustice of The European 2 1bkI., s. 14. CoıımıuDiıy, EuropeaD DacıgıwılatIoD1 1986, S. 14. AMME İDARESt DERGtSt 38 gelir. Bununla beraber, mahkeme, tüzüklerde, iptal etti~i kimi kurallann hukuki istikrar nedeniyle geçmişte yürüdüğünü devam ettirnıiştir. İptal davaları, Topluluk işlemlerinin andlaşmalara uygunlu~u denet­ leme yoludur. Üye devletler ve Topluluk organlan, tüzük, yönerge gibi genel düzen­ leyici olanlar dahil, organ1arca tesis edilen tüm bağlayıcı işlemlere karşı dava açabilirler. . Üye devletler, Konseye karşı nadiren dava açmışlarsa da, Komisyon kar iptal istemiyle çok sayıda başvurudabulunmuşlardır.. rarlarına karşı Lüksemburg Dükalığı, 1981 yılında, Topluluk organlannm bulunacağı yer konusunda Avrupa Parlamentosu'nun aldığı bir karara karşı açtığı dava­ da Mahkeme kararını, «Organların bulunacağı yeri tayin etmek yetkisi mün­ hasıran üye devletlerin hükümetlerine aittir. Ancak, çalışma yerleriyle ilgili geçici kararlarda, Parlamento'nun çalışma düzenini organize etme hakkına saygı duyulmalı ve uygun göreceği biçimde çalışması engellenmemelidir. Öte yandan Parlamento, kendisini organize etmeye ve uygun koşullarda gö­ rev yapması için gerekli önlemleri almaya yetkilidir. Böylece, Parlamento'· nun genel kurullarını Strasbourg'da toplamaya, Komite ve politik grup toplantılarını ise Brüksel'de yapmaya hakkı vardır ve andlaşmalarda ken­ disine verilen görevleri, Sekreterya'nın bulunduğu Lüksemburg dışında ge­ rekli yapılaşmayla yapabilir» biçimindeki .gerekçeye dayandırmıştır. Ancak, Divan, 1983 yılında Parlamento'nun, Sekreterya'da çalışan personelin, Brüksel ve Strasbourg arasında ikiye bölünmesiyse ilgili karanna karşı. yine Lüksem­ burg ,arafından açılan davada, Divan, bu kararın bağlayıcı nitelikte ve dava edilir olduğunu belirledikten sonraı, eski kararından dönerek, bu kez Parla­ mento kar~nnı yetki aşımı yönündeniptal etmiştir.3 Avrupa Parlamentosu, 1982 yılında, bütçe üzerindeki yetkileri yönünden düştüğü Konsey' e karşı açtığı davanın görülmesi sırasında Konsey Parlamentosu'nun görüşünü kabul ettiğinden dava düşmüştür. Daha sonra Konsey'in Parlamento'ya karşı açtığı benzer bir davada, uyuşmazlık politik yolla uzlaştınlmıştır. Konsey'le Parlamento arasında, 1985 yılında bütçe yetkileri yönünden yeni bir uyuşmazlık doğmuştur. Bu olayda Parla­ mento· bütçeyi Konsey'in uygun gördüğü seviyenin üstünde arttırmıştı. Kon­ sey ve 5 üye devlet, Mahkemeden bütçenin kısmen iptalini istediler. Mah­ keme, bütçe gibi üçüncü kişiler yönünden hukuksal etki doğuran Parla­ mento işlemlerinin iptal davasına konu edebileceği k~bul ettiyse de, Konsey ve Parlamento'nun bütçe üzerinde anlaşmaları gerektiği yönünde karar verdi. uyuşmazlığa Özel şahıslar, haklannda verilen kararlara ve kendilerini doğrudan doğ­ ruya ya da ·kişisel nedenle ilgilendiren üçüncü şahıslar hakkındaki verilen kararlara, uygulanan tüzük kurallarına karşı dava açabilirler. Komisyon'un aldığı kararlar ve serbest rekabet ilkelerini korurnamalan ya da Avrupa pazarındalci hakim mevkilerini kötüye kullanmalan nedeniyle firmalar hakkında verdiği cezalar, iptal davasına konu olabilir. 