T.C Sağlık Bakanlığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1

advertisement
T.C
Sağlık Bakanlığı
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
1. Genel Cerrahi Kliniği
Şef: Prof. Dr. Adil Baykan
ALT 1/3 REKTUM KANSERİNDE AMELİYAT ÖNCESİ
EVRELEMEDE ENDOREKTAL ULTRASONOGRAFİ(ERUS)
VE FAZ SIRALI (PHASED ARRAY) MR’IN ETKİNLİĞİ VE
CERRAHİ-HİSTOPATOLOJİK KORELASYONU
(Uzmanlık Tezi)
Dr. Ömer AVLANMIŞ
İstanbul-2007
1
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ ve AMAÇ…………………………………. 3
GENEL BİLGİLER………………………………. 5
GEREÇ ve YÖNTEM……………………………. 25
BULGULAR……………………………………… 27
TARTIŞMA……………………………………… 36
SONUÇ…………………………………………… 44
ÖZET……………………………………………... 45
KAYNAKLAR……………………………………. 46
2
GİRİŞ
Kolon ve rektum kanserleri; gastrointestinal sistemin en sık görülen
kanserleridir. Tüm kanserler arasında kolon ve rektum kanseri; sıklık açısından
dördüncü, kanserden ölüm nedenleri arasında da ikinci sırada yer almaktadır.
Rektum kanserinin ameliyat öncesi evrelemesi büyük önem taşımaktadır,
çünkü günümüzde mevcut çok sayıdaki tedavi olanaklarından hastaya uygun
birinin seçilmesinde karar verdirici en önemli etken tümörün evresidir. Klinik ve
histolojik olarak rektum kanseri tanısı konulduktan sonra, tümörün bölgesel
yayılımı ve olası uzak organ tutulumları araştırılır. Ameliyat öncesi evreleme
döneminde klinik muayenenin yanı sıra görüntülü inceleme yöntemlerinden
yararlanılır.
Rektum kanserinde tedavi stratejisinin (cerrahi, preoperatif radyo-kemoterapi,
postoperatif radyo-kemoterapi) doğru belirlenmesi lokal rekürrensi azaltmak ve
sağkalım oranını arttırmak için gereklidir. Lokal rekürrens oranı literatürde %332 arasında bildirilmiş olup (96), büyük bir bölümünde neden; lenfatik invazyon
ve lateral cerrahi sınırdaki(CRM) tümör pozitifliğidir (3,31).
Rektal kanser tanısında genel olarak rektal dijital muayene, sigmoidoskopi,
kolonoskopi, çift kontrastlı kolon grafileri ve histopatolojik yöntemler
kullanılmaktadır (14). Ancak bu yöntemlerle önemli prognostik faktörler olan
tümör derinliği ve lenf nodu (LN) tutulumu saptanamaz (52,118) Klinik ve
histo-patolojik olarak rektum kanseri saptandığında, tümörün bölgesel yayılımı
ve olası uzak organ tutulumları araştırılır. Evrelemede TNM sistemi
kullanılmakta olup klinik muayene ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır.
Rektum
kanserinin
bölgesel
evrelemesinde,
rektal
duvar
tutulumu
(T evreleme), tümörün perirektal yağlı doku uzanımlarının ve mezorektal faysa
tutulumunun (visceral rektal fasya) değerlendirilmesi, LN tutulumunun
saptanması (N evreleme) görüntüleme yöntemlerinin amacını oluşturmaktadır.
3
Rektum kanseri evrelemesinde kullanılan endorektal ultrasonografi (ERUS),
günümüzde tümörün rektal duvar tutulumunun değerlendirilmesinde doğruluğu
en yüksek olan (% 64-94) görüntüleme yöntemlerinden biri olarak
görünmektedir (58,59). Fakat yöntemin önemli dezavantajları; stenotik ve
rektosigmoid köşe tümörlerinin dedeğerlendirilmesindeki sınırlılığı, mezorektal
fasyanın ve mezorektal fasyaya yakın yerleşimli LN’larının görülememesidir
(74).
Bilgisayarlı tomografide (BT) spiral teknikle bile rektal duvar tabakaları
görüntülenememektedir. Lokal ileri rektum tümöründe çevre yapılardaki
tutulum ve rekürrensi değerlendirmede de limitasyonları vardır. Bununla birlikte
uzak metastazların saptanmasında halen kullanılan bir yöntemdir (30,102-104).
Son yıllarda manyetik rezonans görüntüleme (MRG) rektal kanser
evrelemesinde kullanım alanına girmiştir. Başlangıçta teknik sınırlamalar
nedeniyle sonuçlar hayal kırıklığı yaratsa da MR ekipmanı, sargılar (koil) ve
sekanslarda uygulanan teknik gelişmelere paralel olarak doğruluk oranı artmıştır
(74). Günümüzde yüksek uzaysal rezolusyonu, geniş görüntüleme alanı ve
kullanım kolaylığı sayesinde rektum kanserinin ameliyat öncesi evrelemesinde
ideal bir görüntüleme yöntemi haline gelmiştir.
Bu çalışmada histopatolojik olarak rektum kanseri tanısı almış 32 olgu,
ameliyat öncesi ERUS ve geliştirilmiş bir MR yöntemi olan faz sıralı (phased
array) MR ile evrelendirilmiş ve tümör lokalizasyonuna göre yöntemlerin
doğruluğu ameliyat sonrası histopatolojik evreleme ile karşılaştırılarak rektum
kanseri evrelemesindeki bu görüntüleme yöntemlerinin doğrulukları analiz
edilmiştir.
4
GENEL BİLGİLER
REKTUM ANATOMİSİ
Rektum promontoryum hizasında başlayarak, inferiorda anüs aracılığı ile
dışarı açılır. Uzunluğu 12-15 cm olup, çapı dolu veya boş olmasına göre değişir. Alt
parçası genişleyerek ampulla rektiyi oluşturur.
Rektum hem frontal hem de sagittal planda eğrilikler gösterir. Başlangıcından itibaren
aşağıya doğru inerken, sakrum ve koksiksin öne içbükeyliğini izleyerek fleksura sacralis
adı verilen eğriliği yapar. Diafragma pelvisten geçerek canalis analis ile öne doğru devam
eder. Anorektal bileşkede barsağın öne dışbükey olan eğriliğine fleksura perinealis denir.
Rektum ayrıca üstte sağa, ortada sola, altta tekrar sağa doğru olmak üzere yanlara doğru üç
eğrilik gösterir.(Resim 1,2)
RESİM 1. Rektumun longitudinal kesiti
5
RESİM 2 . Rektumun coronal kesiti
6
Rektumun diğer kolon segmentlerinden farklı olarak appendices epiploika, mezenter,
tenya koli ve haustraları yoktur. Rektosigmoid bileşkenin 5 cm üstünde taenia coli iki
muskuler band şeklinde biri rektumun ön, diğeri arka duvarında olmak üzere aşağıya doğru
iner. Rektumun üst üçte ikisi periton ile örtülüdür. Superiorda ön ve yan tarafları, inferiorda
yalnız ön kısmı periton ile kaplıdır. Periton bu son bölümde erkeklerde vesica urinariaya
atlayarak excavatio rectovesicalisi, kadında vaginanın arka duvarına atlayarak excavatio
rectouterina adı verilen periton çıkmazlarını yapar. Rektum boş durumda iken, alt parçanın
mukozası, rektumun genişlemesinde etkili olan birkaç longitudinal kıvrım gösterir.
Bunlardan başka, rektum genişlediği zaman daha çok belirginleşen yarım ay şeklinde plica
transversalis recti denilen sayıları değişen enine kıvrımları vardır
Rektumun Komşulukları:
Rektum, arkada 3., 4. ve 5. sakral vertebralar ve koksiks, superior rektal arter ve ven,
priform kas, sakral pleksus, sempatik trunk, koksigeal kas ve levator ani ile komşuluk
gösterir.
Öndeki komşulukları erkek ve kadında farklıdır. Erkekte rektumun ön yüzü mesanenin
fundusu ve vesicula seminalisin üst bölümünden excavatio rectovesicalis ile ayrılır. Bu
periton kıvrımının altında ise mesane ve vesicula seminalisin alt bölümleri, ductus
deferensler, üreterlerin terminal parçaları ve prostat ile komşudur. Kadında periton
kıvrımının üstünde uterus, vaginanın üst parçası; excavatio rectouterina ve bu çıkmaz
içindeki ileum kıvrımları rektumun önünde yer alırlar. Periton kıvrımının altında ise rektum
önde vaginanın alt bölümü ile komşuluk yapar.
7
RESİM 3. Rektum duvar katlarının elektron mikroskopik olarak görünümü
Rektum Kanserinin Histopatolojik Tipleri
Adenokarsinom (İyi, orta, az diferansiye)
Müsinöz adenokarsinom
Taşlı yüzük hücreli karsinom (Linitis Plastika) (A.Skiröz tip B.Lenfanjiozis tip)
Saydam hücre komponenli karsinom
Bazaloid ( kloakojenik ) karsinom
Koriokarsinomatöz diferansiyasyon gösteren adenokarsinom
Nöroendokrin diferansiyasyon gösteren adenokarsinom
Nöroendokrin tümörler (İyi diferansiye [Karsinoid Tm], Nöroendokrin karsinom, Küçük
hücreli karsinom)
8
REKTUM KANSERİNDE EVRELEME
Rektum kanserinin ameliyat öncesi evrelenmesi son zamanlarda yeni anlam ve önemler
üstlenmektedir. Rektal kanserin sınıflandırılması için 1932’den başlayarak çeşitli
sınıflamalar kullanılmıştır. ( Tablo 1-2-3) AJCC ( The American Joint Committee on Cancer
) ve UICC ( Union International Contre le Cancer ) bütün anatomik katlar için evrensel bir
evreleme geliştirmişlerdir. TNM evrelemesi invazyon derinliğini, metastazik lenf nodlarının
sayı ve yerini ve uzak metastaz varlığı veya yokluğunu vurgular.( Şekil 1).
A: Kanser rektal duvarla sınırlı. Lenf
tutulumu yok
B: Kanser perirektal dokulara geçmiş. Lenf
tutulumu yok
C: Lenf tutulumu var
Tablo 1: Duke’s sınıflaması
9
A: Mukozayla sınırlı
B1: Muskülaris mukozaya invaze fakat
aşmamış
B2: Muskülaris mukozayı aşmış
C1: Rektal duvarla sınırlı, lenf nodu
metastazı var
C2: Rektal duvarı aşmış, lenf nodu
metastazı var
Tablo 2: Astler ve Coller ( Modifiye Duke’s sınıflaması )
ŞEKİL-1
10
Primer Tümör ( T ) (Resim 4)
Tx: Primer tümör saptanmamış.
To: Primer tümöre ait görüntü yok
T1 : Tümör submukozayı istila etmiş
T2 : Tümör muskülaris mukozayı istila etmiş
T3 : Tümör perirektal yağlı alanla ilişkili
T4 : Tümör visseral peritonu yırtmış ve çevre
organlarla ilişkili
Lenf Nodları ( N )
Nx: Lenf nodu saptanmamış
No: Lenf nodu yok
N1: 1-3 perikolik veya perirektal lenf nodu
N2: 4 veya daha fazla lenf nodu
Uzak metastaz ( M )
Mx: Uzak metastaz varlığı tespit
edilelememiş
Mo: Uzak metastaz yok
M1 : Uzak metastaz var
Tablo 3 ( AJCC ve UICC TNM sınıflaması)
11
Resim 4
ERUS ve MRI rektal kanserin ameliyat öncesi evrelemesinde etkili bir tanı aracıdırlar.
İki önemli prognostik faktör olan, tümör derinliği ve lenf nodlarını saptamada yararlıdırlar.
Ameliyat seçimini ve uygulanacak tedavi modalitesinin belirlenmesinde rol oynarlar. Ayrıca
ameliyat hastaların ameliyat sonrası takiplerinde lokal nüksü erken olarak saptamada
kullanılabilirler.
Endorektal Ultrasonografi ( ERUS)
Endorektal ultrason (ERUS) rektal kanserlerin evrelemesinde kullanılmak üzere
geliştirilmiş bir tekniktir. Cihazda bir adet 25 cm uzunluğunda rektal prob, bu probun
ucunda 360º dönebilen bir transüder bulunmaktadır. Transüderin kristali 5, 7.5, 10 MHz’lere
ulaşabilir ve saniyede 4-6 tur yapabilir. Transüderin ucu işlemden önce dikkatle
hazırlanmalıdır. Rektal tüp rektal probun miline dikkatlice yerleştirilir. Daha sonra lateks
balon ile kaplı dönen transüder milin alt ucuna doğru yerleştirilir. En son olarak da
transüderi sabitleyen yüzükler takılır. 50 cc’lik bir enjektör yardımı ile transüderin balonu
30-50 cc serum fizyolojik ile hava kabarcığı kalmayacak şekilde doldurulur. İnceleme sol
lateral sims pozisyonunda rektal enema ile barsak temizliği yapılmış halde yapılır.
