ortak türk meden*yet*n*nb*r unsuru olarak ortak term*noloj* üzer*ne

advertisement
Prof. Dr. Hüseyin KARADAĞ
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğr. Üyesi
Prof. Dr. Bilgehan A. GÖKDAĞ
Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğr. Üyesi
GİRİŞ

 İnsanoğlunun ilk keşfi kendi bedenidir. Dolayısı ile
insanın ilk keşfi biyolojik-anatomik keşiftir. İnsan daha
sonra yiyeceğini, barınağını, giyeceğini, yaşadığı
coğrafyayı ve yaşadığı coğrafyadaki varlıkları, gökyüzünü
fark etmeye ve keşfetmeye başladı. Her fark ettiğine, her
keşfettiğine bir ad verdi. Dolayısı ile insanoğlunun
kültürel anlamda ilk keşfi varlığa/nesneye ad vermek
olmuştur. İnsanoğlunun zihni dünyası şekillendikçe
varlığın hareket ve davranışlarını da adlandırmaya başladı.

 Bu adlandırmalar nesneldir, somutu adlandırmadır. Zaman
içinde insanoğlu kutsallarını, totemlerini, mitlerini,
inançlarını yani manevi dünyasını oluşturdu ve manevi
dünyasının unsurlarını adlandırmaya başladı. Bu
adlandırma metafiziktir ve soyuttur. Somut ve soyut
varlıkların insanın ve toplumların zihin ve fikir dünyası
üzerindeki etkileriyle insanın fikir, zihin ve estetik
dünyası, felsefi evreni oluşmaya başladı. İnsan kendisini
korumak, yaşamsal ihtiyaçlarını temin etmek, doğayı
şekillendirmek için araç-gereç icat etmeye başladı;
ürettiği, geliştirdiği araç-gerece de ad verdi.

 Görüleceği üzere insanoğlunun ilk keşfi kendi bedeni olmasına karşın,
çevresini keşfi, doğayı kavramaya çalışması ve yaşayabilmek için
çevreye/doğaya hükmetme refleksiyle araç-gereç icat etme faaliyetleri
eş zamanlı olarak yürümüştür.
 Tarihsel süreç içinde önceleri küçük gruplar halinde sosyalleşmeye
başlayan insanoğlu, daha sonra büyük topluluklara ve nihayet
milletlere evrildi. Bu evrilme sürecinde aynı kelimelerle konuşmak,
aynı kelimelerle (dille) anlaşmak hem insanların bir araya gelmelerini
hem de bir arada yaşamalarını sağlayan en belirleyici ve en kıymetli
etken olmuştur.
 Topluluklar/klanlar halinde bir araya gelen insanlık, milletleştikçe
kendi medeniyetini inşa etti, kendi medeniyetini inşa ettikçe de
milletleşmesini geliştirdi.
Dil ve Medeniyet İlişkisi

 Kelimeler sadece nesneyi, olayları/olguları ve bunların
birbirleri arasındaki ilişkileri tanımlayan sesler veya ses
kümeleri değildir. Bir dilin söz varlığı aynı zamanda o
dilin sahibi milletin uygarlığının gelişmişlik düzeyini
ölçme ve değerlendirme göstergesidir. İnsanoğlu bir
yandan evreni ve varlığı merak edip sorgulayarak evreni
ve varlık âlemini adlandırırken, aynı zamanda üretim yaptı
ve ürettikçe hem ürüne hem de üretimde kullandığı araçgerece ad verdi. Bu adlandırmaları rasgele değil, içinde
yaşadığı kültürün kodlarıyla yaptı.

 Tarımdan sağlığa; yer bilimlerinden uzay bilimlerine; devlet yönetiminden
eğitim-öğretime, hukuksal düzene, inanç ve ibadet sistemlerine;
mimariden sulama düzenlerine; sosyal örgütlenmeden iletişime; düğme
yapımından pamuğu iplik, ipliği kumaş yapmaya kadar sayısız alanda
toplumlar/milletler ne kadar maddi, manevi, fikri ve zihni üretim yaptıysa
medeniyet seviyeleri o kadar yüksektir. Dolayısı ile maddi, manevi, fikri,
zihni, estetik değerlerle birlikte ürün ve üretim araçlarının çeşitliliği ve
zenginliği o milletin yarattığı medeniyetin seviyesini belirler. Her ürünün
ve her üretim aracının bir adı olacağına göre, ürün ve üretim araçlarına ait
kelime varlığı ve zenginliği, bir yandan yaratılan medeniyetin seviyesini
belirlemede önemli bir gösterge olurken, diğer yandan da bir uygarlığın
tarihsel süreç içinde kim/kimler tarafından yaratıldığının ve bu uygarlığın
bugünkü mirasçılarının kimler olduğunun da en tartışmasız tanığıdır. Hal
böyle olunca kelimeler/terimler/kavramlar bir milletin medeniyet
hafızasıdır.

