.or g urd ak siv ww w. ar açıklayıcı not: ak ur d.o rg Makaleler/e ilgili Bu kitapçıkta yer alan ilk üç yazı "Birleşik Sosyalist Parti Için Birlik Platform" un belirtildigi nedenlerle yaklaşık bir yıliince karara bagladıgı ancak daha sonra llnsüzde nmak Uzere gönderildi. yayınla de dergisin tartışma çıkmadıgı Platform' un ortak teorik a Tezleri'ne Tartışm konular aldıkları ele Bune den/e ilk üç yazının agırlı/da için aktul ülkemiz bugünde görüşler önerilen ilişkindir. Ancak tartışılan sorunlar ve sorungereken ması 'tartışıl şılacak, yorltartı sorunlardır. Bu sorunlar bugün tartışılı bu başarısı. sinin milcad/e kurtuluş al lardır. Çünkü Kürdistan' ın ulusal ve toplums ayı:. inancuul oldugu baglı na bulması sarıurların çö:ümilne ve pratikte hayat Son yazı ise, daha çok birlik konusunda bugün izlenen yöntem, nasıl bir birlik ve kimin/e birlik konuları işlenmekte. Sosyalist Parti Için Birlik Platformun' ca hazırlanan Tartışma Tezleri'ne Dair Görüşlerimiz" başlıklı ilk yazı Tekoşina Sosyalist çevresinden H. Jelıal, M. Şevder ve C. Haydar imzalarınıraşryor. siv "Birleşik ar "K. Kürdistan' da Sosyalistlerin Birligi Ozerine PYS-Tartışma Tezleri'nin Eleştiri" aiıir. başlıldı yazı yine Tikoşina Sosyalist çevresinden M. Zi/an' a başlıklı yazı eski Tekoşin kadrosu Ali Kemer tarafından w. "Devrimler Ve Proletarya" kaleme alınmıştır. ww "Sosyalist Birlik Sorunu ve Açıklık Politikası Ozerine" başlıklı Dergisi yazarlarından Lolanaıı Polaıtarafından kaleme alınmıştır. yazı Heviya Gel Ekim 1991 Adres: Tekoşina Sosyalist Box 408, Frejga tan 6, 114 79 Stockholm Sweden ÖNSÖZ YERINE org K. Kürdistan' da kendisine sosyalist diyen bazı parti, örgüt, grup ve kişilerin 1990 başlannda başlatıklan ve daha sonra "Birleşik Sosyalisı Parti Için Birlik Platfonnu" ismini alan siyasi birlik çalışmaları yaklaşık 8 ay önce olumsuz sonuçlandı. ww w. ars i va k urd . Her ne kadar konuya ilişkin resmi bir açıklama olmasada nkanmanın başlıça nedeni, çalışmaların o tarihten sonra nasıl bir yöntemle sürdürülmesi gerektigi sorusuna verilen cevapta ortaya çıku. Bir kesim, (Peşeng ve KUK-SE) sorunun çözümünü sadece bir program ve ıazuge bal!lıyarak kısa ama, sonucu başansız olan bir yöntemle parti olmayı önerirken, biziınde içinde bulundugumuz diger bazı kesimler; aynlıldan, tüm kadrolann kauldılıt açık bir tamşma ve ülke sorunlaona ortak pratik-politik müdahale eune yöntemini birlik çalışmalannda daha dogru ve başarılı görüyordu. Özellikle pratikte ortak iş yapma, bizim açımızdan birlige giden yolun miheng taşı idi. Bugüne kadar yapılan her türden birlik çalışma ve çabaların başansızlıga ugramasının başlıca nedenlerinden biri pratikte iş yapamamanın sonucu olduguna inanıyoruz. Birlik sorunlannın dar bir lider kadronun kapalı kapılar ardında ve masa başında çözmeye çalışma yöntemi hep başansızlıkla son buldu. Bu nedenle ülkemizdeki gelişmelere ortak pratik adım atarak birlik çalışmalarını yürüunek hem kadrolar arasında güvenin pekişmesine, hem kitlelerin yapılan birligi ciddiye almasına hem de birlij!in önündeki teorik ayniıldan aşabilmenin yolunu açacakur. Bizce birligin önündeki engelerin ve dagınıklıgın pan zehiri ortak iş yapmakur. Birlik Platformun'da yer alan tarafiann arasındaki aynlık sonınlan elbette sadece yönteme ilişkin dej!ildi. Aynca, "Kürdistan'da Nasıl bir sosyalist Parti", "Nasıl bir İktidar", "Marksizm ve Leninzme bakış" vs gibi, ülkemizin ulusal ve toplumsal kurtuluşu açısından can alıcı sisyasi sorunlarda da aynlıklar mevcuııu. Ancak bunlan yukarda akıardıgımız açık tanışma ve ortak iş yapma yöntemi ile aşacagımıza inanıyorduk, hala da inancımız odur. Belki birlik çalışmalanna katılan tüm taraflan kapsamazdı ama büyük çoJ!unluj!unu kapsıyarak başanya olaşabilirdi. "Birleşik Sosyalist Pani Için Birlik Plaıformu"nun çalışmalan bugün pratik olarak son bulmuştur. Geriye bu çalışmalardan sosyalistler olarak olumlu yönde dersler çıkarmak kalıyor. Bunu yapacagız; yapılması da gerekir. Çünkü Kürdistan'da genel olarak birlik, özel olarakta sosyalistlerin birligi hala sosyalistlerin üzerinde çaba harçarnası, kafa yarması gerektigi en önemli sorunlardan biridir. Kürdistan sosyalist hareketi örgütsel birligi başarmadan Kürdistan' da giderek gelişen kitle hare3 ars i va k urd . org ketine örgüısel olarak cevap veremez. Kitle hareketi ile arasındaki gündem ve pratik farklılıJ!ı oratdan kaldıramaz; Kürdistan gündemine gerekıilli düzeyde politik müdaheled e de bulunamaz . Kısacası, sosyalist hareket ile kitle hareketi arasında örgüısel anlamda yetersizlik sözkonusudur. Bunu gidermenin en gerçekci yolu sosya· list hareketin örgütsel birligidir. Günümüz koşullannda böyle bir birlilte hizmet edecek olan ve gerçeldeşme şansı yüksek olan "Devrimc i Sosyalist bir Blok" olarak örgütlenm ektir. Devrimci Sosyalisı bir Blok için aulması gereken ilk adımın "ortak bir il protramı" üzerinde anlaşarak pratik hayat içinde, Kördistan'd aki gelişmelere ve gündeme müdahale etme prensipini, siyasi birlik çalışmalannın temel koşullu olarak beniın­ senmelidır. Siyasi birlik çalışmasının diger (prol!ramsal ve stratejik) yönleri ise, pratikte aulan ortak iş yapma adımının başarı ve başansızlıltına balttı olarak geliştiren, adım adım, sonu fiyasko olan kolay ve kestirme çözümlerd en kaçınan, ama önüne çıkan her olanaltı delterlendiren, titiz, ciddi ve sorumluluk duyan bir Bu çalışma ve yöntemle devrimci sosyalist parti sorununu çözmeye çalışmalıyız. teminatlı tek için yürümesi saıtlıklı uzun ve çetin bir yol olacaktır ama, birliklerin yol olduıto inancındayız. Devrimci Sosyalist bir Blok'u zorunlu kılan bazı koşulları şunlardır: 1- Kürdistan sosyalisı hareketinin örgütsel düzeyi Kürdistan' daki halk hareketinin gerisinde ona yeımemekte/cevap verememekte. 2- Birbirine parti anlayışı, mücadele yöntemi ve başka birçok yönde yakın görfişlere sahip olan devrimci sosyalist kadrtoların degişik, fakat ülkedeki halk hareketine cevap verebilece k düzyde olmayan sosyalist birkaç odakta oluşu: bu daıtmıkhl!ın kitle ve dilter sosyalist unsurlarıla yaraul!ı güvensizlik; 3- Bu odakların mevcut kadro yapısıyla Kürdistan' da sosyalizmin teorik ve politik ww w. üretkensiz ve çözümsüz olmalarıdır. Bize göre,süreç ve koşullar bütün yönleriyle dikkate alındıj!ında sorunun iradi bir müdahale bekledij!ini kavrayacaktır. Adım atmak için bu devrimci iradeye sahip olmak ve onu doj!ru bir biçimde kolonmak gerekir. Aksi takdirde tükezlenecek ve tükenecegiz. Biz, bu iradeye sahip bütün devrimci sosyalist kişi, grup, hareket ve örgüıleri iradelerini birleştriıneye çagırıyoruz. sorunlarında Tekoşioa Sosyalist S Ekim 1991 4 rg ak ur d.o Birleşik Sosyalist Parti İçin Birlik Platformun' ca hazırlanan "TARTIŞMA TEZLERİ"NE DAiR GÖRÜŞLERİMiZ H. Tehat!M. Şevder/C,Haytlar ww w. ar siv K. Kürdistanlı bir kısım parti, ürgüt, grup ve bireyin katılımıyla başlaolan "Sosyalist Parti Için Birlik Platformu" geride bıraktıgımız yılın Agusıos'un da yayınlanan "Tanışma Tezleri'yle ilk etabını tamamladı. Bundan sonrası için öngiirülen sürecin ve gösterilecek çabalann beklenen düzeyde bir sonuç verip vemıey­ ecel!ini söylemek erken vanlmış bir yargı olur. Ama mevcut haliyle bu "Tezler"in ortak bir zemin olarnayacal!ı açıktır. 'Tezler"de de belinildilli gibi ikna olmamış olaniann yanında "farklı düşüncelere sahip olanlar da" var. Bizler farldı düşüncelere sahip olanlardanız. Ortak olduJ!umuzu sandıj!ımız konular· da bile, o konu üzerinde yogunlaştıkça, ıamamiyle farklı kavrayışiara sahip oldugumuz ortaya çıkıyor. "Tezler"i her yanıyla ele almak, öne sürdül!il her gürüşü irdelemek konumuzun dışındadır. Çünkü her konu ayrı bir çalışmayı gerektiriyor. Şimdilik genel bir çerçeveyle kendimizi sınırlayıp, hazırlanan "Tezler"in neyi temsil ettil!i üzerinde dwacagız. 1- "Tezler"i Koşatan Hava. Düşüncelerin simgesi halini alan olgular, teoriyle ilgileri ıaruşılmalı olsa dahi degişildige ugradıldannda düşünceleri de etkilerler. Etkinin derecesi, kişinin, olgu ile teori arasındaki ilişkiyi kavrama kapasitesine bal!lıdır. Eger olgu ile düşünce arasında 5 rg tam bir eşitlik kurulmuş, olgu düşüncenin varoluş nedeni sayılmışsa, olgudaki her devrinirn, cereyanın ampülde ışıga dönüşmesi gibi düşüncede yansır. Teori ile pratik arasındaki kavrayış böyle de!!il de, olgu evrensel düşünce vadisinde bir akarsu olarak algılanmışsa etkilenme derecesi minumum olur. Birinci kavrayış olgulann baskılanması altında düşünmeyi, ikincisi evrensel düşünmeyi ifade eder. Komünistlerin üstünlü!!ü, teori ile pratik arasında her zaman bir mesafe olduj!unu bildiklerinden, tarihin akış yönünde zik-zaklara yol açan ama onu degiştinneyen olguIann baskılanması altında düşünmemek fakat olanlan da görmezden gelmemektir. telılikelisidir." siv oportanizmlerin en ak ur d.o Bunun her zaman geçerli olmadılıını biliyoruz. Bunun bilincinde olan komünistler bile konjonktürün kurbanı olmaktan kurtulamamışlardır. Sosyalizmin tarihinde böyle yaklaşırnlara bolca örnek vardır. Sosyalistlere karşı yasanın kaldırılmasından sonra Alman Sosyal-demokra tlan büyük umutlara kapılmış ve hiç zor kullanmaksızın o günkü toplumun gelişerek yavaş yavaş sosyalizme geçecej!ini ileri sürmüşlerdi. Hazırlanan programa damgasım vuran günün koşullanydı ve o koşullar altında marksist teorinin esasını gözardı etmişlerdi. Engels sözkonusu proj!ramı acımasızca eleştirmekten kaçınmamıştı. Bunun "geçici başarılar utruna" "hareketin geleceti"nin "feda" edilmesi oldu!!unu söylemişti. "BUtUn bun/ann namus/u nedenleri vardır belki de" diyordu Engels, "ama bunlar oportanizmdir ve namuslu oportUnizm, ww w. ar Engels'ten sonra da bu gibi ej!ilimler ortaya çıktı. Birinci paylaşım savaşında farklı nedenlerle aynı şeyler yaşandı. Bilinen örnek Kautsky'dir, ve Il. Enternasyonal'ın büyük ço!!unluJ!u ... Lenin, Markszmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizmde savaş konjonktüründe ki ideolojik ve politik savrulmalan ele alır. Lenin, Sosyal demokratik hareketin sorunlannı vb. ele almanın ayn, savaşın baskılanması altında düşünmenin ayn oldugunu belirtir bu broşüründe. Farklı zamanlarda ve farklı koşullarda Engels ile Lenin'in işledilli fikir aynıydı. Engels sosyalistlere karşı yasanın kaldınlmasından sonra sosyaldemokrat hareketin içine girdilli iyimserlik ve bunup dollurdullu tehlikeli sonuçlar üzerinde duruyordu. Lenin de savaşın baskılanması altında kalarak tahlil yapmaya çalışaniann düştüllü durumu irdeliyordu. Engels ile Lenin'in vardıklan sonuç: olayiann baskılanması altında kalarak, ana yönelimi deliii de tali görüngüleri ele alarak teori yapılarnayacaj!ı ve günün koşullan uj!nına büyük ideallerdea vazgeçilemeyecegiydi. Tarihsel gelişim Engels ile Lenin 'i yani marksist bakışı doJ!ruladı. Alman Sosyaldemokratlan giderek düzeııiçileştiler ve Engels'in ölümünden yalnızca yirmi yıl sonra düzenle bütünleştiler. Bu süreç onlan anti- Bolşevik saliara itmekle kalmayacak, Hitler'le işbirlil!ine kadar vardıracaktı. 6 "Tartışma Tezleri"ne bakıldıJ!ında Engels ile Lenin'i eleştirdiideri konumda olgörülür. Neresinden bakılırsa balalsın "Tezler"in, sosyalist dünyadaki (şimdi böyle bir dünya yok) bozgunun baskılanması altında şekillendigi açıkbr. Yaşanan bozgundan olumsuz yönde cıkilenrnek Kürdistanlı sosyalisOere özgü dej!ildir. D. Avrupa'da karşı-devrim fırtınalannda dönüşen Moskova'nın liberal ruzgarları bütün dünyada komünist, sosyalist ve devrimci-demokratik hareketleri yerinden oynaıu. "Yeni Politik Düşünüş"ün bir yüzü sosyalist dünyanın laj!vı; Sovyetlerdeki kapitalizasyon, D. Avrupa 'nın çöküşü ve kapitalizmle sosyaldemokrat kulvarda kolkota girmekse, diger yüzü TBKP gibi partilerin düzenin uslu muhalefeti haline gelınesi ve yıJ!ınla insanın sosyalizme olan inancını yitirmesidir. Dün SB ve D. Avrupa gerçeginde maıl<sizme-leninizme baJ!Wık yemini edenler aslında realiteye biat ediyorlardı. Bugün düzeniçileşmekle yapUklan aynı şeydir. Sorun bu şekilde ele alınırsa bütün TBKP'lerin kendi çizgisinde tutarlı olduklan görülür. D. Avrupa onların nezdinde sosyalizm köbesinin yıkılınası ve onun ifade ettil!i marksist-leninist düşüncenin de miadını doldurmasıdır. Bundan olayı reel sosyalizm eşittir marksizmleninizm denklemin yerine FAC aru DAC eşiuir sosyaldemokratizm denklemini geçirmeleri ve politika arenasında buna göre konomianınalan anlaşılır bir şeydir. Bu gerçeklil!in görülınesi ve neye karşılık düştügünün ortaya konması ayndır, onun belirleyiciligi alunda "Tez" hazırlamak ayndır. "Tezler", Upkı düzeniçileşen partiler gibi D. Avrupa ve reel sosyalizmle marksist-leninist teori arasıoda bir eşit işareti koyuyor ve D. Avrupa nezdinde bütün teoriyi bir yana bırakıyor. Marksizm deyip onun hiçbir normuyla/ilkesiyle kendisini sınırladırmamak ve ıamamiyla keyfiyeıe kaçmak; bilimsel sosyalizm deyip ortaya bir arayış sürmek; sosyalist demokrasiden parlamenter sosyalizm diye bir ucube türetınek; devletçi deyip sosyalist toplumun milikiyel biçiminin dol!rudan sonucu ve sosyalist kuruluşun saj!lanmasmda zorunlu olan merkezi planlamayı reddedip onun yerine serbest piyasayı koyınak vb. vb • .. lşte "Tezler"in soluduJ!n havaya uygun olarak ortaya "sosyalizm" diye koyduj!u şey bodur. ww w. ars iva ku rd. org dukları 2- Pire İçin Yakılan Yorgan Olayların baskılanması alUnda "tez" hazırlamanın doJ!nrduJ!u en tehlikeli sonuç marksist-leninSt teorinin reddedilıoesidir. Ne adına ve hangi kaygılanlan kalkılanık yapılırsa yapılsın, vanlan yer budur. Buna "pire için yorgan yakmak" denir. Bu deyimi kullanmalcia olanlan küçümsediJ!imiz sonucu çıkanlabilir. Sosyalisı ülkelerdeki bunalımı ve D. Avrupa'nın çöküşünü küçümsemiyoruz. Sosyalizm hem teori hem de pratik olarak, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Bir başına "Tartışma Tezleri" bile, yaşanan bozgunun ne denli tehlikeli sonuçlar doj!urduj!una dair önemli bilgiler verir bize. 7 ku rd. org D. Fakat, biz, tarihsel gelişmenin esas yönünü önemsiy oruz. Sosyaliz m, koruvarlııtuu zm Avrupa'dan önce de vardı; ondan sonra da varolacaktır. Kapitali dukça; toplumsal üretim araçlannın özel mülkiyetine dayalı işbölümü ve üretimin . sürmesi, giderek mülsüzleşen toplumun büyük kesimini sosyalizme dogru itecektir geçici nın savaşımı m Bu tarihsel akışı içerisinde D. Avrupa, dünya ölçekli sosyaliz bu olarak kaybedilen bir muharebesidir. Tablonu n görünümü içaçıcı olmasa da, stKapitali deıtil. miş ülkelerdeki devrimc i dinamik ler henüz hertaraf edilebil emperyalist dünya bu gerçekle karşı karşıya olduıtondan "geçiş süreci"ni oldukça zamana yaymay a çalışıyor. D. Avrupa ülkelerinin yönelişi kapitali st dünyaya çok kan, ve fethedoıtrudur fakat bu tamamlanmamış süreçte hala dökülmesi gereken kalan proletarya, başbaşa la dilmesi gereken çok kale vardır. Kazanımlarını korumak benzemiyor. edeceıte pes yönetirnde bulunanların da itiraf ettikleri gibi, öyle kolay Iddia edilir ki, "Tezler ", marksist-leninst düşünceyi reddetmiyor; sadece, yaşanan m" ve pratik ışıltında yeniden konumlanıyor. 'Tezler" de sık sık kullanılan 'marksiz ir. verilebil hak iddiaya bu bakılırsa ara kavrarnl "bilimsel sosyalizm" vb. ww w. ars iva bir Belli bir anlam verilmedilli müddetçe sözcükler soyunur fakat kavramlar bilinen l ''bilimse veya zm" şeyin kestirmeden ya da kısa yoldan ifade edilmesidir. "Marksi kasu olduıtun sosyalizm" de böyledir. Bununla marksizmin, 2x2=4 gibi bir formül bir tetmiyoruz. Fakat o'nu bilinmeyen bir muamma olarak da sunamayız. Hele hele mıyor. kullanıl hiç arayışa hiç indirgiyeıneyiz. ömeıtin "marksizm-leninzm" kavramı Bunun tesadüf olmadıltını biliyoruz. Marksizm kavramıyla belli bir aynının vurguönder lanmak isıendiıli açıktır. Leninzmin bir kenara bırakılması sadece büyük Lenin'in a zamand (Marx)a daha bir önem vermek anlamına gelmiyo r; aynı katkılarının üstüne bir çizgi çekildil!i anlamına da geliyor. t "Marksi zm" dendil!i zaman bir düşünce sisıematil!i anlaşılır. Eıter marksis bir göre ona ve zmi) (sosyali ı kuramın olduıtumuzu söylüyo rsak onun toplum mücadele perspektifi benimsernek zorundayız. Bu toplum kuramını benimsemiyor, uzu D. Avrupa ile birlikte hülyaya döndül!ünü söylüyo rsak marksis t oldul!um söylememeliyiz. "Tezler "de, marksist düşüncenin reddi gayet ustalıkla yapılmaya çalışılıyor. Fakat sosybu ustalık yetkiniiilin del\il, çaresiziiilin ürünüdür. Gayet masumarıe bir şekilde deltil, in" yönetim bu veya "şu , ülkenin" bu veya alist ülkelerdeki burtalımın "şu sosya"evrensel" oldugu söyleniyor. lik bakışta, bununla aniatılmak istenenin reel Nispeten budur. manzara tumuz bulunduı karşıya lizm oldugu sanılır. Gerçekten karşı AEP iyi durumda olan Küba ile K. Kore'yi dışta wtarsak, son günlere kadar bütün dahil luk Arnavut n gösterile olarak kalesi" zmin çizgisinde yürüyenler "sosyali ne sosyalist ülkeler "bir adım ileri iki adım geri" (lrnel\idir. Fakat "evrensel" sözcül!ü "uygun" bu sonra paragraf Bir dir. ötesinde anın tanımlam yüklenen anlam bu gerçel\i girişin 8 neden ıercih edildiili anlaşılıyor. Maıl<sist düşünceyi reddedenler bugüne kadar 'Maıl<s'ın düşüncelerimiadını du' diyerek açıktan ortaya çıkmadılar. Bu şekilde tavır alanlar istisnadır. ku rd .or g doldurGenel saadete ve deyip "ama" bir sonra övgülerden düzülen yöntem, marksist düşüneeye gelınektir. Bunun nedeni kötü niyetten çok, marksist düşüneeye alternatif olarak bir şey bulamamaktır. Marksizm, çıkışından beri yeryüzünün solmayan tek meşalesidir. Ve onun güçü karşısında eli titremeden kalem oynaıabilen tek bir marksisı bile yoktur. Çünkü pratik süreçler (D. Avrupa dabil) bizi, hergün biraz daha onun yol göstericiligini görmeye itiyor. "Tezler" bunu biliyor ve bundan dolayı kaldınp bir kenara atugı her şeyi ancak D. Avrupa'ya malederek yapabiliyor. D. Avrupa'nın çöküşünden ve diger ülkelerdeki onuç, "sosyalist de~rimle', ilretim araçlarının özel bunalım mii/lr.iyetine son ~erilerek. de~let milllr.iyetl" haline getirilmesinin, dahilinde yapılmasının, "doğrudan" "ilretlm ~e paylllşım"ın merkezi plan toplumsal mülkiyeti dol!ıırmadıl!ıdır. Buna bal!lı olarak revaçta olan birçok şey sıralanıyor. Sosyalizmin kapitalizme llstilnlük saglayamadıgı, vaadedilen (?)şeylerin ars iva yerine getirilmedigi vb. gibi... Çıkanlan bu sonuçtan anlıyoruz ki, ''Tezler" için sorun, pratikten ders alarak sosyalizmin Kürdistan' da kurnlması için çare bulmak del!il, pratige dayanarak teorinin işe yaramazligını kanıtlamaktır. Engels'in dedigi gibi "bellr.l de biitiin bunlann lıalr.lı nedenleri ~ardır." Ama bunlar yine de "opotilnizm"dir. Marksistleninisı teori ile pratik arasındaki mesafe görülmezse dol!al olarak vanlan sonuç bu olur. Ve çare olarak da sosya!Odemokrasi görülür, bem de adına sosyalist denilerek. lşte "pire için yorgan yakmak" dedigirniz olay budur. 3- "Devletçilik" ww w. "Tezler"de sıkça anılan sosyalizmin çöküşünde esaslı faktörlerden biri kabul edilen ve "kötülük timsaH" olarak gösterilen olgu/kavramlardan biri de "devletçi"liktir. Daha önce de vurgnlamışUk, kavramlar, ifade ettikleriyle anlamlıdır. Onlan içerdiklerinden soyutlayarak ele almanın olanallı yoktur. "Tezler" de "devletçilik" konusunda da bir reddiye vardır. Ama diger yandan, Kürdistan'da büyük çiftiikierin ve bütün sanayinin "ulusallaştırma"sından sözedilirken, reddedilen konuma dUıjüldUl!ünUn ayırdına vanlmıyor. Bütün bu "ulusallaşunlmış" sanaii bürokratlann yani devletin yönetecelli açıktır. Öyleyse başkalannın günahı olarak gördügürDüz bir yoluiyordamı kendimiz için mübah sayınakla tutarsızlıga düşmüyor muyuz diye bir soroyla karşı karşıya deltilmiyiz ? Buna yanıt olarak "anıa bizler iyi niyetli devletçileriz" diyebilirmiyiz? Böyle bir yanıla kendimiz inanmadıgımıza göre daha tutarlı bir yanıt var mı ? "Devletçilil!i peşinen reddettil!imize göre olumlu ve ikna edici bir yarut bulamayacal!unız açıkUr. 9 Sosyalistlerin (marksizm-leninizmi benimseyen sosyalistlerin) kavram ve olgulara tarihsel ve toplumsaldır. Devlet ve "devletçilik"e de aynı perspektiften bakarlar. Devlet nasıl ki gereklidir "devletçilik" de gereklidir. Bunlara duyulan ihtiyacın ortadan kalkması sürece ve dünya ölçekli sosyalist dönüşüıniare ba!!lıdır. SB ve di!!er ülkelerdeki sapmalan mahkum euneye hakkımız vardır ama öncelikle durumu tespit etmek gerekir. Bu yapılmadan literetürümüzden çıkarmaya karar verdigirniz her kavramı bilerek degil, tepkiyen çıkarmış oluruz. Çünkü, pratigin olumsuz yanlannı öne çıkararak terkettiilimiz her kavram bizzat ululanan ve bugün de geçerli oldu!!u ileri sürülen marksizme aittir. Sosyalizmde devlet ve "devletçilik"i a) sosyalizmin kuruluşunda devlet ve b) sosyalizm sürecinde devlet olmak üzere iki süreçte ele almak gerekmektedir. Öncelikle Marx ile Engels'in soruna bakışlannı ortaya koyacagız, sonra da gerçekleşen prati!!i ve teoriyle arasındaki mesafeyi, ve bunun nedenleri üzerinde duracagız. a) Marksizm, sosyalizmin kurulabilmesi için proletaryanın egemen güç (devlet) olarak örgütlenmesini zorunlu görür. "Proletaryanın kurtuluşu kendi eseri olacaktır" parolası, ona kurtuluş vaadeden burjuvazi ve küçük-burjuvaziden ba!!ımsızlaşarak iktidar mücadelesine girişınesi için verilmiştir. Çünkü sosyalizmi ancak çıkarları ona uygun bir sınıf-proletarya kurabilir. Proleter devlet, diger sınıfiann varoluş kuşullannı ortadan kaldırmanın yanında kendi varoluş koşullannı da ortadan kaldırması nedeniyle, Marx 'ın deyimiyle, 'gerçek' arılarnda devlet degildir. Onu 'devlet' olarak tanımlamamızın nedeni sosyalizmi kurmak gibi politik bir misyona sahip olmasıdır. Gerçek anlamda devlet olmayan böyle bir devletin gerçekten ortadan kalkması için politik varlı!!ını gereksiz hale getirecek olan koşullan yaratmasına baglıdır. Bunun ilk koşulu da proletaryanın devlet olıırak örgüdenmesidir. Komünistleri işçi sınıfının diger akımlanndan ayıran özelliklerinden biri budur. Reformisıler proletaryanın böyle bir eyleme girişınesini gerekli görmezler, anarşistler ise proletaryanın devlet olarak örgütlenmesini... Komünistler toplumsal devrimin bu u!!ral!ında "devletçi"dirler. Ama bunu sosyalizmi kurmak için zorunlu ve proletaryanın da bu eylemiyle aynı zamanda devlet olarak kendi varlıl!ına son vermiş oldu!!unu bilerek ... Marx'ın "proletarya diktatörlüiü" konusundaki görüşleri komün deneyi ışı!!ında yeniden şekillenir. Kom ün Marksist teori için kendisini yeniden gözden geçirme deneyi olmuştur ve Marx Komünü diktatıırlük uygulamakla suçlayarıların aksine, burjuvazi karşısında yeterince diktatıırlük uygulamamakla eleştirmiştir. Bu deneyden çıkardıl!ı ders ve proletaryanın önüne yeniden koydu!!u görev, geri dönüşsöz bir tarzda iktidara elkoymak ve burjuva sınıf egemeniillinin dayanagı olan toplumsal üretim araclannın özel mülkiyetine son vermektir. b) Proletarya iktidara ellcoyduktan sonra da devletin varlıgı devam eder. Bu noktada ww w. ars iva ku rd .or g bakışı 10 4- Teori Işıjtında ak ur d.o rg "ne zamana kadar?" diye bir soru sorulabilir. Marksist teori, e~er devletin ortadan kaldınlmasını kabul etmiş olsaydı bu soruya da yanıt bulmak durumunda olurdu. Marksist teori "devlet ortadan kaldınlır" görüşünü benimsemedil!;inden bu sorunun muhatabı del!ildir. Marxtan sonraki marksistler de devletin ortadan kaldırılaca~ı bir tarih vermemişlerdir. Çünkü maıl<sist teori, devletin ortadan kaldırılmasını degil, ortadan kalkmasını öngürür. Peki bu neye baglıdır? Marx ve Engels devletin sonmesini veya uykuya dalmasını, sosyalist toplumun inşa sürecinde "toplumsal üretimdeki anarşinin yitmesi" ve insanın "kendi öz toplumsal örgüt biçiminin efendisi" olması oranına baglı görürler. Devlet bunu sagladıl!;ı ölçüde "gerekslz"dir. Bu görüş, bize, devletin sönmesi önündeki engellerin ne oldugunu da verir. Toplumsal üretimdeki anarşi devam ettikçe ve insan, süreç içinde kendi kendini yönetebilecek olanaklara bilinç düzeyine erişmedikçe, üretim sürecini ve insanlararası ilişkiyi düzenleyen bir politik güce ihtiyaç olacaktır. Burada ikili bir süreç sözkonusudur. Bir yandan devlet kendi yokoluş koşullannı hazırlarken, diger yandan insan kendi varoluş koşullannı hazırlanıaktadır. Insan kendi kendini yönetme bilincine eriştikçe veya ünlü del!;işi kullanırsak "zorunlulugun bilincine" vardıkça, devletin politik yön u ortadan kalkar. Pratik, Pratikte Teori ve Sorunlar w. alınmışlardır. ar siv Yukanda Marx'ın Paris Komünü pratil!;inde teorisini yeniden gözden geçirdil!ini söylemiştik. Proletarya diktatörlü~ünün ne oldugunu merak edenlere Paris Komünü'nU gösterir Marx. Ve teoride öngürmedil!i birçok şeyi (özellikle yönetime ilişkin) dol!rudan Komün'den alır. Marx'tan marksistler de bu deneyi örnek alır, teoriyi, KornUn tarzında inşa etmeye çalışırlar. Sonraki yönetimlere yöneltilen eleştiriler KornUn'den kalkılarak yapılır. Sonraki pratikler Komüne ne kadar yakıniarsa o oranda sosyalist, uzak olduklan oranda da bürokratik ve benzeri olarak ele ww Biz de pratikleri teori ışıl!;ında ele alacal!;ız. Fakat bire bir uygunluk şeklinde de~il; bunun olınası da mümkün del!il; daha çok Komün tarzında ele alaca~ız. Komün nasıl teoriye sıl!mamışsa ama teorinin geliştirilmesine yardımcı olmuşsa, sonraki pratikler de ceryan ettikleri alan bakırnından Komün'e ve teoriye sıgmamışlardır. Bu durum, hem teorinin geliştirilmesine hem de sakatlanmasına yol açmıştır. Bizce önemli olan bu iki yanı görmek ve pratik ışıl!;ında teoriyi (Komün deneyiminde oldugu gibi) yeniden kapsayıcı hale getirmektir. Marx'ın öngürüsünden pratige bakarsak bir tezatla karşılaşınz. Bu tezat, sönmesi öngörülen devletin sönmemesi ve halkın denetiminin dışına çıkarak bürokratik bir karekıere bürünmesidir. Bu olgu, sosyalizm teorisine aykırıdır. Aynı zamanda prati~n başlıca sorunudur da. 11 w. ar siv ak ur d.o rg Peki teorinin sorunlan yok mudur? Elbette vardır. Marx ile Engels, sosyalizmin, ileri batı Avrupa ülkelerinde gerçekleşecellini öngürmüşlerdi. Bu gelişme, sosyalizme hem ekonomik hem de siyasal zaferi kesinleştirme olanallı verecekti. En ileri kapitalist ülkelerin birkaçmda gerçekleşen sosyalizm giderek bütün dünyaya damgasını vuracaku. Avrupayı fetlıeuniş bir devrimin karşısında durabilecek güçte dünyanın herhangi bir kapitalist devleti yoktu. O koşullarda devletin gürevi üretimdeki anarşiyi giderdilli ve insanın kendi kendini yöneune gelenelli arttıllı oranda azalacaktı. Gerçekiiilin gelişimi başka yönde oldu. Devrim, Batı Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde degil, nispeten geriRıısya'da gerçekleşti. Bir başka farklılık, Avrupa proletaryasının sovyet proletaryasını izlememiş olmasıdır. Tarihsel bilinçle davranan Avrupa proletaryası dellil, burjuvazisi oldu. Dünyanın bütün emperyalisı devletleri ve gerici güçler, Avrupa burjuvazisinin Komün karşısındaki tutumunu örnek alıp Sovyet Devrimi 'ni tasfiyeye çalıştılar. Emperyalizm bu amacına ulaşamadı fakat devrim de Rusya karaparaçasma sıkışıp kaldı. Bolşeviklerin umudu ve beklentisi olan Avrupa devriminin gerçekleşmemesi; 1918,1920 ve 1923 atılımlarının sonuç getirmemesiyle birlikte umutların sönmesi, devrimi, tek ülkenin sınırlan içinde sosyalizmi kurmakla yüz yüze gelmek gibi, bir zorunlulukla başbaşa bıraktı. Komünistler, bu koşullar içinde hem devrimi koruyup kolluyacak, hem sosyalist önlemler alacak ve hem de kullandıkları mekanizma (devlet), teoriye uygun olarak sönecekti. Yeniden teoriye döner ve Marx ile Engels'in Komün'den çıkardıkları dersler ışıl';ında Ekim Devrimi'ne bakarsak şu sonuçlara vannz. Ekim Devrimi kendini korumak zorundaydı. Bu amaçla alınan önlemler marksist teoriye de aykın degildir. Marx, KornOn'ün yenilgisini, proletaryanın "iyi tabiatı'na bal!Iar. Versailles'e yürümemelde iç savaşın ve aynı zamanda kendi yenilgisinin koşullarını hazırlamış olmakla eleştirir. Marx 'a dayanılarak Bolşevik Parti 'nin iktidara elkoyması da eleştirilemez. Zira Marx, Komünü eleştirirken, MK'yi, Komün icraat yapsın diye çok erken iktidarı teslim etti diye hatalı bulur. ww Marx, öngürdül!ü sosyalizmin ileri kapitalist ülkelerde gercekleşecegini düşündül!ünden, devletin giderek sönecegini tespit ediyordu. Geri bir ülkede ve emperyalist koşauna alunda bir devrim düşünmedillinden o koşullarda devletin nasıl bir seyir izleyecel!ine dıtir bir tespiti yoktu. Alman Ideolojisi'nde söyledikleri (bir ülkeyle sınırlı kaldıkça devrimin yozlaşacagını ve yerel bir fenomen haline gelecel!;ini söylüyor) bugünkü sorunlar hakkında genel bir perspektif verir bize ama yaşanagelen sosyalizm praıillini izah eunekte yetersiz kalır. Bu konuda kitabi dellil, diyalektik düşünmek gerekiyor. Lenin'in muazzam bir ordu kurulurken teoriyi unuttul!;ıınu veya dikkate almadıgını söyleyemeyiz. O, bu tezatı görmüş ama Komün 'ün yaptıllı hatayı 12 Ekim 'in yaratıj!ı koşullar içinde Lenin, kendisinin de belirttij!i gibi, olmayan, bir gün kalkıp gidecek olan mekanizmalarla devrimi korözgü sosyalizme ve sonraki süreçte devlet gerekliydi ve sonraki gelişmelerin koşullarda O uyordu. devlet olmasaydı devrim korunamazdı. bir güçlü gibi, gösterdilli Marx ile Engels devletin sönmesini/politik yönünü yitirmesini üretim anarşisinin yiunesine ve insanın kendi kendini yöneune yeteneginin gelişmesine baglamışlardı. Fakat Sovyet devleti bunun ütesinde görevleele karşı karşıya idi. Üretimin örgütlenmesi yetkinleştirilip devletin politik yönü törpülense bile, emperyalizmin varlıj!ı devletin varlıj!ını koşullandırır. Bu konuda da açılma ihtiyacı olan ıeoridir. Gerçeklik teorinin sınırlarını zorlaınıştır ve onu teoriye hapsetmek olanaksızdır. Teorinin bu yanı esas alınarak Sovyet devleti yargılanamaz; teori ye uygun degil de tersine bir gelişim gösterdi diye eleştirilemez. Marx ile Engels, sönen devletin fonksiyonlannın yerini, insanın öz faaliyetinin bu alacaj!ını öngörüyorlardı. Fakat insan, dıırup dururken bu yetenege erişemez. Onu ile sönmesi devletin için Bunun ir. yetenelde donatacak olan sosyalisı demokrasid devletin hem demokrasi Sosyalist konmuşnır. sosyalisı demokrasi arasına eşit işareti sönmesini hem de insanın kendi kendini yönetınede yetkinleşmesini saj!layan bir süreçtir. Sovyet devletinin gerçekleştirmedigi budur. Bu konuda geride kalan teori degil pratiktir. Devrimin ilk yıllannda zorunlu olarak askıya alınan sosyalist demokrasi iyice rafa kaldınlmış ve adeta sosyalizmi zayıflatıcı bir unsur olarak algılanmışur. Emperyalist kuşaunanın varlıgı demokratik kaulunın önündeki bir başka engel şeklinde n yorumlanmış ve Marx'ın söyeldiklerinin hayata geçirilmesi bu kuşatmanı kaldm lmasına baglanmıştır. Oysa Marx, batalanndan dolayı Komün' ü eleştiernesine biçim· karşın, onun demokratik işleyişini yüceltıniş, 'en son keşfedilmiş politik olarak degerlendirilmiştir. Demek oluyor ki, toplumun denetiminden sıynlan devlet, ne denli inançlı komünistlerin elinde olursa olsun giderek özerkleşir ve toplumun üzerinde ayncalıklı bir konuma oturur. Bu, hem devletin hem de toplumun bir gelişimini körelttir. Yönetimin bakkaniyerinden baj!ımsız, kendiliginden işleyen demokrademek, gereklilij!i süreçtir bu. Oysa marksist-leninst teoriye göre, devletin tik katılım ve yönetimin gereksizlij!i demek degildir. Sosyalist demokrasi devletin ve işlerlik biçimidir. Sosyalizmin ayakta kalmasının, kapitalizme üstün gelmesinin insanı yönetebilir hale gelmesinin garantisi budur. 5- ww w. ar siv a ku rd .or g yapmamıştı. Planlı Ekonomi (üretim) ''Tezler"de, D. Avrupa'daki çöküş ve di!ıer ülkeler (özelikle SB.Çin)deki yönetim gerekçe gösterilerek "Planlı üretim" reddediliyor. Bunun yerine, başına "sosyalist" sözcügü getirilerek "piyasa ekonomisi" konuyor. 13 Bu tercihin ne anlama geldi~ açıktır ama nelere ınaloldugu açık delf;ildir. Biz, planlı üretim anlayışından vazgeçmeden önce, nelerin dikkate alınması gerekiilli üzerinde duracaJ!ız. Yanıt bulunması zoruulu sorular şunlardır: 1- Bu kavram kime aittir? Adı sık sık anılan Marksizme mi yoksa reel sosyalizme mi? ww w. ar siv a ku rd .or g 2- Planlı ekonomi anlayışı neyin sonucudur? Sosyalizm onsuz yapabilir mi? 3- Planlı ekonomi pratikte nasıl bir sonuç doJ!urmustur? 1- Kavram Marx' a aittir. Gerek Marx, gerekse Engels, kapiıalizme alternatif sosyalist topluma ilişkin düşüncelerini açıkladıklan her yapıtlannda planlı üretimden sözederler. Bu -planlı üretim-, sosyalist toplumu kapitalist toplumdan ayıran bir özellik o !anık ortaya konur. Kapiıalist üretimin karakterisiilli nasıl üretim anarşisi demek olan serbest piyasa ekonomisiyse, sosyalist toplumun karakteristil!;i de planlı üretirndir. Marx'ı izleyenierin Marksizme bir kalkısı degildir; zorunluluk sonucu veya rasıgele bulunmuş bir kavram da de~ldir; bilimsel sosyalisı düşüncenin (Marksizmin) kendine özgü üretim sistematil!ini anlatan bir kavramdır. Ondan kartulmak, herhangi bir marksistle deJ!il, Marx'ın kendisiyle hesapiaşmayı gerektirir. 