Yeni FRA raporunun inceleme konusu Müslümanlara

advertisement
FRA Basın Bildirisi
Viyana/Madrid, 28 Mayıs 2009
Yeni FRA raporunun inceleme konusu Müslümanlara karşı
ayrımcılık
Vakaların yetersiz raporlanması ve kamu otoritelerine güvensizlik
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA) bugün AB’de Müslümanlara karşı
ayrımcılık hakkında bir rapor yayımlamıştır. Raporun bulguları şu ana kadar
göçmen ve etnik azınlık gruplarının ayrımcılık ve ırkçı suç deneyimleri
hakkında gerçekleştirilen ilk Avrupa çapındaki araştırmanın (“AB MIDIS”)
bir parçasıdır. Araştırmanın Müslüman katılımcılarından elde edilen
sonuçlar, araştırılan diğer azınlık gruplarına benzer oranlarda yüksek
ayrımcılık ve mağdur edilmişlik düzeylerine işaret etmektedir. Pek çok
ırkçılık vakası polise veya başka bir kuruma rapor edilmemektedir.
Ayrımcılık karşıtı mevzuat az bilinmekte olup, şikayet mekanizmalarına
güven duyulmamaktadır. Araştırmada yer alan Müslümanlar ayrımcılığa
uğramalarının temel nedenini din olarak görmemektedir. Bulgular ayrıca
geleneksel veya dini kıyafet giymenin ayrımcılık olasılığını arttırmadığını
göstermiştir. FRA, kişileri şikayet mekanizmaları hakkında bilinçlendirmek,
ayrımcılık ve ırkçı suçların kayıt mekanizmalarını iyileştirmek, kişileri
hakları hakkında daha iyi bilgilendirmek, bilhassa gençler için
bütünleştirme tedbirlerine daha fazla kaynak ayırmak ve ırkçılık olaylarını
rapor etmek için erişilebilir mekanizmaların rolünü ve kapasitesini
güçlendirmek suretiyle ayrımcılıkla mücadele etmek üzere AB
hükümetlerine çağrıda bulunmaktadır.
Ortalama olarak, araştırmaya katılan her 3 Müslümandan 1 tanesi son 12 ayda
ayrımcılığa uğramış, %11’i de ırkçı bir suça maruz kalmıştır. En yüksek ayrımcılık
düzeyleri istihdamda meydana gelmiştir.
FRA Müdürü Morten Kjaerum, “İstihdamdaki yüksek ayrımcılık düzeyleri endişe
vericidir. İstihdam, bütünleştirme sürecinin anahtar bir unsurunu oluşturmaktadır.
Göçmenlerin topluma katkıları ve bu gibi katkıların görünür kılınması için temel
öneme sahiptir. Ayrımcılık bütünleşme sürecini aksatabilir” demiştir.
Yetersiz raporlama ve kamu otoritelerine güvensizlik
Diğer azınlık gruplarıyla ortak bir özellik olarak, araştırmaya katılan
Müslümanların çoğu (%79) ayrımcılık ve ırkçı suç vakalarını herhangi bir kuruma
– polis de dahil devlet kurumları veya STK’lara – rapor etmemektedir.
genç Müslüman katılımcılar, bir devlet hizmeti olarak polise pek
olmadığını göstermektedir. Vatandaşlığı olmayanlar ve ülkede çok
süredir yaşayan kişilerin ayrımcılık vakalarını rapor etmesi genellikle
olasıdır.
Bilhassa
inançları
kısa bir
daha az
Genel olarak, araştırmaya katılan Müslümanların %59’u ‘rapor etmekle hiçbir şey
olmayacağına veya hiçbir şeyin değişmeyeceğine’ inanmakta ve %38’i de ‘bunun
her zaman olduğunu’ söylemekte ve dolayısıyla vakaları rapor etme zahmetine
girmemektedir.
Morten Kjaerum, “Bu durum bazı önemli sorular doğurmaktadır: Ayrımcılık
hayatın bir gerçeği olarak pasif bir şekilde kabul mu edilmektedir? Bu durum
sosyal bütünleşme ve toplumsal uyumu nasıl etkilemektedir? Kamu otoriteleri ve
polise daha çok güven duyulması için ne yapılabilir? Kamu otoritelerinin
bütünleşme sürecini desteklemek gibi bir sorumlulukları bulunmaktadır. Buna
kişilerin hakları konusunda daha çok bilinçlendirilmeleri de dahildir. Tüm ırkçılık
kurbanlarının sadece teoride değil, pratikte de adalete erişimi olmalıdır” demiştir.
Araştırmada ayrıca, ayrımcı muameleye ilişkin olası deneyimleri saptamak üzere,
kanun uygulayıcı kurumlar hakkında da sorular sorulmuştur. Müslüman
katılımcıların ortalama %25’i son 12 ayda polis tarafından durdurulduğunu
belirtmiştir. Durdurulmuş olanlardan %40’ı etnik kökenleri dolayısıyla
durdurulduklarını düşünmektedir (‘etnik profilleme’).
