Bilim, Açıklama ve Evrim Kuramı Evrim Kuramının Bilimselliğine Dair Felsefi Gözlemler Gökhan Akbay Bilim, Açıklama ve Evrim Kuramı Bilim nedir? Bilimsel bilginin gündelik bilgiden farkı nedir? Bilimsel açıklama nedir? Bilimsel açıklama türleri nelerdir? Biyolojik bilimlerde açıklama nasıl yapılır? Evrimsel açıklama nedir? Evrim kuramı bilimsel midir? Yaratılışçılık bilimsel midir? Bilimsel Bilgi ve Gündelik Bilgi Gündelik bilgi: Sıradan deneyimde karşılaşılan nesneler ve bunların ilişkileri hakkında genellemeler. – – – – “Yüksekten bırakılan ağır nesneler yere düşer.” “Çok okumak gözleri bozar.” “Suyu yeterince soğutursanız donar.” “Ada çayı içmek mide rahatsızlıklarına iyi gelir.”, vb. Birden çok olay arasındaki bağıntılar betimlenir ama çoğunlukla açıklama kaygısı güdülmez. Düzenli ve tekrar eden olgular gündelik bilginin hammaddesini oluşturur (suyun donması, nesnelerin yerin merkezine doğru hareketleri, güneşin doğuşu ve batışı, iklim ile tarımsal mahsul arasındaki ilişki, vs.) Gündelik Bilgi Çoğunlukla sistematik değildir. Çünkü olayların derin açıklamalarından çok yüzeysel bağlantılardan ve benzerliklerden öteye geçmez: – “Sıradan deneyimle elde edilen bilginin öne çıkan bir özelliği de belirli sınırlar içinde doğru olmasına rağmen bu bilginin, bahsettiği olguların neden öyle olduklarını nadiren açıklamasıdır. Dolayısıyla tekerleği icat eden toplumlar genellikle ne sürtünme kuvveti hakkında ne de tekerlekli araçlara yüklenen malzemelerin neden yerde sürüklenen malzemeden daha kolay taşındığı hakkında bilgi sahibidirler.” Ernest Nagel, The Structure of Science, s. 3 Gündelik Bilgi [Gündelik bilgi] Açıklama vermeye çalıştığı örneklerde de çoğunlukla yanılır: – “Yüksükotu kalp hastalıklarına iyi gelir çünkü çiçeklerinin şekli kalbe benzer.” Gündelik bilgi kendi geçerlilik sınırlarını bilmez, gündelik bilgi çoğunlukla bir çok faktörde değişme olmadığı durumlarda geçerlidir: – Örneğin gübrenin tarımsal mahsulü artıracağına inanan çiftçiler uzun yıllar boyunca gerçekten başarılı olabilirler ancak toprakta yarattıkları bozulmayı tahmin edemezler. Gündelik Bilgi Gündelik bilginin önermeleri test edilmeye uygun değildir. Bunun nedeni, bu önermelerin muğlaklığıdır. Muğlak önermeler, hangi koşullar altında doğru oldukları belli olmayan önermelerdir: – – – – “Su yeterince soğutulursa donar.” Bu önermede “su” ve “yeterince” sözcüklerinin göndermede bulundukları değerler ve nesneler belirsizdir. “Çok okumak gözleri bozar.” Bu cümlede “çok” sözcüğü muğlaklığa neden olur. Gündelik Bilgi Gündelik bilgi gündelik problemleri çözmek amacıyla kullanılır. Bu yüzden insanların neye değer verdiklerinden fazlasıyla etkilenir. Bu açıdan öznel bir yönü vardır. – – – “Gübre tarımsal mahsulü artırır” önermesinde gübrenin toprak üzerinde yaptığı etki sadece tek bir açıdan (tarımsal üretim açısından) değerlendirilmiştir. “Yüksek enflasyon, tüketim mallarının fiyatlarında