SÖZLÜK DERGİSİ Cilt: 5 Sayı: 3 Eylül 2014 ISSN 1308-1500 Editör Prof. Dr. Cengiz Yakıncı İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi cengizyakinci@hotmail.com Editör Yardımcısı Belgin Aksu TDK Türk Dili Uzmanı belginaksu@hotmail.com Yayın Kurulu Prof. Dr. Esmeray Acartürk Prof. Dr. Yakup Gümüşalan Prof. Dr. Yalçın Özkan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi ADANA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi esmeray.barin@yahoo.com Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi yakupgumusalan@yahoo.com GATA Eczacılık Bilimleri Merkezi Ankara TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi yozkangata@gmail.com Prof. Dr. Esin Kâhya Prof. Dr. İbrahim Yıldırım Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANKARA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi esinkahya2002@yahoo.com İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi iy1442@gmail.com Prof. Dr. Cengiz Aslan Fırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ELAZIĞ carslan@firat.edu.tr Prof. Dr. İsmet Aydoğdu Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi MANİSA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi sacayak@gmail.com Prof. Dr. Hamza Zülfikar Prof. Dr. Ayla Bayık Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İZMİR TDK Hemşirelik Terimleri Çalışma Grubu Başkanı bayik@ege.edu.tr Prof. Dr. Süheylâ Ünal İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi suheylaunal@gmail.com Ankara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARA TDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi hamza.zulfikar@hotmail.com Sahibi Logos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına Rıfat Bahar Yayın Koordinatörü Tania Sisa Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Prof. Dr. Cengiz Yakıncı Dizgi-Mizanpaj Ayfer Eryeşil Arzu Deniz Ölmez Yayın Türü: Yerel Süreli Baskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş. Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbul Tel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22 Faks: (0212) 211 61 85 e-posta: logos@logos.com.tr Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif hakları Logos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez. SUNUŞ Sağlık alanı gerek teknolojik gerekse bilgi alanında çok hızlı değişim göstermektedir. Bu değişimlere hızlı uyumun sağlanabilmesi için bireylerin bilgi ve becerilerinin sürekli olarak yenilenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Solunum fizyolojik bir olaydır ve canlılarda birçok önemli sürecin gelişmesinde etkin rol oynayan bir olgudur. Solunum burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronş ve akciğerlerde temel işlevlerini sürdürüp yaşam için önemli adımların yürütülmesinde etkin olarak rol almaktadır. Solunum yolu hastalıklarında öksürük, balgam, bronşlarda daralma, solunum sayısında, düzeninde, seslerinde değişiklik ve solunum sıkıntısı gibi belirtiler görülebilir. Solunum yolu hastalıklarının tedavisinde birçok farmasötik dozaj şekli kullanılmakta ve daha etkin ürünlerin geliştirilmesi için araştırmalar hızla ve yoğun bir şekilde sürmektedir. Solunum yolunun fizyolojik olarak canlılardaki önemi her dönemde vurgulanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir, nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” söyleminde de bu önem vurgulanmaya çalışılmıştır. Bilim dilimizin de bilimsel çalışma ve gelişmelere eş değer şekilde ilerleyebilmesi için bilim alanında uğraş veren tüm bilim insanlarının bu konuda gösterecekleri özenin büyük önemi vardır. Ulusların bilim ve kültür alanlarındaki gelişmeleriyle dil alanındaki gelişmeleri birbirine uyumlu bir şekilde olmalı ve ulusal bilim dili kendini bilimsel gelişmelerin düzeyinde yenileyebilmeli ve geliştirebilmelidir. Atatürk’ün “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” (2 Eylül 1930) söyleminin ışığında, bilim dilini geliştirme çalışmalarında öncü olan Prof. Dr. Sayın Cengiz Yakıncı’nın destek ve önerileriyle hazırlanan solunum yolu ilaç terimleri sözlüğümüzün insanlığa yararlı olabilmesini diliyoruz. Haziran 2016 Prof. Dr. Betül Arıca Yegin Doç. Dr. Ayhan Savaşer Prof. Dr. Yalçın Özkan 1 Solunum Yolu İlaçları Terimleri A AARC American Association for Respiratory Care “Amerikan Solunum Derneği”nin İngilizce kısaltması. abakteriyel abacterial Bakteriden arınmış herhangi bir yer veya bölge. bakterisiz absolü absolute Saf hâlde bulunan veya karışım göstermeyen (madde). absolüt, mutlak, salt toz inhalasyon aygıtı. aerolizer aerolizer Akciğerlere uygulanacak olan ilacın cihazın içine yerleştirilen bir kapsül içinde olduğu inhalasyon aygıtı. aerop aerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için oksijene gereksinim duyan. havasever, havacıl aerosol aerosol 1. Bir sıvı fazın gaz fazda dağıldığı dis- absolü alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol persiyon türü. 2. Bir katı ya da sıvı maddenin havada asılı Aşırı su çekici (higroskopik), renksiz, saydam, özel koku- çok küçük parçacıklarından oluşan kolloit yapısı. 3. Çok lu, hacim olarak en az %99,5 etanol içeren, çözücü olarak küçük parçacıklar hâlinde püskürtmeyi sağlamak amacıy- kullanılan uçucu sıvı madde. mutlak alkol, susuz alkol, la itici bir gaz ile birlikte basınç altında tutulan kolloit dehidrate alkol yapısında bir çözelti. absolüt absolute absolü absorban absorbent 1. Katı ilaç şekillerinde tentür, esans gibi sıvı maddelerin formülasyonda kullanılabilmeleri amacıyla, bu maddelerle karıştırılan aerosil, bentonit gibi toz maddeler. 2. Soğurma özelliğine sahip olan. soğurgan absorbans absorbance soğurganlık2 absorpsiyon absorption 1. emilim 2. soğurma absorptivite absorptivity 1. soğurabilme yeteneği 2. soğurum katsayısı ACI Andersen Cascade impactor “Kademeli ayrıştırıcı” teriminin İngilizce kısaltması. adsorban adsorbent 1. Bileşik veya parçacıkları, adsorbsiyon suretiyle yüzeyinde toplayan madde. yüzergen 2. Kromatografide durgun faz. adsorbsiyon adsorption yüzerme aero- aer(o)- “Hava, gaz” anlamı veren ön ek: aerosol aerobik aerobic 1. Ortamda moleküler oksijenin bulunması durumu. 2. Moleküler oksijenin bulunduğu ortamda yaşayan, üreyen, gelişen. 3. Solunum için oksijene ihtiyaç duyan. 4. Vücutta oksijen tüketimini artıran. aerodinamik çap aerodynamic diameter Partikül ile aynı çökme hızına eşdeğer birim yoğunluğa (1 g/cm3) sahip partikül çapı. ağızlık mouthpiece İnhalasyon aygıtının ilacı solumak üzere ağıza yerleştirilmek için tasarlanmış bölümü. ajan agent Fiziksel, kimyasal veya biyolojik etki oluşturan herhangi bir güç, madde veya etken. akciğer lung Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı ve sollu iki parçadan oluşan solunum organı. akciğer amfizemi pulmoner emphysema amfizem akciğer fibrozisi pulmonary fibrosis Akciğerin süngerimsi dokusunun kalınlaşması, sertleşmesi ve hastalıklı alanların yara izini andıran bir görünüm kazanması durumu. akciğer hacmi lung volumes akciğer kapasitesi akciğer kapasitesi lung capaticies Solunum döngüsünün farklı aşamalarıyla ilişkili havanın hacmi. akciğer hacmi akciğer ventilasyonu lung ventilation Nefes alma ve verme yoluyla belirli bir sürede akciğerlere giren ve çıkan hava hacmi. akciğer zarı pleura Göğüs kafesi, diyafragma, mediasten, akciğer parenkimini kaplayan yarı geçirgen seröz bir zar. plevra akciğer zarı sıvısı pleural membrane fluid plevra sıvısı aerohaler aerohaler Altı adet kapsül yerleştirilebilen akıllı polimer intelligent polymer Çözücü yapısı, ve tek nefeste bir kapsülün içeriğinin inhale edildiği kuru etken madde derişimi, iyonik güç, pH, sıcaklık gibi 3 Sözlük Dergisi ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine sahip polimer türü. ambalajlama packaging Dolum ve etiketleme de dâhil olmak üzere bir ambalajlanmamış (dökme) ürünün aksırık sneeze hapşırma bitmiş ürün hâline gelmesi için geçirdiği tüm aşamalar. aksırma sneeze hapşırma aktif içerik active ingredient, active moiety İlacın Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu United States Food and Drug Administration fizyolojik ve farmakolojik etkisinden sorumlu olan yar- Amerika Birleşik Devletleri’nde Sağlık ve İnsan Hizmet- dımcı bileşenler ve ana molekülün ester, tuz vb. kısımları leri Dairesine bağlı olarak çalışan, halk sağlığının korun- dışındaki molekül veya iyon bölümü. ması amacıyla beşerî ve veteriner ilaçlar, biyolojik ürünler, akümülasyon accumulation yığılım alkali alkali Yağ asitleri ile çözünür sabun oluşturan, sağlık malzemeleri, kozmetikler, gıda maddeleri ve radyasyon yayan ürünlerin güvenilirliği ve etkililiği ile ilgili çözeltileri 7.0’dan daha büyük pH değerine sahip, kırmı- düzenlemeleri yürüten kurum. FDA zı turnusolü maviye dönüştüren, başlıca sezyum, lityum, potasyum, sodyum, rubidyum, amonyum hidroksitler Amerikan Farmakopesi The United States Pharmacopeia Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi USP. veya karbonatlardan oluşan bileşik grubu. bk. farmakope alkol alcohol 1. Alifatik hidrokarbon moleküllerinin bir veya birkaç hidrojeninin hidroksil grubu (-OH) ile yer Amerikan Solunum Derneği American Association for Respiratory Care Amerika Birleşik Devletleri’nde değiştirmesi sonucu oluşan bileşik. 2. etanol. solunum bakım bilimi ve uygulamalarını teşvik etmek, alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol absolü alkol Alman Farmakopesi The German Pharmacopoeia Almanya Devleti Farmakopesi. DAB, bk. farmakope. alt solunum sistemi lower respiratory tract Gırtlak, soluk borusu, bronşlar ve akciğerlerden oluşan solunum sistemi kısmı. alveol alveol (pl), alveoli Kandaki karbondioksidin oksijenle yer değiştirdiği ve bronşiyollerin sonlandığı küçük kese benzeri yapı. hava keseceği alveol havalanması alveolar ventilation Alveollerde gaz değişimine katılan hava hacmi. alveoler ventilasyon ilerletmek, ayrıca hastalar, aileleri ve kamu için meslek ve solunum terapisti olarak görev yapan uluslarararsı meslek birliği. AARC amfifil amphiphile yüzey etken madde amfifilik amphiphilic Sürfaktan özelliğinde olan. amfipatik amfipatik amphipathic amfifilik amfizem emphysema Akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) gerilip genişlemesi neticesinde bu hava keseciklerini birbirinden ayıran ince duvarların yırtılması ve buna bağlı olarak da akciğerlerin esnekliğini kaybetme- alveoler alveolar Alveole ait. alveoler proteinozis alveolar proteinosis Sürfaktan- siyle oluşan ve solunum yetmezliğine yol açan yaygın bir ların aşırı salınması veya alveollerdeki temizleyici hücreler amorf amorphous Kristallenmeyen, belirli bir geo- olan makrofajların üretilen sürfaktanı yeterli biçimde ortamdan uzaklaştıramaması nedeniyle oluşan hastalık. alveoler ventilasyon alveolar ventilation alveol havalanması ambalaj malzemesi material of packaging Bir ürünün üretim, taşıma ve dağıtılmasında kullanılan malzeme. 4 kronik akciğer rahatsızlığı. akciğer amfizemi metrik biçimi olmayan katı görünümlü. biçimsiz ampirik formül empirical formula Bir bileşiği oluşturan atomların sayılarının en küçük oranda verildiği gösterim şekli: Molekül formülü C6H12O6 olan glikozun ampirik formülü CH2O ile gösterilir. ampiyem empyema Akciğer zarları arasında ölü hücre ve enfekte sıvı birikmesi, ağır iltihaplanma. Solunum Yolu İlaçları Terimleri ampul ampoule Genellikle steril parenteral çözeltile- veya geciktiren (madde). 2. Havadaki oksijenle temas so- rin uygulanması amacıyla kullanılan, içeriğinin sterilite- nucu bozunmayı önleme amacıyla boya ve benzeri sanayi sini korumak üzere güvenli bir biçimde kapatılmış, cam ürünleri ya da hazırlanmış gıda maddelerine veya ilaçlara veya plastik yapıda tek dozluk ilaç şekli. amp eklenen bir grup doğal veya yapay madde. 3. Vücut hüc- ana ortam vehicle Sıvı ilaç şekillerindeki etken maddeler için bir veya daha fazla yardımcı madde bileşiminden oluşan taşıyıcı. anaerobik anaerobic 1. Ortamda moleküler oksijenin bulunmaması durumu. 2. Moleküler oksijenin bulunmadığı ortamda yaşayan, üreyen ve gelişen: anaerobik mikroorganizma anaerop anaerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için oksijene gereksinim duymayan. havasevmez analiz analysis 1. Bir maddenin yapısını veya bir karışımın bileşenlerini nitel veya nicel olarak inceleme. tahlil, çözümleme 2. Bir bütünü kendisini oluşturan kısımlarına ya da parçalarına ayırarak inceleme. anatomik ölü boşluk anatomical dead space Ağız, relerini serbest radikallerin olumsuz etkilerinden koruyan (madde). antitüsif antitussive öksürük kesici anyon anion Negatif yüke sahip olan atom veya grup. eksin anyonik anionic Anyon özelliği gösteren (madde). aparat apparatus Belli bir amaca yönelik işlev gören alet, araç veya makine. apne apnea İstemli olarak veya sinirsel depresyon gibi durumlarda solumanın geçici olarak durması. soluma durması aq water, aqua (Lat.) “Su” teriminin Latince kısaltması. aq.dest. distilled water, aqua distillata (Lat.) “Distile su” teriminin Latince kısaltması. burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar ve bronşiol- ara eklenti spacer, holding chamber İlacın aerosol lerin hava iletişim yollarında gaz değişimine katılmayan hâlinde verilmesini kolaylaştırmak için kullanılan, ölçülü havayı taşıyan alan. doz inhaler ile hastanın ağzı arasındaki uzaklığı düzenle- Andersen kaskad impaktör Andersen Cascade impactor kademeli ayrıştırıcı anemik hipoksi anemic hypoxia Toplam hemog- yen ek aygıt. lobinin azalması veya hemoglobin bileşenlerindeki bir kullanılan, ölçülü doz inhaler ile ara tüpten oluşan inha- değişiklik nedeniyle kanın oksijen taşıma kapasitesinin ler. volümatikle ölçülü doz inhaler azalması sonucu oluşan hipoksi türü. anhidr anhydrous Bir bileşiğin kristal yapısında su molekülü taşımayan, sudan yoksun hâli. susuz: susuz (anhidr) bakır sülfat anjin angina Ağzın içinde yutağın başlangıcındaki bademciklerin yangısı. bademcik yangısı anoksi anoxia Doku veya organlarda oksijen kaynağının yetersizliği ile belirgin durum. anorganik inorganic inorganik anorganik bileşikler inorganic compounds inorganik bileşikler antioksidan antioxidant 1. Oksidasyonu önleyen ara tüplü ölçülü doz inhaler metered dose inhaler and spacer İnhalasyon yoluyla uygulanacak ilaçlar için arı pure İçinde yabancı madde bulundurmayan, temiz, katışıksız. arıklaştırma decontamination dekontaminasyon artık residue kalıntı artık hacim residual volume tortu hacim artmış soluma hyperpnea hiperpne asbestozis asbestosis Asbest tozlarının akciğerlerde neden olduğu bir pnömokonyoz türü. asepsi asepsis Ortamda patojen mikroorganizmaların bulunmaması durumu. aseptik aseptic 1. Asepsi ile ilgili. 2. Patojen mikroorganizma içermeyen. steril 5 Sözlük Dergisi aseptik teknik sterile technique aseptik yöntem aseptik yöntem aseptic technique, sterile technique lendirilmeler yapmakla sorumlu kurum. EMEA, EMA Zorunlu olarak mikropsuz ortamda çalışmayı gerektiren Avrupa Solunum Derneği European Respiratory Society Solunum tıbbıyla ilgili çalışan doktorları, sağlık tüm işlemlerin olabildiğince steril yapılmasına yönelik uzmanlarını, bilim adamlarını ve alanla ilgili diğer uz- uygulamalar bütünü. steril teknik, steril yöntem, asep- manları bir araya getiren uluslararası sivil toplum kuru- tik teknik luşu. ERS pH değerini düşüren ve alkali bileşiklerle tuz oluşturan aygıt apparatus, device, instrument cihaz aygıtlı analiz instrumental analysis cihazlı analiz ayıraç reagent 1. Maddeleri kimyasal birleşime veya madde. 2. Proton verebilen madde (Bronstet tanımı) 3. ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan Ortaklanmamış elektron çifti almaya yatkın olan kimya- bileşik. 2. Genellikle, titrimetrik analiz tepkimelerinin sal madde (Lewis tanımı). BF3, AlCl3 tamamlandığını keskin renk değişimi ile göstererek, eş asit acid 1. Sulu ortamda iyonlaştığı zaman proton (H+) veya hidroksonyum (H3O+) iyonu veren, ortamın asit- acid- “Asit” anlamı veren ön ek.: asidoketoz astım asthma Solunum yollarının süregelen bir iltihap değerlilik noktasının belirlenmesine yardımcı olan veya sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle belirleyen madde. belirteç, indikatör, miyar, reaktif2, zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu reajan hastalığı. atelektazi atelectasis Akciğerin bir kısmının ya da akciğerlerden birinin tamamen büzüşmesi sonucu yeterince genişleyememesi ve işlevini yitirmesi. atılma excretion Artık maddelerin, ilaçların veya metabolitlerinin vücut dışına çıkarılması. ıtrah atm atmosphere “Atmosfer” teriminin kısaltması. atmosfer basıncı atmospheric pressure Deniz seviyesinde yeryüzü atmosferinin uyguladığı ve 1.01325 x105 paskal’a eşit olan basınç türü. atm atomizör atomizer Çözelti hâlindeki ilaçları sprey veya aerosol şeklinde ince partiküller hâline dönüştüren aygıt. AUC Area Under the Curve “Eğri altında kalan” teriminin İngilizce kısaltılması Avrupa Farmakopesi European Pharmacopoeia Avrupa Birliği’ne üye ülkeler tarafından hazırlanan Farmakope. EP Avrupa İlaç Ajansı European Medicines Agency Londra’da olan, Avrupa Birliği ülkelerinde insan ve hayvan sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla piyasaya verilen ilaçlarla ilgili düzenlemeler ve bilimsel değer6 sterilizasyon işlemlerinde sterilizasyonun geçerliliğini ayrışık heterogeneous heterojen ayrışma dissociation disosiyasyon1 azalmış havalanma hypoventilation Akciğerlere giren ve çıkan hava miktannda çok fazla azalma. hipoventilasyon azçözünür slightly soluble Bir kısım maddenin, yüz kısım - bin kısım çözücüde çözünebilmesi. B bademcik yangısı angina anjin bagassozis bagassosis Şeker kamışı işçilerinde görülen organik bitki tozlarına bağlı gelişen akciğer hastalığıdır. bağdaşık homogeneous homojen bağıl yoğunluk relative density Her ikisi de 20°C’de tartılmak koşulu ile bileşiğin belirli hacminin kütlesinin aynı hacimdeki suyun kütlesine oranı. bağıntı katsayısı correlation coefficient korelasyon katsayısı bakiye residue kalıntı1 bakter(iyo)- bacteri(o)- “Bakteri” anlamı veren ön ek: bakteriostatik bakteri bacterium, bacteria (çoğul) Aerobik, anaerobik, Solunum Yolu İlaçları Terimleri hareketli veya hareketsiz, saprofitik, parazitik ve patojen tisi ve bu ilacı püskürtecek basınçlı bir gaz bulunan, çelik, özellikte olabilen, genel olarak hücre bölünmesi ile çoğa- alüminyum veya camdan yapılmış kap türü. lan, hücre duvarına sahip tek hücreli prokaryotik mikro- basınçlı ölçülü doz inhaler pressurized metereddose inhalers ölçülü doz inhaler basit difüzyon passive diffusion pasif difüzyon baz base 1. Sulu çözeltilerinde hidroksil (OH-) iyonu organizma. bakteri bulaşık septic septik bakteri kırıcı en düşük derişim minimal bactericidal concentration Belirli bir mikroorganizmayı öldür- verebilen madde. 2. Kimyasal tepkimelerde proton yaka- mek için gerekli antibiyotiğin en düşük derişimi. Minimal layarak konjüge asit oluşturan madde (Bronsted tanımı). letal konsantrasyon, öldürücü en düşük derişim. MBC 3. Asitlerle tuz verebilen madde. 4. Kimyasal tepkimeler- bakteridurduran bacteriostatic bakteriyostatik bakterikıran bactericide bakterisit bakterisit bactericide Vücut sıvılarında oluşturdukları derişimlerde bakteri hücresini doğrudan öldüren madde. bakterikıran bakterisiz abacterial abakteriyel bakteriyel bacterial Bakteriye ait, bakterilerin sebep olduğu. balgam sputum Solunum organlarının salgıladığı, ağızdan dışarı atılan sümüksü madde. de, ortaklanmamış elektron çifti vermeye yatkın bileşik (Lewis tanımı). 