SÜRDÜREBİLİR BİR YAŞAM İÇİN BİLİM

advertisement
SÜRDÜREBİLİR BİR YAŞAM İÇİN BİLİM EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
Sevgi Can Akbaş
Erken çocukluk dönemi insan gelişiminin en hızlı olduğu bir dönemdir. Küçük
çocuklar bu dönemde çevreleri ile sürekli etkileşim içinde bulunurlar. Etkileşim
esnasında çocuklar gözlemler yapar, merak ettikleri ile ilgili sorular sorar, düşünür,
düşündükleri ile ilgili olarak çıkarımda bulunur kısacası kendilerini tanırlar. Bu
yaşantıların zenginliği ve sürdürebilirliği ise çocuğun yetişkinlik dönemindeki yaşam
felsefesini oluşturur.
Sürdürülebilirlik, genellikle kalkınma ve çevre bağlamında ele alınmaktadır.
Sürdürülebilir kalkınma, 1987 Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu’nda
“bugünün ihtiyaçlarını, gelecekteki kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini
tehlikeye atmadan karşılamak” olarak tanımlanmıştır. Kavram daha detaylı ele
alınırsa; sürdürülebilir kalkınma, insan ile doğa arasında denge kurarak doğal
kaynakları
tüketmeden,
gelecek
nesillerin
ihtiyaçlarının
karşılanmasına
ve
kalkınmasına imkân verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını
programlama anlamını taşımaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, sosyal, ekolojik,
ekonomik, mekansal ve kültürel boyutları olan bir kavramdır. İnsanlar ve doğa
arasındaki barışı, dünya’daki farklı bölgeler, kültürler, uluslar ve nesiller arasındaki
adaleti ifade eder ve geleceğe yöneliktir. Sürdürülebilir kalkınma; sosyal, çevresel ve
ekonomik konulara ek olarak, küresel sorumluluk ve siyasi katılım konularına da
uzanmaktadır (Aktaran: Afacan ve Güler, 2011).
Özellikle
80’li
yılların
ortasından
sonra
önem
kazanmaya
başlayan
sürdürülebilir kalkınma düşüncesi, giderek sürdürülebilir çevre eğitimine doğru ivme
kazanmış ve günümüzde baskın bir görüş haline gelmiştir. UNESCO’nun, 1975–1995
yılları arasında uygulanan “Uluslar arası Çevre Eğitimi programı”nı, “Sürdürülebilir
Gelecek İçin Eğitim” programıyla değiştirmesi, buna bir örnek olarak verilebilir
(Aktaran: Tanrıverdi, 2010). Bu programda, ekonomik gelişmenin özünü “insani
gelişmenin” oluşturduğu ve “sürdürülebilir” ekonominin ise doğal kaynakların etkili
korunması ve eşit şekilde paylaşılması ile doğrudan ilgili olduğu ifade edilmektedir.
Bu nedenle çevre eğitimi, sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir aracı olarak kabul
edilmektedir (Tanrıverdi, 2010).
Sürdürebilirlik kavramına bakıldığında merkezinde insan haklarını ve eşitliği
temel alan etik kurallar bulunmaktadır. Sürdürebilir bir toplum yaratmanın en iyi yolu
ise eğitimdir. Erken çocukluk döneminin, kaynakları akıllı bir şekilde kullanmak,
kültürel çeşitlilik, cinsiyet eşitliği ve demokrasi gibi sürdürülebilir gelişme alanları
desteklemekte ve bu özelliklerin teşvik edilmesinde büyük bir potansiyele sahip
olduğu belirtilmektedir(Aktaran: Güler, 2010). Sürdürebilirlik ile ilgili olarak bahsedilen
bu özelliklerin bireylerin yaşam felsefesin haline dönüşmesi gerekmektedir. Bu yaşam
felsefesinin oluşmasında ise sürdürebilirlilik kavramına sadece çevre eğitimi
içerisinde yer verilmemesi gerektiği düşünülmektedir.
Sürdürebilirlilik için eğitimin erken çocukluk döneminde başlaması gerektiği
yeni yeni gündeme gelmektedir ve bu alanda yapılmış ülkemizde özellikle okul öncesi
eğitiminde çok fazla çalışmalar bulunmamaktadır. Çalışmalar incelendiğinde
genellikle
çevre
eğitimi
kapsamında
sürdürebilirlik
kavramına
değinilmiştir.
