V. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi, 25-27 Kasım 2005 ÜRÜN YAŞAMI SÜRECİNDE ÜRETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Figen BALYEMEZ İstanbul Ticaret Üniversitesi Evrim İldem DEVELİ İstanbul Ticaret Üniversitesi D. Zeynep BAYAZIT ŞAHİNOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Özet Pazarlama yönetimine yön veren “ürün yaşam süreci”, zaman içerisinde satış ve karlarındaki değişimleri göstermek için kullanılır. Ürünün dönemine göre; hedefler, pazarlama amaçları ve unsurları değişebilir. Aslında, amaç bütünleşik pazarlama anlayışıyla tedarikten üretim ve tüketiciye kadar tüm fonksiyonların birlikte hareket edebilmesidir. Hiç şüphesiz yeni fikirlerin ortaya çıkması üretim ile pazarlama yönetiminde alınan stratejik kararların bir arada tutarlı bir şekilde verilmesi ile mümkündür. Çalışmada, ürün yaşam dönemine göre verilmesi gereken kararlarda üretimin katkısı ve pazardaki bilgilerin değerlendirilmesi ne yönde olabilir, sorusunu cevaplamak amaçlanmıştır. Sonuç olarak bu çalışmayla, bütünleşik bakış açısının katkısının gerekliliği beyaz eşya sektöründeki şirketlerle yapılacak derinlemesine mülakat metoduyla ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Bütünleşik Üretim, Bütünleşik Pazarlama, Ürün Yaşam Süreci, Üretimin Yeniden Yapılandırılması 1. ÜRETİM SÜRECİNİN ÖNEMİ Ürün ve hizmet sunumu olmadan bir şirketin var olabilmesinin anlamı da yoktur. Bir şirket için amaç; yalnızca en iyi bilgisayar destekli dizayn oluşturmak, en hızlı montaj veya en iyi reklam kampanyası yapmak değil; maksimum değer sağlayan, sağlamlılığı olan ve en kısa sürede tüketiciye ulaşan kaliteli bir ürün oluşturmaktır. Ürün oluşturma sürecinde bulunan dizayn, test etme, üretim ve diğer aktiviteler ürünün tüm gelişme ve üretim sürecindeki değişkenlerin kontolünü garanti eden bütünleşik üretim gelişim sürecinin içeriğiyle ilişkili olarak yürütülmelidir (Wilson ve diğerleri,1996;4-5). Ürün geliştirme süreci şirketler arasında, şirketler içinde ve hatta aynı şirketin birimleri arasında dahi farklılık göstermektedir. Ürün geliştirme süreci etkinliğindeki bu çeşitlilik yeni ürün dizaynında ve/veya üretiminde öldürücü çatlaklar yaratabilir (Wilson ve diğerleri,1996;5). 2. ÜRÜN YAŞAM EĞRİSİ Kotler’e (2003;328) göre bir şirketin konumlandırma ve farklılaştırma stratejileri zamanla ürün, pazar ve rakipler değiştikçe değişim gösterir. Moda ile olan ilişkileri nedeniyle farklı özelliği olan her bir malın yaşam süreci de aynı değildir (Yükselen,2003;191). Son zamanlarda ürün kategorileri en uzun hayat eğrisine sahiptir. Bu nedenle şirketler kategori yönetimi anlayışına göre yapılandırılmaktadırlar. Chi ve Liu’ya (2001;695) göre, ürünlerin sınırlı bir yaşamları vardır. Ürün yaşam eğrisi süreci yeni ürünün pazara tanıştırılmasıyla başlar; doğuş, ve ürünün pazardaki potansiyelinin teknolojik desteksizlikle veya belirsizlik ortamında izlenen yanlış stratejilerle yok olmasına sebebiyet verir; bu da ürünün ölümü anlamına gelir. Ürün yaşam eğrisi yeni bir ürünün pazardaki