RAPOR BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA EKİM 2015 ÜLKE MASALARI BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA ABDULKADİR AKSÖZ EKİM 2015 COPYRIGHT © 2015 Bu yayının tüm hakları İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Gençlik Kurulu (Genç İDSB)’na aittir. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 2014 yılı Gençlik Projeleri Destekleme Programı kapsamında desteklenmekte olan Ülke Masaları projesinin bir ürünüdür. Genç İDSB’nin izni olmaksızın yayının tümünün ve ya bir kısmının elektronik veya mekanik yollarla basımı, yayını, çoğaltılması veya dağıtımı yapılamaz. Kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir. Genç İDSB | İslam Dünyası STK’ları Birliği Gençlik Kurulu Otakçılar Mah. Savaklar Cad. No:1 34050, Edirnekapı - Eyüp / İstanbul Tel:+90 212 531 52 52 Fax:+90 212 532 22 80 gencidsb.org | younguniw@idsb.org | @GencIDSB İÇİNDEKİLER TAKDİM............................................................................................................ 5 ÜLKE PROFİLİ..................................................................................................... 6 TARİHSEL ARKA PLAN........................................................................................ 7 EKONOMİK YAPI............................................................................................... 11 TOPLUM VE SOSYAL YAPI.................................................................................. 14 SİYASİ YAPI...................................................................................................... 16 a) Yasama................................................................................................... 16 b) Yürütme.................................................................................................. 16 c) Yargı........................................................................................................ 16 d) Kosova’daki Türk Siyaseti............................................................................ 17 e) Türkiye-Kosova İlişkileri............................................................................... 17 f) Kosova’nın Siyasi Sorunları........................................................................... 19 KAYNAKÇA...................................................................................................... 20 ABDULKADİR AKSÖZ Genç İDSB Ülke Masaları projesi kapsamında çalışmalarını sürdüren Abdulkadir Aksöz, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Uluslararası İlişkiler alanında eğitimine devam etmektedir. TAKDİM Osmanlı zamanında İstanbul ve Anadolu’nun kapısı olması nedeniyle çok önemli bir coğrafya olan Balkanlar bu önemini günümüzde de korumaktadır. Kosova, Avrupa ve Türkiye arasında kalan bu coğrafyada kurulan yeni bir devlet olarak karşımıza çıksa da içinde köklü bir medeniyet barındırır. Türkiye ile tarihi olarak kuvvetli bağları olan Kosova, Yugoslavya’nın dağılma aşamasında çok acılar çekmiş, yıllarca komünist rejim altında türlü eziyetlere katlanmış ancak sonuç olarak 2008 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur. Bağımsızlığını kazanmasıyla beraber başta ekonomik ve siyasi olmak üzere birçok sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Avrupa’nın ortasında olmasına rağmen eğitim ve refah bakımından çevre ülkelere göre çok geride kalması, Kosova’nın daha alması gereken uzun yollar olduğunun bir göstergesidir. Yeni kurulmuş olmasına rağmen Kosova’nın tarihi milattan önce 8. yüzyıllara dayanmaktadır. Üzerinde birçok medeniyeti barındırmış olan Kosova, uzun yıllar Osmanlı devletinin de himayesinde kalmıştır. Osmanlı Devleti 15. yüzyılda ayak bastığı Kosova topraklarında etkileri günümüzde de görülen eserler ve hatıralar bırakmayı başarmıştır. Balkan savaşları sonucunda Kosova topraklarından çekilmek zorunda kalan Osmanlıların yerine gelen hiçbir devlet, Kosova halkına güzel bir hayat sunmamış, aksine onlara inançları, değerleri ve ırklarından dolayı zulüm etmiş ve birçoğunu bölgeden göçe zorlamıştır. Özellikle 1980’li yıllarda başlayan Sırp-Kosova ilişkilerindeki sorunlar, ilerleyen zamanlarda önü alınmaz bir hal almaya başlamıştır. Yugoslavya’nın dağılmasıyla başlayan katliam , NATO’nun devreye girmesiyle son bulmuştur ancak Kosova halkında kapanması güç yaralar bırakmıştır. Elinizde bulunan rapor Kosova’nın tarihi, ekonomisi ve siyasi hayatı ile ilgili çeşitli bilgileri sizlere sunmaktadır. Kosova’nın tarihinden kültürüne, ekonomik yapısından siyasetine ve birçok konuda kaynak oluşturması için Kosova raporunu yayınlıyoruz. Raporun yazarı olan Ülke Masaları Avrupa Masası koordinatörü Abdulkadir Aksöz’e ve yayına hazırlanmasında emeği geçen İsmail Hakkı Hıra’ya teşekkürü bir borç bilirim. Ahmet Can DEMİREL Ülke Masaları Genel Koordinatörü 5 ÜLKE MASALARI ÜLKE PROFİLİ Kosova Cumhuriyeti Avrupa kıta haritasını son yıllarda yeniden revize eden ülkelerden biridir. 2008 yılında tek taraflı olarak bağımsızlığını açıklayan Kosova, Balkanlarda bir zamanlar Yugoslavya etrafında birleştirilen topluluklar arasından en son ve en geç kopan devlettir. 1999-2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler tarafından yönetimi üstlenilen Kosova, bağımsızlık ilanıyla Avrupa Birliği’nin denetimine geçmiştir. Ülkenin başkenti Priştine’dir. Para birimi olarak Euro kullanılır.Kosova’nın sınır komşuları arasında Sırbistan, Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk bulunmaktadır. Sırbistan ile arasındaki özerk bölge sınırı devlet sınırı olarak kabul edilmiştir. Ancak Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını tanımamaktadır ve kendisine ait bir özerk bölge olarak kabul etmektedir. 