sık dişini biraz! - Kolan British Hospital

advertisement
SAYI 22 / KASIM / 2012
SİZDE BU BELİRTİLER VAR MI ?
Enerji yoksunluğu,
Sabahları uyanamama ya da güç uyanama,
İsteksiz ve keyifsiz olmak,
Gün içinde aşırı uykulu olma,
Konsantrasyon güçlüğü,
Performansta düşüklük,
Sürekli karbonhidratlı besinler tüketme isteği.
Eğer bu belirtiler varsa kış depresyonuna yakalanmış olabilirsiniz!
Depresyonu
önlemek için neler yapmalıyız?
Kış ayları boyunca gündüz saatleri olabildiğince doğal güneş ışığı almalısınız.
Evde ve işyerinde aydınlatma için doğal güneş ışığı tarzında ışık veren ampuller kullanın.
D vitamini açısından zengin olan balık etini haftada en az 2 kez tüketin.
Bol sıvı ve meyve tüketin.
Mümkünse kış tatillerinizi güneşli ve rahat ortamlarda geçirin.
Hafta sonları geç saatlere kadar uyanık kalmayın.
Haftada 3-4 gün egzersiz yapın, böylelikle hem kendinizi daha dinç hissedecek, hem de gece daha rahat uykuya dalacaksınız.
Yapmak isteyip de devamlı ertelediğiniz sosyal aktiviteler için kış mevsiminin iyi bir fırsat
olduğunu akıldan çıkarmayın.
Özellikle kadınları etkisi altına alan kış depresyonu yaşamı çekilmez hale getiriyor, enerji
yoksunluğu, gün içinde aşırı uyuklama, sabahları geç uyanma ve hayattan keyif alamama gibi
durumlar yaşam kalitesini ciddi boyutlarda bozabiliyor, oysa bu hastalıktan korunmak ve kış
mevsimini enerjik, keyifli geçirmek mümkün.
Kış depresyonu yaşayan kişilerin en belirgin özellikleri ise her sene kış ayları yaklaştıkça gözlenen depresyona özgü mutsuzluk, keyifsizlik, hayattan tat alamama ve enerji azalması gibi durumlar yaşamaları.
Kış depresyonu, yılın diğer zamanlarında zihinsel durum açısından oldukça sağlıklı olmalarına
karşın, soğuk aylar yaklaştıkça depresyon belirtileri gösteren kişilerde görülen ruhsal bir
düzensizlik durumu olarak tanımlanıyor. Teknik adı “mevsimsel duygu durum bozukluğu” olan bu rahatsızlık nadiren de olsa diğer
mevsimlerde ortaya çıkabiliyor.
SGK
VA
KASIM bülten.indd 1
IZ
AN
GÜNGÖREN KOLAN HASTANESİ
ŞM
LA AM
R DIR
BÜYÜKÇEKMECE KOLAN HOSPITAL
BEYLİKDÜZÜ KOLAN HOSPITAL
SİLİVRİ KOLAN HOSPITAL
SEFAKÖY KOLAN TIP MERKEZİ
ESENYURT KOLAN TIP MERKEZİ
ŞİŞLİ KOLAN INTERNATIONAL HOSPITAL
BAYRAMPAŞA KOLAN HOSPITAL
SIK
MA DİŞİNİ BİRAZ!
Son zamanlarda yönetici hastalığı olarak bilinen diş sıkma ‘’Bruksizm’’ hızla artıyor.
Günlük hayatta karşılaştığımız zorluklar karşısında bize her zaman öğüt olarak verilen ‘’Sık dişini biraz’’
sözü buruksizm hastalığına neden oluyor. Stresli hayat, diş sıkmanın (Bruksizm) en önemli nedeni olmakla
birlikte bu hastalığı hızlandırıcı bir faktör olarak ta biliniyor.
