www.arsivakurd.org

advertisement
..
......
.
d.
or
g
TE K OŞ IN
ak
ur
- NED EN . AYR I BİR
--H -A R&K ET
.
•
si
v
~YENİDEN BAG IMSI Z
<
.a
r
ÖRG ÜTL-E NME :ÜZERİNE
«.I)EVRİMCİ YOL' VE
w
w
KURTULUŞ ELEŞTiRiSi»
w
• ~tlRDİSTAN TARİHİ
--.1 ·_
~
'
2
.'
•Biliyoruz ki. bir olayın gelişimi dışsal görüntüleri ne olursa olsun. içsel özelliklerine göıe belirlımir. Yine biliyoruz ki. siyasal düzeyd
e kendi gerçeğimiz -başkalarının gerçeği her
ne kadar güzel ve çekici olursa olsun- bizim kendisine iliş­
Kın genış bılgımızıe. kendı çabala
rımız ve fedokôrlıkıarımızla
değiştırilebilir.»
Cubral. Gina'de Devrim}
.o
rg
(A.
NEDEN AYRI BiR HAREKET?
Bagımsız
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
bir harek et olara k çıkışımız kimi çevrelerin bilinç siz ya da bilinç li tepkil erine yolaçtı.
Neden Kürdistan düzeyindeki şu ya da bu harek
ete
katılmadığımız fakat ayrı bir harek et
olara k çıktı­
ğımız sorulmaktadır. Bu tür sorula r,
bazı iyiniy etli
sempatizan unsurların birlik istem inin ifades i
olabiidiği gibi, «Tekoşinı.in varlığir:ı kendi
grup çıkarla­
rına yönelmiş ciddi bir tehlik e sayıp,
onun gelişi­
mini ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışa
n.
teiôşa kapılan ihtiraslı unsurların rahats
ızlığının te·
zahürüde olabil mekte dir.
Herşeye karşın, bu sorun un cevabı ioinde
bulunduğumuz dönem de temel bir sorun
la ilgili olduğu için üzerinde durm ak istiyo ruz. Bu
temel sorun,
Kürt halkının kurtuluş müca deles inin
prole ter bir
önde rlikten yoksun oluşudur. O halde görev
bellidir: Kürdistan proleteryasının bağımsız politik
hattını ve bu hattın cisimleşmesi, madd
i bir güce dönüşmesi demek olan öz örgüt ünü inşa
etmek. ~eık­
oşin'ln amaçladığı da, bu görev in yerine
getiri lmesi nde 'kendisine düşeni yapab ilmek tir.
Bu süreç boyunca ideolo jik - teorik mücadele
politik çalışmaya veı müca deley e bağlı olara k önem
li bir rol oynar. Kurtuluş müca deles inin önderl
iği
konusunda iddialı olan siyas al grupl ar arası
ndaki
sağlıklı bir ideolo jik müca dele sonuc udur ki.
yükselen ulusal harek et birleşik -merkezi- bir önder
liğe
3
e~ll!­
Böyle bir ideolojik mOcadele, her
degün
ak
olar
ak
min kendi görüşlerini açık ve berr
d,i
bal
id-ir. _Aksi
_!_l'le getirmesi ile birli kte . yürümel
le. yerini, kaba, çok getutarlı bir ideo lojik mücade
görüşler arasmnel ve yüzeysel gözlemlere dayalı
Ya da somut kO·
jek i kısır bir rekabete bırakır.
aşmadan şu ya da bu
şulların som ut tahl iline yan
lel-erinin teori ve
sömürge ülkedeki kurtuluş mücade
ülkemiz koşullarına
pratiğini doğmatik bir biçimde
girilir. Nitekim buzoraki uyarlama çabası içerisine
bir doğmatizmdir.
gün egemen olan sapma bu tür
ne Gine ne
Kürdistan ne Angola, ne Mozambik,
ürge statüsöm
de bir bir başka üıkedir. Kuşkusuz
geçen sömürgesü içerisindeki bir ülke olarak sözü
at, önemli olan
lerle benzer çizgileri mevcuttur. Fak
k ve bu derara
ndu
bu benzerlikleri gözönünde bulu
cıkartarak
leri
neylerden çıkarılması gereken ders
ktır. Ülke devriözgün olanı da kavramaya catış.ma
tek
kavramanın
minin ayırdedici, özgül, çizgilerini
ekonomi•k, siyasal
yolu da ülke gerçeğini -tarihsel,
tır. Yani somut
ve toplumsal- kavramaya çalışmak
Bu deyim ne kadar tekgerçeğin somut analizidir.
anılan ve faka t
rarlansa veridir. Çünkü, ençok kull
bu.
bir türlü kovronamoyan noktadır
iği devrimci teoDoğmatik görüşlerin bir özell
mini yadsımal<­
rinin ve ideolojik mücadelenin öne
ayıcı hiçb ir göbağl
ı,
yazıl
tır. Kürdistan'da yıllardır
olabilenler mevcuttur. Bu
rüş getırmeksizin hareket
sı şurdan burdan
tür grupların ideolojik - teor ik gıda
ideolojik fukaralıkları
devşirilme ekle ktik şeylerdir.
irilecek hazır şab­
bu grupları Kürt toplumuna giyd
ycılığına sürüklonl ar bulmaya, küçük - burjuva kola
me yürü türle r :
lemiştir. Şöyle bir rnuhake
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.o
rg
kavuşabilir.
sömürge tesbit·
cSizde bağımsız örgütlenme ve
niçin bize katıl·
leri yapıyorsunuz bizde. O halde
mıyorsunuz .. • gibi.
4
Bağımsız Örgütlenme, Kürt ulusal kurtuluş ha-
iv
a
ku
rd
.
or
umuza ilişkin bir tesbit tir. Ancak biz, Kürdis tcn düzeyinde de bir başka anlamda bağımsız örgütl enme yi
savunmaktayız : Kürdis tan proleteryasının,
Kürt toplumundaki çeşitli sınıf ve katmanlardan, her türlü
milliye tçi ve oportü nist sapmadan, örgüt, ideoloji ve
politik a olarak da bağımsızlığı. Bunu savunmadan
marks ist -lenin ist bir harek et olmanın imkônı yoktur. Angola, Mozambik, Gine v.b. sömü rge ülkelerin
deneylerinin kavranmaksızın kopye edilmesi ve muhakemede de ortaya çıkıyor.
Kürdis tan'da MPLA,
PAiGC, FRELiMO gibi örgüt modelleri geçerli olamaz. Çünkü, bu ülkelerde sınıf farklılıkları ve çelişkileri kristal ize olmamıştı. Irksal ayrım büyü'k
ölçüde sınıfsal ayrıma tekabül ediyordu.
işçi sınıfı
yok denecek düzeyde azdı veya yoktu.
Örneğin,
Cabral, Gine için :
g
reketi nin Türkiye işçi sınıfı harek etine göre verili
koşulların değerlendirilmesi ışığında getird
iğimiz bir
görüştür. Bizim Türk solu karşısındaki
konum
w
w
w
.a
rs
«Cözümlemenizi yaptığımız zaman önümüzde halô pekçok teorik ve pratik sorun duruyordu. Baş­
ka deneylerden bilgimiz vardı ve biliyord uk ki
başı
çekmesini -ve kazanmasınıumduğumuz
böyle bir mücadele işçi sınıfı tarafından yönetif·
meliydı. Gina'de işçi sınıfını aradık ve bulamad
ık.
Başka örnekle r de olayların bazı devrim ci
aydın­
lar tarafından başlatıldığını gösteriyordu. Öyleyse
ne yapmalıydık? Gina'deki hayatın gercekleri katlanmak zorunda olduğumuz acılarla yönetilen, Afrika ve başka yerlerdeki olayların etkisi altında
bulunan bir grup küçük burjuvaydık.
Özellikle
Portekiz'de ve Avrupa'nın başka yerlerinde birşeyler yapmak i.cin cabalar ken
deney edinmiş
olanlarımızın etkisi de vardı.
Ve böylece bu küçük grup başladı.
Burada
ayrıntılara
girmek istemiyorum,
ortaya
5
pro·
koymak istediğim tek nokta bizim açıkca bir
da
ardan
aydınl
ci
Devrim
şıdır.
leteryamız olmayı
ık -ta
başlad
ya
arama
onları
e
böylec
yoksunduk,
baştan
köylülüğün
devrimciliğiine
inanmadığımız
icin.»
(Gine'de Devrim. sf: 76-77, A. Cabral, a.b.c)
g
MPLA Genel Sekreteri Lucio Lara ise Wilfred
Cephe
Burc hett ile bir görüşmede MPLA. Parti mi,
mi? tarzındaki bir soruya cevaben :
icin daha
«M.'P.L.A.'yı bir parti olarak nitelernek
ku
rd
.
or
iniz.
çok erken. Ama çok iyi ·bir konuya değind
ızlık Için
bağıms
de
i
görev
ve
dir
cephe
M.P.L.A. bir
Cep·
tüm güçleri seferb er etmektir. Şüphesiz, bu
eden
et
harek
gibi
henin içinde parti militanları
ete
bir grup vardır. Fakat birçok insan bu harek
ızlığın
bağıms
sa
bilhas
lar;
katıldı
icin
'
cıkarları
.A zaufukta belirmesiyle ve daha da c;:ok M,P.L
arttı.
alar
katılm
bu
ferini perçin ledikte n sonra
bu
orsa,
isteniy
rması
oluştu
i
partiy
Eğer harek etin
..•
ir
gerek
i
enmes
temizl
arın
unsurl
n bir
........ . Parti, M.P.L.A içindeki doğal süreci
w
w
w
.a
rs
iv
a
sonucu olarak doğacaktır.»
aktara n
(Afrique - A&ie, No : 110, 31 Mayıs 1976,
Enternasyonal. sayı : 4, sf; 41)
Yine FRELiMO icin Samora Machel,
uğu
«Bundan 15 yıl önce Dares • salarn'da kuruld
amacı Mozam bik'
gelen
başta
o'nun
Frelim
zaman
kurin sömürgeci faşist Portekiz egemenliğinden
uluscu
nin
Cephe
n,
Itibare
tarılmasıydı. O andan
ciliı')e
program ve ilkeler ini kabul eden, sömürge
lik e~ilimleri ne
karşı çıkan her Mozam bikli ideoto
olursa olsun Ceoheye katılabiliyordu:t
Sosya(Mozombik Demo kratik Halk Devriminden
in YaPartin
ist
Marks
Öncü
e
Geeişt
e
Devrim
list
ratılması, sf : 24)
gibi
Görüldüğü gibi MPLA, PAiGC, FRELiMO
sömürhareketler birer Cephedir. Ve bütün karşı içerigeci eğilimler, gruplar, unsurlar da bu örgütlerin
haluş
kurtu
bu
bütün
sinde yer olmaktadır. Ancak
cekir
li
eğilim
reketlerine yönelişini veren Mark sist
haredekler ve unsurlar vardır. Şimdilerde ise bu
w
w
w
.a
rs
iv
a
g
ku
rd
.
or
ketler Parti tarzında yeniden örgütlenmekteler. Bizde, yani Kürdistan'da bu tur bır orgutıenme mumkun
değildir. Yani partinin işlevini yerine getiren ve fakat
tüm anti-sömürgeci eğilimli, sınıf, tabaka ve unsurları bünyesinde bulurıciurabii·:m bir ör9üt modıo:li gerçekleştinlemez. Gerçekleştirilmeye
çalışriocak olsa
bile böyle bir şey sağlanamaz. Çünkü bugün, Kürdistan duzeyinde ciddi politik ayrılıkları ~lan birçok
akım vardır. Bizde. «işçi sınıfını
aradık ve bulamadık» diyebilecek biri Kürdistan'da
yaşıyor olamaz.
Kürdistan'da Portekiz'in eski sömürgelenne göre nicelikçe ve nitelikçe ileri bir işçi sınıfı bulunmaktadır. çok şükür. Ve nesnel olarak bir işç; sınıfı varlt
olduğuna göre. bu sınıfın ideolojisi. politikası. örgütü v.s. de olacaktır. Kürt halkı devrımci aydınlardan
da yoksun değildir. «onları aramcıya» da gerek yoktur. Gerekli olan bu devrimci aydınları proleteryanın
davasına ideolojik olarak kazanmaktır. Bu da yoğun bir
ideolojik mücadele ile gerçekleşebilir. MPLA. PAiGC.
FRELiMO v.b. gibi örgütl·er oluştuklarında ya başka
karşı-sömürgeci eğilimler henüz mevcut c.leğ!ldi (Gine) ya da mevcut bir koc grup tek örgüt balinde kolaylıkla birleşebilmişlerdi. (Mozambik'te olduğu gibi..)
Angcla'da olduğu gibi (FNLA. UNiTA) yeni sömürgeci formülleri gerçekleştirmek amacıyla Portekiz ve
CiA tarafından kurulan kukla örgütleri hesaba katmı­
yoruz. Çünkü bunlar gerçek kurtuluş hareketleri değil, hareketi
bastırmaya ya da saptırmaya hizmet
eden sahte örgütlerdi. Hemen belirtelim k~. Kürdistan'ın sosyo-ekonomik yapısı. aşiretci ve yarı-feodal
ilişkiler bu tür örgütlerin kurulmesına oldukca elverişlidlr. Kürdistan'daki bazı yurtsever akımların aşi-
retci yapıyla mücadele yerine bu ilişkilere dayanarak
örgütlenmeye ve gelişmeye çalışmaları söz konusudur. Bu durum aşiretlerarası çelişkileri yurtsever
7
kurtuluş mücadüzeyinde de yansıtmakta ve
unl ar doğurmaktadır ya
delesi acısından önemli sor
e Kürdistan'da bu tür
da doğurabilecektir. Bu nedenl
karşı azami dik kat i
etkilenmelere ve yansırnalara
. har cam ak gerekir.
bazı grupların kısa
Portekiz sömüırgelerindeki
an birleşebilmelerinin
sürede ve fazla güıçlük çıkmad
ası sos yal ist hareketönemli bir nedeni de uluslarar
anın bu örg ütle rin kuteki buna-lımın ve kutuptaşm
56- 1962) heınüz yüzeye çı,kma­
rulduğu döne-mde (19
''da bugün CKP (AEP) · SBKP
yışıdır. Oysa Kür dis tan
gru pla r mevcuttur. (Öznin takipçiiğini yapan bazı
gibi) Bazı grupların ise
gür lük Yolu, DDKD, Kawa
yeterince belirgin debu konuda-ki yaklaşımı henüz
in görüşleri kendi içinde
ğil, Biz gerek CKP (AEP'n
ır. örneğin «üc dünbile bir büt ünl ük taşımamaktad
ci bir teiOri olduğu söyya, teorisinin karşı - dev rim
emperyalizm görüşü muhafaza
lendiği halde sosyal teorisi. sosyal - emedilmektedir. Oysa «Üç dünya»
Bu tezin zorunlu olarak
peryalizm tezinin türevidir.
Gerekse
politikasıdır.)
gündeme getirdiği ittif akl ar
revizyonist bir çizgi olde SBKP'nin izlediği çizginin
çizgilerin revizyonist karakduğu görüşündeyiz. Bu
i Ortadoğu'da da açıkca
teri tüm dünyada olduğu gib
distan'daki -kurtuluş müortoy,a çıkmıştır. Güney Kür
ebi de bize gör e bölcadelesinin yenilgisinin bir seb
devletlerarası diplomagede dengeci politikanın ve
edilmiş teorilerdir. («Kasinin gerekleri Ozerine inşa
i) Bu pol itik a He olsa
pita list olmayan Yol1 tezi gib
ülkelerin ve sömürgeolsa Ortadoğu'da emperyalist
sıtan sto tük o korunabici dör t devletin iradesini yan
«Kapitalist olmayan
lir. Bu statükoyu parçalamak,
ışçıl geçiş» v.b. revizyol», «ileri - demokrasi,» «bar
ile mümkündür. CKP ve AEP
yonıst tezterin reddi
tük onu n devamına hiztezJ.eri de aynı şekilde bu sta
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.
or
g
akımlar
8
m~t eden te?!erd!r . Ve elbettFı ki bu tezler tüm dünya halklarının olduğu gibi Kürt halkının kurtuluş mücadelesi açısından da daha tehlikeli olan tezlerdir.
CKP (AEP) politikası ile SBKP politikası aynı kefeye
konmamalıdır. Lenınizm çeşıtli sopıoolur arasına eş.it
ak
ur
d.
or
koymaz. Bir anlamda belirli bir ayrım gözetir. Buna örnek olarak herikiside işci sınıfı bilimine
aykırı oldukları halde, ezilen ulusun milliyetçifiği lle
ezen ulus milliyetçiliği arasında gözetifen ayrımdır.
Yeri geldikçe bu tezler hakkındaki görüşlerimizi daha
etraflıca ortoya koyacağız.
Burada kısaca anlatmaya çalıştığımız, uluslararası sosyalist harekett eki kutuplaşmanın kendisini
ulusal düzeyde de ortaya koyduğudur. Ve ideolojik politik ayrılığın ya da birliğin temel konularından biri de bu kutuplaşmaya ilişkin tavırdır.
g
işareti
w
w
w
.a
rs
iv
Bu konuya bu boyutlarda değinmemizin nedeni
Kürt solundaki bazı akımların somut durumu gözardı
ederek birlik sorununa yaklaşmalarıdir. Kürdista n'da
küçük - burjuva, burjuva - feodal ve morksis t - leninist eğilimlerin birlikte temsil edildiği bir yapının savunuculuğunu yapanlara bile rastlanmaktadır. Her
vesile ile görülen «somut şortların somut tahlili» nin
gözardı edildiğidir. Daha bugünden Portekiz sömurgelerinden farklı olarak Kürdistan'da bir ayrışmanın
olduğu görülme ktedir. Siya&l birliği sağlamanın yolu
kıyasıya bir ideolojik - teorik mücadeleden geçecektir. Ne varki sağlıklı ve tutarlı bir ideolojik mücadelenin önkoşulu başlangıçta da işaret ettiğimiz gibi,
Kürdistan devriminin temel
meseleleri konusunda
her grubun kendi görüşlerini açıklıkla saptamasıdır.