17 Şubat 2008 tarihinde Balkanlarda doğan son devlet olan Kosova, aynı zamanda Avrupa siyasi haritasında yer alan 50. ülke olma özelliğine de sahiptir. Kosova’da yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçen tipik karasal iklimin etkisi hissedilmektedir. Yaz aylarında sıcaklık ortalama30oC’yi bulurken, kış aylarında ise -10oC’ye kadar düşmektedir. Bitki örtüsü kozalaklı ağaçlardan meşe, kayın ve çayırlıklara kadar uzanan bir çeşitliliğe sahiptir. Yıl boyunca göl havzaları, geçirgen olmayan kayalıkların ve paleozoik yapıların varlığından kaynaklanan yağışların etkisi altındadır.Yılda yeteri miktarda yağış alan Kosova toprakları çayırlık alanların oluşmasına zemin hazırlamış ve bu yönden zengin bir mera haline dönüşmüştür. Kuzey ve doğusunda Sırbistan, güneyinde Makedonya, kuzeybatısında Karadağ, güneybatısında Arnavut ile sınırdaş olan Kosova’nın denize kıyısı bulunmamaktadır. Kosova Balkan Yarımadası’nın Güneydoğu Avrupa sıradağlarının arasında yer almaktadır. Topraklarının büyük çoğunluğu dağlık ve engebeli arazilerden meydana gelmektedir. Dağlar çok yüksektir ve dik yamaçlara sahiptir. Bu durum ülkede kış turizmini cazip hale getirmekte ve ekonomiye katkı sağlamaktadır. Makedonya sınırındaki Şar Dağları’ndaBrezoviça ve Prevalac kış turizminin gerçekleştirildiği önemli kayak merkezleridir. 2656 metre ile ülkenin en yüksek doruğu Ceraviça zirvesidir. Kosova’nın kuzeyinde Kopaoink Dağları, güneybatısında ise Arnavutluk Alpleri yer almaktadır. Tablo-1: Resmi Tatiller 1-2 OCAK Yeni Yıl Tatili 1 MAYIS Uluslararası İşçi Bayramı 7 OCAK Ortodoks Noeli 9 MAYIS Avrupa Günü 17 ŞUBAT Kosova Cumhuriyeti Bağımsızlık Günü 1 GÜN Ramazan Bayramı 9 NİSAN Kosova Cumhuriyeti Anayasa Günü 1 GÜN Kurban Bayramı 20 NİSAN Katolik Paskalyası 25 ARALIK Katolik Noel Bayramı 6 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA TARİHSEL ARKA PLAN Kosova’ya tarih öncesi dönemlerde ilk yerleşen kavimler M.Ö.8. ve 9. yüzyıllarda Balkan yarımadasına gelen Hint-Avrupa halklarından olan İlliryalılar ile Traklardır. M.Ö.3. yüzyılda gelindiğinde bölgede Dardanya adlı topluluk yaşamıştır. M.S. 3. yüzyıl dönemlerinde Kosova, Roma İmparatorluğu’nun idaresine geçmiştir. Roma İmparatorluğu zamanında Kosova’nın adı geçmişte bölgede yaşamış olan Dardanyalıların etkisiyle Dardania olarak adlandırılmıştır.Dardania, “Moesia Superior” adlı Roma eyaletinebağlı bölgeye verilen addı. Günümüzde ise Kosova’da Dardanyalılara ait birçok kalıntı bulunmaktadır. Roma’nın ikiye ayrılması sonrasında Bizans sınırları içerisinde yer alan Kosova’da 3. ve 4. yüzyıllarda Türk boylarından Hun, Peçenek, Avar ve Uzların yerleştikleri bilinmektedir. Kavimler Göçü sonrası Avrupa’da siyasi dengeler değişmiş,Orta Çağ’a gelindiğinde çeşitli devletler kurulmuştur. Sırp topluluğu da Balkanlarda çok sayıda devlet kurmuşlardır. Bu devletlerin içinde en güçlüsü olarak nitelendirilebilecek olanı 1346 yılında kurulan Sırp Krallığı’dır. Dönemin Sırp İmparatoru Stefan Duşan, Teselya ve Epir’i almakla Bizans’ın Balkan topraklarına da yerleşerek hâkimiyetini pekiştirmiştir.Daha sonra zayıflayan Sırp Krallığı bölgedeki gücünü yitirmiştir. Kosova’nın Osmanlı topraklarına ilk kez katılımı I.Murad-ı Hüdavendigar zamanına denk gelmektedir.Ancak Yıldırım Bayezid’in 1402 yılında Ankara Savaşı’nda Timur ordularına yenilip esir düşmesiyle yaşanan Fetret Devrisırasında Kosova’daki Osmanlı yönetimi zayıfladı. Arnavut ve Karadağ prenslikleri 1444 yılında Balkanlar’daki Osmanlı yayılmasına karşı kendi aralarında Arnavut Birliği denilen bir askerî savunma birliği oluşturdular. Dönemin Venedik hâkimiyetindeki bir liman şehri olan Lezha’da bölgenin en önemli prenslikleri olan Thopia, Muzaka, Ballsha ve Crnojevicaileleri Osmanlı’nın ilerleyişine karşı oluşturulan birliğe dahil oldular. Arnavut Lezha Birliği’nin üyeleri olan prensler Osmanlıya karşı mücadele için kendi aralarındaki tüm anlaşmazlıkları bir kenara bıraktılar. Arnavut Prensi İskender Beybirliğin komutanlığınıüstlendi. Alınan siyasî kararlarda bütün birlik üyelerinin ortak hareket etmesi kararlaştırılmıştı. BirlikOsmanlıyı tehdit olarak gören Venedik Cumhuriyeti tarafından da desteklendi. 1444’te İskender Bey, Osmanlı ordusunu Torviol Ovası’nda yendi. Bundan sonraki iki yılda Arnavut Birliği, Osmanlılara karşı irili ufaklı savaşlar kazandı. 1450’de Kruya’yı kuşatan Osmanlı birlikleri kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. 1452’de Osmanlı ordusu Mokrica ve Meçadi’de Arnavut Birliği’ne mağlup oldu. 1453’te İstanbul’un fethi üzerine Arnavutlar Osmanlı ilerleyişini durdurmak üzere Napoli, Venedik, Papalık ve Macaristan Krallıklarından maddî yardım almaya başladılar. 1462’ye kadar Arnavutlar her yıl Osmanlı ordusunu geri çekilmeye zorluyor ancak ertesi yıl Osmanlı ordusu tekrar aynı güçte geri gelmeyi başarıyordu.Yapılan iki ateşkes dışında Arnavut-Osmanlı savaşı aralıksız durmadan devam etti. 1462’de İskender Beyönemli bir şehir olan Ohri’yi topraklarına kattı ve 1466’da Kruya’nın Osmanlılarca ikinci kuşatması da Arnavut Birliği’nce engellendi. Fakat aynı yıl Osmanlılar Elbasan Kalesi’ni kurmayı ve ilk kez Arnavutluk’ta kalıcı olmayı başardı. 1467’de Kruya’yı üçüncü kez kuşatan Osmanlı yine Arnavut Birliği’nce engellendi. 1468’e 7 ÜLKE MASALARI kadarİskender Bey Osmanlı ordularının sürekli saldırılarını engellemeyi başardı. Büyük başarılara imza atan İskender Bey’in ölümüArnavut Lezha Birliği’nin zayıflamasına yol açtı. Venediklilerin yardımlarıyla bir süre daha Arnavutlar Osmanlılarla mücadele etmeyi sürdürdüler, ancak Venedik elindeki İşkodra, 1479’da Osmanlı hâkimiyetine girince Arnavut direnişi de tükenme noktasına gelmiş oldu. Bundan sonra Arnavutluk ve Kosova civarı Osmanlı’nın eline geçti. XIV. yüzyıldan itibaren Kosova’da egemenlik kuran Osmanlılar, tarihte Kosova adı ile anılan iki savaş gerçekleştirmişlerdir. I. ve II. Kosova Savaşı, Osmanlı Devleti’nin XX. yüzyıla kadar süren Balkanlardaki hâkimiyetinin sağlanmasında önemli dönüm noktalarındandır. Her iki savaşta müttefik ordularla çarpışan Osmanlı’ya karşı I.Kosova’da Sırplar, II. Kosova’da Macarlar öncülük etmişlerdir. I.Kosova Savaşı (1389) özellikle Sırp milliyetçiliği açısından efsaneleştirilmiş