FORUM 13.01.2011 Perşembe günü Saat 18:00 de, Yüksek Ticaretliler Merkezinde, 45 meslek mensubunun katılımı ile “mesleğimiz üzerindeki angaryalar” konulu Tartışma Formu düzenlenmiştir. Form Divanı; Başkan Gülay SAK, Üye Erdal ŞAHĐN, Üye Hüseyin AKKAŞ’tan oluşturulmuştur. Divan Başkanı Sayın Gülay SAK açılış konuşmasında; “Değerli Meslektaşlar, Davetimizi kabul edip, toplantımıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz. Meslektaşlarımızın içerisinde bulunduğu yoğun iş yükü ve uygulamalarına devamlı olarak yenileri eklenmektedir. Maliye Bakanlığı, “Kesin Mizan Bilgilerinin Elektronik Ortamda Alınması ile Đlgili V.U.K Tebliğ Taslağı”nı yayınladı. Tebliğ Taslağı ile, bilanço esasına tabi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine 2010 yılı ve takip eden dönemler için elektronik ortamda kesin mizan verme zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca 340 Sıra No’lu Vergi Usul Kanun Genel Tebliği’nde değişikliğe gidilerek elektronik ortamda sözleşme ile ilgili yeni düzenlemeler getirilecektir. Ancak bu süreçte, geçmişte olduğu gibi meslek mensuplarımız ve meslek örgütlerimiz dikkate alınmamıştır. Bizler, ortak bir duruş sergileyerek, meslek camiamızda ve kamuoyunda bu sorunlarımızın tartışılmasını istiyoruz. Yeni bir iş yükü gelecekse de emeğimizin karşılığını talep ediyoruz. 340 Nolu Tebliği örgütlü davranırsak lehimize çevirebiliriz. Konuyu tüm yönleri ile tartışıp bir bildiri hazırlanması düşüncesi ile bu forumu düzenledik. Forumumuzun Gündemi şu şekilde olacaktır; 1. Açılış konuşmaları - Metin Türkmen - 3 kuşağı bir arada gören Melih Şengül ağabeyimiz, geçmişten bugüne mesleğimizi kısaca bizlere anlatacak. 2. Bu etapta Forumumuza geçeceğiz ve siz meslektaşlarımızın eleştiri ve önerilerini dinleyeceğiz. 3. Bildiri taslağının belirleyeceğiz. düzenlenmesini ve kamuoyu ile paylaşılması konusunu birlikte Şimdi açılış konuşmalarını yapmak üzere Sayın Metin TÜRKMEN’i kürsüye davet ediyorum. Buyurun sayın Türkmen” Söz alan Konuşmacılar özetle; “Metin TÜRKMEN: Üzerimize yüklenen angaryalar üzerine çözüm önerileri sunmak üzere toplandık. Kesin mizanın elektronik ortamda verilmesinin yanında üzerimize yüklenen angaryaların tüm meslek camiamıza kazanç getirmesinin yollarını araştırmalıyız.” “Divan: Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Derneğimiz Ankara Şubesi başkanı Sayın Cafer EĞLENEN aramızda, kendisini kürsüye davet ediyoruz.” “Cafer EĞLENEN: Yeni taslağın bizlere angarya yükleyeceği kesin. Biz dernek olarak daha önce BA-BS ile ilgili bir eylem yaptık, fakat bu yaptığımız eyleme meslektaşlarımızdan katılım az oldu. Eğer sizlerde uygun görürseniz bizlerde bu konularda sizlere yardımcı oluruz. Zamanlaması iyi ayarlanırsa Maliye Bakanlığının önünde basın açıklaması yapabiliriz.” “Melih ŞENGÜL: Geçmişe baktığımızda meslek mensuplarımız 3568 sayılı yasamızdan önceleri, yılda bir kere gelir vergisi beyannamesi ya da kurumlar vergisi beyannamesi, üç ayda bir muhtasar beyanname veriyorduk. Ancak bu durum, 1984’te KDV Kanunu uygulamaya başlandı ve 3 aylık olarak verilen KDV’ler, 1985’te aylığa dönüştürüldü. Ayrıca yıl sonunda toplu olarak bütün yılın bildirilmesi, daha sonra sorumlu sıfatıyla 2 nolu KDV beyanı, ÖTV beyannamesi, ihracatta ve ithalatta beyan ekinde istenenler, 3 ayda bir geçici vergi, damga vergisi şans oyunları vergisi, tasarruf teşvik, BA-BS 191 hesapların excel ortamında verilmesi, YMM’lerin karşıt inceleme raporları, SGK eskiden 4 ayda bir bildirge alırken daha sonra 3 aylık ve ardından cezai işlemler başlatıldı. Şimdi kendi hastanelerinden doktorların verdiği raporları 5 gün içinde bildirmezsek bile bizi cezalandırıyorlar. Bölge Çalışma, Đş Kur ile ilgili bildirimler, vesaire ve saire. Daha önce vergi dairelerinin yapmakta olduğu iş yükü tamamen mükellefe dolayısı ile bizlere yüklenmiş oldu. Böyle olunca her yönden bizlerin giderleri fazlasıyla arttı. Bu durumdan karlı çıkan Maliye bakanlığı ve SGK olmaktadır. Zira bize yükledikleri işleri kendi bünyelerindeki personele yaptırmaktayken katlandıkları personel ücretleri ve kırtasiye maliyetlerini örtülü olarak meslek mensubunun üzerine yıkmışlardır. Örgütlü yapılarımız var fakat ne yazık ki meslek örgütlerimiz bu konularda pek başarılı değil. Kesin Mizan" Bilgilerinin Elektronik Ortamda Alınmasına Đlişkin V.U.K. Tebliğ Taslağı ile istenenlerle sınırlı kalmayıp, Mükellef