İnceleme öncesi hastaya mutlaka rektal tuşe yapılmalıdır.Aşağıda bizim kullandığımız
aletin resimleri ve incelemenin şematik görüntüsü bulunmaktadır (Resim 5-6-7-8-9).
12
RESİM 5
RESİM 6
13
RESİM 7
RESİM 8
14
RESİM 9
Rektal duvar etrafı perirektal yağ dokusu tarafından sarılan 5 tabakadan oluşmaktadır.
Ultrasonda rektal duvar 2-3 mm kalınlığında ve 5 tabakadan görüntülenir. Deneysel ve
klinik çalışma yaparak 5 tabakanın da görüntülenebilir olduğunu gösterilmiştir. Bu 5
tabaka her hastada ve her seviyede görüntülenmeyebilir. İyi görüntüleme probun rektum
lümeninin tam ortalamasıyla ve transüder balonunun ideal distansiyonu yaparak duvar ile
akustik kontağın sağlanmasıyla elde edilir.
5 tabaka sırasıyla şu anatomik katmanları simgeler;
1. Mucosa ile su dolu balonun arasındaki hiperekoik arayüzey
2. Hipoekoik derin mukoza ( Lamina propria ve muskülaris mukoza)
3. Hiperekoik submukoza
4. Hipoekoik muskülaris propria
5. Hiperekoik perirektal yağ dokusu
15
Bu tabakalar göze alındığında ilk 3 tabakada sınırlı tümör uT1, 4. tabakada sınırlı
tümör uT2, 5. tabakada sınırlı tümör uT3 olarak değerlendirilir. Tümör çevre dokulara
(vagen, prostat...) invaze ise uT4 olarak değerlendirilir.Aşağıda tabakaların şematik
görünümü ve ERUS görüntüleri bulunmaktadır.
Rektum tümörünün ultrasonografik evrelemesi, bütün rektal tabakalar
görülebildiğinden, TNM evrelemesine uygun olarak belirlenmiştir ( Tablo 4) (55).
Mukozal yüzey
Mukoza, muskülaris mukoza
Submukoza
Muskülaris propriya
Perirektal yağlı tabaka
Perirektal yağlı doku
Muskularis propria
Submukoza
Mukoza, muskularis mukoza
Mukıozal yüzey
16
uT1: Tümör submukoza ile sınırlı
uT2: Tümör muskülaris mukozayı istila etmiş, fakat aşmamış.
uT3: Tümör perirektal yağ dokusu ile ilişkili
uT4: Tümör etraf dokulara invaze
uNo: Lenf nodu tutulumu yok
uN1: Lenf nodu tutulumu var
Tablo 4: Ultrasonografik evreleme ( u harfi ön ek olarak kullanılmalıdır)
17
ERUS günümüzde rektal duvar tabakalarının değerlendirilmesinde güvenilir bir
yöntemdir. T evrelemede %69-97 dolaylarındaki oranları ile halen doğruluğu en
yüksek olan modalitelerden biridir (5,94). ERUS yüzeyel rektum tümör
evrelemesinde oldukça etkili bir yöntem olmakla birlikte lokal ileri kanser
evrelemesinde kullanışlı değildir. ERUS’ta 7.5 mHz prob ile elde edilebilen
görüntüleme alanı en fazla 52 cm
lik bir alandır. Küçük görüntüleme alanı
nedeniyle perirektal alana büyük ölçüde uzanan tümörün yayılımını ve periferdeki
mezorektal lenf nodlarını görüntüleyemez. Mezorektal fasyayı gösteremez. Stenoz
oluşturan tümörlerde uygulanımı zordur. Rektosigmoid bileşkeye uzanan yüksek
yerleşimli tümörler değerlendirilemez. ERUS’da akustik penetrasyonun sınırlı bir
derinliği göstermesi, tümör hacmi büyük olan evre T3 ve lokal ileri evre rektal
kanserlerin lokal yayılımının değerlendirilmesine engel teşkil etmektedir. ERUS
yüzeyel rektal kanser evrelemesinde oldukça doğru ve güvenilir bir yöntem
olmakla birlikte mezorektal eksizyon planının değerlendirilmesinde elverişli
değildir(8). ERUS işlemi yapana bağımlı bir yöntemdir. İşleme yapana bağımlı
olmasının avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Tek bir kişi
tarafından değerlendirildiği için yanlış sonuçlar elde edilebilmektedir. Fakat
ERUS’u genelde opersyonu yapacak cerrahlar uyguladığı için, bölge anatomisinin
hakim olunması, cerrahın tecrübesi ERUS sonuçlarının beklenenden daha doğru
olmasını sağlamaktadır.
ERUS incelemesinde LN’ının sayı, büyüklük ve morfolojisi kriter alınır.
ERUS’ta malign lenf nodları tipik olarak 5mm’den daha geniştir. Ovoid yapısını
kaybetmiş ve yuvarlak bir hal almışlardır.
3
Phased Array Manyetik Rezonans Görüntüleme(PA-MR)
Faz
sıralı
sargıların
(phased
array
coil)
kullanıma
girmesiyle
MR
görüntülemenin evreleme alanındaki performansı artmıştır. Gövde sargısı
kullanılarak çekilen MR’dan daha yüksek olan uzaysal rezolüsyonu, endorektal
coil MR ile benzer şekilde rektal duvar tabakalarının görüntülemesinin yanısıra
geniş görüntüleme alanı ile, PA-MR görüntüleme hem yüzeyel hem de lokal ileri
rektal tümörlerin evrelemesinde kullanışlı, noninvaziv bir yöntem haline gelmiştir.
Klostrofobisi olan hastalarda da önce ayaklar magnete girecek şekilde de inceleme
yapılabilir(feet-first), bu halde hastanın başı ve üst gövde kesimi magnet dışında
kalır.
Tümör loklaizasyonu ya da stenoz varlığı bu incelemede engel teşkil etmez.
Buna karşın yüzeyel sargı tekniği kullanılarak yapılan ilk MR çalışmalarında T
evrelemesindeki başarı oranı %55-65 olarak bildirilmiş, gövde sargısı kullanılarak
yapılan MR ve hatta BT ile yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında çok da yarar
sağlamadığı gösterilmiştir. MR’ın bu çalışmalardaki düşük performansı ilk
kullanıma giren faz sıralı tekniklerde uzaysal rezolüsyonun düşük olması ile
açıklanabilir. Yeni jenerasyon faz sıralı sargılarda uygulanan yüksek uzaysal
rezolüsyon bile T evremede başarı oranlarını beklendiği kadar yükseltmediği(%6586) gibi değerlendiriciler arasında hatırı sayılır farklılıklar gösterilmiştir.(9,17,42)
Buna karşın Brown ve ark. PA-MR ile yaptığı çalışmada rektal tümör
evrelemesinde %100 oranında doğruluk ve değerlendiriciler arasında tam uyum
bildirilmiştir.(21)
Rektal PA-MR görüntülemede farklı teknikler öne sürülmüş olmakla birlikte
optimal teknik için hala kabul edilmiş ortak bir görüş yoktur. Rezidü feçes varlığı
değerlendirmede hata yaratabileceğinden iyi bir rektal temizlik yapılması
gereklidir. Rektal lümen distansiyonu hala tartışılan bir yöntemdir. Rektal duvar
tabakalarının değerlendirilmesi için distansiyon oluşturulabilir, fakat luminal
19
distansiyon yaratmadan da optimal sonuçlar elde edilebildiği bildirilmiştir.(21)
Luminal distansiyon hava ya da pozitif/negatif kontrast madde ile
gerçekleştirilebilir. Hava ve negatif kontrast madde ile lümen T2A sekanslarda
hipointens, pozitif kontrast madde ile T1A sekanslarda hiperintens görülür.
Böylece farklı sinyal özelliğindeki tümör ayırtedilebilir. Çekim protokolünde iki
farklı yaklaşım söz konusudur: birincisi sadece T2A sekanslar, ikincisi hem T1A
hem de T2A sekanslarla görüntülemedir.
T2A imajlar, nefes tutmadan turbo spin echo sekanslar ile elde edilir. Gelişen
yüksek rezolüsyon matriksi, ince kesitler(< 5-6mm) ve küçük görüntüleme alanı
(FOV=field of view) ile birlikte yüksek rezolüsyon elde edilir.
Yağ baskılamalı T2A görüntüleme de perirektal yağlı dokuya tümör uzanımını
saptamak amacıyla kullanılabilir.(51)
Kontrastlı T1A görüntüler de elde edilebilir.(80,111,114) Dinamik kontraslı T1A
turbo spin echo sekanslar ERC-MR ile kullanılmıştır(117). PA-MR kullanan diğer
çalışmacılar konvansiyonel spin echo sekanslar kullanarak kontrastlı T1A
görüntüler elde etmişlerdir. T1A görüntüler alınırken intravenöz kontrast madde
kullanımı şarttır, çünkü kontrastsız incelemelerde rektal duvar katmanları ayrıntılı
olarak görüntülenemez. Kontrastlı T1A görüntülerde mukoza ve submukoza erken
ve yoğun kontrast tutulumu gösterirken muskularis propria kontrastlanmaz;
perirektal yağlı doku hiperintens izlenir. ERC-MR ve PA-MR da intravenöz
kontrast madde verilerek konvansiyonel spin echo sekanslar elde edilir. Ancak
lezyon evrelendirmede uyumsuz sonuçlar ve kontrastsız T2A turbo spin echo
sekanslar ile karşılaştırma yapılmadığından yarar sağlayıp sağlamadığı konusu hala
şüphelidir.
Rektumun görüntülemesi esnasında anal kanalın da değerlendirilebileceği
bildirilmektedir. ERC-MR a göre uzaysal rezolüsyonun düşük olmasına rağmen
PA-MR ile levator ani ve puborektal kaslar ile internal ve eksternal sfinkterler ve
anal kanal gibi major anatomik yapıların görüntülenebildiği bildirilmektedir(111)
Fakat rektum tümörünün özellikle aşağı yerleşimli olanlarında PA-MR’ın
sensitivitesi düşmektedir. Bunun nedeni rektumu çevreleyen perirektal yağlı
20
dokunun aşağıya inildikçe incelmesi ve rektumun anteriora dğru anatomik
yapısının yönelmesidir.
T2A görüntülerde yağ doku yüksek sinyalli ve muskuler tabaka düşük sinyalli
izlenirken, tümör dokusu bu yapılara göre orta dereceli sinyal intensitesine sahiptir.
Ayrıca intensitesi mukoza ve submukozadan da yüksektir. Mezorektal fasya
hiperintens görünümdeki perirektal yağlı dokuyu çevreleyen ince, hipointens bir
bant şeklindedir.
PA-MR inceleme mukoza ve submukoza katmanlarının ayrımında yetersiz
olduğundan T1 ve T2 evrelerini birbirinden her zaman ayırtedemez. T1 ve T2
evre tümörlerde submukoza ve onu çevreleyen sirküler kas tabakası arasındaki sınır
tümöral tutulum nedeniyle seçilemez, ancak muskularis propria ile onu çevreleyen
perirektal yağ doku arasındaki sınır intaktır. Yani muskularis propria ve perirektal
yağ doku arasındaki sınır net izleniyorsa tümör evre T1 ya da T2 ile sınırlıdır. Eğer
bu sınırı net izleyemiyorsak ve bu alanda tümöral uzanımlar mevcutsa tümör evre
T3 ile uyumludur. Evre T2 ve T3 ayrımının kesin kriteri perirektal yağlı doku
tutulumudur. Evre T4 tümörlerde pelvik duvara ait muskuler yapılar ve komşu
intrapelvik organlarda tümöre ait sinyal değişiklikleri izlenir.
Rektumun üst ve orta lenfatikleri inferior mezenterik LN’ına dökülür.
