GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJĠ ENSTĠTÜSÜ FEN FAKÜLTESĠ FĠZĠK BÖLÜMÜ FĠZĠK LABORATUVARI IV DENEY KILAVUZU GEBZE ADI SOYADI ÖĞRENCĠ NO : : Deneyin Adı No YapılıĢ Tarihi 1 SĠYAH CĠSĠM IġIMASI 2 COMPTON DENEYĠ 3 FOTOELEKTRĠK ETKĠ 4 FRANCK-HERTZ DENEYĠ 5 ZEEMAN OLAYI 6 ESR 7 ELEKTRON KIRINIMI 8 BAKIR ANOTUN KARAKTERĠSTĠK X-IġINI SPEKTRUMU DUANE-HUNT YASASI VE PLANCK SABĠTĠNĠN ÖLÇÜLMESĠ 9 10 Yetkili Ġmza METALLERDE HALL ETKĠSĠ NOT : Deneylerini tamamlayan öğrenciler sonuçlarını deney sorumlusuna imzalattıracaktır. Deney raporları en geç bir sonraki hafta getirilerek teslim edilecektir. Deneye geç gelen öğrenciler laboratuara alınmayacaktır Deney öncesi yapılan sınavda baĢarılı olamayan öğrenciler deneye alınmayacaktır. Ġki ders devamsızlığı olan veya telafiye kalan öğrenci laboratuar dersinden kalmıĢ sayılacaktır Deneye baĢlamadan tüm cihazların kapalı olduğundan emin olun. Deneyde kullanılacak cihazların limit değerlerini geçmeyiniz. Deneyde karĢılaĢılacak sorunlarda deney sorumlusundan yardım alınması gerekmektedir. Deneyler esnasında laboratuar malzemelerine zarar veren öğrenciler zararı karĢılamak zorundadır. X-IĢını Ünitesi Hakkında Genel Bilgi Kendinizin ve cihazın güvenliği ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar: Deneyde kullanılan X-ıĢını ünitesi 35.000 V‘a varabilen elektriksel potansiyel üretebilen hassas ve pahalı bir cihazdır. Bu prosedürde yazılanlara harfiyen uyunuz ve deneyi hocanızın gözetiminde yapınız. Cihazı lüzumsuz yere kurcalamayınız. X-IġINLARI YÜKSEK ENERJĠLĠ ELEKTROMANYETĠK IġIMADIR. ĠNSAN DOKUSU ÜZERĠNDE CĠDDĠ ZARARLARI TESPĠT EDĠLMĠġTĠR. BAZI TIBBĠ UYGULAMALAR HARĠCĠNDE (RÖNTGEN VS…) UZUN SÜRE MARUZ KALMAK ZARARLIDIR. Bu cihaz X-ıĢını üreten bir cihazdır ancak bölmelerdeki cam dahil olmak üzere her tarafı X-ıĢınını geçirmeyecek Ģekilde tasarlanmıĢtır ve prosedürde yazıldığı Ģekilde kullanılırsa TAMAMĠYLE GÜVENLĠDĠR. Cihazın solundaki PHYWE yazısının altındaki pencereden görülen kısım X-ıĢınlarının üretildiği yerdir. Bu kısımda ıĢık yandığı zaman cihaz aktif haldedir. (Bu ıĢığı sağ taraftaki deney bölmesinin içini aydınlatan ıĢıkla karıĢtırmayınız.) Cihaz aktif halde iken ayrıca HV ON ıĢığı da kırmızı renkte yanar. Ön bölmedeki özel cam kapak sürgülü olarak sola doğru açılır. Deney düzeneği kurulduktan sonra bu kapak kapanır ve üzerinde ―Turn – Push‖ yazan KIRMIZI renkli emniyet kilidini saat yönünün tersine döndürerek kilitlenir. Bu iĢlem yapıldığında kırmızı renkli buton dıĢarı doğru çıkar. Artık kapak kilitlenmiĢtir. Kilidi açmak için bu iĢlemi tersinden yapmak gerekir. (Ġçeri doğru ittirilip saat yönüne çevrilir.) Kapak kilitlenmeden cihaz çalıĢmaz. Bu bir emniyet tedbiridir. Ayrıca cihaz çalıĢırken kapak herhangi bir Ģekilde açılırsa cihaz otomatik olarak durur. Bu da baĢka bir emniyet tedbiridir. Ancak yine de cihaz aktif iken kapağa dokunmamak ile fazladan bir emniyet tedbiri almıĢ olursunuz. Cihaz aktif iken kapağa veya cama elinizle veya baĢka bir cisimle dokunmayınız, zedeleyecek herhangi bir Ģey yapmayınız. Ölçüm bitince X-ıĢını tüpündeki ıĢık söner. Artık kapağı açmak güvenlidir. Ölçüm bitince X-ıĢını tüpündeki ıĢık söner. Artık kapağı açmak güvenlidir. ġekil 1. Bakır (Cu)'ın enerji seviyeleri Çalışma prensibi: Deneylerde kullanılan X-ıĢını ünitesi birkaç kısımdan oluĢur. En solda özel bir odacığın içinde PHYWE yazısının altındaki pencereden görünen kısım X-ıĢını tüpüdür. X-ıĢınları burada oluĢturulur. Bu cihazla hepsinin kendi karakteristik özelliği olan farklı tipte anotları olan tüpler kullanmak mümkündür. (Bakır, Molibden ve Demir) Bizim kullanacağımız Bakır (Cu) anotlu X-ıĢını tüpüdür. ÇalıĢma prensibi Ģöyledir: Yüksek enerjili (bizim deneyimizde 35.000 eV) elektronlar metalik bir yüzeye çarptıkları zaman X-ıĢını saçarlar. Deneyde kullanılan X-ıĢını tüpü temelde bu prensiple çalıĢmaktadır. Bakır anot yüksek enerjili elektronlarla bombardımana tâbi tutulur ve bunun sonucunda X-ıĢını üretilir Burada iki mekanizma söz konusudur. Birincisi elektronların yavaĢlamasından dolayı oluĢan X-ıĢınlarıdır ki bu fenomene ―frenleme‖ radyasyonu (Bremsstrahlung) ismi verilir. Bu, sürekli bir spektrumdur. Ġçinde belli aralıkta her dalga boyunda X-ıĢını bulmak mümkündür. Bu konuda daha detaylı bilgi http://en.wikipedia.org/wiki/Bremsstrahlunt adresinde bulunabilir. Ġkinci mekanizma ise ġekil 1‘de özetlenmeye çalıĢılmıĢtır. Bilindiği gibi bakır atomunun belli enerji seviyeleri vardır. Anot üzerine düĢen yüksek enerjili bir elektron en alt enerji seviyesindeki elektronla çarpıĢıp kopmasına sebebiyet verir ve üst seviyelerden buraya düĢen elektronlar X-ıĢınlarına tekabül eden enerjilerde ıĢıma yaparlar. Elbette ki bu spektrum kesiklidir. Cihazın ürettiği X-ıĢınları bu iki mekanizmanın üst üstte binmesiyle (superposition) oluĢmuĢ bir spektruma sahiptir. Tüpte üretilen ıĢınlar tüp ile sağdaki deney bölmesini ayıran duvardaki delikten deney bölmesine girer. Bu deliğin üzerine değiĢik açıklıklara (1-2-5 mm) sahip ince tüpler takılarak ıĢınların Ģiddeti değiĢtirilebilir. Bu tüpler diğer deney cihazlarıyla beraber ünitenin üzerindeki sürgülü kapaklı küçük dolapta durur. Bu tüpten geçen X-ıĢını ortadaki hedefe çarpar ve değiĢik yönlere saçılır. Bu deneyde hedef olarak LiF kristali ve plastik saçıcı kullanılacaktır. Ünitenin üzerindeki kontrollerle veya bilgisayarla hedefin duruĢ açısı değiĢtirilebilir. Saçılan X-ıĢınları ise gonyometreye tutturulmuĢ ve ucu hedefe bakan bir sayaç tüpünde tespit edilir ve ölçülür. Bu sayaç tüpü deney setinin en hassas parçalarından bir tanesidir. XıĢını fotonlarını sayar ve birim zamanda tüpe giren X-ıĢını fotonu sayısını ölçer. Örneğin ġekil 1‘de sağ üstte okunan değer bir saniyede 14 foton sayıldığını göstermektedir. (Foton sayma iĢlemini sesli olarak da takip etmek ilginç olabilir. Bunun için RESET tuĢunun yanında bulunan ve üzerine hoparlör resmi olan düğmeye basınız. Hoparlörü kapatmak için yine aynı tuĢa basınız. Bu iĢlem opsiyoneldir, ölçüm üzerinde bir etkisi yoktur.) Sayaç tüpünün belli bir ömrü vardır, bu cihazı uzun ömürlü kullanabilmek için SAYAÇ TÜPÜNÜ ASLA DOĞRUDAN X-IġININA MARUZ BIRAKMAYINIZ. Hedef gibi sayaç tüpü de farklı açılarda yönlendirilebilir. Böylece belli bir açıda ne kadar saçılma olduğu ölçülebilir. Hedef ve sayaç tüpü ayrı ayrı kontrol edilebileceği gibi açılarını 2:1 oranında aynı anda değiĢtirmek de mümkündür. Bu özellikle Bragg saçılması için önemli bir özelliktir. Kontroller: Manüel Cihazın kullanımı fevkalade kolaydır. Ortadaki büyük yuvarlak kontrol çok amaçlıdır. Eğer en soldaki düğmeye basılırsa zamanlayıcıyı ayarlar. Soldan ikinci düğmeye basılırsa anot voltajını tekrar basılırsa anot akımını ayarlar. Soldan üçüncü düğmeye basılırsa sırasıyla hedef açısı, sayaç tüpü açısı değiĢtirilebilir; üçüncü defa basılırsa hedef ve sayaç tüpü yukarıda belirtildiği gibi beraberce 2:1 oranında hareket eder. Voltaj, akım ve zamanlayıcı ayarlarının her birinden sonra ENTER tuĢuna basılması gerekir. HV ON düğmesi X-ıĢını tüpünü aktif hale getirir, ıĢıma baĢlar. START-STOP düğmesi ölçümü baĢlatır ve durdurur. Bilgisayar Ölçümleri yukarıda anlatıldığı gibi manüel olarak yapmak mümkün olsa da bilgisayar kontrolü ile yapmak ölçme iĢini daha da kolaylaĢtırır ve insandan kaynaklanabilecek hataları minimuma indirir. Ayrıca manüel olarak anlatılan prosedürdeki birkaç iĢi aynı anda yapar ve dataları alarak iĢlenmeye hazır bir halde görüntüler. Bu deneyde kesinlikle bilgisayar kullanılması tavsiye edilir. DENEY NO DENEY ADI DENEYĠN AMACI : MF1 : KARA CĠSĠM IġIMASI : Bir kara cismin yaptığı ıĢıma ile mutlak sıcaklığı arasındaki iliĢkiyi incelemek ve Stefan-Boltzmann yasasını doğrulamak. ÖN HAZIRLIK SORULARI Laboratuvara gelmeden önce cevaplandırın, kâğıtlar laboratuvar girişinde toplanacaktır. 1. Enerji için Planck‘ın türettiği ifadeyi kullanarak T sıcaklığındaki bir kara cismin yaptığı ıĢımanın M T 4 Ģeklinde verilebileceğini gösteriniz. 2. Wien yasasını ( maxT 2,898 103 m.K ) çıkarınız. TEORĠK BĠLGĠ Elektrik yüküne sahip cisimler ivmelendikleri zaman ıĢınım yaparlar. Bütün maddeler rasgele hareket eden yüklü cisimlere sahip olduklarından, bütün cisimler elektromanyetik ıĢıma yaparlar. Bu ıĢıma sırasında açığa çıkan enerji, yüklerin rasgele hareketinin averaj kinetik enerjisine bağlıdır. Dolayısıyla ıĢımanın sıcaklıkla bağımlılığı ortaya çıkar. Kara cisim, yaptığı ıĢınım, yüklerin sadece termal hareketine bağlı olan cisimlerdir. Dolayısıyla hiçbir ıĢığı yansıtmamalıdır. Kara cisim ıĢıması, cismin sıcaklığı dıĢında baĢka hiçbir özelliğine bağlı değildir. Diğer bir deyiĢle, aynı sıcaklığa sahip iki kara cisim, diğer bütün özellikleri farklı olsa dahi aynı ıĢıma spektrumuna sahip olurlar. Ġdeal kara cisimlerin yansıtma katsayısı 0, soğurma katsayısı 1‘dir. Pratikte ise soğurma katsayısı 1‘e yakın olan cisimleri kara cisim olarak kabul ederiz. Kara cismin, illa ki siyah olması gerekmemektedir. Örneğin güneĢin yüzeyi, gelen ıĢınımların sadece çok küçük bir kısmını yansıtmasından dolayı, kara cisim olarak değerlendirilir. ġekil 1.1: Gelen ıĢınların çoklu yansımalar sonucunda tamamen soğurulduğu içi boĢ bir cisim, kara cisim gibi davranır. Laboratuar ortamında gerçek bir kara cisim hazırlamak zor bir çalıĢmadır. Fakat duvarında küçük bir boĢluk açılmıĢ, içi boĢ bir cisim bize kara cisimleri incelemek için güzel bir fırsat sunar. Bu cisme gelen ıĢınlar çoklu yansımalar sonucunda tamamen soğurulur. Çıkan ıĢın ise sadece duvardaki yüklerin termal hareketinden kaynaklanır. Deneyler göstermiĢtir ki, kara cisimler bütün dalga boylarında ıĢıma yapmasına rağmen bazı dalga boylarındaki ıĢımalar diğerlerine göre daha büyük Ģiddette olmaktadır. IĢımanın maksimum olduğu dalga boyu ise kara cismin sıcaklığı artıkça ters orantılı bir Ģekilde azalmaktadır. (ġekil 1.2) Klasik olarak bir kara cismin yapacağı ıĢıma frekansa bağlı olarak sürekli artmalıdır. Dolayısıyla bu yaklaĢım tarzına göre, bütün maddeler herbir anda sonsuz enerji yaymalıdır. Bunun ise imkânsız olduğu açıktır. Klasik yaklaĢımının yanlıĢlığı deneylerle de ispatlanmıĢtır. Kara cisim ıĢıması deneyleri, düĢük frekanslarda klasik teoriyle uyumlu olmasına rağmen, mor ötesi bölgede tamamen zıt bir karakter sergilemektedir. Bilim tarihine ―ultraviolet catastrophe‖ adıyla geçen bu durum klasik olarak hiçbir Ģekilde açıklanamamıĢtır. Bu uyumsuzluk Planck tarafından çözülmüĢtür. Planck enerjinin sürekli değil de, kesikli olduğu düĢünüldüğünde deneylerin açıklanabileceğini göstermiĢtir. Kuantum teorisinin baĢlangıcı bu olaya dayanır. ġekil 1.2: Bir kara cismin max. ıĢıma yaptığı dalga boyu sıcaklığı ile ters orantılıdır. (Wien yasası) SPEKTRAL ENERJĠ YOĞUNLUĞUNUN HESAPLANMASI dEf : f ile f+df frekans aralığındaki enerji dnf: f ile f+df frekans aralığındaki dalga sayısı E ( f ) : f frekanslı bir dalganın ortalama enerjisi E P( E ) e e dE f dn f E ( f ) 1.1 E ( f ) E E.P( E ) 1.2 k BT E , 1.2 nolu denklemde yerine yazılırsa, k BT E E ( f ) Ee E k BT E e 1.3 E k BT E sonucu elde edilir. Bu noktada Planck teorisi ile klasik fizik birbirinden ayrılır. Klasik olarak enerji bütün değerleri aldığından ötürü toplam iĢlemi integrale dönüĢür. Planck‘ın teorisinde ise enerji sadece nhf (n tamsayı, h bir sabit) değerlerini alabilir. Klasik Fiziğe Göre E ( f ) Ee 0 e E k BT E k BT Planck Teorisine Göre dE E ( f ) nhfe e dE n 0 hf E f e nhf k BT n 0 0 E f kBT hf k BT 1 nhf k BT E f için beklenen iki farklı sonuç hf<<kBT limitinde aynı değere indirgenir. Frekans arttıkça klasik sonuç kBT olarak kalırken Planck yaklaĢımı sıfıra doğru gider. k T IĢığın parçacık davranıĢını açıklarken f frekansındaki toplam enerjinin B n foton hf k T tarafından taĢındığını düĢünürüz. Yüksek frekanslarda B 0 olduğu için termal enerji bir hf tek fotonun oluĢumuna dahi sebep olamaz. Bu durum kara cisim ıĢımasının neden yüksek frekanslarda sıfıra gittiğini açıklar. DENEYĠN YAPILIġI Stefan-Boltzmann Yasasına göre T sıcaklığındaki bir kara cismin yaptığı ıĢıma T 4 ile orantılıdır. Fakat kara cismin bulunduğu ortam T0 sıcaklığında ise ölçülebilecek nicelik yalnızca M ' (T 4 T04 ) dır. Burada 5.67 108WK 4 / m2 dir. Bu deneyde kara cisim olarak pirinçten yapılmıĢ bir silindir kullanılacaktır. Silindir bir elektrik fırının içine yerleĢtirilerek istenilen sıcaklığa kadar ısıtılacaktır. Diğer taraftan sadece kara cismin yaptığı ıĢımayı ölçebilmek için elektrik fırınının duvarlarından yapılan ıĢımayı tutacak bir filtreye ihtiyacımız olacaktır. Ayrıca pirinç silindirin sıcaklığını ölçebilmek için NiCr-Ni sıcaklık sensörü kullanılacaktır. Termal ıĢımayı ölçmek için ise mikrovoltmetreye bağlanmıĢ bir termopil kullanılacaktır. Termopilin ölçüm noktası gelen termal radyasyonu neredeyse tamamen soğururken, karĢılaĢtırma noktası çevre ile aynı sıcaklıktadır. Dolayısıyla mikrovoltmetreden okunan değer M ' nün göreceli bir ölçüsü olarak kullanılabilir. GÜVENLĠK UYARISI Elektrik fırının dış yüzeyi çok yüksek sıcaklıklara çıkacaktır. Kesinlikle elektrik fırına DOKUNMAYINIZ!!! AĢağıdaki basamakları takip ediniz. 