Örneğin, kendisine «Kürdistan devrimcileri» ünvanı­
nı yokıştırarak kurtuluş mücadelesi üzerinde siyası
tekel kurmaya çalışanlar ne dediklerini ortaya sOrrnek zorundadır. Ancak o takdirde gerçek kimlikle-
9
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d.
or
g
gerç ekte n devrini tüm dev rimc iler öğrenebilir. Ve
. Küç ük - burrimc iler olup olmadıkları açığa cı,kabilir
eter devrimprol
ile
juva devrimciliği ve milliyetçifiği
görüşüne
ya
dün
cilik ve gerc ek yurt seva rtik iki ayrı
lur, biz Kürdisteka bül eder. «Kürdistan bizdEm soru
» olrnok yettan'dan» diye bilm ek için «devrimciler
kir. Çünkü
gere
ak
mez, prol eter ya dev rimc ileri olm
dir. Kürd istan 'Kürd istan çalınabilecek bir mül k değil
lı olan lar ldeoda gerc ek dev rimc ilik yap mak ta karar
ilerl e bu plat lojik mücadeleyi temel aıır ve dev rimc
form da müc ade le ederler.
ları ve bu kura llara
Sınıf - içi müc ade lenin kural
lı prop aga nda
uyma zorunluluğu vardır. Yalana daya
ik seta let icer ive çam urla değil. Bu yön tem leri teor
lesinin silôhları
sinde olan lar temel alır. Sınıf mücade
ar bu müc ade...
yerine kendine özg ü silah iara sarılqnl
siyasal ihtir as salede istik bali olmayanlardır. Bu tür
ak icin, siyasal
tutm
kta
hipl eri kendi teke lleri ni aya
lede her türade
müc
egementık kurm ak Için sınıf -Içi
usu, kari yer korlü arac a başvururlar. Gelecek kork
urmaya iter. Yakusu bunları olmadık araç lara başv
kişi fetişizmi, kiez,
lan, iftira . tehd it v.b. Bu da yetm
uns urla r bu fetişlere
şi kült ürü yaratılır. iyi niye tli
ksis t siyasal kiinanmaya, imôn etmeye cağrılır. Mar
«bu» cu olunur. Oysa bu
şiler olm ak yerine «şuıı cu,
ik aczin ifadeyön tem ler ideo lojik güçsüzlüğün, teor
sağlamaz.
sidir ve uzun vadede hiçb ir fayda
anacağımı­
Bu anlayışın sah ipler i - hangi isimle
yöntembu
bilir zı bilemiyoruz, onla r ken diler ini iyi
h:çb ir yararı olmadiğını
ıerin devr imci mücadeleye
ürge cl akımlar
bilmelidirler. Ve hiç değilse anti - söm
nu oramalı­
yolu
n
diyaloğu
orasında bir ittifakın ve
halk a ve devrimin cıkar­
dırlar. Dev rimc i soru mlul uk,
r. Biz kendi payımıza bu
Iarına bağlılık bunu gere ktiri
ve birli k için müc ade le·
sorumluluğun bilin cind eyiz
10
Ut:JII,
'
.
.
LiV'VIIIIi(.,ı
.f,ui\...U~"if.;.lvıı
'
yutt~..AjtL..
,..
,-,
'
'
t\ııv'-"n
-
.-,
',-.
,, -.-
f'-";VIil...n,.....,....,
vona ve bölünmelere hizmet eden tavırları teşhir etrr,ek, bu tür tavırların karşısına çıkmakta görevimiz
olacaktır.
Biraz evvel sözünü ettiğimiz doğmatizm sapmasorunlara dar bir perspektifle bakışı
doğurmaktadır. Ideolojik
ve siyasi birliğin ölçüsü
adeta «anti - sömürgeci» olmaktır. MPLA, PAiGC,
FRELiMO militanı olabilmek için anti - sömürgeci olmrık yetiyordu çünkü. Ne varki, bizler
prol·eterya
sosyalistleriyiz. Meseleye işçi sınıfının bakış acısını
kullanarak yaklaşmalıyız.
--'
Ve hangi temelde «anti - sömürgeci» lik sorusunu sormalıyız. Çünkü sosyalistler de, milliyetçiler de
hatta tek tek unsurlar dikkate alındığında burjuva
ve feodal unsurlar da anti - sömürgeci olabiliyor. Meseleye bu perspektifle (daha doğrusu perspektifsizlikle) bakıld:ğında bir mi!!iyctci !!e bir sosyal!st oras:ndaki ayrımı silmiş olacağız. O halde anti - sömürgeci olmak karşı - sömürgeci ittifaklar için yeterli,
ancak ideolojik - politik birlik için asla yeterli değil­
dir. Bağımsız örgütlenmeyi savunmak nasıl yeterli
g
kopyacılık,
.a
değilse.
rs
iv
a
ku
rd
.
or
sı,
w
w
Başka ülkelerde tek örgüt çatısı altında birleşe­
bilmek için kôfi gelen nedenler bizde ancak ittifak
için kôfi nedenler olabilmektedir. Çünkü gerceklerimiz çok farklıdır. Sorun yine somutun analizi noktasında düğümlenmektedir.
w
Cabral bu gerçeği güzel anlatmaktadır :
«Afrika halkları, basit dillerinde «kuyudan çıkan
su ne denli sıcak olursa olsun, pilôvını pişirmezı
derken sadece fiziğin değil, siyasal biliminde temel bir ilkesini dile getfrmektedirler. Biliyoruz ki
bir olayın gelişimi dışsal görüntüleri ne olursa olsun, leser özelliklerine göre belirlenir. Yine biliyoruz ki, siyasal düzeyde kendi gerçeğimiz - baş-
11
her ne kada r güzel ve çekici
n geniş biigileolursa olsun . bizim kendisine ilişki
fedakôrlıklarımızla
ve
mız
ları
çaba
i
kend
rimizle,
a örnekle zengin olan
değişti~ilebillr. Deney ve bunc
satmakta yara r varanım
nda
bu üç kıta toplantısı
ne kada r benzerher
ımız
mlar
duru
i
dır ki, çeşitl
ne kada r aynıysa
likte yakın ve düşmanımız her
devrim ihraç edil
msa
da ulusal kurtuluş ve toplu
daha fazla, her
ün
herg
Ve
dir.
lecek mall ar değil
belirlenip biçimlenerek
halkın tarih sel gerçeğiyle
iç çelişkilerin altve bu gerçeğe niteliğini veren
sonucu boşa­
işi
mlan
çözü
edilişi ya do doğrudan
olsu nlar dış
suz
olum
do
ya
lu
olum
nya ulaşarak,
ulusol olu~
ve
l
etkenlerden ozçok etkilenerek yere
r.ıı
dirle
mekte
şumlorın ürünü olara k belir
toplanan Asya,
(«Teorinin Silôhı», 1966 Hovono'da
kıta konferanAfrika, Lôtin Amerika halkları üç
im, sf: 108,
Devr
konuşma, Gina'de
gerçeği
sında
yapılan
a.b.ç.)
Kürdistan gerçeğine
ku
rd
.
or
g
kalarının
w
w
w
.a
rs
iv
a
cidd i bir tarzda eğilmeden
mesi salt bir ve birk oc
başka deneyierin kopya edil
im olan eğilimdlr.
grup ta değil hemen hepsinde hak
k Hareketi adlı yayının­
Örneğin «Rızgari» Koç girl Hal
) baş çelişki konusunda yaptığ~ beda (
yerel geri ci güç lirlemenin kapsamına Kür dist an'd aki
geri cilik arasındaki
leri almıyordu. Kür t halkı ile yerli
olarak görüyordu. Bu
çelişkiyi «ikincil» bir çelişki
ci mücadelede yer!i gsrl tıJhlile göre anti - söm ürge
elidir. Oysa böy ..
cilik le ittifa k politikası gündeme gelm
değildir. Nite kim
le bir ittifa k Kürdistan'da mümkün
özeleştiri ile reddetmiştir.
«Rızgari» de bu tesb iti bir
ştiğini gördüğümüz bu tür
Başi\ı: deneylerde gerçekle
yışı c:""gü! o'anın
bir ittifakın KCırdistnn'da geçerli olma
nlı sos yali stle rin öze llikkapsamına girer. Ve Kürdista
burasıdır. Kürdıs­
le kafa yormaları gereken nok ta
ksizmin evrensel
tan somutundan yola çıkmak, Mar
.
tıcı bir tarz da birleştirmek
gerçeğini bu som utla yara
anri
ve takt ikle
Kür dist an koşularına uyg un strateJi
cak bu şekilde oluşturulabmnir.
72
POLiTiK ÇALIŞMANIN ÖNEMi
Doğmatizm
politik çalışmanın önemini de yadsı­
PoliUk rnücadclcı1iıt bazı yöntemlerini fctişize etmekte, bazı yöntemlerini
ise küçümsemektedir Yöntemleri seçmeci bir anlayışla ayırdetmekte­
dir. Marksizm bütün mücadele biçimlerini tanır. Ve
koşullara göre bu mücadele biçimlerinden birini temel ve diğerlerini ona tabi olarak efe alır. Sömürge
bir ülkenin koşuliarındu si!Cılıiı devrimci mücadele
stratejik bir rol oynar. Bütün W.kelerde olduğundan
daha fazla. Ancak bu mücadele siyasal mücadelenin bir devamıdır ve ciddi bir siyasal calışmanın ze;nini üzerinde yükselmelidir. Yeterki halk kitlelerinde silahlı mücadele zorunluluğunun bilinci ve bu
mücadeleyi sürdürebilecek düzeyde örgütlülük varolabifsin. Yeterki bu mücadeleyi sürdürmeye yetenekli örgüt ve ona yol gösteren doğru bir siyasal
çizgi yaratılmış olsun. Çünkü kurtuluş hareketinin
askeri çizgisi onun siyasal çizgisi tarafından belirlenir. Bu koşulların henüz verili olmadığı dönemlerde politik mücadelenin diğ,er yöntemleri ön plana
cıkar. -ağırlıklı olarak silahlı mücadele biçimi dışın­
daki poliUk biçimlerle sürdürülen devrimci mücadelenin yanısıra ona talbi olarak silahlı mücadelenin
bazı biçimleri eşlik edebilir- Bu durum
insanların
subjektif niyetleri ve tercihleri tarafından değil, hesaba katılması gereken iradeden bağımsız olarak
varolan koşuHarca tayin edilir. insanların iradi eylemi bu nesnel koşullar tarafından belirlenir. Ve 6u
iradi çaba nesnel gercekleri hesaba kattığı ölçüde
başarı şansına sahip olabilir. Politik calışmanın yanısıra millfyetcı ve oportünist önderlikferre ideolojik
mücadelede bu evreete hayati önem taşır. Küçük burjuva oportünistleri ideolojik mücadel,enin ve si-
w
w
w
.a
rs
iv
ak
u
rd
.o
rg
rnaktaôır.
.,,
ndi sı­
ini lnk ôr ederken ke
etmektedirler.
ha rek et
im küyan çizmeleri sa lt biz
ide olo jik mücadeleye
k - burözgü d,eığil, bü tün küçü
çü k - burjuvalarımıza
evrensel ve ort ak bir
lerin
juva op ort ün ist eğilim
kifayetsiz!iğinin
limlerin ide olo jik
özelliğidir. Bu eği
dele bunlar
sabırlı bir müca
bir ifadesidir. Uzun ve
k yakın
ü on lar kurtuluşun ço
için can sıkıcıdır. Çünk
yola çıkarlar. Müı hesaplarından
cağ
ola
lay
ko
ve
ını anladık­
ği ve zorlu olacağ
cadelenin uzun sürece
lme ve iha ne t baş­
ık, yılgınlık, çö zü
larında inançsızl
unsurlar
ayan küçük - burjuva
lar. Ayağı yere basm
mücadelesinin
uş
yalarında kurtul
dün
l
yô
ha
i
nd
ke
ceğini ha tta
hangi güzergôhı izleye
nasıl olacağını,
«Filan
ineeye hesap ederler.
za fer anını bile inceden
küçük . Başlıyoruz>> d iye re k
tar iht e falan yerdeyiz
ma muhtaç
n - proleteryanın doyu
burjuvanın, IOmpe
ih ge lir çaar. Be liri ile n tar
hassas yaniarını okşarl
ıştır.
kim se cik ler ayGk casmam
tar ki faian ye re ha iô
söyler. Kendileride inanmaz
Ne gelen, ne giden va
rekir.
ge
ak
biraz taban top lam
diklerine. Ne varki,
eği­
ik
tip
küçük - burjuvazinin
Ni ce lik gerekir. Çünkü
i
Kend sice taprna eğilimidir.
limlerinden biri de gü
yle tat kaprislerini ancak bö
yasal ihtiraslarını ve
eti ar ;
le bir on ge lir ki harek
min edebilirler. Ve öy
hiçrik
teo
il,
değil, ka dro lar değ
tık ön cü un su rla r
nyö
r
su rla
«taban» adı verilen un
birşey verilmeyen
yu
ünde bo n
arın eğilimleri ön
lendirmeye başlar. Onl
ilir se o bicilir.
~ilir. Cünkü ne ek
çük
zin in -K ürd ist an 'da kü
işte kü çü k - bu rju va
hatırı sayılır
n proleteryanın
burJuvazinin ve ICımpe
ideolofus u vardır- bütün bu
ölç üle re ulaşan bir nü
rcekle-rini
onu hayatın canlı ge
jik - teo rik zaafları
başka
kafa yormak yerine
kavramak için somuta
olduÇiu
den
lı bı n Uc <.ind;rrr.&
ülk ele rin denf::yit-ıi ;.. ;
çalışmanın önem
a uygun
nıfsal konumların
w
w
w
.a
rs
iv
ak
u
rd
.o
rg
yasal
14
iv
ak
ur
g
d.
or
gibi aktarmaya, benimsemeye götürür. Başka halkleırın gercekleri kendi gerçeğinden daha çekici, daho cazibeli gelir. Bu tür küçük - burjuva eğilimle;­
deneysiz, sağlam bir politik bilinci olmayan yığınla
dürüst, fedakôr ve militan unsurun devrimci mücac.Jeit:..Jtıı 60Quirıü5iıiU, UZ.ü~IuşnıGSif.ıO d\J sc,b~p CfL!r.
Dejenerasyona ve yozlaşmaya yolaçar.
Devrimci
teorinin önemi yadırgondıgı
veya teorinin sadece
elit bir grubun, üniversite diplomalı bir azınlığın, okumuşların harcı olduğu anlayışı egemen olduğundan
kadroların teorik eğitimine ve bilincinin geliştirilme­
sine çaba harcanmaz. Sempatizan unsurlara, «tabanııa her türlü buyruğa itaat etmek görevi düşer.
«:;:ief>ıler buyurur gerı koianı buyruyu
imônını sık!
tutarak yerine getirir. Böylece bir dizi unsur hovardaca horcanır. Yetenekli ve ileri unsurların, y·eni ve
taze güçlerin oluşmasına adeta engel olunur.
w
w
w
.a
rs
Kısaca bazı özelliklerini anlatmaya çalıştığımız
bu küçük - burjuva oportünist ve doğmatik eğilimle­
rin Kürdistan'da yaygınlaşmasında, hayatiyet kazanmasında; reformist,
uzlaşmacı ve teslimiyetçi eği­
limlerin etkinliği ve bunlara duyulan
tepkinin de
önemli rolü vardır. CHP ve TKP takipçiliği yapan ö.
Yolu ve DDKD gibi. Devrimci ve militan bir alterna·
!itin olmayışı, reformist eğilimlerin etkinliği ile birleşince bir yığın unsurun küçük - burjuva oportünizmine kayışı bir bakıma kaçınılmaz hale gelmiştir.
Bu rıedenle küçük - burjuva oportünizmi ile mücadele reformist ve teslimiyetel akımlara karşı mücadele ile birlikte yürütülmelidir.
Reformist akımların perspektifinde de silôhlı
devrimci mücadele diye bir sorun yoktur. Onlar da
politik rn:Jcadelenin bazı biçimlerini
beğenmekte
bazı biçimlerini ise hafife olmaktadırlar. Küçük - burjuva oporVJnistl.eri gibi. Karşıt gibi gözüken kutupla-
.. .,.
esprisi buradadır.
esasen birbirlerine değdikleri
e sömürge düzenini belirli
Reformıstler son analizd
sı güt tük leri nde n siölçülerde reforme etme politika
edilmesinden hoşlan­
. lahlı kurtuluşun lafının dahi
az evvelde işaret etmazlar. Oyso silahlı mücadele
rol oynar. Ve içinde buluntiğimiz gib i stra teji k bir
eyla da bu tür bir müccd
duğumuz dörıe.m bir yanı
un
uyg
e
Silôhlı mücadeley
ıeye hazırlık dönemidir.
dönemidir. Barışçı çöörgütlenmeleri de yaratmak
bu tür bir çözümü hazümlere um ut bağlayanlarda,
rlığı yapmak ve ona
yal edenlerde ise böyle bir hazı
doğrultusunda bir
uygun örgütlenmeleri yar atm ak
tlamak mümkün olmaz.
düşünce izine dahi ras
al hareketi uzun
Güney Kürdistan'daki Kür t ulus
taşımışsa, bunda, aşi·
zaman Barzani'nin damgasını
Barzani'nin askeri bir
ret temeH üzerinde de olsa
payı vardır. -Bu as·
güç yaratmış olmasının büyük
eğilimleri tasfiye yo·
keri gücü kendisine mu hal if sol
a iddialı hat ta «kolunda da kullanmıştır.- Oysa dah
r ise bu zorunluluğun
münist» olduğunu iddia edenle
üz bile varmış de~il­
bilin cine ya cek geç ya da hen
lerdir.
toplumsal kurtuKürdistan halkının ulusal ve
eden proleterya sosyalistleri
luşu uğruna mücadele
eken dersleri cıkart­
bu deneylerden cıkarılması ger
ey Kürdistan'daki mücademasını bileceklerdir. Gün
e ışık tuta cak nitele deneyi Kuzeydeki mücadeley
dir. «Önderlik öncelikte bir dizi dersler içermekte
görebilmek icin kôden görmektir.» Bu gerçekleri
sal kurtuluş harekethin olmaya da gerek yok. Ulu
le doludur. Bir gercelerinin deneyimleri bu dersler
tecrübeleri bizzat yaşa·
ği kavramak icin aynı acı
nak gerekmez.
nun ideolojik - po!itilt
TEKOŞIN Kürdistan solu
mümkün olan en kısa dönembirliğine ve bu biriiğin
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d.
or
g
rın
vermektedir.
gibi biz~~r.
i birliği
siyas
ve
Kurt solunun kendi içinde ideolojik
Ulusal düzeyde
sağlamasına önce lik tanımaktayız.
siyasal birlik Türk
sağ!r:mocak böyle bir sosyalist
ve Ileri
solunun soruno daha tutarlı yaklaşmasına
en etlecek
bulunabi
adımlar atmasına da katkı do
düzeyinde
kili yoldur. Kürt marksistleri Kürdistan
sorununu
sı
anma
sağl
devrimci hareketin birliğinin
sının
terya
prole
öne olmalıdırlar. Öncelikle Kürdistan
birlik
bir
r. Böyle
bağımsız öz örgütü oluşturulmalıdı
Türk so- sınıf içi birlik - sağlanmadan, her grubun
birlilarla
grup
uğu
buld
lunda kendisine daha yakın
tek
a
adet
isini
kend
ği öne cıkarması -o grupları ve
yaklaşım
proleter hareket yerine koyarak- tutarlı bir
kleştir­
gerçe
mü
çözü
bir
yan
değildir. Şortları olmo
nedeni
izin
nmem
meye colışmaktır. Bu noktnya deği
ağır basKürt solundaki bazı gruplarda bu eğilimin
DDKD ile TKP,
masıdır. Örnek vermek gerekirse,
n beri Rız­
Özgürlük Yolu ile TSiP vıe yakın dönemde
devrimci
gari ile Kurtuluş. Her biri diğerini proleter
TKP'nin
hareket olarak görmeye çalışmaktadır.
