TBMM 4 .12 .2007 B:29 0:1 masıyla, dış politikadaki dinamizmiyle ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinde perçinleşen siyasi istikrarıyla, içeride ve dışarıda itibarı ve saygınlığı her geçen gün artmış ve artmaya devam eden bir ülke konumuna gelmiştir. Artık, hepimiz, önümüzü görür, geleceğe güvenle bakar hâle geldik. AK Parti Hükümetlerimiz toplumun her kesimiyle iletişim içindedir. AK Parti Hükümetlerimiz açık, planlı ve programlı çalışmayı kendine hedef seçmiş, yönetimiyle siyasi istikrar ve güven, yani siyasi kredibilite tesis etmiş, ekonomik istikrarın devamlılığını sağlamıştır. Ekonomik istikrar da ken­ dini, biraz sonra değineceğim ekonominin temel göstergelerine tüm bu geçmiş iktidarımız döne­ minde yansıtmıştır, yansıtmaya da, Sayın Bakanımızın az önce söylediği gibi, devam edecektir. Yani enflasyona yansıtmıştır, faizlere yansıtmıştır, kurlara yansıtmıştır, büyüme ve istihdama yansıtmış­ tır, ekonominin temel göstergelerine ve toplumumuzun her kesiminin hayat kalitesini yükseltmesine yansıtmıştır. Küresel ekonomi içinde Türkiye'nin yerini yukarılara, saygın seviyelere taşımış ve ta­ şımaya devam edecektir. Bazı göstergelerde, özellikle dış dinamiklerden kaynaklanan geçici değişimler olmuştur. O du­ rumda dahi, dalga boyuna baktığımızda, gene ekonomimizin kırılganlıklara ne kadar dirençli hâle gel­ diğini görmek mümkündür. Bu sıkıntıların herhangi birisi iktidarımızdan önce olduğunda, Türkiye'nin karşılaştığı krizleri ve sorunları hepimiz biliyoruz. Bunları, maalesef, geçmiş dönemlerde hep birlikte yaşadık. Değerli milletvekilleri, şunu söylemek istiyorum: Biz yönetmeyi bilen bir hükümetiz. Hiçbir sorunu hasıraltı etmeden, sorunların birer birer üstüne gidiyor ve krizleri ülkemiz lehine fırsatlara çeviriyoruz. Bizim dönemimizi bir başka açıdan değerlendirecek olursak, en önemli faktörlerden birisi, mali disiplin ve mali politikalanmızdaki başarı -ki Sayın Bakanımız bu noktayı çok detaylı anlattı- ve özel sektöre sağlanan imkânlarla, yani yatırım ortamının iyileştirilmesi, devletin özel sektörün üre­ tebileceği, yapabileceği ekonomik faaliyetlerden çekilmesi gibi, özel sektör yatırımları büyümenin motoru olmuştur. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, dünyaya bir bakalım. Küresel ekonomideki glo­ balleşme süreci ve Türkiye ve benzeri yükselen piyasaların performansı dünyada büyümenin 2006 ve 2007 yılında da devam etmesini sağladı. 2005 yılında tüm dünya yüzde 4,8 hızla büyürken, 2006 yılında dünya büyümesi yüzde 5,4 olarak gerçekleşti. 2007 yılında yüzde 5 civarında, 2008 yılında da yüzde 4,5 civarında büyüme beklenmektedir. Dünya ekonomisinin esas büyümesi, Türkiye ve diğer yükselen piyasaların ekonomik büyümeleriyle sağlandı. Türkiye'nin bütün dünyada saygı gören ve 2007-2008 sürecinde de devam edecek büyüme performansını ileriki bölümlerde anlatacağım. 2008 yılı içinde Amerika ekonomisinin bir ölçüde yavaşlayacak olması beklenmektedir. Avrupa Birliği ve ülkemizde büyüme sorunu beklemiyoruz. Dünya çapındaki büyüme, bazı alanlarda talep artışına dayalı fiyat artışları yarattı. Bu talep bas­ kısı özellikle enerji fiyatlarında ve emtia fiyatlarında büyük artışlar gündeme getirdi. Artık bir dünya öncüsü olan Türkiye de bu olası gelişmelerden bir ölçüde etkileniyor. Ancak, Türkiye'nin enflas­ yonu düşürme ve mali disiplin sağlama başarısı ve bunlann sonucu olarak 2006 ve 2007 yıllarındaki küresel dalgalanmalardan ülkemizin minimal ölçüde etkilenmiş olması Türkiye ekonomisinin kırıl­ ganlığının büyük ölçüde azalmış olmasının ve ekonomik direncinin yükseldiğinin önemli bir kanıtıdır. Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde petrol fiyatları varil başı 100 dolar değerini zorladı. Sonra biraz geriledi ve bu hafta sonu itibarıyla de yeniden 90 dolarlara doğru düştü. Bu gelişmenin cari dengeye önemli etkisinin bilincindeyiz. 2002 yılında, bildiğiniz gibi, ham petrolün varil fiyatı sa­ dece 23,4 dolardı ortalama. -24-