Bruksizm, yarattığı sorunlarla kendini belli etmektedir. Bunların başında, dişlerde sallanma, kas ağrısı,
baş ağrısı, çene ekleminde (kulak önünde) ağrı, dişlerde kırılma, dişlerin çiğneme yüzeylerinde aşınmalar
gelmektedir. Bu rahatsızlık her zaman masumane sebeplerle ortaya çıkmamaktadır. Bruksizm ile ilgili
yapılan araştırmalarda alerjik çocukların üç kat daha fazla bruksizme yakalanma riski ortaya çıkmıştır.
Bruksizm diş sıkma hastalığı, uyku sırasında hastanın dişlerini sıkma, gıcırdatma ve çeneyi kenetlemesi
olarak ortaya çıkıyor. Vücudumuzda, stresin oluşturduğu etkileri görebileceğimiz ilk yer ağız ve diş bölgesidir. Stresli hayat dışında, aşırı titiz, sinirli ve hassas bir yapıya sahip olmakta bu hastalığın oluşmasında
etken rol oynuyor. Genellikle uyku sırasında görülen Bruksizm, diş kayıplarına ve diş eti hastalıklarına
neden olurken, baş ve yüz ağrılarını da tetikleyerek boyun ve sırt ağrılarını da beraberinde getiriyor.
Bruksizm, karşılaşabileceğimiz en kötü stres hastalıklarından biri ve insanlar tarafından pek önemsenmemektedir. Hastalar çoğu zaman bu hastalığın önemsiz olduğunu düşünerek doktora başvurmamaktadır, bu
hastalık tedavi edilmezse ağızdaki diş, dolgu ve porselenlerde kırıklara neden olur. Dişleri çene kemiğinde
tutmaya yardımcı olan diş destek dokularının zedelenmesine neden olarak, dişlerin kaybedilmesiyle de
sonuçlanabiliyor. Ayrıca çene ekleminde zedelenmeye, yeme zorluklarına ve ağız açamamaya kadar sonuçlar
ortaya çıkabiliyor. Boyun ve omuzda ağrılara, böylece kas rahatsızlıklarıyla kendini göstererek çabuk yorulmaya da neden olabiliyor.
Bruksizm yani diş sıkma hastalığını tedavisi ilk olarak dişleri korumaya almak için önlem amaçlı kullanılır.
Kişiye özel koruyucu şeffaf diş sıkma plakları hazırlanır ve uyku sırasında dişlerin birbiriyle direkt temas
etmesi önlenmiş olur. Bu plaklar sayesinde dişler birbirine temas etmediği için çene eklemi rahatlar ve ağrı
ortadan kalkar. Ağızda düzgün kapanmayı bozan eğri dişler, yanlış kaplamalar ve dolgular varsa düzeltilir.
Hastaların geceleri dişlerine takmak için gece koruyucusu yapılır ve bu koruyucu düzenli kullanıldığında
çoğu hasta 6 ay sonra diş sıkma hastalığı bırakır.
BU SAYIDA
KIŞ ÇAYLARI ALIRKEN DİKKAT
KIŞ AYLARINDA BESLENME
KIŞ DEPRESYONU
05.11.2012 12:32:14
K
R
I
A
L
Y
A
IŞ Ç
ALIRKEN DİKKAT
Grip ve nezle gibi kışın sık görülen hastalıklara karşı vücut direncini artırmak için
ekinezya, tıbbi nane, melisa, adaçayı ve dağ çayı . . .
Kış çayları ve aromatik bitkiler, mevsim değişikliği ve soğuk kış günlerinde azalan vücut direncini güçlendiriyor. Ancak bu bitkileri alırken dikkat etmemiz gerekir. Öncelikle bu bitkileri alırken
bu yılın hasadı olmasına ve “bitki ismi ve üretici sertifikası” bilgilerinin üzerinde yer almasına
dikkat edilmelidir. Bu tür bitkiler hasat edildikten sonra iki yıl içerisinde tüketilmelidir, çünkü
hasadın üzerinden 2 yıldan fazla geçmiş olan tıbbi ve aromatik bitkiler özelliklerini kaybeder.