artışa neden olur” önermesinde de aynı durum söz konusudur. “Yağlı yemekler kilo almaya neden olur”, vb. Bilimsel Bilgi Sistematiktir. Açıklayıcıdır. Öndeyi yapmaya olanak sağlar. Terimlerinin anlamları olabildiğince açıktır. Test edilmeye uygundur. Nesneldir. Bilimsel Bilgi Sistematiklik: – – Bilimciler olgular arasında genelleştirilebilir bağlantılar bulmaya çabalarlar. Doğadaki düzenlilikleri açıklamaya çalışırlar. Sistematiklik, bilimsel bilginin çeşitli bileşenlerinin arasında tutarlılık ve birlik sağlama çabasından ortaya çıkar. Bilimsel bilgi organizedir. Bilimsel bilgi, birbirinden bağımsız önermeler yığını değildir. Örneğin moleküler biyolojinin tüm önermeleri (“X geni Y proteini kodlar”) daha temel önermelerle (“Enformasyon akışı genlerden proteinlere doğrudur, tersi değil”) ile tutarlı olmalıdır. Bilimsel Bilgi Açıklayıcılık: – – – Bilimsel bilgi ilgilendiği olguları betimlemekle yetinmez, onların nedenlerini de açıklar. Örneğin gelgit (med-cezir) olgusunu sadece betimlemez, ayın çekim gücünün denizler üzerindeki etkisi aracılığıyla açıklar. Bilimin genellemeleri çoğunlukla açıklayıcıdır. Örneğin “Tüm kuğular beyazdır” önermesini bilimsel saymakta tereddüt ederiz. Çünkü bu genelleme kuğuların neden beyaz oldukları hakkında hiçbir şey söylemez. Bilimsel bir kuram mevcut veriyi özetlemekle kalmaz, onun ötesine geçer. “Neden mavi gözlü ebeveynlerin, çocukları da mavi gözlü olur?” sorusunu Mendel’in birinci yasası ve genlerin göz rengini nasıl belirlediği konusundaki bilgimizle açıklarsak bilimsel bir açıklama yapmış oluruz. Bilimsel Bilgi Açıklık: – – – – Bilimsel kuramlar içinde kullanılan terimlerin anlamları olabildiğince açık biçimde verilir. Örneğin “Kuvvet=Kütle*İvme” önermesinin bilimsel olabilmesi için “ivme” terimi ile neyin kastedildiği kesinlikle belirtilmelidir. Terimlere açıklık kazandırmanın bir yolu onları çalışmanın başında tanımlamaktır (örneğin ivme: nesnenin hareketindeki değişiklik). Ama her terime mükemmel birer tanım vererek başlamak çoğunlukla mümkün olmaz (örneğin “bilinç”). Terimlerin anlamlarını açık ve seçik kılmanın bir yolu da onları ölçülebilir değerlere çevirmektir (örneğin kuvvete sayısal bir değer verilmesi). Açıklık, bilimsel hipotezlerin test edilmesini kolaylaştırır. Bilimsel Bilgi Test edilebilirlik: – – Doğrulama: Bilimsel bilgi, doğadan toplanan gözlemsel ve deneysel veriler ile desteklenmelidir. Yanlışlama: Bilimsel bilgi, deneysel ve gözlemsel verilerle uyuşmadığında revize edilebilmeli veya test sonuçlarının gücüne göre yanlış sayılabilmelidir. Örneğin, eğer güneş sisteminde dikdörtgen yörünge izleyen bir gezegen bulunsaydı Kepler’in yasaları yanlışlanmış olurdu. Bilimsel Bilgi Nesnellik: – – Bilimsel bilgi yaşamsal ihtiyaçlarla sıkı sıkıya bağlı görünse de değer yargılarından olabildiğince uzak durmaya çalışır. Örneğin, Kopernik’in kuramı dünyayı ve dolayısıyla insanı evrenin merkezi olmaktan