2- Marx, bu kavramı, yalnızca anarşinin elf;emen oldugu kapiıalist üretime karşılık kuUanmıyor. Bu bir yanıdır ama daha önemlisi, kamu iktidanna el koyarak toplumsal hale gelıniş üretim araçlannın özel mülkiyetine son veren proletaryanın eyleminin dogai ve mantiki sonucudur. Bunun nedeni açıktır. Toplumsal üretim araçlannın özel mülkiyet altında bulundul!u kapitalist toplumda üretim nasıl piyasaya göre yapılıyorsa, durumun tersine çevrildigi sosyalizmde de üretim, Engels'in deyimiyle "önceden hazırlanmış bir plan dahilinde" yapılır. Bu iki olgu (sosyalizm ile planlı üretim), birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Biri digerini koşullandırır. Sosyalisı ülkelerde planlı üretirnden uzaldaşıldıkça üretim araçlannın özel mülkiyetine hak tanınması veya üretim araçlarının özel mülkiyetine hak tanındıkça piyasaya vize verilmesi rastlantı degildir. Özel mülkiyete dayalı bir üretim, önünde, ürününü serbestçe pazariayabilecek bir alan ister. Bu sadece aşın !W hırsıyla fazla üretim yapmak ihtiyacından dol!maz; piyasa. rakipierin birbirini rekabet yoluyla elimine etti~. sermaye birikimini sal!ladıJ!ı ve bütün ekonomiyi birkaç kapiıalistin denetimine soktul!u için de bir ibtiyaçtır. Proletaryanın ihtiyaçlan farklıdır. Son vermek istedilli tam da kapiıalist üretim ve onun bütün sonuçlandır. Toplumsal üretim araçlannın özel mülkiyetine son vermesi eyleminin ilk adımlanndan biriyse, dilleri de planlı üretirndir. Proletarya, kapitalisı toplumda, ürettil!i ürünün esiridir. Marx'ın deyimiyle "ürünler pazarda" proletaryanın karşısına "onu yöneten nesneler olarak çıkarlar." Bunun nedeni onlann sermaye niıeli~ almış olmasıdır. Proletaryanın, "sermaye balini alan ürünlerio esiri" olmaktan çıkmasının yolu da planlı üretirnden geçer. Böylece proletarya onlar tarafından yönetilınekten kurtulur ve onları yöneten olur. 14 3- Planlı üretim her ne kadar gözden düşürülmeye çalışılıyorsa da asla piyasa ile Teoride söylenenleri gürmezlikten gelsek bile haşanlarla dolu bir pratik var karşımızda. Kapitalist dünyarun onlarca yıllık en iyi piyasa ekonomileri bile, toplumun temel sorunlan olan iş, konut, eltitim, saltlık vb. gibi sorunlan çözebiimiş deJtildirler. Artarak devam ediyor bu sorunlar. Sözde "serpest" gerçekte kapitalist devletin sonsuz desteltine sahip olan piyasa ekonomisi ancak milyonlarca insaru ölüme terkederek işliyebilir. Kapitalizmin tarihi buna tanıktır ve güncel afetler piyasanın gayri insani oldugu düşüncemizi pekiştirmektedir. Doltada seleksiyon, toplumda sosyal-darvinizm neyse, ekonomide serbest piyasa odur. Güçlüler yaşar, güçsüzler güçlülerin yaşaması için helAk olur. Planlı veya piyasayı tercih etmek sadece ekonomik üretime dair degildir, aynı zamanda insana ilişkindir. Kapitalist üretim için insan araçtır, onu piyasanın insafına terk etmesi bundandır. Sosyalist üretimde ise insan amaçur; bütün üretim ve paylaşım insanın yaşamını ur d.o rg kıyaslanamaz. daha kolaylaştırmak amacıyla planlanır. ak İstatistik verilerle konuyu sıkıcı hale getirmeden, Sovyet devriminin seyrinde w. ar siv planlı üretimin başanlarını görebiliriz. Sovyet tarihinin on yıllık (1930-1940) bir kesiti, kapitalizmin bir asrına bedeldir. Bunda belirleyici olan planlı üretim anlayışıdır. Bu gerçegi sosyalizmin düşnuınlan bile inkar edemiyorlar. Planlı üretim diger sosyalist ülkelerde de başarılı olmuştur. Burjuvazi siyasal parti olarak örgUtlenmeyi komünistlerden öj!rendi. Ekonominin örgütlenmesinde bazen kullandıj!ı planı ise sosyalist ülkelerden aldı. Planlı üretim aynı zamanda aldın ve bilimin üstünlül!üdür de. Demek oluyor ki, güneele maledilerek bir kenara bırakılan marksizm ve bilimsel düşüncedir. Planlı ekonominin sorunlan yok mudur'! Elbette ki vardır ve bunları, nedenlerini ileriki bölümlerde ele alacaj!ız. 6- Burjuva Demokrasisi mi, Sosyalist Demokrasi mi? ww "Tezler"de "sosyalizm" diye ortaya konan burjuva-demokrasisidir; ''parlamenter sosyalizm" denmesi zevahiri bile kurtarmaz. Haklı nedenlere dayıman birçok eleştiri, ortaya konan alternatif gözönüne alınmadıj!ında haldılıj!ını yitiriyor. Bir yanlıştan kıırtolayım derken bir başka yanlışa düşOlUyor. Sosyalizm, demokratik kanlım ve yönetim demektir. Bu perspektiften kalkarak "monolotik"lilti, partinin, kendi öncülügOnü mücadeleyle degil de "anayasa! güvenceler''e dayandırmasıru ve devletin "bürokratik" örgütlenmesini eleştirrnek marksist-leninst olmanın gereltidir. Fakat buna tepkiyen "çok partililik"i, "parlamenter sosyalist bir deınokrasi"yi "yasama, yürütme ve yargının aynlıltı"nı, "yargının kesin baJtımsızlıj!ı"nı vb. savunmak sosyalizmin teorisine aykındır ve "kapiytalizme üstünlük sal!lama"nın yolu biç degildir. Bu yol, tam da kapitalistlerin egemen oldugu bir yoldur. "Parlamenter burjuva demokrasisi"nin devletin "burjuva kanıkteri"ni ortadan kaldırmaılıltı dogrudur. Çünkü "parlamenterizm" burjuva devlet örgütlenmesinin 15 sonucudur. Kapitalistlerin serbest yarışı için serpest piyasa nasıl gerekliyse, burjuva fraksiyonlannın kendi ekonomik çıkarları için hükümeti yönlendinnede serbestçe yarışacak.ları parlamento öylesine gereklidir. Marx parlamento için "burjuva ahırı" der. Gerçekten, pazarda vahşice kapışan kapitalistler, halkın denetiminden çıkarılmış bu kurumda ekonomik çıkarlannı koruyacak politikalar üretmek için alabildil!ine didişirler. Kendi amaçlannı ve politikalannı toplumun çoj!unlul!u (ki bu çogunluk tirübünlere itilmiş, ancak karşı takımı tartaklama ihtiyacı duyulduj!unda sahaya inmesine izin verilen bir çol!unluktur)nun talepleri haline getirmesini başaran kazanır ve yasalarla belirlenmiş süre içinde politikalannı uygular. Burjuva devlet ise, burjuva fraksiyonlarının çıkarlannı degil, sınıf olarak burjuvazinin (günümüzde tekelci burjuvazinin çıkarlarına göre örgütlenmiştir burjuvazi devletler veya tekelci burjuvazi, devleti, kendi çıkarlan doj!rultusunda kullanmak için dilter burjuva fraksiyonlara göre daha çok olanaga sahiptir.} çıkarlarını savunur. Devletin örgüilenişi buna uygun tarzda yapılmıştır. Kuvvetler aynlıj!ı'nın kabul edilmesi bu manuııın ürünüdür. Yasama-yürütme-yargının birbirleri karşısındaki bagımsızlı~ mutlak degildir. Yasa yapıcılann ayn, yürütmecilerin ayn ve yargıçların ayn olması, onların karşıtlıj!ını dej!il, burjuva devlet çausı alunda birlikteiiliini ifade eder ve burjuva hukuk hepsini hal!lar. Öınej!in yargı, burjuva hukuk çerçevesinde, herbir burjuva fraksiyonundan bagımsızdır veya tarafsızdır ve davayı yasama organınca hazırlanan çerçeve içinde ele alır (bu teorik işlerliktir. Pratikte belirleyici olan güç, rüşvet vb. dir) ama burjuva düzeni hedef alanlar karşısında tarafsız dej!ildir. Bu tutum, buuın burjuva kurumlar için geçerlidir. Demek oluyor ki, parlamenter demokrasinin burjuva devletin karakterini dej!iştirınemesi, devletin örgüilenişi yle ilgili bir olaydır. Öyleyse öncelikle ele alınması gereken biçim degil, özdür. Bize gerekli olan, proletaryanın çıkarlannı savunan bir devlettir. Fakat unutulmaması gereken bu devlet, kendi yokoluşunu örgütleyen bir devlettir. Bundan dolayı, burjuva toplumda oldugu gibi, profesyonel ururolaşmayı arttırınayı dej!il, azalunayı hedefler. Parlamento, halkın denetiminin dışında, belirlenmiş süre içinde görev yapan, burjuva toplumsal düzen için gerekli, sosyalist toplum için gerekli olmayan bir kurumdur. "Parlamento" ile "sosyalizm" bal!daşınaz. Sosyalizm "profesyonel kurunılaiJIIa"ya dej!il, her an feshedilebilir organiara dayanır. Burjuva devlet, profesyonel kadıolardan oluşan ve halkın denetimi dışında ıaınamiyle kapitalist toplumun bekası için iş gören profesyonel kurum ve kuruluşlara dayanmadan varlıj!ını koruyanıaz. Yargıçların, yasamacıların ve yürütücülerin burjuva toplum için rahatça şalışabilmeleri devletin verdigi güvenceye baj!lıdır. Bir general, polis şefi veya yargıç halk tarafından görevinden alınamaz. Onların görevden alma yetkisi, "baskı gücü" demek olan yürütmeye verilmiştir. Yürüıme ise, halkın denetiminde olan bir kurum del!il, burjuva devletin denetiminde olan bir kurunıdur. "Profesyonelleşme" burjuva devlet için ne kadar yararlı ysa, proleter devlet için o ww w. ar siv ak ur d.o rg manuııı 16 siv ak ur d.o rg kadar zararlıdır. llginç olan, bürokratizm ve benzerinden yakınan "Tezler"in, bürokrasinin en yetkin hali olan profesyonelleşmeyi savunmasıdır. Profesyonel her kurum giderek kendi detemıinizmini oluşturur. Kuşkusuz, sosyalizmin de kendi yasa koyuculan, yürUtücüleri, yargıçlan vb. olacaktır. Ama bunlann hiçbiri, burjuva toplumda olduıto gibi, halkın iradesinin ve onun denetiminin dışında olamayacaktır. Burjuva toplumda geçerli olan temsili, (irade devri) sistemdir. Insanlar irade kullammına del!il, devrine itilmektedirler. Sosyalizm irade devrine del!il, kullanımına dayanır. Mevcut sosyalist ülkelerde bu anlayışın/ilkenin körelliimiş olınası, bir daha hiç gerçeldeşmeyeceıti anlamına gelmez. Marx, proleter devletin bu tarz işleyişini KornUn'de gördü ve ondan alarak geliştirdi. Marx onu [Komün'U], "yeni bir tarihi oluşum" ve "en sonunda keşfedilen politik biçim" olarak del!erlendirdi. Bu işleyiş, yahnızca Komün'le sınırlı kalmadı, başta Sovyetler olmak üzere, merl<ezi burjuva hükümetlerin yıkıldıltı veya yıkılına eşij!ine geldigi her yerde yıj!ın eyleminin dol!al bir sonucu gibi kendini gösterdi. örneıtin Sovyetler, ilk yıllannda, hem yasama hem de yürütme yetkisine sahip olan, doj!rudan kaulıma dayah çahşan organlardır. Sosyalizmde üzerinde durulınası gereken -aynı zamanda sosyalizm pratiklerinden çıkarılabilecek en büyük dersdir bu-, kururnlaşmamanın kurumlaştırılması diyebileceıtimiz bu örgütlenme ve yönetim biçiminin kalıcılaştırılmasıdır. ''Tezler"de ileri sürüldüj!ü gibi, bugün tam da gelişmiş burjuva toplumlarda geçerli ve Lenin'in deyimiyle "sömürünün rahatça sürdürülmesi için en ideal yönetim biçimi" olan burjuva demokrasisi deltiL 7- Sosyalizmi Deıtil, Kapitalizmi İnşa Yolu. ww w. ar "Tezler"de ilginç olan, mevcut pıatildere dayandırılarak, onlarca yıllık bir tarihe sahip olan sosyalizme geçiş yolunun yadsınmasıdır. Sosyalizme geçiş biçimlerinin fari<lı oıacagını, her ülkede bir başka özgünlülle bürUnecej!ini herkes kabul ediyor. örnegin SB'de başka, Çin'de başka ve Küba'da daha başka olınuştur. SB'de devrimin temel ve önder gücü işçi-kOylU-asker Sovyetleri olınuştur. (yönlendirici politika ve siyasi iradeden sözetmiyoruz). Çin'de işçi-köylü-asker Sovyetleri ortaya bile çıkaramamıştır; aıtırlıklı olarak yoksul köylülül!e dayanan, Kızıl Siyasi Üsler iş görmüştür. Küba'da bunların hiçbiri olmamıştır; gerilla mücadelesi karşısında soluksuz ve hareketsiz kalan diktatorlük, genel bir grev ve ayaldanmayla devrilip gitmiştir. "Her ülke kendisine özgü yollardan sosyalizme geçer" sözünden gereken b nd ur. Ama sosyalizmin inşası için her devrimin mutlaka yapması gereken "aynı" şeyler vardır. Bunlardan birincisi, proletaryanın egemen güç olarak örgütlenmesi, eski devleti bütün kurum ve kuruluşlanyla ilga etmesidir. Ikincisi, kaınu iktidanna el koyan proletaryanın, onun aracılıgıyla ve kaınu adına bütün toplumsal üretim araçlannı kaınulaştırması; dış ticaret, finans kuruluşlan vb. anlaşılması 17 devletleştirınesi; ww w. ar siv ak ur d.o rg yeralu ve yerüstü zenginlik kaynaklarım toplumun ortak malı haline getirmesidir vb. Üçüncüsü, toplumun refahını anurmayı perspektif edinerek bütün üretimi, "önceden belirlenmiş bir plan dahilinde" örgütlemektir. Dördüncüsü, üretim ve yönetime do~ katılımı öngören demokratik bir yönetim. Gerek Marx ve Engels, gerekse onlan izleyen marksistler farldı bir "geçiş" önermedHer ve "geçiş biçimi"nin "farklı"lıgını, yapılması zorunlu girişimleri "yapılmasa da olur" tarzında yorumlarnadılar. ''Tezler"de yapılan bir hata degilse doj!rudan marksizmin inkandır. Sosyalizme geçiş için zorunlu olan yukardaki önlemleri almayı yadsıyan ''Tezler", her konuda oldugu gibi, D. Avrupa ve SB'ye dayanıyor. Sosyalist devrimle, üretim araçlannın özel mülkiyetine son verilmesiyle ve planlı üretimle bir yere vanlmadıgı ileri sürülüyor. Bu iddiaların her biri hem teori hem de pratik ışıJ!ında uzun uzun tarbşılabilir ve rahatlıkla geçersiz bale getirilebilirler ama bu, konumuzun dışındadır ve şunu söylemek yeterli olacakur. Sosyalist devrim, toplumsal üretim araçlarının özel mülkiyetine son verilmesi, planlı üretim vb. sosyalizmi dogurmamışsa, "Tezler"delci yol hiç dogurarnaz. Bu "yol"un marksizme aykınlıgını bir tarafa bırakıyonız; pratik deneyiere bakugımızda ''yol" olmadılıını görüyoruz. Acaba D. Avrupa'nın başına gelenlenle yıllardır özendirilip güçlendirilen özel girişimin hiç rolü yok mudur? Nikaragua 'nın başına gelenlerde palazlanması için desteklenen orta burjuvazinin rolü yok mudur? D. Avrupagerçeginde görüldüıtü gibi, kapitalizmden kopuşun derin ve köklü oldugu ülkelerde resterasyon agır, opuşun yüzeysel oldugu ülkelerde ise hızlı ilerliyor. D. Almanya'nın özgün durumu dışında, diger ülkelerde açıkça görülen budur. SB ve Çin' deki ilirencin nedeni, bu ülkelerde kapitalizmden nispeten derin bir kopuş saglanmış olmasıdır. Eksik olan, kopuşa denk düşen bir inşaanın sagıanarnamış olınasıdır; gidilen yolun yanlışlıgı deJ!il. ''Tezler"de önerilen yol Kürdistan'da izlenirse, bundıın o kadar kötülenen bir D. Avrupa bile çıkmaz. Olsa olsa kötü bir kapitalizm ve süreç içinde buna teslim olacak olan bürokratik bir yönetim olur. ·sosyalist önlemlere dayanmayan her "demokratik cumhuriyet" özünde bir burjuva cumhuriyetti ve örneklerinde oldugu gibi burjuva diktatörlültüne dönüşmeye mahkumdur. 8- "Bilimsel Kuşkuculuk" Olayların baskılanması Mü, "Bekle Görcülük" Mü? alunda düşünmenin ve ''Tez" hazırlamanın dogurdul!n bir sonuç, "bilimsel kuşkuculuk" adına içine girilen "bekle görcülük ve bilinmezci"liktir. "Tezler"de, geçmiş uygularnaların iflas ettilti ve sosyalist mülkiyet ilişkilerini dogurmadıj!ı," söyleniyor. Bu ifade tarzı olgu hakkında enine boyuna düşünüldükten sonra varılmış kesin bir yargıyı belirtiyor. Yani sosyalist mülkiyet ilişkilerini dogurmayan uygulamalar iflas etmiştir. Böyle bir yargı karşısında herkesin şu soruyu başka 18 ww w .ar siv a ku rd .or g sorma hakkı vardır: "Bugüne kadar ki uygulamalara ve ortaya çıkan mülkiyet bıçimine ve bir bütün olarak toplumsal sistemin kendisine ne ad verilebilir?" Bu soru hakknnızı saklı tunıp bir başka görüşe geçelim. Özet olarak; bugünkü uygulamalann (kast edilen uygulamalar Glasnoss ve Perestroyka dır. TS.)''sosyalist mülkiyet ilişkilerine götüreceği kanıtlanmış değildir" denmiyor ve devamla şu tespit yapılıyor: "hatta kimi uygulamaların daha bugünden bile ciddi zaaf ve tehlikeleri belirmiş bulunuyor." Türncenin birinci kısmı yeni yönelimlerin bizi ikna edebilecek (olumlu yönde) bir kanıt ortaya koymadılı;ını anlauyor. Ikinci kısmı, yönelimlerin olumlu yönde değil, olumsuz yönde kanıtlar ortaya koyduğunu söylüyor. Öyleyse, dün olduğu gibi bugün de uygulamalar olumsuzdur ve rahatlıkla bugünkü uygulamalara karşı tavır alma hakkına sahibiz. Oysa "Tezler"in bize önerdiği bu değildir. Uygulamalan "ne peşin yargıyla kapitalizme götürüyor" diye "reddetmeli, ne de körükörüne" benimsemeliyiz, diyor "Tezler." Bütıln bu 'izaahat'tan sonra bir çelişkinin olduğunu açıkça görebiliriz. Bunun nedeni, sosyalistlerin birlikıeliğini amaçlayan ''Tezler"in, her ej!ilime bir "mavi boncnk" daj!ıtma anlayışıdır. Ortak zeminden anlaşılan, herkesin kendisinden birşeyler bulduj!u bir alandır. Boyle bir "birlik" için bile, yukarda aktardılı;ımız görüş (ler) çerçevesinde görmesi gereken bir hesap vardır. Eğer uygulamalar bize olumlu dej!il de olumsuz kanıtlar sunuyorsa, bunlara "kapitalizme götürüyor" demek önyargılık olmaz. Durum bunun tersine ise, uygularnaları olurolamak ve onlardan ders çıkarıDak "körükörüne'1ik olmaz. "Körükürüne" ve "peşin yargı" sözcükleri, o ana kadar ortaya çıkan beliniler veya olgular ışığında gelişmenin yönüne bakmadan, araşunp inceleme zahmetine katianmadan takınılan tavn ifade ederler. Oysa, görüyonız Id, "Tezler" bize "olumsuzluk" belirten kanıtlar sunuyor. Yapılması gereken buna uygun bir yaklaşım ortaya koymak iken, "bağımsız bakışaçısı" adına ''Tezler"in ortaya sürdüj!ü "bekle gör"cülüktür. "Baj!ımsız bakışaçısı", herhangi biri veya birilerinin sözüyle/anlayışıyla olgulara yaklaşınayı reddeder ama bu, olgular hakkında görüş belirlemeyi dışlarnak anlamında değildir. ''Tezler"deki "baj!ımsız bakışaçısı" bu anlamda "kendine özgü"nlüj!ü değil, kimsenin etlisine-sütlüsüne dokıınmamayı vaaz'ediyor. Gerçekten bu tutumu gerektirecek bir durum var mı ortada? Herkesin rahatlıkla görebildilli kanıtlar bir tavır belirlemeye yetmiyor mu? Uygulantalan iki bilinmeyenli bir denklem haline sokup "bilinrnezci"lij!e düşmeye gerek var mı? Kirnileri için sorun " ... yoğurdu üfleyerek içmek" olabilir. Fakat "hayal kınklıj!ı"nı ve "yanılgı "lan veri alıp ve bundan kalkarak "şimdiden bir belirleme yapmayalım, yeniden yanılabiliriz; kapitalizm diye karşı çıkuj!ımız sosyalizm çıkabilir." sonucuna varınak ne denli "bilimsel kuşku"culuk olabilir! Bilimsel yaklaşım olguları veri alıp 19 ku rd .or g soyutlama yapmak ve sornotu bu çerçevede ele almak ise, nasıl olur da olgular görmezden gelinir. "olumsuz" olmalan bize bu hakkı vermez elbette.Sovyetle r Birligi, Çin ve diller ülkelerde, içinde bulunulan durumdan kurtulmak için "uygulama ve araşurmalara geçilmiş" olmasından sözediliyor. "Tezler"in diliyle bu uygulamalar: "Kooperatifçil ik temelinde kişisel mülkiyeti, toprakların kişilere devredilmesi, işçilerin fabrikalara ortak edilmesi ve planlamalarda n vezgeçi"lerek "planlı sosyalist pazar nygulamaları (ne kadar çelişkili bir tanım 1) "na geçilmesi vb. Demek oluyor ki ortada, degerienditip bir yargıya varmak için yeterli derecede delil var. Bütün bu delillerin (veya uygulamalann) ne anlama geldiklerini ve neye hizmet ettiklerini sadece teoriye göre degil, pratik sonuçlanna da bakarak aıılayabiliriz. Hiç kimsenin görmezden gelemeyecegi sonuçlar var ortada. Ortak bir norm bulmak da wr dellil. Sosyalizm, toplumsal refahın artması ve yönetime katılınarun derinleşmesidir özet olarak. Bizim için esas alınması gereken, uygulamalann bu süreci derinleştirip deriııleştirmedigidir. ww w .ar siv a önce Çin' e bakalun. Tien-An-Men Meyılanı'na "özgürlük Kraliçesi"nin maketi kondugunda ve bunun ne anlama geldigi herkes taıafından açıkça görüldülllinde bütün görevlerinden aziedilen Zao Ziyaııg, Çin 'in yönetimini anlaunak için şu atasözünü rehber edinmişti: "Fare tutan kedinin rengi önemli delildir." Çinliler, sonradan birinin (hem de "komünistim" diyen birinin) ortaya çıkıp bu atasözünü halka karşın kendi emelleri dol!rultusunda kullanacaııını bilselerdi, herhalde ortak bir deJ!er olarak benimsemekte teredüt ederlerdi. Çinli emekçiler için bu sözün degeri başka Zao Ziyang için başkadır. Zao Ziyang bu atasözünü tam bir kapitalist zihniyetie-toplu msal üretim araçlarının özel mülkiyetini, emek sömürüsünün, karşıtıila göre işleune anlayışını vb. meşrulaştırmak için benimsiyordu. Bu politikanın sonuçları, her şey gelip Tien-An-Men Meydanı'ında geçici çözüme bal!lanmadan önce, işsizlik, hayat pahalılıgı, sefaJet ve diller yandan türedimil yonerierin ortaya çıkması; halkın yönetime kanlunının daha da azalnlması, ve bürokrasinin artarak pekişınesi oldu. Cüce Deng, Parti üyelerine kapitalistleşme konusunda da halka öncülük yapmalan çagnsında bulunuyordu. Böylece Deng liderlillindeki ÇKP'nin komünist harekete katkısı, türedi milyonerierin parti üyeligine kabul edilmesi oluyordu. "Kültür Devrimi"nin kurbanlanndan olan Deng ÇKP'ye bunun özeleştirisini yapbrdıktan sonra, büyük vaadlerle başlaıuj!ı reform sürecinin çıkmazında bütün yapnl!ı bir özeleştiri daha oldu. Bu reformlann sonucunda kazançlı çıkan kim oldu ? Işçi sınıfı mı ? Bunu kimse iddia edemez 1 Sonuçta kazançlı çıkan, kapitalizmin seralan olan serbest bölgelerde yeşeren ve giderek toplumu içten içe kemirip çürüten sermaye olmuştur. Ya "Perestroyka" ve ''Glasnost" ? Sosyalizmi derinleştirebildi mi ? Buna olumlu 20 ww w. ar siv a ku rd .or g bir yanıt vemıek için ortada herhangi bir neden yok. Her şey bir yana bırakllsa bile, ''Tezler", YPD (Yeni Politik Düşünüş) nin nasıl bir sonuç verıliginin kanıtıdır. Kimileri "Perestroyka"nın olumlu kimi sonuçlarından sözedip onu meşrulaştırmaya çalışıyor. Her olumsuzlugu n bir olumlu yanı vardır. "Perestroyka " ile bir olanak ortaya çıkınıştır ama tamamen onun amaçları dışındadır. Bu olanak, resmi aJ!ızların tekelinde biçimlendiril en, dokunulmaz hale getirilip sosyalist ve işçi hareketine kabul ettirilmeye çalışılan sosyalizm tanımının ve sosyalizmin ne olup ne olmadıgmın komünist hareket ve devrimci yıl!ınlar içinde, hiçbir koşullanma altında kalınmaksızın, teori ve pratigin ışıgında yeniden sorgulanmasıdır. Bu olanagı olumlu yönde kullananların katkılarıyla. evrensel ölçekte tartışılan sosyalizm, evrensel katkı ve oluşurnlara açık hale geliyor. Hangi özgünlükıe somutlaşacagı henüz belli olmamakla birlikte (yine en büyük olanak Sovyet proletaryasının ve komünistlerin in elindedir ama bu olanagı hangi yönde kullanacaklan önemlidir.) bu everensel katkı ve dellerler dol!rultusunda bir mayalanmanın oldugu kuşku götürmez. Daha şimdiden bunun dinamikleri görünüyor. Gorbaçovcul ugun karşısına marksizm-len inzmle çıkanlar, sosyalizmin sorunlarını sosyalizrnle aşmaya çalışanlar vb. sadece teoriyi temsil etmiyorlar, aynı zamanda kapitalist dünyadaki emekçilerin, SB'de, Çin'de ve D.Avrupa ülkelerinde kapitalist gelişmeye set çekmeye çalışan işçi sınıfının özlemlerini de temsil ediyorlar. Neye karşı olduklannı şimdiden bilince çıkarmış olan bu dinamikler ne istedikleri konusunda da giderek netleşiyorlar. Sosyalistlere düşen görev, ortaya çıkan bu olanaktan yararlanarak evrensel kaynaşmayı hızlandırmak ur. Fakat bu olanagı olumsuz yönde kullananlar da var. ''Tezler"de oldugu gibi, D. Avrupa bozgununa dayanarak kendilerini, sosyalizmi reddetmek için somut bir kanıt sahibi saymaktadırlar. Ortaya çıkan olanagı bu dol!rulıuda kullanmaya çalışanlar başarılı olamayacakur. Tabi "perestroyka" ya umut baglayanlar da Bunu anlamak için "perestroyka"nın bugüne kadarki icraatına ve sonuçlarına bakmak yeterlidir. Bu icraat, ''peresıroyka"nın gelecej!i hakkında da bilgi verir bize. "Perestroyka"nın altı yıllık icraatına şöyle bir bakalım; gelinen yer: Uluslararası alanda sosyalist kazanımların terkedilmesi; devrimci mücadele içinde olan güçlerin ABD ile işbirlil!i yapılarak basunlması veya etkisiz kılınması ve "yeni çal!" teorisi adına emperyalizm e teslim olunması; ülke içinde ise, üretim araçlarının özel mülkiyetine izin verilmesi; kapitalist üretimin teşvik edilmesi ve bunun dol!rudan sonucu olan "serbest piyasa"nın emekçilerin başında Demoklasin kılıcı gibi sallandırılması; "glasnost" adına sosyalizm düşmanlıgının ve Batı hayraniılıının pohpohlanması; "sosyalist demokrasi" adına parlaınenterizmin benimsenmes i ve halkın yönetime katılunının önüne yeni setler çekihnesi; dünyanın en zengin ekonomik potansiyellerin e sahip olan bir ülkenin 270 milyon insanının Batı'nın yardımına muhtaç hale getirihnesidir. Bunlar somut şeylerdir, "perestroyka"nın olası sonuçları dej!il. Sosyalistlerin 21 9· Nasıl Bir ku rd .or g görmesi ve Kürdistan'ın geleceJıi için ''Tez" hazırlarken ele alıp sonuç çıkarması gerekenler bunlardır. EJıer bunlar, tercih edilen yolun açmazlıJıına dair yeterli kanıt sayılmıyorsa, söylenebilecek tek şey, kanıtlardan farklı şeyler anladıJıunızdır. Bugün marksist-leninst olmak, GorbaçovculuJıa karşı olmakla birdir. Ortada iki seçenek duruyor: Ya sosyalizmin teori ve pratiJıini hiçe indirgeyip onun yerine sosyal-demokratizmi geçiren Gorbaçovculuk ya da "Tezler"in en başında belirtildiJıi gibi, h3la insanlıJıın biricik kurtuluş yolu olan marksizm ! Bunlann ortası, tarihte ömel!i görülmüş olan "iki-buçuk"uncu entemasyonalizmdir. Yaklaşım/ Anlayış. ww w. ar siv a 1- Marksistler, geçmiş kavramdan gelecejtin dogru yönde inşa edilemeyeceıtine inanırlar. Bu, sınıf mücadelelerinin dramatik, trajik yenilgilerinin ve şanlı zaferlerinin güneesi olan tarihe yaklaşımda oldujtu gibi, sosyalist hareketin proletaryanın sınıf savaşımına yön verdiJıinden beri oluşup gelen kendi özel tarihi bakunından da geçerlidir. Subjektifızme kaçmadan, günün koşullanyla kendimizi sınırlamadan ve ana yönelimi gözden kaçırmadan secerimizi tutmak, özelilde içinde bulunduJıumuz bozgun döneminden nasıl kurtlacajtırnızı kavramak bakımından önemlidir. Unuıulmaması gereken yan, tarih bilinciyle davranmanın komünistlere özgü olmadıJııdır. Sınıf düşmanımız olan burjuvazi de bu bilince sahiptir. Komün 'ün Avrupa burjuvazisi tarafından kanla bastırılması bu bilincin hem nedeni hem de sonucudur. Monarşiye karşı işçi sınıfıyla ittifakın nereye varacaJıı sorusuna Paris Komünü'yle yanıt bulmuştur burjuvazi. Ve ondan bu yan monarşiyi iktidırrdan Junker tipi geçişin ekonomik yüzü uzaklaşurmak yerine uzlaşmayı yeıtlemiştir. uzlaşması ve işçi sınıfına monarşiyle tedrici geçiş ise, siyasal yüzü burjuvazinin karşı savaş ilan etmesidir. Rusya'da burjuvazinin Çar'ın saflannda yer alması yalnızca onun güçsüzlüJıüne baltlanmarnalıdır. Bir burjuva cumhuriyet kurmaya yanaşmaması salıanatının ötesindedir. O, Avrupa'daki proleter sınıf savaşımlanndan, KornUn ömejtinden ve 1905 devriminden aldıJıı derslerle davranıyordu. Yaşanan deneyler ona, işçi sınıfıyla ittifakın kendi sonunu hazırlayabilecek bir potansiyel taşıdıJıını anlanyordu. Dönemin marksistleri bunun bilincindeydiler. Hem proletarya hem de burjuvazi bakımından Ekim Devrimi bunun kanıu oldu. Ekim Devrimi, Komünü kanla boltan Avrupa burjuvazisine verilen bir yanıtu, sınıf intikarnıydı. Proletarya, Paris'te kaybetti~ni Moskova'da kazandı. Ve Ekim'den bu yana bu biçim alunda cereyan eden devrim ve karşı-devrim hareketleri devarn eden sınıfkininin tezahürleridir. Ama burjuvazi bunu bilinçli, proletarya ise "bilinçsiz" sürdürüyor. DoJıu Avrupa ülkelerinde olanlarda görüldüJıu gibi burjuvazi, edinmiş oldugu tarih bilincini koruyor. Her fırsatta Ekim'in ve onun izinde yürüyen devrimierin inti- 22 karnını almaya çalışıyor. Malta anlaşmasıyla burjuvazi "savaş alanında kaybedilen banş masasında kazanıldı" derken, ne denli kuvvetli bir beliege ve sınıf kinine sahip oldugunu ortaya koyuyordu. Sözde komünistler bu olayı farldı yorumladılar: "Soguk son bulması, banş ve özgürlük çagının başlaması... " Komünist hareketin içinde bulunduj!u en tehlikeli durum, tarih bilincini yitirmesi ve sınıf kinini rafa kaldırmasıdır. Bu yaklaşımı reddediyoruz. Sovyet proJetaryası Paris Komünü'nU unutmadı; Ekim Devrimi'yle dünya burjuvazisine yanıtını vertli. Tarih bize Malta'yı unubna hakkını dej!il, onun intikamını alma görevi veriyor. 2- Marksizm gökten zembille inmedi. Durup dururken akıllı bilgin Marxm ortaya attıl!t bir şey de dej!iltlir.lşçi sınıfı hareketinin ürünüdür. Marx, işçi sınıfı hareketinin oluşumunu ve mücadelesini inceledi, izledi ve onun elyordamıyla yürüyüşüne rehber olabilecek bir felsefe oluştıırdu. Tarihin belli bir kesitinde kapitalizmin "zorunlu" ortaya çıkışını ve gelecekte "zorunlu" yok oluşunu bilimsel tarzda ortaya koyan Marx, proletaryaya, kendisini köleleştiren bu düzeni ortadan kaldırma görevinin düştül!ünü ve gelecek toplumun (sosyalizmin) ana çerçevesini açıkladı. · Marx ana hatlanyla, proletaryanın nasıl bir eylem içinde olması gerektiginı de açıkladı: burjuva ve küçük-burjuva akımlardan bağımsızlaşmak, iktidar olmayı bedeneyen bir mücadele yürütmek. Marx, sosyalist topluma ilişkin de aynnnlı çözümlemelerde bulundu. Toplumun ekonomik ve siyasal yapısını, işleyişini vb. açıkladı. Proletaryanın, eyleminin mantıksal sonucu olarak, egemen güç olarak örgütlenmesinin, toplumsal üretim araçlannı kamulaştırmasuun ve belli bir plan dahilinde üretim yapmasının zorunluıuguna işaret etti. Proletarya, ancak bu şekilde bütün insanlıl!tn kurtulacagı komünist topluma geçişin yolunu açabilirdi. Marx, hiçbir zaman teorisini donuldaştırmadı. Onu bitiriimiş bir eser olarak görmedi. Proleter hareketin sonucu olan ıeorisinin, proleter hareketin gelişimiyle birlikte gelişecegini, o günün koşullan içinde eksik kalan birçok konunun ancak gelecekte ele alınabilecegini biliyordu. Nitekim Marx, sosyalizm teorisini, proleter hareketin praıil!iyle sıkı bir ilişki içerisinde ele almış ve pratik geliştikçe, teorisinin eksikliklerini tamamlamıştır. Ama bu "tamamlama" mükemmel degiltlir. Her teori, nesnelligin bir yanının ele alınıp yan etkilerinden soyutlanmasına dayanır. Teori, tealitenin zihinde yeniden yaratılmasıdır. Yaratının hakikat kısıası, pratik süreçtir. Pratik süreci izleyen Marx, ne teorisinin eksik yanlarını giderebilir ne de proletarya dikıatörlül!üne ilişkin daha saglam bir teori oluştorabilirdi. Marx'ın Kapital'i, herhangi bir ülkede olmayan ama uygulandıgında ber ülkede göriilebilecek bir kapitalizmi anlatır. Marx, günümüz koşullannda yaşasaydı, Kapital'i, günümüz kapitalizminin bir girişi sayardı. Her teori bir soyutlamadır. Her soyutlama, gerçeklikten uzaklaşııgı oranda mükemmeleşir; gerçeklige yaklaştıl!t oranda mükemmel olmaktan uzaklaşır. Mark23 ww w. ar siv ak ur d.o rg savaşın ww w. ar siv ak ur d.o rg sist teori, pratikle sıkı bir ilişki içinde olduJlundan ve pratige yön verıneyi konu edindiginden, sınıf savaşımının her aşamasında kendisini sınar. Buna karşın yine de mükemmel olmaz. Çünkü çözüme kavuşturdugu her pratik, onun önüne yeni görevler koyar ve o görevleri yerine gelinnesi için yeni teorik çabalara iıer. 3. Marksisı ıeori, bırakıldıgı şekliyle kalmadı. Bir yandan işçi sınıfının eylemi, diger yandan marksist teoriyi pratik ışıj!ında yorumlayan ve yeniden üreıenlerin katkısıyla gelişti. Ama bu katkı, marksist TeOriyi bir kenara atanlardan del!il, onu, sınıf savaşımının eylem kılavuzu saymış ve temel olarak kabnl etmiş olanlardan geldi. Bu katkıda en büyük pay Bolşeviklere aittir. Çürtkü marksizmi devrimci tarzda yorumlayıp hayata geçirenler onlar oldu. Emperyalizm tahlili, ulusal ve sömürgeler sorununun yeniden ele alınıp açıklıga kavuştürulması, eşitsiz gelişme TeOrisi; devlet, devrim ve örgüt teorisi vb. Lenin'in marksizme katkılandır. Aynca Lenin, Marx'ın özel olarak üzerinde durmadıgı birçok konuda da açıklarnalarda bulunmuşnır. Ama Lenin 'in ve onun partisinin Marksizme en büyük katkısı, siyasal mücadeleden taviz vermeden işçi sınıfını iktidara taşımış olmasıdır. Ekim Devrimi, marksist TeOrinin zaferidir. Marksist Teori, praıil!i yorumlayışıyla ve onu bilinçle yeniden üretmesiyle praıige yön verdi~ini, Ekim Devrimi 'yle kanıılamışıır. Ekim Devrimi, aynı zamanda Lenin'in marksist Teoriyi doj!ru kavradıgının ve onu siyasal mücadele alanına yaratıcı tarzda taşıdı~ının da kanıtıdır. Bundan dolayı marksizm-leninizm birbirinden aynlmaz bir bütündür. Teorik katkılannın yanında Leninizm, Marksist Teorinin reformisı ve kendili~indenci yorumu karşısında devrimci ve iradi yorumunu temsil eder. Marksist düşünceyi yeniden dünya proletaryasının gündemine getiren Lenin olmuştur. Ikinci EnTernasyonal' ın büyük çoJ!unluJlu marksizm bayraj!ını taşımaktan yorgun düşt~ ve onu burjuvazinin ayaklan altina auıgı zaman, Lenin ve Bolşevikler en zor koşullarda sınıf savaşımını sürdürmüş, bütün dünya proletaryasına ve ezilen halkiara yeni bir ça!!ın kapılarını aralanıışlardır. Fakat bu yeni kapının açılması, aynı zamanda yeni sorunlarla karşı karşıya kalmak ve yeni teorik faaliyete girişrnek demekti. Pratigi fetbeden ıeori, yeni bir pratigi inşa etmeye yetecek miydi ? 4. Bolşevikler iktidar mücadelesi sürecinde bir kılavuza sahiptiler ama iktidar olduktan sonra ne sınanmış bir teori ne de örnek alabilecekleri bir pratik vardı. Dol!al olarak onların pratigi aynı zamanda kendi TeOrileri olacaktı. Atacaklan her adımın dol!ruluk derecesini, Marx 'ın belirlemiş oldu~u çerçeve içinde pratikte işe yarayıp yaramadıl!ıyla Olçeceklerdi. Lenin'in deyişiyle yöntem, "deneıne-yanılma" idi. Sovyet toplumunun örgütlenmesi, izledilli süreç ve baş vurolan yöntemler bunun açık kanıtıdır. Eskiyi fetheden, TeOri, yeni pratij!in inşasında aynı yönıemi kullanamaz. Fethetme stratejisinin taktikleri farklı, inşaa etme stratejisinin taktikleri farklıdır. Bunu anlayamıyanlar için hayal kınldıklan kaçınılmazdır. Pekala ıeori ile 24 kuşaklann işidir. ar siv ak ur d.o rg pratik arasında çelişki görebilir ve yeniye, isteklerine uymuyor diye sırt çevirebilirler. Örnelin Ekim Devrimi arafesinde oldugu gibi, Brest Ltovsk, savaş komünizmi, NEP ve kolektifleştirme süreç ve dönemlerinde yaşama küsenler gibi. •. Ekim Devrimi zor Iroşullann ürünüdür verorluklar içinde zafer kazannuştır. Ayrıca bu zaferin kalıcıiaştınlmast ayn zorluklara gögüs germeyi ve risk göze almayı gerektirmiştir. I950'1ere kadar Bolşeviklerin her şeyi mükemmel yapmalan beklenemezdi. Zorunluluklar, onlan birtakım yükümlülükler {sosyalizmin inşası gibi) altına sokmuştu ve bu, onlan özgürlüklerden fedakarlık yapmaya itmiştir. Bundan dolayı Bolşevikler, bizzat kendilerini de de~tirmek wrundaydılar. Bunu anlayanlar, anlamayanlar; karşı olanlar ve direDenlerin bulundugu bir ortamda yapmaya çalışmalan çatışmalara neden olmuştur. Bugünden bakıldJ!