Ayrıca bu bitkiler hasat edildikten sonra yanlış şekilde kurutulurlarsa aflatoksin üretirler. Alfatoksinli bitki çayları vücudumuzda ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Bu nedenle satın alacağımız
tıbbı ve aromatik bitkilerin, kış çaylarının usulüne uygun kurutulmuş olmasına dikkat edilmelidir. Grip ve nezle gibi kışın çok görülen hastalıklara karşı vücut direncini arttırmak için
ekinezya, tıbbi nane, melisa, adaçayı ve dağ çayı tüketilebilir. Bu bitkiler tek başlarına olduğu gibi
birbirleriyle karıştırılarak da tüketilebilir. Düzenli olarak sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde
3 çay bardağı tüketilmesi idealdir. Bu bitkiler de tıpkı siyah çay gibi demleyerek tüketilmelidir,
kesinlikle kaynatma yapılmaz. Yani bitki, kaynama işlemi bitmiş suyun içine bırakılır 3-5 dk
bekletilir ve süzülerek servis yapılır. Kış çayları, immün sistemini geliştirerek grip ve benzeri
hastalıklara sebep olan mikroplara karşı vücudumuzu korur ve vücuda çeşitli şekillerde alınan
toksiklerin de atılmasını sağlar.
Ekinezya : Soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon,
bağışıklık sistemini güçlendirir.
Tıbbi Nane : Hazımsızlık, mide krampları, gaz
şikayetlerinin giderilmesine yardımcı olur.
Adaçayı : Antiseptiktir. Canlandırıcıdır ve
göğsü yumuşatır.
Dağ Çayı : Antioksidandır. Mikrop öldürücü,
iştah açıcı, hazmı kolaylaştırıcıdır.
KASIM bülten.indd 2
KIŞ AYLARINDA
NASIL BESLENMEYİZ?
Kış aylarına girdiğimiz şu günlerde enfeksiyon hastalıklarının artmasıyla metabolizmamızın direnci
azalırken, çevresel etmenlerin etkisiyle çeşitli hastalıklar insanı kolayca yakalayabiliyor. Bu dönemlerde daha
kalın giysiler giyerek vücudumuzu soğuktan korumaya çalışırken, metabolizmamızı kışa nasıl hazırlayabiliriz?
Bunun en doğru yolu yeterli ve dengeli beslenmedir. Buda her besin grubundan bizim için gerekli miktarlarda
ve mümkün olan en çeşitlilikle beslenerek mümkün olur. Bu durum her yaş grubu için geçerlidir. Özellikle
enfeksiyonlar için daha duyarlı olan çocuklar, gebeler ve yaşlılar için daha fazla önem taşır.
Tabi ki enfeksiyon hastalıklarında en önemli besin öğeleri vitamin ve minerallerdir. Çeşitli vitamin ve
mineraller vücudumuzun bağışıklık sisteminde görevli olan asker hücreleri uyararak ( lenfositler, monositler,
Ig ler gibi) daha güçlü çalışmalarını sağlamaktadır. Bakalım vitaminlerin hangileri neler yapıyor;
A vitamini ; Bağışıklık sistemi yanıtını arttırarak,
lenfositlerin enfeksiyona cevabını hızlandırır.
Yetersizliğinde bağışıklık yanıtı azalır. Beta karoten
formu (besine turuncu rengi verir) daha güçlüdür.
Kaynakları ; Karaciğer, ıspanak, yumurta, havuç,
kayısı, yeşil biber…
E vitamini ; Güçlü antioksidandır. Vücutta olan
serbest radikalleri etkisiz hale getirerek hem kanser
hem de enfeksiyon hastalıklarının oluşmasını
engeller. Bağışıklık sistemini güçlendirerek tekrar
hastalıklara yakalanma oranını azaltır. Kaynakları
; Soya yağı, bitkisel yağlar, fındık, ceviz, yeşil
yapraklı sebzeler, çekirdekler…
Folik asit ; Yardımcı enzimler kanalıyla asker
hücrelerinin yapımında rol alır. Kaynakları ; Et,
sakatatlar, yeşil yapraklı sebzeler, balık, kurubaklagiller, pirinç, bulgur, patates, havuç, kuru
meyveler…
C vitamini ; Bu vitaminin bağışıklığı
güçlendirdiğini bilmeyen yoktur. C vitamini
vücudun asker hücrelerini direk etkileyerek
bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Özellikle Ig
leri arttırır, makrofajların virüs/bakteriyi yok
edici etkisini etkiler, virüslerin etkilerini engeller.