Rektumun alt kesimi öncelikle süperior rektal arteri izleyen lenfatikler tarafından
drene edilir ve inferior mezenterik nodlara katılır. Anal kanalın dentat çizgi
üzerinde kalan lenfatikleri süperior rektal lenfatikler yoluyla ya inferior mezenterik
ya da lateralde internal iliak LN’ına drene olurlar. Dentat çizginin altındaki
bölümün lenfatik drenajı öncelikle inguinal LN’ına doğrudur; ancak aynı zamanda
inferior ya da superior rektal LN’ına da dökülebilir.(70)
Rektal kanserin lokal rekürrensini belirleyen faktörlerden biri de LN
tutulumudur(2,3,15,89,103). Ancak preoperatif dönemde görüntüleme yöntemleri
ile nodal tutulum değerlendirilmesi halen problemlidir. Nodal tutulumda radyolojik
değerlendirme genellikle boyut ve şekil esas alınarak morfolojik kriterlere
dayanmaktadır.(27,61,116)
21
Metastatik LN’larını benign reaktif nodlardan ayırmada MR sınırlıdır.(22) MR
görüntülerde LN kısa eksen çapı, uzun eksen / kısa eksen oranı, sinyal intensitesi
(düşük, ara intensite, yüksek sinyalli), kontür yapısı (düzgün, lobule, spiküle,
belirsiz), homojen / heterojen sinyal özelliği, kontrastlanma patterni, venöz yapıları
çevrelemesi ve perirektal yağlı dokuda çizgilenme özelliklerine göre
değerlendirilebilir.
Kısa eksen çapına göre farklı boyutlar kabul edilmiştir. Pozitiflik kriteri olarak
3mm, 5mm, 8mm ve 10mm’yi esas alan çalışmalar
mevcuttur.(17,19,42,69,73,109,111,117) LN kısa eksen çapı >8mm sınır olarak
kabul edildiğinde daha doğru sonuçlar elde edildiği bildirilmektedir. Uzun eksen /
kısa eksen oranına göre elonge formda LN sıklıkla benign karakterdedir. Ancak
diğer tipler LN tutulumu açısından anlamlı değildir. Diğer özelliklerden spiküle ya
da belirsiz kontürlü olanlarda, heterojen ekopattern, heterojen kontrastlanma
patternine sahip olanlarda ve nadir izlenen ama varlığında önem kazanan venöz
yapılarda çevrelenme ve perirektal yağlı planlarda çizgilenme genellikle metastatik
LN’ında izlenen bulgular şeklindedir. Bunların arasında en çok belirsiz sınırlı
olanlarda pozitiflik oranı yüksektir. Bu kritere göre <5mm çaptaki metastatik
LN’lar da saptanabilmektedir.(67)
TEDAVİ
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüsünün dünya üzerinde kabul
gören resmi yayınlarına göre rektum kanserinin evrelere göre yapılan klasik
uygulamalar belirlenmiştir. Ancak özellikle radyoterapi (RT) ve kemoterapi (KT)
22
tedavilerinde
dünyanın
farklı
bölgelerinde
farklı
birleşimler,
dozlar
ve
zamanlamalar kullanıldığı için kesinlik içermemektedir.
Evre 0 rektum kanseri mukozada sınırlı kalır. Yüzeyel yapısı nedeniyle
polipektomi gibi sınırlı girişimler yeterli olur. Geniş tümörler için transanal,
transsakral rezeksiyonlar gerekir. Beş yıllık sağ kalım % 100’dür.
Evre I rektum kanseri (T1-2NOMO) (Dukes A veya Astler-Coller A ve B1 ).
Uygun olgularda low anterior rezeksiyon, sfinkteri tutan olgularda miles uygulanır.
Küçük, polipoid, iyi differansiye, anal vergeden en çok 8-10 cm uzaklıkta
yerleşmiş ve ERUS ve PA-MR ile iyi evrelenmiş T1 tümörler lokal eksizyonla
tedavi edilebilir. Eksizyon sınırları tümörden arınmış olmalıdır. T1 olgularda lenf
bezi metastazı olasılığı çok düşük olduğu için ek cerrahi tedavi genellile gerekmez.
Fakat yüksek gradeli, lenfovasküler invazyonu olan alt rektum lokalizasyonlu T1
tümörlerde ek tedavi (RT,KT) gerekebilir. T2 tümörlerde lenf bezi yayılımı yüksek
olduğu için hastaya standart radikal cerrahi önerilir. ERUS ve PA-MR ile T2 olarak
evrelenmiş distal yerleşimli olgularda mezorektumun distal rektumda kalınlığı
belirgin derecede azaldığı için lokal nüksü önlemek ve sürviyi arttırmak için
ameliyat öncesi RT veya kemoradyoterapi ve takiben cerrahi uygulanabilir.
Evre II (T3-4 NOMO) ( Dukes B, Astler-Coller B2) ve evre III (T1-2-3-4 N 1-2
M0) ( Dukes C, Astler-Coller C1-C2) rektum kanserlerinde low anterior rezeksiyon
ya da abdominoperineal rezeksiyon gibi radikal cerrahi girişimler gereklidir. Low
anterior rezeksiyon ve koloanal anastomozlarda koruyucu ostomiler tercih
edilmelidir. Tümör etraf organlara invaze olduğu durumlarda en-blok rezeksiyon
önerilir( Resim-8). Tümör üst 1/3 rektumda lokalize ise ERUS ile T2 ve T3 olarak
bulunan
tümörlerde radikal cerrahi girişimler ve ameliyat sonrası kemoterapi
uygulanır. Tümor orta 1/3 rektumda lokalize ise uT2 tümörlerde radikal cerrahi
uygulanır. Son yayınlarda ERUS’la uT3 saptanan tümörlere pelvik faz MRI ile
mesorektal fasyaya olan uzaklığa bakılır, 5mm’den fazla ise cerrahi tedavi ve
takiben kemoterapi uygulanır. Mezorektal fasyaya olan uzaklığı 5 mm’den az olan
uT3 tümörleri ameliyat öncesi lokal nüksü azaltmak ve sürviyi uzatmak için RT
veya kemoradyoterapi uygulanır. Tümör alt 1/3 rektumda yerleşimli ise uT2 ve
23
uT3 tümörlere ameliyat öncesi RT veya kemoradyoterapi yapılır. uT4 tümörlere
lokalizasyona
bakılmaksızın
ameliyat
öncesi
RT
veya
kemoradyoterapi
yapılmalıdır.Ameliyat öncesi RT ve KT’nin diğer iki avantajı, adjuvan tedavi
toksisitesinin azaltılması, sfinkterlerin korunması olasılığının artmasıdır. Evre II
tümörlerde % 60-75, evre III tümörlerde de %35-45 beş yıllık sağ kalım beklentisi
vardır.
Evre IV ( TXNXM1) rektal kanserler uzak metastazlı olgulardır. Tıkanıklıkla
seyreden olgularda saptırıcı stomalar, metastatik hastalıkta (KC, AC, overler) lokal
metastazektomiler önerilir. Sağkalım oranı %5-20’dir.
RESİM 10. T4N0M0, uterus ile birlikte en-blok rezeksiyon
24
GEREÇ VE YÖNTEM
Haziran 2005 – Temmuz 2007 tarihleri arasında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma
Hastanesi 1.Genel Cerrahi Kliniği’nde biyopsi ile rektum kanseri teşhisi konmuş
32 hastaya ameliyat öncesi endorektal ultrasonografi (ERUS) ve pelvik phased
array coil MRI (PA-MR) yapılmıştır. Hastaların yaşları 29 ile 75 arasında
değişiyordu. Hastaların 19’u kadın, 13’ü de erkek idi. Tüm primer rektum kanserli
hastalar lokalizasyon, stenoz durumu gözetilmeksizin çalışmaya dahil edildi.
Neoadjuvan kemo-radyoterapi almış hastalara tedavi sonrası 6.haftada ERUS ve
PA-MR tetkikleri uygulandı. İnrezektabl olan hastalar ve erken evre olup lokal
eksizyon yapılan hastalarla adenokarsinom dışı patoloji nedeniyle radikal cerrahi
uygulanan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastalar tümör lokalizasyonuna göre alt
rektum (anal girime uzaklık 0-7 cm) ve orta /üst rektum (anal girime uzaklık 8-15
cm) tümörü olarak ikiye ayrıldı. Bu çalışmada ERUS ve PA-MR’ın alt rektum
kanserlerindeki ameliyat öncesi evrelemede etkinlikleri araştırılmıştır. Neoadjuvan
tedavi alan hastaların çalışmaya dahil edilmesinin sebebi de budur.
ERUS Hasta Hazırlığı ve Yöntem:
Tüm hastalara işlem öncesi lavman yapılarak rektum temizliği sağlandı.
Hastalara ERUS işlemi İstanbul Özel Baykent Tıp Merkezinde tek doktor
tarafından yapıldı. ERUS incelemesi için B-K Falcon 2101 marka ultrason cihazı
ile Tip 1850 Endokonik marka prob kullanılarak 5,7,10 mHz’lik frekanslarla, içi su
ile dolu, havası alınmış 360 derecelik görüş alanına sahip balon kullanıldı.
İncelemeler hasta sims pozisyonundayken yapıldı. Rektum duvar ERUS’ta 5
tabaka halinde izlendi. Hastaların ERUS bulguları TN kriterlerine göre
evrelendirilip (Tablo 7) PA-MR ve histopatolojik bulgularla kıyaslandı.
Histopatolojik incelemeler Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji
Bölümü tarafından yapıldı.
25
uT1: Tümör submukoza ile sınırlı
uT2: Tümör muskülaris mukozayı istila etmiş, fakat
aşmamış.
uT3: Tümör perirektal yağ dokusu ile ilişkili
uT4: Tümör etraf dokulara invaze
uNo: Lenf nodu tutulumu yok
uN1: Lenf nodu tutulumu var
Tablo 7. Ultrasonografik olarak rektum tümörünün evrelemesi
PA-MR Hasta Hazırlığı ve Yöntem:
Tüm hastalara inceleme öncesi lavman yapılarak rektum temizliği sağlandı.
Çekim sırasında distansiyon için rektuma hava ya da sıvı verilmedi. Antispazmodik
medikasyon uygulanmadı. İntravenöz veya intrarektal kontrast madde
kullanılmadı.
Hasta supin pozisyonda önce ayaklar magnete girecek şekilde (feet-first) çekim
yapıldı. İncelemede 1.5 Tesla MR cihazında (Signa; GE Medical Systems,
Milwaukee, Wisconsin) faz sıralı gövde sargısı (phased array body coil)
kullanılarak aksiyal, koronal ve sagittal planda, yağ baskısız, T2A fast spin echo
sekansları ile görüntüler elde edildi.
MR değerlendirme Workstation monitör üzerinde yapıldı. Tümörler yerleşim
yerine göre alt ve orta/üst olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Dentate çizgiye göre 0-7 cm
tümörler alt, 7-12 cm orta ve 12-16 cm olanlar üst rektum tümörü olarak
değerlendirildi. Rektal duvar tabakaları ve mezorektal fasya, tümörün transmural
invazyon derinliği, mezorektal fasya tutulumu ve LN’ları değerlendirildi. Tümörün
26
invazyon derinliği TN sınflamasına göre ayrıldı (Tablo 8). Daha önceki
çalışmalarla benzer şekilde perirektal yağlı dokudaki çizgilenmeler tümör yayılımı
olarak kabul edilmedi.(88) Meorektal ve ekstramezorektal tüm LN’ının sayısı
saptandı ve kısa eksen uzunluğu ile uzun eksen/kısa eksen oranları kaydedildi. Kısa
eksen çapı 5mm üstü LN patolojik kabul edildi. Ayrıca düzensiz kenar özelliği
gösteren LN’ları patolojik kabul edildi.
mT1 Tümör submukoza ile sınırlı
mT2 Tümör muskularis mukozayı istila etmiş, fakat aşmamış
mT3 Tümör perirektal yağlı dokuyla ilişkili
mT4 Tümör etraf dokulara invaze
mN0 Lenf nodu tutulumu yok
mN1 Lenf nodu tutulumu var
Tablo 8. PA-MR’da rektum tümörünün evrelemesi
BULGULAR:
Çalışmaya toplam 32 hasta dahil edildi. 19 hasta kadın (% 59.375), 13 hasta
erkek (% 40.625) idi. Hastaların yaşları 29 ile 75(yaş ort) arasındaydı. Olguların
hepsine preoperatif Endorektal USG (ERUS) ve Pelvik Phased Array MRI (PAMR) uygulandı ve sonuçlar patolojik sonuçlarla kıyaslandı. Anal verge’ye 0-7 cm
uzaklıktaki tümörler alt rektum, 8-15 cm uzaklıktaki tümörler ort/üst rektum
tümörleri olarak sınıflandırıldı. ERUS ile incelenen 7 hasta uT2, 24 hasta uT3 ve 1
hasta da uT4 olarak evrelendi (Şekil 1). PA-MR ile incelenen 1 hasta mT1, 4 hasta
mT2, 22 hasta mT3 ve 5 hasta da mT4 olarak evrelendi (Şekil 2)(Tablo 9).