5. Temel düzey. bazik basic Baz özelliğinde olan. belirteç indicator ayıraç berilyozis berylliosis Metalik berilyum toz ve buharına yoğun maruz kalması sonucu oluşan akut pnömoni ile seyreden bir pnömokonyoz türü. beşerî tıbbi ürün medicinal product for human use Bir üretici kuruluş tarafından ölçünlü (standart) bir formülasyona göre belirli bir farmasötik şekilde ve büyük balgam kültürü sputum culture Akciğerlerde (zatür- ölçekte üretilen, özel olarak ambalajlanan, benzer diğer re) veya solunum yollarında (bronşit) enfeksiyona neden ürünlerden ayrılmak üzere üreticinin verdiği özel bir isim- olabilen mikropları saptamak ve tanımlamak için uygu- le pazarlanan, bir veya birden fazla sayıda etken madde lanan yöntem. balgam söktürücü expectorant Solunum yollarında birikmiş olan balgamın sulandırılarak öksürükle dışarı atılabilmesi için akışmazlığının azaltılması. ekspektoran basınç pressure Bir yüzeyin birim alanına uygulanan içeren endüstriyel ürün. tıbbi müstahzar, müstahzar, farmasötik preparat, farmasötik ürün, patentli tıbbi ürün, spesiyalite, tescilli tıbbi ürün, hazır ilaç betamimetik betamimetic Bronş düz kaslarının beta reseptörlerini uyararak bronş ve bronşiyolleri genişleten kuvvet. alfa reseptörleri etkileyerek kan basıncında artışa yol basınçlı inhalasyon çözeltisi pressurised inhalation, solution Akciğerlere basınçlı bir inhaler yardımıyla açan. uygulanan çözelti. biçimsiz amorphous amorf bidistile su bidistilled water İki kez damıtılmış su. basınçlı inhalasyon emülsiyonu pressurised inhalation, emulsion Akciğerlere basınçlı bir inhaler yar- çifte damıtık su dımıyla uygulanan emülsiyon. veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan farklı fi- basınçlı inhalasyon süspansiyonu pressurised inhalation, suspension Akciğerlere basınçlı bir inhaler ziksel ve kimyasal özellik gösteren madde. yardımıyla uygulanan süspansiyon. basınçlı kap pressurised container İçinde ilaç çözel- bileşik compound Kimyasal tepkimeler sonucu, iki bileşim formulation formülasyon1 bileşimleme formulation formülasyon2 Biot solunum Biot respiration, Biot breathing 7 Sözlük Dergisi Kandaki oksijenin yoğunluğuna bağlı olarak solunumun 2-3 solunumda bir yavaşlaması, taşipne, apnenin birbirini takip etmesi durumu. birim unit ünite bissinozis byssinosis Pamuk, keten, kenevir lifinin inhalasyonu sonucu gelişen, göğüste sıkışma ve nefes darlığı ile belirgin rahatsızlık. pazartesi ateşi bitmiş ürün finished product Tüm üretim aşamalarından geçmiş ve ambalajlanmış olan farmasötik ürün. biyo- bio- “Canlı, canlılık, yaşam” anlamı veren ön ek. biyoloji biyolojik yararlanım bioavailability biyoyararlanım biyolojik yarı ömür biological half-life Kimyasal veya radyoaktif bir maddenin yarısının vücuttan atılması için gerekli olan dakika veya saat cinsinden zaman. biyolojik yıkım biodegradation Organik yapıdaki maddelerin in vivo veya in vitro ortamda canlı sistemlerdeki enzimlerin etkisiyle kimyasal olarak parçalanması sonucunda başlangıç yapılarından giderek azalan sayıda karbon içeren türevlerine dönüşmesi işlemi. biyolojik parçalanma, biyolojik bozunma biyobenzer ilaç biosimilar drug Kalite, güvenilirlik biyolojikler biologicals Canlı organizmalar veya on- ve etkililik bakımından ruhsatlı biyoteknolojik referans ların proteinlerinden hazırlanan, serum, aşı, antijen ve ilaca benzerlik gösteren, referans ürünün patent süresi antitoksinleri kapsayan biyoteknolojik tıbbi ürünler. dolduktan sonra üretilen ilaç türü. biyoeşdeğer bioequilavent Biyoeşdeğerlik gösteren (ürün) biyoeşdeğerlik bioequivalence Farmasötik eşdeğer olan iki müstahzarın aynı molar dozda verilişinden sonra biyoyararlanımlarının ve etkilerinin hem etkinlik hem de güvenlik açısından aynı olmasını sağlayacak kadar benzer olması. biyolojik eşdeğerlik biyolojik birikim bioaccumulation Soluma, yeme veya içme sonucu bir organizmanın aldığı maddelerin yoğunlaşarak vücutta birikmesi. biyolojik bozunma biodeterioration biyolojik yıkım biyolojik dönüştürüm biotransformation biyotransformasyon biyolojik dönüşüm biotransformation biyotransformasyon biyolojik eşdeğer bioequivalent biyoeşdeğer biyolojik eşdeğerlik bio-equivalence biyoeşdeğerlik biyolojik etkinleştirme bioactivation biyoaktivasyon biyolojik ilaç biological drug biyolojikler biyolojik parçalanma biodegradation biyolojik yıkım 8 biyomedikal biomedical Tıpta tanı ve tedavi amacıyla yararlanılan madde, malzeme, araç ve gereçlerle ilgili. biyoyararlanım bioavailability Bir maddenin dozaj şeklinden emilerek sistemik dolaşıma geçme hızı ve derecesi. biyolojik yararlanım boğaz pharynx yutak bozunma degradation Bir kimyasal maddenin daha basit yapılı bileşiklere parçalanarak değişimi. degradasyon, yıkılma bradipne bradypnea Bazı ilaç ve hastalıkların yan etkisi olarak ortaya çıkabilen, solunum hızının normalin altına inmesi, derinliğinin düzenli ve normal olması. bronki(yo)- bronchi(o)- “Soluk borusu, bronş” anlamı veren ön ek. bronkiyal astım bronchial asthma bronşiyal astım bronkiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım bronkodilatasyon bronchodilatation Bronş lümeninin genişlemesi bronkodilatör bronchodilator bronş gevşetici bronkografi bronchography Bronşların radyokontrast madde aracılığıyla radyolojik olarak incelenmesi. bronkogram bronchogram Bronkografiden elde edilen röntgen filmi bronkokonstriksiyon bronchoconstriction Bronş Solunum Yolu İlaçları Terimleri düz kaslarında kasılma. bronkokonstriktör bronchoconstrictor Bronş düz kaslarında kasılmaya neden olan (madde) bronkoözofajial bronchoesophageal 1. Bronş ve özofagus’la ilgili. 2. Bronş ve özofagus arasında oluşan. bronkopnömoni bronchopneumonia Uç bronşiyollerden başlayan akciğer dokusunun yangısı bronkoskop bronchoscope Trake ve bronşları muayene, biyopsi, mikrobiyolojik kültür amacıyla numune alma veya solunum yollarına kaçan yabancı bir cismi çıkarma amacıyla kullanılan aygıt. bronkoskopi bronchoscopy Bronkoskop aracılığı ile trake ve bronşların içini görerek muayene etme. bronkospazm bronchospasm Bronş lümeninin daralması. bronş bronchi Soluk borusunun alt tarafta ikiye ayrılması ile meydana gelen iki adet tüp şeklinde oluşum. bronşiyol yangısı bronchiolitis bronşiyolit bronşiyolit bronchiolitis Solunum sisteminin en küçük fonksiyonel üniteleri olan bronşiyollerin yangısı. bronşiyolit bronchiolitis Sıklıkla iki yaşından küçük çocuklarda görülen, bronşiyollerde viral enfeksiyona bağlı olarak ortaya çıkan ivegen yangı. bronşiyol yangısı buhar sterilizasyonu steam sterilization Özellikle sulu preparatları, doymuş buhar basıncı altında, mikroorganizmalardan arındırma işlemi. buharlaşma vaporization Bir sıvının kimyasal değişime uğramadan gaz hâline geçmesi. vaporizasyon buharlaştırıcı vaporizer vaporizatör buharlaştırma evaporation Bir sıvının buharlaştırılarak gaz faza geçirilmesi. evaporasyon buharlaştırma kabı evaporating dish İçinde çeşitli kimyasal karışımların hazırlandığı ve ısı uygulanarak buharlaştırma işlemlerinin gerçekleştirildiği, ısıya ve kimya- bronş astımı bronchial asthma bronşiyal astım bronş genişlemesi bronchiectasis bronşektazi bronş gevşetici bronchodilator Bronş ve bronşiyol- sal maddelere dayanıklı, çeşitli boyutlarda porselen veya lerdeki düz kasları gevşeterek solunum yollarını genişletip Özellikle çözücülerin kalitesinin belirlenmesinde bir öl- hava geçisini kolaylaştıran. bronkodilatör çüt olarak yararlanılan, çözücünün buharlaştırılmasından bronş yangısı bronchitis bronşit bronşektazi bronchiectasis Bronşların elastik dokusunun ve kas yapısının bozulmasına bağlı olarak geri dönüşümsüz olarak genişlemesi ve bozulması. bronş genişlemesi bronşit bronchitis Bronş mukozasının enfeksiyon, cam laboratuvar malzemesi. buharlaştırma kalıntısı residue on evaporation sonra kalan uçucu olmayan kısım. burun nose Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. büyük dolaşım systemic circulation sistemik dolaşım soğuk algınlığı, alerjik veya irritan madde ile karşılaşma büyük hacimli parenteral large-volume parenteral Anma hacmi 100 mL’den daha fazla olan kaplarla sonrasında oluşan yangısı. bronş yangısı uygulanan infüzyon ve enjeksiyonluk preparat. bronşiyal bronchial Bronşlarla ilgili. bronşiyal astım bronchial asthma Bronşiyollerin alerjik etkene karşı spazmı sonucunda oluşan astım C cam glass Alkali, toprak alkali ya da ağır metallerin bronkiyal astım, bronkiyal astma, bronşiyal astma, bronş silikatlarından oluşan amorf yapıda sert kırılgan kulla- astımı nım alanına göre çeşitli türleri olan çoğunlukla saydam bronşiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım bronşiyol bronchiole Nefes yollarının akciğer lobülleri içindeki parçası. madde. cam impinger glass impinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat A olarak kayıtlı, nebülizör, basınçlı inhalatör, toz 9 Sözlük Dergisi inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıyla kullanılan aygıt. Cheyne-stokes solunum Cheyne-stokes respiration, Cheyne-Stokes breathing Ağır kalp yetmezliği, kanda üre bulunması, nörolojik hastalıklar gibi durumlarda bilincin tamamen kaybolması gibi durumlarda solunum hız ve derinliğinin önce artması ardından düşmesi ve apne nöbetine girilmesi. ChP Chinese Pharmacopoeia “Çin Halk Cumhuriyeti Farmakopesi”nin kısaltması. cidar membrane membran cihaz apparatus, device, instrument Bir el işini, mekanik bir işi veya deneyleri gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne ya da takımlar dizgesi. aygıt Halk Cumhuriyeti Farmakopesi. ChP. bk. farmakope çoğuz polymer polimer çoğuzlaşma polymerization polimerleşme çok azçözünür very slightly soluble Bir kısım maddenin, bin kısım - on bin kısım çözücüde çözünebilmesi. çok biçimli polymorphous polimorf çok biçimlilik polymorphism polimorfizm çok katlı sıvı impinger multi-stage liquid impinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat C olarak kayıtlı, ölçülü doz inhalerlerin ve kuru toz inhalerlerin ince partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıyla kullanılan, beş kademeden oluşan aygıt. MsLI çokbiçimli polymorphous polimorf çokçözünür very soluble Bir kısım maddenin, bir kısımdan az çözücüde çözünebilmesi. cihazlı analiz instrumental analysis Kromatografik, çökelti precipitate Kimyasal bir tepkime sonucunda spektroskopik vd. yöntemlerde kullanılan cihazlar ile bir oluşan veya çözeltide çözünemediği için katı olarak dibe karışım içindeki bileşenlerin nitel ya da nicel analizlerinin çöken madde. sediment, tortu, çökelek gerçekleştirilmesi. aletli analiz, aygıtlı analiz, enstrümantal analiz COPD chronic obstructive pulmonary disease “Kronik tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin İngilizce kısaltması. çözelti solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (homojen) karışımı. solüsyon, mahlul, eriyik çözen solvent çözücü1 çözgen solvent çözücü1 çözücü solvent 1. Bir çözeltide, genellikle katı bir Ç çalıştırıcı actuator Basınçlı kaptan yaş sprey, köpük maddeyi kendi kimyasal yapısında bir değişme olmak- veya katı hâlde akan formülasyonun hızlı ve aynı zaman- sızın çözme özelliği bulunan, nicelikçe çoğunlukta olan da ürünün istenilen şekilde dağılmasına yardımcı olan sıvı. çözgen, çözen, solvan 2. Bir maddeyi kimyasal tepki- bölüm. me ile çözen sıvı. Bazı metallerin asitlerde çözünmesi. çapraz bulaşma cross contamination İlaç veya besin maddelerine üretim veya saklama sırasında istenmeyen çözümleme analysis analiz1 çözünen solute 1. Bir çözeltide, nicelikçe az olan, ken- madde veya mikroorganizmaların toz, su vb. kaynaklar- di bileşimini değiştirmeden çözücü içinde, molekül ya da dan doğrudan veya dolaylı olarak geçmesi. çapraz kon- yüklü iyonlara dağılmış madde. 2. Bir çözücü içerisinde taminasyon eriyebilen madde. çapraz kontaminasyon cross contamination çapraz bulaşma çeper membrane membran çifte damıtık su bidistilled water bidistile su Çin Farmakopesi Chinese Pharmacopoeia Çin 10 çözünme dissolution Katı, sıvı ve gaz hâldeki maddelerin, molekül veya atomlarını bir arada tutan çekim güçlerini yenerek bir çözücü içinde tek faz oluşturacak şekilde dağılması durumu. çözünmez insoluble Bir çözücü içinde hiç çözünmeyen Solunum Yolu İlaçları Terimleri veya çok az çözünebilen (madde). çözünür soluble Bir kısım maddenin, on kısım - otuz kısım çözücüde çözünebilmesi. çözünürlük solubility Katı, sıvı veya gaz hâlindeki bir çözünenin, belirli koşullarda çözücüsü ile bağdaşık (homojen), doygun bir çözelti oluşturabilmesinin sınırı. saf hâlde damıtık su elde edilmesi. 2. Bir sıvı karışımında, kaynama noktaları farklı olan bileşenleri buharlaştırıp soğuk bir yüzeyde yeniden yoğunlaştırarak birbirinden ayırma veya arıtma yöntemi. distilasyon dayanıklı stable Herhangi bir etki ile bozulmayan, değişme göstermeyen. stabil dayanıklı bileşik stable compound Kolayca bozunD d.n. donma noktası donma noktası teriminin kısaltılması. DAB The German Pharmacopoeia “Alman Farmakopesi (Deutches Arzneibuch)” teriminin Almanca kısaltması. dağılım distribution 1. Bir maddenin çok küçük parçacıklara ayrılması. 2. Dispersiyon2. 3. İlaçların kandan doku ve organların içine yayılması. dağılım değişmezi partition coefficient partisyon katsayısı dağılım katsayısı partition coefficient partisyon katsayısı dağılım ortamı dispersion medium Bir maddenin mayan veya zaman içinde değişme eğiliminde olmayan madde. kalımlı bileşik dayanıklı durum stable state Bir maddenin fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğramadan yapısal veya termodinamik özelliklerini uzun süre koruması. kalımlı durum dayanıklılık stability İlaç ve kimyasal maddelerin, ısı, ışık, hidroliz, yükseltgenme gibi dış etkilere karşı dirençli olma durumu. stabilite dayanıksız bileşik unstable compound Kolayca bozunan veya zaman içinde değişme eğiliminde olan madde. kalımsız bileşik dayanıksız durum unstable state Bir maddenin kolayca fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğraması. kalımsız durum ölçünleştirilmiş deney koşullarında sıvı ortama yerleştiril- dehidran dehydran suçeker dehidrate alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol absolü alkol deiyonizasyon deionization Çözeltilerdeki mineral- diğinde öngörülen sürede bileşenlerine ayrılması. lerin uzaklaştırılması amacıyla iyon değiştirici reçine gibi asıltı büyüklüğünde dağıldığı kolloit bir çözeltinin sürekli veya dış fazı. dağılma disintegration Tablet ve kapsüllerin önceden dağıltı dispersed Sürekli bir ortamda asıltı olarak dağılmış madde. yöntemlerin uygulanması. deiyonize su deionized water Genellikle iyon değiş- dalga wave 1. Enerji niteliği taşıyan, düzenli titreşim- tirici reçineler ya da ters osmoz gibi tekniklerle elde edilen lerden oluşan, şiddeti bulundukları yer ve zamana bağlı ve katyon ya da anyon içermeyen, inorganik kimyasallar- bir oluşum. 2. Birbirini izleyen yükselme ve alçalmalarla dan arındırılmış su türü. yükünsüz su, iyonsuzlaştırıl- belirgin hareket. mış su, demineralize su damıtık distillate, distilled Damıtma işlemi ile buharlaştırılıp sonra yoğunlaştırılan madde. distile damıtık su distilled water distile su damıtma distillation 1. Suyun içeriğindeki kimyasal dekontaminasyon decontamination Yiyecek, giysi, iş ortamı, laboratuvar ortamı veya doğal çevrede bulunan toksik bileşiklerin, zararlı mikroorganizmaların ve radyoaktif maddelerin değişik yöntemlerle zararsız duruma ve organik bileşenlerden ayrılması için kaynatılarak bu- getirilmesi veya uzaklaştırılması işlemi. arıklaştırma harlaştırılması ve oluşan su buharının yoğunlaştırılarak demineralize su deionized water deiyonize su 11 Sözlük Dergisi deri altı subcutaneous subkütan derişik concentrate yoğun derişim concentration Birim hacimdeki mol veya eşdeğer ağırlık sayısı ya da çözünenin çözündüğü ortamdaki ağırlık ya da hacim yüzdesi. konsantrasyon, bk. normalite, molalite, molarite deva drug ilaç dezenfeksiyon disinfection Dezenfektan madde kullanarak kimyasal yolla veya yıkama, UV ışınına maruz bırakılma gibi fiziksel yöntemlerle enfeksiyona neden olan bakteri, virüs, protozoa gibi organizmaların etkisizleştirilmesi ya da yok edilmesi işlemi. dezenfektan disinfectant Bazı tıbbi cihazlar, hasta- cıkların büyüklüklerine göre saçılması. dispne dyspnea Yeterli hava alamamak veya boğulma hissiyle belirgin, soluk alıp verme sırasındaki solunum güçlüğü, güçlükle nefes alma. distilasyon distillation damıtma distile distillate, distilled damıtık distile su distilled water Damıtma yöntemi ile elde edilmiş su. damıtık su dondurarak kurutma lyophilization liyofilizasyon dondurkurut lyophilization liyofilizasyon dondurkurutaç lyophilizator liyofilizatör donma freezing Bir sıvının ya da çözeltinin, sıcaklığının azaltılmasıyla katılaşması. nın çevresi ve kullandığı eşyalar gibi cansız cisimler veya donma noktası freezing point Saf bir sıvının 1 atm vücuttan atılan boşaltılar ve salgılar (feçes, idrar, balgam dış basınç altında katılaştığı kendisine özgü bir değer. d.n. ve akıntılar) üzerine dezenfeksiyon amacıyla uygulanan bk. ergime noktası kimyasal madde. donma noktası düşmesi freezing point depression difüzyon diffusion 1. Bir çözeltide bulunan mole- Çözeltilerin donma noktalarının, içerdikleri çözünenin küllerin veya iyonların, bulundukları yüksek derişim or- derişimine bağlı olarak, saf çözücünün donma noktasın- tamından düşük derişim ortamına tek düze bir derişim dan daha aşağıda bir değer göstermesi. geçişi. göçüşüm 2. Geniş yayılma işlemi. yayınım, 3. Yarı doygun çözelti saturated solution doymuş çözelti doygunluk saturation 1. Belirli bir sıcaklıkta, bir çö- geçirgen bir zarla ayrılan iki bölüm arasında yüksek deri- zücü içerisinde çözünenin en yüksek miktarda bulunması oluşturmak üzere enerjiye gerek duymadan kendiliğinden şimli ortamdan düşük derişimli ortama kademeli geçiş. durumu. 2. Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek bü- sızınım, ör. hemodiyaliz tün elektronların tekli bağ oluşturması hâli. satürasyon dilüe diluted seyreltik dilüent diluent seyreltici diskhaler® diskhaler® Sekiz adet ilacın bulunduğu disk, cihaza yerleştirilerek kullanılan ve kaç doz kaldığını gösteren kuru toz inhalasyon cihazı. diskus® discus® Uygulanacak olan ilacın, cihazın içinde şerit şeklinde bir blister yapı içinde bulunduğu kuru toz inhalasyon cihazı. dispersiyon dispersion 1. Dağıtma ya da ayırma eyle- doymamış çözelti unsaturated Belirli koşullarda çözünebileceğinden daha az çözünen madde taşıyan çözelti türü. doymuş çözelti saturated solution Belirli bir çözücüde ve sıcaklıkta bir kimyasal maddenin çözünebileceği en yüksek derişimde bulunduğu çözelti şekli. satüre çözelti, doygun çözelti doz dose Bir seferde verilen veya maruz kalınan madde veya radyasyon miktarı. düze mi. 2. Emülsiyon, süspansiyon, köpük ve aeresol şeklinde doz aşımı overdosage 1. Bir ilacın normal dozunun rastlanan biri diğeri içinde çok küçük parçacıklar hâlinde üzerinde aşırı miktarda uygulanması. 2. Bir ilacın aşırı dağılan ve böylece birbiriyle karışmayan iki fazdan oluşan dozda uygulanması sonucunda ortaya çıkan durum. sistem. 3. Bir sıvıdan geçen ışığın, sıvı içinde asılı parça12 dozaj dosage Belirli bir ilaç dozunun, belirli bir süre ve Solunum Yolu İlaçları Terimleri sıklıkta organizmaya uygulanması. düzeleme, mg/kg/gün DSÖ World Health Organization “Dünya Sağlık Örgütü”nün İngilizce kısaltması. şekilde kullanabilmesi için hastaların bilgilendirilmesi; tıbbi ürünlerin farmakovijilans çalışmalarının yapılması; hastaların ilaç etkileşimleri, uyumsuzlukları, sakıncalı ve Dünya Sağlık Örgütü World Health Organization yan etkileri, dozları ve uygun ilaç depolama konularıyla Birleşmiş Milletlere bağlı olarak görev yapan ve toplum ilgili olarak hastaların ve sağlık personelinin bilgilendi- sağlığı ile ilgili uluslar arası çalışmaları düzenleyen ve uy- rilmesi ve sağlık danışmanlığı yapılması gibi hizmetlerin gulayan kurum. DSÖ, WHO yürütüldüğü sağlık mesleği. eczane pharmacy, drugstore İlaçların hazırlandığı, ha- düze dose doz düzeleme dosage dozaj zır ilaçların hastaya ulaştırıldığı ve ilaçla ilgili konularda hastaların bilgilendirildiği eczacılık mesleğinin bir uygu- E e e “Elektron” teriminin Türkçe kısaltılması E E Eczane logosu é é “Elektron” teriminin Latince kısaltılması e.n. e.n. “Ergime” noktası teriminin kısaltılması EAA EAA “Eğri altında kalan alan” teriminin kısaltılması Ecz. pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist “Eczacı” teriminin kısaltması. ecza Drug 1. Canlılardaki rahatsızlıkları, bozuklukları ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için yararlanılan, doğal kaynaklardan veya sentez yoluyla elde edilen madde veya bunlardan hazırlanmış dozaj şekli. ilaç, em, ot (eski metinlerde). 2. Çeşitli amaçlarla kullanılan kimyasal madde. eczacı pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist Eczacılık fakültesinden mezun olmuş, ec- lama yeri. E edilgin sızınım passive diffusion pasif difüzyon eğim slope Bir regresyon eşitliğinde, bağımsız değişkenle çarpılan ve doğrunun X-ekseniyle yaptığı artı yönlü açının tanjantını gösteren değer: ör. doğru denklemi y= bx+a olarak alındığında “b”, doğrunun eğimini ifade eder. eğri altındaki alan area under the curve Plazma ilaç derişiminin zamana karşı çizilen grafiğinde eğirinin altında kalan alanın büyüklüğü. EAA, AUC eksin anion anyon eksipiyan excipient yardımcı madde ekspektoran expectorant balgam söktürücü ekspirasyon expiration, exhalation soluk verme ekspirasyon yedek hacmi expiratory reserve volume Normal bir soluk verme hareketinden sonra, zorlu bir soluk vermeyle fazladan çıkarılabilen hava miktarı. soluk verme yedek hacmi eczacılık pharmacy, pharmaceutics İlaçların, ilaç ELD ELD “Eşik limit değer” teriminin kısaltılması elektrolit electrolyte Çözelti içinde veya eridiğinde ham maddelerinin, bitkisel ve kozmetik ürünlerin araş- iyonlarına ayrılan ve elektriği iletebilen madde: Asit, baz, tırılması, tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, kalite kontrolü, tuz çözeltisi zacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kişi. Ecz güvencesi, ruhsatlandırılması, dağıtımı, depolanması, elektron electron Atom çekirdeğindeki proton sayısı- korunması; majistral preparatlar, sitotoksik, steril ve na eş değer sayıda olmak üzere, atom çekirdeğini çevre- radyofarmasötik ürünlerin, ürün kalitesi, güvenilirlik ve leyen çeşitli enerji düzeylerinde yer alan, atomun başka etkinliğini güvence altına alacak şekilde hazırlanması; atomlarla bağ kurmasını ve kimyasal tepkimeleri sağla- ilaçların kullanımı, saklanması ve imhası ile ilgili çalış- yan, 1,6022x10-19 coulomb elektrik yükü, 9,1096x10-28 maların yapılması; ilaçların uygulanmasında kullanılan g kütlesi olan negatif yüklü parçacık. e, é araçların, tıbbi cihaz ve malzemelerin güvenli ve etkin bir elektron mikroskobu electron microscope Canlı 13 Sözlük Dergisi yapıların özellikle hücrelerin ince yapısının görüntülenme- Enjeksiyonluk suda veya uygun bir steril susuz sıvıda sinde ışık yerine elektronlardan yararlanılarak yapının veya bu sıvıların karışımında etken maddenin çözülmesi, yüksek çözünürlükte büyütülmesini (106x) sağlayan mik- emülsiyon veya süspansiyon hâline getirilmesi ve diğer ek roskop türü. yardımcı maddelerle hazırlanan preparat. element element Çekirdeğinde aynı sayıda proton içe- enjeksiyonluk su water for injection İlaçların canlı ren (atom numaraları aynı) atomlardan oluşan, kimyasal organizmaya enjeksiyon yoluyla uygulanması için kulla- yöntemlerle parçalanamayan en küçük yapı taşı. nılabilir özellikte olan steril, pirojen madde içermeyen em drug ecza en düşük doz minimal dose, minimum dose Bir damıtık su. enjektör injector Havayı, sıvıları emmeye veya basınç- maddenin belirgin bir biyolojik etki oluşturabilecek en la itmeye yarayan, özellikle vücuda sıvı bir ilacı vermek düşük miktarı. veya vücuttan sıvı çekmek ya da belirli bir miktarda sıvıyı en uygun doz optimal dose İstenilen tedavi edici etkiyi, en düşük yan etki ile gösteren ilaç miktarı. optimum doz enantiyomer enantiomer optik