aşamalarını tanımlar. Bu aşamalar; giriş, büyüme, olgunluk ve düşüşten oluşur ve her aşamada ayrı ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma çabaları uygulanır (Berkowitz ve diğerleri,1997;318). Yaşam eğrisi sistemini inşa edebilmek için öncelikle ürün planlama ile başlamak gerekir. İlk kritik nokta olarak kabul edilen sistemin tasarlanma süreci, fonksiyonel tüm gereksinimlerin tedarik edilmiş olması, diğer özellikler, sosyal etkiler ve düşünülebilecek her tür etkinin ve sistematik prosedürlerin uygulanabilir ve karşılanabilir olması gerekmektedir. 83 F. Balyemez, E. İ. Develi, D. Z. Bayazıt Şahinoğlu S a tışveka r Bu bağlamda yeterli derecede önem gösterilerek tasarlanmış yaşam eğrisi sistemi hedeflere ulaşma noktasında beklenen karşılığı verecektir. Giriş Büyüme Olgunluk Düşüş zaman Şekil 1. Ürün yaşam eğrisi (Kotler, 2003) 2.1. Giriş/Sunuş Aşaması Ürünün hedef pazarla tanışma aşamasıdır. Bu aşamada satış artışı yavaş bir seyir gösterirken kar oranı düşüktür. Birim maliyetler yüksektir. Tutundurma çabaları ürün hakkında bilgi verme, farkındalık yaratma amacıyla yoğun olarak uygulanır. Bu nedenle tutundurma harcamaları da yüksek olur. Bu aşamada ürün pazarın her yerine yayılmamıştır. Dağıtım politikası sınırlıdır. Fiyat stratejisi ürünün pazardaki tutundurulmasına, rekabete karşı pazar payını arttırmaya, karını arttırmaya göre belirlenir. Giriş aşamasında dört farklı strateji uygulanır. 1) Hızlı gözden geçirme; yeni ürünü yüksek fiyatla ve yüksek promosyon seviyesinde pazara sunmaktır. Bu strateji potansiyel bir pazarın üründen haberdar olmadığı bir durumda anlamlıdır. Farkında olanlar o ürünü almak için isteklidir ve talep edilen fiyatı karşılar. Böylece şirket potansiyel bir rekabetle karşılaşır ve marka tercihleri oluşturmak ister. 2) Yavaş gözden geçirme; yeni ürünü yüksek fiyatla ve düşük promosyon seviyesinde sunmaktır. Bu strateji pazarın genişliği kısıtlı olduğunda anlamlıdır. Burada ürünün farkındalığı yüksektir. Alıcılar yüksek fiyat ödemek isterler. Potansiyel rekabet yakında değildir. 3) Hızlı nüfuz etme; ürün pazara düşük fiyatla ve yüksek tutundurma çabasıyla girer. Bu strateji pazar genişse, üründen habersizse, birçok alıcı fiyata duyalı ise, güçlü potansiyel rekabet varsa ve şirketin ölçek ekonomisiyle birim başına üretim maliyeti düşükse uygulanır. 4) Yavaş nüfuz etme; ürün pazara düşük fiyatla ve düşük tutundurma seviyesiyle girer. Pazarda ürün farkındalığı yüksektir. Fiyat hassasiyeti varsa, potansiyel rakipler varsa bu strateji uygulanır. (Boone ve Kurtz, 1995) 2.2. Büyüme Aşaması Bu aşamada başa baş noktasından olgunluk dönemine kadar işletme bu süreci uzun tutmak ister. Satışlar yükselir ve kar artmaya başlar. Pazardaki rakip sayısında artış gözlenir. Ürün diğer pazar bölümlerine de girer ve dağıtım ağı genişler. Fiyatta çok fazla değişim yapılması tüketicinin zihnini karıştırmamak için fazla tercih edilmeyen bir stratejidir. Bu aşamada strateji olarak maliyetler düşürülerek ürünün kullanım oranında artış sağlanma amaçlanarak yeni müşteriler edinilmeye çalışılır. Tutundurma faaliyetleri ürünün markalaşmasına yöneliktir ve imaj ağırlıklıdır. 