Vaka
Yaş Cins
Lokalizasy
Alt/orta/üst
Histopatoloji ERUS MR
on cm
T
T
ERUS MR Patoloji Patolo
N
N
T
ji
N
1
61 K
2
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N0 pT3
N0
2
59 E
8
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N0
3
44 K
3
Alt
Adeno ca
uT3
mT4 N1
N1 pT3
N2
27
4
71 K
7
Alt
Adeno ca
uT3
mT2 N0
N1 pT3
N2
5
53 K
10
Orta
Adeno ca
uT3
mT4 N1
N1 pT4
N1
6
56 E
14
Üst
Adeno ca
uT2
mT3 N1
N1 pT3
N0
7
57 K
2
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT2
N0
8
71 E
7
Alt
Adeno ca
uT2
mT2 N1
N1 pT2
N1
9
50 K
8
Orta
Adeno ca
uT2
mT3 N0
N1 pT3
N1
10
64 K
5
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N0
N0 pT2
N0
11
61 E
11
Orta
Adeno ca
uT2
mT3 N1
N0 pT3
N0
12
29 E
6
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N2
13
73 E
10
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N0
14
74 K
13
Üst
Adeno ca
uT2
mT2 N0
N0 pT3
N0
15
56 E
6
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N0
N0 pT2
N0
16
57 K
10
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N1
17
67 E
5
Alt
Adeno ca
uT3
mT4 N1
N0 pT3
N0
18
74 E
8
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N1
19
69 E
8
Orta
Adeno ca
uT3
mT2 N1
N1 pT2
N0
20
68 K
3
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N0
21
48 K
7
Alt
Adeno ca
uT3
mT4 N1
N1 pT3
N1
22
75 E
10
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N0 pT3
N2
23
65 E
2
Alt
Adeno ca
uT4
mT3 N1
N1 pT4
N1
24
67 K
7
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N0
25
61 K
9
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N0
N1 pT3
N0
26
39 K
7
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N0
27
68 K
11
Orta
Adeno ca
uT3
mT3 N1
N1 pT3
N0
28
53 K
5
Alt
Adeno ca
uT2
mT3 N1
N0 pT2
N0
29
47 K
4
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N0
N0 pT3
N1
30
38 K
7
Alt
Adeno ca
uT2
mT1 N0
N0 pT1
N0
31
51 E
7
Alt
Adeno ca
uT3
mT3 N0
N1 pT3
N2
32
52 K
5
Alt
Adeno ca
uT3
mT4 N1
N1 pT3
N1
28
Tablo 9. Çalışmamızda yer alan hastalar.
Şekil 1
25
20
15
uT2
uT3
10
uT4
5
0
uT2
uT3
uT4
35
Şekil 2
30
25
mT1
20
mT2
15
mT3
10
mT4
5
0
mT1
mT2
mT3
mT4
25
Şekil 3
20
15
ERUS
10
PA-MR
PATOLOJİ
5
0
T1
T2
T3
T4
Çalışmamızda ERUS’la 32 olgunun 22’sine doğru evreleme yapıldı. ERUS’un
doğruluk oranı tümör lokalizasyonuna bakılmaksızın % 68.75 idi. 32 olgunun 5’ine
ERUS’la aşağı evreleme (% 15.6), 5 hastaya da yukarı evreleme yapıldı (% 15.6)
(Şekil 4).
29
PA-MR ile 32 olgunun 21’ine doğru evreleme yapılmıştır. PA-MR’ın doğruluk
oranı tümör lokalizasyonuna bakılmaksızın % 65.6 idi. PA-MR ile 32 hastanın
8’ine yukarı evreleme (% 25), 3 hastaya da aşağı evreleme yapılmıştır (% 9.3)
(Şekil 7).
ERUS ile uT2 olarak evrelenen hasta sayısı 7 (% 21.8) olup bu hastaların 2
tanesi pT2 olup, 4 tanesi pT3, 1 tanesi de pT1 olarak sonuçlanmıştır. Yine ERUS
ile uT3 olarak evrelenen hasta sayısı 24 olup bu hastaların 19 tanesi pT3, 4 tanesi
pT2, 1 tanesi de pT1 olarak sonuçlanmıştır.
Alt rektum lokalizasyonundaki 19 hastanın (% 59.3) 15’ine ERUS’la doğru
evreleme yapılmıştır (% 78). 4 hastaya da yukarı evreleme yapılmıştır (% 21)
(Şekil 5). Orta/üst rektum lokalizasyonundaki 13 hastanın (% 40.6) 7’sine doğru
evreleme yapılmış (% 53.8) olup, 5 hastaya aşağı evreleme (% 38), 1 hastaya da
yukarı evreleme (% 7.6) yapılmıştır (Şekil 6). (Tablo 10-11)
N
T.PATOL - T.ERUS
T.PATOL < T.ERUS
T.PATOL > T.ERUS
T.ERUS = T.PATOL
Total
4
0
15
19
P değeri Wilcoxon
Signed Ranks Test
0,149
Tablo 10
N
T.PATOL - T.ERUS
T.PATOL < T.ERUS
T.PATOL > T.ERUS
T.ERUS = T.PATOL
1
5
7
Total
13
P değeri
Wilcoxon Signed
Ranks Test
0,372
Tablo 11
PA-MR ile mT1 olarak evrelenen hasta sayısı 1 (% 3.125) olup sonuç pT1 olarak
bulunmuştur. 4 hasta mT2 olarak evrelenmiş (% 12.5) bu hastaların 2’si pT2, 2’si
pT3 olarak sonuçlanmıştır. mT3 olan hasta sayısı ise 22 (% 68.75) olup, bu
hastaların 4 tanesi pT2, 1 tanesi pT4, 17 tanesi de pT3 olarak sonuçlanmıştır. mT4
olarak evrelenen 5 hastanın (% 15.6) 4 tanesi pT3, 1 tanesi de pT4 olarak
evrelenmiştir.
30
Alt rektum lokalizasyonundaki 19 hastanın (% 59.3) 9 tanesine PA-MR ile doğru
evreleme yapılmış (% 47.3), 2 hastaya aşağı evreleme (% 10.5), 8 hastaya da
yukarı evreleme yapılmıştır (% 42) (Şekil 8). Orta/üst rektum lokalizasyonunda
tümörü olan 13 hastanın (% 40.6) 12 tanesine doğru evreleme (% 92.3), 1 tanesine
de aşağı evreleme yapılmıştır (Şekil 9). (Tablo 16-13)
T.PATOL - T.MR
T.PATOL < T.MR
T.PATOL > T.MR
T.MR = T.PATOL
Total
N
P değeri
Wilcoxon Signed
Ranks Test
0
1
12
13
P=0,141
N
P değeri
Wilcoxon Signed
Ranks Test
8
2
9
19
P=0,098
Tablo 12
T.PATOL - T.MR
T.PATOL < T.MR
T.PATOL > T.MR
T.MR = T.PATOL
Total
Tablo 13
25
20
Şekil 4
22
%68.
15
doğru
evreleme
10
yukarı
evreleme
aşağı evreleme
5
0
%15.6 %15.6
ERUS GENEL
Şekil 5
15
doğru
evreleme
%78
10
yukarı
evreleme
5
aşağı evreleme
%22
0
%0
ERUS ALT REKTUM
31
7
6
5
Şekil 6
%53
doğru
evreleme
4
3
2
%38.4
1
0
aşağı evreleme
%7.6
ERUS ORTA/ÜST
REKTUM
25
20
yukarı
evreleme
Şekil 7
15
Doğru
Evreleme
10
Yukarı
Evreleme
5
Aşağı
Evreleme
0
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0
%65.6
%25 %9.3
PA-MR GENEL
Şekil 8
Doğru
Evreleme
%47.3 %42
Yukarı
Evreleme
Aşağı Evreleme
%10
PA-MR ALT REKTUM
Şekil 9
12
10
%92.3
Doğru
Evreleme
8
6
4
2
0
Yukarı
Evreleme
%5.2
Aşağı
Evreleme
PA-MR ORTA/ÜST REKTUM
Çalışmamızda LN’larının PA-MR, ERUS’la değerlendirilmesi yapılmış ve
patoloji ile karşılaştırılmıştır. Orta/üst rektum lokalizasyonlu tümörlerde toplam 13
hastanın 4 tanesinde ERUS’la doğru sonuç alınmıştır(% 30.7). Yine orta/üst
yerleşimli rektum tümörü olgularının 7 tanesinde PA-MR ile doğru LN
32
değerlendirilmesi yapılmıştır(% 53.8). Alt rektum lokalizasyonlu tümör olgularının
19 tanesinden 7’sinde ERUS’la doğru sonuç alınmış olup(% 36.8), 10 hastada ise
PA-MR ile doğru sonuç alınmıştır(% 52.6).(Şekil 10) (Tablo 14-15)
N.PATOL – N.ERUS
N.PATOL < N.ERUS
N.PATOL > N.ERUS
N.ERUS = N.PATOL
Total
N
P değeri
Wilcoxon Signed
Ranks Test
13
7
12
32
0,851
Tablo 14
N.PATOL - N.MR
N.PATOL < N.MR
N.PATOL > N.MR
N.MR = N.PATOL
Total
Tablo 15
12
10
MR doğru
evreleme
8
MR yanlış
evreleme
6
4
ERUS doğru
evreleme
2
0
alt rektum
orta/üst
rektum
ERUS yanlış
evreleme
Şekil 10 Lenf Nodu Evreleme
33
10
6
16
32
P=0,439
OLGU ÖRNEKLERİ:
Resim 1a
Resim 1b
Resim 1c
Olgu 1
Orta/üst rektum tümörü
Resim 1a: Aksiyel kesit PA-MR da m.propriayı aşmamış tümör görülüyor-mT2
Resim 1b: ERUS’ta tümörün perirektal yağlı dokuya uzandığı görülüyor-uT3
Resim 1c: Patolojik incelemede tümörün muskularis propriayı aşmadığı görülüyor-pT2
Resim 2a
Resim 2b
Resim 2c
Olgu 2
Alt rektum tümörü
Resim 2a: Aksiyel kesit PA-MR’da anteriorda vajen invazyonu olan tümör-mT4
Resim 2b: ERUS’ta tümörün vajene invazyonu olmadığı görülüyor-uT3
Resim 2c: Patolojik incelemede tümörün vajene invaze olmadığı görülüyor-pT3
34
Resim 3a
Resim 3b
Resim 3c
Olgu 3
Orta/üst rektum tümörü
Resim 2a: Aksiyel kesit PA-MR’da m. Propria bütünlüğü bozulmuş-mT3
Resim 2b: ERUS’ta perirektal yağlı dokuya uzanım görülüyor-uT3
Resim 2c: Patolojik incelemede de PA-MR ve ERUS’la uyumlu-pT3
Resim 4a
Resim 4b
Resim 4c
Olgu 4
Orta/üst rektum tümörü
Resim 2a: Aksiyel kesit PA-MR’da tümör mukoza ile sınırlı-mT1
Resim 2b: ERUS’ta da tümör m.propriayı aşmamış-uT1
Resim 2c: Patolojik incelemede de PA-MR ve ERUS’la uyumlu-pT1
35
TARTIŞMA:
Rektum kanseri tedavisindeki başlıca problemler lokal nüks ile cerrahi sonrası
anorektal ve genitoüriner fonksiyonlarda bozulmalardır. İyi prognoz ve hastanın
yaşam kalitesi için seçilecek uygun ve yeterli tedavi yöntemi doğru belirlenmelidir.
Seçilecek tedavi yönteminin doğru belirlenmesi (cerrahi, RT, KT) hastalığın
yayılımın ameliyat öncesi en doğru şekilde saptanması ile mümkün olur. Anorektal
fonksiyonların korunmasında önemi büyük olan eksternal ve internal sfinkterler
rektuma, genitoüriner fonksiyonlar için önemi büyük olan pelvik otonom sinir
sistemi de mezorektumu çevreleyen mezorektal fasyaya yakın komşuluk
göstermektedir(54). Rektumu çevreleyen mezorektum; lenfovasküler yapılar, yağ
dokusu ve nöral dokudan oluşmaktadır. Bu nedenle geniş rezeksiyon anorektal ve
genitoüriner fonksiyon bozukluğuna yol açabileceği gibi yetersiz rezeksiyon da
lokal nükse zemin hazırlamaktadır. Rektum kanserinde küratif rezeksiyon sonrası
lokal nüks oranları % 3-32 olarak bildirilmektedir(96). Lokal nüksün başlıca
sorumlusu da lateral cerrahi sınır(CRM) pozitifliğidir(3,89). Quirke ve Ark. CRM
pozitifliği olan rektum tümörü olgularında lokal nüks oranını % 83 olarak
bildirmişlerdir(89). Lokal nüks survi üzerine çok etkili olmasa da yaşam kalitesini
büyük oranda etkilemektedir. Lokal nüksü önlemenin en önemli yolları yapılacak
olan uygun total mezorektal eksizyon(TME) ve seçilmiş hastalarda uygulanan
preoperatif radyo-kemoterapidir.