1. Elektrik fırının içerisine pirinç silindiri yerleĢtirin. 2. Elektrik fırının ön kısmını filtre ile kapatınız. Böylece termopil sadece pirinç silindirden gelen ıĢımayı ölçecektir. 3. NiCr-Ni sıcaklık sensörünü dijital termometreye bağlayarak, silindirin sıcaklığını ölçmek için kullanınız. Dijital termometreyi 200 0C ayarında kullanınız. 4. Termopili mikrovoltmetreye bağlayınız. Kırmızı soketi, kırmızı sokete, mavi soketi mavi sokete bağlamaya dikkat ediniz. Mikrovoltmetreyi 10-4 V ayarında kullanınız. 5. Silindirin baĢlangıç sıcaklığını ölçünüz. Tam bu anda mikrovoltmetrenin sıfırı göstermesine dikkat ediniz. 6. Elektrik fırını açık konumuna getiriniz. Her 20 0C ‘de bir sıcaklığı ve mikrovoltmetrenin gösterdiği değeri (U) kaydediniz. 7. Sıcaklık 400 0C civarında iken fırını kapatınız. Sıcaklık düĢerken her 20 0C de bir yine sıcaklığı ve U‘yu kaydediniz. 8. Sıcaklık 100 0C nin altına düĢtüğünde sıcaklık sensörünü kullanarak oda sıcaklığını tekrar ölçünüz. 9. T 4 T04 ‘e karĢılık U grafiğini çizerek eğimi hesaplayınız. T 4 T04 T(C) T(K) 12 4 (10 K ) U (mV) Sıcaklık Artarken U (mV) Sıcaklık Azalırken SORULAR 1. GüneĢin maksimum ıĢıma yaptığı dalgaboyunu, güneĢin yüzey sıcaklığını kullanarak bulunuz. 2. GüneĢin görünür bölgede yaptığı ıĢımanın yüzdesini bulunuz. 3. Elektromanyetik spektrumu çiziniz. Herbir bölgenin sınırlarını ve isimlerini yazınız. 4. Metal bir cisim 1000 K sıcaklığa ısıtılmıĢtır. Bu cismin etrafa yaydığı güç 1W ise yüzey alanını hesap ediniz. DENEY NO DENEYĠN ADI DENEYĠN AMACI : MF2 : X-IġINLARININ COMPTON SAÇILIMI : i. Bragg saçılmasını kullanarak bir alüminyum emicinin geçirgenliğini X-ıĢınının dalga boyunun fonksiyonu olarak ölçmek ve grafiğini çizmek. ii. Plastik bir saçıcıdan 90° sapan X-ıĢınlarının Ģiddetini ölçmek. Saçıcının önüne ve arkasına yerleĢtirilen bir emicinin bu genlik üzerindeki etkisini gözlemlemek ve geçirgenlik katsayılarını belirlemek. iii. Birinci ölçümden elde edilen grafiği kullanarak dalga boyundaki değiĢimi (Compton dalgaboyunu) hesaplamak. Bu bulunan değeri teorik değerle mukayese etmek. Deneyle Ġlgili Konular ―Frenleme‖ radyasyonu (Bremsstrahlung), Bragg saçılması, Compton saçılması, Durgun kütle enerjisi, Enerjinin ve momentumun korunumu, Soğurma ve geçirgenlik. TEORĠK BĠLGĠ Bu yöntemde önce bir soğurucunun geçirgenlik katsayısı dalga boyunun fonksiyonu olarak ölçülür ve grafiği çizilir. Aynı soğurucu bu sefer Compton saçılması düzeneğinde saçıcının önünde ve arkasında kullanılarak geçirgenlik katsayıları ölçülür. Aradaki fark daha önce ölçülen grafikle beraber yorumlanarak dalga boyundaki değiĢme tespit edilir. Bu yöntem R. W. Pohl tarafından bulunmuĢtur. Yüksek enerjili (bizim deneyimizde 35.000 eV) elektronlar metalik bir yüzeye çarptıkları zaman X-ıĢını saçarlar. Deneyde kullanılan X-ıĢını tüpü temelde bu prensiple çalıĢmaktadır. Bakır anot yüksek enerjili elektronlarla bombardımana tâbi tutulur ve bunun sonucunda X-ıĢını üretilir. ġekil 2.1. Bragg Saçılması Deneyin birinci kısmında alüminyum bir soğurucunun geçirgenliğinin X-ıĢınının dalgaboyuna bağlılığı bulunmak istenir. Bunun için özellikleri bilinen bir LiF kristali kullanılır. Kristali hangi açıda tutuyorsak sayaç tüpünü iki misli açıda tutarız. Bu noktaya dikkat ediniz. Kullandığımız kristalin X-ıĢınlarında maruz kalan yüzeyi kristalin (100) düzlemidir ve d = 201,4 pm örgü sabitine sahiptir. IĢınların bu yüzeyden saçılması Bragg saçılması denklemi ile ifade edilebilir: 2d .sin n (Bragg Saçılması denklemi) Burada d yukarıda verilen örgü sabitidir. ise ıĢınların kristal düzlemi ile yaptığı açıdır. Deneyde ölçülen kristal açısı bu açıdır. ise bu eĢitliğin sağlanması gelen ıĢının sahip olması gereken dalgaboyudur. n sayısı ise saçılma mertebesi diye isimlendirilir ve (1,2,3…) Ģeklinde pozitif bir tam sayıdır. Böylece ‘yı biliyorsak sayaca doğru saçılan X-ıĢınlarının dalga boyunu biliyoruz demektir. Alüminyum soğurucu farklı dalga boylarındaki X-ıĢınlarını farklı miktarda soğurmakta dolayısıyla farklı miktarlarda geçirmektedir. Geçirgenliğin dalga boyuna bağlılığı ölçmek için soğurucu olmadan bir ölçüm alınır. Bu durumda birim zaman da düĢen foton sayısına N1 diyelim. Soğurucu varken alınan dataya N2 diyelim. Deneyde kullanılan sayaç tüpünün belli bir durulma zamanı vardır. Bu zaman 90s civarındadır. Yüksek N değerleri için bu durum hesaba katılıp datalarda düzeltme N yapılmalıdır. N * formülü bize düzeltilmiĢ birim zamandaki foton sayısını daha 1 .N doğru bir biçimde verir. Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra geçirgenlik N 2* T * N1 formülü ile hesaplanabilir. Her dalga boyu için bu hesap yapılır ve T() grafiği çizilir. (örnek bir eğri için bkz. ġekil 2.4) Compton Saçılması ―Compton Etkisi‖ veya ―Compton Saçılması‖ bir elektronla etkileĢime giren bir X-ıĢını (veya -ıĢını) fotonunun enerjisindeki azalma (dalga boyundaki artma) anlamına gelir. Dalga boyundaki bu artmaya Compton kayması ismi verilir. Bu etki ilk defa 1923 yılında Arthur Holly Compton tarafından gözlemlenmiĢtir. Compton bu keĢfi ile 1927 yılında Nobel Ödülü kazanmıĢtır. ġekil 2.2 90° Compton Saçılması için Deney Düzeneği Fenomen önemlidir çünkü ıĢığın (genel olarak elektromanyetik ıĢımanın) sadece dalga modeli ile açıklanamayacağını göstermektedir: Yüklü parçacıkların elektromanyetik ıĢımaya maruz kaldıkları zaman saçılmasını açıklayan klasik teori (Thomson Saçılması) gelen ıĢının dalga boyunda bir değiĢim öngörmemektedir. Böylesine sıra dıĢı bir sonuç ıĢığın parçacık gibi davranmasını gerektirmektedir. Compton‘un deneyi fizikçileri ıĢığın, enerjisi frekansıyla orantılı olan bir parçacıklar yağmuru gibi davranabileceğine ikna etmiĢtir. ġekil 2.3. Compton Saçılması Yüksek enerjili fotonlarla elektronların etkileĢmesi sonucu enerjinin bir kısmı elektrona aktarılıp onun saçılmasına yol açarken geldiğinden farklı bir doğrultuda saçılan foton enerjinin geri kalan kısmını alır. (ġekil 2.3) Bu saçılma hadisesi elbette ki momentumun ve enerjinin korunumu yasalarına uygun Ģekilde gerçekleĢmek zorundadır. Bu iki temel yasa ile beraber momentumun ve enerjinin rölativistik tanımı ve Planck‘ın enerjiyi frekansa bağlayan yasası kullanılırsa son dalga boyunu veren formül kolayca türetilebilir: h f (1 cos ) i mec (Derivasyon için http://hyperphysics.phy-astr.gsu.edu/Hbase/quantum/compeq.html#c1 veya http://en.wikipedia.org/wiki/Compton_scattering adreslerine bakabilirsiniz.) Burada f: saçılan fotonun dalgaboyu i: gelen fotonun dalgaboyu h: Planck sabiti (6,626068 x 10-34 Js) me: elektronun durgun kütlesi (9,10938188 x 10-31 kg) c: ıĢık hızı (2,99792458 x 108 m/s) : fotonun yönündeki değiĢim açısını (bkz. ġekil 2.3) ifade etmektedir. h Bizim deneyimizde = 900‘dir. Dolayısıyla dalga boyundaki değiĢme ifadesine eĢit me c olmalıdır. Bu ifadeye Compton dalga boyu ismi verilir ve 2,43 pm değerine sahiptir. Deneyde doğrulanmaya çalıĢılan bu değerdir. Compton etkisi bizim deneyimizde R. W. Pohl tarafından bulunan bir yöntemle test edilmektedir. Önce soğurucunun geçirgenlik eğrisi öğrenilmektedir. Bu eğrinin belli bir dalgaboyu aralığında doğrusala yakın olması özelliği önemlidir. Örnek bir eğri ġekil 2.4‘de gösterilmiĢtir. Saçıcıdan 900 saçılan X-ıĢınlarının dalgaboylarının tamamı aynı miktarda kaymaya uğrar dolayısıyla geçirgenlikleri değiĢir. Grafik lineere yakın olduğu için geçirgenlikteki bu değiĢimin de her dalga boyu için aynı miktarda gerçekleĢtiği kabul edilebilir. ġekil 2.4. Örnek bir soğurucu için geçirgenlik dalgaboyu eğrisi Bu değiĢim, saçıcının önüne ve arkasına koyulan soğurucu ile ölçülür. Soğurucusuz alınan ölçüm N3, soğurucu öndeyken alınan ölçüm N4 ve soğurucu arkada iken alınan ölçüm N5 diye isimlendirilir. Elbette ki bu değerlerden arka plan radyasyonu çıkartılmalıdır ve birinci kısımda yazılan formülle düzeltme yapılmalıdır. Sonuçta soğurucunun önde ve arkada olduğu durum için geçirgenlikler aĢağıdaki formüllerle hesaplanmalıdır. ( N N arka ) ( N5 N arka ) T1 4 T 2 ( N3 N arka ) ( N3 N arka ) Bu geçirgenliklere karĢılık gelen dalgaboyları grafiğe fit edilen doğrudan hesaplanır. Bu iki dalga boyu arasındaki fark Compton dalgaboyudur. DENEYĠN YAPILIġI 1. Kısım: Alüminyumun Geçirgenliğinin Tespiti Deneye baĢlamadan föyünüzde bulabileceğiniz X-ıĢını ünitesi hakkında genel bilgi isimli kısmı dikkatle okuyunuz. Cihazı kurcalamadan bir süre inceleyiniz. Cihazın kapağını açıp X-ıĢını tüpünün çıkıĢına 2mm‘lik diyafram açıklığına sahip tüpü yerleĢtiriniz. LiF kristalini gonyometrenin tam ortasındaki yerine yerleĢtiriniz. Gonyometre bloğunu sol tarafa yakın pozisyona getiriniz ve kapağı kapayıp kilitleyiniz. RS-232 data kablosunun bir ucunu X-ıĢını ünitesine diğer ucunu bilgisayarın COM çıkıĢına bağlayınız. X-ıĢını ünitesini ve bilgisayarı çalıĢtırınız. Bilgisayarda masaüstünde ikonunu bulabileceğiniz MEASURE programını çalıĢtırınız. Programdaki menülerden ―Gauge -> X-ray device‖ ayarını seçiniz. Bu durumda cihazın kontrolü artık bilgisayara geçmiĢtir. Geri kalan ayarlar bilgisayardan yapılır. Programın en üstte ve soldaki menüsünden ―Start new measurement‖ seçeneğini iĢaretleyiniz. Açılan pencerede ―transmission curve‖ kısmını seçiniz AĢağıdaki ayarları yapınız. X data : Crystal Angle Emission current : 1 mA Integration time : 100 s Constant Voltage : 35 kV Rotation mode : 2:1 Coupled mode Crystal Angle : Starting: 7,50 - Stopping: 9,50 - Increment: 0,10 Setup: Crystal : LiF (100), d = 201,4 pm Absorber : Al (Z=27) d = 1,44 mm ―Continue‖ tuĢuna basınız. Ölçümü baĢlatmak istediğiniz zaman bilgisayar soğurucunun olmadığından emin olmanız için sizi uyarır. Bu kontrolü yaptıktan sonra ölçümü baĢlatınız. Bu durumda bilgisayar kristali 7,50 den sayaç tüpünü 150 den baĢlatır ve kristal 9,50 ye gelene kadar her 0,10 açı artıĢında sayaç tüpünü 0,20 döndürür. Her açı artıĢında 100 saniye boyunca ölçüm alır. Bu iĢlem yaklaĢık 17 dakika sürer. Bu süre boyunca bilgisayar baĢından kalkmayınız ve ölçümü yakından takip ediniz. Bu sürenin sonunda bilgisayar X-ıĢını tüpünü durdurur ve soğurucuyu yerleĢtirmenizi isteyen bir mesaj verir. Kapağı açıp soğurucuyu kristal ile sayaç tüpünün arasına yerleĢtiriniz. Soğurucunun altındaki çıkıntılar sayaç tüpünü tutan raya tam oturacak Ģekilde yapılmıĢtır. Soğurucuyu kristal ve sayaç tüpünün ortasına yerleĢtirdikten sonra kapağı kapatınız ve kilitleyiniz. Bilgisayara devam etmesi komutunu veriniz. Bu durumda bilgisayar tekrar 7,50– 150 konfigürasyonuna döner ve yukarıdaki ölçümü tekrarlar. Bu ölçüm bittikten sonra bilgisayar aynı grafik üzerinde birim zamanda tespit edilen foton sayılarını hem soğurucusuz (kırmızı) hem soğuruculu (mavi) olarak gösterir. Bunun yanında ikisinin birbirine oranı olan geçirgenliği (transmission) de yeĢil renkle gösterir. Ancak aĢağıda anlatılacak bazı düzeltmeler gerekebileceğinden dolayı dataları kendinizin iĢlemesi istenecektir. Dolayısıyla bilgisayarın aldığı dataların bir kopyasını alınız. (Bunun için hocanızdan yardım isteyin.) Ölçümü bilgisayara kendi isminizle kaydettikten sonra grafiği kapatınız. 