ında yapılmaması gereken birçok şey yapılınıştır ama bunlan bile kendi koşullan içinde degerlendirmek durumundayız. Çünkü "yapılmaması" gerekenierin de nedenleri vardır, nedenler gözardı edilerek sonuçlar yargılanamaz. Tarih bizim tarihimizdir, onu bir bütün olarak sahiplenmedikçe, bugiine ve yarma dair olumlu dersler çıkararnayız. 5. Sosyalizm, mükemmel bir toplum degildir. O, boş bir alanda kurnlmuyor. Marx'ın deyişiyle insanlar kendi tarihlerini yaparlar ama kendilerinin seçtigi losanın dol!uşu gibi, koşuflarda degil; hazır bulduklan koşullar icinde yaparlar. sancılao temizlemek, kanlanndan onu olur; sancılı sosyalizmin dol!uşu da kanlı ve bırakılan kendilerine kuşaklar, dindirrnek sonraki kuşaklara düşer. Sonradan gelen eseri ~enmeyebilirler, buna haklan vardır ve bundan dolayı da eleştirilemezler. Ama beJ!enmedikleri eseri daha iyiye doJ!ru götürme yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülükleri yerine getirmedikleri oranda suçludurlar. Sosyalizmi mükemmele yaklaştırnıak, yapılmaması gerekenleri yapmamak, yımlışlan düzeltmek vb. sonraki ww w. Sosyalizmin gerilemesinde en büyiik pay sonraki kuşaklara aittir. Bunların bütün sorumlulugu geçmişe yüklemeleri sorumluluklardan kaçuldannı gösteriyor. Geçmiş kuşaklar yapuldannm sorumlulııJ!unu üstlendiler; Lenin, Brest Ltovsk'u, NEP'i vb. benimserken, "bunlar sosyalizmin gereJ!idir" demiyordu; "tavizdir" diyordu ve bunu, iki adun atmak için bir adım gerilernek olarak niteliyordu. Bugün "gllııalı keçisi" ilan edilmeye çalışılan Stalin de yaptıklannın sorumluluJ!uou üstleniyordu. Bugünkülerinin tavn, ev sahibini haksız çıkaran hırsızın tavndır. Bugüne kadar yaptıklannı sosyalizm olarak adlandırdılar. Öyle olmadıJ!ı anlaşılınca geçmişi suçlamaya başladılar. Sosyalizmin sorunlarını çözmeyi amaçlayan reformlara karşı deJ!iliz. Karşı oldupuz, sosyalizm adına yapılan ama gerçekte kapitalizme hizmet eden reformlardır, Sosyalizmi bir doJ!ma olarak da görmüyoruz. Onun bir "geçiş süreci" oldııJ!unu, degişmek ve gelişmek wruoda olduJ!unu; hem burjuva dünya karşısında hem de bilinçleneo toplum karşısında yeniden biçimlenmesi gerekligini 25 ww w. ar siv ak ur d.o rg düşünüyoruz. Kendisini dej!işen koşullar alunda yeniden üretmeyen her toplum yok olmaya mahkumdur. 6. Gelinen yerde sosyalisı ülkelerin ekonomik ve siyasal olarak Onemli ve ciddi sorunlarla karşı karşıya bulundukları açıkur. Bu sorunlar yeni başlamadı; ortaya çıkan, yılların birikimidir. Siyasal ve ekonomik örgütlenme toplumsal gelişmenin gerisindedir. Bu mekanizmalada sorunun alundan kalkınamaz. Iktidar olmak için farklı, iktidar olduktan sonra farklı ve belli bir inşaadan sonra farldı araç ve yöntemlere ihtiyaç vardır. Iktidar olmak için Bolşevik Paıti yeterli olmuştur. Ama iktidar olduktan sonra yalınızca partinin gücüyle sosyalizm inşaa edilememiş, Çar'ın subay ve memurlanna ihtiyaç oldugu açıl!a çıkmışur. Sonraki süreçte bu da yeterli olmamış, yeni kadro ve kuruluşa ihtiyaç duyulmuşbır. Her yeni ihtiyaç yeni araç ve yöntemler gerektirir. Bu konuda başarılı olundugu oranda ilerlenebilir, yoksa, kıırşılanamayan ihtiyaçlar, ne kadar korunurlarsa korunsunlar, eski araç ve yöntemleri işlemez hale getirir. Sosyalist toplumda, kuruluş ve işleyiş bakımından herhangi bir toplumdan farklı oldul!undan, siyasal iktidar özel bir işieve sahiptir. Siyasal iktidarın işlevsel sorunlan onunla sınırlı kalmaz, ekonomik üreıkenlik, teknolojik gelişme ve giderek bütün topluma yansır. Biz, bunu ekonomiyi ve siyaseti içeren sosyalist demokrasinin yokluj!unda arıyoruz. Sosyalist demokrasinin amacı, ortak bir iradenin ürünü olarak ortaya çıkan devletin üstlenmi§ olduAn görevleri topluma aktarmaktır. Bu, bir zamanlar gerekli olan birçok kurum ve kuruluşun ya ortadan kalkması ya da biçim degiştirmesi demektir. Deneyler, yıi!Jnlann yönetim faaliyetinden uzak tutulmasının belli bir süre bürokrasinin işini kolaylaşurdıl!ım göstermiştir. Planlar yapılmış, toplum, inandıi!J idealler uj!runa plan hedeflerini yerine getirmeye davet edilmiştir. Bunun karşılıl!ında devlet, her vatandaşın asgari yaşam koşullarını güvence aluna aldılıını ilan etmiş ve asgari düzeyde de sözünde durmuştur. Açıkça itiraf edilmezse bile, her iki taraf zimmen yöneıme-yönetilme ilişkisini kabul eımiştir. Toplumu bir yana bırakalım, zamanla bundan yakınan bürokrasi olmuştur. Verdillinin karşılıl!ını alamayan bir mal sahibi gibi toplumdan yakınmaya başlamış, adeta onu nankörlükle suçlarnışur. Tembellik, ayyaşlık, plan hedeflerini yerine getirernernek vb. gibi nitelemelerle ortaya çıkmış, çare olarak da zaman zaman kapitalist özendiriciler, zaman zaman da cezalandıncı yöntemler kullanmışur. Çalışanı "oyunbozan" ilan eden yOnetici, kendi "oyunbozan"lıl!ını görmezden gelmiştir. Oysa, bu açmazın veya ukanmanın nedeni bizzat -geçici olarak- iyi iş gören yıltınların üretimin ve yönetimin sorumlulul!undan uzak tutulmasıdır. Bir iş günü çalışukıan sonra asgari yaşam olanaklanna hak kazanmaya koşullandınlmış bir toplum, dol!aldır ki, bir zaman sonra neyi nasıl ve ne kadar ürettigine degil, iş ve ücret garantisini elinde bulundurduj!undan, iş gününü doldurmaya bakacakur. Bu iş 26 gününü nasıl dolduracagJ -çalışmakla mı, aylaklık yaparak mı, yöneticiye rüşvet vererek işten kaytamrak mı- pek önemli del!ildir. Yönetici bürokral için de durum bundan pek farldı del!ildir. Çalışanlar kendisine hesap sormadıl!ına göre ve üretilen üründen kendisi sorumlu oldul!una güre pekala yolsuzluk yapabilir (Bu gibi olaylar sıkça rastlanan türdendir). ww w. ar siv ak ur d.o rg Böyle bir yönetim biçiminin ortaya çıkaracal!ı tek sonuç, Marx 'ın tanımladı !lı gibi, ama del!işik süreçler izleyerek gerçekleşen "yapancılaşma"dır. Yönetenler ile yönetilenler arasındaki ilişki "insani" olmaktan çıkar, iki tarafın birbirini "araç" gibi gördül!ü bir hfıl alır. Sosyalizmin özü, insana deller vermekten geçer. Insanlar birbirleriyle "kişisel" ilişki kurarlar ve ortak amaçlar için bir raraya gelip ortak faaliyet gösterirler. Bunu salılamanın yolu kapitalist özendiriciler veya cezalandırıcı yöntemler dejtil, kollektif bir faaliyet içinde insanı faaliyetinden sorumlu kılmaktır. Sosyalist demokrasi bürokrallar için de tek kurtuluş yoludur. Toplumu kendi faaliyetinden ve sonuçlarından sorumlu olmaya itmek, "herkese emelline göre''ye dayalı bir bölüşüm politikası izlemek ve "çalışmayan yemez" demek, hiç kimseye ayrıcalık getirmez. Sosyalizmin düze çıkması için ilkin yapılması gereken budur. 27 rg d.o K. KÜRDİST AN'DA SOSY ALİSTLERİN BİRLİGİ M. Zilan ak ur ÜZERİNE PYS-T ARTlŞMA TEZLERİ'NİN ELEŞTİRİSİ ww w. ar siv Bir adım ileri, iki adım geri ... Bireylerin yaşamuıda, ulusların tarihinde ve partilerin gelişmesinde böyle şeyler olur. Ama devrimci sosyal-tkmokrasi ilkelerinin, proletarya örgütünibı ve parti disiplinin eninde-sonıuıda tam zafer Jcazanacagından bir an bile olsun kuşku duymok, alçaklıgın en canicesi olur. Daha şimdiden çok şey kazanmış bulunuyoruz; tersliklerden umutsuzluga kapdmaksızın savaşı sardarmeliyiz; sebaıla, kendi çevresinin kavgasım yapanların dar kafalı yöntemlerini hi>rgörerek; biitan Rus sosyal-demokrat/arım birbirine bag/ayan, güçlükle elde edilmiş tek parti bagını korumo/c için elimizden gelen her şeyi yaparak; parti üyesine düşen görevlerin ne demek oldugunu, ikinci parti kongresindeki savaşımı, ayrılıgımmn bütün nedenlerini ve geçirdigi tüm aşamaları ve ayrıca örgiitlenme alanuıda oldugu kadar program ve taktikler konusunda da çaresizlik içinde burjuva psikolojisine teslim olan, burjuva demokrasisinin görüşana oldugu gibi benimseyen ve proletaryanın sınıf savaşımı silahım köreiten oportünizmin kesinlikle yıkım getirecegini bütün parti üyelerine ve özellikle işçilere dinme/c bilmez, sistemli bir çalışmayla aşdamaya çalışarak savaşma/ryu. Iktidar savaşımında, proletaryanın, örgiitten başka bir silahı yokıur. Burjuva danyasındaki anarşik rekabetin egemenliginden ötarü birbirinden ayrı düşmüş; sermaye köleligiyle yerine bag/anmış; azami yolcsullugun, vahşetin ve bozulmuş/ugun "derin çukur/arı" na sarekli olarak ili/miş olan proletarya, ancak, marksizmin ilkeleri üzerinde ideolojik olarale birleşerek ve bunu, milyonlarca emekçiyi bir işçi smifı ordusu halinde kaynaştıran maddi örgüt birligiyle peldşıirerelc, yenilmez bir güç haline gelebilir ve gelecekıir ... Biitiin zikzak/ara 28 org ve geriye dogru atılan adımlara, bugf1nkil sosyal-derrwkrasinin jirondenlerinin kendioportünistltifazanlıgına, gerileyen grupçuluk ruhunun kendi yüksekligine prolekarşın, ne görülıüsa ve gösteriş nin anarşizmi ni inandumasına ve aydın tarya ordusu, gitikçe saglam biçimde saflarını sıklaştıracaktır. V.J.Lenin (Bir Adım 114ri Iki Adım Geri) GİRİŞ: ww w. ars i va k urd . Bilindigi üzere, 1990 yılının Aj!usıos ayında; ŞK, PPKK, Ala-Rızgari, YSK, T. Roşan bir Takoşina Sosyalist, KUK-SE, KHP örgütleri ile S. Aydoj!muş ve 'nu (PYS)" u Platrorm Birlik için Parti Sosyalist araya gelerek "Birleşik için bir çıkatmak onaya i temellerin düşünsel biriiilin oluşturdular. Aynı süreçte Tezleri( ''Taruşma adımı ilk n çalışmanı Bu çalışıldı. maya ıaruşına zemini oluşturul bundan sonra yazıda T.T olatak geçecek)" adlı broşürün yayınlanması oldu. Bu olatak katnubroşür, daha önce platformda yer alan aıkadaşların ıaruşmalannın ürünü birlik yürütülen temelinde platform en, taruşılırk nda kamuoyu oyuna sunuldu. Tezler bir önemli için eri sosyalistl Kürdistan K. nokta, bu Gelinen duıdu. çalışmalan fiilen umut bir için gelecek ülkede, zemini birlik her oluşan Çünkü; yenilgi demektir. yarauyor. Istenilen sonuç alınmadııtı zamanda do!!al olarak umutsuzluk ve güvensizlik oluşuyor. Buda gelecege kötü bir mirasın bırakılınası anlamına gelir. Bugün birlik tartışmalan platform düzeyinde tıkaıımışsada, genel düzlemde Tamşma Tezleıaruşmalaı devarn edecektir. Dolayısı ile yazımız; özel olatak PYShareketin sosyalist olarak geniş zamanda aynı ri'nin eleştirisini içermekle birlikte, tır. yansııacak de izi görüşlerim programatik sorunlan konusundaki ak wrunAçıkur lci, her siyasi çizgi ülkedelci politik arenada kendisini tanımlam sonra ise Daha dadır. Bunun yolnda en başta dostlaıla düşmanlan ayırmaktan geçer. da belli (ya olanlan dostlar arasında en yakınlan (ya da en güvenilir olanlan) ve uzak alterKendisini gelir. bir noktaya kadar güvenilir olanlan) belirleme sorunu gündeme de PYS taşır. önem büyük natif olatak gören hareketler için bu sorun çok dalıa var ülkede 'nde T.Tezleri lci, yazık ne aslında alternatif bir oluşumu amaçlıyonlu, ama olan çalışmalan aşacak bir alternatif bulamadık. Bırakalım alternatifi, T. Tezleri kendi eksenini bile tam olarak belirleyememiştir. Biz sosyalist hareketin politik arenada eksenini belirlemesi; sa!ındalci, solundalci güçleri tanımlaması gerektil!ıne çalışacagız. inanıyoruz. Bu çalışmalanmızda belirttigirniz bu görevi yerine getirmeye K. Kürdistan sosyalist hareketi bugün kritik bir süreçten geçmektedir. Bir yandan "var a!!ır politik lroşullar, diger yandan örgütsüzlük ve lcitleden kopukluk hareketi; gizlenmiş olma ya da yok olma" sorunu ile karşı karşıya getirmiştir. Legalizm ardına tasfiyeci anlayışiann bugünlerde revaııçta olması tesadüfi degildir. Ancak bu tasfiyeci 29 anlayışı yenilgiye ugraımanın ve devrimci-sosyalist eksende alternatif bir hareket henüz tükenmemiştir. Bu alanda öncelikle atmamız gereken iki adım vardır. Birinci olarak; ideolojik hatımızı netleştirmeli ve sal!lamlaşurmalıyız. Ikinci olarak; küçükte olsalar en yakın güçlerle birlikler oluşturarak salılam bir çekirdek örgütlenme yaratmalıyız. Lenin'in ; "Az olsun öz olsun" belirlemesi bizim için özellilde bu koşullarda çok geçerlidir. org oluşturmanın olanaldarı urd . Birlik çalışmalarının tıkanmasının en önemli nedeni de; tartışmaların, hem mekan hemde içerik açısından ülke zemininden kopuk yapılmasıdır. Ne yazık ki, önerilmesine ral!men ülkede birlik çalışmalarını organize edecek bir yapılanma oluşturuhnadı. Bu durum da birlik çalışmalarının güçlenip gelişınesini önlemiştir. T. Tezler'nin hazırlanmasında da bir yöntem hatası vardır. Her ne kadar ön açıklamada "bazı arakadaşlar kimi noktalarda farklı düşünüyorlar" ibaresi varsada; kimin hangi görüşe kaulmadı!!ı açık olarak belirtilmedij!i için görüşler toptan herkese mal ohnuştur. Bu durum da bazı çevrelerden arkadaşlar (en başta T.S çevresi adına katılan arkadaşımız olmak üzere) kaulmadıl!ı görüşlerin alu na imza va k atmıştır. *** w. ars i Bu çalışma iki bölümden oluşuyor; I. bölümde; genel olarak birlil!e bakışımızı, biriilli gerekli kılan iç-dış şartlan ve sosyalist hareketin eksenini açıldıyoruz. 2. bölumde; alt başlıklar bal inde, sosyalist hareketin tarihine bakışıınızı ve T. Tezleri'nde bu konuda gördügümüz bazı yaniışiann eleştirsini, aynca; Sosyalizm, Devrim, Parti, Mücadele biçimi ve yöntemleri konusundaki düsüncelerimizi, T. Tezleri'nin eleştirisi temelinde açıklayacal!ız. ww 1. BÖLÜM NEDEN VE NASIL BİR BİRLİK? Teoriyi pratikten kopıırmak, onu öldürmek demektir. Teori bir can darnan ile pratil!e bal!lıdır. Bu damar kesilirse teori de canlılıl!ım yitirir. Bu nedenle biz devrimciler hiçbir teorik kurarn ve kavramı pratikten ayn ele alamayız. Hele hele bir devrimci pratik örgütlernek istiyorsak teoriyle pratik arasındaki can alıcı bal!ı iyi kıırmalıyız. Işte birlil!in teorisini yapıırken bu noktayı yakalamak zorundayız. Amacımız devrimci bir eylem olarak biriilli örgütlemektir. O balde en başta teorimiz devrimci olmalıdır. Ülkemizin ve dünyanın nesnel sürecini yansıtmalı ve bu nesnel sürecin yolunu açacak devrimci eylemi gösterebilmelidir. 30 Birlil!i bügünkü ülke ve dünya koşullanndan baltımsız ve de geçmişten kopuk Böyle bir yol izlenirse oluşacak birlik ölü bir birlik olur. Bu temelde K. Kürdistanlı sosyalistlerin birligini olanaklı ve gerekli kılan şartlar nelerdir? öncelikle bunları belirlememiz gerekir. düşüneıneyiz. iva ku rd. org İç Sartlar: ww w. ars ı. 12 Eylül, faşist darbesinin yaratugı durumdur. Faşist darbe gerek Türkiye'de gerekse Kürdistan' da devrimci ve sosyalist harekete önemli darbeler vurmuş, toplumsal ve ulusal muhalefetin hemen hemen tamamını basurmışbr. Bu dönemde sarsılan iktidar otoritesi yeniden saıtlamlaşnnlınış, faşist kurumlaşma tamamlanmışur. Halk, başta işçi sınıfı ve gençlik olmak üzere- adeta bir cendereye sokulmuştur. Devrimci ve sosylaist örgüder büyük oranda dagıulınış, kadrolannın bir kısımı kadedilıniş, bir kısmı da yurt dışına çıkmak zorunda bırakılmışur. Bu durum esas yanı ile hala sürüyor. Gerçi ulusal ve toplumsal muhalefet tek tek zincirleri kınyor ve gelişiyor. Ancak henüz devrimci ve sosyalist hareketler (özelikle de, PKK dışındaki K. Kürdistanlı hareketler) tam bir toparlanma gerçekleştirememiş, 12 Eylül'ün yaraıugı bunalımı benaraf edememişlerdir. Zayıf ve daltınık güçlerin ortak düşmana karşı birleşme istekleri bu durumun dolıal sonucudur. Işte Kürdistanlı sosyalistlerin birlij!ini olanaklı ve gerekli kılan temel şardanlan biri budur. 2. Diger bir eıken; Kürdistan' da PKK tarafındao yürütülen gerilla savaşı ve onun karşısında faşist- sömürgeci TC' nin yürütüıtü barbar savaşın yaraıııgı durumdur. Bugün TC, askerlerinin ve silahlannın büyük bir kısmını K. Kürdistan'a yıgmışbr. Halk arasından binlerce korucu-işbirlikçi örgüdemiştir. Bunlara ayda milyonlarca lira ödüyor. Bir bölge valiligi oluşturulmuş, bu valilige de nlaganüstü yetkiler vermiştir. Yüzlerce yeni karakol yapılmış, dışardan modem silahlar ve Amerikalı askeri danışmanlar getirilmiştir. Bu tam anlamı ile savaş hali durumudur. K. Kürdistan'da yalıruzca PKK'ye karşı del!il, onun eylemlerini kat kat aşan, daha uzun vadeye dönük ve Kürt ulusunun balıımsızlıkçı-yurtsever potansiyelini tümden ortadan kaldırmaya yönelik bir politika yürütülüyor. Bu politika askeri harekete dayandınlmışur. Bu ortamda Kürt halkının yaşadıklan biliniyor. Kürdistanlılar ekınek ve sudan çok kurşun ve dipçik yiyorlar. PKK hareketi, küçük-burjuva-milliyetçi bir nitelige sahip ama radikal bir çizgi. B ütün eksiklerine raıımen yürüıtüıtü silahlı mücadeleyi sürekli kılabilmesi, ulusal uyanışı kııllanabilınesi ile kır ve kentlerin küçük-burjuva ve yan-proleterleri arasında önemli bir destek topluyor. Bu destek belki çogu yerde aktif degil ve agır gelişiyor ama şu kesin ki, halk arasında belli bir sempati toplamışbr. Aslında PKK dej!il de herhiıngi bir hareket bu şartlan asgari olarak yerine getirseydi aynı destej!i saglardı. Çürıkü tek alternatiftir. Ya devlet ya PKK, başka yol yok. Bu durum özelikle K. Kürdistan'da PKK dışındaki hareketlerin (özelikle sosyalist ej!ilimli hareketlerin) 31 iva ku rd. org gelişmesini etkiliyor. Bu do~dır, çünkü sosyalistler güçsüzdürler ve de mücadelenin düzeyine uygun eylemler gerçekleştiremiyorlar. Bunun sonucu olarakta kitleyle kaynaşıp genişleyemiyorar. Reformisı çizgiler bunun bir yolunu bulmuşlar. Onlar (TKSP gibi) yasal platformda örgütlenmeye çalışıp güç kazanmak istiyorlar. En büyük zorlugu devrimci-sosyalistler yaşıyor. Çünkü hem illegal mücadele yürütüyorlar hem de şartiann gerektirdigi ölçüde mücadele biçim ve alanlarını kullanamıyorlar. Çünkü güçleri az ve dagınıktır. Bu dunnnda devrimci-sosyalistlerin ülkedeki izleyebilecekleri iki yol vardır. ww w. ars ı. Ya, bugün marjinal gruplar olarak kalsalar da, kadrolaşmaya önem vererek, komünist bir çekirdek ve bu çekirdek temelinde süreç içerisinde işçi sınıfı partisini yaraunak; kır ve kent yoksullarını ve diger emekçileri kazanmak ve kesin hesaplaşma yı s&glayacak savaşa hazırlanmak. Bunun için bu aşamada politik mücadeleyi esas almak, bununla birlikte kırda silahlı propaganda yürütmek bunu orduya dönüşecek şekilde geliştirmek. •. 2. Yada, dagınık olan devrimci-sosyalist gruplan tek parti altında toplamak; kısa bir ideolojik-politik ve örgütsel olgunlaşma dönemi ve bu dönemle birlikte askeri mücadele hazırlıklarını başlatma, ideolojik, politik, örgütsel temel asgari ölçüde kuruldnktan sonra bir askeri atılım. Aslında bugün acil olan, K. Kürdistan'da gelişen sürece sosyalizmin ve Kürt halkının çıkarlarına en uygun tarzda müdahale etme sorunudur. Kürdistan kritik bir dönemden geçiyor. Barzani-Talabani gibi feodal-burjuva milliyetçi çizgilerin Kürdistıın'ın diger parçalarında yaraıııgı ıaJıribatlar ve SOmürgecilerin barbarlıkları biliniyor. G. Kürdistıın neredeyse yerle bir olmuştıır. Aynı durum az çok farklılıklar taşısada K. Kürdistan'da da gerçekleşebilir. Eger K. Kürdistanlı sosyalistler güçleri oldugu halde bu güçlerini bir araya getirip, kullanarnıyer ve de Kürt halkının köıiiye giden kaderini degiştiremiyorlarsa tarih karşısında suçlu konuma düşecelderdir. Dikkat edilirse 1. seçenekteki gibi gruplar tek başına ve uzun süreli bir mücadele yürütOrse kısa zamanda sürece ciddi bir müdahalede bulunamaz. Birlik bu zamanı kısaltır, kısa sürede sürece müdahale olanagı doJ!urur. Bizim için sosyalistlerin birliginin önemi bu noktadadır. Bu nokta görülürse soruna daha sorumlu daha ciddi ve olgun bir tavırla yaklaşılır. Devrimci mücadelede niyeti olmayanlar, Kürt halkının acılanna ve kaderine gerçekte kayıtsız kalanlar, birlik istemezler veya ister gibi görünüp işi oluruna bırakırlar. Biz daha heybelli daha güçlü görünme, birbirimize dayanmak için birlik istemiyoruz. Biz SOmürgecilige, emperyalzime ve işbirlikçilere karşı bir devirnci savaş cephesi örgütlernek için birlik istiyoruz. Savaşmak için güç gerekir ama devrimci, savaşkan, ileriye atılabilen, sürekli gelişen güçler gereklidir. hıanıyoruz ki, bu güçler Kürdistıın'da mevcuttur. Biz marksist-leninist'lerin görevi bu güçleri örgütlernek ve harekete geçirmektir. 32 Dış Şartlar: ww w. ar siv ak ur d .or g 1- Dünya sosyalist güçlerinin attı~ geri adımlar nedeni ile, kapitalist-emperyalist sistem bugün daha güçlü bir konumdadır. özeiikle 1950'1erden sonra, dünyada devrimci bir kabanş yaşandı. 1970'li yıllara geliniliginde iyice güçlenen sosyalist ve devrimci güçler, emperyalist-kapitalist sisteme karşı bir denge durumu yarattılar. Emperyalistler iyice köşeye sıkışınca silahlandırmayı tırmandırdılar. Dünyamn çeşitli bölgelerinde devrimci ilerlemeyi durdurmak için darbeler ıezgahladılar, müdahaleler ve konır-gerilla şebekeleri örgütlediler. Özelilde 70'1i yılların 2. yarısında dahada şiddetleneo bu mücadele "soiıuk savaş" olarak adlandırtldı. Emperyalistler bu oyunlan tezgahlamak için; bir yandan işçi sınıfı üzerindeki sömürüyü al!ırlaştırarak sürdürürken, diger yandan bagımlı ve sömürge ülkeler üzerindeki talanı da agırlaştırdılar. Bugün gelişmiş emperyalist ülkelerde bile işçilerin geçim düzeyi düşmüş, işsizlik ve cehalet artmıştır. Bagımlı ve sömürge ülkeler ise gırtlaklarına kadar borç içerisindedirler. Hatta bazı 1!1keler borçlarının faizini bile ödeyememektedirler. Emperyalizm bu ülkeleri hem sermaye hem de meta ilıracı yolu ile iliklerine kadar sömürmektedir. Yukanda sosyalizm ve devrim güçleri ile emperyalsit- kapitalist güçler arasında bir dengenin oluşıugunu ama emperyalistlerin bu denge konumunu kendi lehlerine çevirmek için silahlanmayı tırmandırdıklarını belirttik. Bunun karşısında başta Sovyetler Birlil!i olmak üzere dil!er sosyalisı güçlerde silahianma sürecine zorunlu olarak sürüklendiler. Ancak emperyalistler silahianmanın getirdil!i ekonomik yükleri bagunlı ve sömürge ülkelerin üzerine yıkabildiler. Sosyalist ülkeler ise, insanlarının refahındıın kısarak bu işi gerçekleştirmeye çalıştılar, ancak bu bir noktaya kadar yürütülebildi. Sosyalisı ülkelerin mücadelesi bagımh ve sömurge ülkelerdeki devrimlerle desteklenmedigi için, dolayısıyla bu ülkelerden emperyalizmin kasalanna akan kArlar kes ilemedilli için, y~ta sosyalistler geri duruma düştüler. Ve geri çekildiler. Bu durumun oluşmasında Kuruşçevle birlikte SBKP'nin izledilli revizyonist politikaların büyük rolü vardır. Özelikle "B~ıl" yada "parlamenter" yolla devrim anlayışı bagunlı ve sömürge ülke devrimlerinin gerilemesinde büyük rol oynamıştır. Emperyalisı-Kapitalisı ekonomilerde sermaye yol!unlaşmış, tekellerin (daha dogrusu mali oligarşinin) kontrolüne girmiştir. Tekeller sermayeyi halkın refahını ve sosyal adaleti saglayacak yatırımlara degil; kArlarını azami ölçüde arttıracak alanlara yatırırlar. Tabi bu da onlara büyük miktarda yeni sermaye kazandıran ve bunurıla silahlanına için gerekli kaynaklan yaraunış oluyorlar. Ancak sosyalisı ülkeler mali kaynaklarını belirli bir plan dahilinde tüm ülkede; sosyal adalete dayanan yatırımlarla, halkın refahını yükselunek için harcamışlardır. Aynca da sömürü kaynaklan olmadıl!ı için bir dönem sonra mali sıkıntılar oluşmaya başlamıştır. Başlangıçta halkın refah düzeyini ve ekonomiyi etkilemeyen askeri har33 camalar, daha sonra büyük oranda arttıltından yeni yalınınlar ve teknoloji nin için gerekli birikimler saglananmamış, ekonomi hem daralmış hem de, ilkel kalmıştır. Aynca işçilerin ve dil!er emekçile rin yönetime katılımı bürokrati k makamlarca engellenmiştir. Bu durum apolitikleşmeye neden olmuş, devlet, parti ve halk birbirinden kopmuştur. Başka bir neden de; halkın ideolojik-kültürel egitiminin ihmal edilmesid ir. Kollektif üretim ancak sosyalist bir bilinçle ve kültüıle yürütülebilir. Kişi çalışııgı fabrikanın ve işyerinin toplumla birlikte kendi malı oldugunu kavrarnazsa, topluma karşı sosyal bir balılılık ve sorumlulu k duygusu duymazsa , üretimde verimli olmaz ve hantallaşır. Revizyon istlerin sosyalist ellitime gereken önemi vermeme leri, tam aksine sosyalist del!erleri gözden düşürmeleri bu olumsuzlul!un başlıca sebebleridir. Bu durumda emperyalist-kapitalist sistemin ortadan kaldınlması için sömürge ve baltımlı ülke sosyalistl erine ve komünist lerine ve öteki devrimci lerine büyük görevler düşmektedir. Bu görevlerd en en önemlisi devrimdi r. Yani bagımlı ve sömürge ülkelerin emperyal izmin "yedek gücü" olmaktan çıkanlması, sosyalist dünyanın mevzisi haline getirilme sidir. Bunun için sosyalist ler güçlerini birleştirmeli ve sosyalizm yolunda bagımsızhk-demokrasi mücadel esini yükseltmelidirler. Kürdistanlı sosyalistlerin birligini olanaklı ve gerekli kılan dış şartiann birincisi ve en önemlisi budur. 2- Bir diller şan, özelikle Gorbaçov 'la başlayan dönemin yarattıltı olumsuz atmosferdir. Gorbaçov dönemi SB ve D. Avrupa ülkelerinde tam bir çözülmey e yol açtı. Bu çözülme SB'de her ne kadar henüz tam anlamı ile olmamışsa da, D. Avrupa ülkelerin de tamamen bir çöküş yaşandı. D. Avrupa'ru n eski "Halk Demokra si"si ülkeleri bugün emperyal ist-kapita list sistemle eniegrasi yon için birbiriler iyle yarışıyorlar. D. Alınanya'nın kaderi ise tam bir trajediyi andınyor. Bu ülke Gorbaçov kligi tarafından bir kaç milyar mark karşılıl!ında B. Alınanya'ya satıldı. Y nkanda sosyalist ülkelerin zorunlu geri çekilmesinin nedenini belirttik. Ancak geri çekilmede mücadelenin bir aşamasıdır. Düzenli olmalıdır. Yoksa sonucu bozgun ve panik olur. Anacak sosyalizm e inanan önderlikler, geri çekilmey i kararlı bir şekilde ve panil!e düşmeden gerçekleştirebilir. Gorbaçovcu revizyonistlerin sosyalizme inancı olmadıltı için milyonlar ca Sovyet askerinin kanına mal olmuş olan D. Avrupa'yı rahatlıkla gözden çıkarabiliyorlar ve sosyalizmin delierlerin e karşı sorumsuzca davranabiliyorlar. Gorbaçov döneminin sosyalist hareket üzerinde yarattılll tahribatlar iki yönlüdür. a) Politik-p ratik alanda: Bunun sosyalizm in ve devrimci hareketin birçok mevziden geri çekilmesine yol açııgını yukarda belirtmiştik. b )İdeolojik alanda: Aslında Gorbaçovculuj!un sosyalist hareketıe yararttıj!ı tahribat en çok ideolojik alanda olmuştur. Bu dönemde oluşan ve sözde Marksizm Leninizmin yenilenmesine dayanan "Yeni düşünce" gerçekte, M-L'min bir çok ilke- ww w. ar siv ak ur d .or g geliştınlınesi 34 rd. org sinin redd edilmesine dayanıyor. "Yeni düşünce"ye göre dünyada sınıf mücadelesi sona ermiştir. Antagonist çelişkiler yok olmuşlardır. Bunun yerine insanlıgın "global" sorunları ön plana çıkmıştır. Bu sorunlar hem kapitalistlerin hem de sosyalistlerin ortak sorunlarıdır. Dolayısıyla her iki kesim de bu sorunlan uzlaşarak, ornitelil!;ini diktaklaşa çözmelidir. Bu tesbitler emperyalizmin saldırgan ve sömürücil kate almıyor, tam tersine bu niteliklerin gizlenmesi için emperyalizme yardımcı oluyur. Emperyalistlerin uzay silahlan geliştirmeye çalıştıklan bir dönemde kalıcı bir banştan ve "insanlıgın sorunlanmn" birlikte çözülmesinden nasıl söz edilebilir? Gorbaçovculuk gerçekte Kuruşçev'le başlayan revizyonizmin olgunlaşmış halidir. Bu hal artık nitelil!;ini netleştiriyor. El!;er karşısında devrimci-sosyalisı bir direniş görmezse kapitalist sistemle birleşecek, yada sosyalist güçler yeniden insiyatifi ele devrimci meralacaklardır. Emperyalzimle uzlaşma sistemi ayni zamanda dünyadaki rini de sosyalistle ülke sömürge ve bal!;unlı biz kezlerin söndürülmesini içerdil!;i için, direk etkilemektedir. politikalannın w. ars iva vardır. Şöyle ku bu olumsuzluklarının yanı sıra, olumlu bazı etkileri de ki; artık sahte sosyalistlerin maskesi düşmüş, sosyalizm davasını sürdürmek gerçek sahiplerinin (yani gerçek sosyalistlerin) omuzuna binmiştir. Bu sal!;lıklı bir gelişim açısından olumludur. Diger yandan geçmişte az çok SBKP çizgisine bal!;lı olan ama sosyalisı özlerini koruyan güçlerle diger sosyalist güçlerin yakıniaşması sal!;lanmış, böylece daha önce sosyalistlerin birleşmesine engel oluşturan bir çok çekişme noktası ortadan bir birlik kalkmışur. Dolayısı ile sosyalistler bu olumlu yanları daha güçlü ek püskürun nı saldınları ideolojik zmin revizyoni ve oluşturmak için kullarunalıdırlar kılan olanaklı birligini rin sosyalistle ı Kürdistanl biz için mücadele eımelidirler. Işte iç ve dış şartlar bunlardır. Gorbaçov "0+0=0 ve 1+1=2" ww Birlik mücadele içindir. Birlik için birlik olınaz. Mücadeleyi arnaçlamayan, kendisini güncel ve uzun vadeli mücadeleye göre şekilendirmeyen birliklerin degeri yoktur. K. Kürdistanlı sosyalistlerin oluşturacakları birliJ!in devrimci olabilmesi ve mücadelede aktif bir rol alabilınesi için öncelikle birlige kanlacak güçlerin devrimci ve sosyalist alınalan gerekir. Herkes birlik yapabilir. ömel!;in: "TKP" ve 'TIP''birlik yapular ve "TBKP"yi oluşuırdular. Yani "0+0=0" veya ''TKP+11P"=''TBKP". Birlik· ten önce "TKP" de "TIP" de reformisı-revizyonist çizgilerdi. Devrimci degillerdi. Devrime çoktan veda etmişlerdi. Oluşuırulan "TBKP"de bileşenlerin nitelil!;ini daha da yozlaşurarak sürdürmekten başka birşey ifade etmiyor. Birlil!;in anlamı açıktır; aynı zemindeki ayn güçlerin birleştirilmesi. Politik anlam ile K. Kürdistan için ifade edersek: K. Kürdistan' da politik olarak aynı zeminde olan, 35 ku rd. org M-L ideolojiyi ve dünya görüşünü temel alan, örgütsel olarak ayn devrimci-sosyalist güçleri tek parti halinde birleştirmektir. Bu kaba olarak aritmetikte aynı cinste olan "şeylerin" toplamına benzetilebilir. "TKP" ve ''TIP"in birleşmesi aritmetik olarak "()+0=0" şeklinde ifade edilebilindij!i gibi, devrimci-sosyalistlerin birlij!i de "1 +1=2" şeklinde ifade edilebilir. Elbette birlik tek başına aritmetik bir toplam dej!il. Zaten biz de "1" ve ''O"ı nitelik ifadesi olarak alıyoruz. Dikkat edilirse birlij!e katılan güçlerin nitelij!ini esas alıyoruz. Elbette nicelik önemlidir (kadro sayısı, örgütler vb) ama bunların bepsi nitelige baj!lıdır. Bir örgüt nicelik olarak güçlü ama nitelik olarak devrimci ve sosyalist dej!ilse, o örgütle birlik yapılamaz. Tersi bir dunım ise, örgüt nicelik olarak zayıf ama devrimci-sosyalist bir nitelille sahipse, onunla birlik yapılır. Devrimci-sosyalist güçlerin birlij!inden; hem nitelik hem de nicelik olarak yeni ve daha güçlü bir örgüt doj!ar. Yani "1+1=2". Reformist güçlerin birlij!i ise yine reformisı bir güç demektir. Yani ''0+0=0". Amaç Devrimci-Sosyalistlerin Birlij!i Olmalı, ww edinmişlerdir. w. ars iva Birlij!in çok genel olmadıj!ını belli ilkeleri ve bu ilkelerce belirlenmiş bir sının bulunduj!unu biliyoruz. Ancak bunu net olarak belirleme durumundayız. Bilij!in ekseni nedir ? Bu eksenin saj!ında ve solunda kalan güçler kimlerdir ? Bu sorulann da cevaplanması gerekir. Ülkemizde; sömurgeciler (emperyalizm dahil) ve yerli işbirlikçilerinin iktidannı, "Ulusal Demokratik Devrim"le yıkmayı, yerine işçilerin, köylülerin devrimcidemokratik iktidarına dayanan, BA(;IMSIZ, DEMOKRATİK VE BİRLEŞİK BİR KÜRDİST AN kurmayı amaç edinen ve bunun gerektirdilli pratik çalışmada bulunan kişi veya politik örgütler devrimci nitelij!e sahiptirler. Bugün Kürdistanın içinde bulunduj!u statükoyu kökten degiştirmeyi amaçlamayan çalışmalar devrimci çalışmalar del!ildir. Bu güçler ilerci olabilirler, ancak bu da bir yere kadardır. Ülkemiz bu tür güçlerin örnekleri ile doludur. Işte bazı örnekler; İran ve Irak KOP' leri, Suriye'deki Kürt partileri. Bu örgütler OTONOMİ'yi {yada özerklij!i) amaç Bu amaç düzen sınırlarını aşmıyor ve Kürt halkının sorunlarını tamamen çözecek bir nitelij!e sabip dej!ildir. Amaç sınırlı ve güdük olunca; örgütlenmede yetersizlik ve gerilik, pratik-politik eylemde de pragmatizm egemen olur. Bütün bunların sonucunu ifade eden tek kelime ise yenilgidir. Bu güçlerin gelişimindeki kısırlıj!ın bir nedeni de ulusal alaru aşarnamaları, sınıfsal bakış açısına sabip olmarnalandır. Bu noktada milliyetçi-otonomist (reformist) güçlerle aramıza bir çizgi çiziyoruz. Özerklij!in Kürt halkının temel çıkarlarını ve taleplerini kapsamadıj!ını söylüyoruz. Bulunduj!umuz aşamada, baJ!ımsızlık temelinde, demokrasi ve birleşik Kürdistan talebi, Kürt halkı için tek dol!ru taleptir. Bu talebi savunmayanlarla örgütsel birlik 36 mümkün degildir. tur. Bu Refonnizmin bu açık türünUn yanında ustaca gizlenmiş kesimlerde mevcut ızlık (bagıms i" etmesin tayin i kaderin kendi halkının kesimler teorik olarak "Kürt rlar. söylüyo erini istedikl mi sosyaliz ve i Devrim olasalı~ da dahil) savunuyorlar. ir. gereklid ak savaşm ugruna nin isıenile a zamand Ayın Ama isternek yeterli degildir. devrim ki, Kim ile. araçlan ve biçim le mücade Hem de her aşamanın gerekli kıldıllı çalışmayı ve sosyalizmi sırf teoride savunuyor ve onun ugruna gerekli devrimci st· refonni degil, i devrimc güçler o yorsa çalışmı eye yürütmüyorsa, en azından yürütın ola· de t sosyalis nlar, olmaya i devrimc Çünkü lar. tirler. Bunlar sosyalist hiç olamaz savaşım mazlar. TKSP bu tUrUn tipik bir ömegidir. TKSP bugün devrimci bir amacıyla ak" kazanm krasiyi "Demo kısmını bir büyük nin örgütlernek yerine eneıjisi legal planda harcıyor. te· Gerçekten bir devrimci partinin merkezi sorunu legal parti midir? Yoksa illegal leyi mücade silahlı olarak melde devrimci örgütlOiü~ pekiştirrnek ve buna baglı sosyatirgütleme sorunumudur. Kürdistan'abakın ve buna siz karar verin. Bu sabıe list gUÇlerle de birlik yapılamaz. kÜÇük· Devrimci sosyalisteksenin sagında reformisı güçler yer alııken, solunda da dir. PKK' burjuva radikalizm i ve sosyalizmi yer alır. Bu kesimin tipik ömegi de , başarılı a Nedir PKK ile aramızdaki fark? PKK silahlı mücadele alanınd onun nış. Bütün bunlar yıl!