bir savaştır. Savaşı I.Murad-ı Hüdavendigar komutasındaki Osmanlı ordusu kazanmıştır. Ancak savaş sonrasında meydanda yaralıların arasında dolaşan padişahın yaralı bir Sırp (Miloş) askeri tarafından şehit edilmesi ve bu olayın mağlup müttefikler kanadınca başarı sayılması bir Sırp mitolojisine dönüşmüştür. Bu felâkete dayalı millî efsane Sırp benliğinin teşekkülünde önemli bir rol oynamış, zengin bir destanî kahramanlık edebiyatı oluşmuştur.1 Savaşın Osmanlılar açısından önemine bakıldığında yerli feodal beylerin gücünün kırılması ile bölgede etkinliğini arttırmış ve Balkanlarda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda değişimine zemin hazırlamıştır. II.Kosova Savaşı, tohumları 1444 yılında yapılan Varna Savaşı’nda atılmış olup Osmanlılara yenilen Macarların, intikam duygularıyla harekete geçerek bir Haçlı koalisyonu oluşturdukları önemli savaşlardan biridir. Orta Avrupa ile Balkanlar arasında kilit bir noktada yer alan Macar Krallığı Osmanlıları Balkanlardan atma siyaseti kapsamında civar prensliklerle ittifak girişimlerinde bulunmuş Varna mağlubiyetinin rövanşı niteliğindeki II.Kosova Savaşı için hazırlıklara başlamıştır. Hunyadi Yanoş komutasındaki Macarlar, savaşa Haçlı Ordusu apoleti takmak adına papaya Napoli, Venedik ve Aragon krallıklarına da çağrıda bulunmuş ancak olumlu bir cevap alamamışlardır. Kosova ovasında gerçekleşen savaş II.Murad komutasındaki Osmanlı ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır. Savaş sonrası Macarların Balkanlar üzerindeki etkinliği giderek düşüş gösterirken Osmanlı Devleti’nin ise bölgedeki varlığı perçinleşmiştir. Osmanlı’ya karşı Balkanlarda yapılan ittifakların frenlenmesini sağlayan II.Kosova Savaşı, İstanbul’un fethine zemin hazırlamıştır. Kosova topraklarına Osmanlılar, ilk kez 1389 yılında ayak basmış ve özellikle Arnavut Lezha Birliği ile uzun süren mücadeleler sonucu 1479’da tam hâkimiyet kurmuştur. 1912 yılında Balkan Savaşları ve Arnavutluk’un bağımsızlığı sonrası Osmanlı’nın 523 sene süren Kosova’daki egemenliği noktalanmıştır. Kosova’yı topraklarına katan Osmanlılar böylelikle Avrupa içlerine doğru ilerleme süreçlerinde önemli bir üs elde etmiş oldular. Kosova’nın Balkanlardaki konumu, batı ile doğu arasındaki Osmanlı ticaret hâkimiyetinin sağlanmasında kilit bir rol üstlenmiştir. Bu bölgede özellikle Venedikliler ile rekabet içerisinde olan Osmanlılar, Kosova’nın kalıcı bir Türk yurdu olmasına özel bir hassasiyetle yaklaşmışlardır. Nitekim Kosova bölgesine Anadolu’dan iskân politikası kapsamında çok sayıda Türkmen boy ve aşiretleri göç ettirilerek nüfus, kimlik ve kültür olarak tam manasıyla egemenlik kurulmaya çalışılmıştır. Hoşgörü siyasetinin olumlu yansımaları ise bölgedeki Arnavutlarla Türklerin kaynaşmasını aralarında derin kültürel bağların kurulmasını sağlamıştır. Uygulanan başarılı politikalar ile Kosova Müslüman-Türk hâkimiyetini uzun süre korumuştur. 8 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA 1789 Fransız İhtilali ile dünyayı kasıp kavuran milliyetçilik hareketleri çok uluslu Osmanlı Devleti için büyük sorunlara yol açmıştır. Osmanlı kimliğini uzun yıllar benimseyen Müslüman Arnavutlar özellikle Osmanlının iç işlerine karışan Avrupalı devletlerin de etkisiyle bağımsız bir Arnavut devleti kurmak için harekete geçmişlerdir. Arnavut ayaklanmasını bastırmak için dönemin padişahı Mehmet Reşad bizzat Rumeli’ye ve Kosova vilayetine de giderek halkı yatıştırmaya çalışmıştır. Ancak Balkan Savaşları ile Kosova dâhil tüm Balkan toprakları kaybedilmiştir. Arnavutlar ise Arnavutluk adı altında bağımsız bir devlet kurmuşlardır. 18771878 Osmanlı Rus Savaşı sonrası imzalanan Berlin Anlaşması ile bağımsız olan Sırbistan Devleti, Kosova üzerinde hak iddia etmiştir. Balkan Savaşları sonrası Kosova, Yugoslavya Krallığı’nın bir parçası haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşları ile kaybettiği Kosova toprakları üzerinde Sırp Krallığı hâkimiyet kurmuştur. Balkan Savaşları bölgenin nüfus oranında öenmli değişikliklere sebep olmuş Türkler yapılan baskılar sonucu göç etmek zorunda kalmıştır. I.Dünya Savaşı’nın akabinde Yugoslavya Krallığı’nın bir parçası haline gelmiştir. Kosova’nın kuzey toprakları Sırp hâkimiyet alanını oluştururken güney Kosova toprakları ise Karadağ hâkimiyet alanı içerisinde kalmıştır. II.Dünya Savaşı’nda Kosova Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. Yugoslavya Krallığı’nın işgaline dağ çeteleri şeklinde ve halkın da desteğiyle Tito önderliğinde direnişler başlamıştır. Nazi Almanyası’nın II.Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak ayrılmasıyla Yugoslavya işgalden kurtulmuştur fakat artık devletin yönetim şekli olan monarşi yıkılmış yerine Tito’nun liderliğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.(1945) Kosova, sosyalist Yugoslavya’nın bir eyaleti haline getirildi ve 1963 yılında özerklik verildi. Kosovalı Arnavut ve Türkler, Yugoslavya içerisinde etnik ve dini bakımdan bir farklılık oluşturmaktaydılar. Nitekim Kosovalı Arnavut ve Türkler egemenlik haklarının arttırılmasına yönelik girişimlerde bulunmuşlardır. 1974 yılında yönetim noktasında birtakım ayrıcalıklar elde edilmiş ve bu grupların kendilerine ait sivil toplum kuruluşu kurmalarına, okul müfredatlarında düzenlemeler yapmalarına izin verilmiştir. 1980’li yıllar Kosovalılar ile Sırplar arasındaki gerilimin üst düzeye çıktığı dönemler olarak bilinmektedir. Etnik ve dini açıdan farklılık arz eden Kosova’nın özerk bir cumhuriyet olma yönündeki artan taleplerine merkezi yönetimin tepkisi sert olmuştur. Kosova’da binlerce üniversite öğrencisi sokaklara dökülerek taleplerini dile getirmeye başlamışlardır. Kosova Sorunu’nun başlangıç noktası olarak kabul edilen bu olaylarda birçok sivil hayatını kaybetmiştir. 