çıkarmıştır. Bilimsel araştırmada açıklanan olgunun insanlar üzerindeki etkilerini açıklamak çoğunlukla amaçlanmaz. Örneğin “ısı=ortalama moleküler kinetik enerji” denkleminde ısının insan duyu organları üzerindeki etkisi es geçilmiştir (ancak bu bir zorunluluk değildir). Bilimsel açıklama biçimleri Çıkarımsal açıklama Olasılıksal-İstatistiksel Açıklama Ereksel (teleolojik) Açıklama Genetik Açıklama Çıkarımsal Açıklama Yasalar+Başlangıç Koşulları Sonuç Yasa: Tüm metaller ısıtılınca genleşir. Başlangıç koşulları: – – Elimizdeki örnek metaldir. Elimizdeki örnek ısıtılmaktadır. Sonuç: Örneğimiz genleşir. Olasılıksal-İstatistiksel Açıklama Zorunluluk değil, olasılık: Bu açıklama biçiminde öncül olarak kullanılan yasalar olasılıksaldır, yani birden çok sonucun çıkma olasılığı vardır. Bireyler değil popülasyonlar: Bu açıklama biçimi çoğunlukla tek tek bireylerin özelliklerinden ziyade istatistiksel ortalamalara odaklanır. Ereksel Açıklama Ereksellik nedir? Neden ereksellikten kurtulmak için çabalıyoruz? Erekselliğin biyolojideki kalıntıları nelerdir? Biyolojik erekselliğin olası açıklamaları nelerdir? Biyolojik erekselliği nasıl doğallaştırabiliriz? Ereksellik nedir? Ereksellik bir açıklama biçimidir: – Ereksellik olguları amaçlara ve işlevlere dayanarak açıklar. Ereksellik, “neden” ve “ne için” sorularına verilmiş bir yanıttır: – – – Kuşların neden kanatları vardır? Bizim neden gözlerimiz var? Cep telefonları ne içindir? Ereksellik nedir? Ereksel ve mekanik açıklamalar: – – – Soru: Yağmur neden yağar? M: Yağmur yağar çünkü su buharı soğuk hava dalgasıyla karşılaştığında yoğunlaşır. Yoğunlaşan suyun özgül ağırlığı artar. Özgül ağırlığın artmasıyla su damlalarına etkiyen kaldırma kuvveti, yerçekimsel kuvvetin altına düşer. E: Yağmur, bitkileri sulamak ve dolayısıyla insanın beslenmesine katkı sağlamak için yağar. Ereksellik nedir? Erekselliğin tarihsel öncülleri: Platon: Evren, demiurgos denilen bir tanrı tarafından yaratılmıştır. Her şey olabileceği en iyi yerdedir: – “Bu düzenli dünyanın iki ebeveyni vardır: Zorunluluk ve Akıl. Akıl zorunluluğa, onu her nesneyi en iyi duruma yönlendirmeye ikna ederek hükmeder ve aklın zorunluluk üstündeki bu egemenliği evrenin oluşumu ile sonuçlanmıştır.” Timaeus 48a Ereksellik nedir? Aristoteles: İçkin ereksellik, yani nesnelerin tanrısal bir ereğe değil, kendilerine içkin olan bir ereğe uymaları. – – – – Benzer benzere doğru hareket eder. Mesela yere bırakılan taş düşer çünkü yerin yapısıyla taşınki aynıdır. Alev göğe yükselir çünkü aynı maddeden yapılmışlardır. Organizmaların yumurtadan ergin hale kadar geçirdiği süreçler içkin bir amaç tarafından belirlenir. Burada amaç ergin organizmadır. Canlıların işlevsel organları, taşıyıcılarına olan faydalarından ötürü vardırlar. Tek başına rastlantı organik ve inorganik dünyadaki düzeni açıklamaya yetmez. Neden ereksellikten kurtulmak için çabalıyoruz? Fiziksel