2. Kısım: Compton Saçılmasının Tespiti Birinci kısım bittikten sonra X-ıĢını tüpünü kontrol ediniz. (Cihazın gücünü kesmenize gerek yoktur.) ÇalıĢmadığından emin olduktan sonra kapağı açınız, önce kristali sonra diyaframı çıkarıp ünitenin üzerindeki yerlerine yerleĢtiriniz. Buradan 5mm açıklığa sahip diyafram tüpünü alınız ve X-ıĢını tüpünün çıkıĢına yerleĢtiriniz. Kapağı kapatıp kilitleyiniz. ġekil 2.5. Compton Deneyi Düzeneği Cihaza burada yazılanlar dıĢında bir müdahalede bulunmayınız. MEASURE programından daha önce yaptığınız gibi ―new measurement‖ seçeneğini seçiniz. Açılan pencerede ―Compton Experiment‖ seçeneğini seçiniz. Ayarları değiĢtirmeden ölçümü baĢlatınız. Bilgisayar sayaç tüpünü 900 ye getirir. Bu ölçümün sonuna kadar tüp orada kalır. Ġlk baĢta saçıcısız ve soğurucusuz bir ölçüm yapılır. Buna ―arka plan‖ radyasyonu ismi verilir. Daha sonra bilgisayar soğurucuyu koymadan saçıcıyı yerleĢtirmenizi ister. Kapağı açınız ve saçıcıyı daha önce kristali taktığınız yere yerleĢtiriniz. Kapağı kapatıp kilitleyiniz ve bilgisayara devam etmesi komutunu veriniz. Bu ölçüm de bittikten sonra bilgisayar size soğurucuyu X-ıĢını çıkıĢı ile saçıcı arasına yerleĢtirmenizi ister. (1. konum, Ģekil 2.5) Kapağı açıp soğurucuyu istenilen yere yerleĢtirip kapağı kapayın ve ölçüme devam edin. Son olarak bilgisayar sizden soğurucuyu saçıcı ile sayaç tüpü arasına yerleĢtirmenizi isteyecektir. Birinci kısımda yaptığınız gibi soğurucuyu alıp raylara tutturarak saçıcı ile sayaç tüpü arasına yerleĢtiriniz (2. konum, ġekil 2.5). Bu ölçüm bittikten sonra datalarınızı yukarıdaki gibi kaydediniz. Duruma göre hocanız sizden deneyin ikinci bölümünü bir veya iki defa tekrarlamanızı isteyebilir. Bu, ölçümlerin ortalamasını alıp hassasiyeti arttırmak içindir. Ölçümünüzü bilgisayara kaydetmeyi unutmayınız. Kapağı açıp önce saçıcıyı sonra diyafram tüpünü, en son da soğurucuyu çıkararak yerine yerleĢtiriniz. Kapağı kapayıp cihazı ve bilgisayarı kapatınız. Verilerin ĠĢlenmesi: Bu deneyde aldığınız verilerden yapacağınız hesaplar için bir bilgisayar programı kullanmanız tavsiye edilir. (Foton/saniye) verisinin düzeltilmesi, geçirgenlik ve dalgaboyu hesapları ―Microsoft Excel‖ programında formülleri girerek kolayca yapılabilir. Grafik çizimi ve lineer fitting için ise ―Origin‖ programı tavsiye edilir. Her açıya karĢılık gelen dalgaboyu Bragg saçılması denkleminden hesaplanır. Ayrıca bu dalga boylarına karĢılık gelen geçirgenlik değerleri düzeltilmiĢ N değerlerini birbirine bölerek bulunur. AĢağıdaki örnek tabloda görüldüğü gibi bütün bu hesaplar Excel programı ile yapılabilir. Bize lazım olan en sağdaki iki kolonu grafik kâğıdında göstermek ve buna uygun lineer bir fitting bulmaktır. Açı 7,5 7,6 7,7 7,8 N(1) 161 162 169 167 N(2) 75 76 73 73 N(1)* 163,3672 164,3969 171,6102 169,5483 N(2)* 75,50969 76,52342 73,48278 73,48278 Dalgaboyu 52,57595023 53,27287400 53,96963549 54,66623258 N(2)*/N(1)* 0,462208 0,465480 0,428196 0,433403 Tablo 2.1. Deneyin birinci kısımdaki dataların bir kısmı için örnek tablo Grafiğin çizilmesi, alınan datalara uygun doğrunun çizilmesi ve bu doğrunun denkleminin elde edilmesi Origin programıyla kolayca yapılabilir. Belirsizlik Hesabı Foton sayma işlemi istatistiksel bir işlemdir. Poisson istatistiğinin kuralları bizim deneyimizde uygulanabilir. Sayaç tüpünde sayılan foton sayısı N ise bundaki belirsizlik N ile verilir. Ancak bizim aldığımız datalar (foton sayısı/saniye) cinsinden olduğu ve ölçümler 100 saniye boyunca yapıldığı için önce datamızı 100 ile çarpıp karekökünü aldıktan sonra tekrar 100’e bölmek gerekir. Örnek: Datamız 65 I/s ise sayaçta 6500 foton sayıldı demektir. Bundaki belirsizlik 6500 80,62 olacaktır. Bunu yine I/s cinsine çevirirsek sonuçta belirsizliğimizi 65 0,8 I/s olarak rapor etmemiz gerekir. Ayrıca iki sayı birbirine bölünürken veya çarpılırken yüzde belirsizliklerin toplanacağı unutulmamalıdır. İkinci kısımdaki geçirgenliklerdeki belirsizlik hesabı böyle yapılmalıdır. İki rakam toplanırken veya çıkarılırken belirsizlikler toplanır. Deney Raporunun Hazırlanması Deneyin ismini, amacını, düzeneği ve yapılıĢını özetledikten sonra birinci kısım için ölçtüğünüz değerleri, düzeltilmiĢ değerleri, geçirgenlikleri ve dalgaboylarını gösteren tablonuzu raporunuza eklemeyi unutmayınız. Çizdiğiniz T- grafiğinin üzerinde lineer fitinizi gösterin ve bir çıktısını alarak raporunuza eklemeyi unutmayın. Bu doğrunun denklemini raporunuzda belirtiniz. Ġkinci kısım için teorik bilgi bölümünde anlatıldığı gibi T1 ve T2 geçirgenliklerini hesaplayınız. Belirsizlik hesabını yapmayı unutmayınız. Bu değerleri grafiğiniz üzerinde gösteriniz ve bunlara karĢılık gelen dalgaboylarını grafiğinizde iĢaretleyiniz (bkz. ġekil 2.4). Bu dalgaboylarının değerlerini doğru denkleminden hesaplayınız ve belirsizliklerini hesaplayınız. Compton dalga boyunu belirsizliği ile birlikte hesaplayınız. Beklenilen değer belirsizlik sınırları içerisinde değilse bunun olası sebeplerini tartıĢınız. AĢağıdaki soruların cevaplarını tartıĢarak raporunuza yazınız. SORULAR 1. Birinci kısımda ölçülen geçirgenlik eğrisi lineer olmasaydı (veya bu yaklaĢımı yapamasaydık) bu durum deneyin sonucunu etkiler miydi? Detaylı tartıĢınız. 2. Birinci deneyde soğurucuyu kristalden önce veya sonra koymanın ölçüm üzerinde bir etkisi olur mu? TartıĢınız. 3. Compton saçılmasında dalga boyundaki değiĢimin alabileceği en büyük teorik değer nedir? Hangi durumda mümkün olabilir? DENEY NO : MF3 DENEYĠN ADI : FOTOELEKTRĠK ETKĠ DENEYĠN AMACI : Bir ıĢık hücresinin farklı dalgaboylarındaki fotoelektrik voltaj ölçümünden Planck Sabiti h nin elde edilmesi. TEORĠK BĠLGĠ Bir metalin, fotonlarla bombardıman edilerek yüzeyinden elektronların koparılmasına fotoelektrik olay denir. Fotoelektrik etkiyi ilk olarak 1887 yılında Heinrich Hertz, elektromanyetik dalgalar üzerine yaptığı deneylerde gözlemlemiĢtir. Hertz deney yaparken, katotla anot arasında hava boĢluğunda oluĢan elektrik arklarının, katot üzerine morötesi ıĢık gönderildiğinde daha kolay oluĢtuğunu fark etti. Bu gözlemin üzerinde kendisi fazla durmadı ancak baĢka fizikçiler bu olayı anlamaya çalıĢtılar. Kısa zamanda bu olayın sebebinin, katot üzerine gelen ıĢığın frekansı yeterince yüksek olduğunda katottan elektron yayımlanması olduğu anlaĢıldı. Böylece ıĢığın, metal bir yüzeyden elektron sökme etkisine sahip olduğu anlaĢılmıĢ oldu. Biz bu etkiye fotoelektrik etki diyoruz. IĢık tarafından sökülen elektronlara da fotoelektronlar adını veriyoruz. IĢığın metal bir yüzeydeki elektronları sökücü bir etkiye sahip olması, klasik em dalgalar teorisi ile açıklanabilen bir olgudur. Bunun için, em dalgaların birbirlerine dik doğrultularda salınan elektrik ve manyetik alanlardan oluĢtuklarını düĢünmemiz yeterlidir (ġekil 3.1). EM dalganın elektrik alanı yüklü bir parçacık olan elektrona eE Ģeklinde bir kuvvet uygular. Burada E elektrik alanı ve e elektronun yükünü göstermektedir. Bu kuvvetin neden olduğu itme ile bir elektron metal bir yüzeyden sökülebilir. Bu sebeple fotoelektrik etki baĢlangıçta fizikçileri çok ĢaĢırtmamıĢ ve bu olayın klasik fizik ile açıklanabilir olduğu düĢünülmüĢtür. Ancak fotoelektrik etkiye iliĢkin yapılan daha detaylı deneyler, bu etkinin klasik fizik ile açıklanmasının mümkün olmadığını göstermiĢtir. ġekil 3.1 IĢığın elektromanyetik dalga modeli Fotoelektrik olayın nasıl incelendiği ġekil 3.2‘de gösterilmiĢtir. Havası boĢaltılmıĢ bir tüpün içinde, bir değiĢken voltaj kaynağına bağlanmıĢ iki elektrot vardır. Yüzeyine ıĢık düĢen metal plaka anot görevi görür. Bu yüzden metal yüzeyden kopan fotoelektronlardan bazılarının enerjileri, negatif yüklü olmasına rağmen katoda eriĢmeye yeterlidir. Katoda ulaĢan bu elektronların oluĢturduğu akım katoda bağlı bir ampermetre ile ölçülebilir. ġekil 3.2 Fotoelektrik etkiye iliĢkin deneyler Ģu sonuçları vermektedir: Metal yüzeylerin ıĢığın fotoelektrik etkisi sonucu elektron yayıp yaymayacakları, gönderilen ıĢığın frekansına bağlıdır. Metalden metale değiĢen bir frekans eĢiği vardır ve ancak frekansı bu eĢik değerden büyük olan ıĢık bir fotoelektrik etki oluĢturur. Fotoelektronların meydana getirdiği akım, eğer ıĢığın frekansı eĢik değerden büyükse, ıĢığın Ģiddetine bağlılık gösterir. IĢığın Ģiddeti arttıkça akım da artar. Fotoelektronların kinetik enerjisi ıĢığın Ģiddetinden bağımsız olup gelen ıĢığın frekansı ile doğru orantılı olarak artar. Bu deney sonuçlarının klasik elektromanyetik dalgalar teorisi ile açıklanması mümkün değildir. Klasik teoriye göre ıĢığın enerjisini hem Ģiddet hem de frekans belirler. IĢığın Ģiddeti sürekli olarak değiĢebilir. Bu durumda fotoelektronların enerjisinin yalnızca frekansa bağlı olması ve frekans eĢiği kavramı klasik teori ile açıklanamaz. Fotoelektrik olayın açıklaması 1905 yılında Albert Einstein tarafından yapıldı. Einstein, yenilikçi bir yaklaĢımla, ıĢığın enerjisinin klasik teoride öngörüldüğü gibi dalga cephelerine dağılmıĢ sürekli bir enerji dağılımı Ģeklinde değil de belirli paketçiklerde toplanmıĢ olduğunu öngördü. Einstein bu öngörüde bulunurken Planck‘ın siyah cisim radyasyonunu açıklamak için kullandığı varsayımından ilham aldı. Planck 1900 yılında siyah cisim radyasyonunun doğasını açıklamak için, bir kovuk içerisindeki duran em dalga kiplerinin enerjilerinin, En= nhv Ģeklinde kuantumlu olduğunu varsaymıĢtı. Bu formülde n bir pozitif tamsayı, ν em dalganın frekansı ve h Planck tarafından önerilen ve ‗Planck sabiti‘ olarak bilinen bir sabittir. Einstein, Planck‘ın varsayımının yalnızca duran em dalgaları için değil tüm em dalgalar için geçerli olduğunu varsaydı. Einstein ‗in varsayımına göre ıĢık, hν enerjili kuantumlardan meydana gelmiĢtir. Biz bugün ıĢığın kuantumlarına foton diyoruz. Bir ıĢık demetinin enerjisi E=nhν Ģeklinde verilir. n sayısı demetin kaç tane foton içerdiğini gösterir ve ıĢık demetinin Ģiddetini bu sayı belirler. Bu durumda tek bir fotonun enerjisini yalnızca frekansı belirleyecektir. Bu varsayım ile yukarıdaki deney sonuçlarını açıklamak mümkündür. Bir fotonun soğurulması, bir elektronun enerjisini hν kadar artırır. Bunun W kadarlık kısmı elektronu metalden ayırmaya harcanmalıdır. W‘ya metalin iş fonksiyonu denir ve metalden metale değiĢir. hν < W ise elektron koparılamayacak, fakat hν > W ise koparılacak ve geriye kalan hν-W enerjisi ise elektronun kinetik enerjisi halinde kendini gösterecektir. Bu durumda fotoelektronların kinetik enerjisi, Ek= hν-W olarak yazılabilir. Görüldüğü gibi fotoelektronların kinetik enerjisi yalnızca ıĢığın frekansı ile doğrusal bir bağlılık gösterir. Metal için eĢik frekansı ise, vo = W/h Ģeklinde olacaktır. DENEYĠN YAPILIġI Deney düzeneği Ģekilde gösterildiği gibi masa üzerinde kurulu haldedir. Bir güç kaynağı, 80 W gücünde yüksek basınçlı bir lamba, yarık, mercek, kırılma ızgarası, fotosel, yükseltici ve dijital multimetre bir kordon üzerine sırasıyla yerleĢtirilmiĢtir. Deneyde Ģu iĢlemler takip edilir 1. Ġlk olarak sırasıyla güç kaynağı, lamba ve yükseltici açılır, 2. Ölçüm almaya baĢlamadan önce yükseltici deĢarj edilir, on dakika beklenir. 3. Cihazlardaki değerlerin ölçüm için uygun olup olmadığı kontrol edilir. Ölçüm sırasında yükseltici ve voltmetre değerleri Ģöyle olmalıdır: Electrometer = Re> l013 Ω Amplification = 100 Time constant = 0 Voltmetre: 2 V DC Lambadan yayılan ıĢık demeti yarıktan geçerek merceğe ulaĢır. Oradan odaklanarak kırılma ızgarasına ulaĢır. Izgara vesilesiyle dalga boylarına ayrılan ıĢık asıl olayın gerçekleĢeceği fotosele ulaĢır. Fotosel içersinde her bir kopan elektron kendisinden sonraki gelen elektron için columbic bir bariyer oluĢturabilir. Elektronlar arası etkileĢimden kaynaklanan bu bariyer zamanla fotoselde yük birikimine neden olur. Bu nedenle her yeni dalgaboyu ile ölçüm yapılmadan önce bu fotoselde biriken yük deĢarj edilmelidir. Bunun için multimetrenin bağlı olduğu yükseltici cihazı üzerindeki zero yazan göstergeye bir süre basılı tutmak yeterlidir. Her yeni dalga boyu için ölçüm yapılmadan önce bu düğmeye basılarak fazla biriken yük boĢaltılmalıdır. Multimetreden okunan gerilim değeri, anoda ulaĢıp akıma neden olan elektronlardan kaynaklandığından dolayı bu değer aynı zamanda maksimum kinetik enerjili elektronların enerjisi ile de orantılıdır. Multimetreden okunan gerilim değeri hızla artmaya baĢlayacak bir süre sonra bir değerde sabit kalacaktır. Bunun nedeni o dalga boyu için maksimum kinetik enerjili elektronların anoda ulaĢtıklarında devredeki gerilimin de maksimum değerde olmasıdır. 5. Fotosel içerisinde anot ve katottan oluĢan bir düzenek vardır. ν frekanslı bir foton katota ulaĢtığında eğer yeterli enerjiye sahipse metalden bir elektron koparır. 6. Kopan elektronlardan bazıları ( enerjisi W‘dan büyükse ) anoda ulaĢır, böylece anot ve katot arasında bir voltaj farkı oluĢur. Bu değer multimetreden okunur, kaydedilir. 7. hv W 12 mV 2 eĢitliği kullanılarak ν ıĢığın frekansı bulunur. Burada h Planck sabiti, W metalin iĢ fonksiyonu ( potasyum için W: 2.3 eV ), m elektronun kütlesi ve V elektronun hızıdır. 8. Aynı iĢlemler renk filtreleri kullanılarak da tekrarlanır. Sonuçlar kaydedilir, diğer sonuçlarla karĢılaĢtırılır. 9. Elimizdeki veriler yardımıyla fotoelektronların maksimum kinetik enerjilerinin foton frekansına göre grafiği çizilir. Bu grafiğin eğiminden Planck sabitinin değeri belirlenir, teorik değeriyle karĢılaĢtırılır. 