FRA C serisi nedir? Bütün FRA C serisi ürünler yağ asitlerinin son teknolojiyle esterleştirilmesi temeline dayanır ( şekil 1). Bu yeni kovalent moleküller hayvan yemlerinde kullanılmak üzere patentlendi. Bu yeni molekül ve esansiyel yağların birleştirilmesi ile hayvanın performansını artıracak bir sinerjik etki ortaya çıktı. FRA C serisi propiyonik asidin C3, bütirik asidin C4 ve laurik asidin C12 gliseritlerini temel olarak içerir. Ayrıca gliseritlerin kaprik asit/ kaprilik asit C8/C10 gliseritleri ile kombinasyonları da bulunmaktadır. Framelco’nun C serisi tüm hayvanlarda kullanıldığı gibi, yemde tüketimi ile yüksek dozlarda bile olumsuz bir etki oluşturmamaktadır. Gliserol + yağ asidi --- Yağ asidinin gliseritleri Yağ asidinin Hidrojen atomu ile Giliserolün hidroksili bağlanıyor. Şekil 1:monogliseridin şekillenmesi FRA C serisinin Avantajları • • • • • • • • • Her pH’da etki eder. Moleküller, nötral pH’ya sahiptir. Isıya dirençlidir. FDA tarafından güvenli bir yem katkı olarak onaylanmıştır. GDO içermez. Korozif değildir. Kokusuzdur. İçme suyuna vermek için uygundur. Sıvı ve toz formu vardır. Monogliseritler : antibakteriyel ve/veya antiviral Gliserol molekülünün alfa pozisyonunda ( ilk pozisyon) yağ asidinin esterleşmesi ile 1- monogliserit üretildi ( Şekil 1 ve 2). Yağ asidinin tipine bağlı olarak oluşan yeni molekül antibakteriyel ve/ veya antiviral özellik kazanır. 1- monogliseritin antibakteriyel etkinliği çoğu zaman, üretilmiş olan organik asitten çok daha iyidir ( bakınız Tablo 1) ( Kabara ve ark 1972, Batavska ve ark 2007) Tablo 1A ve B: Asitin ve 1- monogliseritin patojen bakteride inhibisyon etkisi.1-monogliseritin etkisi orijinal saf aside göre 30 kat daha büyüktür. Test A’daki (kısa-zincirli asitler ve 1-monogliseritler C3 ve C4;orta –zincirli asit ve 1 monogliserit C12) bu değerler bize gösteriyor ki patojenik bakterilerin gelişimini önlemek için minimum solüsyonlara ihtiyaç var. Di- ve Trigliseritler: barsak epitel hücreleri için baslenme kaynağı FRA C serisinde ayrıca 1-monogliseritler bütirik asitin di- ve trigliseritleri ile bulunabiliyorlar. Bu moleküller 1-monogliseritler kadar güçlü antibakteriyel etkiye sahip olmasalar da bütirik asidin son derece iyi taşıyıcıları olarak hareket ederler: lipaz enzimi barsakta gliserol molekülünden bütirik asiti ayırılması etkileşimine girer. Bütirik asidin bu salınımı barsak epitel hücreleri için enerji kaynağı olarak kullanılır. ETKİ MEKANİZMASI 1- Monogliseritler Monogliseritler pH nötr moleküllerdir. Diğer taraftan anti- patojenik etkiye sahip 1- monogliseritler pH bağımsızdırlar. Bu 1monogliseritlerin tüm sindirim sistemi boyunca aktif olacağı anlamına gelmektedir. Bu geleneksel organik asitlerin sadece asit ortamda antibakteriyel etki göstermesine kontrasttır ( zıttır)( bakınız Tablo 1 ve Şekil 3)Bu durum barsak gibi yüksek pH değerlerine sahip ortamlarda asitlerin ayrışmasına ve böylece özelliklerini kaybetmelerine neden olur. Bu monogliseritler için böyle değildir. Üstelik, 1- monogliseritler dolaşım sisteminin içine alınır ve memelilerde anne sütüne geçer ( bakınız Tablo 2 ve 3) Şekil 3: Organik asit ile FRA C serisinin 1- monogliseritlerinin etkileri arasındaki fark. Geleneksel organik asitler düşük pH