i - Dertmc
«Dev
değil
DDKD'yi Kürt solu hesabına
ilerietvıeı
mokrat» bir akım olarcık değerlendirdiği
her
isini
meye çalıştığını belirtelim. Cünku TKP kend
ilcisi olaiki ulusun devrimci hareketinin biric ik tems
alistSosy
t
«Kür
'nu
rak görmektedir. TSiP, ö. Yolu
ıek'­
lzletr
tavır
leri» olarak görmekte, daha farklı bir
luş'u
Kurtu
tedir. Kurtuluş'u bilmiyoruz ama, Rızgarl
ket olahare
imci
devr
ter
prole
Türk solu içerisinde
rak görme eğilimihdedir.
daha
Elbetteki solun her iki 'kesiminde birbirine
nlaşma yoıntı,
yakın grup lar arasında böyle bir yakı
ideolojik nedendeğildir. Ancak bu yakınlaşmanın
ama heleri olmakla birlikte, bize göre prestij sağl
büyük önem
g0rülöl:ıiluccği
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.
or
g
gercekleşebilmeslne
Yaklaşımımızdan açıkca
de
17
iv
a
ku
rd
.
or
g
sapları, kısa vadeli cıkarlar bu yakınlaşmada daha
fazla rol oynamaktadır. Hangi .hesaplara dayalı olursa olsun bizim benimsamediğimiz Kürdistan'daki
hareketin birliğinin, kendi iç bütünlüğünün sağlan­
masının geri planda tutulmasıdır. Yoksa, Türk solu
lle birtakım ittifakların kurulmasına karşı değiliz. Ancak bu lttifa'klar ilkeleri feda ederek kuruluyorsa
bunda olumlu bir yan bulmak mümkün olmaz. DDKD'
nin TKP ile son TÖB-DER kongresinde olduğu gibi
anti - sömürgeci, anti - şöven ilk1e!Yi bir kenara -iterek
kurduğu ittifok bir ilkesizlik örneğidir. Sosyal - Şö­
venlerin kuyruğuna takılan DDKD bu cendereden
kendisini kurtaromayocağa benzer. Şunu bilmelidir
ki, TKP'nin Kürt ulusal hareketine karşı tutumu Irak
Komünist Partisi'nin tutumundan farksızdır. TKP ile
Baas'ın «ulusal oephe»si Güney Kürdistan'da hangi
rolü oynamışsa. TKP'nin CHP lle kurmaya can attığı «UDC» de Kuzey Kürdistan'da aynı rolü oynamaya adaydır. DDKD ve TKP gibi CHP'ni culusal»
olarak, yurtsever olarak görüyorsa kendisinin «antisömürgeciliği» tartışma götürür.
Başlangıçta sağlıklı
rs
bir ideolojik mücadele Icin
ve net olarak belirlemeısi gerektiğini vurgulamıştık. (Parantez içinde
de olsa Rızgari'ye bir uyarıda bulunmak istiyoruz.
Şöyle ki «Aydınlıkı> ve «Partinin Yolu» gibi CKP ve
AEP izleyicileri kendisine ayrı bir sandalye bulmuş­
lar. Bu sandalye <<Kawa»'nın oturduğu sandalyedir.
Yerinden memnunsa diyeceğimiz yok, ancak biz
memnun olduğu inancında değiliz. Bu nedenle uluslararası sosyalist harc'<stteki 1\utuplaşmaya ilişkin
tavrını açık ve net olarak koymasında yarar var.)
Belirli konularda belirli tesbitiere dayalı olmayan polemikler kısır çekişmeler olmaktan öteye gitmez. Ya
da sınıf mücadelesinin pratiğini, somut siyasal pra-
w
w
w
.a
her grubun kendi
18
görüşlerini açık
ilgifendiren ak:tüe 1 konulaf' yPrlne tortışmanın gündemine tali veya marksizmin gelişJgü.
zel seçilmiş herhangi bir boyutunu almak akademik
bir tartışma olur. Somutteki mücadele ile ilgili olduğu ölçüde meseleler tartışma gündemine getirilmelidir. Biz böyle bir anlayışa sahibiz ve bu noktada ıs­
rar ediyoruz. Farki; bir ya~daşımı devrimci mücadele
açısından yararlı görsaydik hemen her grup hakkın­
do söyleyecek hem de yerinde söylenmiş çok sözümüz olacaktı. Ne varki biz her konuda olduğu gibi
bu konuda da marksist yöntemi kullanmaya gayret
ku
rd
.
or
g
!!;;ı d~ğrudan
edeceğiz.
Bu yöntemden hareketle kiminle hangi noktalarda bir ve ayrı oldu~umuzu tesbit acısından en az
görüşler
aşağıda sıraladığımız temel konulardaki
açıklık kazanmalıdır' :
rs
iv
a
1 -·Uluslararası Sosyalist harekette~; buno~ı­
ma ve kutupleşmaya ilişkin tavır,
2 - Kürdistan'ın sosyo - ekonomik yapısının
analizi.
w
w
w
.a
Böyle bir analiz sonucu . mevcut sınıflar,
bu sınıfların mevzilandirilmesi (yanı ittifaklar politikası), bu sınıf ve katmanların
herbirinin anti - sömürgeci mücadele karBL:
şısındaki konumu ortaya çıkacaktır.
her
tahlil temelinde Kürdistan düzeyindeki
siyasal eğilimin konumu, Kürt toplumundaki hangi sınıf yada katmanların menfaatlerine tekabül ettiği, Marksist - Leninist hareketin bu akımlara karşı tavrının
ne olacağı açığa cıkar. Diğer parcalardaki hareketlerin tleğerlendirilmesf ve
onlarla ilişkilıere de bu tahliller ışık tu·
tacaktır.
19
3 -
4 -
!n
Kürdistan tarihinin, Kürt direnmelerln
ği­
prati
ünkü
Kurtuluş mücadelesinin bug
l­
ne yol gösterecek tarzda değerlendiri
mesi. Kısaca geçmişin analizi.
TürKürdistan'daki kurtuluş hareketi ile
bağ.
ki
ında
aras
keti
kiye işçi Sınıfı hare
Neden
. Soru
ayrı
ku
rd
.
or
g
l noktaideolojik mücadele saydığımız bu teme
beraber,
ile
sı
çaba
lardaki görüşlerin açıklanması
bu temel üzerinde yürümelidir.
n devrimci bir poliSağlam, kalıcı ve gerçekte
.
tik birlik ancak bu yoldan sağlanabilir
bir hareket? diye
işaretini
sormuştuk .
kaldırıyoruz.
w
w
w
.a
rs
YAŞASl
iv
a
IMSIZ ÖZ
KÜRDiSTAN PROLETERYASININ BAG
i!
iLER
ÖRGÜTÜNÜ VARATMAK iÇiN
LiZM i
N PROLETERYA ENTERNASYONA
20
«Uluslar. toplumların evriminde burjuv a
dönemının
kocınılmaz bir ürünü ve biçim idir. lşclsınıfı culus
cercevebı
maksızın
ıçınae
(ulusal
o,.gu<i"nı; ıoi\<>iı.ııın.
sözcüğü,
•u:u<.üL;
c.i-
sözcüğün
burjuva anlamında kullanılmamıştır) güçfeneme
zdi. zortuklara katfanamazdı, bicirnlenemezdi.•
(Lor.in. ~Karl Marx~. için::le : Oeuvres. c.
21 s. 68
alıntılayan. M.K. Ahmetfi, Lenin
'in Ulusal Sorun
Teorisi)
Kürt sorununun solda
canlı
bir biçimde
or
g
YENiDEN BAGiMSIZ ÖRGÜTLENME ÜZERiNE
tartışıl­
ması fazla gerilere gitmez. Özellikle
1973 sonrasın­
daki
d.
gelişmelerin ürünü olara k bu konu
etrafında
yoğun tartışmalar başladı.
1973'e kada r ezici coğunluğu Türk solunun çeşitli grupl
arı içeri sinde yer::ılan Kürt devrimcileri Türk solun
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
da bu dönemi takibeden yeni kutuplaşmalara paralel olara
k ayrış·
tılar. Bu ayrışma ve kopuş süre
ci nedensiz de~ildl.
Genel olarak solda soyu t düzeyde de olsa
Mark sist
öğretinin kavranılma cabası, Türk
solunda egemen
olan sosyal - şöven politikaya tepki.
uluslararası
düzeyde yeralan kurtuluş mücadelelerinin
ve GOney Kürdistan'daıki Kürt kurtuluş hareketin
in etkisi
vb. gibi bir diz: etkenin bu gelişmelerde
rol oynadığı muhakkaktır.
Sonuc olarak Kürt devrimci ve
demokratlarının hemen tamamı
bugün Türk devrimcile~inden bağımsız olara k
örgütlenmiş duru mdadır. Türk solundan kopuş süreci Kürt
devrimcilerinin kendi halkının tarihsel, ekonomi.k,
sosyal ve
siyasal gercekleri konusundal giderek bilinc
iendikleri bir süreç oldu. Ve bu bilinçlenmeye para
lel olarak sosyal - şövenizm cidd i yara lar aldı.
Sosyal şövenizmin Türk solundaki hakim
iyeti, bugün belir li
ölçüde kırılmışsa -fazla iyimser olmamak
kaydıylaı­
kimsenin inka r edemiyece~i bir olgudur,
bunda belirley ici rol Kürt devrimcilerinin olmuştur.
Hakkını
yernış olmamak icin Türk solundaki
bazı grupların-
21
vurgulayalım.
do bu gelişme:lerde tuzu olduğunu
Ancak bu katkınında özellikle bu grupların içindeki
Kürt devrimcilerine ait olduğunu unutmamak gerekk Mevc ut durumda da şövenizme ve onun sol
içindeki yankılanmalarına karşı mücadele ağırlıklı
olarak Kürt solu tarafından yürütülmektedir. Oysa
gerçek marksistter sorunu başka türlü kavrıyorlar­
;
«Ulusal sorunda Büyük - Rus şövenizmine karşı sazavaşı mı birinci plôna koymak gerekir dendiği
belirtiii
ödevler
in
istlerin
komün
man, bununla Rus
rnek istenir; Rus Komün istlerin in ödevi, Rus şöve·
nizmine karşı savaşımı kendilerinin yürütmesidir,
denmek istenir. Eğer Rus şövenizmine karşı Rus
komün istleri yerine Türkist an ya da Gürcü komünistleri savaşıma girişselerdi şavaşımiarı Rus düş­
karmanı şövenizm olarak suçlanırdı. Bu. herşeyi
güçmini
şövenlz
Rus
Büyük
ve
:na karışık eder
lendirlr di. Büyük - Rus şövenizmine karşı savaüzerleri·
şıma girişmeyi sadece Rus komün istleri
sadece
kadar
sonuna
fle alabilir , ve bu savaşımı
ak
ur
d.
or
g
dı
.a
rs
iv
onlar götüreb llirler.
Ama yerel Rus - düşmanı şövenizm ile savaşmak
yeönerildiği zaman ne denmek istenir? Bununla,
lstkomün
n
olmaya
Rus
ödevl,
istlerln
komün
rel
lerln kendi tövenlzmlerJ ile savaşma ödevi bellrtilmett istenir.» (US ve SS. J. Stalin, sf. : 117, Parti
ve Devlet Kuruluşunda Ulusal Etkenler, Rus Komünist Partisi XII. kongresine sunulan rapor, 23 Nisan
1923, a. b. c.}
w
w
w
Stalin'in belirttiği nokta, egemen ulus şöv~­
ezilen ulus
nizmı ile egemen ulus sosyalistlerinin ve
mücademilliyetçiliği ile ezilen ulus sosyalistlerinin
le etmesi gerektiğidir. Türk şövenizmi ile mücadele
görevi Türk sosyalistlerirıe, Kürt mi!!fyetçi!:ği no mücadele gorevi Kürt sosyalistlerine düşmektedir. Ilke
budur.
Türk devrimcileri kendi ulusunun şöven Ideolojisi ve politikası ile mücadele görevlerini ne ölçOda
.o
rg
başarabilmişlerdir? Kendi görev lerini
bizzat kendi·
18:-: ;·cpccck olsalardı, bu gör&" I<Gı t J&vıimciıeri
rıe
düşer miydi? Açık bir gerçe ktirki. henüz
Türk devrimcileri sosyal - şöven ideolojinin kuvvetle yörün
gesinde bulundukça bu görevi sürdüremezler. Diledikleri kadar enternasyonalizm
üzerine lôfozanlık
etsinler, buna kimseyi inandıramayacaklardır. Çeşit­
ı; grJp: ar KJil dt. vi ımcilerinırı Lopor
lanıp kendi lerine iltihak etmesi için buyru ltular yayıniayacaklar
ına
önce gerçek enternasyonalizm nedir onu kavra
moya çalışmalıdırlar.
.a
rs
iv
a
ku
rd
Yukarıya çıkardığımız bölümde Stalin
, ezen ve
ezilen ulus devrimcilerinin görevlerini yanlış kavra
maları holinde doğabilecek
olumsuzluklara işaret
etmektedir. Nitek im Türk şövenizmine karşı müca
deleyi bizzat kendileri sürdürdükleri için Kürt
devrimcileri «şöven milliyetçilenı olmakta, «Kürtçü»
olmakla itharn edilmektedirler. Resmi ideolojinin
yoğun propagandaları sonucu bugün bu
görüş kitlelerde bir hQYII yaygındır. Kitlel er bir yana çeşitli
grupların sözüm ona militanları bile,
yayın organ ları bile halô bu propagandanın çekim
olanı içeris indedirler. Ne deme ktir «Kürt şövenizmi» ve «Kürt
çülük»?
EZiLEN BiR ULUSUN ŞÖVENiZMi OLAMAZ
milliyetçifiği
kostedilerek,
w
w
w
Kürt
«Nitekim ikincı tür miiJJyetclliğln
zaman zaman
ııezilen ulusun fÖVenlzmı olamazıı tezinin
savunulmasr noktasına kadar vardırıldığını
goruyonız.
Hatta lenin'i n yazıları buna dayanak yapılmaya
çalışılıyor. Oysaki lenin ve Stalin
daima iki tür
milliyetçilikten, ezen ve ezilen ulus milliyetçiliğin­
den bahsederler. Söz konusu miiliyıetçilik burjuv
a
milliyetçiliğidir. Şüphesiz ki bu durum
sosyalist önderlik altında olmayan ulusal hareketler Için geçerlidir.»
(Kurtuluş. Sayı : 14, Sf. : 19, a. b.
ç.)
23
i
ülebileceği gib
ardan açıkca gör
Yukarıdaki satırl
k
nı şeyler ola ra
nizm bir ve ay
·
mnliyetcilik ve şöve
bü
i
kesimleri dışında,k
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.o
rg
syalist
görülüyor, ulusun so
nizm ola ra k
ulusçuluğu şöve
n
tün diğer kesimlerini
n'in yazı­
Oünkü Lenin ve Stali
nlteleniyor. Neden?
bahsedilizminden
slarında şöveni
lirında ezilen ulu
ine o yazıları
iddianın sahipler
bu
n
ma
za
O
.
uş
yorm
rse eğer. Bu ta r
r, bulabilecekle
bulup cıkarmak düşe
bulunabilir ama
ş»'un ba·gajındaı
nitelemeler «Kurtulu
ılarında asla.
Lenin ve Stalin'in yaz
çıkar­
u Stalin'den yukarıya
Dikkatsiz bi r okuyuc
r yağe
di
zm» veya
i «yerel şöveni
dığımız alıntıdak
.
Gürcü vb şöve­
geçen Ermeni, Fin,
zılarında sözü
n uluslannden hareke~le ezile
ler
ük
zc
sö
i
gib
mi
niz
Ancak bu
ir.
tlamaya çalışabil
da şövenizmini kanı
önemlidir.
makalelerin tarihi
sözcüklerin yeraldığı
kaleme
im devrimi sonrasında
Bu makaleler 1917 Ek
artık eskinemde ise Rusya'da
dö
Bu
r.
rdı
şla
nmı
alı
im devrimi
zkonusu değildir. Ek
nin ezilen ulusları sö
Ne varki
.
tir
i gercekleştirmiş
tüm ulusların eşitliğin
zanan uluslar bu
bağımsızlığını ka
özgürlüğünü ve
ulusların ve
yaşayan diğer
de
rin
ele
ülk
i
nd
ke
e
kezd
ep etmiş­
yhine ayrıcalıklar tal
ulusal azınlıkların ale
gütmüşlerdir.
kıcı bir po liti ka
ler ve onlara karşı bas
savunucu
suna (Ruslara) karşı
Eskinin egemen ulu
l bu
(bazı ha lkl ar da
şıyan ulu sc ulu k
ta
et
hiy
mo
bir
karşı saldır·
diğer halkiara
ğı,
defa yanyana yaşadı
in demokrat bir
nmüştür. Eskin
lgan bir hüviyete bürü
erek şöven mi
etçiliği evrimleş
özellik taşıyan milliy
NEP döneminde
üştür. öz ell ikl e
liyetciliğe dönüşm
nizrn de güçısıra yerel - şöve
Rus şövenizminin yan
lenmiştlr.
otduıW ıcın,
ydı, e{)er güçlü
«Rus ı,Ovenlzmı olmasa
oşoOılama
ve
e
uğu ve ezm
eskiden de böyle old
bir ~övegan
dır
sal
icin
klarını koruduğu
alışkanlı
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.o
rg
nizm olon Büyük - Ruıı Sövenizml olmasaydı, ola·
ki yerel şövenizm de. Büyük - Rus şövenizmlne
yanıt olarak. deyim yerindeyse çok küçük bir biçim altında, minyatür biçiminde varolurdu, çünkü
e:-ıinde sonunda Rus • düşmanı ulusalcılık sovunu·
cusu bir biçim. Rus uıusaıcılıgına, Rus şövenliğıne
karşı yapmacık bir savunu biçimidir. Eğer bu ulusalcılık sadece savanucu olsaydı. gene de bu ko·
nu da gürültü yopılmayobilirdi. Büyük • Rus şöve­
nizminin. o güçlü düşmanın yenlleceı')l andan lti·
baren. Rus - düşmanı ulusalcılığın do yenlleceı')l
umudu içinde (çünkü bu ulusalcılık, yineliyorum,
enınde sonunda Büyük • Rus ulusalcılığına karşı
bir tepki. buna karşı bir yanıt, belli bir savunudur)
eylemimizin ve sovaşımımızın bütün gücü Büyük Rus şövenliği üzerinde toplonabilirdi.