2.3. Olgunluk Aşaması Satışlar ve rekabet en yüksek seviyesindedir. Pazar payı korunmaya çalışılır. İşletme tam kapasite çalıştığından birim maliyetleri de en düşük seviyededir. Kar düşmeye başlar. Bu nedenle de bu aşamada ürünün ambalajında, özelliklerinde bazı yenilikler yapılır, ürün hattına yeni hatlar eklenir veya ürün derinleştirilir, kullanıcı olmayanlar marka kullanıcılarına dönüştürülmeye çalışılarak rakiplerin müşterilerini çekmek istenir. Yenilikçi ürünler bu aşamada daha uygundur (Heizer ve Render, 2004). Karı yükseltmeye yönelik olarak uygulanacak diğer stratejiler; ürünün başka kullanım alanlarında tanıtılması, pazar bölümlerinin genişletilmesi, kalitenin geliştirilmesi, dizaynda yapılan yenilikler, tutundurma çabalarının ürün ve marka farklılaşmasına yönelik olmasıdır. 2.4. Düşüş/Gerileme Aşaması Satışların düşmeye başlamasıyla zarara geçiş noktasına kadar uzanan aşamadır. Her ürünün düşüş hızı farklıdır. Düşüş dönemi yavaş olabilir. Ürünün gerçekten bu aşamada olduğunu fark etmek zordur. Satışlar ve karlılık düştükçe bazı şirketler pazardan çıkarlar. Pazarda kalanlar ise sundukları ürün sayılarında azaltmaya giderler. Bu şirketler küçük pazar bölümlerinden ve zayıf ticari kanallardan çıkar ve tutundurma bütçelerini kısarak fiyatlarını düşürürler (Kotler, 2003). Bu aşamada uygulanacak pazarlama stratejileri işletmeye göre farklılık gösterir. Ancak ne yazık ki şirketler ürünlerinin yaşlanmasını geciktirecek veya duraksatacak strateji geliştirmemektedirler. Rekabet gücü zayıf ise şirket pazardan çekilebilir. Rekabet gücü yüksekse şirket pazarda 84 V. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi, 25-27 Kasım 2005 kalarak diğerlerinin pazardan çıkmasını bekler. Dağıtım kanalında geriye dönüşler başlar ve ürünün dağıtım ağı daraltılır. Fiyatta indirimler yapılarak tutundurma çabalarında vurgulanır. Şirket güçlü dağıtım kanallarına sahipse bir başka şirkete satılabilir ve böyle bir durumda tüm karar alma süreci diğer şirkete geçer. Elde tutmak için güçlü sebepler olmadıkça zayıf bir ürün şirkete oldukça maliyetli gelmektedir. Bazı markalar ürün yaşam eğrisindeki düşüş dönemlerini yaşamalarına karşın marka değerleri ve bilinirlikleri sürüyordur. Böyle bir durumda marka bir başka şirket tarafından satın alınarak ya da birleşme yoluyla güç kazanarak, kaynak sağlayarak tekrar yaşatılabilir. 3. ÜRETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Şirketler kaynak tüketimini azaltmak için üretimin yeniden yapılandırılması sürecini benimsemelidirler. Sürecin bir bölümü veya bir ürün değer katmıyorsa elemine edilerek üretim aşaması tekrar gözden geçirilmelidir. Bir şirkette üretim bölümünden, muhasebe, satış, insan kaynakları, pazarlama bölümlerinde kadar tüm bölümlerde “sıfır atık” felsefesi amaçlanır. İşletmelerde üretim yöneticilerinin başarılı olabilmesi için yönetim ve teknik ilkeleri anlamaları ve bu ilkeleri üretim sorunlarına uygulamaları sorununda becerikli