3 Ibld., s. 16-17. AT ADALET DtVANI,' EAItALUARI 39 ,İptal davalarında dava açma süresi W' aydır. ,Bu sÜI'e,tüzükler yönün­ den Toplilluk Resmi Gazetesinde (Offical Joumaı ofth~ European Com­ munities) yayın, yönerge ve kararlar açısından tebliit taril:iiınden başlar•. Hareketsizlik Davalan (AETA m. 175) Hareketsizlik davalan Konsey veya Koımsyon'un hareketsizliAini ya da yapmalan gereken şeyleri yapmamalannıcezalandırma yoludur. Konsey veya Komisyon yapmalan gereken işi yapmaliıakla andlaşmayı ihlal etmiş sayı­ lırlar. Bu durumda üye devletler ve Toplulu~ öteki organlan ihlalin ATAD'ça saptanması için dava açabilirler. 'Bu davanın açılabilmesi için dava açmak isteyen organın öncelikle, ku­ rucu andlaşmaya aykın surette hareketsiz kaldı~ iddia ettiıti organı işi yapmaya' davet etmesi gerekir. 'Bu organ, davet edildiği şekilde istenen hu­ susu 2 ay içinde yerine getirmezse, dava daha sonraki ikl ay içinde açıla­ bilir. ' AvrupaParlamentosu, 19701i yıllarda, Konsey'e karşı Parlamento'ya genel oyla, doıtrudan seçim yapılmasına ilişkin karan almaması. nedeniyle dava açmaya niyetlendi. Ancak bu konudaki uyuşmazlık, dava açmaya gerek kalmaksızın 1974 zirvesinde, devlet ve hükümet .başkanlan tarafından Par­ lamento'aun isteği doıtruıtuda karara bağlanarak çözümlendi.4 Avrupa Parlamentosu, 1982'de, Konsey'e karşı, ortak d.ah3 dava açtı. ulaşım politikası oluşturmaması nedeniyle bu tür bir ATAD, davayı kabul edilir buldu ve Konsey'in, uluslai:'arası taşımacılık semsini sa~ama özgürlü!tünü vermediği ve gerekli koşul1an düzenlemediıti için Andlaşma hükümlerlni ihlal etti~ kabul ederek .Konsey'e, ortak bir ulaşım politikasını tesis etmesi tavsiyesinde bulundu~ Gerçek kişiler veya fumalar, organlann kendileri hakkında ba~ayıcı karar alarak işlem tesis etmemeleri nedeniyle aynı biçimde dava açabilir­ ler. Ancak, yasama ihmali niteliıtindeki işlemler nedeniyle dava açamazlar. Tazminat Davaları (AıET4- m. 178 ve m. 215, f.2) Topluluk, organları ya da memurların görevlerini yaptıklan sürede se­ bep olduklan zararlan, üye devletlerde ortak olan huk:uku:n genel prensip­ lerine göre ödemek durumundadır. ATAD, andlaşmaIar hükümlerine göre Topluluita karşı, akdi sözleşme ilkelerine dayanmıyan konula.rdaki eylemler­ den ya da yasama işlemlerinden do!tan zararın ödenmesi istemiyle açılan davalara bakar ve~rara ba~ar. Dava açma, süresi zararın meycLaııa geJme. sinden itibaren beş yıldır. ön Karar Yoluyla Topluluk SaptaDması İşıeml~ Yonmıu ve Geçer1l1derılD (AETA m. 177) Adalet Divanı (ATAD), doğal olarak, Topluluk' hukukunun en üst dü­ zeyde koruyucusudur. Fakat ATADı tüm üye ülkelerde ortak olan bu hukuku 4 1bId., s. 20. , ..ygulayan ve yorumlayan tek organdelildir. Andlaşmalerda ve ikincil yasa­ ma işlemlerinde (tflzilk, }Önerge gibi), üye devletlerin hukuk sistemlerine ~ ve derhal uygulanabilir bir çok hüküm· vardır. Bu hükü.mler üye devletler vatandaştanna kişisel hatlar verirler. Özel kişiler, Topluluk hu­ kukundan doPn bu ha.klann.