Serviks Kanseri (Rahim Ağzı Kanseri) Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Smear/Pap-smear testiyle tarama sayesinde erken tanı ve etkin bir tedavi mümkündür. Dünya ölçeğinde 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen 2. kanser türü, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerin önde gelen 3. nedenidir. Tarama programları, serviks kanserinin azalmasında önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen hala kadınlar serviks kanseri nedeniyle ölmektedir. Serviks kanseri Türkiye'de en sık görülen 8. kanser türüdür. Serviks (rahim ağzı), rahimin vajene açılan dar boynudur. Serviks, aynı zamanda enfeksiyonların rahme ulaşmasını engellemeye yardımcı, önemli bir bariyer görevi de görmektedir. Gebelik sırasında serviks, bebeği rahim (uterus) içinde tutmaya yardımcı olmak için sıkıca kapalı durumda kalır. Serviks Kanseri Nedir? Serviks hücreleri anormalleşip kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladığında serviks kanseri oluşmaktadır. Serviks Kanserinin Nedeni? Serviks kanserinin nedeni, insan papillomavirüsüdür (HPV). Yaklaşık 100 HPV tipi mevcuttur. Çoğu düşük riskli tipler olup ancak göz ardı edilebilir bir serviks kanserine yol açma riskine sahiptir. Ancak yüksek riskli tipleri serviks kanserine yol açabilen anormal hücrelerin gelişmesine neden olabilmektedir. Gerçekten serviks kanseri olgularının çoğuna iki tip HPV (HPV 16 ve 18) neden olmaktadır. Serviks kanseri olgularının aşağı yukarı % 70’inde bu iki tip bulunmuştur. Risk Faktörleri Serviks kanserine yol açan bazı risk faktörlerinden kaçınmak mümkündür.HPV (human papilloma virüs insan papilloma virüs); 80 den fazla HPV virüsü serviks kanseri için risk faktörü oluşturmaktadır. Yaklaşık hepsi cinsel yolla bulaşarak serviksi enfekte eder. Bu enfeksiyonların yaklaşık yarısı, serviks kanseri ile ilişkilidir. HPV’ in genital siğillerin %90’ ına ve serviks kanserlerinin %70’ ine neden olan iki tipine karşı bir aşı geliştirilmiştir. Bu aşının en az beş yıl süre ile HPV enfeksiyonlarına karşı koruma sağladığı kanıtlanmıştır. Korumanın ne kadar süreceği de halen araştırılmaktadır . Cinsel Öykü; HPV esas olarak cinsel yolla bulaşmaktadır. Cinsel hayata erken başlayan ve çok partner değiştiren kadınlarda serviks kanseri riski artmaktadır. Doğum kontrol yöntemleri ya da spermleri öldüren jeller korunmada önerilebilir. Tarama; Düzenli jinekolojik muayene ve Pap-smear testi serviks kanserinden korunmada yardımcıdır. Serviksdeki değişiklikler, Pap-smear testi ile tespit edilerek kanser gelişmeden tedavi edilebilir. Düzenli Pap-smear testi yaptırmayan kadınlarda serviks kanseri riski artmaktadır. Sigara: Sigara içmek serviks kanseri riskini artırır. HPV enfeksiyonu çok yaygın olduğundan ve her yaşta görülebileceğinden, cinsel olarak aktif olan kadınlar hayatları boyunca bu riskle karşı karşıya kalabilirler. Eğer HPV ile karşılaştıysanız ve enfeksiyonu geçirip iyileştiyseniz, yine de bu virüse karşı bağışıklık kazanmış olmayabilirsiniz. Bunun iki nedeni vardır: Bağışıklık sisteminiz uzun süreli koruma sağlayacak kadar ‘kuvvetli’ olmayabilir. Eğer vücudunuz enfeksiyona