Rektum tümörünün preoperatif evrelemesi çok önemlidir. Zira yapılacak
ameliyat şeklinin belirlenmesi, ameliyat öncesi hastaya RT/KT uygulama kararının
verilmesi tümörün preoperatif evrelemesiyle doğrudan ilişkilidir.
Rektum kanserinin evrelemesinde kullanılan görüntüleme yöntemleri; ERUS,
MR ve BT dir.
Birçok çalışmada ERUS ile invazyon doğruluğu % 81-94 olarak
bildirilmiştir(4,11,44,47,54,58,63,87,98,100). ERUS’la yukarı evreleme ortalama
% 10 olarak, aşağı evreleme ise ortalama % 5 olarak bildirilmiştir. Bizim
36
çalışmamızda ERUS’la 32 olgunun 22’sine doğru evreleme yapılmıştır. ERUS’un
doğruluk oranı tümör lokalizasyonuna bakılmaksızın % 68.75 dir. 32 olgunun 5’ine
ERUS’la aşağı evreleme (% 15.6), 5 hastaya da yukarı evreleme yapılmıştır. (%
15.6). Doğruluk oranımız alt rektum tümörlerinde % 78’e ulaşmaktayken (Tablo
10), orta/üst lokalizasyonlu rektum tümörlerinde % 53’te kalmaktadır (Tablo 11).
Bizim çalışmamızda tüm rektum tümörlerindeki doğruluk oranımız
literatürdeki çalışmalara yakındır. Üst rektum tümöründeki doğruluk oranlarımız(%
53) alt rektum tümörlerine(% 78) göre daha düşüktür. Üst rektum
lokalizasyonundaki tümörler daha obstruktif seyretmektedirler; dolayısıyla
ERUS’un obstruktif tümörlerdeki teknik zorluğu nedeniyle evrelemedeki doğruluk
oranlarımız düşmüştür. Üst rektum tümöründe 13 hastanın 6’sında (%46), alt
rektum tümörlerinde de 19 hastanın 4’ünde (%21) obstruksiyon mevcuttur ERUS
mezorektal fasyayı göstermez. Böylece ileri evre orta/üst rektum tümörlerinde ve
CRM tutulumu olan tümörlerde ERUS’un evrelemedeki doğruluk oranı
düşmektedir. Bizim çalışmamızda da ERUS ileri evre orta / üst rektum tümörlü
hastalarda aşağı evrelemelere neden olmuştur(% 38.4). Organ invazyonu (prostat,
seminal vezikül, vajen) olan T4 tümörleri ERUS gösterebilir; ancak organ
invazyonu olmadığı halde MRF’yi tutmuş T4 tümörleri ERUS, MRF’yi
gösteremediği için T3 olarak değerlendirir. ERUS’un rektum lezyonlarını
belirlemede doğruluğunu etkileyen klinik durumlar da bulunmaktadır(49,39,43).
1- Adenom ile sadece mukozayı tutmuş, çok erken evre kanseri ayırmakta
güçlük yaşanabilir. Daha önce biopsi yapılmış adenom ve T1 tümörlerin
evrelemesinde hata yapılabilir.
2- Üst evrelemenin en sık nedeni tümör etrafında oluşan inflamatuar hücre
birikimlerinin, desmoplastik değişikliklerin ve hipervaskülaritenin tümör
taklidi yaparak ERUS’ta tümör invazyonu görüntüsüne yol açmasıdır.
Özellikle de pT2 tümörler uT3 olarak evrelendirilir(95). Bizim çalışmamızda
pT2 olduğu halde uT3 olarak evrelenen hasta sayısı 4 olarak bulunmuştur.
37
Bugüne kadar yapılan birçok çalışmalarda ameliyat öncesi evrelemede rektal
tuşe, ERUS, BT, konvansiyonel MRI değerlendirmeleri de karşılaştırılmıştır (Tablo
16).
Perirektal lenf bezi tutulumu, rektum kanserlerinde yaşamsal açıdan ve de lokal
nüks açısından prognostik öneme sahiptir. Geniş hasta grupları ile çalışmalar
gösteriyor ki lenf nodu metastazı hasta yaşam süresini büyük ölçüde azaltıyor.
Lenfatik yayılım ile lokal tümör invazyon derecesi, tümör histolojisi ile damar
invazyonu arasında yakın bir ilişki vardır. Dahası lenf bezi metastaz sayısındaki
artma sağkalımı azaltmaktadır(76).
Perirektal alanda ERUS ile saptanan lenf bezi boyutu 5mm’den fazla ve ovalden
çok yuvarlak bir şekil almış ise metastaz açısından anlamlıdır(76). Biz de
çalışmamızda 5 mm’den fazla boyuta sahip lenf bezlerini değerlendirdik.
Yazar
Yıl
Hasta R.Tuşe ERUS BT
Romano (95)
1985 23
--
% 87
% 83
--
Rifkin (94)
1989 102
--
% 72
% 53
--
--
% 86
% 94
--
Holdsworth (58) 1988 36
MRI
Waizer (112)
1989 58
% 83
% 77
% 66
--
Beynon (11)
1989 42
% 62
% 95
% 71
--
Goldman (48)
1991 32
--
% 81
% 52
--
Akasu (4)
1990 41
--
% 80
% 46
--
Waizer (113)
1991 13
--
% 85
--
% 77
Herzog (54)
1993 87
--
% 91
% 75
--
Thaler (109)
1994 34
--
% 88
--
% 82
Stark (106)
1995 34
% 68
% 88
--
% 66
Joosten (64)
1995 15
--
% 66
--
% 66
Zerhouni (120)
1996 111
--
--
% 74
% 58
Zagoria (119)
1997 10
--
% 70
--
% 80
Kim (68)
1999 89
--
% 81
Tablo 16
38
% 65.2 % 81
Lenf bezi metastazları iyi sınırlı olup hipoekojen görünümdedir. Ancak yine de
hipoekojen lenf bezlerinde nonspesifik inflamasyon yüzde yüz ayırt edilemez
(11,12,20,26,28,33,35,37,40,45,47,56,57).
Lenf bezlerinin değerlendirilmesindeki sorun daha çok yanlış pozitifliktir. Yanlış
pozitif olmasının sebebi mezorektumdaki lenf bezlerinin farklı boyutlarda olması
ile açıklanabilir, çünkü geniş reaktif büyük boyutlu lenf bezlerinin ERUS’taki
görüntüsü malign lenf bezleri ile karışabilmektedir. Ayrıca unutmamak gerekir ki
normal boyutlardaki lenf bezlerinde dahi mikroskopik invazyon görülebilir.
Metastatik lenf bezlerinin %50 kadarının 5mm’nin altında olduğu gösterilmiştir
(121). ERUS ile lenf bezlerindeki mikrometastazları göstermek için yüksek
frekanslı (10mHz) probların kullanılması önerilir. Bizim çalışmamızda da lenf
nodu değerlendirilmesi 10 mHz’de yapılmıştır. Çalışmamızda ERUS’la 32 hastanın
23’ünde patolojik boyut ve morfolojide LN saptanmıştır. 12 hastada ERUS ve
patoloji, LN tutulumu açısından uygunluk göstermiştir (% 38). Orta / üst rektum
tümörlerinde ERUS’un nodal tutulum açısından doğruluk oranı % 30.7; alt rektum
tümörlerindeki doğruluk oranlarımız % 36.8 olarak bulunmuştur. Çalışmamıza
obstruktif tümörü olan hastalar da dahil olduğu için LN evrelemesindeki
oranlarımız literatürdekilere göre daha düşük görünmektedir (Tablo 13a). ERUS ile
LN evrelemelerindeki düşük oranımız obstruktif vakaları da çalışmaya dahil
ettiğimiz içindir. Obstruktif vakaları çıkardığımızda (n=10) ise nodal evrelemedeki
doğruluğumuz %54’e çıkmaktadır. Tablo 17 de literatürdeki oranlar görülmektedir.
39
Yazar
Sensivite
Spesifite
Doğruluk
Pozitif
Prediktif değer
Negatif prediktif
değer
Hildebrandt (55)
72%
83%
78%
_
Herzog (54)
89.2%
73.4%
80.2%
71.2%
90.4%
Sentovich (100)
100%
100%
-
-
73%
Fleshman (39)
-
-
-
37-5%
100%
Orrom (87)
88%
90%
88%
-
-
Glaser (47)
78%
80%
79%
76%
82%
Holdsworth (58)
57%
64%
61%
50%
70%
Milsom (83)
81%
80%
70%
74%
86%
Saitoh (97)
82%
73%
-
-
-
Rifkin (94)
67%
91%
-
-
-
Garcia-Aguilar (43)
33%
64%
64%
52%
68%
Akasu (6)
100%
60%
65%
26%
100%
Jochem (63)
90%
66%
72%
47%
95%
Frascio (41)
74%
73%
75%
-
-
Kim (66)
53.3%
75%
63.5%
70.6%
58.8%
Napoleon (85)
75%
92%
85%
86%
85%
Tablo 17
Rektum kanserinin evrelemesinde gövde sargısı (body coil) kullanılarak yapılan
MR incelemelerinde doğruluk oranları % 48-88 arasında
değişmektedir(1,69,73,99). Konvansiyonel MR tekniğine endorektal sargı
eklenmesiyle gerçekleştirilen ERC-MR, ERUS ile benzer doğruluk oranlarına
sahiptir (%71-91)(29,50,60,78,90,99,117).
PA-MR inceleme gövde sargısı ve endorektal sargı ile yapılan iki ayrı
incelemenin avantajlarını birleştirerek yüksek uzaysal çözünürlükle geniş
görüntüleme alanı sağlamakta ve bu sayede rektal kanserin lokal evrelemesinde tek
inceleme ile yeterli bilgi elde edebilmemize olanak vermektedir. T evrelemede
ERC-MR ile elde edilen başarı oranları PA-MR ile elde edilen oranlara yakındır.
PA-MR’ın avantajı endorektal sargı kullanılmadığı için hasta rahatsızlığı
oluşturmaması ve ERUS’daki dezavantajların birçoğunun ERC-MR’da da geçerli
olmasıdır. PA-MR’ın geniş görüntüleme alanına sahip olması ERUS’a olan
üstünlüğüdür. Özellikle perirektal yağlı doku invazyonu gösteren tümörlerde
40
mezorektum, mezorektal fasya ve LN’ını görüntüleyebilmesidir. Lokalizasyon,
boyut ya da stenoz durumuna bağımlı olmaksızın tüm rektum kanseri vakalarına
uygulanabilir.
PA-MR ile yapılan ilk çalışmalarda Dukes Sınıflaması ve T evrelemesindeki
başarı oranları % 55 gibi düşük oranlarda bildirilmesine karşın(51) bunu takip
eden, farklı tekniklerin kullanıldığı çalışmalarda duyarlılık oranları % 90’ın
üzerine, özgüllük oranları % 70-98’e yükselmiştir(10,21,32,114). Bu çalışmaların
LN tutulumunu gösterme başarısı ise % 29-76 arasında değişmektedir.
Bugüne kadar PA-MR ile T evrelemede bildirilen doğruluk oranları % 67-88
oranında değişmektedir. Bu oranlar tablo 14’de gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda
T evrelemede doğruluk oranı % 65.6 olup literatürdeki oranlara
yakındır(6,8,17,38,74,93) (Tablo 18).
Tümör derinliği (T evreleme) doğruluk oranları (%)
Akasu ve ark
82
Beets – Tan ve ark
83
Ferri ve ark
88
Beets – Tan ve ark
67 - 83*
Blomqvist ve ark
78**
Poon ve ark
74
Laghi ve ark
86
Peschaud ve ark
73
Arslan ve ark
70
Tablo 18. Literatürde PA-MR’ın T evreleme için bildirilen doğruluk
oranları. *: iki değerlendirici tarafından bildirilen oranlar **: Sadece T3
tümörler çalışmaya dahil edilmiştir
Mezorektal fasya değerlendirilmesinde PA-MR diğer görüntüleme yöntemlerine
göre daha ön plana çıkmaktadır. Mezorektal fasya tutulumunu saptamadaki
doğruluk oranları oldukça yüksek olup % 91-100 olarak bildirilmiştir
(6,8,16,21,23,38,64) (Tablo 19).