izomer enantiyomerizm enantiomerism enantiyomerlik enantiyomerlik enantiomerism İki bileşiğin, birbirinin enantiyomeri olması durumu. enantiyomerizm endikasyon indication 1. Bir ilacın etkili olduğu durum. ilaç kullanım alanı 2. Hastada belirli bir tedavi veya uygulamaya karar verilmesini gerektiren durum ya da belirti. analitik bir sisteme uygulamak amacıyla yararlanılan bir tür pompa. şırınga enstrümantal analiz instrumental analysis cihazlı analiz EP The European Pharmacopeia “Avrupa Farmakopesi”nin İngilizce kısaltması. EP European Pharmacopoeia “Avrupa Farmakopesi (Pharmacopoeia European)”nin İngilizce kısaltması. epiglotis epiglottis Gırtlağın girişine bağlı mukoza zarı ile çevrili elastik kıkırdak bir dokudan oluşan kapakçık. epiglottis epiglottis Gırtlağın girişinde yer alan bir enflamasyon inflammation yangı engelleme inhibition inhibisyon engelleyici inhibitor inhibitör enjeksiyon injection Bir sıvının dokulara, damar mukoza ile kaplı elastik kıkırdak dokusunun yapılmış bir içine, kanallara, vücut boşluklarına ve benzeri bölgelere bulundukları ve donma noktası ile özdeş olan sıcaklık. şırınga, enjeksiyon pompası gibi araçlar kullanılarak ba- erime noktası, e.n. sınçla verilmesi işlemi. zerk etme, şırıngalama enjeksiyonluk bakteriyostatik su bacteriostatic water for injection Mikroorganizma taşımayan ve bir ya da daha fazla uygun antimikrobiyal madde içeren enjeksiyon işlemleri için kullanılan su. enjeksiyonluk konsantre concentrate for injection Uygulamadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyreltildikten sonra enjeksiyon için hazırlanan steril çözelti şeklinde preparat. enjeksiyonluk preparat injectable preparation 14 kapakçık. küçük dil ergime noktası melting point Belirli bir basınç altında maddenin katı ve sıvı evrelerinin dinamik dengede erime noktası melting point ergime noktası erişkin dozu adult dose Erişkin kişiye uygulanan ilaç miktarı. eriyik solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (tekdüze, homojen) karışımı. çözelti ERS European Respiratory Society “Avrupa Solunum Derneği”nin İngilizce kısaltması. esneme yawn Solunum ve istem dışı hava hareketi olarak, havanın solunması, eş zamanlı oluşan kulak zarı Solunum Yolu İlaçları Terimleri gerilmesi ve ardından bir soluk verme. eşdeğer ağırlık equivalent weight 1 mol elektron ile birleşebilen element miktarı. eşdeğer gram sayısı eşdeğer gram gram equivalent Bir maddenin bir atom- gram (1.008 g) hidrojen ya da yarım atom- gram (8.000 g) oksijenle birleşebilecek miktarı. eşdeğer gram sayısı equivalent weight eşdeğer ağırlık vanlarında değişik seri dozlarla yapılan çalışmalarda saptanan en düşük etkili doz. LEL etkili madde active substance etken madde etkin farmasötik bileşen active pharmaceutical ingredient etken madde etkin madde active substance etken madde etkin plasebo active placebo aktif plasebo evaporasyon evaporation buharlaştırma eşdeğer ilaç equivalent drug Referans ilaçlarla aynı üzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla ka- F F0 değeri F0-value Buharla mikropsuzlaştırma işle- nıtlanan, etken madde veya maddeler, farmasötik şekil, minde malzemelere ulaşan sıcaklığın 121°C’deki eşdeğer birim hammadde miktarı ve ambalaj miktarları aynı olan zamanını gösteren değer. farmakolojik etkilere sahip olduğu, bu nedenle hasta durumu. 2. Bir ilacın bir diğeri ile belirli ölçütler bakı- farenjit pharyngitis yutak yangısı farenks pharynx yutak farinjial pharyngeal Boğazla ilgili. farmakokinetik pharmacokinetics Vücutta ilaçların mından karşılaştırılması sonucunda, kabul edilebilir ara- emilim, dağılım, metabolizma ve atılım (ADME) olayla- lıklarda benzer özellikler taşıması. rını nicel olarak ve özellikle zaman boyutları içinde ince- ve referans ilaçların koruma süreleri bittikten sonra satışa sunulan ilaç türü. muadil ilaç eşdeğerlik equivalence 1. Aynı değerliğe sahip olma eşik doz threshold dose Bir ilaç, kimyasal madde veya iyonize ışının tespit edilebilen bir etki oluşturan en düşük miktarı. leyen farmakoloji dalı. farmakope pharmacopoeia, pharmacopeia İlaç üretiminde kullanılan etken ve tüm yardımcı maddelerin eşik limit değer threshold limit value İş yeri orta- özellikleriyle bunların nitel ve nicel analiz yöntemlerinin mındaki solunan havada günlük 7-8 saat, haftalık 40 saat yer aldığı, yasal ve bilimsel olarak uyulması gereken ulusal üzerinden hesaplanan miktarda maruz kalınmasına izin ve uluslar arası kuralları ve yöntemleri içeren resmî kitap: verilen, hiçbir yan etkiye neden olmayan, zaman-ağırlıklı Türk Farmakopesi, Avrupa Farmakopesi, Amerikan Far- derişim cinsinden hesaplanan madde miktarı. ELD, TLV makopesi, İngiliz Farmakopesi, Hint Farmakopesi, Çin eşiz isomer izomer etiket label Bir malzemenin niteliklerini, kime ait ol- Farmakopesi, Kore Farmakopesi, kodeks farmasötik aerosol pharmaceutical aerosol İlaçla- duğunu belirtmek, belli etmek için üzerine yerleştirilen rın solunum yolundan uygulanabilmesi için kullanılan uyarı yazıları. bir formülasyon türü. etken madde active substance Organizmadaki yapı farmasötik alternatif pharmaceutical alternative ve işlevleri etkileyerek biyolojik bir yanıt oluşturan doğal, Aynı ilaç etken maddesinin farklı müstahzarlarda değişik yapay veya yarı yapay kimyasal madde. Etkili madde, et- doz, dozaj şekli veya tuzu hâlinde bulunması. kin madde, etkin farmasötik bileşen. farmasötik biyoeşdeğerlik pharmaceutical bioequivalence İki ya da daha fazla müstahzarın, aynı etken etkili doz effective dose Bir ilacın uygulandığında etki oluşturan miktarı. etkili en düşük doz lowest effect level Deney hay- maddeyi, aynı farmasötik şekil içerisinde ve aynı miktarda içermesi. 15 Sözlük Dergisi farmasötik eşdeğer pharmaceutical equivalance Farklı üreticiler tarafından hazırlanan müstahzarların, bir etken maddeyi aynı dozaj şekli içinde ve aynı miktarda içermesi. farmasötik preparat pharmacetical preparation beşerî tıbbi ürün farmasötik teknoloji pharmaceutical technology sertliği, akışkanlığı gibi ölçülebilen özellikleri ve diğer sistemlerle etkileşebilme niteliği. fiziksel özellikler physical properties Bir maddenin, sertlik, yoğunluk, renk, ergime veya kaynama noktası gibi kimyasal değişimlerden bağımsız olan nitelikleri. fizyolojik ölü boşluk physiologic dead space Anatomik ölü boşluk ile işlevsel alveollerin hacim toplamı. İlaç etken maddelerinin vücut tarafından en etkin biçim- flakon flacon, vial, phial 1. Parenteral uygulama de yararlanımını sağlayacak ilaç şekli hâline getirilmesi ve için kullanılan, steril enjeksiyonluk çözelti veya ekinde endüstriye uygulanması konularında eğitim ve araştırma- verilen uygun çözgen ile çözündürülmek üzere liyofilize lar yapan bilim dalı. galenik farmasi toz içeren, çoğu zaman camdan yapılmış, ağzı kauçuk farmasötik ürün pharmaceutical product beşerî tıbbi ürün tıpa ve alüminyum bantla kapatılan, içindeki ilacın üstteki kapaktan enjektör yardımıyla alınabildiği, çok dozlu fason üretim contract manufacturing İki firma farmasötik preparatların konulduğu değişik boyut ve ha- arasındaki anlaşma sonucu, ruhsat veya izin sahibi firma cimde ilaç kabı. flk 2. Çeşitli boyutlarda kapaklı küçük adına diğer firma tarafından söz konusu ürünün belirle- şişe. vial nen nitelik ve nicelikte uygun olarak belirli bir süre üretilmesi. flk flacon, vial, phial “Flakon” ilaç şekli veya ambalaj malzemesinin kısaltması. veya geçimli olmayan polimer eklenmesi ya da polimer- fonksiyonel artık kapasite functional residual capacity Soluk verme yedek hacmi ile artık hacmin top- polimer etkileşmesi sonucu oluşan, kolloidal parçacıkla- lamı. faz ayrımı coaservation Sıcaklık değişmesi, tuz rın birleşmesi. formül formula Bir ilacın hazırlanma şekli veya bileşi- fazla havalanma hyperventilation Aniden gereken- minin ya da istenen bir değer veya sonucun elde edilmesi den daha hızlı ve daha derin soluk alma durumudur. hi- için yapılacak işlemlerin çeşitli sayı ve sembollerle ifadesi. perventilasyon bk. ampirik formül, kimyasal formül FDA U.S. Food and Drug Administration “Ameri- formülasyon formulation 1. Belirli bir bileşime göre ka Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu”nun İngilizce hazırlanmış ilaç, gıda vb. ürün. terkip, bileşim 2. Belirli kısaltması. bir bileşime göre ilaç, gıda vb. ürünlerin hazırlanması işle- filtrasyon filtration Bir sıvı veya gazı, geçirgen zar, mi. terkip hazırlama, bileşimleme kum, silika ya da kâğıt gibi materyallerden geçirerek için- formüler formulary 1. Yeterli derecede kimyasal ve deki asılı durumda bulunan parçacıkları ayırma işlemi. klinik bilgi bulunmaması nedeniyle farmakopelerde yer süzme almayan veya az kullanılan maddeler ve bazı üretim for- filtre filter Sıvı veya gaz ortamlardan istenmeyen par- müllerinin yer aldığı kitap: Tıbbi Formüler, Dispensatory çacık veya benzeri kirlilikleri ayırmak için kullanılan de- of the United States of America, National Formulary likli malzeme. 2. İlaçların klinik önem ve özellikleri ile ilgili kısa açık- filtre kâğıdı filter paper süzgeç kâğıdı fizikokimyasal özellik physicochemical property lamalar sunan; tedavi gruplarının tekrarını önlemek ve Bir maddenin, ergime, kaynama ya da donma noktası, hazırlanmış, bazen bir kurum içerisinde kabul edilmiş ya 16 hastalara en düşük maliyette en iyi ilacı sunmak amacıyla Solunum Yolu İlaçları Terimleri da sağlık sigorta kurumları tarafından kabul edilmiş ilaç alt solunum yollarına geçişini ve sesin oluşumunu sağla- listesi. yan kısım. larenks fotoliz photolysis Bir molekül veya maddenin ışığı (fo- gırtlak yangısı laryngitis Gırtlağın ve ses tellerinin tonu) soğurmasına bağlı olarak molekül yapısının değiş- enfeksiyon ve tahrişe bağlı olarak gelişen rahatsızlığı. la- mesi veya parçalanması işlemi. ışılbozunma renjit FPF fine particle fraction “İnce partikül fraksiyonu” teriminin İngilizce kısaltması. glottis glottis Gırtlağın dar kısmında yer alan ve solunum yoluna açılan ses telleri arasındaki boşluk. GLP Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uyG g gram “Gram” teriminin kısaltması. galenik farmasi galenical pharmacy Galen’in öğ- gulamaları” teriminin İngilizce kısaltması. GMP Good Manufacturing Practice “İyi üretim uygulamaları” teriminin İngilizce kısaltması. reti ve uygulamalarına dayanan ilaç formülasyonlarının göğüs kafesi chest, thorax Solunum sisteminin baş- geliştirilip üretilmesiyle ilgili olan ve günümüz eczacılık lıca organları ve dolaşım sistemi ile sindirim sisteminin eğitiminde farmasötik teknoloji olarak adlandırılan bilim bazı bölümlerini içinde barındıran, omur ve kaburgalar, alanının eski adı. farmasötik teknoloji göğüs kemiği, bunalara bağlı kaslar ile kas kılıflarından gaz sterilizasyonu gas sterilisation Isı ve nemden etkilenen materyallerin (gereçlerin), mikroorganizmalardan kimyasal yolla arınmalarını sağlamak için düşük sıcaklık ve basınç altında etilen oksit buharlarına maruz bırakılması işlemi. GCP Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları” teriminin İngilizce kısaltması. geçirgen permeable Gözenek büyüklüğüne göre, bazı katı, sıvı ve gazların içinden geçişine izin veren. permeabl geçirgenlik permeability Maddelerin geçişine izin verme özelliği. permeabilite geçirimsiz kap airtight container Preparat içeriğini oluşan vücut bölümü. göze cell hücre gözenek pore, porus Bir zarda veya diğer yapılarda bulunan irili ufaklı boşluk ya da geçit. por gözenekli porous poröz gözeneklilik porosity porözite GPP Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygulamaları” teriminin İngilizce kısaltması. gtt drops, guttae (Lat.) “Damla” teriminin Latince çoğul kısaltması. günlük doz daily dose Bir ilacın 24 saatlik süreç içerisinde verilen toplam miktarı. saklama ve taşıma sırasında, normal şartlar altında katı, sıvı ve gazların bulaşmasından veya madde kaybından koruyan ambalaj. geçirmez impermeabl impermeabl geçişim osmosis ozmoz geçişim basıncı osmotic pressure ozmotik basınç geçişimölçer osmometer ozmometre geçişimsel osmotic ozmotik geniz pharynx yutak gırtlak larynx Soluk borusunun üstünde, boğazın altında yer alan, üzerinde ses telleri olan, solunan havanın H hacim ölçümlü volumetric volümetrik ham madde raw material Bir ürünün elde edilmesinde kullanılan temel bileşenlerin işlenmeden önceki durumu. handihaler® handihaler® Ağızlık kısmı açılarak kapsülün yerleştirildiği ve kenarında bulunan butona basılarak kapsülün delindiği kuru toz inhalasyon aygıtı. hapşırma sneeze Solunum dışı hava hareketi olarak, genellikle nazal mukozanın yabancı partiküllerle tahriş 17 Sözlük Dergisi olması sonucu aniden, sesli bir şekilde, ağızdan ve burundan istem dışı hızlı nefes vermek. aksırık, aksırma hava keseciği alveol (pl), alveoli alveol hava kilidi air lock Temizlik derecesi bakımından yapıtaşlarından oluşan veya yapısında farklı bileşenler bulunduran. ayrışık 2. Genetikte farklı genlerle veya genlerin kombinasyonu ile oluşan özellik. hıçkırma hiccup Göğüs boşluğu ile karın boşluğu- birbirinden farklı iki veya daha çok bölüm arasında yer nu birbirinden ayıran diyafram kasının birden kasılması alan ve bölümler arasında geçiş yapılırken aradaki hava sonucunda, solunum dışı hava hareketi olarak ses telleri akımını kontrol etmek üzere kullanılan kapalı, iki veya arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen daha çok kapı sistemi. ani soluk alımı ve bu sırada oluşan kesikli kasılma. hava yolu enflamasyonu airway inflammation hava yolu yangısı hava yolu yangısı airway inflammation hava yolu enflamasyonu havacıl aerobe aerop havada taşınan airborne Havada dolaşan veya yayı- hırıltı wheezing Nefes alıp vermenin zorlaşması ile nefes verirken duyulan ses. vizing hidrasyon hydration 1. Su molekülünün doymamış bağlara katılma tepkimesi. su katımı 2. Bir maddenin yapısında su tutması. sululaşma, hidratlaşma hidrat hydrate 1. Bünyelerindeki su molekülü sayısına lan enfeksiyonlu organizma, alerjen veya kimyasal madde. göre adlandırılan, yapısında özellikle kristal suyu içe- airborn ren bileşik: ör. bakır sülfat pentahidrat (CuSO4.5H2O). havageçirmez hermetic, airtight hermetik havasever aerobe aerop havasevmez anaerobe anaerop hazır enjektör prefilled syringe Parenteral ilaçların kolaylıkla uygulanmasına yönelik olarak içerisinde verilecek ilacı içeren kullanıma hazır farmasötik ürün. hazır parenteral ilaç uygulama sistemi 2. Aldehit veya keton karbonillerine su katılması ile oluşan molekül: Gem-dioller hidratasyon hydratation Suda çözünmüş bir bileşiğin su molekülleri tarafından sarıldığı solvatasyon (sıvı sarılım) şekli. su sarılım hidrofil hydrophile, hydrophilic Bir madde veya molekülün bir kısmının suya yüksek ilgisi olması, suda hazır ilaç preparation beşerî tıbbi ürün hemoptizi hemoptysis Akciğerdeki küçük damarlar- çözünmesi, suyla karışması ya da ıslanma eğiliminde bu- daki çatlak sonucunda oluşan, öksürme sırasında akciğer- hidrofilik hydrophilic hidrofil hidrofobik hydrophobic Kutuplanabilen grupları ol- den kan veya kanlı balgam gelmesi durumu. lunma özelliği. hidrofilik, sucul, susever hemotoraks hemothorax Göğüs kafesi ve akciğerleri mayan bir madde veya molekülün suya ilgisinin olmama- saran plevranın katmanları arasında akciğer boşluğunda sı, suda çözünmeme, suyla karışmama ya da ıslanmama kanlı sıvı birikmesi. eğilimine karşılık hidrokarbon ve benzeri çözücüler ile HEPA filtre high efficiency particulate air filter Havada 0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 85 ve üzerindeki oranda tutabilen yüksek etkinlikte filtre türü. bk. ULPA filtre yağlarda çözünme ve karışma özelliği. hidrofop, lipofil, lipofilik, susevmez, yağcıl hidrotoraks hydrothorax Akciğer zarı boşluğunda sıvı birikmesi. hermetik hermetic, airtight İçine hava veya diğer hijyen hygiene 1. Sağlık bilgisi. 2. Sağlık koruma, hıf- gazların sızmasını engelleyen ambalaj sistemi. havageçir- zıssıhha. 3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak mez için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri- heterojen heterogeneous 1. Birbirine benzemeyen 18 nin tümü. Solunum Yolu İlaçları Terimleri hijyenik hygienic 1. Sağlıkla ilgili. 2. Temiz. 3. Sağlık kurallarına uygun, sağlıklı. hilus hilum Akciğer, dalak gibi organların girişinde genellikle damar ve sinirlerin bulunduğu küçük açıklık ya da çöküntü. Hint Farmakopesi Indian Pharmacopoeia Hindistan Cumhuriyeti Farmakopesi. IP. bk. farmakope hiperkapni hypercapnia Kanda karbondiokasit düzeyinin yükselmesi. hiperpne hyperpnea Hiperventilasyon ve metabolik talebi aşan dakika ventilasyon. artmış soluma hipertonik çözelti hypertonic solution Genellikle vücut sıvılarından daha yüksek ozmotik basıncı olan çözelti. hiperventilasyon hyperventilation fazla havalanma hipoksi hypoxia Kanda, hücrelerde ve dokularda oksijen eksikliğine bağlı fonksiyon bozukluğu. hipoksik hipoksi hypoxic hypoxia Solunum yolu I IP Indian Pharmacopoeia Hindistan Cumhuriyeti Farmakopesi’nin İngilizce kısaltılması IR infrared “Kızılötesi” teriminin İngilizce kısaltması. IR parmak izi bölgesi IR fingerprint region Kızıl ötesi spektrofotometresinde enantiyomerler dışında her kimyasal madde için özgün olan ve maddelerin tanınmasında yararlanılan, 750 nm ile 1000 mikrometre arasındaki dalga boyunda çok sayıda piklerin bulunduğu alan. ısılayrışım thermolysis termoliz ısıveren exothermic ekzotermik ısıveren tepkime exothermic reaction ekzotermik tepkime ışığa dayanıklı photostable Işığa maruz kaldığında yapısal değişime uğramayan (madde). fotostabil ışığa dayanıklılık photostability Işığa maruz kalındığında yapısal değişime uğramama özelliği. fotostabilite hastalıklarında, yüksek veya havalandırmanın az olduğu ışığa duyarlı photosensitive Işığa maruz kaldığında yerlerde akciğer aracılığıyla atmosferden kana oksijen ge- yapısal değişime uğrayan (madde). fotosensitif, fotosen- çişinin azalması. sibil hipotonik çözelti hypotonic solution Genellikle vü- ışığa duyarlılık photosensitivity Bir hücrenin, or- cut sıvılarından daha düşük ozmotik basıncı olan çözelti. ganın, organizmanın veya molekülün ışığın belli dalga hipoventilasyon hypoventilation azalmış havalanma histotoksik hipoksi histotoxic hypoxia, histoxic hypoxia Siyanür, narkotikler gibi zehirli etkenlere bağlı boylarında değişime uğrama özelliği. fotosensitivite, fo- olarak hücredeki yükseltgenme mekanizmalarının bozulması nedeniyle kanda oksijen basıncı normal olmasına rağmen, hücrelerin bu oksijeni kullanamaması durumu. homojen homogeneous Yapısında birbirine benzer bileşenler bulunduran. bağdaşık hücre cell Canlılığını kendi başına sürdürebilen ve yarı tosensibilite ışığı çevirme optical rotation optik çevirme ışık kuantumu photon foton ışık tayfı spectrum spektrum1 ışıksal optical optikal ışıksal etkinlik optical activity optik etkinlik ışıl bozunma photolysis fotoliz ıtrah excretion atılma geçirgen ince bir zar ile çevrili en küçük protoplazmik birim. göze hücre cidarı cell wall Bitki ve çoğu prokaryotik hücrelerin plazma zarını çevreleyen, içeriğini ve biçimini koruyan dayanıklı tabaka. hücre çeperi, hücre duvarı hücre çeperi cell wall hücre cidarı hücre duvarı cell wall hücre cidarı İ İEGM Turkish Ministry of Health General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey “İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü”nün kısaltması. İEU Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygulamaları” teriminin kısaltması. 19 Sözlük Dergisi İKU Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları” teriminin kısaltması. deki doğrudan etkilerini araştırmak amacıyla canlı üzerinde yapılan çalışma. ilaç drug Hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi ya ince partikül fraksiyonu fine particle fraction da fizyolojik olayların düzenlenmesi amacıyla kullanıl- Akciğerlerde biriken 1-5 µm arası boyutlardaki aerosol mak üzere yetkili kurumlar tarafından onaylanmış, doğal partiküllerinin yüzde olarak miktarı. FPF yapay veya yarı yapay kimyasal maddelerden hazırlanan ürün. deva, em ince süzme ultrafiltration ultrafiltrasyon ince süzüntü ultrafiltrate İnce süzme işlemi sonucu İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Turkish Ministry of Health General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey Türkiye İlaç ve Tıbbi elde edilen ürün. ultrafiltrat Cihaz Kurumu’nun önceki adı. İEGM. bk. Türkiye İlaç delerle etkileşmeyen veya canlı organizmalar için zararlı ve Tıbbi Cihaz Kurumu. olmayan (madde). tepkimesiz indikatör indicator ayıraç inert inert Kimyasal tepkimeye girmeyen, diğer mad- iletim conduction 1. Uyarının canlı dokuda sinir veya infiltrat infiltrate 1. Doku içine sızarak toplanan kas lifleri aracılığı ile iletilmesi. 2. Herhangi bir enerjinin maddeler. 2. Geçme veya sızma sonucunda başka bir or- (elektrik, ısı vb.) iletilmesi. kondüksiyon tamda toplanan maddeler. iletken conductor Isı ve elektrik gibi enerji türlerini ileten ortam. iletkenlik conductivity, conductance Bir uyarıyı veya ısı ve elektrik gibi enerji türlerini bir yerden başka bir yere aktarabilme özelliği. iletkenlikölçer conductometer Elektriksel iletkenliği ohm birimi ile ölçen aygıt. kondüktometre ilişki katsayısı correlation coefficient korelasyon katsayısı iltihap inflammation yangı İLU Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uygulamaları” teriminin kısaltması. impermeabl impermeabl Sıvıların geçişine izin vermeyen. geçirmez in vitro in vitro Deney tüpü, kültür ortamı gibi cansız yapay ortamda oluşan. in vitro çalışma in vitro study Bir kimyasal maddenin doku veya hücreler üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla yapay ortamda yapılan çalışma. in vivo in vivo Bütünlüğü bozulmamış canlı organizmada oluşan. in vivo çalışma in vivo study Bir etkenin (kimyasal madde, mikroorganizma gibi) belli bir organizma üzerin20 infrared infrared kızılötesi infrared spektroskopisi infrared spectroscopy kızıl -ötesi spektroskopisi infüzyon infusion 1. Büyük hacimli uygulamalar için hazırlanan, ana ortamı su olan steril, sulu çözelti veya emülsiyon şeklinde herhangi bir antimikrobik koruyucu ve pirojen madde içermeyen genellikle kan ile izotonik olan preparatların herhangi bir zorlayıcı güç uygulamadan toplar damara verilmesi. 