Evet e{ler
Rus - düşmanı ulusalcılığın temeli, Rus ulusalcılı{lı­
na karşı bir tepki alnıanın ötesine gecmeseydl,
bu böyle olurdu. Ama mutsuzluk şuki, bazı Cumhuriyetlerde bu savunucu
ulusalcılık, saldırgan
ulusalcılık biçimina dönüşür. Gürcistan'ı olalım.
Bu ü!kc nüfusunun % 30'dcn çoğunu. Ermeniler,
Abazalar. Acarlor, Osetıer, Tatarlar gibi, Gürcü olmayan nüfus oluşturur.
Gürcüler başta gelirler.
Gürcü komünistlerin bir bölümünde, bu milliyetlarin
pek hesaba katılmaması düşüncesi doğmuştur ve
gelişir: Bu milliyetler. görüyor musunuz bize göre
daha kültürsüz, daha gelişmemiştirler ve bu nedenle, hesaba katılmayabilirler. Bu şövenizmln, zararlı ve tehlikeli şövenizmin ta kendisidir,
çünkü
küçük Gürcistan Cumhuriyetini bir uyuşmazlık alanı yapabilir, ve daha şimdiden bir geçimslzlik olanı durumuna getirmiştir.»
(US ve SS. sf : 103, J. Stalin)
Stalin'in belirttiği gibi ezilen bir ulusun milli~
yetçiliği hakim ulusun şövenizmine karşı savunucu
bir karakter taşır. Ezen ve ezilen ulus milliyetciliğine karşı farklı tavır buradan gelir. Ancak belirli
bazı koşullarda, ezilen ulusun, ezilen
olmaktan
çıkıp bağımsız ve özgür bir ulus haline gelmesi ile
25
rd
.o
rg
motifle'r
mi lliy etç ilik saldırgan
bir lik te bu sovunucu
rı ezme,
biçimine. ·başka halkla
kazanarak şövenizm
imine
tiy az lar elde etm e biç
on lar aleyhine bazı im
emnd
gü
n
eri
ulusal hareketl
bürünebilir. Avrupa'da
en
ed
bu hareketlere ön de rlik
de olduğu dönemde,
za
cak ne
ği ile ric i idi. An
burjuvazinin milliyetçifi
bu ulude vle tle r kuruldu ve
ma nk i burjuva . ulusal
diğer
zi
va
i sınıfı olan burju
sal devletlerin yönetic
dı,
şla
ba·
bir po liti ka izlemeye
ha lki ara karşı ilhakçı
etçiliğe,
reoksiyoneir bir milliy
bu mi lliy etç ilik artık
Ulusal bo venizme dönüştü.
kozmopolitizme ve şö
olsa bada
biçimsel anlamda
yu nd uru kta n ku rtu lup
tüm burjuva
nan hemen hemen
ğımsızlığını kaza
evrime uğra­
lliy etç ilik benzer bir
toplumlarında mi
ku
mıştır.
w
w
w
.a
rs
iv
a
ola bil ir
» ve «Kürtçülük»
Peki, «Kürt şövenizmi
kra tik
su bü tün ulusal de mo
mi ? Bir kere Kü rt ulu
sömürgeci
bımkılmış, ulusal ve
haklarından yoksun
r. Böyle
eyen köle bir ulustu
bo yu nd uru k altında inl
laması
ar üzerinde baskı uygu
bir ulusun başka ha lkl
dir. Bu
mkün olmayan bir şey
saçma bir şeydir, mü
Ideolorjuvazisinin ırkcı-şöven
tür Ith am lar Tü rk bu
ullanmış
altında kalara·k koş
jis ini n kuvvetle etkisi
yük bir
ir. Tü rk solunun bü
çevrelerden gelmekted
ölçüde
olojiden şu ya da bu
bölümüde bu şöven ide
n unk grubun sözde milita
no sib ini '- almıştır. Bir ço
leri kullaluna karşı bu niteleme
surları bile Kü rt so
rin in ha ld
rum Tü rk de vri mc ile
na bif me kte dir . Bu du
gö ste rir.
çok şeyin olduğunu
yGpmaları gereken
olo jik ve
ndi bu rju va zis i ile ide
Tü rk so lu' nu n halô ke
ığını gösanlamıyla koparamad
po liti k bağlarını tam
terir.
26
TÜRK SOLUNUN ÖRGÜTLENME SORUNUNA
YAKLAŞlMI SUBJEKTiF ve FAYDACI BIR
YAKLAŞlMDlR
.a
rs
i
va
ku
rd
.o
rg
Türı< selunun bütüi1 gruplerı
istisnasız ortak
örgütlenmeyi savunmaktadır. Hepsi de ortak örqüllenmenin koşullarının verili olduğunu ileri sürmekteler. Ve bu görüşten hareketle, koro halinde,
hemen hepsi bağımsız örgütlenmiş Kürt devrimcilerirıi, kendilerinin gerçek enternasy onalistler olduklarından asla şüpheye düşmekszin, «milliyetçi» olarak itham etmektedirler. Bu saldırıları meşrO k-ılan
ise kendilerince birlikte örgütlenmenin koşullarının
mevcudiyetidir. Ne varki hiçbiri de bu l<oşuların neler olduğunu bir türlü koyamamaktadır. Kürdistan
düzeyindeki siyasal hareketlerin, sınıf k::ırakterleri­
nln, yönelimlerinin tek ölçüsü örgütlenme sorununa
yaklaşımian olmuştur adeta. Her grup kendini devrimci hcıreketin me,rl<ezine oturtmakt a, Marksist .Leninist hareketi kendisi ile özdeş görüp bütün dtğer akımların konumunu kendi yerine göre belirlemektedir. Kendilerinin
«ortak»lık çağrısına Icabet
etmeyen Kürt devrimcileri ise Bundcu. milliyetçi, ayrılıkçı vs. olmaktadır.
w
w
w
Tekeşin'in il'k sayısında biz ba~ımsız örgütlenmenin objektif ve subjektif koşullarını bellrlemiştlk.
Ayrıca «Kurtuluş»un bu konudaki yaklaşımını eleş­
tirmiştik.
Yaklaşımın"daki tutarsızlığı,
subjektivizml
ve faydacılığını ortaya koymuştuk. «KurtuluşJUn bu
tartışmayt kobullenip kabuHenmeyeceği
kendlslnirt
bileceği iştir. Bizim bildiğimiz odur ki
«Kurtuluş»
böyle bir tartışmadan sürekli olarak kaçacaktır. Kurtuluş'un telôşı bünyesindeki unsurları tutabilme ktlr.
Bu yüzdeındir ki pratikte her türlü yöntemi meşru
27.
.o
rg
saldırmakta (bu kon ugör ere k Kür t dev rim cile rine
ger ide bıraktığına bizdak i bec eril eri ıle TKP'yi cok
düzeyde apayrı şeyler
zat tanık olduk) anc ak teo rik
ileri sürdüğü gerekeesöylemekte, pra tik çalışmada
Bu iki yüzlü,
aktadır.
lerin hiç biri ne sah ip cıkmam
­
üklerini yazılı ve bağ
ikili politikayı terkedip, düşünd
ya sür ebi lse ydi şeceresi hak
layıcı bir biç imd e orta
bilg i sahibi ola bile cek tir. Ne
kında her kes dah a tam
pra gm atis t anlayış
,
varki, par sa top lam a anlayışı
ek saflık olur. Bu neegemen oid ukç c bunu bek lem
­
leri çer çev esin de eleş
denle biz der gis ind e söyledık
tiri yap ma k durı:ımundayız.
6n de olsa Kur tuBu nok tad a tek rar kab ilind
biç imsayısır.cia üstü örtü lü
luş'u ele almamız, 27,
nm e
ütle
sıra. orta k örg
de bizi hedef almasının yanı
enlerin Tür k solunun
konusunda, ileri sürdüğü ned
ğı görüşler oluşudur.
büt ün biri mle rini n de paylaştı
usu nda tek tek büt ün
Bu sebeple örg ütle nm e kon
olur. Ne fazla, ne ekgru pia n elEştirrnek anlamsız
!em ekt sdi rler . «Kurtuluşıı
sik, hepsi aynı şeyleri söy
Örg ütle nm e konusunda
Dergisi 27. sayısında Ort ak
şunları yazmaktadır :
w
w
w
.a
rs
i
va
ku
rd
;
Kür t ulus soru nun un
«Türkiye somutu açısından,
da orta k örgü tlen mellar
koşu
çözümünün bugünkü
nedenlerini kısaca
un
Bun
.
rttik
beli
den geçtiğini
şunlara ba§lıyoruz :
(ezen ulusun
hareketi
Birin cisi, Türkiye dev rimc i
keti (ezilen
hare
ol
ulus
t
Kür
ve
dev rimc i hareketi)
ında orta k bazı özelulusun ulusal hare keti ) aras
örgü tlen me acısından
likle r dışında, yaygınlık ve
maktadır. Bu haçarp
göze
beli rli bazı farklılıklar
çok
rin birb irler iyle
reketlerin yön eldi kler i hed efle
Emperyalizmin, Türk sömüryakın
bağları
vardır.
aya klar dan t:ıiri de,
t
Kür t E-gemen güç lerid ir. Kür
onlorl::ı işbirliği yap an
I
RlN
besleyen ve onların ClKARLA
geederının
gücunu
sömürücülerirıi
28
oluşturan
gözeterek Kürdistan'ı
~·a!::t!c r ·.~~
!;Ömürgeleştirenler,
r·::·~ 1 y!"''~~ 1 (:
cnol(!rH"rrl!r
emper·
fMA(jer
~m·
rd
.o
rg
peryalistler ve Türk sömürgecileri Kürdistan'ı sö·
mürgeleştırirlf?rken, kendi ticari ve ekonomik cı·
karlarını değil, Kürt egemenlerinin cıkarlarını gözetmişlerdir. TEKOŞiN). iki ulusun devrimci hareketleri, kendi ezen sınıfiarına darbe,
vururken,
karşılarında diğer ulusun da ezen sınıflarını bula·
~ok•·~ Ö;oe!lif- 1-; K•jn u!uso! horek"Jti
açısından.
yerli gericiliği ayakta tutan temelierin içinde, en
başta geleni sömürgeciler olduğu için, sömürgeciliğ0 karşı mücadele daha bir önem kazanmaktadır. Uzun bir dönem aynı coğrafi konum içinde
bulunmanın ve sömürgecilerin bilinele uyguladık­
ları asimilasyon v.b. yöntemlerinin
sonuçları, Iki
ulusun nisbi ölçülerde de olsa kaynaşmasına ve
içiçe geçmesine yol açmıştır.
.a
rs
iv
a
ku
Türkiye'de kapitalizmin gelişimiyle birlikte nicelik olarak, güclü bir işci sınıfı vardır. Ve bugün
Türkiye devrimci hareketi, Kürt ulusal hareketine
göre hem potansiyel açısından, hem de bilinelenme ve örgütlenme acısından daha bir ileri düzeydedir. Bu somut bir tesblttir. Ortak örgütlenmeyl
gercekieş!irecek güclerden biri olan Türkiye devrime; hareketi, eğer bu avantajlarını doğru kullanabilirse (proleteryanın bu nicel gücünü ve diğer
emekçi kitlelerin
hoşnutsuzluğunu doğru değer­
lendirip, nitelikli bir siyasi hareketi geliştirebilirse).
siyasi iktıdarı ele geçirip Kürt ulus sorununu (aynı
zamanda
diğer
ulusal
azınlıkların
da sorununu)
w
cözebilir. Bunun icin Kürt emekçi kitlelerine güven
w
w
verebilmeli ve mücadelenin, onlarında kurtuluşunu
hedeflediğini
Gomut olarak gösterebilmelidir. Yani
Türkiye devrimci hareketi, Kürdistan sorununa teorik ve pratik yönden
gütlenmenin
koşulları
doğru
yaklaştıkça,
da daha
fazla
ortak öryaratılmış
olacaktır.
Öte yandan Kürı ulusol hareketine de düzen görevler
vardır.
«Ezen ulusun devrimcileri
oynlnw
derken Lenin, bu konuda enternasyonallzmi savunmanın, tutarlı marksis tler olmanın
«Aynı
kıstasları içinde temel olanı belirtme ktedir.
ııavunmalıdır»
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.o
rg
devlet sınırları içinde yaşoyan ulusların işcilerinin,
her türlü sendika ve eğitim örgütlerinde, siyasal
örgütler de birlikte, çalışmaları ve mücade le etmeleri ilkesi de leninist bir ilkedir. «(Kurtuluş. Sayı :
2) Ve ulusol sorunun çözüm yollarını araştırırkan
savunmayanları,
bu Leninist ilkelerı kararlılıkla
ha·reket olarak)
bir
t
sosyalis t olarak {veya sosyalis
Ibeiirtelim bu
içinde
z
(Parante
ler.
lrllemez
nite1end
utangoc ifadeler Tekeşin hareketi için kullanılmış
olsa gerek. «Milliyetçi» demeye cüret edemediklegibi
rinden rsosyali st olarak nitelendirilemezlerıı
Bu
.
tadırlar
konuşmak
leriyle
ürkeklik
i
zamank
her
lnancmuğlak termino loji savundukları görüşlere
sızlıktan da'' gelmektedir. TEKOŞiN) Çünkü sosyalistler, yine Lenin'in de belirttiği gibi, «ezen sı­
deOişlk­
nıfların devletle rinin sınırlarında getirdi()!
likler ne olursa olsun, bütün ulusların proleter lerinin sınıf mücadelelerinde en sıkı ve bölünmez bir
ıttifokı gerçekleştirmek icin mücadele eder.»
Sosyalistleri ulusol sorunda burjuva milliyetç ilerinden ayıran ölçütlerden biri, soruna sınıfsol acıdan
boş­
yaklaşmaktır. Hep ulusal kurtuluş sloganiarına
sostersine,
tam
vuran burjuva milliyetc ilerinin
thmôl
zaman
hiçbir
rini
görevle
yolistler sınıfsal
edemezler. Ve «ulusal» olan herşeye yaklaşırken.
çizproleteryanın sınıf çıkarlarını, bağımsız siyasi
tutarlar.
üstünde
herşeyin
glsini savunurlar. Bunu
Kürdista n'da nlceı olarak zayıf olan Işçi sınıfı,
!-;eriönderliği ele geçlrmede, çok yakın bağlar
fazla
en
n
gücünde
sınıfının
ifç!
Türk
olduğu
sinde
Bu
abilir.
yararlan
birlikte örgütlanrnek suretiyle
e
gündem
sorunu
noktanın önemi sınıfsal önderlik
daha net olarak kavranacaktır. Güney
önderli\')1
Kürdistan mücadelesinde sosyalistlerin
oluracak
hatırlay
rlni
ned9nle
yi~inin
ele g~cireme
geldiğinde
konuda biraz daha ışık tutmuş oluruz.
IKP
(Kurtuluş, yonılmıyorsok Kürt komünis tlerini
sak bu
or
g
icin eleştirmektedir.
ile birlikte örgütlenmedikleri
Güneydeki mücadelenin ulaştığı boyutları ve tKP'nin reformisı politikasını, sosyal - şöven çizgisini
göremeyenlere bu tür akıl hocalığını bırakmalarını
tavsiye etmek gerekir. Çünkü henüz kendilerinin
başkalarının aklına muhtaç oldukları ortada. Ayrı­
ca IKP'ni kastetmiyorlarsa onun dışında ciddi bir
alternatif, devrimci bir hareket göstersinler. TEKOŞiN)
önünde, buGüven sorununun çözülmesinin
aşılmaz engeller yoktur. Kürdistan'da iki uluişeileri ve diğer ezilen sınıf ve tabakaları arasındaki bir birliği engelleyecek ölçülerde Türk düş­
Veterki
manlığına rastlamak sözkonusu değildir.
bu konuda Türkiye devrimci hareketi, sorunu tüm
yönleriyle doğru kavrayabilsin ve tutarlı bir hareket olduğunu gösterebilsin.
ikincisi, Türk sömürgecileriyle, Kürt işbirlikçilerinin
ilişkileri ve emekçi kitleler üzerndeki baskı ve zulüm yöntemlerinde, sömürü ve pasifikasyon eylemlerinde birlikte hareket etmeleri, ortak mücadelenin ve güçleri bir tek devrimci dalga haline dögeliştirmenin
nüştürerek ortak örgütler yaratıp
önemini daha çok ortaya koymaktadır. Ekonomik,
siyasi vb. birçok bağlarla birbirine bağlanan iki
ulusun hakim sınıflarının gücünü kırmak; Tllrkiye devrimci hareketiyle, Kürt ulusal hareketinin
ittifak yapmalarına bağlıdır.
Üçüncüsü, Kürt ulusal hareketinin Içinde yer aldıl)ı
«bütün»lerdeki devrimci hareketlerle doğru Ilişki­
w
.a
rs
iv
a
ku
r
d.
gün
sun
w
w
ler
kurmasının
somut nedenleri
vardır.
Geçmişte
ve günümüzde bu ülkelerin sömürgecileri güçlerini
kırmak
«ortak düşman» olan Kürt direnmelerini
doğrultusunda
birleştirmeleri
ve «kendi» parcalan
olan Kürdistan bölgelerini diğer yerlerden ayırmak
(ekonomik, sosyal, kültürel, v.b. yönlerden) icin IzIedikierı
politika bilinmektedir. Bu
politikayı
etki-
devrimci
sizleştirmenin yolu, sömürgeci ülkelerin
birgüclerini
hareketleriyle, Kürt ulusal hareketinin
leştirmekten geçer. örneğin, Türkiye Kürdistan'ında
31
or
g
gelişecek bir hareket kendi gelişmesini,
Türkiye
devrim::i hareketinin gelişmesine uydurduğu ölçülerde za.fere daha kolay ulaşabilecektir.
Eğer bir direnme başladığı zaman, bu direnmeyi kırmak için tüm güçlerini seferber etmekten
çekinmeyecek olon sömürgecilerin ordusunu, polisini, vb. gücünü sömürgeci ülkenin topraklarına
cekecek nitelikte bir ezen ulus devrimci hareketi
yoksa. bu direnmenin gelişmesi ve sonuca ulaş­
ması, elbette tartışılması gereken bir sorun olmalıdır.
rs
iv
a
ku
r
d.