ınsallaşmış bir hareket ve halktabelli bir sempati uyandın Bizce KUrdistan'da her lir. sorulabi diye mu!? iyor gösıenn u oldugun ''tek dogru çizgi" Çünkü ülkede sıcak bir savaşım kişi ve örgüt önce kendisine bu sorulan sormalıdır. ndirip var. Bunun öncülügünü de PKK götürüyor. Bu durumda gelişmeleri degerle . Yok katılınır dogrudan yana tavır almak lazım. Eller Düşüncemize uygunsa PKK'ye görülen dogru ve lı eller üşünce ve tavranışta farklılıklar varsa bunlar ortaya konuima ız; genel hatlanyla PKK ile bagımsız çizgide ilerlenmelidir. Biz de bunu yapacal! koymaya çalışacal!ız. Bizce farklılıklar taşıdıgımızı ve bu farklılıkları ortaya nedenle açıklamaya bu noktafarklılıklann kaynaklandıgı temel bir nokta vardır. Bu ww dan başlıyoruz. w. ar siv ak ur d.o rg yapmamız Proletaryanın Tarih sel Rolü. bireysel Kapitalist toplumda üretim toplumsallaşır, ancak bölüşüm ve dal!ılım üretim ere, arıı-deg dugu oluşıur sonucu üretim f kollekti kalır. Proletarya sınıfının koyar. el stler kapitali tutan elinde araçlarının özel mülkiyetini edinme arasındaki "Toplumsal/aştırılmış firetim lle kapitalist mal karşıtlık olarak az uzlaşm çelişki, proletarya ile burjuvazi arasındaki belir(ir)" ( 1) en bu Kapitalist topluma damgasını vuran ve toplumun nitelil!ini belirley 37 "uzlaşmaz karşıtlık"tır. ww w. ar siv ak ur d.o rg Her çelişki gibi bu çelişki de nitelik del!iştirip yeni bir toplumun oluşmasını sagıayacaktır. Bu nasıl olacaktır? Burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıf mücadelesi, tarihsel bir zorunluluk olarak geleeellin sınıfı olan proletaryaya; sosyalizmi ve onun yüksek bir aşaması olan komünizmi kurma görevini vermiştir. B u proletaryanın üretimde yer aldıgı konum ve bunun sonucu var olan çıkarlanndan kaynaklanır. Proletarya tiretim araçlarına sahip degildir. Dolayısı ile üretim araçlannın özel mülkiyelinden hiç bir çıkan yoktur. Tam tersine bu onun sömürülmesinin ve ezilmesinin kaynagıdır. Bu nedenle tiretim araçlan üzerinde kapitalist özel mülkiyelin kaldırılması yani kapitalist düzenin yıkılması, yerine "kollektif tiretime dayanan, kamu mülkiyetinin" yada sosyalizmin kurulması proletaryanın nesnel çıkandır. Sosyalizmden önceki tüm toplum biçimleri (ilkel komünal toplum hariç) özel mülkiyete ve emegin sömürülmesine dayandılar. Sosyalizm en başta kapitalist toplumun anti-tezidir. Ancak sosyalizmin dil!;er bir yönöde vardır; KomUnizme ulaşugı zaman tüm özel mülkiyet toplumlannın anti-tezi olur. Yani proletarya kendisini kurtarırken tüm insanlıgı da kurtarır. Komünizm de sınıflar, dolaysıyla sömürü ve devlet ortadan kalkar. Işte proletaryanın da insaniılıında gerçek kurtuluşu buradadır. Tarihsel materyalizm toplumların tarihini, sınıfiann mücadelesinin tarihi, sosyalizmi de proletarya ile burjuvazinin sınıf mücadelesinin zorunlu bir sonucu olarak görür. Sosyalizmi bu temelden ayn düşünmek ütopik bir sosyalizm ve "ideal bir toplum" düşünmek demek olacaktır. Gerçek sosyalizm proletarya sosyalizmidir. Yani proletaryanın tarihsel eylemi olan sosyalizmdir. Kapitalist ve sömürge bir toplumda da proletaryanın bu görevi degişmez tam tersine daba aj!;ırlaşır. Emperyalistler ve sömürgeciler, talan politikası ile sömürgelerdeki halkın tümünü sömürüder ve yoksulul!a mahkum ederler. Aynca ulusal baskı tüm halk kesimlerini özelilde proJetaryayı etkiler. Sömürgeci ulusal baskı proletaryanın yükünü kat kat artırır, görevlerini de aj!;ırlaşurır. Bu durum da proletarya hem bal!;ımsız bir sınıf partisinde örgütlenirk en öte yandan diger halk kesimlerin i sömürgecilige, emperyalzime karşı kendi çevresinde daba dol!rusu bir ulusal kurtuluş cephesinde örgüdeme görevi ile karşı karşıyadır. Gerçekte de böyle bir cepheyi yani birleşik bir ulusal kurtuluş cephesini ancak proletarya partisi oluşturabilir. Çünkü diger sınıfların çıkan tam olarak tüm halkın çıkan ile örtüşmeyebilir. Bu durumda halkı birleştirecek politikalar ve örgüdere sabip olmazlar ve mücadeleyi tavizsiz, kararlı şekilde yürütemezler. Kürdistan ulusal kurtoluş mücadelesinin bunca yıllık tarihi bunun ispaudır. Proletaryanın çıkan ise her zaman halkın çıkannı en geniş ve derin şekliyle yansıur. Bu nedenle halkı sömürgecilere karşı birleştirerek UDD'i zafere ulaştırma sorunu proleter sosyalist önderlik yaratma görevini dahada önemli hale getiriyor. Proleter sosyalist önderlik ulusal harekete emekçi damgasını 38 ww w. ar siv ak ur d.o rg vuracak onun güdükleşip yozlaşmasını önleyerek kesintisiz şekilde sosyalizme götürecektir. Ancak şu noktayı da belirtmek gerekir; objektif olarak her işçinin çıkan sosyalizmdedir. Ama bu her işçi otomatikmen sosyalisttir veya devrimcidir, hatta halkın önderidir demek degildir. Aynca her işçi sınıfı hareketi de ilerici deJıildir. Bir işçi sadece kaslarını çalıştım, düşünsel faaliyetini sınırlarsa, düzenin varolmasını salılayan anı-deJıerin kendisinden nasıl çalmdıgını anlamazsa, üstüne üstlük bir de kapitalizmin del!erleriyle yol!rulmuşsa ve kapitalizmi en özglir toplum olarak görüyorsa böyle bir işçiye ne sosyalisı denir ne de devrimci. Böyle bir işçinin diller sıradan insanlardan hiç bir farlu yoktur. Bir işçi ancak kendi sınıfsal çıkanrun bilincine varırsa, bunu da sınıfı ile birlikte ekonomik ve politik mücadele içerisinde yaşayarak görürse, gerçek bir işçi ve proleter bir sosyalisı olur. Proleter sosyalist önderlik (yani parti); bilimsel sosyalizmle işçi sınıfı hareketinin birleşimidir. Bilimsel sosyalizm önce sosyalist aydınlar tarafından özümlenir ve bu aydınlar aracılıgı ile işçi sınıfına kazandınlır. Işçi sınıfı hareketi de ancak, bilimsel sosyalist bir programa dayanan bir parti tarafından yönlendirilirse amacına ulaşır. Aksi durumlarda işçi sınıfıda "sürecin öznesi del!il sürecin nesnesi olur. Sosyalizm sömürüyü (sonucunda da sınıfları) ortadan kaldırdıl!ı için kllçükbuıjuvazi de dahil üm emekçi kesimlerin sosyalizmde çıkarları vardır. Ve sosyalizmi istiyebilirler. Aslında sosyalizm tüm insanlıl!ın gerçek kurtuluşudur. Bu nedenle de tüm insanlarda sosyalizme karşı bir sempati oluşur. Ancak kllçük-buıjuva sınıfı hem kendi emel!i ile geçinir, hem de kendi üretim aracına veya küçükte olsa bir işyerine sahiptir. Bu nedenle onun rüyası işleri büyütüp buıjuvalaşmaktır. Ama rüyası çogıınlukla gerçekleşmez. Bu durum onu devrimci ve sosyalizme karşı kaypak bir konuma sokar. Küçük buıjuvazi tekelci çalida ve hele sömürge koşulhırında devrimden ve hatta sosyalizmden yanadır. Ve UDD'in temel güçlerinden biridir. Ancak devrim ve sosyalizm mücadelesine önderlik edip sonuçlandıracak toplumsal dinamikler kllçük-buıjuvazide yoktur. Özelilde özel mülkiyete karşı zaafı kllçük-buıjuvazinin sosyalizme yürüyüşünde başlıca engeldir. Bu onu kaypaldaştınr, zor anlarda uzlaşma ve oportünizme yöneltir. Proletarya da ise objektif toplumsal koşullarından kaynaklarum bir özel mülkiyet duygusu yoktur. Tam tersine kamu mlllkiyeti egilimi içgüdüsel olarak proletarya da vardır. Proletarya bir kez sınıf bilincine, sosyalizm bilincine ulaştıını saglam ve tutarlı güç olur. Aynca proletarya kapitalist toplumun gelişmesi ile gittikçe Yiliınilaşan ve gelişen bir suııftır. Yani geleçellin sınıfıdır. Küçük-buıjuva sınıfı ise aradadır ve gün geçtikçe erir. O halde biz gelecek toplum projesini gelecel!in sınıfına dayandırmak zorundayız. Sosyalizm projesi ise onu uygulayacak ve kuracak güçte, geleeellin tek tutarlı devriınci sınıfı olan proletaryadır. Küçük-buıjuva devrimci veya sosyalistleri, sosyalizmi sınıfsal özünden ayn olarak 39 ww w. ar siv ak ur d.o rg ele alırlar. Proletaryanın sosyalizm kuruculugundaki ve insanlıJ!ın kurtuluşu yolundaki tarihsel misyonu anlamazlar. Onlar için sosyalizm "ideal, ahlaksal, hukuksal temeli olan hümanist" bir toplumdur. Proletaryanın önderligi; 'sosyalist nitelikli sınıf örgütü olması o kadar önemli degildir'. Ilginçtir bunlar kendisine işçi panisi de diyebiliyorlar. Düşünün ki bir ülkede işçiler hemen hemen tamamen örgütsüz ve politik olarak suskunlar ama bir kaç tane "işçi sınıfı partisi" var. Elbette işçi sınıfı içerisinde çalışan uzun vadede bu yönelime sahip ancak başlangıçta henüz çok etkili olmayan partiler olabilir. Ancak PKK gibi örnekler çok ilgi çekici oluyor. PKK kendisine işçi partisi diyor ancak, bilindilli gibi ülkemizde işçi sınıfı içerisinde politikleşme çok cılız ve PKK işçiler arasında çok az bir etkinliJ!e sahiptir. Hatta "artık proletarya işçi sınıfı" demekte fazla hoşlanna gitmiyor. Aynca bu örgütün daha çok köylülük ve gençlik arasında örgütlendiıli biliniyor. Bu durum, PKK'nin sınıfsal temelini buna baglı olarak ideoloji ve politikasının nitelil!ini belirlemekte temel bir öneme sahiptir. Sosyalist bir örgüt, strateji ve taktiJıiyle, ideolojisi ve örgütlenmesiyle diger sınıfiann örgütünden aynlır. Her şeyden önce böyle bir örgütün nihayi hedefi suufsız toplum yani komünizmdir. Ancak bu hedefe yürüyüş te saltlam ve güvenilir bir sosyal zemine dayanmak gerekir. Bu zeminin ekseni proletarya sınıfıdır. Sosyalist örgüt proletarya sınıfının öncüsü olmalıdır. En azından proletaryanın ileri unsurlannı örgütleyebilmeli bu ileri unsurlar aracılıj!ı ile proletarya sınıfını sosyalizm ugruna mücadeleye sevk edebilmelidir. Elbette proletarya sosyalizmi tek başına kazanamaz. Her aşamada yoksul köylülük ve kent yoksullan proletaryanın güvenilir müıtefikleridir. Proletarya panisi bunlan kazanmalı ve önderiilli altına almalıdır. Bunun yanında kır ve şehir küçük-burjuvazisi, UDD aşamasında güvenilir bir ittifaktır. Bu nedenle sosyalist bir işçi sınıfı partisi proletarya ile birlikte yoksul köylülük başta olamak üzere dij!er tüm halk sınıf ve tabakalan arasında çalışmahdır. Sosyalisı bir proletarya partisi her şeyden önce stratejisini iyi belirlemelidir. Darbe indicilecek düşmanlar, birlikte yürünecek müttefikler (yani ittifaklar), mücadelenin yolu ve biçimi, her devrim aşaması için net olarak belirlenmeli ve tutarlı olarak uygulanmalıdır. Elbette doJıru hedefler ve yöntemler belirlemek önemlidir, ama en önemlisi pratiktir. Yani belirlenen hedeflere belirlenen yöntemlerle ulaşmak dahada büyük önem taşır. Sosyalist bir örgütün bir başka önemli özellij!i de, teorisi ile pratij!inin uyum içerisinde olmasıdır. Bir de PKK'ye bakalım. Stratejisini dogru koyuyor mu, ve buna uygun davranıyor mu? PKK, sömürgecileri ve işbirlikçilerini dogru olarak UDD aşamasında stratejik düşman seçmiştir. K. Kürdistan' daki ve diller parçalardaki yurtsever hareketler teorik olarak PKK'nin dostudur. Ama pratik gerçekten böyle midir? Ne yazık ki ıam tersidir. PKK, programında sömürgecileri düşman ilan ederken, pratij!inde sömürgecilerle (Iran, Suriye sömurgecileriyle) "starıejik ittifak" içindedir. "Iran devrimi, Suriye ve 40 ww w. ar siv ak ur d .or g istedigini bizzat PKK kendisi Libya ile taktik ittifakı stratejik ittifaka dönüştürmek" ri programında dost gördügü güçle ver açıklamıştır. Diger yandan Kürdistan'lı yurtse yurtsever görmemekte, gücü bir halde pratikte hemen hemen var olan hiç dir. 1990 yılı içerisinde mekte nitele olarak "işbirlikçi", "karşı devrimci", "ajan" örgüt açılan kampanyalar karşı arına unsurl birçok yurtsever devrimci örgüte ve onların ileri diger yurtSeverile PKK ki iz meliy bunu net olarak onaya serdi. Şunu da belirt yi sorumlu PKK' zca yalını likten gergin devrimci ve sosyalist örgüder arasındaki adı alunda rme eleşti yi PKK' şte Geçmi tutmak kesiolikle gerçekçi bir yaklaşım degil. payı bunda ında malar suçla gibi ya" "eşki ideolojik muhteva içermeyen "terörist" alannı çalışm karşı etlerin harek diger unun büyüktür. Ancak PKK'nin saldırı boyut kat kat aşuj!ını söylemekte kesinlikle dogrudur. şımlar vardır. Işte bazı Güncel taktik mücadelede de PKK 'de pragmatik yakla olanaklarından yararek'e örnekler: Dahadün "ajan" ve "karşı devrimci" dedigi Perinc bilir, dolayısıyla degişe i lanmak amacıyla bugün dost diyor. Elbeneki güçlerin nitelig çek'in niteligi Perin kten dün düşman olanlar, bugün dost olabilirler. Ama gerçe r ? Çünkü işmidi bir olacak iki ay içerisinde degişu mi ? Haydi degişti diyelim bu bir uyordu. bulun rnede nitele aynı dost olmadan 2 ay önce yine PKK, Perinçek' e karşı "karşı­ uz orsun bakıy Bir yor. a da görülü Aynı durum IKDP ve KYB 'ne karşı ıavırd ittifauz orsun bakıy bir sonra hafta) devrimci", "işbirlikçi" oluyorlar, bir ay (haua bir klar imzalanıyor ! destek vermesi için bildiri Bir başka durum; PKK Hacda müslümanların kendilerine bir sosyalist parti, yada bir işçi pardagıttı. Hem de gayet ruhani bir dille. Öncelikle emez. Tam tersine halkı tisi halkı kazanacal!;ım diye düzeyini halkın düzeyine indirg halka açık, dürüst, sade ve kendi düzeyine çekmeye çalışır. Elbette bunu yaparken sosyalistlerin yaklaşımı hiç bir zaman halkın anlayabilecegi tavırla yaklaşır. Ama hem de bilimsel dünya dinsel söylem ve motifler taşımaz. Bu hem dürüstçe olmaz zaman dünya göıiişünün propagandasını görüşü ile çelişir. Bir sosyalist gÜÇ hiç bir yapmaktan çekinmez. ve Şafi mezhebine mensup Aynca bilindilli gibi Hac ziyareti ülkemizdeki Hanefi z. Ülkemiz din ve mezhep müslümanlara özgüdür. Aleviler ve Yelidiler Hacca gitme lanmızın bir kısmı Alevi bir kısmı çauşmalan açısından çok hasas bir yerdir. lnsan adıırumda hacda, onlann söylemini kullan Şafı, Hanefi, bir kısmı da Yezididir. Bu pleri mezhe isterken, diger rak, bildiri daJ!ıtarak, Şafı ve Hanefi mezhebinin destellini ma kesinlikle böyledir. yansı pratik aki Halkt ? mu uyor de dıştalama durumu oluşm sogukluk oluşur. Bilindilli En azından diger mezheplerde ulusal harekete karşı bir de oturmuştur. Bu hassas gibi ülkemizde din ve mezhep sorunu hassas dengeler üzerin alara alternatif sunacak; sınıfsal ve ulusal dıırurnda halka ancak mezhep ve dini çauşm izde onanlaınıyacak tahbir programla ve pratikle yaklaşılabilinir. Aksi durum ülkem yanlısı dinci örgütlenmelere ribadara yol açabilir. Aynca PKK'nin özellikle Iran 41 sıcak bakugı da biliniyor. Bu pratik tutumlar elbette dine pragmatik olarak yaklaşmaktan kaynaklanıyor. Başka özellikler: PKK'n in bir eylemi olumsuz sonuçlar bakıyorsunuz eylemi yapanlar "kontrol edilmeyen taraflarl ar" yada ur d .or g doj!urunca bir "PKK içerisindeki ajanlar" oluveriyorlar. Avrupa'da çeşitli gecelere saidıniarda oldugu gibi. Yada bir bakıyoıımnuz "kurşunlar adres sormazlar'' diyerek bir kitle katliamın uuıngaçca savunulmaya çalışılır. Sanki "kurşunlar adres sorarlar" diyenler varnuş gibi. Birde PKK içerisinde katledilen devrimciler sorunu vardır. En başta bu PKK'ni n iç sorunudur. Ama katledilenler yurtsever devrimciler olunca bizim de sorunum uz oluyor. Durum açık; PKK içinde birileri (veya bazıları) sürekli bir kısım insanı yargılıyor, mahkun veya tasfiye ediyor. Tabi bunları n hepsi haksız tasfiyelerdir demek yanlışur. Ama yanlışlıj!ına inandıj!ımız bir çok olayda var. Tasfiye edilenlerin öldüıülmeden önce veya öldüıüldükten sonra suçu ilan edildiginde hemen hemen aym şeyi duyarız; "ajandı". Bazılan bu durumda PKK'yi Demokratik-Merkezyetçilik ilkesini uygulaınıyar diye eleştirirler. Bu sıg bir bakışın OrOnüdür. önce PKK Demokratik-M erkeziyetçi ilkeyi siv ak uygulayabilecek bir yapı ve programa sahip midir ona bakmak gerekir. Demok ratikMerkeziyeçi ilke Lenin'in devrim yolundaki proleter sosyalist örgüderin yapısına uygun olarak geliştirdil!i bir ilkedir. Gerçek anlamda da ancak sosyalist bir sınıf partisi bu ilkeyi hayata geçirebilir. Bunun için biz PKK "Demokratik-Merkeziy etçi" ilkeyi uygnlamıyor diye eleştirmekten çok içindeki devrimcileri katletti gi için eleştiriyoruz. ww w. ar Bu taktikler PKK'nin dayandıj!ı küçilk-buıjuva sınıfının ideolojisine ve sosyal konumuna tamamen uygundur. Küçük-burjuva hareketi sekterdir, benmer kezci ve pragmatiktir. Kısaca sosyalizme yönelmiş bir parti, yani ufkunu UDD'Ie sınırlamayan kesintisiz olarak sosyalizme yönelmiş bir hareket. bu amacına uygun komünist bir örgüt yaraur. Bu örgüt demokratik-merkeziyeıçilige uyar. Dogal ittifaklar olan diger devrimci ve sosyalistlerle ittifaka girer. Sömürgecilerle degil. Yurtsever-devr imci ve sosyalist gruplan tasfiyeye yönelmez, ulusal kıınuluş cephesini sekter tavırlar la daralunaz; tam tersine olgun bir tavırla ve dayanışma amacıyla cepheyi genişlet ir. Bu özelliklerin kaçı PKK' de vardır? Hemen hemen hiç biri. Ancak PKK, UDD mücadelesi veriyor. Bugün devrimci, ilerici bir örgüt. Bu mücadeleyi başarabilir de. Yani bagımsız bir devlet kurabilir, kurmay abilir de. Çünkü küçük-burjuvaziye dayanıyor ve ideolojisi de küçük-burjuva karekıe re sahip. Sosyalizmden etkilenmiş ancak, küçük-burjuva sınıfının bazı Iıastalı klarını, Kürdistan toplumunun bazı geri özelliklerini bünyesinde ıaşıyor. Politikada pragmatizm yolunu seçmiş. Bu anlamda tutarlı bir bagımsızlık mücadelesi yüıüune si biraz kuşkul u. 42 ku rd .or g ve dışında PKK'nin kııtııc$ bir devletin demokratik olması da bugün kendi içinde ne kadar demokratik oldu~ ile belirlenebilir. çok zordur. Sosyalizme gelince; bizce PKK'nin sosyalist bir Kürdistan oluşıunnası Nedenlerini bir daha kısaca söylersek; a proletarya Sosyalizm en başta işçi sınıfının eylemine dayanır. Bugünkü aşamad ryanın proleta e sa, hem UDD' sınıfını kucaklayan bir sınıf partisi oluşturulmaz zor lması ulaşun sosyalizme damgası vurolamaz hem de UDD'in kesintisiz olarak olur. Bizce PKK şu anda bu nitelige ve yönelime sahip de~ldir. gü için desteBu nedenle PKK; sömürgecilil!e karşı devrimci bir mücadele yürüttü tnıeyen, genişle kadar zme sosyali yani ileriye en klenmelidir. Ancak ufkunu UDD'd k da yapma aynm a arasınd r çizgile it sosyals r küçük-burjuva radikal çizgilerle, prolete bir zorunluluktur. II. BÖLÜM va T ARTlŞMA TEZLERI'NİN ELEŞTİRİSİ: 1- Sosyalist Hare ketin Tarih ine Bakış ww w. ar si l materyaT. Tezleri sosyalist hareketin tarihini ele alırken diyalektik ve tarihse ndiriliyor ve lizmden uzaklaşıyor. ÖZelilde Lenin sonrası dönem bir çırpıcia dejterle mücadelesini, çelişkileri ve olumsuzlanıyor. Yaklaşımlar o dönemdeki sınıf ditz ve homojen bir çizgi olarak çelişkilerin çeşitli yönlerini dikkate almıyor. Sürece ortak ediliyor ve aynı kefeye konbakılıyor. Çelişkiterin taraflan da hep birlikte suça deltiL uluyor. Haklı kim, haksız kim; yanlış hangisi, doıtru hangisi belli Aynen armuıla . yoktur şey hiçbir racaıtı Böylesi bir yaklaşımın bize kazandı ci sosyalisı devrim de ler ndirme degerle bu gibi elmanın toplanmasının anlamsızlıgı sorunu yöntem le öncelik n Sorunu lar. taşımaz eylem için bir anlam ve yarar diyönce den. yöntem Yani aıtız. başlıyac n burada de oldu~nu belirtnıek gerekir. Biz de tezlerin a tamşm lerin özellik bu a sonrad daha lerini, alektik yöntemin genel özellik agız. kullanılan yöntemle ilişkisini belirlemeye çalışac Yöntem: Bu yöntem; Sosyalistlerin dogaya ve ıopluma bakış yöntemi diyalektik yöntemdir. olarak ele çizgisi akış bir doga ve toplumsal yaşamı zıtların mücadelesinin kesintisiz şeklinde tekrarı düzey ve tek alır. Yalnız bu çizgi bir öncekinin aynen an durumd nitel bir eski t hareke anlaşılmarnalıdır. Tam tersine, "sürekli ve ileri bir gelişme bir dogru e yükseg n yeni bir nitel duruma geçen. basitten korlrvı§ıga, alçakıa 43 ww w. ar si va ku rd .or g olarak bilinmelidir" (2) Diyalektik yöntem doj!adaki şeyleri, toplum ve tarihteki olaylan birbirinden hal!ımsız ve duraj!an olarak ele almaz. Ama birbirine halılı olduklan için de şeyleri ve olayları birbiri ile özdeş, hareketi de düz ve homojen olarak görmez. Ona göre herşey koşullar, yer ve zamana baj!lıdır. Belli bir zaman ve belli koşullarda doj!ru ve geçerli olan yeni koşullarda doj!ru ve geçerli olmaz. Diyalektik, doj!ayı, öz çelişkiler i birbirinden farklı ama birbirini etkileyen şeylerin alanı olarak, toplumu ve tarihi de, birbirini elkileyen ve birbirine bal!lı ama öz çelişkileri (yani nitelikleri) ile birbirinden farklı, sürekli gelişen süreçlerin birleşimi olarak ele alır. ömej!in: Köleci toplumla kapitalist toplumun ikiside insan toplumlarının gelişim sürecinde yer alırlar. Bu özeDikleri ile birbirine halilıdırlar ve köleci toplum kapitalist toplumun gelişmesini etkilemiştir. Bu anlamda bir sürecin parçalarıdırlar. Ama nitelikleri farklıdır. Sınıf mücadelesine dayanırlar, fakat farldı sınıfların, farklı nitelikteki mücadelesine dayanırlar. Bu nedenle de tarihsel meıaryalizın iki süreci ayn toplumlar olarak nitelendirir. Her toplum varlıl!mı sürdürdül!ü sürece toplumsal olaylarm temel nitelil!i aynıdır. Ama ana niteligi aynı olan sürecin içinde farldı çelişkiler gelişir. Bu da süreci özgül çelişkiler taşıyan farldı aşamalara böler. Kapitalist toplumu ele alırsak. Bu toplumun gelişmesi başlıca iki aşamaya aynlır. ı- Serbest rekabetçi kapitalizm aşaması 2- Emperyalist kapitalizm (yada tekelci kapitalizm) aşaması. Her iki aşama da ücretli emej!in sömürülmesine dayansada, farklı yanlan ve çelişkiler taşımaktadır. Hatta her aşama bile farldı dönemlere aynlabil ir. ömegin: ı. Dünya savaşı dönemindeki emperyalizm, 1. Dünya savaşının sonu ile 2. Dünya savaşı arasındaki emperyalizm ve daha sonrası emperyalizm farldı özelliidere sahiptir. Lenin, Marx ve Engels'in toplumun gelişmesi ile ilgili düşüncesini, (yani diyalektik yöntemi) şöyle açıklıyor. "Marx ve Engels'in Hegel felsefesine dayanarak formüle etmiş oldukları bu dfişünce, bugünkü evrim dfişÜilcesinden içerigi y{Jnibıden çok daha kapsamlı ve çok daha zengindir. Zaten geçmiş olan aşamaları a<kta yineleyen, ama onlarıfarklı bir yoldan daha yüksek bir temel üzerinde yineleyen ("yadsımanın yadsıması") bir gelişme düz bir çizgi boyunca dt:gil de deyim yerindeyse sarmal bir yolda olan bir gelişme; sıçramalarla, altüst oluşlarla. devrimlerle olan bir gelişme: "sürek/i/igin kesilmesi", niceligin nitelige dönfişmesi; belirli bir cisim üzerinde. yada belirli bir olay içinde, ya da belirli bir toplum içinde etkileyen çeşitli egi/im ve kuvvetlerin çelişkili ve çatışmasının dogurdugu, gelişmeye dogru iç itilimler; herhangi bir görgÜilÜil bütÜII yönleri (tarihte sürekli olarak yeni y{inler çıkar ortaya) arasında karşılıklı 44 ve en yakın ve çiJzülmez bag, belirli yasalar izleyen, hareketin düzgün ve evrensel sürecini saglayan bir bag. Bunlar, geliıme iJgretisi olarak, geleneksel olandan daha zengin olan diyalektigin bazı iJze/ilderidir." (3) Lenin başka bir yerde, RSDIP'in bunalım dönemini açıklarken diyalektik yöntemi bagımsızlık savaıunımız. ku rd .or g nasıl kullaııdıgını pratik olarak gösterir. Bunalım dönemini aşaınalaıa ayrır ve bunun nedenini de ~yle açıklar: "Bu aıamalardan lrerbirinde, mücadelenin, koıulları ve o andald saldırı lredefi tamamen farklidır; her aıama, adeta bir genel askeri harek/it içindeki ayrı bir savaıtır. Her savaıın somut koşulları azerinde durulmadıkça, hiç bir biçimtk anlaıılamaz! "(4) Marx-Engels Ve siv a Tarihe ve bugüne bu yöntemlerle yaldaşılmazsa süreçlerin ve aşaınaiann ayın edici özellikleri görülmez, dolayısıyla "nesnel sürecin tahlili" dol!ru yapılamaz. Bunun sonucunda da sürece uyan devrimci politikalar belirlenip uygulanmaz. örnegin: Kapitalizmin emperyalist aşaması tespit edilmeseydi dünyada devrimci ve sosyalisı hareket bu denli (hatta hiç) gelişemezdi. Kısaca; eller bir süreci anlamak ve anlatmak istiyorsak; öncelikle o süreç boyunca geçerli olan temel çelişkiyi belirlemeliyiz. Ama bu tek başına yeterli olmaz. Bununla birlikte, sürecin gelişınesi boyunca ortaya çıkan farldı aşamalan ve bu aşarnalann özgül çelişkilerini de belirlememiz gereklidir. ÖZgül çelişkiler görülmezse süreç kabaca ve mekanik olarak algılanır ve de yorumlanır. Sonrasına Bakış ww w. ar Gelelim Tartışma Tezleri'de sosyalist hareketin tarihi ile ilgili deJ!erlendirmeye: Tezler'de sosyalizmin tarihi ile ilgili degerlendirmelerde şu noktalar göze çarpıyor. 1- Bugüne bakılarak geçmiş sürecin del!erlendirilmesi yapılmaktadır. Dolayısıyla olaylar gerçekleştiideri koşııllar içerisinde degil, bu güne ulaşan yansımalan ile del!erlendirilmekteler. Bu da tarihin diyalektik gelişiminin inkan demektir. 2- Sürece çok genel balalmış ve yargılar genelleştirilmiştir. Biz her noktanın debir araştırmaya ıaylanyla açıklanmasını beldemiyoruz, ancak genellemeler titiz dayanmalıdır. Ne yazık Id arkadaşlar sanki süreci açıklamak, sürecin dol!rulannı yanlışlannı ortaya koymak için del!il, geçmişten kurtulmak istiyorlarmış gibi yaklaşıyorlar. Yoksa bu kadar mul!lak, olumsuzlayıcı ve çelişkili genellemeler yapılmazdı. Süreç konusunda yapılan belirlemeler tamamen olumsuzlama niteliJ!indedir. öne çıkarılması, dol!rulann ve kazanımların so- Eleştirel bakış adı albnda yanlışlarm rumsuzca karalanması yapılmışbr. Elbeue sosyalizm tarihi, olumsuz ve olumlu yanlan, yükseliş ve inişleri olan bir süreçtir. Bu gelişme çizgisi diyalektik yöntemle tespit edilebilir. Ama arkadaşlar diyalektik yöntemi kullanmadıklan için belirlemeleri fetva yazma şeklinde olmuştur. 45 Şu de~erlendinnede oldu~u gibi: ku rd .or g "Marx' ın ve Engles'in temellerini aıtıkiarı sosyalizm bir din, bir dogma degil, somut koşulların somut tahlilerinden do gan ve aynı yöntemle kendini geliştiren, degiştiren, yenileyen ve zenginleştiren bir ideolojidir. ' ...ama 150 yıllık sosyalist müctukle pratiginde ve 70 yılı aşan sosyalist dünyanın sundugu yaşamda çogunlukla bunun tersi yapıldı. Marksizm' e bir dogma, bir din gibi yanaşıldı ... (5) siv a Ilk paragrafa aynen katılıyoruz, Ikinci pragraf ise bir kalem darbesiyle 150 yıllık süreci "tersliyor". Arlcadaşlara şunu sormak do~ olacaktır: Peki "ç<>gunlukla tersi işler yapıldı" ise ve de "Marksizme bir do~a bir din gibi yanaşıldı" ise biz nasıl bir sosyıılist hareketten ve hatta sosyalist ülkelerden, halk demokrasilerinden bahsettik ve hala sınırlı da olsa bahsediyoruz? Bunu anlamak güçtür. Acaba bu gilne kadar gerçekleşen devrimler hangi güçle, hangi ruhla zafere ulaşular. Rus, Çin ve Vietnam devrimlerine "do~atik." denilebilir mi? Hala canlı olan ve giln geçtikçe güçlenen diinyadaki ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadeleleri nasıl oluyor da "Marksizm'e bir din gibi yaklaştıldan" halde, hala yaşıyorlar? Sosyalizmin prestij kaybetti~i ve de her yandan azgın saidıniann yaşandıgı bir dönemde, biz sosyalistler tarihimize daha sorumlu ve de cesaretli yaklaşmak zorundayız. Böyle temelsiz baştan savma yapılan genellemeler bize hiç bir şey getirmez. Tezler'de Marx ve Engels'in bilimsel sosyalizmin kurulınasındaki öncü ve temel rolleri belirtildikten sonra küçük bir paragrafta da Lenin 'in katkılan anlaulmış, Lenin için şunlar söyleniyor: ar "Kapitalizmin tekelleşip emperyalzim aşamasına ulaştıgı dönemde iizellikle Lenin devam ettirilen bu müctukle lineelikle Marxizm ve sosyaizimin ekonomist yorumcularına karşı sOrdOrllldiJ." (6) tarafından ww w. Lenin'in proleter sosyalizmin teorisine ve prati~ine katkılannı bütün yönleriyle (en azından genel hatlan ile) belirlemek; onun kişiligini yücelunek, veya ne kadar zeki, ne kadar "büyük" bir adam oldu~unu göstermek için de~ildir. Onun buna ihtiyacı yoktur. Hayır bunlardan ba~ımsız olarak her şeyden önce gerçegi, bir sürecin gerçe~ini açıklamak demektir. Lenin'i çok sevebiliriz, veya hiç sevmeyebiliriz. Bununla birlikte el!er Marksizmin gilnümüze kadarki gelişimini ve Sovyetler' de sosyalizmin inşa sürecini do~ olarak açıldayacatsak, Lenin'i; daha dol!rusu onun Marksizme ve sosyalizme katkılarını ifade eden Leninizmi görmemiz gerekir. Leninizm; Marksizm ve sosyalizmin gelişiminde attanamaz temel taşlardan biridir. Peki yukandaki belirlemeler Leninizini anlaunıyor mu? Tek kelimeyle hayır. Emperyalzim aşamasında Lenin'in "Marx ve Engels'in mücadelesini sürdürenlerden biri oldnl!n, özellikle de sosyalizmin ekonomist yorumlanna karşı mücadele etti~i" belirtilmiş. Bunlar dol!ru. Ancak, bunlar Lenin'in katkılarını yada Leninizmi tam 46 ile anlatmaz. Zaten arkadaşların Leninizmi anlamak ve anlatmak isıedikelrini Bunu nereden çıkanyoruz. Şunlardan: Tezleri hazırlayan arkadaşlar siyasi kimiilderini ya tek başına "Marksist" yada "sosyalist" nitelemeleri ile ifade ediyorlar. Hiçbir yerde Leninizm kelimesi geçmez. Bunu bir unuıkanlık sayanlar veya; "Lenin de Marksisttir ya da sosyalisttir, o halde tek başına Marksist yada sosyalist demek yeterlidir" diyenler de olabilir. Biz bunlara kaulmıyoruz. Arkadaşlar marksist-leninst ifadesini bilinçli olarak Irullanmıyorlar. Bu ifadeden "leninst" kelimesini atmışlar. Bununla "marksist" olduklannı, ama leninist olmadıldannı anlatmak istiyorlar. Yalnız bunu cesurca ve açıkça ifade etmiyorlar. Yine de tamşma tezlerindeki göıüşler incelendil!inde Ieninizmin dolayısıyla de marksizmin açıkça reddedildigi göıülür. İşte ispatı: "Bilimsel sosyalizm donu/c degil, Marx' ıan bu yana pek çok devrim deneyimi, sosyalisı pratik ve deliJik politik iJnder ve ıeorisyenlerin çabalarıyla geli§mi§ zenginle§miştir. Ama bunlarlll her birinin tek ba§llla Marksizmin biricik devamı, mıulaka takip edilmeleri gereken biricik temsilcileri olmadıkları gerçegi de giirOlmelr. wrıuıdadır." (7) Degi§ik üllr.elerde yado diJnemlerde ortaya çıkan linder ve ıeorisyenlere aifedilen "izm"lerin yada Sovyet-Çin ve ArnaviUlu/c lr.omtınisı partileri arasında/d çarıpm/arlll dWıya sosyalisı hareketinde yorattıgı düpnanca luımplopnalar hep bu temelde oldu" anlamı siv ak ur d.o rg sanmıyoruz. (8) ww w. ar Evet bu görüşler T. T'inde ifade ediliyor. Bizim bildigirniz sosyalistlerin geneli tarafından marksizmden sonra kabul edilen tek "izm" leninizmdir. Açıkur ki burda söz konusu olan da leninizmdir. Arkadaşların açıkça leninizme saldırmaya cesaretleri yoktur. Onlar Sovyetler'deki "yeni düşünceciler" gibi "dol!matizm", "putçuluk", "şablonculuk" gibi suçlamalarla işi götürmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki, şablonculugun, dogmatizmin en tehlikeli biçimi budur. Yani, hem bu konuda bir sürü demogoji yaparak öyle olmadıldannı savunurlar ama, aslında en alasını yaparlar. LeninzmiR reddi de bunun en iyi örnegidir. Sovyetler'de, D. Avrupa'da marksizminleninizmin devrimci öl!retisi reddediliyor diye kendileri de kervanı kaçırımamak için nakarat1an tekrarlıyorlar. Bu günlerde moda ''yeni" görilnmek "yeni düşünceler" savunmak:ur. Bunun da yolu marksizm-leninizme saldırmakur. lleride II. bölümde sosyalizm sorununu uıruşugunızda aslıoda T.T'nin sadece lenirtizmi reddetmedigini aynı zamaoda Marksizm 'i de reddeitigini hep birlikte gOrecegiz. Bilindigi gibi Kautsky Engels'ten sonra sosyalist hareketin tek önderi kabul ediliyordu. Gerçekten de sosyalist harekette Kauısky'nin büyük bir saygınlıl!t ve otoritesi vardı. Ama Lenin bu saygınlıl!tna ve otoritesine karşın, sosyal şovenist olunca onu tarihten sildi. Yani Lenin kimseyi tek takip edilecek kişi veya mutlak dol!ru olarak görmedi. İyi bir marksist-leninistte Lenin gibi yapar. Hiç bir kişiyi kayıtsız 47 siv ak ur d.o rg şartsız takip etmez, mutlak doJ!ru olarak görmez. Tersini yapan Leninci olmaz. Aksine ondan uzaklaşır. Ama Lenin'i böyle kabul edenler, onu mutlak doJ!ru görenler yok mudur? Elbette vardırlar. Ancak bundan Leninzm sorumlu tutulmaz. Aslında arkadaşlar bu görüşlerle, Leninzmin, Marksizmin çagımızdaki sürdürücüsü olnıadıj!ını anlatmak istiyorlar. Leninzm; çaj!ımızın Marksizınİ oldu!ıu gerçej!i sosyalist bareketçe kabul gören bir doJ!rudur. Arkadaşlara göre ise kimse "tek başına Marksizınin biricik devamı" degil. Amaç belli, Leninizm reddediliyor. Gerisi de alavare-dalevare. Peki kimdir Lenin ve Leninzim nedir? Lenin 'in Marksizm' e katkısı nedir? Herşeyden önce Lenin büyük bir Marksisttir. O Marksizmi bir do!ıma del!il bir bilim olarak almış, onu geliştirmiştir. Onun dünya görüşünü ve diyalektik yöntemini Irullanarak çagunızı çözümlemiş, emperyalizm çaj!ının temel özelilderini ve de bu çagda proletarya devriminin strateji ve taktiklerini belirlemiştir. Evet o ekonomizme karşı, devrimci sosyalizmi, devrimci örgöt anlayışını savunmuştur ama,bu sadece bir yanıdır. Lenin 'in bundan da önemli katkıları vardır. Bunlan şöyle sıralı yabiliriz. 1- Emperyalizmin özelliideri ve kapitalizmin dünyadaki eşitsiz gelişmesinin tespit edilınesi, bununla birlikte devrimci güçlerin önündeki proleıer devrimler adımının belirlenmesi. 2-Deınokratik merkeziyetçiiilie dayanan, çelik disiplinli işçi sınıfı partisi teorisinin geliştirilmesi. w. ar 3- Marx ve Engels'in "Demokratik cumhuriyet" formülasyonunun "Işçilerin Köylülerin Demokratik Diktaıörlüj!üne" kadar geliştirilmesi. 4- Proletarya diktatörlügü ve proleter devlet biçimi ile iligili katkıları. 