Esaslı Risk Analiz Katmanı “MERAK” adlı projeleri ile de devam edecektir. Bu projelerle yeni inceleme boyutları oluşturuluyor. “Kesin Mizan” isteğinin nedeni tam da burada ortaya çıkıyor. Bilanço ve Gelir Tablosu hesapları sadece bakiyeleri vermektedir. Maliye ise tüm hesapların detaylarını ve hacmen durumlarını görerek baskı yaratıp, zamanlı zamansız ifadeye çağırmak, buda gerekli gereksiz inceleme taleplerinin olacağının, ayrıca bu istekleri de kendi belirledikleri koşullarda ve formatta isteyeceklerini göstermektedir. Fazladan bir iş yükü olarak bize yüklenen ve yüklenecek bu işlerin bir bedelinin olması gerekliliği inancındayım. Sonuç olarak, dünya çapında gerçekleşen politik, ekonomik, sosyal, teknolojik ve insani kaynak değişimlerinden etkilenmeksizin aynı kalan hiçbir meslek yoktur. Đşletmeler hatta sektörler birleşmekte, yeni meslekler ortaya çıkmaktadır. Bu değişimde teknolojik gelişmelerin modern yaşamın her alanında etkisini göstermesi büyük rol oynamıştır. Muhasebe mesleğinin, piyasada başarılı bir şekilde rekabet edebilen ve kamu çıkarını koruyan saygıdeğer ve değerli bir meslek olarak kalabilmesi için değişiklikleri öngörmek ve değişikliklere liderlik edebilecek bir yapılanma içinde olunması kaçınılmazdır.” Divan: Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Derneğimiz Genel Başkan yardımcısı Sayın Nurali KELEŞ’te aramızda, şimdi sözü kendisine veriyorum. Buyurun Sayın Keleş. “Nurali KELEŞ: Bizler aslında bu tür çalışmalara atölye çalışması diyoruz. Meslek odalarımızın yöneticileri meslek mensuplarıyla sık sık bir araya gelmelidirler. Bizler bu oluşumu nasıl aşabiliriz, yoğun çalışma ve iş gücü içerisinde bir de büromda yarım gün tahsilat ile uğraşıyorum. Bu nedenle asıl mesleğimi yapmakta zorlanıyorum. TÜRMOB ve ODA yöneticilerimizle ilişkilerimizi daha da sıklaştırmalıyız. Bizler sadece bildiri yazıp dağıtmakla kalmayıp, daha çabuk bir şekilde ve örgütlü olarak harekete geçebileceğimiz çalışmaları hızlandırmalıyız. Bu nedenle çekirdek bir yapı ile yöneticilerimizle kontak kurabilmeliyiz.” “Đbrahim ŞAHĐN: Kurumsallaşmış firmaların haricindeki tüm firmalarda defalarca mizan değiştiriyoruz. Müşterilerimizi eğitmemiz lazım. Hangi arkadaşımızın müşterisi banka ve müşteri bilgilerini zamanında ve düzenli veriyor. Bunları da bir yoluna koymalıyız. Kesin mizan tamamen bir angaryadır.” “Davut ÖZDEMĐR: Bu hareket bir kıvılcım ateşi ve bu hareket kartopu gibi büyüyerek yoluna devam edecektir. Emeğimiz, bilgimiz, birikimimizin gelire dönüşmesini sağlamalıyız. Emeğe saygı duyan kuruluşlardan bu konularda destek almalıyız ve bunu bir güç birliğine dönüştürmeliyiz. Bu gün burada, yarın Muğla’da ve başka mekan ve yerlerde bu tür toplantıları yapmalıyız. Haberleşme sitelerinde bazı meslek mensubu arkadaşların doğru önerilerini okuyoruz, fakat önemli olan mücadelenin örgütlü bir yapı olarak verilmesidir.” “Emine USTA: Kurumlar vergisi beyannamesi verilmeden önce dönem sonu işlemleri tamamlanmak zorunda olduğundan, kesin mizan zaten hazırlanmış olmaktadır. Kesin mizanı elektronik ortamda göndermek programcıların yapacağı bir değişiklikten ibarettir. Elektronik ortamda mizan verebilme alt yapısı program firmalarınca oluşturulana kadar zaman istenebilir. Kesin mizanlardaki 120-Alıcılar, 320-Satıcılar, 131-Ortaklardan Alacaklar, 331-Ortaklara Borçlar v.b. hesapların detaylarının doğru sonuçları yansıtmamasının nedeni müşterilerden muhasebeci ve mali müşavirlere zamanında, yeterli ve doğru bilgi ve belge akışının olmamasıdır. Bu nedenle meslek mensuplarımızın herhangi bir sorumluluğu ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Sorumluluk yeterli belge akışı sağlamayan müşterinindir. Zaten KOBĐ’ler için UFRS yayınlanmış olup 2012 yılında yürürlüğe girecektir. Bu nedenle 2011 yılı müşterilerin kurumsallaşması ve UFRS’ye uyum sağlamaları için hazırlık aşaması olarak ta kabul edilebilir. TURMOB, öncelikle tarafımızdan verilen beyannamelerin aynı paket içinde elektronik ortamda verilmesini sağlamak için idare nezrinde girişimde bulunmalıdır. TURMOB’un kesin mizanın elektronik ortamda gönderilmesi konusunda çözüm önerilerini maliyeye ilettiklerini Oda Başkanı Sayın Mehmet Koç komisyon başkanları toplantısında yaptığı konuşmasında ifade etmişti. Bağlı olduğumuz Oda ve TURMOB bu v.b. konularda yoğun çalışma yapmalarına ve görüşlerini idare nezrinde sürekli gündeme