s. 197-200 - İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

advertisement
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri
197
TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR
Sempozyum Dizisi No:62 •Mart 2008 S:197-200
KANSERLİ HASTALARDA
PSİKOSOSYAL PROBLEMLER
Prof. Dr. Çiğdem Papila
İleri derece hastalığı olan kişiler pek çok stres verici etmenle karşılaşır. Ağrı, depresyon
ve deliryum sıklığı ilerlemiş kanser hastalarında çok yüksektir. Kanserde depresyon sıklığı
ortalama %25 olmakla birlikte, ilerlemiş kanser hastalarında bu oran %77’ye kadar çıkar.
Palyetif bakım durumlarında en sık rastlanan psikiyatrik bozukluk %28 ile deliryum olup,
onu %10 ile demans izler.
Ağrısı olan kanser hastaları ağrısı olmayan hastalardan iki kat fazla depresyon geçirme
riski taşırlar.
PSİKİYATRİK BELİRTİLER
Anksiete hastalığın kötü gidişi ile artar. Fakat anksiete belirtileri fizik belirtilerle
karışık olduğu için ayırt edilmesi güçtür. Anksietesi olan hastalar gergin, huzursuz, tedirgin, tartışmacı, dikkat dağınıklığı, uykusuzluk halinde olabilirler.
İleri dönem hastalarının, ağrı, acı çekme ve ölümle ilgili endişeleri de anksiete nedeni
olabilir.
Örneğin hipoksiye bağlı anksietede oksijen ve opisidler yararlı olurken halüsinasyonlar
varsa tedaviye antipsikolotikler eklenmesi yaralıdır.
MAJOR DEPRESYON
Aşırı suçluluk duygusu ve işe yaramazlık düşünceleri normal mutsuzlukla depresyon
arasındaki farkı belirler. Burada birçok ilacın tümör türünün ya da hastalığa eşlik eden
patolojilerin depresyona yol açabileceği unutulmamalıdır.
198
Kanserli Hastalarda Psikososyal Problemler
Bir hasta için sorun sinyalleri:
-Endişeli ifade
-Sorunları çözememe
-Dikkatini toplayamama
-Sıkıntı
-Gerginlik
-Ağız kuruluğu
-Öfke nöbetleri
Kanserde Depresyona Yol Açan Belli Başlı İlaçlar Şunlardır-Prednizon
-Deksametazon
-Prokarbazın
-Vincristin
-Vinblastin
-Tamoxifen
-İnferferon
-Narkotikler
-Benzodiazepinler
-Antiparkinson ilaçlar
Kanser hastalarının birçoğu intihar fikrine sahiptir. İntihar riskini arttırdığı düşünülen
faktörler
-Kontrol edilemeyen ağrı
-Depresyon
-Eski psikiyatrik hastalıklar
-Aile sorunları, ailede intihar öyküsü
Genel olarak kanser semptomları kontrol altına alındığında bu fikir kaybolmuştur.
DELİRİUM DEMANS
Kanser hastalarında delirium insidensi yüksektir. Delirium acil müdahale ve tedavi gerektiren bir durumdur. Demans gelişimine ya da ölüme neden olma potansiyeli yüksektir.
Delirium beyin metabolizmasında yaygın bozukluğa bağlı gelişen akut serebral yetmezliktir.
DELİRİUM GELİŞME NEDENLERİ
1. Doğrudan MSS etki ile a)Primer b) Metastatik tümor
2. MSS dolaylı etkileri ile a)Enfeksiyon b)Vasküler komplikasyonlar c)Beslenme
yetersizliği d) Metabolik sorunlar
Prof. Dr. Çiğdem Papila
199
BU HASTALRDA GÖRÜNEN KARAKTERİSTİK BELİRTİLER
a)
b)
c)
d)
e)
f)
g)
Bilinç Bozukluğu
Huzursuzluk
Ajitasyon
Letarji
Dikkat işlevlerinde bozukluklar
İnsommi Hipersommi
Görsel halüsinasyonlar ve paranoid davranışlar gece artar
Tedavi iki basamakta oluşur
1) Etyolojik etkenin giderilmesi
2) Klinik psikiyatrik tedavi
Seçenek nöroleptiklerdir. Haloperidol gerek antipsikotik potansiyeli gerekse kardiyovasküler ve antikolinerjik yan etkilerinin az oluşu nedeni ile tercih edilir.
AĞRI
Kontrol edilemeyen ağrı, kanserde anksietenin en sık görülen nedenidir.