2. Bitki kısmının üzerine taze kaynatılmış sıcak suyun ilave edilmesinden sonra 5-15 dakika bekletilerek süzülmesi suretiyle çay hazırlama yöntemi. infüzyon konsantresi concentrate for infusion Uygulanmadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyreltildikten sonra infüzyon için hazırlanan steril çözelti şeklinde preparat. inhalasyon inhalation Havayı akciğerlere çekme. Soluk alma, soluma, inspirasyon, solumlanım inhalasyon buharı inhalation vapour Soluma yoluyla uygulanan buhar. inhalasyon buharı çözeltisi inhalation vapour, solution Soluma yoluyla uygulanan çözelti. inhalasyon buharı kapsülü inhalation vapour, Solunum Yolu İlaçları Terimleri capsule Soluma yoluyla uygulanan kapsül. inhalasyon buharı merhemi inhalation vapour, ointment Soluma yoluyla uygulanan merhem. inhalasyon buharı sıvısı inhalation vapour, liquid Soluma yoluyla uygulanan sıvı. inhalasyon buharı tableti inhalation vapour, tablet Soluma yoluyla uygulanan tablet. inhalasyon buharı tozu inhalation vapour, powder Soluma yoluyla uygulanan toz. inhalasyon gazı inhalation gas Soluma yoluyla uygulanan gaz. inhalasyon preparatı preparation for inhalation Akciğerde veya vücudun tamamında etki sağlamak için hazırlanan buhar veya aerosol şeklindeki sıvı veya katı farmasötik şekli. inhalasyon yoluyla uygulama inhalation use Soluma yoluyla yapılan uygulama türü. inhaler inhaler Aerosol biçiminde uygulanan ilacın soluk alma sırasında akciğerlere girişini sağlayan araç. solumlatıcı inhibisyon inhibition Uyaran olmasına rağmen başlayan bir süreci durdurma veya başlamasını önleme. engelleme inhibitör inhibitor İnhibisyona neden olan. engelleyici soluk hacmi. soluk alma yedek hacmi internasyonel Farmakope International Pharmacopeia Uluslararası farmakope intraplevral intrapleural Akciğer zarı içine intrapulmoner intrapulmonary Akciğer içine intravenöz intravenous Toplardamar içine, toplardamar içinde. IV, iv. iskemik hipoksi ischemic hypoxia stegnant hipoksi işlevsel artık kapasite functional residual capacity işlevsel artık sığa işlevsel artık sığa functional residual capacity Soluk verme yedeği ile artık hacmin toplamı. işlevsel artık kapasite itici gaz pressurised gas, propellant gas Ürünü kap içinden püskürtmeye yardımcı olan, atmosfer basıncından daha yüksek basınca sahip sıvılaştırılmış gaz. sıkıştırılmış gaz iv. intravenous Toplardamar içine, toplardamar içinde terimin kısaltılması iyi kapatılmış kap well-closed container Preparat içeriğinin saklama ve taşıma sırasında çevre şartlarından etkilenmemesini ve kaybını önleyen kap türü. iyi klinik uygulamaları Good Clinical Practice Tıbbi farmasötik ürünler veya ilaç olarak geliştirilmekte olan etken maddeler kullanılarak insanlar üzerinde yapı- inorganik inorganic Karbonat ve siyanürlerin dışın- lan klinik araştırmalarda yer alan tarafların sorumlulukla- da, yapısında karbon atomu içermeyen kimyasal madde- rını düzenleyen, gönüllülerin haklarının, onurlarının ve ler sınıfı: sodyum klorür, sodyum karbonat, potasyum mahremiyetlerinin korunması ve araştırmanın verimli, permanganat, anorganik güvenilir, doğru ve uygun nitelikte yürütülmesini sağla- inorganik bileşikler inorganic compounds Atom- maya yönelik uluslar arası etik ve bilimsel kalite standardı. ları arasında iyonik bağ bulunan, hidrojen atomuna bağlı İKU, GCP karbon atomu içermeyen, organik olmayan bileşikler. iyi laboratuvar uygulamaları Good Laboratory Practice Laboratuvar çalışmalarının planlanması, dü- anorganik bileşikler inspirasyon inspiration soluk alma inspirasyon kapasitesi inspiratory capacity soluk zenlenmesi, izlenmesi, kayıtlarının tutulması ve rapor edilmesiyle ilgili temel yöntemleri, koşulları ve işlemleri alma sığası kapsayan uluslar arası düzenlemeler. İLU, GLP inspirasyon yedek hacmi inspiratory reserve capacity Normal soluk hacminin üzerine fazladan alınabilen iyi üretim uygulamaları Good Manufacturing Practice Farmasötik ürünlerin kalite standartlarına ve 21 Sözlük Dergisi amaçlanan kullanım biçimine göre ve ruhsatına esas bil- kolay söylenebilir ve yazılabilir olan, tıbbi kullanılışı (ana- gilerin veya ürün özelliklerinin gerekli görüldüğü gibi tomik, fizyolojik, patolojik, farmakolojik) ile ilgili çağrı- üretilmesini ve kontrol edilmesini güvence altına alan şım yapmayacak, daha çok kaynağını ve kimyasal yapısını uluslararası düzenlemeler. İÜU, GMP hatırlatacak şekilde iletişim birliğini ve düzenini sağlamak iyon ion Elektron kazanma veya kaybı sonucu oluşan eksi veya artı yüklü atom veya atom grupları. yükün iyonik ionic İyon özelliği gösteren. iyonik bağ ionic bond Güçlü elektronegatif element- üzere her yeni ilaca verilen isim: parasetamol jenerik ilaç generic drug Yasal koruma (patent) süresi sona eren ilaçların başka firmalar tarafından da farmasötik ve biyolojik eş değer olarak üretilebilen şekli. lerle (halojenler gibi), güçlü elektropozitif elementler (al- jet nebülizör jet nebulizer Basınçlı havayı çözelti kali metaller gibi) arasında görülen, karşıt yüklerin elekt- şeklindeki ilaç üzerinden geçirerek oluşturulan zerrecik- riksel çekimi ile oluşan kimyasal bağ türü. lerin solunmasını sağlayan aygıt. izge bilimi spectroscopy spektroskopi izge ölçümü spectrometry spektrometri izgeölçer spectrometer spektrometre izgesel analiz spectral analysis spektral analiz izgesel ışılölçer spectrophotometer spektrofotometre izomer isomer Aynı atomları aynı sayıda içeren, kon- K kademeli ayrıştırıcı Andersen Cascade impactor Avrupa Farmakopesi’nde D cihazı olarak kayıtlı, inhalasyon preparatlarının (basınçlı inhalatör, toz inhalatör) ince partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi figürasyon, konformasyon ve yapısal farklılıklarına bağlı amacıyla kullanılan, insan solunum sisteminin farklı kı- olarak değişik fizikokimyasal veya biyolojik etki göste- sımlarını temsil eden sekiz kademeden oluşan aygıt. ACI rebilen, aynı molekül ağırlığına sahip iki veya daha çok kimyasal madde. eşiz izoozmotik çözelti isoosmotic solutuion Kan plazması ile aynı ozmotik basınca sahip olan çözelti türü. izotonik çözelti isotonic solution Fizyolojik tuz çözeltisi, göz yaşı, kan serumu gibi vücut sıvılarıyla aynı kalıntı residue 1. Diğer maddelerin uzaklaştırılmasından sonra kalan kısım. artık. 2. Bir molekülün bazı bileşenlerini kaybetmesinden sonra geri kalan kısmı. 3. Sindirim sonrası bağırsaklarda kalan, sindirilmemiş artık. 4. Ameliyatla alınan bir organ veya oluşumdan geride kalan kısım. sayıda çözünmüş parçacıklara sahip olan (eşit ozmotik kalibrasyon calibration Belirli koşullar altında, bir basınçlı), yarı geçirgen hücre zarından hücre içine veya aygıtın veya sistemin kaynak bir standardın bilinen değer- dışına eşit su geçişi sağlayan ve dolayısıyla hücrenin şişme leri kullanılarak doğru ölçüm yapmak üzere ayarlanması ya da büzüşmesine sebep olmayan çözelti türü. eş geçişim için uygulanan işlemler dizisi. ölçülüleme basınçlı kalibrasyon eğrisi calibration curve Bir analitik izotop isotope Aynı sayıda proton ancak farklı sayıda yöntemde kalibrasyon standardı için bulunan yanıtların nötron içeren ve böylece atom ağırlıkları farklı olan atom- analizi ile elde edilen ve bir maddenin derişiminin hesap- lardan her biri. lanmasında kullanılan eğri. ölçülüleme eğrisi J jenerik ad generic name, official name, non proprietary name İlacın ticari isminden bağımsız olarak, her ülkede ulusal resmî kuruluşlar ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanan, genellikle basit, kısa, tek kelime, 22 kalitatif qualitative nitel kalitatif analiz qualitative analysis nitel analiz kanister canister teneke kutu kansuyu serum, (pl. Serums, sera) serum kantitatif quantitative nicel Solunum Yolu İlaçları Terimleri kantitatif analiz quantitative analysis nicel analiz kantite quantity nicelik kap container Gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi içine alabilen nesne. karbondioksit carbon dioxide Kovalent bağlı bir karbon ve iki oksijen atomundan oluşan, normal koşullarda gaz hâlinde bulunan, karbon içeren besin maddelerin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen, renksiz ve kokusuz olan bir son ürün bileşiği. karina carina Soluk borusunun sağ ve sol akciğerlere girmeden önceki ilk iki bronşu arasında yer alan kıkırdaksı kısım. katyonik cationic Katyon özelliği gösteren (madde). kırılım imleci refractive index, index of refraction Bir ortamda hava esas alındığında, bir ışın demetinin ölçme ortamına giriş açısı sinüsünün çıkış sapma açısının sinüsüne oranı. refraktif indeks, kırılma indeksi, kırılma indisi kırılım ölçüm refractometry Maddelerin kırılım indislerinin (göstergelerinin) belirlenmesi. kırılımölçer refractometer refraktometre kırılma refraction kırılım kırılma indeksi refractive index kırılım imleci kırılma indisi refractive index kırılım imleci kırınım diffraction Bir kristalin atomlarından saçı- NMR spektrumlarında aynı kimyasal kayma değerinde sinyal vermeleri. kimyasal formül chemical formula Bir bileşiğin kimyasal yapısını ifade etmek için kullanılan kimyasal simge ve rakamlar topluluğu. kimyasal simge chemical symbol S, Na, Br gibi bir elementi göstermekte kullanılan harf veya harfler. klikhaler® clickhaler® Görünüşü ölçülü doz inhalere benzeyen, cihazın üstündeki butona basarak kullanılan çok dozlu kuru toz inhalasyon aygıtı. KOAÇ mass median aerodynamic diameter “Kütlesel ortalama aerodinamik çap” teriminin kısaltması. KOAH chronic obstructive pulmonary disease “Kronik tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin kısaltması. kodeks pharmacopoeia, pharmacopeia farmakope kohezif cohesive Yapışma veya bir araya gelme eğilimi olan. kohezyon cohesion Bir maddenin moleküllerini bir arada tutan çekim gücü. türdeş yapışma kolayçözünür readily soluble Bir kısım maddenin bir kısım – on kısım çözücüde çözünebilmesi. kolayeriyen eutecti ötektik kolaylaştırılmış difüzyon facilitated diffusion Moleküllerin veya iyonların bir hücre zarından, özgül bir taşıyıcı protein yardımıyla, yüksek derişimde bulunduğu lan ya da çok küçük bir delikten geçen elektromanyetik ortamdan daha düşük derişimde olduğu ortama doğru dalgaların düz yollarından saparak yayılmaları ve girişim geçmesi. kolaylaştırılmış sızınım oluşturmaları. kızılötesi infrared Işık tayfında kırmızı alanın ötesin- kolaylaştırılmış sızınım facilitated diffusion kolaylaştırılmış difüzyon kimyasal eşdeğerlik chemical equivalence 1. İki konsantrasyon concentration derişim konsantre concentrate yoğun konservatif conservative koruyucu kontaminant contaminant Çevrede bulunan ve veya daha fazla sayıda dozaj şeklinin belirli sapma sınırları biyolojik sistemler üzerinde istenmeyen etkilere neden içinde belirtilen miktarda, aynı etken maddeyi içermesi. olabilen kimyasal ve biyolojik etkenler. ör. Ağır metaller, 2. Bir molekül içinde bulunan farklı atom veya atom bakteriyel ve viral patojenler. bulaşkan deki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görülmeyen yaklaşık dalgaboyu 0,75-1000 mikrometre aralığında olan ışınım. enfraruj, infrared. IR gruplarının, aralarında simetri durumunun bulunması veya birbirleriyle çok hızlı yer değiştirebilmeleri nedeniyle kontaminasyon contamination bulaşma kontamine contaminated bulaşmış 23 Sözlük Dergisi kor pulmonale cor pulmonale Akciğer yapı ve/veya kuru toz inhalasyon aygıtı dry powder inhaler fonksiyonunu etkileyen hastalıklara bağlı gelişen pulmo- Kuru toz içeren bir kapsül veya çok dozlu blister şeklin- ner arteryel hipertansiyona yanıt olarak meydana gelen deki diskin özel bir yapı içine yerleştirilerek derin nefes sağ ventrikül genişlemesi ve yetmezliği. alınmasıyla belirli dozda toz şeklindeki ilacın akciğerlere korelasyon correlation 1. Her ikisi de nicel olan uygulanmasını sağlayan, itici gaz içermeyen aygıt. herhangi bir x bağımsız değişkeni ile y bağımlı değişke- kuru toz inhaler dry powder inhaler İlaçların in- ninin aldığı değerler dizisi arasında bir uygunluk hâlinin halasyon yoluyla kuru toz biçiminde verilmesine olanak mevcut olma durumu. 2. Değişkenler arasında doğrusal sağlayan bir inhaler türü. kestirilebilir ilişki derecesi. korelasyon katsayısı correlation coefficient En küçük kareler yöntemiyle hazırlanan bir bağlanım (regresyon) eğrisinin gerçek verilere uygunluğunun kalitesini belirten ve “r2” ile ifade edilen değer. ilişki katsayısı, bağıntı katsayısı koruyucu madde preservative Gıda ve ilaçlarda bozunmayı önlemek amacıyla katılan madde. prezervatif kristal crystal Atom veya molekülleri, nitelik ve nice- Kussmaul solunum Kussmaul breathing Genellikle metabolik asidoz ve şeker komasında görülen solunum derinliği ile beraber hızının çok fazla artması. kutuplu polar polar kutupsuz nonpolar polar olmayan küçük dil epiglottis epiglottis küçük dolaşım pulmonary circulation pulmoner dolaşım likleri ile aralarındaki açı ve uzaklıkları belirli, enerjileri en küçük hacimli parenteral preparat small-volume parenteral preparation Anma içeriği 100 ml veya daha düşük düzeyde olan özgün biçimlerde düzenlenmiş katı az olan kaplarda uygulanan parenteral preparat türü. madde. billur kristal suyu crystal water Bazı kimyasal maddelerin, kütlesel ortalama aerodinamik çap mass median aerodynamic diameter Kademeli bir ayrıştırıcı kullana- sulu çözeltiden katı hâle geçerek kristallenirken yapıya ka- rak ölçülen kütlesel ortalama aerosol partikül büyüklüğü tılan su molekülleri. billur suyu, örüt suyu MMAD, KOAÇ kristallendirme crystallization Uygun bir çözücüde hazırlanan doygun çözeltiden bir bileşenin özgün şekilli katı hâle getirilmesi. billurlandırma, örütlendirme kristallenme crystallization Kendi kendine meydana L laboratuvar laboratory Ayrıştırma, birleştirme veya çözümleme işlemleri için gerekli araştırma, deney ve ça- gelen kristalleşme. billurlanma, örütlenme lışmaların yapıldığı veya izlendiği özel donanımlı bölüm. kronik tıkayıcı akciğer hastalığı chronic obstructive pulmonary disease Genellikle aşırı tütün kul- deneylik lananlarda görülen, kronik bronşit, astım veya akciğer laminar akım kabini laminar flow cabinet, laminar flow closet Laboratuvarlarda çalışılan ortam havasını amfizemi gibi bronşiyal hava akımının engellenmesi ile tek yönde ve HEPA filtreler yardımıyla parçacık kontrolü belirgin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalı- yaparak ayarlanabilir akış hızında yönlendiren, ortamın ğı. süregen tıkayıcı akciğer hastalığı, kronik obstrüktif bulaşmasını engellemek için özel olarak sınırlandırılmış akciğer hastalığı KOAH, COPD bir alan oluşturan, paslanmaz çelik malzemeden yapılmış kullanat disposible Kullanıma hazır, tek uygulamaya çalışma kabini türü. yönelik ve kullanıldıktan sonra atılan malzeme. dispo- larenjit laryngitis gırtlak yangısı zıbl larenks larynx gırtlak 24 Solunum Yolu İlaçları Terimleri larinjial laryngeal Gırtlakla ilgili, gırtlağa ait LEL lowest effect level “Etkili en düşük doz” teriminin İngilizce kısaltması. lenf düğümü lymph node Lenfatiklerin seyri boyunca dizili, boyun, koltuk altı, kasık, mesenterium ve büyük damarların etrafında kümeler oluşturan, içerdikleri lenfosit ve makrofajları lenf sıvısına ve venöz dolaşıma sevk minin İngilizce kısaltması. mediasten mediastinum Göğüs kafesinin üstünden diyaframa kadar uzanan, kalp, kalbin büyük damarları, özafagus, soluk borusu, sinirler, timus ve mediasten lenf nodlarını içeren bölüm. MEK minimum effective concentration “Minimum etkin konsantrasyon” teriminin kısaltması. ederek antikor oluşumunda rol alan, partiküllü madde- membran membrane Organları ya da boşlukları bö- leri tutan ve içinde fagosite edip süzen özel bir filtre gibi len veya yüzeyleri ve boşlukları kaplayan ince doku taba- çalışan, 1-25 mm boyutlarında kapsüllü, genelde grimsi kası. zar, cidar, çeper pembe renkli oval veya böbrek şeklinde yapı. lenf nodu lenf nodu lymph node lenf düğümü letal lethal fatal letal doz lethal dose öldürücü doz liyofilizasyon lyophilization Çoğunlukla bitki özüt- mEq milliequivalent “Miliekivalan” biriminin kısaltması. metal impinger metal impinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat B olarak geçen, nebülizör, basınçlı inhalatör, toz inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince parti- leri, bazı parenteral ilaçlar, kan ürünleri, aşılar, bakteri küllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıy- suşları gibi ürünlerin uzun süre dayanıklılığını sağlamak la kullanılan aygıt. üzere, hızla dondurulmuş çözeltilerinin çok düşük basınç MIC minimal inhibitory concentration “Engelleyici altında suyunu kaybederek kurutulmasını sağlayan işlem. en düşük derişim”, “Minimal inhibitör konsantrasyon” dondurarak kurutma, dondurkurut teriminin İngilizce kısaltması. liyofilizatör lyophilizator Dondurkurut (liyofilizasyon) işlemini gerçekleştirmek için kullanılan aygıt. dondurkurutaç M m molality “Molalite” teriminin kısaltması. M molar “Molar” teriminin kısaltması. mahlul solution çözelti majistral ilaç magistral drug Hasta için özel olarak MİK minimal inhibitory concentration “Engelleyici en düşük derişim” teriminin kısaltması. μg μg Mikrogram teriminin kısaltılması μL μL Mikrolitre teriminin kısaltılması μm μm Mikrometre teriminin kısaltılması mikrogram microgram Gramın milyonda biri. μg mikrolitre microliter Litrenin milyonda biri. μL mikrometre micrometer Bir metrenin milyonda biri. mikron. μm maksimum istemli ventilasyon maximum voluntarily ventilatition Bir dakikada maksimum olarak mikron micron mikrometre mikropsuzlaştırılmış alan sterile field steril alan mikropsuzlaştırılmış kabin sterile cabinet, laminar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet steril yapılan hızlı ve derin solunma ile akciğerlere alınabilen kabin hekim tarafından reçeteye yazılan formüle göre eczanede hazırlanan ilaç. hava miktarı. MBC minimal bactericidal concentration “Bakteri kırıcı en düşük derişim” teriminin ingilizce kısaltması. MDI metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teri- mikropsuzlaştırılmış oda sterile room steril oda mikropsuzlaştırma sterilization sterilizasyon mikropsuzluk sterility sterillik mikropsuzluk garantisi sterility assurance level 25 Sözlük Dergisi sterillik garantisi mili- milli- “Binde bir” anlamı veren ön ek: miligram miliekivalan milliequivalent Bir maddenin 1 gram eş değer ağırlığının binde biri. Milieşdeğer. mEq milieşdeğer milliequivalent miliekivalan minimum doz minimum dose Bir ilacın tedavi edici etki oluşturabilen en düşük miktarı. ve bu atom simgelerinin altında atomların sayılarının belirtildiği gösterim biçimi: C6H12O6 (glikoz) morötesi ultraviolet Gözle görülmeyen, dalga boyu yaklaşık 200-400 nm arasında olan, kimyasal analiz, sterilizasyon ve tedavide yararlanılan bir ışınım. ultraviyole, UVII morötesi ışık ultraviolet light Görünür ışıktan daha minimum etkin konsantrasyon minimum effective concentration Bir kimyasal maddenin hedef organ yüksek dalga boyunda (200-400 nm), mor ve X-ışınları veya dokuda biyolojik yanıt oluşturabilmesi için gerekli raviyole ışık, ultraviyole radyasyon. UVI en düşük miktarı. MEK minimum letal doz minimum lethal dose öldürücü en düşük doz MLD minimum lethal dose “Öldürücü en düşük doz” teriminin İngilizce kısaltması. mM millimolar “Milimolar” teriminin kısaltması. MMAD mass median aerodynamic diameter “Kütlesel ortalama aerodinamik çap” teriminin İngilizce kısaltması. arasındaki elektromanyetik dalgalar veya radyasyon. ult- MsLI multi-stage liquid impinger “Çok katlı sıvı impinger” teriminin İngilizce kısaltması. muadil ilaç equivalent drug eşdeğer ilaç muhallil solvent çözücü mutlak absolute 1. Saf, karışım göstermeyen, temiz. 2. Kesin, tartışmasız. absolü, salt mutlak alkol absolute alcohol absolü alkol mutlak biyoyararlanım absolute bioavailability Toplardamar içine uygulama dışında başka bir yoldan mol mol Bir çözeltide bulunan atom ya da molekülün verilen bir ilacın, zamana karşı elde edilen kan derişimi gram cinsinden miktarının, o atom ya da molekülün ağır- eğrisinin altında kalan alanın, toplardamar içi yoldan uy- lığına bölünmesiyle elde edilen değer. gulanan ilaçla elde edilen eğri altında kalan alana oranı. molalite molality Bin gram çözücüde çözünmüş maddenin mol sayısı olup birimi “mol/kg” ve simgesi “m” olan derişim ölçüsü. molar molar Derişim birimini molarite cinsinden belirten ifade. müstahzar proprietary medicinal product beşerî tıbbi ürün müstahzar adı proprietary name İlacı ilk kez bulan firmanın veya o ilacı içeren müstahzarları üreten diğer firmaların kendi ürünlerine verdikleri özel ad. ticari ad molarite molarity Bir litre çözeltide çözünen madde molekül ağırlığı molecular weight Bir molekülde- N N normality “Normalite” teriminin kısaltması. Na sodium Sodyum elementinin simgesi nanoparçacık nanoparticle nanopartikül nanopartikül nanoparticle Büyüklüğü 10-1000 nm ki tüm atomların atom ağırlıklarının toplamını gösteren arasında değişen, çözünmüş, alıkonmuş veya yüzeyde tu- bağıl sayı. tulmuş (adsorbe olmuş) etken maddeyi kontrollü salan miktarının mol cinsinden ifade edildiği derişim ölçüsü. M molekül molecule Maddenin tüm kimyasal özelliklerini taşıyan ve serbest biçimde bulunabilen en küçük parçası. molekül formülü molecular formula Bir organik molekülde yer alan atomlardan önce karbon ve hidrojenin daha sonra diğer atomların alfabetik olarak sıralandığı 26 katı kolloit parçacık. nanoparçacık nebül nebul Nebülizatör ile kullanmak üzere hazırlanmış ilaç şekli. Solunum Yolu İlaçları Terimleri nebülizasyon nebulization Sprey veya aerosol biçimine geçirme işlemi. nebülizasyon çözeltisi nebulisation solution Nebülizörün haznesine boşaltılarak soluma yoluyla kullanılmak üzere hazırlanmış çözelti. nebülizasyon uygulaması nebulisation use Sıvı nonpolar nonpolar polar olmayan normal solunum eupnea Normal, sessiz olarak nefes alıp verme. öpne normalite Normality Birimi eşdeğer gram sayısı/L olan, bir litre çözelti içinde çözünmüş maddenin eş değer gram sayısı. N şekildeki ilaçları hava basıncı veya titreşim ile küçük par- novolizer novoliser Tek seferde 200 doz yüklenebilen, çacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde solunmasını astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) sağlayan aletler ile uygulama. karşı kullanım için farklı ilaçlar içeren, üzerinde doz sa- nebülizatör nebulizer, nebuliser İlaçları hava ba- yacı bulunan bir kuru toz inhaler. ile küçük parçacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde nötr neutral nötral nötral neutral 1. Çözeltisinde asit ya da baz özelliği solunmasını sağlayan aygıt. atomizatör, atomizer, zerre- göstermeyen ve pH değeri 7 olan (madde). 