TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Kadınların çalışma hayatında, siyasal alanda, hukuksal alanda var olma mücadelesi, yüzyıllardır devam etmektedir. Bu mücadeleye rağmen kadınların toplumlarındaki durumunu gösteren gelişmişlik göstergelerine göre, Türkiye’nin durumu çok kötüdür. 2012 yılı İnsani Gelişmişlik Endeksi sonuçlarına göre; toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği endeksinde Türkiye 68. sıradadır; Dünya Ekonomi Forumu’nun 2012 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre; kadınların ekonomiye katılım fırsatı açısından 135 ülke arasında Türkiye 129. olarak Fas ve İran’ın arasında yer almıştır. Türkiye eğitime erişimde 108. sırada, siyasi yetkilendirme/güçlendirmede 98. sırada, sağlık alanında 62. olmuştur. Eğitimden, istihdama kadının önünde varolan engellerin araştırılıp, tespit edilmesi, kadınların ekonomiye katılımı, eğitime erişebilmeleri, siyasi yetkilendirme ve kamu karar alma mekanizmalarında yer alabilmeleri için her türlü politikaların araştırılması, geliştirilmesi ve yürürlüğe konulması, kadının toplumdaki yerinin güçlenebilmesi için gerekli politikaların üretilmesi amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereği, Meclis araştırması açılmasını arz ederiz. 07.11.2013 Saygılarımızla. Av. Ayşe Nedret AKOVA Balıkesir Milletvekili ADI SOYADI SEÇİM BÖLGESİ İMZASI GEREKÇE Toplumun bireylere yüklediği geleneksel roller çerçevesinde, kadına evde çocuk yetiştiren, evi düzenleyen, yemek ve ev işi yapıp, kocasının eve geçimlik getirmesini bekleyen ve aile adına söz hakkı olmayan bir rol düşerken; erkeğe, dışarıda evi için çalışıp, kazanç elde etmesi ve paranın getirdiği güç ile aile hakkında tek söz sahibi olması rolü düşmüştür. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın toplum içindeki konumunun güçlendirilmesi için kurulan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün bakanlık payı içerisinde bütçe payı, binde 0,6’dır. Binde 0,6’lık bütçe payı ile kadının eşitlik içinde, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi alanlarda hak ettikleri statüsünün iyileştirilmesi imkânsızdır. Zaten birey olan kadın, aile kavramının içine hapsedilmiştir. Aile ön plana çıkarken, ailesi olmayan kadın muhafazakâr anlayış içinde yok olmaya mahkûm edilmiştir. Kusursuz bir Anayasa ve kurumlar oluştursak, uluslararası ve ulusal bütün yasalar kadın-erkek eşitliği, kadın ve çocuğun korunması ve güçlenmesi için mükemmel bir şekilde düzenlense dahi, demokrasiye uygun bir siyasal kültür ortamı olmadan ve kadını aşağılayan, eve kapatıp, en az üç çocuk doğurmakla yükümlü kılan, güçsüzleştiren, kocanın yanından sesini çıkarmadan oturmasını nasihat eden toplumsal zihniyette değişim olmadan kadın ve çocuklarımız hususunda var olan sorunlar giderek ağırlaşıp, devam edecektir. Her ne kadar yasal zeminde kadın ve çocuğumuzun hakları korunup, insanca yaşama hakkı için gerekli düzenlemeler yapılsa da, uygulamada bunlar hayata geçmeden bu sorunlar daha da ağırlaşacaktır. Türkiye’de kadın, hukuk dünyasını çevreleyen yazılı kurallar ile toplumsal ilişkilerini düzenleyen kültürel değerler arasında sıkışmış durumdadır. Kadının insanca yaşama hakkına ve toplumun eşit bir bireyi olmasına ilişkin uluslararası standartların ülkemiz hukuk sisteminde yer alması ile birlikte yasaların uygulanabilirliği ve toplumsal zihniyet değişimi de zorunludur. Kadınların çalışma hayatında, siyasal alanda, hukuksal alanda var olma mücadelesi, yüzyıllardır devam etmektedir. Bu mücadeleye rağmen kadınların durumunu gösteren gelişmişlik göstergelerine göre, Türkiye’nin durumu çok kötüdür: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan kişi başına düşen gelirin yanında ortalama eğitim süresi, doğumda yaşam beklentisi gibi eğitime ve sağlığa ilişkin göstergelerin de kapsandığı 2012 yılı İnsani Gelişmişlik Endeksi sonuçlarına göre, Türkiye 90. sıradadır; 2012 yılı İnsani Gelişmişlik Endeksi sonuçlarına göre; toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği endeksinde ise Türkiye 68. sıradadır; Dünya Ekonomi Forumu’nun 2012 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre, Türkiye geçen yıla göre iki basamak gerileyerek 135 ülke arasında 124. sırada yer almıştır; Dünya Ekonomi Forumu’nun 2012 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre; kadınların ekonomiye katılım fırsatı açısından 135 ülke arasında Türkiye 129. olarak Fas ve İran’ın arasında yer almıştır. Türkiye eğitime erişimde 108. sırada, siyasi yetkilendirme/güçlendirmede 98. sırada, sağlık alanında 62. olmuştur. Bu rakamlar, Türkiye’nin kalkınabilmesi ve kadının toplum içindeki rolünün güçlenebilmesi için daha çok fazla reform yapılması gerektiğini göstermektedir. Eğitimden, istihdama kadının önünde varolan engellerin araştırılıp, tespit edilmesi, kadınların ekonomiye katılımı, eğitime erişebilmeleri, siyasi yetkilendirme ve kamu karar alma mekanizmalarında yer alabilmeleri için her türlü politikaların araştırılması, geliştirilmesi ve yürürlüğe konulması, kadının toplumdaki yerinin güçlenebilmesi için gerekli politikaların üretilmesi amacıyla bir Meclis Araştırmasına ihtiyaç duyulmaktadır.