41
Mezorektal fasya tutulumu (%)
Akasu ve ark
(
)
Beets – Tan ve ark (
100
)
100
Brown ve ark
100
Brown ve ark
92
Bissett ve ark
95
Ferri ve ark
91
Peschaud ve ark(Fransa)
73
Tablo 19. Literatürde PA-MR’ın mezorektal fasya tutulumunu saptamadaki doğruluk oranları.
T3 tümörlerin değerlendirilmesinde tümör dokusu ile mezorektal fasya arasındaki
minimum uzaklığın değerlendirilmesi özellikle TME sonrası potansiyel rekürrens
açısından önemlidir. Başarılı bir TME sonrası bile % 15-20 oranında pozitif CRM
bildirilmiştir(24). PA-MR ile rektum tümörlerini preoperatif evrelemedeki amaç;
potansiyel CRM tutulumu olan ve neoadjuvan tedaviden yarar görebilecek evre T3
olguları
saptayabilmektir.
PA-MR’ın
ERUS’a
üstünlüğünün
en
önemli
noktalarından biri de budur. Tümörün perirektal yağlı dokuyu en fazla infiltre ettiği
yerden mezorektal fasyaya yapılan ölçüm 1mm veya daha az ise CRM
tutulumundan bahsedilir(18,74,91,92).
Rektum kanserinde PA-MR incelemede başlıca sorun T2 tümörlerde yüksek
evrelemedir. Bunun bir sebebi PA-MR’ın ERUS’ta olduğu gibi inflamatuar
reaksiyon,
duvar
ödemi,
desmoplastik
reaksiyon,
muskularis
mukoza
deformasyonunun tümör dokusundan ayrımında yanıltıcı olması (122), bir diğer
nedeni ise tümör lokalizasyonu ile açıklanabilir. Alt rektum tümörlerinde
PA-
MR hem evrelemede hem de CRM tutulumunun değerlendirilmesinde orta/üst
rektum tümörlerine göre yetersiz kalmaktadır. Peschaud ve ark’nın yaptığı
çalışmada CRM tutulumunu değerlendirmede alt rektum tümörlerinde hatalar
bildirilmektedir.
Bizim çalışmamızda PA-MR’la tümör lokalizasyonuna bakılmaksızın 32
hastanın 21’ine doğru T evrelemesi yapılmıştır(% 65.6). 8 hastaya yukarı
evreleme(% 25), 3 hastaya da aşağı evreleme(% 9.3) yapılmıştır. Orta/üst rektum
42
tümörlü 13 hastanın 12’sine PA-MR’la doğru evreleme(% 92.3) yapılmıştır(Tablo
16). Alt rektum tümörlü 19 hastanın ise sadece 9 tanesine PA-MR’la doğru
evreleme(% 47.3) yapılmıştır(Tablo 13).
Alt rektumda özellikle anterior yerleşimli olan tümörlerde PA-MR’ın başarı
oranının düşük olması ile ilgili birçok hipotez öne sürülmüştür. Alt rektumda
öncelikle orta/üst rektuma göre perirektal yağlı doku incedir. Mezorektal fasya
mezorektumun cerrahi rezeksiyonu için sınırdır ve PA-MR ile tümörün
değerlendirilmesinde referans görevi üstlenmektedir. Alt rektumda posteriorda
perirektal yağlı doku anteriora göre daha kalındır. Posteriorda mezorektal fasyayı
değerlendirmek kolayken anteriorda ön mezorektal fasyayı sınırlamak oldukça
güçtür. Anatomik olarak pelvisin konkavitesi nedeniyle aşağı rektum horizontal
bir pozisyondadır ve erkek hastalarda anteriorda seminal veziküllere kadınlarda
vajinal duvara oldukça yakındır. Böylece alt rektumun tüm anterior kanserlerinde
PA-MR ile ölçülen tümör-komşu organ arası uzaklık her zaman oldukça kısadır.
Cerrahi sırasında rektum ve mezorektum levator kasların seviyesine kadar
tamamen mobilize edilir. Bu nedenle PA-MR ile değerlendirmede anterior
organlarla temas halinde görünen bir alt rektum tümörü cerrahi mobilizasyon
sonrası çok daha uzakta yer almaktadır(19,34,91). Bu sebeple alt rektum
tümörlerinde özellikle de anterior yerleşimli tümörlerde PA-MR yukarı evreleme
yapabilmektedir (Bizim çalışmamızda % 42.1).
T3 ve T2 tümörlerde yapılan alt evreleme daha az karşılaşılan bir durum olup,
perirektal yağlı dokudaki mikroskopik infiltrasyona bağlıdır. PA-MR’da mukoza
ve submukoza tabakaları ayırt edilemediğinden, T1 ve T2 tümörler her zaman
birbirlerinden ayırt edilemezler.
Rektum kanserinde anal sfinkter tutulumu açısından Urban ve ark tarafından
yapılan ve rektumun 1/3 alt ve orta kesimini tutan 61 adenokarsinom olgusunu
kapsayan bir çalışmada, % 100 duyarlılık ve % 98 özgüllük oranları
bildirilmiştir(111). Bu çalışmada PA-MR’ın T ve N evrelemede limitli olmasına
rağmen sfinkter tutulumunun değerlendirilmesi ve yeterli cerrahi prosedürün
43
planlanmasında kullanılabilecek, kolay uygulanabilir bir yöntem olduğu sonucuna
varılmıştır.
PA-MR’da LN değerlendirilmesindeki başlıca sorun yanlış pozitifliktir. Bunun
sebebi boyutları artmış reaktif LN’ının görüntüsünün malign LN’ına benzemesidir.
Ayrıca unutmamak gerekir ki normal boyutlardaki LN’ında da mikroskopik
invazyon görülebilir. Bugüne kadar PA-MR ile LN tutulumunda doğruluk oranları
% 43 ile % 95 arasında değişmektedir(Tablo 20). Bizim çalışmamızda PA-MR ile
LN tutulumu doğruluk oranımız % 53.1’dir (Tablo 15).
LN tutulumundaki doğruluk oranları(%)
Kim ve ark
43-85
Feri ve ark
59
Laghi ve ark
75
Arslan ve ark (2007)
58
Tablo 20. Literatürde PA-MR ın LN tutulumunu saptamadaki doğruluk oranları
SONUÇ:
Rektum kanserleri tedavisinde ameliyat öncesi evreleme; tedavinin şeklini
belirleme açısından çok önemlidir. Günümüzde ileri evre rektum tümörlerinde
ameliyat öncesi uygulanan RT ve/veya KT’nin lokal nüksü azaltması, sfinkter
korunmasını sağlayabilmesi bir çok araştırmacı tarafından tartışılsa da rektum
tümörü cerrahisi yapan pek çok merkezde tedavinin değişmez bir parçasını
oluşturmaktadır.
Uygun tedavi şeklini belirlemek rektum tümörünü ameliyat öncesi doğru bir
şekilde evrelemekle mümkün olmaktadır. Evreleme için çeşitli görüntüleme
teknikleri (BT, konvansiyonel MR, endorektal koil MR, ERUS, PA-MR)
kullanılmaktadır. Günümüzde rektum cerrahisi yapılan merkezlerde T ve N
44
değerlendirmesi için en çok kullanılan görüntüleme yöntemleri ERUS ve PAMR’dır.
ERUS ve PA-MR’ın birbirlerine göre üstün olduğu noktalar vardır. ERUS;
mezorektal fasyayı gösteremez, tıkayıcı tümörlerde sınırlamaları vardır, deneyim
gerektirir; buna karşın PA-MR da özellikle alt yerleşimli rektum tümörlerinde
evreleme hataları yapabilmektedir.
Biz çalışmamızda; alt yerleşimli (0-7cm) rektum tümörleriyle, orta üst yerleşimli
(8-15cm) rektum tümörlerinde ameliyat öncesi evrelemede, PA-MR ve ERUS’un
doğruluklarını tartıştık. Alt rektum tümörlerinde ERUS’un, orta/üst rektum
tümörlerinde PA-MR’ın daha yüksek oranda doğru evreleme yaptığı saptanmıştır.
Sonuç olarak halen aşağı ve yukarı evreleme hataları olmakla beraber rektum
tümörlerinin ameliyat öncesi evrelemesinde ERUS ve PA-MR uygulanması
gereken görüntüleme yöntemleridir.
ÖZET:
Bu çalışmada Haziran 2005- Temmuz 2007 tarihleri arasında biopsi ile rektum
kanseri tanısı almış 32 hastaya ameliyat öncesi T ve N evrelemesi için Endorektal
USG (ERUS) ve Faz Sıralı MRI (PA-MR) tetkikleri uygulanmıştır.
Her iki tetkik de özellikle T evrelemesinde yüksek doğruluk oranlarına sahiptir.
N evrelemesinde ise başarı oranları T evrelemesine göre daha düşüktür.
PA-MR’ın özellikle yukarı yerleşimli ve tıkayıcı rektum kanserlerinde etkinliği
artmaktadır. ERUS ise aşağı yerleşimli rektum kanserlerinde PA-MR’a üstünlük
göstermektedir.
Sonuç olarak rektum tümörlü hastalarda tedavi stratejisini belirlemek için
hastalığın yayılımı ameliyat öncesi doğru saptanmalıdır. Ameliyat öncesi
evrelemeyi en doğru şekilde yapmanın yolu da PA-MR ve ERUS’un tüm rektum
kanserli hastalara uygulanmasıdır.
45
KAYNAKLAR
1. Abdel-Nabi H, Doerr RJ, Lamonica DM, Cronin VR, Galantowicz PJ, Carbone
GM, Spaulding MB. Staging of primary colorectal carcinomas with fluorine-18
fluorodeoxyglucose whole-body PET: correlation with histopathologic and CT
findings. Radiology. 1998; 206:755-60.
2. Abulafi AM, Williams NS. Local recurrence of colorectal cancer: the problem,
mechanisms,
management and adjuvant therapy. Br J Surg. 1994; 81:7-
19.
3. Adam IJ, Mohamdee MO, Martin IG, Scott N, Finan PJ, Johnston D, Dixon MF,
Quirke P. Role of circumferential margin involvement in the local recurrence of
rectal cancer. Lancet. 1994; 344:707 11.
4. Akasu T, Sunouchi K, Sawada T, Tsioulias GJ, Muto T, Morioka Y. Preoperative
staging of rectal carcinoma:prospective comparison of transrectal ultrasonography
and computed tomography.
Gastroenterology 1990; 98:268
5. Akasu T, Kondo H, Moriya Y, et al. Endorectal ultrasonography and treatment of
early stage rectal cancer. World J Surg 2000; 24:1061-1068.
6. Akasu T, Iinuma G, Fujita T, Muramatsu Y, Tateishi U, Miyakawa K, Murakami
T, Moriyama N. Thin-section MRI with a phased-array coil for preoperative
evaluation of pelvic anatomy and tumor extent in patients with rectal cancer. AJR
Am J Roentgenol. 2005; 184:531-8.
7. Baykan A., Yıldırım S., Öner M. : Türkiye klinikleri kolorektal kanser özel
sayısı, 9; 1: 46-53
8. Beets-Tan RG, Beets GL. Rectal cancer: review with emphasis on MR imaging.
Radiology. 2004; 232:335-46.
9. Beets-Tan RG, Beets GL, Vliegen RF, Kessels AG, Van Boven H, De Bruine A,
von Meyenfeldt MF, Baeten CG, van Engelshoven JM. Accuracy of magnetic
resonance imaging in prediction of tumour-free resection margin in rectal cancer
surgery. Lancet 2001 17; 357:497-504.
10. Beets-Tan RG, Beets GL, Borstlap AC, Oei TK, Teune TM, von Meyenfeldt MF,
46
van Engelshoven JM. Preoperative assessment of local tumor extent in advanced rectal
cancer: CT or high-resolution MRI? Abdom Imaging. 2000; 25:533-41.
11. Beynon J, Mortensen NJ, Foy DM, Channer JL, Virjee J, Goddard P. Preoperative
assessment
of
local
invasion
rectal cancer: digital examination, endoluminal sonography or computed
tomography Br J Surg 1986; 73:1015-7
12. Beynon J.: An evaluation of the role of rectal endosonography in rectal cancer.
Ann of Royal Coll. of Surgions of England 1989; 71:131-136.
13. Beynon J, Mortensen NJ, Foy DM, Channer JL, Rigby H, Virjee J. Preoperative
assessment of mesorectal lymph node involvement in rectal cancer. Br J Surg.