 Her ürünün ve her üretim aracının bir adı olacağına göre,
ürün ve üretim araçlarına ait kelime varlığı ve zenginliği,
bir yandan yaratılan medeniyetin seviyesini belirlemede
önemli bir gösterge olurken, diğer yandan da bir
uygarlığın tarihsel süreç içinde kim/kimler tarafından
yaratıldığının ve bu uygarlığın bugünkü mirasçılarının
kimler olduğunun da en tartışmasız tanığıdır. Hal böyle
olunca kelimeler/terimler/kavramlar bir milletin medeniyet
hafızasıdır.

 Türkler kurmuş olduğu medeniyetlerle ve içinde
bulunduğu sosyal, coğrafi, ekonomik, siyasi şartlar içinde
sosyal, sağlık, teknik, fen bilimleri alanlarında bilimsel
çalışmalar yaparak bilimsel ürünler, metotlar, uygulamalar
ve sonuçlar ortaya koymuş bir millettir. Hangi alanda
hangi bilimsel çalışmalar yapıldığı, medeniyet tarihine
geçen hangi bilim adamlarını yetiştirdiği bizim bu
çalışmamızın konusu değildir.

 Türklerin muhtelif bilim alanlarında yaptığı, geliştirdiği, uyguladığı
bilimsel çalışmalarda kullanılan kendi zihni, fikri, felsefi birikimi ile
eşyayı ve evreni anlama ve kavrama geleneği içinde üretip geliştirdiği
terimler/deyimler/kavramlara sadece dünden bugüne kalan ortak
kültür
mirasımız
gözüyle
bakılmamalıdır.
İşaret
edilen
terimler/deyimler/kavramlar bugünkü Türk halklarının bilimsel
çalışmalarda kullanabileceği ortak bilim (yazı, konuşma ve anlaşma)
dilinin de tarihsel ve kültürel ana zeminini oluşturabilecek, Türk bilim
dünyasını bir merkeze davet eden bir kültür hazinesidir. Çok geniş bir
coğrafyaya yayılmış olan Türk halkları içinde bu terimler bilimsel
yayınlarda olduğu kadar, halk ağzında ve folklorik olarak da yaşamaya
devam
etmektedir.
Gelenek
içinde
folklorik
terimler/deyimler/kavramlar halinde yaşayan bu mirasın kayıt altına
alınması da ayrı bir tarihi görev ve sorumluluktur.
Türkçe Terim Geliştirme Çalışmaları
Tarihine
Kısa
Bir
Bakış

 Yusuf Has Hâcib tarafından yazılan, devlet-halk-birey
ilişkilerinin ayrıntılı olarak kaleme alındığı Kutadgu Bilig
(1609) Türkçenin bilim dili olarak kullanıldığı önemli bir
eserdir. Karahanlı Türkçesi ile kaleme alınan eser, 13.000’den
fazla mısradan oluşan büyük bir siyaset bilimi kitabıdır. Eserde
yüz civarında Arapça, Farsça kökenli sözcük vardır. Farsça ve
Arapça kelimelerin karşılığı olarak Türkçe sözlere yer
verilmiştir. Hükümdar: Elig, Disiplinsiz: Yava, Taat: Tapug,
Allah, Halik: Törütigli, Namaz: Yükün gibi. Kutadgu Bilig’de
yer alan Türkçe terim, deyim ve kavramlar Türkçenin 11.
yüzyılda siyaset ve toplum bilimleri alanlarında bir bilim dili
düzeyine eriştiğinin göstergesidir.

 Karahanlı döneminde ilk örneklerine rastladığımız Kuran
tercümelerinde
de
dini
alana
ait
terimlerin
Türkçeleştirildiğini görmekteyiz. Karahanlı Türkleri 11. ve
12. yüzyıllarda Kur’an’ı da Türkçeye çevirmişler,
Kur’an’daki Arapça terimlerin karşılığı olarak Türkçe
sözcükler kullanmışlardır.