getirmelerine rağmen bu hususları üyeleriyle yeterli derecede paylaşmadıkları anlaşılmaktadır. Bu da yanlış anlama ve algılamalara yol açmaktadır. Burada önemli olan Gelir Đdaresi Başkanlığının amacını anlamak ve yorumlayabilmektir. Buradaki en önemli eksiklik idarenin meslek mensuplarımızın görüşlerine yapılacak yasal düzenlemelerden önce başvurmamasıdır. Bu bakımdan TURMOB idare nezrinde etkin bir faaliyet yürüterek mesleğimizi ilgilendiren düzenlemelerden önce meslek mensuplarımızın görüşlerinin alınmasını sağlamalıdır. Mevzuat yürürlüğe girdikten sonra yapılan itirazların idare nezrinde sonuç yaratmadığı geçmiş deneyimlerimizden de bilinmektedir. Mesleki ahlak önemlidir ancak bunun yanında dönem içinde veya sonunda müşterilerin meslektaş değişikliği yapması bazı koşullara bağlanmalı ve buna uymayan meslek mensupları için meslekten ihraca kadar varan çok ciddi yaptırımlar getirilmelidir. Vergi idaresinin ücretlerimizi tahsil etmesi elbette hepimizin isteğidir. Verginin tahakkuk tahsil oranlarına bakıldığında bunun bugünkü koşullarda gerçekleşmesi zor görülmekle beraber sadece vergisini verenleri kapsayacak şekilde uygulama yapılabilir. Bu yönde bir uygulamanın devlet nezrinde kabul görmesi halinde bile çok ciddi çalışmaya ihtiyaç vardır. Örneğin tahakkukların içinde muhasebe ücretlerinin yer alması halinde bu ücretlerin maliyece tahsil edilememesi halinde kamu alacağı olup olmayacağı, maliyenin tahsil edilemeyen ücretleri yasal yollardan tahsil edip edemeyeceği, yıllarca vergisini ödemeyen mükelleflerden muhasebe ücretlerinin nasıl tahsil edileceği, bağımlı muhasebeci istihdam edenlerin muhasebe ücretlerinin tahakkuk içinde yer alıp almayacağı, yıl içinde muhasebeci değişikliği yapılması durumu v.b. Kısaca bu hepimizin isteğidir. Ancak kısa vadede çözümlenmesi zor görünmektedir. Đlk önce Oda nezrinde bu konuda bir komisyon kurup dünyadaki örnekleri de araştırılmak suretiyle çözüm önerileri geliştirilebilir.” Engin AKYILDIZ: Bu tebliğ taslağı mail ortamında tartışılmaya başlandı ve yaklaşık 100’ün üzerinde görüş oluştu. Bizlerde istedik ki bu konuları canlı bir ortamda forum şeklinde tartışalım. Fakat ne yazık ki bu forumun yapılacağını mail ortamında 1000’e yakın meslektaşımıza ulaştırmamıza rağmen, meslektaşlarımızın katılımını sağlayamadık. Meslektaşlarımız hep yaptığı gibi oturduğu yerden eleştiride bulunmayı tercih etti. Meslek yasası bizim en büyük sıkıntımız. 1989 yılında yasa ilk yayınlandığında, her ne kadar sevindiriciydi ise de ama yasa metni sorunları çözmekten çok uzak olduğu gibi günümüzde yasamızın kendisi mesleğimizin en büyük sorunu haline geldi. Mesleğimizin önünü açacak yegane şey meslek yasamızın sil baştan yeniden yazılmasıdır. 3568 sayılı meslek yasamızda değişiklik yapan, 5786 sayılı yasa uzun süre meclis gündeminde kaldı. Üzerinde çok büyük tartışmalar oldu. Aslında bu mesleğimiz açısından büyük bir fırsata dönüştürülebilirdi. Ama meslek örgütlerimizle birlikte burada da etkin bir mücadele yapamadık. Oysa 5786 sayılı yasa değişikliğine alternatif olarak yepyeni bir yasa paketi hazırlayıp, bu mesleğin sorunu yalnızca Oda ve üst birlik yöneticilerinin nispi temsil sistemi ile seçilmesi olmadığını, sorunlarının tümüne çözüm üretecek değişikliğin yasanın baştan aşağı yazıldığı paketle düzeltileceği kamuoyunu yaratmalıydık. Maalesef ki yapamadık bunu. Mesleğimiz 3568 Sayılı yasa ile maliyenin vesayeti altına sokulmuştur. Bugün tartıştığımız tebliğ taslağı mantığında da yine bu vesayet anlayışı yatmaktadır. Hiçbir plan program dahilinde olmayan, kendi bürokratlarınca üretilen zihni sinir projelerinin, meslek mensuplarımıza yeni iş yükleri getirip getirmediği, yaratılan bu iş yüklerinin meslektaşa maddi bir karşılığının sağlanılıp sağlanılmadığı akıllarının ucundan bile geçmemektedir. Maliye sanki mükelleften bazı bilgiler isterken bu bilgiler muhasebe meslek mensuplarınca bir çalışma gerektirerek üretilen bilgiler değil de mükellefin elinde hazır olan bir şeyi mükellefin kendisine verecekmiş mantığı yürütülmektedir. Oysa kesin olan muhasebe meslek mensupları bu işleri maliye bakanlığından maaş aldığından dolayı değil, hayatlarını idame ettirecek ekmek parasını kazanmak için yapmaktadırlar. Dolayısı ile meslek mensubu olarak bizim sorunumuz maliyenin her gün yeni bir şeyler istemesi değil, istenen bu iş yüklerinin meslek mensubuna angarya yüklemeden ücret