karşı kuvvetli bir cevap veremediyse, aynı HPV tipi ile tekrar enfeksiyon riski ile karşılaşabilirsiniz. HPV virüsü için bağışıklık cevabınız çok spesifiktir. Bağışıklık sisteminiz virüs ile savaştığında, virüsün özellikle o tipine karşı bağışıklık oluşturur. Bu nedenle çok fazla grip olmaktasınız; bütün grip virüslerine karşı bağışık olamazsınız. HPV ile de durum aynıdır. HPV’ nin bir tipine çok kuvvetli bir bağışık yanıt verseniz de, diğer tip enfeksiyonuna karşı sizi koruyamayacaktır. Virüs Nasıl Yayılmaktadır? HPV oldukça yaygındır, cinsel temasla kolayca geçebilmektedir. Gerçekte cinsel yönden aktif kadınların % 80’e varan bölümü yaşamlarının bir anında, bir HPV virüs tipiyle enfekte olmaktadır. HPV virüslerini aldığımızın farkında olmasak bile bağışıklık sistemimiz HPV enfeksiyonlarını savaşarak uzaklaştırabilmektedir.. Ancak bazen yüksek riskli virüs tipleri servikste kalmakta ve zamanla serviks kanserinin gelişmesine neden olabilmektedir. Kanser Öncülü Lezyonlar Anormal Hücreler Nelerdir? Bazen Pap-smear testi sonuçları bazı serviks hücrelerinizin anormal göründüğünü saptayabilir. Paniğe kapılmayın! Bu, hücrelerin şekil, büyüklük veya düzenlenmelerinin değiştiği anlamına gelir. Kendiliğinden kanserli oldukları anlamı taşımaz. Anormal Pap-smear testi sonuçlarına yol açabilen birçok serviks iltihabı nedeni vardır. Örneğin: Yakın zamanlı cinsel aktivite Vajinal duş Herpes (uçuk) gibi cinsel yolla bulaşanları da içeren maya enfeksiyonları veya başka enfeksiyonlar Gebelik, düşük İlaçlar Hormonal değişiklikler Genital siğillere neden olan HPV tipleri Pap-smear testi sonuçları size anormal hücreler veya hücresel değişiklikler olduğunu bildirilebilir: Bu ‘bir anormal sonuçtur.’ Laboratuvarın ileri araştırmayı gerektiren bazı hücresel değişiklikleri ayırt ettiği anlamına gelir. Hücresel değişikliklerin tümü acilen tedavi edilmeniz anlamına gelmez. Bazıları tedavi gerektirmeden kaybolabilir. Değişikliklerin derecesine bağlı olarak bir Pap-smear testi veya kolposkopi istenebilir. Kadınların küçük bir bölümünde, birincisinin yetersiz olduğu düşünüldüğünden, ikinci bir Pap-smear testi istenir. Bu, laboratuvarın lam üzerindeki hücreleri tam ve doğru değerlendiremediği anlamını taşır. Bunun nedeni, kan hücrelerinin diğer hücreleri maskelemesi veya hücre örneklerinin çok kalın veya ince sürülmesi olabilir. Size Papsmear testi sonucunuzun "sınırda" olduğu söylenebilir. Bu, hücresel değişiklerin görüldüğü, ancak değişikliklerin normale çok yakın olduğu ve genellikle kendiliğinden normale dönebileceğini göstermektedir. Ancak, emin olmak için hekiminizin belirteceği bir süre sonra tekrar kontrol yaptırmanız gerekmektedir. Pap-smear testi sonucunuz anormalse, doktorunuz bu hücreler hakkında daha fazla bilgi edinmenize yardımcı olacaktır. Kanser Öncülü Hücreler Nelerdir? Bu anormal hücreler, normal hücrelerden farklı yapıda kanserleşme potansiyeline sahip olan hücrelerdir. Bu nedenle kanser öncülü hücreler denmektedir. Ancak, gerileyebilir ve normale dönebilir. Kanser öncülü serviks hücreleri, kanser olduğunuz anlamına gelmemektedir. Kanser öncülü hücre kümelerine genellikle