olmaları gerekir. Matematik, mühendislik, toplum ve davranış bilimlerinden ve ekonomiden yararlanmalıdır. Günümüzde bu bilimlerden anlamayan ve yararlanamayan yöneticiler başarılı olamazlar (Demir ve Gümüşoğlu, 1998). Şirketlerin rekabet ortamının yarattığı problemleri çözebilmeleri için modifiye olmuş yeniden yapılanma yaklaşımlı metotlar oluşturmaları gerekmektedir. Uygulanacak metottaki bütünlük anlayışı ürün yaşam eğrisinin her evresine aktarılmış dinamik bilgisel ve tekniksel birikimleri barındırmayı gerektirir. (Prudhomme ve diğerleri, 2003). İşletmelerde finanas, üretim ve pazarlama işlevleri ve ona destek sağlayan insan kaynakları yönetimi çok önem taşır. Üretim ve pazarlama ticaretin iki temel işlev alanlarıdır. Üretimin sunumla, pazarlamanın da teleple ilgili olması bu iki bölümün birlikteliğinin önemini vurgulamaktadır. Bölümleri kesin hatlarla ayırmak doğru değildir; çünkü uygulamada önemli ölçüde bölümlerarası bağlılığın ve faaliyetin olması gerekir (Demir ve Gümüşoğlu, 2003). Herhangi bir üretim çalışmasında, üretim yöneticisinin ilk görevi girdileri sağlamaktır. Girdiler biraraya getirildiğinde “değer yaratma” işlemi gerçekleşir. Bu aşamada mal ve hizmetler üretilirken makinelere görev programlama, kişileri farklı görevlere atama, üretimde kaliteyi kontrol etme, görev yapma yöntemlerini geliştirme, firma içinde materyal aktarma faaliyetleri gerçekleştirilir. Üretim sürecinin son aşamsı “çıktı”ların, ürünlerin ve hizmetlerin tamamlanmasıdır. Bu aşamadan sonra pazarlama işlevi; fiyatlama, satış geliştirme, satış ve dağıtım, tutundurma gibi faaliyetler yerine getirilir. Pazarlama yönleri Ekonomik çözümleme İşlevsel çözümleme Araştırma İşlem yönleri Dayanıklılık ve güvenilirlik yönleri Ürün geliştirme Üretim yönleri Materyal, araç gereç varlığı Üretim Estetik Ürün tasarımı Satış Reklam Pazar araştırması Daha geliştirme Tasarım değişiklikleri Şekil 2. Ürün tasarımında ilişkiler (Demir ve Gümüşoğlu, 2003) Çağdaş pazarlamanın amacı, tüketici istek ve ihtiyaçlarını doyurmak olduğundan ürün planlamasına pazarlama yöneticisinin yapacağı katkılar ürünün satılması yönünden büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ürün planlamasına çağdaş pazarlamanın kalbi gözüyle bakılmalıdır. Ürün planlaması ürünün kalitesinin, özelliğinin, stilinin ve servisinin geliştirilmesi ya da tutundurma avantajlarının artırılması amacıyla yapılır. Pazarlama yöneticisi pazarlama araştırmalarının elde ettiği bulgulara göre üründe yapılacak değişiklikler konusunda planlama amacının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapar. Bir ürünün oluşturulmasındaki süreçte şirketlerin Ar-Ge bölümlerinde çalışan kişiler tarafından ürün geliştirilmeye ve tüketiciye sunma aşamasına getirilir. Bu süreçte tüketicinin hiç bilmediği, tanımadığı yeni bir ürün pazara sunulur. Tüketicinin dahil edildiği süreçte, satış temsilcileri pazardan edindikleri bilgileri şirkette 85 F. Balyemez, E. İ. Develi, D. Z. Bayazıt Şahinoğlu satış ve pazarlama bölümleriyle paylaşır ve yapılan pazarlama