Ortak örgütlenme - PARTi -nin Kürdistan'daki kolu,
Kürdistanlı devrimcilerin yönetiminde bulunacak ve
kendi içinde özerk bir yapıya sahip olacaktır - (Kurtuluş'a can alıcı bir soru soralım. Partileşma sürecinde bu iş nasıl olacaktır? Türkiye devrimci hareketi derken, tüm devrimci grupları anlatmak Istiyorsanız. bu sorunun yanıtını vermeniz çok güç
olacaktır. Şayet tüm grupları değilde, devrimci
hareketi kendinizden ibaret sayıyorsanız (!) Işiniz
biraz koloylaşır. Fakat bu defada Kürdistan'da bir
kol bulmanız gerekir. O do sizde yok. Size kolluk
yapacak birileri de bulomayacoğınıza göre
Kürt
solu gerçeğini kabul etmeniz, bağımsız örgütlenmenin doğru çözi'ım olduğunu teslim etmeniz gerekmez mi? TEKOŞiN) Bu özerk yapı, kendi somut
koşullarındon kaynaklanan, parti genel programına
bağlı bir bicimde ayrı bir programla karakterize
olacaktır.
koşullarında
edeceği
mevzilenme-
si, taktik
sorunları
w
w
w
.a
Parlinin bu kolu, sömürge
mücadele
için hedefleri,
vb.
herşeyiyle
sınıf
sömürgeci ülke-
de verilen mücadeleden
farklılıklar taşıyacoktır.
(Bu konularda, özellikle de örgütlenme sorunu ko-
nusunda ileride
layacağız.)
görüşlerimizi
daha
etraflıca
(Dikkat edilsin, hedefleri,
lenmesi. aktik
sorunltJrı herşeyi
sınıf
farki:, «Ortak
açık­
mevzı­
örgC.:
Örgütlenme PARTi» yok. Program yok ve fakat bütün bunlara
rağmen
ortak örgütlenmenin
koşulları
var. Zavallı Kurtuluş. TEKOŞiN)~ (Kurtuluş, Sayı :
27. Sf. : 39-42 (a. b. ç.)
koşullarının ortak
bugünün somut
örgütlenmeyi gerektirdiğini söyleyerek, bu koşullcırı
koymayc çabalıyor. «Birinc:s;», «lkincisbı, Üçüncüsü»
diyE.rek birçok koşu! b<:-iirttiği ıntibOinı vermeve ~;a­
lışıyorsa da aynı şeyleri bir, iki, Cıç dda tekrarlamaktan öte (bugüne kadar bütün sayılarında yaptığı aynı şeyleri farklı biçimde ifadoye çalişmak olmuştur. Bu konuda söyledikleri b:raraya getirilecek
olsa birbiriyle bağdaştırı!ması o!anaks:z bir vığ:n fikir (!) bulunur. Tuhofiyeci dükkanı rnisôlı) bir çoba
göremiyoruz. Söyledikierine kendileri bile iknô olamadıklarından olsa gerek sık sık «ortak örgütlenmenin koşullarının ylratılması ... daha fazla yaratıl­
rastlcm1r.
ması» gıbi unutkcmlık mahsuıü itiraflara
(!).
koşul
saydığı
«Kurtuluşııun bir, iki, üç hamlede
Kürt ulusal hareketinin hedefini te·şkil eden kutuplar.n sıkı işbirlıği ve ittifak içerisinde oldukları, bu
nedenle Kürt ulusal hareketinin de ezen ulus işçi
sınıfı hareketi ile sıkı bir ıt;iiaka yönelmesi geroktiğidir. Üç tekrarla söylenen budur. Bu.~u :rıkcr odeni8r
varmış g!bi.
va
ku
rd
.o
r
g
«Kurtuluş»
TEKOŞiN, bu konuda :
w
w
w
.a
rs
i
kurluluş
«Kürt devrimcileri Kürt halkının ulusal
mücadelesi halkasınden k::ıvrcyarak, bun~ TGrki 1 o
proleterya hareketine ve giderek dünya devrim sü
recine bağlamalıdırlor. ....... .
Kürt halkının anti - sömürgeci ve anti - feodal
kurtulus hareketi ile Türkiye proleterva hareKetinin hirhirlerinin doğal müttefikleri old<ığu acı~t;r
Ve bu ittifokın tek biçimi yoktur. Bu ittifak birlikte örgütlenmede - örgütsel bi:lik - ifadesini bıııa·
bileceği gibi, iki halkın kurtuluş mücadelesine öncülük eden yapılar, partiler arasındaki ittifakla c!rı
oomutlaşabi!ir. Başlangıçta da işaret ettiğimiz gibi
Sorun
burada tayin ı:dici olan somut şartlardır.
bir tercih sorunu do dr,5i1nir F:tre 1 teh rrcle!'3:",'C
sosyalistleri ittifakın doha tam ve daha soOlanı
bicimlerinden yana olacaktır.» demektedir.
(TEKOŞiN Sayı : 1, Sf. : 16)
reddedenler ancak. Kürdistan'daki kuriuluş hareketini dünya devriminden olduğu
gibi Türkiye devriminden de soyutlayarak ele alan
dar milliyetçi politik çizgiler olabilir. Hareketi doğal
mütte fikleri nden yalıtlayarak, onu yalnızlığa sürüktır. Falerııe anlayışı bizim reddettiğimiz bir aniQyış
l gernesne
kü
bugün
Sorun
kat sorun bu değildir.
le:?egercek
çeklerin ışığında ittifakın hangi tarzda
bilnı
kadarı
ceğinin saptanmasıdır. «Kurtuluşııun bu
Çünkü, Ittifakın başka biçimferidiğini sonıyorduk.
nin de olduğunu bir dönemler kendisi de kabul ediyordu. Ancak, bunda samimi olmadığı kısa dönemde açığa çıktı. «Aym örgütlenmeye çözüm yolların­
dan biri olarak baktığını ileri süren Kurtuluş esasen
buna llelebet karşıdır. Kürt sosyolistlerini tuzağına
atif. Bu
düşürmenin bir yöntemi olmuştur bu altern
eklekt ik anlayışın gercek yüzü bugün açığa çıktı.
ittıfakı
va
ku
rd
.o
r
g
Böyle bir
rs
i
özellik le sorunu kadrolarla tartışırken ünlü burjuva politikacısı Mal<yavel'in pabucunu dama attıra­
cak ölçüde Makyaverlist yöntemlerdeki ustalığına
ı hatıriat­
şahit olduk. Bunu onlam ak için bir noktay
makta yarar var; Ürün Dergisi Lenin'in :
w
w
w
.a
«Belli bir devlet içinde, o devletin tarihind eki bütün değişikli!<ier boyunca, tek tek devletlerin sınır­
biçimde
larının blırluvazi tarafından şu ya da bu
eLJçindeki
nasıl değiştirildlğine bakmadan, q_®ıtl
_prQif3terlerin. sınıf mücadelesinde sı111~kı, ÇQ~ü!.m~z
bir ittifak» (DUKH, Sf. : 119)
sözlerini oktaro rak örgütsel birliği kanıt­
lamaya çalışıyordu. Kurtuluş'un Ürün Dergisi eleş­
tirisin de ise :
şeklindeki
1Görüldül')ü gib! Lenin'in sorunu koyuş biçimi lle,
yokloı,ımı
konusundaki
birlik
Ürün Dergisi'nin
«sımsıkı,
Lenin
.
özünd3 birbirinden çok farklıdır
tse
Dergisi
Ürün
er.
bahsed
tan
çözülmez bir ittitab
•
«tüm işçilerin tek bir örgütte birliğiıınden. Görüer aslında
nüşte birbirine benzer olan bu tesbitl
uluslarAyrı
r.
tedirle
etmek
ihtiva
arı
değişik anlaml
a gelb'irarav
altında
catıs~
örgüt
aynı
ş,cile.dn
ESllL..i.
meleri bir ittifak biç[midir. Ama ittifa-Cblcimieiinfn
iU-iümi.i ~la ir. .Avrı_Qrgütler icind.ıL.calıŞiltıieö._=
aıtavır
likte
_J:WLtıir
Li~.IIDJg
şikleri gelistirnı_~~ • ..QflQ..!
}iiq~1-~_Eüimar:ısı_QllQJsJ?l.ı:_ g(i.pı;·k~rŞi
i<ovrriöit
it>, __ 9~~~:~.r:nı9_r~~a «itti_f.akıL.Qiçimt~cısındo-:-.Cıe~er~.
rd
.o
r
deve akabinden Vietnam, Mozambik, Gine, Angola
neylerine işaret edilerek :
g
. .!._~ndJJı:rr.§.ls_ zorunludur.»
(Kurtuluş. Sayı : 17 Sf. : 32)
ku
f.Hangi ulustan olurlarsa olsunlar, tüm işellerin tek
bir örgütte birliği», Marksizmin can alıcı nokta·
tahlilini göz
sını teşkil eden somut şartların somut
tadır.»
lanmak
kaynak
ştan
anlayı
bir
eden
ardı
(o. g. y, St. : 33)
w
w
w
.a
rs
i
va
'in
denili1yordu. Aradan daha on ay geçmeden Lenin
için
luş
Kurtu
aynı sözleri ve Ürün mantığı bu defa
necanku rtaran simidi oldu. Ortak örgütlenmenin
lara
denlerini açıklamaya çalışırken şimdi bu alıntı
ir.
gere'k
a,k
kutlam
ü
Ürün'
r.
sığınınaya çalışmaktadı
Yine
artık.
r
Ürettikleri, ürününü vermeye başlamıştı
maortak örgütlenmenin koşullannı açıklarken, o
­
lum illeti sebebiyle Leninizmin lôfzına sığınmakta
ı»,
hakkın
ma
ayrıl
ri
mcile
ulusun devri
dır.» «ezen
«ezilen ulusun devrimcileri de birleşmeyi sovunma~­
enternm;yonalizmi
ldırı> derken Lenin, bu !<onuda
olmanın kıstasları
savunmanın. tutarlı mark sistle r
içinde temel olanı belirtmektedir.>> Lenin'den cümleler ezberler, işine geldiği gibi kullanırsın. Kimin
'haddine düşmuş karşı çıkmak. Bir konuyu, Lenin
akden, diğer ustalardan kavrarnodan olur olmaz
n
tarara k inandırıcı olmayo çalışmak Kurtuluş'u
rı ~karışözelliğidir. inandırıcı olamazsan bile kafala
tırmakta
iştir
hesabına.
Kievski'nin demokrasi ko-
rd
.o
r
g
maletme çabası hatırlanabilir. Her neyse. biz ortak
örgütlenmeye gerekçe yapılan yukarıdaki satıriara
dönelim. Bu satırlardan. ezen ulusun devrimcilerinin
görevinin ezilen ulusun ayrı devlet kurma
hakkı
nı savunmaları gerektiği çıkar.
Peki ya Kurtuluş?
8iz "TürK soiu··, "Kürt ::su:u" gibi bitbirinden tamamen tecrit edilmiş kavramıara karşıyız.» (Sayı : 27
Saf. : 43, Not : 29) derken kendisi ile diğer gruplar
arasındaki Kürt soluna «karşı» olmak noktasındaki
ıttifakın farkında değil midir? Yoksa antişöven ilke
anti-Kürt de mi olmaktır?
Evet,
va
ku
ÖylE ya, Kurtuluş'a göre ezilen ulusun şöveniz­
mi de olurmuş. Bütün bu katkılarına CHP ile geçici de olsa «ittifakı' politikası da ilôve edilirse Kurtu!ı ış'ıın aonti-şövemı olmakta ne ölçüde tutarlı (!)
olduğu da açığa cıkar.
şayet
Leninizmin
lôfzına değil
de özüne
savunmak Kürt
halkının kendi ulusal siyasal örgütlenmelerini oluş­
turma hakkını savunmayı da kapsamına alır. Kürdistan düzeyindeki çeşitli akımların görünüşü paylaşmayabilirsiniz. Onları soyalist olarak nitelemeyebilirsiniz. (bu da sizin hakkınız). ancak Kürt solu bir
gerçektir. Kurtuluş'un yapması gereken bu gerçeği
içine sindirmektir. Kürt solunun varlığından rahatsız­
iık duyuluyorsa, herkes tavrını açıklıkla ortaya koymalıdır. Hem Kürt solu gerçeğini inkôr etmek hem
de enternasyonalist olarak kalmak mümkün değil-
w
w
w
.a
rs
i
sadık kalınacaksa «ayrılma hakkını»
dir. Türk solu
mo!~ratlorı
<~s:J!;)un
36
kavrarnından
rahatsızlık
Kürt sosyalistleri ve de-
duymamaktadır.
Kurtu!uş'a
tat·!f!ni yapmak isterdi!-< . .A.ncak. bize biraz
adü fen sol yelp aze de
'<abes» olac ak gibı geli yor. Tes
, bun u biliy or olmalıdır.
yeralıyor değilse, Kurtuluş
ileri de birleşme­
Gel elim «ezilen ulus un dev rimc
iston'lı pro lete rya
yi savunmalıdın> ifad esin e, Kürd
. Sor una mill iyet çi
sos yali stle ri bun un bilin cind edir
doğruyu mill iyet çi motarz da yoklaşanları yad a bir
«Tekoşinı> Der gisi ;
tifle rle karartanları eleştiren
örgüUenki böyle bir yaklaşım, birlik te
k cnetme
redd
k
meyi her hôi ve şartla ilke olara
yetç i
milli
l
değ
list
yona
rnas
ıam:na gelir ki. bu ente
yck!aşanların
a
tarzd
bu
na
Soru
bir yak!aşımdır.
meyi gerçekleştirmek
pers pekt ifind e orta k brgütıen
konusu değildir.»
için mücadele hiçb ir şekilde süz
dir.
ekte
(Sayı : 1, Sf. : 28) dem
rd
.o
r
g
«Açıktır
va
ku
nin de gün dem e
istik bôid e birli kte örg ütle nme
1\nc ck Ma: ksis tler
uz.
gelebileceğini reddetnıiyor
n doğru bir deumu
dur
soru na som ut şartların, veri li
yaldaşırlar. eGI;c;cel(te birğerlendirilmesi tem elin de
bilir yad a hiç geim e·
likte örg ütle nme gün dem e geiG
w
w
w
.a
rs
i
yeb ilir.
ben ims eye nler
Len iniz min özü nü değil, lôfzını
rimc ileri nin ideo !ciik
için yuk ard aki ifade. Kür t dev
bırakıp, nesne! kove poli tik ayrılıklarını bir ken ara
solu 'nun şu yad a bu çıru­
şulları bir yan a itip, Tür k
teke lleri ne «avdetıı
bun un buyruğuna uyr::ırak ken di
«so sya iist
böy lele ri
etm esi dem ekti r. işte tam da
t olar ak) nıtelendıri­
olar ak (veya sos yaii st bir har eke
lemezlen>.
de birleşmeyi sa«Ezilen ulus un dev rimc ileri
ından
ıstan'iı dev rim cile r açıs
vunmalıdırıı ifadesı Kürd
meJ
rme
mes ini de geti
bir başka gerçeğin gözardı edil
cılanm:şl:ğı obi ckti f
lidir . Bu ger çek Kürdi.:;tan'ın parc
de Birl·eşik Kür dist an için
gerçeğidir. Ve gün dem imiz
«birleşme» ifad esin in
müc ade lede vardır. Bu ned enle
37
ısaptırılmasına
izin vermeve>cegız. Kürt sımınımıı tel<:
boyutlu bir sorun olarak görenler in, parcalan mışlık olgusun u reddede nlerin bu noktayı saptırması
doğaldır. Kurtuluş «birleşme, ifadesin in
Kürdistan
::.o;ııu~u açıs;ııdwı taşwnası gereken anlamı yoketmiş­
tir. Çünkü onun aldığı bütün Türkil{e'dir.
gelı­
g
doğmatizmden
rd
.o
r
Kurtuluş'un bu alınır iıieti
yor. işte çarpıcı bir örnek :
,,Ler!inist görüş
!lke"Sidir.
açısından doğru
olan ortak örgütsömürgeleri. için
Bolşevikler ayrı örgütlenm eyi değil, merkezi politik
örgütlenm eyi savundula r'
(Kurtuluş, Sayı : 14, Sf. : 33)
!~nrrıe
Car!ıY: Rusyası'nın
w
w
.a
rs
i
va
ku
Kurtuluş'un ve Türk solunun diğer bütün birimlerinin örgütlen me sorunun a yaklaşımı öu satırlar­
da ifadesini bulur. Madem ki, Çarlık Rusyası'nda
blriikte. ö,<r;;ütlenrne gerçekleşmiştir, o halde Türkite'de de böyle olacuktır. Muhake me budur. 1917
Ekim devrimi öncesini n koşulları, merkez - priferi
(çevre bölgeler) ilişkileri, Rus devrimc ilerinin UKTH
doğrultusunda başlangıçtan beri verdikle ri mücade le, RSDİP'nin varlığı v.s. gibi bir dizi objektif ve
subjekti f faktör ~özardı edilerek aynı çözüm şe:kli
aktarılmaya çalışılmaktadır. Bu savunu ortak örgütlenme anlayışının en zayıf savunusudur. Çünkü benzer yaklaşım kullanılacak olursa aksi örnekler (Angolo, Mozambi•k, Gine, Vietnam v.b.) çok daha faz-
w
ladır.
Rusya'nın somut gercekle rini
görmeden, aynı
çözüm şeklini Türkiye ve Kürdistan içinde öneren
doğmatikler «Her ulus icin, sorunun özel bir çözümünün kendini zorla kabul ettirmes i olanaklıdır. Ulusal sorundo, sorunu diyalekt ik bir yönde koymanın
zorunlu olduğu yer, işte burasıdır.» (US ve SS, Sf. :
38
eke t çevme rke zind eki dev rim ci har
eke ti kucaklamıştı. Dev~
resel böl gel erd eki tüm har
re böl gel ere doğru yarim merkezden başlayarak çev
dev rim i önc e merkezde ger
yılıyordu. Nite kim E'kim
orizliy
doğru gelişen bir rota
çekleşlyor ve çev rey e
rim in
dev
n
işe
gel
n
zde
rke
du. Çevre böl gel er ise me
ergel
böl
başlamıştı. Bu
önü nde bir duv ar olmarya
n
işe
gel
r» Rusya'da
de kur ula n «ulusal hükümetle
yal ist ülke lerl e Işbirliği
dev rim i boğmak icin em per
rim i bağmak için çevice risi nde ydi ler. Amaçları, dev
Bu em per yal ist ve ger ici
reyi Rusya'dan koparmaktı.
yolu çevresel böl gel erd eki ger
ablukayı kırmanın tek
köylülerle, ittifakı pekiş­
çek ulu sal güç lerl e, işçi ve
bir biç imd e hay ata getirm ekt i. Bu pol itik a başarılı
u. Rusya'nın çevre böl çiri ldi ve dev rim mu zaf fer old
bir böl üm ü ikti sad i ve
gel erin de yaşayan hcılk!arın
hemen Rusya düz eyi nde
kül türe l bakımdan hemen
a v.s.) gelişkin old ukl o(Finlandiya, Po!onya, Ukr any
tim ü henüz kcıp!talizm aşa­
rı halcie, öne mli bir böl
ikti istan, Tür kist an v.b.)
