Kosova - Ülke Masaları

advertisement
RAPOR
BALKANLARDA DOĞAN
SON DEVLET
KOSOVA
EKİM 2015
ÜLKE MASALARI
BALKANLARDA DOĞAN
SON DEVLET
KOSOVA
ABDULKADİR AKSÖZ
EKİM 2015
COPYRIGHT © 2015
Bu yayının tüm hakları İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Gençlik Kurulu (Genç
İDSB)’na aittir. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 2014 yılı Gençlik Projeleri Destekleme
Programı kapsamında desteklenmekte olan Ülke Masaları projesinin bir ürünüdür. Genç
İDSB’nin izni olmaksızın yayının tümünün ve ya bir kısmının elektronik veya mekanik yollarla
basımı, yayını, çoğaltılması veya dağıtımı yapılamaz. Kaynak göstermek suretiyle alıntı
yapılabilir.
Genç İDSB | İslam Dünyası STK’ları Birliği Gençlik Kurulu
Otakçılar Mah. Savaklar Cad. No:1
34050, Edirnekapı - Eyüp / İstanbul
Tel:+90 212 531 52 52 Fax:+90 212 532 22 80
gencidsb.org | younguniw@idsb.org | @GencIDSB
İÇİNDEKİLER
TAKDİM............................................................................................................ 5
ÜLKE PROFİLİ..................................................................................................... 6
TARİHSEL ARKA PLAN........................................................................................ 7
EKONOMİK YAPI............................................................................................... 11
TOPLUM VE SOSYAL YAPI.................................................................................. 14
SİYASİ YAPI...................................................................................................... 16
a) Yasama................................................................................................... 16
b) Yürütme.................................................................................................. 16
c) Yargı........................................................................................................ 16
d) Kosova’daki Türk Siyaseti............................................................................ 17
e) Türkiye-Kosova İlişkileri............................................................................... 17
f) Kosova’nın Siyasi Sorunları........................................................................... 19
KAYNAKÇA...................................................................................................... 20
ABDULKADİR AKSÖZ
Genç İDSB Ülke Masaları projesi kapsamında çalışmalarını sürdüren Abdulkadir Aksöz,
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Uluslararası İlişkiler alanında
eğitimine devam etmektedir.
TAKDİM
Osmanlı zamanında İstanbul ve Anadolu’nun kapısı olması nedeniyle çok önemli bir
coğrafya olan Balkanlar bu önemini günümüzde de korumaktadır. Kosova, Avrupa ve Türkiye
arasında kalan bu coğrafyada kurulan yeni bir devlet olarak karşımıza çıksa da içinde köklü
bir medeniyet barındırır. Türkiye ile tarihi olarak kuvvetli bağları olan Kosova, Yugoslavya’nın
dağılma aşamasında çok acılar çekmiş, yıllarca komünist rejim altında türlü eziyetlere
katlanmış ancak sonuç olarak 2008 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur. Bağımsızlığını
kazanmasıyla beraber başta ekonomik ve siyasi olmak üzere birçok sorunlarla karşı
karşıya kalmıştır. Avrupa’nın ortasında olmasına rağmen eğitim ve refah bakımından çevre
ülkelere göre çok geride kalması, Kosova’nın daha alması gereken uzun yollar olduğunun
bir göstergesidir.
Yeni kurulmuş olmasına rağmen Kosova’nın tarihi milattan önce 8. yüzyıllara
dayanmaktadır. Üzerinde birçok medeniyeti barındırmış olan Kosova, uzun yıllar Osmanlı
devletinin de himayesinde kalmıştır. Osmanlı Devleti 15. yüzyılda ayak bastığı Kosova
topraklarında etkileri günümüzde de görülen eserler ve hatıralar bırakmayı başarmıştır.
Balkan savaşları sonucunda Kosova topraklarından çekilmek zorunda kalan Osmanlıların
yerine gelen hiçbir devlet, Kosova halkına güzel bir hayat sunmamış, aksine onlara inançları,
değerleri ve ırklarından dolayı zulüm etmiş ve birçoğunu bölgeden göçe zorlamıştır.
Özellikle 1980’li yıllarda başlayan Sırp-Kosova ilişkilerindeki sorunlar, ilerleyen zamanlarda
önü alınmaz bir hal almaya başlamıştır. Yugoslavya’nın dağılmasıyla başlayan katliam ,
NATO’nun devreye girmesiyle son bulmuştur ancak Kosova halkında kapanması güç yaralar
bırakmıştır.
Elinizde bulunan rapor Kosova’nın tarihi, ekonomisi ve siyasi hayatı ile ilgili çeşitli bilgileri
sizlere sunmaktadır. Kosova’nın tarihinden kültürüne, ekonomik yapısından siyasetine ve
birçok konuda kaynak oluşturması için Kosova raporunu yayınlıyoruz.
Raporun yazarı olan Ülke Masaları Avrupa Masası koordinatörü Abdulkadir Aksöz’e ve
yayına hazırlanmasında emeği geçen İsmail Hakkı Hıra’ya teşekkürü bir borç bilirim.
Ahmet Can DEMİREL
Ülke Masaları Genel Koordinatörü
5
ÜLKE MASALARI
ÜLKE PROFİLİ
Kosova Cumhuriyeti Avrupa kıta haritasını
son yıllarda yeniden revize eden ülkelerden
biridir. 2008 yılında tek taraflı olarak
bağımsızlığını açıklayan Kosova, Balkanlarda
bir
zamanlar
Yugoslavya
etrafında
birleştirilen topluluklar arasından en son ve
en geç kopan devlettir. 1999-2008 yılları
arasında Birleşmiş Milletler tarafından
yönetimi üstlenilen Kosova, bağımsızlık
ilanıyla
Avrupa
Birliği’nin
denetimine
geçmiştir.
Ülkenin başkenti Priştine’dir. Para birimi olarak Euro kullanılır.Kosova’nın sınır komşuları
arasında Sırbistan, Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk bulunmaktadır. Sırbistan ile
arasındaki özerk bölge sınırı devlet sınırı olarak kabul edilmiştir. Ancak Sırbistan, Kosova’nın
bağımsızlığını tanımamaktadır ve kendisine ait bir özerk bölge olarak kabul etmektedir. 17
Şubat 2008 tarihinde Balkanlarda doğan son devlet olan Kosova, aynı zamanda Avrupa
siyasi haritasında yer alan 50. ülke olma özelliğine de sahiptir.
Kosova’da yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçen tipik karasal iklimin
etkisi hissedilmektedir. Yaz aylarında sıcaklık ortalama30oC’yi bulurken, kış aylarında ise
-10oC’ye kadar düşmektedir. Bitki örtüsü kozalaklı ağaçlardan meşe, kayın ve çayırlıklara
kadar uzanan bir çeşitliliğe sahiptir. Yıl boyunca göl havzaları, geçirgen olmayan kayalıkların
ve paleozoik yapıların varlığından kaynaklanan yağışların etkisi altındadır.Yılda yeteri miktarda
yağış alan Kosova toprakları çayırlık alanların oluşmasına zemin hazırlamış ve bu yönden
zengin bir mera haline dönüşmüştür.
Kuzey ve doğusunda Sırbistan, güneyinde Makedonya, kuzeybatısında Karadağ,
güneybatısında Arnavut ile sınırdaş olan Kosova’nın denize kıyısı bulunmamaktadır.
Kosova Balkan Yarımadası’nın Güneydoğu Avrupa sıradağlarının arasında yer almaktadır.
Topraklarının büyük çoğunluğu dağlık ve engebeli arazilerden meydana gelmektedir. Dağlar
çok yüksektir ve dik yamaçlara sahiptir. Bu durum ülkede kış turizmini cazip hale getirmekte
ve ekonomiye katkı sağlamaktadır.