1989 yılında Miloşeviç önderliğindeki yönetim, Kosova’ya verilen mevcut hakları sınırlandıran bir referandumu kabul ederek özerk bölgelerin Sırp merkezi yönetimine bağlanması sağlanmıştır. Sadece Kosova’dan değil, Yugoslavya’ya bağlı diğer özerk bölgelerden de yoğun tepkilere neden olan bu referandumu Kosova yerel yönetimi tanımayacağını belirtmiş ve oylamaya katılmamıştır. Bunun üzerine Sırp güçleri Kosova’ya zırhlı araç ve tanklarla girerek zorla yeni referandumu kabul ettirmişlerdir. SSCB’nin dağılmasıyla dünya genelinde birçok yeni devletin ortaya çıkması Yugoslavya Federal Devleti’ni olumsuz yönde etkilemiştir. Birçok etnik gruptan oluşan Yugoslavya’da Hırvatlar, Slovenler ve Boşnaklar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Dağılan birliğin ana unsuru olarak kendilerini gören Sırplar bağımsızlıklara karşı çıkmıştır. Kosova ise tam bağımsızlığını kazanmak istemiş ancak Sırpların çok sert tepkisine neden olmuşlardır. Sırplar Kosova’yı işgal ederek birçok sivili katletmişlerdir. 1995 yılında başlayan işgale karşı Kosovalılar 1998 yılı itibariyle silahlı direnişe geçmeye çalışmışlar fakat askeri teknolojiler bakımından 9 ÜLKE MASALARI üstün olan Sırplar karşısında varlık gösterememişlerdir. Avrupa’nın orta yerinde ve dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen katliama karşı BM ancak 1999’da müdahale etmişlerdir. NATO’nun devreye girmesiyle Sırplar Kosova’dan çıkartılmış ve kontrol BM’ye bırakılmıştır. 1980’li yıllarda başlayan özerklik ve bağımsızlık hareketleri 1990’lı yıllarda Sırpların Kosovalılara karşı şiddet ve etnik temizliğe varan uygulamalarına sebebiyet vermiştir. Kosova Operasyonu ile NATO’nun korumasına alınan bölgede bağımsızlık düşüncesi daha fazla seslendirilmeye başlamıştır. ABD, AB ve NATO, Kosova’nın bağımsızlığına yeşil ışık yakarken, Rusya ve Sırbistan ise bu duruma şiddetle karşı çıkmaktaydı. Kosova’nın nihai statüsü konusunda bir türlü anlaşmaya varılamadı. Bunun üzerine Kosovalılar 17 Şubat 2008 tarihinde Kosova Cumhuriyeti’ni dünya kamuoyuna duyurarak tek taraflı bağımsızlığını ilan ettiler. Kosova’nın bağımsızlığı, AB ülkelerinin büyük bir kısmı, ABD, Türkiye gibi birçok ülke tarafından tanınırken, Rusya Sırbistan, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerce bağımsızlığına karşı çıkılmaktadır. Karşı çıkan bu devletler Kosova’yı Sırbistan’a bağlı bir bölge olarak görmektedirler. 10 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA EKONOMİK YAPI Kosova’nın yeni kurulan bir ülke olmasından kaynaklanan birtakım sıkıntılar ekonominin gelişmesine olumsuz yönde etki etmektedir. Devletin hâlihazırda var olan tanınma sorunu, çoğu ekonomik kurum ve altyapının oluşturulamaması ve buna bağlı olarak yabancı sermayenin ülkeye çekilememesi gibi olumsuzluklar ekonominin iyi bir seviyeye yükselmesini engelleyici niteliktedir. Özellikle Kosova’nın uluslararası camiada bazı ülkelerce tanınmaması yabancı yatırımcıların ve bölgesel ekonomik işbirliği çalışmalarının önünü tıkamaktadır. Ekonomik istikrar ve kalkınmayı arttıracak politikaların uygulanması Kosova’nın yararına olacaktır. Ancak ülkenin diğer bölge ülkelerine göre çok küçük bir pazar olması, çoğu ana ve ara mallarda dışarıya olan bağımlılık, düşük kalkınma oranları, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi içaçıcı olmayan veriler bulunmaktadır. Henüz ekonomik olarak hızlı bir gelişim gösteremeyen Kosova’nın dış ticareti de gelişmeye açık ve muhtaçtır. Kosova’nın ihracatında ön sırada olan ülkeler; İtalya, Arnavutluk ve Hindistan iken; ithalatta başı çeken ülkeler ise Sırbistan, Almanya ve İtalya’dır. Kosova’nın başlıca ihraç ettiği mallar; metaller ve metal eşyalar, mineral maddeler, gıda sanayi; meşrubat, içkiler, tütün; plastik mamulleri, kauçuk, makineler ve mekanik cihazlar; elektrik malzemeleridir.Kosova’nın başlıca ithal kalemleri ise mineral maddeler, enerji, ilaç sanayi, gıda maddeleri, metal makinelerdir. Kosova zengin yer altı kaynaklarına sahip bir ülkedir. Ülke linyit rezervleri bakımından dünyada 5.sırada yer almaktadır. Demir-çelik üretimi ülkede ilk sırada yer alan sanayi koludur. Ayrıca tekstil sektörü de Kosova’nın demir-çelikten sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bugün Kosova’da istihdamın en fazla olduğu sektör tekstildir. Kosova’nın coğrafi yapısının çoğunlukla dağlık ve dik yamaçlı arazilerden meydana geliyor olması nedeniyle tarım arazileri çok fazla değildir. Üstelik akarsularının oluşturduğu havzalar yoğundur. Ülkede tarıma elverişli arazilerin yoğun olduğu bölgelerde yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; buğday, mısır, patates, biber ve çeşitli meyvelerdir. İlerleyen bölümlerde Türkiye-Kosova İlişkileri başlığı altında da Türkiye perspektifinden değerlendirilen Türkiye ile Kosova arasındaki ekonomik ilişkileri, Türkiye’nin Kosova’yı tanıması ile başlamıştır. Ancak iki ülke arasındaki iktisadi ilişkiler istenilen düzeye henüz yükseltilememiştir. Kurulan Kosova Türkiye Ticaret Odası iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin arttırılması adına önemli bir konum arz etmektedir. Kosova da Türkiye’nin en önemli tekstil ve hazır giyim ihracatçısı şehirlerinden olan Bursa’ya Fahri Konsolosluk açarak ikili ilişkilerin gelişimine zemin hazırlamaya çalışmaktadır. 