5- Ulusal sorunla ilgili katkıları ve sosyal şovenizmin yenilgiye uJ!ratılması. Bu katkılar Marksizmin geliştirilmesinin dogal sonuçlarıdır. Stalin Leninizmi şöyle tanımlar. ww "Leninizm, emperyalizm ve proleter devrim çagının marksizmidir. Daha tam soylemek gerekirse, Leninizm, genel olarak proleter devrimin teori ve taktigi, ozel olarak proletarya diktatörlaganan teori ve taktigidir." (9) lşıe Leninizmin genel ve derli toplu tanımı budur. Bu durumda Leninizıni, Marksizmden yada Marksizmi, Leninizınden ayn ele almak ve ifade etmek kesinlikle paradokstur. Leninizmi, Marksizmden ayn düşünmek onun tarihsel köklerini kesrnek demektir. Marksizmi, Leninizınden ayn ele almak da onun gelişimini ve gelecej!ini yok etmektir. Yani onu öldürmektir. Peki birbirine bu kadar balılı olan iki olguyu birbirine özdeş görüp, birini digerinin ifadesi olarak kullanamaz mıyız? Hayır kullanamayız. Çünkü dünya görüşü açısından her ikisi de aynı temele dayanmakla birlikıe, farklı sosyal aşamalara dayanan, farklı 48 ideolojik ve politik tespitiere sahiptirler. Marx rekabetçi kapitalizm aşamasında olarak ele almışur. yaşamıştır ve devrimci mücadele açısından o günkü şartlan veri almışur. veri ı Lenin ise emperyalist kapitalizm aşamasın de Bu durumda ancak Marksizm-Leninizm ifadesi hem dünya görüşümüzü, hem dünya ek; bilimsel ideolojiınizi en iyi şekilde anlatabi lir. Leniniz mi reddetm da biz proleter Bu r. demekti kesrnek ayalıını bir eylemin i devrimc ve ün görüşün iva ku rd. org bazı sosyalistlerin yapacal!ı iş del!ildir. Tezler'd e Lenin'le ilgili düşünceler bunlar. Lenin durumu ise şöyle del!erlendiriliyor. sonrası sosyalisı hareketin " ...Emperyalizm ve çarlıga ezici darbe indiren 1917 Ekim Devrimi kendisini ne teorik ne de pratik alanda derli toplu tamm/ayıp kurum/aıtırmadan Lenin öldü. Lenin sonrası sosyalist hareket farklı kutup ve politik merkeziere bölündü. Mark· sizm ve sosyalizmin ekonomik ve dogmatik yorumunun etkisine giren sosyalizm güçleri; sonucu paradoks ve açmaz olan kompleks bir sürecin içine yuvarlandı/ar." ww w. ars (10) Birinci paragrafıaki iddiayı, yanı "Ekim Devrimi'nin ne teorik ne de pratik alanda derli toplu tanımlamadan ve kurumlaştırmadan Lenin'in öldüJ!ü'' iddiasını dikkate ya Devrimi ve almıyoruz. Bu konuda arkadaşlara, Lenin'in "Iki Taktik, Proletar yetiniyoruz. le öneernek nnı Dönek Kauısky, ve Nisan Tezleri" kıtapianna bakmala 70 Esas sorun ikinci paragrafta. Bu paragraf çok kısa ama yine de bir sürecin (yani sosyalizm bir yıllık 70 ir; sorulabil Şu r. yansınyo ini dirilmes yıllık sürecin) del!erlen n net, süreci böyle iki üç cümle ile anlanlacak kadar net mi? Arkadaşlar açısında , iyi çünkü onlar sürecin üzerine bir çizgi çizip reddediyorlar. Elbette süreç bmniyor e bir araştırmay la bazı genel sonuç ve yargılara varılabilir. Ama şunu kesinlikl · niteleme söyleyebiliriz ki; hiç bir araştırma 70 yıllık süreci böyle tümden olumsuz olumlerle mahkum edemez. Çünkü bu gerçekçi olmaz. Elbette bu süreçte hatalar, Öne suzlukla r vardır. Ancak çok büyük teorik ve pratik kazanımlar da var. çıkarmamız gereken de bu kazanımlardır. Son paragrafta üç belirleme vardır. Birinci belileme: Lenin sonrası sosyalist hareketin farklı kutup ve politik merkeziere bölündüjf;ünü iddia ediyor. Bu belirleme bizce de dol!rudur. Ancak bu kutuplar ve politik merkezler Lenin döneminde ortaya çıknlar. Ondan sonra ise netleşme oldu. Peki hangi kutuplar in mirasçısıyız? oluştu? Bunlann hangisi dol!mdur, hangisi yanlıştır; Biz hangisin ız. çalışacaA Arkadaşlar bu sorulan atlamışlar. Bunlan ilerde açıklamaya in Ikinci belirleme: Sosyalist güçlerin tümü o dönemde "sosyalizmin ve marksizm belirleekonomik ve dojf;matik yorumunun etkisine girtiklerini" iddia ediyor. Üçüncü sonume ise: 70 yıllık sosyalizmin "kompleks" bir nitelille sahip olduJıunu sürecin bunun göre cununun da "açmaz" ve "paradoks" oldujf;unu iddia ediyor. Arkadaşlara 49 iva ku rd. org nedeni de ikinci belirlemede anlatılan sapmalardır. Bu iki belirleme her ne kadar bir takım gerçekleri anlatsa da ıamamen eklektik ve idealisı bir bakışı yansıur. Bir kere 70 yıllık süreci, sanki düz bir çizgiymiş ve 70 yıl hep aynı çelişkilere ve nitelille sabipmiş gibi bakılıyor. Aynca 70 yıllık sürecin faturası bir döneme, yani işin başlangıç dönemine çıkartılıyor. Diyorlar ki; "madem bu iş bugün tıkandı ve açmaza girdi, ohalde bundan bu işi başlatanlar sorumludur." Sanki bu iş dol!ru başlayıp sonra yanlışa dönüşmez; yada yanlış başlayıp dol!ruya dönüşmezmiş gibi. Bu nedenle öncelikle yöntem açısından buna bal!lı olarakta içerik açısından son iki belirlemeye kaUimıyoruz. Bunun nedenlerini Sovyetler' de sosyalizmin inşa sürecini irdeleyerek açıklayac$z. Arkadaşlar süreci del!erlendirirken bir dönüşüm noktası olarak Lenin 'in ölmesini alıyorlar. Onlara göre herşey Lenin'in ölmesiyle bozulınuş. Bu dol!ru degil. Çünkü Lenin'in ölümünden sonra da Bolşevik Partisi Lenin'in programını uygulamışur. Yani politik anlamda Lenin'den sonra önemli bir degişim yoktur. O halde işi böyle kötüye götüren bir dönüşüm noktası (veya noktaları) var mıdır ? Bunu da Sovyetler'de sosyalizmin inşa sürecini inceleyerek bulabiliriz. Sovyetler Birlijtin'd e Sosyalizmin İnşası Süreci 1917 Ekim sosyalisı devrimiyle Bolşevik Parti Rusya'da iktidan ele geçirdi ve kurdular. Her ne kadar iktidan ele geçirmek zor olmuşsa da, iktidan kurmak ve yeni toplumu inşa eunek daha zor olmuştur. Sovyet iktidan adeta daha karlar erimeden filiz veren bir çiçegi andınr. Emperyalistl er ve orılann Rusya'daki yerli işbirlikçileri bu çiçel!i koparmak için tezelden ordular kurdular. Dışardan emperyalist müdahale ve kuşauna içerden iç savaşla yeni Sovyet iktidarını ortadan kaldırmaya çalışular, ama başaramadılar. Iç savaş 1921 'de bittillinde Bolşevikleri n iktidan tüm Rusya 'ya yayılmış hatta çevre bölgeleri de eıkisine almaya w. başlamışu. ars Bolşevikler Sovyet devletini Bununla birlikte iç savaş ve kuşabna, Rusya'da ekonomiyi tamamen tahrip Devrimden önce de Rusya'da çok gelişmiş bir sanayi ve tanm yoktu. Var olanlar da savaşla birlikte ya tabrip olmuş ya da üretim dışı kalmışur. Sonuçta kıtlık ve açlık oluşmuş buda milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Bu dönemde Bolşevikler zorunlu olarak "Savaş Komünizmi" politikasını uygulamışlardır. Savaş komünizmi belli ölçülerde köylülül!ün sovyet iktidarına olan güvenini sarsmışur. Iç savaşın bitimi ile oluşan tablo budur. İşte bu dönemde; ekonomiyi canlandırma ve sovyet iktidarınarabat bir nefes alma olanallını salilamak için 1921 yılında Lenin'in önderliginde NEP (Yeni Ekonomik Politika) yürürlüge kondu. NEP'in başlıca üç ww euniştir. bedefi vanlı: 1- Da)lılmış, yaratma so tahrip olınuş ekonomiyi canlandırma ve yeniden düzenleme olanallı ww w. ars iva ku rd. org 2- Yoksul ve orta köylülüj!e güven verme ve işçi-köylü ittifakını güçlendirme. 3- Sosyalist inşa için gereldi baJıırnsız teknik-ekonomik temeli yaraunak. NEP politikası aslında o dönemde hala varlıj!ını sürdüren kapitalist kalıntılann ve küçük-burjuvazinin geliştirilmesi demektir. Bu tarihsel bir zorunluluktur, çunkü bunlar az da olsa bir miktar üretim aracını elinde tutuyorlardı. Ayncada üretim konusunda belli bir tecrübeye sahiptiler. Ülkeyi kıtlıktan ve açıklıktan kurtarmak için bunlardan yararlarunaktan başka yol yoktu. Nitekim 1924-26 yılları arasında üretim düzeyi savaş öncesi düzeye eşit hale geldi. Çünkü Rusya'da Kıtlık önlendi, ama ne yazık ki, gelişme tanmalanı ile sınırlı idi. dayanıyordu. sanayiye hafıf i kısmındak o zaman sanayi geri idi ve daha çok Avrupa NEP'in olumlu yanlarının yanısıra olumsuz yanlarının da olacaj!ı herkes tarafından biliniyordu. Nitekim NEP'in yürürlüge konmasından birkaç yıl sonra zengin köylüler (Kulaklar) iyice güçlendi. Bu sınıf kırda önemli bir ekonomik ve siyasal güce dönüştü ve bu gücünü ülke geneline yaymak için çalışmaya başladı. 1927' de ekonomi, özellilde kulakların bilinçli faaliyeti sonucunda önemli bir bunalımla karşı karşıya kaldı. Üretim düştü; kulaklar bilinçli olarak tarım ürünlerini devlete vermeyip, stokladılar. Hatta Sovyet iktidarına karşı direk sabotajlara yıllarda hem giriştiler. Bu eylemlerine orta köylülül!;ü de ortak etmeyi başardılar. Bu ürünlerin ve sonucu ı sabotajlar n ajanlannı izmin kulaldarın, hem de direk emperyal oldu. tahrip kısmı sanayinin çok önemli bir NEP, kırda karşı-devrimci bir sınıfı, kulaklan güçlendirdi. Bu sınıfa dayalı ekonomik gelişmenin etkisi yalınızca ekonomik alanla ve kırla sınırlı kalmadı, siyasal erin tespit el· alanı ve tüm ülke genelini etkileyen bir hal aldı. Bu durumu komünistl devam NEP'in sonra n ölümünde memesimümkün degildi. Özelilde 1924'te Lenin'in Bu başladı. tartışması inşası" in eıtirilip ettirilınemesi ve "tek ülkede sosyalizm Parti Bolşevik açıdan; bir Başka dır. ıaruşma aslında bir yol aynmının başlangıcı içindeki kutupların net olarak ortaya çıkışıdır. 1929'1ara gelindiginde durum iyice ol(hatıa iktidarın gunlaştı. Ya kulaldara daha fazla ekonomik imtiyaz ve siyasi haklar kendisine partide hatta ve şehirde sanayide, i paylaşılması, çünkü kulak ekonomis NEP Yani rdı). bürokratla ve tekuokrat eski çok daha yakın kesimler yarattı. Bunlar alaiktidarı k güçlenere Rusya'da kapitalizm ihtimalle bir devam edecek ve büyük önlemler gereldi için inşası in sosyalizm ak; başlatılar caktı. Yada yeni bir dönem sınıf alınacaktı. Komünistler için orta bir yol yoktur. Işte o dönemde Rusya'da poliideolojik, noktada Bu budur. noktası kritik de ve sorunu merkezi mücadelesinin tik, ekonomik ve örgütsel mücadelenin devarnı için bu sorunun kesin ve net olarak çözülınesi gerekirdi. Dikkat edilirse sorunun çözümü sosyalizm açısından tarihsel öneme sahiptir. Özellilde bu noktada proletarya partisinin öncülügünün önemi de ortaya çıkar. Ej!er öncü parti gerçekten tam bir proleter niteli ge ve devrimci sosyalisı programa sahip 51 ku rd. org del!ilse, sosyalizmin inşası imkansız olur. O noktaya kadar ne kadar sosyalist nitelille sahip olursa olsun, böyle kritik noktalarda sosyalizmin gelişmesinden yana tavır geliştirmezse dahası önderlik edemezse o parti sosyalist olmaktan çıkmaya başlar, gericileşirve gittikçe sosyalist nitelil!ini kaybeder. Bu tek tek kişiler ve Iıi­ zipler için de geçerlidir. Objektif olarak bu bir zorunluluknır. 1928 Ekiminden itibaren Stalin önderlil!indeki Sovyet komünistleri, NEP devresini kapatarak, geri kalmışlıl!ı, yoksullul!u ortadan kaldırmak ve sosyalizmin temellerini oturtmak için "Beş Yıllık Plan"a dayanan "büyük yönelim"i başlawlıır. "Büyük yönelim" şunları amaçlıyordu: 1- Tarımın kollekıifleştirilmesi. 2- Sosyalizmin inşası için al!ır sanayi temelinin kurulması. 3- Merkezi planlamanın örgütlenmesi. Bütün bu çabalar bir bütünlük taşımaktadır. Amaç; sosyalizmin tek bir ülkede Amaç; tarımın kollektifleşmesine karşı duran, gelişen kapitalist kulaklan tasfiye etmek, köylülerin işçi sınıfı ile ittifaklarını güçlendirmektir. Amaç; kapitalist üretim ilişkilerine alternatif olarak kollektif üretim ilişkilerini örgüdemektir. Tabi bunlar ancak tarımın makinalaşması ile sal!ianabilirdi. Makinalaşmada al!ır sanayinin varlıllına balllıdır. Bütün bunlarla birlikte, gelişen ekonominin toplumun ve sosyalizmin ihtihaçlarına göre planlı bir şekilde yönlendirilmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkar. Nitekim saptanan görevler belli bir plana göre gerçekleştirilmiş, sonuçta muazzam bir gelişme kaydedilmiştir. Geri bir tarım toplumu kısa zamanda bir sanayi toplumu olma yoluna girmiştir. "Beı Yıllık ars iva inşasıdır. w. Plan, 1928 Ekim' den 1932 aralıgına kadar, dlirt yıl üç ayda tamamoluyordu. Sanayide çalqan iıçi sayısı iki luıtına onbir milyondan yirmiiki milyona çıkmıı verim iki luıtı olmuıtur" {ll) Sanayi üretimi ık 1927-37 yılları arasında 18,3 milyon ruhieden 95,5 milyon ruhieye çıkmııtır." (12) lanmıı Büyük yönelim aynı zamanda büyük bir kültür devrimini de kapsar. Yeni Sovyet üniversiteleri ve okullan mezunlar vermiş, el!itim öl!retim seferberiilli gerçekleştirilmiştir. Aslında bunlar gerçekleştirilmeden sosyalist ekonominin inşası mümkün olmaz. Çünkü sosyalist ekonomi her alanda sosyalist kültürle ellitilmiş insanlarla inşa edilebilir. El!itim-öl!retim seferberiilli ile eskiden kalan bürokradar ve teknoktadar büyük ölçüde tasfiye edilmiştir. Sovyetlerde sosyalizmin inşasının genel çizgileri bunlardır. ww oluşturulan Sosyalist İnşa Sürecinde Parti İçi Mücadele Rusya Komünist Partisi (daha sonra SBKP) içinde, Lenin dönerninden itibaren çeşitli kanatların yada politik kutupların oluştuj!unu ve bunlar arasındaki 52 r sonrasında amıgını daha önce beliruniştik. Bu kanatla kanat i l!indek önderli n Buhari başlıca üç tanedir: Troıski önderlil!iııdeki sol kanat, Trotski kanadı iç ve Stalin önderlil!indeki merkez Bolşevik kanat. Bilindil!i gibi işti. Ama o gösterm ini kendis da savaş döneminde de Brest-Liovsk barışı sırasın sosyalizülkede "tek Troıski kolaylıkla sindiribniş ve geri çekilmişti. Aynca farklılaşmanın da Lenin sal! ur d.o rg zaman de muhantin inşasına" karşı çıktıgı için Lenin tarafından yürllrlül!e konulan NEP'e noktaya kritik için k anlama lif olmuştu. Bu kanatiann oluşumunu ve nitelil!;ini rine teSpitle g'un Sıraon A.L olan dönelim ve önce dönemi gözlemlemiş bir gazeteci bakalım. riye saldırıya katıldı." (13) siv ak /ecegi "1924 Agusıosunda, Rusya'nın dış yardım almaksızın sosyalizmi kurabi gi bir Irerhan nın Rusya' Stalin, karşı iy'ye Trotsk ... etti e diljaneesini J. Stalin formül çünkü zmi kurup geliştirebilecegini, yabancı işçi sınıfının yardımı olmaksızın sosyali n hükümeti destekleyebi/ecegini ugunu çogunl büyük kl!yliller de dahil, halkın ev, yeni ve söyledi. Zamanın kabul edilmiş Bolşevik teorisıleri Zinoviev ile Kamen Parti kangregilçlil bir tezin ortaya atıldıgınınfarkında degil/erdi. Stalin 1925'de 14. teorisi, yeni sinden bunu istedigi zammı pek gilçlük çekmedi. Bir kaç ay sonra iki "Ulusal tezin anlamını tavradıkları zaman, bunun, ortodoks görüşün yerine . bu teoKomilnizmi" geçirmek oldugunu söyleyerek eleştirdiler. Daha sonra Trotski inşa edilmeyeTrotski Avrupa proletaryasının yardımı olmaksızın sosyalizmin a kapitalizmin cep inanır. Bu da, Troıski'nin köylülül!ünün önemini ve de dünyad eşitsiz gelişme yasasını anlamamasından kaynaklanır. ww w. ar içerisinde Buharin ise köylülül!e fazla önem verir. NEP ekonomisinin dol!;al evrimi nı sasloganı eşin" zenginl ler ''köylü e nedenl Bu . sosyalizme vardırılmasından yanadır ci devrim karşırın kulakla gelişen inde dönem vunmuşıur. Ayrıca Buharin; NEP nışıır. anlamar l!ını yakiaştı niteligini, ve de 2. dünya savaşının sürerken hem Gerçekte de Stalin "Tek ülkede sosyalizmin inşası" sloganını ileri savaş durugelişen a içerde gelişen karşı devrimci kulak eylemlerini, hem de dünyad nna hız çabala için k munu dikkate almışhr. Emperyalistler Sovyetleri bol!;ma muştur. oluştur tehlike bir vermişlerdir. özeJJikle Nazi Alınanyası bu konuda büyük önce den herşey a lacaks eri savunu Dolayısıyla, Sovyetler'deki sosyalizmin mevzit lması kazanı 'mn Savaşı 2. Dunya bagımsız bir sanayi örgütlenmeliydi. Bunsuz adan Sovyetler' de belli bir agır başlam savaşı Dünya 2. Nitekim ı. olmazd ıı münıkü lerin savaştan sanayi yapısı ve ülkeye yeterli ıanrnsal temel oluştunılmuşhır. Sovyet zaferle çıkmasının nedenleri de burada yatar. prol!ramlan uyPeki, Troıski ya da Buhario partide insiyatif saıııasaydı ve onlann ak mümkün gulanmaya konulsaydı, savaşı göl!üslemek ve zaferle sonuçlandırm si; Trotski NEP'i olacak mıydı? Bizce kesinlikle hayır. Nedenleri açıktır. Birinci i; köylülUl!ün sonuna dek götüremedil!i için saııayileşmeyi sagtayarnazdı. Ikincis 53 destegini almadı~ı için tanını kollektifleştiremezdi. Aynca da savaşta yeterli insan gilcünü toplayamazdı. Başta da belirtildil ti gibi Trotski'n in zaten gelişmiş bir sosyalist ekonomi niyeti de yoktur. O, Avrupa'yı fethetıne rüyasındadır. Bu anlayışla güçlü bir sanayinin ve giderek güçlü bir ekonominin yaraulması mümkün degildir. Buharin' e bakarsak ; Buharin kulakları ve savaşı hemen hemen hiç dikkate almamış, köylü ekonomi si ile sosyalizm e ulaşma hayaları kurmuştur . Şunu söyleyebiliriz ki, Buharin önderliltindeki bir SB 'nin yıkılınası için, Nazi Almanya'smın saldırması gerekmez , giderek güçlenen kulaldar bu işi yapmak için yeterli güce ulaşacaklardı ve bunu da başaracaklardı. Görüldüıtü gibi Trotski'nin de, Buharin'in de~ o dönemlerde Sovyetler 'de sosyalizmin gelişimini ~layacak nitelikte de~ildirler. O koşullarda en dol!ru adım "Büyük Yönelimle" atılmıştır. Kısaca şunu söyleyebi liriz; bugün sosyalizm in kazanımlanndan söz ediliyorsa bu büyük ölçüde "Büyük Yönelimin" sayesindedir. O halde TT'ni hazulaya n arkadaşlara şu soruyu sorabiliriz. "Büyük Yönelim" o şartlarda dogru, devrimci adım mıdır ? Yoksa başka bir yol var mıydı ? Varsa hangisidir? Trotski'n in yolu mu; Buharin'i n yolu mu? Ya da sizin keşfettiginiz yeni bir yol mu var? Biz oldugunu ve olacagını da sanmıyoruz. "Büyük Yönelirn" devrimci bir adımdu. Bu adım sosyalizmi devrimci tarzda inşa etmeyi bedeflemiştir. Hangi mantık kulakların kapitalist ekonomis inin tasfiyesini, tanının kollektifl eştirmesini ve kollektif agır sanayıinin oluşturulmasını ve o muazzam kültür seferberligini "sosyaliz min ve marksizm in do~atik ve ekonomik yorumu" olarak niteliyebilir. Halbuki inşa dönemind e sosyalist üretim ilişkileri, yukardan aşa~ıya sosyalizmin teorisi do~rultusunda, devrimci irade ile inşa edilmiştir. Aslında bu gerçekleri arkadaşlar da biliyor, anacak onlar Stalin'i reddettikleri için onun yaptıkları nı da otomatikman olumsuzluyorlar. Sorun buradadır. TT' i hazulayan arkadaşlar haklılıgına, doğuloguna bakmadan "Büyük Yönelim' i gerçekleştiren Stalin önderligindeki kanadı, di~er kanatlarla aynı kefeye koymuşlar, böylece di~er kanatlara yapıbnası gereken eleştiri ve nitelernelere bu kanadı da ortak etmişlerdir. Bunu yaparken aslında diger kanariara yakın oldukların ı anlauyorl ar. Bunun başka işaretleri de var. TT' de sosyalizm sürecinin nitelikleri belirtildil!i bir başka yerde, sonuç olarak şunlar söylenme kte: "Bu sfJreci (yani sosyalizm sürecini- M.Z.) kapitalizmin kuşatması altında tek a/ke sınırları içerisinde tamamlamak milmkibı degil." (14) Bırrada "süreci tamamlamak mümkün deJ!il"den kasıt sosyalizmin tek ülkede kesin zaferi (yani sınıfsız topluma ulaşma) ise, biz ve diger sosyalistlerin tümü de kabul ediyor. Ancak bırrada belirtilmek istenen komünist toplumun bir alt aşaması olarak sosyalizm in bir ülkede zafere yada inşası ise biz bunun mümkün olduguna inanıyoruz. Anladıl!ımız kadarıyla arkadaşların belirtmeye çahşukları bu ikincisinin, 54 ww w. ar siv ak ur d.o rg oluşturma ww w. ar siv a ku rd .o rg yani sosyalizmin tek ülkede inşası sorunudur. Evet bunu Trotski de Sovyetler'de sosyalizmin inşası döneminde söylüyordu. Şimdi arkadaşların "Büyük Yönelim"i neden olumsuzladıklan aniaşılınıyor mu? Onlar Trotski'nin görüşlerine gönül vennişlerdir. Biraz cesaretleri olsaydı bunu açıkça söyleselerdi. Bilindigi gibi "Tek ülkede sosyalizmin zaferi (inşası) mümkündür. Troısky diger noktalarda oldugu gibi bu noktada da Lenin'den ayn düşüyor. Dolayısıyle de 1928'de Stalin önderligindeki komünistlerin sosyalizmi inşaya çalışmalarına da muhalif oluyor. Peki arakadaşlar "bu süreç tek ülkede tarnarnlanmaz" derken, Lenin ile Tortsky gitarasında tercih yaptıklannı, Lenin'in yolundan degil de Trotsky'nin yolundan Ama tiklerini ilan etmiyorlar mı? Bu noktada arakadaşlanmız yollarını seçmişler. yine de bir iki sayfa sonra bu görüşleriyle çelişen şeyler söylüyorlar. TT' inde Kürdistan halkının kurtuluş mücadelesi ile ilgili şunlar söyleniyor. "Kürdistan halkı, yabancı egemenleri /Ja§ından atıp yerli efendileri lıa§ına getirmek için degil, sömilrasllz, özgür ve mutlu )'IJ§amak için kurtuluş saVIJ§ı veriyor. Böylesi bir gelecek de kapitalizm ve prekapitalisı ilişkilerin tasfiyesi ve sosyalisıtoplumsal yapının ill§ası ile olanaklıdır."(l6) "Sosyalist toplumsal yapının inşası" (arakadaşlann "sosyalizm sürecinin ıarnarn­ ve lanması"ndan anlatmak istedikleri bu olsa gerek.) kapitalizmin kuşatması altmda üzerindeki dünya in kapitalizm biz del!ilse Mümkün Kürdistan'da mümkün müdür? egemenliginin kalkmasını mı bekleyecel!iz? Siz gerçekten Kürt halkını bu kadar uzak bir gelecel!e inandırabilir misiniz; ve bu uguıda savaştırabilirmisiniz? Bence bizim en saf insanımız bile size şu soruyu soracakur. "Peki dünyada kapitalizmin kuşatması kalktıktan sonra; bizim "sosyalist toplumsal yapının inşası" diye bir sorunumuz olacak mıdır?" Işte size pratik, pratik oldugu kadar da "yeni" bir soru. Haydi bu soruyu cevaplayın. Bulıarin için "dogmatik" ve "ekonomist" denilebilir. Trotsky için "dogmatik" denilebilir. Ama bu nitelendirmeler "Büyük Yönelim"e yapılabilir mi? Arkadaşlar olarak yapıyorsa bunun nedenlerini ortaya koymalı ve alternatif adımı net açıklamalıdır.Yada bu eleştirilerini geri almalıdırlar. Gerek Sovyetler'in bugünkü durumunu açıklama, gerekse deneyimlerden dersler çıkarmak açısından, Sovyetler'de sosyalizmin kuruluş sürecini anlattık. Şimdi kuruluştan günümüze kadar ki 70 yıllık süreci kapsadıl!t farklı aşamaları belirterek özetieye!im. Bizce 70 yıllık sosyalizm tarihi şu aşamalanlan geçmiştir. 1- Savaş komünizmi dönemi (1917-1921): Bu dönemde askeri mücadele ön plandadır. Kazanılan mevzileri savunma ve saglamlaşurma temel politik görevdir. Henüz ekonomik alana girilmemiştir. 55 2- NEP dönemi (1921-1929): Gerek savaş komünizmi gerekse NEP döneminde iktidar proletaryanın elinde olmakla birlikte henüz sosyaüst ekonomi ve toplumdan balısedilemez. Toplumda hala kapitalist üretim ilişkileri egemendir. NEP döneminde bu ilişkiler geçici olarak dahada gelişmiştir. S- Ikinci tanını Kuruluş rd .o rg 3- Birinci Kuruluş (yada Büyük Yönelim) dönemi (1929-1934): Bu dönemde sosyalizm temel hatlanyla inşa edilmiştir. Bu dönemi öneminden dolayı geniş olarak anlattık. 4- 2. Dünya Savaşı dönemi (1939-1945): Bu aşamada ise sosyaüst yurdun savunulması temel gürevdir. Bunun için ber yönden başta askeri mücadele olmak üzere, politik ve ekonomik mücadele en şiddetli düzeyde yürütülmüş ve zafer kazanılmıştır. dönemi (1945-1956): 2. Dünya savaşı Sovyetler'de sanayi ve dahada önemlisi insan gücünü önemli ölçüde ku ıabrip etmiştir. Savaştan sonra kaybedilenlerin yeniden üretilmesi, sosyalizmin tüm kurumlan ile yeniden oıurıul­ ması daha dogrusu saglamlaştınlması bu dönemle gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. ww w. ar siv a 6- Sosyalizmin Frenlenmesi (Reviziyonizmin gelişim) dönemi (1956günümüze kadar) : İlk beş dönem sosyalizmin kuruluşu ve sosyalisı yürüyüş dönemidir. Stalin'in ölümü ve partinin Kuruşçev IdigiDin insiyatifi ele geçmesiyle sosyalist yürüyüş devrimci rolasından sapmalar göstermiş ve ilerleme frenlenmeye başlamıştır. Biz 6. dönemin başlangıcını bir dönüşüm noktası olarak alıyoruz. Yukarda dönüşüm noktası olarak Lenin'in ölümünü almanın yanlış oldugunu belirttik. Çünkü Lenin'in ölümünden sonra da (eksiklikleri de olsa) Lenin'in politikalan uygulanmıştır. Yani ilkesel anlamda bir politik dönüşüm yoktur. Ancak inceledigimizde görülecektir ki, Stalin 'in ölümü ve Kuruşçev kliginin insiyatifi ele geçirmesiyle SB 'nde ilkesel politik sapmalar başlamıştır. Bu sapmalar 30 yıldan fazla sürecek bir dönemin, yani sosyalizmin femlenmesi döneminin temel ıaşlaruu oluşturdular. Bu konuya girmeden, yaklaşunda izlenen yöntemle ilgili bir kaç şeye deginmeyi yararlı görüyoruz. Tarihe sözde "diyalektik' yöntem, "materyalist" anlayışla bakUklarını söyleyen bazı arkadaşlar, şöyle diyorlar: "Bir sürecin niteligi birden bire degişmez, degişen önceki aşantalardan başlar. O halde Kuruşçev dönemi olumsuz bir nitelige sahipse bu Stalin döneminin ürünüdür. Eleştirmemiz gereken Stalin dönemi hatta Lenin dönemidir." Dogru, degişimin temeleri önceki aşamada yer alır. Ama Stalin döneminde olumsuz dönüşümlerin temelleri oldugu gibi, olumlu gelişmelerin olanaklan da vardır ve bunlar çok daha fazladır. Diyelim ki, Stalin'den sonra daha iyi bir önderlik oluşm ve Stalin döneminin olumsuzlnklarııu reddedip olumlu yanlannı geliştirdi, sosyalizmi dahada mükemmelleştirdi. Bu mümkün degil miydi? Stalin'den sonraki komünistler 56 ak ur d.o rg tersi oldu. Stalin'den sonra bunu sal!;lıyamazmıydı? Sa!ılıyabilirlerdi, ama durum g(l(ürmek yerine yanlışlar geri bir önderlik oluştu; sosyalizmin kazaınıınlannı ileriye masına varan süreci başlaDı. üzerine politikalar inşa etti ve sosyalist gelişmenin tıkan i tutnırmuş, sosyalist bir Stalin önderli!ıi, hatalan olsa da belli bir gelişme düzey indir. Stalin ancak kendi listler sosya ülke yaratmıştır. Bundan sonra sorumluluk dil!;er dönernindeki hatalardan sorumlu tutulabilir. dışta ve içte sosylaizme 1929 yılında sosyalizm diye birşey yokken, üstelik edilebiliniyor da, 2. Dünya savaşını düşman o kadar güç varken sosyalizm inşa e sosyalizm geliştirilemiyor. Nerede kazanmış, ekonomisini inşa etmiş bir ülked devrimci eylem, nerede devrimci teori? minin Çar Petto' nun eseri oldul!;unu Başka açıdan bakarsak: Birileri de Ekim Devri aydı Rusya'da devrim olmazdı. O olmas söyliyebilir. Evet belki de Çar'ın reformlan mı yükliyelim? Işte diyalekti!\in Çar'a halde biz Ekim Devriminin sorumlulul!;unu mekanik yorumu budur. ve esas yanlarını anlatmış "Büyük Yönelim"i anlatırken Stalin döneminin olumlu riz. Bize göre bu hatalar olduk. Şimdi de o dönernin bazı hatalı yanlarını açıklayabili temel eksen dol!;rudur. Ancak o sürecin niıelil!;ini belirlemiyor. Ve o dönernde izlenen r vardır. Bu hatalan şöyle gelecek acısından olumsuz sonuçlar dol!;urahilecek hatala sıralıyabiliriz. ww w. ar siv a savaşı döneminde halkın 1- Gerek sosyalizmin inşası döneminde gerekse 2. Düny Partinin fiili ve ideolojik tür. ülmüş yürüt ile tifi yönetimi partinin merkezi insiya kle halkı yeni yönelimlere sevk öııcillül!;ü elbette bu dönemlerde çok önemlidir. özelli list kültürle biçimlenmemiş eune açısından bu gereklidir. Çünkü halk henüz sosya ecek bir nitelige sahip degildir. Ancak 2. dolayısıyla tam olarak kendi kendisini yöner belli bir politik ve ideolojik Dilnya savaşından sonra durum del!;işmiştir. Halk artık dalı yönetimini, gittikçe yetkinlil!e ulaşmıştır. Bu durumda partinin merkezi kuman bir yönetime, yani halkın kendi kendihalkın kendi örgütlerine dayanan, demokratik Ne ki bu sa!\lananmamışur. sini yönettiili bir biçime dol!;ru geliştirmek gerekirdi. , bırakın halkın önüne yeni Daha sonra iş başına gelen Kuruşçevci bürokratlar duruma gelmiştir. Bunu yagörevler koymayı onların özgür girişimini engeleyecek prestijini kullanmışlardır. parken de partinin önceden kazandıJ!ı yöntem tekelini ve lik kampanyası sorumsuz2- 1934 'te Kirovün katledilmesiyle partide başlaulan temiz Alman ve Japon ajanları ca yürütülmüştür. Kampanya sırasında partiye sızmış ri çeşitli komplolarla yok etmişlerdir. (Beşinci kol da deniliyor) bizzat komünistle önemli rol oynamışur. Stalin Bunda deoetimsizlik, gizli polisin keyfi davranışlan da se de başarılı olmamışur. durumun olumsuzluj!unu sonradan görüp müdahale etmiş halkın da partiye olan Kampanya sonucunda parti içerisinde "güvensizlik olmuş ırken halkın ve partinin neden güveni sarsılmışur. Bu durum Kuruşçev, Stalin'e saldır sessiz kııldıJ!ıru da açıldar. 57 ww w. ar siv ak ur d.o rg 3- Diger komü nist panile ri ile ilişkilerin daha çok S. Bir!ilıi'ne göre düzen lenme si ve daha sonra ise Komü nist Enıemasyonalin ılagıb iması diger bir oluınsuzluktıır. Bu diller ülkelerde devrimci-sosyalist hareketin gelişi mine olumsuz etkide bulunm~. Ancak yineıle o dönemde panH er arası ilişkiler ıeınel de enternasyonalisı dayaııqıııaya dayaruyordu. Stalin dönem i ile ilgili saptadıgımız başlıca batala r bunlardır. Yukarıda Kuruşçev dönem inin aynı zama nda bir dönüşünı dönem i oldug unu belirbniştik. Dolayısıyla Kuru~ev dönem inin tahilli aynı zama nda bugün yönetirnde bulun an Gorb açov' un politikalarını anlamamıza da yardımcı olaca kbr. Kuruşçev dönem inde sosya lizmin Mark:sizm-Leninizınin şu ilkelerinden vaz geçilm iştir. 1- "Banş içerisinde bir arada yaşamaH ilkesi Lenin ıarafındaıı Sovy et devle ti ile diller kapitalist-emperyalist ülkele r arasındaki müca delede bir taktik olara k savun uluyordu. Bu taktik aynı zama nda dünya da emek -serm aye, empe ryaliz mle-e zilen halkla r arasındaki çelişkileri de temel alıyordu. Ancak Kuruşçev revizyonizıni, saydılıJmız temel çelişkileri inkar etti; onları n yerine "sosy alist kampla, empe ryalis t kamp arasındaki çelişkiyi" koydu. Dolayısıyla daha önce taktik bir sloga n olan "barış içinde bir arada yaşama" sloganı sıraıejik bir sloga na dönüştiL Bu da, sonuc unda günüm üzde görülen uzlaşmarun cıoııınasuıa neden oldu. 2- Yeni Sııateji ile balılantılı olarak kapitalizmden sosya lizme geçişlerin "barışçıl" yada "parla mente r" yolla olması gerekti~ kabul edildi . Bu görüş SBKP 'ye balılı dijter panile re de angaje edildi. Elbet te bu "emp eryal izm ve prole ter devri mler" çajtı tespitinin tamamen inkan demektir. Halbuki sosyalizmin dünya da kesin zaferi ve empery alist-kapitalisı sistemin ortadan kaldmiması için bajtıınlı-sömlirge ülkele rde devrim ierin olınası zorun ludur . Yoks a empe ryaliz min can damarı kesilınez. Empe ryalizm bagu nh ve sömli rge ülkeleri sömürerek güçlenecek, hatta sosya list ülkele rden daha güçlü lıale gelecektir. Balıımlı ve sömürge ülkeler emper yalizm in yedek güçleri olmaktan çıkarılınadıın emperya list-ka pitalis t sistem yıkılamaz. "~ıl" geçiş tespiti bu ilkeye darbe indirmiştir. Birço k ülkedeki komü nist partileri devrim ci olmaktan çıkmış, reform panileri baline gelmişlerdir. Empe ryaliz min bugün kü gilçlOiüitünün ve sosyalizmin bu günkü bunalınunın ıeınelinde bu durum yatar. 3- Kitlel erin kendi örgüt lerini yarab Dalan ve yönet ime katılmalan önlenmiş, bürolaıısi paniy e ve devle te egem en olın ~. Halka sosya lizmin yeni hedefleritti göste recek ve onları bu yolda miica deley e sevk edece k somu t devri mci politi kalar üretilmedijti için halkın desıelıi kaybedilmiştir. Bu durumun vardılıJ nokta Gorba çovcu luklur . Frenle nen sosya lizmin gelqm esi tamame n yavaşlamış ve bugün neredeyse durm a noktasına gelmiştir. Kuruşçev ıaıafıııdan başlaiılan emperyalizmle uziaşıııa dönemi bugün daha da oJguııJaşnıış. emperyalist-kapitalist sistem le eniegrasiyon aşamasına ulaşnuŞbr. Dün sınıf miica delesi 58 reddedilmiyordu. Bugün açıkça reddediliyor. Dün kapitalistleşmeden, özel r mülkiyeuen bahsedilıniyordu, bugün kapitalist özel mülkiyete geçiş için pro~la inkanna tümden oiUŞlUl1lluyor. "Yeni Düşünce" adı altında Marksizm-Leninizm'in dayanan görüşler savunuluyor. Iyi incelenirse GorbaçovculuJ!un, Kuruşçev revizyonizminin gelişmiş şekli olduJ!u görülür. Peki TI'ni hazırlayan arkadaşlarırnız Gorbaçov politikaları için ne diyor? Onları dinleyelim: ni dogurmadıgı "Geçmiş uygulamaların iflas etiil/i ve sosyalist mülkiyet ilişkileri mülkiyet sosyalist ise ortadadır, Bugün yenilenme temelinde getirilen uygulamaların n bugünde daha ların ilişldlerine göt/lrecegi kanıtlanmış del/il, haua kimi uygulama uygubu ne leri sosyalist ll bile ciddi zaaf ve tehlikeleri belirmiş bulunuyor. K/lrdislil k nede körü körüne onları lamaları peşin yargı ik "kapitalizme göt/lr/lr" diye reddetme benimsernek durwnundadır." (1 7) ak ur d.o rg açıkça ww w. ar siv Evet arkadaşlarırnız geçmişi çok rahatlıkla yargılayıp nitelendinnelerde bulunabiliyorlar, ama bazı yerlerde ise işi "bilimsellil!e" vuruyorlar. Kesin şeyler söylemiyorlar. Hem de kendi gözleri önünde olan olaylar için bunlan söylüyorlar. "bugünkü uyguAılaıdaşlar diyorlar ki; "geçmiş iflas etti" (bundan eminler), ancak üretim araçları deJ!il; belli lamaların nereye götürecel!i belli del!il." Nasıl kapitalizme bunlar hala or, unutuluy özelleştirilmeye çalışılıyor, dünya devrimi kapitaliztür "bir ri Sovyetle alarm götürür diyemiyorsunuz. Ligaçev bile bu uygulam rin kesin Sovyetle anda şu m; me götürecel!ini" söylüyor. Öncelikle şunu belirıeli alist anti-sosy ar politikal bu Ancak oruz. olarak kapitalist bir ülke olacaj!ını söylemiy tkapitalis ilerde SB ederse, devam maya niteliktedir. Ve bu politikalar uygulan cesasöyleme gerçeJ!i bu arımız arkadaşl leşecektir. Bu açık bir gerçektir. Ne yazık ki, reti gösteremiyorlar. Anlaşılan hala eski baj!ımlılıklarmdan kunularnamışlar. Her . sosyalistin görevi bu politikaların anti-sosyalist niteliJ!ini açıj!a vurmak olmalıdır olunur. destek izıne reviziyon rnak, Yoksa kaçamak cevaplarta işi savsakla Sonuç olarak: sosyalizmin evrensel birikimlerine sırt çevirerek sosyalist bir parti çekim alanına girdilli oluşıurulamaz. Bugün dünya sosyalist hareketin sa)! dalganın güçleri tam bir gödümlü SBKP bir gerçektir. Bu sal! dalga kimi ülkelerdeki eski ndan" dolayı ne ya)!ması kar da)!lara uçuruma savuruyor. Bazı güçler ise "gOveııdikleri lar ancak ikiçalışıyor ya uydurma ayak yapocaklanm şaşırmışlar. Onlarda sa)! dalgaya " bir "uıangaç onlar ki, r dolayıdı n ricikliler ve kafaları net dej!il. Işte bu durumda açıkça işi bi gibi i öncüiler dalganın Sa)! tavırla Marksizm-Leninizm'i reddediyorlar. erini yadsıyorlar. yapmıyorlar. Sosyalizmin temel ilkelerini ve tarihsel birikimil TI'nde sosyalizmin tarihine sahiplenme ve özümseme ıavn ile yaklaşılınamıştır. Tersine yadsıma ve inkarcılık yapılmıştır. Bnda "yenilikçi" görünmek içindir. TI'nde "Marksizmin yenilenmesi" iddiası vardır, ama ne yazık ki, yenilerken çok ileri gidip i ortada ne Marksizm. ne Leninizm, ne de sosyalizm bırakılmıştır. Bizce sosyalizm 59 ancak; Marksizm-Leninizmin temel ilkelerine sahip çıkılırsa geliştirilebilir. Çünkü tarihi birikimi olmayan bir şeyin gelecej!i de olmaz. 