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d.
or
Rusya'nın
g
ist yaklaşımdan hab er25, Stalin) şeklindeki Ma rks
uluslarorası koşullardl],
sizd irle r. 1917 Ekim önc esi
en zayıf halkasını oluş­
Rusya em per yal ist zin ciri n
kopanlması
f hal kad a
turu yor du. Zin ciri n en zayı
a bu zin ciri kop ara bile söz konusuydu. Ve Rusya'd
ütlü bir pro lete rya har ecek düzeyde bili nçl i ve örg
keti vardı. (RSDiP).
masına geçmemiş
(Moğol
w
geri kalmı!?
bakımdan old ukç a
sadi ve kül türe l
iş ola n böl gel erd e iş­
hal kla rda n oluşuyordu. Gelişm
örgütlenmişti ve ken di
çi sınıfi ulu s çerç&vE:sinde
sınıfsal mü cad ele
düğü
bur juv azi sin e karşı sürdür
komımurdakı
Anr:ı::ık si)rni)rge
ön plô na çıkmıştı
arı
ve kom üni st aydın kadrol
halkların proleteryası
e (ülkelerde) dev rim ci
yok tu. Ve bu tür böl gel erd
39
ör'iAiı:ırirı
olu'?turulmı;sı
s0r~":
P:.::: ~:c-:~~Q;ı!::tı::-;;~:
Bu halkların scsya!izme docıru evrimi
Rusya proleteryasının büyük ölçüde desteği ve önderliği ile sağlanabifmiştir. Rus komüni stleri bu ülkelerde kadroların yaratıiması ve ulusol örgütle rin
kurulmasına bizzat öncülük rapmışlordır.
düşmüştür.
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d.
or
g
Merkezi Rusya ile çevre arasındaki ilişkiler, çevre bölgelerin yapısı, emperyalist kuşatma, Rus devrimcilerinin UI<TH doğrultusunda başlangıçtan beri
verdikleri mıkoıiele·. RSD!P'nin varl:ğ; gibi bir dizi
objekti f ve subjekt if faktör Rusya'da ulusal sorunun
çözümüne temel olmuştur. Bu olguları hesaba katmadan soruna yaklaşmak doğmatizmin to kendisidir. Tekesin 1. Eoyısında genel olarak
Kürdistan
devrimine ve özel olarak da örgütlenme sorununa
yaklaşırken Angola. Mozamblk, Gine, Vietnam gibi.
G!kcl.2rin deneylerini ysrekçe yapmadı.
Bütünüyle
Kürdistan - Türkiye geresklerinin objekti f tahliline
dayand!. Bu nedenle biz Rus deneyimine karşılık
olarak bir başka örneği çıkartmek istemiyoruz. Bunun bir dizi örneği olduğu halde. Böyle bir yaklaşımında aynı ölçüde doğmatizm olacağına inandığı
­
mız için, bu deneylerden öğrenilecek yığınla tecrübe vardır. Fakat tarihsel. toplumsal ve siyasal koşullardaki farklılıkları dikkate almak kaydıyla.
Kürt ulusal sorunu, herhangi bir ulusal sorun
Bu nedenle özgünlüğü, ayırdedici özellikleri i!e birlikte kavranı!mal!dır. Bu nokta!a r kavrandı­
ğında görülec ektir ki, çağın en büyük sorunlarından
biridir Kürt urusal sorunu. Belki de en büyüğü.
w
değildir.
Receteci kafalar, ulusal sorunların Rusya'da
bütün açısından (genele göre) tôli, «ikincil» sorunlar (parça} olduklarına bakara k, her ulusal sorunu
40
or
olduklarını
düşüne­
iv
ak
ur
sorunlar
sorununun da ulusal
mezler.
d.
anl
Doğmatikler aynı
g
ulusal
rmekteler. Cünkü bu
<1ek» sorun olarak gö
siyave
lumsal
kılan tarihsel, top
sorunları «ikincil»
katlanmazlar.
ştırmak zahmetine
ara
ri
nle
de
ne
l
sa
sya'da da
mıştır. örneğin Ru
Böyleleri her ülkede çık
gula·
biçimini ödünç alıp uy
Avusturya'daki çözüm
i Bundlar vardı. Önüne gelen
maya kalkışan Bund'çu
eri pek
ikl
lerin Bundçu özell
cu olmakla itharn eden
rdüku «ek» sorun olarak gö
çoktur. Her ulusal sorun
dur. Ve
sorunu da «ek» sorun
lerinden onlarca Kürt
t ve
vle
de
rt halkı ile sömürgeci
doğmatiklerce Kü
Türk
mü,
i çelişkinin çözü
yerli gericilik arasındak
şeydir.
mkün olamayaca'k bir
devrimine rağmen mü
tnam
Vie
bir
oyışla bir Angola,
işçi sınıfı,
rak zayıf olan
«Kürdiston'da nicel ola
iar içe ri·
irmede, çok yakın baO
önderliği eıeı geç
en faz·
en
sınıfının güc ünd
sinde olduğu Türk Işçi
ilirl er. ,
nab
arla
yar
ek suretiyle
lo birl ikte örgi.itlenm
(a.g.y.)
! Gimenin esbab-ı ınucihesi
işte, ort ak örgütlen
IGC
esi yoktu. Ve fak at PA
.a
rs
işçi sınıfının madd
rdu. On lar ış­
ıfsal acıdan bakıyo
liderliği soruna sın
Markr edinmişferdi. Cünkü
Ci sınıfı bilimini rehbe
n!7snes~
ne'de
sınıfının
w
w
işçi
ojidir.
sizm evrensel bir ideıol
rtekiz işçi sı­
Gine'li devrimciier Po
olmodığı halde
ndilerine önderütlenmişlerdi. Ke
nıfından «ayrı» örg
ôl etmertekiz'den proleter ith
lik yapsın diye de Po
rtisi) de
(Portekiz Komünist Pa
diler. Sizler gibi PKP
i :
ariandırmak Isted
w
onları yar
örgütıen·
aşı, har eke tim izin
•Vietnam halkının sav
konuda
çok
Bir
u.
old
ek
i örn
mesine başından ber
poldakl
ıtrc
Crntığ;n rr.E
vardı.
benzer soruniarırrıız
l lhtl ·
öze
n
eri
cil
rdeki devrım
militanlarca. sömürgele
ıaorteda
9
196
ı.
mos
aşıımo
yaç ve görevlerinin anl
41
kizliler
yöneıicilerimizl
<:wınan,
dıgıtritırimi.z,
tevkif etmeye baJiadıkları
nobeU devralmalıy­
dık, ancak Portekiz
Komünist Pariisi kendisine
katılmamızı Istiyord u. Fakat VIetnam
deneyiminden gereğince şey öğrenmlştik; ba(jımsız özörgü
tümüzün olmasında ve kendi savaşımızın kendim
iz
tarafından sürdür ülmesi nde ısrar ettik.
PKP yöneticilerinin. en iyi durumun bu olaca!)ını cobuk
kabc;l elrnukırirıin, saygıniık acısından oıumıu bir
puan olduğunu söylemek gerekir.»
g
ogrencıler
bir
. 4)
görüşnıeden.
Enternasyonal, Sa-
d.
yı
or
(Lucio Lcra. MPLA Genel Sekreteri. Wııtred
Burc-
het''ın yaptığı
iv
ak
ur
Evet MPLA «... bağımsız özörgütümüzün olmasında ve kendi savaşımımızın kendi
miz tarafından
sürdürülmesinde ısrar ettik» diyor. Belki,
PKP'ni
rıakkınız yokken küçümseyeceksiniz
ama siz haiO
«Kürt solu'na karşısınız. Kürt halkının kendi ulusa
l
s:ı:r"'cıl örgJt ienme lerini oluşturmaya
korşısınız. Fokat UKTH ilkesini savunduğunuzu da her makamdan
tekra r ediyorsunuz.
.a
rs
Haa, geçerken Portekiz sömürgelerinde ulusol
örgütlenmesinin nedenini bir de
tfKurtuluş» gazetesinden öğrenelim
:
w
w
w
kurtuiuşçulann ayrı
<.Gerek Portekiz devrimci hareke tinin aömürge dev·
rimellerine gerekl i güveni vermemiş olması • ki
bu
Portekiz devrim ci hareke tinin doğru bir önderf
iğe
sahip olmaması m,kilid ir - gerekse coğrafi koful·
lar yüzünden Mozam bik ulusu bağımsız örgütle
nme ve mücadelesını gerçekleştirmiştlr. Bu Iki
örnekten de gcirülebileceği gibi coğrafi koşulların
ve
diger tarihi koşulların etkisi sözkonusu olabilm ekle
birlikte ezen ulus devrim ci hareketinin ezilen ulus
devrimci hareketine güven verebilmesi bu sorunu
n
~zünıJ oluşturur.»
i!\uriuiuş
42
Ga7.etesi, Sayı : 42, 17 Ekim 1972, Sf. : 2)
dur.
.a
rs
iv
ak
ur
g
d.
or
esiSömürgelerdeki devrimcilerin ayrı örgütlenm
lar yüzün·
nin nedenleri, güvensizlik ve coğrafi koşul
n meselesi imiş!
denmiş. Ve sorunun özü de güve
- yutu lur
Beyler, bağışlayın oma bu yala nlar yeni lir
oportünist,
cinsten değil. Haydi diyelim ki sizce PKP
unz, peki
ve bu yüzden ondan güveninizi esirgiyors
Neto'dan
bir
,
e'den
siz bir Cabral'dan, bir Mondlan
PKP'ne
mu?
PKP'ne revizyonist denildiğini duydunuz
kendilerinden
güvensizlik duyguları besl roikl erini
çevrilmiş bir dizi
işittiniz mi? Bu konuda Türkçeye
ilişti mi? Ayrı
nüze
eser var. buna benzer birşey gözü
ileri sürörgütlenme nedeni olarak coğrafi etkeni
erini n badüklerini hiç okudunuz mu? Kürt devr imcil
tmek icin, her türğımsız örgü tlenm e görüşünü _çürü
i tersyüz
lü tahri fata başvurarak, tarihsel gercekler
i unsurederek, güven ve coğrafi konumu belirleyic
kiz devrimi
lar olara k gösterme çabasındasınız. Porte
, Mozamhalô el yordamıyla ilerliyorken, Angola'nın
ini başar­
imler
bik'in ve Gine'nin yıllardır kendi devr
ekonomi'k, tarihsel
dıklorını duymadınız mı? Sosyal,
:nle sösiyasal gerçeklerin farklılığından ve bu nedc
den,
tiğin
geliş
fazla
mürgelerdeki devrimin çok daha
rihebe
n
larda
bu içsel oi<Jn - belirleyici olan - koşul
da
ya
i
niz yok mu? Bu ya tlgin c bir cehalet örneğ
bir tutum burjuva ahlak ölçülerine bile zor sığabilan
w
w
w
k zayıf
Devam edelim, Kürdistan'da nicelik olara
terprole
lı
da olsa bir Işçi sınıfı vardır. Ve Kürdistan'
,
tünü
örgü
ya sosyalistleri işte bu sınıfın «ulusal»
nin mücadelesibağımsız polit ik örgü tünü inşa etme
mındeki rodevri
istao
Kürd
ni vermekteler. 8u sırıııfn
dikleriniz
söyle
lü kafa sayısno bağlı değildir. Sizin
Ya da
or.
hatı~!atıy
oportfınizmin boyatiiJmış tezlerini
yanlarını anlattığımız
Kürdistan'ı biraz evvel özgül
ile karıştırıyorsunuz.
Carlık Rusya'sının sömürgeleri
g
O sömürgelerde sanayi proleteryası yok ya da yok
denecek ölçüde azdı. Aydınları ise son derece kıttı.
Rusya proleteryası ve Rus komünistleri bu nedenle
bu sömürgelrde aydın unsurların oluşturulması, ulusal örgütl erin kurulması ve yönet icilik görevini üstfenmişlerdi.
Ekim devrim i sonrasında bile uzun yıl­
far Rus komü nistler ine bu tür çevre bölgelerdeki
devle t aygıtının «ufusallaştırıfması» görevi düştü.
iv
ak
ur
d.
or
Kürdistanlı Marks istler, Kürt devrim inin
oportünist , burjuva - feodal, her türlü milliye tçi ve gerici önder liklerin e altern atif
bir prolet er önder lik
yaratılmosı gerektiğini kavramışlardır.
Kürt prolet eryasının bağımsız özörg ütünü n yaratılmasın
da /bu nedenle ısrarlıdırlar.
w
w
w
.a
rs
Kurtuluş, yakın geçmişte Kürt ulusal harek
eti
ile Türkiye devrim ci harek etinin birbirl erine göre du·
rumunu, düzey itibari yle «eşit» olarak de.ğerlendiri­
yordu. Ve «Kürt ulusal sorununun Türkiye devrim ci
harek etinin önderliğinde çözümfeneceği veya Kürt
ulusal kurtuluş hareketinin ayrı bir rota izleyeceğini
tesbit etmek gerçekten çok güç bir sorun olmak tadır.» (Sayı : 2, Sf. : 49) diyordu. Fakat
bu tesbit e
rağmen Kürt sorununun çözümünü kesin olarak
Türk
devrim ine bağlıyordu ve ortak örgütfenme:yi savunuyordu. Tekeşin'in efeştirisi karşısında bugün içine
düştüğü açmaz, geçmişteki bu subjek tivizm
l koyufaştırarGk çözmeye çalışmaktadır. «Ve bugün
Türkiye devrim ci hareketi, Kürt ulusa! harek etine göre
hem potansiyel açısından, h_em de bilinelenme ve
örgütl enme açısından daha bir ileri düzeydedir. Bu
somu t bir tesbittir.» Kurtuluş'a, bu somu t tesbitl-erinf ortaya sürmesini, kaçam ak yapmayı bırakmasını
tekrar hatırlatıyoruz. Kaldı ki. Kurtuluş aynı sayıda
Partinin, Pıcgrarnın v.b. olmadığından bahsetmekte-
.o
rg
gru p ola rak en temel kodir. Ve Kurtuluş bir siyasi
bir görüş sahibi değildir.
nul ard a henüz büt ünl ükl ü
a
örg ütle nm e acısından dah
O halde « b i!i:ıç lenme ve
a
dah
tin
eke
nedir? Bir har
ileri» olmanın kıstasları
geter
olmasının som ut gös
bili nçl i ve daha örg ütlü
rti değil mid ir? Değilse neleri Program. Str ate ji , Pa
bas it ger cek lerden dahi
dir ? Doğrusu Kurtuluş en
habersizd ir.
rd
en yoksun . ProgramPeki, doğru bir siyasi çizgid
n bir har eke tin «ortak» lık
dem ve Str ate j iden yoksu
mid ir?
çoğrısı gül ünç değil
birç ok geri Kürt unsurle ki. kendi için dek
çeği öğretmiştir. Şöy
örg ütle n meye cevap velara bak ara k 'kendini ort ak
en. ya d cı bu unsurlarla
ren bir yapı ola rak gör ürk
ôli ile
ıyı oluştu racağı hay
ort ak çaba sonucu bu yap
tin
eke
har
akl
Kürd ista 'l'd
avu nur ken (Kürt ur.sur!arı.
ti eke
har
Tü rkiy e dev rim ci
önd erle ri (!) kend isini de
«or tak örg ütle nm eyi gernin önderi (!) sanıp) şimdi,
rim ci
en biri olan Tü rkiy e dev
çekleştirecek güç lerd
ığı
mad
lan
hoş
etm ekt en
har eke ti ... » diyerek lôfını
iş­
etm
li
kında olduğunu bel
Kü rt solu gerçeğinin far
de Tü rk so!u içinde b:r
tir. Dolayısiyle kendisinin
tka nolmaktadır. Bir unu
gru p olduğunu itir af etmiş
ii.
lık son ucu değilse tab
karşın Tekoşin ,
Kurtuluş'a
w
w
.a
rs
iv
a
ku
Herşeye
w
uyarıda bulunmayı so·
Son ola rak Kurtuluş'a bir
. Bağımsız örg ütle nm eyi
rum lulu k gereqi görüyoruz
istl eri «milliyetçi» olm akl a
savunan Kürdistanlı sos yal
a ileri giderek. Tü rk burjuithô m ederken. hat ta dah
den de renk kat ara k, «ön
vazisinin korosuna sol için
«K lirt
na bun lar «Kürtçü»,
cü», mil itan (!) unsurları
n:teif
and
pag
tarzında pro
devleti kur ma k istiyorlanı
45
!ikt~
~Öz!-:;;!~
!dCG~ o n-:
~~:
~':!~ : :- :
G:"~ Ü !! :: :- 1 -:~ n
düşünmelidir. Ayrılığı
b:r: z
izôh etmenin yararcı ve kestirme yoludur ama, burjuvaz iya hizmet etmenin de YO ·
ludur.
rs
iv
a
ku
rd
.o
rg
Türk solunun bütün birimleri nin ortak örgütl enmeyi savunduklarına işaret etmiştik. Bu gurupların
bu savunuyaı dayanak yapmaya çalıştıkları «teorik»
gerekçe ler hemen hemen aynıdır. Ve ileri sürÜlEn
nedenler Türkiye ve Kürd istan koşullarının somut
anal izine d e ğ il hemen bütü nüy!e Lenin'de ve Stalin'den bulabild ikleri alıntılara dayanmaktad ı r. Kurtuluş 'tan D. Yol'a
Partinin Yolu ve PB'den TiKP'e
ve TKP'ye varono kadar tüm grupların ortak dayariağı özü bÖşaltılm ı ş kavranılmamış olarak ezberlenen ve aktarılan malum alıntıl a rdır. Biraz evvel Kurtuluş eleştirisi içerisind e bu noktalara değindik. Aynı ş eyleri söy!eme sl ne rağm en f a r kl ı bazı noktalar a
da i şaret ettlğind &n bu konuda kısa ca Devrimci Yol'a
da değinmek gerekir. H atırianacak olursa OY baş­
langçta - DG sayılarında - sömürge tesbitler i yapı­
yordu. DGD 'nin 8. sayısında :
w
w
w
.a
c<Ve biliyoruz ki, milli mesele Türkiye gibi "yeni sömürge"
bir ülkede emperyalizme
bağımlı bir
ulusun oliga rşisinin ayn ı za manda sömürgec l bir
siyaset Izlediği tesbitinde n yola çıkılarak, kesintisiz devrimin perspektif lerin i derinleştiren bir program çercevesinde ele alınmalıdır . »
deniliyor du. Ancak kısa bir süre sonra (DGD. S. : 9
- 10) bazı ka vramların yan l ış yorumlandığını, spekü-·
lôsyon yapıldığını söy l eyereık sömürge tesbitine karşı olduğ u nu belirtti. Bu gerekçe inandırıcı değildi.
Nitekim eski DY yeni D. Sol mensuplarından öğre­
niyoruz ki DY, o dönemde gerçekte n bu görüşü benimsemiştir. Bu işin spekülôs yonla falan ilgisi yoktur.