Etnik köken başlıca ayrımcılık sebebi
Son 12 ayda ayrımcılığa maruz kalan Müslüman katılımcıların çoğu bunun
esasen etnik arkaplanlarından kaynaklandığına inanmaktadır. Bunların sadece
%10’u uğradıkları ayrımcılığın yalnızca dinlerine bağlı olduğunu düşündüğünü
belirtmiştir. Aslında, geleneksel veya dini kıyafet (baş örtüsü gibi) giymek
ayrımcılığa uğrama olasılığını arttırır gibi görünmemektedir.
Morten Kjaerum, “Sonuçlar, genel olarak, Müslümanların, hem etnik kökenlerine
hem de ikamet ettikleri ülkeye bağlı olarak, oldukça farklı muameleye tabi
tutulduğunu ortaya koymaktadır. Geleneksel kıyafet giymenin ayrımcılığı arttırdığı
hemen hemen hiç görülmemektedir. Vatandaşlık sahibi olanlar ve ülkede daha
uzun süredir ikamet edenler daha az ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Söz gelimi,
vatandaşlığı olmayan Müslüman erkek katılımcıların %41’i ayrımcılığa maruz
kaldığını belirtirken, bu oran vatandaş olan Müslüman erkek katılımcılarda
%27’dir” demiştir.
Kjaerum, “Irkçılık mağdurlarının güvenle raporda bulunabilecekleri, gerçekten
erişilebilir mekanizmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Dolayısıyla, Üye Devletler’i
ayrımcılık ve ırkçı suç vakalarına ilişkin kayıt mekanizmalarını iyileştirmeye ve
destek yapılarının rolü ve kapasitesini güçlendirmeye teşvik ediyoruz. Söz gelimi,
Üye Devletler ulusal Eşitlik Kurumları’nın görevlerini gerçekleştirebilmelerini ve
ayrımcılıkla etkili bir şekilde mücadele edebilmelerini temin etmelidir" diyerek
sözlerine son vermiştir.
“2. Odaktaki Veriler Raporu: Müslümanlar” aşağıdaki adreste bulunmaktadır:
http://fra.europa.eu/eu-midis/
İletişim: FRA Basın Ekibi
Tel.: +43 1 58030-642
media@fra.europa.eu
Editörlere not:
“AB-MIDIS – AB Azınlıkları ve Ayrımcılık Araştırması”: “2. Odaktaki Veriler Raporu:
Müslümanlar” başlıklı raporun bulguları şu ana kadar göçmen ve etnik azınlık gruplarının
ayrımcılık ve ırkçı suç deneyimleri hakkında gerçekleştirilen ilk Avrupa çapındaki
araştırmanın (“AB MIDIS”) bir parçasıdır. FRA, (GALLUP tarafından ifa edilen) bu büyük
temsilci araştırmayı ayrımcı muamele, ırkçı suçlar da dahil olmak üzere, suç mağduru
olma, hak bilinci ve şikayetlerin rapor edilmesine ilişkin deneyimleri araştırmak üzere,
2008 yılında gerçekleştirmiştir. Etnik azınlıkların ve göçmen gruplarının sosyal
içerilmesinin yanı sıra azınlıkların maruz kaldığı ayrımcı muamele ve ırkçı suçlar da dahil
olmak üzere, suç mağduru olmanın kapsamını da ölçmek üzere verilere ihtiyaç
bulunmaktadır. Araştırmada etnik azınlık veya göçmen arkaplanına sahip 23.500 kişiyle
görüşme yapılmıştır. 27 AB Üye Devleti’nin tümünde etnik azınlık ve göçmen
gruplarından seçilen rasgele bir katılımcı örneğiyle aynı standart soru formu kullanılarak
yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
“2. Odaktaki Veriler Raporu: Müslümanlar”: Müslümanlar hakkındaki bu AB-MIDIS
raporu, AB’deki Müslümanların nasıl ayrımclığa maruz kaldığı ve mağdur edildiğine
ilişkin veri sunmaktadır. Raporda 14 Üye Devlet yer almaktadır: Avusturya, Belçika,
Bulgaristan, Danimarka, Almanya, Finlandiya, Fransa, İtalya, Lüksemburg, Malta,
Slovenya, İspanya, İsveç ve Hollanda. Çeşitli etnik kökenlerden Müslümanları
kapsamaktadır (söz gelimi, Kuzey ve Sahra Altı Afrikalı, Türk, Iraklı ve eski Yugoslav).
Araştırmada yer alan Müslümanların %24’ü ikamet ettikleri AB ülkesinde doğmuş olup,
%52’si burada 10 yılı aşkın bir süredir yaşamıştır.
Diğer AB-MIDIS raporları: Ajans, 2009 yılında, belirli azınlık grupları ve araştırmada
incelenen temel konular hakkında yeni ‘Odaktaki Veriler’ raporları yayımlayacaktır.
Araştırmaya ilişkin bir nihai rapor Aralık 2009’da yayımlanacak olup, araştırmanın
verisetinin 2010 yılının ilk yarısında yayımlanması planlanmaktadır.
http://fra.europa.eu/eu-midis/ adresinde hali hazırda aşağıdakiler bulunmaktadır:
• “Bir bakışta AB MIDIS” (Nisan 2009)
• “1. Odaktaki Veriler Raporu - Romanlar” (Nisan 2009)
• Teknik Rapor ve Soru Formu
(Orijinal basın bildirisi: İngilizce)
Download