Makedonya sınırındaki Şar Dağları’ndaBrezoviça ve Prevalac kış turizminin gerçekleştirildiği
önemli kayak merkezleridir. 2656 metre ile ülkenin en yüksek doruğu Ceraviça zirvesidir.
Kosova’nın kuzeyinde Kopaoink Dağları, güneybatısında ise Arnavutluk Alpleri yer almaktadır.
Tablo-1: Resmi Tatiller
1-2 OCAK
Yeni Yıl Tatili
1 MAYIS
Uluslararası İşçi Bayramı
7 OCAK
Ortodoks Noeli
9 MAYIS
Avrupa Günü
17 ŞUBAT Kosova Cumhuriyeti Bağımsızlık Günü 1 GÜN
Ramazan Bayramı
9 NİSAN
Kosova Cumhuriyeti Anayasa Günü
1 GÜN
Kurban Bayramı
20 NİSAN
Katolik Paskalyası
25 ARALIK Katolik Noel Bayramı
6
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
TARİHSEL ARKA PLAN
Kosova’ya tarih öncesi dönemlerde ilk yerleşen kavimler M.Ö.8. ve 9. yüzyıllarda Balkan
yarımadasına gelen Hint-Avrupa halklarından olan İlliryalılar ile Traklardır. M.Ö.3. yüzyılda
gelindiğinde bölgede Dardanya adlı topluluk yaşamıştır. M.S. 3. yüzyıl dönemlerinde
Kosova, Roma İmparatorluğu’nun idaresine geçmiştir. Roma İmparatorluğu zamanında
Kosova’nın adı geçmişte bölgede yaşamış olan Dardanyalıların etkisiyle Dardania olarak
adlandırılmıştır.Dardania, “Moesia Superior” adlı Roma eyaletinebağlı bölgeye verilen addı.
Günümüzde ise Kosova’da Dardanyalılara ait birçok kalıntı bulunmaktadır.
Roma’nın ikiye ayrılması sonrasında Bizans sınırları içerisinde yer alan Kosova’da 3. ve 4.
yüzyıllarda Türk boylarından Hun, Peçenek, Avar ve Uzların yerleştikleri bilinmektedir.
Kavimler Göçü sonrası Avrupa’da siyasi dengeler değişmiş,Orta Çağ’a gelindiğinde çeşitli
devletler kurulmuştur. Sırp topluluğu da Balkanlarda çok sayıda devlet kurmuşlardır. Bu
devletlerin içinde en güçlüsü olarak nitelendirilebilecek olanı 1346 yılında kurulan Sırp
Krallığı’dır. Dönemin Sırp İmparatoru Stefan Duşan, Teselya ve Epir’i almakla Bizans’ın
Balkan topraklarına da yerleşerek hâkimiyetini pekiştirmiştir.Daha sonra zayıflayan Sırp
Krallığı bölgedeki gücünü yitirmiştir.
Kosova’nın Osmanlı topraklarına ilk kez katılımı I.Murad-ı Hüdavendigar zamanına denk
gelmektedir.Ancak Yıldırım Bayezid’in 1402 yılında Ankara Savaşı’nda Timur ordularına
yenilip esir düşmesiyle yaşanan Fetret Devrisırasında Kosova’daki Osmanlı yönetimi zayıfladı.
Arnavut ve Karadağ prenslikleri 1444 yılında Balkanlar’daki Osmanlı yayılmasına karşı kendi
aralarında Arnavut Birliği denilen bir askerî savunma birliği oluşturdular. Dönemin Venedik
hâkimiyetindeki bir liman şehri olan Lezha’da bölgenin en önemli prenslikleri olan Thopia,
Muzaka, Ballsha ve Crnojevicaileleri Osmanlı’nın ilerleyişine karşı oluşturulan birliğe dahil
oldular.
Arnavut Lezha Birliği’nin üyeleri olan prensler Osmanlıya karşı mücadele için kendi
aralarındaki tüm anlaşmazlıkları bir kenara bıraktılar. Arnavut Prensi İskender Beybirliğin
komutanlığınıüstlendi. Alınan siyasî kararlarda bütün birlik üyelerinin ortak hareket etmesi
kararlaştırılmıştı. BirlikOsmanlıyı tehdit olarak gören Venedik Cumhuriyeti tarafından da
desteklendi.
1444’te İskender Bey, Osmanlı ordusunu Torviol Ovası’nda yendi. Bundan sonraki
iki yılda Arnavut Birliği, Osmanlılara karşı irili ufaklı savaşlar kazandı. 1450’de Kruya’yı
kuşatan Osmanlı birlikleri kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. 1452’de Osmanlı ordusu
Mokrica ve Meçadi’de Arnavut Birliği’ne mağlup oldu. 1453’te İstanbul’un fethi üzerine
Arnavutlar Osmanlı ilerleyişini durdurmak üzere Napoli, Venedik, Papalık ve Macaristan
Krallıklarından maddî yardım almaya başladılar. 1462’ye kadar Arnavutlar her yıl Osmanlı
ordusunu geri çekilmeye zorluyor ancak ertesi yıl Osmanlı ordusu tekrar aynı güçte geri
gelmeyi başarıyordu.Yapılan iki ateşkes dışında Arnavut-Osmanlı savaşı aralıksız durmadan
devam etti. 1462’de İskender Beyönemli bir şehir olan Ohri’yi topraklarına kattı ve
1466’da Kruya’nın Osmanlılarca ikinci kuşatması da Arnavut Birliği’nce engellendi. Fakat
aynı yıl Osmanlılar Elbasan Kalesi’ni kurmayı ve ilk kez Arnavutluk’ta kalıcı olmayı başardı.
1467’de Kruya’yı üçüncü kez kuşatan Osmanlı yine Arnavut Birliği’nce engellendi. 1468’e
7
ÜLKE MASALARI
kadarİskender Bey Osmanlı ordularının sürekli saldırılarını engellemeyi başardı.
Büyük başarılara imza atan İskender Bey’in ölümüArnavut Lezha Birliği’nin zayıflamasına
yol açtı. Venediklilerin yardımlarıyla bir süre daha Arnavutlar Osmanlılarla mücadele etmeyi
sürdürdüler, ancak Venedik elindeki İşkodra, 1479’da Osmanlı hâkimiyetine girince Arnavut
direnişi de tükenme noktasına gelmiş oldu. Bundan sonra Arnavutluk ve Kosova civarı
Osmanlı’nın eline geçti.
XIV. yüzyıldan itibaren Kosova’da egemenlik kuran Osmanlılar, tarihte Kosova adı ile anılan
iki savaş gerçekleştirmişlerdir. I. ve II. Kosova Savaşı, Osmanlı Devleti’nin XX. yüzyıla kadar
süren Balkanlardaki hâkimiyetinin sağlanmasında önemli dönüm noktalarındandır. Her
iki savaşta müttefik ordularla çarpışan Osmanlı’ya karşı I.Kosova’da Sırplar, II. Kosova’da
Macarlar öncülük etmişlerdir.
I.Kosova Savaşı (1389) özellikle Sırp milliyetçiliği açısından efsaneleştirilmiş bir savaştır.