46
eBu türden ideolojik tortı~malonmızın tarihini daha
eskilere de götürebilir iz. örneğin, DG dergisinin
Ilk scıyılorında Milli Mesela Ila liglll bazı konularda sömürgec lllk tahlili perspektif inda ya zılar çık­
ması üzerine biz bu tahlilleri tezkip eden ve bugün
kendilerinin savunduğu bakış perspektif inde bir yazı göndermişti k. Ve bu yazıya karşı DG dergisi yazarl arı bizi dükallklaJ suclamışlardır.
(Devrimci Sol. St : 126-127) (a.b.c .)
d.
or
g
Sömürgecilik konusundaki tartışmaları DY dışo­
rıdan Izledi. (Biz bu ;konudaki görüşlerimizi Kurtuluş
Dergisi'nin 3, 14, 23, 24. sayılarında beli rtmiştik.)
Çok sonra bu tartışmalardan edindiği bilgi kırıntıla­
nyla tartışmaya katı~mak cesore,tini gösterebildi. Do(Jal olarak orijinal ~ezler ileri sürdü :
ur
«Evet. Kürdistan sömürgeye benziyordur. Benzeyeve siyasi olarak ilhak
bilir. Kürdistan ekonomik
edilmiş durumdadır. »
leşti. »
(OY,
Sayı
rs
iv
ak
Ancak DY'o göre Kürdistan yine de sömürge deOildir.
«Neden mi? l~te bunun cevabı cok basittlr. Çünkü
Türkiye sömürgeci olamaz cıa ondan!•
şöven bir
«Kürt ulusunun baskı altına alınmas ı
devletin işgal. ilhak politikasının sonucu gerçek·
: 10)
w
w
w
.a
DY'a göre Türk devletinin niçin sömürgeci olamayacağı açıktır. Çünkü bu devletin resmi ideolojis i
olan Kemalizmin DY'un düşünceleri, politikası üzerinde hatırı sayılır bir etkisi mevcuttur. Bu politikoya
göre KemalisHer vasıtasız müttefik lerin başında gelir. Çünkü DY. sömürgecilğe yolaçan ciddi ticorT ve
ekonomik nedenlerin bilincinde değildir. DY'a göre
işgal ve ilhok politikası bu temellerden bağımsız olarak mevcut olabilir. Biz bu konuyu başka bir yazıda
ele almak üzere. bt.Jrada özellikle DY'un örgütlenme
sorununa yaklaşımı üzerinde duralım :
47
bugünk ü koşullarda Kürt ve Türk proleterya(di!)er azınlık emekcııerıyıe oırlıkteı mıll ıyel
sovunua yrımı gözet:nee·; n ortak örgütlenme sini
yoruz. A y rı örgütlen me, ayrı mücadele vo ayrılmo­
karşı oldu ğumu z glyı mutlak i aştıran anlayışi ara
co
mutlokio~tırılınCJsır.a
bı ortak orgüılerıırıE:nin
karşıyız. Somut koşullar tarafındon ortoya çıka­
bilecek bir ayrılma durumunda proleterya örgüt lenmesinin ayrılığı do zorunlu bir hale geleblılr.ıı
(D evrimci Yol. Türkiye'de Kürt Meselesi ve Devrimci Hare ketin Görevleri. Sayı : 9, Sf : 8)
(~iz
or
g
sının
.a
rs
iv
ak
ur
d.
lik bakışta, bu satırlar DY'un ayrı örgütlenmeyi
çözüm yollarından biri olarak reddetmediği, - çünkü
mutlaklaştırılmasına karşı olduğunu söylüyor - sadece bugü nkü koşullarda karşı olduğu an!Oşılabilir.
anctJI<: lıern8rı arkasından ayrı örgütlenmenin hangi
somut koşullarda gündeme gelebileceğini belirtiyor;
örgütlenmesinin
«... ayrılma durumunda proleterya
DY'u bu üstün
gelebilir.)}
l1ale
bir
zorunlu
da
ayrı lığı
"Marksist Sögerekir.
kavraryışından ötürü kutlamak
mürgecilik Teorisi'> ne yaptığı katkıların yanısıra sorunun bu boyutuna da önemli bir kntkı da (!) bulunmuştur. Çünkü en azından bu ülkede soruna bu· denli yetkin (!) bir yaklaşıma ilk kez tanık olmaktayız.
Ne varki, bir soruyla DY'dan bu katkısını derinleştir­
mesini istiyoruz :
bir ulusun proleile t~k örgüt
teryasının
çatı~ı altında kalabildiği görülmüş müdi.ir? Fazla değil, sadece bir tek örnek verebil irse oldukça aydınla­
nacağız. Ve DY'un ortak örgütlenmeyi mut!aklaştlr­
madığına o zaman inanabiliriz (!)
w
w
w
Ayrılıp, ayrı
bir devlet
halô eZ'en ulus
kurmuş
proleteryası
D. Yol, eski tip çok uluslu devletler ve yeni tip
çok ulusl u devletler ayrımı üzerine örgütlenme anlayışını inşô etmiştir. Yeni tip çok uluslu devletlerde
48
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
g
d.
or
rının olbirliğin ma dd i şartla
tek bir merkezi örg ütt e
de tek
i tip çok ulu slu de vle tler
madığını ve fak at esk
be lirnu
uğu
zor un lulu k old
örg üt altında birleşmenin
coğ­
ğü
irle yic i ola rak ,gördü
tiyor. Diğer grupların bel
ile
çok uluslu de vle t ifad esi
raf i kon um u DY eşki tip
ı isp atce aynı. DY bu anlayışın
karşılıyor. Yani ge rek
ı'nda
yas
gib i «... Çarlık Rus
lam ak düşüncesiyle har kes
a mü caarla tek örg üt altınd
da, len in ve Stalin, ısr
tavırları şiddetle
ayrılıkçı
del eyi savunmuşlar ve
, Sayı : 10, Sf. : 13)
eleştirmişlerdir.» (DY
k örg üt» den değil «itt iBir de fa len in ısrarla «te
ulu sla rBu ittifakın zorunluluğu
fak»daın bahseder.
i ve Ezilen
«Bütün Ülk ele rin işçil,er
arası düz eyd e
işçi Sı­
ında ifad esi ni buıur.
Ha lkla r Birleşin» slogan
uluslu devretolası esk i tip cok
nıfı bili min in bu par
fakın
ldir . «Tek örg üt» bu itti
ler düz eyi nde de gec erl
tek
lin Rusya'da ısrnrla bir
bir biç imd ir Lenin ve Sta
saütü
örg
bir tek me rke zi
merkezi bü yük de vle t ve
dö
O
lam ak gü ç değildir.
vun dul ar. An cak bunu an
ki du ruullar ve Ru sya 'da
nemdeki uluslararası koş
usu dur .
mun özgünlüğü söz kon
tan ve Fin lan diy a sor uEkim sonrasında Gü rcis
an ayrılık
arasında ort aya çık
nunda Lenin ve Sta lin
. Len in
ştı
lmı
ar tarafından yaratı
işte bu özgül koşull
farklılığı
yaklaşımlarındaki
ve Sta lin' in bu soruna
mü mk ün.
da göz lem lem ek
örg ütl en me sor un un da
esi , Leifad
üt»
ge ne llik le «tek örg
Şöyle ki, Sta lin' de
dmd!r.
hol
ı
,,;t!ifnk,ı kavram
nin 'de ise yine gcr:s!!:Y.~e
gizi bü yük dev leti olduğu
O dönemde bir tek me rke
örg ütü zor unl u kılan obbi, bir tek merkezi po litik
ara rağ­
ar vardı. Bu koşull
jek tif ve sub jek tif koşull
Demokde
ya da RSDiP içln
men RSDiP'e katılmayon
ssin e aykırı ola rak fed era
rat ik Me rke ziy etç ilik ilke
;:;a
U!:. !
e•i 'y'Gr;i~'- •l<J!tJr~:
yon öne ren ve UKTl-l ;:f;.
49
özerklik)) oportünis t teorisin sa•;unan Bund burju\la
bir konuma düşmüştür. Aynı şekilde soruna
sınıfsal bakış açısı ile değil
burjuva - demokrat ik
perspekti fle bakan ve her türlü ittifakı
reddeden
Fraki'de küçük - burjuva milliyetçi bir parti idi. Rusya'daki özgül koşuiiurı ve Bund ile. Fmid'ıil;ı bu öZgül koşullara rağmen izledikleri ulusal tecrit politikasın_ı, devrim anlayışlarını güzardı ederk «aym örgüt!enerı her akımı milliyetçi olarak nitelernek ucuz
Mcrksistl ik yapmaktır. OY bilinçli olarak Bundçulu k
ve FraklleiLk jle ayrı Qrgüt!enrne arasındaki bütün sı­
nırları yok ediyor. PSDP'nın 1906'ya kadar RSDIP'in
varlığına rağmen ayrı örgütlenm esini ise şöyle izah
ediyor :
iv
ak
ur
d.
or
g
milıyetçi
.a
rs
:<Ayrı örgütlenme lerinin ideolojik bir nedeni
vardı.
Rosa L'Jxemburg ve arkadaşları, Lenin'in önderllğindekı i~SDiP'nin m:lii mesela programına kctıı­
mıyorfardı ve mılli rııesele konusunda «sol» sek·,er bir tutumu sovunuyorlordı.ıı
(Sayı : 1'3, Sf. : 14)
w
w
DY'a sormak gerekiyor , ayrı örgütlenm eyi savunan akımların T. solu ile ayrılıığn «ideolojik» nedenleri yok mudur? Ayrı örgütlenm e tezinin bizzat kendisi ideolojik - politik birçok nedene dayanıyor mu?
Sadece bir örnek vermek gerekse, Kürt sorunu ile
Resmi devlet ideolojisi olan Kemalizmi uzlaştırmaya
w
çoliŞC;ı
D. Yoi iie K. Solu arasındaki ayrılık ideoloiik de[i'; midir? Kemalistle ri, sınıf mevzilenm esinde
vasıtasız
ittifak olarak gören ve Kürt ulus hareketı
ile ittifakc tercih eden bir OY ile Kürt solu arasında
hangi ideolojik birlikten bahsedile bilinir. (ki DY'da
bu a nlayışı THKP-C'd en devralmıştır.) Kaldıki Lenin
PSDP iCiN:
so
lıyd ılar.»
denıekted ır.
(UKTH, Sf. : 99) (a. b. c.)
rs
iv
a
ku
rd
.o
e r i ı çn :: ncii
DY «ulusai soru nun Polanya işçil
koş ullar o d uğu­
öne m taşıdığı ... ıı k oş ul l ar ın han gi
n ve tıt a li '1'in
Leni
nu araştırma zahm etin e katlanırsa
la rı nı da kuvr ayaniçin ısrarla «tek örgütı>Cı savunduk
al '<u rtul u şunı.m ,
bilir. Oysa bugü n Kürt halkının ulus
.<:ldi a
,aşıdı ğ ı
Kürd istan işçileri icin <' iki nci l ö rı em
ıl
..ıusr
iie
uşu
l
rtu
ed ilemez. Çün kü kendı sınıfsal ku
kurtuluş içiçe geçmiştir.
kendi u! sai prcl -::Açıktırki Lenin, Po ivny alı l ar
ive+çi l ii<le irnam etter örgü tleri ni kurdu k l arı için ıı;ııı
övm ü ştü r . Çü nkü PSP'memiştir. Aks in e bu g irişimi
gibi bağımsız
nin aksi ne PSDP Len in'ind e belirttiği
e «en sıkı
eriyl
işçil
bir örgü t olmasına rağmen Rus
Oysa PSP böyle bir itt i fakı
savunmuştur.
rg
lar, Polanya
«Onun içın Polonyalı Soysal Demokrat
karşı
ğine
etçili
milliy
küçü k • burjuv azisi nin aşırı
ri
işeile
ya
Polan
un
sorun
l
karşı cık tı kları ve ulusa
n,
zama
eri
ettikl
t
işare
ığına
toşıd
için ikinc il onem
ter bir parti
lik defa olara k Polanya'da sırf prole
ri
Rus Işçile n sınıf mükurdukları ve Po lenyalı ve
ları gerektiği son
kurma
kı
cadelesinde en sıkı ittifa
zaman çok hakeri
ettikl
ilôn
ini
likes
dereca önemli
ittifakı»
w
.a
reddetmiştir. işte Mo.rks izm ile
mill i yetçiliği a yı ran
Orta k örgü tlen me mut lak bir ilke
de ittiMut lak olan ilke sınıf müc ade lesin
değildir.
a bağ!ı olar ak defak ilkes idir. Ve bu ittifa k koşullar
Tek örgü t de olab ilir.
ğişik biçim lerd e somutlanır.
müc ade le
turulan ilkel eri
oyrı örgü tler orasında oluş
plôt formları da olab ilir.
burasıdır.
w
w
nok ta
lıôl ve şartta
Oysa DY oı tak örgü tlen mey i her
görm ekte dir. Rusgee erli olan mut lak bir çözü m gibi
rdı ede rek Türk iya'd aki çözüm şeklini som utu göza
cdir. R~3ya'daki
i.,'o ve KU rd!;:t::n içinCe :ıc:i s:Jr;;,ck~
51
ulusal sorunu Avusturya'dan ödünç aldığı reçete ile
çizmeye calışan Bundçular gibi. Evet. bize kalırsa
Kürt solu falan değil, Bundçu olon DY ve benzerleridir. Çünkü Bundçuluğun başka bazı motifleri de
mevcuttur.
iv
a
ku
rd
.o
rg
DY, «Kendini kabul ettirmiş bir proleterya partisinin
buiunduğu koşullarda ayrı
örgütlenmenin
((mcırksizm>)
adına açıktan savunulmasına
ancak
Frak:C:ilik (Bundçulu'~) gibi ayrılıkçı akımların temsilcileri cüı·et edebilmekteydi»
diyerek Rusya'daki
bazı özgül koşulları görebiliyor. Ve «Peki ama henüz böyle bir örgütün dahi olmadığı bir çok uluslu
devlette bu sorunun çözümü nasıl olacaktır» diye
soruyor. Cevabı gerçekten cak ilginç : «... yıkıcı
bir sorundur bu ... ıı Yıkıcı olduğu içinde D. Yol poçuy, kurtorr;ıci< içiıı usluca konuyu bırakıyor.
D. Yol Kürt devriminin (DY Kürt solu ifadesine
gibi Kurdistan devrimi kavramına da karşı
çıkmakta, bu kavramları tırnak içinde kullanmaktadır.) ittifaklarının farklı olduğuna da karşı çıkmak­
tadır. Kürdistan düzeyindeki ittifaklar ile Türkiye'deki ittifakları cakıştırma.ktadır. Kürdistan'ın toplumsol, ekonomik ve siyasal yapısını Tü~kiye ile aynı
düzeyde değerlendirmektedir. Bu değerlendirme ile
çelişen bir biçimde Kürdistan'da ha.kim üretim tarzının yarı - feodal olduğunu belirttiği halde. Gerçi
OY Kürt toplumunu sömürge statüsü içerisinde görmemcktedir. Ancak kendisinin kabul ettiği ilişki (ezen
ulus - ezilen ulus) ço:-cevesinde bile böyle bir ayniyet kurabilmek çok güç olsa ger€k Farklı nitelikli
toplumlar arasında, sınıf ilişki ve çelişkilerinde tam
bir ayni:yet kurmaya çalışmak o toplumların tarihsel.
w
w
w
.a
rs
olduğu
sosyal, ekonomik gerçeklerini, bu gerçeklerin
ayrın­
tılı
ka,lıpj
52
bir çözümleme;sini eldeki
hazır
formüllere,
sıyl
rg
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.o
kim DY'un yap!ara feda etmekle mümkündür. Nite
da ezilen bir ulustur, Kür t
tığı da budur. «Türk ulusu
ığıyla her iki topulusu da ezilen bir ulustunı mant
Tür k sömürgecilelum arasında bir eşitlik kurmaya,
cabalamaktır.
rini «fukara>ı, «masum» göstermeye
çab alar ama
zorl
(TiKP, PB. nın yaptığı gibi) bu tür
eklerini reçetela yapılmaya calışılan hayatın gerç
lere uydurmaktır.
olduğunu boKür t devriminin ittifaklannın farklı
kündür. Şöyle­
riz bir örnekleme ile açıklama'k müm
çici Komite), KUB
ki, Kürdistan üzerinde KOP (Ge
do paralel Cikım­
vb. gibi (bu akımlarla bağlantılı ya
sosyalist olmalar K. Kürdistan'da da mevcuttur)
cuttur. Bu siyasal
yan bir dizi siyasal hareket mev
st bir siyasal hare ket olakımlardan kimisi sos yali
kabul etmektedir. Ancak
madıklarını kendileri bile
ürgeci ckımlardır.
bu akımlar yurtsever, kar~ı - söm
en siyasal eğilim­
Peki Tür kiye toplumunda bu türd
Tür kiye 'de yaşoyan
ler göstermek mümkün müdC;r?
r yoktur. Açıktır
herkesde bile bilir ki böyle eğilimle
Kür t toplumu içeki, bu siyasal eğilimlerin her biri
kotmonl::ırn sınıfsal
risindeki beli rli sınıf, tabaka ve
i Kür t topl umu nkonumuna tekabül etmektedir. Yan
dur. Dolayı­
usu
kon
da farklı bir sınıfsal yapı söz
zonu.
e farklı bir sınıflar kombine
w
w
Tür k
ı ile
DY'un Kürdistan devriminin ittifaklar
n'ın
ista
Kürd
çakıştırması
devriminin ittifaklarını
olsa
r
lüyo
(lôfta bunu söy
parçalanmışlığı gerçeğini
gelmektedir. Çünbile! gözardı etmesinden de ileri
siyasal sınırları­
kü D. Yol'un bütünü Türkiye'nin
ından doğal olan da budır. {Türk devrimelieri açıs
durum farklıdır.
dur.! Ancak Kür t dev rimc ileri için
nün kurtuluşundan
Kuzay parçasının kurtuluşu bütü
eki kurtuluş hasoyutlanamaz. Bu nedenle Kuzeyd
53
.·e::~cti
t~;ı-ı paj·çuk.it ~L~i
; ıUı"·.... ~&iic. it ~~~. vt ~uYiuırı
yolunu zorunlu olarak arcıyacaktır. Türkiye devrimc i hareke ti ile aradığı gibi. Burada b:r
mukayese yapmak için
Polanya ulusal sorunu na
bakabiliriz. Polonya; Avustu rya, Almanya ve Ccrlık
Rusya'sı arasında olrnok üzere üç parçaycı bölünnıüştCı. Fakat her porcadokı aevrimc i hareKet bagiı
bulunduğu ülkedek i işçi hareke tine tabi duruma
gelmişti. Ancak Kürdistan'ın her parçasındaki hareke
t
icin benzer bir durum sözkonusu değildir. Örneğin.