10. Grafiğin frekans eksenini kestiği nokta yardımıyla eĢik frekansı ve deneyde kullanılan metalin iĢ fonksiyonu bulunur, teorik değeriyle karĢılaĢtırılır. 4. SORULAR 1. Fotoelektrik etki olayında metalin türü fotoelektrik akımı etkiler mi? Neden? 2. Fotoelektronların kinetik enerjileri, ıĢığın Ģiddetine ve frekansına nasıl bağlıdır? 3. Einstein‘ın fotoelektrik etkiye iliĢkin varsayımına dayanarak, etkiye sebep olan ıĢığın frekansı ile durdurucu gerilimin değeri arasında nasıl bir iliĢki olmasını beklersiniz? Elde ettiğiniz sonuçlar bu beklentinize uyuyor mu? 4. Yaptığınız deney ile Einstein‘ın varsayımı birbirini doğruluyor mu? Açıklayınız. DENEY NO DENEYĠN ADI DENEYĠN AMACI : MF4 : FRANCK-HERTZ DENEYĠ : Elektronlar ile cıva atomları arasındaki çarpıĢmalar sonucu üretilen enerji ve geçiĢleri incelemek. TEORĠK BĠLGĠ Bohr atom modeline göre, bir atomdaki elektronlar çekirdek etrafında belirli enerji seviyelerinde hareket ederler. Elektronların enerjilerini artırarak, temel durumda bulunan elektronu daha üst enerji seviyelerine çıkarmak veya atomdan koparmak mümkündür. Temel durumda bulunan elektronu daha üst enerji seviyelerine çıkarmak için yeterli enerjiye uyarma, atomdan uzaklaĢtırmak için gerekli enerjiye ise iyonlaĢma enerjisi denir. Atomların ıĢıma spektrumunu oluĢturan çizgiler, aralıklı enerji düzeylerinin kanıtıdır. Atomların enerji düzeylerinin kesikliliğini kanıtlayan ilk deney Franck-Hertz deneyidir. Deney düzeneği bir katot ıĢını tüpünden oluĢuyor. Tüpün bir ucunda, ısıtıldığında elektron saçan bir katot, diğer ucunda da, yüzeyine ulaĢan elektronları toplayarak akım oluĢturan bir anot bulunmakta. Bu ikisinin arasına ayrıca, elektronları hızlandırmak için, katoda L uzaklığında bir ızgara yerleĢtirilmiĢ. Katotla ızgara arasına bir ‗hızlandırma gerilimi‘, diyelim V uygulanmakta. Dolayısıyla, aralarında yaklaĢık sabit bir elektrik alanı var: E=V/L. O halde, katottan ayrılan bir elektronun üzerindeki kuvvet de sabit ve F=qE=eV/L kadar. Bu kuvvetin etkisiyle katottan uzaklaĢıp x mesafesine ulaĢan bir elektron, bu arada elektrik alanı tarafından F.x=eV(x/L) kadar kinetik enerji kazanmıĢ oluyor: Izgaraya vardığında eV kadar. Fakat anoda, ızgaraya göre biraz negatif potansiyel uygulanmıĢ. Dolayısıyla, L mesafesi boyunca hızlandırılıp eV kadar kinetik enerji kazandırılmıĢ olan elektronlar, ızgarayı geçtikten sonra anoda ulaĢmak için, ufak bir potansiyel enerji tümseğini aĢmak zorundalar. Tüpün içi düĢük basınçlı, örneğin cıva buharıyla dolu. Hızlandırma gerilimi 0‘dan baĢlatılıp, kademeli olarak artırılıyor. Katottan ayrılan elektronların, yol boyunca hızlanırken, arada bir cıva atomlarıyla çarpıĢtıkları oluyor. Fakat kütleleri çok küçük olduğundan, yarım tonluk beton bloğa çarpan bilyeler gibi, hemen hiç kinetik enerji kaybetmeksizin yansıyıp, tekrar yollarına ve hızlanmaya devam ediyorlar. Izgara önündeki potansiyel engelini aĢabilenler anoda ulaĢıp, hızlandırma geriliminin fonksiyonu olarak ölçülmekte olan akıma katkıda bulunuyor. ġekil 4.1. Franck-Hertz deney düzeneği teorik Ģeması Anodun birim yüzeyine saniyede ulaĢan elektron sayısı; tüp içindeki elektronların sayısal yoğunluğuyla (n), anoda ulaĢıncaya kadar kazanmıĢ oldukları hızın (v) olmak üzere toplam akım i=J.A=v.n.A. Akımı veren bu çarpanlardan A sabitken, n de yaklaĢık sabit kalırken; v, hızlandırma gerilimiyle birlikte artar. Sonuç olarak, toplam akımın da artması gerekir. ġekil 4.2 Franck Hertz deneyi sonuç grafiği Deney sonuçlarını gösteren üstteki grafikte, V=4,9 volt civarına kadarki durum böyle. Fakat ondan sonra akım ansızın düĢüyor. Bunun nedeni, kinetik enerjisi 4,9 eV‘a ulaĢan elektronların, cıva atomlarıyla esnek olmayan çarpıĢmalara girmeye baĢlaması. Böyle bir çarpıĢmada, atom temel enerji düzeyinden bir üst enerji düzeyine uyarılırken, elektron 4,9 eV kinetik enerji kaybediyor. Bu olay Ģimdilik, elektronların en büyük enerji düzeyine ulaĢtıkları ızgara öncesi konumda yer almakta ve esnek olmayan çarpıĢma yapıp enerji kaybeden elektronlar, ızgara sonrasındaki ve anodun önündeki potansiyel enerji tümseğini aĢamadıklarından, akım azalmaktadır. Fakat gerilimin artırılmasına devam edildiğinde, elektronların ızgaraya ulaĢana kadar kazanacakları enerji 4,9 eV değerinin üstüne çıkarken, atomları uyarmaya yeten bu miktardaki enerjiyi edindikleri x konumu da, ızgaradan uzaklaĢıp katoda doğru geriler (4,9eV=Vx/L). Kısaca özetlersek, elektronların kinetik enerjileri uygulanan voltaja bağlı olarak öyle bir değere gelir ki, gaz atomunda temel durumunda bulunan bir elektronu bir üst seviyeye çıkartabilecek değere ulaĢır. Bu durumda atomdaki elektronlar hareketli elektronların enerjilerini soğurarak bir üst enerji seviyesine çıkar ve devreden geçen akım değeri azalır. Akımın bu değerine karĢılık gelen voltaj, gaz atomunun birinci uyarılma enerjisine denktir. Uygulanan voltaj arttırılmaya devam edildiğinde hareketli elektronların kinetik enerjileri yine artmaya baĢlar ve buna bağlı olarak devreden geçen akım da artmaya baĢlar. Akımda gözlenen artıĢ ikinci iyonlaĢma enerjisine kadar devam edecek, ikinci iyonlaĢma enerjisinden sonra akım tekrar azalarak olay bu sırayı izleyecektir. DENEYĠN YAPILIġI DENEY CĠHAZLARI Deney cihazı Franck-Hertz Hg tüpü ve Franck-Hertz fırını olmak üzere iki ana kısımdan oluĢur. Deney için gerekli civa buharı yoğunluğunu elde edebilmek için tüp ısıtılır. Uygulanan hızlandırma voltajındaki anot akımı, serbest elektronlar ile çarpıĢan Hg atomlarının enerji seviyelerindeki yarılmayı muhafaza eder. Franck-Hertz fırını Fırına alternatif akım uygulanması gerekir, doğru akım uygulanmaktan kaçınılmalıdır. Deneye baĢlandığında, ilk seferde fırının ısınması için 10 dakika beklenmelidir. Fırın kontrol düğmesi açıldıktan sonra, fırın sıcaklığı otomatik olarak kontrol edilmektedir. Franck-Hertz tüpü Franck-Hertz Hg tüpü (elektronların çarpıĢtığı tüp) üç kısımdan oluĢur. Bunlar: Dolaylı yoldan ısıtılmıĢ olan oksit kaplı bir katot C, örgü Ģeklindeki hızlandırma elektrotu A ve toplama elektrotu S. Katot ile örgü Ģeklindeki hızlandırma elektrotu arasındaki mesafe, uygulanan sıcaklıkta Hg buharındaki serbest elektronların dalga boylarından daha büyük olmalı ki etkileĢme olasılığı oldukça yüksek olsun. ġekil 4.3 Frank-Hertz Deney Düzeneği 1. Franck-Hertz Hg tüpü ile kontrol paneli arasındaki bağlantıyı yapınız. Kontrol paneli üzerindeki düğmeyi kullanarak fırını açınız. 2. Tüm deney sisteme bağlı olan bilgisayar üzerinden kontrol edilmektedir. Bunun için öncelikli olarak kontrol panelini PC moduna getiriniz. Bilgisayarda aĢağıdaki değerleri girerek deney grafiğini elde ediniz T=(175 10) oC V1=0…60 V V2=(2.0 0.5) V VH=(6.3 0.5) V Uyarılar! 1. Vh voltajını yukarda verilen değerden çok fazla yükseltmeyiniz. Franck-Hertz Hg tüpüne zarar verebilirsiniz. 2. Ġyi bir deney sonucu elde etmek için fırın sıcaklığını 160oC ile 190oC arasında tutunuz. SORULAR 1. Elde ettiğiniz grafikte tepeler arasın mesafelerin neden birbirine eĢit olduğunu açıklayınız. 2. Deneyde cıva yerine baĢka bir element kullanılsaydı, deney sonucunda ne gibi değiĢiklikler beklerdiniz. DENEY NO DENEYĠN ADI DENEYĠN AMACI : MF5 : ZEEMAN OLAYI : Normal Zeeman etkisinin gözlenmesi. TEORĠK BĠLGĠ Zeeman olayının teorisini anlamak için elektrodinamikten ve atom molekül fiziğinden edindiğimiz bilgileri tekrar hatırlayalım. Bir B manyetik alanında, bir manyetik dipolun, manyetik momentinin μ büyüklüğüne ve bu momentin alana göre yönelimine bağlı olan bir U m potansiyel enerjisi vardır.(ġekil 5.1) ġekil 5.1 B manyetik alanı ile θ açısı yapan, μ manyetik momentine sahip manyetik dipol. Akı yoğunluğu B olan bir manyetik alandaki bir manyetik dipolün üzerindeki τ dönme momenti τ = μB sin θ ile verilir. Burada θ , μ ile B arasındaki açıdır. Dönme dipol momenti, alana dik olduğunda en büyük değerine sahip olup paralel veya anti paralel olduğunda sıfırdır. U m potansiyel enerjisini hesaplamak için, önce U m nin sıfır olarak tanımlandığı bir referans konumu seçmemiz gerekir. (Sadece potansiyel enerjideki değiĢiklikler deneysel olarak gözlenebildiği için referans konumunun seçimi keyfidir.) θ = π / 2 = 90 derece için, yani, B ye dik olduğunda U m = 0 almak iyi seçimdir. μ ‘nün baĢka herhangi bir yönelimi için bu potansiyel enerji, dipol momenti ( μ ), θ0 = π / 2 = 90 dereceden farklı bir θ yönelimine döndürmek için dıĢardan yapılması gereken iĢe eĢittir. Dolaysıyla /2 /2 U m d sin d -B cos 5.1 dir. μ ile B aynı yönde olduğunda, U m en küçük değerine sahiptir: U m = - μ B. Bu, bir manyetik dipolun bir dıĢ manyetik alan ile her zaman aynı yöne gelmeye çalıĢmasının bir ifadesidir. Bir hidrojen atomundaki bir yörünge elektronunun manyetik momenti, L açısal momentumuna bağlıdır. Dolayısıyla, atom bir manyetik alan içersindeyken toplam enerjisine manyetik katkıyı L‘nin hem büyüklüğü hem de alana göre yönelimi belirler. Bir akım halkasının manyetik momentinin büyüklüğü μ =IA ile verilir. Burada I akım, A da onun içinde kalan alandır. r yarıçaplı bir dairesel yörüngede f tur/sn yapan bir elektron, ef akımına eĢdeğerdir. (elektronun yükü –e olduğundan) Dolayısıyla manyetik momentin büyüklüğü μ = -efπr 2 5.2 ile verilir. Elektronun v lineer hızı 2πfr olduğundan, açısal momentumu Ģöyledir: L = mvr = 2πmfr 2 μ manyetik momenti ile L açısal momentumunu veren bağıntıları karĢılaĢtırarak, yörüngedeki bir elektron için aĢağıdaki ifadeyi buluruz. e Elektron manyetik momenti μ = -( )L dir. 2m Sadece elektronun yükünü ve kütlesini içeren (-e/2m) büyüklüğü, jiromanyetik oran diye adlandırılır. Eksi iĢaretinin anlamı, elektronun negatif yükünün bir sonucu olarak, μ ‘nün L‘ye zıt yönde olması anlamına gelir. Yörüngedeki bir elektronun manyetik momentini veren yukarıdaki ifade, klasik bir hesap sonucunda bulunmuĢtur, fakat kuantum mekaniği de aynı sonucu verir. Dolayısıyla, bir manyetik alandaki bir atomun manyetik potansiyel enerjisi, e )LB cos θ 2m ile verilir, yani hem B ye hem de θ ya bağlıdır. Um = ( 5.3 ġekil 5.2 (a) A yüzey parçasını çevreleyen bir akım halkasının manyetik momenti. (b) Açısal momentumu L olan yörüngedeki bir elektronun manyetik momenti. ġekil 5.2 de görüyoruz ki, L ile z yönü arasındaki θ açısı, sadece ml cos θ = l( l + 1 ) ile belirlenen değerleri alır. L‘nin izin verilen değerleri L = l( l + 1 ) ile belirlenir. Manyetik kuantum sayısı ml olan bir atomun, bir B manyetik alanı içindeki manyetik enerjisini bulmak için cos ve L için yukarıda verilen ifadeleri denklem 5.3 e yerleĢtiririz. Manyetik enerji U m = ml ( e )B 2m 5.4 e büyüklüğü Bohr Magnetonu diye adlandırılır. Bohr Magnetonu 2m μB = e = 9.274 × 10 2m 24 J / T = 5.788 × 10 5 eV / T 5.5 Demek ki, bir manyetik alanda, belirli bir atom durumunun enerjisi, n‘ ye ek olarak ml‘ nin değerine de bağlıdır. Toplam kuantum sayısı n olan bir durum, atom bir manyetik alan içindeyken birkaç alt duruma ayrılır. Bunların enerjileri, durumun alanın yokluğundaki enerjisinden hafifçe fazla veya hafifçe azdırlar. Bu olay, atomlar bir manyetik alan içinde ıĢıma yaptıklarında, tayf çizgilerinin farklı çizgilere ―yarılmasına‖ yol açar. Bu çizgilerin arasındaki uzaklık, alanın büyüklüğüne bağlıdır. Bu olay ilk kez 1895 yılında H.A.Lorentz tarafından kendisine ait klasik elektron teorisinde öne sürülmüĢtür. 1896 yılında Hollandalı fizikçi Pieter Zeeman tarafından gözlenmiĢtir. Zeeman olayı uzay kuantumlanmasının parlak bir örneğidir. ml , + l den 0 ve - l ye kadar 2l + 1 tane farklı değer alabildiğinden, yörünge kuantum sayısı l olarak verilen bir durum, atom bir manyetik alan içine konduğunda, enerjileri birbirinden μ B B kadar farklı olan 2l + 1 alt duruma yarılır. Fakat ml ‘ deki değiĢlikler için Δml = 0 ,±1 ile kısıtlanmıĢ olduğundan, l ‘ leri farklı olan iki durum arasındaki geçiĢten doğan tayf çizgisinin, Ģekil 5.3 de gösterildiği gibi, sadece üç bileĢene yarılmasını bekleriz. Normal Zeeman olayı, υ0 frekanslı bir tayf çizgisinin, frekansları Normal Zeeman olayı B e ν1 = ν0 - μ B = ν0 B h 4πm ν2 = ν0 B e ν1 = ν0 + μ B = ν0 + B h 4πm üç bileĢene yarılmasıdır. 