1989; 76:276-9.
14. Bipat S, Glas AS, Slors FJ, Zwinderman AH, Bossuyt PM, Stoker J. Rectal cancer:
local staging and assessment of lymph node involvement with Endoluminal US,
CT, and MR imaging – a metaanalysis. Radiology 2004; 232:773-783.
15. Birbeck KF, Macklin CP, Tiffin NJ, Parsons W, Dixon MF, Mapstone NP, Abbott
CR, Scott N, Finan PJ, Johnston D, Quirke P. Rates of circumferential resection
margin involvement vary between surgeons and predict outcomes in rectal cancer
surgery.Ann Surg. 2002; 235(4):449-57.
16. Bissett IP, Fernando CC, Hough DM, Cowan BR, Chau KY, Young AA, Parry BR,
Hill GL. Identification of the fascia propria by magnetic resonance imaging and its
relevance to preoperative assessment of rectal cancer. Dis Colon Rectum.
2001; 44:259-65.
17. Blomqvist L, Machado M, Rubio C, Gabrielsson N, Granqvist S, Goldman S,
Holm T. Rectal staging: MR imaging using pelvic phased-array and endorectal
coils vs endoscopic ultrasonography. Eur Radiol. 2000; 10:653-60.
18. Blomqvist L, Holm T, Rubio C, Hindmarsh T. Rectal tumours--MR imaging with
endorectal and/or phased-array coils, and histopathological staging on giant
sections. A comparative study. Acta Radiol. 1997; 38:437-44.
19. Blomqvist L, Rubio C, Holm T, Machado M, Hindmarsh T. Rectal
adenocarcinoma: assessment of tumour involvement of the lateral resection margin
47
in
by MRI of resected specimen. Br J Radiol. 1999; 72:18-23.
20. Boscaini., M., Montori, A.: Transrectal ultrasonography interpretation of normal
intestinal wall structure for the preoperative staging of rectal Cancer Scand. J.
Gastroenterol 1986;21 (Suppl 123):87.
21. Brown G, Richards CJ, Newcombe RG, Dallimore NS, Radcliffe AG, Carey DP,
Bourne MW, Williams GT. Rectal carcinoma: thin-section MR imaging for staging
in 28 patients. Radiology. 1999; 211:215-22.
22. Brown G, Richards CJ, Bourne MW, Newcombe RG, Radcliffe AG, Dallimore
NS, Williams GT. Morphologic predictors of lymph node status in rectal cancer
with use of high-spatial-resolution MR imaging with histopathologic comparison.
Radiology. 2003; 227:371-7.
23. Brown G, Radcliffe AG, Newcombe RG, Dallimore NS, Bourne MW, Williams
GT. Preoperative assessment of prognostic factors in rectal cancer using highresolution magnetic resonance imaging. Br J Surg. 2003; 90:355-64.
24. Brown G. Local radiological staging of rectal cancer. Clin Radiol. 2004; 59:213-4.
25. Brown G, Kirkham A, Williams GT, Bourne M, Radcliffe AG, Sayman J, Newell
R, Sinnatamby C, Heald RJ. High-resolution MRI of the anatomy important in total
mesorectal excision of the rectum. AJR Am J Roentgenol. 2004; 182:431-9.
26. Butch RJ, Staging rectal cancer by MR and CT. AJR,1986;146:1155-1160 Carroll,
B.A., : U.S. of the gastrointestinal tract Radiology 1989; 172:605-608.
27. Carrington B. Lymph nodes. In: Husband JES, Reznek RH, eds. Imaging in
oncology. Oxford, England: Dunitz, 1998.
28. Carroll, B.A., : U.S. of the gastrointestinal tract Radiology 1989; 172:605-608.
29. Chan TW, Kressel HY, Milestone B, Tomachefski J, Schnall M, Rosato E, Daly J.
Rectal carcinoma: staging at MR imaging with endorectal surface coil. Work in
progress. Radiology. 1991; 181:461-7.
30. Chiesura-Corona M, Muzzio Pc, Giust G, et al. Rectal cancer: Ct local staging with
histopathologic correlation. Abdom Imaging 2001; 26:134-138
31.de Haas-Kock DF, Baeten CG, Jager JJ, et al. Prognostic significance of radial
margins of clearance in rectal cancer. Br J Surg 1996; 83:781-785.
48
32. de Lange EE, Fechner RE, Edge SB, Spaulding CA. Preoperative staging of rectal
carcinoma with MR imaging: surgical and histopathologic correlation. Radiology.
1990; 176:623-8.
33. Dixon, K.A., Fry. K., Morson, Y.A.: Preoperative computed tomography of
carcinoma of the rectum. Br. J. Radiol. 1988; 54:655-675.
34. Diop M, Parratte B, Tatu L, Vuillier F, Brunelle S, Monnier G. "Mesorectum": the
surgical value of an anatomical approach. Surg Radiol Anat. 2003 Jul-Aug;
25:290-304. Epub 2003 4.
35. Eduard, E., Lange, M.R.: Preoperative Staging of Rectal Carcinoma with MR
imaging Surgical and histopathologic Correlation. Abdominal and
Gastrointestinal Radiology. Radiology 1990; 176:623-628.
36. Enck P, Heyer T, Gantke B, Schmidt WU, Schafer R, Frieling T, Haussinger D.
How reproducible are measures of the anal sphincter muscle diameter by endoanal
ultrasound? Am J Gastroenterol. 1997; 92:293-6.
37. Erbengi T.: Histoloji 2.Baski Gunes Kitabevi, Ankara, 1990;96:98.
38. Ferri M, Laghi A, Mingazzini P, Iafrate F, Meli L, Ricci F, Passariello R, Ziparo V.
Pre-operative assessment of extramural invasion and sphincteral involvement in
rectal cancer by magnetic resonance imaging with phased-array coil. Colorectal
Dis. 2005; 7:387-93.
39. Fleshman JW,Myerson RJ, Fry RD, Kodner IJ. Accuracy of transrectal ultrasound
in predicting pathologic stages of rectal cancer before and after preoperative
radiation therapy. Dis Colon Rectum 1992; 535:823-9.
40. Frans, Jan J., Hulswans M.D., Lisbeth, M.H., Mathus M.D.:Colorectal adenomas.
Inflamenatory Changes that Simulate Malignancy after Laser coagulationRadiology 1993; 187:367-371.
41. Frascio F, Giacosa A. Role of endoscopy in staging colorectal cancer. Semin Surg
Oncol 2001; 520:82-5
42. Gagliardi G, Bayar S, Smith R, Salem RR. Preoperative staging of rectal cancer
using magnetic resonance imaging with external phase-arrayed coils. Arch Surg.
2002; 137:447-51.
49
43. Garcia-Aguilar J, Pollack J, Lee SH, et al. Accuracy of endorectal ultrasonography
in preoperative staging of rectal tumors. Dis Colon Rectum 2002; 45:10-15.
44. Garcia-Aguilar J, Pollack J, Lee S-H, Hernandez de Anda E, Mellgren A,
Wong WD, Finne CO,Rothenberger DA, Madoff RD. Accuracy of endorectal
ultrasonography in preoperative staging of rectal tumors. Dis Colon Rectum
2002; 45:10-5
45. Gernot F., Fel, M.D., Hildebrant, M.D.: New Diagnostic imaging in Rectal Cancer:
Endosonography and immunoscintigraphy, world J., Surg. 1992; 16:841-847.
46. Genna M, Leopardi F, Valloncini E, Veraldi GF. Results of preoperative staging
using endosonography in rectal cancer. Minerva Chir 2000; 55:409-414.
47. Glaser F, Schlag P, Herfarth C. Endorectal ultrasonography for the assessment of
invasion of rectal tumor and lymph node involvement. Br J Surg 1990:77:883-7.
48. Gold DM, Halligan S, Kmiot WA, Bartram CI. Intraobserver and interobserver
agreement in anal endosonography. Br J Surg. 1999; 86:371-5.
49. GORE Richard M., "The Radiologic Clinics of North America Vol. 35 No. 2",
1997; 404-405.
50. Gualdi GF, Casciani E, Guadalaxara A, d’Orta C, Polettini E, Pappalardo G. Local
staging of rectal cancer with transrectal ultrasound and endorectal magnetic
resonance imaging: comparison with histologic findings. Dis Colon Rectum 2000;
43:338-345
51. Hadfield MB, Nicholson AA, MacDonald AW, Farouk R, Lee PW, Duthie GS,
Monson JR. Preoperative staging of rectal carcinoma by magnetic resonance
imaging with a pelvic phased-array coil. Br J Surg. 1997; 84:529-31.
52. Harrison JC, Dean PJ, el Zeky F, Vander ZR. From Dukes through Jass:
pathological prognostic indicators in rectal cancer. Hum Pathol 1994; 25:498-505.
53. Havenga K, DeRuiter MC, Enker WE, Welvaart K. Anatomical basis of autonomic
nerve-preserving total mesorectal excision for rectal cancer. Br J Surg.
1996; 83:384-8.
54. Herzog U, von Flue M, Tondelli P, Schuppisser JP. How accurate is endorectal
ultrasound in the preoperative staging of rectal
50
cancer? Dis Colon Rectum 1993; 36:127-34
55. Hildebrant U., Feifel G. Preoperaitve staging of rectal cancer by intrarectal
ultrasound. DCR:1985; 28:42-6
56. Hildebrant, V., Beynon J., Feitel. G., Mortensen NJ..Endorectal Sonography In:
Feifel G., Hildebrant U., Mortensen NJ, eds.Endosonography in gastroenterelogy,
gynecology and urology. Berlin, Germany: Springer-Vermag. 1990;81-130.
57. Hildebrandt, U., Klein T., Feifel, G., Schwarz, H.P.: Endosonography of pararectal
lymph nodes, invitro and invivo evaluation Dis. Colon Rectum 1990; 33:863.
58. HOLDSWORTH P.J. JOHNSTON D., CHALMERS A.G., CHENNELLS
P. DIXON M.F., FINAN P.J., et al, "Endoluminal Ultrasound and
Computed Tomography In The Staging of Rectal Cancer", British Journal of
Surgery No:85,1988; 1019-1022
59. Hulsmans FJ, Tio TL, Fockens P, et al. Assessment of tumor infiltration depth in
rectal cancer with transrectal sonography: caution is necessary. Radology
1994; 190:715-720
60. Indinnimeo M, Grasso RF, Cicchini C, Pavone P, Stazi A, Catalano C, Scipioni A,
Fanelli F. Endorectal magnetic resonance imaging in the preoperative staging of
rectal tumors. Int Surg. 1996; 81:419-22.
61. Jager GJ, Barentsz JO, Oosterhof GO, Witjes JA, Ruijs SJ. Pelvic adenopathy in
prostatic and urinary bladder carcinoma: MR imaging with a three-dimensional TIweighted magnetization-prepared-rapid gradient-echo sequence. AJR Am J
Roentgenol 1996; 167:1503-7.
62. Jass JR, Love SB. Prognostic value of direct spread in Dukes’ C cases of rectal
cancer. Dis Colon Rectum 1989; 32:477-480
63. Jochem RJ, Reading CC, Dozois RR, Carpenter HA, Wolff BG, Charboneau JW.
Endorectal ultrasonograpic staging of rectal carcinoma. Mayo Clin Proc
1990; 65:1571-7
64. Joosten FB, Jansen JB, Joosten HJ, Rosenbusch G. Staging of rectal carcinoma
using MR double surface coil, MR endorectal coil and intrarectal ultrasound:
correlation with histopathologic findings. J Comput Assist Tomogr 1995; 519:752-8.
51
65. Katsura Y, Yamada K, Ishizawa T, Yoshinaka H, Shimazu H. Endorectal
ultrasonography for the assessment of wall invasion and lymph node metastasis in
rectal cancer.Dis Colon Rectum 1992; 35:362-368
66. Kim HJ, Wong WD. Role of endorectal ultrasound in the conservative
management of rectal cancers. Semin Surg Oncol 2000; 19:358-66
67. Kim JH, Beets GL, Kim MJ, Kessels AG, Beets-Tan RG. High-resolution MR
imaging for nodal staging in rectal cancer: are there any criteria in addition to the
size? Eur J Radiol 2004; 52:78-83.
68. Kim NK, Kim MJ, Yun SH, Sohn SK, Min JS. Comparative study of transrectal
ultrasonography, pelvic computerized tomography, and magnetic resonance
imaging in preoperative staging of rectal cancer. Dis Colon Rectum 1999; 42:770775.