Savaşı I.Murad-ı Hüdavendigar komutasındaki Osmanlı ordusu kazanmıştır. Ancak savaş
sonrasında meydanda yaralıların arasında dolaşan padişahın yaralı bir Sırp (Miloş) askeri
tarafından şehit edilmesi ve bu olayın mağlup müttefikler kanadınca başarı sayılması bir
Sırp mitolojisine dönüşmüştür. Bu felâkete dayalı millî efsane Sırp benliğinin teşekkülünde
önemli bir rol oynamış, zengin bir destanî kahramanlık edebiyatı oluşmuştur.1 Savaşın
Osmanlılar açısından önemine bakıldığında yerli feodal beylerin gücünün kırılması ile bölgede
etkinliğini arttırmış ve Balkanlarda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda değişimine
zemin hazırlamıştır.
II.Kosova Savaşı, tohumları 1444 yılında yapılan Varna Savaşı’nda atılmış olup Osmanlılara
yenilen Macarların, intikam duygularıyla harekete geçerek bir Haçlı koalisyonu oluşturdukları
önemli savaşlardan biridir. Orta Avrupa ile Balkanlar arasında kilit bir noktada yer alan
Macar Krallığı Osmanlıları Balkanlardan atma siyaseti kapsamında civar prensliklerle
ittifak girişimlerinde bulunmuş Varna mağlubiyetinin rövanşı niteliğindeki II.Kosova Savaşı
için hazırlıklara başlamıştır. Hunyadi Yanoş komutasındaki Macarlar, savaşa Haçlı Ordusu
apoleti takmak adına papaya Napoli, Venedik ve Aragon krallıklarına da çağrıda bulunmuş
ancak olumlu bir cevap alamamışlardır. Kosova ovasında gerçekleşen savaş II.Murad
komutasındaki Osmanlı ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır. Savaş sonrası Macarların
Balkanlar üzerindeki etkinliği giderek düşüş gösterirken Osmanlı Devleti’nin ise bölgedeki
varlığı perçinleşmiştir. Osmanlı’ya karşı Balkanlarda yapılan ittifakların frenlenmesini
sağlayan II.Kosova Savaşı, İstanbul’un fethine zemin hazırlamıştır.
Kosova topraklarına Osmanlılar, ilk kez 1389 yılında ayak basmış ve özellikle Arnavut
Lezha Birliği ile uzun süren mücadeleler sonucu 1479’da tam hâkimiyet kurmuştur. 1912
yılında Balkan Savaşları ve Arnavutluk’un bağımsızlığı sonrası Osmanlı’nın 523 sene süren
Kosova’daki egemenliği noktalanmıştır.
Kosova’yı topraklarına katan Osmanlılar böylelikle Avrupa içlerine doğru ilerleme süreçlerinde
önemli bir üs elde etmiş oldular. Kosova’nın Balkanlardaki konumu, batı ile doğu arasındaki
Osmanlı ticaret hâkimiyetinin sağlanmasında kilit bir rol üstlenmiştir. Bu bölgede özellikle
Venedikliler ile rekabet içerisinde olan Osmanlılar, Kosova’nın kalıcı bir Türk yurdu olmasına
özel bir hassasiyetle yaklaşmışlardır. Nitekim Kosova bölgesine Anadolu’dan iskân politikası
kapsamında çok sayıda Türkmen boy ve aşiretleri göç ettirilerek nüfus, kimlik ve kültür
olarak tam manasıyla egemenlik kurulmaya çalışılmıştır. Hoşgörü siyasetinin olumlu
yansımaları ise bölgedeki Arnavutlarla Türklerin kaynaşmasını aralarında derin kültürel
bağların kurulmasını sağlamıştır. Uygulanan başarılı politikalar ile Kosova Müslüman-Türk
hâkimiyetini uzun süre korumuştur.
8
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
1789 Fransız İhtilali ile dünyayı kasıp kavuran milliyetçilik hareketleri çok uluslu Osmanlı
Devleti için büyük sorunlara yol açmıştır. Osmanlı kimliğini uzun yıllar benimseyen Müslüman
Arnavutlar özellikle Osmanlının iç işlerine karışan Avrupalı devletlerin de etkisiyle bağımsız
bir Arnavut devleti kurmak için harekete geçmişlerdir. Arnavut ayaklanmasını bastırmak
için dönemin padişahı Mehmet Reşad bizzat Rumeli’ye ve Kosova vilayetine de giderek
halkı yatıştırmaya çalışmıştır. Ancak Balkan Savaşları ile Kosova dâhil tüm Balkan toprakları
kaybedilmiştir. Arnavutlar ise Arnavutluk adı altında bağımsız bir devlet kurmuşlardır. 18771878 Osmanlı Rus Savaşı sonrası imzalanan Berlin Anlaşması ile bağımsız olan Sırbistan
Devleti, Kosova üzerinde hak iddia etmiştir. Balkan Savaşları sonrası Kosova, Yugoslavya
Krallığı’nın bir parçası haline gelmiştir.
Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşları ile kaybettiği Kosova toprakları üzerinde Sırp Krallığı
hâkimiyet kurmuştur. Balkan Savaşları bölgenin nüfus oranında öenmli değişikliklere sebep
olmuş Türkler yapılan baskılar sonucu göç etmek zorunda kalmıştır. I.Dünya Savaşı’nın
akabinde Yugoslavya Krallığı’nın bir parçası haline gelmiştir. Kosova’nın kuzey toprakları
Sırp hâkimiyet alanını oluştururken güney Kosova toprakları ise Karadağ hâkimiyet alanı
içerisinde kalmıştır.
II.Dünya Savaşı’nda Kosova Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. Yugoslavya Krallığı’nın
işgaline dağ çeteleri şeklinde ve halkın da desteğiyle Tito önderliğinde direnişler başlamıştır.
Nazi Almanyası’nın II.Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak ayrılmasıyla Yugoslavya işgalden
kurtulmuştur fakat artık devletin yönetim şekli olan monarşi yıkılmış yerine Tito’nun
liderliğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.(1945)
Kosova, sosyalist Yugoslavya’nın bir eyaleti haline getirildi ve 1963 yılında özerklik verildi.
Kosovalı Arnavut ve Türkler, Yugoslavya içerisinde etnik ve dini bakımdan bir farklılık
oluşturmaktaydılar. Nitekim Kosovalı Arnavut ve Türkler egemenlik haklarının arttırılmasına
yönelik girişimlerde bulunmuşlardır. 1974 yılında yönetim noktasında birtakım ayrıcalıklar
elde edilmiş ve bu grupların kendilerine ait sivil toplum kuruluşu kurmalarına, okul
müfredatlarında düzenlemeler yapmalarına izin verilmiştir.
1980’li yıllar Kosovalılar ile Sırplar arasındaki gerilimin üst düzeye çıktığı dönemler olarak
bilinmektedir. Etnik ve dini açıdan farklılık arz eden Kosova’nın özerk bir cumhuriyet
olma yönündeki artan taleplerine merkezi yönetimin tepkisi sert olmuştur. Kosova’da
binlerce üniversite öğrencisi sokaklara dökülerek taleplerini dile getirmeye başlamışlardır.
Kosova Sorunu’nun başlangıç noktası olarak kabul edilen bu olaylarda birçok sivil hayatını
kaybetmiştir.
1989 yılında Miloşeviç önderliğindeki yönetim, Kosova’ya verilen mevcut hakları sınırlandıran
bir referandumu kabul ederek özerk bölgelerin Sırp merkezi yönetimine bağlanması
sağlanmıştır. Sadece Kosova’dan değil, Yugoslavya’ya bağlı diğer özerk bölgelerden de
yoğun tepkilere neden olan bu referandumu Kosova yerel yönetimi tanımayacağını belirtmiş
ve oylamaya katılmamıştır. Bunun üzerine Sırp güçleri Kosova’ya zırhlı araç ve tanklarla
girerek zorla yeni referandumu kabul ettirmişlerdir.