araştırmaları sonucunda edinilen bilgiler pazarlama bölümünün bu fikirleri üretimin mutfağı olan Ar-Ge bölümüyle paylaşmalı ve koordineli olarak çalışmalıdırlar. Yeni bir ürünün üretiminde pazarlama ve Ar-Ge bölümünün işbirliği içinde çalışmaları “bütünleşik pazarlama” anlayışını ortaya koymaktadır (Assael, 1993). Fonksiyonlararası entegrasyon projenin tek bir takım tarafından kontrol edilmesiyle ve pazarlama, üretim ve mühendislik bilgisinin üretim sürecinde yer almasıyla mümkündür (Buffa, 1969). 4. METODOLOJİ Çalışma süresince amaç, Türkiye’de beyaz eşya sektöründeki pazar payı yüksek olan beş büyük şirketin bütünleşik pazarlama anlayışıyla ürün yaşam eğrisi evrelerinde nasıl bir strateji ve yaklaşım içerisinde olduklarını derinlemesine mülakat metoduyla anlayarak, sektördeki mevcut diğer şirketler için bir genelleme sonucuna varabilmektir. Ancak veri toplama aşamasında metodolojide bazı kısıtlamalar oluşmuştur. Bu kısıtların kapsamı ulaşılmak istenen beş büyük şirketten sadece ikisinin sorular karşısında duyarlı olarak anket sorularına olabildiğince açık ifadelerle yanıt vermeleridir. Ulaşılan diğer üç şirket, yanıt vermek de çekimser kalarak bu stratejileri şirket bünyeleri içinde “özel bilgi” olarak değerlendirip sorulara yanıtsız kalmayı tercih etmişlerdir. Yeni ürün fikri çoğu şirketlerin uzun vadeli planlar kapsamında şirket içi diğer birimlerle bütünleşik çalışma ve iletişimleri doğrultusunda yapılandırılmaktadır. Fikirden üretim aşamasına geçene dek şirketler ürün yönetimi, pazarlama, satış ve Ar-Ge bölümlerinin tüketici araştırmaları sonuçlarını benimseyerek üretim safhası aşamalarında nihai üretimi hedeflemektedir. Ürün yaşamının ilk evresinden şu anki durumuna dek alınan şirket stratejileri kişisel kabul edilerek rekabette üstünlük amaçlı algılandığından gizli tutulmuştur. Şirketler ürünlerini yaşam eğrisi evresine yerleştirmekten kaçınarak evre içinde bulundukları durum tespitlerini ürünün satış adetleri, ürünün satış grubundaki adetsel ve cirosal payı, montaj adetleri, karlılığı, perakende fiyat seyri ve rakip ürünler karşısı fiyat konumu ve pazara yeni giren benzer ürün karşısındaki etkileşimini göz önünde bulundurarak konumlandırırlar. Tüm bu faktörler dikkate alınarak ürün yaşam eğrisindeki safha belirlenir ve safha için özel stratejiler oluşturulur. Genel olarak şirketler ürün yaşam eğrisi içindeki dört evreyi (büyüme, gelişme, olgunluk ve düşüş) kendi markalarıyla ilişkilendirdiğinde her evre için farklı stratejiler güttükleri izlenmektedir. Sunuş evresinde şirketler markalarının yetkili kanallar aracılığıyla satılmasına ve tüm evrelerde bu stratejinin benimsenmesine önem vermektedir. Marka tanıtımı amaçlı reklamların ürün grubuna uygun mecrayla hedef tüketiciye ulaşımını hedeflemektedir. Ürün, tüketici talebi ve satın alma sonrası geribildirimleri göz önünde bulundurularak yeniden yapılandırmaya yöneltilir. Büyüme aşamasında ürün fiyatı rakipler karşısında pazarlama iletişim araçları kullanılarak değişim gösterebilmektedir. Markaya eklenen yenilikler belirlenmiş