 Türkçenin eklemeli dil olması niteliğinden dolayı türetme yeteneğinden
yararlanılarak bilim, sanat, spor vb. alanlarda yeni terimler üretilebilir. Uygur
Türkçesi döneminden itibaren Türkçenin bu imkânından faydalanılarak yeni
terimler dilimize kazandırılmıştır. Maniheist-Budist metinleri Türk diline
çeviren Uygur yazıcıları, kaynak dillerdeki birtakım kelimeler yerine Türkçe
köklerden yeni terimler türeterek Türk din dilinin yolunu açmışlardır. Uygur
metinlerinde rastlanan, Nom bitig: Kanun kitabı, Kirtünç: İman, Kılınç
yolları: Ahlak hükümleri, Sakınç: Düşünceye dalma, istiğrak, Bilge bilig:
Hikmet, Ürlüksüz: Fani, Kirtü: Hakiki, Bilig köngül: Şuur gibi sözler yeni
dönemde Sanskritçe eserlerdeki Budizm terimlerinin Türkçeleştirilmesiyle
ortaya çıkmıştır. Kutadgu Bilig’de yer alan Erdem: Fazilet, Iduk: Kutsal, İdi:
Rab, sahip, İsizlik: Şer, Kut: Mutluluk, Sakınuk: Takva sahibi, Savçı:
Peygamber, Serim: Sabır, Tapug: İbadet, Yek: Şeytan, Yil: Cin gibi bazı
sözcükler Uygur dönemi metinlerinden alıntılanmıştır.

 Osmanlı döneminde eğitim dilinin Arapça olması ve modern
anlamda bilim üreten kurumların olmayışına bağlı olarak
Türkçe terim üretimi yapılamamıştır. Hatta 19. yüzyıla
gelindiğinde, Türkçe terim yokluğundan dolayı Türkçe eğitim
verilemez hale gelmiştir. 19. yüzyılın başlarında batıdan
esinlenerek açılan Mülkiye, Harbiye, Tıbbiye, Tercüme Odası,
Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye, Encümen-i Daniş, Cemiyet-i
İlmiye-i Osmaniye, Darülfünun gibi eğitim kurumlarında terim
sorunu yaşanmıştır. Türkçe terimler bulunmadığı için 1827’de
öğretime başlayan Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Osmaniye-i
Şahane’de, eğitim-öğretim dili olarak Fransızca kullanılmıştır.

 Bu dönemde terim sorununu çözmek üzere hazırlanan
sözlüklerde, Latince terimlerin karşılığı olarak Türkçe yerine
Arapça karşılıklar tercih edilmiştir. Cumhuriyetle birlikte
Türkçe terim üretme çalışmaları da başlatılmıştır. Bu
çalışmalarda Ziya Gökalp’in görüşleri önemlidir. Gökalp,
eğitim-öğretim ve bilim dili olarak Türkçenin kullanılmasını
önermektedir. Gökalp, terim üretimin halk dilindeki
sözcüklerden yapılması, halk dilinde bulunamazsa Türkçenin
kök ve ekleriyle yeni sözcük geliştirme, bununla da
terim/sözcük üretilemiyorsa yabancı sözcüklerden yararlanmayı
önermektedir.

 Tunalı Hilmi Bey’in 1923’te meclise sunduğu Türkçe
Kanunu önerisi yasalaşamamıştır. Tunalı Hilmi Bey yasa
tasarısı ile Maarif Vekilliğinde bir Türkçe komisyonu
kurularak terimlerin Türkçeleştirilmesini, okul kitaplarının
öz Türkçe olarak hazırlanmasını, resmi yazışmaların
Türkçe yapılmasını, yasaların Türkçe hazırlanmasını,
gazete ve dergilerin önerilen yasa teklifindeki esaslara
göre yayın yapmalarının sağlanmasını önermiştir.

 İkinci Türk Dil Kurultayında (18 Ağustos 1934) terimlerin Türkçe
köklerden Türkçe eklerle türetilmesi ilkesi benimsenmiştir.
Benimsenen ilke, Gökalp’in görüşlerine uygunluk göstermektedir.
Bununla birlikte, ihtiyaç duyulması halinde batı dillerinden bilimsel ya
da teknik terim almak yerine, bu dillerin kaynağından yani Latince
ve/veya Grekçeden alınacak terimlerden yararlanmaya karar verilir.
Hal böyle olunca, Osmanlı döneminde kullanılan Arapça
terminolojinin yerini Latin terminolojisi almaya başlamıştır. Bu etki
Türk akademiyasında varlığını devam ettirmektedir. Ayrıca, geçen
zaman içinde Almanca, İngilizce ya da Fransızcadan alınan terimler de
bilim ve teknik terimleri olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüzde bilim ve teknik terimleri ağırlıklı olarak ve gittikçe artan
oranda İngilizceden karşılanmaktadır.