11 ÜLKE MASALARI Tablo-2: Türkiye Kosova Dış Ticareti Türkiye-Kosova Dış Ticareti (Milyon Dolar) YILLAR İHRACAT İTHALAT X/M DENGE HACİM 2006 76,046 2,014 37.75 74,032 78,06 2007 120,429 3,052 39.45 117,377 123,481 2008 279,423 5,148 54.27 274,275 284,571 2009 278,078 10,178 27.32 267,9 288,256 2010 294,049 13,607 21.61 280,442 307,659 2010/6 127,028 7,146 17.78 119,882 134,174 2011/6 130,570 5,358 24.37 125,212 135,928 Kaynak: TÜİK; Türkiye İstatistik Kurumu İki ülke arasında tarihsel, kültürel ve dinsel bağlamda çok fazla ortak yanın bulunuyor olması bir avantaj olarak değerlendirilmelidir. Uluslararası arenada Kosova’nın her zaman arkasında destekçisi olan Türkiye, ekonomik anlamda da ilişkilerini arttırarak devam ettirmektedir. Tablo-3: Kosova’nın Türkiye’den İthal Ettiği Ürünler Dolar 2009 2010 Değişim Tekstil Elyafı ve Mamulleri 5.786.773 5.422.109 -6,3 Kauçuk ve Mamulleri 1.784.577 3.225.221 80,7 Metal Cevherleri, Kırıntı, Döküntü, Hurdaları 1.888.623 2.191.986 16,0 Metallerden Nihai Ürünler 162.956 657.821 303,6 Deri, Kösele, Ham Post 197.379 545.050 176,1 Belirli Sanayi Kollarında Kullanılan Makina ve Cihazlar 31.403 444.975 1316,9 Değişik Sanayi Kollarında Kullanılan Makina ve 55.313 Cihazlar 333.766 503,4 Metal İşleme Makinaları 281.725 Tekstil Lifleri 26.831 Odun Hamuru Ve Kağıt Döküntüleri İlk 10 Toplam Ülke Toplam 116.465 334,0 99.797 9.933.855 13.318.915 176,1 10.178.451 13.606.648 33,6 Kaynak: Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı 12 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA Tablo-4: Kosova’nın Türkiye’ye İhraç Ettiği Ürünler Dolar 2009 2010 Değişim Giyim Eşyası ve Aksesuarları 109.565.372 96.122.039 -12,2 Tekstil Elyafı ve Mamulleri 20.331.985 22.095.173 8,6 Değişik Sanayi Kollarında Kullanılan Makina Ve Cihazlar 5.722.462 21.757.313 280,2 Metallerden Nihai Ürünler 14.399.792 15.557.811 8,0 Elektrikli Makina ve Cihazlar 13.026.085 13.065.907 0,3 Sebzeler, Meyvalar ve Mamulleri 9.439.463 11.824.869 25,2 Çeşitli Mamul Eşya 6.954.861 9.815.193 41,1 Kağıt-Karton Ve Kağıt,Karton Esaslı Mamuller 9.655.393 9.686.275 0,3 Mobilyalar 5.364.462 8.608.916 60,4 Metal Dışı Mineral Mamuller 4.480.988 6.535.658 45,8 İlk 10 Toplam 198.940.863 215.069.154 25,2 Ülke Toplam 278.078.176 294.051.540 5,7 Kaynak: Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı 13 ÜLKE MASALARI TOPLUM VE SOSYAL YAPI Kosova’da toplum ve sosyal yapı farklı etnik grupların birleşiminden oluşmaktadır. Ülkedeki başlıca etnik gruplar; Arnavutlar, Sırplar, Türkler, Boşnaklar, Romanlar, Torbeşler ve Aşkaliler’dir. Ülkenin çoğunluğunu %90 oran ile Müslüman Arnavutlar oluşturmaktadır. Diğer öne çıkanlar ise Türkler ve Sırplardır. Sırplar özellikle Kosova-Sırbistan sınırına yakın bölgelerde yoğunlukta yaşamaktadırlar. Kırsal kesimlerde Sırplar’ın oranı oldukça azdır. Kosova’da resmi diller Arnavutça ile Sırpça’dır. Ancak Türkçe ve diğer dilleri konuşan nüfusta vardır. Ülkede toplumsal hayatta Arnavutlar ile Türkler arasında tarihsel ve kültürel bağlardan kaynaklanan bir yakınlık söz konusudur. Sırplar ise ülkede daha farklı bir yaşam tarzı sürmektedirler. Özellikle Kosova’nın kuzeyinde yaşayan Sırplar, merkezi Kosova yönetiminden ayrılmayı istemektedirler. Kosova Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesi olarak göze çarpmaktadır. Okur-yazar oranı yüksek seviyededir. Kosova toplumu özellikle tarihi ve kültürel açıdan çeşitliliğe sahiptir. Farklı etnik yapılardan oluşan bir ülke olması münasebetiyle çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Özellikle Arnavut kültürünün baskın olduğu Kosova’da Sırplar da kendilerine özgü sosyal yaşantılarını sürdürmektedirler. Ülkede Osmanlı döneminden kalma çok sayıda cami, köprü, hamam gibi tarihi eserler bulunmaktadır. Harita 1: Kosova Etnik Yapısı 14 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA Kosova halkının % 90’ı Müslümanlardan oluşmaktadır. Müslümanların % 80’ini Arnavut nüfus teşkil etmektedir. Geriye kalan %10 ise Türkler, Boşnaklar, Sırplar, Torbeşler ve Aşkaliler’dir. Arnavutluk Arnavutları arasında yaklaşık %30 oranında Hıristiyan bulunurken Kosova Arnavutlarının tamamına yakını Müslüman’dır. Geriye kalan %10’u ise Ortodoks ve Katolik Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Ülkede İslamiyet Osmanlı’nın bölgeyi fethetmesiyle başlamıştır. İskan politikalarıyla Türkİslam sentezini başarıyla gerçekleştiren Osmanlılar, yerli Arnavutları etkilemiş ve onların Müslüman olmasını sağlamıştır. Osmanlı’nın Balkan coğrafyasından çekilmesinin ardından eskiden doğrudan halife ve şeyhülislama bağlı olan Kosovalı Müslümanlar daha sonra kendi İslami kurumlarını oluşturmuşlardır. Yugoslavya ve özellikle Sırp yönetimi altında dinlerini ve kimliklerini artan baskılara karşı korumaya çalışan Kosovalı Müslümanlar, Kosova İslam Birliği’ni kurmuşlardır. Bu kurum Kosovalı Müslümanların tek temsilcisi haline gelmiştir. Kosova İslam Birliği, ülkedeki dini hayatın düzenlenmesinde, dini esasların doğru uygulanmasında, halkın bilinçlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Ülkede İslamiyet’in esaslarına uygun olarak yaşanmasını sağlamaya çalışan, dini eğitimin oluşturulmasında katkı sunan Kosova İslam Birliği, aynı zamanda İslamofobi ile de aktif olarak mücadele etmektedir. Kosova’da lise düzeyinde Türkiye’dekine benzer imam hatip liseleri ile islami ilimler fakültelerinin kurulmasını da sağlamıştır. Kosova İslam Birliği, ülkede Hanefi mezhebinin fıkıh ve esaslarını kabul etmektedir. Kosova’da Sırp azınlığın Sırp Ortodoks Kilisesi’ne bağlı kiliseleri bulunmaktadır. Kosovalı Ortodoks Sırplar, Sırp Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu’nu ruhani liderleri olarak kabul etmektedirler. Sırp Ortodoks Kilisesi, Kosova toprakları üzerinde Sırpların hâkimiyetinin oluşturulmasını istemektedir ve Kosovalı Sırpları Sırbistan toprakları ile birleştirmeyi hedeflemektedir. Sırp milliyetçiliğini körükleyen davranışlar sergileyen kilise dini meselelerden ziyade siyasi söylemleriyle dikkat çekmektedir. Kosova’da bir de Katolik Kilisesi bulunmaktadır. Bu kilise ise doğrudan Vatikan’a bağlı durumdadır. Vatikan yönetimi bağımsız Kosova devletini tanımamaktadır. Kosova’yı Sırbistan toprağı olarak kabul etmektedir. Sırp Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesi arasında çeşitli konularda ihtilaf ve tartışma yaşanmaktadır. 15 ÜLKE MASALARI SİYASİ YAPI Kosova Devleti, siyasal hayatın şekillenmesinde temsili demokrasiye dayalı, çok partili, parlamenter cumhuriyet sistemi ile yönetilmektedir. Ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesi kabul edilmiştir. Başbakan hükümetin başındadır ve yürütme yetkisine sahiptir. Yasama gücü Kosova Meclisi’ne aittir. Yargı erki ise yürütme ve yasama organlarından bağımsızdır. Ülkede genel seçimler dört yılda bir yapılmaktadır. Cumhurbaşkanını Kosova Meclisi seçer. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 3’te 2’lik çoğunluk gerekmektedir. Eğer iki tur sonunda çoğunluk sağlanamazsa üçüncü turda oy birliği ilkesi yürürlüğe girer. a) Yasama Yasamadan sorumlu organ Kosova Meclisi’dir. Meclis ilk kez 2001 yılında BM’nin girişimiyle kurulmuştur. 2008 yılında kazanılan bağımsızlığın ardından ilan edilen anayasa ile Kosova yeni parlamentosuna kavuşmuştur. Kosova Meclisi 120 milletvekilinden oluşmaktadır. Milletvekilleri halk tarafından seçilir. Bu 120 milletvekilinin 100’ü doğrudan seçimle parlamentoda sandalye sahibi olurken, 120 sandalyenin 20’si azınlıklara ayrılmıştır. Buna göre, parlamentoda azınlık statüsünde 10 Sırp, 4 Roma, Aşkali ve Mısırlı, 3 Boşnak, Karadağlı, Hırvat ve Macar, 2 Türk ve 1 Goralı milletvekili bulunmaktadır.2 b) Yürütme Kosova’da parlamenter demokrasi uygulanmaktadır. Halkın seçtiği milletvekillerinden oluşun Bakanlar Kurulu ve Başbakan yürütmenin başıdır. Hükümetin kurulması için cumhurbaşkanının onayına ihtiyaç vardır. Kosova Hükümeti’nin iç ve dış politika konularında politika üretmek ve bu politikaları yürütmek, ülkenin ekonomik gelişimini sağlamak, kanun tasarıları sunmak, kanunların uygulanması için yasal düzenlemeler yapmak, bütçe önerisinde bulunmak, Kosova’daki idari organları yönetmek ve denetlemek, kamu kurumlarını yönetmek ve denetlemek, Kosova büyükelçilerinin atamasının yapılması için cumhurbaşkanlığına öneridebulunmak ve anayasal değişiklik teklifleri yapmak gibi yetkileri vardır.3 Kosova hükümetinde en az 1 Sırp ve 1 diğer azınlıklardan olan 2 bakanyer almak zorundadır. Bunun yanı sıra en az 2 Sırp ve 2 diğer azınlıklardan bakan yardımcısının da hükümette yer alması anayasanın garantisi altındadır.4 c) Yargı Kosova’da yargı, kuvvetler ayrılığı prensibi gereği mahkemeler eliyle yürütülmektedir. Mahkemeler anayasada belirtilen kanunlara göre karar almaktadır. Kosova’nın en üst düzeydeki yargı mercisi Kosova Yüksek Mahkemesi’dir. Yüksek Mahkemenin başkanı cumhurbaşkanı tarafından 7 yıllığına atanır. Burada Kosova Yargı Konseyi’nin önermiş olduğu isim atanmaktadır. Hem Yüksek Mahkeme üyeleri hem de hâkim sayısının en az yüzde 15’i azınlıklardan olmak durumundadır. Kosova’daki hâkimlerin görev süresi 3 yıldır. Kosova Yargı Konseyi ise Kosova yargı sisteminin bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyan bağımsız bir kurumdur. Diğer yandan, Kosova yargı sisteminde Cumhuriyet Savcılığı da yer almaktadır. Başsavcı; Cumhurbaşkanı tarafından Kosova Savcılar Konseyi’nin önerisiyle atanır. Savcılar Konseyi de Kosova yargı sisteminde yer alan bağımsız bir kurumdur. Bütün bu kurumları tamamlayan yargı kurumu ise Kosova Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi, ülkede anayasanın çiğnendiği durumlarda devreye girmektedir ve anayasa ile belirlenen görev ve yetkileri vardır. Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi bulunmaktadır. Kosova Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin önerisiyle atanır. Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 9 yıldır ve sadece 1dönem görev yapabilirler. Anayasa Mahkemesi Başkanı ise mahkeme üyeleri tarafından3 16 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA yıllığına seçilir, başkanın ise sadece bir kez seçilme hakkı vardır.5 Kosova’nın mevcut cumhurbaşkanlığı görevini Atifete Jahjaga yürütmektedir. Başbakanlık koltuğunda ise Kosova Demokratik Birliği(LDK) genel başkanı İsa Mustafa bulunmaktadır. d) Kosova’daki Türk Siyaseti Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova sınırları içerisinde kurulan Türklerin ilk siyasi partisi olarak bilinmektedir. Parti Kosova’daki Türk azınlığa doğrudan hitap etmektedir. Bu sebeple mecliste azınlıklara verilen kontenjandan KDTP, iki milletvekilliği çıkarmayı başarmıştır. Kosova’daki Türklerin şu anda en güçlü siyasi partisi olan KDTP’nin programında, Türk azınlığın haklarının korunması ve geliştirilmesinin önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. Merkezi Kosova yönetimi ile iyi ilişkiler kurmayı hedefleyen KDTP, Türkiye ile Kosovalı Türkler arasında da köprü vazifesi konumundadır. Partinin genel merkezi Prizren’de bulunmaktadır.Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova sınırları içerisinde yer alan yedi merkezde parti şubeleri bulunmaktadır. Bu merkezler; Gilan, Mamuşa, Mitroviça, Prizren, Priştine, Vıçıtırın ve Yanova’dadır. Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova’daki Türk nüfusunun milli benliği ve manevi değerlerinin korunmasını ve sürdürülmesini temel politikası olarak belirtmektedir. Bu bağlamda parti, dini bayramları, 23 Nisan Kosova Türkleri Günü’nü çeşitli program ve etkinliklerle kutlamaktadır. KDTP, Kosova’daki Türklerin sorunlarının çözümlenmesi noktasında aktif rol üstlenmektedir. Kosovalı Türklerin kimliklerini, dillerini ve kültürünü rahatlıkla yaşatmasını amaçlamaktadırlar. Kosova’da yaşayan diğer etnik kesimlerle hoşgörü çerçevesinde ilişki kurmak ve saygılı olmak partinin hedeflerindendir. Mevcut şartlar altında Kosova’da bulunan ve Türkleri temsil eden siyasi partiler içerisinde en fazla desteği alan parti Kosova Demokratik Türk Partisi’dir. Kosovalı Türklerin en büyük partisi konumunda olan KDTP, kendi içerisinde yaşadığı birtakım sıkıntılar sebebiyle bölünmüştür. Eski KDTP üyelerinden bir kısmı partilerinden ayrılarak Kosova Türk Adalet Partisi(KTAP)’ni kurmuşlardır.(2013) Yeni kurulan bu parti KDTP’nin parti programına, işleyiş ve düzenine muhalefet eden kesimlerce, Kosovalı Türkler için alternatif olması düşüncesiyle kurulmuştur. Kısa sürede KTDP’nin oylarını bölmeyi başarmıştır. Kosova’da Türklerin azınlıkta olduğu göz önünde bulundurulduğunda KDTP’nin kendi içerisinde bölünerek yeni bir parti olan Kosova Türk Adalet Partisi’nin kurulması birçok yönden zarar teşkil etmektedir. Kosovalı Türkler arasındaki siyasi bölünmüşlüğün bir faydasının olmayacağı aşikardır. KTAP, KDTP’ye muhalefet etmek için kurulmuş bir parti olsa da birlikteliğin bozulmasının Türklere bir katkısı olmayacaktır. Azınlık statüsündeki Türk halkının mecliste bir bütünlük içerisinde temsil edilmesi önemlidir. Bu bağlamda KTAP’nin ve KDTP’nin politika ve programlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Türkler arasında bir kutuplaşmanın zuhur etmemesine yönelik girişimlerin desteklenmesi elzem gözükmektedir. KTAP’a ek olarak Kosova’da faaliyet gösteren bir diğer Türk siyasal partisi ise 2009 yılında kurulan Kosova Türk Birliği’dir.