2- Nasıl Bir Gelecek Ya Da Nasıl Bir Sosyalizm? Çai!ımızda ww w. ar siv ak ur d.o rg gelecek sorunu hep sosyalizmi çal!nşıumıştır. Bugünkü olumsuz dünya aımosferi bile bu ç$mı del!iştirmemiştir. Sosyalizm hala halkın umudu ve hala kurtuluşun yoludur. Eski çalılardan beri, mutsuz ve ezilen insanlar, kötü yaşama koşullarını düzelıecek, mutlulul!u ve refahı sal!layacak bir toplumun düşünü kurmuşlardır. Dol!a ve ıoplum bilimlerinin gelişmedilli bu dönemlerde, din ezilen insanlara bu konuda umut ya da "mutlu gelecel!in" müjdesini vermiştir. Dindeki "Cennet" kavramı bu tür bir isteme cevap verir. Ama çogu kez umutlarını tüketen ezilenler "dil!er dünyadaki cenneti" beklemek yerine bu dünyada cenneti yaralmaya girişmişlerdir. Kürtlerin atalannın Demirci Kawa önderlij!indeki ayaklanması, Romalı kölelerin Sparuıküs önderlil!indeki isyanı, Şeyh Bedrettin isyanı ve daha birçok köylü isyanlan. Bu tarihler insan iradesinin sürece müdahalesinin ve insanın tarihi yarauna mücadelesinin bazı tepe noktalarını gösterirler. Ne yazık ki, eskiden insanların elinde ıoplumun işleyiş yasalannı açıklayacak ve bu yasalar insaniann çıkarlan dollrultusunda düzenlenmesini saglayaeak bilimsel bilgi birikimi yoktu. Bu dol!aldı, çünkü ıoplumun maddi üretim şartlan geriydi, buna balılı olarak dojla ve !Oplum bilimleri de geri idi. Insanlar yaşamlarında iki yönlü bir mücadele yürütürler. Birincisi, dolla ile olıın mücadeledir. Bu mücadelede insanlar pozitif (dol!a) bilimlerinin yol göstericilil!inde hareket ederler. Bu sayededir ki insanlar bugün neredeyse dojlaya egemen olmuşlardır. Ancak henüz tam olarak dol!al engelin aşıldıl!ını söylemek mümkün del!ildir. İkincisi, mücadele bizzat insanlar arasındadır. Ancak bu, bire bir insanların arasında olan mücadele den çok, toplumsa l yaşarnda biribirnd en farklılaşan insanların oluşturdukları sınıflar arasındaki mücadele olarak görülür. lşte bu mücadele nin çözümü içinde insanlar toplumsal bilimleri lrullanmak durumundadırlar. "Toplumsal olarak etkide bulunan güçler,tıpkı doga güçleri gibi etkide bulwwrlar: ve hesaba katmadıgunız sarece, kör, zorlu, yıkıcı güçler olarak. Ama bir kez onları tanıdıktan, çall§an. yön ve etkilerini bir kez kavradıktan sonra, onları gitgide kendi irademize baglamak, ve onlar sayesinde erek/erim ize eripnek sadece bize bag/ıdır." (18) onları ıanımadıgımu Ne yazık ki, insanlıl!ın gelişmesinin engellenmesinde bugün, dol!al engelden çok engeller rol oynuyor. Toplumdaki egemen sınıflar üretim araçlannın mülkiyetini ellerinde tuttuklan için emekçilerin anı-emej!ine el koyarlar ve bu sayede 60 ıoplumsal ww w. ar siv ak ur d.o rg egemenlik kurar· elde ettikleri ekonomik-siyasal üstünlükle emekçi sınıflar üzerinde hep bu egemen elesi mücad ne lar. Emekçilerin kendi yaşını kuşullannı düzelu yoksulluk sınıflar i emekç de kesitin bir sınıflan karşısında bulmuştur. Tarihin uzun bolluk insan avuç bir p mensu am ve sefalet içerisinde yaşarken, egemen sınıfl n yapını sal toplum olan var nler içerisinde yaşıyor. Do!lal olarakıa, bu egeme ve cak çıkara orıaya leri gerçek de!lişmemesinden yanadırlar. Bunun yolu da en başta; mekten geçer. çözilm yollan gösterecek olan ıoplumsal bilimlerin gelişmesini engelle şırlar, ıoplu­ tutucula nler egeme cü Var olan haksız konumu korumaya çalışan sömürü bu engeller bütün Ancak urlar. mun ve insanlı!lın gelişmesi önünde engel oluştur aşılır. dan insanlı!lın ileriye do!lru olan önlenemez yürüyiişll ıarafın özgür gelişme evresine girmelosanlık henüz ''lıasıalıklı gelişme" evresini bitirip list toplumdur. özel miştir. "Hasıalıklı gelişme" evresinin son aşıması kapila ist toplumda da mülkiyete dayanan diller sınıflı ıoplumlarda oldu!lu gibi kapiıal insaniann savaşımını yöalendiren "insanın", insanla savaşımı vardır. Ancak bu kez si, kapitalist bir güç vardır.O güç bilimsel sosyalizmdir. Bilimsel sosyalizm düşünce ) letarya mücadelesinin bilimsel ana· ıoplumdaki sunflar müeadelesiıün (burjuvazi-pro i!lin, sömürünün lizinden çıkmıştır. Bu düşünce kapilalist toplumdaki eşitsizl eki özel mülkiyeti olduııııou kaynal!ının burjuva sınıfının üretim araçla n üzerind uşun yolunu teSpit etmiş, ve aynı zamanda bu sömilrüden ve eşitsizlikten kurtul proletaryanın kurtuluşu sosyagllstermiştir. Bilimsel sosyalizme göre insanlıl!ın ve lizm ve onun bir üst aşaması olan komünizmdedir. bilimsel dünya · Ça!lımız insanı eski çag insanianna göre daha üstün kılan şey, maddi yaşam un toplum da; bu ki görüşünün bu denli gelişmiş olmasıdır. Elbette ~annın gelişmesinin bir sonucudur. hizmet bulmak Kapitalist toplumda, proleıaryanın elinden çıkmamış bir mal veya alan ve toplum mümkün de!llldir. Buna ra!lmen ıoplumsal zenginliklerden en az pay Jiı ve eşitsiziilli yönetiminde en az söz sahibi olanda yine işçilerdir. Bu açık haksızlı r. önlem alıyorla işçiler gibi kapitalistler de görüyorlar ve bona göre ümünü engellemek, bu çabalan dönüş ci Kapitalistler toplumun hertürlü devrim n egemen sınıf konumunu ra!lme iiı;e zorla bastırmak ve açık haksızlıiı;a, eşitsizl kullanırlar.lşçiler ve diller devleti olan biçimi sürdürmek için zorun bir örgütlenmiş klannda en başta devleti çalıştı rmeye gelişti emekçiler de toplumu de!liştirmeye, an şeyde devlettir. Eloldukl a zorund irmek karşısında görürler. Bu nedenle ilk del!işı yani parti aracılıl!ı örgüt politik bir ancak eleyi bette işçi sınıfı devlete karşı mücad programı olmayan politik bir açık ş, enmemi ile yürülebilir. Bir sınıf partisinde örgütl ist toplumdaki kapiıal zm, sosyali el Bilims az. işçi sınıfı kendi iktidannı da kuram yor: gösteri yolu çelişkilerin çözümü konusunda işçilere şu ını ele geçirir, ve bu iktidar "Çeliıkilerin çözümü: Proletarya, kamu iktidar kamu mülktyeti geregince, burjuvazinin elinden kaçan toplumsal aretim araçlarını. 61 ur d.o rg haline dö~tiirür. Bu eylem aracıyla, proletarya, üretim araçlarını daha (}nceki sermaye niteliklerinden kurtaru, ve onların toplumsal niteliklerine, kendilerinlluUJ ul ettirme yolunda tam bir (Jzgürlük verir. Oneeden belirlenmiş bir pltıiiiJ gtJre toplumsal bir üretim, bundan böyle olanak/ulu. Üretimin gelişmesi. çeşitli toplumsal sınifların bundan My/e varlıgını bir çagdışı/ık (anach ronism e) haline getirir. Toplumsal firetimdeki tıiiiJrşi ortadDn kalktıgı tJ/çiide, devletin siyasal yetkisi (autori te) uykuya dalar. Sonunda toplum halindeki kendi (Jz yaşama biçiminin efendis i olan insanlar. böylece, doganın da. kendilerinin de efendisi haline ge/ir, (Jzgiirleşir. Bu, dilliyayı kurtarma işinin üstesinden gelmek: ~te modern proletaryanın tarihsel gtJrevi. Bu işin tarihsel ko§ullarım, ve bu yoldan içyüzünil derinligine incelem ek, ve böylece bugün ezilen sınıf olan bu işi gtJrmelde g(Jrevli sınıfa, kendi (Jz işinin ko§ulları ve içyüzil üzerine bilinç vermek: iıte peolete r hareketin teorik ifadesi olan bilimsel sosyalizmin gtJrevi." (19) Proleıaryanın yeni bir toplum biçimi kunnası ya da üretim araçlannın mülkiyetini toplumsallaştırması için öncelik le burjuva zinin iktidarı nı yıkması onun yerine kendi iktidannı geçinne si gerekir. Sosyali st toplum ancak bu temel Marx'ın deyimi yle " ... sosyalizm, devrimsiz üzerinde yükselebilir. gerçelcleıtirilemez. Marx'ın ak Onun. bu politik eyleme gereksinmesi vardu, çünkil eski rejimi yıkması ve devirmesi gerekir ." (20) belirtilli bu devrim sosyalist devrimdir. ww w. ar siv Dar anlamıyla devrim; iktidann bir sınıftan diger bir sınıfa geçmesidir. Proleıarya iktidan ele geçirdiginde, onu parçalar yerine kendi devletini geçirir. Bu devlet aracılıgı ile yeni bir toplumun yani sosyalizmin örgütle nmesi işine girişir. Sosyali st toplum -. da henüz sınıflar onadan kaldınlmadıgı için, aynca da burjuva sınıfın, dünya kapitalist sistemi nce desteldenen karşı devrim çalışnıalan var oldugınıdan, prolete r devlet zorunlu olarak var olacakbr. Ancak Engels 'in son alınnsında da belirtıill i gibi: "Toplumsa l sınıfların varlıgının çalıdışılık baline gelmes i ve toplum sal üretimd eki anarşinin bitmesi oranında devletin siyasi yönü uykuya dalar !" Bu durum sosyalizmin olgunlaşmasının ve komüni zme geçişin üadesid ir. Komün ist toplum da sınıflar olınadıgı için devlette olmaya cakbr. Elbette bu aşamaya ulaşmak için uzun bir süreç yaşaııacakbr. Sosyali st toplum ; kapitali zmden komun izme geçişi saglaya n bir ara toplum sal biçimdi r. Bu toplum da proleıarya devletin in komüni zmin kuruluşunda özel bir rolü vardır. "Kapitalist toplum ile kamiln/st toplum arasında, biriaden (Jtekine devrim yolu ile geç~ dönemi yer alu. Buna bir siyasal geçi§ dönemi teluUJill eder ki. burada, devlet, proletaryanın devrimci diJctalljr/ü/fünden başka birşey olamaz." (21) Sosyali zmin kuruluş mücade lesinde ; sınıf-parti-devrim ve proleıa rya iktidan ilişkisini bir benzetm e yolu ile şu şekilde anlaıabiliriz. 62 rd .o rg Kapitalist toplumu, özel mlllldyet uru ıaşıyan bir hasta olarak ele alırsak. Cerrah; komünist partide örgütlenmiş işçi sınıfı, Devrim; cerrahın uru söküp atmak için gerçekleştirdiAi operasyon ya da ameliyatsa, proletaryanın devrimci diktatörlügiide; hastahRıo nüks etmemesi ve hastanın tamamen iyileşmesi için baş vuru1an tedavi önlemleridir. Buraya kadar anlauklanmızı özetlersek; sosyalist toplumun kuruluşu ve komUnizme ulaşması için proletaryanın yapması gereken temel görevler şunlardır. 1- Siyasi iktidarın ele geçirilmesi yerine proletaryannı devrimci dil<tatırlügii demek olan proletarya iktidaruno geçirilmesi. Emekçiler için tam demokrasinin saglanınası. 2- Kapitalist özel mülkiyelin kaldınlması yerine üretim araçlan Uzerinde kamu siv a dayamşmanm saJlanması. ku mülkiyetinin kurulması ve tarımın ko1lektifleştirilmesi. 3- Kurucuklukta proletarya partisinin öncülügünün fıilen saRianması. 4- Ekonominin planlanması aynca ekmıominin ve teknolojinin halkın refahını artıracak şekilde sürekli olarak geliştirilmesi. 5- Halkın ideolojik-kültürel olarak yetkinleştirilmesi. 6- Dünya işçi sınıfı ve diger sosyalist- devrimci hareketleri ile enıarnasyonalist w. ar Sosyalizm; sınıfsal sömOrüyü ve baskıyı, uluslar arasmda sömürge tıaııımJılıJını ve diger elemenlik ilişkilerini lıemen hemen tamamen ortadan kaldım. özel mlllldyette, büyük oranda ortadan kalkbii için insanlar arasmda rakabet ve dllşıııan1ık yerine dayanışma ve sevgi balianna bırakır. özel uygulamalan ne olursa olsun bilim; toplum yaşamında yukarda belirtilen nitelik delişimler olduRıoıda insaniann yaşammda da olumlu yönde zoomlu delişimierin oldulunu bize göstermiştir. Yukarda genel haılarıyla belirniAioıiz Bilimsel Sosyalizmin temel görüşleri tüm ülkeler için ~. Ancak bu temel ilkelerin yanmda buzı ülkeler için geçerli olan öZgül buzı sorunlar ve çözilm yollan vardır. Kllıdisıan'm da böyle bir öZgülü vardır. ülkedir. Toplumsal yapısı kapitalist bir hayli geridir. Emperyalist düzeyi olmakla bilrikte KOnlistandaki kapitalizmin büyük olur. Bu durumda derece son metropollerle kıyaslandıRında aradaki fark da sosyalist devrimin (ya sallanması geçişin Kürdistan'd a sosyalizme Bu ön adım Ulusal vardır. adım ön bir gerçekleştirilmesi) için abiması gereken ideolojik-po litiktoplumun için inşası Demokratik Devrim'dir. Sosyalizmin gerekir. Sömürge olması düzeyinde gelişmişlik bir belli ekonomik ve kültürel olarak direk sosyalizme n olınadıgında mUmklln koşullarmda toplumun özgür gelişimi toplum bir sömürge durumda Bo olur. zor ı oluşturulmas geçişin ön koşullarının öncelikle bagımsız ve demokratik bir yapıya kavuştıırulnıalıd. Çünkü "demokrasi olmadau sosyalizm olamaz." Her iki devrim de kurtuluş sürecinin iki bileşimidir. UDD sosyalist devrimin ww KOıdistan dört parçaya bölünmllş sömürge bir 63 yolunu açar. Ancak UDD'in kesintisiz şekilde sosyalist devrime dönüşmesi için, propartisi aracılıltı ile UDD'e önderlik etmesi ve doj!ru hedefler göstermesi zorunludur. Bize göre Marksizm-Leniniznıin sosyalizm ve devrim konusundaki genel dogrulan letaryanın bunlardır. Yadsıyor. rd .o T.Tezleri Marksizm'i de göıiişlerle karşılaştıralım. rg Şimdi T.T'nde ileri sflrillen bazı görüşleri yukardaki Bakabm T.T, M-L ekseninin neresinde yer alıyor. ww w. ar siv a ku Demokrasi ayın zamanda diktatörlük demektir. Bu diyalektik yöntemin devrimcilere politik alanda kazandırdıltı en önemli bulgulardan biridir. Sınıflı toplumlarda, egemen sınıf hem ekonominin hem de iktidann kontrölünü elinde tutar. Kapitalist toplumlarda da durum ayuıdır. Sermayedarlar hem ekonomik hem de siyasi olarak toplumun efendisidirler. Kapitalizmin en çok geliştigi ABD'de bile helediye başkanından, valisine, senatör'ünden başbakanına kadar tüm devlet görevlileri ve yerel yöneticiler büyük sermaye sahibi tekellerin izni ve desıegi olmadan seçilmezler. Bu ülkede sıradan bir işçinin hatta işçi sendikasının veya partisinin seçimlerde bir adayı seçıirme olasalıl!ı hemen hemen yoktur. Burjuvazinin bütün gizleme çabalarına ve demogojilerine karşın, burjuva diktatörlügo TC' de çok daha çarpıcı olarak görülebilir. Tekeller istedikleri zaman darbe yaptınp anayasayı askıya alabiliyorlar ve emekçilerin tüm demokratik haklanru ellerinden alabiliyorlar. Aynca parası olmayanın milletvekili seçilmesi mümkün olmaz, seçilen milletvekilleri ise seçmeni degil kendi ceplerini düşünürler. Özal dönemi ile birlikte, devlet yönetiminde ve parlamentoda dönen dolaplar ve sahnelenen çirkin oyunlar açıktan açıl!a ve büyük bir pişkinlikle yüıiitülür hale geldi. TC' de ne halk iradesini yansıtacak bir parlemaoto seçebiliyor, ne de halk seçilen parlamentoyu ve hükümeti denetleyebiliyor. Seçilen bir avuç bürokral tekellerle işbirligi içerisinde halkı takmadan istedikleri dolabı çevirebiliyorlar. TC iktidan bize, burjuva demokrasisinin aslında burjuvazi için demokrasi, proletarya ve diger emekçiler için diktatörlük oldugunu gösteriyor. Sıradan bir sosyalistin bildili (ya da bilmesi gerekli) bu bilgileri neden tekrarlıyoruz? Şu nedenle; T.T'nde UDD'den sonra sosyalizme oradan da komünizme geçiş sorunu konulurken ne yazık ki Marksizm-Leninizmin sosyalizm kuruculugu üzerine ortaya koydugu ilkeler dikkate alınmıyor ve yadsınıyor. T.T'nde sosyalizm ve komünizme geçiş üzerine şunlar söyleniyor. "Kürdistan sosyaüst partisi bagımsız demokraıik Kürdistan Cumhuriyeti" nin kıuul­ masından sonra sosyalizme; oradanda sıntfsız topluma geçişin uzun ve karmaşık bir 64 bulundıvmaktadu." ur d.o rg sürecin barışçıl ve ikna temesüreci kapsayacagının bilincindedir. Sosyalist parti bu lizm karşıtı iç ve uluslararası linde bir geçiş süreci olmasını 6ngürmekte fokal sosya tıkamak için şiddete, iç ve dış slJmürücü güçlerin sosyalizme barışçıl geçişin lJnünii etmemektedir. Sosyalist parti kompololara başvurabilecegi varsayımını gözardı er bu sürecin ne oranda iknaya dayanan barışçıl geçiş sürecini öngürmekle berab ter kazanıp kazanmoyacagının sosyalizm barışçıl ya da şiddete dayanan bir karek rince belirlenecegi gerçegini de goz önünde karşıtı iç ve dış güçlerin tutum ve güçle (22) çok olarak belirtebiliriz: Emperyalist-kapitalist sistem hala kesin şunu öncelilde ww w. ar siv ak zor ve anti-sosyalist komplolar güçlü oldu~ dünyamızda; her zaman karşı-devrimci ararası alanda saltanatını ulusl de var olacakur. Burjuvazinin hem ulusal hem Bu gerçegi tespit eunek ktir. gerçe bir ce!i açık kolaylıkla ve barışçıl yolla devreımeye gerçeJ!i, "varsayım" bu T.T ki için kahin olmaya gerek yoktur. Ancak ne yazık imci zoruna ve re-devr karşı in vazin düzeyine indirgiyor. Bu iııdirgeme aslında; burju an Proletarya taşıy öJ!esi zor bir storasyon çalışmalarına karşı, dol!al olarak diktatörlül!ü arya prolet de T.T'n de kte Gerçe diktaıörl~ün reddedilmesinin kılıfıdır. ya da krasi" demo alist "sosy de yerler bazı kavramı hiç geçmez. Ancak arkadaşlar mların nasıl bir devlet ya da "sosyalist devlet" kavarnlannı kullanıyorlar. Fakat kavra demokrasinin aynı zamanda rda Yuka k. amadı nasıl bir demokrasi içerdikleriııi anlay list demokrasi dedil!irniz sosya da tarya diktatörlük oldugunu belirttik. Ayrıca da prole vazi için diktatörlük burju ama krasi demo şeyin; proletarya ve emekçiler için oldullunuda biliyoruz. e geçiş sürecinde devletin Daha da önemlisi; Marx; "Kapitalizmden, komünizm unu önemle belirtiyor. niteliginin proleteryanın devrimci diktaııırlüllü" oldul! ya da "sosyalist devlet" ne O halde arkadaşların belirtıilli "sosyalist demokrasi" vardır: Zordan, diktatörlükten anlam taŞıyor? Bunun tek ve kesin bir cevabı ya da devlet, boş bir ütopyadan başka birşey arındmlınış bir sosyalist demokrasi aydınlar için (hele hele sosyalist del!ildir. Burjuva toplumunun acı gerçegini yaşayan ötede çok zararlıdır. aydınlar için) bu Uropya çok lüks, ondan i kalkılarını anlaurken Marx, bir mektubunda ekonomik-politik alanında kend şunları söylüyor: gımn, firetirnin tarih· "Benim yeni olarak yaptıtım şey: 1) sınıfların varlı en der Produktion) başka sel gelişme evrelerinden (Historische Entwikclungspas zorunlu olarak proletarya bir şeye baglı olmadıgını; 2) sınıflar savaşımının bu diktatöryanın kendisinin de b/Jtfin diktatöryasına götfi rdag anfi; 3) ve sınıfsız bir toplumun kurulmasına sınıfların ortadan kalkmasına tanıılamak oldu..." (23) geçişten başka birşey oluşturmadıgını ımının kabulünü. proletarya Lenin bu sözleri şöyle yorumlar: "Sınıflar savaş kişi bir marksisttir ancak." (24) dilcıaıöryasının kabulüne dek genişleten 65 Sosya lizm adına harek et ettij!ini söyley en ve hatta Marks izm-L eninin zmi geliştirme iddiasıyla ortaya çıkıp prolet arya diktatörlüj!ünü redde denler bir iş yaptıklannı sanıyariarsa aldanıyorlar. Çünkü : Prolet arya diktat örlügü sınıflar mücadelesinin, kısaca insan yaşamının bir gerçej!idir. Buna halılı olarak taM-L 'in uzlaşmacıdır. Ayrıca şunlan ütopyacı ur d.o rg temel bir ilkesidir. Bunlara ragmen prolet arya diktatörlüj!ünü reddeden M-L dej!il ve belirtmeyi yararlı görüyoruz. Sovye tler'de veya başka ülkelerde proletarya devletleri deneyimi yaşandı. Bunla nn çogunun adı prolet arya devleti oldugu halde özünde proletarya ile çok fazla ilişkileri yoktu. Bizce bu deneyimlere eleştirel bir bakış aynı zaman da prolet arya diktatörlüj!ü teoris ine de kaıkı saj!layacakur. Çünkü Marx bu teoriyi bitıniş mutlak bir formü l olarak ortaya atınadı. M-L'lerin görevi son deneyimleri gerçekten bilimsel bir gözle analiz etınek, dersler çıkanDak ve Marksizmi geliştirmektir. Bizim de SB ve diger ülkelerdeki devlet deneyimlerinde yanlış bulduj!umuz birçok nokta vardır. Kısaca bu noktalara dej!inmekte yarar var. Daha önce bOrokrasinin ne gibi zararl ar doj!urdugunu belirtmiştik. Bunun dışınd a prolet arya diktatörlül!U kavramının biraz ters yorumlandıj!ını düşünüyoruz. Evet proletarya devleti burjuvazi ye baskı uygulayacak, emekçilerle burjuvalam eşit haklar vermeyecektir, ancak çogu sosyalist ülkede burjuvaziye verilmeyen haklar, emekç ilerede verilmiyordu. Örengin; seyah at özgür lügü, ekono mik-d emokr atik hatta siyasi örgütl enme özgürlügü, basın yayın özgürlüj!ü, grev özgürlüj!ü gibi. Ne yazık ki, burjuvazi ve dış düşmanlar yararlanır diye emekç ilerde bu haklardan yararlandınlmamıştır. Bu durum emekçiler için tam demokrasi demek olan prolet er devletin özüne aykındır. Proletarya ve dij!er emekçiler hem sendikalarda ve diger demok ratik-politik platformlarda (Sovyetler gibi) tam bir örgütl enme özj!ürlüj!üne sahip olmalıdır ve devlet yönetimine bu örgütlemelerle katıliOllhdır. Sosya list ülkele rde sorun gerçe kte tek parti ya da parla ment o yoklu jlu dejlil dir. Bu sorun lar biçim seldir , Sorun un özü; başta işçi sınırı olmak üzere emek çileri n kendi sınır çıkarlarının bilinc i temelinde her türlü örgüt leme ve politi k çalışma yapab ilmes inded ir. Bilim sel sosya lizm teoris ini kılavuz edinm il bir ifçi sınırı partis i önder litind e; ber bücre si örgütlenmiş halk sosya list demo krasin in özü ve temel idir. Açıkur ki, sosyalizm kuruc ulugu öncü bir parti gerektirir. Ancak bu partinin öncülüj!ü zorla olmaz. Öncü parti fiilen öncülük görevi ni yürütür, yani kitlelerde uyandırdıj!ı güven ve otorite ile. öncü bir partinin olduj!u yerde karşı-devrimci burjuva partileri hariç dij!er sınıf partileri de olabilir. Ancak sosyal ist demokrasiyi çok partililikıe aramak boş bir çabadır. ww w. ar siv ak çeşitli 66 ur d.o rg kurumlar olacakur. Ancak Aynca sosyalist demokraside elbetıe halkı ıemsil eden de biçim olarak farklı hem öz hem nndan bu kurumlar burjuva parlamentola çlarına cevap vereihtiya günün li mode enme olmalıdır. Bu konuda Sovyetik örgütl anndan ayıran özellik elbetcek şekilde degiştirilebilir. Sovyetleri buıjuva parlameıol aynca üyelerinin istenilsı durma bulun elinde te bu kurumun yasama ve yürütmeyi digi zaman geri ç$ılmasıdır. proleter devlet biçimini Elbette her ülkedeki sosyalistler kendi şartlaona en uygun de kendi şaıtlarunıza listler seçmekte özgürdürler. Dolayısıyla biz Kürdistanlı sosya uygun olan biçimi geliştinneliyiz. PROLE3. KÜDİSTANA GEREKLİ OLAN SOSYALİST TARYA PARTİSİDİR. ww w. ar siv ak halesi ise dol!al olarak Sözkonusu olan insanın toplum yaşamına bilinçli müda müdahalenin araçlan da tartışma konusuna dahil olur. en yüksek seviyesidir. Işçi Sosyalizm kuruculugu işçi sınıfının bilinçli eyleminin büyük araç partidir. Parti bilinçli, birleşik sınıfının bu eylemi gerçekleştinnesinde en emekçiler; yeni bir dünya politik gllcün merkezleşmiş halidir. Işçi sınıfı ve diger ezlerse, politik erki elinde tutan burjuva amacı ile politik eylemlerini yönlendirm sınıfuu yenilgiye ugaraıamazlar. list mücadelenin tutarlı Sosyalizm davasının gerçek sahibi işçi sınıfı ise, sosya l köylülük. küçük(yoksu çilerin emek öncüsü de işçi sınıfı partisidir. Ancak bu diger Tam terSine en maz. doj!ur ını anlam an burjuva gibi) sosyalizmden yana ohnayacakl r. Çünkü isterle lizmi sosya de çiler emek başta yoksul köylülük olmak üzere dilter , dahası tüm insanların daha önce belirttij!imiz gibi sosyalizm tüm emekçilerin sınıfının ideolojisi? Şu işçi neden da ya i panis yarannadır. O halde neden işçi sınıfı nedenlerle; objektif olarak kollektif 1- Çünkü proletarya, özel mülkiyete sahip deltildir ve en tutarlı savunucusu lizmin sosya mülkiyetten ve sosyalizmden yanadır. Bu nedenle yansıtan, Markarını çıkarl nın işçi sınıfı olmanın ayncalıj!ına sahiptir. Dolayısıyla arın ortak insanl tüm ve sist-Leninist ideolojide aynı zamanda diJler emekçilerin çıkarlarının ifadesidir. li ve kollektif çalışma 2- Aynca modem kapitalist üretim, işçi sınıfına bilinç küçük-burjuvazi bireyselliltin çemberini alışkanhllı kazandım. Yoksul köylülük ve tif çalışma, daha doıırusu bir sınıf olma kırmaz. Bu sınıflarda egemeniere karşı kollek bilinci proletarya kadar güçlü degildir. oluşmuş bir parti Prole tarya partisi denildij!inde, saf proleterlerden lukta olmalı dahası çoltun erler prolet e düşünülmemelidir. Elbetıeki böyle bir partid 67 inanan partisi." (26) ar siv ak ur d.o rg önderlil!i ellerinde ıuunalıdırlar, ancak yinede proleıarya panisi ne her sınıftan insan girebilir. Ne ki bu insanların ortak özelli!! i; kendi sınıf çıkarl annı bir kenaııı bırakan ve proleıaryanın ideolojisini henimseyen devriınciler olmalandır. Anlattıklanmızı daba öz olarak ifade edersek; Proeleıarya panisi dedi~miz zaman bundan korkuya kapılıp "diger emekçileri neden dışlayıp, partinin sosyal tabanını daraluyorsunuz" türünden gereksiz laflar eunek yersizdir. Gerçe kte proleıarya panisi kadar "geniş" tabanı olan bir başka hareket yoktur. Muhakkak ki sosyalisı partinin hel kemigi proleıarya sınıfıdır. Ancak proleıarya toplumdan soyutlanmış degildir. Keza sosyalistler de toplumdan soyutlanrnamışlardır. Bu neden le sosyalist militanlar pani çalışmalarında, toplumun dilter kesimlerini dikkate almama zlık edemezler. Tam tersine sosyalistler diger halk kesimleri arasında da çalışırlar. Ancak bu hiç bir zaman partinin bal!nnsız sınıf karekıerini del!iştirmek anlıunına gelme z. TT' nde bu kaygılar dile getirildikıen sonra paninin sosyal tabanı hakkında şunlar Iıelirtiliyor: "Sosyalist partiyi sadece sanay i proletaryasının partis i olarak görme ulkemizdeki emek cephesinin yaramgı gerçeklerle bagdapuyor . Kfırdistan' da emek cephesinde sanayi proletai"J(JSt çok küçak bir azıniıgı ifade eder ve belki de bu cephe içinde yaşam koşulları, en iyi olan bir kesimdir. Bunların yanınd a genel hizmetlerde, tarımda ve diger alanlarda çalışanları, toprak sız ve az topraklı yoksullcilyliJleri, havancılı/da geçinen kuçak miJlkiyet sahibi köyliU eri, devlet sektörande çalqan memur/arı. ögrenci ve aydınları, agır basan yanıyl a yaşamlarını iş gaç/eriyle kazanan es~ ve zanaaıkdrlart, teknik eleman, mühen dis, akademisiyen ve bilim emekçilerini de ernegiy/e geçinen toplumsal tabakalar içinde saymak gerekir... " (25) Dikkat edilirse burada; küçük-burjuvazi de sosyalist partin in sosyal tabanı içerisinde görillmilştür. Daha ilerde açık olarak şu ifade yer alır. "... Ozlu deyimiyle Kfırdistan' ın kafa ve kol emekçilerinin bilims el sosyalizme ww w. Bilindigi üzere emekçi kavram• kendi iş gücü ile geçinen çeşitli sınıf ve kannaniçerir. Dolayısıyla, emekçi kelimesi birkaç sınıfın ortak adı olarak kullanılır. O halde arkadaşlatırnızın bize utangaça önerdikleri bir sınıf partisi degil, bir "kitle partisi" ya da bir "cephe panisi"dir. Halbuki T. T'nde önceki sayfalarda; "cephe panisi anlayı şını öne çıkanp, tüm toplum kesimlerini kucaklayan" bir partiyi savunan kesimler eleştiriliyor ve bu kesimlerin Stalin'den ilham aldıklarını ileri sürüyordu. Gerçekte Stalin'le "cephe partisi" anlayışı arasında kurulan ilişki "kel alaka"dır. Ancak TT ile "cephe panisi" anlayışı arasında belli bir paralellik oldugu açık bir gerçektir. TT' nde sanayi proleıaryasının durumunu diger emekçilerink inden iyi oldugunu Iıe­ linen vurguda sınıf panisi vurgusunu hafiflennek hatta geçers izleştirmek amacını taşıyor. Düşünceleri şudur; 'Kürdistan'da işçi sınıfına fazla güvenıneyin çünkü onun keyfi yerindedir. Siz, yoksul köylüleri, aydınları, küçük esnafa ve zanaatkarlara 68 larını y~ bakın". Halbuki işsizler ve yoksul köylüler hariç 1iim diger sosyal sınıfların 'da Kürdistan K. durum Bu iyidir. daha sıandartları sanayi proletaryasınınkinden gelişmesi min kapiıaliz 'da Kürdistan K. sosyal yapının del!işiminden kaynaklanıyor. ile birlikı.e, şehirde ve kırda insanlar emelderini satmadan geçinemez duruma geldiler. bunların sayısı Artık emeJ!inden başka bir geçim arııcı olmayan işçiler bir yana (ki rinde mevsimle belli yılın için artık milyonu aşıyor) yoksul köylülerde geçinmek w. ar siv ak ur d.o rg ücretli işçilik yapmak zorundadırlar. Bu durum köylü ekonomisinin, kapilalist metalan satın alıııakıa yetersiz kalınasından kaynaklanıyor. Çoj!unlulda bir iş bulamayan ve kendi sınırlı üretimiyle geçinmeye çalışan yoksul köylüler, işçilerden bile daha yoksul konuma düşerler. Bunda şaşılacak bir durum yoktur. Işçilerin düzenli bir ücreti vardır. Yoksul köylülük ise düzenli bir iş bulamaz üstelik köylü ekonomisi uzun zanıan alır ve verimi düşüktür. Bu durumda yoksul köylü y~ standartını daraltır ve üretim düzeyine indirir. Yoksul köylüyü işçiden de daha alt düzeyde bir yaşama yöneiten olgu budur. Bir çoj!u buna fazla dayanamaz; daha düzenli ve istikrarlı bir yaşam umuduyla şehirlere göç eder ve proleterleşir. K.K'daki işçilerin kendilerini şanslı saymalan buradan kaynaklanır. Bir yanda yoksul köy yaşarm, di!er yandan düzenli bir kazanç. Bu ildem içerisinde geçmişe dönmernek ya da işsiz kalınarnak, K. Kürdistan işçisinin başlıca arzusudur. Onu ürkek ve temkinli kılanda budur. Ancak bu belirtigirniz olgu bir geçi~ döneminin özelliJ!idir. Kapiatlizmin ve sendikagelişmesi ile ekonomi belli bir dengeye ulaşır. Işçilerde kalifiyeleşme artırır. gücünü ~ma pazarlık Bu nedenle güncel taktilder de işçilerle yoksul köylüler arasındaki farklılıgı dikkate sınıfların almalıyız. Ancak bunun stratejik alanda çok büyük etkisi olmaz. Sonuçta i arasındak sınıfı işçi e sınırlan netleşecektir. Bugün birçok anlayış; yoksul köylülüld rolünü tarihsel bu göreceli farklılaşmayı abartır ve K. işçi sınıfının kendi g~yecegini ileri sürer. Bu durum eksik bir bala~ yansıtır. ww Demok ratik-M erkeziy etçilik bölümünün ve uzmaniaşmanın ürünüdür. Bir fabrikada oldugu gibi bir partide de çeşitli alanlarda çalışan ve bu alanlarda uzman~ bölünıler her kesin olupcaktır. Bu kaçınılmazdır. Çünkü karnıaşık bir dünyada yqıyoruz ve i~in bir her Elbette deRildir. mümkün çalışması her konuyu bilmesi ve her alanda sorun bir diye şıne ınerlrezile ayrıca halinde, kişi veya birkaç kişi tarafından yapılması gereken, çalışınası olarak baJ!lı biribirine ve olmaz. Ancak birbiriyle uyıım içerisinde ilmesi farldı gruplar veya farldı örgütler olunca, bunların kordinasyonu ve yönlendir kılar. zorunlu masını ol~turul yapının bir sonılıu ortaya çıkar. Bu da merkezi kendi elemaıun her hatta örgü1iin her zanıanda; Dolayısıyla merkezi yapı aynı Merkezileşrnek iş 69 alanında özgürce çalışması anlamınada gelir. Daha açık ifade edersek; partide merkeziyetçiiilde demokıasi birbirine sıkı sıkıya bal!lıdır. Demokrasi olmadan merkeziyetçilik, merkeziyetçilik olmadan demokrasi olınaz. ak ur d.o rg Partide merkeziyetçilik aşııgtdan yukanya dognı, tamamen üyelerin özgür iradesi ve demokratik çalışmasıyla seçilmiş baglayıcı organların ifadesidir. Demokıasi ise, her üyenin eşit haklara sahip olması, organiann seçimle işbaşma gelmesi ve yine seçimle görevden alınması, anlamına gelir. Sosyalist parti de her üyenin parti karan ve eylemleri hakkında eleştiri hakkı vardır. Ayrıca seçilen organlar seçenlerce görev süresi dolmadan görevden alınabilınelidir. Bunu engelleyen hiç bir bürkoratik mekanizma olınamalıdır. Partide çok geniş bir tartışma ve eleştirme ortamı olmalıdır. Ancak bu tartışmalar ve eleştiriler parti kongresince kabul edilmiş programı yadsımamalı ve parti eylemini engelernemelidir. 4. MÜCADELE BİÇİMİ VE YÖNTEMLERİ SORUNU T.T'de"mücade le biçimleri üzerine" şunlar söyleniyor. ww w. ar siv "Mücadelenin ekonomi.k, poüti.k ve ideoloji.k alanlarının; barışçıl ve barışçıl olmayan, /ega/, yarı /ega/ ya da U/ega/ sonsuz derecede özgüllükler/e dolu biçim, yöntem ve araçlarla donanması zafer için kaçınılmaz oluyor." (27) Ayrıcadaba ilerde "kapitalizm koşullarında buıjuvazinin zoruna ve şiddetine karşı silahlı mücadele dahil, her türlü politik zor ve şiddetin ilke olarak meşru oldugu" ve kullanılmasının gerektil!i vurgulanıyor. Bu genel vurgular dışında güncel mücadele ile ilgili başka bir tespit TT'nde yoktur. Bunlar elbette dogrulardır. Evet temel dol!rulardır. Çünkü hareketin genel yasaları bunlan söyler. Bilindigi gibi dol!al yaşam gibi toplumsal yaşamda sürekli bir hareket sürekli bir gelişme, del!işme içerisindedir. Buna bal!lı olarak sınıflar arasındaki mucadele de sürekli yeni biçimler kazamr ve yeni yöntemlerle sürdürülür. Toplumsal degişime ayak uydurmamak, bir aşamada geçerli olan mücadele biçim ve araçlannda inat etmek, yenilgiyi de baştan kabul etmek demektir. Bu açıdan haktıl!ımızda arkadaşların yukarda belirtilli düşüncelere katılmamak mümkün degildir. Ancak devrimci eylemi ile her zaman toplumu degiştirmeye çalışan sosyalistler için mücadelenin genel yasalarını bilınek yeıerlimidir. Hayır degildir. Naden yeterli dej!il Lenin gayet güzel açıklıyor. "Akla uygun olmak şartıyla, bütün mUcadele araçlarını, bütün mücadele plan ve metotlarını ilke olarak kabul etmekle belirli bir sisyasi anda sıkı sıkıya uy- 70 gulanan bir plan geregince hareket y6nünü tayin etme geregini birbirine karl§tırmak, eger taktikten stJzediyorsak, bütün tedavi metodlarının tıp tarafından tanınmasıyla belli bir hastalıga belli bir tedavi metodunun uygulanması geregini biribirine karl§tırmaya eşittir." ('lS) ' ww w. ar siv ak ur d.o rg Evet bp bilimi de "her zaman her hasıalıkıa tek bir tedavi metodu kullanılacaktır" demez. Tıp bilimi şöyle der: İnsanlarda çeşitli zamanlarda çeşitli biyolojik hasıalıklar oluşur. Bu hasıalıldar bildigirniz tüm tedavi yöntemleri arasında en ~ ve uygun olan yöntemle tedavi edilir. Bu durumda bütün tedavi yöntemlerini bilipte hangi hasıalı~. hangi yöntemle tedavi edilece~i bilmeyen bir dokturun pratik olarak bir del!eri varmıdır ? Gayet açıktır ki hiç bir del!eri yoktur. Peki, arkadaşlanmızın mücadelenin çeşitli biçimlerini ve farklı zamanlarda farklı mücadele biçinılennin kullanılmasının gereklilil!ini bilmeleri bugün Kürdisbın için birdeger taşır mı? Elbette bir del!er taşır, ancak fazla del!er taşımaz. Mücadelenin çeşitli biçimlerinin bilinmesi ve kabul edilmesi dolayısıyla dol!matizmin ilkesel bazda reddi elbetteki olumludur. Ancak bugünkü şartlarda kullanılacak mücadele biçimi ve araçlan belirtilmediJıi için söylenenler pratik anlamda fazla bir önem taşımazlar. Hele hele yorunılamakbın çok deJıiştirmenin geçerli oldugu, hızlı bir del!işimin yaşandı~ dünyamızda genel ıJoAruları telaarlanıak güzel bir tilrküyü telaarlamakbın öte bir anlam taşımaz. ÖZ olarak: Hiçbir mücadele biçimi ve arııcı ıoplumsal şartlara uymadı~ halde inatla sürdürülmez, yani mutlaklaşbnlmaz. Çok yönlü ve çeşitli çelişkiterin hüküm sürdül!