Kaynakları ; Kuşburnu, maydanoz, yeşil biber, çilek,
karalahana, karnabahar, portakal, kızılcık, limon…
Selenyum ; Doğal öldürücü hücre aktivitesini
arttırır. E vitamini ile birlikte daha güçlü işlev görür.
Kaynakları ; Etler, deniz ürünleri sakatatlar.
Çinko ; Asker hücrelerinin yapısında bulunan önemli bir enzimin yapısında bulunur ve
yetersizliğinde 200 den fazla enzim etkilenir.
yetersizliğinde enfeksiyon oranında artış meydana
gelir. Kaynakları ; Et ve ürünleri, kurubaklagiller,
mantar, bulgur, peynir, ceviz, badem, buğday…
Peki bu soğuk kış döneminde hangi besinler bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Turunçgiller ; Faydalarını bilmeyenimiz yoktur. Hasta olduğumuzda başucumuzdan eksik olmazlar.
Sabahları güne 1 bardak portakal, mandalina, greyfurt karışımı suyla başlamanızı öneririm.
Ceviz ; Lif açısından zengindir, omega_3 yağ asidi ve E vitamininin kaynaklarından biridir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, sağlıklı cilt, parlak gözler, güçlü tırnaklar için birebirdir. Günde 3-4 tanesi yeterlidir.
Lahana ; Su attırıcı özelliği ile tanınır. Yüksek alkali özelliğinden dolayı bağışıklık sistemini güçlendirir.
Brokoli ; Güçlü antioksidanlar ve C vitamini içerir. Haşlanırsa içeriğini kaybeder.
En önemli konulardan biriside bağışıklık sistemimizi arttırmak adına kullandığımız vitamin suplemanları.
Hepimiz biraz bilinçli, biraz tavsiye üzerine değişik vitaminler kullanmaktayız. Ancak fazla alınan vitaminlerin yarar yerine ciddi zararlar verdiğini pek bilmeyiz. Mesela gereğinde fazla alınan C vitamininin mide
bulantısı, kusma, ishal, ateş, başağrısı, karın ağrısı, uykusuzluk, böbrek taşı, vücutta kırmızı lekelere neden
olabilir. Vücutta birikebilen A,D,E,K,B12 vitaminleri karaciğerde depolanır. Bu vitaminleri aşırı alınması kalıcı
hastalıklar oluşturabilir. Bu nedenle toksik düzeyleri daha tehlikelidir. Bu nedenlerle vitaminleri doğal yollardan yani besinlerden almak en doğrusudur.
Bir başka konuda kış aylarında daha fazla aldığımız kilolar. Bu durumun nedenlerini sıralayacak olursak;
Kış mevsimlerinde hepimiz daha fazla evde zaman geçiririz ve daha fazla otururuz. Kış aylarında ev gezmelerinin daha sık olmasıda işin cabası. Bu nedenlerle aktivitemiz, metabolizma hızımız azalır ve harcanandan daha fazla enerji alımı ile daha fazla kilo alırız. Bu mevsimlerde gündüzlerin kısa gecelerin daha uzun
olmasıda diğer bir neden. Gecenin uzun olması atıştırma miktarımızı arttırabilir. Ancak kilo vermek istiyorsak dergilerde bulunan şok diyetleri kesinlikle dikkate almayın. Kendinize uygun, diyet yaparken iş veriminizi düşürmeyen sizi kötü hissetmek bir yana daha dinamik hissettirecek, kas değil yağ kaybı yapacak ve
istediğiniz kiloya indikten sonra yeniden verdiğiniz kiloları almamak için diyetisyen eşliğinde kilo verilmesi
en doğrusudur.
05.11.2012 12:32:16
Download