Uluslararası alanda, ilk olarak erken çocukluk döneminde sürdürebilirlik ile ilgili
toplantı 2007 yılında İsviçre de UNESCO’nun önderliğinde yapılmıştır. Bu toplantıya
değişik ülkelerden yaklaşık 30 kişi katılmıştır. Toplantı sonucunda erken çocukluk
döneminde sürdürebilirlik eğitiminde kapsamlı, tutarlı ve sistematik şekilde ulusal ve
uluslararası politikaların olması gerekliliği ortaya çıkmıştır (Aktaran: Davis,2009).
Dünyamız savaşlar, biyolojik çeşitlilik ve orman kaybı, küresel ısınma, çevresel
kirlenme, gıdaların yok olması, su kaynakların tükenmesi, zehirli kimyasalların
kullanımı, enerji kaynaklarının tükenmesi, iklimsel değişikler, hava kirliliği, toprak
kirliliği, katı atıklar, hızlı kentselleşme ve yoksulluk gibi nedenlerden dolayı doğal
kaynaklarının tükenmesi ile karşı karşıya gelmektedir. Geleceğin karar vericileri
olacak olan çocuklara ve gençlere dünyanın sürdürülebilmesi için çok erken yaşlarda
eğitim verilmesi gerekmektedir.
Kahriman-Ozturk, Olgan ve Guler (2012) Preschool Children’s Ideas on
Sustainable Development: How Preschool Children Perceive Three Pillars of
Sustainability with the Regard to 7R adlı çalışmalarında çocukların azaltmak, tekrar
kullanmak, saygı göstermek ve geri dönüşüm kavramları ile ilgili görüş belirtiklerini,
yansıtmak, tekrar düşünmek ve eşit paylaştırma kavramları ile ilgili olarak görüş
belirtmediklerini bulmuşlardır. Ayrıca cinsiyetler arası bir fark bulunmamıştır. Çalışma
sonucunda, sürdürebilirlik ile ilgili etkinliklerin ve uygulamalarının okul öncesi eğitimi
ile bütünleştirilmiş olarak uygulanması, aileler ve toplum tarafından da desteklenmesi
önerilmiştir.
Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin plastik ve plastik atıkların geri dönüşümü
ve çevreye etkileri konusunda tutumlarını belirlemek amacıyla yapılan çalışmada bu
merkeze devam eden öğrencilerin çevreye yönelik tutumlarının olumlu düzeyde
olduğu bulunmuştur. Çalışma sonucunda çocukların çevreye yönelik duyarlılık
geliştirmesi için projeler üretilmesi ve bu projelerde çocukların aktif olarak katılım
göstermesi önerilmiştir. Sürekli tüketen bir nesil olmaması için okullarda bahçelerin
oluşturulması, çevre kirliliğinin azaltılması için geri dönüşüm kutularının konulması,
seminerler, paneller ve toplantılar düzenlenmesi önerilerinde bulunulmuştur (Bakar
ve Aydınlı).
İlköğretim
okulu
bahçelerinin
çevre
eğitimi
açısından
yeterliklerinin
değerlendirildiği bir araştırmada ilköğretim okulu bahçelerinin öğrencilere etkili bir
çevre eğitimi verecek büyüklükte olmadığı, okul bahçelerinin toplam alanlarının
%81'inin beton alanla kaplı olduğu öğrenci basına düsen yeşil alan miktarının ise
sadece 0,9 m2 olduğu, okulların geri dönüşüm konusundaki yetersiz olduğu
bulunmuştur. İlköğretim okullarının hiçbirinde çevre eğitimi açısından gerekli olan
uygulama bahçelerinin ve çocukların doğaya olan ilgilerini, bilgilerini ve sevgilerini
arttıracak olan bir takım peyzaj donatılarının ve alanlarının olmadığı görülmüştür.
Araştırmacılar
okul
bahçelerinde
kuş
evlerinin,
böcek
evlerinin,
hayvanat
bahçelerinin, ağaç türlerinin, organik tarımın, kelebek bahçelerinin ve çiçek
bahçelerinin yaratılabileceğini böylelikle çocukların doğal yaşamla iç içe olacaklarını
ve doğayı koruma yönünde çalışmalara etkin katılabileceği önerisinde bulunmuşlardır
(Karatekin ve Çetinkaya2013).