5.6 ÖRNEK: Belirli bir element numunesi, 0,300 Tesla‘ lık bir manyetik alan içine konmuĢ ve uygun bir yöntemle uyarılmıĢtır. Bu elementin 450nm‘ lik tayf çizgisinin Zeeman bileĢenleri birbirinden ne kadar uzaktadır? ÇÖZÜM: Zeeman bileĢenlerinin arasındaki frekans farkı Ģöyledir, eB Δν = 4πm v = c / λ, dv = -cdλ/λ2 olduğundan, eksi iĢaretini göz önüne almayarak Ģunu buluruz: λ2 Δν eBλ2 Δλ = = = 2.83 × 10 2 m = 0 ,00283nm bulunur. c 4πmc Zeeman olayı 1896‘da yani kuantum mekaniği kurulmadan çok önce keĢfedilmiĢti. Bu etkinin ilk açıklaması klasik mekaniğe göre yapıldı. Klasik hesaplar spinleri sıfır olan iki durum için gerçekten de doğru sonuçlar vermektedir. ġekil 5.3 de görülen türden Zeeman olayına normal Zeeman olayı adı verildi. ġekil 5.3: Normal Zeeman olayı. Fakat manyetik alanın birçok atom üzerindeki etkisi çok daha karmaĢıktır ve klasik mekanikle açıklanamaz. Daha sonra, elektronun spin magnetik momentinden kaynaklanan bu karmaĢık etkiye anormal Zeeman olayı denir ve elektron spininin keĢfedilmesinde önemli rol oynamıĢtır. Zeeman olayının dalga boyundaki etkisi o kadar küçüktür ki ilk yapılan deneylerde bu fark gözlenememiĢti. Ġlk gözlemlerde çizginin geniĢlediği sanılıyordu; fakat daha iyi aygıtlarla yapılan deneylerde çizgiler ayırt edilebildi. Günümüzdeki spektrometreler ile 10 -8 mertebesindeki farklar gözlenebilmekte ve Zeeman olayı çok duyarlıklı olarak ölçülebilmektedir. Bir deneyle bilinen bir geçiĢin ayrıĢması ölçülerek manyetik alanın büyüklüğü hesaplanır. Bu teknik, doğrudan ölçüm yapılamayan astrofizikte, güneĢ ve diğer yıldızların manyetik alanını ölçmekte kullanılır. Özet Yörünge açısal momentumun dıĢ manyetik alan etrafındaki kuantumlu yönelimleri normal Zeeman olayı olarak adlandırıldığını öğrendik. Her yönelime bir enerji seviyesi karĢılık geldiğinden bir seviyesi (2 +1) tane Zeeman seviyesine yarıldığı görüldü. Çünkü ml , (2 +1) tane farklı değer alır. Zeeman yarılmalarını belirleyen yörünge manyetik kuantum sayısı ml dir. Dolayısıyla S seviyelerinde, açısal momentum sıfır olduğundan Zeeman yarılması olmaz, P seviyeleri üçe, D seviyeleri beĢe yarılırlar. Zeeman seviyeleri arasındaki geçiĢlere Zeeman geçiĢleri denir. ġekil 5.4‘ te spektroskopik S ve P seviyelerinin normal Zeeman yarılmaları görülmektedir. B manyetik alanında, λ0 = 644 nm dalga boylu kırmızı kadmiyum spektral çizgisi birkaç bileĢene ayrılır. Eğer gözlem, B manyetik alan doğrultusunda yapılırsa spektral çizgi ikiye (deneyde de gözlemleyeceğimiz gibi ), B manyetik alanına dik doğrultuda yapılıyorsa üç bileĢene yarılır(deneyde de gözlemleyeceğimiz gibi ). Kırmızı spektral çizgi beĢinci kabuktaki iki elektrondan birisinin açısal momentum kuantum sayısı =2 olan yüksek bir seviyeden =1 olan daha düĢük bir seviyeye geçiĢine karĢılık gelir. Her iki seviyede de toplam spin sıfırdır, dolayısıyla toplam açısal momentum sadece yörünge açısal momentumudur. ġekil 5.4: P ve D seviyelerinin normal Zeeman yarılmaları ve olası P—D geçiĢleri. DENEYĠN YAPILIġI Araçlar a Cadmium lamba b Tutucular c Mıknatıs parçaları d Pozitif lens, f=150 mm (yoğunlaĢtırma lens) e Fabry-Perot etalon (Polarizasyon aparatı) f Positive Lens f=150 mm (görüntüleme lensi) g Renk filitresi (kırmızı) h Lineer odaklama aparatı ġekil 5.5: Normal Zeeman olayı deney düzeneğimizin resmi. ġekil 5.6: Normal Zeeman olayı deney seti 1. Cadmium lambayı çalıĢtırıp beĢ dakika bekleyiniz. 2. Lineer odaklama aparatını (h) ayarlayınız ve dairesel deseni odaklayınız. 3. Görüntüleme lensini ray üzerinde hareket ettirerek en keskin dairesel deseni elde ediniz. 4. YoğunlaĢtırma lensini ray üzerinde hareket ettirerek deseni mümkün oldukça aydınlatınız. 5. Fabry-Perot etalon (Polarizasyon aparatını) yavaĢça ray üzerinde kaydırarak dairesel deseni lineer hareketle odaklama aparatının da tam merkeze oturtunuz. I.Enine Konfigürasyonda Zeeman olayının gözlenmesi 1. Manyetik alan uygulamadan önce dairesel deseni gözlemleyiniz. (I=0) (ġekil 5.8a) 2. Akımı yavaĢ yavaĢ I=3 A değerine kadar artırınız ve saçakların oluĢmasını gözlemleyiniz. π ve σ komponetleri arasındaki farkı ayırt etmek için: 3. Deney setine k komponentini (polarizasyon filtresini) (ġekil 5.7) ekleyiniz ve üç katlı durumundan ikisi kaybolana kadar çeviriniz. (ġekil 5.8.b) 4. Polarizasyon filtresini 0 dereceye kadar ortadaki çizgi kaybolana kadar ayarlayınız. (ġekil 5.8.c) II. Boyuna Konfigürasyonda Zeeman olayının gözlenmesi 1. Cadmium lamba ve mıknatısların olduğu düzeneği 90 derece döndürünüz. 2. Manyetik alan uygulamadan önce dairesel deseni gözlemleyiniz. (I=0) (ġekil 5.9.a) 3. Akımı yavaĢ yavaĢ I=3A değerine kadar artırınız ve saçakların oluĢmasını gözlemleyiniz. σ - ve σ + komponetleri arasındaki farkı ayırt etmek için: 4. Deney setine i komponentini (çeyrek dalgaboyu plaka) (ġekil 5.7) ekleyiniz ve 0 dereceye ayarlayınız. (ġekil 5.9.b) 5. Polarizasyon filtresini +45 dereceden – 45 dereceye ayarlayarak. Her iki durumda iki doublet durumdan birinin kaybolmasını gözlemleyiniz. (ġekil 5.9.c) ġekil 5.7: a) i Çeyrek dalgaboyu plakası b) k polarizasyon filtresi ġekil 5.8: Enine Zeeman olayında gözlemlenecek desenler. ġekil 5.9: Boyuna Zeeman olayında gözlemlenecek desenler. SORULAR 1 Normal Zeeman olayıyla Anormal Zeeman olayı arasındaki farkı açıklayınız? 2 Çözümleme gücü 0.010nm olan bir tayfölçer kullandığında, 400nm dalga boyundaki bir tayf çizgisindeki Zeeman olayını gözlemlemek için, gerekli en düĢük manyetik alanı bulunuz? 3 Taban durumunda bir hidrojen atomu z-ekseni yönünde 0.7T Ģiddetindeki bir manyetik alan içine konulmuĢtur. a) Spin-yukarı ve spin-aĢağı durumlar arasındaki enerji farkı ne kadardır? b) Bir deneysel fizikçi uygun enerjili fotonlar göndererek bu iki durum arasında geçiĢler yaptırmak istiyor. Foton enerjisi ve dalgaboyu ne kadar olmalıdır? Bu foton hangi bölgededir? 4 Hidrojen atomundaki elektronun hiç spini olmadığını varsayarak; bu durumda sadece yörünge manyetik momenti bulunur. Bu atom z-yönünde B=1,5T Ģiddetinde bir manyetik alan içine konuyor. a) Manyetik alanın 1s ve 2p durumları üzerindeki etkisini bir Ģekil üzerinde gösterin. b) B=0 olduğunda, 2p1s geçiĢine karĢılık gelen tek spektrum çizgisi oluĢur. Manyetik alan içinde bu çizgi kaça ayrıĢır. c) ArdıĢık iki çizginin Δf / f 0 bağıl frekans aralığı ne kadardır? 5 Deneyin teorik kısmında bahsi geçen Zeeman olayı uzay kuantumlanmasının parlak bir örneğidir cümlesini yorumlayınız? Zeeman olayına simetri kırılması olayı da denmektedir bundan ne anladığınızı kısaca yorumlayınız? 6 500nm‘ lik bir tayf çizgisinin Zeeman bileĢenleri, 1T‘lık manyetik alan kullanıldığında birbirlerinden 0,00116nm ayrılmıĢtır. Bu verilerden hareketle elektronun e/m oranını hesaplayınız? DENEY NO : MF6 DENEYĠN ADI : ELEKTRON SPĠN REZONANS (ESR) DENEYĠN AMACI : ESR nin temel fiziksel özelliklerinin öğrenilmesi ve DPPH örneği için g faktörünün hesaplanması. TEORĠK BĠLGĠ Rezonans Kavramı ve Manyetik Rezonans Rezonans, fizikte sıkça karĢılaĢılan bir olay ve önemli bir kavramdır. Bu kavramla yalnız fizikte değil diğer temel bilimlerde ve mühendislikte de karĢılaĢılır. Her yapının (buna atomik yapılar da dahil) kendine özgü bir titreĢim frekansı vardır. Bu frekansı o yapının içinde bulunduğu koĢullar belirler. Bir dıĢ etken o yapıyı periyodik olarak, yapının kendi frekansı ile uyarırsa sistem çok büyük genliklerle titreĢir. Kuantum (atom, molekül..vb.) sistemlerinin de kendilerine özgü öz frekansları vardır. Örneğin w0= γB0 6.1 ile tanımlanan Larmor frekansı o kuantum sisteminin öz frekansıdır. Kuantum mekanik teoride devamlı hareket olması gerektiğine göre, manyetik dipol momenti olan bir kuantum sistemi dıĢ manyetik alan etrafında denklem 6.1 ile belirli bir Larmor presesyon hareketi yapar. Bu hareketin frekansını denklemden de açıkça görüldüğü gibi iki Ģey belirler. Bunlardan birincisi Jiromanyetik oran denen γ, diğeri de dıĢ manyetik alanın Ģiddetidir. γ nın ifadesinde o kuantum sisteminin yükü, kütlesi, Lande sabiti gibi tamamen kuantum sistemini tanımlayan sabitler vardır. Kendi öz frekansı ile titreĢmekte olan bir kuantum sistemini uyarmak (rezonansa getirmek ) için, B0 alanına dik doğrultuda bir radyo frekansı (rf) alanı uygulanır. ĠĢte bu rf alanı sistemi rezonansa getirecek olan dıĢ etken olmaktadır. Dalgalar derslerinden, lineer polarize olmuĢ bir alanın, zıt yönlerde dairesel polarize olmuĢ iki alan toplamı olarak alınabileceği ilkesinden yararlanabilmek için kuantum sistemini rezonansa getirmek üzere uygulanacak rf alanı B(t)=2B1Cosw1t Ģeklinde alınır. Manyetik dipol momenti olan bir kuantum sistemi, sabit dıĢ alan B0 ile birlikte B(t)=2B1Cosw1t Ģeklinde bir rf alanının da etkisinde kalır. Bu durumda kuantum sisteminin davranıĢı Ģekil 6.1 de gösterilmiĢtir. z B0 μ W0 y B1 W1 B(t)=2B1Cosw1t x ġekil 6.1: Sabit B0 ve değiĢken B(t) alanlarının etkisinde bir dipol momenti. 2B1 genlikli ve y yönünde lineer polarize olmuĢ rf alanı, B1 genlikli, biri saat yönünde diğeri zıt yönde, dairesel polarize olmuĢ iki alanın bileĢkesi olarak alınabilir. Dairesel polarize olmuĢ ve ±w1 açısal hızları ile xy-düzleminde dönen B1 alanlarının bileĢkesi her an yyönündeki lineer polarize alanının değerini verir. Bu durum B1 ler x ve y bileĢenlerine ayrılıp toplanarak görülebilir. Dipol moment bu durumda iki torkun birden etkisinde kalır. Yani 6.2 0 B0 w0 B0 6.3 1 B1 w1 B1 olmak üzere iki açısal frekansla zorlanır. Bunlardan w0 sistemin kendi öz frekansı olup yönü belli yani vektörel olarak w 0 z-ekseni yönündedir. B1 (rf) alanları iki tane olduğu için bunlardan biri ile aynı yönde, diğeri ise ile zıt yönde dönmektedir. Zıt yönde dönenin üzerine ortalama etkisi sıfırdır ve o bileĢen göz önüne alınmaz. Sadece ile aynı yönde dönen bileĢen üzerine etkili olabilir. Bu etkide w1 ile w0 ın bağıl durumlarına bağlıdır. Burada w0; sistemin jiromagnetik sabiti γ ve dıĢ alan B0 a bağlı sabit bir değerdir. Fakat w1 istenildiği gibi değiĢtirilebilir. W1 frekansını yani dıĢ etkeni uyarma frekansını değiĢtirerek; w1=w0 (Rezonans ġartı) 6.4 yapıldığı anda τ1 in etkisi en büyük olur ve kuantum sistemi B0 etrafında presesyon hareketini sürdürmekle birlikte bu B1 etrafında da w1 (=w0) frekansı ile presesyon yapmaya baĢlar. Bu durumda nün B0 etrafındaki yönelmeleri enerji kuantum seviyelerine karĢılık geldiğinden, sistem yeni bir yönelmeye, yani yeni bir enerji seviyesine geçiĢe baĢlar. Bu geçiĢlerde sistem dıĢarıdan (rf alanından) enerji soğurur. ĠĢte rezonans Ģartı sağlandığında sistem bir enerji seviyesinden diğerine geçmek üzere bir ― flip-flop‖ spin yönünün ters çevrilmesi hareketi yapar. Bu geçiĢlere rezonans geçiĢleri denir ve Ģekil 2 de böyle bir rezonans geçiĢi Elektron Spin Rezonansı için sembolik olarak gösterilmiĢtir. Rezonans geçiĢlerini oluĢturabilmek için rf alanının frekansını değiĢtirerek rezonans Ģartının sağlanması gerekir. B0 B0 z 0 B1 x W0 (W1=W0) W1 z W1 Flip-flop hareketi (rezonans geçiĢi) y y x W0 ġekil 6.2: Ġki enerji seviyesi arasındaki bir rezonans geçiĢinin (elektron spin rezonansının) Ģeması. ġekil, laboratuar koordinat sisteminde, enerji seviyelerini, rezonans geçiĢini, magnetik momentin presesyon hareketlerini ve uç noktasının xy ve xz düzlemlerindeki izdüĢümlerini göstermektedir. Lande-g Faktörünün Belirlenmesi: Genel olarak elektron spin rezonans deneyi, Zeeman etkisi ve Zeeman seviyeleri arasındaki geçiĢ ile açıklanabilir. Bu yüzden Zeeman etkisinin Kuantum Mekanik ve Atomik Fiziğe göre temellerine kısaca değinmeliyiz.. Dairesel bir yörüngede dolaĢan elektronun manyetik momenti; e T orbital I A R 2 e e R2 e 2 6.5 Burada I; akım, A; R yarıçaplı dairesel yörüngenin alanıdır. e ; A alanına dik yöndeki birim 2 vektördür. w açısal hız ve T ile verilen periyottur. w Diğer taraftan yörünge açısal momentum; L me r me R 2 e 6.6 Ġle verilir. Burada me elektronun kütlesidir. 