SSCB’nin dağılmasıyla dünya genelinde birçok yeni devletin ortaya çıkması Yugoslavya
Federal Devleti’ni olumsuz yönde etkilemiştir. Birçok etnik gruptan oluşan Yugoslavya’da
Hırvatlar, Slovenler ve Boşnaklar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Dağılan birliğin ana unsuru
olarak kendilerini gören Sırplar bağımsızlıklara karşı çıkmıştır. Kosova ise tam bağımsızlığını
kazanmak istemiş ancak Sırpların çok sert tepkisine neden olmuşlardır. Sırplar Kosova’yı
işgal ederek birçok sivili katletmişlerdir. 1995 yılında başlayan işgale karşı Kosovalılar
1998 yılı itibariyle silahlı direnişe geçmeye çalışmışlar fakat askeri teknolojiler bakımından
9
ÜLKE MASALARI
üstün olan Sırplar karşısında varlık gösterememişlerdir. Avrupa’nın orta yerinde ve dünyanın
gözleri önünde gerçekleştirilen katliama karşı BM ancak 1999’da müdahale etmişlerdir.
NATO’nun devreye girmesiyle Sırplar Kosova’dan çıkartılmış ve kontrol BM’ye bırakılmıştır.
1980’li yıllarda başlayan özerklik ve bağımsızlık hareketleri 1990’lı yıllarda Sırpların
Kosovalılara karşı şiddet ve etnik temizliğe varan uygulamalarına sebebiyet vermiştir.
Kosova Operasyonu ile NATO’nun korumasına alınan bölgede bağımsızlık düşüncesi daha
fazla seslendirilmeye başlamıştır. ABD, AB ve NATO, Kosova’nın bağımsızlığına yeşil ışık
yakarken, Rusya ve Sırbistan ise bu duruma şiddetle karşı çıkmaktaydı. Kosova’nın nihai
statüsü konusunda bir türlü anlaşmaya varılamadı. Bunun üzerine Kosovalılar 17 Şubat
2008 tarihinde Kosova Cumhuriyeti’ni dünya kamuoyuna duyurarak tek taraflı bağımsızlığını
ilan ettiler.
Kosova’nın bağımsızlığı, AB ülkelerinin büyük bir kısmı, ABD, Türkiye gibi birçok ülke
tarafından tanınırken, Rusya Sırbistan, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerce bağımsızlığına
karşı çıkılmaktadır. Karşı çıkan bu devletler Kosova’yı Sırbistan’a bağlı bir bölge olarak
görmektedirler.
10
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
EKONOMİK YAPI
Kosova’nın yeni kurulan bir ülke olmasından kaynaklanan birtakım sıkıntılar ekonominin
gelişmesine olumsuz yönde etki etmektedir. Devletin hâlihazırda var olan tanınma sorunu,
çoğu ekonomik kurum ve altyapının oluşturulamaması ve buna bağlı olarak yabancı
sermayenin ülkeye çekilememesi gibi olumsuzluklar ekonominin iyi bir seviyeye yükselmesini
engelleyici niteliktedir. Özellikle Kosova’nın uluslararası camiada bazı ülkelerce tanınmaması
yabancı yatırımcıların ve bölgesel ekonomik işbirliği çalışmalarının önünü tıkamaktadır.
Ekonomik istikrar ve kalkınmayı arttıracak politikaların uygulanması Kosova’nın yararına
olacaktır. Ancak ülkenin diğer bölge ülkelerine göre çok küçük bir pazar olması, çoğu ana
ve ara mallarda dışarıya olan bağımlılık, düşük kalkınma oranları, yüksek enflasyon ve
işsizlik gibi içaçıcı olmayan veriler bulunmaktadır.
Henüz ekonomik olarak hızlı bir gelişim gösteremeyen Kosova’nın dış ticareti de gelişmeye
açık ve muhtaçtır. Kosova’nın ihracatında ön sırada olan ülkeler; İtalya, Arnavutluk ve
Hindistan iken; ithalatta başı çeken ülkeler ise Sırbistan, Almanya ve İtalya’dır.
Kosova’nın başlıca ihraç ettiği mallar; metaller ve metal eşyalar, mineral maddeler, gıda
sanayi; meşrubat, içkiler, tütün; plastik mamulleri, kauçuk, makineler ve mekanik cihazlar;
elektrik malzemeleridir.Kosova’nın başlıca ithal kalemleri ise mineral maddeler, enerji, ilaç
sanayi, gıda maddeleri, metal makinelerdir.
Kosova zengin yer altı kaynaklarına sahip bir ülkedir. Ülke linyit rezervleri bakımından dünyada
5.sırada yer almaktadır. Demir-çelik üretimi ülkede ilk sırada yer alan sanayi koludur. Ayrıca
tekstil sektörü de Kosova’nın demir-çelikten sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bugün
Kosova’da istihdamın en fazla olduğu sektör tekstildir.
Kosova’nın coğrafi yapısının çoğunlukla dağlık ve dik yamaçlı arazilerden meydana geliyor
olması nedeniyle tarım arazileri çok fazla değildir. Üstelik akarsularının oluşturduğu havzalar
yoğundur. Ülkede tarıma elverişli arazilerin yoğun olduğu bölgelerde yetiştirilen başlıca
tarım ürünleri; buğday, mısır, patates, biber ve çeşitli meyvelerdir.
İlerleyen bölümlerde Türkiye-Kosova İlişkileri başlığı altında da Türkiye perspektifinden
değerlendirilen Türkiye ile Kosova arasındaki ekonomik ilişkileri, Türkiye’nin Kosova’yı
tanıması ile başlamıştır. Ancak iki ülke arasındaki iktisadi ilişkiler istenilen düzeye henüz
yükseltilememiştir. Kurulan Kosova Türkiye Ticaret Odası iki ülke arasındaki ekonomik ve
ticari ilişkilerin arttırılması adına önemli bir konum arz etmektedir. Kosova da Türkiye’nin
en önemli tekstil ve hazır giyim ihracatçısı şehirlerinden olan Bursa’ya Fahri Konsolosluk
açarak ikili ilişkilerin gelişimine zemin hazırlamaya çalışmaktadır.
11
ÜLKE MASALARI
Tablo-2: Türkiye Kosova Dış Ticareti
Türkiye-Kosova Dış Ticareti (Milyon Dolar)
YILLAR
İHRACAT
İTHALAT
X/M
DENGE
HACİM
2006
76,046
2,014
37.75
74,032
78,06
2007
120,429
3,052
39.45
117,377
123,481
2008
279,423
5,148
54.27
274,275
284,571
2009
278,078
10,178
27.32
267,9
288,256
2010
294,049
13,607
21.61
280,442
307,659
2010/6
127,028
7,146
17.78
119,882
134,174
2011/6
130,570
5,358
24.37
125,212
135,928
Kaynak: TÜİK; Türkiye İstatistik Kurumu
İki ülke arasında tarihsel, kültürel ve dinsel bağlamda çok fazla ortak yanın bulunuyor
olması bir avantaj olarak değerlendirilmelidir. Uluslararası arenada Kosova’nın her zaman
arkasında destekçisi olan Türkiye, ekonomik anlamda da ilişkilerini arttırarak devam
ettirmektedir.