ı öteki kişilerle ve otoritelerle (yet.kili kişilerle) ilişkilerinde ileri sürerler. Böylece, üye devlet mahkemelerinin her biri, ToplulUk: hukukunu uyguladıklan sürece Topluluk mahkemesi sayılırlar. Topluluk hukukunun üye devletlerin mahkemelerinde yorumlanıp uygulan­ masmda yeknesaklık sa~anabilmesi için ulusal :mahkemelerle ATAD ara­ smda, .işbirliiP esasına dayalı yeni bir sistem geliştirmiştir. Bu ön karar yoludur. ATAD, AET And1aşması'nın 177. maddesine göre karar vermeye yetkilidir ~ a. Andlaşmanın b. Topluluk aşaitldaki konularda ön yon ıın lantn ası; organlarının işlemlerinin yorumu ve hukuka uygunluiu (geçerlili~) ; c. Konsey'ın bir işlemi dle kurulanbirimlerin statülerinin, bu statüler yetki :vermekte ise yorumu. Bir üye .devletin mahkemesinde ya da yüksek: mahkemesinde yukandalci konularda bir sorunun ortaya; çıkması durumunda, bu mahkeme ya da yük­ sek mahkeme, hüküm verebilmesi ıiçin öncelikle bu sorunun çözümlenmesi gerekti~. düşünürse, Adalet Divanı'ndan (ATAD'dan) bu konuda· karar ver­ mesini :ister. ATAD'dan «ön karar» gelfuceye kadar elindeki dosyayı bek­ letir. Böyle bir sorun, iç hukuka göre kararlan aleyhine başvuru yeri bulun­ mayan bir üye devletin mahkemesinde ya da yüksek mahkemesinde, gö­ rülmekte olan bir dava sırasmda ortaya çıkarsa bu mahkeme konuyu Adalet Divanı'nın önüne getirmek zorundadır. Adalet Divanı'nın, bu yolda ~ üzerine verdi~kararlar b~a­ yıcıdır. Adalet Divanı'nın (ATAD'm) yorum kararı, ilke olarak geriye yürür, çünkü yorumlandı~ kuralın o andaki durumunu d~, başlangıçtan beri kapsamını ve ne anlama geldi~ini bildimıektir. Topluluk ile Çalışanlar Arasındaki Davalar (AETA ATAD, topluluk ve personeli arasmdaki ne göre çözümler. ATAD'm 1>aımfma organı m. 179) uyuşmazlıldan personel tüzü~­ Olarak Görevi ATAD,! üç temel Andlaşm.aya göre görüş bildirmeye yetkilidıir. Ancak, ATAD'm görüşleri hukuksal sonuçlar do~. Omelin, Toplulutun yapmak istedili uluslararası bir sözleşmenin Avrupa Ekonomik Toplul$ Andıaşması'nın hükülnJ.erlne uygun olup, olmadıitl ko­ AT ADA.LBT DIVANI, JCAIIA.LUARI 41 nusunda tereddüte düşülürse, Konsey, Komisyon yada bir üye devlet, malı;. kemeden görüşünü sorabilir. Mahkemenin görüşü olumsuzolursa, sözleşme yürürlüae sokulmadan önce illili andlaşma hükmü delişt:irilmelidir. Hakem GÖreVI Mahkeme, hakem görevi de yapar. Hakem olarak hareket etti~ zaman­ larda kanun ve özel hukuk alanında topluluk tarafından yazılan sözleşme.. lerdeki hakemktirallannı uygular. Bu durumlarda, ATM>'ın yargı yetkisi sözleşmede k.esin1i.kle kararlaştın1mış olmalıdır. Her ne kadar, Komisyon ta,;. rafından yürürliiAe sokulan sözleşmelerde bu tür kurallar varsa da, onlar şimdiye kadar pek az davada ılleri s~üştür. AVRUPA TOPLULUeUNA KATILMAMIZ DURUMUNDA T.C. ANAYASASıNDA YARGı YÖN"VNDEN DEÖİştKı.IK GEREKİP GER.EKMİYEcooİ SORUNU Genel Açıklama AET Andlaşmasının 5. maddesine göre «üye devletler, bu Andlaşmadan veya Avrupa Topluluğu Organlannın :işlemlerinden doaan yükümlülükleri ye­ I1İIle getirilmesi için genel ya da özel tüm önlemleri almayı kabul ederler, TOJ?luluğun görevlerini yapmasını kolaylaştmrlar. üye devletler, bu Andlaşmanın öngördülü amaçlara erişilmesini teh­ likeye atacak her türlü davnUnştan kaçınacaklardır.