6.5 ve 6.6 denklemleri birlikte kullanılırsa; orbital e g orbital L orbital g orbital L 2 me 6.7 Elde edilir. Burada gorbital ; Lande faktörü ve γorbital ; jiromagnetik oran olarak tanımlıdır. orbital e 2 me Lande faktörü tam düzgün bir yörünge momentumu için gorbital=1 dir. Öyleyse; orbital orbital L 6.8 Elde edilir. Elektronun kendi etrafında dönmesinden kaynaklanan spin açısal momentumu S dir. Spin açısal momentumu; spin e g spin S spin S 2 me 6.9 ile verilir. Burada e g spin orbital 2 me dir. Ve gspin elektron spini için Lande faktörüdür. Bu deneydeki amaçlarımızdan birisi elektron spini için Lande faktörünü (gspin ) hesaplamaktır. Bunlara ek olarak çekirdekteki parçacıklarında bir spini vardır. Fakat bunların kütleleri elektrona oranla çok büyüktür ve jiromagnetik oran (γnucleus) çekirdek için çok küçüktür. Bu sebeple çekirdekten gelen magnetik momentum katkısını ihmal edebiliriz. Kuantum mekanik kanunlarına göre açısal momentumlar kuantizedir. Yani sadece belirli bazı değerleri alabilirler. Yörünge açısal momentum için mümkün olan değerler; spin g spin Lz m (m=l, l-1, l-2,…1-l,l) 6.10 ġeklinde verilir. Burada Lz yörünge açısal momentumun z bileĢenidir. h=6,626x10-34Js Planck sabiti ve ħ=h/2π dir. l=0,1,2.. kuantum sayısı ve m ise magnetik kuantum sayısıdır. Tek bir elektronun spin açısal momentumunun magnetik kuantum sayısı 1/2 dir. 1 Sz 2 6.11 Diğer yandan magnetik momentumlarda kuantizedir. Bohr magnetonu μB biriminde ifade edilirler. B e 9,27 10 24 Am 2 2 me 6.12 Orbital ve spin momentlerinin z bileĢenlerini Bohr magnetonu cinsinden ifade edersek, z ,orbital orbital Lz m B (m=l, l-1, l-2,…, 1-l, l) 1 2 z ,spin spin S z g spin orbital S z g spin B 6.13 6.14 Bir elektron spin açısal momentumunun yanı sıra yörünge açısal momentumuna da sahiptir. Bunun sonucu olarak toplam açısal momentum J; J LS J L S , L S 1 , L S 2 ,....., L S Toplam magnetik momentum ise; j orbital spin e e L g spin S 2 me 2 me j B L g spin S j 6.15 Ģeklinde verilir. L ve S değerleri biliniyorsa teorik olarak Lande faktörünü hesap edebiliriz. g j 1 J J 1 S S 1 L L 1 2 J J 1 6.16 Bizde bu deneyde çiftlenmemiĢ bir elektron için manyetik momenti ve Lande-g faktörünü hesaplamaya çalıĢacağız. Atom veya moleküllerin karakteristiklerini tartıĢmak için sahip oldukları bütün elektronları göz önüne almalıyız. ġekil 6.3: DPPH (Diphenylpicrylhydrazy) ın kimyasal yapısı Bizim DPPH örneğimiz bir adet çiftlenmemiĢ elektron içerir. Bu elektronun yörünge açısal momentumu sıfırdır (L=0) ve toplam manyetik moment sadece spinden kaynaklanır. Bu yüzden Lande-g faktörü gspin=gj , hemen hemen serbest bir elektronun Lande-g faktörüyle aynıdır. Teorik olarak Lande-g faktörü için beklenen değer denklem 6.16 da L(L=0) ve S(S=1/2) değerleri yerlerine yazılarak elde edilebilir.(gj=2) Fakat gerçekte, diğer etkileĢmelerden dolayı g değeri 2 den biraz daha fazla çıkar Zeeman Etkisi Ve Manyetik Rezonans Bu deneyi anlayabilmek için Zeeman etkisini ve manyetik rezonans ile olan iliĢkisini anlamaya çalıĢacağız. Zeeman etkisi atom veya moleküllere dıĢardan bir manyetik alan uygulandığında enerji seviyelerinin birbirinden ayrılması Ģeklinde tanımlanabilir. Bu etki atom veya moleküllerin manyetik momentleri ile dıĢarıdan uygulanan manyetik alan arasındaki etkileĢmeye atfedilebilir. Manyetik alan içindeki potansiyel enerji; E B 6.17 ile verilir. Normal(S=0) ve anormal(S≠0) Zeeman etkisi olarak bilinen iki farklı Zeeman etkisi vardır. Normal Zeeman etkisinde sadece yörünge açısal momentumu vardır ve dıĢ manyetik alan ile yörünge açısal momentumu etkileĢir. DıĢ manyetik alan uygulandığı zaman, atomun enerji seviyeleri eĢit aralıklı enerji seviyelerine ayrılır. ΔE= orbital B e = 2 me Lz B = B m B 6.18 Birçok enerji seviyesinin ayrıĢması olayı Zeeman etkisi olarak adlandırılır. Fakat genelde bizim deneylerimizde elektron spininden kaynaklanan ayrıĢmalar incelenmektedir. DıĢarıdan uygulanan manyetik alan ile spin manyetik momenti arasındaki Zeeman etkileĢmesi; E B g j B m j 6.19 Ġle verilir. Burada manyetik geçiĢ için seçim kuralı m j 1 dir. Böylece iki Zeeman seviyesi arasındaki enerji farkı; E B g j B 6.20 Alt enerji seviyesinden daha üst bir enerji seviyesine geçiĢ, iki enerji seviyesi arasındaki farka eĢit enerjideki bir enerjinin soğurulmasıyla gerçekleĢir. Bu enerji f frekanslı elektromanyetik dalga tarafından sağlanır. Bu enerjinin değeri; E h f 6.21 Manyetik rezonans sürecinde Lande-g faktörünü hesaplayabilmek için uygulanan manyetik alanın değerini değiĢtirerek rezonans Ģartının sağlanması gerekmektedir. B g j B h f g j h f B B Burada; h=6,626×10-34Js, f=146×106Hz=146MHz, μB=6,27×10-24Am2 Değerleri yerine yazılırsa; 6.22 1 6.23 B Ġfadesi bulunur. Burada birimlere son derece dikkat etmek gerekir, pek çok birim kullanılabilmektedir. Js Hz 1 g 10, 43 103 2 Am B g 10,43 10 3 T 1 Js s 1 g 10, 43 103 2 Am B Nm 1 g 10, 43 103 2 Am B 1 N 1 g 10, 43 103 10, 43 103 T B Am B Bizim deneyimizde kullandığımız manyetik alanı üreten Helmholtz bobini için sarım sayısı w=241 ve yarıçapı R=0,048m dir. 8 I w I w 6.24 B 0 0,7155 0 R 125 R T m Bu ifadede 0 4 10 7 ve I ise bobinden geçen akımdır. A Bu değerleri göz önüne alırsak rahatça hesaplayabileceğimiz gibi; T 6.25 B 4,51 10 3 I A Elde edilir. Buradan rezonans için gereken akım değeri hesap edilir ve denklem 6.23 e dönülerek; 2,313 A g 6.26 I Lande-g faktörü hesaplanabilir. I=1,24A için bulunan değer g=1,87 dir. Gerçekte ise bulunması gereken değer g=2,0037 dir. DENEYĠN YAPILIġI Araç ve Gereçler 1) ESR rezonatör 2) ESR güç kaynağı 3) Üniversal güç kaynağı 4) Osiloskop 5) Dijital multimetre 6) BNC ve bağlantı kabloları 1) ġekildeki gibi düzeneği hazırlayınız. Alternatif akımı 2V (50Hz)a ayarlayınız. Güç kaynaklarını ve osiloskobu açınız. 2) ESR güç kaynağındaki ―Bridge balancing” butonuna basınız. 3) Rezonatördeki ―R rotating switch‖ i orta pozisyona ve ―C rotating switch‖ i sola dayalı konuma alınız. 4) Osiloskobu X-Y moduna getiriniz. X ve Y kanalı için ―d.c‖ modunu seçiniz. Her iki kanal için de sinyal hassasiyetini önce 1 V/cm alınız. Bu durumda osiloskop ekranında tek bir nokta görmelisiniz. Pozisyon ayar düğmesiyle noktayı ekranın ortasına ayarlayınız. 5) Daha sonra ESR güç kaynağındaki sinyal butonuna basınız. ġimdi osiloskop ekranında yatay bir çizgi görmelisiniz. 6) Dijital multimetre den gözünüzle takip ederek güç kaynağından DC voltajı yavaĢça arttırınız ve 1,3A civarına getiriniz. ġekil 6.4: ESR deney düzeneği. 7) Dikkatli bir Ģekilde rezonatör üzerindeki ―C rotating switch‖ i osiloskop ekranında sinyal görünceye kadar çeviriniz. Sinyalin net bir Ģekilde görünebilmesi için osiloskop üzerindeki X ve Y kanallarının Ģiddetlerini değiĢtirebilirsiniz. 8) Sinyal göründükten sonra ESR güç kaynağı üzerindeki ―Phase rotating switch‖ i kullanarak sinyali ayarlayınız ve rezonatör üzerindeki ―C rotating switch‖ i kullanarak mümkün mertebe simetrik bir sinyal elde etmeye çalıĢınız. ġekil 6.5 deki gibi rezonans sinyalini elde ediniz. ġekil 6.5: Rezonans sinyalinin görüntüsü. Dijital multimetreden geçen akımı okuyarak not ediniz. Bu akım değerini kullanarak DPPH için g değerini elde ediniz. SORULAR 1) ESR nin uygulama alanlarını yazınız. 2) Lande g faktörünün belirlenmesi ile maddeler hakkında ne gibi bilgiler elde edilebileceğini anlatınız 3) S=3/2 olan bir atom için I=0 ve I=3/2 olduğu iki farklı durumda meydana gelebilecek çizgi yarılmalarını gösteriniz. DENEY NO : MF7 DENEYĠN ADI : ELEKTRONLARIN KIRINIMI DENEYĠN AMACI : Grafit içinden kırınıma uğrayan parçacıkların dalga benzeri davranıĢlarının gözlemlenmesi. TEORĠK BĠLGĠ 20. yüzyılın baĢlarında Max Planck ve Albert Einstein tarafından siyah cisim ıĢıması ve fotoelektrik etki deneylerine getirilen açıklamalar, fiziğe yeni bir kavramı yani, elektromanyetik (em) dalga kuantumu kavramını sokmuĢtur. 1922 yılında A. H. Compton‘nun yüksek frekanslı em dalgaların (yüksek frekanslı ıĢık dalgaları) elektronlardan esnek saçılması deneyi ile birlikte ıĢığın foton adı verilen ve hv enerjisi taĢıyan kuanta‘dan oluĢtuğu düĢüncesi fizikçiler tarafından genel kabul gören bir düĢünce haline gelmiĢtir. Fotonlar ıĢık parçacıkları olarak düĢünülebilir. Böylece 19. yüzyıl fizikçilerinin em dalgaları 20. yüzyılın ilk çeyreğinde parçacık özellikleri de taĢıyan bir fenomen olarak kabul edilmeye baĢlanmıĢtır. Bu akıllara su soruyu getirmektedir: Madem dalgalar aynı zamanda parçacık karakterine sahipler bunun tersi de doğru olamaz mı? Yani, parçacıklar da dalga karakteri taĢıyamazlar mı? Aslında bu soru doğada dalga-parçacık dualitesi var mıdır? ġeklinde özetlenebilir. Bu soru 20. yüzyılın ilk çeyreğinde genç Fransız fizikçisi Louis-Victor de Broglie‘yi meĢgul etmekteydi. De Broglie 1924 yılında sunduğu doktora tezinde doğada böyle bir dalga-parçacık dualitesi bulunduğunu varsaydı. De Broglie‘nin varsayımına göre, p büyüklüğünde momentum taĢıyan bir parçacık, h 7.1 p dalgaboyuna sahip bir dalga karakteri de taĢır. De Broglie‘nin varsayımı fotonlar için, hc 7.2 E mc 2 bağıntıları da aĢikardır. De Broglie, foton için doğru olan 7.2 eĢitliğinin tüm maddesel parçacıklar için doğru olduğunu varsaymıĢtır. De Broglie varsayımı A. Einstein ve L. Infeld‘in söylediği gibi, matematiksel olarak son derece basit ve yalın ancak temel düĢünceler derin ve zengin sonuçludur. De Broglie‘nin varsayımı 1927 yılında C. Davisson ve L. Germer tarafından deneysel olarak doğrulandı. De Broglie varsayımı uyarınca elektronlar dalga karakteri de taĢıdıklarından, tıpkı em dalgalar gibi kırınıma uğramalıdırlar. Davisson ve Germer elektronların nikel kristallerinden kırınıma uğradıklarını göstererek, De Broglie varsayımını doğruladılar. De Broglie 1929 yılında Nobel fizik ödülü ile ödüllendirildi. De Broglie varsayımı, dalga mekaniğinin ortaya çıkmasında önemli bir mihenk taĢıdır. V0 gerilimi altında hızlandırılan bir elektronun de Broglie dalgaboyu, onun momentumu yardımıyla bulunabilir (bakınız 7.1 bağıntısı). Göresiz limitte bu elektronun üçlü momentumunun büyüklüğü p, iĢ-enerji teoreminden, p2 7.3 KE eV p 2emV0 2m olarak bulunur. Burada m ve e elektronun kütlesi ve yükünü göstermektedir. Bu durumda elektronun de Broglie dalga boyu, h 7.4 2emV0 Ģeklinde olacaktır. Elektron dalgalarının (elektronlar için de Broglie dalgaları) dalgaboylarını ölçülmek için çeĢitli yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemlerden bir tanesi elektron dalgalarının Bragg kırınımı yardımıyla belirlenmesidir. Bu yöntem, Davisson ve Germer tarafından 1927 yılında, de Broglie varsayımını doğrulamak için kullanılmıĢtır. Bragg kırınımı, kristal yapıdaki katı maddelerden dalgaların saçılması sırasında meydana gelir. ġekil 7.1‘de kristal yapı üzerine gönderilen elektron dalgaları görülmektedir. Kristal katılarda moleküller, belirli geometrik Ģekillerde bir araya gelerek düzlem katmanlar halinde katıyı oluĢtururlar. Katıya gönderilen dalgalar, kristal yapıdaki farklı düzlemlerden saçılabilir. Bu ise saçılan dalgalar arasında bir yol farkı oluĢmasına neden olur. ġekil 7.1 Bragg Kırınımı(Ģekildeki θ yazımda α olarak kullanılmıĢtır) KomĢu düzlemlerden saçılan dalgalar arasındaki yol farkı, d bu düzlemler arasındaki uzaklık olmak üzere 2dsin kadardır. Burada , yansıyan dalganın, katının yüzeyi ile yaptığı açıdır (bakınız ġekil 7.1). Bu durumda kırınım Ģartı, 2dsin=nλ n=1,2,3,... 7.5 olacaktır. Bu formül Bragg kırınım Ģartı olarak bilinir. ġimdi, V0 gerilimi altında hızlandırılan elektronların Ģekil 7.2‘deki gibi kristal düzlemleri arasında d mesafesi olan kristal bir katıdan Bragg kırınımına uğradığını düĢünelim. Kristalden L kadar uzaklıkta bir ekran bulunsun. Eğer elektronlar, de Broglie varsayımında söylendiği gibi dalga karakterine sahiplerse, ekran üzerinde bir kırınım deseni oluĢmasını bekleriz. Sadece 1. kırınım basamağı (n=1) dikkate alınırsa, ekranda D çaplı tek bir halka oluĢmalıdır. Kristale gelen elektron dalgaları, elektronların geliĢ doğrultusu ile 2‘lık bir açı ile saçılırlar (bakınız ġekil 7.1). Bu durumda, tan2 D 7.6 2L olacaktır. Eğer küçük açı yaklaĢımı yapılırsa 7.6 ile 7.5 bağıntılarından, elektronların de Broglie dalgaboyu, D 7.7 d 2L olarak bulunur. Çoğu durumda katının kristal yapısı Ģekil 7.1 ile gösterildiği durumdan daha karmaĢıktır. Bu gibi durumlarda ekran üzerinde birden fazla sayıda aydınlık halka görülebilir. Simdi elektron dalgalarının grafit kristallerinden Bragg kırınımlarını inceleyelim. Grafit kristalleri altıgen bir geometriye sahiptirler. Bu nedenle grafit kristallerine gönderilen elektron dalgaları, iki farklı aralıklı ( d10= 0,213nm ve d11= 0,123nm ) düzlemden Bragg kırınımına uğrayacaklardır. Grafitin kristal yapısı Ģekil 7.2 ile gösterilmiĢtir. Grafit molekülleri Ģekil 7.2‘deki düzgün altıgenin her bir kenarında bir molekül olacak Ģekilde yerleĢmiĢlerdir. Grafit molekülleri arasındaki a uzaklığı ile kristal düzlemleri arasındaki d10 ve d11 uzaklıkları birbirlerine, d10 3 a 2 d11 3 a 2 Ģeklinde bağlıdır. Bu eĢitlikler, düzgün altıgenin her bir iç açısının 120 olmasından, basit düzlem geometri yardımıyla çıkartılabilir. ġekil 7.2:Grafitin kristal yapısı DENEYĠN YAPILIġI Elektron kırınım deneyini yapmak için gerekli olan aletler ve bu aletlerle ilgili düzenek Ģekil 7.3 de verilmiĢtir. Deneyde elektron kırınım tüpü, yüksek voltaj kaynağı (0-10kV), yüksek değerli direnç (10MOhm), güç kaynağı (0…600VDC) ve bu cihazları bağlamakta kullanılan bağlantı kablo ve araçları bulunmaktadır Elektron tüpünün içerisi delikli olan anot elektrotuna, ince bir grafit levha yapıĢtırılmıĢtır. Katottan salınan elektron demeti yaklaĢık 4000V gerilim altında ivmelenerek grafit levhaya ulaĢır. Sonra tüpün ekranında, tek tek elektronlara ait çarpma noktaları yerine (elektronu tanecikli yapıda düĢünürsek bunu beklerdik.) Röntgen kırınım görüntüsüne benzer Ģekil 7.5 de gösterildiği gibi bir görüntü oluĢur. ġekil 7.3 Elektron kırınımı deney düzeneği ġekil 7.4 Elektron kırınım tüpü ve Ģematik gösterimi ġekil 7.5: Elektron kırınım deseni 1. ġekil 7.3 ve Ģekil 7.6 dan faydalanarak deney düzeneğini kurunuz ġekil 7.6: Elektron kırınım deneyinin devre Ģeması 2. 