Tablo-3: Kosova’nın Türkiye’den İthal Ettiği Ürünler
Dolar
2009
2010
Değişim
Tekstil Elyafı ve Mamulleri
5.786.773
5.422.109
-6,3
Kauçuk ve Mamulleri
1.784.577
3.225.221
80,7
Metal Cevherleri, Kırıntı, Döküntü, Hurdaları
1.888.623
2.191.986
16,0
Metallerden Nihai Ürünler
162.956
657.821
303,6
Deri, Kösele, Ham Post
197.379
545.050
176,1
Belirli Sanayi Kollarında Kullanılan Makina ve
Cihazlar
31.403
444.975
1316,9
Değişik Sanayi Kollarında Kullanılan Makina ve
55.313
Cihazlar
333.766
503,4
Metal İşleme Makinaları
281.725
Tekstil Lifleri
26.831
Odun Hamuru Ve Kağıt Döküntüleri
İlk 10 Toplam
Ülke Toplam
116.465
334,0
99.797
9.933.855
13.318.915
176,1
10.178.451
13.606.648
33,6
Kaynak: Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
12
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
Tablo-4: Kosova’nın Türkiye’ye İhraç Ettiği Ürünler
Dolar
2009
2010
Değişim
Giyim Eşyası ve Aksesuarları
109.565.372 96.122.039
-12,2
Tekstil Elyafı ve Mamulleri
20.331.985
22.095.173
8,6
Değişik Sanayi Kollarında Kullanılan Makina Ve
Cihazlar
5.722.462
21.757.313
280,2
Metallerden Nihai Ürünler
14.399.792
15.557.811
8,0
Elektrikli Makina ve Cihazlar
13.026.085
13.065.907
0,3
Sebzeler, Meyvalar ve Mamulleri
9.439.463
11.824.869
25,2
Çeşitli Mamul Eşya
6.954.861
9.815.193
41,1
Kağıt-Karton Ve Kağıt,Karton Esaslı Mamuller 9.655.393
9.686.275
0,3
Mobilyalar
5.364.462
8.608.916
60,4
Metal Dışı Mineral Mamuller
4.480.988
6.535.658
45,8
İlk 10 Toplam
198.940.863
215.069.154
25,2
Ülke Toplam
278.078.176 294.051.540 5,7
Kaynak: Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
13
ÜLKE MASALARI
TOPLUM VE SOSYAL YAPI
Kosova’da toplum ve sosyal yapı farklı etnik grupların birleşiminden oluşmaktadır. Ülkedeki
başlıca etnik gruplar; Arnavutlar, Sırplar, Türkler, Boşnaklar, Romanlar, Torbeşler ve
Aşkaliler’dir. Ülkenin çoğunluğunu %90 oran ile Müslüman Arnavutlar oluşturmaktadır.
Diğer öne çıkanlar ise Türkler ve Sırplardır. Sırplar özellikle Kosova-Sırbistan sınırına yakın
bölgelerde yoğunlukta yaşamaktadırlar. Kırsal kesimlerde Sırplar’ın oranı oldukça azdır.
Kosova’da resmi diller Arnavutça ile Sırpça’dır. Ancak Türkçe ve diğer dilleri konuşan
nüfusta vardır. Ülkede toplumsal hayatta Arnavutlar ile Türkler arasında tarihsel ve
kültürel bağlardan kaynaklanan bir yakınlık söz konusudur. Sırplar ise ülkede daha farklı bir
yaşam tarzı sürmektedirler. Özellikle Kosova’nın kuzeyinde yaşayan Sırplar, merkezi Kosova
yönetiminden ayrılmayı istemektedirler.
Kosova Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesi olarak göze çarpmaktadır. Okur-yazar
oranı yüksek seviyededir. Kosova toplumu özellikle tarihi ve kültürel açıdan çeşitliliğe
sahiptir. Farklı etnik yapılardan oluşan bir ülke olması münasebetiyle çok kültürlü bir yapıya
sahiptir. Özellikle Arnavut kültürünün baskın olduğu Kosova’da Sırplar da kendilerine özgü
sosyal yaşantılarını sürdürmektedirler. Ülkede Osmanlı döneminden kalma çok sayıda cami,
köprü, hamam gibi tarihi eserler bulunmaktadır.
Harita 1: Kosova Etnik Yapısı
14
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
Kosova halkının % 90’ı Müslümanlardan oluşmaktadır. Müslümanların % 80’ini Arnavut
nüfus teşkil etmektedir. Geriye kalan %10 ise Türkler, Boşnaklar, Sırplar, Torbeşler ve
Aşkaliler’dir. Arnavutluk Arnavutları arasında yaklaşık %30 oranında Hıristiyan bulunurken
Kosova Arnavutlarının tamamına yakını Müslüman’dır. Geriye kalan %10’u ise Ortodoks ve
Katolik Hıristiyanlar oluşturmaktadır.
Ülkede İslamiyet Osmanlı’nın bölgeyi fethetmesiyle başlamıştır. İskan politikalarıyla Türkİslam sentezini başarıyla gerçekleştiren Osmanlılar, yerli Arnavutları etkilemiş ve onların
Müslüman olmasını sağlamıştır. Osmanlı’nın Balkan coğrafyasından çekilmesinin ardından
eskiden doğrudan halife ve şeyhülislama bağlı olan Kosovalı Müslümanlar daha sonra kendi
İslami kurumlarını oluşturmuşlardır.
Yugoslavya ve özellikle Sırp yönetimi altında dinlerini ve kimliklerini artan baskılara karşı
korumaya çalışan Kosovalı Müslümanlar, Kosova İslam Birliği’ni kurmuşlardır. Bu kurum
Kosovalı Müslümanların tek temsilcisi haline gelmiştir. Kosova İslam Birliği, ülkedeki dini
hayatın düzenlenmesinde, dini esasların doğru uygulanmasında, halkın bilinçlendirilmesinde
önemli rol oynamaktadır. Ülkede İslamiyet’in esaslarına uygun olarak yaşanmasını sağlamaya
çalışan, dini eğitimin oluşturulmasında katkı sunan Kosova İslam Birliği, aynı zamanda
İslamofobi ile de aktif olarak mücadele etmektedir. Kosova’da lise düzeyinde Türkiye’dekine
benzer imam hatip liseleri ile islami ilimler fakültelerinin kurulmasını da sağlamıştır. Kosova
İslam Birliği, ülkede Hanefi mezhebinin fıkıh ve esaslarını kabul etmektedir.
Kosova’da Sırp azınlığın Sırp Ortodoks Kilisesi’ne bağlı kiliseleri bulunmaktadır. Kosovalı
Ortodoks Sırplar, Sırp Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu’nu ruhani liderleri olarak kabul
etmektedirler. Sırp Ortodoks Kilisesi, Kosova toprakları üzerinde Sırpların hâkimiyetinin
oluşturulmasını istemektedir ve Kosovalı Sırpları Sırbistan toprakları ile birleştirmeyi
hedeflemektedir. Sırp milliyetçiliğini körükleyen davranışlar sergileyen kilise dini meselelerden
ziyade siyasi söylemleriyle dikkat çekmektedir.
Kosova’da bir de Katolik Kilisesi bulunmaktadır. Bu kilise ise doğrudan Vatikan’a bağlı
durumdadır. Vatikan yönetimi bağımsız Kosova devletini tanımamaktadır. Kosova’yı
Sırbistan toprağı olarak kabul etmektedir. Sırp Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesi
arasında çeşitli konularda ihtilaf ve tartışma yaşanmaktadır.
15
ÜLKE MASALARI
SİYASİ YAPI
Kosova Devleti, siyasal hayatın şekillenmesinde temsili demokrasiye dayalı, çok partili,
parlamenter cumhuriyet sistemi ile yönetilmektedir. Ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesi kabul
edilmiştir. Başbakan hükümetin başındadır ve yürütme yetkisine sahiptir. Yasama gücü
Kosova Meclisi’ne aittir. Yargı erki ise yürütme ve yasama organlarından bağımsızdır.