• Bu kural, üye .devletleI1İIl belirtmektedir. Andlaşmaya uyma ve onu ruM etmeme yü. küm1ülüawıü Aynı Andlaşmanın, 189. maddesinde, «Konsey ve Komisyon, görevlerini yerine getirmek için, iş bu Andlaşnıanın hükümlerine uygun olarak tüzük­ ler hazırlar, yönergeler yayınlar, kararlar alır, tavsiye veya görüşler bil­ dirirler. Tüzüklerin, genel bir uygulama alanı vardır. Bütünüyle bütün üye devletlerde doğrudan uygulanır. bağlayıcıdır ve Yönergeler, ilgili üye devlet yönünden, erişilecek sonuç itibariyle baA1a­ ve yöntem seçimi ulusal otoritelere bırakılacaktır. yıcıdır, şekil Kararlar, 'yönelik olduklan kişiler açısmdan tamamen baA1ayıcıdır. Tavsiye ve görüşler baA1ayıcı de~dirlDı denilmekted.ii-. Aynca, Adalet Divanı'n.nı (ATAD'm), Topluluk hukukunu, üye devletle­ yasama organlarından ayn ve bağımsız, hak: ve borçlar doğuran bir. hu­ kuk düzeni olarak nitelendirmesiS, daha sonra bu hukukun ulusal hukuka üstünlülü (ÖIlce;lili) ilkesini benim~esi6, Topluluk hukukunayeni boyut­ la.r ve açıklık .kazandırmıştır. Avrupa Topluluğu andlaşmalan, bir devletin rm 5 Va:ı GenI: et Loos ICaran, 1963. 6 costa C. Enel ICaran, 1964. AMMB 42 başka bir devlete İDARESI DERGISi karşı üstlendiği yükümlülü~ gösteren leşmelerden bir hayli daha ileri aşamayı ifade etmektedir. uluslararası söz. ı Topluluk hukuku, belirgin özellikleriyle: ı. Kendisine özgii «uluslarüstü. bir hukuktur (Supra-National Law). Bu hukukun sujesi yalnız devlet de~il, aynı zamanda onların vatandaşlandır. Topluluk hukuku organlarımn aldı~ı kararlar üye devlet vatandaşlanna başkaca bir işlem gerekmeden do~rudan uygulanabilmekre ve üye devletleri ve vatandaşlarını ba~lamaktadır. 2. üye devletlerin ulusal hukuklanndan ba~msızdır. Kıişiler için yüküm­ lülükler getirebileceği gibi, haklar da tanıyabilir. üye qevletlerin yurttaşlan, ulusal mahkemeler önünde, bu hukuktan do~an haklarını ıHeri sürebilirler. Yukanda kimi özellikleri belirlenen. ve ATAD'm yasama benzeri işlem (actes quasi legislatifs)' olarak nitelendirdi~ Topluluk hukuku, ulusal hu­ kuka göre önceli~i, ya da üstünlü~ ve d~rudan uygulamrlığı özellikleriyle, ulusal yasama organının, yasa yapma özgürlü~ü (yasama alanını) sımrla­ maktadır. Topluluk hukuku, bir yandan ulusal yasama yetkisini sımrlarken, öte yandan, Konsey ve Komisyonlardaki çalışmalarıyla: Topluluk hukukunun oluşumuna ve uygulanmasına katılan «yürütme.ye üstünlük s~lamakta, böy_ lece yeni bir denge oluşturmaktadır. Bu denge, ilerde, Avrupa Parlamentosu'­ nun etkinlıiklerin artması (bütçede oldu~ gibi) ve yasama işlevini üstlen­ mesi durumunda yeniden parlamenter sistem esasına göre kurulabilir. yetkisi yönünden aldı~mızda, Topluluk hukuku, ulusal temelden etkiIemekle, ulusal yargıcı, bir uyuşmazlıtL çözüm­ lerken sorunu sadece kendi Anayasa ve yasaları açışından değil, aynı za­ manda Topluluk hukuku yönünden de incelemeye ve Topluluk hukukuyla iç hukuk arasında bir çelişki olursa, Topluluk hukukuna üstünlük tammaya zorlamaktadır. Böylece, ulusal mahkemeler, «Topluluk Hukuku»nun üstün­ lüğü ilkesi gereği