lezyon denir ve bunlar gelişmenin evresine göre hafiften şiddetliye göre derecelendirilir. Doktorunuz lezyonları, Servikal İntraepitelyal Neoplazi (CIN) olarak adlandırabilir ve hafiften (CIN1) şiddetliye (CIN3) doğru derecelendirir. CIN ölçeğinin özeti: CIN1: Bu sonuca sahip kadınların yarısından fazlasında anormal hücreler zamanla kendiliğinden kaybolduğundan tedaviye gerek duyulmayacaktır. CIN2: CIN2 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin, ilerleme olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle anormal alan ortadan kaldırılarak serviks kanser gelişimi riski azaltılacaktır. CIN3: CIN3 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin ilerlemesi olasıdır. Bu sonuca sahip kadınların tümüne tedavi önerilir. Böylece serviks kanseri gelişme olasılıklarını azaltmak için anormal alan ortadan kaldırılabilir. Kanser Öncülü Lezyonların Tedavisi; Doktorunuz anormal lezyonlara sahip olduğunuz ve ilave tedaviye gerek duyduğunuzu saptarsa, birçok tedavi yöntemi mevcuttur. Bu tedavilerin çoğu, muayenehane veya hastanede, kadın-doğum polikliniğinde uygulanmaktadır. Gerekirse lokal anestezi kullanılacağından bu tedavi metodları size acı vermeyecektir. Kriyoterapi: Bu yöntemde küçük bir metal plaka donma derecelerine kadar soğutulur ve daha sonra anormal hücrelerin bulunduğu alana yerleştirilerek anormal hücreler yok edilir. LEEP ( Loop Electrosurgical Excision Procedure [Elektrocerrahi Lupla Eksizyon İşlemi]) Halen en çok kullanılan basit bir tedavi yöntemi olup anormal hücreleri yok etmek için ısıtılmış bir ince tel halka kullanılır. Konizasyon: Anormal hücreleri yok etmek için serviksten koni şeklinde bir doku parçası çıkartılır. Lazer tedavisi: Anormal hücreleri yakıp yok etmek için lazer kullanılır. En iyi tedavinin belirlenmesi için doktorlarınızın görüşlerini dinlemeli ve seçenekleri tartışmalısınız. Farklı Serviks Kanseri Tipleri Kanserin tipine bağlı olarak doktorunuz durumunuzu tanımlamak için adenokarsinom ve yassı epitel hücreli karsinom gibi invaziv kanserler dahil çeşitli terimler kullanabilir. Adenokarsinom; saptanması zor, daha nadir olan göreceli agresif serviks kanseri tipidir. Düzenli aralıklarla Pap-smear testinden geçen ve olası tedavilere uyan kadınların çoğu, başlıca HPV tip 18 ve tip 16'nın neden olduğu serviks kanserine karşı iyi bir korunma sağladıklarından emin olacaktır. Serviksin dış yüzeyinde oluşma yerine, adenokarsinomlar genellikle serviksin iç yüzeyinde oluşmaktadır. PAP testleri serviksin dış yüzeyindeki hücre örneklerini kullanmaktadır. Bu nedenle adenokarsinom tanısı konduğunda, kanserin daha ileri evrede olma potansiyeli mevcuttur. Özellikle genç kadınlarda HPV’nin kansere neden olan 16, 18, 45 ve 31 gibi tipleriyle daha fazla adenokarsinom oluşmaktadır. Serviks Kanserinden Korunma Bir kişinin kansere yakalanma olasılığını artıran faktörlere, risk faktörleri, buna karşın kanser gelişim riskini azaltan faktörlerse koruyucu faktörler denir. Genetik faktörler gibi bazı risk faktörlerinin ortadan kaldırılması mümkün değilken diyet, sigara gibi bazı risk faktörlerinin önlenmesi mümkündür. Kanserden korunma önlenebilir