2. Üzerindeki leştirici, nebülizör artı ya da eksi elektriksel yükleri denkleşmiş olan (mad- sıncı (jet nebülizör) veya titreşim (ultrasonik nebülizör) nebülizör inhalasyon çözeltisi nebuliser solution de). nötr Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan aletler ile uygulanan çözelti. O obstrüksiyon obstruction Tıkanma veya kapanma. ofisinal ilaç preparations officinales Farmakope gibi nebülizör inhalasyon emülsiyonu nebuliser emulsion Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar resmî kaynaklarda monograflar hâlinde özellikleri veril- hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağla- miş madde. yan aletler ile uygulanan emülsiyon. nebülizör inhalasyon sıvısı nebuliser liquid Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan aletler ile uygulanan sıvı. oksidan oxidant Yükseltgenme ve indirgenme tepkimelerinde elektron alıcı (akseptör) görevi yapan. yükseltgen oksidan madde oxidizing agent yükseltgen madde oksidasyon oxidation yükseltgenme oksijen oxygen Başta oksitler olmak üzere tüm ele- nebülizör inhalasyon süspansiyonu nebuliser suspension Hava basıncı veya titreşim ile küçük parça- mentlerle kolayca bileşik oluşturabilen, büyük ölçüde cıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını reaktif ve güçlü bir oksidan olan, evrende en bol bulunan sağlayan aletler ile uygulanan süspansiyon. element. nefes alma inspiration soluk alma nefes verme expiration, exhalation soluk verme nemçeker Hygroscopic higroskopik NF national formulary “Ulusal formüler” teriminin İngilizce kısaltması. NGITM new generation impactorTM “Yeni jenerasyon impaktör” teriminin İngilizce kısaltması. nm nanometer “Nanometre” teriminin kısaltması. oksitleyici madde oxidizing agent yükseltgen madde oldukça azçözünür sparingly soluble Bir kısım maddenin otuz kısım - yüz kısım çözücüde çözünebilmesi. optik antipot optical antipode optik izomer optik dansite optical density soğurganlık2 optik izomer optical isomer Bir veya daha çok kiral merkez içeren moleküllerin taşıdığı atom veya atom 27 Sözlük Dergisi gruplarının uzayda düzenlenmesi ile farklılaşan ve bazıları optikçe etkin olmayabilen (mezo türevler) stereoizomer. optik antipot oral doz oral dose Ağız yolundan uygulanan ilaç miktarı. orbital orbital yörüngemsi organik çözücü organic solvent Çözücü özelliğe sahip sıvı hâldeki organik bileşik: etil alkol, tolüen orijinal ilaç innovator drug özgün ilaç ortopne orthopnoea Yatma pozisyonunda oluşan nefes alıp verme güçlüğü. Ö ÖDİ metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teriminin kısaltması. öksürük cough Üst solunum yollarının tahrişi veya yangısı, alt solunum yollarındaki bir rahatsızlık sonucu, solunum dışı hava hareketi olarak, göğüs boşluğundaki havanın epiglot ve ses tellerinin ani olarak açılması sonucu istem dışı bir şekilde yüksek basınçla dışarıya atılması. öksürük kesici antitussive Öksürük refleksinin santral veya periferik etkilerle inhibe edilmesi. antitüsif ölçülü doz inhaler metered dose inhaler Astım gibi Osm Osm ozmol teriminin kısaltılması otohaler® autohaler® nefes alma ile aktifleşen, çocuk solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan, ve yaşlı hastalarda kullanıma uygun ölçülü doz inhalasyon dozun ölçülü sprey biçiminde verilmesine olanak sağla- aygıtı. yan aygıt. ÖDİ, MDI basınçlı ölçülü doz inhaler ozmol osmole Ozmotik olarak etkin parçacıklardan bir mol oluşturmak üzere çözeltide çözülmesi gereken madde miktarı. Osm itici gaz olarak klorofluorokarbon içeren ve çoğu zaman ölçülüleme calibration kalibrasyon ölçülüleme eğrisi calibration curve kalibrasyon eğrisi ozmolalite osmolality Birimi mosm/kg olan, bir ki- ölçüm alt sınırı limit of detection Verilen bir anali- logram çözücü içerisinde bulunan çözünenlerin mol sa- tik yöntemin kabul edilebilir bir kesinlik değeriyle tespit yısıyla ilişkili ozmotik basınca yaptıkları katkının toplam edebileceği en küçük derişim ya da madde miktarı. değeri. ozmolar osmolar Litresinde 1 ozmol gram madde bulunan (çözelti). ozmolarite osmolarity Bir litre çözeltide çözünen ozmotik olarak etkin parçacıkların ozmol sayısı. ozmometre osmometer Ozmolaliteyi ölçmeyi sağlayan aygıt. geçişimölçer ozmotik osmotic Ozmozun doğasına katılan veya ait olan. geçişimsel ozmotik basınç osmotic pressure Ozmoz olayı sonucu bir hücrede içeriden dışarıya veya tersi yönde hareket eden suyun hücre üzerinde oluşturduğu iç ya da dış basınç. geçişim basıncı, pi (π) ozmoz osmosis Bir yarı geçirgen zarla ayrılmış iki fazlı sistemlerde düşük derişimli bir çözeltide bulunan sıvının (genellikle su) yüksek derişimli tarafa doğru geçmesi. geçişim 28 ölçüm valfi metering valve Ölçülü doz inhaler tipi inhalasyon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımının basınç yükseldiğinde basıncı dışarıya tahliye ederek sistemden ilacı her uygulamada aynı hacim veya dozun çıkmasını sağlayan bölüm. öldürücü doz fatal dose, lethal dose Ölüme neden olabilecek, toksin, kimyasal madde veya radyasyon gibi etkenlerin miktarı. Letal doz öldürücü en düşük doz minimum lethal dose Bir grup deney hayvanını öldürmek için yeterli en düşük doz. MLD öldürücü minimum doz minimum lethal dose öldürücü en düşük doz ölümcül derişim lethal concentration Ölüme neden olan derişim. LC ölümcül doz lethal dose Ölüme neden olan miktar. LD Solunum Yolu İlaçları Terimleri öpne eupnea normal solunum ötektik eutectic İçeriklerinden daha düşük sıcaklıklar- rışmayan iki sıvı arasında dağılan oranını ifade eden bir değişmez. dağılım katsayısı, dağılım değişmezi pasif difüzyon passive diffusion Kimyasal madde- da eriyebilen. kolayeriyen ötektik karışım eutectic mixture Belirli oranlarda lerin hücre zarından, derişimin yüksek olduğu bölgeden karıştırıldıklarında kendilerini oluşturan bileşiklerden derişimin düşük olduğu bölgeye doğru ve derişim farkı daha düşük erime noktasına sahip kimyasal bileşikler içe- ile orantılı bir hızda geçmesi. edilgen sızınım, basit di- ren kolay eriyen karışım türü. füzyon ötektik nokta eutectic point Bazı ikili veya üçlü ka- patent patent 1. Ürün veya buluş sahibine icat ettiği rışımların birlikte sıvılaştıkları en düşük erime sıcaklığı. ürünün satışı, pazarlanması, çoğaltılması veya bir benzeri- birlikte erime noktası nin üretilmesi gibi alanlarda ayrıcalıklar tanınan resmî bir özgül ağırlık specific gravity Belirli sıcaklıktaki bir belge ya da unvan. 2. Açık olan, tıkalı veya kapalı olma- madde yoğunluğunun ölçünlü (standart) bir maddenin yan: patent duktus arteriyoz. 3. Belirgin, açıkça görülen. patent adı proprietary name Pazarlanan bir ilaç ürü- yoğunluğuna oranı. özgül ısı specific heat Bir gram saf maddenin ısısının 1°C artışı için gerekli olan jul veya kalori cinsinden enerji nünün patent bürosuna kayıtlı ticari adı veya markası. patent hakkı patent right Patent konusunu veya ürününü topluma sunanlara devletlerce verilen yalnız patent miktarı. özgün ilaç innovator drug Müstahzar olarak dünyada ilk geliştirilen ve pazarlama hakkı alınan ilaç türü. inovatör ilaç, orijinal ilaç, referans ilaç P parçacık particle partikül parenteral parenteral Sindirim kanalı dışındaki bir yolla ilişkili, sindirim kanalı dışındaki bir yoldan: Ör. subkütan, intravenöz, intraspinal, intramüsküler vb. parenteral preparat parenteral preparation İnsan veya hayvan vücuduna enjeksiyon, infüzyon veya deri altına yerleştirmek suretiyle kullanılmak üzere hazırlanan steril preparat. pariyatel plevra parietal pleura Mediasten, diyafragma ve göğüs duvarının iç yüzünü örten yarı geçirgen seröz bir zar. parsiyel basınç partial pressure Bir hava karışımındaki gazların her birinin tek başına oluşturdukları basınç. sahibinin kullanma hakkı. İhtira beratı. sınai mülkiyet patentli tıbbi ürün medicinal product for human use beşerî tıbbi ürün pazartesi ateşi byssinosis bissinozis penetrasyon penetration Işın, madde veya keskin bir nesnenin uygulandığı yeri delerek ya da nüfuz ederek karşılaştığı engeli geçmesi. penetrometre penetrometer 1. Merhem ve süpozituvar gibi yarı katıların kıvam ve sertliğini tayin etmek için kullanılan aygıt. 2. X ışınlarının dokulardan geçiş derecesini ölçen alet. per- per- “Aracılığıyla, yoluyla, çok, aşırı, şiddetli, elementin en yüksek birleşme değeri” anlamı veren ön ek: perfüzyon, peroksit per oral by mouth, per oral (Lat.) İlaçların ağız yoluyla kullanılmasını ifade eden terim. per os per os per os per oral perfüzyon perfusion 1. Biyolojik dokularda kan do- partikül particle Küçük madde kütlesi. parçacık partisyon partition Kısımlara bölme, dağılma, dağılım. partisyon katsayısı partition coefficient Denge laşımında kapiller yatağa kanın verilmesi işlemi. 2. Sıvı durumunda belirli bir çözünür maddenin birbirine ka- lımının el ile vurmak veya titreşim yolu ile sağlanması biçimindeki ilaçları vücuda verme. perküsyon percussion Akciğerlerden mukusun atı29 Sözlük Dergisi tekniği. permeabilite permeability geçirgenlik permeabl permeable geçirgen pH pH Maddelerin asit, nötral veya alkali olma özelliğini gösteren hidrojen iyonu derişiminin eksi logaritması. pH metre pH meter Çözeltilerin asitlik veya baziklik derecelerinin özel bir elektrot aracılığıyla ölçülmesinde kullanılan bir aygıt. pH ölçer pH ölçer pH meter pH metre Ph. Eur. European Pharmacopoeia “Avrupa Farma- plörit pleurisy plörezi pMDI pressurized metered-dose inhalers “Basınçlı ölçülü doz inhaler” teriminin İngilizce kısaltması. pnömokonyoz pneumoconiosis Çeşitli mineral tozların, organik ve inorganik partiküllerin, kimyasal maddelerin buhar ve dumanlarının uzun süre solunmasıyla ortaya çıkan akciğer hastalığı. pnömoni pneumonia Bakteri veya virüslerle oluşan akciğer parankiması yangısı. zatürre pnömotoraks pneumothorax Akciğerlerde hava kopesi (Pharmacopoeia European)”nin Fransızca kısalt- yollarının veya akciğer dokusunun tamamının veya bir ması. kısmının ani olarak yırtılması sonucu havanın akciğer ile Ph. Int. The International Pharmacopoeia “Uluslararası Farmakope (Pharmacopoeia Internationale)”nin Fransızca kısaltması. pik akış ölçer peak flow meter Akciğerlerden dışarı- göğüs duvarı arasındaki yerde toplanması. po by mouth, per os (Lat.) per oral polar polar Bir kimyasal bağı oluşturan elektronların eşit olmayan bir biçimde atomlar arasında paylaşılması ile ya üflenen havanın hızını ölçen aygıt. molekülde dipol oluşması, bazı durumlarda da bileşiğin tü- piknometre pycnometer, pyknometer, specific gravity bottle Bazı sıvıların özgül ağırlıklarının (yoğunluk- müyle iyonlaşması özelliği: alkol, su, amonyak. kutuplu larının) ölçülmesinde yararlanılan aygıt. yoğunluk ölçme veya molekül). kutupsuz, nonpolar, bk. hidrofobik şişesi pKa pKa Bir asidin iyonlaşma değişmezinin (Ka) eksi logaritması. platipne platypnea Ayakta dururken oluşan nefes darlığı. plevra pleura akciğer zarı plevra boşluğu pleural cavity Akciğer zarının iç ve dış yaprakları ile göğüs duvarının arasındaki hava ve sıvı ile dolu ince alan. polar olmayan nonpolar Suda çok az çözünen (grup polarize polarize Kutuplanmış olma durumu, kutup oluşturma. polarize ışık polarized light Titreşimleri bir düzlem üzerinde gerçekleşen ışık türü. polarlık polarity polarite polikarbonat polycarbonate Karbonik asit birimlerinin tekrarlanması ile oluşan poliester türü termoplastik polimer. polimer polymer Çok sayıda aynı veya farklı molekül- plevra sıvısı pleural membrane fluid Parietal akciğer lerin (monomer) kovalan bağlarla bağlanarak oluşturdu- zarından süzülerek akciğer zarı boşluğuna geçen, akciğer ğu uzun zincirli, yüksek molekül ağırlıklı bileşik: nükleik zarı tabakalarının birbiri üzerinde kaymasını sağlayan yak- asitler, polisakaritler, polipeptitler. çoğuz plevral efüzyon pleural effusion Plevral sıvı yapım polimerizasyon polymerization polimerleşme polimerleşme polymerization Bazı element veya ve emilimi arasında dengesizlik sonucu oluşan, plevral küçük moleküllerin, kendi aralarında tepkimeye girerek boşlukta sıvı birikimi. daha yüksek molekül ağırlıklı büyük bir molekül oluştur- laşık 0,1-0,2 mL/kg miktardaki sıvı. akciğer zarı sıvısı plörezi pleurisy Plevra arasında kalan boşlukta sıvı birikmesi. plörit 30 ması. çoğuzlaşma, polimerizasyon polimorf polymorphous 1. Birkaç biçimde bulunma. Solunum Yolu İlaçları Terimleri çok biçimli. 2. Gelişim sürecinin değişik devrelerinde farklı biçimler gösteren. polimorfik polymorphic Polimorf olma durumu. bk. polimorf polimorfizm polymorphism 1. Bir topluluk içinde farklı biçimlerde bireylerin bulunuşu. 2. Bazı maddelerin iki ya da daha çok farklı kristal yapı oluşturmaları. çok biçimlilik polipne polypnea Sık ve kesik kesik soluma. sık soluma polivalan polyvalent 1. Çok değerlikli. 2. Birden çok pulmoner emboli pulmonary embolism Pulmoner arterin herhangi bir oluşumla tıkanması. pulmoner eozinofili pulmonary eosinophilia Hava yolunda ve/veya akciğer dokusunda eozinofil (bir tür akyuvar hücresi) artışına bağlı olarak gelişen, farklı özellikler taşıyan bir hastalık. pulvinal pulvinal Şeffaf plastik hazneye sahip, en az yüz doz yüklenebilen ve 180 derece döndürülerek bir dozu aktive edilen kuru toz inhalasyon aygıtı. püskürtme deliği spray orifice İlacın küçük zerrecikler hâlinde cihazdan çıkmasını sağlayan açıklık. etkene karşı antijen taşıyan. por porus, pore gözenek porozite porosity Küçük delikli ve gözenekli yapıya sahip olma. gözeneklilik poröz porous Sıvı veya havayı geçiren çok küçük geçit veya deliklerle dolu. gözenekli Q qs a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.) “Yeteri kadar, yeter miktarda” anlamında Latince kısaltma. qsp quantum sufficit partum “Gerektiği kadar, yeteri miktar” teriminin kısaltması. ppb parts per billion Milyarda bir kısım; 10-9, µg/kg, µl/m3. ppm parts per million Milyonda bir kısım; 10-6, mg/kg, ml/m3. preparat preparation 1. Beşerî tıbbi ürün. 2. Anatomik, patolojik veya kimyasal incelenme amacıyla hazırlanan örnek. prezervatif preservative koruyucu madde puf puff, plume Aerosol cihazlarından tek seferde dışarı çıkan ilaç miktarı. pulmoner pulmonary Akciğerlerle ilgili. pulmoner arter basıncı pulmonary artery pressure Pulmoner arterde ölçülen kan basıncı. R raf ömrü shelf life Bir ilacın üretim anında sahip olduğu etkinlik ve kalitesini koruyabildiği süre. bk. son kullanma tarihi rafine refined Arı, saf (madde). reabsorpsiyon reabsorption geri emilim REACH Registration, Evaluation, Authorization/ Restriction of Chemicals “Kimyasal maddelerin kaydı, değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanması’’ teriminin İngilizce kısaltması. reajan reagent ayıraç reaksiyon reaction 1. Tepkime. 2. Tepki. 3. Yanıt. reaksiyon ara ürünü reaction intermediate Bir tep- pulmoner arteryel hipertansiyon pulmonary arterial hypertension Kalpten akciğere temizlenmesi için kime sürecinde, kısa yaşam süreli ve seyrek olarak izole kirli kanı götüren atardamarlardaki kan basıncının sürekli edilebilen herhangi bir kimyasal madde. yüksek olması durumu. pulmoner dolaşım pulmonary circulation Oksijen yoksunu kanın kalpten akciğerlere taşınması ve buradan da oksijenlenmiş kanın geri kalbe taşınması. küçük dolaşım reaksiyon dozu reacting dose tepki dozu reaktif reactive 1. Tepkime verme yeteneği olan. tepkin 2. Ayıraç. reaktivite reactivity Tepki verebilme. tepkinlik reçete prescription Hekimin, hastanın kullanması için 31 Sözlük Dergisi düzenlediği, eczacı tarafından bir ilacın hazırlanışı ve uygulanışının tanımlandığı yazılı yasal nitelikli belge. Rx reçeteleme prescribing Bir ilacın veya formülasyonun nasıl hazırlanacağı ve kullanılacağına ilişkin bilgilerin belgelenmesi. renkli cam colored glass İstenen çizgesel (spektral) soğurmayı sağlamak için küçük miktarlarda metal oksitlerin eklenmesi ile elde edilmiş cam. renksiz cam colorless glass Görünür dalga boyundaki ışığa karşı geçirgen olan cam. reçetesiz ilaç over the counter tezgâhüstü ilaç reçeteye tabi olmayan ürün unprescriptional drug Reçetelendirilmesine gerek olmaksızın doğrudan eczanelerden temin edilebilen beşerî tıbbi ürün türü. reçeteye tabi ürün prescriptional drug Yalnızca reçete ile temin edilebilen beşerîi tıbbi ürün türü. referans doz reference dose İnsanlarda kayda değer bir risk oluşturmadan günlük olarak maruz kalınabilen, yan etki gözlenmeyen doz kullanılarak hesaplanan madde miktarı. reo- rheo- “Sıvı veya elektrik akımı” anlamı veren ön ek: reoloji reoloji rheology Sıvı ya da yarı katıların akıcılığını inceleyen bilim alanı. respirasyon respiration solunum respiratör respirator solunum aygıtı rezidü residue Artık, kalıntı, bakiye. rezidüel residual Artıksal, kalıntısal. rezidüel hacim residual volume tortu hacim rezidüel volüm residual volume tortu hacim rezolüsyon resolution 1. Bir görüntüleme aygıtının, referans ilaç reference drug özgün ilaç referans madde reference substanc Deney sonuçla- çok yakın iki ögenin sınırlarını birbirinden ayırarak net rının karşılaştırılması amacıyla kullanılan bileşik. kontrol gösterebilme yeteneği. ayrımlaşma 2. Ayna görüntüsü maddesi, standart madde , bk. pozitif kontrol, negatif olan izomer maddelerin birbirinden ayrılması işlemi. kontrol 3. Patolojik bir durumun normale dönmesi. 2 referans standart reference standard Ulusal veya yetkili birimler ya da kaynaklar tarafından kabul görmüş ölçün birimi veya saf madde. refraksiyon refraction kırılım refraktif indeks refractory index kırılım imleci refraktometre refractometer Kırılım imlecini ölçmeye yarayan aygıt. kırılımölçer regresyon regression 1. Bir bağımsız değişkenin ortalama değeri ile bir veya birden çok bağımlı değişkenin RIA radioimmunoassay “Radyoimmün analiz” teriminin kısaltması. risk risk Kimyasal bir maddeye veya herhangi bir etkene maruz kalma sonucu oluşacak zarar, hastalık ya da ölüm olasılığı. risk değerlendirmesi risk assessment Bir maddeye maruz kalındığında karşılaşılabilecek istenmeyen yan etkilerin ve bunun derecesinin doğabilecek riskler açısından incelenmesi. değeri arasındaki işlevsel ilişki. 2. Yapı ve işlev bakımın- ruhsat kapsamı scope of the licence İlgili yasa ve yö- dan başlangıçtaki veya daha önceki duruma dönüşme. netmeliklere göre yetkili makam tarafından onaylanmış, gerileme 3. Hastalık belirtilerinin yatışması. gerileme kullanıma hazır biçimde, özel bir ambalajda ve belirli bir 4. Erişkinlerin çocukluk dönemindeki duygu ve davranış- adla ticarete sunulma durumu. lara dönmesiyle belirgin durum. çocuklaşma regresyon analizi regression analysis Deneysel olarak bir veya daha fazla değişkenin uyuşan değerleri ile ruhsat süresi term of the licence Bir beşerî tıbbi ürün için yetkili birimler tarafından verilen ruhsatın geçerlik süresi. raslantısal değişkenin ortalaması arasındaki işlevsel ilişkiyi ruhsat verilmesi grant of licence Başvuru sahibi tara- değerlendiren istatistik yöntemi. bağlanım çözümlemesi fından yetkili makama sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi 32 Solunum Yolu İlaçları Terimleri ve değerlendirilmesi sonucu, ilgili yönetmelikte öngerilen ve diğer önemli moleküllerle etkileşerek yapılarını ve koşullara uygun olduğu belirlenen beşerî tıbbi ürünün işlevlerini bozan, bazı durumlarda da fizyolojik işlevleri ruhsatlandırılma işlemi. gerçekleştiren, çok kısa ömürlü olan tepkime parçacığı. Rx take, a recipe “Alınız” veya “Reçeteleyiniz” ifadele- bk. radikal. seri lot, batch Her bir üretimde, bir dizi işlemden geç- rinin Latince kısaltması. tikten sonra nitelik ve nicelik bakımından aynı özelliklere S s.c. subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kısaltması. saf su purified water Damıtma veya bazı iyonlarından sahip ürün grubu. kazan seri numarası lot number, batch number Bir üretim serisini tanımlayan sayı ve işaretler. kazan numarası arındırma gibi yöntemlerle elde edilen ancak parenteral sert kapsülde inhalasyon tozu inhalation powder hard capsule Soluma yoluyla kullanılmak üzere inhalas- uygulama için ayrıca pirojenlerinden arındırılması gere- yon cihazıyla kullanılan sert kapsül içinde yer alan kuru ken su türü. toz. saflaştırma purification Kimyasal maddelerin bu- serum serum, (pl. Serums, sera) 1. Belirli bir has- lunduğu ortamdaki istenmeyen maddelerden kristallen- talığa karşı pasif bağışıklık sağlamak üzere insan veya dirme, tüketme, damıtma, kromatografi gibi ayırma yön- hayvanlardan elde edilen ve kas içine veya deri altına temleriyle arındırılması. bk. rafine etmek enjekte edilen preparat. 