bu hukuka aykın yasaları uygulamama durumunda kal­ Konuyu yargı yargı işlevini maktadırlar. İkinci değişim, yorum yönteminde olmakta, topluluk yargı yeri yorum tarzı, ulusal yargı yerleri yorum biçimlerini etldlemektedir. Bu de~şim, İngiliz yargı yerleri modelinde özellikle gözlenmiştir. İngiliz Temyiz Mah­ kemesi, LordlarKamarası'nın karşı koymasına karşın, «Cornmon Law}) sis­ teminin söze bağlı sımrlı yorum yöntemi yerine, Kara Avrupası topluluk üyesi devletleri ile ATAD'ın genelde uyguladığı, hukuk kurallarını amaca göre yorumlama Hkesinİ benimsemiştir.8 Konuya Üye Devlet Anayasalan Açısından Bakış üye devletler, Topluluk hukukunun do~rudan uygulanırlığını ve iç hu­ 'kuka üstünl~ü değişik biçimlerde Anayasalannda göstermişlerdir. Nite­ 7 Çallar Bakır, İkıncı Avrupa Hukuku Haftası, Anayasa ve Topluluk Hukuku, s. 40: «droit commımautaireı., in Rep. M cIrolt lntematloDaıl, 0,. dt., s. 392. 8 Bulmer V. Bolinger, 1974 bl'an, Trendtex Trading V. Central Bank of Nigerla, ım kararı. . AT ADALBT DIVANI, KARARLARı 43 kim Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası'nın 24. maddesinde «Federas~ yon, egemenlik haklannı yasayla uluslararası kuruluşlara devredebilir. .. .Avrupada ve dünyada uluslararası alanda devamlı banş düzenini· sağlamak ve güvence altına almak ıiçin, egemenlik haklannın sınırlanmasına razı olur.», 25. maddesinde «uluslararası hukukun genel kurallan federal huku~ kun aynlmaz parçasıdır. Bu kurallar yasalardan önce gemler ve federasyon ülkesi üzerindeki kişilere doğrudan haklar ve yükümlülükler do~» denil~ mektedıir. Yine aynı anayasanın yargı ile ilgili bölümünde «yargı yetkisi, hAkimlere verilıİıiştir. Bu yetki federal Anayasa Mahkemesi bu anayasada öngörülen mahkemeler ve eyalet mahkemeleri vasıtasıyla kullanılır. (m. 92) denilinekle yetinilmiştir. Fransız Anayasası'nın 55. maddesinde ise, usulüne göre onaylanmış veya kabul edilmiş anlaşmalann yasalardan üstün tutu~ lacağı öngörülmüştür. Fransız Anayasası'nda yargı yetkisinin kimin adına kullanılacağına ilişkin bir kural bulunmamaktadır. İtalyan Anayasası'nın ıo. maddesinde «İ talyan hukuk düzeni genelolarak kabul edilmiş milletlerarası hukuk kurallarına uyar» denilmiş, ıı. maddesinde «İtalya, ... uluslararası ba­ nş ve güvenliği sağlayacak bir düzen içinde gerekli egemenlik sınırlamala­ nna razı olur;» hükmü öngörülmüştür. Yazılı anayasası bulunmayan İngiltere Topluluk hukukunun doğrudan ve üstünlüğünü 1972 yılında çıkardığı Avrupa Topluluk Yasası (European Communities Act) ile sağlamıştır. Bu yasayla, «And1aşmalann yo.. rumIanmasında Topluluk yargı yerinin oluşturduğu ilkelerin benimsenmesi gerekir» kuralı getirilmiştir. uygulanırlığını Öteki üye devletler anayasalannda da benzer kurallar yera1mıştır.!