69. Kim NK, Kim MJ, Park JK, Park SI, Min JS. Preoperative staging of rectal cancer
with MRI: accuracy and clinical usefulness. Ann Surg Oncol. 2000; 7:732-7.
70. Kodner IJ, Fry RD, Fleshman JW, Birnbaum EH: Colon, rectum and anus. In
principles of Surgery. Sixth edition. Schwartz SI, Shires GT, Spencer FC (eds)
Mcgraw-Hill, Inc. 1994; Ch 26: 1191-1306.
71. Kruskal JB, Sentovich SM, Kane RA. Staging of rectal cancer after polypectomy:
usefulness of endorectal US. Radiology 1999; 211:31-5.
72. Kwok H, Bissett IP, Hill GL. Preoperative staging of rectal cancer. Int J Colorectal
Dis. 2000; 15:9-20. Review.
73. Kusunoki M, Yanagi H, Kamikonya N, Hishikawa Y, Shoji Y, Yamamura T,
Utsunomiya J. Preoperative detection of local extension of carcinoma of the rectum
using magnetic resonance imaging. J Am Coll Surg. 1994; 179:653-6.
74. Laghi A, Feri M, Catalano C, et al. Local staging of rectal cancer with MRI using
a phased array body coil. Abdom Imaging 2002; 27:425-431.
75. Lee P, Oyama K, Homer L, Sullivan E. Effects of endorectal ultrasonography in
the surgical management of rectal adenomas and carcinomas. Am J Surg 1999;
177:388-391.
76. Matthew D., Rifkin MD,: Staging of rectal Carcinoma: Prospective
52
comparison of Endorectal US and CT. Radiology, 1989; 170:319-322.
77. Mackay Sg,Pager CK, Joseph D, Stewart PJ, Solomon MJ. Assesment of accuracy
of transrectal ultrasonography in anorectal neoplasia. Br. J. Surg 2003; 90: 346-50
78. Maldjian C, Smith R, Kilger A, Schnall M, Ginsberg G, Kochman M. Endorectal
surface coil MR imaging as a staging technique for rectal carcinoma: a comparison
study to rectal endosonography. Abdom Imaging 2000; 25:75-80.
79. Marone P, Petrulio F, de Bellis M, Battista Rossi G, Tempesta A. Role of
endoscopic ultrasonography in the staging of rectal cancer: a retrospective study of
63 patients. J Clin Gastroenterol 2000; 30:420-424.
80. Masi A, Olmastroni M, Lascialfari L, Messerini L, Fucini C, Cataliotti L, Ficari F,
Tonelli F. Magnetic resonance with endorectal coil in the locoregional staging of
rectal carcinoma. Radiol Med (Torino). 1995; 90:431-7.
81. Massari M, De Simone M, Cioffi U, Rosso L, Chiarelli M, Gabrielli F. Value and
limits of endorectal ultrasonography for preoperative staging of rectal carcinoma.
Surg Laparosc Endosc 1998; 8:438-444.
82. Mier AG, Barton PP, Heuhold NR, Herbst F, Teleky BK, Lechner GL. Peritumor
tissue reaction at ERUS as a possible cause of overstaging in rectal
cancer:Histopathologic correlation. Radiology 1997; 5203:785-9
83. Milsom JW, Czyrko C, Hull TL, Strong SA, Fazio VW Preoperative biopsy of
pararectal lymph nodes in rectal cancer using endoluminal ultrasonography.
DisColon Rectum 1994; 547:364-8
84. Milsom JW, Graffner H. Intrarectal ultrasonography in rectal cancer staging and in
the evaluation of pelvic disease: clinical uses of intrarectal ultrasound. Ann Surg
1990; 212:602-606.
85. Napoleon B, Pujol B, Berger F, Valette PJ, Gerard JP, Souquet JC. Accuracy of
endosonography in the staging of rectal cancer treated by radiotherapy. Br J Surg
1991; 578:785-8
86. Nicholls RJ, York Mason A, Morson BC, et al: The clinical staging of rectal
cancer. Br J Surg.1982; 69: 404-409
87. Orrom WJ, Wong WD, Rothenberger DA, Jensen LL, Goldberg SM. Endorectal
53
ultrasound in the preoperative staging of rectal tumors. A learning experience. Dis
Colon Rectum 1990; 33:654-9
88. Otchy DP, Nelson H. Radiation injuries of te colon and rectum. Surg Clin North
Am 1993; 73:1017-1035.
89. Quirke P, Durdey P, Dixon MF, Williams NS. Local recurrence of rectal
adenocarcinoma due to inadequate surgical resection. Histopathological study of
lateral tumour spread and surgical excision. Lancet. 1986 1;2:996-9
90. Pegios W, Vogl J, Mack MG, Hunerbein M, Hintze H, Balzer JO, Lobeck H, Wust
P, Schlag P, Felix R. MRI diagnosis and staging of rectal carcinoma. Abdom
Imaging. 1996; 21:211-8.
91. Peschaud F, Cuenod CA, Benoist S, Julie C, Beauchet A, Siauve N, Taieb-Kasbi F,
Penna C, Nordlinger B. Accuracy of magnetic resonance imaging in rectal cancer
depends on location of the tumor. Dis Colon Rectum. 2005; 48:1603-9.
92. Phang PT. Total mesorectal excision: technical aspects. Can J Surg. 2004; 47:130-7.
93. Poon FW, McDonald A, Anderson JH, Duthie F, Rodger C, McCurrach G, McKee
RF, Horgan PG, Foulis AK, Chong D, Finlay IG. Accuracy of thin section
magnetic resonance using phased-array pelvic coil in predicting the T-staging of
rectal cancer. Eur J Radiol. 2005; 53:256-62.
94. Rifkin MD, Ehrlich SM, Marks G. Staging of rectal carcinoma: prospective
comparison of endorectal US and CT. Radiology 1989; 5170:319-22
95. Romano G, de Rosa P, Vallone G, Rotondo A, Grassi R, Santangelo ML.
Intrarectal ultrasound and computed tomography in the pre- and postoperative
assessment of patients with rectal cancer. Br J Surg 1985; 727-9
96. Sagar PM, Pemberton JH. Surgical management of locally recurrent rectal cancer.
Br J Surg. 1996 Mar; 83:293-304.
97. Saitoh N, Okui K, Sarashina H, Suzuki M, Arai T, Nunomura M. Evaluation of
ecographic diagnosis of rectal cancer using intrarectal ultrasonic examination. Dis
Colon Rectum 1986; 529:234-42
98. Santoro GA, Pastore C, Barban M, Di Falco G. Role of endorectal ultrasound in
the management of Rectal cancers. Hepato-Gastroenterology 2001; 548 (SI):CXIX
54
99. Schnall MD, Furth EE, Rosato EF, Kressel HY. Rectal tumor stage: correlation of
endorectal MR imaging and pathologic findings. Radiology. 1994 Mar; 190:709-14.
100. Sentovich S, Blatchford G, falk P, Thorson A, Christensen M. Transrectal
ultrasound of rectal tumors. Am J Surg 1993; 166:638-41
101. Solomon MJ, McLeod RS, Cohen EK, Simons ME, Wilson S. Reliability and
validity studies of endoluminal ultrasonography for anorectal disorders. Dis Colon
Rectum. 1994; 37:546-51.
102. Soyer P, Bluemke DA, Fishman EK. CT during arterial portography fort he
preoperative evaluation of hepatic tumors.: how, when, and why? AJR 1994;
163:1325-1331
103. Soyer P, Bluemke DA, Hruban RH, et al. Hepatic metastases from Colorectal
cancer: detection and false-positive findings with helical CT during arterial
portography. Radiology 1994; 193:71-74
104. Soyer p, Lacheheb D, Levesque M. CT arterial portography of the abdomen: effect of
injecting papaverine into the mesenteric artery on hepatic contrast enhancement. AJR
1993; 160:1213-1215.
105. Spinelli P, Schiavo M, Meroni E, Di Felice G, Andreola S, Gallino G, Belli F, Leo E.
Results of EUS in detecting perirectal lymph node metastases of rectal cancer: the
pathologist makes the difference. Gastrointest Endosc. 1999; 49:754-8.
106. Starck M, Bohe M, Fork FT, Lindstrom C, Sjoberg S. Endoluminal ultrasound and
low-field magnetic resonance imaging are superior to clinical examination in the
preoperative staging of rectal cancer. Eur J Surg 1995; 5161:841-5
107. Stoker J, Rociu E, Wiersma TG, et al. Imaging of anorectal disease. Br. J.
Surg.1999; 87:10-27
108. Tang R, Wang JY, Chen JS, et al. Survival impact of lymph node metastasis in
TNM Stage III carcinoma of the Colon and Rectum. J Am Coll Surg 1995; 180:705712.
109. Thaler W, Watzka S, Martin F, Guardia GL, Psenner K, Bonatti G, Fichtel G,
55
Egarter-Vigl E, Marzoli GP.Preoperative staging of rectal cancer by endoluminal
ultrasound vs. magnetic resonance imaging, preliminary results of a prospective
comparative study. Dis Colon Rectum 1994; 537:1189-93
110. Tio TL, Coene PP, van Delden OM, Tytgat GN. Colorectal carcinoma:
preoperative TNM classification with endosonography. Radiology 1991; 179:165-70.
111. Urban M, Rosen HR, Holbling N, Feil W, Hochwarther G, Hruby W, Schiessel R.
MR imaging for the preoperative planning of sphincter-saving surgery for tumors of
the lower third of the rectum: use of intravenous and endorectal contrast materials.
Radiology. 2000; 214:503-8.
112. Wazier A, Zitron S, Ben-Baruch D, Baniel J, Wolloch Y, Dintsman M.
Comparative study for preoperative staging of rectal cancer. Dis Colon Rectum 1989;
532:53-6
113. Waizer A, Powsner E, Russo I, Hadar S, Cytron S, Lombrozo R, Wolloch Y,
Antebi E. Prospective comparative study of magnetic resonance imaging versus
transrectal ultrasound for preoperative staging and follow-up of rectal cancer:
preliminary report. Dis Colon Rectum 1991; 534:1068-72
114. Wallengren NO, Holtas S, Andren-Sandberg A, Jonsson E, Kristoffersson DT,
McGill S. Rectal carcinoma: double-contrast MR imaging for preoperative staging.
Radiology. 2000; 215:108-14.
115. Willett CG, Badizadegan K, Ancukiewicz M, Shellito PC. Prognostic factors in
Stage T3N0 rectal cancer: do all patients require postoperative pelvic irradiation and
chemotherapy? Dis Colon Rectum 1999; 42:167-173.
116. Williams AD, Cousins C, Soutter WP, Mubashar M, Peters AM, Dina R, Fuchsel F,
McIndoe GA, deSouza NM. Detection of pelvic lymph node metastases in
gynecologic malignancy: a comparison of CT, MR imaging, and positron emission
tomography. AJR Am J Roentgenol. 2001; 177:343-8.
117. Wogl TJ, Pegios W, mack MG, et al. Accuracy of staging rectal tumors with
contrast-enhanced transrectal MR imaging. AJR Am J Roentgenol 1997; 168:14271434.
118. Wolmark N, Fisher B, Wieand HS. The prognostic value of the modifications of the
56
Dukes’ C class of colorectal cancer. Ann Surg 1986; 203:115-122.
119. Zagoria RJ, Scharlb CA, Ott DJ, Bechtoldt RI, Wolfman NT, Scharling ES, Chen MY,
Loggie BW. Assessment of rectal tumor infiltration utilizing endorectal MR imaging
and comparison with endoscopic rectalsonography. J Surg Oncol 1997; 564:312-7
120. Zerhouni EA, Rutter C, Hamilton SR, Balfe DM, Megibow AJ, Francis IR, Moss
AA, Heiken JP, Tempany CM, Aisen AM, Weinreb JC, Gatsonis C, McNeil BJ. CT
and MR imaging in the staging of colorectal carcinoma: report of the Radiology
Diagnostic Oncology Group II. Radiology 1996; 5200:443-51
121. Kotanagi H, Fukuoka T, Shibata Y, Yoshioka T, Aizawa O, Saito Y, Tur GE. The size
of regional lymph nodes does not correlate with the presence or absence of metastasis
in lymph nodes in rectal cancer. J Surg Oncol 1993; 54:252-4
122. Yaran N, Arslan A, Alponat A, Akansel G, Gürbüz Y, İnan N, Sarısoy T, Akgöz Y,
Demirci A. Rektum kanserlerinde total mezorektal eksizyon öncesi magnetic rezonans
ile evreleme: Beden sargısı, dar görüntüleme alanı ve ince kesit MR yönteminin
etkinliği. Ulusal Cerrahi Dergisi 2007; 23:46-52
57
Download