2. Kanın pıhtılaşmasından sonra safsızlık impurity Bir ilaç etken maddesi veya herhan- üstte kalan fibrinojenden arındırılmış plazma kısmı. kan gi saf bir maddenin içinde izin verilen sınırların üzerinde suyu 3. Kanamalarda eksilen kan hacmini tamamlamak yabancı bir bileşik bulunması. ya da parenteral beslenmeyi sağlamak amacıyla dekstroz, salt salt absolü satürasyon saturation doygunluk satüre çözelti saturated solution doygun çözelti saydamlık transparency İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki nesnelerin görülmesine engel olmama durumu. sc subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kısaltması. sediment sediment çökelti semipermeabl semipermeabl yarı geçirgen septik septic Mikroorganizmalar tarafından üretilen veya onların parçalanmaları sonucu oluşan. bakteri bulaşık serbest eczacı pharmacist Eczacılık mesleğini sahibi olduğu eczanede yürüten kişi. serbest radikal free radical Homolitik parçalanma ile oluşan, ortaklanmamış bir elektron taşıyan, son derece tepkin özelliği nedeniyle canlı organizmada protein sodyum klorür gibi sterilize edilmiş intravenöz yoldan uygulanan sıvıların genel adı. 4. Yüksek miktarda kozmetik etkin madde içeren çözelti. serum fizyolojik physiological saline Su içinde % 0,9 derişimindeki sodyum klorür çözeltisi. ses ötesi ultrasound ultrason ses teli vocal cord,vocal fold Ses oluşumunu sağlayan, gırtlak boşluğunda bulunan, mukoza salgılayan iki zar tabakası arasında bulunan yapı. vocal kord seyreltici diluent 1. Yoğunluk veya derişimi azaltmak için kullanılan gaz, sıvı veya katı madde. 2. Seyrelten veya daha az etkili ve daha az tahriş edici hâle getiren. seyreltik diluted Bir çözeltinin birim hacim veya kütlesinde pitely madde miktarının bağıl olarak daha az veya düşük derişimde olma durumu. seyreltilmiş, dilüe seyreltik çözelti dilute solution Çözünen madde derişimi azaltılmış olan çözelti. seyreltilmiş diluted seyreltik 33 Sözlük Dergisi seyreltme dilution, dilute Yoğun çözeltiden daha düşük derişimdeki çözeltinin hazırlanması için çözücü ekleme işlemi. SKT expire date, expiry date “Son kullanma tarihi” teriminin kısaltması. soda-kireç-silisyum camı soda-lime-silica glass sıfırıncı derece kinetik zero-order kinetics Farma- Yapısında başlıca sodyum oksit ve kalsiyum oksit içeren, kokinetik bir olayın sabit bir hızda gerçekleşmesini ifade orta düzeyde hidrolitik dirence sahip olan silisyum camı. eden terim. sık soluma polypnea polipne sıkışarak kümeleşme inertial impaction 5 mm’den büyük partiküller için geçerli olan aerosol birikimi mekanizması. sıkıştırılmış gaz pressurised gas, propellant gas itici gaz sıvağ basis 1. Katı veya yarı katı ilaç şekillerindeki etken maddeler için bir veya daha fazla yardımcı maddenin bileşiminden oluşan taşıyıcı. 2. Kozmetik ürün/ilaç yapımında şekil veya kıvam vermek için katılan madde. sızınım diffusion difüzyon silia silia Kirpik, burun, soluk borusu ve büyük bronş- sodyum sodium Atom numarası 11 olan, hücre dışı sıvıların ana katyonu olan, alkali metaller grubundan bir element. Na soğurganlık absorbance 1. Çözeltinin içindeki madde yoğunluğunun hesaplanmasında kullanılan dalga boyuna bağlı olarak spektroskopik yöntemlerde analizi yapılan bileşik tarafından soğurulan elektromanyetik radyasyonun miktarı. 2. Transmitansın 10 tabanına göre eksi logaritması (A = -log 1/T). absorbans, optik dansite soğurma absorption Bir ortamdan geçen ışık veya elektromanyetik radyasyonun taşıdığı gücün bir kısmının bu ortam tarafından emilerek alıkonması. absorpsiyon2 soğurum kat sayısı absorptivity Beer yasasına göre, ların duvarlarında titrek tüy benzeri epitelyum hücre bir çözeltide bir birim konsantrasyondaki madde tara- uzantısı. silya fından belirli bir ışık yolunda soğurulan ışık miktarının silikozis silicosis, miner’s phthisis, grinder’s asthma, potter’s rot Silikon dioksid kristallerine uzun sürelerde ölçüsü. maruz kalma sonucu yavaş ilerleyen nodüler, fibrozis yapan pnömokonyoz türü. silya silia silia sinüs sinus Kafatasında burun boşlukları çevresindeki kemiklerin içinde yer alan ve burun boşluklarına açılan bölüm. sistemik dolaşım systemic circulation Akciğerlerde oksijenlendirilen kanın kalbin pompalaması ile tüm bedene gönderilmesi ve tüm vücudu dolaşan kanın hücre- sol. solution “Çözelti” teriminin kısaltması. soluk alma inspiration Solunumda havanın akciğerlere alınması. nefes alma, inspirasyon soluk alma kapasitesi inspiratory capacity soluk alma sığası soluk alma sığası inspiratory capacity Soluk hacmi ile soluk alma yedek hacminin toplamı. soluk alma kapasitesi, inspirasyon kapasitesi soluk alma yedek hacmi inspiratory reserve capacity inspirasyon yedek hacmi lere oksijeni sunup onlarda metabolizma sonucu oluşan soluk borusu trachea Havanın akciğerlere ulaşmasını karbondioksidi toplayarak kalbe geri taşınması. büyük sağlayan, yapısında hyalin kıkırdak, fibröz kas lifleri, mu- dolaşım koza ve bezler bulunan, iç yüzeyi tüylü yalancı çok katlı siyanoz cyanosis Kapillerlerde düşük oksijen doygunluğu ve oksijensiz hemoglobin miktarının artmasına bağlı olarak deri ve mukoz zarların mavi-mor renk değişikliği göstermesi. 34 epitelyum dokudan oluşan alt solunum yolu bölümü. Trakea soluk hacmi tidal volume Her normal solunum hareketi ile akciğerlere alınan veya akciğerlerden çıkarılan Solunum Yolu İlaçları Terimleri hava miktarı. tidal volum, solunum hacmi soluk verme expiration, exhalation Solunum organlarından dışarıya hava ya da su; bitki ve hayvanlar tarafından karbondioksit çıkarılması. nefes verme, ekspirasyon soluk verme yedek hacmi expiratory reserve volume ekspirasyon yedek hacmi soluma durması apnea apne solumlama inhale Soluk alarak içine çekme. solumlanım inhalation inhalasyon solumlatıcı inhaler inhaler solunum respiration Akciğerler ile bulunulan ortam arasındaki havanın soluk alıp verme ile değiştirilmesi işlemi. respirasyon, ventilasyon zukluğu. solunum yolu respiratory tract solunum sistemi solüsyon solution çözelti solvan solvent çözücü1 son kullanma tarihi expire date, expiry date Belirli koşullarda saklandığında bir ürünün etkin ve güvenli olarak kullanılabileceği süreci genellikle gün, ay ve yıl olarak bildiren uyarı. miat. bk. raf ömrü. SKT. spektral analiz spectral analysis Maddelerin ışınımlarından sağlanan izgeleri inceleyerek, bu bileşikleri oluşturan elementleri nicel veya nitel olarak belirleme. izgesel analiz spektrofotometre spectrophotometer Bir madde ta- solunum aygıtı respirator, ventilator Toz, duman rafından elektromanyetik radyasyonun (UV, IR, görünür ve diğer iritan maddelerin solunmasını engelleyen veya ve mikrodalga) soğurulmasının veya yayılımının şiddetini bu tür zararlı özelliklere sahip havayı solunum yollarına ölçen aygıt. izgesel ışılölçer girmeden önce filtre eden, ağız ve burunu içine alan özel aygıt. respiratör, ventilatör solunum bronşiyoli respiratory bronchiole Bronşiyollerin alveol boşluklarıyla temasta olan uç dallarından her biri. solunum derinliği respiratory depth En fazla nefes alma ve nefes verme arasındaki mesafe. solunum fonksiyon testi pulmonary function tests Hava akımı ve akciğer hacmi gibi akciğer fonksiyonlarının spirometre gibi aygıtla kontrol edilmesi. spektrometre spectrometer Değişik materyallerden yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu ve yoğunluğunu ölçen bir optik aygıt. izgeölçer, spektroskop spektrometri spectrometry Değişik materyallerden yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu ve yoğunluğunu ölçen analiz yöntemi. izge ölçümü spektroskop spectroscope spektrometre spektroskopi spectroscopy Değişik materyallerden yayılan veya soğurulan elektromanyetik radyasyonun solunum hacmi tidal volume soluk hacmi solunum sistemi respiratory tract Vücutta oksijenin dalga boyu ve yoğunluğunun optik olarak ölçümü. izge alınıp karbondioksitin atılamamsını sağlayan, iletici bölüm olarak burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar spektroskopik spectroscopic Spektroskopi ile ilgili. spektrum spectrum 1. Prizmadan geçirilen beyaz ışı- ve solunum bronşiyollari içeren, solunum organı olarak ğın kendisini oluşturan renklerine ayrılması ile meydana akciğerlerden oluşan sistem. solunum yolu gelen görüntü. ışık tayfı. 2. Herhangi bir antibiyotiğin bilimi solunum yetersizliği respiratory insufficiency Çe- etkilediği mikroorganizmalar. 3. Aletli analizlerde çeşitli şitli nedenlere bağlı olarak akciğerlerin işlevlerini yeterin- dalga boylarındaki elektromanyetik ışınımların sırası- ce yerine getirememesi. nı, sıklığını ve enerji gibi özelliklerini belirleyen grafik: solunum yetmezliği respiratory failure Kalıcı, anormal derecede düşük atardamar oksijen miktarı veya yüksek karbondioksit miktarı ile belirgin solunum bo- NMR, IR, UV vb. spektrum. izge spirogram spirogram Spirometreyle elde edilen akciğer hacim ve değişikliklerini gösteren çizge. 35 Sözlük Dergisi spirometre spirometer Akciğer havalandırmasının steril oda sterile room Büyük ölçekte çalışmaları steril incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarını ve standart koşullarda yürütmek amacıyla yararlanılan de- belirleyen aygıt. ğişik boyutlarda özel bölüm. mikropsuzlaştırılmış oda spirometri spirometry Akciğer havalandırmasının incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarının belirlenmasi. stabilite stability dayanıklılık stabilite testi stability test Etken maddelerin ve ilaçların raf ömrü sonuna kadar kimyasal, fiziksel, mikrobiyolojik, terapötik ve toksikolojik dayanıklığını belirlemek, garanti altına almak ve kanıtlamak için yapılan çalışma. standart madde standard substance 1. Bir karışımdaki bileşenlerin nitel ve nicel analizlerinde kullanılan ya steril teknik sterile technique aseptik yöntem steril yöntem sterile technique aseptik yöntem sterilite sterilite Mikroorganizma olmaması durumu. sterilizasyon sterilization Mikroorganizmalardan tamamıyla arındırma. mikropsuzlaştırma sterilizatör sterilizer Mikroorganizmaları çeşitli yöntemler ile öldürmede kullanılan aygıt. sterilize sterilize Mikroorganizmalardan arındırma. sterillik sterility Canlı mikroorganizmaların bulunmaması durumu. mikropsuzluk da biyolojik çalışmalarda biyolojik sistemin işlerliğinin sterillik garantisi guaranty of sterility Bir materyal veya klinik çalışmalarda araştırılan ürünün etkinliğinin veya ürünün mikroorganizmalardan arındırma işleminin değerlendirilmesi amacıyla yararlanılan, üreticisi tarafın- güvenilirlik derecesi. mikropsuzluk garantisi dan belirli özellikleri belgelendirilmiş bileşik. 2. Referans madde. stegnant hipoksi stagnant hypoxia Şok, donma, kalp yetmezliği, çevre ısısı artışı, devamlı basınçlı solunum, +G kuvvetleri gibi nedenlerle kan akımının azalması veya kanın kalp seviyesinin altındaki dokularda göllenmesi. iskemik hipoksi steril sterile 1. Erkek veya kadında üreme özelliğinin su buharı distilasyonu steam distillation Materyalin içinden su buharı geçirilerek su buharı ile sürüklenen maddelerin soğutucuda yoğunlaştırılması suretiyle ayrıştırılması prensibine dayanan damıtma türü. su katımı hydration hidrasyon1 su sarılım hydratation hidratasyon sub- sub- “Altı, altında, aşağısında, orta derecede, az çok, hemen hemen” anlamı veren ön ek.: ör. subakut. olmaması. kısır, infertil. 2. Bitkilerde verimsiz birey veya subkütan subcutaneous 1. Deri altı dokusu. deri altı, kısım. kısır, infertil. 3. Mikroorganizma içermeyen. asep- dermis, subkütanöz, hipoderm. 2. Bazı ilaç ve aşıların deri tik2. altı dokusuna uygulama yolu. sc steril alan sterile field 1. Bir birimin özel işlemlerin yürütülebilmesi için mikroorganizmalardan arındırılmış bölümü. mikropsuzlaştırılmış alan. 2. Hastanelerde cerrahi işlemlerin yapıldığı mikroorganizmalardan arındırıl- subkütanöz subcutaneous subkütan subkütanöz doku subcutaneous tissue Deri altı dokusu. dermis, hipoderm sublingual sublingual Dil altına veya dil altı yolu mış bölüm. ile. steril kabin sterile cabinet, laminar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet Çalışan kişiyi, ürünü mede enzimin etkilediği bileşik. 2. Kimyasal tepkimeler- ve çevreyi hava ile taşınabilen bulaşanların etkilerinden de başlangıç maddesi. koruyan ya da işlem sırasında ürüne çevreden gelebilecek biyolojik etkileşimleri engellemek için kullanılan özel küçük laboratuvar bölümü. mikropsuzlaştırılmış kabin 36 substrat substrate 1. Enzimle gerçekleşen bir tepki- sucul hydrophilic hidrofil suçeker dehydrant dehidran2 sululaşma hydration hidrasyon2 Solunum Yolu İlaçları Terimleri susever hydrophilic hidrofil susevmez hydrophobic hidrofobik susuz anhydrous anhidr süblimasyon sublimation süblimleşme süblimat sublimate Süblimasyonla elde edilen madde. süblimleşme sublimation Katı bir maddenin buharlaşıp tekrar katı hâle gelmesi. süblimasyon süblimleştirme sublimate Katı bir maddeyi buharlaştırıp tekrar katı hâle getirme suretiyle uygulanan saflaştırma işlemi. tek ışınlı spektrofotometre single beam spectrophotometer Işık kaynağından yayılan tek ışık demeti ve tek ölçüm haznesi bulunan spektrofotometre türü. tek ışınlı izgesel ışılölçer tekiz monomer monomer teneke kutu canister Ölçülü doz inhaler tipi inhalasyon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımını içeren basınçlı kutu. kanister tepken reactant Bir kimyasal tepkimeye giren bir başlangıç maddesi. reaktan sübstitüe substitute 1. Bir organik ana yapıda bir ato- tepkime reaction Bir ya da daha çok iyon, atom ya mun yerini başka bir atom ya da atom grubunun alma- da molekülün birbirleriyle doğrudan ya da bir katalizör sı durumu. takılı. 2. Bir şeyin yerine konan veya yerine aracılığıyla aralarında etkileşerek başka iyon, atom veya kullanılan madde ya da ilaç. 3. Üzerinde yer değiştirme moleküllere dönüşmesi olayı. reaksiyon1 tepkime ısısı heat of reaction Entalpideki değişiklik yapılmış. takılandırılmış sübstitüent substituent Bir organik bileşikte, herhangi bir konumda bulunan hidrojen atomunun yerini alan (ΔH) olarak bilinen, bağları kırmak için gereken enerji veya yeni bir bağ oluşumundan kazanılan enerji. tepkime işlergesi reaction mechanism tepkime me- atom veya atom grubu. takı sürekli salım sistemi sustained release system Et- kanizması ken maddenin plazma veya doku düzeyini alışılmış dozaj tepkime mekanizması reaction mechanism Bir şekillerine göre daha uzun süre devam ettiren ilaç salım kimyasal tepkimenin hangi basamaklar üzerinden yürü- şekli. düğünü göstermek üzere düzenlenen bir tür işleyiş açıkla- sürfaktan surfactant yüzey etken madde süzme filtration filtrasyon süzüntü filtrate Süzme işlemi sonrasında elde edilen duru sıvı. T t1/2 half-life, half-time “Yarı ömür” teriminin simgesi. takı substituent sübstitüent takipne tachypnea tıknefes taşipne tachypnea tıknefes TEB Turkish Association of Pharmacist “Türk Eczacıları Birliği”nin kısaltması. tek dozluk inhalasyon tozu inhalation powder pre-dispensed Tek dozluk, soluma ile kullanılan toz. tek ışınlı izgesel ışılölçer single beam spectrophotometer tek ışınlı spektrofotometre ması. tepkime işlergesi tepkimesiz inert inert tepkin reactive reaktif1 tepkinlik reactivity reaktivite terkip formulation formülasyon1 terkip hazırlama formulation formülasyon2 term(o)- therm(o)- “Sıcaklık” anlamı veren ön ek.: termometre. -termi -thermy “Sıcaklık, ısı” anlamı veren son ek.: hipotermi. termoliz thermolysis Bir bileşiğin ısı etkisiyle ayrışması veya bozulması. ısıl ayrışım ters ozmoz reverse osmosis Bir sıvının ozmotik basınç altında yarı geçirgen bir zardan geçirilmesi ile saf bir sıvı elde edilmesi işlemi. tescilli marka registered trademark Yetkili kurum 37 Sözlük Dergisi ve kuruluşlar tarafından kayıt altına alınan ve hak sahibi tip I alveolar hücre type I alveolar cell Alveol yüzeyi- kurum veya kişi dışında kimsenin kullanamayacağı ürün nin yaklaşık %93’ünü döşeyen ve havayla kan arasında gaz adı. sim. ® . değişimini sağlayan yassı alveolar hücre, tip I pnömosit. tescilli tıbbi ürün medicinal product for human use beşerî tıbbi ürün tezgâh üstü ilaç over the counter Bazı ülkelerde, veoler septumları döşeyen, alveol boşluklarında az sayıda hafif rahatsızlıkların giderilmesi için, hastanın, hekime cisimcikler içeren, granüler tip II pnömosit. danışmadan veya gerektiğinde sadece eczacının önerisi ile reçetesiz olarak satın alıp kullandığı genel olarak düşük TİTCK Turkish Medicines and Medical Devices Agency “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu”nun kı- risk taşıdığı kabul edilen ilaç grubu. raf üstü reçetesiz ilaç saltması. OTC. TF Turkish Pharmacopoeia “Türk Farmakopesi” teriminin kısaltması. tıbbi cihaz medical device İnsanda kullanıldıklarında tip II alveolar hücre type II alveolar cell İnteralbulunan, sitoplazmalarında özgün, fosfolipit yapısında TLV threshold limit value “Eşik limit değer” teriminin İngilizce kısaltılması toksik doz toxic dose Zararlı yan etkiler oluşturan veya zehirlenme belirtilerine neden olan madde miktarı. asıl işlevini farmakolojik, immünolojik veya metabolik et- toksik madde toxic agent Belli koşullar altında canlı kiler oluşturmadan; hastalığın tanısı, önlenmesi, izlenme- organizmada zararlı etkilere neden olan kimyasal veya fi- si, tedavisi veya hafifletilmesi; yaralanma veya sakatlığın ziksel etken.: ağır metal, radyasyon, ısı, soğuk, travma. tanısı, izlenmesi, tedavisi, hafifletilmesi veya mağduriyetin toksik olmayan nontoxic Zehirlenmeye neden ol- giderilmesi; anatomik veya fizyolojik bir işlevin araştırıl- mayan veya zehirlenmeyle sonuçlanmayan, tüketimi gü- ması, değiştirilmesi veya yerine başka bir şey konulması; venli olan. nontoksik üretilmiş; tek başına ya da birlikte kullanılabilen; amaçla- toksiklik toxicity toksisite toksikokinetik toxicokinetics Toksik bileşiklerin nan işlevini yerine getirebilmesi için gerekiyorsa bilgisayar emilimini, biyotransformasyonunu, dağılımını ve atılımı- yazılımı ile de kullanılan ve cansız hayvanların dokuların- nı inceleyen çalışma alanı. doğum kontrolü veya yalnızca ilaç uygulamak amacıyla dan elde edilen ürünler de dahil olmak üzere yararlanılan her türlü araç, alet, cihaz, aksesuar veya malzeme. tıbbi müstahzar proprietary medicine beşerî tıbbi ürün tıknefes tachypnea Solunum hızının normalin üzerinde olması, hızlı, düzenli ve yüzeyel soluma. takipne ticari ad trade name müstahzar adı tidal volum tidal volume soluk hacmi tiksotropi thixotropy Yarı katı sistemlerde zamana toksisite toxicity Bir kimyasalın organizma, doku veya hücrelere toksik etki gösterme durumu, zehirli olma niteliği. toplam akciğer havalanması total pulmonary ventilation Solunum etkinliğinin değerlendirilmesinde kullanılan solunum sayısı ile tidal hacim değerinin çarpım değeri. toplam akciğer kapasitesi total lung capacity toplam akciğer sığası bağlı olarak gerilim ile viskozitenin geri dönüşümlü ola- toplam akciğer sığası total lung capacity Vital ka- rak azalması ve gerilim kalkınca eski yarı katı şekle dönme pasiteye artık hacmin ilavesiyle hesaplanan, akciğerlerin özelliği. mümkün olan en büyük nefes verme hareketi sonrasında timus thymus Kalbin üstünde göğüs kemiğinin arkasında bulunan bir iç salgı bezi. 38 akciğerlerde bulunan en hazla hava miktarı. toplam akciğer kapasitesi Solunum Yolu İlaçları Terimleri toraks thorax Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü. Medicines and Medical Devices Agency Önceki adı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü olan, Türkiye’de beşerî tortu hacim residual volume En zorlu soluk verme- tıbbi ürün, tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlere yönelik dü- den sonra akciğerlerde kalan hava hacmi. rezidüel volüm, zenleyici, denetleyici, yönlendirici politikalar geliştirerek rezidüel hacim, artık hacim ve uygulayarak insan sağlığına hizmet etmekle görevli trakea trachea soluk borusu turbuhaler® turbuhaler® Uygulanacak olan ilacın Sağlık Bakanlığına bağlı resmî kuruluş. TİTCK bk. İlaç toz hâlinde ve herhangi bir taşıyıcı madde içermeksizin bulunduğu, derin nefes alma ile toz ilacın akciğerlere çe- Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Turkish Respiratory Society Amacı toplumsal ve mesleki kildiği inhalasyon aygıtı. eğitimi ve araştırmaları destekleyerek toplumun akciğer Türk Eczacıları Birliği Turkish Association of Pharmacist Eczacılık mesleğinin ve halk sağlığının ge- sağlığını korumak olan sivil toplum kuruluşu. ve Eczacılık Genel Müdürlüğü. alanlarında (serbest eczane, kamu, hastane, akademi ve U U unit “Ünite” teriminin kısaltması ULPA filtre ultra low penetration air filter Havada sanayi gibi) eczacıların istihdam edilmelerinden özlük 0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 99.99 oranında haklarının savunulmasına değin çeşitli sorunlarına çözüm yakalayabilen HEPA filtre türü. lişimi için gerekli bilimsel, teknik ve stratejik çalışmaları planlayan ve gerçekleştiren; eczacılık mesleğinin tüm arayan; ilacın üretiminden hastaya sunulmasındaki tüm aşamalarda eczacıların etkin olmasını amaçlayan meslek kuruluşu. TEB. ultra- ultra- “Çok fazla, aşırı, ötesi, ötesinde” anlamı veren ön ek: ör. ultrason. ultrafiltrasyon ultrafiltration İyon veya molekülleri Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical Academy Bilimin evrensel değerleri kapsamında, etik il- geçirip asılı tanecikleri geçirmeyen çok küçük gözenekli keler çerçevesinde, akılcı bir yaklaşımla insan ve toplum ultrafiltrat ultrafiltrate ince süzüntü ultrasantrifüj ultracentrifuge Dakikada en az 60.000 sağlığını ilgilendiren, eczacılık, ilaç ve ilaçla ilgili tüm konularda eczacıların ve ilgili meslek elemanlarının mesleki süzgeç düzeneği veya biyolojik sistemlerde gerçekleştirilen süzme işlemi. ince süzme devir ile dönme kapasitesine sahip santrifüj aygıt türü. gelişimine katkıda bulunacak çağdaş eğitim ve araştırma ultrason ultrasound İnsan kulağının duyma sınırının faaliyetlerini planlamak, koordine etmek ve uygulamak üstündeki (16-20 kHz) ses dalgası. sesötesi, ultrasonik için 2002 yılında kurulan Türk Eczacıları Birliği yapısın- dalga da yer alan birim. lik ve hasta hizmetini geliştirmek, ilgili sağlık politikala- ultrasonik ultrasonic Ultrasonla ilgili. ultrasonik dalga ultrasonic wave ultrason ultrasonik hedeflendirme ultrasound induced delivery Etken madde salımının ultrasonik ses dalgalarının rını toplum yararına etkilemek için çalışan sivil toplum şiddet, frekans ve uygulama döngüsüne bağımlı olduğu kuruluşu. sistem. Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Akciğer sağlığı alanında eğitim, araştırma, koruyucu hekim- Türkiye Farmakopesi Turkey Pharmacopoeia Türkiye Cumhuriyeti Farmakopesi, TF, bk. farmakope. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Turkish ultrasonik nebülizör ultrasonic nebulizer Bir elektrik akımı yardımı ile ses dalgaları üretip, bu ses dalgalarının oluşturduğu sıvı titreşimleriyle suyun damlacıklara 39 Sözlük Dergisi Ü ayrışmasını sağlayan inhalasyon cihazı. ultrasonografi ultrasonography Dokulara gönderilen ultrasonik dalgaların yansıması ile vücuttaki yapıların görüntülenmesi. ultraviyole ultraviolet mor ötesi ultraviyole ışık ultraviolet light mor ötesi ışık ultraviyole radyasyonu ultraviolet radiation mor ötesi ışık ultraviyole spektroskopisi ultraviolet spectroscopy mor ötesi spektroskopisi ultraviyole-A ışını ultraviolet A ray Dalga boyu 320-400 nm olan ve yeryüzüne ulaşabilen güneş ışığı. UV-A ışını ulusal formüler national formulary Bir ülkede re- ünite unit İlaç, aşı, serum veya enzimin etkisi için ölçüt olarak kabul edilen birim miktarı. birim, U üretici manufacturer 1. Bir ürünü üreten, imal eden, ıslah eden veya ürüne adını, ticari markasını veya ayırt edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak tanıtan gerçek veya tüzel kişi. 2. Üreticinin Türkiye dışında olması hâlinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilci ya da ithalatçı. 3. Ürünün tedarik zincirinde yer alan ve faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkileyen gerçek veya tüzel kişi. üst solunum sistemi upper respiratory tract Burun, nazal boşluklar, paranazal sinüsler, nazofarinks ve orofarinksten oluşan solunum sistemi türü. çetelenmesine izin verilen ilaçların yapısı, tanımlanması, seçimi, reçetelenmesi, dağıtımı ve uygulanmasıyla ilgili bilgileri içeren resmî başvuru kaynağı. NF, bk. farma- V validasyon validation Herhangi bir yöntem, işlem, kope. cihaz, materyal, etkinlik veya sistemin geçerliliğinin, iste- Uluslararası Farmakope International Pharmacopeia Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazır- nen standartlara uygunluğunun kanıtlanması ve belgelenmesi. işlem geçerliliği Uluslararası ünite international unit Enzimler, vaporizasyon vaporization buharlaşma vaporizatör vaporizer 1. İlaç çözeltilerini inhalasyo- hormonlar, vitaminler gibi biyolojik materyaller için na uygun buhar haline hâline getirmeye veya ulaşılabilen verilen ve Uluslararası Formüllerin Uyumlandırılması mukoza membranlarına uygulamaya yarayan bir aygıt. Konferansı (International Conference for the Unification 2. Uçucu sıvı genel anestezikleri buharlaştırmaya yarayan of Formulas) tarafından belirlenen uluslararası ölçüleme aygıt. buharlaştırıcı, vaporizör lanan Farmakope. Ph.Int. bk. farmakope. birimi. IU USP The United States Pharmacopeia “Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi”nin İngilizce kısaltması. UV (I) ultraviolet radiation “Mor ötesi ışık” teriminin İngilizce kısaltması. UV (II) ultraviolet “Mor ötesi” teriminin İngilizce kısaltması. UV -A ışını ultraviolet A ray “Ultraviyole -A ışını” teriminin kısaltması. vaporizör vaporizer vaporizatör ventilasyon ventilation solunum ventilatör ventilator solunum aygıtı viskozimetre viscosimeter Akışkanın katmanları arasında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnci ölçen aygıt. akmazlıkölçer, ağdalıkölçer viskozimetri viscosimetry Akışkanın katmanları arasında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnci ölçme yöntemi. akmazlık ölçümü, ağdalık ölçümü. uyku apnesi apnea Periferik ya da santral faktörlerin viskozite viscosity Akışkanın katmanları arasında etkisiyle ortaya çıkan ve uyku sırasında on saniyeden uzun iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnç. süren solunum durması. akmazlık, ağdalık 40 Solunum Yolu İlaçları Terimleri visseral plevra visceral pleura Akciğerlerin tüm dış yüzünü ve interlober fissürleri saran yarı geçirgen seröz denin üç boyutlu molekül yapısının incelenmesi amacıyla geliştirilmiş bir teknik. bk. X-ışınları kırınım analizi. bir zar. vital kapasite vital capacity vital sığa vital sığa vital capacity Akciğerlere girip çıkan en Y yangı inflammation İmmunolojik veya diğer herhan- fazla hava miktarı olup, soluk alma yedek hacmi, soluk gi bir zedeleyici uyarana karşı dokunun gösterdiği ağrı, hacmi ve soluk verme yedek hacimlerinin toplamı. vital şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve bazen eksüdasyon ile belirgin kapasite fizyolojik ve özgül olmayan savunma yanıtı. enflamas- vizing wheezing hırıltı vokal kord vocal cord, vocal fold ses teli volüm volume hacim volümatikle ölçülü doz inhaler metered dose inhaler and spacer ara tüplü ölçülü doz inhaler volümetrik volumetric Hacim ölçümü ile ilgili. ha- yon, iltihap cim ölçümlü cisimleri geçirmeyen (çeper). semipermeabl yardımcı madde excipient İlacın hazırlanmasında taşıyıcı, çözücü veya seyreltici olarak yararlanılan veya ilacın içinde yer alan etken madde dışındaki bileşen. eksipiyan yarı geçirgen semipermeabl Aynı eritici içindeki iki eriyiği birbirinden ayıran ve eriticiyi geçirdiği hâlde erimiş volümetrik analiz volumetric analysis Standart yarılanma ömrü half-life, half-time 1.Vücut sıvı- (ölçünlü) kimyasal madde çözeltilerinin tam olarak ölçül- larındaki ilaç derişiminin başlangıç değerinin yarısına müş (titre edilmiş) hacimlerini kullanarak yapılan nicel düşmesi için geçen süre. t1/2 2. Radyonüklit parçacık analiz yöntemi. bk. titrasyon örneğinin yarısının bozunması için geçen süre, yarılanma volümetrik çözelti volumetric solution Volümetrik analizlerde kullanılmak üzere bir standart (ölçünlü) bileşik ile faktörü ayarlanmış titrasyon çözeltisi. ayarlı çözelti W WHO World Health Organization “Dünya Sağlık Örgütü”nün İngilizce kısaltması. süresi, yarı ömür. t1/2 yarılanma süresi half-time yarılanma ömrü yayılma diffusion difüzyon yayınım diffusion difüzyon2 yeni jenerasyon impaktör new generation impactorTM Ölçülü doz inhalerlerin, kuru toz inhalerlerin ve diğer inhalasyon yolu ile kullanılan aerosol partiküllerinin büyüklüğüne göre sınıflayan akciğer yapısını taklit edecek şekilde tasarlanmış, yedi aşamalı ve 30-100 L/min akış X X-ışınları kırınım analizi X–ray diffraction technic Eczacılıkta, kimya ve madencilikte, toz maddelere hızı sağlayan, yüksek performanslı kademeli ayrıştırıcı. çarpan X ışınlarının saçınımı ya da kırınımından elde ma, doku, organ veya çevrede sağlık için risk oluşturacak edilen desenlerin yorumlanmasıyla ilgili bileşiklerin fizi- kimyasal maddelerin artan miktarlarda birikmesi. akü- kokimyasal özellikleri ve kristal yapılarının belirlenmesi mülasyon için kulllanılan, polimorfik yapıları hakkında da bilgi veren analiz yöntemi. NGITM yığılım accumulation 1. Birikme. 2. Hedef organiz- yıkılma degradation bozunma yoğun concentrate Çözücüsünün uçurulması ile veya X-ışınları kristalografisi X–ray crystallography ortama daha fazla çözünen madde eklenmesi ile daha Özellikle X-ışınları aracılığıyla kristal yapıdaki bir mad- yoğun hâle gelmiş ya da getirilmiş (madde). konsantre, 41 Sözlük Dergisi derişik yoğunlaşma concentrate Konsantre hâle gelme. yoğunlaştırma concentrated Bir karışımın bileşimindeki sıvıyı uzaklaştırarak daha derişik hâle getirme. yoğunluk density 1. Bir cismin birim hacminin be- yüzerme adsorption İlaç molekülleri veya kimyasal maddelerin katı özel bir yüzeyde ince bir tabaka hâlinde toplanması. adsorbsiyon yüzey aktif madde surface active substance yüzey etken madde lirli sıcaklıktaki kütlesi. 2. Bir cismin, 1 cm3’lük kütle- yüzey etken madde surface active agent 1. sinin aynı hacimdeki +4°C’ lik suya göre oranı. dansite, Hidrofilik ve hidrofobik moleküler yapıları bir arada kesafet taşıması (amfifilik) nedeniyle hem su hem de yağda yoğunluk ölçme şişesi pycnometer piknometre yoğunlukölçer densitometer, densimeter dansitometre1 çözünürlüğü olan ve iki faz arasındaki yüzeyler arası gerilimi düşüren madde. 2. Alveollerin hücrelerinden salınan, alveolar hava boşluğunda yüzey gerilimini yörünge orbit Bohr Kuramı’na göre atom çekirdeği azaltarak alveol duvarlarının yapışmasını engelleyen çevresinde elektronların yer alabileceği enerji düzeyleri madde yüzey aktif madde, sürfaktan, amfifil, yüzey veya enerji katmanları. etkin madde yörüngemsi orbital Atom çekirdeği çevresinde bir elektronun bulunma olasılığının dağılımını veren ve Ku- yüzey etkin madde surface active agent yüzey etken madde antum Kkuramı’na göre hesaplanan matematiksel fonksi- Z yonun geometrik ifadesi. orbital yutak pharynx Sindirim sisteminin bir parçası olup solunum sisteminin ileten bölgesi. boğaz, geniz, farenks. yutak yangısı pharyngitis Yutağın bazen virüs ve bakterilerden etkilenerek, bazen metabolik, bazen de çalışılan ortamın sıcaklık, toz gibi koşullarına bağlı olarak tepki göstermesi, yutak mukozasının iltihaplanması. farenjit yükseltgen oxidant oksidan yükseltgen madde oxidizing agent Girdiği kimyasal tepkimelerde elektron alarak indirgenen ve karşısındaki maddenin yükseltgenmesine neden olan bileşik, oksidan madde, oksitleyici madde. yükseltgenme oxidation Bir element veya bileşiğe Z değeri Z-value Bir mikroorganizmanın sıcaklık değişikliklerine direncini belirten değer. zar membrane membran zarımsı membranous membranöz zatürre pneumonia pnömoni zeolit zeolite Adsorban özellikte inorganik makromoleküllü madde. zeta potansiyeli zeta potential Parçacığın yüzeyi ile nötral bölge arasındaki potansiyel farkı. zetametre zetameter Birimi milivolt olan, zeta potensiyelini ölçen aygıt. oksijen eklenmesi, hidrojen ayrılması veya elektron kaybı zorlu ekspirasyon hacmi forced expiratory volume Soluk vermenin ilk saniyesinde çıkarılabilen hava ile sonuçlanan tepkime. oksidasyon miktarı. yükün ion iyon yükünsüz su deionized water deiyonize su yüzergen adsorbent adsorban 42 zorlu vital kapasite forced vital capacity En fazla miktarda bir soluk almadan sonra zorlayarak en fazla bir soluk verme ile çıkarılan hava miktarı. Solunum Yolu İlaçları Terimleri İngilizce - Türkçe Dizin a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.) abacterial absolute absolute alcohol absolute bioavailability absorbance absorbent absorption absorptivity accumulation acid acidactive ingredient, active moiety active pharmaceutical ingredient active placebo active substance actuator adsorbent adsorption adult dose aer(o)aerobe aerobe aerobic aerodynamic diameter aerohaler aerolizer aerosol agent air lock airborne airtight container airway inflammation airway inflammation alcohol alkali alveol (pl), alveoli alveolar alveolar proteinosis alveolar ventilation American Association for Respiratory Care American Association for Respiratory Care amorphous amphipathic amphiphile amphiphilic ampoule anaerobe qs abakteriyel mutlak mutlak alkol mutlak biyoyararlanım soğurganlık absorban soğurma soğurum katsayısı yığılım asit asitaktif içerik etkin farmasötik bileşen etkin plasebo etken madde çalıştırıcı yüzergen yüzerme erişkin dozu aerohavacıl havasever aerobik aerodinamik çap aerohaler aerolizer aerosol ajan hava kilidi havada taşınan geçirimsiz kap hava yolu enflamasyonu hava yolu yangısı alkol alkali alveol alveoler alveoler proteinozis alveol havalanması AARC Amerikan Solunum Derneği biçimsiz amfipatik amfifil amfifilik ampul anaerop anaerobe anaerobic analysis anatomical dead space Andersen Cascade impactor anemic hypoxia angina anhydrous anion anionic anoxia antioxidant antitussive apnea apnea apparatus apparatus, device, instrument Area Under the Curve area under the curve asbestosis asepsis aseptic aseptic technique, sterile technique asthma atelectasis atmosphere atmospheric pressure atomizer autohaler® bacteri(o)bacterial bactericide bacteriostatic bacteriostatic water for injection bacterium, bacteria bagassosis base basic basis berylliosis betamimetic bidistilled water biobio-equivalence bioaccumulation bioactivation bioavailability biodegradation biodeterioration havasevmez anaerobik analiz anatomik ölü boşluk kademeli ayrıştırıcı anemik hipoksi bademcik yangısı susuz eksin anyonik anoksi antioksidan öksürük kesici apne uyku apnesi aparat cihaz AUC eğri altındaki alan asbestozis asepsi aseptik aseptik yöntem astım atelektazi atm atmosfer basıncı atomizör otohaler® bakter(iyo)bakteriyel bakterisit bakteridurduran enjeksiyonluk bakteriyostatik su bakteri bagassozis baz bazik sıvağ berilyozis betamimetik bidistile su biyobiyolojik eş değerlik biyolojik birikim biyolojik etkinleştirme biyoyararlanım biyolojik yıkım biyolojik bozunma 43 Sözlük Dergisi bioequilavent bioequivalence bioequivalent biological drug biological half-life biologicals biomedical biosimilar drug Biot respiration, Biot breathing biotransformation biotransformation bradypnea bronchi bronchi(o)bronchial bronchial asthma bronchiectasis bronchiole bronchiolitis bronchitis bronchoconstriction bronchoconstrictor bronchodilatation bronchodilator bronchoesophageal bronchogram bronchography bronchopneumonia bronchoscope bronchoscopy bronchospasm by mouth, per oral (Lat.) by mouth, per os (Lat.) byssinosis calibration calibration curve canister carbon dioxide carina cationic cell cell wall chemical equivalence chemical formula chemical symbol chest, thorax Cheyne-tokes respiration, Cheyne-Stokes breathing Chinese Pharmacopoeia Chinese Pharmacopoeia chronic obstructive pulmonary disease chronic obstructive pulmonary disease chronic obstructive pulmonary 44 biyoeşdeğer biyoeşdeğerlik biyolojik eş değer biyolojik ilaç biyolojik yarı ömür biyolojikler biyomedikal biyobenzer ilaç Biot solunum biyolojik dönüştürüm biyolojik dönüşüm bradipne bronş bronki(yo)bronşiyal bronşiyal astım bronşektazi bronşiyol bronşiyolit bronşit bronkokonstriksiyon bronkokonstriktör bronkodilatasyon bronş gevşetici bronkoözofajial bronkogram bronkografi bronkopnömoni bronkoskop bronkoskopi bronkospazm per oral po bissinozis kalibrasyon kalibrasyon eğrisi teneke kutu karbondioksit karina katyonik hücre hücre cidarı kimyasal eş değerlik kimyasal formül kimyasal simge göğüs kafesi Cheyne-tokes solunum ChP Çin Farmakopesi COPD KOAH kronik tıkayıcı akciğer disease clickhaler® coaservation cohesion cohesive colored glass colorless glass compound concentrate concentrate concentrate for infusion concentrate for injection concentrated concentration conduction conductivity, conductance conductometer conductor conservative container contaminant contaminated contamination contract manufacturing cor pulmonale correlation correlation coefficient cough cross contamination crystal crystal water crystallization crystallization cyanosis daily dose decontamination decontamination degradation dehydrant dehydrated alcohol, absolute alcohol dehydrated alcohol, absolute alcohol deionization deionized water densitometer, densimeter density diffraction diffusion diluent dilute solution diluted dilution, dilute discus® disinfectant hastalığı klikhaler® faz ayrımı kohezyon kohezif renkli cam renksiz cam bileşik yoğun yoğunlaşma infüzyon konsantresi enjeksiyonluk konsantre yoğunlaştırma derişim iletim iletkenlik iletkenlikölçer iletken konservatif kap kontaminant kontamine kontaminasyon fason üretim kor pulmonale korelasyon korelasyon katsayısı öksürük çapraz bulaşma kristal kristal suyu kristallendirme kristallenme siyanoz günlük doz arıklaştırma dekontaminasyon bozunma suçeker absolü alkol alkol deiyonizasyon deiyonize su yoğunlukölçer yoğunluk kırınım difüzyon seyreltici seyreltik çözelti seyreltik seyreltme diskus® dezenfektan Solunum Yolu İlaçları Terimleri disinfection disintegration diskhaler® dispersed dispersion dispersion medium disposible dissociation dissolution distillate, distilled distillation distillation distilled water distilled water, aqua distillata (Lat.) distribution donma noktası dosage dose drops, guttae (Lat.) drug dry powder inhaler dry powder inhaler dyspnea e E é e.n. EAA effective dose ELD electrolyte electron electron microscope element emphysema empirical formula empyema enantiomer enantiomerism epiglottis epiglottis epiglottis equivalence equivalent drug equivalent weight eupnea European Medicines Evaluation Agency European Pharmacopoeia European Pharmacopoeia European Pharmacopoeia European Respiratory Society eutecti eutectic dezenfeksiyon dağılma diskhaler® dağıltı dispersiyon dağılım ortamı kullanat ayrışma çözünme damıtık damıtma distilasyon damıtık su aq.dest. dağılım d.n. dozaj doz gtt ilaç kuru toz inhalasyon aygıtı kuru toz inhaler dispne e E é e.n. EAA etkili doz ELD elektrolit elektron elektron mikroskobu element amfizem ampirik formül ampiyem enantiyomer enantiyomerlik epiglotis epiglottis küçük dil eş değerlik eş değer ilaç eş değer ağırlık normal solunum Avrupa İlaç Değerlendirme Kurumu Avrupa Farmakopesi EP Ph. Eur. Avrupa Solunum Derneği kolayeriyen ötektik eutectic mixture eutectic point evaporating dish evaporation excipient excretion exothermic exothermic reaction expectorant expiration, exhalation expiratory reserve volume expire date, expiry date F0-value facilitated diffusion fatal dose, lethal dose filter filter paper filtrate filtration fine particle fraction finished product flacon, vial, phial forced expiratory volume forced vital capacity formula formulary formulation free radical freezing freezing point freezing point depression functional residual capacity functional residual capacity galenical pharmacy gas sterilisation generic drug generic name, official name, non proprietary name glass glass impinger glottis Good Clinical Practice Good Laboratory Practice Good Manufacturing Practice Good Pharmacy Practice gram gram equivalent grant of licence guaranty of sterility half-life, half-time half-life, half-time half-time handihaler® heat of reaction hemoptysis ötektik karışım ötektik nokta buharlaştırma kabı buharlaştırma yardımcı madde atılma ısıveren ısıveren tepkime balgam söktürücü soluk verme soluk verme yedek hacmi son kullanma tarihi F0 değeri kolaylaştırılmış difüzyon öldürücü doz filtre filtre kâğıdı süzüntü filtrasyon ince partikül fraksiyonu bitmiş ürün flakon zorlu ekspirasyon hacmi zorlu vital kapasite formül formüler formülasyon serbest radikal donma donma noktası donma noktası düşmesi fonksiyonel artık kapasite işlevsel artık sığa galenik farmasi gaz sterilizasyonu jenerik ilaç jenerik ad cam cam impinger glottis iyi klinik uygulamaları iyi laboratuvar uygulamaları iyi üretim uygulamaları İEU g eş değer gram ruhsat verilmesi sterillik garantisi t1/2 yarılanma ömrü yarılanma süresi handihaler ® tepkime ısısı hemoptizi 45 Sözlük Dergisi hemothorax hermetic, airtight heterogeneous hiccup high efficiency particulate air filter hilum histotoxic hypoxia, histoxic hypoxia homogeneous hydratation hydrate hydration hydrophile, hydrophilic hydrophilic hydrophobic hydrothorax hygiene hygienic hygroscopic hypercapnia hyperpnea hypertonic solution hyperventilation hypotonic solution hypoventilation hypoxia hypoxic hypoxia impermeabl impermeabl impurity in vitro in vitro study in vivo in vivo study Indian Pharmacopoeia indication indicator inert inertial impaction infiltrate inflammation infrared infrared spectroscopy infusion inhalation inhalation gas inhalation powder hard capsule inhalation powder pre-dispensed inhalation use inhalation vapour inhalation vapour, capsule inhalation vapour, liquid inhalation vapour, ointment inhalation vapour, powder 46 hemotoraks hermetik heterojen hıçkırma HEPA filtre hilus histotoksik hipoksi homojen hidratasyon hidrat hidrasyon hidrofil hidrofilik hidrofobik hidrotoraks hijyen hijyenik nemçeker hiperkapni hiperpne hipertonik çözelti fazla havalanma hipotonik çözelti azalmış havalanma hipoksi hipoksik hipoksi geçirmez impermeabl safsızlık in vitro in vitro çalışma in vivo in vivo çalışma Hint Farmakopesi endikasyon belirteç inert sıkışarak kümeleşme infiltrat yangı kızılötesi infrared spektroskopisi infüzyon inhalasyon inhalasyon gazı sert kapsülde inhalasyon tozu tek dozluk inhalasyon tozu inhalasyon yoluyla uygulama inhalasyon buharı inhalasyon buharı kapsülü inhalasyon buharı sıvısı inhalasyon buharı merhemi inhalasyon buharı tozu inhalation vapour, solution inhalation vapour, tablet inhale inhaler inhibition inhibitor injectable preparation injection injector innovator drug inorganic inorganic compounds insoluble inspiration inspiratory capacity inspiratory reserve capacity instrumental analysis intelligent polymer international pharmacopeia international unit intra venous intrapleural intrapulmonary intravenous ion ionic ionic bond IR fingerprint region ischemic hypoxia isomer isoosmotic solutuion isotonic solution isotope jet nebulizer Kussmaul breathing label laboratory laminar flow cabinet, laminar flow closet large-volume parenteral laryngeal laryngeal pharynx laryngitis larynx lethal lethal concentration lethal dose limit of detection lot number, batch number lot, batch lower respiratory tract lowest effect level lung lung capaticies lung ventilation inhalasyon buharı çözeltisi inhalasyon buharı tableti solumlama inhaler