Ülkede genel seçimler dört yılda bir yapılmaktadır. Cumhurbaşkanını Kosova Meclisi seçer.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 3’te 2’lik çoğunluk gerekmektedir. Eğer iki tur sonunda
çoğunluk sağlanamazsa üçüncü turda oy birliği ilkesi yürürlüğe girer.
a) Yasama
Yasamadan sorumlu organ Kosova Meclisi’dir. Meclis ilk kez 2001 yılında BM’nin girişimiyle
kurulmuştur. 2008 yılında kazanılan bağımsızlığın ardından ilan edilen anayasa ile Kosova
yeni parlamentosuna kavuşmuştur. Kosova Meclisi 120 milletvekilinden oluşmaktadır.
Milletvekilleri halk tarafından seçilir. Bu 120 milletvekilinin 100’ü doğrudan seçimle
parlamentoda sandalye sahibi olurken, 120 sandalyenin 20’si azınlıklara ayrılmıştır. Buna
göre, parlamentoda azınlık statüsünde 10 Sırp, 4 Roma, Aşkali ve Mısırlı, 3 Boşnak,
Karadağlı, Hırvat ve Macar, 2 Türk ve 1 Goralı milletvekili bulunmaktadır.2
b) Yürütme
Kosova’da parlamenter demokrasi uygulanmaktadır. Halkın seçtiği milletvekillerinden
oluşun Bakanlar Kurulu ve Başbakan yürütmenin başıdır. Hükümetin kurulması için
cumhurbaşkanının onayına ihtiyaç vardır.
Kosova Hükümeti’nin iç ve dış politika konularında politika üretmek ve bu politikaları
yürütmek, ülkenin ekonomik gelişimini sağlamak, kanun tasarıları sunmak, kanunların
uygulanması için yasal düzenlemeler yapmak, bütçe önerisinde bulunmak, Kosova’daki
idari organları yönetmek ve denetlemek, kamu kurumlarını yönetmek ve denetlemek,
Kosova büyükelçilerinin atamasının yapılması için cumhurbaşkanlığına öneridebulunmak ve
anayasal değişiklik teklifleri yapmak gibi yetkileri vardır.3
Kosova hükümetinde en az 1 Sırp ve 1 diğer azınlıklardan olan 2 bakanyer almak zorundadır.
Bunun yanı sıra en az 2 Sırp ve 2 diğer azınlıklardan bakan yardımcısının da hükümette yer
alması anayasanın garantisi altındadır.4
c) Yargı
Kosova’da yargı, kuvvetler ayrılığı prensibi gereği mahkemeler eliyle yürütülmektedir.
Mahkemeler anayasada belirtilen kanunlara göre karar almaktadır. Kosova’nın en üst
düzeydeki yargı mercisi Kosova Yüksek Mahkemesi’dir. Yüksek Mahkemenin başkanı
cumhurbaşkanı tarafından 7 yıllığına atanır. Burada Kosova Yargı Konseyi’nin önermiş
olduğu isim atanmaktadır.
Hem Yüksek Mahkeme üyeleri hem de hâkim sayısının en az yüzde 15’i azınlıklardan
olmak durumundadır. Kosova’daki hâkimlerin görev süresi 3 yıldır. Kosova Yargı Konseyi
ise Kosova yargı sisteminin bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyan bağımsız bir kurumdur.
Diğer yandan, Kosova yargı sisteminde Cumhuriyet Savcılığı da yer almaktadır. Başsavcı;
Cumhurbaşkanı tarafından Kosova Savcılar Konseyi’nin önerisiyle atanır. Savcılar Konseyi de
Kosova yargı sisteminde yer alan bağımsız bir kurumdur. Bütün bu kurumları tamamlayan
yargı kurumu ise Kosova Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi, ülkede anayasanın
çiğnendiği durumlarda devreye girmektedir ve anayasa ile belirlenen görev ve yetkileri
vardır. Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi bulunmaktadır. Kosova Cumhurbaşkanı tarafından
Meclisin önerisiyle atanır. Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 9 yıldır ve sadece
1dönem görev yapabilirler. Anayasa Mahkemesi Başkanı ise mahkeme üyeleri tarafından3
16
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
yıllığına seçilir, başkanın ise sadece bir kez seçilme hakkı vardır.5
Kosova’nın mevcut cumhurbaşkanlığı görevini Atifete Jahjaga yürütmektedir. Başbakanlık
koltuğunda ise Kosova Demokratik Birliği(LDK) genel başkanı İsa Mustafa bulunmaktadır.
d) Kosova’daki Türk Siyaseti
Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova sınırları içerisinde kurulan Türklerin ilk siyasi partisi
olarak bilinmektedir. Parti Kosova’daki Türk azınlığa doğrudan hitap etmektedir. Bu sebeple
mecliste azınlıklara verilen kontenjandan KDTP, iki milletvekilliği çıkarmayı başarmıştır.
Kosova’daki Türklerin şu anda en güçlü siyasi partisi olan KDTP’nin programında, Türk
azınlığın haklarının korunması ve geliştirilmesinin önemli bir yer tuttuğu söylenebilir.
Merkezi Kosova yönetimi ile iyi ilişkiler kurmayı hedefleyen KDTP, Türkiye ile Kosovalı Türkler
arasında da köprü vazifesi konumundadır.
Partinin genel merkezi Prizren’de bulunmaktadır.Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova
sınırları içerisinde yer alan yedi merkezde parti şubeleri bulunmaktadır. Bu merkezler;
Gilan, Mamuşa, Mitroviça, Prizren, Priştine, Vıçıtırın ve Yanova’dadır.
Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova’daki Türk nüfusunun milli benliği ve manevi
değerlerinin korunmasını ve sürdürülmesini temel politikası olarak belirtmektedir. Bu
bağlamda parti, dini bayramları, 23 Nisan Kosova Türkleri Günü’nü çeşitli program
ve etkinliklerle kutlamaktadır. KDTP, Kosova’daki Türklerin sorunlarının çözümlenmesi
noktasında aktif rol üstlenmektedir. Kosovalı Türklerin kimliklerini, dillerini ve kültürünü
rahatlıkla yaşatmasını amaçlamaktadırlar. Kosova’da yaşayan diğer etnik kesimlerle
hoşgörü çerçevesinde ilişki kurmak ve saygılı olmak partinin hedeflerindendir. Mevcut
şartlar altında Kosova’da bulunan ve Türkleri temsil eden siyasi partiler içerisinde en fazla
desteği alan parti Kosova Demokratik Türk Partisi’dir.
Kosovalı Türklerin en büyük partisi konumunda olan KDTP, kendi içerisinde yaşadığı
birtakım sıkıntılar sebebiyle bölünmüştür. Eski KDTP üyelerinden bir kısmı partilerinden
ayrılarak Kosova Türk Adalet Partisi(KTAP)’ni kurmuşlardır.(2013) Yeni kurulan bu parti
KDTP’nin parti programına, işleyiş ve düzenine muhalefet eden kesimlerce, Kosovalı
Türkler için alternatif olması düşüncesiyle kurulmuştur. Kısa sürede KTDP’nin oylarını
bölmeyi başarmıştır.
Kosova’da Türklerin azınlıkta olduğu göz önünde bulundurulduğunda KDTP’nin kendi
içerisinde bölünerek yeni bir parti olan Kosova Türk Adalet Partisi’nin kurulması birçok
yönden zarar teşkil etmektedir. Kosovalı Türkler arasındaki siyasi bölünmüşlüğün bir
faydasının olmayacağı aşikardır. KTAP, KDTP’ye muhalefet etmek için kurulmuş bir parti
olsa da birlikteliğin bozulmasının Türklere bir katkısı olmayacaktır. Azınlık statüsündeki Türk
halkının mecliste bir bütünlük içerisinde temsil edilmesi önemlidir. Bu bağlamda KTAP’nin
ve KDTP’nin politika ve programlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Türkler arasında bir
kutuplaşmanın zuhur etmemesine yönelik girişimlerin desteklenmesi elzem gözükmektedir.