 Son yıllarda Türk dili ile ilgili bilimsel eserlerin yayımına
ağırlık veren Türk Dil Kurumu, terimler konusunda da
yeni bir yol izlemeye başlamıştır. Terim sözlükleri
hazırlamak üzere ilgili bilim dalındaki bilim adamlarından
oluşan çalışma grupları kurulmuş, bu çalışma gruplarının
hazırladığı terim sözlüklerinin yayımlanması yoluna
gidilmiştir.

 Türk Dil Kurumu, 1937’de başlattığı terim sözlüklerinin
yayımı faaliyetlerine devam etmektedir. Başlangıçta okul
kitaplarının dilini ve terminolojisini Türkçeleştirme
çalışmaları yürüten Türk Dil Kurumu, daha sonra bilimsel
terminolojinin
Türkçeleştirilmesi
çalışmalarını
başlatmıştır. Yapılan çalışmalar sonunda çok sayıda bilim
alanında Türkçe terimler sözlükleri hazırlanmıştır.

 Hekimlik dilinde Türkçe terim kullanımını yükseltmek ve
yaygınlaştırmak amacıyla Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe
Tıp Dili Kurulu tarafından 2005 yılında Türkçe Tıp Terimleri
Kılavuzu
hazırlanmıştır.
Hekimler
tıp
terimlerinin
Türkçeleştirilmesine yönelik olarak bildiriler sunmakta, makaleler
yayınlamakta, tıp terimlerinin Türkçeleştirilmesiyle ilgili lisansüstü
akademik çalışmalar yapmaktadırlar. Veteriner akademisyenler
tarafından Latince terminolojiye karşılık olarak Türkçe terminoloji
sözlükleri hazırlanmıştır. Mersin Üniversitesi’nde Bilim Dili Olarak
Türkçe: Göz Bilimi Terimleri Üzerine Derlem Tabanlı Bir Araştırma
başlıklı proje çalışması yürütülmüştür. Diğer yandan, göz hekimleri
tarafından Oftalmolojide Dil Birlikteliği Komisyonu oluşturulmuş ve
bu komisyon Eşanlamlılık Kılavuzu’nu hazırlamıştır.

 Tıp ve doğa bilimleri alanlarında Türkiye’de bazı
terminoloji çalışmaları yürütülürken, teknik bilimlerde de
Türkçe terminoloji üretmek ve teknik terminolojide
birliktelik sağlamak amacıyla 1990’lı yılların başında
İstanbul Teknik Üniversitesi terim üretimi ve birliğini
sağlamak amacıyla bir çalışmayı başlatılmış, Orta Doğu
Teknik Üniversitesi de genel ağ ortamında mühendislik
bilimleri ağırlıklı sözlükleri erişime açılmıştır.

 Açıkça ifade etmek gerekir ki, Türkiye’de bilim camiasında ve
akademik camiada bilhassa tıp ve doğa bilimlerinde Latinceden
vaz geçmeme tavrı vardır. Bu nedenle, üretilen Türkçe
terminoloji, kullanım alanı bulamamaktadır. Son dönemlerde
Latince terminoloji kullanımı alışkanlığına yeni bir alışkanlık
ilave olmaktadır. Yurtdışında lisansüstü eğitim yapan
akademisyenler arasında, özellikle İngilizcenin bilim dili olarak
kullanılması
alışkanlığı
başlamıştır.
Sözü
edilen
akademisyenlerimiz, en sıradan terminolojik ihtiyaçlarını bile
İngilizceden karşılamayı tercih etmektedirler. Oysa bilim
camiamızın Türkçeyi bilim dili olarak kullanma ve Türkçeyi
bilim dili olarak geliştirme görevleri vardır.

 Araştırma ve eğitim çalışmalarının desteklenmesi ve
geliştirilmesi amacıyla 2008 yılında başlayan “TermTurkKültürlerarası Diyalog ve Özel İletişim İçin Terminoloji”
adlı proje çerçevesinde Hacettepe Üniversitesi bünyesinde
bir Terim Araştırma Merkezi kurulmuştur. 2011 yılı içinde
Kırıkkale Üniversitesi tarafından “1. Uluslararası
Çeviribilim ve Terim bilim Kurultayı: Avrupa Birliği’ne
Giriş Sürecinde Türkiye’de Çeviri Sorunları ve Çözüm
Yolları” adlı bir uluslararası kurultay yapılmıştır.