da aktive olurlar, bu da sadece mideye kadarki bölümde etkili olduklarını gösterir. Bu durum barsaklar gibi yüksek pH ortamlarında asitlerin ayrışmasına ve özelliklerini kaybetmelerine yol açar. Etkileri pH ya bağlı olmayan 1-monogliseritler tüm sindirim sisteminde aktive olduğu gibi ayrıca dolaşım sistemine de geçer. Kullanılan yağ asitlerine bağlı olarak , 1-monogliseritler gram negatif bakteriler, gram pozitif bakteriler ve/ veya yağ kaplı virüsler üzerine etkilidir. Bu 1- monogliseritlere bağlı olan etkinliğin mekanizması aşağıda anlatıldığı gibidir. 1- Monoproprionin C3 ve 1-monobutirin C4 Bir yağ asidi esterleşme ile gliserole bağlanabilir. Bu yağ asitleri propiyonik asit ve bütirik asit kısa zincirli 1-monogliserit ile bu form şekillendiğinde 1- monopropionin (C3) ve 1- monobütirin (C4) oluşur. Bakteriler, yapıları için her gün gliserole ihtiyaç duyarlar.Kısa zincirli 1- monogliseritin yapısı gliserol molekülüne benzer. Bakteri özel bir alım kanalından C3 ve C4’ü almaya çalışır. Buna karşılık molekülün alfa pozisyonunda yağ asitlerinin esterleştirilmesi sebebiyle C3/ C4 sıkışmış kalır ve alım kanalları bloke olur ( Şekil 4). Sonunda bakteri daha fazla enerji alamaz ve ölür. Buna ek olarak kısa zincirli 1- monogliseritler C3 ve C4 kutupsal özellik gösterirler. Bunun sonucu C3 ve C4 gram negatif bakterinin hücre zarına penetre olur (yapışır) ve zar yapısını bozar. Böylece bakteri çoğalamaz. Bu yolla C3 ve C4 gram negatif bakterilerin gelişmesini kontrol altına almış olur. 1- Monolaurin C12 Laurik yağ asidi gliserolün alfa pozisyonunda esterleştirildiğinde , orta zincirli bir monogliserit, 1-monolaurin ( C12) oluşur. Laurik asit ve 1-monolaurin gram pozitif bakterilerilere karşı antibakteriel özellikleri ve yağ zarflı viruslara karşı antiviral özellikler içerir ( Thormar ve ark. 1987 ve 2006, Batovska ve ark.2009). Laurik asit hindistancevizi yağında ve 1-monolaurin anne sütünde karşımıza çıkar. Diğer 1-monogliseritlerde olduğu gibi 1-monolaurinin etkisi çoğu zaman üretilmiş laurik asitten çok daha büyük olur (bakınız Tablo 1) Yapılan çeşitli çalışmalar 1- monolaurinin gram pozitif bakterilerin çift katlı yağ plazma zarını (membran) ve zarflı virüslerin yağ zarflarını bozduğunu gösterdi (şekil 5). Bu yüzden yapıları daha akışkan hale gelerek parçalanır. Bu yolla gram pozitif bakteriler ve yağ zarflı virüsler konakçı hücreye yapışıp nüfuz edemez böylece patojenlerin enfeksiyon oluşturması ve çoğalması mümkün olmaz. Sonuç olarak enfeksiyon geriler ( bakınız Tablo 4 ve Tablo 5). Ayrıca virüslerin bu kısımlarının yağ kaplı olmaması hayvanların immün sistemi tarafından daha kolay tanınmalarına sebep olur ve böylece hayvanlar infeksiyonları daha iyi kontrol altına alırlar. Bütirik asitlerin Di- ve Trigliseritleri Bütirik asit antibakteriyel özelliklerinin yanısıra barsak villuslarının epitel hücreleri için de besin kaynağı olarak etki eder. Bütirik asitin barsaklarda salınımı da önemli bir konudur. Piyasada bulunan serbest bütirik asitler, bütirik asit tuzları veya kaplanmış bütirik asitler burada her zaman başarı göstermedikleri gibi hoş olmayan bir kokuya da sahiptirler. Çözüm olarak bütirik asitlerin di- ve trigliresitleri önerilir ( tablo 5). Gliserol molekülüne iki