ü dünyarnızda elbette mücadele biçimleri ve araçlanda çeşitlilik kazanacakbr. Fakat yine de her zaman tüm mücadele biçim ve araçlan birden kullanılamaz. Mücadele biçinıleri ve araçları bir kombinazyon oluştursada mutlaka belli alanlarda $ basan bir mücadele biçimi vardır. ÖtneJıin; hemen hemen tüm devrimciler illegal örgütlenmişlerdir ve illegal mücadele biçimlerini esas almışlardır. Pratik-taktik mücadele açısından belli bir alan ve belli bir zamanda kullanılacak mücadele biçimi ve araçlarını tespit ebnek ve kullanmak zaferin anahtandır. Bunu başaramıyanlar mücadeleden koparlar ve devrimci del!iJ reformisı olurlar. K. Kürdistan 'da Güncel Taktik Mücadele "Taktik/erin esas görevi -stratejinin isıelcierine uygun olarak ve bütün ülkelerin i§çilerinin devrimci miJcadelesini hesaba katarak- istenilen anda miJcadelenin somut durumuna en uygun Sava§ biçim ve yöntemkirini tayin etmektir!" (29) Bugünkü şartlarda mücadele biçimi sorunu taktiksel bir sorundur. TEKOŞİN çizgisi daha önce stratejik bir tespit olarak klasik "Halk Savaşı" teorisini savunuyordu. Bu teori ile birlikte bütün UDD asaması boyunca, kısa bir politik hazırlık evresi hariç her alanda esas mücadele biçimi silahlı mücadele biçimi olarak, mücadelenin 71 temel alanı olarakta kır kabul ediliyordu. Halk savaşı yan-feodal ve sömürge Kürdistan toplumunda UDD'i zafere ulaştırmanın yolu ve biçimi olarak görülüyordu. ww w. ar siv ak ur d.o rg Ancak günümüzde kapitalizmin önemli ölçüde gelişmesi, şehir ve kınn önemli ölçüde farklılaşması daha dol!rusu kınn şehir lehine erimesi, kırda sınıfsal farklılaşmanın artması, şehirde nUfusun yoj!unlaşması, proletaryanın niceilik ve nitelik olarak gelişmesi, bütün bunlar halk savaşının klasik biçiminin uygulanmasını olanaksız kılıyor. Halk savaşı verildiginde Vietnam ve Çin'de nüfusun %90'ı köylüdür. Fakat bugün Kürdistan da bu oran %60'dan daha azdır. Yanlız bu bile klasik şekliyle halk savaşının Kürdistan şartianna uymadıj!ını göstermeye yeter. Esas yanıyla halk savaşı "Halk için, halkın verdil!i bir savaş" (Giap) olarak ele alınırsa Kürdistan'da bu anlamı ile bir halk savaşı yaşanacakur. Ancak bu savaş kırlara dayandıj!ı gibi şehirlerde de belli politik çalışınanın üzerinde yOkselecektir. Her toplumda olduj!u gibi Kürdistan' da da şehir ve kırsal alanlan farklı özellikler gösterir. Bu nedenle taktiksel sorun olarak mücadele biçimleri tespit edilirken belli bir andaber alanın faıklı yanlan göz önünde bulundurulur. önceki bölümlerde Kürdistan' da sınırlı da olsa bir savaşın var oldugunu bel irlik. Kırlarda açık askeri savaş, şehirlerde ise sömürgeci-faşist terör. Bu durum mücadeleyi belirleyen esas faktördür. Gerçekte de mücadele biçimleri ve yöntemleri, çelişkilerin düzeyine, düşmanın gücOne ve kullandıj!ı mücadele biçim ve yöntemlerine bakılarak tayin edilir. Bugün şehirlerde politik mücadele esasur. Özellikle işçi sınıfının ileri unsurlarını kazanmak ve bunlan bir sosyalist sınıf partisinde örgüdemek gereklidir. Bu amaca ulaşmak için işçi sınıfı arasında, ideolojik-politik -ekonomik alanlan kapsayan çalışmalar yapılınalıdır. Bir yandan sosyalist siyasal bilinci işçi sınıfına taşırken diger yandan işçilerin sınıf baglannı güçlendirerek, mücadele deneyimi kazandırmak için sendikal çalışınalara önem verilmelidir. Çünkü birey olarak bir işçi ancak patron sınıfına karşı ortak mücadele ile sınıfsal güdüye sahip olur. Bu güne kıldar K. Kürdistanlı sosyalistler işçi sınıfı arasında çalışmaya, dolayısıyla sendikal çalışmaya yeterince önem vermemişlerdir. Buna bahane olarakta hep işçilerin geriJil!i ve nicelik azlıltı gösterilmiştir. Gerçekte sorun sosyalistlerin örgütsüzlügünde ve çalışınalannın eksik olmasındadır. Ne yazık ki, T.T'nde de eski mantık hakimdir. Işçi sınıfı içerisindeki çalışmalar özellikle de sendikal çalışmalar konusunda hiçbir belirleme yapılmamışur. Şehirdeki diger emekçi kesimler gençlik ve aydınlar arasında da propaganda- ajiıa­ siyon ve örgüdeme çalışınalanru yükseltmek gereklidir. Şehirlerdeki mücadele saglam bir sosyalist işçi partisinin oluşturulması açısından belirleyici öneme sahiptir. Onun dışında nüfüsün şehirlere dogru akışı devrimci savaşın asker gücünün de önemli ölçüde şehirlerden kıırşılanmasını gerektirir. Dolayısıyla, silahlı mücadelede ve devrim savaşımında başanlı olmak için şehirlerde 72 girer. w. ar siv ak ur d.o rg Bu politik temel işçi suufı partisi ve &aglam bir politik temele sahip olmak gerekir. çilerdir. onun saflarında birleşlllİlj i§Çiler ve diger emek rleşım bile ölüm demektir. TC aske Kürdistan kınnda ise, en basit bir politik sava savunan kişi öldürülecek kişidir. Bu duri-özel timleri için her ilerici-devrimci fıkri yol e yürütmenin imkanı yoktur. Tek rumda kırda legal ve açık bir politik müeaılel hem leri birlik da agan prop ı . Oluşturulacak silahl silahlı muçadelden yararlanmakur rek ve örgütlenmesini saglayacak hem de gide ini lmes egiti k kitlelerin siyasi olara aktif ve gi deste n halkı a Kırd i atacakur. daha gelişmiş bir gerila savaşının temellerin vi, önümüzdeki önemli görevlerden biri göre e tlem örgü ı savaş la katılımı ile bir geril ır. Silahlı proadımı silahlı propaganda çalışmasıd olmalıdır. Bunun bugUnkü pratik dir. Yine esas degil k deme lı mücadele paganda çalışması henüz tam anlamıyla silah et eder, ancak hizm ye adele müc politik olan politik mücadeledir. Silahlı propaganda ine) ulaşır. biçim ı savaş la ine (yani geril giderek olgonlaşır ve silahlı mUcadele biçim i adımın hang k te bugün pratik olara T.T'de silahlı mücadeleyi kabul etmelde birlik miştir. tilme belir maların hedeflendi!!i net olarak atılması gerektigi, ilerde ne gibi çalış bo etin harek k lanmasına katılan birço Elbette ki, bu en başta tamşma tezlerinin hazır arı "Bunl da r daşla klanıyor. Kimi arl<a konuda açık bir görüşünün olmamasından kayna k bunları açıldamaya gerek yokuır" anca de) şekil nuh düşünüyoruz (hata çok daha ayrı rnatif bir siyasi hareket kitlelere, çok diyebilirler. Bu do!!ru bir düşünce degildir. Alte en u hedefler gösterebilmelidir. Bunu yapmazsa açık ve digerlerinden daha da do!!r mez. tlene örgü salip eder ve kitleler arasında kök başta ideolojik alanda savaşı kayb i yolu ile gerçekleştirilecektir. Zorun esas biçim Açıkur ki, Kürdistan devrimi zor im Devr mücadele çeşitli aşıırnalardan geçecektir. silahlı mücadeledir. Ancak silahlı ç alan biçimi Devrimci savaştır. açısından silahlı mücadelenin sonu Politik mücadelenin olgunlaşugı ve Bilindigi üzere savaş politikanın devamıdır. çözümünün politik yolunun Ukandı!!ı devrimle karşı devrim arasında çelişkilerinin imci zor ya da Devrimci savaş devreye noktada silahlı mücadele biçimini almış devr ww imi üzerinde yükslecek olan silahlı Ülkemizde de politik mücadelenin birik gerilla savaşı, düzenli ordu savaşı gibi mücadele kırda; silahlı propaganda çalışması, alarla desteklenecektir. Ve tüm ülkeyi biçimler olacak, şehirde ise, toplu ayaklanm ur. kapsayacak ve devrim sürecini tamarnlayacak dünya ve ülkemiz devrimci sürecinin lar Genel hatlarıyla belirledigirniz bu olgu hakkında bugünden mutlak belirleme bize gösterdilli gerçelderdir. Elbeue ki gelecek müz günü şenin alacalll muhtemel biçimi lerde bolunarnayız. Ancak gelişenin ve de!!i . iliriz edeb tespit şartianna bakarak ana ilkeleri ile 73 DtPN OTL AR a şu kaynaklardan yararlanmıştır: ur d.o rg 1- F. Engels, Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm (Sol Yay. s. 98) 2· Sıalin, Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm (Bil. ve Sos. Yay. s. ll) 3- Lenin, Marx Engels Marksizm (Sol Yay. s. 20) 4- Lenin, Marx Engels Marksizm (Sol Yay. s. 125) 5- PYS , Taruşma Tezleri (T.T.) s. 17-18 6- T.T. s. 9 7- T.T. s. 18 8- T.T. s. 18 9- Stalin, Leninizmin likeleri (Sol Yay. s. 9) 10- T.T. s. 9 ll- A.L. Suong, Stalin Dönemi (Onur Yay. s. 23) 12- T. Angotti, Sıalin Dönemi: Tarihin Açılmlanışı. Dünya Sorunlan (6/2) s. 28 (S.B'de sosyalizmin inşa dönemi özetlenirken, T. Ango tti'nin belirtilen eseri dışmda başlıc ww w. ar siv ak AL. Suong, Sıalin Dönemi, Y. Küçük, S.B'nde Sosya lizmin Kuruluşu, J. T. Murphy, Sıalin 13- A.L. Suong, Stalin Dönemi s. 23 14- T.T. s. 10 15- Lenin, Marx Engels Maıksizm s. 240 16- T.T. s. 15 17- T.T. s. 23 18- F. Engels, Anti Dühring s. 416 19- F. Engels, Age s. 423 20- K. Marx, aktaran B. Nikitin, Ekonomi Politik s. 247 21- K. Marx, Gotha ve Erfun Proltfamlannın Eleşti risi (Sol Yay. s. 41) 22- T.T. s. 21 23- K. Marx' ın Weydemer' e Mektubu; aktaran Lenin -Devlet ve Devrim (Bilim ve Sos. Yay. s. 44) 25- T.T. s. 34 26- T.T. s. 35 27- T.T. s. 35 28- Lenin, Ne Yapmalı, (Evren Yay. s. 63) 29- Stalin, Strateji ve Taktik Üzerine (Devrim Yay. s. 41) 74 ak ur d.o rg DEVRİMLER VE PROLETARYA Ali Kemer ww w. ar siv ya her Kürdistan devrimi ve bu devrimin kendine özgün yanları ıartışıldıJtında, devrimi an Kürdist n; hangi bir ülkeye benzetilerek o ülkede geçerli sayılıDış teorileri gu özgün için de geçerli olabilecegi varsayılmış böylece, Kürdistan 'ın içinde bulundu hareimiz deneyim le durum, sınıf ilişki ve çelişkileri, ulusal özelikler, kendi mücade alınıp ele nmızın koşulla ket noktası alınarak, somuttan hareket edilmemiş, kendi amışur. Ya degeriendirilmesi teorik sorunlann tespitinde pek önemli bir rol oynıyam üstünde şeyin her ış abarulm da devrimimizin özeiiikleri; kendine özgün yanları çok k ideoloji tçilik milliye lamamış tutulmuş, dünya devrimi ile olan baJtlanusı kavranı birer lmaz dokunu r görüşle savunu olagelmiştir. Bunun ötesinde savunulan teorik ni engeltabu sayıbnışur. Sorunların bu biçimde ele alınışı devrimin teorik gelişimi ur. Ierniş, hareketin pratik ihtiyaçlan karşılanamamış ve toplumu En önemlisi de Marksizm bir kalıp teori olarak ele alınmış devrimci ve özele ilişkin prensipleri degiştirici özelliginin içi boşaltılmış, marksizmin genel er önerilmerniştir. Kimi kavranılmamış, bu baglanıda farklı çelişkilere farklı çözüml culuk gibi çevrele rdeki marksi zmin bu yorumu önceler i fanatik bir savunu ı teoriye marksis ötürü; görünürken sonrala n, uluslararası bazı degişikiiierden inançsızbJta dönüşmüştür. an, farklı Marksi zmin içeril!i kavrandıgın da, onun belli kalıpları tanımay lililti hareket n sınıfını işçi lesinde mücade sınıf ve öneren er çelişkilere farklı çözüml cakur. anlaşıla tinden kendilil oldul!u teori bir l bilimse ile paralel bir gelişim gösteren onun, farklı ülkelerde sınıf Marksisı ideolojiden çıkartılması gereken genel özelük m, kapitalist toplumun Marksiz idir. mücadelesine ilişkin genel prensipleri içermes annı kapitalisı toplum konuml ve i yerlerin özellil!ini, sınıfların bu toplum içindeki 75 içinde işçi sınıfının hem kısa hem de uzun vadede oynu~ tarihsel rölü belirlemektedir. ww w. ar siv ak ur d.o rg Marksiz m işçi sınıfının yakın ve uzak amaçlarının bir ıeorisidir. Bu amaçlar: Burjuvazin in iktidardan devrilmesi, işçi sınıfının iktidar biçiminde örgütle nmesi giderek, sınıf çelişkilerinin ortadan kıtldınlmasıdır. Yine bu amaç: modern kapitali st toplumun beraberinde getirdilli bir zat onun kendi içinde dol!an ve bu toplum un deliişınesi koşullannı kendi içinde taşıyan dol!al gidişatın yönlend irilmesidir. Bu karşı konulmaz hareketin amacına ulaştınlmasının çok karmaşık bir hareketler dizisini içeriyor olmasıdır. Hiç bir toplumsal düzen bir önceki toplumsal düzenin yerini alırken dol!ru bir çizgi biçiminde bir gelişim göstermemiştir. Inişli çikişlı mücade le, toplumsal alt üst oluşlar, yenilgiler, zaferler hep var olagelmiştir. Devrimi isteyen herkes nasıl bir devrim istediliini açık biçimde koymak zorundadır. Nasıl bir devrim istedillimiz ve bu devrim in neyi yok etmek istedilli ve yok etmek istedilli şeyin yerine yine neyin konulacal!ının açık biçimde ifade edilmes idir. Genel anlarnda devrim, esas anlamıyla toplumsal devrimd ir ve her zaman uzun bir siyasal dönemi kapsar. Bir toplumun ideoloji k, politik ve ekonom ik olarak bir başka topluma alt üst oluşlar biçiminde yerini bırakmasını içerir. Karşılaştıl!ımız koca bir toplum içinde başlangıçta düşünce planında ortaya çıkan sonra, giderek örgütlillül!e dünüşen ve bir çok savaş yöntemi ile karşı karşıya kıtlan, ilk etapta siyasal iktidarı ele geçirm eye çalışan bunu, ilk adım olarak tanımlayan, siyasi iktidar biçimin de örgütle nen, bu amaca ulaştıktan sonra toplum un üretici güçleri nin yeniden örgütle nmesin i içeren bütün bunların yasal ve hukuksııl çerçevesini çizen bir gelişim ve hareketliiiilin toplamıdır. Burada devrim en genel anlamıyla ideoloji k biçimle nme, örgütlü lülle dönüşen, siyasal iktidarı ele almak ve siyasal iktidar biçiminde örgütlenmek, üretici güçlerin önünü açmak ve sonuçta yeni toplumsal sistemi kurmak olarak tanımlanabilir. Prolete r devrimin özelliili ise bütün diger devrimlerden farklı olarak onun yarataeallı mülkiy et biçimid ir. Çogu zaman kollekt if mülkiy et biçimin de açıklanan bu mülkiyet biçimi, millkiyeısizlik olarakta tanımlanabilir. Daha önceki bütün devriın­ ler mülksüzleştirmeyi içermemişlerdir. Prolete r devrimin bütün öteki devriml erden ayırd edici özelliili onun mülkiy eti, daha dol!rus u burjuva özel mülkiy etinin kaldınlmasına dayanmasıdır. Feodall er kölelil!i yok ederek onun yerine feodal millkiyeı biçimini koymuşlardı sonra, kapitali stler feodal millkiyeti kıtldırdılar onnn yerine kapitalist özel mülkiyeti koydula r. Mülkte n yoksun proletar ya ise kapitalisı özel mülkiyeıi ortadan kaldıracak bu mülkiyeıi toplum un mülkiy etine dönüştürecektir. Bu prolete r devrim in öteki devrim lerden ayn olan özelliil inin esasıdır. Burada milikiyel sorunu hareketin temel sorunu olarak rol oynamaktadır. Komün ist toplum no bir başka ayırd edici özellij!i de onun, bir örgüt aracılıl!ı ile kurulmasulır. Aslında bütün topluml arm kurulmasını da örgüt ve örgütlü mücade le 76 devrimin ve bunun son hedefinin -sınıfların z.a{eri için 't1azgeçilmez" saymışlardır. ak ur oluşmasının, toplumsal ortadan kaldınlmasının- d.o rg n oynadıi!ı rol bep var olagelmiıjtir. Fakat komünist toplumun kwıılmasında örgütü çok daha gerekli, önemli ve bir zorunluluktur. i~i sınıfına Komünist toplum amacına ulaşma istemi, konumu gereili sınıf olarak sadece i~i ve sadece arın tabakal ve özgün bir istemi, konumu gereili de diger sınıf ndan tek bakımı ulaşma amaca bu sınıfırun dünya görü.şüdür. l~i sınıfı bu bakımdan onun Bu ir. nınelid örgütle olarak devrimci sınıftır. l~i sınıfı mutlaka ayn bir parti a oynam rol siyasal e bOylec nasının kendi sınıf çıkarlannın ve bir sınıf olarak davranı elede mücad siyasal n sınıfını dir.l~i olaııagının kendi eylemi ve amaçlan için gerekli Onun örgütlü oletkin olması onun örgütlUiük seviyesi ile do!!rudan ba!!lanulıdır. u ile aynı anlama durum a!!ı maması durumu onun siyasal mücadelede etkili olmayac gelmektedir. biiylece Marx ve Engel s "işçi sınıfının siyasal parti olarak partisinin rolünü ve gereklili!!ini anlamak için parti. Çözülmesi genin başarabilece!!i, üstesinden gelebilece!li sorunlan tanımak gerekir bir gereklilik nasıl elede mücad bu n reken sorunlar bilince çıkarUldı!!ında, partini ektedir. bilinm ı kapsam ve li genişiil oldugu kendili!linden aıılaşılacaktır. Mücadelenin Sıruf mücadelesinde ~i sınıfı ülkeyi fetlıetmenin ve giderek dünyayı de!!iştirmenin gibi görünen ve bizi çevreleyen koşullarm tesadufi örgütlerle ve kendilil!inden mücadele ile çözülmiyece!!i kesindir. an ve inen Var oluşun amacı; koca bir toplumu de!liştirmek olan, tırman durumunda isi temsilc siyasal un toplum mücadelede düşmana karşı koyan ve geleck ayı berabeıaruşın teOrik çok bir a ki bu örgütlenme, teorik bakırnından ıaruşıldı!!ınd kendiklı!!ı karmaşı ve zor n sorunu nde rinde getirmektedir. Pratik yanı düşünüldüAfi siv düşünüldüi!finde bir anlamı, sonsuz bir genişlik w. ar Biraz li!linden aıılaşılacakUr. ww ridir. Onun Onu çerçeveleyen bütün ilişkiler onun da içinde yaşadıj!ı toplum ilişkile varolandan Burada ir. temsil ettil!i güçler yine, toplum tarafından koşullanan güçlerd erden ilişkil eleyen hareket ederek ideolojik ve örgütsel bakımdan bu onu çerçev dır. karşıya lul$ ile karşı sıynlmak ve yeniye egemen duruma getirmek zorun bir sorun haline gelmiıjtir. lmaz kaçını ası kurulm in Her U1kede bir proleter partisin rin özellde farklı bazı partile bu olan aym ve bir Bu çogu zaman gereklidir. Amaçlan aynıdır.l!llıiiD.. her amacı in partiler bu Bütün sorunlan çözmek ile karşı karşıyadırlar. n Ozellij!idir. belirgi en inin dOnem elesi mücad yerde kapitalistler ile işçi sınıfı tedir. Mücadele dünyada bu lıa!!Janıda sürmek indeki özelliklere; kapitaBıi partilerin gOrevierindeki farklılık oulann kendi Ulkeler ne ilişkindir. Bu lizmin gelişıne seviyesi, burjuvazinin siyasal iktidannın biçimi 77 siv ak ur d.o rg farklılıklar farklı ülkelerde farldı mlleadele biçimlerini gündeme getirir. Çogu zaman besaba kaularnıyan faktörleride bu genele eklemek gerekiyor. Her ülkenin kültürel gelişimi, dinsel egilimleri bazen önemsiz gibi görünen soz konusu ülkenin yer aldıgı kıta, o ülkeyi çevreleyen diger ülkeler v.s. gibidir. Burada tek tek ülkelerdeki partilerin kendi gerçeldigiııden hareket derek: onun genel amaçlarına adun adım yaklaşması SÖZkonusudur. Burada ulusun bir sınıfının ulusu temsil etmesi durumu vardır. Bu yaşanıl andan çok geleeekte ifadesini bulan bir sınıfın giderek bir bütün olarak bir başka eksende ulusu öıgütleınesini içermektedir. İşçi sınıfı panisi bir örgütler toplamıdır ve bir çok örgütte n oluşur. Merkezi, genel, yerel ve yan örgüdere sahiptir. Partiyi destekleyen örgütleride burada hatırlatmak gerekir. Bu pani işçi sınıfının panisidir. Parti bir bütün olarak işçilerin degil, işçiler içinde bilinçli işçilerin panisidir. İşçilerin ilieri unsurlarının panisidir. İşçi sınıfının en ilieri en biliçli kesiminden oluşur. Kısa ve uzun vadedeki amaçlarını açıldayan programı, çalışırlıgı için bir tüzügü vardır. Bunlar işçilerin bu panide bir· likteligiDin zeminini oluşturur. Döneme ilişkin taktik kararlan vardır. İşçi sınıfının panisinin arnacı kapitalist sisteme karşı mücade le etmelde sınırlı degildir. Bu amaç sınıflı toplumu yok etmek, onun yerine sınıfsız toplum kurmayı hedefler. Bu amaca ulaşııgında kendisiyle birlikte bütün toplumu kurtarır . Onun özelligi burada ancak bu görevi yerine getirme yeıenegine sahip tek sınıf olaması nda anlaşılır. ww w. ar " ... Işçi partisi bir takım burjuva partilerin kuyruğu olamaz, tersi· ne kendine lizgan hedefi, kendine lizgUn politikası bulunan bağıms ız bir parti olarak oluşma/ıdır." (Engels, İşçi Sınıfının Siyasal Eylemi Üzerine ) Marksizmin genel ve vazgeçilınez ilkelerden biri işçi sınıfının bagımsız bir pani olarak örgütlenmesidir. çogu zaman bulanıldaştınlan bu görev başka şeyler ile aynılaştınlmıştır. İşçi sınıfı ile hiç bir baglanusı olmaya n küçük buıjuva paniler, kendini işçi partisi olarak adlaııdınnış, yine işçi sınıfının sınıf olarak konumu , onun toplum içindeki mücadeledeki önemini kavramayan küçük buıjuva demokr atlar kendi· lerini, marksist olarak adlandırmışlanlır. Böylece marksizm bu güçlerin şahsında puan kaybetmiştir. Halkçılık egemen olagelmiş. Hemen hemen bütün sol öıgütlenıneler kendini marksist olarak adlandırmışlardı r. Bütün sol parti ve grupların birlik denemeleri, birlik ç&gnları marksist bir parti oluşuırma olarak adlandın lınış, proleterya partisinin esas karekıerine gölge düşürülmüştür. İşçi sınıfı panisi belli koşullarda birlikte eylemden yana olabilir (bu çogu zaman bir çakışma pratik bir gereklilikten dogar) ya da kendi dışında bir hareketi desıeldeye­ bilir. Eger kendi dışında bir güç ile eylem birligi yapıyorsa ya da belli bir destek saJ!Iıyorsa bu tür durumlarda kendi konumunu şüpheli duruma düşürmemesi gerekir. Yani kendi politikasını korumak kaydıyla belli bir destek salılıyabilir, asla başka 78 güçlerin ve politikaların savunucusu ve takipçisi olamaz. Tine partiye ilişkin bir başka sorunda parti içi mücadeleyi içermektedir. Davanın dogrudan kendisine ilişkin ya da kısmı sorunlara ilişkin aynhklar partinin karşılaşu~ başka bazı onemli sorunlardır. Koşulların ve zaman sürecinin onemli derecede rol oyna~ı bu konuda en genel davranış biçimleri Engels ıarafmdan şöyle tanımlanır. ak ur d.o rg "... Bir partinin kucafında daha ılımlı ve daha aşırı akımların gelişmesi ve birbiriyle savaşması, onun yaşaması ve geliımesi için gereklidir; daha aşırıları hemen partiden çıkaran kimse, bu yolda onUırın bUylimesini destekiemiş olur. lıçi hareketi var olan toplu· mun en sert biçimde eleştiri/mesine dayanır, elestiri onun yaşam (Jgesidir. B6yle olunca, kendi kendisi eleştiriden nasıl kaçabilir, tarhşmayı nasıl 6nlemek isteyebilir? Başkasından kendimiz için s(Jz liıgUrlliflinli, yalnızca bunu kendi saflarımız da ortadan kaldırmak için mi ıStiyoruı?"(l889 Kopenhang'daki Gerson Trier'e Mektup'ıan) Engels'in bu söylediklerine hiç birşey eklerneye gerek yoktur. Söylenen oldukça açıkur. siv Bizim pratigimiz ise bu söylenenlerin tam tersini içermektedir. Bunun mutlaka ki, dünya çapındaki marksizmin yanlış yorumuyla dogrudan ilişkisi vardır. Mücadele bu yanı ile ıamamen uluslararsıdır ve marksizınindogrudan içeriili ve kavıanılmasıyla bal!lanulıdır. Denilebilinir ki marksizm hiç bir zaman bu derecede zorlu bir saldın ile karşı Bu zorlu saldınya gögüs germek gerçek marksistlerin boyuunun boıcudur. Dünya ar karşıya kalmamışur. Çapında Başka Bazı De~işiklikler ww w. Günümüz koşullannda dünya çapmdadaki del!işiklilder çol!u zaman gerekıilli gibi farkedilınemekıedir. Her hangi bir sorunun çözümü o sorunu çevreleyen koşullarm iyi ıanınması ile mümkündür. Dünya yeni gelişmelere ıanık olmakuıdır. Bu tek tek ülkelerde hem ayo hem de aynı olan degişiklilder içermektedir. Oluşan yeni durumlar mücadelenin biçimini etkilemektedir. Mücadele tek düze olınadı ve olmıyacakur da. İleri kapitalist ülkeler geçen yüzyılda işçi hareketi açısından da oldukça ileriydiler. Marksizm de denilebilinir ki, bu ülkelerde ortaya çıkU ve yayıldı. Şimdilerde devri· min gerçekleşebiliriiili açısından devrimci mücadelenin yükselişi yer del!iştirmiş du· rumda. Bunun mutlaka ki tarihsel ve toplumsal nedenleri vardır. önceleri, çok açık çizgilerle belirgin olan proletarya ve burjuva sınıflannın açık mücadelesi, şimdilerde belli bir belirsizlik biçimine bürünmüştür. Kapitalizmin emperyalizm aşaması için de yeni oluşumlan içermektedir. Büyük ülkelerdeki bu genel 79 ak ur d.o rg özellik kapitalist üretimi çok daha modem makinelerle geıçekleşiyor olması, proletaryanın "az zahmet" çekmesini ( 19. yüzyıl ya da 20. yüzyıl başı ile karşılaşunldıllında çok büyük farklılıklar) beraberinde getirmiştir. Üretime komplltör, robotların solrulması, sosyal yardımlar ve fonlar, savaşiann yeni savaş araçlan ile sürdürülmesi bu yeni dellişikliklerin en genel göz ile görülebilen yanlandır. Dollu blokundaki alt üst oluşlar bilinmektedir. Dünya çapındaki siyasal gelişmeler, bu alt üst oluşların yeni seyri kapitalist dünyaya geçici üstünlükler salllamıştır. Bu dellişiklikleri görmeden edemeyecel!imi z anlaşılmalıdır. Bu yeni degişiklikler gelişmiş ülkelerdeki proleter bilinci ve mücadeleyi bulanıklaşUrmıştır. Gelişmemiş ülkelerde genel durum biraz daha farklıdır. Burjuvazi ile proletarya, sömürenlerle sömürülenler arasındaki savaşım daha belirgin, daha açık ve nettir. Geleeellin umududa bu ülkelerdedir. Baskının ve sömürünün agır oldullu ülkeler aynı zamanda baskı ve sömürüye karşı mücadelenin de yüksek oldullu ülkelenlir. Kürdistan Devriminin Bazı Özellikleri Kürdistanın sömürge statüsü, Kon halkının binlen çok yabancı devletin egemeniilli alunda yaşaması, sömürgeci devletlerin bir dellil birden fazla oluşlan, Kürdistan devriminin siyasal amaçlan bakımından karşılaşugı en önemli güçlüklenlir. Sınıflı bir toplum olması bakımından şimdilik, esas düşman güçler yabancı güçler milmen iç düşmanlarda yok sayılmamalıdır. Konlistan feodal kalınulann henüz varlıj!ını korumasına raj!men kapitalist dünya sisıeminin bir eklentisi durumuna dünüştürülmüştür. Dön ayn parçada her ne kadar aynı siyasal koşul lar egemen ise de bu ekonomik ve siyasal koşullar bakımından, farklılıklar olınadıj!ını getirmiyor. Bu farklılıklar örgütlere ve mücadeleye yansıyor. Bu genel koşnilann verili durumu oluşturdullu hemen hemen her kesin üzerinde hem fıkir oldugu bir durumdur. Konlistan'ın sömürge oluşu, siyasal ve toplumsal özgürlüj!ün olmayışı nedeniyle devrimimiz; yabancı güçleri kovmak, siyasal özgürlüj!ü elde eunek, siyasal ve toplumsal düzeni demokmtlaşUrmak olarak tanımlanabilir. Fakat burada kalınması, devrimin bu görevlerin ötesine gitmeyişi, bunun bir burjuva devrimi oldugu anlamını taşır. Proletaryanın amacı asla bu olmaz. Devrimin durmadan kapitaliz· me yönelmesi gerekir. Kürdistan'da bunun koşulları mevcuttur. Bizde sömürgecilik kapitalist bir nitelik taşımaktadır. Sömürgecilille karşı savaşım kapitalizme karşı savaşım ile iç içe geçmiştir. Sömürgecilille karşı savaşım kapitalizme karşı savaşımın koşullannı içinde taşımaktadır. Savaşımaynı zamanda kapitalizme karşı savaşımdır. Bu da doj!rudan sosyalizm savaşının güçlü maddi koşullan anlamına gelmektedir. Sömürgecilille karşı mücadele ile kapitalizme karşı mücadelenin birleştirilmesi gerekmektedir. O halde Kürdistan devrimi sosyalizme ww w. ar siv olmasına go k proletarya yapabilir. burjuva demokratlar va çözümler için burju ve lar (buna burjuvaları da eklem ek gerek iyor) reform andır. arnaçl esas nn lıaklar bunla savşıyorlar. Otonomi, ulusal demokratik aryadır. Ancak prole tarya Gerçe k demokrasinin tek tutarlı savunucusu prolet eri Kürdistan'ın başka siya· Kürdistan toplumunu gerçek kurtuluşa götürebilir. Öbürl una dönüşmesi için müca dele sal koşullarda burju va sistemin bir eklentisi durum ez. Gerçe k demokrasi sınıf ediyo rlar. Demokrasi sınıf işbirligi ile elde edilem Bu savaşımda demokratik güçlerin sınıf savaşımının sonucu olarak örgütlenebilir. n sınıf dışındaki güçle r tarafından tarafından yönle ndiril mesi gerek ir, sınıfı devrimci sınıfıdır. Yalınızca bu yönlendirilmesi degil. Işçi sınıfı toplumumuzun en ; o halde amacı sosyalizm olania nn bu sınıf toplumumuzu sosya lizme götürebilir getirmesi gerekmektedir. Işçi sınıfı sınıfa gitmesi, bu sınıfı örgüt lü güç haline bir davası yokwr ve olamaz. dışındaki güçlerin sosyalizm davası diye da gerçek siyasal kimliklerini Kürdistan sınıflı bir toplumdur. Sınıflar Kürdistan' k mümkündür. görme elede kazanmışlardır. Bunu şu anda yürütülen mücad ve katmaniann mücadeleyi, Kürdistan'daki pratik; proletarya dışındaki öbür sınıf in kendi içinde sorun a bir mevc ut kapitalisı sistemin bir parçası ve bu sistem lan Kürdistan ulusal hareke"çözüm" bulması biçiminde ele almışlardır. Bunun sonuç içi çözüm arayışlan her sefetinin gidişatında bir degişiklige yol açmamıştır. Düzen rinde korkunç sonuçlara yol açmıştır. lan hep aynı olacaktır. Bu mücadele işçi sınıfı tarafından omuzlarırnadıkça sonuç bizim devrimimiz dünya ve rarsıdır lşçi sınıfının mücadelesi esas olarak ulusla dellişmesi gerek en bir nın; devriminin bir parçasıdır. Dellişmesi gerek en dünya lıdır. alınma baglarnda ele parçasıdır. Onun baglantılan, dostla n bu delesi Kürdi stan'd a siyasal egemenlij!i ele müca nın O halde Kürdistan işçi sınıfı mda kurmalıdır. Kürdistanlı geçirmek için bir mücadeledir. Ittifaklarını da bu baj!la i burjuva güçleri içinde destek burju va ulusal güçleri nasıfki, sınıf konumu gereg i ile ittifak anyacakur. anyorlarsa Kürdistan proleıaryasıda proletarya gtiçler ler gibi iktidar sorunudur. Bizim devrimimizin temel sorunu, dij!er bütün devrim a gelişirsesonuç bir buraltınd neligi egem Kürdistan devrimi proletarya dışı güçlerin e proletaryanın ve iillind önder n aryanı juva iktida n olur. Eller bu devrim prolet ci bir işçi köylü devrim u sonuc bunun ve köylülüj!ün ittifakı üzerinde yükselirse halde ortada iki O tır. olacak ş açılmı önü n geçişi hükümeti kurulursa sosyalizme a ve küçük burjuva güçlerin amacı; ikincisi görüş ve iki mücadele vardır. Biri burjuv ise, devrimci proletaryanın amacıdır. ktir. Ittifaklarını da buna Proletarya kendi amacına ulaşmak için mücadele edece köylülük ittifakı devrimiartı göre kuracaktır. Proletaryanın önderliginde proletarya ww w. ar siv ak ur d.o rg Bunu ancak gerçe geçişini şimdiden prop-amtaşıırmalıdır. ve küçük Onun dışındaki güçler küçük burju va reformisıler 81 mizin temel ittifakıdır. Uluslararası düzeyd e de devrim imizin ittifak lan burjuv a güçleri degil proleııırya güçleri olmalıdır. "BİRLEŞİK ur d.o rg SOSYALIST PARTI"Mİ PRO LETARYA PARTİSİ Mİ? w. ar siv ak Son yıllarda sosyal ist akımlar arasındaki tanışmalar belirli ve yeni konula r üzerinde odaldaşıyor. Bunun nedenleri açık ki başta Sovyetler Birligi olmak üzere 'sosyal ist blok'ta meyda na gelen alt üst oluşlar ve bunun dogal olarak beraberinde gedird i#i yeni del!işikliklerdir. Bu del!işiklikler kimile rini yeni arayışlara sürüldernektedir. Başta söz konusu ülkeler olmak üzere partile r ve politik aksiyo nlar bu alt üst oluşlann nedenlerini bulmaya çalışmaktadırlar. Dogru sunu söylernek gerekirse gidişat iç açıcı olmadıl!ı gibi, daha çok bu ülkelerde uygula nan yanlış politikalar sonucu, bu ülkelerde kazanılmış mevzilerin bırakılması, terkedi lmesini içermesi bakımından geriye yöneliktir. Sonuçl ar çeşitli biçimle rde yorumlanmaktadır. Kapitalist ülkeler komünizm iflaz etti diyerek zafer naralan atıyorla r. Bunun karşılıl!tnda sosyalist hareket belli bir suçluluk piskolojisi altında kıvranıyor. Dogu blokundaki yönetimlerin ve partile rin sosyalizm adına savımulacak hiç bir yanları kalmadı. Yöneti cilerin ço#u diktatö r olarak anılmaya başlandı. Bu yöneticilerin bütün günahl an ise sosyalizme mal ediliyor. Şimdi herkes kendi kendisine bütün bu olania nn sebeplerini soruyo r. Bu konudaki yeni oluşumlar ise bize yine bir başka biçimde eskiyi anımsatıyor gibi. Yani sorunlar yine eski yöntemlerle ele alınıyor. Yöntemlerde yenilik yok. Mutlak a ki her yaklaş ımın salıipleri kendi sınıf çıkarlan ve dünya görüşleri çerçev esinde sorunla ra yaklaşacaklardır. Bu da bir yanıyla dol!al. ww Kürdistanlı hareke te bakıldı#ında genel görünü münde n fazlaca bir farklılık göstermiyor. Sık sık tekrarlamalara tanık oluyoruz. Fazlaca bir ders çıkanlmış degil. Bunu şimdiki hareketliiderden ve oluşumlardan çıkarmak çok zor olmasa gerek. Bu oluşumlardan biride "birleşik sosyali st partisi "ni oluşturma girişimidir. Bu oluşumun belgelerine bakıldıl!tnda bir çok konu bir arada kla ve hatta çogu zaman açıklık ve netlik yerine tekrarlarnalara dayanmaktadıeler.alınına Her bir konu ayn ayn ele alınıp ve eleştiriden geçirilmesi bence gereklidir. ÖDenıl i olan esas noktalara işaret etınek, yanlış düşüncelerin kaynagını ıespit etınektir. Söyledilderim konu ile ilişkisi olmayan düşünceler biçimi nde yorumlıınsa bile içinde belirgin ve açıklık taşımaktadır. Ana düşünce nedir? nasıl bir parti, nasıl bir sistem istenili yor ve bu düşüncelerin arka planında rol oyııoyan tarihsel ve sınıfsal nederıler nelerdir? Bütün amacım bu konula ra işaret etmek ve kişilerin dikkati 82 ni bu noktal ara çekme ktir. amacı yoktur. Eleştirilerimin bwıun dışında her hangi bir başka şik sosyal ist partisi "ne Bir çok grubun ve kişinin çalışmalanna katıldıltı "birle Tezlerde nasıl bir parti . yapıldı ma açılda bir ilişkin kamuo yuna belli tezleride içeren edecektir densede) devam malar (tartış i ilkeler istenildigi ve bu partinin örgütlenme e genel bir halkçı biçimd bir in belirg rm platfo kesin bir biçimde ifade edilmiştir. Bu w. ars anımsatıyor. iva ku rd. org parti öneriyor ve amaçlıyor. a isim üzerine durmuyoBu belgelerde proletarya partisi yerine halkçı parti, (burad sosyalist demokraenme, rum) proletaryanın örgütlenmesi yerine genel halkçı örgütl luyor. savunu ı sisi yerine, çogulcu demokrasi ve çok partili sistem anlayış olması bu girişimde buluna n daha Kanımca böyle bir anlayışın savun uluyo r edilmesinde etkin olan dogrusu böyle bir anlayışın önerilmesinde ve förmüle kareklerinde aramak gesınıf ve nde biçimi alış ele grupların ya da kişilerin sorunl an a demokratik bir görüştür. rekiyor. B ura da göze bataıı göıüş genel anlam da burjuv her hangi bir sınır konulmuş degildir. Yapılan çaJtrıda bu yönde bütün sol giiçleredir, ratik göıünmek amacı ile Bütün güçler sosyalist olarak nitelendirilmekıe ve demok aktadır. Buna, bu güçlerin geçmiş sol olması gereld rki sınırlar olduk ça açık tutulm ş harekette genel anlamhareketi nasıl deJterlendirılikleriııi eklemek gerekiyor. "geçmi güçler di" denmesi bize kida sosyalizm egemendi güçler de genel anlamda sosyalist nı örtüyo r çabası içinde olmilerinin kendi geçmiş sosyalizm anlayışlarını ve suçları önerilen ilkeler ve görüşler bir partinin duklannı gösteriyor. Aynca tespit edilen ve ya da cephe birligi ni ilkele rinden ve programından çok genel bir güç birlilti Küçük Burjuva Anlayış ww ve proletarya demokra· Küçük burjuva demokratlar hiç bir zaman proletarya partisi açık. Onların tarih klanda nıyaca sisi için savaşmadılar. Böyle bir parti için savaşı rde proletaryanın ülkele bütün -yukan boyun ca sınıf olarak uJıruna savaştıklan aşaJ!