KTAP’a ek olarak Kosova’da faaliyet gösteren bir diğer Türk siyasal partisi ise 2009 yılında
kurulan Kosova Türk Birliği’dir.(KTB) Bu parti de KDTP ve KTAP’ın ardından Kosova’daki
Türklerin üçüncü en büyük partisidir.
Kosova’daki Türk partileri Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından da desteklenmektedir.
Türkiye Hükümeti, Kosova’daki Türkler arasında siyasi bölünmüşlüğün artmamasından
yanadır. Kosovalı Türklerin haklarının korunması noktasında Türkiye Cumhuriyeti birlikteliğin
korunması taraftarıdır.
e) Türkiye-Kosova İlişkileri
Türkiye, Kosova’nın bağımsızlık ilanının hemen ardından ilk tanıyan ülkelerden biri olmuş ve
ikili ilişkilere süratle geçiş yapmıştır. Türkiye-Kosova ilişkileri geçmişten gelen derin ve köklü
17
ÜLKE MASALARI
bağların üzerinde şekillenmiştir. Tarihte uzun yıllar Osmanlı bakiyesi altında kalan Kosova ile
Türkiye arasında dostane ilişkiler geliştirilmiştir.
Türkiye, 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığına kavuşan Kosova Cumhuriyeti’ni, 18 Şubat
2008 tarihinde tanımıştır. 1999’da faaliyete geçmiş olan Priştine’deki Eşgüdüm Büromuz,
bağımsızlık ilanından sonra Büyükelçilik düzeyine yükseltilmiştir. İlk Büyükelçimiz, 21 Nisan
2009 tarihinde Priştine’de göreve başlamıştır. Kosova’nın Büyükelçilik açma kararı almış
olduğu ilk 10 ülke arasında Türkiye de yer almıştır.6
Türkiye, Kosova’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra uluslararası arenadaki birçok
problemine karşı aktif destekte bulunmuştur. Özellikle dünya ülkelerinin Kosova’nın
bağımsızlığının tanınması noktasında yardımda bulunmaktadır. Ayrıca bölgesel ve küresel
ölçekli uluslararası örgütlere üyelik konusunda da ortak hareket sergilenmektedir.
Kosova’nın çevre ülkelerle yaşadığı problemlerin çözümünde, istikrar ve güvenin
korunmasında, kalkınma ve ekonomik etkinliğin arttırılmasında Türkiye, önemli yardım
sağlamaktadır.
İki ülke arasında ekonomik ilişkilerde de Türkiye’nin dostane tutumuna bağlı olarak
gelişim gözlemlenmektedir. Türkiye’nin başlıca ihracatını tekstil ürünleri ve plastik sanayi
oluştururken, Kosova’dan başlıca ithalatını ise metal cevherleri, kauçuk ve tekstil elyafı
oluşturmaktadır.
AB’nin Kosova’ya tek taraflı uyguladığı tercihli ticaret rejimi, Gümrük Birliği çerçevesinde
ülkemizce de uygulamaya koyulmuştur. Böylece pek çok malın Kosova’dan ülkemize ithali
gümrük vergisinden muaf tutulmuştur. İki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA),
27 Eylül 2013’te Ankara’da imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma, Kosova’nın imzaladığı ilk
STA olmuştur. Yaklaşık 250 Türk şirketi Kosova’da faaliyet göstermekte olup, bu ülkedeki
toplam Türk yatırımları 335 milyon Avro değerindedir. Türkiye 2012 ve 2013 yıllarında
Kosova’ya en fazla doğrudan yatırım yapan ülke olmasına rağmen, 2007-2013 yılları
arasında toplamda Almanya ve İngiltere’nin ardından üçüncü sıradadır. Bugüne kadar
Türk müteahhitlik firmalarınca üstlenilen projelerin toplam değeri ise yaklaşık 1,5 milyar
Avro’dur.7
Tablo-5: Türkiye-Kosova Ticaret Hacmi
YILLAR
İHRACAT
İTHALAT
DENGE
HACİM
2012
255
9
246
264
2013
279
10
269
289
2014/9
211
9
202
220
Kaynak: TÜİK (Milyon Dolar)
Türkiye Cumhuriyeti, Kosova Devleti’nde TİKA aracılığıyla birtakım ekonomik ve sosyokültürel yatırımlar yaparak destekleyici faaliyetlerde bulunmaktadır. Ayrıca 2011 yılında
Priştine ve Prizren şehirlerinde Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri açılarak çeşitli kültürel
faaliyetler gerçekleştirmektedir.
Kosova’da kültürel mirasın korunması alanında, TİKA vasıtasıyla, başta Sultan Murat
Türbesi, Fatih Cami ve Sinan Paşa Cami olmak üzere, pek çok eserin restorasyonu
tamamlanmıştır.8
Resmi rakamlara göre nüfusu 18 bin civarında olan soydaşlarımız ile Türkiye’de yaşayan çok
sayıda Kosova kökenli vatandaşımız iki ülke arasında önemli bir köprü görevi üstlenmektedir.
Soydaşlarımız, Kosova’nın siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarına aktif bir şekilde
katkıda bulunmaktadırlar.
18
BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA
Kosova’da nüfusu yaklaşık 18 bin civarında olan Türk toplumu ile ülkemizdeki Kosova kökenli
vatandaşlarımız da beşeri ilişkilerin önemli bir boyutunu teşkil etmektedir. Kosova’da 9 Aralık
2013 tarihi itibariyle Türkçe olarak da hazırlanan yeni biyometrik kimliklerin dağıtımına
başlanmıştır. Ayrıca; Kosova Merkezi Nüfus Kayıt Sistemi çerçevesinde belediyelerde
ahvali şahsiye belgelerinin Türkçe olarak da verilmesi uygulamasına yeniden geçilmiştir.
Kosovalı öğrencilere Türkiye Bursları çerçevesinde lisans, yüksek lisans ve doktora bursları
verilmektedir.9
f) Kosova’nın Siyasi Sorunları
Kosova Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan ettikten sonra birtakım siyasi problemlerle uğraşmak
zorunda kalmıştır. Kosova’nın özellikle bağımsızlığının dünya devletleri tarafından tanınması
hususunda sorunlar bulunmaktadır. Başta yakın çevrede bulunan Sırbistan, Yunanistan,
Rusya ve İspanya gibi ülkeler tarafından bağımsızlığı tanınmamaktadır.
Özellikle Kosova’nın sınır komşusu olan Sırbistan, kendisinden ayrılarak tek taraflı bağımsızlık
kararı alan Kosova’yı hala kendi toprakları olarak kabul etmektedir. Kosova’daki ikinci
önemli etnik grubu oluşturan Sırplar da bu noktada Sırbistan ile aynı fikirleri taşımaktadır.
Dolayısıyla Kosova topraklarının kuzeyinde çoğunluğu oluşturan Sırplar, Kosova Devleti’nden
ayrılmayı istemektedir. Etnik temelli büyük bir sorunu teşkil eden ayrılık yanlısı Sırpların bu
faaliyetleri Kosovalı Arnavutlarla birtakım anlaşmazlık ve çatışmaların çıkmasına sebebiyet
vermektedir. Kosova’nın kuzey kesiminde Sırbistan ile bağlanılmaması takdirinde Sırplar,
merkezi Kosova yönetiminden özerklik talep etmektedirler.