3. Düzenek kurulduktan sonra güç kaynağındaki ayarlamaları gözetmen yardımı ile yapınız. Ġstenilen değerlerde aĢağıdaki tabloyu doldurunuz. UA 4.0 kV 4.5 kV 5.0 kV 5.5 kV 6.0 kV 6.5 kV r Ölçülen değerleri kullanarak (R=65mm): λ (dalga boylarını teorik ve deneysel olarak), α (sapma açılarını ) hesaplayınız. r değerlerini teorik olarak bulunuz 1 6. r ve grafiğini çizerek deneysel olarak d değerlerini eğimden hesaplayınız. U0 7. Grafit molekülleri arasındaki deneysel a uzaklığını ve ortalama aort değerini bulunuz. 4. 5. SORULAR 1. Elektron tüpünde gözlemlenen kırınım deseni nasıl oluĢmaktadır Ģekil çizerek açıklayınız. 2. Elektron kırınım deneyinin kullanım amaçları hakkında bilgi veriniz. 3. Bu deney sonucunda ortaya çıkan verilerle elektron için yapılan diğer deneyler ıĢığı altında elektron için neler söylenebilir. DENEY NO : MF8 DENEYĠN ADI : BAKIR ANOTUN KARAKTERĠSTĠK X-IġINI SPEKTRUMU DENEYĠN AMACI : Bakır anottan gelen X-ıĢınlarının spektrumunu bir monokristal yardımıyla incelemek. Kaydedilen spektrumu kullanarak bakırın karakteristik enerji seviyelerini belirlemek. Deneyle Ġlgili Konular: X-IĢını Spektroskopisi, ―Frenleme‖ Radyasyonu (Bremsstrahlung) , Bragg Saçılması, Enerji Seviyeleri, Kristal Yapısı, Örgü Sabiti. TEORĠK BĠLGĠ Yüksek enerjili (bizim deneyimizde 35.000 eV) elektronlar metalik bir yüzeye çarptıkları zaman X-ıĢını saçarlar. Deneyde kullanılan X-ıĢını tüpü temelde bu prensiple çalıĢmaktadır. Bakır anot yüksek enerjili elektronlarla bombardımana tâbi tutulur ve bunun sonucunda X-ıĢını üretilir. Bu olaya daha detaylı bakacak olursak iki temel mekanizmanın önemli olduğu görülür. Birincisi elektronların yüzeye çarptıkları zaman kaybettikleri kinetik enerjiyi ıĢıma olarak dıĢarı vermeleridir ki buna ―frenleme‖ radyasyonu (bremmstrahlung) ismi verilir. Bu ıĢımanın spektrumu süreklidir. Belli aralıklarda her dalgaboyu (enerji) değerini alabilir. Deneyde 5‘den itibaren görülen ıĢıma ―frenleme‖ radyasyonudur. ġekil 8.1 Bakır atomunun enerji seviyeleri Ġkinci mekanizma ise yukarıdaki Ģekilde (ġekil 8.1) özetlenmeye çalıĢılmıĢtır. Bilindiği gibi bakır atomunun belli enerji seviyeleri vardır. Anot üzerine düĢen yüksek enerjili bir elektron en alt enerji seviyesindeki (K) elektronlarla çarpıĢıp kopmasına sebebiyet verir ve üst seviyelerden buraya düĢen elektronlar X-ıĢınlarına tekabül eden enerjilerde ıĢıma yaparlar. Elbette ki bu spektrum kesiklidir. Bakır atomundaki geçiĢler L2, L3 ve M2/3 seviyeleri için mümkündür. L1 ve M1 geçiĢleri kuantum mekaniği yasalarınca mümkün değildir. ĠĢte deneyde elde edilecek spektrum bu iki spektrumun üst üste binmesiyle (superposition) elde edilir. 50 den itibaren zayıflayarak giden frenleme radyasyonu ile kesikli spektrum açıkça ayırt edilebilir. Bizim amacımız kesikli spektrumu inceleyerek bakırın enerji seviyeleri hakkında bilgi edinmektir. Yukarıdaki Ģekilde K, KK geçiĢleri gösterilmiĢtir. Bunlara karĢılık gelen enerji seviyeleri sırasıyla 8046,9 eV - 8027,9 eV – 8905,3 eV olarak hesaplanabilir. Burada K, KgeçiĢleri birbirine çok yakındır ve aynı pik içerisinde çözmek kolay olmayabilir. Bunun için ikisinin ortalama değeri alınır. KK + KeV Dolayısıyla spektrumda iki pik aramak gereklidir. KeV KeV ġekil 8.2 Bragg Saçılması X-ıĢınlarını analiz ederken kristali hangi açıda tutuyorsak sayaç tüpünü bunun iki misli açıda tuttuğumuza dikkat ediniz. Kullandığımız kristalin X-ıĢınlarına maruz kalan yüzeyi kristalin (100) düzlemidir ve d = 201,4 pm örgü sabitine sahiptir. IĢınların bu yüzeyden saçılması Bragg saçılması denklemi ile ifade edilebilir. 2d sin n Burada d, Ģekil 8.2 de görüldüğü gibi düzlemler arası mesafedir. ise ıĢınların kristal düzlemi ile yaptığı açıdır. Deneyde ölçülen kristal açısı bu açıdır. ise bu durumun mümkün olabilmesi için gelen ıĢının sahip olması gereken dalgaboyudur. n sayısı ise saçılma mertebesi diye isimlendirilir ve pozitif bir tam sayıdır. (1,2,3…) Böylece sayaca gelen X-ıĢınlarının dalga boyunu bulmuĢ oluruz. Planck formülü bize dalgaboyu ile enerji arasındaki bağıntıyı verir. hc E hf Ġki formülü birleĢtirirsek n.h.c E 2.d .sin formülünü türetmiĢ oluruz. Deneyde ölçülen açı değerleri bu formülde yerine yazılarak bakır atomunun enerji seviyeleri bulunabilir. Yukarıda belirtildiği gibi beklenilen pik sayısı 2‘dir. Bunun haricinde pikler gözlenirse n = 2, 3, 4… alınarak bunların daha yüksek mertebeli saçılma pikleri olup olmadığı araĢtırılmalıdır. DENEYĠN YAPILIġI Deneye baĢlamadan deney kılavuzunda bulabileceğiniz X-ıĢını ünitesi hakkında genel bilgi isimli kısmı dikkatle okuyunuz. Cihazı kurcalamadan bir süre inceleyiniz. ġekil 8.3 Deney düzeneğinin görünüĢü 1. Cihazın kapağını açıp X-ıĢını tüpünün çıkıĢına 1mm‘lik diyafram açıklığına sahip tüpü yerleĢtiriniz. 2. LiF kristalini gonyometrenin tam ortasındaki yerine yerleĢtiriniz. Gonyometre bloğunu orta pozisyona getiriniz ve kapağı kapayıp kilitleyiniz. 3. RS-232 data kablosunun bir ucunu X-ıĢını ünitesine diğer ucunu bilgisayarın COM çıkıĢına bağlayınız. 4. X-ıĢını ünitesini ve bilgisayarı çalıĢtırınız. ġekil 8.4. MEASURE programında ölçüm ayarları 5. Bilgisayarda masaüstünde ikonunu bulabileceğiniz MEASURE programını çalıĢtırınız. 6. Programdaki menülerden ―Gauge -> X-ray device‖ ayarını seçiniz. Bu durumda cihazın kontrolü artık bilgisayara geçmiĢtir. Geri kalan ayarlar bilgisayardan yapılır. 7. Programın en üstte ve soldaki menüsünden ―Start new measurement‖ seçeneğini iĢaretleyiniz. Açılan pencerede ―spectra‖ kısmını seçiniz ve ġekil 8.4‘de gösterilen ayarları yapınız. ―Continue‖ tuĢuna basınız. Ölçümü baĢlatınız. Bu durumda bilgisayar kristali 5 sayaç tüpünü ise 10 baĢlangıç değerine ayarlar ve kristali 0,1 döndürürken sayacı 0,2 döndürerek 2 s müddetince ölçüm yapar. 55‘ye gelene kadar bu prosedür devam eder ve yaklaĢık olarak 17 dakika zaman alır. 8. Ölçüm müddetince bilgisayar baĢından kalkmayınız ve bilgisayarın gerçek zamanlı çizdiği grafiği takip ediniz. Ölçüm süresince sayaç tüpünü sesli olarak takip etmek opsiyoneldir ancak özellikle 19,5-23 aralığı ile 43–51 aralıklarında dinlemeniz tavsiye edilir. Bunun için cihazın üzerindeki hoparlör resmi olan tuĢa basınız. 9. Ölçüm sonunda bilgisayar X-ıĢını tüpünü durdurur. Bundan sonra ―Stop measurement‖ tuĢuna basınca ekranda bakır anotun X-ıĢını spektrumunu görmüĢ olursunuz. Bu grafik sayaç tüpüne düĢen X-ıĢını fotonlarının açıya bağlı değiĢimini göstermektedir. Tepe noktalarının üzerlerine tıklayarak bunların hangi açılara karĢılık geldiğini kaydedin, ölçümünüzü bilgisayara kendi isminizle kaydedin. Grafiğin bir kopyasını ise raporunuza eklemek için kendinize alın. (Bunun için hocanızdan yardım isteyiniz.) 10. Cihazın gücünü kapattıktan sonra kapağını açıp kristali dikkatle çıkarınız ve cihazın üzerindeki dolaptaki yerine yerleĢtiriniz. 11. Diyafram tüpünü çıkarıp yerine yerleĢtiriniz. Dolabı ve cihazın kapağını kapayıp kilitleyiniz. Bilgisayarı kapatınız. Deney Raporunun HazırlanıĢı Deneyin ismini, amacını, düzeneği ve yapılıĢını özetledikten sonra bulduğunuz spektrum grafiğini raporunuza eklemeyi unutmayınız. Bilgisayarda piklerin ölçtüğünüz açı değerlerini bu spektrum grafiği üzerinde açıkça gösteriniz. Bu piklere karĢılık gelen enerji seviyelerini hesaplayınız. Bu piklerin arasında yüksek mertebeli saçılma piklerinin olup olmadığını, varsa hangilerinin kaçıncı mertebeden saçılma pikleri olduğunu bulunuz. Hesapladığınız enerji seviyeleri değerlerindeki belirsizliği hesaplamayı unutmayınız. (Bu hesaba bir örnek aĢağıda verilmiĢtir.) Beklenilen değer bulduğuz değerin belirsizlik sınırları içinde mi? Değilse sebeplerini tartıĢınız. AĢağıda verilen soruların cevaplarını raporunuzda ayrı bir bölümde detaylı olarak tartıĢınız. Belirsizlik Hesabı Grafikten ölçülen açı olsun. Bu açıyı ölçerken hata payım olduğunu varsayalım. Bu durumda açım maksimum , minimum olabilir. Enerjideki belirsizliği hesaplamak için bu iki açı için iki enerji değeri hesaplamak, bunların ortalamasını ölçülen değer olarak kabul etmek, farkının yarısını ise belirsizlik olarak rapor etmek gerekir. AĢağıdaki iki denklem durumu özetler. n.h.c n.h.c E E E E 2.d .sin( ) 2.d .sin( ) SORULAR 1. ―Frenleme‖ radyasyonunun niye sürekli bir spektruma sahip olduğunu tartıĢınız. 2. Enerji seviyelerinin teorik değerleri föyde verilmiĢtir. Bunlar ıĢığında deneyi yapmadan sadece Bragg saçılması formülüne bakarak ve deneyin 3-55 aralığında yapılacağını göz önünde tutarak kaçıncı mertebeye kadar pikler gözlemlenebileceğini tartıĢınız. 3. Bu prensiple çalıĢan bir deneyde bakırın K ve KgeçiĢlerini ayrı ayrı görebilmek mümkün müdür? Bunun mümkün olabilmesi için deneyi nasıl yapmak gerekir? TartıĢınız. DENEY NO : MF9 DENEYĠN ADI : DUANE-HUNT YASASI VE PLANCK SABĠTĠNĠN ÖLÇÜLMESĠ DENEYĠN AMACI : Bakır anottan gelen X-ıĢınlarının spektrumunu çeĢitli anot voltajları için ölçerek her bir voltaj için ―frenleme‖ radyasyonunun minimum dalga boyu limitini bulmak ve böylece Duane-Hunt kanununu doğrulamak deneyin temel amacıdır. Ayrıca ıĢık hızı ve elektronun kütlesinin bilinmesi durumunda Planck sabiti hesaplanabileceğini göstermek de deneyin önemli sonuçlarındandır. Deneyle Ġlgili Konular: X-ıĢını tüpü, X-ıĢını spektroskopisi, ―frenleme‖ radyasyonu (Bremsstrahlung) , Bragg saçılması, enerji seviyeleri, kristal yapısı, örgü sabiti. TEORĠK BĠLGĠ Yüksek enerjili (bizim deneyimizde 35.000 eV) elektronlar metalik bir yüzeye çarptıkları zaman X-ıĢını saçarlar. Deneyde kullanılan X-ıĢını tüpü temelde bu prensiple çalıĢmaktadır. Bakır anot yüksek enerjili elektronlarla bombardımana tâbi tutulur ve bunun sonucunda X-ıĢını üretilir. Bu olaya daha detaylı bakacak olursak iki temel mekanizmanın önemli olduğu görülür. ġekil 9.1 Deney düzeneğinin görünüĢü Birincisi elektronların yüzeye çarptıkları zaman kaybettikleri kinetik enerjiyi ıĢıma olarak dıĢarı vermeleridir ki buna ―frenleme‖ radyasyonu (bremmstrahlung) ismi verilir. Bu ıĢımanın spektrumu süreklidir. Ġkinci mekanizmada anot üzerine düĢen yüksek enerjili bir elektron en alt enerji seviyesindeki elektronlarla çarpıĢıp kopmasına sebebiyet verir ve üst seviyelerden buraya düĢen elektronlar X-ıĢınlarına tekabül eden enerjilerde ıĢıma yaparlar. Elbette ki bu spektrum kesiklidir. ĠĢte deneyde elde edilen spektrum bu iki spektrumun üst üste binmesiyle (superposition) elde edilir. Bizim amacımız ―frenleme‖ radyasyonunun minimum dalga boyu sınırını ölçmek ve bu ölçümleri yorumlamaktır. Katottan saçılan elektronlar anoda vardıkları zaman belli bir kinetik enerji kazanırlar. Bu enerji Ekin eU A formülü ile ifade edilebilir. Burada e elektronun yükü, UA ise anot ile katot arasındaki potansiyel farkıdır. Buna kısaca anot voltajı diyelim. Anota çarpan elektronlar yavaĢlarken enerjilerinin bir kısmını elektromanyetik ıĢıma olarak dıĢarı verirler. Bu ıĢımanın frekansı elektronun ne kadar enerji kaybettiğine bağlıdır ve bu istatistiksel bir olay olduğundan dolayı sürekli bir spektruma sahiptir. Ancak sonuçta bir elektronun alabileceği maksimum enerji yukarıdaki formülde verildiği gibi anot voltajına bağlı olduğu için kaybedebileceği maksimum enerji de bu değere eĢittir. 1915 yılında Duane ve Hunt deneye dayalı olarak buldukları bir kanunda UA anot potansiyeline sahip bir X-ıĢını tüpünden saçılan frenleme radyasyonunun minimum dalga boyunun anot voltajına bağlılığını U A .min 1,25.106 V .m Ģeklinde ifade ettiler. Bu formül deneyden bulunmuĢ ampirik bir sonuçtur ancak Planck‘ın E h. f bağıntısını kullanarak kolayca ispatlanabilir: h.c h.c ifadesi ile Ekin eU A birleĢtirilirse E h. f eU A olur. 34 8 h.c (6,626.10 ).(2,998.10 ) 1,240.10 6 V .m olur. Deneyde bu e (1,602.10 19 ) bağıntının ispatlanması istenmektedir. Ayrıca elektronun yükü ve ıĢık hızı biliniyorsa Planck sabitini hesaplamanın mümkün olduğu görülmektedir. Farklı anot voltajları için frenleme radyasyonunun sahip olduğu minimum dalga boyu X-ıĢınlarının spektrumundan tespit edilir ve 1/UA - min grafiği çizilerek doğrusal fiting yapılıp doğrunun eğimi hesaplanır. Planck sabitini bulmak için ikinci bir grafik çizmeniz istenecektir. Bragg saçılması h.c 1 . denklemini Duane-Hunt yasası ile birleĢtirirsek sin ifadesi elde edilir. 