veya üç yağ asiti esterleştirildiğinde, mükemmel bir bütirik asit taşıma molekülü üretilmiş olur. Bu nötral kokuya sahip moleküller son derece stabil olup mideyi bypass edebilir. Bu molekül barsaklara ulaşınca, bütirik asitlerin di- ve trigliseritleri vücut tarafından doğal olarak salınan lipaz ile gliserol molekülünden ayrılır. Bütirik asit epitel hücreleri tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır. Bu proses tüm ince barsak yüzeyinde oluştuğu için barsakların maksimum yüzey alanları bu durumdan faydalanır. İnce barsağın boyu ve villilerinin uzunluğu artar (şekil 6 ve 7). Vücut tarafından doğal olarak salınan lipaz ile di- ve tribütirin bütirik asite ayrılır. Bütirik asitin bu ayrılması özel ve benzersiz fonsiyonlara yol açar: • Bütirik asit barsak villuslarının epitel hücreleri için enerji kaynağıdır. Bu ince barsakların daha uzun barsak villilerinin gelişimine neden olduğundan besin maddelerinin vücuda alımı artar (şekil 6 ve 7). • Bütirik asit istenen yararlı floranın gelişmesini sağlar ( Lactobasiller gibi.) • Bütirik asit barsakta Salmonellanın kolonizasyonunu ve invazyonunu azaltır. • Bütirik asit Clostridia (necrotic enteritis) ve E.coli ( colibasillosiz )’yi barsakta kontrol altında tutar. • Bütirik asit barsak epitelinin bariyer fonksiyonunu geliştirir. Böylece patojenlerin barsak duvarı boyunca kan dolaşımına geçmesini zorlaştırır. • Bütirik asit barsaklardaki etkilerini azaltır. Coccidia etkenlerinin negatif Gliseritler ve Sinerji Yağ asitlerinin gliseritleri yaygın olarak kullanıldı. Belli doğal maddeler yağ asitlerinin gliseritleri ile bir arada kullanıldığında sinerjik etki oluşturduğu bilinir. Bu durum hayvanların performanslarını daha da artırır. Framelco, araştırmalarının en büyük amaçlarından biri olarak monodi- ve trigliseritlerin etkilerinin zenginleştirilmesi için bu birbirini destekleyen komplekslerin kompozisyonları üzerinde çalışma olarak belirledi. Laktik asit , doğal bir seçim Tüm asitlerin içinde laktik asit, şüphesiz en değerlilerinden biridir. Hayvan yemi endüstrisinde etkileyici özellikleri sayesinde sıkça kullanılır. Bu ürün doğada geniş olarak ve insan vücudunda doğal olarak bulunur. Gıda sektöründe de geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Laktik asit FDA tarafından güvenli bir gıda katkısı (GRAS) olarak tanımlanmıştır, aşındırıcı değildir, tüm aşamalarda güvenlidir. Yumuşak bir tada sahiptir ve yem tüketimi ile günlük ortalama gelişim ve yem dönüşümü konusunda istenen etki ortaya çıkar. Laktik asit ayrıca pankreas enzimlerinin ayrılmasını tetikler. Birçok çeşit bakteri , mantar ve mayaların gelişimini önler veya yavaşlatır. Laktik asit ayrıca Clostridiosis’i tedavi etmek ve önlemek için de kullanılar ( bakınız Tablo 7) Fitogenikler, güçlü kompleksler • • • • • Fitogenik kompleksler doğal bitkilerin tozlarının, bitki ekstraktları ve esansiyel yağlarla zenginleştirilmiş karışımlarıdır. Fitogenik kompleksler hayvan yemlerine, tad ve aroma katmak için kullanılmak üzere EU ve Amerika’da ruhsatlanmıştır. Fitogenik komplexler şunları geliştirir: Yem tüketimini uyarmak, Besin maddelerinin sindirilebilirliğini artırmak, Endojen enzimlerin üretimini uyarmak, Hayvan sağlığını geliştirmek, Düşük mortalite ve hastalık