Sırbistan yönetimi Kosova coğrafyasını tarihi, kültürel ve etnik olarak Sırp bakiyesi olarak
kabul etmektedir. Sırp tarihi ve efsanelerinde büyük öneme sahip olan Kosova Savaşları’nın
yapıldığı bu topraklar Sırp milliyetçiliği adına bir numaralı öneme haizdir. Kosova’nın Sırp
tarihinde bir dönüm noktası göz önünde tutulduğunda milliyetçi duyguların ne derecede
ağır bastığı anlaşılabilir.
Öte yandan Sırbistan, Kosova topraklarının tamamen kendisine ait olduğunu uluslararası
kamuoyuna her fırsatta duyurmaktadır. Kosova’yı tanıyan devletlerin sayısının artmasını
engellemeye yönelik girişimlerde bulunmaktadır. Sırbistan’a bu konuda en önemli desteği ise
Rusya Federasyonu vermektedir. Rusya, Kosova’nın bağımsızlığını tanımamakla birlikte bu
toprakların Sırbistan’a ait olduğunu kabul etmektedir. Kosova sorununda Rusya, Sırbistan’a
doğrudan yardım etmektedir.
Kosova’yı tanımayan bir diğer bölge ülkesi ise Yunanistan’dır. Bu ülke Kosova’nın Sırbistan’dan
ayrılarak ayrı bir devlet haline dönüşmesini Yunanistan’ın Makedonya ile olan sorunlarına
olumsuz örnek teşkil edeceğinden dolayı şiddetle karşı çıkmaktadır. Makedonya’nın
kullandığı bayrağın ve devlet adının Yunanistan geçmişiyle ilintili olduğunu ve bu topraklarda
Makedonya isimli bir devletin meşru olmadığını savunarak hak iddiasında bulunmaktadır.
İspanya ise Sırbistan’a bağlı özerk bir bölgeyken bağımsız olan Kosova’nın kendi ülkelerindeki
Bask bölgesinin ayrılıkçı hareketlere örnek olabileceği endişesiyle bağımsızlığını tanımamakta
ve Sırbistan’a ait topraklar olarak kabul etmektedir.
Uluslararası konjonktür içerisinde Kosova’nın bağımsızlığına şiddetle karşı çıkan ülkeler
olduğu gibi bu bağımsızlığı destekleyen ülkeler de bulunmaktadır. ABD ve müttefikleri, AB
ülkelerinin büyük çoğunluğu Kosova’nın bağımsızlığını tanımaktadır.
Kosova’nın uluslararası arenadaki en önemli problemini teşkil eden tanınmama sorununa
ek olarak, Sırbistan ile olan gergin ilişkiler de önemli bir sorun olarak göze çarpmaktadır. İki
ülke arasında azınlıklar sorunu da tanımama sorunu kadar sıkıntılıdır. Sırbistan her fırsatta
Kosova’da yaşayan Sırpların hakları konusunda müdahalede bulunmaktadır. Keza Kosova
ile Arnavutluk arasında da özellikle Arnavut milliyetçiler arasında sıkça dillendirilen Büyük
Arnavutluk ideali çerçevesinde Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesi yönünde birtakım
19
ÜLKE MASALARI
söylemler de problem teşkil etmektedir.
Balkan coğrafyasının dünyanın etnik olarak en karmaşık ve iç içe geçmiş bir coğrafya
olduğu göz önünde bulundurulduğunda yeni kurulan Kosova Cumhuriyeti’nin etnik temelli
sorunlarla mücadelesinin çetin geçtiği ve geçmeye de devam edeceği söylenebilir. Ayrılık
yanlısı Sırpların girişimleri daha on yaşını doldurmamış Kosova Cumhuriyeti’ni bölünme
endişesiyle karşı karşıya getirmektedir.
Kosova Cumhuriyeti’nin uluslararası platformlardaki küresel ve bölgesel örgütlere girişi
de siyasi bir pürüz çıkarmaktadır. Ülkenin Balkan coğrafyasında önemli bir geçiş hattında
yer almasına rağmen ekonomik ve ticari birçok anlaşma ve organizasyonun dışarısında
bırakılması iktisadi anlamda ülkeye büyük oranda zarar verirken siyasi istikrarı, yabancı
yatırımları ve güveni etkilemektedir.
Kosova’nın bir diğer önemli sorunu ise devlet kurumsallaşmasının tam olarak
tamamlanamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Uzun süre BM ve AB ile güvenliği
sağlanan ve birçok kurumu bu örgütlerin denetiminde olan Kosova, kendisine ait bağımsız
kurumları oluşturmaya ve bunları sistemleştirmeye yeni yeni başlayabilmiştir. Kosova’nın
etnik yapısının çeşitli milletlerden oluşan bir yapıda olması siyasi arenada seçim düzeninin
adaletli bir şekilde, tüm kesimleri tatmin edecek düzeyde yapılmasına çaba gösterilmektedir.
Kosova nüfusunun %90’ını Müslümanların oluşturduğu bir ülke olmakla birlikte, azınlıktaki
Sırp Ortodoksları ile Kosova yönetimi arasında din temelli birtakım sıkıntılar da yaşanmaktadır.
Özet olarak Kosova’nın, uluslararası arenada ülkeler bazında tanınmama, Sırbistan ile
ilişkiler, etnik, dinsel problemler ile kurumsallaşma sorunları bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
1. TDV, İslam Ansiklopedisi, Kosova Savaşları, Feridun Emecen, Cilt:26 Sayfa:222
2. Kosova Siyasetini Anlama Kılavuzu, SETA, Rapor, Nedim Emin, 17 Ekim 2014
3. A.g.e
4. A.g.e
5. A.g.e
6. T.C Dışişleri Bakanlığı Resmi Web Sitesi,
http://www.mfa.gov.tr/turkiye-kosova-siyasi-iliskileri-.tr.mfa
7. A.g.e
8. A.g.e
9. A.g.e
20
2008 yılında bağımsızlığını kazanan, Türkiye’nin de ilk tanıyan ülkeler arasında yer aldığı,
Balkanlarda doğan son devlet Kosova ile ilişkilerimiz 1389’daki I.Kosova Savaşına kadar
dayanır. Hatta bu savaşta Osmanlı Devleti’nin üçüncü Padişahı I. Murat (Hüdavendigar)
şehit edilmiştir. I.Kosova Savaşından sonra Kosova’nın Osmanlı Devleti’ne katılmasıyla
bölgedeki siyasi ve sosyal yapıda değişmeye başlamıştır. Osmanlı’nın izlediği hoşgörü
politikası Kosova’da da meyvesini vermiş
Arnavutlar ve bölgeye
göç eden Türkmen
boyları arasında sağlam bir bağ oluşmuştur. Osmanlı’nın Balkan Savaşlarında Kosova
topraklarından geri çekilmesi neticesinde siyasal alanda hakimiyetini kaybetmesine karşın
sosyal ve kültürel alandaki kurulmuş olan yakın ilişkiler halen daha tazeliğini korumaktadır.
Özellikle 2008’ den sonra Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Türkiye ile Kosova
arasında siyasal alanda yeniden çok yakın ilişkiler kurulmaya başlanmış ve iki devlet
arasında pek çok yeni anlaşmalar imzalanmıştır. Ülke Masaları ekibinin hazırlamış olduğu
bu rapor, Kosova’nın tarihi, ekonomik, toplumsal yapısı ve özellikle 2008’den itibari siyasi
yapısı hakkında sizlere çok çeşitli bilgi kaynağı sunmaktadır.
Mehmet Şerif SARIKAYA
Genç İDSB Genel Başkanı
Download