Güney Kürdistan'deıki kurtuluş hareke ti Arap işçi
sınıfı !1areketine göre daha ileri boyutla r kazcınrn
.ş­
tır. Burjuva - feodal, milliyst ci önderfiğe alterna
tif
bir prolete r önderliğin yaratılması halinde horeke ·
tin sonuca ulaşma şansı büyüktü r. Eibette•ı<i Irak'taki genel devrimc i ve demok ratik hareke tin desteği­
nı alabilirs e. U!uslar aras: düzeyde, özellikle Ortadoğu'daki güçler dengesi önemlid ir. Kürt halkının,
Filistin halkının ve c:1 iğ~ r Ortadoğu halklarırır kurtuluşu açısındon da oıdugu gibi. Ortadoğu'dak! kuvvet cıerıgesino ctıdsl açısından ABD emper( alizminin ve gericiliğin kalesi olan iran'da bugün olup bitenle r son derece önemlidir. Bugünden fazla iyimser olmama k kaydıyla, iran'ın gericiliğin ~alesi olmaktan çıkması halinde veya en azından bugünk ü
sömürg eci ittifakta n devre dışı kalabilmesi halinde
bölgedeld güçler dengesinde halk güçleri, kurtuluş
güçleri lehine büyük bir değışiklik olacak ve yeni
perspe ktifler doğabllecektlr.
w
w
w
.a
rs
iv
a
ku
rd
.o
rg
ittifakların
Kürt
halkının
en büyük potansi yeli Kuzey KürVe kuzey'de hizla yükselen bir ulusaldemok ratik hareke t söz·konusudur. Bu potansi yelin
haı"ekete geçirilm esi, bir başkaldırıya dönüşebiime­
si olanaksız değildir. Böyle bir başkaldırının Türkidistan'dadır.
54
or
g
hareketin etki li bir
ye'deki devrimci ve dem okr atik
sömürge zincirinin pardesteğini alabilmesi halinde
Bu nedenle Kür t halkının
çalanması mümkündür.
k devrimine bağla­
ulusal kurtuluşunu bütünüyle Tür
tesb it etmek yanmak, bu öngörüye uygun rota lar
at kendisinin geliştirdiği bir
lıştır. Kür t halkının bizz
ürge boyunduruğunu kır­
kurtuluş har eke tiyle söm
ak görülemez.
ması zayıf bir olasılık olar
içerisinde aynı zave anlaşılır kılmaya.
manda görüşlerimizi açmaya
, özetle, Kür t
Anlattıklarımızı topa rlar sak
çalıştık.
özörgütünü yaratmasını şu
halkının kendi bağımsız
nedenlere bağlıyoruz :
ve D. Vol
eleştirisi
1 -
va
ku
r
d.
Kurtuluş
Kür t toplumunun sömürge
Uluslararası boyutları
şu -parçalanmtşlık gerçeği-
2 -
niteliği
olan bir sorun olu-
.a
rs
i
devriminin Tür k
Bu iki obje ktif fakt ör, Kürdistan
ilerini açıklar. Devdevrimine göre ayırdedici çizg
ı olarak, hedeflerinrimci adımın farklılığı, buna bağl
akla r), örgüt, müde, sınıflar kombinezonunda (ittif
ılık. Bu farklılıkla­
cadele ve calışma tarzındaki farkl
k yapı analizini konı:ı
rı, Kürdistan'ır. sosyo-ek0nomi
a ve daha som ut
olan bir incelememiz de etraflıc
w
w
olar ak belirleyeceğiz.
w
3 -
k solundaSub jej(t if fakt örle r : «Yani, Tür
. sosyalki sub jekt if ve pra gma tik yaklaşım
Partisirya
leta
şöven teori ve pratik, Pro
nin olmayışı vs ... »
{TEKOŞIN. Sayı : 1, st: 28)
Ba~ımsız örg ütle nme mlz i
ger ekti ren , Işte, bu
nfüğüdür.
obf ekti f ve sub(ektif koşullar bütü
55
GiRIŞ :
w
w
w
.a
rs
i
va
ku
r
d.
or
g
Kürt ulusal sorunu, Kürdistan'ın,
birinci emperyalist savaş sonrasındaki ikinci bölünmesini takiben dört parçalı bir statü içerisine sokulmasıyla
daha karmaşık bir sorun yapıldı. Dört parçalı statüsü. hiçbir parçada salt siyasal düzeyde bile olsa
bağımsız olarneyışı (devletini kuramayışı). tüm parçalarda sömürge statüsü içerisinde bulunması, şid­
deti ve sürekliliği itibariyle tarihte benzerine ender
rastlanan bir milli baskı ve soykırıma hedef olması,
ıılııslarnrası düzeyde güçlü bir sömürgec i ve emperyalist ittifakla yüzyüze olmasına karşın henüz ciddi
bir destekten yoksun bulunması. bütün bu olumsuzlukları birlikte taşıma::;ı, Kürt ulusal sorununu çağın
en büyük sorunionn dan birisi yapan kendine özgüyanlarıdır. Kısaca Kürt sorunu
herhangi bir ulusal
sorun değildir. Bu öze!Hkleri ile Ortadoğu devriminin «hassas» bir boyutunu oluşturmaktadır. Bu nedenle şu yo da bu ülkedeki çözüm şekinerini doğ­
matik bir anlayışla Kürt sorunu içinde geeerli sayıp
rahatlıyanların sandığı gibi basit değildir. Sorunun
doğru çözümü, Kürt toplumun un tarihsel, toplumsal ,
ekonomik ve siyasal gerçekler inin marksist tahlilinde yatmaktadır.
Yukarıdaki başlık altınCia bir dizi kitap ve yığın­
la yazı yayınlandı. Bizim amacımız bu konuda yazı­
lanları derleyip aktarmak olmayacaktır. Soruna salt
bir tarih merakı ile ilgi duyanlar varsa, bu konudaki
kaynaklar a başvurabilirler. Bizim amacımız kurtuluş
hareketin in bugününe ışık tutacak dersleri marksist
bir perspekti fle yakın ve uzak geçmişin içerisinden
56
uzak gecmışın pratiği
çıkarmaktır. Yakın ve
ut siyairilirse bug ünk ü som
doğru cia rak değerlend
in olmin
ki
bir deney biri
sal pra tik acısından zengin
eke tin
Bu konu daki yaklaşım har
duğu gör üle cek tir.
tı r.
ula rında n biri olacak
birliğinin temel kon
bul up
eğileceğ iz . Önce söbaşlayalım.
SÖMÜRGECiLiK ÜZERiNE
.o
e bugüne
söm ürg·e niteliği üzerind
bu poldı. Be lirte lim ki biz
kad ar çok ça polemik yapı
, bu
nkü
Çü
ık
beri katıld
lem ikle re daha başından
ybiri
n
e get iren tar afla rda
tes biti ilk ola-rak gündem
rtu
«Ku er i mizi o dön em de
dik. Bu kon uda ki görüşl
nok de ort aya koymuştuk. Bu
luş So sya list Dergi»
aam
açm
yol
yor um lara
taya 1şaret etmemiz yanlış
yerak
t ola
ğim i z nok ta, har eke
lı. Vu rgu lam ak istedi
un ma dı ğı­
sav
i
yen
eri
üşl
ni olduğumuz fak at bu gör
pay
n har eke tle kendimize bir
mızdır. Yoksa bur ada
göru
doğ
z . Önemli ola n
çıkarmak niy etin de değili
­
mak
kıl
n
ve bu görüşleri egeme
rüşleri benimsernek
rg
Soruna çeşitli boyutlarıyla
ala rak
mü rge cili k sor unu nu ele
rs
iv
ak
u
rd
Kürdistan'ın
tır.
w
w
w
.a
rinde solda uzun za Sö mü rge cifi k konusu üze
de
malar yapıldı ve halen
manda n beri yoğun tartış
n
ir. An cak bug ün geline
bu tartışmalar sürmek ted
ölç üde yararlı olabilmiş­
nok tad a bu tartışmalar ne
deneirdiğimizde «ilginç»
tir? Bu noktayı değerlend
ğını
lılı
ırız. Kavrayış fark
bile cek bir tab lo ile karşılaş
ri
rt solunun büt ün biri mfe
unu tma ma k kaydıyle, Kü
uğu
sta tüs ü içe risi nde bulund
Kürdistan'ın söm ürg e
çı
und
sol
rk
Tü
irler. · Fa kat
noktasında birleşmekted
ha>
uş>
z kadarıyla « Kurtul
dur um ~arklıdır. Bıldiğimi
57
.o
rg
riç tutulursa bütün diger Siyasi gruplar bu görüşü
reddetmekt edir. Yani solun her iki kesimi de bu noktada kendi iç inde bir bütün lük göstermekt edir. Benzer bir durum örgütlenme konusunda da sözkonu sudur. l<ürt d evrı mc i leri bcığ ım s ı z örgütlenmc yi, Türk
devrimciler i ise «ortak» örgütlenme yi savunmakta dı r. Bu özgül durumu anlamak ve açıklamak önemlidir. Suralar kavranmad an, görülen odur ki, sorun
ne ölçüde ikna edici tarzda konulursa konulsun deği şen pek birşey olmayacaktır.
ak
u
rd
Sizce Türk solunun sömürge tesbitini reddetmesinin temelinde «marksist sömürgecil ik teorisi»
değil , birçok baş ka nedenler yatmaktadır. işte tutarlı bir ideol oji !< mücadele bu nedenleri kavrayıp açı­
go çıkarmak l a yü r ütülebilır . Bu nedenleri kavramak
açısından çeşitli grupların yaklaşımını birkaç alıntı
ile özetlemeye ç a lışalım :
rs
iv
«Sc'Tl ürgecilk t e cns ye nl erı ~ ne şunları do hatırlat­
mak belki yara rlı olur : Sovunduklorı csömürge,
tezleri sefafet ve ez ı lmi ş lik edebiyat ı nı o~mamok­
todır. Marksistler tahllllerini
bu tür yakınmalara
dayan dı rm amalıdırlor ...
w
w
w
.a
Kürt devrimcileri oras ı nda Kürtlerin ayrı örgütlenmesi görüşü yaygın l ık arzetmekte ve böyle bir görüş yoygınlaştı k ço do tehlikesi daha bir artmaktadır ..... ..... ............... .... . .
58
...... Kü rt ulusuno ait bir proleterya partisinin kurulabilmesln i meşru gösterme çabası içerisindedirler ...... »
(Türkiye'de Kürt Meselesi ve Devrimci Hareketin
Görevleri 2, Devrimci Yol , Sayı : 10)
«Kürt mıl l iy etcisi «sömürgecili k» ve «ayrı örgütlen me» t ezi eri ......
.. .... «sömürgecilik» tezini ileri sürenler ve buradan yola çıkorak ayrı örgütlenmeyi savunanlar ......
..... . Ezilen Kürt milletının burjuva mlfliyetciliOi-
.a
rs
iv
ak
u
rd
.o
r
pla r sömü rg e tezini n
Görülecegi gib i bütün gru
ve ayrı örg ütle nmeyi meş­
«milliyetçi» bir tez olduğu
e bi rl eş­
ettiği g ö rüşü üzerind
rOiaştı r.mQya hiz me t
ütle nm e
örg
hareketle, ayrı
mektedirler. Bu gö rüşten
de
eşru gös term eik için
tezini çür ütm e.k, onu gayrim
at edecek olu rlarsa aysömürge olamayacağını isp
ersiz ola cak , me şru
örg ütle.nme tezi de geç
rı
n
kulardan ve önyargılarda
olmayacaktır. işte bu kuş
an
ınd
baş
a
dah
tah l ille ri,
yola çıktıklan için, büt ün
olu rsa ol sun isp at etına
as
bel irli bir görüşü ne pah
koy u bir sub jektivizm!e
rr.eye yön elik tir. Bu ö!çüde
ra..:
ği obj ekt if ola rak kav
m::!IOI olan kafaların ge rçe
a­
ılm
vaş
sa
le
. işte önc elik
maları . artık olanaks ı zdır
önBu
argılı ya'klaş ımlardır.
sı ger eke n bu tür öny
me vcu t olduğunda n birb iryargılar büt ün gru pla rda
l • faş i st» vs. diyen tüm
leri ne revizyonist, «sosya
üyl e birleşmektedirler. Sögru pla r bu kon ula rda tüm
nme tezi de hep sine gör e
mürge tezi de, ayrı örg ütle
g
tezine ... ırı
nin temeli olan söm ürge cilik
«Sömürgecilik» Me·
ve
ele
(Partin in Yolu . Mill i Mes
1)
:
selesi Üzerine . Sayı
revizyonistlerinin mill i·
«Kürt mill iyet çi ve modern
örgü tlen me anlayışla·
yetçi devrim. mücadele ve
t
ispa edebilmek için kab ul
rının do~rulu~u n u (!)
.
...
..
ları
ettirmeye çalıştık
tezi. .. .. .»
an»
dist
Kür
... . . . <<sömürge
52)
:of.:
5.
:
Sayı
ı.
ağ
Bayr
(Pa rti
w
«milliy~tcilikııtir.
hôl ve
w
e olg usunun her
Yalnız başına som urg
örg ütle nm eyi gerektirdiği ni
şartta kesin ola rak ayrı
erlendir­
yok dt;ğ;ldi r. Yuka r ıda ki değ
w
iddia edenler
bu
Kü rt solunda me vcu t olan
me~er bir yanıyla da
mektedir. Şunu bel irte
tür yaklaşımiara karşılık düş
i
değilde, Tür k dev rim eis
lim ki, Kürdistan sömürge
olda
s»
ulu
gib i sal t «ezilen
grupların idd ia ett i ğ i
Kürdistan ' ın
rd
.o
r
g
saydı. haldeki koşu llarda bağımsız örgütle nme
tezi
yine de dogru ve aevrımcı bır tespıt olacaktı . <,;unku
Kürt devrimcilerirıin bağımsız örgütle nmesin in biric~k şartı bu değildir. Aynı şekilde, sömürge
gerçeği
ile birlikte, Kürt ulusal kurtuluş hareke ti ile Türkiy e
devrim ci hareke ti arasında ideolo jik - politik bir birlik, progra matik bir birlik varolsaydı, ayrı örgü tlenme
elbette ki «prole ter devrim ci bir hak» olmayacaktı.
Yani her hôl ve şartta sömürge koşullarının örgütlenmenin belirle yicisi olabileceğ ini iddia etmek yanlıştır. Bazı k oşull arda
sömürge olgu su tek başına
örgü tlenmen in belirle yicisi olabildiği gibi. başka bazı koşullarda olmaya bilir de.
sömürge niteliği Kürt halkının baörgütle nmesin i gerekt iren faktörl erden birisidir, hepsi değil. Burada objekt if ve subjek tif yanlarıyla bir koşullar bütünlüğü sözkon usudur
. Bu nedenle salt bu tesbiti ileri sü rerek ayrı örgütle nmeyi
isbata çalışanların yanısıra, bu tezi çürüttüğü (!)
takdird e ayrı örgütle nmeni n «meşrOııluğunu yokedeceğ i ni sananl arda yanılmaktadır. Bugün kü koşulla
r~
da Kürt halkının bağımsız özörgü tünün yaratılması
«meşrOıı olmak tan öte prolete r devrim ci bir
görevdir. Tü rk solu nun. ayrı örgütle nme tezini çürütm e (!)
çabasıyla sömür gecilik sorunu na yaklaşması tam
bir
kavrayışsızlık ve düzeys izlik örneğidir. Bu nedenl
edir ·ki sömür gecilik sorunun da marks izm adına bir dizi
anti-m a rk sist tez ortalıkta dolaşmaktadır. Veri geldikçe bu marksizm-dışı görüşlerin eleştirisini yapa-
w
w
.a
rs
iv
ak
u
ğımsız
w
cağız.
Türk solunun hemen bütünü nün sömürge tezini
reddetm elerin i biz kendi payımıza yadırgamıvor, olağan karşılıyoruz . Sebebine gelince. Kürt toplum unun
yapısa ıl analizi ni yapma k, ittifakları
belirlemek, kı­
saca tarihse l sosyal - ekono mik, siyasal gerçek leri-
60
or
g
cilerinin bizzat kendileri~.
ni tah lil etmek Kürt devrim
rk devrimcilerinin Kürdisne düşen bir görevdir. Tü
bir
yaklaşımı dışarıdan
tan devriminin meselelerine
len
ilgi
pek
on
yapısal yanı onl
yakfoşımdır. Sorunun
una
sor
t siyasal düzeyde
dirmemektedir. Onlar sal
derleriZaten Ulusların Kendi Ko
yakloşmaktadırlar.
tır.
değil, siyasal bir ha.k
ni Tayin Haıkkı ekonomik
ezi
una
sor
rimcilerinden
Bu nedenle Ezen ulus dev
ek
beklem
yoklaşmalarını
len ulus devrimcileri gibi
r.
ıyo
naklan
eksik bir kavrayışton kay
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d.
pların enternasyona
Türk solundaki çeşitli gru
eims
sömürge tezini ben
list olabilmelerinin koşulu
i savuıımak­
·koşul UKTH ilkesin
melerı değildir. Bu
yaptıkların­
eıt, sömürge tes biti
tır. Bu doğruysa şaıyı
> ola rak
tclı
ri de «milliye
dan dolayı Kü rt devrimcile
koşullan
örgütlenmenin
nite!endirilemezler. Ortak
ri
savunmakta '<iirt devrimcile
olmadığı ha!de, onu
Oysa
n ölç ütü olamaz.
için enternasyonalist olmanı
ürge
söm
lnl
rt devrimci~e'r
gördük ki, tüm gru pla r Kü
llll«m
savundukları için
ve ayrı örgütlenme tezini
irler. Kü rt solundaki grupyetci» olarak nite!eme!<ted
un, bu
itik eğilimleri ne olursa ols
ların ide olo jik - pol
olai»
etç
illiy
e koyup «m
iki tesbit hepsini aynı keıfey
ı
baz
a
dir. Kü rt solund
rak damgalamaya yetmekte
ger
limlerin olduğu bir
milliyetçi ve opo rtü nis t eği
nu
limlerin savunuculu~u
çektir. Bu tür milliyetçi eği
ştı­
çalı
aya
sın. Burada anlatm
yaptığtmız anfoşılma
ığıdır. Yalvonfış ola rak kavranıld
ğımız milliyetciliğin
Soruna ma rks ist bir
dığıdır.
nış kıstasların kullanıl
cıkar­
, kısa vadeli grup
perspektifl-e bakıimamakta
layak
bir
tif
jek
faydacı ve sub
larının öne cıkardığı
olmaktadır.
bütün gruplarda egemen
şım
(devam edec&k)
61
g
ku
rd
.o
r
iv
a
.a
rs
Ne
•NEDE N AYRI BİH HAREKET
,
·YENİDEN EAGIMSIZ ÖRGÜTLENME ÜZERİNE
DEVRİMCİ
•
YOL VE KURTULUŞ
ELEŞtİ Sİ
.
ta
w
w
w
•KürtD ISTAN TARIH I -1
Download