oranlarını Toblo 7: Laktik asit ve Fitogeniklerin 1-monobutirin ile kombinasyonlarının sinerjik etkisi. Enfeksiyon Çalışmaları Çeşitli bağımsız araştırma enstitüleri ile işbirliği içinde C serisi ürünlerin enfeksiyon etkinlik testleri yapılmıştır. Buradaki birkaç örnek: Tavuklarda Salmonella typhimurium 10^7 cfu ile gerçekleştirilen üç çalışma yapılmış. Bu çalışmalar monogliseritlerin yeme eklenmesi ile enfeksiyonun önlenebildiğini ve tedavi edilebildiğini gösterdi. Tedaviden sonra karaciğer ve sekumun her ikisinin de Salmonella açısından tamamen temizlenmiş olduğu görüldü ( Forli Hayvan Sağlığı Enstitüsü 2006 ve 2009). Domuzlarda yapılan bir enfeksiyon çalışmasında Salmonella typhimurium 10^9 cfu kullanıldı. Çalışma monogliseritlerin yemle tüketimi ile hayvanlarda Salmonella’nın kolonizasyonunun büyük ölçüde önüne geçilebildiğini gösterdi. Ölçümler sekum ve gübreden yapıldı. Sonuç olarak hayvanların performanslarında gelişme tesbit edildi ( Deneysel Hayvan Sağlığı Enstitüsü, Bologna 2007) Tavuklarda yapılan bir enfeksiyon çalışması da farklı formdaki bütirik asitlerin Coccidiosis ve Clostridiosis’e karşı etkinlikleriydi. Çalışmalar bütirik asidin dive trigliseritlerinin kaplanmış sodyum bütirata göre çok daha iyi bir sekilde mide lezyonlarından koruduğunu gösterdi. Performans değerlerini de çok daha fazla geliştirtirdiğini gösterdi ( Prof. Leesen, Guelph Üniversitesi; yayınlanma Leeson ve ark, 2005 Poultry Science 2005 84:1418-1422). Bu enfeksiyon çalışmalarına ek olarak Framelco tarafından mono ve/veya di- ve trigliseritlerle ilgili olarak yapılan çalışmalarda iyi sonuçlar alınmıştır. Daha çok saha çalışmalarını görmek için veya hayvan-spesifik bilgilerine ulaşmak için Framelco’nun sitesini ziyaret edebilirsiniz. Size en uygun öneri için bize ulaşın! Ürünler Farklı içeriklerin etkileri hakkında yaptığımız saha çalışmaları ve in-vitro deneylerden elde ettiğimiz bilgi ve tecrübelerimizi temel alarak bazı karışımlar geliştirdik. FRA C serisi ürünler, yem uzmanları tarafından antibiyotikler ve aşındırıcı asitleyiciler yerine kullanılıyor. Müşterilerin durumlarına bağlı olarak müşteriye spesifik ürünler üretilebilir. Framelco Hollanda aşağıdaki standart ürünleri öneriyor. FRA AC 34 ( toz/ sıvı) : bu ürün 1-monobütirin ve 1monopropioninin patojen E.coli ve Salmonella’ya karşı antibakteriyel özellikleri ile güçlü tedavi edici ve önleyici olarak kullanılmaktadır. Bu monogliseritler kan dolaşımına geçebilmektedirler. Yağ asitlerinin 1-monogliseritleri saf asitlere göre çok daha etkili antibakteriel etkinlik gösterirler. FRA C12 ( toz/ sıvı) : 1-monolaurin içerir. 1-monolaurin dolaşım sistemine geçer. Çalışmalar insanlarda zarflı virüslere karşı güçlü antiviral etkinliğinin olduğunu gösterdi. FRA C12 ile ilgili literatürler Streptococcus, Staphylococcus ve Enterococcus gibi gram-negatif bakterilere karşı 27 kat daha fazla koruma sağladığını gösteriyor. FRA C12 kokmaz ve yem tüketimini olumsuz yönde etkileyecek tadı yoktur. FRA C- serisi: • • • • • • • • pH bağımsızdır. Isıya direçlidir. GRAS ( FDA tarafından güvenli bir gıda katkısı olarak ruhsatlanmıştır.) GDO içermez. Aşındırıcı değildir. Kokusuzdur İçme suyuna eklemeye uygundur. Hem sıvı hem de toz formları bulunmaktadır.