mecralar yoluyla hedef kitleye duyurulur. Olgunluk aşamsında, fiyat konumlandırası oturmuştur ve değişmez. Markanın hatırlanması ve canlı tutulması amaçlı kitle iletişim araçları kullanılarak ilgili hedef kitlenin zihninde sürekli konumlanma sağlanır. Düşüş aşamasında, şirketler reklamın hedef kitle açısından önemini benimsemiş ve harcamalarda hiçbir kısıtlamaya gitmemiştir. Fiyat konumlanmasına dikkat edilerek süreklilik sağlamak ancak; ihtiyaca göre, fiyatta, ürünün evreyi tamamlamasına yönelik olarak bir esneklik uygulanmaktadır. Ürün yaşam eğrisi sistemi şirketlerde tam teşkilatlı olarak oturtulmamış fakat; profesyonel tecrübeler ışığında ürünün yaşamı hakkında hayati kararların verildiği saptanmıştır. Bu sistemin oturtulmamış olmasının eksikliği gözlenmiş ve pilot ürünler belirlenerek sistem bu ürünler doğrultusunda değerlendirmeye alınmıştır. Yapılanan sistemin başarısı kanıtlandığında sistemin diğer ürünlere adapte edilmesi planlanmaktadır. Şirketlerin kendilerini rakiplerinden farklı olarak konumlandırmaları detaylı rekabet analizi yapılarak, tüketici araştırılmalarıyla tüketici beklentilerine uygun yeni ürünler çıkarma kararında maliyetleri şirket gücü kapsamında maliyet yanlı olma stratejileriyle uygulanmaktadır. Ürünlerin üstün ve farklı özellikleri kitle iletişim araçlarıyla tüketiciye duyurulur ve rekabet ortamında farklılık göz önüne serilmeye çalışılmaktadır. Şirketler çağdaş pazarlama ve müşteri odaklılık anlayışını benimseyerek ürünlerine ek fayda eklemeyi tüketici yanlı olarak değerlendirerek yepyeni bir ürünle rekabet ortamına atılmayı yine hedef kitle beklentileri doğrultusunda oluşturur. Temel olarak gelişmiş teknolojilerle ürünlerinde tüketicilere karşı ek fayda sağlayan bir gelişim vizyonu hakimdir. Ekonomik anlamda hem ürün maliyeti açısından hem de tüketiciye olan maliyeti açısından maliyetin minimum seviyelerde tutulması şirketlerce hedeflemektedir. 5. DEĞERLENDİRME Şirketlerin ürün geliştirme süreçlerinde yenilikçi anlayış içinde olmaları gerekmektedir. Teknolojik çağın içinde yaşamlarını devam ettirebilmek ve yaratılan markalarda süreklilik sağlayabilmek için teknolojik gelişmelerin özümsenmiş olması gerekir. Buna ek olarak bazı yenilikçi şirketlerin oluşturdukları ürünlerde üretim ve pazarlama kaynaklarının doğru yapılanmamış olması ve ürünlerini pazara sunamamalarının eksikliği onları bu teknolojik ürünleri alabilecek güçteki firmalara satmak veya lisans vermek zorunda bırakmaktadır. Bu durum şirketleri sınırlı ve üretken bir yapının içine sokmaktadır. O zaman şirketler bu sınırlı yapı içerisinde kalmamak ve yenilikçi anlayışlarını doğru tasarlamak için bilgi ve stratejilerini, şirket içi kaynaklarını üretimde engelsizlik 86 V. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi, 25-27 Kasım 2005 ve sınırsızlık anlayışı içinde yapılandırmalıdırlar. Gelişmiş, kendini kanıtlamış şirketlerin ürün yaşam eğrisi sistemini halen benimsememiş olmaları ve bu evrelere göre ürünlerini konumlandırarak stratejilerini yapılandırmamış olmaları ve sadece tecrübeye dayalı ve duygusal yaklaşımlarla ürünlerin hayatlarının belirleniyor olması gözlemlenmiştir. Bu açıkça şunu ortaya koymaktadır: Sisteme dayalı olmayan ürünler yanlış kararlarla vaktinden önce pazardan çekilerek veya vaktinden fazla pazarda tutularak yıpranmışlardır. Bildiri boyunca savunulan teknoloji ve bilgi destekli ürün yaşam eğrisi sistemi, belirli metotlar ışığında şirket ürün, misyon ve vizyon içine oturtulmak zorundadır. Rekabet ortamında şirketlerin başarılı olması ancak; sistematik çalışmalarla mümkündür. Ürünün başarısı veya başarısızlığı toplanacak olan verilerle kanıtlanabilir. Hedef kitleden gelecek geribildirimler ürünün yeniden yapılandırılma aşamasında şirket içi bölümlerin ve pazarlama karması unsurlarının entegre bir biçimde yönetilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Yeni dünyada başarıya ancak ve ancak bütünleşik iletişim, üretim ve pazarlama ve yönetim anlayışları çerçevesinde ulaşılabilmektedir. Şirketler, bütünleşik sistem anlayışını benimsemek durumundadırlar; aksi takdirde rekabetin yoğun olduğu bu dünya düzeninde ayakta kalabilme savaşında rakiplerine karşı yenik düşeceklerdir. 6. KAYNAKÇA AAKER, D. A., 1995, “Strategic Market Management”, John Wiley & Sons Inc., 4. Baskı. ASSAEL, H., 1993, “Marketing Principles & Strategy”, Dryden Press, 2. Baskı. AW, K. C., 2005, “Integrating Quality and Reliability Assessment into Product Development Process, A New Zealand Case Study”, International Journal of Quality & Reliability Management, Vol. 22, No: 5. BERKOWITZ, E., KERIN, R., HARTLEY, S., RUDELIUS, W., 1997, “Marketing”, Times Mirror Kitapları, 5.Baskı. BOONE, L., KURTZ, D., 1995, “Contemporary Marketing”, Dryden Press, 8.Baskı. BUFFA, E., 1969, “Modern Production Management”, , Wiley Uluslararası Basım, 3.Baskı. CHI, T., LIU, J., 2001, “Product Life Cycle and Market Entry and Exit Decisions Under Uncertainty”, II Transactions, Vol. 33. DEMİR, H., GÜMÜŞOĞLU, Ş., 1998, “Üretim Yönetimi (İşlemler Yönetimi)”, Beta Yayınları, İstanbul. DEMİR, H., GÜMÜŞOĞLU, Ş., 2003, “Üretim Yönetimi (İşlemler Yönetimi)”, Beta Yayınları, 6.Baskı, İstanbul. GJERDE, K. A. P., SLOTNICK, A. S., SOBEL, M. J., 2002, “New Product Innovation with Multiple Features and Technology Constraints”, Management Science, Vol. 48. No:10, Ekim. GUNASEKARAN, A., 1998, “An Integrated Product Development-Quality Management System for Manufacturing”, The TQM Magazine Vol. 10, No: 2. HEIZER, J., RENDER, B., 2004, “Operations Management”, Uluslararası Basım, Prentice Hall, 7. Baskı. KOTLER, P., 2003, “Marketing Management”, Prentice Hall, Uluslararası Basım, 11.Baskı. PRUDHOMME, G., ZWOLINSKI, P., BRISSAUD, D., 2003, “Integrating into the Design Process the Needs of Those Involved in the Product Life-Cycle”, Journal of Engineering Design, Vol.14, No:3, Eylül. WILSON, C., KENNEDY, M., TRAMMELL, C., 1996, “Superior Product Development, Managing the Process for Innovative Products”, Blacwell Publishers. YÜKSELEN, C., 2003, “Pazarlama İlkeler – Yönetim”, Detay Yayıncılık, Ankara. 87