 TÜBA tarafından 2002’de Doğa Bilimleri Terimleri Sözlüğü,
2003’te Tıp Terimleri Sözlüğü, 2006’da Mühendislik Terimleri
Sözlüğü çalışmaları başlatılmış olmakla birlikte, yapılan
çalışmalar henüz yayın aşamasına getirilememiştir. Sosyal
Bilimler Terimleri Sözlüğü çalışmaları 2004’de başlatılmış ve
yayına hazırlık çalışmaları 2011 yılı başında tamamlanmıştır.
olup basım öncesinde kullanıcıların yorumlarını alabilmek için
projenin internet sayfası olan www.tubaterim.gov.tr adresinden
kullanıma sunulmuştur. Sözlüğün 2011 yılı, Kasım ayında
basımı yapılmıştır. Sosyal Bilimler Terimleri Sözlüğü toplam
21.281 terim içermekte olup kullanıcılardan alınan geri
bildirimler ve eklenmesi istenen yeni terimlerle sürekli
güncellenmektedir.
Ortak Medeniyete Ortak Bilim Dili ve Ortak
Terminoloji

 Dilin genel sözcüklerinin yanı sıra belirli bilim alanlarının
özel sözcükleri olan terimler de söz varlığının önemli bir
bölümünü oluşturur. Bir dilin bilim dili niteliğini
kazanmasının koşullarından biri de bilimsel terimlere
sahip olmasıdır.

 Bilim dili; çeşitli bilim dallarının, fikir ve düşünce
faaliyetlerinin, teknik ve sanat alanlarının ihtiyacı olan söz
varlığına, üslup ve anlatım özelliklerine sahip olan; bilim,
teknik ve sanat dallarının terim ihtiyacını karşılayabilen dil
demektir. Esas itibariyle hiçbir dil doğduğunda bilim dili
değildir ve kendiliğinden bilim dili olmaz. Bir dilin bilim dili
olabilmesi için, öncelikli olarak o dilin var olduğu ve yaşadığı
toplumun bilim üretmesi gerekir. Elbette ki bu tek başına yeterli
değildir. Üretilen bilim dilinin ve terminolojinin kullanılacağı
bir dil dünyasına da gereksinim vardır. Örneğin Çin, Japonya ve
Güney Kore bilim ve teknoloji üreten bir ülkelerdir. Ama
üretimlerini ve ürünlerini İngilizce terminoloji ile dünya
pazarına sunmaktadırlar. Çünkü bu ülkelerin kendilerine has dil
dünyaları yoktur.

 Bugün Türk dünyasının önünde çözülmesi gereken birçok
problem bulunmaktadır. Bilim, kültür, sanat, ekonomi, teknoloji
vb alanlarda kurulacak işbirliği için temel şartlar gerekmektedir.
Bunların başında da ortak iletişim dili gelmektedir. Ortak
iletişim dili; birlik ve bütünlüğün temel unsurudur. Ortak
iletişim dili, Türk Dünyasının kendi içinde ekonomik, ticari,
askeri, siyasi, bilimsel bütünleşme ve işbirliğine zemin
hazırlayacaktır. Çözülmesi gereken temel sorunlardan biri de
ortak terminolojinin oluşturulmasıdır. Ortak terminolojinin
oluşturulması çalışmaları Türk halklarının bilimsel işbirliği
geliştirme çalışmalarının önündeki en önemli engellerden
biridir.

 Günümüzde Batı Türklüğünün bilimsel faaliyetlerinde
Latince ve son zamanlarda yaygın olarak İngilizce
kullanılırken, Çarlık ve Sovyet idaresi içinde yaşamış olan
Türk halkları içinde de yaygın olarak Rusça
terimler/deyimler/kavramlar kullanılmaktadır. Sosyal,
teknik, fen ve sağlık bilimleri alanlarında yapılacak ortak
bilimsel terimler/deyimler/kavramlar sözlükleri, Türkçenin
bir bilim dili olarak ortaya çıkması, küresel bilim dili olma
iddiasına sahip olması içinde imkân ve fırsatlar sunacaktır.

 Hem medeniyetimizin bize miras bıraktığı hem de farklı Türk
halklarının
kendi
şartları
içinde
geliştirdiği
yeni
terimler/deyimler/kavramlardan yararlanarak hazırlanacak sözlükler,
Türk halkları arasında bilimsel dayanışmayı, bilimsel işbirliğini, ortak
araştırma-geliştirme faaliyetlerini destekleyecektir. Türk Dünyasının
bütün bilim alanlarında ortak bilimsel terimler/deyimler/kavramlar
sözlüklerinin hazırlanması bilim dünyamızın hem ihtiyacı hem de
tarihsel ve kültürel bir borcudur. Günümüzde, bir Türk lehçesinde
olmayan ve başka dillerden (Latince, İngilizce gibi) geçen
terimler/deyimler/kavramlarla karşılanan terim, deyim, kavram
ihtiyacı bir başka Türk lehçesinde var olan terim, deyim, kavramla
karşılanabilir; bu imkân vardır. Herhangi bir lehçede karşılığı
bulunmayan terimler/deyimler/kavram yazılı ya da folklorik
kaynaklardan temin edilebileceği gibi, bilim dünyamızın
tecrübelerinden yararlanılarak da üretilebilir.

 Bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri ve
Türkiye’nin devlet adamları aydınları değişik
örgütlenmeler ve toplantılarda bütünleşme ve
işbirliği önündeki engelleri tespit ve ortadan
kaldırma yolları üzerinde durmuşlardır. Türk
dünyasının her bölgesinden katılımcının yer aldığı
Türk Kurultaylarında bilim ve teknoloji alanında
işbirliği için ortak terminolojinin oluşturulmasına
sürekli vurgu yapılmıştır.

 Sayısı 10’u bulan ve kamuoyunda Türk Kurultayları
olarak bilinen Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk
Kardeşlik ve İşbirliği Kurultaylarında “ortak
terminoloji” konusu sunulan bildirilerde dile
getirilmiş ve sonuç bildirilerinde yer almıştır.
Sunulan bildiriler, bildirilerden sonra yapılan
tartışmalar ve sonuç bildirilerinde ortak terminoloji
çalışmalarına yer verilmesi sadece bağımsız Türk
Cumhuriyetlerinin temsilcileri tarafından değil,
diğer Türk topluluklarından katılan bilim adamları
tarafından da önemsenmiş ve destek görmüştür.

 Türk
Dili
Konuşan Ülkeler
Devlet
Başkanlığının
kurumsallaşarak Türk Konseyine dönüşmüştür. Türk
Konseyi‘nin ilk başkanı Halil Akıncı, Türk Dünyasında
terminoloji birliğinin önemine “Ortak alfabenin yanı sıra
kurulan çalışma grubunun meydana getireceği, eski köklere
dayalı ve ne anlama geldiği herkesçe hemen anlaşılabilecek
ortak bir terminolojinin üye ülkelerdeki yayınlarda
kullanılmasının, günlük yaşamın yanı sıra eğitim, bilim ve sanat
alanlarında da daha fazla paylaşımı mümkün kılacağına
inanılmaktadır. Amacımız, ortak terminolojinin buradan
başlayıp yayılması, okullarda ve devlet televizyonlarında
kullanılmasıdır.

 Bu çalışma aynı zamanda dilimizi yabancı terimlerden
arındıracak ve zenginliğini ortaya çıkaracaktır. İşte bu bağlamda
Türk Keneşi bünyesinde üye ülkeler arasında ortak terminoloji
geliştirilmesi çalışmalarını yürütmek üzere kurulan Ortak
Terminoloji Kurulunun ilk toplantısı 16 Kasım 2012 tarihinde
İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda bilimsel
amaçlarla kullanılmak üzere bir ortak alfabe de kabul edilmiştir.
Kabul ettiğimiz bu alfabenin 1926 senesinde Bakü’de yapılan
Türkoloji Kongresinde kabul edilen alfabeyle örtüşmesi Türk
dünyasında tarihsel devamlılığın güzel bir örneğidir” sözleriyle
dikkat çekmektedir.

 Türk Keneşi (Konseyi) Eğitim Bakanlıkları Kıdemli
Memurları Birinci Toplantısı 5 Nisan 2013 Cuma günü
İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıda ortak tarih ve
edebiyat
kitapları
hazırlanması
ve
terminoloji
oluşturulması için ilk adımlar atıldı. Türk Keneşi bu
toplantıda ortak edebiyat ve tarih kitaplarının
hazırlanması, öğrenci değişimi, Türk dillerinin diğer Türk
dilli devletlerde ders olarak okutulup öğretilmesi,
çocuklara yönelik ortak televizyon eğitimi programlarının
hazırlanıp yayınlanması gibi projeler üzerinde bir dizi
karar almıştır. Bu kararlardan biri de, Ortak Terminoloji
Kurulu tarafından belirlenen Türk dillerine ait ortak
terimlerin Türk dünyasının iletişim diline yerleşmesi için
bazı tedbirlerin alınması kararı olmuştur.