inhibisyon inhibitör enjeksiyonluk preparat enjeksiyon enjektör özgün ilaç inorganik inorganik bileşikler çözünmez soluk alma soluk alma sığası inspirasyon yedek hacmi cihazlı analiz akıllı polimer uluslararası farmakope uluslararası ünite iv. intraplevral intrapulmoner intravenöz iyon iyonik iyonik bağ IR parmak izi bölgesi iskemik hipoksi izomer izoozmotik çözelti izotonik çözelti izotop jet nebülizör Kussmaul solunum etiket laboratuvar laminar akım kabini büyük hacimli parenteral larinjial larenjial farenks gırtlak yangısı gırtlak letal ölümcül derişim ölümcül doz ölçüm alt sınırı seri numarası seri alt solunum sistemi etkili en düşük doz akciğer akciğer kapasitesi akciğer ventilasyonu Solunum Yolu İlaçları Terimleri lung volumes lymph node lyophilization lyophilizator magistral drug manufacturer mass median aerodynamic diameter mass median aerodynamic diameter material of packaging maximum voluntarily ventilatition mediastinum medical device medicinal product for human use melting point membrane membranous metal impinger metered dose inhaler metered dose inhaler and spacer metering valve microgram microliter micrometer micron millimilliequivalent milliequivalent millimolar minimal bactericidal concentration minimal bactericidal concentration minimal dose, minimum dose minimal inhibitory concentration minimal inhibitory concentration minimum dose minimum effective concentration minimum effective concentration minimum lethal dose minimum lethal dose mol molality molar molarity molecular formula molecular weight molecule monomer mouthpiece akciğer hacmi lenf düğümü liyofilizasyon liyofilizatör majistral ilaç üretici KOAÇ kütlesel ortalama aerodinamik çap ambalaj malzemesi maksimum istemli ventilasyon mediasten tıbbi cihaz beşerî tıbbi ürün ergime noktası membran zarımsı metal impinger ölçülü doz inhaler ara tüplü ölçülü doz inhaler ölçüm valfi mikrogram mikrolitre mikrometre mikron milimEq miliekivalan mM bakteri kırıcı en düşük derişim MBC en düşük doz MIC MİK minimum doz MEK minimum etkin konsantrasyon MLD öldürücü en düşük doz mol molalite molar molarite molekül formülü molekül ağırlığı molekül tekiz ağızlık multi-stage liquid impinger Nanometer nanoparticle national formulary nebul nebulisation solution nebulisation use nebuliser emulsion nebuliser liquid nebuliser solution nebuliser suspension nebulization nebulizer, nebuliser neutral new generation impactorTM new generation impactorTM nonpolar nontoxic normality nose novoliser obstruction optical optical activity optical antipode optical density optical isomer optical rotation optimal dose oral dose orbit orbital organic solvent orthopnoea Osm osmolality osmolar osmolarity osmole osmometer osmosis osmotic osmotic pressure over the counter overdosage oxidant oxidation oxidizing agent oxygen packaging parenteral parenteral preparation parietal pleura çok katlı sıvı impinger nm nanopartikül ulusal formüler nebül nebülizasyon çözeltisi nebülizasyon uygulaması nebülizör inhalasyon emülsiyonu nebülizör inhalasyon sıvısı nebülizör inhalasyon çözeltisi nebülizör inhalasyon süspansiyonu nebülizasyon nebülizatör nötral NGITM yeni jenerasyon impaktör polar olmayan toksik olmayan normalite burun novolizer obstrüksiyon ışıksal ışıksal etkinlik optik antipot optik dansite optik izomer ışığı çevirme en uygun doz oral doz yörünge yörüngemsi organik çözücü ortopne Osm ozmolalite ozmolar ozmolarite ozmol geçişimölçer ozmoz ozmotik ozmotik basınç tezgâhüstü ilaç doz aşımı oksidan yükseltgenme yükseltgen madde oksijen ambalajlama parenteral parenteral preparat pariyatel plevra 47 Sözlük Dergisi partial pressure particle partition partition coefficient parts per billion parts per million passive diffusion patent patent right peak flow meter penetration penetrometer per os perpercussion perfusion permeability permeable pH pH meter pharmacetical preparation pharmaceutical aerosol pharmaceutical alternative pharmaceutical bioequivalence pharmaceutical equivalance pharmaceutical product pharmaceutical technology pharmacist pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist pharmacokinetics pharmacopoeia, pharmacopeia pharmacy, drugstore pharmacy, pharmaceutics pharyngeal pharyngitis pharynx photolysis photon photosensitive photosensitivity photostability photostable physical properties physicochemical property physiologic dead space physiological saline pKa platypnea pleura pleural cavity pleural effusion pleural membrane fluid 48 parsiyel basınç partikül partisyon partisyon katsayısı ppb ppm pasif difüzyon patent patent hakkı pik akışölçer penetrasyon penetrometre per os perperküsyon perfüzyon geçirgenlik geçirgen pH pH metre farmasötik preparat farmasötik aerosol farmasötik alternatif farmasötik biyoeşdeğerlik farmasötik eş değer farmasötik ürün farmasötik teknoloji serbest eczacı Ecz. eczacı farmakokinetik farmakope eczane eczacılık farinjial yutak yangısı yutak fotoliz ışık kuantumu ışığa duyarlı ışığa duyarlılık ışığa dayanıklılık ışığa dayanıklı fiziksel özellikler fizikokimyasal özellik fizyolojik ölü boşluk serum fizyolojik pKa platipne akciğer zarı plevra boşluğu plevral efüzyon akciğer zarı sıvısı pleurisy pneumoconiosis pneumonia pneumothorax polar polarity polarize polarized light polycarbonate polymer polymerization polymorphic polymorphism polymorphous polypnea polyvalent pore, porus porosity porous porus, pore precipitate prefilled syringe preparation preparation preparation for inhalation preparations officinales prescribing prescription prescriptional drug preservative preservative pressure pressurised container pressurised gas, propellant gas pressurised inhalation, emulsion plörezi pnömokonyoz zatürre pnömotoraks kutuplu polarlık polarize polarize ışık polikarbonat polimer polimerleşme polimorfik polimorfizm polimorf polipne polivalan gözenek porozite poröz por çökelti hazır enjektör hazır ilaç preparat inhalasyon preparatı ofisinal ilaç reçeteleme reçete reçeteye tabi ürün koruyucu madde prezervatif basınç basınçlı kap itici gaz basınçlı inhalasyon emülsiyonu pressurised inhalation, solution basınçlı inhalasyon çözeltisi pressurised inhalation, basınçlı inhalasyon suspension süspansiyonu pressurized metered-dose inhalers pMDI proprietary medicinal product müstahzar proprietary medicine tıbbi müstahzar proprietary name müstahzar adı proprietary name patent adı puff, plume puf pulmonary pulmoner pulmonary arterial pulmoner arteryel hypertension hipertansiyon pulmonary artery pressure pulmoner arter basıncı pulmonary circulation pulmoner dolaşım pulmonary embolism pulmoner emboli pulmonary eosinophilia pulmoner eozinofili pulmonary fibrosis akciğer fibrozisi pulmonary function tests solunum fonksiyon testi pulmoner emphysema akciğer amfizemi Solunum Yolu İlaçları Terimleri pulvinal pure purification purified water pycnometer pycnometer, pyknometer, specific gravity bottle qualitative qualitative analysis quantitative quantitative analysis quantity quantum sufficit partum radioimmunoassay raw material reabsorption reactant reacting dose reaction reaction reaction intermediate reaction mechanism reactive reactivity readily soluble reagent reference dose reference drug reference standard reference substance refined refraction refractive index, index of refraction refractometer refractometry refractory index registered trademark Registration, Evaluation, Authorization/Restriction of Chemicals regression regression analysis relative density residual residual volume residue residue on evaporation resolution respiration respirator respirator, ventilator respiratory bronchiole respiratory depth respiratory failure pulvinal arı saflaştırma saf su yoğunluk ölçme şişesi piknometre kalitatif kalitatif analiz kantitatif kantitatif analiz kantite qsp RIA ham madde reabsorpsiyon tepken reaksiyon dozu reaksiyon tepkime reaksiyon ara ürünü tepkime mekanizması reaktif reaktivite kolayçözünür ayıraç referans doz referans ilaç referans standart referans madde rafine kırılma kırılım imleci refraktometre kırılım ölçüm refraktif indeks tescilli marka REACH regresyon regresyon analizi bağıl yoğunluk rezidüel tortu hacim kalıntı buharlaştırma kalıntısı rezolüsyon solunum respiratör solunum aygıtı solunum bronşiyoli solunum derinliği solunum yetmezliği respiratory insufficiency respiratory tract reverse osmosis rheorheology risk risk assessment salt saturated solution saturation scope of the licence sediment semipermeabl septic serum, (pl. Serums, sera) shelf life silia silicosis, miner’s phthisis, grinder’s asthma, potter’s rot single beam spectrophotometer sinus slightly soluble slope small-volume parenteral preparation sneeze soda-lime-silica glass sodium solubility soluble solute solution solution solvent solvent spacer, holding chamber sparingly soluble specific gravity specific heat spectral analysis spectrometer spectrometry spectrophotometer spectroscope spectroscopic spectroscopy spectrum spirogram spirometer spirometry spray orifice sputum sputum culture stability stability solunum yetersizliği solunum sistemi ters ozmoz reoreoloji risk risk değerlendirmesi salt doymuş çözelti doygunluk ruhsat kapsamı sediment yarı geçirgen septik serum raf ömrü silya silikozis tek ışınlı spektrofotometre sinüs azçözünür eğim küçük hacimli parenteral preparat hapşırma soda-kireç-silisyum camı sodyum çözünürlük çözünür çözünen çözelti eriyik çözücü solvan ara eklenti oldukça azçözünür özgül ağırlık özgül ısı spektral analiz spektrometre spektrometri spektrofotometre spektroskop spektroskopik spektroskopi spektrum spirogram spirometre spirometri püskürtme deliği balgam balgam kültürü dayanıklılık stabilite 49 Sözlük Dergisi stability test stable stable compound stable state stagnant hypoxia standard substance steam distillation steam sterilization sterile sterile cabinet, laminar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet sterile field sterile room sterile technique sterile technique sterilite sterility sterility assurance level sterilization sterilize sterilizer subsubcutaneous subcutaneous tissue sublimate sublimation sublingual substituent substitute substrate surface active agent surface active substance surfactant sustained release system systemic circulation tachypnea take, a recipe term of the licence The European Pharmacopeia The German Pharmacopoeia The International Pharmacopoeia The United States Pharmacopeia therm(o)-thermy thermolysis thixotropy thorax threshold dose threshold limit value threshold limit value thymus tidal volume total lung capacity total pulmonary ventilation 50 stabilite testi dayanıklı dayanıklı bileşik dayanıklı durum stegnant hipoksi standart madde su buharı distilasyonu buhar sterilizasyonu steril steril kabin steril alan steril oda steril teknik steril yöntem sterilite sterillik mikropsuzluk garantisi sterilizasyon sterilize sterilizatör subsubkütan subkütanöz doku süblimat süblimleşme sublingual sübstitüent sübstitüe substrat yüzey etkin madde yüzey aktif madde sürfaktan sürekli salım sistemi sistemik dolaşım tıknefes Rx ruhsat süresi EP Alman Farmakopesi Ph.Int. Amerikan Farmakopesi term(o)-termi termoliz tiksotropi toraks eşik doz eşik limit değer TLV timus soluk hacmi toplam akciğer sığası toplam akciğer havalanması toxic agent toxic dose toxicity toxicokinetics trachea trade name transparency turbuhaler® Turkey Pharmacopoeia Turkish Association of Pharmacist Turkish Association of Pharmacist Turkish Medicines and Medical Devices Agency Turkish Medicines and Medical Devices Agency Turkish Ministry of Health General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical Academy Turkish Pharmacopoeia Turkish Respiratory Society Turkish Thoracic Society type I alveolar cell type II alveolar cell U.S. Food and Drug Administration ultra low penetration air filter ultraultracentrifuge ultrafiltrate ultrafiltration ultrasonic ultrasonic nebulizer ultrasonic wave ultrasonography ultrasound ultrasound induced delivery ultraviolet ultraviolet A ray ultraviolet light ultraviolet radiation ultraviolet spectroscopy unit unit United States Food and Drug Administration unprescriptional drug unsaturated unstable compound unstable state toksik madde toksik doz toksisite toksikokinetik soluk borusu ticari ad saydamlık turbuhaler® Türkiye Farmakopesi TEB Türk Eczacıları Birliği TİTCK Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi TF Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Türk Toraks Derneği tip I alveolar hücre tip II alveolar hücre FDA ULPA filtre ultraultrasantrifüj ince süzüntü ince süzme ultrasonik ultrasonik nebülizör ultrasonik dalga ultrasonografi ultrason ultrasonik hedeflendirme morötesi ultraviyole-A ışını ultraviyole ışık ultraviyole radyasyonu ultraviyole spektroskopisi birim ünite Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu reçeteye tabi olmayan ürün doymamış çözelti dayanıksız bileşik dayanıksız durum Solunum Yolu İlaçları Terimleri upper respiratory tract validation vaporization vaporization vaporizer vehicle ventilation ventilator very slightly soluble very soluble visceral pleura viscosimeter viscosimetry viscosity vital capacity vocal cord, vocal fold volume volumetric volumetric analysis üst solunum sistemi validasyon buharlaşma vaporizasyon vaporizatör ana ortam ventilasyon ventilatör çok azçözünür çokçözünür visseral plevra viskozimetre viskozimetri viskozite vital sığa ses teli volüm volümetrik volümetrik analiz volumetric solution water for injection water, aqua (Lat.) wave well-closed container wheezing wheezing World Health Organization X–ray crystallography X–ray diffraction technic yawn Z-value zeolite zero-order kinetics zeta potential zetameter μg μL μm volümetrik çözelti enjeksiyonluk su aq dalga iyi kapatılmış kap hırıltı vizing Dünya Sağlık Örgütü X-ışınları kristalografisi X-ışınları kırınım analizi esneme Z değeri zeolit sıfırıncı derece kinetik zeta potansiyeli zetametre μg μL μm KAYNAKLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. Ari A, Hess D, Myers TR, Rau JL. (2012). Solunum Tedavileri Uygulayanlar İçin Aerosol Tedavi Cihazları Rehberi (2. bs.). TÜSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği). Bisgaard H, O’Callaghan C, Smaldone GC. (2002). Drug Delivery to the Lung. Lung Biology in Health and Disease. New York. Marcel Dekker, Inc. Gradon L, Marijnissen J, (Ed). (2003). Optimization of Aerosol Drug Delivery. Springer Science. Hickey AJ. (Ed). (2004). Pharmaceutical Inhalation Aerosol Technology. New York. Marcel Dekker, Inc. http://www.tdk.gov.tr İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü 1. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2014. İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü Gözden geçirilmiş 2. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2015. Maurer JR. (Ed.). (2003). Non-neoplastic Advanced Lung Disease. New York, Marcel Dekker, Inc. Pathak Y, Thassu D, (Ed.). (2009). Drug Delivery Nanoparticles Formulation and Characterization. New York, Informa Healthcare USA, Inc. Tsuda A ve Gehr P (Ed.) (2015). Nanoparticles in the Lung, Environmental Exposure and Drug Delivery. Boca Raton. Taylor & Francis Group, LLC. Türk Farmakopesi I, Avrupa Farmakopesi Adaptasyonu, T.C. Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Çankırı Cad. No:57 Dışkapı-Ankara, Türkiye, 2004. Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2011. Yazım Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2012. Zülfikar H. Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları, Türk Dil Kurumu, 2. Baskı, Ankara, 2011. Zülfikar H. Terim Sözlükleri ve Çalışmaları ile ilgili Bibliyografya, Türk Dil Kurumu, Ankara, 2006. Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Yabancılaşan bilim dilimizdeki ihmaller ve kayıplar üzerine), Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, s. 320-329, 10, 2008. Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Aradan 70 yıl geçmesine karşın terimlerde birlik sağlanmaması üzerine), Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, s.339-347, 04, 2009. 51 Sözlük Dergisi Yazarlar Prof. Dr. Betül Arıca Yegin (barica@hacettepe.edu.tr) 1968 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1992 yılında, Doktora Eğitimini 1998 yılında tamamladı. 2005 yılında Yardımcı Doçent, 2006 yılında Doçent ve 2013 yılında Profesör oldu. Hâlen Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir erkek çocuk annesidir. Doç. Dr. Ayhan Savaşer (gatasavaser@yahoo.com) 1964 yılında Konya, Merkez’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladı. 1988 yılında Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasotik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1993 yılında, Doktora Eğitimini 1999 yılında tamamladı. 2000 yılında Yardımcı Doçent, 2007 yılında Doçent oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi Eczacılık Bilimleri Merkezi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Prof. Dr. Yalçın Özkan (yozkangata@gmail.com) 1963 yılında Burhaniye/Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesini, 1998 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1990 yılında, Doktora Eğitimini 1995 yılında tamamladı. 1996 yılında Yardımcı Doçent, 2001 yılında Doçent ve 2007 yılında Profesör oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi, Yüksek Bilim Konseyi Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır. 52 SÖZLÜK DERGİSİ ARŞİV SAYILARI 2008 YILI (Cilt 1) YENİDOĞAN GÖĞÜS HASTALIKLARI ÇOCUK ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ TERİMLERİ TERİMLERİ (Sayı 1 Ocak 2008) SÖZLÜĞÜ SÖZLÜĞÜ Dr. Nilgün Erkek-Atay (Ek Sayı 1 2008) (Sayı 2 Nisan 2008) Doç. Dr. Agop Çıtak Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu Dr. Ayşe Berna Anıl Dr. Nilüfer Yalındağ-Öztürk Prof. Dr. Rahmi Örs Doç. Dr. Münire Gökırmak Yrd. Doç. Dr. Demet Demirkol Dr. Şükrü Paksu Dr. Deniz Tekin Dr. H. Tarkan İkizoğlu Dr. Esra Şevketoğlu Yrd. Doç. Dr. Tolga F. Köroğlu ÇOCUK HEMATOLOJİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ Doç. Dr. Hayri Levent Yılmaz Dr. Okşan Derinöz (Sayı 3 Temmuz 2008) Doç. Dr. Murat Duman Doç. Dr. Mehmet Boşnak Prof. Dr. Davut Albayrak Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu Dr. Eylem Ulaş-Saz Doç. Dr. Canan Uçar-Albayrak EPİDEMİYOLOJİ VE DEMOGRAFİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Ek Sayı 2 2008) Doç. Dr. G. Nural Bekiroğlu 2011 YILI (Cilt 2) KOZMETOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2011) (Sayı 2 Haziran 2011) ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2011) http://www.logos.com.tr/PDF/Kozmetoloji_ sunus.pdf http://www.logos.com.tr/PDF/adlitip.pdf http://www.logos.com.tr/PDF/cocukistismar.pdf Doç. Dr. Gürol Cantürk Prof. Dr. Ufuk Beyazova Prof. Dr. Figen Şahin Prof. Dr. Yasemin Yazan Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan PARAZİTOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2011) http://www.logos.com.tr/PDF/parazitoloji.pdf Prof. Dr. Gülendame Saygı 2012 YILI (Cilt 3) İNFEKSİYON HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2012) BASKETBOL-VOLEYBOL-HENTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2012) ANALİZ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2012) http://www.logos.com.tr/PDF/sporterimleri.pdf http://www.logos.com.tr/PDF/analiz.pdf Doç. Dr. Cengiz Arslan Yrd. Doç. Dr. Yüksel Savuncu Yrd. Doç.Dr. Murat Şenyuva Okutman Selçuk Erhan Özgür Karataş Prof. Dr. Ecz. Bengi Uslu Uzm. Kim. Mehmet Gümüştaş Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan Prof. Dr. Ecz. Sibel A. Özkan http://www.logos.com.tr/PDF/infeksiyon.pdf Prof. Dr. Ahmet Kalkan, Prof. Dr. Mustafa Kaplan ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2012) http://www.logos.com.tr/PDF/cocukend.pdf Prof. Dr. Zerrin Orbak, Dr. Kezban Karabağ 2013 YILI (Cilt 4) ÇOCUK ALERJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2013) FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/futbolterim.pdf Doç. Dr. Özge Yılmaz http://www.logos.com.tr/PDF/cocukalerji.pdf Yrd. Doç. Dr. Yakup Canıtez Prof. Dr. Esen Demir Prof. Dr. Nihat Sapan Doç. Dr. Ahmet Akçay Prof. Dr. Dost Zeyrek Doç. Dr. Metin Aydoğan Doç. Dr. Suna Asilsoy Doç. Dr. Demet Can Doç. Dr. Arzu Babayiğit Doç. Dr. Duygu Erge Doç. Dr. Ferhat Çatal Doç. Dr. Koray Harmancı Doç. Dr. Figen Gülen Doç. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Doç. Dr. Özlem Keskin Doç. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu Doç. Dr. Emin Mete Doç. Dr. Cevdet Özdemir Doç. Dr. Emin Özkaya Doç. Dr. Zeynep Tamay Doç. Dr. Serap Özmen Doç. Dr. Ayfer Yükselen Yrd. Doç. Dr. Ercan Gür Öğr. Gör. Faruk Akçınar ÇOCUK NEFROLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/sozluk102013.pdf Prof. Dr. Ferah Gönülşen Sönmez ÇOCUK ERGEN VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/cocukergen.pdf Doç. Dr. Işık Görker Arş. Gör. Dr. Güçlü Ayaz Arş. Gör. Dr. Nazike Ak Prof. Dr. Ümran Korkmazlar Araş. Gör. Dr. M. Araz Altay Uzm. Kl. Psk. Berfin Bozkurt 2014 YILI (Cilt 5) ÇOCUK GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2014) HEMATOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2014) http://www.logos.com.tr/PDF/cocukgogushasta.pdf http://www.logosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/hematoloji.pdf Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Prof. Dr. Abdülkadir Koçak Doç. Dr. Mehmet Köse Prof. Dr. H. Uğur Özçelik Prof. Dr. Ayten Pamukçu Doç. Dr. Sevgi Pekcan Yrd. Doç. Dr. Velat Şen Prof. Dr. İsmet Aydoğdu Prof. Dr. Fevzi Altuntaş Uz. Dr. Yurda Şimşek Uz. Dr. Tuğba Şişmanlar Prof. Dr. Nevin Uzuner Prof. Dr. Ebru Yalçın Doç. Dr. Özge Yılmaz Prof. Dr. Hasan Yüksel