Sürdürebilir bir dünya ve toplum yaratabilmek için sorgulayan, dünyamızın ve
toplumsal duyarlılığın yok olmasına neden olan uygulamaları araştıran ve bu
uygulamaların devam etmemesini savunan aynı zamanda yenilikçi çözümler üreten
gelecek nesillere ihtiyaç vardır. Geleceğin nesilleri olan günümüz çocuklarının
sorgulayan, merak eden, çıkarımlarda bulunan, gözlemleyen ve keşiflerde bulunan
bireylere dönüşebilmesi için erken yaşta verilecek olan bilim eğitiminin daha etkin ve
kapsamlı planlanması gerekmektedir. Bilim eğitimi programına hava kirliliğinin
önlenmesi, enerji tasarrufu, su tüketimi, geri dönüşüm, yağların atık su giderine
atılmasının önlenmesi, bahçe etkinliklerinin arttırılması, doğa yürüyüşleri, canlıların
yaşamlarına saygı duyma ve doğa döngüsündeki önemi, hava olayları, yemek
pişirme, küresel ısınma, atıkların azaltılması gibi konularının konulması gelecek olan
nesillerin kültürel bakışlarının yönünü değiştirerek sürdürebilir bir toplum anlayışı
benimsemesini sağlayacaktır.
Yaşar, İnal, Kaya ve Uyanık (2012) çocuk gözüyle tabiat anaya geri dönüş adlı
çalışmalarında çocukların çoğunluğunun kullanılmış kağıt, karton ve mukavva gibi
materyallerin geri dönüşüm kutularına atılırsa tekrar kullanılabildiğinin farkında
oldukları, geri dönüşüm sözcüğünü duydukları, geri dönüşüm sembolünü gördükleri
ve geri dönüşüm sözcüğü ile sembolünün anlamını bildikleri sonucu ortaya çıkmıştır.
Araştırmacılar bunun da eğitimcilerin okul öncesi eğitim programında yer alan bilim
etkinlikleri kapsamında geri dönüşüm ile ilgili çalışmalara yer vermesinden
kaynaklanmış olabileceğini belirtmişlerdir.
Dünyamızın tükenebilir kaynaklardan oluştuğu, teknolojinin gelişmesi ile
tüketici bireylerin artması, yoksullaşan ve savaşlara maruz kalan insanoğlunun ise
eşit haklara sahip olamayışının günden güne artması düşünülecek olunursa ve aynı
zamanda gelecek nesillerin ve dünyamızın sürdürebilirliği açısından çocukların doğru
bir sürdürülebilirlik eğitimi alması için eğitimcilerin ve de ailelerinde bu konuda
bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle devletin daha çok projeler üretmesi, bu
projelere toplumda yaşayan büyükten küçüğe her bireyi katması gerekir.
Yapılan çalışmaların bilimsel içerikli olması ise toplumsal refahın daha üst
seviye çıkmasını sağlayacaktır. Bu nedenle biz okul öncesi eğitimcileri verilen
eğitimin daha sürdürebilir olması için aynı zamanda da sürdürebilirliğin çocuklara
küçük yaşta aşılanması için daha çok bilimsel içerikli etkinlikler yaratmamız ve
çocuklarında bu etkinliklerde aktif rol almasını sağlamamız gerekmektedir.
KAYNAKLAR
Afacan, Ö.,& Güler, M. P. D. (2011). Sürdürülebilir çevre eğitimi kapsamında tutum
ölçeği geliştirme çalışması. In 2nd ınternational conference on new trends in
education and their ımplications.(27-29 april 2011). Siyasal kitapevi, Ankara.
Tanrıverdi, B. (2010). Sürdürülebilir çevre eğitimi açısından ilköğretim programlarının
değerlendirilmesi. Eğitim ve Bilim, 34(151), 89-103.
Güler, T.(2010). Çevre Eğitimi.(Editör: Akman, B., Uyanık Balat, G., & Güler, T. Okul
öncesi dönemde fen eğitimi kitabı). Ankara:Pegem Akademi Yayınevi, 181-201
Davis, J. (2009). Revealing the research ‘hole’of early childhood education for
sustainability: A preliminary survey of the literature. Environmental Education
Research, 15(2), 227-241.
Kahriman-Ozturk, D., Olgan, R., & Guler, T. (2012). Preschool Children’s Ideas on
Sustainable Development: How Preschool Children Perceive Three Pillars of
Sustainability with the Regard to 7R. Educational Sciences: Theory and Practice,
12(4), 2987-2995.
Bakar, F., & Aydınlı, B. Bilim ve sanat merkezi öğrencilerinin plastik ve plastik
atıkların geri dönüşümü ve çevreye etkileri konularında tutumlarının belirlenmesi (batı
karadeniz bölgesi örneklemi). www.nigde.edu.tr. adresinden 17.12.2013 tarihinde
alınmıştır.
Karatekin, K., & Çetinkaya, G. (2013). Okul bahçelerinin çevre eğitimi açısından
değerlendirilmesi (manisa ili örneği). Journal of ınternational social research, 6(27).
Yaşar, M. C., İnal, G., Kaya, Ü. Ü., & Uyanık, Ö. (2012).Çocuk gözüyle tabiat anaya
geri dönüş. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 1(2), 30-40.
Download