bilimlerdeki buluşlar erekselliğin bilimin bir çok alanından elenmesine neden oldu: – – – Newton fiziği hareketi, nesnelerin amaçlarıyla değil, uymak zorunda oldukları doğa yasalarıyla açıklar. Moleküler biyoloji bizlere canlılığın karmaşık biyokimyasal etkileşimlerin toplamından başka bir şey olmadığını gösteriyor. Bilimin şu anki standartları kör, kesintisiz doğal düzenlilikleri merkeze alır. Erekselliğin biyolojideki kalıntıları nelerdir? Biyolojik işlev: – – – Bir hemoglobin molekülü ne içindir? Bu soruda herhangi bir terslik seziyor musunuz? Bu soru meşru bir soru mudur? Sorun hemoglobin moleküllerinin akıllı bir tasarımın ürünü olmamasından kaynaklanır. “Hemoglobin molekülünün işlevi dokulara oksijen taşımaktır” derken başka bir şey kastediyor olmalıyız. Biyolojik erekselliğin olası açıklamaları nelerdir? Yaratılışçılık ve Akıllı tasarım: – – – Kadiri-mutlak bir tanrı tüm canlıları tek seferde yarattı. Tüm canlılar ve onların organları akıllı bir varlık tarafından yaratıldığı için onların işlevleri tanrının niyetlerini yansıtmaktadır. Başka bir deyişle, canlılara tıpkı insan ürünü nesnelere baktığımız gibi bakmalıyız. “Ne için” sorusu meşru bir sorudur. Örneğin “Hemoglobin ne içindir?” sorusu şöyle yanıtlanabilir: “Hemoglobin, tanrı tarafından dokulara oksijen taşımak için tasarlanmıştır.” Biyolojik erekselliğin olası açıklamaları nelerdir? Yaratılışçı açıklamanın nesi hatalı? – – – Bilimsel açıklamalarda açıklayan açıklanandan basit olmalıdır. Tanrı düşüncesi, açıklanmakta olan olgudan daha karmaşıktır. Yaratma fiilinin anlamı muğlaktır. Mesela yaratılış bugünküne benzer kuvvetlerin ve süreçlerin sonunda mı ortaya çıkmıştır? Eğer öyle değilse bu özel kuvvetlerin ve süreçlerin açıklanması gerekir. Bu süreçlerin hiçbir bilimsel araştırma tarafından ortaya çıkarılamayacağı söyleniyorsa bu bilimsel bir açıklama olmaktan çıkar. Biyolojik erekselliğin olası açıklamaları nelerdir? Darvinci açıklama: – – – Organizmaların işlevsel özellikleri uzun bir doğal sürecin sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu sürecin bir rastlantısal, bir de rastlantısal olmayan kısımları vardır. İşlev bu sürecin rastlantısal olmayan kısmı tarafından açıklanır: Doğal seçilim. Doğal seçilim nedir? Doğal Seçilim Nedir? Popülasyonlar varyasyon gösterir. Örneğin bir kuş popülasyonu kanat boyu açısından, bir bakteri popülasyonu antibiyotik direnci açısından varyasyon gösterebilir. Varyasyon (farklılık) gösteren özelliklerin bazıları kalıtsaldır, yani bir sonraki kuşağa aktarılabilir. Bazı kalıtsal farklılıklar, taşıyıcılarına üreme ve hayatta kalma avantajı sağlarlar. Bu özellikler sonraki kuşaklara daha yüksek oranlarda aktarılır. Böylece popülasyonun yapısı değişir. İşlev, bahsi geçen biyolojik özelliğin seçilmesine neden olan özel etkisidir. Örneğin hemoglobinin işlevi dokulara oksijen taşımaktır demek hemoglobine sahip olma özelliği canlılara oksijen taşıma