2e.d U A sin_UA grafiğinin eğiminden h.c/2e.d hesaplanır ve Planck sabiti bulunur. Buradan U A .min X-ıĢınlarını analiz ederken LiF monokristali kullanıyoruz. Kristali hangi açıda tutuyorsak sayaç tüpünü iki misli açıda tuttuğumuza dikkat ediniz. ġekil 9.2 Bragg saçılması Kullandığımız kristalin X-ıĢınlarında maruz kalan yüzeyi kristalin (100) düzlemidir ve d=201,4 pm örgü sabitine sahiptir. IĢınların bu yüzeyden saçılması Bragg saçılması denklemi ile ifade edilebilir. 2d sin n Burada d yukarıda verilen örgü sabitidir. ise ıĢınların kristal düzlemi ile yaptığı açıdır. Deneyde ölçülen kristal açısı bu açıdır. ise Ģekil 9.2‘deki durumun mümkün olabilmesi için gelen ıĢının sahip olması gereken dalgaboyudur. n sayısı ise saçılma mertebesi diye isimlendirilir ve pozitif bir tam sayıdır. (1,2,3…) Böylece sayaca gelen X-ıĢınlarının dalga boyunu bulmuĢ oluruz. DENEYĠN YAPILIġI Deneyin Kurulumu Deneye baĢlamadan föyünüzde bulabileceğiniz X-ıĢını ünitesi hakkında genel bilgi isimli kısmı dikkatle okuyunuz. Cihazı kurcalamadan bir süre inceleyiniz. 1. Cihazın kapağını açıp X-ıĢını tüpünün çıkıĢına 1mm‘lik diyafram açıklığına sahip tüpü yerleĢtiriniz. 2. LiF kristalini gonyometrenin tam ortasındaki yerine yerleĢtiriniz. Gonyometre bloğunu orta pozisyona (4) getiriniz ve kapağı kapayıp kilitleyiniz. 3. RS-232 data kablosunun bir ucunu X-ıĢını ünitesine diğer ucunu bilgisayarın COM çıkıĢına bağlayınız. 4. X-ıĢını ünitesini ve bilgisayarı çalıĢtırınız. 5. Bilgisayarda masaüstünde ikonunu bulabileceğiniz MEASURE programını çalıĢtırınız. 6. Programdaki menülerden ―Gauge -> X-ray device‖ ayarını seçiniz. Bu durumda cihazın kontrolü artık bilgisayara geçmiĢtir. Geri kalan ayarlar bilgisayardan yapılır. 7. Programın en üstte ve soldaki menüsünden ―Start new measurement‖ seçeneğini iĢaretleyiniz. Açılan pencerede ―spectra‖ kısmını seçiniz ve aĢağıdaki ayarları yapınız. X data: Crystal Angle Emission current: 1 mA Integration time: 2 s Variable Voltage: Rotation mode: 2:1 Coupled mode Minimal Voltage: 13 kV Crystal Angle: Starting: 3 Maximal Voltage: 33 kV Stopping: 22 Voltage Increment: 2kV Increment: 0,1 Setup: Crystal: LiF (100), d = 201,4 pm Absorber: no absorber ―Continue‖ tuĢuna basınız. Ölçümü baĢlatınız. Bu durumda bilgisayar anot voltajını 13kV‘a getirir, kristali 3 sayaç tüpünü ise 6 baĢlangıç değerine ayarlar ve kristali 0,1 döndürürken sayacı 0,2 döndürerek 2 s müddetince ölçüm yapar. 22‘ye gelene kadar bu prosedür devam eder. Bu iĢlem bittikten kristali ve sayaç tüpünü tekrar 3 - 6 konfigürasyonuna getirir ancak anot voltajını 2 kV arttırarak 15 kV‘a getirir; yukarıda anlatıldığı gibi ölçüm alır. 13 kV dan 33 kV‘a kadar 2‘Ģer kV‘luk artıĢlarla bu prosedürde ölçüm alır. 9. YaklaĢık 1 saat 25 dakika süren bu iĢlem müddetince bilgisayar baĢından kalkmayınız ve ölçümü takip ediniz. Bu iĢlem esnasında X-ıĢını ünitesi üzerindeki hoparlör resimli düğmeye basarak sayaç tüpünü ―dinlemek‖ de mümkündür. Ölçüm sonunda bilgisayarda her bir voltaj değeri için ölçülen spektrum eğrileri aynı grafikte görülebilir. Bu grafikler her bir voltaj değeri için sayaç tüpüne düĢen X-ıĢını fotonlarının açıya bağlı değiĢimini göstermektedir. 10. Ölçümünüzü bilgisayar kendi isminizle kaydediniz. X-ıĢını ünitesinin gücünü kapattıktan sonra kapağını açıp kristali dikkatle çıkarınız ve cihazın üzerindeki dolaptaki yerine yerleĢtiriniz. Diyafram tüpünü çıkarıp yerine yerleĢtiriniz. Dolabı ve cihazın kapağını kapayıp kilitleyiniz. 11. Aldığınız grafiği bilgisayar yardımıyla deneyden hemen sonra incelemeniz gerekmektedir. Grafikte her bir voltaj değeri için yapılan ölçümler farklı renklerle gösterilir. Grafiğin üzerindeki voltaj isimlerini taĢıyan renkli kanallara basarak incelemek istediğiniz voltaj değeri haricindeki kanalları kapatınız. Foton sayma iĢlemi istatistiksel bir olay olduğundan dolayı grafiklerde dalgalanmalar görülebilir (Bkz. Örnek grafik 1). ―Smooth‖ tuĢuna bir veya iki defa basarak bu dalgalanmaları azaltıp daha sağlıklı bir grafik elde edebilirisiniz. Bunun için örnek grafik 1‘de gösterilen ayarları (Left axis, strong, overwrite) kullanınız. Frenleme radyasyonunun baĢladığı açı değerinin üzerine tıklayarak okuyunuz ve not ediniz (Bkz. Örnek grafik 2). Bu değerden daha küçük değerlerde de mevcut olan ıĢıma arka plan radyasyonudur. 8. 12. Bütün voltaj değerleri için frenleme radyasyonunun baĢlama açısını not ettikten sonra MEASURE programını kapatınız ancak smoothing iĢlemi veya baĢka bir iĢlem sebebiyle orjinal ölçüm dosyası üzerinde bilgisayarın yaptığı değiĢiklikleri kaydetmeyiniz. Bilgisayarı kapatınız. Deney Raporunun HazırlanıĢı Deneyin ismini, amacını, düzeneği ve yapılıĢını özetleyiniz. Frenleme radyasyonunun baĢladığı açı değerlerine karĢılık gelen dalga boylarını Bragg denkleminden faydalanarak hesaplayınız. Bu dalga boylarının anot voltajının tersinin fonksiyonu olarak grafiğini çiziniz. [-(1/UA) grafiği] Grafiği raporunuza eklemeyi unutmayınız. Bu grafiğe doğrusal bir fit bulunuz. Bu doğrunun denklemini hesaplayıp raporunuzda gösteriniz. Bu doğrunun eğimindeki belirsizliği hesaplayıp değerini Duane-Hunt kanunundaki 1,240.10-6 V.m teorik değeri ile karĢılaĢtırınız. Bu teorik değer sizin bulduğunuz değerin belirsizlik sınırları içinde mi? Değilse sebeplerini tartıĢınız. h.c 1 . Planck sabitini hesaplamak için sin formülünü kullanın: [sin -(1/UA)] 2e.d U A grafiğini çizerek doğrusal fit yapıp bulduğunuz doğrunun eğimini, teorik bölümde verilen elektronun yükü ve ıĢık hızını kullanarak Planck sabitini belirsizliği ile beraber hesaplayınız. Beklenen değer bulduğunuz değerin belirsizlik sınırları içinde mi? Ġçinde değilse hatanın sebeplerini tartıĢınız. AĢağıda verilen soruların cevaplarını raporunuzda ayrı bir bölümde detaylı olarak tartıĢınız. Belirsizlik Hesabı: Grafikten ölçülen açı olsun. Bu açıyı ölçerken hata payım olduğunu varsayalım. Bu durumda açım maksimum , minimum olabilir. Dalga boyundaki belirsizliği hesaplamak için bu iki açı için iki dalga boyu değeri hesaplamak, bunların ortalamasını ölçülen değer olarak kabul etmek, farkının yarısını ise belirsizlik olarak rapor etmek gerekir. AĢağıdaki iki denklem durumu özetler. 2d sin( ) 2d sin( ) Ayrıca iki ifade çarpılırken veya bölünürken yüzde belirsizlikler toplanır. Ġki ifade toplanırken veya çıkarılırken belirsizlikler toplanır. SORULAR 1. Voltaj değerleri değiĢtiği zaman spektrumun sağ tarafında görülen K geçiĢine karĢılık gelen pikin yüksekliği de değiĢiyor mu? Sebepleriyle tartıĢınız. 2. ―Bakır anotun karakteristik X-ıĢını spektrumu‖ isimli deneyin föyünün teorik kısmındaki ġekil 2‘den faydalanarak belli bir voltajda sadece frenleme radyasyonundan ibaret bir spektrum elde edilip edilemeyeceğini tartıĢınız. Böyle bir durumda frenleme radyasyonunu kaç derecede görmeye baĢlarız? 3. Frenleme radyasyonunun grafiğindeki dalgalanmaları azaltmak için deneyde ne gibi bir değiĢiklik yapılabilir? Örnek grafik 1: 19 kV gerilim için “smoothing” işlemi ayarları Örnek grafik 2: İki defa smoothing yapıldıktan sonra frenleme radyasyonunun başladığı değer fare ile tıklanarak okunabilir. DENEY NO : MF10 DENEY ADI : METALLERDE HALL OLAYI DENEYĠN AMACI : Ġnce bakır (Cu) ve çinko (Zn) folyo için Hall sabitlerinin belirlenmesi. Deneyle Ġlgili Konular Yüklü parçacıkların Manyetik Alanda Hareketi, Lorentz Kuvveti, Metallerde İletkenlik. TEORĠK BĠLGĠ Metallerde elektrik akımı, yük taĢıyıcı olarak bilinen elektronlar ile sağlanır. ġekil 10.1 de görülen dikdörtgen Ģeklinde ki bir metal parçası uzunluğu boyunca bir Elektriksel alan (E) içinde ve yüksekliği doğrultusunda aĢağıdan yukarıya doğru bir manyetik alan ın içinde bulunduğunu düĢünelim. Manyetik Alan, (Bz) z y Jx e x Ex (a) y Jx z x Ex (b) y ++++++++++++++++++++++++++++++++ + Ey Jx z x -------------------------------Ex (c) ġekil 10.1 Hall olayının standart geometrisi. Dikdörtgen çubuk Hz manyetik alanı içine (a) daki gibi konulmuĢtur. Uç noktalarından uygulanan bir Ex elektriksel alanı çubuk boyunca Jx elektriksel akım yoğunluğunun akmasına sebep olur. Elektrik alanın uygulanmasından hemen sonra elektronlar manyetik alanın etkisi ile (-y) doğrultusunda sürüklenmeye baĢlar (b). Enine elektrik alan (transvers field), Hall alanı, manyetik alan kuvvetini dengeleyinceye kadar Ģekil (c) deki gibi çubuk numunenin bir yüzünde elektronlar birikir ve diğer yüzeyinde pozitif yüklü iyon fazlalığı oluĢur. Elektronların sürüklenme yönü akımın yönüne terstir. Elektrik ve manyetik alan altında hareket eden yüklü parçacıklar için yük yoğunluğunun bileĢenleri için (Charles Kittel, Katıhal Fiziğine GiriĢ) aĢağıdaki gibi yazılır. o ( Ex c E y ) 1 (c ) 2 o Jy (c Ex E y ) 1 (c ) 2 Jx 10.1 Elektrik akımının z bileĢeni z ekseni doğrultusundaki manyetik alan tarafından değiĢtirilemez (Lorentz yasasını hatırlayınız) ve J z o Ez olur. Akım yoğunluğu matris formunda yazılabilir. Jx 0 1 c Ex o 10.2 1 0 J y 1 ( ) 2 c Ey c 2 J 0 1 (c ) Ez 0 z c siklotron frekansı ( c eH ), çarpıĢma zamanı veya durulma zamanı, o elektriksel öz mc iletkenliktir. Bu eĢitliklerden yararlanarak hall olayı için akım yoğunluğunun bileĢenleri tekrar yazılabilir. Eğer elektronlar +y doğrultusunda çubuğun eninden dıĢarı akmazsa Jy=0 olmalıdır. Bu durumda 10.1 eĢitlikte Jy=0 yazılırsa y doğrultusunda bir elektriksel alan ortaya çıkar. E y c Ex eH Ex mc 10.3 Bu enine Elektriksel alanı kolaylıkla ölçebiliriz ve bu alan, Ģekil 9.1 de gösterilen doğrultularda uygulanmıĢ elektrik ve manyetik alan altında iletken metal parçasının eninin iki yüzü arasında oluĢan Hall alanıdır. ġekil 10.2 Hall alanının ölçümünü temsil eden basit bir gösterim Bir J akım yoğunluğunun H manyetik alanında dik olarak akması durumunda oluĢan elektriksel alan JxH doğrultusundadır. Elektriksel alan uygulandıktan hemen sonra elektronların sürüklenme hızının doğrultusunda bir sapma meydana gelir. Bu sapmaya manyetik alan sebep olur. Elektrik alan (Hall alanı) manyetik alan kuvvetini dengeleyinceye kadar metalin eninin bir yüzeyinde elektronlar birikirken diğer yüzeyinde pozitif yüklü iyon fazlalığı oluĢur. Burada Ey 10.4 RH JxH ġeklinde yeni bir sabit tanımlanır ve bu sabit Hall Sabiti olarak bilinir. EĢitlik 10.1 ve eĢitlik 10.3 kullanılarak Hall sabiti ifadesi aĢağıdaki gibi yeniden düzenlenirse eH Ex 1 10.5 RH 2mc ne Ex H nec m 1 (SI birim sisteminde RH ) Buradaki (-) iĢareti serbest elektronları temsil etmek için ne kullanılmıĢtır. TaĢıyıcı yük yoğunluğunun az olduğu durumlarda Hall sabitinin büyüklüğü artar. Hall sayısının ölçülmesi yük yoğunlunun belirlenmesinde çok önemli rol oynar. Aynı zamanda yarı iletkenlerde yük taĢıyıcılarının cinsini belirlemekte de kullanılır (Hall sabitinin iĢaretine göre yük taĢıyıcıları deşikler (holes) veya elektronlar olabilir). 1 ifadesi elektronların hareketi boyunca bütün durulma zamanlarının eĢit olması ve RH nec elektronların sürüklenme hızından bağımsız olması durumunda geçerlidir. Yine iletkenliğe hem elektronların hem de deĢiklerin birlikte katkısı olursa o zaman Hall katsayısı ifadesi oldukça karmaĢık Ģekle dönüĢür. ÇeĢitli metaller için Hall sabitinin deneysel değeri ile serbest elektron modeline göre hesaplanan teorik değerleri tablo 10.1 de verilmiĢtir. Sodyum ve potasyum için deneysel değerler, eĢitlik 10.5 den hesaplanan değerlerle mükemmel uyum içindedir. Ancak 3 değerlilik elektronuna sahip (valans elektronu) Alüminyum ve indiyum gibi elementler için atom baĢına üç elektron değil de pozitif yük taĢıyıcı alınarak hesaplanırsa deneysel değerle uyum bulunmaktadır. Pozitif yük taĢıyıcı sorunu tablodaki Be ve As içinde vardır. Hall olayının ilk incelendiği yıllarda Lorentz söyle yazmıĢtır: ― Ortada iki tür serbest elektron varmıĢ gibi görünüyor. Bazı maddelerde artı yükler bazılarında eksi yükler ön plana çıkıyor.‖ Serbest elektron modelinden sonra geliĢtirilen bant modeli ile göre pozitif yük taĢıyıcılar ve Hall olayındaki bu problem izah edilebilmiĢtir. Metal Li K Cu Al Deneysel, RH 10-24 cgs -1.69 -4.946 -0.6 +1.136 Atom BaĢına TaĢıyıcı Sayısı 1 elektron 1 elektron 1 elektron 1 BoĢluk(Hole) Hesaplanan, -1/(nec) 10-24 cgs -1.48 -4.944 -0.82 +1.135 Tablo 10.1. Bazı metaller için Oda sıcaklığında deneysel ve hesaplanan Hall Sabitleri (Cgs birim sisteminden volt-cm/anp-gauss birimine çevirmek için 9x1011 ile m3/coulomb birimine çevirmek için 9x1013 ile çarpılır.) DENEYĠN YAPILIġI