(KTB) Bu parti de KDTP ve KTAP’ın ardından Kosova’daki Türklerin üçüncü en büyük partisidir. Kosova’daki Türk partileri Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından da desteklenmektedir. Türkiye Hükümeti, Kosova’daki Türkler arasında siyasi bölünmüşlüğün artmamasından yanadır. Kosovalı Türklerin haklarının korunması noktasında Türkiye Cumhuriyeti birlikteliğin korunması taraftarıdır. e) Türkiye-Kosova İlişkileri Türkiye, Kosova’nın bağımsızlık ilanının hemen ardından ilk tanıyan ülkelerden biri olmuş ve ikili ilişkilere süratle geçiş yapmıştır. Türkiye-Kosova ilişkileri geçmişten gelen derin ve köklü 17 ÜLKE MASALARI bağların üzerinde şekillenmiştir. Tarihte uzun yıllar Osmanlı bakiyesi altında kalan Kosova ile Türkiye arasında dostane ilişkiler geliştirilmiştir. Türkiye, 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığına kavuşan Kosova Cumhuriyeti’ni, 18 Şubat 2008 tarihinde tanımıştır. 1999’da faaliyete geçmiş olan Priştine’deki Eşgüdüm Büromuz, bağımsızlık ilanından sonra Büyükelçilik düzeyine yükseltilmiştir. İlk Büyükelçimiz, 21 Nisan 2009 tarihinde Priştine’de göreve başlamıştır. Kosova’nın Büyükelçilik açma kararı almış olduğu ilk 10 ülke arasında Türkiye de yer almıştır.6 Türkiye, Kosova’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra uluslararası arenadaki birçok problemine karşı aktif destekte bulunmuştur. Özellikle dünya ülkelerinin Kosova’nın bağımsızlığının tanınması noktasında yardımda bulunmaktadır. Ayrıca bölgesel ve küresel ölçekli uluslararası örgütlere üyelik konusunda da ortak hareket sergilenmektedir. Kosova’nın çevre ülkelerle yaşadığı problemlerin çözümünde, istikrar ve güvenin korunmasında, kalkınma ve ekonomik etkinliğin arttırılmasında Türkiye, önemli yardım sağlamaktadır. İki ülke arasında ekonomik ilişkilerde de Türkiye’nin dostane tutumuna bağlı olarak gelişim gözlemlenmektedir. Türkiye’nin başlıca ihracatını tekstil ürünleri ve plastik sanayi oluştururken, Kosova’dan başlıca ithalatını ise metal cevherleri, kauçuk ve tekstil elyafı oluşturmaktadır. AB’nin Kosova’ya tek taraflı uyguladığı tercihli ticaret rejimi, Gümrük Birliği çerçevesinde ülkemizce de uygulamaya koyulmuştur. Böylece pek çok malın Kosova’dan ülkemize ithali gümrük vergisinden muaf tutulmuştur. İki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA), 27 Eylül 2013’te Ankara’da imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma, Kosova’nın imzaladığı ilk STA olmuştur. Yaklaşık 250 Türk şirketi Kosova’da faaliyet göstermekte olup, bu ülkedeki toplam Türk yatırımları 335 milyon Avro değerindedir. Türkiye 2012 ve 2013 yıllarında Kosova’ya en fazla doğrudan yatırım yapan ülke olmasına rağmen, 2007-2013 yılları arasında toplamda Almanya ve İngiltere’nin ardından üçüncü sıradadır. Bugüne kadar Türk müteahhitlik firmalarınca üstlenilen projelerin toplam değeri ise yaklaşık 1,5 milyar Avro’dur.7 Tablo-5: Türkiye-Kosova Ticaret Hacmi YILLAR İHRACAT İTHALAT DENGE HACİM 2012 255 9 246 264 2013 279 10 269 289 2014/9 211 9 202 220 Kaynak: TÜİK (Milyon Dolar) Türkiye Cumhuriyeti, Kosova Devleti’nde TİKA aracılığıyla birtakım ekonomik ve sosyokültürel yatırımlar yaparak destekleyici faaliyetlerde bulunmaktadır. Ayrıca 2011 yılında Priştine ve Prizren şehirlerinde Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri açılarak çeşitli kültürel faaliyetler gerçekleştirmektedir. Kosova’da kültürel mirasın korunması alanında, TİKA vasıtasıyla, başta Sultan Murat Türbesi, Fatih Cami ve Sinan Paşa Cami olmak üzere, pek çok eserin restorasyonu tamamlanmıştır.8 Resmi rakamlara göre nüfusu 18 bin civarında olan soydaşlarımız ile Türkiye’de yaşayan çok sayıda Kosova kökenli vatandaşımız iki ülke arasında önemli bir köprü görevi üstlenmektedir. Soydaşlarımız, Kosova’nın siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarına aktif bir şekilde katkıda bulunmaktadırlar. 18 BALKANLARDA DOĞAN SON DEVLET KOSOVA Kosova’da nüfusu yaklaşık 18 bin civarında olan Türk toplumu ile ülkemizdeki Kosova kökenli vatandaşlarımız da beşeri ilişkilerin önemli bir boyutunu teşkil etmektedir. Kosova’da 9 Aralık 2013 tarihi itibariyle Türkçe olarak da hazırlanan yeni biyometrik kimliklerin dağıtımına başlanmıştır. Ayrıca; Kosova Merkezi Nüfus Kayıt Sistemi çerçevesinde belediyelerde ahvali şahsiye belgelerinin Türkçe olarak da verilmesi uygulamasına yeniden geçilmiştir. Kosovalı öğrencilere Türkiye Bursları çerçevesinde lisans, yüksek lisans ve doktora bursları verilmektedir.9 f) Kosova’nın Siyasi Sorunları Kosova Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan ettikten sonra birtakım siyasi problemlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Kosova’nın özellikle bağımsızlığının dünya devletleri tarafından tanınması hususunda sorunlar bulunmaktadır. Başta yakın çevrede bulunan Sırbistan, Yunanistan, Rusya ve İspanya gibi ülkeler tarafından bağımsızlığı tanınmamaktadır. Özellikle Kosova’nın sınır komşusu olan Sırbistan, kendisinden ayrılarak tek taraflı bağımsızlık kararı alan Kosova’yı hala kendi toprakları olarak kabul etmektedir. Kosova’daki ikinci önemli etnik grubu oluşturan Sırplar da bu noktada Sırbistan ile aynı fikirleri taşımaktadır. Dolayısıyla Kosova topraklarının kuzeyinde çoğunluğu oluşturan Sırplar, Kosova Devleti’nden ayrılmayı istemektedir. Etnik temelli büyük bir sorunu teşkil eden ayrılık yanlısı Sırpların bu faaliyetleri Kosovalı Arnavutlarla birtakım anlaşmazlık