karşılıklarının olmasıdır. Bizlerin maliyeye karşı yapacağı eylemlilikler, iş yüklerine karşı çıkmak değil, bu iş yüklerinin meslek mensubuna parasal getirisinin sağlanacağı eylemlilikler olmalıdır. Zaten hak ettiğimiz muhasebe ücretlerimizi zor tahsil ederken, bir de bu yükü nasıl çözeceğimizin yollarını araştırmalıyız. Bu mizan olayı tahsilat sorunumuz ile ilgili olarak dönüm noktası da olabilir. Bu durumu gelin fırsata dönüştürmeye çalışalım. Mizanları da yaparız sorun değil, ama bunun karşılığını istemeliyiz. Bunun karşılığını maliyeden alalım. Beyannamelerden nasıl damga vergisi alınıyorsa, vereceğimiz BA-BS ler den ve bu Kesin mizanlardan da cüzi bir miktarda dahi olsa muhasebe hizmet karşılığı olarak bir fon oluşturulup maliye tarafından tahsilatının yapılması gereklidir. Mükelleften yapılacak olan bu tahsilatlar Odalar yada TÜRMOB’da oluşturulacak havuz hesabına aktarılmalıdır. Bu havuzda oluşan birikimlerle TÜRMOB ve Odalarca meslektaşlara katkı sağlanmalıdır. (Söz arasında Davut ÖZDEMĐR “aslında ülkemizde buna benzer örnekler var. Yapı denetimi ile ilgili belediye tahsilatını yapıp neticesinde de firmaya ödeme yapıyor”.) Örgütlülüğümüz de yasamızdan kaynaklı olarak sağlam temellere oturtulamamıştır. Araç satışları trafik şubelerinde yapılacak denildiğinde Noterler bu işe örgütlü bir biçimde karşı çıktılar ve şua anda tüm işlemleri yalnızca noterler yapmaktadır. Aynı şekilde ikametgah ilmühaberi ve nüfus cüzdan suretleri artık muhtarlardan verilmeyecek denildiğinde muhtar örgütleri bu işe karşı çıktılar ve hükümete geri adım attırdılar. Oysa bizim mesleğimizde öylemi, tartıştığımız konuda da olduğu gibi meslektaşımızı yakından ilgilendiren bir sorun ortaya çıksa aynı çatı altında örgütlendiğimiz ve TÜRMOB yönetiminde yasadan kaynaklı olarak çok büyük üstünlüğe sahip YMM’ler, kendileri de çoğunlukla maliye bürokratlığından geldiklerinden, yanımızda olmaları gerekirken karşımıza geçmektedirler. (Divanın konuşmayı toparlama uyarısı) Çok uzattım özür diliyorum ancak ücretlerimizin tahsili konusunda da bir önerim olacak onu da kısaca açmak istiyorum. Ücretin tahsiline örnek vermek gerekirse, özel okullarda okuyan çocukların okul ücretleri modeli örnek alınmalıdır diye düşünüyorum. Şöyle ki çocuğu okula yazdırdığınızda okul ile imzaladığınız sözleşme ile birlikte okul birde size, anlaşmalı olduğu bir banka kredi sözleşmesi imzalatır. Bu açık hesap kredi sözleşmesidir. Bir yıllık okul ücreti karşılığı kadar banka size kredi açar. Dolayısı ile okul borç alacak ilişkisini bankaya devrederek bu ilişkinin içerisinden çıkmış olur. Siz artık bankaya borçlusunuz demektir. Okul her ay eğitim ücretlerini siz bankaya yatırsanız da yatırmasanız da düzenli bir biçimde alır. Eğer siz bankaya bu ücreti yatırmadıysanız banka okulun hesabına bu parayı sizin kredinizden geçer. Okul tahsilat konusunda hiçbir yüke girmez ve bir yıl boyunca sadece kendi eğitim işi ile meşgul olur. Banka bu kredi ödemelerini süresi içinde tahsil edemez ise yasal takibe geçer. Bu örneği biz bağımsız çalışan arkadaşlarımıza oda olarak uygulatmak zorundayız. Bunun için yasa veya herhangi bir yönetmelik de çıkarmaya gerek yok. Ankara odası olarak bir milat tespit edilir. Örneğin 2012 yılından sonra bağımsız çalışanlar ücretlerini bu yolla tahsil etmek zorundadır diye. 2012 yılı gelene kadarda tüm bağımsız çalışanlar la bu konunun alt yapısı tamamlanır. 2012 yılı sözleşmeleri yapılırken buna uyulması şart koşulur. Oda, meslek mensuplarının bu konuya uyup uymadıklarının takibini yapar. Uymayan meslek mensuplarına da çok çeşitli yaptırımlar uygulanabilir. Bu konu ile ilgili tartışmalardan bir tanesi de soru olarak hep banka mükellef müşterimize kredi açmazsa diye sorulur. Arkadaşlar banka tarafında muhasebe ücreti kadar kredisi olmayan mükellef müşterinin defterini biz zaten niye tutalım ki? Bankada muhasebe ücreti kadar kredisi olmayan mükellefin bizde niye kredisi olsun? Bu önerim tahsilat sorunumuzla paralel olarak haksız rekabeti, asgari ücretin altında ücret alınmasını, kaçak büroculuğu, maliyenin gözünde muhasebecilerin kendilerinin vergi kaçırdığı suçlamaları gibi bir çok mesleki sorunumuzu da köklü bir biçimde çözecektir. Sabrınız ve katılımınız için hepinize tekrar teşekkür ediyorum.” “Muharrem SOYDEMĐR: 21 yıllık meslek örgütümüz ülkenin en genç sivil toplum kuruluşu niteliğindedir. Đki açıdan örgütümüze