 Kazakistan’da eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri
yürüten Uluslararası Türk Akademisi, Türk Dünyasında
terim birliğinin sağlanması konusunu araştırma
alanlarından biri olarak seçmiştir.
 Türk Üniversiteler Birliği, İpekyolu Üniversiteler Birliği,
Kafkasya Üniversiteler Birliği gibi Türk devletlerinin
üniversitelerinin işbirlikleriyle oluşturulan akademik
kurumlarda ortak terminoloji konusunun öncelikli gündem
maddesi haline getirilmesi gerekir.

 Türk dünyasında terim birliği konusu üzerinde somut çalışmalar
ortaya koyan Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Türkiye Bilişim Derneği gibi
kurumlar özellikle bilişim terimleri üzerinde yoğunlaşmışlardır.
Çağımızın en önemli alanlarından biri olan bilişim alanında Türk
dünyasında ortak terimlerin kullanılabilmesi için bugüne kadar yapılan
çalışmaların belirlenmesi, bundan sonra yapılacak işlerin
düzenlenmesi amacıyla bilimsel araştırmaların yanı sıra 2004–2011
yılları arasında Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye Bilişim Derneği gibi
kurumlar bünyesinde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve
Türkiye’de forumlar düzenlenmiştir. Bilişim terimlerinde ortaklığın
sağlanması uğrunda atılan adımların ilki 2004 yılında atılmış, bu
toplantıdan sonra Türk Cumhuriyetlerinde forumlar düzenlenmiştir.

 Türkiye Bilişim Derneğinin düzenlediği Bilişim’09
etkinliği kapsamında 18 Kasım 2009 tarihinde “6. Türk
Cumhuriyetlerinde Ortak Bilişim Terimlerine Doğru
Oturumu-2009” başlıklı oturum yapılmıştır. Bu oturuma
katılan Türkiye, Kırgızistan, Kazakistan ve Tataristan’dan
bilim adamları ortak bilişim dilini geliştirmenin
yöntemlerini ve proje konularını tartışmışlardır.

 Türk Dil Kurumu ile Türkiye Bilişim Derneği’nin
işbirliğiyle 23-27 Haziran 2010 tarihleri arasında Bakü’de
7. Türk Cumhuriyetleri Bilişim ve Ortak Terimler
Alanında İş Birliği Forumu-2010 gerçekleştirildi. Bu
formda “Ortak Bilişim Terimleri Oturumu” başlıklı özel
bir oturumda, bilişim alanında ortak terminoloji konusu
ele alınmıştır.

 Türkiye Bilişim Derneğinin Kazakistan Dil Kurumu ile
ortaklaşa olarak 14-20 Kasım 2011 tarihlerinde Astana’da
gerçekleştirdiği “8. Türk Cumhuriyetleri Bilişim ve Ortak
Terimler Alanında İş Birliği Forumu-2011” adlı foruma
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan,
Rusya, Yakutistan ve Tataristan’dan bilim adamları
katılmış, forumda “Ortak Bilişim Terimleri Oturumu”
başlıklı özel bir oturum düzenlenmiştir.

 Türk dünyası içerisinde ortak iletişim dilinin kurulmasını, bu
alandaki ekonomik ve teknolojik ilişkilerin geliştirilmesini
sağlamak üzere dilimizin söz varlığına kazandırılan bilişim,
bilgisayar, yazılım, donanım gibi Türkiye Türkçesine ait bilişim
terimleri ile diğer Türk Cumhuriyetlerinde kullanılan Türk dili
kökenli bilişim terimlerinin ortak bir zeminde buluşması ve
belirlenen terimlerin bütün Türk dünyasında ortak olarak
kullanılmasını sağlamak amacıyla Türkiye Bilişim Derneği
bünyesinde Türk Dünyası Ortak Bilişim Terimleri Çalışma
Grubu kurulmuştur.

 Türk Dünyası Ortak Bilişim Terimleri Çalışma Grubu,
2012’de Azerbaycan’da, 2013’te de Özbekistan’da Türk
Cumhuriyetleri Ortak Bilişim Terimleri Kılavuzu/Sözlüğü
çalışma
toplantıları
gerçekleştirmiştir.
Yapılan
toplantılarda kılavuzun/sözlüğün hazırlanma ilkeleri
belirlenmiş ve terim çalışmalarına başlanmıştır.