~ ~ Koırtmun Türk Anayasası Açısm.dan tnce~ Bilindiği arası tadır; gibi, ulusal hukuk (iç hukuk) ile andlaşmalarla oluşan uluslar­ hukuk (dış hukuk) araSlIıdaki ilişki, genelde, iki kurama dayanmak­ ikiciler (düalistler) ve tekçiler (monistler). Anzilotti ve Laband tarafından savunulan mm görüşe göre, ulusal: hu­ kuk ile uluslararası hukuk, değişik alanlan düzenleyen, birbirlerinden ayn iki hukuk sistemidir, asılolan ulusal hukuktur. Uluslararası hukukun iç hukukta uygulanabilir olması ancak uluslararası hukukun bir iç hukuk ku­ ~ ralı haline gelmesiyle olanaklıdır. Tekçi kuram, iç hukuk öncelikli, uluslararası hukuk öncelikli olmak üze­ re iki bölümdür. Kelsen tarafından desteklenen uluslararası hukuk öncelikli tekçi kurama göre, tek hukuk vardır: uluslararası huktık, ulusal hukuk. Bunlar hukuk bütünlüğünün değişik görüntüleridir. İç hukuk ile uluslararası hukukun çatışması durumunda üstün ve bağlayıcı olan uluslararası hukuktur. 9 Hollanda Anayasası, «belirli usullere uygun olarak onayla::ımış andlaşinalann ve uluslararası örgütlerin kararlannm ülkede herkes açısından bai1ayıcı ol~ t:uralını öngörmüştür. (m. 94); Ispanya, (m. 96);· Portekiz (m.8); İrlanda, (m. 29/4); Belçika ve Lüksemburg, Topluluk Hukukunun iç hukuka üstün1üiünü ~ orgımian karatıYA uygulamaya geçir­ mektedir. AMMB 44 IDA.R.BSı DBllGısı Bu konu Anayasamızın 90. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasaya gö­ re, «usulüne göre yürürlü~e konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ne Anayasa Mah­ kemesine başvurulmaz.• Görüld~ üzere Anayasanın, 90. madde ile, ol$n­ üstü durumlarla ilgili 15. maddedeki «... milletlerarası hukuktan doPn yü­ kümlülükler ihlal edilmemek :kaydıyla ... » biçimindeki kural da dikkate alı­ nırsa daha, çok mcilere benzer bir görüşü benimsediği söylenebilir. i iltDili Avrupa Toplulu~'na katılmamız durumunda Anayasada yargı ile değişiklikler konusunu ~ncelerken işe 90. maddeden başlamak gerekir. Mad­ denin son fıkrasına, «Topluluk kurucu andlaşmalan ve Topluluk tarafından Topluluk adına yapılan andlaşmalar, Anayasa ve yasalardan önce gelir, herkesi ba~lar ve do~dan uygulanır» biçiminde bir kural eklenmesinin sorunu büyük ölçüde çözece~i kanısındayım. Ancak, Topluluk hukuku aa­ dece ~dlaşmalardan ibaret değildir. Andlaşmalar bu hukukun birincil kay­ na~ ise de, Topluluk organlarının b~layıCl işlem ve kararlan, Topluluk hukukunun ikincil ka~ı oluşturmaktadır. Topluluk hukukunun, özel­ likle Topluluk organlarının, ba~layıcı işlem ve kararlarının yaşama geçiril­ mesi ve üye devletlerde" uygulanmasının gerçekleştirilmesi yargı ve yürütme organlarına düşmektedir. Anayasanın 90. maddesinde yapılacak deJişiklikle Topluluk 'kurucu andlaşmalanna ve Toplulu~ üye olmayan ülkelerle yap­ tı~andlaşma1ara üstünlük ve b~ayıcılık tanınması, bu andlaşmalardakıi. hükümler yoluyla Topluluk organlannın işlemlerine ve kararlarına da üstün. lük, ba~layıcılık: ve do~dan uygulanabilirlik sağlayacaktır. Dop.ıdır ki, Topluluk organlarının işlem ve kararlan yargı yerlerini ballayacak ve karar­ larını etkileyecektir. Anayasanın 90. maddesinde yapılacak de~iklik sırasında, Topluluk dı­ şındaki devletlerle yapılacak andlaşmalara da. üstünlük tanımak, başka bir deyişle uluslararası hukuk öncelikli tekçi kuram benimsenmek Iİstenirse mad­ dedeki, «usulüne göre yürürlü~e konulmuş milletlerarası andlaşmalar, kanun hükmündedir.» kuralının, «usulüne göre yürürliJğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar yasadah ö:O.ce gelir.» biçiminde değiştirilmesi gerekiir. Bu durum­ da Topluluk andlaşmalarınm, sadece, ba~ayıcılı~ ve d~dan uygulanır­ lı~ maddeye ilave etmek yeterli olacaktır. ' Mayasanın 90. maddeşinde yapılacak değişiklik sonucunda, Topluluk and­ ve andlaşmalar kapsamında Topluluk organlarının karar ve iş­ lemlerinde üstünlük, ba~layıcılık ve do~dan uygulanabilirlik saAJanmış ola­ 'caktır. Bu durum, Anayasanın öt~lci maddelerinde deJişiIdik yapılmasa da­ bi, Türkiye'nin Toplulu~a katılması için yeterli sayılabilir kanısındayım. An­ cak, inceIemenin Anayasanın kimi öteki :pladdeleri, <.izeIlikle yargıyla :ilgili kurallar yönünden ele alınması konuya açıklık getirecektir. laşma1arına Topluluk hukukunun do~rudan uygulanırlı~, bağ1ayıcılı~ ve önce1ıiği il­ keleri do~al olarak üye ülkelerin egemenlik baklarında kısıntılara neden 01­ du~ kuşkusuzdur. ATAD'ın, birçok kararında, Topluluk üyesi devletlerin eg~enlik haklanrun, kısmen de olsa Toplulup devredildi~lO açıklanmıştır. 10 Va:ı Gend et Loos Kararı, 1963. AT .ADALET DtVANI, KARARLAR! 45 Türk Anayasası'nın 6. maddesinin biri,nci fıkrasında, ltEgemenlik, kayıt­ sız şartsız Milletindir.lt denildikten sonra ikinci fıkrasmda, «Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyd$ esaslaragöre, yetkili organları eliyle kul­ lanır.lt kuralı öngörülmüştür. Türkiye'nin Avrupa Topluluğuna katılması söz­ konusu oldu~da bu maddede değişiklik yapılarak, '2. fıkradan sonra ge­ lecek biçimde cUıuslararası andlaşmalar hükümleri saklıdır.lt kuralının ek.. lenmesi yerinde olacaktır. .Böylece yukarıda 90. maddede önerdiğimiz deği­ şi:klikle de uygunluk saIDanmış olacakttr. . Öte yandan, T .BM.M.. Topluluia ·kimi egemenlik yetkilerinin verilmesini öngören andlaşmalarm onaylanmasını bir yasayla uygun bulurken Türk Ulusu adına yasama yetkisini ku1la:nınak.tadır. Bu açıdan Anayasanın 7. maddesinin değiştirilmesinde zorunluk bulunmamaktadır. Konu Yaı'gıyla ilgili maddeler yönünden ele alındıimda, Anayasanın 9. maddesi üzerinde düşünülmesi gereken !ilk hüküm olacakttr. Bu maddede «Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bainnsız Mahkemelerce kullanılır.lDI denil­ mektedir. Bainnsız' Mahkemeler, Türk Ulusu adına yargı yetkıisini kullanır­ ken, kuşkusıiz, Ulusa ait egemenlik hakkına dayanmaktadırlar. Çok Uıuslu ATAD'm kul1anaca~, doinıdan uygulanabilir, ulusal mahkemeleni de baila­ yıcı yetkinin, andlaşmalara dayanması; Anayasanm 90. maddesinde yapıla­ cak deAişiklik sonucunda bu andlaşmalarm bailayıcı, üstün ve doirudan uy­ gulanabilir nitelik .kazanması karşısında, Anayasanın 9. maddesinde açıkca gözükmesi zorunlu deiildir. Çünkü, Ulusa ait olan, yargı yet1cisinin bir bö­ lümü, yasayla uygun bulunan andlaşmaılarla ATAD'a devredilirken Türk . Millet! egemenliğini Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili öteki organ -yasama- eliyle kullanmaktadır· Böylece ATAD da maddede geçen «Battım­ sız Mahkemelerlt arasında kabul edilebilir. ATAD'ın Türkiye açısından kul­ lanaca~ yetkinin kayna~ «Türk Ulusu adına T..BMM/nin yasama irade­ sidir.lt denilebilir. Bu açıdan Topluluia katılmada maddede mutlaka deği­ şiklik yapılması gerektiği kanısında değilim. Ancak, ATAD'ın yetkileri yö­ nünden bir duraıksama olmaması için cATAD ve Topluluk ilk derece mah­ ·kemesi andlaşmalarla öngörülen konularda ve kapsamda yargı yetkisi kul­ lanır.lt biçiminde yapılacak il!ve maddeye açıklık getirecektir. üzerinde durulması gereken başka bir madde, Anayasanın baAlayıcılı~ ve üstün!