bakıyorum. Ülkemizin gidişatın da takındığı tavır ve mesleğimizin durumu hakkındaki tavrı. Ülkemiz bölünüyor, AB ve Avrupa birliği baskısı ile ülke parçalanma aşamasına geldi. Bizler bu gidişat karşısında zamanında tepki koyamaz isek Yugoslavya durumuna düşebiliriz. Bu açıdan örgütümüzün duruş sergilediği nokta çok önem arz etmektedir. Örgütümüz var ama maalesef en örgütsüz bir yapımız var. Bu ülkenin ekonomisine yön veren bir yapıya siz bir kenarda durun deniyor. Tüm meslek örgütleri yürüyor bizler yerimizde sayıyoruz. Serbest meslek stopajlarımızın iade oranı 2000 yılından bu yana 10.000 TL olarak duruyor. Nakden iade talep ederseniz tüm evraklarınız incelemeye alınıyor.” “Kazım KARAKOÇ: Müşterilerle ilk görüşme ücret ve yapılacak işlerimiz ( defter tutma, beyanname düzenleme) ile detayları ile ilgilidir. Maliyenin bizlerden talep ettiği BA-BS ve diğer angaryalar bunlara dahil değildir. Bizlerden artı işgücü isteniyor ise bunlarında bir bedeli olmalıdır. Tahsilat sorununa gelince; Toprak mahsulleri çiftçiden ürün teslim ettiğinde Bağkur primini nasıl kesiyorsa, Maliyede bize yüklediği angaryaların bedelini mükelleflerinden kessin ve bizim hesaplarımıza intikal ettirsin. Bu ülkede Naylon ekonomisini önlemek istiyorsanız, sıcak parayı ortadan kaldırmalısınız. TÜRMOB Meslek mensuplarının sorunlarını çözemez, çünkü TÜRMOB yöneticilerini çoğu çeşitli makamlarda yöneticilik, bürokratlık yapmış daha sonra da arpalık olarak gördükleri özel denetime geçmişlerdir. Defter tutmayan, tahsilat sorunu olmayan kişiler sizi anlamazlar sizin sorunlarınız da çözemezler.” “Tamer DAĞKIRAN: Meslek yasamızın 2. Maddesi: Muhasebecilik ve malî müşavirlik mesleğinin konusu: Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin; a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak. b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, malî mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak. c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, malî tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak. Yukarıda sayılan işleri; bir işyerine bağlı olmaksızın yapanlara serbest muhasebeci malî müşavir denir. Asıl mesleğimizin dışında birtakım işler yapıyoruz fakat ne var ki asıl mesleğimizi tam anlamıyla icra edemiyoruz. Meslek örgütümüzün üst yapısı ne yazık ki 80 bin üyesini örgütleyemiyor. Bizler burada bir çoban ateşi yaktık, burada arkadaşlarımızın konuşmalarını süzgeçten geçirmeyeceğiz. Aynen kaleme alıp Oda, TÜRMOB ve Derneğimize göndereceğiz. (Parayı almadan beyannameyi vermiyorum) örgüt bu yemini meslektaşlara yaptırabiliyor mu, Angarya gibi gözüken bu tebliği (340) lehimize çevrilebilir.. TOBB ,TUSĐAD Diğer Meslek Kuruluşlarının toplantılarına yada organlarında röportajlar ve benzeri yöntemlerle meslek mensupları ile üyeleri arasında yaşanan sorunların tartışıldığı ortamlar zorlanabilmeli. Yâda bizim kuruluşlarımızın yaptığı toplantılara davet edilmeli. Biz meslek yasamızın 2. maddesi b ve c benlerine ağırlık vererek ekmek kapımız olan işletmeleri yaşadığımız şu büyük rekabet ortamına hazırlayacak bilgileri sermaye sahiplerine sunmalıyız. (Muharrem SOYDEMĐR Kurumlarla bu tür görüşmelerimizi sözlü değil yazılı olarak ifade edelim, çünkü yazılı hale getirilmeyen sözler çabuk unutuluyor.) (Melih ŞENGÜL Sonuç bildirgesinden önce daha çok katılımlı ATO, ve TOBB dan da temsilci alarak bir toplantı tertip edilebilir.) Bunun neticesinde bir bildiri yayınlanabilir.” “Haydar AFŞĐN: Özgür muhasebeciler olarak biz sizleri hep dost bildik. Gönül isterdi ki bu toplantıya bizi davet etmeden önce bizlerle bir araya gelmeniz ve daha verimli bir forum oluşmasını birlikte sağlayacak koşulları beraberce oluşturabilmemiz daha uygun olurdu diye düşünüyorum. Buraya daha geniş katılım da sağlanabilirdi. Burada çok güzel şeyler tartışıldı, birbirimizi hoş görmeli, birbirimize saygı göstermeliyiz. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kurallar koyma ve bu kuralları denetlemek zorundasınız. Meslek mensuplarının çalışma usul ve esaslarına, etik ilkelere, haksız rekabet kurallarına vb. düzenlemelere uyup uymadıklarının takibinin odalarımız tarafından, OY KAYGISI taşımadan sıkı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Oda yöneticilerimizin sorunların azaltılması hususundaki bu konularda ellerini taşın altına koymalarının kaçınılmaz olduğu açıktır.Bu sorunları çözmek için seçildiklerini unutmamalıdırlar. En büyük sorunumuz olan haksız rekabet - tahsilat sorunumuzun en aza indirgenebilmesi için birkaç görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum: Örneğin 50 müşterisi olan meslek mensubuna 1 mali müşavir çalıştırma zorunluluğu konulmalı ve bu mali müşavirin ücretinin asgari seviyesinin belirlenerek her ay düzenli bir şekilde ücret bordrolarının odalarımıza teslim edilmesi zorunlu hale getirilmelidir(Mühendislerde olduğu gibi). Defter değişimlerinin Oda bünyesinde yapılmasının zorunlu olmasını çok önemsiyorum. Bu sayede haksız rekabet ve ücret tarifesine uyum denetlenebilir bir hale kavuşacaktır. Kesin Mizan bilgilerinin internetten gönderilmesi konusu ile meslektaşlarımızın birikmiş sorunları gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Burada anlaşılması gereken, iş yükünün fazlalığı değil, yüklenen angaryaların bir kısmının demokratik olmaması ve emeklerimizin karşılığının verilmemesidir. Ücretlerimizin bankalarla yapılacak anlaşmalar çerçevesinde tahsilatı ile ilgili çalışmaların yürürlüğe sokulması önem arz etmektedir. Maliye Bakanlığı nezrinde mükelleflerden istenilen her türlü mali bilgi ve dokümanları biz meslek mensupları hazırlamaktadır (BA-BS, Mali Tablolar, Beyannameler, Đnceleme elemanlarına verilen bilgi ve belgeler, Kesin Mizan bilgileri vb. vb. vb.).Çeşitli sektörlerde KDV oranlarının bir kısmının düşürülmesi veya tamamının kaldırılması düzenlemeleri yapıldığı halde, maliye ile mükellef arasında köprü vazifesi yapan, en büyük sıkıntıları çeken bizlerin vermiş olduğu hizmetlerdeki KDV oranının çok yüksek olmasını kabullenemiyorum. Ayrıca GĐB tarafından hazırlanan Genel tebliğ taslağında; 340 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “V-Aracılık Yetkisi Verilen Gerçek ve Tüzel Kişiler” ile VII-Beyannamelerin Đmzalanması ve Diğer Hususlar” başlıklı bölümlerinde yapılan değişikliklerle ilgili taslak hakkında görüş ve önerilerim olacaktır: Öncelikle GĐB’nın uygulayıcı olan biz meslek mensuplarının oluşturduğu kurumlardan görüş alması hayati anlam ifade etmektedir. Böyle bir görüş istenmesinin varlığından haberdar değilim. Ek 3 ve Ek 4 sözleşmelerinin sonucunda müşterilerimizden(Mükelleflerden) bir ücret almaktayız, almamız gerekmektedir. Keseceğimiz Serbest Meslek Makbuzu’ndaki ücret, anılan sözleşmelerde de bulunabilmeli ve beyannamesini gönderdiğimiz mükelleflere, beyanname gönderiminden önce Serbest Meslek Makbuzu’nun kesilerek bilgilerinin Đnternet ortamında şifre ile girdiğimiz bölüme tarafımızdan girilmesinin sağlanabilmesi önemlidir. Meslek mensuplarının gelirlerinin kontrol altına alınması, KDV, Stopaj ve GV ile ilgili vergilerin devletimizin ilgili birimlerine intikali açısından çok önemlidir. Zira beyanname gönderilmişse ücret alınmalıdır. Sistemi örneklemek gerekirse; Meslek mensubu ile mükellef arasında Ek 3 veya Ek 4 imzalanır. Gelir Đdaresine Đnternet yolu ile bildirilir. Beyanname gönderilirken Vergi No veya TC No taramasından sözleşme (Ek 3 veya EK 4) bildirimi yapılmamış ve "SERBEST MESLEK MAKBUZU BĐLGĐLERĐ GĐRĐLMEMĐŞ VEYA KESĐLMEMĐŞ" ise beyanname onaylanamaz ve gönderilemez. Bu uygulamanın gerçekleştirilmesinin tahsilat sorunumuza, haksız rekabete, meslek mensuplarına, vergi kaçakçılığının önlenebilmesine, mesleki kaliteye katkısı olacağını düşünmekteyim. Ek 3 veya Ek 4 sözleşmelerinin düzenlendiği, bildirildiğini varsayalım. Sözleşmenin feshedildiğinin de bildirilmesinin ardından Gelir / Kurumlar Vergisi Beyannamesi’nin kim tarafından gönderileceği konusuna da açıklık getirilmelidir. Örneğin 2010 yılı kayıtlarını yapan meslek mensubu, Ocak 2011 de sözleşmenin fesih edilmesiyle işi bırakmıştır. Gelir / Kurumlar Vergisi Beyannamesi’nin verilebilmesi için sözleşme bilgilerinin girilmesi gerektiğinden ve 2010 yılına ait beyannameyi, 2010 yılına imza atan yani işi bırakan meslek mensubu olduğundan, beyannamenin kim tarafından ve nasıl gönderileceğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Sorunlarımızın çözümü ile ilgili meslek mensuplarının gelişmeleri çok yakından takip etmeleri ve sorunların çözülme aşamalarına katkı vermelerinin çok geniş platformlarda, daha çok ses getirecek etkinliklerde buluşmaları gerekmektedir. “Sinan GÖKÇE: Ben sizleri yaklaşık 8 senedir dinleme olanağı buldum. Tüm yöneticilerimiz 8 senedir aynı yapılması gerekenleri dile getirdiler. Odamız 20 senedir