 Açık olarak ifade etmek gerekir ki, Türk devlet ve
topluluklarından bilim dünyasının yoğun ve ısrarlı
taleplerine karşın, ortak bilim dili geliştirmenin ilk
adımı olan ortak terminoloji oluşturma ve
oluşturulan
ortak
terminolojiyi
kullanma
konusundaki çalışmalar bazı değerli yayınlarla sınırlı
kalmıştır. Bu eserler ağırlıklı olarak sosyal bilimler
alanındadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

- 2 Ciltlik Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Yazarlar:
Ahmet Bican Ercilasun, Alaeddin Mehmedoğlu Aliyev, Almas
Şayhulov, Erden Zadaulı Kajıbek, Kadirali Konkobay Uulu,
Berdak Yusuf, Cebbarmehmet Göklenov, Valeriy Uyguroğlu
Mahpir, Ali Çeçenov, Kültür Bakanlığı, 1991
- Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu, Emine GürsoyNaskali, TDK Yayınları, Ankara, 1997
- 6 ciltlik Türk Dünyası Edebiyat Kavramları ve Terimleri
Ansiklopedik Sözlüğü. Atatürk Kültür Merkezi’nin Türk
Dünyası Ortak Edebiyatı Projesi (2000-2001)

- Türk Dünyası Ortak Atasözleri Sözlüğü, Özkul
Çobanoğlu, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, 2004
- Türk Dünyası Aile ve Akrabalık Terimleri Sözlüğü,
Mehmet Ziya Binler (Selenge, 2007)
- Türk Keneşi (Konseyi) Ortak Terminoloji Kurulu İlk
Toplantısı İstanbul’da yapıldı (16 Kasım 2012)
- Türklük Bilimi Terimler Sözlüğü - Ahmet Buran, Akçağ
Yayınları, 2015

- Sosyal bilimler sahasında az da olsa ortak terimler sözlüğü
çalışmaları var olmakla birlikte; biyoloji, matematik, fizik,
kimya, gibi fen ve temel bilimler; mühendislik, iletişim ve
bilgisayar teknolojileri gibi teknik; veteriner, tıp, eczacılık,
diş hekimliği gibi sağlık bilimleri alanlarında Türk dünyası
bilim adamlarının kullanabileceği bir ortak
terimler/deyimler/kavramlar sözlüğü yoktur. Tıp alanında
yazılmış olan tek sözlük Türkdilli Halkların
Gastroenteroloji Terimler Lugatı’dır (Nuru Yusufoğlu,
Van, 1997).

 Sözlük Dr. Nuru Yusufoğlu’nun başkanlığında Özbekistan,
Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye’den 8 bilim adamı
tarafından Latince, Rusça, Kazakça, Özbekçe, Türkiye
Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesi karşılıklarıyla
hazırlanmıştır. Ümit Özgür Demirci ve Sefa Durmuş
“Türk Dünyasında Ortak Gramer ve Kimya Terimleri
Kullanılması Üzerine” (8-9 Kasım 2012, II. Uluslararası
Tercümanlık ve Geleceği Sempozyumu) başlıklı bildiri ile
kimya alanında örnek ortak terimler teklif etmişlerdir.

 Sonuç
 Bugüne kadar yapılan ortak terminoloji çalışmalarından ve
günümüzdeki teknoloji ve iletişim kolaylığı imkânlarından da
yararlanarak sözü edilen terminoloji çalışmalarının planlanması
ve yürütülmesi zor bir iş değildir. Medeniyetimizin yazılı
kaynakları, Türk halklarının ve Türk lehçelerinin söz varlığı,
ortak terminolojimizin oluşturulması için son derece zengin
imkân ve fırsatlar sunmaktadır. Türk dünyasındaki bilim, sanat,
fikir, düşünce, siyaset ve akademi çevreleri ortak terminoloji
konusunda isteklidirler ve beklenti içindedirler.

 Ortak terminoloji çalışmalarından elde edilecek çıktıları şu
şekilde özetlemek mümkündür:
- Türk halklarının farklı bilim dallarında geliştirecekleri
ortak terim sözlüklüleri, ortak bilimsel işbirliğimiz için bir
ortak veri tabanı oluşturacaktır.
- Ortak terim sözlüklerinde yer alacak olan lehçelere ait
terim, kavram ve deyimler vasıtasıyla bilim dilimizin
zenginleşmesine yardımcı olacaktır.

- Bilimde, teknolojide, kültürde yaşanacak gelişmelerle
ortaya çıkacak yeni terimlere karşılıklarının bulunması ve
bu terimlerin bütün Türk soylu halkların söz varlığına
kazandırılması gelecekte bu dillerin birbirine daha çok
yaklaşmasını sağlayacaktır.
- Kültür ve medeniyet kaynaklarımızda yer alan terimler,
güncel hayatın içine girerek yeniden yaşama imkânına
kavuşacaktır.
- Farklı Türk lehçelerinde ve Türk halklarının folklorunda
yer alan kelime, deyim ve kavramlar terminoloji varlığımız
olarak kültür ve medeniyet hayatımıza katılacaktır.
Download