üiü başbAını taşıyan 11. maddesidir. Bu maddenin ilk fıkrasında «Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlaiını, idare makam­ 1armı ve diğer kuruluş ve .kişileri bağlayan temel hukuk kuralıdır.»; ikinci fıkrasında ise «Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.lt· denilmektedir. Toplu­ luia katıldılımızda, Anayasanın 90. maddesinde yukarıda sözünü etti~ il~venin yapılması durumunda bu maddede aynca değişiklik yapılmasına gerek kalmayacakttr. Topluluk hukukunu uygu1ama yetkisi sadece AT.A!D'a ait d~dir. ART 183. maddesine göre, ATAD'a verilen yetkiler saklı kalmak kaydıyla, üye devletlerin milli mahkemeleri de Topluluk hukukunu uygu­ layabileceklerdir. ATAD'ın bir konuda yetkili olabilmesi için, o konudaki yetkisinin açıkca andlaşma1arda öngörülmüş olması gerekir. Bu konular dı­ Andlaşmasının 46 AMME İDARESİ DERGİst şmda kalan davalar, Topluluk hukukunu ilgilendirse de, ulusal mahkeme­ lerde görülecektir. Anayasanın mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen 138. maddesinde «Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.» denilmektedir. Anayasa­ nın 90. ve daha fazla açıklık getirme açısından istenirse 9. maddelerinde, değişiklik yapılması durumunda, 138. maddeye yeni bir hüküm ilavesine ge­ rek yoktur. Çünkü hakim, Anayasaya göre hüküm verirken, Anayasanın 90. maddesi nedeniyle, Topluluk hukukunu sürekli gözönünde bulunduracak ve kendisini Topluluk hukukuyla ba~lı sayacaktır. Aynı görüş, yasalan ve Kanun Hükmünde Kararnameleri Anayasaya göre uygunluk denetıi.mine tbbi tutan Anayasa Mahkemesiyle ilgili maddeler için de söz konusudur. Anayasa Mahkemesi, Anayasada, Anayasal denetime ilişkin halen mevcut hüküınlerde bir değişikHk olmasa dahi, Anayasanın değiştiri­ lecek 90. maddesi ya da maddeleri nedeniyle Topluluk hukukunu gözönünde tutacaktır. Öte yandan, Avrupa Topluluğu, şimdilik daha çok ekonomik amaçlı olma­ demokrasi, Toplulu~ sulhun garantörü olması, birlik, eşitlik, gü. venldk, temel özgürlükler, dayanışma, temel haklar gibi değerlere dayanmakta ve bu ilkeleri organlan vasıtasıyla yaşama geçirmeye çalışmaktadır. Avrupa Toplulu~a girilmeye çalışılırken, bu de~erler ve Toplulu~ bu de~erler anlayışı özümsenmeli, Anayasada sözüyle ve özüyle yeralmalıdır, Anayasanın, yargı yönünden kimi kurallannda, öme~in. Anayasanın Güvenlik Mahkeme­ leriyle ilgili 143.; Askeri yargıya ilişkin 145.; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna de~gin 159. maddelerinin de, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimli:k ve savcılık güvencesi açısından yeniden düzenlenmesi Topluluk hukukuna geçişi ve uyum sağlamayı kolaylaştıracaktır. sına karşın,