aynı sorunlarla geldi. Maliyenin bize yüklediği angaryalara karşı sivil toplum örgütleri olarak bizlerde Grev yapalım. Okuduğumuz reklam kitaplarında bir tanım var sinek otobüsü devirdi. Bu çok önemli bir tanımdır.” “Bağdagül KOÇTÜRK: Bu gün sadece mizan üzerinde konuşacaktık, fakat meslektaşlarımızın ve mesleğimizi tüm sorunları geliyor örgüt yapımızda düğümleniyor. Maliye Bakanlığı kendi denetimini kolaylaştıracak sistemler geliştirerek mükelleflerinden birtakım veriler istiyor. Bugün gelir vergisi ve kurumlar vergisi eki olarak istediği kesin mizanı yarın belki geçici vergi dönemlerinde isteyecek. Gelecekte de ne tür angaryalar yükleyeceği belli değil. Yükleyeceği her angarya için bir ücret talep edemeyeceğimize göre bana göre biz bu sorunu haksız rekabeti önleyerek, tahsilat sorunumuzu çözerek halledebiliriz. Asgari tarifenin altında bir ücretle bu hizmetin yapılması engellenirse, bizler müşterilerimizle yapacağımız sözleşmelerde ücretlerimizi emeğimizin karşılığı tutarı belirleyebilirsek, yüklenecek her yeni angaryada isyan eder durumda olmayacağız, yaptığımız emeğin karşılığını tatminkar bir ücret olarak alacağımız için işimizi daha keyifli icra edeceğiz. Her şey meslektaşta yani bizlerde bitiyor. Bizlerin her şeyden önce kendimize ve diğer meslektaşlarımıza saygımız olmalı, öncelikle de meslek ahlakı oluşmalıdır. Divanın Önerisi: Öyleyse bizler 340 sayılı yasa taslağı ile ilgili çözüm önerileri oluşturarak ilgili yerlere götürmeliyiz. Mesela beyannamelerin bir yerinde ücret alınıp alınmadığı sorulmalı ve ücretini ödemeyen mükellefe beyanname verme onayı verilmemelidir.” “Davut ÖZDEMĐR: Arkadaşlar toplantımız çok iyi gidiyor. Bizler bu toplantıyı düşünürken bizi ilgilendiren tüm kurumları buraya çağıralım dedik, bunu da yaptık. Katılım çok olsaydı yer konusunda B planını da hazırlamıştık. Melih beyin daha geniş katılımlı toplantı fikrine katılıyorum.” “Metin TÜRKMEN: Aslında konumuz Mizanın dijital ortamda verilmesi idi. Fakat sonuçta toplantı her zaman ki gibi Oda yönetimi ve diğer konulara da geliyor. Oda yöneticileri maalesef görevlerini ve bulunmaları gereken yeri bilmedikleri için bizlerde bu haldeyiz. Ben bizzat Oda yönetimini ve TÜRMOB yönetimini buraya davet ettim. Şu salona bakın ne yazık ki hiçbirisi yok. Burada şu anda çıkan konuşmalar sonuç bildirgesini oluşturmalıdır. Çünkü burada olması gerekenler (Özgür Muhasebeciler Çağdaş Demokrat Muhasebeciler ve Dernek) zaten buradayız.” “Tamer DAĞKIRAN: Biz şu anda burada bir sonuç bildirgesi oluşturalım ve Odalarımıza iletelim.” “Engin AKYILDIZ: Bildiride Dernek çatısı altında daha büyük bir forum düzenlenmesinin sağlanmasını da belirtelim.” “Erdal ŞAHĐN: Bildiri komisyonu oluşturulsun. Bu komisyon ÇDM, Özgür Muhasebeciler ve Dernekten oluşsun.” Sayın Erdal ŞAHĐN’in önerisi katılanlarca da olumlu karşılanarak komisyon oluşturuldu. Bu komisyonda Engin AKYILDIZ, Tamer DAĞKIRAN, Haydar AFŞĐN, Turgay KIZILAY, Emine USTA, Sinan GÖKÇE den oluşturuldu.” FORUM SONUÇ BĐLDĐRĐSĐ Tüm bu görüş ve bildirilerin ardından divan heyeti tarafından sonuç bildirgesini hazırlamakla görevlendirilen komisyon üyeleri; Engin AKYILDIZ, Tamer DAĞKIRAN, Haydar AFŞĐN, Emine USTA ve Sinan GÖKÇE aşağıdaki metni yayınlamayı uygun görmüşlerdir. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde; • • • • Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmeti. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. (mecaz) Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş. Olarak tanımlanan ANGARYA, ANAYASA’NIN 18. maddesinde yer alan “HĐÇ KĐMSE ZORLA ÇALIŞTIRILAMAZ. ANGARYA YASAKTIR.” hükmü ile yasaklanmıştır. Anayasa suçunu bireyler işlemez, bireylere karşı kurumlar işler. Anayasa’nın bu hükmüyle hedeflenen, tüm vatandaşların yasalar karşısındaki eşitliklerini hiçbir ayrım gözetilmeksizin güvence altına alınmasıdır. Kısaca devlet kurumlarının bireylere angarya yüklemesi, anayasal bir suçtur. Devletin anayasal görevi angarya ile mücadele etmek ve mevcut angaryaları iş haline aş haline dönüştürmek iken bırakın devletin angarya ile mücadele etmesini, aksine devlet vatandaşlarına yeni çağdaş angaryalar yüklemekte ve bu yüklemelerden en çok etkilenen de bizler olmaktayız. Bizim işimiz vergi mükelleflerine yasalarla tanımlanmış görev çerçevesinde belli bir ücret karşılığı mali hizmet vermek iken devlet bizleri, vergi denetimlerine esas