yeteneği verir ve bu yetenek onları seçlimde avantajlı kılar demektir. Darvinci açıklama Bazı kavramsal ayrımlar – – – Uyarlanımlar ve uyumsal özellikler: Uyarlanım doğal seçilimin ürünüdür. Bir özelliğin uyarlanım olması için şu an faydalı olması gerekmez. Örneğin hemoglobin karbon monoksite çok kuvvetli bağlanır. Karbon monoksit öldürücü bir toksindir. Ancak hemoglobin taşımak gene de bir uyarlanımdır. Uyarlanım tarihsel bir kavramdır. Bir özelliğin hangi tarihsel aşamalardan ve süreçlerden geçerek ortaya çıktığını belirtir. Şimdi faydalı olmak uyarlanım sayılmaya yetmez. Örneğin deniz kaplumbağaları ön bacaklarını kumu kazmakta kullanırlar. Bu onlar için faydalıdır ancak ön bacaklar bu işi yerine getirdikleri için seçilmemişlerdir. Darvinci açıklama Bireyoluşsal (ontojenetik) ve Soyoluşsal (filojenetik) uyarlanımlar: – – Bireyoluşsal uyarlanım, bir canlının yaşam süresi boyunca kazanmış olduğu faydalı özellikleri anlatmak için kullanılır. Örneğin bir bebeğin etrafındaki nesnelerle etkileşmeyi öğrenmesi bireyoluşsal bir uyarlanımdır. Soyoluşsal uyarlanım bir türün ortaya çıkışında, ya da öncesinde ortaya çıkan uyarlanımlara verilen isimdir. Örneğin primatlarda insanın ortaya çıkışıyla sonuçlanan beyin büyüklüğündeki artış soyoluşsal bir uyarlanımdır. Erekselliğin doğalcı yorumları Etiyolojik kuram: İşlev atfederken aslında “x özelliği neden var?” sorusuna yanıt ararız. Etiyolojik yaklaşımlar bir nesnenin gerçek işlevleriyle diğer etkilerini ayırt etmeye çalışırlar. Örneğin kalbin işlevi kan pompalamaktır. Ama kalp aynı zamanda ses çıkarır. Bu özelliklerden hangisinin işlev olduğunu, hangisinin yan etki olduğunu belirlemek için şu formül kullanılır: – – – – İnsan ürünü nesnelerde tasarımcının ve kullananın amaçları, doğal nesnelerde ise o nesnenin seçilmesine neden olan etkisi işlevi belirler. Örnekler: “Bu fanın işlevi nedir?” sorusu “Bu fan buraya ne için konulmuş?” sorusuyla eşdeğerdir. “Kalbin işlevi nedir?” sorusu kalbin seçilmesine neden olmuş etkisi nedir?” anlamına gelir. Erekselliğin doğalcı yorumları Sistemik İşlev Yaklaşımı: – – – – İşlev atıfları tarihsel birer hipotez değildir. Bahsi geçen özelliğin şu an ne işe yaradığını anlatırlar. İşlev atfetmek karmaşık sistemleri analiz etmek için kullanılır. Örneğin bir fabrikada üretim bandında herhangi bir işçinin yaptığı katkı onun işlevidir. İşlev=sistemik bir kapasiteye yapılan katkı Yaratılışçılık ve bilim Yaratılışçılık doğa yasaları yoluyla değil mucizeler aracılığıyla açıklama yapmaya çalışır. Yaratılışçılık açıklayıcı değildir çünkü mucizelerin kendileri açıklanmaya muhtaçtır. Ayrıca biyolojideki birçok olgu (homoloji gibi) evrim kuramıyla rahatlıkla açıklanırken yaratılışçılık bu konularda neredeyse hiçbir şey söyleyemez. Yaratılışçılığın pozitif bir projesi yoktur. Yaratılışçılık şimdiki haliyle test edilemez bir doktrindir. Tüm bu nedenlerden ötürü yaratılışçılık bilim değildir.