risk faktörlerinin azaltılıp, koruyucu faktörlerin artırılarak kanser gelişim riskinin azaltılmasıdır. Pap-smear testi ile serviks kanseri riski oldukça azalmıştır. Pap-smear testi neleri gerektirir? Pap-smear testi serviksinizden bir sürüntü almayı gerektirir. Bu test, bir spatül veya özel bir fırça kullanarak serviksinizin yüzeyinden nazikçe birkaç hücre alacak bir sağlık personelini gerektirir. Alınan bu örnekler daha sonra olası erken anormallikler açısından mikroskop altında incelenir. Anormallikler saptandığında sizle hemen temasa geçilecek, ileri testler ve olası tedavi için önerilerde bulunulacaktır. Aşağıdaki belirti ve bulgular serviks kanserinde görülebilir Vajinal kanama Beklenmeyen anormal vajinal akıntı Pelvik ağrı Cinsel ilişki sırasında ağrı veya lekelenme Bu belirti ve bulgular serviks kanseri dışında başka hastalıklarında belirtisi olabilir. Doktorunuz hastalığı teşhis edebilmek için size çeşitli testler uygulayacaktır. Hamilelik sırasında teşhis edilen serviks kanserinin tedavisi gebelik süresi ve hastalığın evresine bağlıdır. Gebeliğin son üç ayında teşhis edilmiş erken evre serviks kanserinde tedavi gebelik sonrasına ertelenebilir. Doktorunuza Sorun Kimlerin serviks kanseri geliştirme riski taşıdığının farkında mısınız? Hastalık çok yanlış anlaşıldığı için ilk adımınız doğru bilgi edinmek olmalıdır. “... Diğer kanserlerin çok daha sık olduğundan emin miyiz ?” Dünyada her 2 dakikada bir, bir kadın serviks kanserinden ölmektedir. Dünya çapında 45 yaş altı kadınlarda meme ve akciğer kanserinden sonra ikinci büyük ölüm sebebidir. “... Artık çok geç olmadan serviks kanserini saptamanın herhangi bir yolu yoktur.” Bu doğru değil. Serviks kanserini geliştirme riskini azaltmada en etkin yol düzenli taramadır. Taramayla birlikte yeni aşılar bu riski daha fazla azaltacaktır. “... Ailemde kimsede serviks kanserine rastlamadığına göre ben risk altında değilim.” Serviks kanseri kalıtsal değildir. Bilim adamları ana nedenin Human Papilloma Virus (HPV) olduğunu kanıtlamıştır. “... Risk altında değilim.” Her kadın risk altındadır. Kadınların yaklaşık % 80’i yaşamlarının bir anında serviks kanserine neden olabilen bir virüsle enfekte olacaktır. “…Yalnızca yaşlı kadınlar için geçerlidir” Yanlış. Gerçekten serviks kanserine evrimleşebilen bir virüsle enfekte olmanın yaşı yoktur. Kırk beş yaş altı kadınlarda en sık görülen kanser türü serviks kanseridir. “… Sağlıklı besleniyorum, sigara içmiyorum ve egzersiz yapıyorum o halde ben serviks kanserine yakalanmam.” Yanlış. Sağlıklı yaşam tarzı enfeksiyonlarla savaşmanıza yardımcı olabilmesine rağmen, virüse yakalanmanızı engellemeyecektir. Aşılanmayla birlikte düzenli Pap-smear testi taraması en iyi korunma yolunuzdur. “… Yalnızca bir partnerim var, o halde ben risk altında olamam.” Risk altında olmanız için yalnızca bir partneriniz olması bile yeterli. Birden fazla partnere sahip olmanız gerekmiyor. “… Ama her zaman güvenli seks yapıyorum.” Kondomlar enfeksiyon riskini azaltabilmesine rağmen virüs genital derilerin teması yoluyla da yayılabilmektedir. NOT: Bu yazı Sağlık Bakanlığı bilgi ve verilerini içermektedir