oluşturacak bilgi sağlama ve düzenleme kaynağı olarak görmekte ve bağlamda giderek artan şekilde hiçbir bedeli olmayan angaryalar yüklemektedir. Maliye tarafından dahi angarya olduğu konusunda kabul gören BA BS belgeleri düzenleme angaryasının üzerimizden alınmasını veya belli bir bedel karşılığı iş haline dönüştürülmesini beklerken aksine yeni bir angaryal görevle karşılaşmış bulunmaktayız. Yeni angaryal görevimiz: KESĐN MĐZAN Bizler bu işleri ya da görevleri yapmaktan kaçınmıyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz. Devletin bu çeşit angaryal yüklerinin iş haline dönüştürülmesini istiyoruz. Bu işin karşılığı olan bedeli karşılamak vergi mükelleflerinin değil devletin görevidir. Devlet bu hizmeti kendisi için almakta ancak bedel ödemekten kaçınmaktadır. Bu hizmetin vergi mükelleflerine yüklenmesi gibi bir düşünce asla ve kat’a kabul edilemez. Çünkü bu angaryalar, gerçekte mükellefe verilen bir hizmet değil tartışmasız şekilde devletin maliyesine verilen bir hizmettir. Geçmişte savaşlar, keşifler ve sömürgeler ülkelerin gelir kaynaklarının en büyük kalemleriydi. Çağımızda savaşların keşiflerin ve sömürgelerin yerini iç ve dış borçlanma almış gibi görünmekte ise de gerçekte devletlerin en önemli gelir kaynağını vergiler oluşturmaktadır. Çünkü bireylerin üzerine kabus gibi çöken her türlü borçlanmanın finansmanı vergi ile yapılmaktadır. Bu nedenle vergi devletlerin birincil gelir kaynağına dönüşmüştür. Vergi toplamak ve bunun için yapılan maliyetler devlet maliyeleri açısından en büyük handikaptır. Ülkemizde yakın zamana kadar vergi toplamanın maliyet kalemini yüz bini aşan personel ve kırtasiye giderleri oluşturmaktaydı. (*) 2004 Aralık ayı verilerine göre, maliyenin merkez, taşra ve yurtdışında görev yapan vasıflı-vasıfsız personel sayısı 115.019 iken bu rakam 2009 Aralık ayı itibari ile 44.378 kişiye düşmüş bulunmaktadır. Đşte 70.000 kişilik kadro azalması, bizlerle yani serbest muhasebeci ve mali müşavirlerle telafi edildi. Devletin kendi personeline bedel ödeyerek yaptırdığı (yaptıramadığı!) görevler bizlere ücret ya da iş olarak değil angarya olarak döndü. Bizler, bu ülkenin tüm vergi gelirlerinin düzenleyicisi ve bildiricisi olmakla kalmıyor, üstlendiğimiz bu telafi kadrosu ile maliye teşkilatının en büyük tasarruf kalemi oluyoruz. 2004 yılında TÜRMOB genel kurulunda, biz muhasebecilere ve mali müşavirlere karşı hakaretvari bir üslupla hitap eden dönemin Maliye Bakanı, maliye teşkilatının sadece tahakkuk kesmesinden ve dağıtılan boş beyanname formlarından doğan kırtasiye giderlerinin yıllık onlarca milyon dolar gibi dudak uçuklatan bir rakama ulaştığını ifade etmişti. Maliyenin dudak uçuklatan giderlerden nasıl tasarrufa gittiği tüm meslek mensuplarımız tarafından bilinmektedir. Bizler kendimize durumdan çıkar sağlamaya çalışan küçük hesapçı bireyler değil, muhasebe kültürü ile olgunlaşmış, hakkaniyetli, makro bakabilen, adaletin terazisi olan, dengenin kendisiyiz. Her birimiz, çağdaş, vatandaşlık bilincine sahip, ülkesini seven bireyleriz. Bununla birlikte anayasal güvence altında olan haklarımızı bilmekte ve korumakta kararlıyız. Bizler güçlüyüz, çünkü 70.000 kişilik bir örgütlü gücüz. ÖNERĐMĐZ ANAYASA MADDE 5.– Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” Anayasa’nın bu hükmüyle güvence altına alınmış haklarımızın gaspının bir an önce durdurulmasını istiyoruz. Bizlerden görev tanımımız içinde olan her türlü hizmet gelir idaresi tarafından talep edilebilir. Ancak kabul edilebilir, karşılıklı uzlaşmayla belirlenmiş bir bedel karşılığında. Aksi durum Anayasanın 5. maddesinde düzenlenen haklarımızın açıkça gasp edilmesi anlamını taşıyacaktır. EYLEM Önerimiz göz ardı edildiği takdirde, • Maliyenin bu uygulamalarına karşı, tüm hukuki haklarımız sonuna kadar aranacaktır. • Bu bildirimiz Türkiye’deki meslek kuruluşlarına ve meslektaşlarımıza dağıtılarak bir basın açıklaması yapılacaktır. • Ardından Türkiye’deki meslektaşların tamamını kapsayacak temsilcilerin, yani gerçek meslek mensuplarının katılacağı bir Türkiye Forumu tertip edilecektir. • Bu forum da kararlaştırılacak bir dizi eylem hayata geçirilecektir. SONUÇ ANGARYA SUÇTUR ANGARYALARA HAYIR, ĐŞE EVET KĐMSEYĐ EZMEYĐZ, ANCAK KENDĐMĐZĐ DE EZDĐRMEYĐZ ADALETĐN KENDĐSĐYĐZ, ÇÜNKÜ ADALETĐN TERAZĐSĐ MUHASEBEDĐR. (*) Rakamsal veriler, Maliye Bakanlığı resmi sitesi, personel istatistiklerinden alınmıştır.