ve çatışmaların çıkmasına sebebiyet vermektedir. Kosova’nın kuzey kesiminde Sırbistan ile bağlanılmaması takdirinde Sırplar, merkezi Kosova yönetiminden özerklik talep etmektedirler. Sırbistan yönetimi Kosova coğrafyasını tarihi, kültürel ve etnik olarak Sırp bakiyesi olarak kabul etmektedir. Sırp tarihi ve efsanelerinde büyük öneme sahip olan Kosova Savaşları’nın yapıldığı bu topraklar Sırp milliyetçiliği adına bir numaralı öneme haizdir. Kosova’nın Sırp tarihinde bir dönüm noktası göz önünde tutulduğunda milliyetçi duyguların ne derecede ağır bastığı anlaşılabilir. Öte yandan Sırbistan, Kosova topraklarının tamamen kendisine ait olduğunu uluslararası kamuoyuna her fırsatta duyurmaktadır. Kosova’yı tanıyan devletlerin sayısının artmasını engellemeye yönelik girişimlerde bulunmaktadır. Sırbistan’a bu konuda en önemli desteği ise Rusya Federasyonu vermektedir. Rusya, Kosova’nın bağımsızlığını tanımamakla birlikte bu toprakların Sırbistan’a ait olduğunu kabul etmektedir. Kosova sorununda Rusya, Sırbistan’a doğrudan yardım etmektedir. Kosova’yı tanımayan bir diğer bölge ülkesi ise Yunanistan’dır. Bu ülke Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılarak ayrı bir devlet haline dönüşmesini Yunanistan’ın Makedonya ile olan sorunlarına olumsuz örnek teşkil edeceğinden dolayı şiddetle karşı çıkmaktadır. Makedonya’nın kullandığı bayrağın ve devlet adının Yunanistan geçmişiyle ilintili olduğunu ve bu topraklarda Makedonya isimli bir devletin meşru olmadığını savunarak hak iddiasında bulunmaktadır. İspanya ise Sırbistan’a bağlı özerk bir bölgeyken bağımsız olan Kosova’nın kendi ülkelerindeki Bask bölgesinin ayrılıkçı hareketlere örnek olabileceği endişesiyle bağımsızlığını tanımamakta ve Sırbistan’a ait topraklar olarak kabul etmektedir. Uluslararası konjonktür içerisinde Kosova’nın bağımsızlığına şiddetle karşı çıkan ülkeler olduğu gibi bu bağımsızlığı destekleyen ülkeler de bulunmaktadır. ABD ve müttefikleri, AB ülkelerinin büyük çoğunluğu Kosova’nın bağımsızlığını tanımaktadır. Kosova’nın uluslararası arenadaki en önemli problemini teşkil eden tanınmama sorununa ek olarak, Sırbistan ile olan gergin ilişkiler de önemli bir sorun olarak göze çarpmaktadır. İki ülke arasında azınlıklar sorunu da tanımama sorunu kadar sıkıntılıdır. Sırbistan her fırsatta Kosova’da yaşayan Sırpların hakları konusunda müdahalede bulunmaktadır. Keza Kosova ile Arnavutluk arasında da özellikle Arnavut milliyetçiler arasında sıkça dillendirilen Büyük Arnavutluk ideali çerçevesinde Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesi yönünde birtakım 19 ÜLKE MASALARI söylemler de problem teşkil etmektedir. Balkan coğrafyasının dünyanın etnik olarak en karmaşık ve iç içe geçmiş bir coğrafya olduğu göz önünde bulundurulduğunda yeni kurulan Kosova Cumhuriyeti’nin etnik temelli sorunlarla mücadelesinin çetin geçtiği ve geçmeye de devam edeceği söylenebilir. Ayrılık yanlısı Sırpların girişimleri daha on yaşını doldurmamış Kosova Cumhuriyeti’ni bölünme endişesiyle karşı karşıya getirmektedir. Kosova Cumhuriyeti’nin uluslararası platformlardaki küresel ve bölgesel örgütlere girişi de siyasi bir pürüz çıkarmaktadır. Ülkenin Balkan coğrafyasında önemli bir geçiş hattında yer almasına rağmen ekonomik ve ticari birçok anlaşma ve organizasyonun dışarısında bırakılması iktisadi anlamda ülkeye büyük oranda zarar verirken siyasi istikrarı, yabancı yatırımları ve güveni etkilemektedir. Kosova’nın bir diğer önemli sorunu ise devlet kurumsallaşmasının tam olarak tamamlanamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Uzun süre BM ve AB ile güvenliği sağlanan ve birçok kurumu bu örgütlerin denetiminde olan Kosova, kendisine ait bağımsız kurumları oluşturmaya ve bunları sistemleştirmeye yeni yeni başlayabilmiştir. Kosova’nın etnik yapısının çeşitli milletlerden oluşan bir yapıda olması siyasi arenada seçim düzeninin adaletli bir şekilde, tüm kesimleri tatmin edecek düzeyde yapılmasına çaba gösterilmektedir. Kosova nüfusunun %90’ını Müslümanların oluşturduğu bir ülke olmakla birlikte, azınlıktaki Sırp Ortodoksları ile Kosova yönetimi arasında din temelli birtakım sıkıntılar da yaşanmaktadır. Özet olarak Kosova’nın, uluslararası arenada ülkeler bazında tanınmama, Sırbistan ile ilişkiler, etnik, dinsel problemler ile kurumsallaşma sorunları bulunmaktadır. KAYNAKÇA 1. TDV, İslam Ansiklopedisi, Kosova Savaşları, Feridun Emecen, Cilt:26 Sayfa:222 2. Kosova Siyasetini Anlama Kılavuzu, SETA, Rapor, Nedim Emin, 17 Ekim 2014 3. A.g.e 4. A.g.e 5. A.g.e 6. T.C Dışişleri Bakanlığı Resmi Web Sitesi, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-kosova-siyasi-iliskileri-.tr.mfa 7. A.g.e 8. A.g.e 9. A.g.e 20 2008 yılında bağımsızlığını kazanan, Türkiye’nin de ilk tanıyan ülkeler arasında yer aldığı, Balkanlarda doğan son devlet Kosova ile ilişkilerimiz 1389’daki I.Kosova Savaşına kadar dayanır. Hatta bu savaşta Osmanlı Devleti’nin üçüncü Padişahı I. Murat (Hüdavendigar) şehit edilmiştir. I.Kosova Savaşından sonra Kosova’nın Osmanlı Devleti’ne katılmasıyla bölgedeki siyasi ve sosyal yapıda değişmeye başlamıştır. Osmanlı’nın izlediği hoşgörü politikası Kosova’da da meyvesini vermiş Arnavutlar ve bölgeye göç eden Türkmen boyları arasında sağlam bir bağ oluşmuştur. Osmanlı’nın Balkan Savaşlarında Kosova topraklarından geri çekilmesi neticesinde siyasal alanda hakimiyetini kaybetmesine karşın sosyal ve kültürel alandaki kurulmuş olan yakın ilişkiler halen daha tazeliğini korumaktadır. Özellikle 2008’ den sonra Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Türkiye ile Kosova arasında siyasal alanda yeniden çok yakın ilişkiler kurulmaya başlanmış ve iki devlet arasında pek çok yeni anlaşmalar imzalanmıştır. Ülke Masaları ekibinin hazırlamış olduğu bu rapor, Kosova’nın tarihi, ekonomik, toplumsal yapısı ve özellikle 2008’den itibari siyasi yapısı hakkında sizlere çok çeşitli bilgi kaynağı sunmaktadır. Mehmet Şerif SARIKAYA Genç İDSB Genel Başkanı