ı burjuva deküçük ve esi yittirm wıu konum genel hareket içinde kendi baJ!ımsız sınıf arımızda koşull özgül kü Bugün idir. enmes mokra sisinin bayragı altında örgiltl olumsuz z ugumu bulund içinde erken yapari karşımıza çıkan da yine budur . Bunu a da noktay Bu orlar. çalışıy maya kullan erini koşullan ve iyi niyetl i birlik eyliml özellilde ılikatleri çekmek isterim. bir tarihi dönem i kapsıyacak, Saglıklı bir politikanın egeme n olması ise uzun tir. Bu çabalar bugün çok cılız da olsa sabırlı ve uzun vadeli çabala n gerektirecek tarafından omuzl aosada gelecegin garantisidir. Bu mücadele şu anda çok az kişi çok gereklidir. daha komünizmin savunulması bakımından her zamankinden , tersi zaten düşünülemez. Farklı Sınıflar kendi sınıf çıkarları için döl!UŞilyorlar küçük burjuv a demokrattarihi dönemlerde ve farklı ülkelerde farklı gibi görünen 83 larının tutumu dikkat edildiilinde aynı amaç gerekçe ve teziere dayanmaktadır. Bir örnek ile gerilere 1850'1i yıllara gittiilimizde K. Marks ve F. Engels'in imzasını taşıyan Merkez örgütünün biriilli çal!nsında Marks ve Engels küçük burjuva demokratlarının istemlerini şöyle ifade ediyorlar. " ••• Demokrtıtik kaçlik burju- org vazi, lıer yerde ezilmekte olduğu şu anda, proleterya ya genel bir birlik ve uzlaşmayı IJğiitliiyor, ona tlinl uzatiyor ve demokratik bir parti de lıer tiirdtn gliriişleri kapsıyacak baylik bir muhalefet partisi nin kurulması için çaba glisteriyor." O koşullarda Marks ve Engels'in sınıfına işçi ku rd. ve sosyal demokratlara önerdilli proletryanın kendi bal!ımsız durumunu ve elinde bulundurılugu mevzilerini korumasıdır. Bu nedenle " ...o halde bu birlik kesinlikle geri çevrllmelidir" diyorlar (Bakınız a.b.ç. Işçi Sınıfı Partisi Üzerine s. 45). Bizim küçük burjuvalarımızın önerdilli de budur; görüşleri kapsıyacak büyük bir muhalefet panisi. demokratik bir pani her türlü ww w. ars iva Marksist gelenellin için de taşıdıl!ı öz ise proletaryanın bal!ımsız olarak örgütlenmesidir. Proletaryanın sınıf olarak kendi sınıfsal örgütünü kurması bütün karar ve eylemlerde kendisinin karar vermesi ve dol!rudan kendi insiyati fınİ kullanması için egemen sınıf durumuna yükselınesidir. Marks ve Engels proleter örgütü bu örgütün prensiplerini, rıitelil!ini ve amaçlar ını onun diger muhalif partilerden farklı olan özeliklerini ve diller partilere karşı olan tutumlannı Komünist Manüesıo'da açık bir biçimde üade etmişlerdir. Fakat bu üadeler ço!!u zaman çarpıtılmış. partilerin kendi çıkarlan için kullanılan malzeme dorumuna getirilmiştir. Acı olan da budur. Bu acı durum hala devanı eımekıedir. Son yıllarda dünya düzlemindeki yeni gelişmeler bir çok pani ve kişide yeni çarpıtmalan içinde taşıyan ej!ilimler dollurmuştur. Bu egıimler geçmişte de var olan komünizmin prestijini sarsan koınünizme karşı yönetilen saldınların bir yanıyla kaynallım teşkil eden gerçekte komünist olmayan dilşijncelerdir. Dol!u blokundaki gelişmeler, dol!n blokundaki gelişmelere paralelik gÖSteren bir biçimde bu tllr pani ve gruplar da proletarya panisi yerine bir çok parti, çol!nlcu demokrasi gibi "yeni" ve tehlikel i olan görüşlere kaynaklık etmektedir. Burada önemli bir nokta daha vardır ki, o da dikkat edildiilinde bu görüş del!işildilderin dol!u bloku ve Sovyetler Biriilli KP'nde ki yeni düşüncelerin ve eylemlilil!in yine bir yansıması oldul!ndur. Eskinin fanatik dol!n bloku savunuc uları gerçek komünist anlayışı yeniden bir başka biçimde vurmaya çalışıyorlar. Sovyetler Biriilli dünya komünist hareketinin meıkezidir diyenler, Sovyetler Biriilli KP'nin bütün burjuva aksiyonlara örgütlenme özgllrlül!ü tanıdıgı ve kapitalist ülkelerl e el ele sorunlara çözüm aradı!!ı şu koşullarda, "elbette tek Ulke de bir tek sosya- list partisi olur ceklerdir. 84 anlayışının elle tutulacak lıiç bir yanı yoktur" diye- ww w. ar siv ak ur d.o rg Yine burada gördü~üz S. Birli~'ndeki del!işiklige baglı olarak bu anlayışiann da de~ti~dir. Bu türden parti ve gruplar kendi başlarına teori ürelecek yetenekte ve kapasitede del!illerdir, ya da bütün teorik gıdalannı başka meılcezlerden alanıayı ilke haline getinnişlerdir. Sovyetler Birli~ ve dol!n blokun'daki gelişıneler proletarya partisi ve proletarya diktatörlül!Hnün sonucu ortaya çıkmış sorunlar del!ildir. Orada iflaz eden işçi sınıfı yönetimi ile hiç bir organik ilişkisi olınayan, hatta işçi sınıfına karşı baskıcı bir nitelil!e dönüşen, yıllardır partiye yöneticilik eden ve bu yöneticili~ kural ve ilke haline getiren ve bize saltanatlıJ!ı anunsatan bürokraliann bürokratik devlet aygıodır. Halbu ki, işçi sınıfının yönetim i, işçi sınıfının başta kendisin i ve bir bütün olarak toplumu yönlend irmesi, yönetici lerini kendisin in seçmesi , istenildi j!inde ve gerekli olduj!un da seçilenl eri geri da çaj!ırması ilkesine dayanmaktadır. İşte bizim bütün savaşımımız budur. bu amaca yönelikt ir. Gerçek demokra si de 85 ak ur d.o rg SOSYALİST BİRLİK SORUNU VE siv AÇIKLIK POLİTAKASI ÜZERİNE Lokman pqlat Giriş ar 1. BÖLÜM ww w. Bugünlerde üzerinde en çok konuşulan/tartışılan sorunlardan birisi sosyalist birlilc: sorunudur. Birçok deJ!işilc: parti, örgüt, grup ve lc:işilerin bu soruna eJ!ilmesi, sosyalist biriilli savunması sevindirici bir gelişmedir. Ama savunulan ve üzerinde konuşulup, tartışılan sosyalist birlik sorunuyla ilgili bir açılc:lılc: yok, muJ!Ialdılc: hüküm sürüyor. Sosyalist birlik sorununun açık ve canlı bir şelc:ilde tartışılması, bir verim elde edilmesi ve bir sonuca ulaşılması için şu bilince çılc:artılmalıdır. 1- Nasıl bir sosyalist birlik? 2- Kimiale sosyalist birlik? 3· Sosyalist birlijle giden yol ve yöntem. Sosyalist birlilc: sorununa egilenlerin doJ!al olarak öncelilc:le Kuzey Kürdistan' da sosyalist hareketin bölündüJ!ünü, sosyalist kadroların bölük pürçük bir şelc:ilde deliişik odaldarda kümelendiJ!ini lc:abul etmeleri gerelc:ir. 86 rg Sosyalist birlik sorunuyla iligili sıcak bir tartışma oruımının yaratılması ve bir sonuca ulaşılması için sosyalist birlil!f savunan politik güclerin yukarda Oç madde balinde belirtij!irn durum ve onun bir önkoşulu olarak açıklık politikası üzerine kendi dej!erlendirmelerini açık bir şekilde yapmalandır. Bu konuda mul!laklık yerine net bir görüş belirtmelidirler. Açıklık Politikası ww w. ar siv a ku rd .o Görünen o ki "Giasnost" rüzgan K. Kürdistan yönüne doj!ru esmemiş. Var olan politik örgütler hem kamuoyu hem de kendi içlerinde, kendi tabanianna karşı açıklık ı ve politikasını uygulamarnışlar. Genel olarak devrimci hareketi, örgüt tabanlann ve kidelere tunılmuş, devrimci-demokratik kamuoyunu iligilendiren sorunlar kapalı kapılar kapalı hep ve ış tabana açıklanmarnış, tabanın görüşlerine baş vurulmarn dürüst bir ardında üst düzey yöneticiler arasında gOrOşmeler yapılmış ve doj!ru tan katanldık iş anlaşılıp, sonuç'ta alınmadıl!ı gibi, alınan sonuçlar da ancak üzerinde Hevkabilinen olarak 5'li sonra tabana açıklanmışıır. Buna bir iki Ornek verilirse; ri'nin oluşumundan bir hareketin tabanı habersiz olduj!u gibi, 5'liyi kendi örgütünden, yoldaşlaruıdaıı dej!il de başkalarmdan Oj!renmişlerdi. Yine hareketinden yeni aynlan birisi (ki bu kişi hareketin içinde iken, örgütüne en baj!naz bir şekilde Tevger'ın bal!lı olan ve örgütün tüm işlerine koşan emektar emekçi bir insandı) . karuluşunu kendi örgütünden del!ilde lıaşkalarıııdan Oj!reniyor Tabi ki bu durum örgüt içi demokrasinin uygulanmamasından kaynııklanıyor. Bürokratik, oıoriter, emir komuta zincirine güre idare edilen bir örgüt'te örgüt içi demokrasinin uygulanması beklenemez. Ve bu uygulanmadıl!ı için bu tür örgütlerde iç örgütsel sorunlara dayalı bölünmeler/aynlınalar meydana geliyor. Kadrolar örgül/paıti içerisindeki anti demokratizme karşı baş kaldırıyor ve sonuç devrimci hareketin daha çok bölük, pOrçük olınasma ve zayıf düşmesine neden oluyor. Oysa örgüt içi demokrasi korallan doj!rultusunda sorunların demokratikçe tartışılması, ikna metodunun çıkacak olan kullanılınası kadrolar asarında büyük bir güven sal!hyacaj!ı gibi, ilerde sorunların, pürüzlerin çözümlenmesinde bir panzehir görevini görür. K. Kürdistan'da politik hareketlerin örgüt içi demokrasiyi uyguluyarnarnalannın tarihsel, sosyal ve örgütsel birçok nedenleri vardır. Onları burda uzun uzadıya artiler (kentartıŞmaya gerek yok. Yalnız kısaca şu denilebilir. En baŞla bu örgütlerip kendilerini örgütler tüm lı Kürdistan K. hemen disine sosyalist diyenler, ki hemen bir uygun normlara -Leninist Marksist ) marksist olarak sıfaüandınyorlardı adı, uygulanm politikası açıldık içerisinde i yapılanmayı başaramadılar; örgüı/part tartışılınak tabanın gOrilş ve önerilerine baş vurulınadı. Temel teorik ve politik tezler çilik merkezyeı k bürokrati yerine tçilik merkezye için tabana sunulmadı. Demokratik kendi n Kadroları yarauldı. kadro tip tek renkli, tek uygulandı. Monolotik, tek sesli, kendilerini geliıjtirmeleri, yetkinleştirmeleri önünde engeller çıkaruldı. 87 rg DiJ!er yandan Kürdistan'ın sömürge yapısından dolayı demokrasi kültürü gelişmedi. Kadrolar kapalı roplumun dej!er yargılannı yeterince özerlerinden atamadılar. Önder kadrolar, örgüt/parti yöneticileri taban içerisinde geıçek yoldaşlık ilişki ve yöntemini geliştiremediler. Yönetme/lıükmetme anlayışı önder kadrolar arasında eJ!emendi. Bazı yönetici kadrolar sömürgeci baskı, zulüm ve vahşetin en yogun olduJ!u ve feodal deJ!er yargılarının hüküm sOrdüJ!ü kapalı bir ttıplum içerisindeki sosyal ilişkilerden geçip bu günlere gelmişlerdir. Bundan dolayı bu kadrolarda demokrasi ve birlik kültürü gelişmemişti. Dar grupçu anlayış bir tek'e anlayışı fanatizmine rd .o dönüşınüştü. ww w. ar siv a ku Yine kadrolar/yöneticiler arasında sosyalist demokrasi kavranılmamıştı. Sosyalizmin çarpık bir şekilde kavranılması ve örgüt içi sorunlardaltartışmalarda hoşgörü ve ikna metodu yerine tasfiyeci, komplocu mantık uygulanınca bürokratik-ottıriter mekanizmanın işleyişi ve anti demokratizm daha iyi anlaşılır. Parti/örgut yöneticileri, teorisiyenleri kadoraların, tabanın sosyalist demokrasiyi özümlerneleri için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmediler, sosyalist demokrasi sorununa eJ!ilmediler. Bu örgütlerin çıkardıkları ve buJ!un 80-90-120'lere ulaşım gazete/dergi sayılannın tümüne bakın, çırayla ararsanız sosyalist demokrasi üzerine başlı başına bir yazı bulamazsınız. Işte geçmişin dej!erlendirilmesi bunun için gereklidir, açıklık politikası bunun için zorunludur. Peki bu gerekli ve zorunlu olan şey yapıldı mı? Geçmişten günümüze dek yaşanan örgütsel yaşama, örgüt içi normlara, iç örgütsel işleyişe ve birlik girişimi ve deneyimlerine bakıldıJ!ında bazı örgütler tarafından geçmişin dej!;erlendirilmesi yapılmamış ve geçmiş yerli yerine oturtulmamıştır. Özellikle bazıları bir öcüden kaçar gibi geçmişin dej!;erlendirmesinden kaçmışlar ve geçmişe sünger çekrnek isıemişlerdir. Yine örgütleripartiler gerek devrimci hareketin genel sorunlarında olsun, gerekse de örgüt içi sorunlarda olsun açıklık politikasını uygulamamıslardır. Birlik girişimlerine bakı'dıj!;ında da aynı durum yaşıınmıştır. Açıklık yerine kapalılık, sorunu kitlelerden ve tabandan gizleme mantıgı sürdOrülmOştOr. Hevkari ve Tevger'ın kamuoyuna açıklandıktan sonra taban tarafından öj!;renildilti daha önce belirtildi. Birde PPKK(Peşeng) ve KUK-SE'nin birlik girişimine bakın. Kaç yıldır birlik yapacaklar diye birbiriyle dirsek temasa geçen bu iki güç bir türlü birlik yapmadıj!ı gibi bu birlik işini hep sürümcemede bırakarak neden şimdiye kadar birlik yapmadıkları ıatınin edici açıklanıa yapmadılar, devrimci demokratik kamuoyunu bu konuda aydırılatmadılar. Sahi bu iki güç neden şimdiye kadar birlik yapmadı? Hangi konuda analaşmadılar? Bu iki güç'ün yayınlanmış proj!;ramları arasında bir başkası, ya da kendileri en ufak bir fark gösterebilirler mi? Peki, hani nerede açıklık politikası? Açıklık politikası rüzgarının esmedij!;i, hatta yarundan bile geçmedij!i bir dij!er odakta güçbirlil!i mi? Cephe mi? ne olduj!;u muj!lak olan Tevger'dir. Tevger üyesi bir 88 ak ur d.o rg örgüt ayrılıyor, bir dilteri üyelil!ini donduruyo r ve bu ikisi kamuoyun a açıklama yapıyorlar, ama Tevger bunlarla iligili herhangi bir açıklama yapmıyor. Yine Tevger üyesi Oç örgüt/parti ikiye bölünüyor ve bunların Tevger içindeki temsil durumlan devrimci demokıatik kamuoyu tarafından bilinmiyor. Şimdi Tevger 5'e mi indi? yoksa ı ı' e mi çıku? belli degildir. Oysaki Tevger açıklık politikasını maddi hayat uygulasaydı bu tür bilinmezlik ler ve muglaklıklar ortadan kalkardı. Görülüyor ki açıklık politikası konusunda K. Kürdisuınlı politik örgütlerin iyi bir sınav vermemişler ve iyi bir puan alarnamışlardır. Sosyalit birlik konusunda da açıklık politikası uygularulmıyor. Sosyalist biriilli savunanlar açık bir şekilde kendi görüşlerini belirtmiyorlar. Herkes genel olarak sosyalist birlik diyor ama bu soyut kalıyor. Kimse açık olarak önce dışındaki hangi güçü sosyalist gürdül!ünü ve bu aşamada kiminle sosyalist birlik kurabilecellini beliruniyor. İşte açıklık politikası burada devreye giriyor ve kendisini dayauyor. Gerçekler açıdır, ama dayaucıdır. Açık politika için açık kavga gereklidir. Açık kavga için de açık politika wrunludur ve bu ikisi diyalektik olarak birbirine bal!lıdırlar. Sorunlan kapalı kapılar ardında görüşmenin, kitleyi ve tabaru koyun yerine koymanın zamanı geçmiştir. Kadrolann , tahanın istemi sosyalist demokrasi oormlarına dayalı bir açıklık politikasının uygulanması ve açık devrimci kavganın ar siv tutuşturulmasıdır. GENEL BİRLİK SORUNU VE NASIL BİR BİRLİK ww w. 1980'lerde bölünme ve dallılmalarla başlayan süreç yerini toparlanma, birlik ve mücadele sürecine bırakmışur. Devrimci politik mücadelenin bu evresinde saglıldı bir gelişim göstermenin ve başarılı olmanın ölçütü geçmişten ve yaşanılan yenilgiden ders ve deneyler çıkarınak, Marksist-Leninist örgütsel normlan hayut geçirmek (örgüt içi demokrasi, eleştiri özeleştiri ve açıklık politikasını uygulamak). Ülkenin somut şartlarının somut tahliliyle ideolojik/teorik yetkinleşmeyi saglarnak ve istikrarlt/kişilikli bir politika sürdürmektir. Böylesine devrimci sosyalist norm, kural ve politikanın uygulanması örgütsel bölünmele rin maddi zeminini ortadan kaldıracagı, ya da en aza indirecelli gibi birlik sürecine de önemli bir ivme kazandırır. Kısaca belirtilen bu halllarnda birlik sorunu del\erlendirilirken nasıl bir sosyalist birlik sorununa geçmeden genel olarak nasıl bir birlik ve birlik sorununun iki biçimine özce deginmek gerekir. 1970 sonlanndan günümüze dek K. Kürdistan devrimci hareketi genel birlik sorunlarını, güç ve eylem birlil\ini, Cephesel biriilli ve siyasi örgütsel biriilli ıaruşmakıadır. 1980'lere dogru K. Kürdisuında devrimci, yurtsever ve sosyalist hareketin gelişmesi, güçlenmesi, belli ölçülerde kitle destellini kazaıııruısı, sorunlann 89 daha da bir agırlaşması ve sonıniann çözümünün kendisini dayatması ve tabanın zorgüçbirlil!i ve cephe sorunu acil bir şekilde gündeme getirilip lllrtışıldı ve bu doııruituda bazı adımlar abldı. O dönemde (1980 öncesi) her hareketin yanlız kendisini "Bilimsel Sosyalist" ya da "Proleter Devrimci" görmesi, kendi dışındaki örgütleri sosyalist görmemesi ve K. Kürdistan' da genel sosyalist hareketin bölündüııunü kabul etmemesinden dolayı siyasi örgütsel birlik üzerinde durolmadı ve salt güçbirlil!i üzerinde durbldu. Bu doııruituda prnlik adımlar abldı. (Ötenl!in, o dönemde kurblan UDG-Ulusal Demokra tik Güçbirlil!i- bu anlayışın bir ürünü ve sonucuydu). Tabi ki o dönemde hareketlerin kendi dışında kimseyi sosyalist görmemeleri bir yönüyle dünya komünist hareketinde egemen olan "Her ülkede ancak tek bir komünist partisi olur." anlayışından kaynaklanmaktaydı. Bu anlayış günümüzde aş~dı. Bir ülkede birden çok komünist örgüt/parti'nin olabilecel!ini artık kabul edilmektedir. Yine 1930 öncesinde kendisine Marksist diyen hiç bir hareketin gündeminde kendi dışındaki bir hareketle siyasi örgütsel birlik kurma sorunu yoktu. TKSP kendi dışında hiç bir güçü sosyalist görmüyordu. (Sanırım halende görmüyor ) Ona göre dışındaki tüm örgüt ve partiler burjuva/küçük burjuva milliyet.çisiydiler. TKSP kadrolarında tam bir 11P (Tiirl<iye İşçi Partisi) manhgı egemendi. Nasıl ki 11P kendisini Türkiye'nin "biricik" sosyalist partisi olarak göıiiyoıduysa, TKSP'de kendisini Kürdistan 'ın "biricik" sosyalist partisi olarak görüyordu. Devrimci Demokmtlar (l<lP)de hiç kendisini TKSP'den aşal!ı görmüyordu; Onun da TSIP'i vardı. UGD'nin dagılışından sonm "UDG ve bir deprasyon olayı" adıyla yayınladıklan bir brüşürde Devrimci Demokmtlar (KIP) de kendilerini Kürdistan'ın tek bilimsel sosyalist hareketi olarak degerlendirdiler. Geriye kalan diger örgütlerde kendilerini "Proleter Devrimci (onların da Dev-Yol'u vardı) görerek, dışındakilerini de "Reformist ve Revizyonist" olarak nitelindirdiler. Özeesi !980 öncesinde hiçbir örgüt siyasal örgütsel birlik politikasını savunmadı ve bu konuda pmtikıe herhangi bir adım ablmadı. 1980 sonrasında ise birçok gerçekler günyüzüne çıkb. Yazının önceki bölümünde denildiki gerçekler acıdır, ama ayru zamanda dayabcıdır. Lenin: "kendi kendimizi ww w. ar siv ak ur d.o rg lamasıyla aldatmayalım, nalım." diyor. aeı gerçetin yiJzilne iyiee bakmak cesaretinde bulu- Kürdistanlı örgül/parti yöneticileri kendi kendilerini aldatmaktan bir fayda bulmadıkları ve bir nebze de olsa "acı gerçegin yüzüne bakma cesaretinde" bulundukları için K. Kürdistan'da devrimci hareketin bölündügunü ve birlil!in gerekliligini gündemlerine aldılar. Birçok birlik girişimleri oldu. Degişik örgüt ve partilerin siyasal örgütsel birlik için birbirleriyle olan ilişkileri bir sonuç vermedi. 90 MLERİ SİYASAL-ÖRGÜTSEL BİRLİK GİRİŞİ w. ar siv ak ur d.o rg , Rızgari ile KUK 'un bir kesimi KUK ile 'nko§ in'in, TKSP ile PPKK(!'e§eng)ın dogru ltusu ndak i giri§imlerinin ve KAWA'nın, PPKK ile KUK -SE'n in birlik sunda bu örgütler birbirlerine kar§ı sonuçsuz kaldıl!ı bilinmektedir. Tabi birlik konu manevraları burda açıklamaya gerek samami degildiler. Birbirlerine kar§ı yapu ldan birlik i§ini bilinç li olara k neden yok. Birli k sorun una nede n egild ikler i ve sürümcemede bıraktıklan bilinmektedir. diye bir derdi yok. TKSP 'nin o örneg in: TKSP 'nin aslında siyasal örgütsel birlik gündeme getirmesi onun iç örgütsel dönemde (1983'lerde) PPKK ile birlik sorununu nomi k raydı. Aynlık için göste rilen "Eko sorunlarından kayn aklan an bir manev degildir. PPKK genel sekre teri S. Dijle'nın yapıyla ilgili belirl eme" inandıncı ile ilgili yaptıgı açıklamadan sonra TKSP ropörıajında "Sosy o-Ek onom ik yapı" §imdi neyi aynlık olarak gösterecek. iyle siyas al örgü tsel biriil le Benc e, TKS P'nin Peşeng veya bir diger ik, Ballımsızlık, Federasyon" veya başka yana§IDamasının nedeni "Sosy o-Ek onom ari ve en son Tevg er pnllramında ideolojik bir §eY degildir. TKSP istese UDG , Hevk TKS P'nin siyas al örgüt sel biriille oldug u gibi ona uygun bir formül bulur du. dellerlendirilmesinden kaçınması ve kendi yana§mamasının temel nedeni geçmişin bunlara kar§ın ise PPKK'nın tek derdi ve dışında sosyalisı güç görmemesidir. Tüm ile birlik yapmasıdır. Tabi bu anlayışla sosyalisı birlikten anladıllı tek §eY TKSP kıadır. 1980 'lerde n sonra siyasal Pe§engi bir açınaz/çözümsüzlük içerisne sokma girişim TKSP-Roja Wela t ile KIPörgütsel birlik konusunda pratikte başarılan tek i olamadı .. kısa bir süre sonra KIPGBK 'nin yapugı birlik oldu. Ama oda uzun vadel GBK'Iiler (tümü degil) aynldılar. n üzerinde en çok Yuka rda bu durumu kısaca belin ikten sonra bugü ine dellinrnek gerekir. tartışılan birlik sorununun iki biçim konuşulan, ww BİÇİMİ SİYASAL BİRLİK SORUNUNUN İKİ getirilip tartışılan siyas Bugün degişik politik güçler tarafından gündeme birlik sorununun iki biçimi: ı- Yurtsever Demokratik Birlik al örgütsel 2- Sosyalist Birlik'tir. kapsamlı bir eleştiri yapm aya Yurtsever demokratik birlik anlayışı üzerine geniş idir. yeterl gerek yok. Bazı kısa notlarla üzerinde durolursa lerini ıagveuneleri ve birer kişi a) En başta bu arılayış diger siyasal örgütlere kendi için tasfiyeci bir anlayış ur. (birey) olarak bu plaıforma katılınalarını dayaıugı 91 b)Yurtse ver demokra tik birlik/örgüt görüşü geri bir anlayışur. Sosyalis t olmayan (yurtsev er demokra t) olan unsurların bu tür bir örgütleurneyi savunması doj!aldır. Ama kendisin e sosyalis t diyen (yıllarca sosyalis t bir partide çalışan, yöneticilik yapan) birilerinin bunu savunması sosyaliz mden 180 derece çark yapıp ulusalcı demokratlaşmakur. ww w. ar siv ak ur d.o rg c) K. Kürdisıan'da yurtsever demokra t Orgüt açısından siyasal bir boşluk olmadıl!ı gibi, böyle yeni bir örgüte ihtiyaçta yok. Yurtsever Demokrat birlik savunucu ları K. Kürdisıan 'da tüm örgütler i Y. Demokr at örgüt kategori sinde görmele rine raj!men buna bir yenisini eklerneye kalkışmaları bir tutarsızlık örnej!idir. ç) Y. Demokr at örgüt savunuc ulan bu tip bir örgütlen menin nasıl bir şey oldu!lunu de yeterinc e kavramadıklan için kendi görüşlerinde birçok çelişki ye düşmektedirler. ömegin : bu yurtsever demokra t örgüt içerisinde işçi sınıfında n miUi burjuvaz iye kadar tüm sınıf ve kaumml ar yer alabilir, ve bu örgüne ideolojik birlik de olacak. Işçi sınıfı ile milli burjuvazi ya da bir sosyalist ile bir bwjuva miliyetç isi arasında nasıl ideolojik birlik olur? d) Kürdisıan bu tür bir yurtsever demokra t örgüt öncülüg ünde kurtulursa varac~ı yer otoriter/baSkıcı bir rejim ya da en çok kısıtlı bir buıjuva demokrasisidir. Kürt halkı sömürge cilik zincirinden kurtulup, kapitalis t köUecilik zincirine ~lanacak. g) Yurtsev er demokra t örgüt anlayışının kaynaklandıltı temel neden sosyaliz me güvensizliktir. Amaç Kürdistandaki devrimci süreci geriye dogru çekınektir. e) Yurtsev er Demokr at örgüt cephe tipi kitle örgütlen mesidir. Hem Cephe örgütlenmesini, hemde cephe tipi kitle örgütlen mesini aynı anda birlikte savunma ya gerek yok. t) Deniliyorki bu Yurtsev er Demokr at örgüt kitleseiJeşecek, milyonları bagnnda toplayacak. KitleseiJeşmek için ille de yurtseve r örgüt olmaya gerek yok. !talyan Komüni st Partisi 3 milyonu , Bengal Komüni st Partisi 17 milyonu baj!ırınd a toplamışur. Vietnam Komüni st Partisi dünyanın en büyük emperyalist güçüne karşı mücadele sürdürürken, milyonları harekete geçirirken kendisin e yurtsever demokra t degil marksist-leninist örgüt diyordu. Kaldıkimadem Kürdisıan'daki diger örgütler yurtsever demokratdırlar, o zaman neden bunlara yeni bir ıane eldensin? Neden sosya· list (gerçek anlamda marksist-leninist) bir örgüt savunulmasın? Notlar daha da çogalulabilinir. Ama gerek yok. Butür geri, ilkel (klasik) bir örgüt anlayışıyla ul!raşmaya ve vakit öldürme ye gerek yok. Zaten sosyalis tler bu tür bir örgüt anlayışıyla muhaıap olmazla r. Onların ıaruşacaldan muhataplarının adresi belli: TKDP, Bergeh ve Parbez ne güne duruyor. 92 2. BÖLÜM NASIL BİR SOSYALIST BİRLİK ur d .or g tür bir sosyalist birlik olacal!ı Sosya list birlik sorunu tartışılırken bunun nasıl, ne yan yana gelip tek bir lerin örgüt konus un da bir açıklık yok, mul!laklık var. isı birlik mi? yoksa sosyal bir bütün sel prol!rarn üzerin de anlaşarak kurac aklan list birlik mi? sosya bir aklan örgütlerin ve tek tek kişilerin yan yana gelip kurac mi olacak? yoksa ideolojik, Aync a bu sosya list birlik kanatlı bir sosya list birlik olacak? Yukarda belirtilen bu dupoliti k, JJCO!lrarnsal temelde bir örgütsel birlik mi un net bir şekilde aydınlıl!a rumla ilgili mul!laklık hüküm sürüyor. Oysa bu durum una bir açıklık geticilsin ve birlijte hizme t kavuşturnlması gerek ir ki birlik sorun etmiş olsun . erle birlik sorununu pazarlık Sosya list örgüt sel yapılann tek tek sosya list bireyl sosya list politi k güçle rin tavır u Dogr konus u yapm alan yanlış bir tavır olur. mından oluşacak olan topla grup) et, harek örgüt sel birlig idir. Yani örgüt lerin (parti, ww w. ar siv ak bir sosya list birlik. merkezi görevini görür ve Böyle sine bir birlik oluşursa bu aynı zama nda bir çekim tek tek bireylerin bu birlil!e katılunını hızlandırır. örgütlerin toplarnından oluşmuştur. Dünyanın bir çok ülkesi nde sosya list birlik 6 sosyalisı örgüt (parti, hareket, dahil i)de Ömel!in MKP (Mek sika Komü nist Parıis tek bir prol!rarnsal anlayış inde temel birlik grup) yan yana gelip ideolojik-politik sorununu pratikte çözmüşlerdir. üzerine örgütsel bir yapı oluşturarak sosyalist birlik yeni yeni üzerinde ıaruşılan bir örgütlenme Kanatlı bir sosya list parti anlayışı daha gerektıil!i sorunu daha tam olarak biçimidir. Kanatlılıl!ın ne oldujtu ya da ne olması legal parıileşme için kanaılı bilinç e çıkarulmarnış. Türk Solu içerisindeki bir kesim ı kuş 'un nerey e ve nasıl kanatl bir sosya list parti anlayışını savunmaktadır. Bu tan'ın şartlan bribirinden Kürdis K. ve ye uçacaj!ıda daha belli degildir. Kaldıki Türki elesi sürecinde ilegal mücad uş kunul ulusal farklıdır. Sömü rge Kürdi stan şartlannda, mudu r? Parti/ orgüt uygun şı anlayı örgüt lenme temel inde kanatlı bir örgüt /parti ve özel bir taban k girme ine içeris ı içeris inde ayrı bir disipl in yaratm a çabas midir? degit ters şına anlayı oluşturmaya çalışmak marksist-leninist parti jik birlik sorunu hep yanlış anlaşıldı; Şunuda belirt eyim ki, şimdiye kadar ideolo ün tüm mensuplarının en ince ters yorumlandı ve o kadar ileri gidildi ki bir örgüt i. dayatıldı ve buna da ideolojik birlik denild ayrınulara dek aynı şekilde düşünmeleri ine birbir i jenlij! homo jik ideolo Bunu n sonuc u olarak bazılan ideolo jik birlik ve sorun lannd an, temel ilkelerden ülke ve bölge a, (düny a konud Her lar. karıştırıyor bir yapıyı savun mak dogru uş oluşm ayrıntılara dek) aynı düşünen insan lardan isıemek olanaklı olmadıl!ı i del!ildir. Tüm bu sorunlarda herkesin aynı düşünmesin 93 g gibi gerekli de del!ildir. Aynca bu diyalekıil!e de ters düşer. Ideoloji k birlikten anlaşılması gereken şey sorunlarda (Aynntılarda del!iJ) bir Jlllll!raıı ıın özünü oluşturan esas konalard a (temel ilkelerde ortak düşünmektir. Leninis t sosyalis t demokra si anlayışına göre bir örgüt ya da partinin bazı görüşlerinin yanlış oldul!unu düşünen biri eger o partiden aynlmıyorsa. partinin eylem biriiliini boznıuyorsa parti icerisind e kendi görüşlerinin propagandasım yapabilir. ur d .or Bir örgüt/pa rti içerisind e proıtrama ilişkin kısmi görüş ayniıkiarı veya bazı formüla siyonlar a ilişkin iırazlar olabilir, bu dol!aldır. B unun ortadan kaldmim ası ikna metoduna dayalı, yoldaşça güven ıenmeliııde bir tarıışmamn yapılması, herkesin (üyelerin) kendi görüşlerini özgürce dile getirmeleri ve örgüt içi sosyalist demokra sinin uygulanıhnasıyla mümkün olur. Ve bu sonuılarıo çözüm yerleri kongre ve kon- feıanslardır. siv ak Özeesi sosyalis t birlik ideolojik -politik sorunlar da (aynnbla rda ve tüm sorunlar da degil, temel sorunlarda) ortak bir mılayış temelinde teorik-prol!ramsal zeminde siyasiörgütsel birliktir. Bu tür bir sosyalis t birlik Kürdisıanın somut şartiann a uygun düşen bir birlik anlayışıdır. K. Kürdisıan'ın nesnel koşullar ından uzak ve sosyalisı demokra si ilkesinden yoksun bir birlik anlayışı uzun vadeli ve kalıcı olamaz. Bu tür bir birlil!iıı adı ''llerde tekrar ayrılmak için birlik"tir. KİMİNLE SOSYALİST BİRLİK ww w. ar Üzerind e önemle duruhnası gereken bir durum da kiminle sosyalist birlik sorunudur. Herkes sosyalis t birlik diyor, ama kiminle sosyalis t birlik yapaca)lını belirtmiyor. Yine örnegin; A hareketi B hareketini sosyalis t olarak görebilir, ama bu aşamada onunla sosyalist birlik kurmam n nesnel şartlan ohnayabilir. Buda açıkça belirtilm esi gerekir. Birde iç örgütsel sorunlarından dolayı böylesine bir birli)le hazır ohnayan hareketler var, bunlar da açıkça belirtilip, bilince çıkarbhnahdır. "PKK ve TKDP"n in dışında herkesin birlil!ini" savunma k yanlış bir anlayıştı r. Zaten böyle bir birlik sosyalist bir birlik olmaz. Adı başka olur. Kenidis ine sosyalis t demiyen bir örgüt/pa rtiyi sosyalis t birlik içinde de)lerlendirmek de yanlış olur. Bugün kendisin e açıkça ''Ulusal Demokr atik" ya da "Devrim ci Yurtsev er demokra t" örgüt/parti, hareket diyenleri sosyalis t birlik dışında görmek gerekir. Onlarla ancak cephesel birlik kurulabilir. Bu tür yurtsever örgütlerl e siyasi örgütsel birlik kurulamaz. Birde genel olarak sosyalist olarak nitelendi rilip de bu aşamada birlil!e hazır olmayan, ya da bazı nedenlerden dolayı onlarla bu aşamada birlik olama durumu düşünahneyen örgüt ve partiler de vardır. 94 ww w. ar si va ku rd .or g ci sosyalist ömegin TKSP genel anlamda sall sosyalist (yazılannda sık sık devrim belinmek l!ı farklılı terimini kullanmanın esas amacı reformisı sosyalistlerle olan en, vemıed iri içindir) bir harekettir. Ama TKSP geçmişini deııreJendirmeden, özeleşt bu ile TKSP kendisinden aynianlara karşı düşmanca bakış açısından vazgeçmeden aşamada bence sosyalist birlik yapılamaz. siyasi örgütsel Bence bu aşamada kendi konumlanndan ötürü onlarla sosyalist gerekir. vermek önem na sorunu birlik el birlik yapılaınıyacak olan örgütlerle cephes ittifak e güçlerl rat demok er, yurtsev ayan Sosyalist siyasal örgütsel biriilli savunm diger tan'ın Kürdis ir. birlikt el cephes de yapılmalı, bu ittifakın siyasal biçimi yan nde düzeyi ans) konfer (veya kongre bir parçalarından siyasal güçlerle ortak ulusal yana gelinmelidir. örgüt, bareKuzey Kürdistan'da sosyalist biriilli savunan ve buna hazır olan parti, ket, grup ve çevrelerle pratikte somut adımlar atılınalıdır. ; herkes sosyPeki pratikte bu somut adımlan kimler atacak? Daha önce de belirtim Oysa asıl iyor. belinm llım yapaca birlik sı alist birlik diyor, ama kiminle sosyali ektir. belirlem rini öznele önemli olan sosyalist birlik sorununun in nesnel Içinde bulundul!wnuz mevcut durumun ve yaşadıllımız gelişme sürecin A, KUK, W KA TSK, a ü ortamd koşullan dol!rultusunda soruna baknl!ırnızda, bugünk rmasının oluştu biriilli KKDK ve Teltuşina Sosyalist'in birbirleriyle sosyalist siyasal gi bir herhan bence ve tek bir politik örgütsel çan alunda birleşmesinin önünde önemli engel bulunmamaktadır. sürecini bence başlatabirler. Adlannı saydıgun bu 5 siyasal güç sosyalist birlik n siyasal Bu 5 siyasal güç birbirine yakın olan ve temelde aynı şeyleri savuna ki bazı elbette larda güçlerdirler. Özde aynı şeyleri savunmakta birlikte, aynnn farklıltidar olur. de dollaldır Bu 5 siyasal göçün bazı ideolojik-politik sorunlarda farldı düşünmeleri karışılıklı ar sorunl Bazı etmez. teşkil engel bir e ve bence bu birtillin önünd i olan birlik sorununda tamşmalar, eleştiri ve ikna metoduyla giderilebilinir. öneml sarnami olınaknr. SOSY ALİ BİRLİGE GİDEN YOL giden yolu Sosyalist biriilli oluŞUırmanın yöntemi üzerine de tamşmak ve biriille açıldıila kavuşturmak gerekir. sı için dellişik Gerçek anlamda Marksist-Leninist bir sosyalist birligin oluşma ları gerekir. anlaşma ta anlayış msal pro!lra sosyalist güçlerin ideolojik belirlemelerde, aynı bakış şında Buniın yanısıra örgütsel çalışma tarzında ve mücadele anlayı amazsa saglan birlilli) a (fıkir açısına sahip olınaları gerekir. Bu tür sorunlarda anlaşm 95 ww w. ar si va ku rd .or g birlik oluşmaz. Onun için sosyalist birlife gidel yol ilkesel birlikte n geçer. llkesiz birlik olamaz. Sosyalist birlige giden yolda pratikte şunlar yapılmalıdır: ı) Saj!lam ve kalıcı bir sosyalist birlifin oluşturulması için sosyalistlerin birligini savunan tüm parti, örgüt, hareket, grup ve çevreler devrimci demok ratik kamuoyuna açık bir birlik toplantısının(buna birlik konferansı da denilebilir) yapılamsı için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye hazır olmalıdırlar. 2) Birlik konferansının örgütlendirlirnesi için S kişilik bir birlik toplantısını hazırlama komitesi oluşturulmalıdır. 3) Bu hazırlık komitesinde aynı örgütten 2 kişi yer almamalı, parti, örgüt, grup ve çevre'leıden sadece 1 kişi yer almalıdır. 4) Birlik toplantısında her parti, örgüt, grup ve çevre açık ve net bir şekilde birlik anlayışını ortaya koymalıdır. 5) Birlik toplantısına katılan güçlerden birbirine en yakın olanlar veya birbiriyle ıa­ mamiyle anlaşanlar toplantı sonucunda birlik süreçlerini resmen devrimci kamuoyuna açıklamalıdırlar. Not: Parti, siyasal örgütsel birlifin bir biçimidir. Yazıda sık sık kullanılan "sosya list birlik" terimindeki esas amaç sosyalist parti birligid ir. Sosyalist parti anlayışım rabanın görüş ve önerilerini en iyi bir biçimd e degeriendiren ve onların degişik görüşlerini senıezleştirmesini bilen, demok ratik merkeziyetçi, tüm organlarını seçim yöntemiyle demokratik bir şekilde seçtire n, eylem birligini ve yoldaşça güveni safiayan devrimci sosyalist parti anlayışıdır. 96 g urd .or va k ars i w. ww