Ağrı hasta için her şeyin kötüye gittiği, tedaviye yanıt alınamadığı, ölümün yakın
olduğu gibi durumların habercisidir. Ağrı dindirilmeden anksiete değerlendirilemez. Zaman zaman bağımlılık korkusu ile etkin ağrı tedavisi yapılamamaktadır. Bazen hastalar
opioid kullanımına dirençli olabilmektedir.
Ağrı tedavisinin anksiete açısından da önemi hem ekibe, hem de hastaya anlatılmalıdır.
Bağımlılık riskinin düşüklüğü hatırlatılmalıdır.
TÜMÖR LOKALİZASYONUNA BAĞLI SENDROMLAR
Supratentorial tümörlerin hemen hepsinde psikiyatrik sorunlar ortaya çıkar. Bunlar
daha çok kişilik değişimleri, anksiete ve depresyon olarak belirir.
Paraneoplastik sendromlarda (tümörün metastatik olmayan MMS etkisi) ise özelikle
amnezi olarak ortaya çıkmaktadır.
Küçük hücreli akciğer kanseri, Hodgkinlenfoma ve over kanseri paraneoplastik sendroma yol açan başlıca kanser türleridir.
KANSER TEDAVİSİNİN YOL AÇTIĞI PSİKİYATRİK SORUNLAR
Kemoterapötiklerin saç dökülmesi başta olmak üzere yol açtığı yan etkiler ciddi
psikolojik sorunlara yol açmaktadır.Hastanın önceden bilgilendirilmesi ortaya çıkacak
sorunların mekanizmaların açıklanması ve geri dönüşüm olasılığı ortaya çıkacak psikolojik
sorunları en aza indirmektedir.
200
Kanserli Hastalarda Psikososyal Problemler
RADYOTERAPİ
Hastalıklarda yanma korkusuna nende olabilir, adetler ürkütücü gelebilir ya da yan
etkiler tedaviyi yarım bırakmaya nende olabilir.
Bir araştırmada radyoterapi gören hastaların %26’sında ciddi beden hasarı endişesi
olduğu görülmüştür. Radyoterapi sonuçta kısa dönemde hafızayı bozmakta ve 10-25 puan
düzeyinde zeka yıkımına yol açabilmektedir.
Radyoterapinin yol açtığı bir diğer sorun ise kadınlarda vajina duvarında sikatrise
neden olduğu, erkeklerde ise direkt etki ile impotense yol açmaktadır. Burada önemli olan
hastanın kendiliğinden dile getirmeye çekindiği bu tür sorunların saptanmasıdır.
KEMOTERAPİ
Bulantı ve anksiete kemoterapinin önemli yan etkilerindendir. Kortikosteroidler ile
major psikiyatrik bozukluk %5 – 10 oranında bildirilmesine karşın yüksek dozlarda anksiete belirtilerinin daha sık olduğu görülmüştür.
Bulantı beklentisi ilk tedaviden sonra görülebilir. Daha sonraki kürlerde bulantı,
iştahsızlık hastaneye gelmeden günler önce başlayabilir. Ondansetron grubu antiemetikler
anksieteyi azaltır.Benzodiazepinler, β Blokerler tedaviye eklenebilir.
METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER
Özellikle akciğer kanserlerinde boğulma hissi korku ile şiddetlenen bir anksiete ile
artar. Oksijen gereksinimi ve hipoksi ile hasta kısır bir döngüye girebilir. Benzodiazepin
grubu anksiyolitiklerin santral etkisini de dikkate almak gerekir.
Antihistaminikler, yetersize kısa etkili benzodiazepinler verilebilir.
SÜREÇ
Kanserdeki ruhsal sorunlar sıklıkla birkaç hafta içinde kendi kendine sonlanır. Kriz
dönemlerinde ruhsal belirtiler kötüleşir, genel durum düzelirse ruhsal belirtiler hafifler.
HASTA AİLELERİ
Sevdikleri kişinin geçirdiği değişiklikler ve acıların çaresiz gözlemcileri olan hasta
yakınları aynı zamanda ailede ortaya çıkan rol değişiklikleri,hastanın işlevlerini üstlenme,
hastalıkla artar giderleri karşılama, çabaları içinde yorgun ve kederli olabilirler. Yakın
ve sıcak ilişkileri olan ailelerde genellikle bilgiler açıktır. Sorunlar konuşulur ve işler
paylaşılır. Bazen aile hastayı koruma isteği ile tanıyı gizler, hasta ile konuşamama
bir şekilde yalnızlık duygusunu arttırır. Oysa duyguların açıkça konuşulması, tedavi
kararlarının paylaşılması hem ailelerin hem de hastaların uyumunu arttırır.
Download